En sık yaşanan sorunlardan biri mide yanmasıdır. Mide yanması hem hastalıkların belirtisi arasında yer alır hem de başlı başına bir rahatsızlıktır. Yaşam kalitesini düşüren bu rahatsızlık şikayetleri tekrarlanması doğrultusunda ciddi hastalıkların da habercisi olabilir. Mide yanması neden olur? Mide yanmasına ne iyi gelir?

Mide yanması, genellikle yemek sonrası yemek borunun mide ile olan bağlantı kısmında yaşanır. Sindirim hastalıklarının bir belirtisi olan mide yanmasını çoğunlukla tüketilen besinler tetikler. Hareket edince karında oluşan şiddetli ağrı artar ve ağza kadar kötü bir tat gelir. Bu ağza kadar gelen salyamsı tat asitlidir. Bu asidin sık sık yukarı çıkması yemek borusuna zarar verebilir. Mide yanması en sık reflüyle görülür. Reflü mide asidinin yemek borusuna çıkmasıdır. Baharatlı yiyecekler, soğan, sarımsak bu hastalığı tetikler. Bir diğeri ise gastrittir. Mide dokusunun deforma olmasıyla mide içinde iltihaplanma medyana gelir. Besinlerin etkisiyle de mide yanması, şişlik ve karın üstü kasılmalar yaşanır. Nadiren de olsa görülen mide mikrobu yanı helicobakter ploridir. Bu bakteri mide asidinde yaşar ve çoğalabilir. İştah azaltan bu mikrop besinleri vücuda dağılmadan kusma yoluyla çıkmasına neden olur. Ayrıca mide yanmasına sebebiyet verir.

  • Baharatlı, soğan ve sarımsaklı besinler mide yanmasını tetikler.
  • Ülser, reflü, gastirit ve helicobakter plori gibi hastalıklar mide yanmasıan nedne olan hastalıklardır.
  • Mide yanmasında ağza kötü bir asit tat gelir. 
  • Mide yanması tekrarlandıkça yemek borusu kanseri riskini artırır.
  • Endoskopi yöntemi ile mide yanmasının nedeni teşhis edilebilir. 
  • Zencefil, karbonatlı su, meyan kökü ve sakız mide yanmasına iyi gelen doğal yollardır. 

MİDE YANMASINA NE İYİ GELİR?

– Mide sağlığı için en önemli koşullardan biri tahıllardır. Lif bakımından zengin olan tahıllar, mide fonksiyonlarını güçlendiren demir, selenyum ve magnezyumda barındırır.

– Laktoz içeren süt ve süt ürünleri de mide içindeki asit oranını dengeler. Ancak laktoz bazı insanlarda yan etkiye neden olabilir. Bu yüzden bunlar laktozsuz süt tüketmeli.

– Karbonatlı su yüzyıllardır mide yanması, kusma ve bulantı gibi durumları azaltır. Ilık bir bardak suyun içine konulan bir yemek kaşığı karbonatı karıştırınız. Bir bardağı yemekten sonra tüketiniz.

– Çok az bilinen ancak tüm alternatif tıp kitaplarında bulunan besin tahindir. Uzmanlar mide sorunu yaşayan kişilerin sıklıkla tüketmesi gerektiği bir besin olduğunun altını çiziyor. Bir yemek kaşığı tahin ilaç etkisi gibi anında mide yanmasını keser.

– Uzmanlar mide yanması yaşayanların kesinlikle yemeklerine zencefil koyması gerektiğini söyler. Zencefil, mide asidini dengeler. Mide kaslarını güçlendirerek asidin yemek borusuna çıkmasını önler. Yemeklerde tercih etmeyenler  zencefili çayı olarak da tüketilebilir. 

– Midedeki mukozlu yapanın vazgeçilmez besini meyan köküdür. Meyan kökü yemek borusunu da mide asidinin etkilerinden korur. Ancak uzmanlar uzun süre meydan kökü tüketilmesini önermez. Ayrıca yüksek tansiyonu olanların kesinlikle bu besini tüketmeden doktora başvurması gerekir. 

– Elma mideyi genel anlamda rahatlatan meyvelerden biridir. Uzmanlar yemekten sonra çay yerine bir yeşil elmanın tüketilmesini tavsiye eder. Elmanın yanı sıra taze sıkılmış elma suyu da tüketilebilir. 

– Bitki çaylarından anason ve kekik çayı mide sağlığı için oldukça etkilidir. Yatıştırıcı etkiye sahip iki çay besinlerin kolayca mide tarafından enzimlenmesine yardımcı olur. Ayrıca bağırsakların çalışmasını da destekler.

MİDE YANMASINAIN TEKRARLANMAMASI İÇİN NE YAPMALI?

– Mide ağrısı veya şikayeti olan bir kişinin baharatlardan uzak durması gerekir. Özellikle acı biber mide yanmasını tetikleyebilir.

– Sigara ve alkol tüketimi mide içi asit oranını artırır. Midenin hücrelerini zayıflatarak korumasız hale getirir. Bu da mide hastalıklarının özellikle mide yanmasını tekrarlatabilir. 

– Çok fazla karbonhidratlı ve yağlı besinler tüketmek mideyi ağırlaştırır. Öğütmesini zorlar. Besinleri tam olarak öğütemediğinden daha fazla asit üretir. Bu da yanmaya yol açar.

– Çok dar giyinmek özellikle mide kısmında sık lastik ya da kemerli kıyafetler midenin ezilmesine neden olur. Bu da asidi yukarı çıkartır ya da mide boşluğuna  yol açar. 

– Gece yatarken çok yüksek yastık kullanma ve yatmadan önce bir şeyler yemekte mide yanmasını tekrarlatabilir. 

Hemen hemen en çok tercih edilen meyvelerden biri olan elmanın kabukları yüzyıllardır alternatif tıpta çay yapımında kullanılır. Üst solunum yolları hastalıklarında sıklıkla tercih edilen doğal öksürük kesici ve balgam söktürücü olan elma kabuğu çayı aynı zamanda zayıflamak isteyenlerinde tercihleri arasında yer alır. Elma kabuğu çayının faydaları nelerdir? Elma kabuğu çayı nasıl yapılır?

İçeriğinde yüksek oranda kuersetin içeren elma bu sayede antioksidanlı besinler arasında yer alır. İnce kabuklara sahip olan elma bol etli bir meyvedir. Hem sıvı içeren hem de lif bakımından zengindir. Bu da insan sağlığına birçok yönden fayda sağlamasını destekler. Yeşil, sarı ev kırmızı gibi çeşitleri vardır. Ayrıca A, D, E ve C vitaminleri barındırır. Yapılan araştırmalarda elmanın kalp sağlığı üzerinde güçlü bir etkisi vardır. Kötü kolesterolü azaltıp damarların iltihaplanmasını önler. Kan akışını dengeler. Aynı zamanda içerdiği asit oldukça faydalıdır. Ağız içi, yemek borusu, mide ve bağırsakların temizlenmesini sağlar. Elmanın kabukları da aynı faydalara sahiptir. Mevsim geçişlerinde artan üst solunum yolu hastalıkları ve toksin atmak için uzmanların önerdiği çaylardan biridir. 

  • Elma çayı vücuttaki toksinleri atar. 
  • Zayıflamak isteyenler için elma çayı idealdir. Vücuttaki yağı hızla yakar. 
  • Bağırsaklardaki parazitleri temizler. 
  • Kandaki şekeri dengeler. 
  • Bağışıklık sistemindeki antikor sayısını artırır. 

ELMA KABUĞU ÇAYININ FADYALARI NELERDİR?

– Elma kabuğu çayı en sık görülen hazımsızlık ve kabızlık sorunlarına fayda sağlar.

– Besin atıkları nedeniyle artan bağırsak parazitlerinin birikmesini önler. Kilo kontrolünü sağlar. 

– Kan yapıcı hücrelerin sayısını artırır.

– Elma kabuğu çayı en çok üst solunum yolları hastalıklarıyla artan öksürüğü keser. Ayrıca boğazlarda biriken iltihabı balgam olarak atılmasını sağlar.

– Vücut içindeki sıvı oranını artırarak kan dolaşımını destekler bu da kalp ve damar hastalıklarının yaşanma riskini azaltır.

– kandaki insülin direncine doğal şeker sağlar. 

– Güçlü bir yağ yakıcıdır. Egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle beraber ideal kiloya ulaşmayı hedefler.

– Düzenli tüketildiğinde ağız içinde besin atıklarının neden olduğu iltihaplanmayı önler. 

– Vücuttaki toksinlerin atmaya karaciğere yardımcı olur. Bu sayede ciltte kirli yağ birikimini önler. Cildin daha parlak sağlıklı görünümünü destekler.

ELMA KABUĞU ÇAYI NASIL YAPILIR?

Bir adet kurutulmuş elmanın kabuklarının üzerine iki su bardağı su ekleyip içine bir çay kaşığı karanfil ve bir tarçın çubuğu ekleyin. Kısık ateşte 15 dakika kaynadıktan sonra bir bardağa süzerek boşaltın içine 4 5 damla limon sıkıp tüketin. Günde bir bardak tüketilmesi yeterli olacaktır. 

Kadınlık hormonu olarak da bilinen Östrojen hormonu kadında daha fazla bulunması ile beraber erkekte de bulunan bir hormondur. Peki östrojen hormonu nedir, östrojen hormonu ne işe yarar? Östrojen hormonunun görevleri…

Cinsiyet hormonlarından biri olarak bilinen östrojeni gündelik yaşantı içerisinde kadınlık hormonu olarak da duymuşuzdur. Erkeklere göre kadın vücudunda daha dazla üretilen östrojen hormonu regl döngüsünü düzenlemesinin yanı sıra deri, saç, pelvik kasını, beyni ve üreme sistemini etkileyen bir hormondur. Bu gibi dişilik özelliklerin oluşumunu ve gelişimini sağlayan östrojen hormonu kasık ve koltuk altında kıllanma, memede büyüme oldukça etkilidir. Hamilelik, cinsel birliktelik, doğum ve menopozda baskın bir hormon olan östrojenin az ya da çok olması insan vücudunda birtakım rahatsızlıklara yol açmaktadır. Vücudumuzdaki organların fonksiyonlarını düzenlemede ve başlıca bazı dokuların belli şekilde yönetimini sağlayan östrojen hormonu ile ilgili merak edilen tüm ayrıntılar haberimizin detaylarında. Kadın vücudundaki iki ana hormondan biri olan östrojen ile ilgili bilinmesi gerekenler…

ÖSTROJEN HORMONU NE İŞE YARAR?

-Yumurtlama sonrasında hızla düşen östrojen hormonunun vücutta bazı önemli görevleri vardır. Düzenli bir şekilde salgılanan östrojen hormonu kadına özgü özelliklerin ortaya çıkmasını sağlamanın haricinde birçok önemli ve farklı işlevleri de vardır. Östrojen hormonunun vücut üzerindeki görevleri:

-Yumurta foliküllerinin büyümesinde uyarıcı bir görevi vardır.

-Fallop tüplerinin duvarını kalınlaştırır ve daha da sağlam olmasını etkiler. Sperm ve yumurta hücrelerindeki hareketi sağlayan kasılmalarda önemli rol oynar.

-Vajinanın erişmesi gereken büyüklüğe ulaşmasını sağlarken vajina içindeki yağlanmayı önler.

-Meme ucundaki rengin daha da koyulaşması ve emzirmenin gerçekleşmediği evrede süt akışını durdurmayı sağlar.

-Regl evresinde rahimdeki ölü dokunun vücuttan uzaklaştırılması sağlanır.

– Kadınların daha geniş kalça kemiklerine sahip olması ve saçlarının daha gür ve kalıcı olmasının nedeni östrojenden kaynaklanmaktadır.

 

ÖSTROJEN HORMONU EKSİKLİĞİ! ÖSTROJEN HORMONU AZ SALGILANIRSA…

Vücutta östrojen azlığı nedeniyle görülebilecek belirtiler arasında ruh hali ve vücut sıcaklığı başta gelmektedir. Vajinada kuruluk, vajina astarının daha kırılgan ve ince yapıda olmasına sebep olan menopoz belirtileri temel de östrojen seviyelerinin düşmesinden kaynaklanır

Keten tohumu, fındık, soya ve meyve çeşitlerini tüketerek östrojen seviyenizi arttırabilirsiniz.

ÖSTROJEN HORMONU FAZLA SALGILANIRSA…

Lif değeri yüksek olan ve az yağlı yiyeceklerden oluşan beslenme programı düzenleyin. Zayıflamak, östrojen hormonu seviyesini düşürmede etkili olabilmektedir.

İçerisinde östrojen bulunduran soya sütünden uzak durun ve daha fazla uyumaya çalışın.

11 ayın sultanı olan Ramazan geldi çattı. Bolluk ve bereketin temsilcisi olan Ramazan ayının simgesi olan Ramazan pidesi kuyrukları da görülmeye değer… Ancak pidenizi evde pişirmek isteyen kadınlar için muhteşem tarifi ve püf noktaları sizler için sunuyoruz. Tadı damaklarda kalacak buram buram kokusuyla evi saracak olan Ramazan pidesi pişirme rehberi yasemin.com’da!

Ramazan ayının güzelliği biraz da yılda sadece bir ay yiyebildiğimiz ramazan pidesinde saklı. Ramazan pidesi nasıl yapılır? sorularının peşine düştü. Oldukça kolay hazırlanan ramazan pidesi tarifi, ramazan boyunca sofranıza eşlik edecek. Un, su, süt, kuru maya gibi malzemelerle hazırlanan ramazan pidesi tarifinden vazgeçemeyeceksiniz. İftar sofralarının vazgeçilmezi olan pide sıcakken mis gibi kokar.  Ramazan pidesi yemek için illa kuyruklarda beklemenize gerek yok. Evlerinizde kendiniz ramazan pidelerinizi yapabilir ve sıcacık bir şekilde afiyetle tüketebilirsiniz. Kolay bir şekilde yapabileceğiniz evde ramazan pidelerinizin dışarıda satılanlardan farkı olmayacak. Peki evde Ramazan pidesi nasıl yapılır? Ramazan pidesi yapmanın püf noktaları neler? Gelin birlikte inceleyelim…

PİDE YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELER?

  • Pideye baklava dilimini verirken sürekli elinizi unlu sulu karışıma batırın, pişerken şekillerin kaybolmaması için püf noktasıdır.
     
  • Pidenizi yumurtalı, yumurtasız, tırnaklı ya da tırnaksız olmak üzere dört farklı şekilde hazırlayabilirsiniz. Klasik bir pidenin hamurunu hazırlarken mutlaka kaliteli bir un kullanmaya özen gösterin.
     
  • Kaliteli un, soğuk su, iyi bir işçilik ve taş, matador veya döner fırınlarda doğru derece de pişirerek lezzetli bir Ramazan pidesi elde edebilirsiniz.

Farklı yapılardaki unları karıştırarak kullanacaksanız su miktarını mutlaka ayarlayın. Daha lezzetli olması için içerisine zeytinyağı koyabilirsiniz. Hamuru hazırlarken mümkünse mermer bir tezgahın üzerinde yoğurun ve hamur kazıma aleti kullanın. 

Maya olarak ekşi maya kullanacaksanız kullanacağınız mayanın sağlam olup olmadığını mutlaka su testiyle kontrol edin. Ekşi mayanızı bir gece önceden aktif hale getirin. 

RAMAZAN PİDESİ TARİFİ:

MALZEMELER

Bir paket maya
2 su bardağı ılık süt
Yarım tatlı kaşığı şeker
Yarım su bardağı ılık su
Yarım çay bardağından biraz fazla sıvı yağ
1 yemek kaşığı tuz
5. 5 su bardağı un

Hamura sekil vermek için;

1 yemek kaşığı un
5-6 yemek kaşığı su

Üstüne sürmek için;

1 adet yumurta sarısı
1 yemek kaşığı sıvı yağ
1 yemek kaşığı süt
1 tatlı kaşığı yoğurt
Bolca susam
Çörek otu

YAPILIŞI

Derin bir yoğurma kabının içerisine maya, süt ve şeker ekleyip 10 dakika bekletin.

Sırasıyla diğer malzemeleri ekleyebilirsiniz. Hamuru güzelce yoğurup, kıvama geldikten sonra 40 dakika mayalanması için kenara alın.

Mayalanan hamuru 3 parçaya bölüp tezgaha un serpin. Elinizi de unlayarak oklava yardımıyla oval bir şekilde açın.

Açılan kalın hamuru yağlı kağıt serili tepsiye koyup, elinizi unlu sulu karışıma batırarak önce kenar kısımlarına sonra orta kısma iyice bastırarak kare veya baklava dilimi gibi şekil verin.

Şekil verdikten sonra hamurun mayalanması için kenarda 30 dakika kadar bekletin.

Tekrar şekillerin üzerinden su ve un karışımı ile geçtikten sonra çatalla delin.

Üzerine yumurta sürüp, çörek otu ve susam serpin.

200 derece fırında kızarana kadar pişirin. Pişen pideyi sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

RAMAZAN PİDESİNİN PARLAK OLMASI İÇİN NE YAPILIR?

Ramazan pidesinin parlak görünmesi için birden fazla yöntem vardır.

– Yumurta sarısı

– Yumurtanın bütünü

– Un ve kaynar sudan oluşan bulamaç

– Yoğurt

Hamurun parlak olması için üstünün nemli olması gerekir ve üzerine istenilen malzeme sürüldükten sonra tırnak vurup varsa buhar vererek pişirmek pidenin üzerinin parlak olmasını sağlar.

RAMAZAN PİDESİNE NASIL TIRNAK ATILIR?

İyice kabarmış hamura dik gelecek şekilde sık ve simetrik olarak baklava dilimi diye tabir edilen şekilde tırnak vurulur.

RAMAZAN PİDESİNİN GEÇ BAYATMASI İÇİN NE YAPILIR?

Ramazan pidesinin geç bayatlamasını istiyorsak yüksek glutenli un kullanmak gerekir.  Ayrıca su miktarını kilogram başına 700 ml’yi geçmeyecek şeklinde ayarlamak gerekir. Hamuru yoğururken de fazla ısıtmamak gerekir.

Ramazan’ın en özel tatlılarından olan Güllaç iftar sofralarını süslemek için sabırsızlıkla bekliyor. Hem sağlıklı hem de hafif olan güllaç tatlısı, Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinden. Peki evde güllaç yapılır mı? Güllaç yapmanın püf noktaları nelerdir? En iyi ve en lezzetli güllaç nasıl yapılır? Tadı damaklarda iz bırakacak olan enfes güllacın ev yapımı tarifi sadece yasemin.com’da!

Ramazan’ın müjdeleyicisi, Osmanlı’nın kuruluş yıllarından itibaren yapılan Güllaç tatlısı, Ramazan ayının en çok aranılan tatlı tariflerinden biri olarak göze çarpıyor. Genellikle dışarıdan alınsa da asıl lezzetli olanı evde yapılandır. çeşitli süslemelerle hem göze hem damağa hitap eden, hafif bir lezzet olmasına rağmen tatlı ihtiyacını karşılayan Güllaç hakkında merak ettiğiniz soruları yanıtlıyoruz. Mısır nişastası, un ve suyun muhteşem uyumunun eseri Güllaç yaprakları, ceviz, süt ve gül suyuyla birleşince Ramazan sofralarının baş tacı oluyor. Peki, az malzemeyle enfes bir tatlı yapılabileceğinin kanıtı Güllaç tatlısı nasıl yapılır? Püf noktaları neler? İşte, püf noktalarıyla Güllaç tarifi…

  • Güllaç yaprakları, nişastanın daha uzun süre taze kalması için hamurlaştırılması ve kurutulması sonucunda ortaya çıkmıştır. Doğru saklama koşullarında tazeliğini uzun bir müddet koruyan güllaç yapraklarının tatlı yaparken mutlaka taze olması gerektiğini unutmayın. Kırılmış ya da kolay ufalanan güllaç yaprakları yeterince taze olmadığı için tariflerde kullanılmamalıdır.
     
  • Güllaç yapımında dikkat edilmesi gereken üç temel nokta vardır: Güllaç yaprakları, süt ve şeker. Müşterilerinizin beğenisini kazanacak güllaç yapımı için güllaç yaprakları kadar önemli bir diğer unsur süt kullanımıdır. Bu doğrultuda güllaç tarifinde kullanılan sütün tam yağlı olması gerekmektedir. Tam yağlı süt, tatlının çok daha lezzetli olmasını sağlayacaktır.
     
  • Lezzetiyle olduğu kadar görüntüsüyle de iştahları kabartacak güllaç tarifi için mutlaka süsleme yapmanızı tavsiye ederiz. Buna göre güllaç dekorasyonu için en çok kullanılan meyvenin nar olduğu söylenebilir. Ayrıca kiraz ve çilek de güllaç tarifine çok yakışan lezzetlerdendir.

 

GÜLLAÇ TARİFİ:

MALZEMELER

1 paket güllaç(10 yaprak güllaç)
1, 5 litre süt
2 su bardağı şeker
Çekilmiş fındık
2 yemek kaşığı gül suyu

Üzeri için;

Fındık
Vişne
Nar taneleri

YAPILIŞI

Tarife öncelikle şerbeti hazırlayarak başlayın. Şeker ve sütü derin bir tencerenin içerisine alıp ılık olana kadar karıştırın. Kesinlikle sütü kaynatmayın.

Daha sonra güllaç yapraklarını derince bir tepsiye koyun. üzerine her yeri ıslanacak şekilde kepçe ile sütü dökün.

5 güllaç yaprağını aynı işlemi tekrarlayın ve 5. katı da sütle ıslattıktan sonra bu kata fındık serpin. Üzerine diğer güllaç yapraklarını aynı şekilde ıslatarak döşeyin.

Kalan şekerli sütten bir su bardağı kadar alıp içerisine gül suyunu ilave edin. Son olarak tatlının üzerini döktükten sonra buzdolabına kaldırın.

En az 2-3 saat dinlendirdikten sonra üzerini isteğe göre süsleyip servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

GÜLLAÇ YAPMANIN PÜF NOKTALARI:

Güllaç mutlaka yapıldığı gün tüketilmesi gereken bir tatlıdır. Çünkü ertesi güne güllaç yapraklarının üzeri kuruyabiliyor ve içerisinde ceviz, fındık, fıstık ya da meyve yer alıyorsa güllacı karartabiliyor, sütün de tadını bozabiliyor. 

– Güllaca gülsuyu eklemek Osmanlı’dan gelen bir gelenek. Ancak gülsuyu konulmadan da güllaç yapabilirsiniz. Gülsuyu yerine nar suyu ilave edebilir veya süte vanilya katarak değişik bir aroma hazırlayabilirsiniz.

– Güllacı bol sütle yapmak gerekmektedir. Güllaç yapraklan ıslandıktan sonra eğer havayla temas ederse jöleleşir ve lezzetini kaybeder. Bu nedenle bol süt dökülen güllacın havayla temas etmesinin önün geçilmelidir. 

– Çeşitli kuruyemişlerle süslenebilen Güllaç için en uygunu cevizdir. Fındık ve fıstık güllacın rengini değiştirdiği için, badem de güllaca acılık verdiği genellikle ceviz tercih edilir.

Karpatka Polonya’lıların geleneksel bir kremalı pastası. Choux hamurunun arasına hazırlanan krema ile yapılıyor. Herkesin evinde bulunan temel malzemeler ile ortaya çıkacak bu lezzete hayran kalacaksınız. Gelin birlikte Karpatka pastasının tarifini öğrenelim…

Karpatka, russel krem ​​veya vanilyalı süt puding kreması ile doldurulmuş geleneksel bir Polonya kremalı pastadır. Bir parça choux pasta tabakası veya ikincisinin iki tabakası arasında bir krem ​​tabakası ile kaplanmış kısa bir hamur işi tabakasından yapılır. Muhtemelen adını pasta gibi dağ şeklinden alıyor. Hafif çıtır hafif yumuşak dış dokusu, vanilya kokusu, kremasının kadife kadar yumuşaklığı ve her yudumda aldığınız lezzeti ile karpatka kendine hayran bırakıyor. Peki kapatka nedir ve kapatka evde nasıl yapılır? Kapatkanın püf noktaları neler? Öğrenmek için yazımızı inceleyebilirsiniz. 

KAPATKA TARİFİ:

MALZEMELER

Hamuru için;

2,5 çay bardağı su
50 g margarin
2 tatlı kaşığı toz şeker
1 su bardağı un
2 yemek kaşığı mısır nişastası
4 yumurta
2 çay kaşığı kabartma Tozu

İç harcı;

3 poşet dolgu kreması
3,5 su bardağı soğuk süt
1 poşet meyveli sos

YAPILIŞI

Su, margarin ve toz şekeri bir kaba alıp kaynatın.

Un ve nişastayı kaynayan karışıma bir seferde ekleyin ve oluşan hamuru 1 dakika süreyle karıştırarak pişirin.

Hamuru ocaktan alıp arada karıştırarak soğutun.

Mikser ile çırparak yumurtaları teker teker ekleyin ve toplam 5 dakika çırpın.

Hamur kabartma tozunu da ilave edip 1 dakika daha çırpın. Hamuru krema torbasına doldurun.

Yağlanmış veya yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dıştan içe doğru sıkarak 12 adet daire oluşturun.

Önceden 200 derede ısıtılmış fırında 25 dakika pişirin, sürenin sonunda fırın ayarını 150 dereceye düşürün ve 45 dakika daha pişirin.

Fırından çıkartıp soğutun ve her birini enlemesine ikiye kesin.

Servisten önce dolgu kremalarını süt ile önce düşük, sonra yüksek devirde toplam 2 dakika çırpın.

Meyveli sosu tarifine göre hazırlayıp soğutun. Kestiğiniz topların arasını dolgu kreması ve meyveli sos ile doldurun.

Afiyet olsun..

Tarihi Osmanlı’ya dayanan ve 7’den 70’e herkesin severek tüketildiği Osmanlı macununu evde yapmaya ne dersiniz? Evde izolasyon günlerinde aile bireylerine sürpriz yaparak bu nostaljik lezzeti deneyebilirsiniz.

Türkler için bazı alışkanlıklar Türk kültürünü tamamlayan unsurlar olmuştur. Bayramlarda ve özel günlerde yaşatılan gelenekler, birlik ve beraberliği temsil eder. Osmanlı macunu tarihçesi ile de duyanlarda merak uyandırıyor. Osmanlı Dönemi’nden günümüze kadar yaşayan macun geleneği nasıl başlamış hep beraber inceleyelim. Ramazan ayının olmazsa olmazları arasında ilk sıralarda yer alan Osmanlı Macunu, her yıl Ramazan şenliklerinde ağızlarda unutulmaz tatlar bırakırken tam da bu yıl sosyal izolasyon nedeniyle arka plana düşecekken dayanamayıp evlerde iftar sonralarını hem şenlendirir hem de lezzet katar oldu. Ahşap çubuklara sarıp limon sürerek hem şifalı hem lezzetli hem de nostaljik lezzeti evinize taşıyabilir Ramazan heyecanını arttırabilirsiniz.  Üstelik malzemeler de hazırlık aşaması da çok pratik…

  • Osmanlı macunu içindekiler incelendiğinde birbirinden faydalı baharatlar ve otların yer aldığı görülür.
     
  • Osmanlı macununda karanfil, zencefil, tarçın, hibiskus, limon, nane ve portakal gibi aroma veren ve tatlandıran malzemeler yer almaktadır.
     
  • Baharatların şekerli suda kaynatılmasıyla hazırlanan Osmanlı macunu, yuvarlak bir tepsi içinde renk renk sunulur.

     

  • Osmanlı macunu çok eski dönemlerde tahta çubuk üzerinde servis edilirdi. Çubuğun hızlıca çevrilmesiyle macun tahta çubuğa sarılırdı. Bu gelenek günümüzde de devam etmektedir.

OSMANLI MACUNU TARİFİ:

MALZEMELER

Portakallı Macun içi;

1,5 su bardağı şeker
Çeyrek su bardağı limon suyu
Çeyrek çay bardağı portakal suyu
2 damla nane yağı (isteğe bağlı)
Çay kaşığının ucuyla karanfil tozu
Çay kaşığının ucuyla zencefil tozu
Çay kaşığının ucuyla hibiskus tozu
Çay kaşığının ucuyla tarçın
(baharatlar isteğe bağlıdır daha az daha çok ya da çeşitleri değişebilir)

Çilekli Macun için;

1,5 su bardağı şeker
Çeyrek su bardağı limon suyu
Çeyrek çay bardağı çilek suyu (rondodan geçirdiğiniz çilekleri süzgeçten geçirerek elde edebilirsiniz)
2 damla nane yağı (isteğe bağlı)
Çay kaşığının ucuyla karanfil tozu
Çay kaşığının ucuyla zencefil tozu
Çay kaşığının ucuyla hibiskus tozu
Çay kaşığının ucuyla tarçın
(baharatlar isteğe bağlıdır daha az daha çok ya da çeşitleri değişebilir)

Kivili Macun için;

1,5 su bardağı şeker
Çeyrek su bardağı limon suyu
Çeyrek çay bardağı kivi suyu (katı meyve sıkacağı ile elde edebilirsiniz)
2 damla nane yağı (isteğe bağlı)
Çay kaşığının ucuyla karanfil tozu
Çay kaşığının ucuyla zencefil tozu
Çay kaşığının ucuyla hibiskus tozu
Çay kaşığının ucuyla tarçın
(baharatlar isteğe bağlıdır daha az daha çok ya da çeşitleri değişebilir)

Muzlu Macun için;

1,5 su bardağı şeker
Çeyrek su bardağı limon suyu
Çeyrek çay bardağı ezilmiş muz püresi
2 damla nane yağı (isteğe bağlı)
Çay kaşığının ucuyla karanfil tozu
Çay kaşığının ucuyla zencefil tozu
Çay kaşığının ucuyla hibiskus tozu
Çay kaşığının ucuyla tarçın
(baharatlar isteğe bağlıdır daha az daha çok ya da çeşitleri değişebilir)

YAPILIŞI

Her bir macunu ayrı ayrı hazırlayabilirsiniz. Öncelikle orta ateşe yapışmaz derin tavayı koyun üzerine şekeri limon suyunu, yapacağınız macunun meyve suyunu, nane yağını ve baharatları ekleyip kaynayana kadar karıştıra karıştıra pişirin.

Kaynayınca 10 dakika kadar kaynar vaziyette yine orta ateşte ocakta tutup altını hemen kapatın.

10 dakika sonra macunu servis edeceğiniz kaba pişen macunu alın.

Macun bu aşamada akışkan bir kıvamda olacaktır ama oda sıcaklığında ısıya geldiğinde sertleşecektir bu yüzden asla daha fazla kaynatmayın.

Diğer tüm macun çeşitleri için aynı uygulamayı yapın.

Servis kaselerine aldıktan sonra yayına limon keserek iftar sonrası aile bireylerine servis yapabilirsiniz. 

Afiyet olsun…

İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Erol, Covid-19 salgınından çocukların nasıl etkilendiğini açıkladı.

1 buçuk senedir hayatımızda olan Covid-19 salgını hayatımızın her alanında gözle görülür değişikliklere neden olmuştur. Değişen bu zorlu süreçte hayata ayak uydurmak, maddi manevi kayıplarımızın üzüntüsünü yaşamak bir diğeri ise sürecin seyri. Biz yetişkin kimseler bile bu kadar zorlanırken pandemi de çocukların başına neler geliyor?  İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Erol şöyle yanıtladı:

‘’Bu süreçte çocukların hayatlarında okul ev, sanal gerçek oldu. Ellerinden aldığımız tabletleri zorla tutuşturur olduk. Zevk araçları eziyet araçlarına dönüştü. Temel sorunsal, çocukların covid korkusundan ziyade eğitime endekslenmiş, sıkıştırılmış hayatlarında alamadıkları nefes. Elbette, özellikle bu yıl birinci sınıfta olan ailelerin, çocukları için duydukları akademik endişeleri nispeten fazla ve bu durum anlaşılabilir, değişen eğitim platformları da endişe yaratabilir, sanal eğitim yeterli bulunmayabilir ve ek destek arzusu doğabilir. Ancak tüm bunlar karşısında gösterilen ebeveyn tutumunun, çocuğun hayatındaki kayıplarla ilişkisi gözden kaçırılmamalıdır. Üzerlerindeki eğitim baskısını, kaldırabileceğinden daha fazla hisseden çocuklar ailelerine karşı sevgi, şefkat, güven yerine korku, kaçınma, öfke duyguları geliştirmeye başladılar’’ dedi.

ÇOCUKLAR RUHSAL OLARAK YIPRANIYOR

Pandemiden çocukların da hiç tahmin etmeyeceğiniz kadar etkilendiğine değinen Erol, şöyle devam etti: ’’Ebeveynlerin bazıları kontrol edemedikleri dış dünyadaki hakimiyetlerini, çocukları üzerindeki kontroller ile sağlamaya çalışıyorlar gibi görünmekte. Şüphesiz bunu istemeden ve zarar verebildiklerini algılamadan yapıyorlar. Çocuklarının pandemide kaybolan sosyal yaşamlarını ve diğer gelişim alan becerilerini, akademik başarıya tutunarak dengelemeye çalışıyorlar. Eğitim elbette elzem ancak sağlık olmadan eğitimden bahsedebilmekte mümkün değil. Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ruhsal ve bedensel olarak tam bir iyilik hali olarak tanımlanır. Bedensel olarak belki bir sorunları yok çocukların ama ruhsal olarak onlarda en az bizler kadar hırpalanmaktadırlar. Birçok bilimsel yayın, ruhsal olarak huzurlu olunamayan bir ortamda bilişsel öğrenmenin sekteye uğrayabileceğini ortaya koymuştur. Yani bir çocuğun kaygıları, korkuları, öfkesi yüksekse, okuduğunu anlamama, öğrenmeye isteksizlik, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları gibi öğrenme sorunları gösterebilir. Bu açıdan düşünüldüğünde ebeveynlerin mevcut tutumlarını değerlendirmeleri ve gerekli esnekliği göstermelerinde çocukları ve ilişkileri açısından sayısız faydalar vardır’’ ifadelerini kullandı.

 

29 yaşındaki oyuncu Serenay Sarıkaya, en çok beğendiği parçalarını genç kızların bursuna destek olmak için Türk Eğitim Vakfı (TEV) bağışına sundu.

Ünlü oyuncu Serenay Sarıkaya’nın satışa çıkardığı kıyafetleri, daha ilk günden 29 genç kızın eğitim bursunu sağladı. İyiliğin paylaştıkça arttığına inanan Sarıkaya, en çok yardım sağlayan 3 kişiye teşekkür notu gönderdi.

 

C vitamini bakımından zengin olan kara mürver, virüs ve bakterileri temizlemede etkili olduğu kadar bağışıklığı da güçlendirmede oldukça etkili bir besindir. Yüzyıllardır doğanın insan oğluna sunduğu mucizevi bir besin olan kara mürver hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Mürverin faydaları nelerdir? Mürver çayı nasıl yapılır? Mürver şurubu ne işe yarar? Tüm soruların yanıtı haberin detayında:

Bilimsel adı Sambucus nigra olan kara mürver, çalı formundaki ağaçlarda yetişir. Siyah yaşlı, Avrupa yaşlı, Avrupa mürver ve Avrupa siyah mürveri olarak da adlandırılır. Bazı formları zehirli olan bu besini bilen kişilerin toplamasında fayda var. Beyaz çiçeklerle oluşan meyveler olgunlaştıkça kırmızı, mor ve siyah renkleri vardır. Güçlü bir C vitamini içeren kara mürver, ilaç ve kozmetik sektöründe de ham madde olarak kullanılır. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika da sıklıkla tüketilen meyve, ülkemizde ise Karadeniz topraklarında yetiştirilir. Çalı şeklinde çıkan meyveler İlkbaharla beraber çiçeklenir. Nisan sonunda da meyveler oluşmaya başlar. İnsanlar genellikle suyunu çıkartıp ya da reçelini yaparak meyveyi tüketirler. Tarih boyunca şifa amaçlı tüketilen meyve kapsül haline getirilerek eczanelerde satılır. Bilinçsiz kullanması konusunda uzmanlar uyarılarda bulunur. Aşırı tüketildiğinde fayda vermez. İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu C vitaminini gün içerisinde kolaylıkla karşılar. Özellikle demir eksikliği olanlar için doğal bir ilaçtır.

  • C vitamini bakımından en zengin besin olduğundan güçlü bir antioksidandır. 
  • Vücuttaki virüs ve enfeksiyonları kısa sürede etkisi hale getirir.
  • Güçlü bir hücre yenileyici olan kara mürver cilt sağlığına olumsu etkileri vardır.
  • Yapılan araştırmalarda kansere yakalanma riskini azalttığı tespit edilmiştir. 
  • Kansızlık sorunu olanlar için uzmanların şiddetle tüketilmesini savunduğu besinlerden biridir.
  • İlkbaharda toplanıp yıl boyu tüketilir. 

 MÜRVERİN FAYDALARI NELERDİR?

Mevsim geçişlerinde artan virüs ve bakteriler üst solunum yolları hastalıklarının yaşanmasında artışa neden olur. Önlem alınmadığında ciddi sonuçlar doğurabilecek olan bu hastalıkların önüne geçmek için bağışıklık sisteminin güçlü olması gerekir. Özellikle antikor üretme bakımından direnci olması gereken bağışıklığın suya da ihtiyacı vardır. Kara mürver meyvesi suyu hem C vitamini sayesinde bağışıklığı güçlendirir hem de artan antikorların yüksek ateşe neden olma ihtimalini düşürür.

Güçlü bir iltihap kurutucu olduğundan boğaz ve genizde biriken balgamı kolayca sökülmesini sağlar. İdrar yolunda ya da kan da enfeksiyon birikmesini önler. Vücudu toksinlerden arındırarak hücrelerin yapısını yeniler. Bu özelliği sayesinde yapılan araştırmalarda kanser hastalıklarının da yaşanmasının önüne geçtiği tespit edilmiştir. 

Antioksidan maddeler içeren kara mürverin, cilt sağlığına da katkısı vardır. Hücreleri yenileme özelliği sadece organların değil aynı zamanda cildin alt tabakası olan dermisi de yenileyerek deforme olmasını önler. Erken yaşlanma gibi durumların önüne de geçer. Uzun süre cildin parlak ve canlı kalmasını sağlar. Eski çağlarda kadınlar kara mürveri havanda dövüp yüzlerine sürermiş. Şimdilerde ise kara mürver özlü özel maskeler var. 

Sindirim sistemi içinde doğal bir ilaç olan kara mürver, bağırsak florasının dengesini korur. Mide duvarını güçlendirerek ülser ya da reflü oluşmasını engeller. Besinlerin enzimlenmesini kolaylaştırır. Lif özelliği sayesinde de bağırsak fonksiyonlarını artırarak kabızlığın önüne geçer. Kolon ve bağırsak kanseri gibi sağlık sorunlarının oluşmasını önler.

Kadınların her ay dönümünde gördüğü adet döngüsünün dengesizliğini engeller. Hormon bezlerinin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Direk olarak kist oluşumunu engellemezse bile kistin oluşmasına neden olacak durumların önüne geçer. Adet sürecinde özellikle kadınların kaybettiği vitamin ve minerallerin eksikliğini ortadan kaldırır.

Kolajen üretimine katkı sağladığından kemik, diş ve kas kayıplarını önler. Daha güçlü olmalarını sağlayan kara mürver, ileri yaşlarda görülme ihtimali olan kemikte su kaybı, romatizmal hastalıkların yaşanmasını geciktirir. Yöre insanları bu özelliği sayesinde kara mürverin yaşam sırrı olduğunu söyler. Ayrıca uzmanlarda çok abartılmadan hamilelik dönemi ve gelişim çağındaki çocukların tüketmesinin bu yüzden faydalı olacağını vurgular. 

MÜRVER ÇAYI NASILI YAPILIR?

Mürver çayı üst solunum yolları hastalıkları için doğal ilaçtır. Vücudun virüs ve enfeksiyona karşı direncini artırır. Mürver mevsiminde toplanarak kurutulur. Kuru mürver yıl boyu çayı yapılarak tüketilir. Çünkü taze hali her zaman bulunmaz. Aşırı kaynatılması önerilmez. Bu yüzden kaynamış sıcak suyun içine kurutulmuş  8 10 tane mürver atın. 10 15 dakika bekleyin. Daha sonra süzerek tüketin.  Bu çay aynı zamanda toksinleri de atarak idrar yolu enfeksiyonu gibi hastalıklara fayda sağlar. 

MÜRVER ŞURUBU NE İŞE YARAR?

Mürver uzun süreli kullanılma bilmesi için kurutulmasının yanı sıra şurubu ya da pekmezi de yapılarak tüketilebilir. Ancak mürver şurubunu tüketmek için mutlaka bir uzmana danışmakta fayda var. Kurutulmuş 1/5 su bardağı mürver, bir yemek kaşığı zencefil tozu, bir çay kaşığı tarçın, 5 tane karanfil dilerseniz de bir yemek kaşığı balı 4/5 su bardağı su ile beraber bir tencereye atınız. Önce gür ateşte kaynatın. 15 / 20 dakika sonra ocağın altını kısın ve karıştırmaya devam edin. 1 saat bu işlemi yapın. 15 dakika da kendi kaynadıktan sonra ocaktan alın. Ilıdıktan sonra kavanoza boşaltın. Her gün iki kaşık düzenli olarak için. Bu şurup kansızlığı giderir. Bağışıklığı güçlendirir. Balgam söker.