Türk mutfağının geleneksel tatlılarından birisi olan fırında sütlaç, hafif olduğu kadar yapımı da kolay bir lezzettir. Özellikle evde yenilen yemeklerin ardından sütlaç ile damakta güzel bir tat bırakılması sağlanır. Tülin Dilmen’den katkısız doğal süt, pirinç ve şekerden sütlaç tarifi…

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Sütlü tatlılar denildiğinde ilk akla gelen, hafif ve doyurucu tarifiyle geleneksel nişastalı sütlaçtır. Sütlaç, Türk mutfağına özgü bir lezzettir. Kuzey, Batı Avrupa ve Balkan ülkelerinde de tüketilir. Kalsiyum ve potasyum değeri yüksek olduğu için kas gelişimini destekler. Özellikle gelişim çağındaki çocukların tüketmesi önerilir. Malzemeler hazırsa, gerçek sütlaç nasıl yapılır, bir kase sütlaç kaç kalori sorularının cevabı için tarife başlayalım. Evde sütlaç yapmak isteyen tatlı tutkunlarının püf noktalarını dikkate alması gerekiyor. Peki, sütlaç nasıl yapılır, malzemeleri nelerdir, hangi aşamalara dikkat etmek gerekir?

  • Sütlaç yaparken pirinci önce su, sonra sütle pişirmelisiniz. Sütü eklemeden önce pirinçlerin suyu iyice çektiğine de emin olmalısınız.
     
  • Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta da sütün soğuk olması. Sütlacın kıvamının iyi olması için soğuk sütten şaşmayın.
     
  • Sütlacın kıvamını artırmak için içine pirinç unu eklenir. Bu eklemeyi yapmadan önce pirinç ununu suda ezin. Sulandırılmış pirinç ununu ılıştırmadan tencereye eklemeyin.
     
  • Sıcak ve soğuk sıvıların aniden bir araya gelmesi tatlınızın kıvamına zarar verebilir.
     

ANNE USULÜ SÜTLAÇ TARİFİ:

MALZEMELER

1 litre süt
1 su bardağı soğuk su
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilin
 2 çay bardağı pirinç

YAPILIŞI

Pirinçleri yıkayıp derin bir tencereye koyun ve üzerine 1 su bardağı soğuk suyu ekleyip kaynamaya bırakın.

Pirinç ve su kaynamaya başlayınca ocağın altını kısın ve pirinçler yumuşayıncaya kadar ara ara karıştırın.

 Pirinçler suyunu çekip yumuşayınca üzerine sütü ilave edin ve harlı ateşte kaynamaya bırakın. Dibi tutmaması için ara sıra karıştırın.

 Süt kaynamaya başladığında ocağın altını kısın ve 20 dakika boyunca kısık ateşte pişirin.

20 dakika sonunda tencereye şekeri  ve vanilini ilave edin ve 5 dakika kadar karıştırarak pişirin ve ocaktan alın.

Sütlacı kaplara paylaştırın ve oda sıcaklığında soğumaya bırakın.

Oda sıcaklığına gelen sütlaçları soğutmak için buzdolabına koyun. Soğuduktan sonra üzerine toz tarçın ile servis edin.

Afiyet olsun…

Kilo vermek için en önemli adımlardan biri spor olsa da ne yazık ki tek başına yetersiz kalabiliyor. Sağlıklı beslenme programı ile destekleyebileceğiniz diyet günlerinizde listenize ekleyebileceğiniz yağ yakıcı besinleri sizler için bir araya getirdik. Yağ yakmada etkili olan besinler…

İnce ve kusursuz bir fiziğe sahip olmak istiyorsanız, öncelikli olarak tek başına spor ya da diyetin bir işe yaramayacağını bilmelisiniz. Kilo vermek isteyen kimselere önemli çağrılarda bulunan diyetisyenler sağlıklı beslenme ile spor egzersizlerinin dengeli bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Az da olsa düzenli bir şekilde hareket uygulamak sağlıklı beslenmeyi destekleyerek daha kolay kilo verme imkanı sağlayacaktır. Sağlıklı beslenme programı için ise yağ yakıcı özelliği diğer besinlere nazaran daha fazla olanlar tercih edilmelidir. Peki sağlıklı beslenmede yağ yakma özelliği fazla olan gıdalar hangileri? Kilo verme sürecini kolaylaştıran yağ yakıcı besinler…

ANANAS MEYVESİ:

Enerji etkisi çok yüksek olan ananas, aynı zamanda C vitamini içeriği ile sağlık açısından da etkilidir. Metabolizmanın daha hızlı çalışmasını kolaylaştıran ananası; sabah kahvaltısında, ara öğünde ya da akşam yemeklerinde 2 dilim kadar tüketebilirsiniz.

BADEM KURUYEMİŞİ:

Özellikle de yoğurt ile karıştırılarak tüketildiğinde göbek çevresindeki yağları yakmada etkilidir. Bunu hazırlamak için 10 tane badem, 2 yemek kaşığı yoğurt, biraz zencefil ve az miktarda zerdeçal ekleyin. (Seviyorsanız biraz tarçın, sevmiyorsanız acı biber de ilave edilmelidir.) Ara öğünde gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Badem metabolizma hızının arttıran kasların oluşmasına yardım eder. 

YOĞURT:

Günde 2-3 kaşık kadar ara öğünlerinizde tüketebilirsiniz. Kabızlık ve ishal gibi durumlarda toz probiyotik kullanabilirsiniz.

ZENCEFİL:

Yoğurdun içerisinde toz olarak ya da direkt olarak yemeklerde kullanacağınız zencefil hem tok tutar hem de yağ yakan bir besindir. Bitki çaylarına ekleyebileceğiniz zencefili yeşil çay içerken de ekleyebilirsiniz. Böylelikle metabolizmanız hızlanacak ve daha kolay yağ yakacaksınız.

YEŞİL ELMA:

Yağ yakıcı etkisi kırmızı elmaya göre çok daha fazla olan yeşil elma saç, cilt, ve kilo dengesi için muhakkak tüketmelisiniz. Ayrıca Karaciğer için de oldukça faydalı bir meyvedir.

YEŞİL ÇAY:

Yeşil çay, içerdiği kateşin sayesinde metabolizmayı etkiler. Yağ oksidasyonunu arttırarak daha fazla kalori yakılmasını sağlar.

HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:

Hindistan cevizi yağı, vücutta yağ depolanmak yerine enerji olarak kullanılan zincirli trigliserid içerir. Bu nedenle yağ yakıcı bir etkiye sahiptir.

YAĞSIZ ET:

Yağsız etler termojenik bir etkiye sahiptir. Bu sayede daha çok kalori yakarlar. Özellikle tavuk göğsü gibi beyaz etler yağ yakma konusunda daha etkilidir.

ACI BİBER:

Acı biberlerde bulunan kapsaisin maddesi, yağları okside ederek bel ve çevresini inceltir.

MUZ:

Muzda bulunan dirençli nişasta, bağırsaklarda bulunan bakteriler tarafından yağ asidine dönüştürülür ve yağların yakılmasını sağlayarak obeziteyi önler.

Kahve keyfinizi yudumlarken içerisine katacağınız Hindistan cevizi yağı ile yağ yakımını kolaylaştırın! Hem fit bedende kalmak hem de lezzetli bir kahve içmek istiyorsanız enfes Hindistancevizli kahve ile diyetinizi destekleyebilirsiniz. Kilo verdiren Hindistancevizi yağlı kahve tarifi…

Günlük hayatta cilt bakımından sağlığa, sağlıktan temizliğe kadar pek çok yerde kullanılabilen Hindistan Cevizi yağının aynı zamanda zayıflama konusunda da oldukça etkili olduğunu biliyor muydunuz? İçerisinde bulunan yağ asitleri vücudun direnç kazanıp, metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur. Hindistan Cevizi yağının kilo vermedeki etkisini merak eden bir ekibin elde ettiği sonuçlara göre, günde 2 fincan Hindistan cevizi yağı ile tüketilen kahvenin 200 kalori yaktığı kanıtlanmıştır. Eğer sizde gündelik yaşantınız içerisinde kahve içmeyi alışkanlık haline getirdiyseniz, bu rutinlerinizde bir farklılık yaparak kahvenin içine Hindistancevizi ilave ederek zayıflamayı kolaylaştırabilirsiniz. Egzersiz uygulamadan yarım saat önce tüketebileceğiniz yağ yakıcı kahve ile formunuzu kolaylaştırabilirsiniz.

Hindistan cevizi yağı yağ asitleri bakımından son derece zengindir. Bununla birlikte hem ağızdan hem de haricen kullanıldığında etkisini gösterir. İşte birçok faydası bulunan Hindistan cevizi yağının farklı kullanım alanları…

  • Hindistan cevizi yağı yaraları çok hızlı iyileştirir. Bu nedenle yaralandığınızda hindistan cevizi yağını kullanmanızda fayda vardır.
  • Yumurtaların üzerine hindistan cevizi yağı sürerseniz raf ömürlerini uzatabilirsiniz.
  • Yaz aylarında smoothiesini evde yapmayı sevenler için küçük bir püf nokta. Smoothiesinizin içine bir çay kaşığı hindistan cevizi yağı koyarsanız hem daha lezzetli olur hem de kilo vermenizi sağlar.
  • Hindistan cevizi yağı cilt, saç ve göz çevresi bakımı için rahatlıkla kullanılır. Düzenli kullanımda etkisini gösterir.
  • Eğer mayonezinizi evde yapıyorsanız içine ayçiçeği yağı yerine hindistan cevizi yağı koymaya özen gösterin. Bu şekilde mayonezin içinde bulunun kolesterol oranını azaltabilirsiniz.
  • Hindistan cevizi yağı özellikle şekerli hamur işlerinde kullanılabilir. Genellikle bitkisel kökenli yağlar ısındığında zararlı olurken, hindistan cevizi yağı çok kızsa bile içinde bulunan yararlı özellikleri korur.
  • Sıkışan fermuarınızı bir türlü açamıyorsanız yapmanız gereken çok basit. Fermuarın üzerine bir parça hindistan cevizi yağı sürün, kolaylıkla fermuarın hareket ettiğini göreceksiniz.

YAĞ YAKAN KAHVE NASIL YAPILIR?

Sindirim sisteminizi düzene sokarak kilo verme niyetinde olan kadınların tüketebileceği kahvenin tarifi ise çok basit!

MALZEMELER

– 1 büyük fincan su

– 2 tatlı kaşığı kahve

– 2 tatlı kaşığı Hindistan cevizi yağı

YAPILIŞI

Hazırlayacağınız 1 büyük fincan Türk kahvesi veya sade nescafenin içine 2 tatlı kaşığı kadar organik Hindistan cevizi yağını ilave edip güzelce karıştırın. Her gün 2-3 defa içeceğiniz bu kahve ile yağlarınızla vedalaşın!

Afiyet olsun…

Blazer ceket modelleri, farklı model ve renk seçeneğiyle varlığını ilkbahar sezonunda da kendini göstermeye başladı. Peki ilkbahar sezonu blazer ceket modelleri neler ve blazer ceketler nasıl kombinlenir? İlkbahar aylarının vazgeçilmezi olan en şık blazer ceket modellerini sizlerin beğenisine sunuyoruz. İşte birbirinden güzel blazer ceket kombinleme önerileri…

Son birkaç yılın en favori parçalarından biri blazer ceket modelleridir. Klasik ve spor giyimin en önemli parçalarından biri olan blazer ceketler, 2021 ilkbahar sezonunda vitrinlerde en güzel modelleriyle kendini gösteriyor. Uzun kollu gömlekler, sıfır kol bluzlarla, t-shirt ve etek, şort ve jean pantolon parçalarla blazer ceketleri kombinleyebilirsiniz. Kadınların en trend parçası haline gelen blazer ceketleri ister sokak stiline uygun kombinleyebilir ya da şık bir yere giderken klasik olarak parçaları birleştirip daha şık bir hale getirebilirsiniz. Havaların ısınmasıyla birlikte gardırobunuzda yer vereceğiniz birbirinden güzel blazer ceket kombin önerileri

EN UYUMLU BLAZER CEKET KOMBİN ÖNERİLERİ

Blazer ceketlerin en önemli dikkat çeken detaylarından biri spor ayakkabıyla ve aksesuarlarla daha şık bir hale getirilebiliyor olmasıdır. 

Spor şıklık stilinizin en önemli parçasıysa, jean, beyaz tişört ve siyah bir blazer ceketin birleşimini kullanabilirsiniz.

Son dönemlerde çok tercih edilen ceket modasında kareli blazer ceket modelleri öne çıkıyor.

Bir çift spor ayakkabı ve renkli şallarla da kombininizi tamamlayabilirsiniz.

Uzun blazer ceketler son zamanlarda kısa modellere göre daha fazla tercih ediliyor.

Gömleğin üzerine çok olan üçlü kolyelerden takıp küçük bir çanta aldığınızda güne hazırsınız demektir. Kot bir pantolon ile spor şık olabiliyorken kumaş pantolon ile giydiğiniz zaman toplantıya bile katılabilirsiniz. 

Bebeğine daha yeni kavuşmuş bir anne, bebeğini ilk defa emzirecek olmanın endişesini yaşayabilir. Hem anneye hem de bebeğe çeşitli faydaları olan emzirme ile ilgili bilinmesi gerekenleri sizlere derledik. Doğumdan sonra ilk emzirme için rehberlik edecek bazı bilgiler…

Herhangi bir risk bulunmadığı sürece anne ve bebek için en sağlıklı doğum yöntemi normal doğumdur. Vücudun mucizevi bir şekilde yenilenmesine yarayan normal doğumda bebek dünyaya geldikten sonraki ilk yarım saat içinde anne ile ten tene temas sağlanılarak emzirmenin gerçekleşmesi gerekiyor. Eğer normal doğum değilde sezaryen tercih ettiyseniz emzirmeniz biraz daha zor olabilir. Sezaryen doğumda epidural-spinal anestezi tercih edilmişse emzirmeniz yine çok sıkıntı olmaz iken genel anestezi ile sezaryen yapılmışsa anestezinin etkisi geçene kadar emzirme gerçekleştirilmemelidir.

Bu durumda bebeğinizin göğsünü yatırılmasını isteyerek ten tene teması sayesinde süt üretimi için uyarı verebilir ve ağlayan bebeğinizin bedeninizde yatışmasını sağlayabilirsiniz.

Gerekli bekleme yapıldıktan sonra bebeği ilk defa kucağa almak ve doğru bir emzirme yöntemi gerçekleştirmek için yanınızdaki kişiden yardım almalısınız. Yeni doğan bebeği emzirme süresinin en az iki saatte bir olması önemlidir. Süt üretiminin hareketlenmesi ve kan şekerinin dengede durması için bebeğin sık sık emzirilmesi gerekir.

EMZİRME SÜRESİ VE SIKLIĞI NE KADAR OLMALI? 

Bebeğin ağzına aldığı meme ucundan gelen anne sütünün yapısı ilk olarak protein bakımından fazla iken, sonlarına doğru gelen süt yağ bakımından daha faydalıdır. Emzirme sırasında bebek enerji toplarken annenin de harcadığı enerji nedeniyle kilo vermesi kolaylaşır. Dolayısıyla bebeği memeden ayırmamak özellikle de ilk 15 dakikanın kesinlikle meme üzerinde geçmesi gerekir.

Dış dünyaya adapte olmakta birtakım zorluklar yaşayan yeni doğan bebeklerde doğru emzirme yöntemi gerçekleştirilse bile çok emmek istemeyebilir. Annenin müdahale edip memeyi emmesi için teşvik etmesi önerilir. Emzirme işlemi bittikten sonra kalan süt, ya elle ya da süt pompası yardımıyla sağılarak uygun koşullarda muhafaza edilmelidir.

Bebek ilk zamanlarda, o istedikçe, ağlamasını beklemeden ve en fazla 2-3 saat kadar aralıkta emzirilmesi uygundur.

İlk altı ay boyunca anne sütünden başka bir şey tüketilmesini önermeyen uzmanlar, emzirme döneminde anne sütünün faydalarını dikkat çekiyor. Emziren anneler, bebeklerini emzirdikleri için vücutlarında birtakım olumlu değişimler yaşarlar. Peki emzirmenin annelere ve bebeklere faydaları neler? Emzirmenin olumlu etkileri:

Anne ve bebek üzerinde inanılmaz derece faydaları olan anne sütü, bebek beslenmesinin ilk altı aylık dönemi boyunca alınması gereken en mucizevi besin kaynaklardan biridir. Çeşitli hastalıklara karşı savaşarak koruyucu vazifesi gören anne sütü, bağışıklık sistemi zayıf olan bebeklerin daha dirençli bir vücuda sahip olmalarına da yardımcı oluyor. İçerisinde bol miktarda vitamin, mineral ve protein bulunan anne sütü, bebeğin vücudunun ihtiyaç duyduğu tüm besin ögelerinin tek başına karşılar. Sağlıklı büyüme ve gelişme için gerekli olan anne sütü, her canlının kendine özel bir kaynağı olduğu için prematüre bebeklerde çok daha kolay etkisi görülebilir.

EMZİRMEK METABOLİZMAYI SIFIRLIYOR! 

Araştırmalardan elde edinilen bulgulara göre, emzirmenin annede kalp krizi ve felç tehlikesini %9’a kadar azalttığını ortaya koyuyor. Daha önceki araştırmalar ise, emzirmenin meme kanseri ihtimalinin en aza indirdiğini ve kilo vermeye yardımcı olduğunu göstermişti.

Tüm bunların dışında uzmanlar, metabolizmanın sıfırlanmasına da neden olduğunu söylüyor. Emzirmeyle beraber anne adaylarında biriken yağlar daha çabuk eriyor. 290 binden fazla Çinli kadın üzerinde yapılan araştırmada bebeklerini en az 2 yıl emziren annelerin kalp hastalıkları ve felce yakalanma riski %17-18’e kadar azalıyor.

EMZİRMEK FAYDALI MI? EMZİRMENİN ANNELERE FAYDALARI:

– Her ne kadar bebeğin ve annenin sağlığı için gerekli olsa da hamilelik döneminde alınan fazlalık kiloların eski haline dönüşmesi için kadınlar kolay kilo verme yollarının arar. Bunun için doktordan onay alarak çeşitli diyet ve egzersizler uygulanarak fit görünüm geri kazanılmaya çalışılır.

– Halbuki emzirme esnasında anne harcadığı enerji ile farkında olmadan kalori yakımını sağlayarak kilo vermeyi kolaylaştırır. Dolayısıyla emzirmenin anneye faydalarından bir tanesi de sık emzirme ile kilo verdirici etkinin görülmesidir.

– Doğum sonrası rahmin küçülmesini ve rahim kaslarının toparlanmasına yardımcı olur.

– Kemik erimesi, kalp krizi, rahim ve göğüs kanseri risklerini de epey ölçüde azaltır.

– Bebeğini erkenden emzirmeye başlayan annelerde doğumdan sonra görülen kanamaların riski oldukça azalır. Kanama daha seyrek görüleceği için kanamaya bağlı olarak görülen çarpıntı, halsizlik ve yorulma gibi rahatsızlıklar da haliyle daha nadir görülecektir.

– Bedensel faydalarının yanı sıra ruh sağlığı bakımından da olumlu etkileri bulunduran emzirmede ten tene temas hakim olacağından dolayı anne ile bebeğin arasındaki bağı kuvvetlendirir.

– Doğum sonrasında taze annenin depresyonunu ve kaygısını azaltır.

EMZİRMENİN BEBEKLERE FAYDALARI:

-Gün içerisinde yapacağı dışkısı kabızlık riskini azaltacak ve ishal durumlarına da daha az rastlanacaktır.

-Kolik sorunu ortadan kalkacak ve buna bağlı kusma sorunu daha az yaşanacaktır.

-Kulak enfeksiyonu yaşanma ihtimali düşüktür.

-Anne ile bebek arasında bağın kuvvetlenmesinde etkilidir.

– Anne sütü sayesinde bebeklerdeki kalıtsal hastalık riskleri azalır.

Çoğu kimse bilmez ama yeşil mercimek tam bir protein deposudur. Sağlık açısından oldukça faydalı olan yeşil mercimek özellikle kış mevsimlerinde tüketilir. İçeriğinde vitamin ve mineral barındıran yeşil mercimek hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Kolayca yemeği yapılabilen yeşil mercimeği genellikle zayıflamak isteyenler tercih eder. Peki yeşil mercimeğin faydaları nelerdir? İşte bu soruların yanıtı…

Bakla ailesine ait olan yeşil mercimek, normal mercimeğin bir çeşididir. Tohum şeklinde olan bu besin, yemek ve salatası yapılarak tüketilir. Diyet yapmak isteyenler için ideal olan yeşil mercimek, vücudun genel enerjisini yüksek tutar. A, C, B1 ve B2 vitaminlerinin yanı sıra demir, potasyum, fosfor, iyot, çinko, bakır, kükürt ve protein bakımından oldukça zengindir. Anadolu’da yüzyıllardır tüketilen bu besin dünya da en çok Orta Asya da kullanılır. Tarihçesi insanlık tarihine dayanan yeşil mercimek, normal mercimek gibi kalorisi yüksek değildir. Ayrıca tat olarak da fıstığa benzer. Salatalar için pişirildiğinde 30, yemek için ise 40 dakika yeterlidir. Fazla kaynatıldığında bezin değeri oldukça düşer. Kabukları, normal mercimeğe göre daha hassastır. Bu yüzden ilk on dakika da hemen çatlar. Protein eksikliği yaşayanlar ve et tüketmeyi fazla sevmeyenlerin tüketmesi gereken besinlerin başında gelir. 

  • Yeşil mercimek protein bakımından zengindir.
  • Kansızlık ve halsizlik gibi hastalıkları bitirir.
  • Sindirimi kolaylaştırarak bağırsakların fonksiyonlarını güçlendirir.
  • Zayıflamak aynı zamanda enerji depolamak isteyenler için ideal besinlerden biridir.
  • Yeşil mercimek suyunu süzüp içine bir kaçık bal ekleyip tükettiğinizde yağ yakımınıza destek olur.
  • Ayrıca bu karışım vücuttaki toksinleri atar. 

YEŞİL MERCİMEĞİN FAYDALARI NELERDİR? 

Yeşil mercimek yüksek protein sayesinde kemik sağlığına katkıda bulunur. Vücudun kas sistemini güçlendiren yeşil mercimek hastalıklı hücrelerin sayısını azaltarak vücudun bağışıklığını artırır. 

Uzun süre midenin tok hissetmesini sağlar. Aynı zamanda lif bakımından zengin olan yeşil mercimek bağırsakları temizler. Yemeği yapılan yeşil mercimeğin ilk kaynama suyu içildiğinde ise sindirimi kolaylaştırır.

İçerdiği folik asit sayesinde; ergenlik geçişlerinde, menopoz, adet ve hamilelik süreçlerinde yaşanan hormon dengesizliğini düzenleyerek vücudun yapısını korur. Aynı zamanda uzmanlar tarafından kalp hastalarının da tüketmelerini tavsiye ettiği bir besin kaynağıdır.

Yükselen kolesterol seviyesini dengede tutar. Ani yükselen ve düşen kan oranını dengeler. Baş dönmesi, felç, inme ve yükselen tansiyon gibi rahatsızlıkların oluşma riskini azaltır.

Beyin ve sinir sisteminin sağlığını koruyarak hastalıklara yakalanma oranını düşürür.
Demir bakımından da zengin olan yeşil mercimek demir eksikliği olan hastaların yanı sıra kas ve kemik erimesi hastalarına da uzmanların önerdiği bir besin kaynağıdır.

YEŞİL MERCİMEK SUYU NE İŞE YARAR? 

Yeşil mercimek suyu boğaz enfeksiyonlarını bitirmede etkilidir. Özellikle yeşil mercimek kaynatılıp süzüldükten sonra içerisine bir kaşığı bal eklenerek tüketilebilir. Ayrıca kilo vermek isteyenler da suyu tüketebilir. Su yüksek enerji sağlayarak yağ yakımını hızlandırmanın yanı sıra metabolizmayı da düzenler. 

Çay saatlerinde aynı zamanda kadın günlerinde sofranıza şöyle puf puf kabarmış, leziz ve mis kokusuyla göz dolduran sodalı gül böreğinin tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Sodalı gül böreği, diğer böreklere adeta taş çıkaracak. Pratik sodalı gül böreği tarifi yazımızda…

Gül böreği, klasik böreklerin dışında daha pratik yapımı ve daha kolay pişirimi ile vakti olmayanların sık sık tercih ettiği tarifler arasında yer alıyor. Ancak sıradan gül böreğini ağızda dağılan hem de uzun süre bayatlamayan şekilde hazırlamak istiyorsanız sosuna soda ekleyebilirsiniz. Soda eklenen tarifler daha az yağlı ve kıyır kıyır olmasıyla da biliniyor. Dünyaca ünlü şefler bazı tariflerin içerisine özellikle soda ekliyorlar ki her daim taze gibi durmasını sağlamak için. Eve gelen misafirlerinize sodalı gül böreği pişirmek için sizler de geç kalmayın. Peki sodalı gül böreği nasıl yapılır?

SODALI GÜL BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yufka

İç harcı için;

200 gram beyaz peynir
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kuru kekik

Sosu için;

3 yemek kaşığı yoğurt
Yarım su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
2 adet yumurta
Yarım su bardağı soda

Üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
1 yemek kaşığı haşhaş
2 yemek kaşığı susam

YAPILIŞI

Bir kabın içerisinde sos malzemelerini diğer kabın içerisinde de iç malzemelerini güzelce karıştırın.

Daha sonra taze yufkaları tezgahın üzerine serin ve bıçak yardımıyla 4 eşit parçaya bölün. Sostan fırça yardımıyla bolca sürün.

Hazırladığınız iç harcı yufkaların içerisine yayın. Ardından rulo şeklinde sarıp, gül şeklini verin.

Doladıktan sonra yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine eğer kalmışsa sostan gezdirin.  Fırça ile yumurtanın sarısını üzerine sürdükten sonra susam veya haşhaş serptikten sonra 190 derece fırında 40 dakika pişirin.

Pişen börekleri sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Süt protein bakımından oldukça zengin bir besindir. Süt ile enfes bir reçel hazırlamaya ne dersiniz? Reçel uzmanı Özlem Ak’tan yapımı kolay nefis süt reçeli tarifi bugünkü içeriğimizde bulabilirsiniz. Peki süt reçeli nasıl yapılır? Süt reçelinin püf noktaları nelerdir?

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Süt reçeli süt ve şekerin kazan veya tencerelerde ağır ağır, sürekli karıştırılarak pişirilmesi sonucu elde edilen, katı ile sıvı arası kıvamda viskoz yapıda bir tatlı. Daha çok bir kahvaltı ve çay saati yiyeceği olarak, başta Arjantin ve Şili olmak üzere hemen bütün Latin Amerika ülkelerinde yaygın olarak tüketilir. Küçük bir kaç püf noktasıyla ev mutfaklarında da kolayca yapılabilecek bir tarif süt reçeli. Bir parça sabır ve takip gerektiriyor. Nisbeten yayvan fakat bir parça derince bir pişirme tenceresi kullanmanız tavsiye edilir. Bu hem karamelize edeceğimiz sütün daha fazla yüzeyden ısı almasına hem de karamelize ederken rahat karıştırabilmenize olanak sağlıyor. Dulce de leche, İspanyolca süt reçeli anlamına gelen bu tarif Arjantin menşeli bir lezzettir. 

  • Pastörize olmayan emin olduğunuz yerden temin edilmiş taze inek sütü kullandığınız takdirde reçel daha kısa sürede kıvam alacaktır.
     
  • Karbonat eklediğiniz an süt köpürmeye başlayacağı için; süt seviyesinin üzerinde epey boşluk kalacak büyüklükte bir tencere kullanmanız önerilir.
     
  • Çubuk vanilya kullanmadan da reçel yapabilirsiniz.
     

SÜT REÇELİ TARİFİ:

MALZEMELER

1 litre süt
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 su bardağı toz şeker
1 adet vanilya çubuğu

YAPILIŞI

Geniş bir tencerede süt, vanilya ve şekeri kaynatın.

Süt kaynayınca kabartma tozunu ilave edin.

Kısık ateşte sürekli karıştırarak yaklaşık 1 saat pişirin.

Vanilya çubuğunu tencereden çıkarıp ara ara karıştırın.

Kıvamı koyulaşınca ocaktan alın.

Ardından kavanoza koyun ve soğuduktan sonra kapağını kapatıp bozdolabında saklayın.

Afiyet olsun…

Toplum içerisinde Down sendromu ya da otizm kadar bilinir olmayan Savant sendromu, herkeste görülmez iken bazı kişilerin bazı durumlarında ortaya çıkan üstün zeka durumudur. Peki bir çocuğun savant sendromuna sahip olduğu nasıl anlaşılır? Savant sendromu ile ilgili merak edilenler…

Ciddi dereceli bir zihinsel engelli kişinin kendisinden beklenen performasın üst düzeye ulaşması yani yeteneklerinin olması Savant sendromunun belirtisidir. Savant sendromu durumuna sahip insanların ortalama yarısının otizm bozukluğu, diğer yarısının da tip gelişimsel bozukluklar ile meydana gelip, zeka azlığı ya da merkezi sinir sisteminden dolayı oluştuğu düşünülüyor. Yetenekli oldukları alanların çoğunluğu hafıza kısmıyla ilgili olmakla beraber çeşitli alanlarda kendini gösterebilir. Mesela normal bir insan matematik hesaplaması yaparken kaleme kağıda ihtiyaç duyarken Savant sendromlu kişiler hiç düşünmeden bile hesaplama yapabilir ya da herhangi bir tarihin hangi güne denk geldiğini anında söyleyebilir. ”Üstün zeka durumu” olarak ifade edebileceğimiz Savant sendromu nedir? Savant sendromu nasıl anlaşılır? 

Üstün zeka özellikleri gösteren Savant sendromu kişilerin yarısı otistiktir. Bilinen otistik savant hastalarının bazılarında beynin sol tarafında sıradışılık görülür. Bazılarında ise hasta normal görünümdedir. Savant sendromuna sahip bir çocuğun yeteneklerine bakıldığında üst derece performans gözlendiğinden dolayı bu durumun olumsuz bir etkisinin olup olmadığı henüz net olarak gözlemlenmemiştir.

Tıpta Savant sendromu kişilerin yeteneklerinin olduğu alanlarda ilerletilmesinin çocuğun altta yatan gelişimsel bozuklukların tedavisi için olumlu olacağı düşünülmektedir.

SAVANT SENDROMU NASIL ANLAŞILIR?

Çoğunlukla hafızayı kapsayan yeteneklerin görüldüğü Savant sendromu, doğum esnasındaki bazı gelişimsel anomaliler sonucunda meydana gelerek çocukluk evresinde ortaya çıkmaktadır. Edinsel savant sağlıklı gelişen kimselerde bebeklik, çocukluk veya yetişkinlikte görülen kafa travması veya merkezi sinir sistemi travması sonrası oluşabilir.

Üstün zeka özelliklerinin baskın olduğu Savant sendromunun otizm ile bağlantısı olduğu için Otistik savant terimi daha yaygın kullanılmaktadır.

Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, ”Savant” terimi ilk kez 1887`de J. Langdon Down (Down sendromuna adını veren doktor) tarafından kullanıldı. Otistik çocukların hafıza, müzik, sanat gibi alanlarda kabiliyetli olmaları nedeniyle ‘Savant’ tanımı kullanılmıştır.