Kireçlenme neden olur? Kaç çeşit kireçlenme vardır? Kireçlenmeye ne iyi gelir?
İleri yaşlarda daha sıklıkla görülen kireçlenme günlük yaşam rutinini bozan hastalıklardan biridir. Ağrı ve şişlik gibi belirtilerle kendini gösteren kireçlenme diz, bel ve boyunda görülür. Hareket mekanizmasını olumsuz etkileyen kireçlenme hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Kireçlenme neden olur? Kaç çeşit kireçlenme vardır? Kireçlenmeye ne iyi gelir?
Kıkırdak kaybı problemi olan bu rahatsızlık genellikle 40 yaş ve üzeri kişilerde rastlanır. İki kemik yüzeyinin birleştiği noktadaki kıkırdak yapısı zayıfladıkça hareket etme olasılığı düşer bunun yanı sıra hareket sırasında şiddetli ağrılar yaşanır. Genetiksel olarak ortaya çıkan bu rahatsızlık, 20’li yaşlarda kendini gösterir. Bu durumun başlıca nedeni ise protein eksikliğine bağlı kollajen üretiminin vücutta azalması ile yaşanır. Kollajen kemik, kas ve doku için olmazsa olmaz bir maddedir. Bu madde vücudun uzun süre genç kalmasını sağlar. Ancak azaldıkça işte böyle ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bilim literatüründe osteoartrit olarak adlandırılan kireçlenme, hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve akabinde hastalıklara da yol açan bir rahatsızlıktır. Erkeklere oranla kadınlarda daha sıklıkla yaşanır. Özellikle de bu durum dizlerde ortaya çıkar. Bunun nedeni ise kadınların erkeklere oranla daha hareketli olmasıdır.
BEL KİREÇLENMESİ YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR!
Kireçlenme çeşitlerinden biri olan bel kireçlenmesi en çok hareket etmeyi engelliyor. Eklemlerin fazla aşınması sonucu yaşanan bel kireçlenmesi şiddetli ağrılara ve şişliklere neden olur. Hareket esnasında sürekli belden ses gelir. Ayak bileklerinde şişlik görülür. Obezite ve hassas uyluğa sahip olanların yanı sıra erkeklere oranla kadınlarda daha çok ortaya çıkar. Avrasya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Şenay Şıldır, bel kireçlenmesi hakkında “Eklemlerde kemiğin her ucunu kaplayan oldukça sağlam olan bir materyal bulunur. Kıkırdak olarak adlandırılan bu materyal, eklem hareketi için kaygan ve yumuşak bir ortam ve zemin yaratır. Bir nevi kemikler arası yastık görevi görür. Kireçlenmenin olduğu durumlarda ise kıkırdak dokusu aşırı aşındığından bozulur. Aşınma yıpranmaya, yıpranma ise ağrılara yol açar. Bu durum zamanla eklemlerde şişmeye, hareketlerde zorlanmaya, kemiklerin parçalanmasına ve eklem faresi olarak bilinen eklem içinde kemik parçası birikmesine neden olur. Kemik parçaları küçüldükçe birikmeye başlar ve vücutta iltihap meydana gelebilir. Bu durum kireçlenme sürecini daha da zorlaştırır” şeklinde konuştu aynı zamanda Şıldır, bel kireçlenmesinin tedavisinin ağrıların şiddetini en aza indirmek için yapıldığını vurguladı. İlk aşama da kişilere fizik tedavi uygulandığının altını çizdi.
KİREÇLENMENİN NEDENLERİ NELERDİR?
– Vücuda giren enfeksiyonlu hücrelere karşı bağışıklığın zayıflaması bu hücrelerin kemiklere kadar yerleşmesi,
– İki kemik arasındaki dokuların genetik veya bağışıklık bozukluğu sırasında kayba uğraması,
– Kemiklere yerleşen iltihabın kalıcı olması,
– Kalsiyum oranının kemiklerden çok kanda fazlalaşması gibi nedenler zamanla kıkırdak dokusunu azaltır.
KİREÇLENME BELİRTİLERİ NELERDİR?
– En dikkat çeken belirtisi şiddetli eklem ağrılarıdır. Eklem ağrılarına bağlı gelişen hareket kısıtlılığı
– Eklemden tıkırtı ya da çıtırdı gibi seslerin gelmesi
– Diz ve dirsek kısımlarında şişme gibi belirtilerle kendini gösterir.
– Sabah uyandığınızda vücudunuzun belirli bölgelerinde yaşanan ağrıya bağlı hareket etme de güçlü çekmek.
– Kaslarda esneme de zorlanma ve kalınlaştığını fark etmek.
– Bacak bacak üstüne atmakta zorlanma.
– Merdiven çıkarken, spor yaparken veya da namaz kılarken diz, dirsek ve beli hareket ettirirken çıkan sesler ve devamında yaşanan ağrılar kireçlenmeye işaret eder.
PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN KİREÇLENMEYİ ÖNLEYEN KÜR
Bir su bardağı sıcak suyun içerisine yarım yemek kaşığı çınar yaprağı ekleyiniz. 2 dakika kısık ateşte kaynatıp ocaktan alınız. Ilık bir şekilde akşam yemeklerinden önce ve gece yatmadan önce tüketiniz. 3 saat ara ile tüketmeye dikkat ediniz. Bu karışım her defasında taze hazırlanmalıdır. Çünkü çınar yaprağı bekledikçe işlevini kaybeder. Ayrıca yüksek tansiyon hastaları tüketmemelidir.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!