Moda haftalarında sergilenen birbirinden güzel 2021 çanta modellerini sizlere sunuyoruz. Bu sene bahar aylarında renkli elbiselerle çok güzel uyum sağlayan örgü çantalar kadınların favorisi olacak. Her rengini bulabileceğiniz bu örgü çantalar bu bahar vazgeçilmeziniz olacak!

Kadınların stilini tamamlama noktasında en önemli aksesuarı çantalardır. Giyilen kıyafetlerin daha şık ve güzel görünmesini belirleyen çantalar her sene olduğu gibi bu senede birçok farklı renk ve modelde karşımıza çıkıyor. Bahar mevsiminin gelmesiyle birlikte yeni sezonda günlük olarak birbirinden güzel ve renkli örgü çantalar vitrinlerde yerini aldı. Gardırobunuzda en az birkaç tane bulunan çantalara son zamanların favorisi olan örgü çanta modellerinden birini eklemeye ne dersiniz? Bu sene kadınların vazgeçilmez aksesuarı olmaya aday olan örgü çantaları birçok farklı seçenekleriyle karşımıza çıkıyor. Örgü çantaları elbiselerle, hasır ayakkabılarla kombinleyerekte kullanabilirsiniz. 2020-21 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarıyla sezonun öne çıkan çanta trendlerini keşfedin.

EN GÜZEL ÖRGÜ ÇANTA MODELLERİ 2021

En çok sevdiğiniz renkten bir tane örgü çanta satın alabilirsiniz.

Bu çantalar her kıyafete uyum sağlamakla birlikte aynı zamanda vücut yapısına da yakışmaktadır.

Günlük kullanımda, ofis şıklığında, tatillerde ve daha birçok yerde kullanacağınız bu tasarımdaki çantalar sırt çantası ve omuz çantası gibi seçenekleri de bulunuyor. 

Tesettürlü kadınlarında çok seveceği örgü çantaları uzun tunik ve jean pantolonlarla kombinleyerek spor şıklığı yapabilirsiniz. 

Hamile kalmamak için tercih edilen en etkili korunma yöntemlerinden olan doğum kontrol hapını hem kullanıp hem de hamile kalmak mümkün mü? Doğum kontrol hapının hamilelik oluşumundaki etkisini sizlere araştırdık. Doğum kontrol hapı hamileliği engeller mi?

Günümüzde uygulanan çeşitli korunma yöntemleri arasında en popüler olanı doğum kontrol haplarıdır. Pek çoğumuzun gündelik yaşantı içerisinde olumsuz anlamda duyduğu doğum kontrol hapları kesinlikle doktor onayı almadan kullanılmamalıdır. 35 yaş üzeri kan pıhtılaşması sorunu yaşayan ya da sigara içen bir hamileye çocuk doğursa dahi doğum sonrasında asla önerilmeyen doğum kontrol hapları sadece korunmak için değil çeşitli hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Doğum kontrol hapının vücutta ters etki gösterebileceği kimselerin dışında düzenli kullanılmasına karşı pozitif etkileri de bulunmaktadır. İçerisinde oldukça düşük dozda kadınlık hormonu bulunduran doğum kontrol hapları, hormon salınımının kontrolüne imkan verdiği için kadının yumurtlamasını önler. Böylelikle de sperm hücresi yumurta oluşturamayacağı için hamileliğe sebebiyet vermez.

DOĞUM KONTROL HAPI NEDİR, NE İŞE YARAR?

İçerisinde östrojen ve progesteron isimleri verilen kadınlık hormonları, yumurtlamanın gerçekleşmesini engelleyerek olası hamileliklerin önüne geçilmesine yardımcı olur. Düşük de olsa bazı olumsuz etkilere neden olabilen doğum kontrol haplarının gebeliği engelleme olasılığı neredeyse  %100’e yakındır. İlaç kullanımı bittiğinde çocuk sahibi olabilmek için gerekli olan sağlıklı yumurtlama yeniden başlar. 

Doktorların bu ilacı kullanmalarını uygun görmediği kişilerin dışında bütün kadınların kullanabileceği doğum kontrol hapı, anne-baba olmak istemeyen, regl düzensizliği veya  sancılı regl dönemi gören kimseler tarafından da kullanılabilir.

DOĞUM KONTROL HAPI KULLANIRKEN HAMİLE KALINIR MI?

Düzenli kullanımında %99’a kadar etkili olan hamilelikten korunmada her ne kadar kusursuz kullanılsa da istisnai olarak hatalı kullanımlarında % 8 başarısızlık ihtimaline sahiptir. Yani bu ilaçlar düzenli kullanılsa da her yöntem gibi başarısızlık (gebe kalma ihtimali) riski mevcuttur. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde doğum kontrol hap kullanımı bırakılmalıdır.

Hapların hamileliği engellemesiyle beraber; regl düzenleme ve yumurtalık kistlerinin tedavisinde etkin olabileceği tespit edilmiştir.

DOĞUM KONTROL HAPINI KİMLER KULLANMAMALI?

  • -35 yaşın üzerinde bir kadın eğer günlük hayatında sigara da içiyorsa kesinlikle doğum kontrol hapı kullanmamalıdır!
     
  • -Pıhtılaşma bozukluğu olan hamile kadın eğer sigara içmişse de yine çok tehlikelidir.
     
  • -Hamileliğinde pıhtı bozukluğu görülen anne adaylarında doktor sıkıntı tespit etmişse hamileliği bittikten sonra da doğum kontrol hapının kullanılmasını uygun görmeyebilir.

Üzerine ister yoğurtlu sos isterseniz de sade bir şekilde tüketebileceğiniz Rumeli böreği, iç harcı ile damaklarda iz bırakıyor. Yapımı biraz zahmetli olsa da tadı ve kıvamından dolayı çok beğenerek yapmak isteyeceğiniz Rumeli böreğinin tarifini denemek için yazımızın içeriğini inceleyebilirsiniz.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Ana yemek yerine servis edebileceğiniz  Rumeli böreği, yapım aşaması olarak sosyete mantısı ile benzerlik gösteriyor. İç harcında haşlanmış ve didiklenmiş tavuk olan Rumeli böreği, sunumu ve lezzeti ile herkesin severek tüketecek. Farklı börek tarifleriyle misafirlerinizi şaşırtmayı seviyor aynı zamanda sofralarınızı süslemek istiyorsanız Rumeli böreği tam size göre. İlk tadına baktığınızda sos sonrasında ise tavuk suyunun enfes tadıyla buluşan damaklar şölene dönüşecek. Peki Rumeli böreği nasıl yapılır? Rumeli böreğinin püf noktaları nelerdir?

RUMELİ BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yufka
1 adet kemikli tavuk göğüs eti
2 su bardağı tavuk suyu
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çorba kaşığı limon suyu
Tuz
Karabiber

Sosu için;

2 adet yumurta sarısı
3 çorba kaşığı sıvı yağ
3 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı yoğurt
2 diş sarımsak
2 çorba kaşığı sirke
2,5 su bardağı tavuk suyu
Tuz

Üzeri için;

Sıvı yağ
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber

YAPILIŞI

Yufkaları 4 parçaya bölüp, sıvı yağ ile yağlayın. Daha sonra bol limonlu suyun içerisinde haşlanan tavukları, didikleyin.

Tuz ve karabiber ile beraber harmanladıktan sonra yufkanın geniş kısmına koyarak gül şeklini verin.

Tüm yufkalar için aynı işlemi yaptıktan sonra fırın tepsisine dizin.

180 derecede üzeri kızarana kadar pişirin.

Pişen böreklerin üzerine tavuk suyu gezdirin. En son tekrar fırına verip, sosunu hazırlayın.

Sosla beraber börekleri servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Türk Patent ve Marka Kurumu’nca tescillenen Afyonkarahisar’ın patatesli köy ekmeği, uzun süre bayatlamadan kalma özelliği ve lezzetiyle dikkati çekiyor. Herkesin konuştuğu Afyonkarahisar’ın meşhur lezzeti patatesli köy ekmeği nasıl yapılır ve neden meşhur konusunda bir içerik hazırladık.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Son dönemde evde yapılan ve taş fırında pişirilen ekşi mayalı ekmekler hem sağlık hem de lezzet arayışında olanların gözdesi. Bu ekmeklerden bazıları da yörelerimizle özdeşleşmiş durumda. Örneğin Afyonkarahisar’ın patatesli ekmeği bunlardan biri. İçindeki haşlanmış patates ilavesiyle yumuşacık bir kıvama kavuşan patatesli Afyon ekmeğini, siz de evinizde deneyebilirsiniz. Bizim tarifimizde ölçüler büyük miktarlarda ancak siz bu miktarları kendinize göre ayarlayıp evde daha küçük miktarlarda ekmek yapabilirsiniz.

  • Yapımının her aşamasında özel usuller ve gerçek bir ustalık gerektiren tescil ile koruma altına alınan Afyonkarahisar patatesli ekmeği, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi illere kargo ile de gönderiyor.
  • Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde 15 yıldır patatesli ekmek üretimi yapan fırıncı Süleyman Karaçelik, ekmeğin içerisine konulan ekşi maya ve patates ile dışarıda 10 gün, buzdolabında da dayanıklılığının 30 güne kadar çıktığını söyledi.

PATATESLİ AFYON EKMEĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

2,5 kilogram un
1 kilogram patates
50 gram ekşi maya
5 yemek kaşığı tuz
Aldığı kadar su

YAPILIŞI

Ekşi mayayı bir kaseye alın.

Üzerine un ve ılık su ilave edin ve üzerini kapatıp bir gece dinlendirerek mayalanmasını bekleyin.

Ekmeği yapacağınız zaman patatesleri haşlayıp soyun ve rendeleyin.

Mayayı patateslere ekleyip karıştırın.

Unu da azar azar ilave edin ve karışıma yedirin.

Unun geri kalanını da suyla karıştırıp patatesli hamura ilave edin.

Tüm malzeme özleşene kadar yaklaşık 1 saat yoğurun.

Hamura un serpin ve üzerini örtün.

1 saat dinlendirdiğiniz hamuru parçalara bölüp yuvarlayarak fırına verin.

Fırından çıkan ekmekleri temiz bir örtünün üzerinde dinlendirip soğuyunca dilimleyebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde en kalitelisi yapılan kuyu kebabı her yıl olduğunu gibi bu sene de revaçta. Taşköprülüler’in ve gelen misafirlerin vazgeçilmez damak tadı olan kuyu (biryan) kebabının nasıl yapıldığını merak ediyorsanız hazırladığımız içeriği inceleyebilirsiniz.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

3 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Taşköprü’ye yerleşmiştir. Osmanlı padişahlarından Sultan Hamit’in yanında maiyet çavuşu olarak askerlik yapan Abdurrahman Kesici kuyu kebabını Taşköprü’de ilk kez yapan kişidir. Abdurrahman Kesici’nin torunu Orhan Kesici’nin ifadesine göre, kuyu kebabı Anadolu’ya Taşköprü’den yayılmıştır. Rivayete göre askerlik görevi için Taşköprü’ye gelen veya Taşköprü’den giden kişiler tarafından farklı yörelere taşınmıştır. 1 metre civarında derinliğe sahip bir kuyunun içine döşenmiş tuğlalar ve bu kuyunun orta yerinde yakılmış ateşin sönmesi beklenir. ateş söndükten sonra bir çubuğa takılan kuzu gövdesi 6 saat kadar pişmelidir (yani aslında bu yemek, sönmüş ateşin sıcaklığıyla pişen kuzu kebabıdır. her ne kadar orjinali böyle olup Arapların kültürüne ait bir yemek olsa da Türkiye’nin farklı bölgelerinde farklı pişirme biçimleri ve malzemeleriyle yapıldığına tanık olunmuştur.)

  • Kebap kuyusu; Genellikle 1.5m. derinlikte, 85-90 cm. çapındadır. Eski kesme tuğlalardan, sarı toprak harcı ile düz (üst üste)kuyunun orta kısmına doğru içten-dışa bombe verilerek örülür.
  • Baca yüksekliği ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Kuyunun üstünde kuzuları asmak için demir çubuklar bulunur.
  • Her kuyu ortalama sekiz kuzu alır. Kuyu kapağı ağaçtan yapılmıştır ve sac ile kaplanmıştır.
  • Kapak sıvanırken harç yapmak için kullanılan toprak kullanılır.

KUYU KEBABI TARİFİ:

MALZEMELER

1 kilogram az yağlı koyun eti
Kekik
Kimyon

YAPILIŞI

Eti tencereye koyduktan sonra içerisine iç su koymadan yüksek ateşte pembeleşinceye kadar pişirin.

Et pembeleştikten sonra kısık ateşte, kapağı kapalı bir şekilde 3 saat daha pişirin.

Hazır olduktan sonra baharat ilave ederek servis edin.

Afiyet olsun…

Korunmak için tercih edilen yaygın yöntemlerden biri olan doğum kontrol haplarının düşük ama olma ihtimali de geçerli olan risklerini sizlere araştırdı. Op. Dr. Banu Çiftçi’nin açıklamalarına göre doğum kontrol hapını kimler kullanmamalı? Doğum kontrol haplarının yan etkileri:

Henüz yeni evlenmiş olan bazı çiftler kendilerini anne-baba olmaya hazır hissetmediklerinden dolayı korunmak için doğum kontrol haplarını kullanmak isteyebilir. Uzman önerilerine göre kesinlikle doktor kontrolü ve onayı ile beraber alınması gereken doğum kontrol hapları, aksi takdirde vücutta bazı sıkıntılara yol açabiliyor. Dişilik hormonlarından olan Östrojen ve progesteron hormonlarını baskılamaya yarayan doğum kontrol hapları ne kadar düşük dozlu olsalar da bazı risklerden dolayı uygun görülmeyebilir.

DOĞUM KONTROL HAPLARI ZARARLI MI?

Ölümcül olabilecek en ciddi yan etkisi; pıhtılaşma bozukluğu olan kişilerde pıhtılaşmayı daha da arttırarak küçük damarlarda pıhtı birikmesinden akciğere ya da beyne atmasının ölüme varana kadar ki tablolarına rastlanmaktadır. Çok düşük bir ihtimaldir. Sadece doğum kontrolü hapında değil diğer ilaçlarda bile olabilir.

Tek bacakta ya da kolda ani şişme, ısı artışı ve ağrı yaşandığında doktora başvurulmalıdır.

Baş ağrısı yapabilir, migreni tetikleyebilir.

Karaciğer hastalığı olan birinde sıkıntı oluşturabilir.

DOĞUM KONTROL HAPINI KİMLER KULLANMAMALI?

-35 yaşın üzerinde bir kadın eğer günlük hayatında sigara da içiyorsa kesinlikle doğum kontrol hapı kullanmamalıdır!

-Pıhtılaşma bozukluğu olan hamile kadın eğer sigara içmişse de yine çok tehlikelidir.

-Hamileliğinde pıhtı bozukluğu görülen anne adaylarında doktor sıkıntı tespit etmişse hamileliği bittikten sonra da doğum kontrol hapının kullanılmasını uygun görmeyebilir..

Yumurtlamayı düzenlemede ve hormonların kontrolünü sağlamak için doktor onayı ile kullanılan doğum kontrol haplarının ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını sizler için uzmanından cevapladık. İşte doğum kontrol hapı ile ilgili bilinmesi gerekenler…

Günümüzde birçok hastalığın tedavisinde kullanılan doğum kontrol hapları ile ilgili az çok fikir sahibi olabiliriz. Ancak, ne yazık ki çoğumuzda doğrusunu bildiğini sandığımız şeylerin kulaktan doğma yani asılsız bilgilerden ibaret olduğudur. Her ne kadar reçetesiz satılsa da kesinlikle doktor onayı almadan kullanılmaması gereken doğum kontrol haplarında doğru kullanım çok önemlidir. Kadının yumurtalıklarından salgılanan dişilik hormonlarının baskılanmasında etkili olan doğum kontrol hapları, o hormonların daha düşük ve sabit dozlarla dışarıdan iğne ya da hap şeklinde tanımlanması şeklinde etki gerçekleştirir. Eşinizle düzenli olarak yakın temasta bulunuyorsanız ve bunun için de korunmak için doğum kontrol hapı kullanmak istiyorsanız dikkate almanız gereken noktaları haberimizden okuyabilirsiniz.

DOĞUM KONTROL HAPI NASIL KULLANILMALI?

Geçmişe oranla çok daha düşük dozda östrojen ve Progesteron hormonlarını içeren doğum kontrol hapları bilinen en yaygın yöntemiyle hamilelikten korunmak için kullanılır. 21 ve 28 günlük olmak üzere 2 şekilde kullanılan doğum kontrol haplarında; 21 günlük kullanımda ilacı 21 gün kullanıp, 7 gün ara verdikten sonra 8. gün yeni kutuya başlanmaktadır. İçerik olarak farklı olmamakla beraber 21 günlük ilaçlardaki 7 günlük hesabın karışmaması için kullanılabilecek diğer alternatif hap ise 28 günlük olanlardır.

Bu haplarda ara verme yoktur, kutu bitince yeni kutuya başlamayla kullanılır. (24+4) 28 günlük bu haplarda 4ü boş tablet içeriyor.

– Doğum kontrol hapını kullanmaya adet döneminin ilk 5 gününde başlamak gerekir.

DOĞUM KONTROL HAPININ YAN ETKİLERİ:

  • Kırılma kanamalarına neden olabileceği için ince lekelemeler görülebilir. En önemli nedeni ise ilacı saatinde almamaktır!
     
  • İlk birkaç ay adet düzensizliğine neden olabilir.
     
  • Mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir.

Eski çağlardan beri kadınların tıbbi tedavisinde kullanılan hayıt tohumu anne sütünü artırarak kadınları menopoz ve adet zamanlarındaki hormon bozukluklarını dengeler. Peki hayıt tohumunun faydaları neledir? Yüzyıllardır alternatif tıpta hayıt tohumu, kansere karşı en doğal ilaç olarak görülür. kullanılan Sizler için herkes tarafından bilinmeyen ancak mucize bir bitki olan hayıt bitkisini ve tohumunu araştırdık.

Hayıt tohumu, ülkemizde Güney Anadolu’da yetişir. Güzel bir kokuya sahip hayıt tohumu parfüm sektörünün yanı sıra kişisel bakım ürünlerinde de kullanılır. Arıların bu bitkinin polenlerinden yaptıkları bal ise birçok hastalığa iyi geldiği hatta bağışıklık sistemini kanserli hücrelere karşı kuvvetlendirdiği bilinir. Kullanımı Antik Yunan’a kadar da uzanana hayıt tohumu tıbbı tedavi yönteminde doğal ilaç olarak kullanılır. Mine çiçek ailesine ait olan hayıt tohumu görüntü olarak lavantaya benzer. Deniz kenarı ve kayalık bölgelerde, genellikle tınlı bünyeli, nötr ve hafif alkali, kireççe fakir, tuzluluk etkisinin olmadığı, değisen miktarlarda organik madde içeren, azotlu ve azotça zengin, fosfor bakımından zengin, potasyumca eksik topraklarda yetişen bu bitki tam vitamin deposudur. Kökleri ip boyama sektöründe kullanılır. Çalı görünümde olan bitkiden toplanılan yaprak ve tohumlar kurutularak kullanılır.

  • Doğurganlığı artırır. Anne sütünü çoğaltır.
  • Hormonları dengeler.
  • Bağırsaklardaki parazitleri temizler. 
  • Kanseri önler.
  • Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde karaciğerin temizlenmesini destekler. 

HAYIT TOHUMUNUN FAYDALARI NELERDİR?

  Anne adaylarının tüketmesi tavsiye edilen bir bitkidir. Çünkü hayıt tohumu anne sütünü artırır. Aynı zamanda anne sütünün içindeki vitamin ve mineral değerlerini yükseltir. 

Özellikle kadınlarda sık sık yaşanan hormonal bozukluklara bağlı gelişen depresyon ve stres rahatsızlıklarının yaşanma olasılığını azaltır. Aynı zamanda menopoz dönemindeki durumların şiddetini azaltır. 

– Bazı kişilerde terleme adeta hastalık haline dönüşür. Hayıt tohumu ter bezlerinin daha doğru çalışmasını sağlayarak ortaya çıkan aşırı sıvı kaybını önleyerek vücudun kötü kokmamasını destekler. 

Yapılan bazı araştırmalarda çikolata kisti gibi yaygın olan kadın hastalıklarının tedavisinde en etkili doğal ilaçtır.

Zehirli hayvanların sokmalarına karşı panzehir özelliği bulunur.

İshale neden olan bağırsaktaki parazitlerin idrar yolu ile atılmasını destekler. Güçlü bir gaz gidericidir. 

Hemen hemen her kadının ay başınd ayaşadığı adet dolayısıyla ortaya çıkan dengesiz hormonlar birçok sağlık sorununa zemin hazırlar. Hayıt  tohumu bu dönemde ve sonrasında da düzenli tüketildiğinde hormonları dengeleyer. Aynı zamanda regl dönemlerinde yaşanan şiddetli ağrı ve sancılara iyi gelir.

Cilt sağlığı için de birebir etkisi vardır. Özellikle yağlı ciltlerde t bölgesinde artan siyah nokta oluşumlarını durur. Anti-aging etkisi sayesinde ciltteki akne ve sivilce problemlerini azaltır. Cildin sağlıklı görünmesini sağlar.

Yağlı ve karbonhidratlı yemekler sonrasında yaşanan hazımsızlığı giderir. Bunun yanı sıra sindirim fonksiyonlarını artırır. Bağırsak florasını dengeleyerek herhangi bir sağlık sorununun yaşanmasını önler.

Hayıt tohumu rahim duvarlarını güçlendirir. Bu özelliği sayesinde düşük riskini azaltır. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda kadınlardaki hamile kalma hormonunu artırarak gebelik oranını yükseltir.

Kadınların yanı sıra erkeklerde faydası vardır. Prostat kanseri gibi erkeklerde yaygın görülen kanser hastalığının oluşmasını engeller.

HAYIT TOHUMU VE BAL KARIŞIMI NE İŞE YARAR? 

Bazı bal üretim merkezlerinde arıların sadece hayır tohumundan aldıkları polenlerle bal üretilmesi desteklenir. Ancak bu bal oldukça pahalıdır. Güçlü bir vitamin ve mineral deposu olan bu balı alamayanlar için alternatif tıp uzmanları bir kavanoz bal ile 5 yemek kaşını dövülmüş hayıt tohumunu karıştırıp bir gün boyunca serin bir yerde muhafaza ettikten sonra tükettikleri taktirde aynı faydalardan yararlanabileceğini söylüyor. Bu bal bronş, boğaz iltihabından karaciğerlerin temizlenmesine kadar birçok hastalığa şifadır. Bu bal aynı zamanda sindirim sistemindeki hücrelerin herhangi bir deformasyona uğramasının önüne geçer. 

Ofiste iş kadar şık ve bakımlı olmakta çok önemlidir. Soğuk kış günlerinin ardından gelecek olan bahar ayları sizin iş yeri giyim tarzınızı da değiştirecektir. Kalın kıyafetlerinin yerini güzel, sade ve etek kombinleri alıyor. Ofis şıklığı için doğru bahar kombinleri yapmak ve şıklığınıza şıklık atmak isterseniz işte sizin muhteşem bir görünüme sahip olmanız yardımcı olacak ofise uygun etek kombinleri:

Soğuk kış günlerinin ardından gelen bahar aylarının gelmesiyle birlikte giyim tarzınızı yavaş yavaş hafifletebilirsiniz. Kalın kıyafetlerinin yerini güzel, sade ve etek kombinlerine bırakarak güzel kombinler yapabilirsiniz. Doğru bahar kombinleri sizin muhteşem bir görünüme sahip olmanız yardımcı olacaktır. Çalışma hayatı içinde kolay hareket edebilmek ve rahat olmanın yanı sıra şık seçimlere de yer vermeniz çok önemlidir. Ofis şıklığı yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli noktalardan biri giydiğiniz kıyafette uyum olması gerektiğidir. Kıyafet seçimi yaparken kadınların dikkat etmesi gereken bir diğer noktada tarzınıza göre kombin ayarlamak olacaktır. Ofis şıklığı yaparken mutlaka gardırobunuzda siyah pantolon, ceket, etek ve pantolona yer vermeniz gerekir. Peki ofis şıklığında etek nasıl kombinlenir? İşte detaylar:

BAHARA UYGUN OFİSTE GİYİLECEK ETEK KOMBİNLERİ

Yazlık ve kışlık olarak her mevsim için gardırobunuzda bulunması gereken parçalardan biri etek modelleridir. 

Ofis şıklığı için her gün akşamdan giyeceğiniz kıyafetleri ayarlamak size oldukça zaman kazandıracaktır. 

Bu yüzden her zaman bir sonraki günün kıyafetini akşamdan hazırlamaya özen gösterin. Öncelikle çalıştığınız ortama göre kıyafet seçimini ayarlamak gerekiyor. 

Geçtiğimiz sezonda da favori olan ve bahar ve yaz mevsiminde en çok tercih edilen pileli etekleri hem günlük olarak hem de ofis şıklığı tercih edebilirsiniz. 

İster kloş etek ister kalem eteklerle yapılan bluz ve gömlek kombinleri sizi her zaman şık ve zarif gösterecektir.

Doğru bir stil yapmak için abartıdan uzak kombinler yapmak çok önemlidir. 

Kalem etekler ofis şıklığının vazgeçilmez parçaları olarak öne çıkıyor. Genellikle gömleklerle kombinlenen bu tarz etekleri şık bluzler ve uyumlu ceketlerle de oldukça şık hale dönüştürebilirsiniz.

Vücudun kilo alma ve verme durumunu kontrol eden Tiroksin hormonu tiroid bezi tarafından salgılanır. Ancak tiroid bezinde meydana gelen herhangi bir bozukluk tiroksin seviyesini olumsuz erkiler. Bunun akabinde de vücut fonksiyonlarında bozukluklar meydana gelir. Tiroksin hormonu ne işe yarar? Tiroksin hormonu eksikliği nelere yol açar?

Vücuttaki hücrelerin daha işlevsel olması için hormonal dengeye ihtiyaç vardır. Tüm vücuda yayılması içinde kan akışının normal olması gerekir. Hormon salınımının en temel görevi tiroid bezinindir. Trioid bezi vücuttaki tüm hormon hücrelerin salınımı en iyi şekilde yapmadığında hormon seviyelerinde bazen iniş ve yükseliş meydana gelebilir. Tiroksin hormonu da bunlardan biridir. Serbest t4 hormonu ile salgılanan tiroksin vücudun dengeli kilo alınımını destekler. Sağlıklı beslenme de oldukça etkili olan tiroksin hormonu düştüğünde beraberinde farklı hastalıklarda getirebilir. Ayrıca erken tedavi edilmediğinde de sağlık sorunlarına yol açabilir. 

  • Tiroksin hormonu tiroid bezi tarafından salgılanır.
     
  • Tiroksin hormonu vücudun kilo kontrolünü sağlar.
     
  • Düşüklüğü sırasında besinlerden alınan vitamin ve minerallerin yeterli miktarda kan karışmasını engeller. 
     
  • Ayrıca düşüklüğü metabolizmanın yeterli oranda çalışmasının önüne geçer. 
     
  • İçeriğinde iyot bulunan bu hormon çeşidi kan akışını ve kalp atışının da kontrollü olmasını sağlayarak vücut sağlığını korur. 

TİROKSİN HORMUNU NE İŞE YARAR?

Tiroksin hormonu vücutta çok yönlü fonksiyona sahiptir. Yağ, protein ve karbonhidrat gibi önemli değerlerin vücut içinde dağılımını gerçekleştirerek metabolizmanın yapısını kontrol eder. Vücudun adeta enerjisini belirleyen tiroksin hormonu ayrıca kas ve sinir sistemi içinde gerekli bir hormon salınımıdır. Hücrelerin dokularını yeniler. Kan akışının yanı sıra kanda buluna oksijeni tüm vücuda eşit olarak dağıtır. Serbest t4 hormonu yeterli salınım yapamadığında ise farklı ciddi hastalıklar ortaya çıkar.

TİROKSİN HORMONU EKSİKLİĞİ NELERE YOL AÇAR?

Çocukluktan ergenliğe geçiş sırasında tiroksin hormonu azalınca zeka geriliği, üreme organlarında bozukluk, fiziksel gelişimde azalma hatta cüce kalmasına bile yol açabilir. Bunun aynı sıra tiroksin hormonu az salgılandığında vücut virüslere karşı zayıf kalır. Çünkü hücreler kendini hızla yenileyemez. Bu da kişinin enerjisini düşürür.

Halsizlik odaklanma da zorlanma gibi durumlara yol açar.

Her hormonal dengesizlikte olduğu gibi tiroksin hormonunda da terleme sorunu yaşanır. Ancak aksi bir durum tiroksin hormonu eksikliğinde terleme azalır.

Üşüme ve titreme gibi durumlara yol açar.

Metabolizmanın hız düştükçe kabızlık görülür.

Üreme hormonlarını da olumsuz etkilediğinden adet düzensizliği ve sancıları çok olur. Guatr hastalığı riski artar.

En yaygın durum ise saç dökülmesi ve depresyonun görülmesidir.

Ayrıca üreme azlığına da yol açabilen tiroksin hormonu eksikliği ödem artmasıyla kilo alımına neden olur.