Üzerine ister yoğurtlu sos isterseniz de sade bir şekilde tüketebileceğiniz Rumeli böreği, iç harcı ile damaklarda iz bırakıyor. Yapımı biraz zahmetli olsa da tadı ve kıvamından dolayı çok beğenerek yapmak isteyeceğiniz Rumeli böreğinin tarifini denemek için yazımızın içeriğini inceleyebilirsiniz.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Ana yemek yerine servis edebileceğiniz  Rumeli böreği, yapım aşaması olarak sosyete mantısı ile benzerlik gösteriyor. İç harcında haşlanmış ve didiklenmiş tavuk olan Rumeli böreği, sunumu ve lezzeti ile herkesin severek tüketecek. Farklı börek tarifleriyle misafirlerinizi şaşırtmayı seviyor aynı zamanda sofralarınızı süslemek istiyorsanız Rumeli böreği tam size göre. İlk tadına baktığınızda sos sonrasında ise tavuk suyunun enfes tadıyla buluşan damaklar şölene dönüşecek. Peki Rumeli böreği nasıl yapılır? Rumeli böreğinin püf noktaları nelerdir?

RUMELİ BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yufka
1 adet kemikli tavuk göğüs eti
2 su bardağı tavuk suyu
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çorba kaşığı limon suyu
Tuz
Karabiber

Sosu için;

2 adet yumurta sarısı
3 çorba kaşığı sıvı yağ
3 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı yoğurt
2 diş sarımsak
2 çorba kaşığı sirke
2,5 su bardağı tavuk suyu
Tuz

Üzeri için;

Sıvı yağ
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber

YAPILIŞI

Yufkaları 4 parçaya bölüp, sıvı yağ ile yağlayın. Daha sonra bol limonlu suyun içerisinde haşlanan tavukları, didikleyin.

Tuz ve karabiber ile beraber harmanladıktan sonra yufkanın geniş kısmına koyarak gül şeklini verin.

Tüm yufkalar için aynı işlemi yaptıktan sonra fırın tepsisine dizin.

180 derecede üzeri kızarana kadar pişirin.

Pişen böreklerin üzerine tavuk suyu gezdirin. En son tekrar fırına verip, sosunu hazırlayın.

Sosla beraber börekleri servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Ünlü isim Tuğba Altıntop’un geçtiğimiz gün başına gelen kulak zarı patlaması sonrası bu rahatsızlığa dair merak uyandırdı. Vücudun en hassas noktalarından biri olan kulak zarı hakkında merak edilenleri araştırdık. Kulak iç kısmında bulunan perde şeklinde bir yapısı olan kulak zarı hasar gördüğünde işitme kaybına neden olabilir. Kulak zarı nasıl patlar? Kulak çubuğu kulak zarını patlatır mı?

Kulak kanalından içe doğru giden kısma dış kulak kanalı denir. Bu kısımdan sonrasına ise orta kulak olarak adlandırılır. Bu iki kısmın bir birinden ayrılmasını sağlayan ise kulak zarıdır. Kulak zarının vücutta iki görevi vardır. Dışarıdan gelen ses dalgalarının basıncını ayarlayarak vücuda aktarılmasını sağlar. Bir diğer görevi ise virüs ya da dışarıdan gelen herhangi bir tehlikeye karşı orta kulağı korur. Oldukça hassas ve ince bir yapısı olmasına rağmen sert bir müdahale ya da şiddetli bir basınca maruz kalmadığı sürece delinmesi ya da patlaması zordur. 

  • Kulak zarı virüslere karşı kulağı korur.
  • Dışarından alınan bir darbe ile kolayca delinir ya da patlar.
  • Vücutta duyma işlemini sağlar.
  • Orta kulak iltihabı kulak delinmesine yaygın olan bir hastalıktır.
  • Zarın yırtılması ya da delinmesi ani baş dönmesi, kulak ağrısı ve kulak içinden bir sıvı akması gibi belirtilerle kendini gösterir.

KULAK ZARI NASIL PATLAR?

Kulak çubuğu, kulak kaşınması sırasında zorlama, korumasız dalış yapma, ani kafa çarpması, kulak içine kimyasal maddesin kaçması, ani ses yüksekliği, araba ve spor kazaları kulak zarına ağır hasar verir. Bu durumlar sonucu zar bazen ya ağır hasar alır ya delinir ya da tamamen patlar. Uzmanlar kontrol sonucunda müdahalede bulunur. Genellikle şiddetli bir ağrı ile başlayan patlama daha sonra işitime kaybı ile devam eder. 

KULAK ZARI PATLAMASI BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Kulak içinde basınçlı şiddetli bir ağrı

– Akabinde baş ağrısı ve denge bozukluğu

– İşitme kaybının vücuttaki genel bozukluktan biri mide bulantısı

– Çınlama ve uğultulu ses algılanması

– Açık renkte bir sıvının akması 

KULAK ZARI TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Bu belirtiler yaşanır yaşanmaz bir uzmana danışmada fayda var. Aksi halde orta kulak iltihabına zemin hazırlar. Otoskopik müdahale ve odyometreş testi yapılır. Otoskop ışıkla kulak içine bakılır. Kulakta bir delik varsa bunun seviyesini ölçmek için odyometres yani ses işitme testi yapılır. Teste hastalar hangi ses aralıklarında nasıl tepki verildiği ölçülür. Enfeksiyonu önlemek için antibiyotik verilir. Ancak kişinin Timpanoplasti ameliyatı olması gerekir. Bunun tanı sıra kulak zarı patlamasında herhangi doğal bir tedavi yoktur. Bu yüzden bir evde müdahale edilmemeli. Erken teşhis edilmediğinde kalıcı işitme kaybı yaşanır. Ayrıca kulak enfeksiyonlara karşı korunaksızdır. 

Kadının Allah katında ayrı bir değerinin olduğu hamilelik dönemine bahşedilen sevabı ve doğum yapınca günahların silinip silinmediğini sizlere derledik. İşte hamilelik döneminin önemi…

Dokuz aylık yaşanan hamilelik süreci, kadının vücudunda bazı değişikliklere yol açar. Bu biyolojik değişiklikler, bazı kadınları diğerlerinden daha çok etkiler. Her anne adayı bu zamanlarda hem fiziksel değişikler hem de duygusal çalkantılar yaşar. Bu dünyada ayağımıza bir diken batsa bile günahlarımıza kefaret olacakken hamilelikte yaşanan zorluklarının müjdesini ise Allah (cc) bizlere bildirmiştir. “Kadın, hamile olduğunda, gündüz sâim (oruçlu), gece kâim (namaz kılıp, Kur-an okuyarak) ve Allah korkusu kendisinde galib olan bir mücahid sevabı hak eder. Onu ağrı tuttuğunda kendisine verilecek sevabı mahlukattan kimse bilemez. Bebeğin her emişinde ve soğurmasında bir can ihya etmiş gibi sevab alır. Ve sütten kestiğinde ise bir melek sırtını okşar ve: “Ha bir daha” der.” ( Ramuz el e-hadis). 

Doğmamış bir bebeğin bizlere vesile olduğu bunca güzellikler elbette ki doğunca kat kat daha fazla olacaktır. Hamilelik sürecinde açılan sevap kapılarına bir de doğum olunca af kapıları da eklenir. Her kadının doğum süreci farklı olsa da tüm kadınların kendine göre ağrısı olmaktadır.

Allah (c.c.) bu zamanları kadınlar için mağfiret zamanlarına dönüştürür. Şayet bir anne hamileyken, doğum yaparken veya emzirirken vefat ederse şehit olarak yazılır. Kadın hamileliğinde, doğum yapıncaya ve çocuğun emmekten kesileceği güne kadar, Allah yolunda nöbet bekleyen mücahit gibidir. Bu zaman ölürse de şehit ecri vardır. (Taberani)

Şehit nedir? Şehit Allah (cc) yolunda savaşan ve bu uğurda can veren kimsedir. Bu mertebe o kadar yüksektir ki şehit olarak can veren kimsenin kul hakları ve farz borçları hariç bütün günahları affolunur.

HADİS-İ ŞERİF: ”Hamileyken, doğum yaparken veya lohusayken ölen kadın şehittir.” (Ebu Davud) 

Ülkemizde çok yaygın olarak bulunan gümüş balığı, tatlı sularda da bulunmaktadır. İstanbul’da baharın müjdecilerinden biri de balıkçı tezgâhlarını süsleyen gümüş balığı… Tavası, salması, ızgarası pek leziz olan bu balığı yemenin şu sıralar tam zamanı… Peki gümüş balığı nedir ve en kolay nasıl temizlenir? Gümüş balığın nasıl yenir? İşte tüm soruların yanıtı:

Görünümüyle ve parlak dokusu ile beraber oldukça zarif bir balık olan gümüş balığı Katerina olarak da bilinmektedir. Bilhassa Marmara Bölgesi’nde tutulmakta olan gümüş aynı zamanda Karadeniz ve Akdeniz’de de çok sık olmasa da yakalanabilmektedir. Besleyiciliği maksimum seviyede olan gümüş balığı  mevsiminde tüketebileceğiniz balıklar arasında yer almaktadır. Bununla beraber evde hazırlanacak balıklar arasında gümüş pratikliği ile ve lezzetiyle ön plana çıkmaktadır. Oldukça kolay bir şekilde pişirilebilen gümüş balığı vitamin yönünden zengin olduğu için her yaş kategorisine hitap etmektedir. Daha çok temmuz, ağustos, eylül aylarında tutulan gümüş bazı dönemlerde ekime kadar da sarkabilmektedir.

  • Gümüş balığı da sağlık açısından oldukça yararlı bir balıktır ve taze ve mevsiminde olduğu sürece güvenle tüketilebilir. Gümüş balığı:
  • İnsan vücudu tarafından üretilemeyen bir yağ asidi olan Omega 3’ü yüksek oranda içerir.
  • İçerisindeki iyotla çocuklarda zeka gelişimini destekler. Bu nedenle çocuklar ve hamile kadınlar tarafından bolca tüketilmelidir.
  • İçeriğindeki yağ asitleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Kalsiyum deposudur ve kemikleri güçlendirir. Bu sebeple kemik erimesinin önüne geçilmesi adına bolca tüketilmelidir.
  • Protein bakımından oldukça zengindir.
  • Yüksek oranda fosfor içerir.
  • A, B ve D vitaminleri açısından zengindir.

Gerçek gümüş balığı gibi silikon gümüş balığı ya da gümüş balığı sahtesi de diğer balıkların yakalanmasında kullanılabilir. Gümüş balığı küçüğü ve gümüş balığı tatlı su içerisinde yaşayanları süs balığı olarak tercih edilir ve gümüş balığı akvaryum içerisinde beslenebilir. Gümüş balığı, gümüş balığı böceği ile karıştırılmamalıdır.

Gümüş balığı küçük olmasına rağmen oldukça lezzetli bir balıktır. Ancak doğru pişirme yöntemi ile hazırlanmalıdır. Gümüş balığı buğulamaya ve haşlanmaya uygun değildir. Daha çok kızartması tercih edilir. 

FIRINDA GÜMÜŞ BALIĞI TARİFİ:

Balıkta kızartma yerine fırında pişirme yöntemini tercih edenler ve gümüş balığı fırında nasıl pişirilir diye merak edenler için ideal bir gümüş balığı tarifi. Hem hazırlaması çok kolay hem de tam ayarında malzemelerle oldukça lezzetli. 

MALZEMELER

Yarım kilo Gümüş balığı
3 yemek kaşığı sıvı yağ
Tuz
Küçükse 2 büyükse 2 diş sarımsak
Pul biber
1 çay kaşığı salça
Yarım limon

YAPILIŞI

Tepsimizi yağlayın, balıkları harmanlayın. Daha sonra tepsimize dizin.

Önceden ısıttığınız fırını da 15- 20 dakika kadar pişirin.

GÜMÜŞ BALIĞI TAVA TARİFİ:

MALZEMELER

1 kilo gümüş balığı (pulları ve içi temizlenip suyu iyice süzülecek hazırlanacak )
1 su bardağı un
1 çay kaşığı tuz
Yarım çay kaşığı karabiber
2 su bardağı ayçiçek yağı

YAPILIŞI

Orta ateşe tavayı koyun .Yağı koyup kızması bekleyin. Unu yayvan bir kaba koyun.

Balıkların üzerine tuz, karabiber serpip karıştırın.

Kızan yağa una buladığımız balıkları koyun.

Pembeleşinceye kadar kızartın.

Havlu kağıt serili tabağa alın.

Sonra yanında istediğiniz garnitürle beraber servis tabağına alabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Deniz ürünleri denildiğinde akıllara hemen balık geliyor olsa da aslında balığın da ötesine pek çok deniz canlısı vardır. Bu canlılardan sizler için pavurya balığı olarak da bilinen pavurya yengeç hakkında bilgi vereceğiz.

Pavurya, Cancridae familyasından Doğu Atlantik ve Akdeniz’de yaşayan ve eti yenilen iri bir yengeç türü. Geniş yayvan bir kabuk eklemi vardır. Karapaks en fazla yaklaşık 20 cm uzunluğunda ve 30 cm genişliğindedir. Sığ ve kayalık alanlardan 520 m derinliklere kadar yayılım gösterir. Yaşadığınız şehrin denize kıyısı varsa pavurya adını sık sık duyabilirsiniz. Şayet balık sofralarını çok seviyorum diyorsanız; öğrendiğiniz bilgilere bu yazımızdaki bilgileri de ekleyebilirsiniz.  Pavurya yengecinin baş kısmına yakın kırmızı benekleri vardır pavuryanın. Kıskaçları oldukça güçlü olduğu için pavurya avını yapanların çok dikkatli olması önerilir. Eğer pavurya görürseniz ve yakalamak isterseniz, temastan kaçınmalısınız. Keskin kıskaçları elinizi kesecek kadar güçlüdür.

  • Yengeç eti, bakır değeri açısından zengin bir ettir. Bakır ise bağışıklık ve dolaşım sistemi için önemli olan bir mineraldir.
  • Antioksidan maddeleri de yapısında barındıran pavurya, vücudu arındırır.
  • Selenyum mineralini içeren pavurya, cilt ve tırnak sağlığını korur.
  • Kalp sağlığı için önemli bir deniz canlısıdır. Omega 3 içermektedir. Ayrıca çoklu doymamış yağ asitlerine de sahip olduğu için; kalbe giden kanı kontrol eder.
  • Damar tıkanıklığını önler. Kan dolaşımı üzerinde etkisi çoktur.

Yengeçler haşlama yöntemiyle pişen deniz canlılarıdır. Pavurya da bunlardan biridir. Önerilen pişirme yöntemi haşlamadır. Dilerseniz ızgara olarak da hazırlayabilirsiniz.

Kabuk altındaki etin en iyi şekilde pişmesi için kaynar suda haşlama yapılır. Kaynayan suyun içine sirke ve tuz atılması, etin güvenli şekilde haşlanmasına yardım eder.
Temizlenen pavuryalar, derin bir tencerede pişerse en iyi sonuç alınır.

Kaynama suyuna sirke eklediğinizde, pavurya parlaklığını korur ve zehirleme etkisini ortadan kaldırır. Haşlama süresi ise pavuryanın büyüklüğüne göre değişir. Kaynar suyun içine birden atılır ve fokur fokur kaynaması için beklenmesi önerilir. Pavuryanın rengi tamamen değiştiğinde, leziz bir pavurya haşlanır. Restoranlarda pavurya sipariş edildiğinde, haşlandıktan sonra özel bir sosla servis edilir. Genellikle pavurya sosunda limon, maydanoz ve damak zevkine göre tercih edilen doğranmış yeşillikler olur.

PAVURYANIN FİYATI NE KADAR?

Pavurya fiyat bilgisi her mevsim değişmektedir. Avlanan pavuryalar, farklı rakamlarla tüketiciye sunulur. Ortalama değeri 50 TL’dir.

PAVURYA NASIL YENİR?

Pavuryanın en lezzetli etli kısmı, kıskaç altında saklı olan etlerdir. Özel yengeç makasını kullanarak kıskaçları ayırıp etlere ulaşabilirsiniz. Göğüs kısmındaki etlerin de lezzetli olduğu bilinir. Kabuklarını makasla açarak etler çatal yardımıyla tüketilir. Salata ya da güveç için etler kullanılacaksa; pavurya haşlandıktan sonra etler temizlenir ve dilenen tarife eklenir.

Yüksek oranda E ve C vitaminleri barındıran ceviz yaprağı insan sağlığına olumlu etkileri mevcuttur. Ciltten sindirime kadar birçok faydası olan ceviz yaprağı genellikle çay olarak tüketilir. Özellikle İbn-i Sina üreme organlarının daha iyi çalışması için ceviz içi ve yaprağı ile beraber bal karıştırıp tüketilmesini tavsiye etmiştir. Ceviz yaprağı çayının faydaları nelerdir? Ceviz yaprağı çayı nasıl yapılır?

Sağlığa faydası bakımından en sık tüketilen besinlerden biri ceviz ağacıdır. Yetiştirdiği meyve ve yaprakları bile alternatif tıpta kullanılır. Bunun yanı sıra ağacından elde edilen mobilyalarda oldukça sağlamdır. Dünyada büyük bir iklim örtüsüne sahip olan ceviz ağacında yetişen yapraklardan çay yapılır. Alternatif tıpta vücuttaki toksinleri atmada fayda sağladığından önerilir. Bunun yanı sıra yaprakları havanda öğüterek krem kıvamına getirip yaraların hızla iyileşmesini sağlıyor. Ayrıca ceviz yapraklarının kaynatıldığı su saçların güçlenmesini sağlar. Özellikle virüslerin çoğaldığı bu son yıllarda uzmanlar bağışıklığı güçlendirmek ve vücuttaki enfeksiyonları atmak için önerdiği etkili çaylardan biri de ceviz yaprağı çayıdır. 

  • Saç köklerini kuvvetlendirir. 
  • Cildinize tonik olarak kullanabilirsiniz.
  • Vücudu mikroplardan arındırır.
  • Macun kıvamına getirilerek yaralara sürülebilir.
  • Bağırsaklarda kurtçuk gibi parazitlerin azalmasına yardımcı olur.
  • Tam bir C vitaminidir.

CEVİZ YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kurutulmuş 5 tane ceviz yaprağını havan da iyice dövün. Daha sonra iki su bardağı çayla beraber cezveye koyup kaynatın. 10 dakika sonra ocaktan alın 5 dakika sonra ise süzüp için gün boyu çayı bir bardak olarak tüketebilirsiniz.

CEVİZ YAPRAĞI NASIL KULLANILIR?

– Yapraklar kaynatılıp suyu banyo yaparken kullanılan suya eklenebilir. Bu su hem ciltteki gözeneklerin temizlenmesini sağlar. Hem de yağlı saç derisinden şikayet edenler için saç derisini yeniler. Ayrıca saç köklerini güçlendirerek dökülme ve yıpranmasını önler.

– İbn-i Sina’nın şifa kitaplarında yer alan karışımda ise ceviz içi ceviz yaprağı bal ile karıştırılır. Bu karışım özellikle çocuk sahibi olanların tüketilmesi tavsiye edilir. İki ceviz içine iki kurumuş ceviz yaprağı koyun iyice havanda dönün toz haline gelen karşıma bir tatlı kaşığı bal ekleyin. 

CEVİZ YAPRAĞI ÇAYININ FAYDALARI NELERDİR?

Ceviz yaprağı çayının en önemli maddesi vücutta toksin birikmesine izin vermez. Bu da vücutta virüs ve enfeksiyona bağlı durumların gelişmesi önlenmiş olur. Ayrıca çay kilo vermek isteyenler içinde idealdir. Bağırsakların fonksiyonlarını düzenler. Bu sayede gıda atıklarının kalmasını önler. Gut hastaları için uzmanların önerdiği sağlıklı bitki çaylarından biridir. Kandaki şekeri de düşüren ceviz yaprağı çayı, C vitamini eksikliğine birebir fayda sağlar. Bağışıklığı güçlendirir. Hücrelerin DNA yapısını koruyarak kanser oluşmasını engeller. 

Aslında Bisque kelimesi ilk görüşte size de çağrıştırdığı gibi bisküvi kelimesinden geliyor. Fransızca sözlükleri karıştırırsanız kelimenin kuru ekmek anlamına geldiğini göreceksiniz. Bisque tekniğinin ortaya çıkışı Fransızların çorbayı kalınlaştırmak için kuru ekmek kullanmalarına dayanıyor. Şimdilerde yemek programlarında çok sık kullanılan Bisk diğer bir isimle Bisque hakkında merak edilen soruları yanıtladık.

Bisque, klasik olarak gerilmiş bir kabuklu et suyuna dayanan, pürüzsüz, kremsi, çok terbiyeli bir Fransız çorbasıdır. Istakoz, kerevit, yengeç, karides veya kerevitlerden yapılabilir. Tavuk yanında, bisque en popüler deniz mahsulleri çorbalarından biridir. Genellikle çöpe giden malzemeleri en iyi ve lezzetli şekilde değerlendirmeyi başaran Fransızlar, gastronomi kültürünün bir parçası olarak, çoğumuzun yüzüne bakmadığı ürünlerden harika reçeteler çıkarırlar. Bugün sizlere vereceğimiz Bisque/Bisk tarifi de tam olarak bunlardan bir tanesi. Deniz ürünlerinin her türlüsünü seven birisiyseniz eğer, bu lezzetli tarife karşı koyamayacaksınız! Karides Bisk yapım tekniği ve püf noktaları nelerdir?

  • Karides Bisk, dünya literatüründe büyük bir öneme sahiptir.
  • Umami lezzetini kendisinde tamamen barındıran çok lezzetli bir sostur. Genellikle deniz ürünleri ile kullanılır.
  • Karides etinden, karidesin kafasındaki sıvı çok daha lezizdir. Buradaki amaç karides kafalarını ezerek içerisindeki sıvıyı çıkartıp ek olarak malzemeler ekleyerek en leziz hale getirmektir.

KARİDES BİSK TARİFİ:

MALZEMELER

300 g Pınar Tereyağı
300 g karides kafa
5 g sarımsak
5 g worcestershire sos
20 g limon suyu
10 g tuz
4 g isot
0.5 g paprika

YAPILIŞI

Tereyağını düşük ısıda eritin (kaynatırsanız veya çok ısı gösterirseniz sosu kesecektir.)

Karides kafalarını ekleyip tokmak yardımıyla kafaları iyice ezin.

Daha sonra süzerek thermomıx veya blender yardımıyla pürüzsüz kıvam alana kadar çekin.

Ardından geri kalan malzemeleri ekleyip yine makinadan pürüzsüz kıvam alana kadar çekin.

Hazır olan sosu süzüp buzdolabında dinlendirin.

Servis anında çok fazla ısıtmadan 55-60°C’de servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

  • Sunum tabağında; Karides bisk sos, İskenderun karides, maydanoz yağı ve pancarlı lahana turşusu bulunmaktadır. Yanında da süt mısır tozlu bulgur pişisi yer almaktadır.

İlk duyduğunuzda şaşıracağınız fakat denediğinizde favori lezzetiniz olacak soğan pastası enfes bir tarifi sizlerle paylaşıyoruz. İsmini görünüşünden alan soğan pastası, çay saatlerinin bir numaralı tarifi olmaya hazır. Gelin birlikte soğan pastası nasıl yapılır inceleyelim…

Farklı lezzetler arayanlar soğan pastası nasıl yapılır merak ediyor. Her lokmasında ayrı bir lezzet bulacağınız eşsiz tarif soğan pastasının püf noktalarına dikkat edilerek yapılmasını gerekiyor. Soğan pastası mayalı bir hamur üzerinde buharda pişirilmiş soğan, doğranmış domuz pastırması, krema ve kimyon tohumlarından yapılmış lezzetli bir Alman tek kabuklu soğan kekidir. Daha önce denemeyenler adeta çayla beraber yiyebileceği tadı damaklarda kalan soğan pastasının içerisinden sevmediğiniz baharatları çıkarabilirsiniz. Bu kadar ballandıra ballandıra anlattığımız soğan pastasının püf noktaları ve tüm detayları yazımızda.

SOĞAN PASTASI TARİFİ:

MALZEMELER

Hamuru için;

2 adet yumurta
3 çorba kaşığı silme yoğurt
1 çay kaşığı kabartma tozu
350 gram un
200 gram tereyağı
Yarım limon kabuğu rendesi
1 fiske tuz

İçi harcı için;

4-5 adet orta boy soğan
4-5 dilim dana veya hindi jambon
1 kase dolusu ince kıyılmış maydanoz
Tuz, karabiber

YAPILIŞI

1 yumurtanın akını bir kenara ayırın. 1 bütün yumurta ve bir de yumurta sarısı, 3 çorba kaşığı yoğurt, buzdolabından çıkmış ve ufak parçalar halinde kesilmiş 200 gram tereyağını iyice çırpıyor, tuz kabartma tozu ve un ekleyerek poğaça hamuru kıvamında bir hamur elde edin.

Serin yerde 20 dakika dinlenmeye bırakın. Bu arada soğanları piyazlık yani doğrayın ve bir tatlı kaşığı tereyağı içinde pembeleşene kadar sürekli karıştırarak kavurun. Soğanlar sadece pembeleşmeli kesinlikle kararmamalı.

Ufak şeritler halinde kesilen jambonu ve ince kıyılmış maydanozları ekledikten sonra tuz ve biberini ve ayrılan 1 yumurta akını ekleyin.

Fırını 180 dereceye ısıtın. Daha sonra 24 cm. çapında kelepçeli bir kalıba yarısından bir parça fazlasını yayın ve kenarlarını da yükseltin.

Soğan harcını da hamurun üzerine yerleştirdikten sonra geride kalan hamuru bir naylon veya yağlı kağıt üzerinde yuvarlak olacak şekilde açıp soğanlı tartın üzerine kapatın.

Hamurları birbirine eklemek suretiyle kenarlarını iyice kapatın. Soğan pastasının üzerine yumurta sürmeyin.

Hamurun üzeri pembeleşip altı da kızarana kadar yaklaşık 40 dakika 180 derecede pişirin.

Afiyet olsun…

Kahve uzmanlarının zirve yarışması olarak bilinen Hollanda Barista Şampiyonası’nda bir Türk ilk defa jürilik yaptı. Kendisi de bir kahve uzmanı olan Yunus Çakmak, Avrupa’dan gelen yarışmacıların yaptığı birbirinden ilginç kahveleri değerlendirdi.

Yunus Çakmak bu yıl  5’incisi düzenlenen Holllanda Barista Şampiyonası’nda jüri üyesi oldu.  Alanındaki en iyi turnuvalarından biri olarak kabul edilen yarışmada onlarca barista, jüri üyelerini etkilemek için hünerlerini sergiledi. Türkiye’nin en iyi baristaların’dan biri olarak gösterilen Kahve Uzmanı Yunus Çakmak’ın değerlendirmeleriyle damga vurduğu şampiyona, başarılı bir organizasyon olarak kahve severlerin büyük ilgisini çekti.

Yunus Çakmak bir Türk olarak barista şampiyonasına davet edildiği için gurur duyduğunu söyledi. Çakmak” Ülkemi temsil ettiğim için mutluyum. Bu turnuvalarda daha çok yer almalıyız. Kahve bizim geleneğimizin önemli bir parçası. Kahve sektöründe söz sahibi olmak için benzer organizasyonların ülkemizde de düzenlenmesi gerekir” dedi.

Pasta tariflerinin en sevilenlerinden olan muzlu rulo pastayı evde bu kadar kolay hazırlayabilirsiniz. Artık pastaneden almak yerine evde yapacağınız muzlu rulo pastanın püf noktalarını da öğrenmek ister misiniz? O zaman doğru adrestesiniz. İşte muzlu rulo pastanın en kolay tarifi huzurlarınızda:

Pasta sevenler için nostaljik ama vazgeçilmez bir lezzettir rulo pasta. Pastanelerde de hem dilim hem de bütün halde satılan rulo pastalar sık sık karşımıza çıkar. Hamurunu, kremasını, içindeki dolgusunu dilediğiniz gibi çeşitlendirebileceğiniz rulo pastanın en sevilen hali ise muzlu rulo pastadır. Pastane usulü diye tabir edilen pastaların başında gelen muzlu rulo pastayı evde hazırlamaya ne dersiniz? Evde rulo pasta nasıl yapılır? İşte malzemeleri ve adım adım yapılış aşamaları…

  • Rulo pastanın orjinali muzlu rulo pasta, pastanelerin vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. Pastanedeki muzlu rulo pastayı aratmayacak harika kıvamı ile dikkat çeken pastaları evinizde de kolaylıkla hazırlayabilirsiniz.
  • Pastanın içinde kullandığınız kremanın daha parlak ve kıvamlı olması için; pişirme işlemini tamamladıktan sonra 1 yemek kaşığı tereyağı ekleyip, el blenderından geçirebilir veya mikserle çırpabilirsiniz.

RULO PASTA TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Kreması için;

500 mililitre süt
2,5 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nişasta
4 yemek kaşığı toz şeker
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı tereyağı
Dolgusu için:

2-3 adet muz

Süslemek için;

1 poşet krem şanti
1 su bardağı soğuk süt

YAPILIŞI

Pastanın kreması için tereyağı ve vanilya hariç tüm malzemeleri tencereye alın.
Koyulaşana kadar karıştıra karıştıra pişirin.

Kaynamaya başladığında ocaktan alıp tereyağı ve vanilyayı ilave edin ve güzelce karıştırın.
Üzerini bir streç filmle kapatıp soğumaya bırakın.

Pandispanya için yumurtaları ve şekeri derin bir kasede beyazlaşana kadar çırpın.

Un, vanilya ve kabartma tozunu ilave edip çırpmaya devam edin.

Dikdörtgen ya da kare bir tepsinin tabanına pişirme kağıdı serin ve hazırladığınız pandispanya hamurunu tepsiye dökün ve üzerini düzleyin.

Fırını 170 dereceye ayarlayıp ısıttıktan sonra tepsiyi fırına verin ve pandispanyanızı 12 dakika kadar pişirin.

Fırından çıkan keki ters çevirip soğuttuktan sonra hazırladığınız kremayla üzerini kaplayın.

İkiye böldüğünüz muzları (ya da tercih ettiğiniz başka bir meyveyi) pandispanyanın bir kenarına yerleştirin.

Keki içeri doğru sararak rulo haline getirin ve açılmaması için streç filmle sarın.

Bu şekilde buzdolabında 2-3 saat dinlendirdiğiniz pastayı çıkarıp üzerine soğuk sütle hazırladığınız kremayı yayın.

Üzerini farklı meyvelerle ya da dilediğiniz bir şekilde süsleyip dilimleyebilirsiniz.

Afiyet olsun…