Ergenlikten bağımsız olarak sivilceli bir cildiniz varsa bu illetten kurtulmak pek kolay olmuyor. İlaç tedavisi gibi dışarıdan çözümler yerine beslenme alışkanlığını düzenlemek çok daha iyi bir çare olabilir. Peki hangi besinler sivilce yapar? İşte, pürüzsüz bir cilde sahip olmak ve sivilcelerden kurtulmak için uzak durmanız gereken besinler:

Sivilce tıbbı ismiyle akne olarak bilinir. Nerdeyse tüm bireylerin özellikle ergenlik dönemlerinde geçirdikleri bir deri hastalığıdır. Tükettiğimiz besinlerdeki yağların çeşidi cildimizin sağlığı için çok önemlidir. Fast food yiyeceklerdeki yağlar işlenmiştir ve doğal olmadıkları için cilde zarar verirler. Hormonlar, enflamasyon, çevresel etkiler ve besinler sivilceye yol açan nedenlerin başında gelmektedir. Özellikle yağlı yiyeceklerin sivilce üzerinde ne kadar etkili olduğu bilmeyen yoktur. Peki, hangi besinler sivilce yapar? İşte, pürüzsüz bir cilde sahip olmak ve cilt sağlığını korumak için uzak durulması gereken besinler:

İŞLENMİŞ TAHILLAR

İşlenmiş gıdalar ve karbonhidrat içerikli besinler de ciltte sivilce oluşumuna yol açar. Beslenme düzeninde sık sık işlenmiş gıdalara yer veren kişiler, sivilce ve akne problemiyle daha fazla karşılaşır. İşlenmiş tahıllar;

♦ Kahvaltı gevreği
♦ Ekmek
♦ Beyaz unlu tatlılar
♦ Kraker
♦ Beyaz unla yapılan makarna
♦ Beyaz pirinç, pirinçten yapılan noodle
♦ Hamur işi gıdalar

ÇİKOLATA

Mutluluk hormonu veren ve tatlı krizlerinin vazgeçilmezi olan çikolata, sivilce oluşumuyla ilgili bir bağlantıya sahip. Yapılan araştırmalara göre günde 2 kez bitter çikolata tüketen kişilerde 2 hafta içerisinde sivilce problemlerinin meydana geldiği gözlemlenmiştir.

ŞEKER

İşlenmiş gıdalar ve şeker içeren besinler cildin yağlanmasına ve zamanla sivilce oluşumuna yol açar. İnsülin seviyesinin yükselmesi, cilt hücrelerinin hızlıca büyümesine neden olan sebum üretimini arttırır. Bu durum da ciltte normalden daha fazla sivilce oluşumu gözlemlenir. Şeker içeren besinler;

♦ Şekerli içecekler
♦ Gazlı içecekler
♦ Bal
♦ Akçaağaç şurubu
♦ Agave şurubu

SÜT ÜRÜNLERİ

Ergenlik çağındaki gençler üzerinde yapılan çalışmalar, süt ürünü tüketimi ile sivilce arasında bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Sütün insülin seviyesini yükseltmesi, akne oluşumunun nedeni olarak açıklanıyor. İnek sütünün içerdiği aminoasitler, karaciğerin daha fazla IGF-1 üretmesine neden oluyor. IGF-1’in, sivilce oluşumuna neden olduğu vurgulanıyor. Süt ürünleri ile yetişkin aknesi arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmak adına halihazırda yürütülen çok sayıda araştırma mevcut.

♦ İnek sütü
♦ Yağlı peynir
♦ Yağlı yoğurt

Hamilelik döneminde fazla tüketildiği takdirde bebeğe ya da anne adayına zararı dokunabilen bitki çaylarının tüketimi ile ilgili merak edilen tüm bilgileri haberimizde derledik. Peki hamillelikte hangi bitki çaylarından uzak durmalı, hangileri içilmelidir? Hamilelikte hangi bitki çayı neye iyi gelir? Hamilelikte düşüğe neden olan bitki çayı ve Erken doğumu tetikleyen bitki çayları…

Rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi olduğu bilinen bitki çayları, insan vücudundaki birtakım rahatsızlıklara karşı etkili olduğu bilinmektedir. Uyku bozukluklarına ‘Papatya’, mide ağrılarına ‘Rezene’, mesane enfeksiyonlarına ‘Mısır püskülü’, sindirim rahatlatmaya ‘Isırgan otu çayı’ gibi rahatsızlıklar için tüketilen daha bir çok bitki çayları anne adayları için bazı durumlarda risk taşıyabiliyor. Fazla miktarda tüketildiğinde düşüğe ve erken doğuma yol açan bitki çaylarının bu etkisi, anne adaylarının hamilelikte bitki çayı tüketiminde ekstra dikkat etmesi gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Geçmiş zamanlara dönüp baktığımızda sadece aktarlarda bulabildiğimiz bitki çayları artık market raflarında çok rahatlıkla bulunabiliyor. Hal böyle olunca elimizin altında bulunan ve çoğu zaman grip, nezle ile soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklarda direkt olarak ilaç kullanmak yerine bu bitkisel desteklerle iyileşme süreci hızlandırılmak istenebiliyor. Özellikle de ıhlamur ya da papatya gibi sakinlik veren bitki çayları hafif aromalara sahip olduğu için siyah çaya göre daha sık tercih edilebiliyor.Peki hamilelikte bitki çaylarının tüketimi ile ilgili nelere dikkat etmek gerekiyor? Hamilelikte bitki çaylarının tüketimi ile ilgili bilinmesi gerekenler…

HAMİLELER BİTKİ ÇAYI İÇEBİLİR Mİ? BİTKİ ÇAYI HAMİLELERE ZARARLI MI?

Vücudun sindirim ve bağışıklık sistemine direkt etki etme özelliğine sahip olan bitki çayları içerdiği maddeler bakımından çok güçlüdür. Dolayısıyla da içerisindeki maddelerin anne adayına ya da bebeğe zararının dokunma riski olan bitki çaylarının tüketilmemesi, fayda sağlayacak bitki çaylarının ise günlük 2 fincan bardağı geçmemesi gerekiyor. Ancak şu da bilinmelidir ki; hamilelik döneminde tüketilebilecek olan bazı bitki çayları, hastalıklara iyi gelebilir ya da sakinleştirici özellikleriyle bedenlerinde ve ruhsal sağlığında büyük rahatlamalar sağlayabilir.

Hastalıklar karşısında vücut direncini güçlü tutmamız için ilk seçenek ilaç kullanımı olmaması gerekir. Bu sebepten dolayı da hamilelikte bebeğe ve anne adayına iyi gelebilecek bazı bitki çaylarından da istifade edebilmek gerekir.

HAMİLELER İÇİN TAVSİYE EDİLEN BİTKİ ÇAYLARI:

Hamilelik dönemini stressiz ve sıkıntısız bir şekilde rahat ve kolay atlatmanın en sağlıklı yolu bitki çaylarından doğru miktarda yararlanmaktır. Peki anne adayları hamilelik döneminde hangi bitki çaylarını içilebilir? Hangi bitki çayı neye iyi geliyor? İşte madde madde etkileri:

Ihlamur: Bağışıklık sisteminizi güçlendirmesinin yanı sıra grip ve soğuk algınlığına karşı koruyucudur.

Papatya: Uykusuzluğa iyi gelir. Sakinleştirme özelliği de vardır.

Rezene: Emzirme sürecindeki süt oluşumunu artırır.

Zencefil: Mide bulantısının önüne geçerek şişkinliği azaltır.

Kuşburnu: Dirençli kılar. Ayrıca ödem söktürücü özelliği de vardır.

BU BİTKİ ÇAYLARINA DİKKAT! HAMİLELİKTE ZARARLI OLAN BİTKİ ÇAYLARI… 

Yeşil çay: Folik asit seviyesini olumsuz etkileyebilir. Emzirme dönemindeki annelerin bebeklerinde içindeki kafeinden dolayı uykusuzluk yapabilir.

Ahududu çayı: Fazla tüketildiği zaman doğum kasılmalarını arttırarak erken doğuma neden olabilir.

Adaçayı: Düşüğe neden olan bitki çaylarının başında gelen adaçayı özellikle de ilk trimeterda yani ilk üç ayda hamileler için çok sakıncalı olabilmektedir. İbrahim saraçoğlu’nun açıklamalarına göre ilk üç ayda anne adaylarının Adaçayından uzak durması gerekmektedir.

Kekik çayı: Her gün 2 bardak kekik çayı gebeliğin sonlanmasına neden olabilir.

Sarı kantaron çayı: Kanama riskini arttırabilir.

Yukarıda bahsedilen bitki çayı türleri hamileler tarafından fazla miktarda tüketildiği zaman düşük yapma riskini, hamilelikte kanamayı ve rahim kasılmalarını tetikleyerek erken doğuma yol açabilmektedir. Dolayısıyla da hamilelikte günlük 2 bardağı aşmamak gerekir. Doktorunuza sormadan bitki çayı tüketimine girmeyiniz.

Dünya Kadınlar günü dolayısıyla eşine sürpriz hazırlamak isteyen beylere yardımcı olmak ya da ilham olmak için hazırladığımız 8 Mart günün menüsü pratik ve lezzetli tariflerden oluşuyor. İşte 8 Mar günün menüsü ve Dünya Kadınlar günü yemeği…

Her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik başarılarının kutlanması için ayrılan bu gün, bazı ülkelerde resmi tatil olarak kabul edilirken, bazı ülkelerde kadınlığın kutlandığı gün olarak bilinir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde annenize, nişanlınıza veya eşinize sürpriz yapmak isteyenler için nefis bir menü hazırladık. İşte, evde kolayca hazırlayabileceğiniz Kadınlar Günü Menüsü:

DOMATES ÇORBASI:

Bu özel günde hafif bir başlangıç yapmak isteyenler için önerimiz, domates çorbası. Yalnızca 30 dakikada hazırlanan domates çorbası ile ana yemekten önce midenizi rahatlatabilirsiniz.

KÜŞLEME:

Romantik bir sofra kurmak isteyenler için ana yemek önerimiz ise küşleme. Kuzu etinden hazırlanan küşleme, Antep mutfağıyla özdeşleşmiştir. Yalnızca 20 dakikada hazırlanan bu tarif, yoğurt ve salçalı sos ile marine edilir.

PİRİNÇ PİLAVI:

Kırmızı etin yanında sunulabilecek birçok alternatif olsa da, biz tercihimizi klasik pirinç pilavından yana kullandık. Hem kolay hazırlanması, hem de lezzetiyle küşlemenin yanına çok yakıştığını söylemeden geçmeyelim.

BEYAZ LAHANA SALATASI:

MALZEMELER

500 gr beyaz lahana
Yarım çay bardağı sirke
1 yemek kaşığı toz şeker
3 yemek kaşığı mayonez
2-3 dal maydanoz
1 havuç
1 kase yoğurt
Tuz

YAPILIŞI

Öncelikle kullanacağınız lahanaları bol su ile durulayın ve ince ince kıyın.

Kıyılmış lahana, sirke ve şekeri bir kaseye alıp elinizle ovalayarak karıştırın. Yoğurt, mayonez, rendelenmiş havuç, tuz ve kıyılmış maydanozu ekleyip karıştırın.

İki karışımı harmanlayıp servis tabağına alın. Üzerini ufalanmış maydanoz yaprakları ile süsleyin.

Beyaz lahana salatasını, fırında tavuk ile birlikte servis edebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.

TENCERE SUFLE:

Zamanı dar olan kişiler için önerimiz, tencerede sufle. Ortalama 15 dakikada hazırlanan tencerede sufle tarifini, meyvelerle birlikte sunabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Başlangıç menülerine çok yakışan, bir kaseyle doymanızı sağlayacak en lezzetli çorba tariflerini yazımızda derledik. İçerisinde birbirinden farklı yörelere ait olan çorba tarifleriyle sofralarınız şenlenecek. Peki en doyurucu çorbalar nelerdir? En doyurucu ve kolay çorba tarifleri haberimizin detaylarında bulabilirsiniz.

Türk mutfağının vazgeçilmezi olan çorbalar, özellikle havaların soğumasıyla birlikte sofralarımızın baş tacıdır. Sebze, et ve çok çeşitli başka malzemeler kullanılarak hazırlanabilen çorbalar içine katılan malzemeler kaynatılarak tatlarının ve aromalarının çorbaya geçmesi sağlanır. Çorbaların kıvamı koyu olabileceği gibi daha sulu bir kıvamda da olabilir. Çorbanın içindeki tanelerin çorba ile bütünleşmesini sağlama işlemine çorbanın bağlanması denir. Balık, tavuk, et, sebze ve baklagiller ile pratik, yapımı kolay ve sağlık dolu 10 çorba tarifiyle karşınızdayız. 1 kase çorba hem sizi mutlu edecek hem de kışın sağlığınızı korumanızda büyük rol oynayacaktır.

 

İŞTE EN DOYURUCU VE BESLEYİCİ ÇORBA TARİFLERİ

KREMALI SEBZE ÇORBASI:

Sebze çorbası, ek gıdaya başlayan bebeklere en çok verilen çorbalardan biridir. Havuç, brokoli, süt ve krema ile hazırlanan bu çorba, vücut direncini arttırır. Bir porsiyonu, yalnızca 45 kalori değerindedir.

DOMATES ÇORBASI:

Yalnızca 6 malzeme ile hazırlanan domates çorbası, kış aylarında en çok tüketilen çorbalardan biridir. İsteğe göre fesleğenle süslenen domates çorbasını, rendelenmiş peynir ve kızarmış ekmek dilimleri ile servis edebilirsiniz.

MERCİMEK ÇORBASI:

Türk mutfağının en özel çorbalarından biri olan mercimek çorbası, ortalama 15 dakikada sofralardaki yerini alır. Kırmızı mercimek ve baharatlarla hazırlanan bu çorba, lokantalarda da başlangıç olarak sunulur.

İSKORPİT BALIĞI ÇORBASI:

İskorpit balığı, patates ve havuç ile hazırlanan bu çorba, kilo vermeye yardımcı olur. Bu yüzden diyet listelerinde de yer verilen iskorpit çorbası, temizlenmiş veya filetosu çıkartılmış iskorpit balığı ile hazırlanmalıdır.

OĞMAÇ ÇORBASI:

Nohut ve süt ile hazırlanan oğmaç çorbası, Balkan ülkelerinde de farklı versiyonlarıyla sunulmaktadır. Videolu anlatımıyla oğmaç çorbasını kısa sürede hazırlayabilirsiniz.

LEBENİYE ÇORBASI:

Yoğurt, haşlanmış nohut ve pirinç ile hazırlanan lebeniye çorbası, Güneydoğu Anadolu’nun gözde tariflerinden biridir. Lübnan mutfağında da yer verilen bu çorba, misket köftelerle birlikte sunulur.

Sabah kahvaltısında ya da akşam bir şeyler atıştırırken yanında giden en iyi içeceklerden biri olan çay, aşırı miktarda tüketilirse bebeğin gelişimine bir zararı olup olmayacağı en çok araştırılan durumlardan biridir. Peki hamilelikte çay nasıl ve ne kadar içilmeli? Hamilelikte yeşil çay mı siyah çay mı?

Gündelik hayatımız içerisinde sudan sonra en çok içtiğimiz sıvının çay olduğunu tereddütsüz bir şekilde söyleyebiliriz. Günün her saatinde tüketebildiğimiz içeceklerden biri olan çay her ne kadar milli içeceğimiz haline gelse de hamilelik döneminde aşırı miktarda tüketmenin bebek için risk olup olmayacağı merak konusudur. Normal zamanlara göre kendilerine ve beslenme programlarına daha fazla dikkat etmeleri gereken anne adayları bu süreç içerisinde doktor onayı alarak, günde 1 veya 2 bardak açık çay tüketebilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir durum var ki oda; hamilelik döneminde günlük olarak alınan kafein miktarının 200mg.’dan fazla olmaması gerektiğidir. Çünkü bu süreç içerisinde anne adayının vücudu en çok demire ihtiyaç duyacaktır. Çayın içerisindeki kafein ile de bu durum engellenecektir.

HAMİLELİKTE ÇAY İÇMEK ZARARLI MI? ÇAYI ÇOK İÇİYORSANIZ…

Eğer gün içerisinde fazla miktarda çay tüketilmeyecekse kafeinin kanıtlanmış bir zararı yoktur. Ancak her şeyde olduğu gibi faydalı besinin fazla tüketilmesi bile vücutta bazı rahatsızlıklara yol açabiliyor iken çayın fazlasını içmenin hamilelikte düşük, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve ölü doğumla ilişkilendiren çalışmaları mevcuttur.

Ayrıca çayın içindeki kafein maddesi, plasenta aracılığı ile bebeğin vücuduna girerek gelişim geriliğine, gelişim bozukluğuna ve kilo kaybına neden olur. Bu nedenle anne adayları çayın ölçüsünü kaçıracağı zaman iki kez düşünmelidir.

HAMİLELİKTE SİYAH ÇAY MI YEŞİL ÇAY MI TÜKETİLMELİ?

Hamilelik döneminde çay tüketimi konusunda siyah çayı mı yoksa yeşil çayı mı tercih etmek gerektiği konusunda ikilemlerde kalınabilir. Yeşil çay ile siyah çay arasındaki fark siyah çay üretilirken uygulanan eskitme işlemidir. Çayın tiryakisi değilseniz 5 bardak yeşil çay ile 100 mg kafein, 2 bardak siyah çay ile de 80 mg kafein alınabilir. Kafein miktarı aşılırsa ufak çaplı riskler görülebilmektedir. Anne adaylarının çay içmelerinde sınırı aşmamalarına dikkat edilmesinin bir diğer sebebi de vücuttaki demiri emmesi ve demir seviyesinin düşmesidir.

Özel günlerinizde misafirlerinize hazırlayabileceğiniz hem tadı muhteşem hem de çayla uyumu yakalayan tuzlu poğaça tarifini veriyoruz. Damak tadınıza göre iç dolgusunu değiştirebileceğiniz bu tuzlu poğaçanın püf noktalarıyla beraber yazımızda bulabilirsiniz.

Kurabiye tadında tuzlu poğaça yapmak isteyenler için enfes bir tarifimiz var. Tuzlu lezzetleri sevenler tuzlu poğaça nasıl yapılır merak ediyor. İster kahvaltıda ister çay saatlerinde severek yiyeceğiniz tuzlu poğaça tarifi enfes bir lezzet. Sevdiklerinize hazırlamak için tuzlu poğaça tarifi arıyor ya da tuzlu poğaça nasıl yapılır merak ediyorsanız doğru adrestesiniz. Peki, kaç dakikada pişer? Enfes lezzeti ve pratik yapılışıyla tuzlu poğaça tarifi, yapılışı, malzemeler ve püf noktası… Kıyır kıyır lezzeti ile özellikle çay saatlerine lezzet katacak nefis bir tarif.

TUZLU POĞAÇA TARİFİ:

MALZEMELER

125 gram tereyağı
1 su bardağı yoğurt
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay bardağı sıvı yağ
1 kabartma tozu
3 su bardağı un
1 yumurta (akı içine sarısı üzerine )

YAPILIŞI

Bütün malzemeleri karıştırma kapında yoğurun.

Yumuşak bir hamur elde edin. Elinize istediğiniz büyüklükte hamurlar alarak içine isteğe bağlı kaşar, zeytin veya patates koyun.

Üzerine yumurtanın sayısını sürdükten sonra isteğe bağlı çörek otu veya susam koyup önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun…

Adıyaman’da, badem üretiminin artınca beraberinde yeni sektörler de ortaya çıktı. Kahta ilçesinde bir tatlıcı, fıstık veya ceviz yerine bademli baklava yapmaya başladı. Tadı ile beğenilen ve üreticileri tarafından fıstıklı Gaziantep baklavasına rakip gösterilen bademli baklavanın üretiminin artırılması hedefleniyor. Peki bademli baklava nasıl yapılır? Bademli baklavanın püf noktaları nelerdir? İşte tarifi:

Adıyaman’da son yıllarda çiftçiler arazilerine verimli ve yüksek fiyat satışı ile ön plana çıktığı için badem ekmeye başladı. Kentteki 78 bin 210 dekar alanda badem üretimi yapan üreticiler, geçen yıl 18 bin 323 ton hasat yaptı. Bademler, yurt içi ve yurt dışına satılırken, üretimin en çok yapıldığı Kahta ilçesinde tatlıcılar yeni bir lezzet ortaya çıkardı. Üretimin en fazla yapıldığı Kahta ilçesindeki bir tatlı ustası, fıstık yerine badem kullandığı baklava yapmaya başladı.  Antep fıstığı veya ceviz yerine bademli baklava yapan ve ortaya çıkan baklavanın diğerlerinden daha lezzetli olduğunu savunan tatlı ustası Seyit Muhammed Uçar, “Adıyaman’da bademciliğin bu kadar geliştiğini görünce biz de bademli tatlı yapmaya karar verdik. Çeşitli denemeler yaptık ve bademli baklavayı ürettik. Vatandaşlarımız bu tadı çok beğendi ve şu anda rağbet görüyor” dedi. 

BADEMLİ BAKLAVA TARİFİ:

MALZEMELER

1 adet yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
1, 5 çay bardağı su
1 tatlı kaşığı sirke
Yarım çay kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
150 gram margarin
150 gram tereyağı
Aldığı kadar un

Şerbeti için;

 

4 bardak şeker
5 bardak su
Yarım limon

YAPILIŞI

Hamuru dinlendirin. Hamuru önce dört eşit parçaya bölün ve her bir parçayı on tane beze olacak şekilde ayırın bezeleri nişasta ile çay tabağı büyüklüğünde açın, aralarına nişasta serpin ve on bezeyi üst üste açın.

Tepsiye koyun. Arasına eritilmiş tereyağ margarin karışımından sürün. Diğer bezeleri de açın ve koyun.

Arasına dövülmüş bademi serpin diğer yirmi bezeye de aynı uygulamayı yaparak baklavayı istediğiniz şekilde kesin ve kalan yağı üzerine dökün 180 derece fırında kızartın.

Piştikten sonra ilk sıcaklığı geçince hafif ılık şerbeti dökün. 

Afiyet olsun…

3 metre derin kuyuda 1 saat 45 dakika piştikten sonra Siirt’te kahvaltıda yenilen Büryan Kebabı Siirt’te sabah 5’te kahvaltıların vazgeçilmezi. Siirtli Büryan Ustası Levent Avcı Büryan Kebabı’nın lezzetinin sırlarını yasemin.com’a anlattı.

Şanlıurfalılar, bölgenin vazgeçilmez tatlarından biri olan ciğer kebabını yemek için yasakların kalkmasıyla birlikte lokantalara akın etti. Vatandaşlar, sabah kahvaltısını ve öğlen yemeğini ciğer kebabıyla yaptı. Siirt’te de aynı manzara büryan kebabında yaşandı. Kentin en önemli damak tatlarından büryan kebabını tüketmek için çok sayıda kişi sıraya girdi.  Öte yandan Siirt’te de koronavirüsle mücadelede kontrollü normalleşme döneminin ilk günü halk, kentin en önemli damak tatlarından olan büryan kebabını lokantada yemek için işletmelere akın etti.

Yaklaşık 4 aydır kapıları müşterilerine kapalı olan kafe, lokanta ve restoranlarda bu sabah ilk müşteriler alındı. Kentin en önemli damak tatlarından büryan kebabını tüketmek için çok sayıda kişi de lokantalara akın etti.

Ülkemizin 12.000 yıllık geçmişiyle büyüleyen, Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın kesişim noktasında bulunan Siirt ilimize aile olan Büryan kebabı, özel yöntemlerle kuyu şeklindeki tandırlarda pişiriliyor. “Uykudan feragat ettiren lezzet” olarak adlandırılan büryan kebabı, yıllardır değişmeyen lezzetiyle büyük küçük demeden herkesin sevdiği bir lezzet haline geldi. Arapça’da “perive“, Kürtçe’de ise “parev” adıyla anılan büryan, 3 metre derinliğinde ve 1 metre çapındaki kuyu tandırlara sarkıtılarak tamamen buharla pişiriliyor. Siirtli Büryan Ustası Levent Avcı’dan Büryan Kebabı tarifini ayrıntılı bir şekilde anlattı.İzlerken ağızları sulandıran adeta Siirt’e gitme isteği uyandıran bu lezzet yolculuğunda tarifi de sizlerle paylaşıyoruz.

BÜRYAN KEBABI TARİFİ:

Büryan etin nar gibi kızarması demektir. 2 gün önce kesilmiş kuzu veya oğlak eti, kemikleri ve butları ayrıldıktan sonra yıkanır. Dinlendirilir. Yerin 3 metre altındaki kuyudaki köz üzerine bakır kazanlardaki kemikli etler indirilir üzerine çengeldeki bütün etler asılır, kuyunun üzeri kapatılır, kapağı çamurla sıvanır.  Kuyudan çıkan Büryan kesilerek, pide üzerinde taş fırında ısıtılır. Servise hazırlanır. 

Kemikli etlerin buharıyla yağın erimesiyle lokum kıvamına gelen 10 kg çiğ etin 1 saat 45 dakika piştikten sonra 2.5 kg’a düşmesi Büryan’ı Dünya’nın en sağlıklı pişirilme sistemiyle hazırlanan geleneksel lezzet olma nedenidir.

Afiyet olsun…

Sevdiklerinize hediye seçmekte zorlanıyor musunuz? Hem uygun fiyatlı hem de kullandıkça sizi hatırlayacak en güzel kozmetik hediye önerilerini sizlerin beğenisine sunuyoruz. Üstelik indirimlerle dolu kozmetik mağazalarına mutlaka göz atmalısınız. İşte kadınlara alınabilecek en güzel kozmetik hediye önerileri:

HABERE AİT FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

Hediye seçme konusunda kararsız kalanlara muhteşem bir haberimiz var. Eşinizin, nişanlınızın ya da kız kardeşinizin kısacası kadınların özel gününde alabileceğiniz güzel kozmetik hediyeleri derledik. Sevdiklerinize hem uygun fiyatlı hem de günlük hayatında da kullanabileceği bir hediye seçmeniz her zaman daha ideal bir fikir olmuştur. Kullandıkça sizi hatırlayacağı birbirinden güzel hem de kadınların çok beğeneceği kozmetik hediyeleri haberimizin detaylarında kolayca bulabilirsiniz.

KIRIŞIKLIK KREMİ

– Loreal Yaş Uzmanı Kırışıklık Karşıtı Nemlendirici Krem 30+ 50 ml / 44,95 TL

– Diadermine Kırışıklık Karşıtı Günlük Bakım Kremi 50 ml / 46,00  TL

PARFÜM

– Avon Femme EDP 50 ml Kadın Parfüm / 209,00 TL

– Avon Rare Pearls Edp 50 Ml Bayan Parfüm / 106,00 TL

EL KREMİ

– Arko Nem Değerli Yağlar Avokado Yağı 250 ml Nemlendirici / 24,95 TL

– Neutrogena Hydro Boost Jel El Kremi 50ml / 17,90 TL

MASKARA

– L’Oréal Paris Mega Volume Collagene 24H Maskara / 76,90 TL

– L’Oréal Paris Paradise Waterproof Suya Dayanıklı Maskara / 79,90 TL

RUJ

– KİSS OF STARS LİPSTİCK / STARRİNG YOU  RUJ / 149 TL

– Pastel Daylong Ruj 9 / 43 TL

Titanik filmi, vizyona girdiği tarihten bu yana 22 sene geçse de izlenmeye ve rekorlar kırmaya devam ediyor. Titanik ile birlikte Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio en çok tanınan anlarına bir de filmde yer alan okyanusun kalbi kolyesi eşlik ediyor. Peki titanik filmiyle meşhur olan okyanusun kalbi kolyesi nedir, ne anlama geliyor. İşte cevaplar:

Titanik filmi 1997 ‘de film dünyasına adını altın harflerle yazdırmış, Oscar Akademisi’nin medarı iftiharı olan filmlerin başında yer alıyor. Dokunduğu herkesi ünlendiren ve dünya nüfusunun yarıdan fazlasının bildiği tanıdığı geniş çaplı bir yapım olan Titanik yaşanmış büyük gemi kazası ve gölgesinde yeşeren unutulmaz bir aşk hikâyesidir. Milyonların izlediği ve beğendiği filmde merak edilen ve göze çarpan detaylardan biri de okyanus kalbi kolyesidir. Bu kolyenin felaket getirdiği kadar birçok kişiye şans getirdiği de aşikâr. Örneğin Leonardo ve Kate, taşın konu olduğu bu film sayesinde sinema dünyasının kült isimleri arasında yer almayı başardılar. Orijinali de, orijinalinden yola çıkarak tasarlanan kurgusal kopyaları da adından epeyce bahsettirmeyi başardı. 

OKYANUS’UN KALBİ’NİN İLGİNÇ HİKAYESİ

İlk Okyanus’un Kalbi isimli kolyenin sahibi Fransız devrimi sırasında Sansasyonel Kraliçe Marie Antoinette’nin eşi 16. Louis’dir. Mücevher ustası aracılığıyla armut şekilli olan taşın üstüne açılan küçük bir yarıkla kalbe benzetilir. Bazı söylenen rivayetlere göre kral Fransız Devrimi sırasında bu kolyeyi yanından hiç ayırmamış. Giotine götürüldüğü sırada bile kolyenin yanında olduğu söyleniyor. Kolyenin sonraki dönemlerde bir çelik kralı tarafından satın alınıp saklandığı ortaya çıktı.

İkinci Okyanus’un Kalbi ise kült film Titanik‘te ortaya çıktı. Filmdeki olay örgüsünde Kate Winslet’e zorla evlendirileceği zengin nişanlısı tarafından hediye edilir. Rivayetlere göre gerçek Titanik enkazının içinde kolyenin orijinali bulunmaktadır. Bunun gerçek olduğuna inanmak isteyen hazine avcıları yıllarca geminin battığı yerde arama çalışmaları yaptılar. Ancak izine rastlanmadı. 

Film yapımcıları gerçek hikayede adı geçen kolyenin benzerini yapsınlar diye Londra’da bulunan kuyumcular Asprey & Garrard’ın kapısını çalar. Kuyumcular istenilen kolyeden üç tane tasar. Bu kolyelerden iki tanesinin film boyunca kullanıldığı hatta bir tanesine filmde hiç yer verilmediği rivayet edilir. Ta ki film çıkana kadar.

Her ne kadar film için tasarlansalar da bu kolyeler dönemin mücevher koleksiyonerleri tarafından J Peterman ya da Asprey kolye olarak anıldı. Film kadar mücevher markasına da başarı ve şans getirdi. Üç kolyeye dikkatli baktığımızda birbirlerinden ayırt edilebilir farklılıklar gösterse de üçünün aynı hayranlığı topladığı kesin. Marka asıl mavi elması temin edemeyince renk ve doygunluk olarak benzerlik gösteren tanzanit ve zirkon taşını kullandı. Orijinal kolyenin sadece filmde Kate’in Leonardo’nun karşısında portresini çizmek için verdiği sahnede kullanıldığı da söyleniyor. Hatta aynı kolyenin şuan tasarımcısı J Peterman Company ‘de olduğuna inanılıyor.