Osmanlı döneminde kıyafet seçimi nasıldı? İslamiyet’te giyim adaba
Küslükleri bitiren bayramlar, İslamiyet için en önemli günlerdendir. İlahi huzura erişilen bayramlarda, gelenek ve görenekleri ibadete çevirip sünnet bilinciyle hareket ederken giyilen kıyafetler bile kişiye sevap kazandırabilir. Peki bu durumda kıyafet seçimi nasıl olmalıdır? Osmanlı döneminde kıyafet seçimi nasıldı? İslamiyet’e göre bayram kıyafetleri…
Bayramlar aile, akrabalık, komşuluk ve kardeşlik bağlarını güçlendiren en önemli günlerden olurken aynı zamanda sevinç ve neşeleri bir arada tutar. Manevi duyguların coşkuyla buluştuğu, mü’minler arası samimi muhabbetler oluşturan bayramda paylaşımlar da yoğunluk kazanır. Neredeyse bütün meşguliyetlerin bırakıldığı ve manevi yönelimlerin olduğu bayramlarda yapılan mezarlık ya da akraba ziyaretleri için uygun çerçevede hazırlanmak da gerekir. Bunun için sünnette yer aldığı gibi bayrama günler öncesinden odaklanırken aynı zamanda temiz ve güzel elbiseleri giymek, gusletmek, misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak, güzel kokular sürünmek, güler yüzlü olmak hem kişinin kendisine hem de diğer insanlar için ayrı bir mana kazandırır. Dolayısıyla gelenek ve görenekleri ibadete çevirir ve sünnet bilinciyle hareket edilirse giyilen kıyafetler bile kişiye sevap kapısını aralayabilir. Peki İslamiyet’te giyim adaba nasıldı? Osmanlı ve İslamiyet’e göre bayram kıyafetleri…
OSMANLI DÖNEMİNDE KIYAFET SEÇİMLERİ
İslamiyet için büyük önem taşıyan Cuma günleri mü’min bayram gibidir. Osmanlı padişahları da bugüne olan hassasiyetlerini kılık ve kıyafetleriyle gösterirdi. Öte yandan bayram günlerinde Topkapı Sarayı’nda ilk olarak, bayramlık kıyafetlerini giyen padişahlar, sabah namazını Hırka-ı Saadet’te, Enderun öğrencileriyle kılar, bayramlaşırdı.
Fransız yazar Octavien Dalvimart Osmanlı kostümlerini anlattığı kitabında şu igfadeleri kullanmıştı:
“Türkler farklı mevsimlerde dış kıyafetlerini sık sık değiştirirler. Değişiklik günleri her yıl padişah iradesiyle belirlenir. Sultan’ın kürk değiştirdiği gün… Bu genellikle Cuma selamlığına denk gelir. Bir has odalı törenle sadrazamın huzuruna çıkıp vaziyeti bildirir ve derhal tüm saray halkı aynı kıyafeti giyer.”
İSLAMİYET’TE GİYİM ADABI
Her kimsenin kendini yansıttığı bir tarzı vardır. Her dinin, her bölgenin, her örfün giyim tercihleri moda anlayışını ortaya koyduğu gibi yön de verebilir. Renginden tasarımına kadar kişinin karakterini yansıtan kıyafetler aynı zamanda insanın dini, milliyeti, bölgesi, maddi ve manevi durumları hakkında fikir verebilir.
İslam medeniyetinin kurucusu Peygamber Efendimiz (SAV) de giyim ve kıyafet konuları üzerinde çokça vurgu yapmıştır. Kadın ve erkeğin kıyafeti, çocukların kıyafeti; kıyafetlerin boyları, dar ve geniş oluşu, rengi, kumaşların cinsi, temizlik ve kirlilikleri, Cuma ve bayram kıyafetleri, kıyafetin İslamî olan ve olmayanları gibi birçok hadis-i şeriflerinde konu almıştır.
Buhari’nin naklettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (SAV), “Her Müslüman Cuma günü yıkanmalı, misvak kullanmalı ve güzel koku sürünmelidir” buyurmuştur. Bu durumda İslamiyet, imkânı olanlar için ‘israfa kaçmadan’ güzel giyinmeyi teşvik ediyor.
Ayrıca Peygamber Efendimiz (SAV) başka bir hadislerinde de şöyle buyurmaktadır:
“Güzelce giyinip kuşanasınız. Kılık kıyafetinizi düzeltiniz. Ta ki insanlar arasında siyah üzerindeki beyaz gibi seçkin görünesiniz.”
Ayrıca İslam’da insanı ruhen ve görünüş bakımından etkileyecek olan düşük ve yüksek kıyafetlerin de tanımı “Çok düşük kıyafet kişiyi ruhen sefilleştirip, insanî itibarını da haleldar edeceği gibi, yüksek bir kıyafet de israfa kaçmaktan öte, ruhta mezmum olan tekebbür hissini doğurabilecek, normal insanların uzaklaşmasına ve kişinin yalnızlaşmasına sebep olabilecektir” şeklinde yapılır.
Bu sebeple de İbnu Ömer (r.a)’ın anlattığıına göre Peygamber Efendimiz (SAV), şöyle buyurmuştur:
“Çok yüksek kıyafet, çok düşük kıyafet” (Rezin tahriç etmiştir, Kütüb-ü Sitte, 5267)
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!