Kayseri mutfağının en meşhur lezzetlerinden olan enfes kurşun aşı çorbası hem lezzetli hem de doyurucu olmasıyla herkesin severek tükettiği bir yemektir. Siz de evinizde farklı lezzetlere yer vermek istiyorsanız mutlaka kurşun aşı çorbasını denemelisiniz. Kurşun aşı çorbasının pratik tarifi yazımızda.

Kayseri yöresine ait kurşun aşı çorbasını evinizde yapmak isterseniz sizde bu tarifi deneyebilirsiniz. Kayseri yöremize ait bu nefis lezzeti sizlerle paylaşıyoruz. Adeta protein deposu olan kurşun aşı, oldukça sevilen ve doyurucu bir çorba. Vücut direncini artıracak ve dinç tutacak kurşun aşı, aslında içerik zenginliğiyle yemek olarak da sunulabilen ve özel günlerde sevdiklerinize ikram edebileceğiniz mükemmel bir lezzet. Bu yöresel lezzeti zaman kaybetmeden denemelisiniz.

KURŞUN AŞI ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

Hamuru için;

2 su bardağı un
1 çay bardağı bulgur
1 adet Yumurta
Pulbiber
1 adet kapya biber
Karabiber

İç malzemesi;

2 adet büyük soğan
2 adet biber
1 adet domates
Sıvı yağ
1 yemek kaşığı salça
Kavrulmuş kuşbaşı et
1 bardak haşlanmış nohut
4 diş sarımsak
3 litre Su
1 bardak et suyu
Nane

YAPILIŞI

Öncelikle hamur malzemelerini güzelce yoğurarak kenara alın.

Dana sonra nohut büyüklüğünde yuvarlaklar yaparak kaynayan suyun içerisinde pişirin.

Ardından  sosu için soğan sarımsak biber ve domates pişirin. Pişen domateslerin üzerine salçayı ekleyin.

Kaynayan köfteler pisince haşlanmış nohut ve sos karıştırın.

5 dakika birlikte kaynayınca nane eklenerek 5 dakika daha kaynatın.

Biraz dinlenen çorbayı sıcak bir şekilde servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kahvaş-ltıların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan kayısı reçelini ev de kolay yapmanın yollarını Şef Ayten Saner Yasemin.com’a anlattı. Tane tane gelen ve uzun süre saklayabileceğiniz kayısı reçeline dair her şey:

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Türk kahvaltı kültürünün vazgeçilmezlerinden olan reçellere olan ilgi günümüzde de artarak sürüyor. Kayısıdan incire, incirden şeftaliye, şeftaliden domatese kadar envai çeşit sebze ve meyveden yapılan reçeller sofralarımızı süslemeye devam ediyor. Vatandaşlar ise son günlerde mevsimin yaklaşması nedeniyle kayısı reçelinin nasıl yapıldığını merak ediyor. Kayısı reçeli yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve kayısı reçeli yapmanın püf noktalarını sorgulayan vatandaşlar, kayısı reçelinin nasıl yapıldığını araştırıyor. Peki, kayısı reçeli nasıl yapılır?

KAYISI REÇELİ TARİFİ:

MALZEMELER

1 kg şekerpare kayısı

750 gr şeker

limon tuzu

ya da limon suyu

YAPILIŞI

Kayısılar yıkanır, elle ikiye bölünüp çekirdekleri ayrılır.

Kayısı çekirdekleri kırılır ve içindeki bademler alınır.

750 gr şeker kayısıların üzerine dökülüp 1 gece beklenir.

1 gece şekerde bekleyen kayısılara çekirdeklerinden çıkan bademler de eklenir ve kendi suyuyla yüksek ateşte 40-45 dakika kaynatılır. (su ilave edilmez)

Fokur fokur kaynayıp altın sarısı rengi alana kadar yüksek ateşte kaynatılır.

Kıvamı yoğunlaşınca içine iki limon tuzu ya da birkaç damla limon suyu eklenerek 5 dakika daha kaynatılıp altı kapatılır.

Sıcak sıcak kavanozlara doldurulur, ağzı açık bekletilir.

Soğuyunca kavanozların ağzı kapatılıp serin yerde bekletilir.

Afiyet olsun…

KAYISI REÇELİNİN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Kayısı reçeli yapımındaki ilk adım kayısı alımıdır. Kayısıların kokulu olması reçel yapımında önem arz eder. Ayrıca çok yumuşamamış ama çok da sert olmayan kayısıları tercih etmelisiniz. Kayısı reçelini kaynatırken üzerinde oluşan köpükleri mutlaka tahta kaşık yardımı ile çöpe atmalısınız. Son olarak da reçelinizi soğukken kavanozlara doldurmayı ve ağızlarını sıkıca kapatmayı unutmayın.

Sandviç ekmeğiyle pratik ve lezzetli sandviçler hazırlayabilir ya da tost yapabilirsiniz. Kısıtlı zamanlarınızda çocuğunuzun beslenme çantasına koymak içinde ideal bir lezzettir. Evde sandviç ekmeği yapmak isterseniz yazımızda tarifimize göz atabilirsiniz.

Ekmeğin her türlüsü seviliyor ama özellikle dışı çıtır çıtır, içi yumuşacık ufak sandviç ekmeklerini yemeye doyamıyoruz. Sandviç ekmeği de çocuklara en doğal kahvaltı için muhteşem bir seçenek. Evde kendi sandviç ekmeğinizi hazırlayabilirsiniz. Bu ekmeğin kokusu bile aklınızı başınızdan alacak. Arasına peynir marul salam ve domates koyup klasik bir sandviç yapılabileceğiniz gibi; balık sucuk veya köfte gibi ekmek arası hazırlanan yöresel sandviçler de hazırlayabilirsiniz. Yoğurtlu tahinli sos ve yeşilliklerle zenginleştirebileceğiniz falafelli sandviçler ya da özel soslar ve füme etlerle kanepeler tam size göre. Peki sandviç ekmeği nasıl yapılır? İşte tarifi:

SANDVİÇ EKMEĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 su bardağı un
Yarım paket yaş maya
1 çay bardağı ılık süt
1 çay bardağı ılık su
1 yumurta
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı tozşeker
Yarım çay bardağı ayçiçeği yağı

YAPILIŞI

Unu geniş bir karıştırma kabına alın. Tozşeker ve tuzu ekleyip harmanlayın. Ortasını havuz gibi açıp maya, süt, su, yumurtanın akı ve ayçiçeği yağını ekleyip yoğurun.

Hamuru küçük bezelere bölüp yuvarlayın ve yağlı kağıt serili bir tepsiye dizin. Üzerlerine yumurta sarısı sürün ve 15 dakika bekletin.

Fırını 190 dereceye ayarlayıp ısıtın. Ekmekleri 20 dakika pişirin.

Ekmekler ılındıktan sonra ortadan ikiye bölerek içine kaşarpeyniri ve salam yerleştirip servis yapın.

Afiyet olsun…

Günümüzde en fazla tüketilen kahvelerden biri olan filtre kahve su içerisinde çözünmeyen tıpkı çay gibi demlendikten sonra süzülerek içilen bir kahvedir. Suda eriyen kahvelere göre daha sağlıklı olan filtre kahve ülkemizde de sık tüketilen kahveler arasına girmiştir. Filtre kahve sevenler için bugün damlama tekniğiyle yapılan enfes tarifi sizlerin beğenisine sunuyoruz.

Kahve, kökboyasıgiller familyasının Coffea cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla yapılan içecektir. Ülkemizin en değerli içeceklerinden biri olan kahvelerin binlerce lezzetli çeşidi bulunuyor. Sütle veya sütsüz de içilebilen kahve, kahve makinesi veya french pressle yapılmaktadır. Çekirdekten, fincana eziyetli bir yolculuğu olan bu lezzetli içecek öğütülmüş kahve çekirdeklerinin üzerinden 90C-95C arası sıcaklıktaki suyun geçirilerek demlenmesi ile oluşuyor. Türk Kahvesi ve Çözünebilir kahvelerin aksine filtre kahve demledikten sonra oluşan telveyi içmeyiz. Elde ettiğimiz kahve espressoya göre çok daha yumuşak olur. Çünkü kağıt filtre ile bitter/acı tatları bardağımıza getiren birçok yağı tutmuş oluruz. Eğer 100% Arabica ve nitelikli kahveler kullanıyorsanız, Filtre Kahve demleme yöntemlerinde sıcak su ile öğütülmüş kahve filtrenin içinde bir süre demlendiği için kahveden bir çok tipte aromayı almak mümkündür. Peki damlama tekniğiyle kahve nasıl pişirilir? 

DAMLAMA KAHVE TARİFİ:

MALZEMELER

30 gram çekirdek kahve
500 ml.su
1 adet kağıt filtre
1 adet hario
1 adet kahve potu
1 adet mutfak tartısı
1 adet kahve öğütücüsü
1 adet kettle

YAPILIŞI

30 gram kahveyi mutfak tartısında ölçün ve öğütücü ile kahvenizi orta kalınlıkta çekin. Bir tarafta 500 ml suyunuzu kettle’da ısıtın.

Kağıt filtrenizi hario’nun, harionuzu da kahve potunun üzerine yerleştirin.

Kahve potunuz ise tartınızın üzerinde olsun. Kaynatıp dinlendirdiğiniz sudan minicik bir kısmını filtrenizi yıkamaya ayırın ve hario’nun içinde iken filtreyi ıslatın. Kahve potunun içine dökülen suyu ise kullanmadan atın.

Temizlemiş olduğunuz filtrenin içine artık çektiğiniz kahveyi dökebilirsiniz.

60 gram suyu yaklaşık 45 saniye boyunca yavaş yavaş, dairesel hareketler ile kahvenin üzerine dökün.

Gerçekleştirdiğiniz bu hareket kahvenin “çiçeklenmesi”dir. Bu şekilde kahve kendi aromasını ortaya çıkaracaktır.

Çiçeklenme işlemi bittikten sonra ise kalan suyu yavaşça hario’nun içine dökerek bitirmeyi bekleyin.

Afiyet olsun…

Mevsimsel değişimler polen alerjisinin ortaya çıkma zamanını etkiledi. Uzmanlar sık sık alerjik reaksiyon yaşayanlar için uyarıda bulundu. Hastaların bu duruma hazırsızlık yakalanmaması için önlemlerini almalarını istedi.

Cemrenin düşmeye başlaması ve Mart ayıyla beraber hastalıklar artmaya başladı. Özellikle bahar aylarında görülen polen alerjisi, yaşam kalitesini düşürür. Ancak bu yıl her yıla oranla alerjik vakalar erkenden görülmeye başladı. Bunun nedeni ise mevsimsel değişimlerdir. Değişimler erkenden çiçeklerin polenlenmesine yol açtı. 

 Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, bu konuda alerjisi yüksek olanları uyardı. Akçay, “Alerji hastaları polen sorunlarına yabancı değildir. Ama şimdi, iklim değişikliği nedeniyle, polen mevsimi daha uzun sürüyor ve her zamankinden daha erken başlıyor. Daha yüksek sıcaklıklar çiçeklerin daha erken çiçek açmasına neden olurken, daha yüksek karbondioksit seviyeleri de daha fazla polen üretilmesine neden olur. Polen, yüzlerce kilometre yol kat edebilir, değişen hava koşulları ve değişen tür dağılımlarıyla, insanların “yeni” polen türlerine, yani vücudun alışkın olmadığı polene, maruz kalması mümkün hale gelir” dedi. 

Meghan Markle, Prens Harry’nin katıldığı The Late Late Show with James Corden’a video konferans ile katıldı. Giydiği elbisenin fiyatıyla dikkat çeken Markle da herkes gibi indirimi seven biri olduğunu gösterdi. Zira Markle’ın giydiği elbise sadece 30 dolardı.

The Late Late Show with James Corden programına katılan Prens Harry, Meghan Markle ile video konferansla görüştü. 39 yaşındaki Markle’ın hayranları, zahmetsiz güzelliği ve doğallığı karşısında adeta şaşkına döndü. Oprah’nın röportajında 4 bin 700 dolarlık Armani marka elbise giyen Markle, bu kez yalnızca 30 dolarlık bir elbise giymişti. Markle’ın giydiği 30 dolarlık elbise şaşırtıcı bir biçimde hemen tükendi.

 

Meghan Markle, ikinci çocuğuna hamile olduğunu duyururken de 2 yıl önce satın aldığı bir elbiseyi giymişti.

Meghan Markle giydikten sonra satış rekoru kıran elbise hakkında konuşan marka, elbisenin adını Meghan Etkisi olarak değiştirdi.

Anne karnındaki bebeğin bacaklarıyla kendini kapatması ve cinsel organının gözükmesine izin vermemesi cinsiyetini kesin şekilde ortaya çıkmasını engellemektedir. Peki bazı veri ve tecrübelere göre ultrasonda kız ve erkek bebek belirtileri neler? Ultrasonda cinsiyet yanılması neden olur? Anne karnında kız ve erkek bebek duruşu…

Anne karnındaki bir bebeğin cinsiyetini öğrenmek için hamileliğin 14. haftasını beklemek gerekse de bebeğin cinsiyeti aslından hamileliğin ilk gününden itibaren bellidir. Fakat bunu bizlerin de görebilmesi için bebeğin belli bir boyuta gelip ultrasondan kendini göstermesi gerekir. Anne ve baba adaylarının heyecanla bekledikleri ultrason kontrolünde bebeğin duruş pozisyonu önemli olmakla beraber jinekolog tecrübesi ve ultrason aletinin kalitesi de etkilidir. Ultrason kontrolü gelemden önce evde uygulanabilecek eski usul bazı yöntemlerle de cinsiyet kesin olmamakla beraber tespit edilebilmektedir. Halk arasında yaygın inanışa göre karnın sivri durması, sivilcelerin artması, ekşi ve tuzlu gıdalar aşerme gibi durumlar erkek bebek cinsiyetine yorulabiliyor iken mide bulantısının fazla olması, karnın top gibi yuvarlak olması ve tatlı aşerme kız bebek cinsiyeti olarak algılanmasına yol açar. En kesin sonuç ise hamileliğin 20. haftasında net şekilde gözükmektedir. Peki bebek cinsiyetini saklarsa o zaman ne olur?

ULTRASONDA BEBEĞİN CİNSİYETİ YANILTIR MI?

Ultrason kontrolünde bebeğin cinsiyeti belirlenirken anne rahmindeki bebeğin bacak arasına bakılarak erkek ya da kız Genital organ olması cinsiyetin tespit edilmesinde etkilidir. Bazı hamileliklerde cinsiyet öğrenimi olacağı zaman ufak şanssızlıklar yaşanabilmektedir. Bebeğin anne karnındaki duruşu, ultrason kontrolü sırasında uygun olmadığından bebeğin cinsiyetinin açığa çıkması hamileliğin 7.-8. ayına kadar bile uzayabilmektedir. Bazen de önceki ay ile sonraki aydaki yapılan ultrason incelemelerinde cinsiyet değişikliği yaşanabilmektedir.

Bu durum çoğu zaman erkek bebeğin penisinin görülmemesi ile ortaya çıkar. Ancak kız bebeklerde cinsiyet yanılması daha çok olur çünkü penis görülmediği zaman bebeğin kız olduğuna dair çıkarım yapılabilir. Ultrason haricinde amniyosentez testi, kordosentez gibi teknikler sonucunda yapılan kromozomal incelemelerde bebeğin cinsiyeti kesin belli olmaktadır.

ANNE KARNINDA KIZ VE ERKEK BEBEK BELİRTİLERİ:

Halk arasında yaygın görüşlere göre, bebeğin içinde bulunduğu karın konumu bebeğin cinsiyeti ile ilgili tüyolar verebilmektedir. Eğer karnınızın diğer hamilelere göre daha aşağıda olduğunu düşünüyorsanız erkek bebek taşıyor olabilirsiniz. Bazı hamilelik tecrübelerine baktığımızda erkek bebek hareketlerinin sağda hissedildiğine yönelik olduğu bilinir hatta hareketleri bile daha çok sağdan hissedildiğine yönelik rivayetler vardır.

Bilimselliği kanıtlanmamış bir bilgi olan ama kimi zaman doğru da çıkabilen ultrason kontrolünde bebeğin alt çenesi yuvarlak, kafası konik olarak görülüyorsa kız, eğik bir alın ve kare bir çene tipi varsa bebek erkektir.

İlkbaharın gelişini müjdeleyen çağla meyvesi ağacı şimdiden çiçeklenmeye başladı. Tuza banıp tüketilen bu eşsiz meyveye dair bilinmeyenleri araştırdık. Şeftali, kiraz ve erik ailesine bağlı çağla meyvesinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Özellikle güçlü bir probiyotik kaynağı olarak görülür. Bu da kemik sağlığı için oldukça faydalıdır. Peki çağla meyvesinin faydaları nelerdir?

Çağla meyvesinin bilinmeyen diğer adı badem ağacıdır. Badem ağaçlarının anavatanı İran ve Afganistan’dır. Ekşi bir tadı olan çağla meyvesi genellikle tuz ile beraber olarak tüketilir. İpek yolu ile tüccarlar ve seyyahlar tarafından Anadolu topraklarına getirilen çağla meyvesinin tarihçesi M.Ö yıllara dayanıyor. Soğuğa dayanıklı ağacı Mart ayının ilk günlerinden itibaren çiçeklenmeye başlar. Yeşil haldeyken ekşi bir tadı olan çağla olgunlaşmaya bırakıldıkça badem olur. Kahverengi topraklarda yetişen çağla meyvesi bu topraklardaki tüm vitamin ve mineralleri içerir. Bazı yörelerde yeşil badem olarak geçer. İçeriğinde bol bol fosfor, azot ve potasyum barındırır.

ÇAĞLA MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

İçerdiği E vitamini ile cilt sağlığına oldukça faydalıdır. Cilt dermisinin yenilenmesini destekleyen E vitamini sivilce ve akne oluşumunu önler. Ayrıca çağla meyvesinden elde edilen maske kırışıklığı ve yaşlanmayı azaltır.

Yüksek miktarda selenyum ve fosfor içeren çağla meyvesi, bağışıklık sisteminin kıştan ilkbahara geçişi esnasında güçlenmesini sağlar. Hastalıklara karşı kalkan oluşturan çağla meyvesi C vitaminin antioksidan etkisi ile vücutta biriken tüm serbest radikalleri idrar yolu ile atar.

Özellikle mevsim geçişlerinde vücutta yaşanan sıvı dengesizliği içinde birebir fayda saylar. Günlük su miktarının yüzde 40’ını sağlayacak sıvıya sahiptir. Bir tabak tüketerek vücudun bu ihtiyacını kolayca karşılar.

Zeytinyağında bulunan tekli yağ asitlerine sahip çağla, kalp ve damar sağlığını korumada yardımcı olmaktadır. Damarların tıkanmasını önleyen çağla kolesterol seviyesini dengeler.

Ayrıca metabolizmayı hızlandıran çağla, yüksek lif oranıyla da bağırsaklardaki yararlı bakterileri arttırarak probiyotik etki sağlamaktadır.

Çocukların kemik gelişiminde de etkilidir. İçeriğinde yüksek kalsiyum bulunan çağla meyvesi, diş ve diş etlerinin sağlığını korumaktadır.

Toplumda giderek artan rahatsızlıklardan biri olan safra taşı, normal seyirde ilerlemez. Bu yüzden bir an önce tedavi ya da cerrahi bir operasyon ister. Yaşam kalitesini oldukça düşüren ve şiddetli ağrılara neden olan safra taşı ayrıca vücutta da değişimlere yol açar. Peki Safra Taşı neden olur? Safra taşı belirtileri nelerdir? Safra taşı ameliyatı olunmalı mı?

Vücudun metabilok çalışma sistemi içerisinde yer alan safra taşı, karnın alt bölgesinde yer alır. Şekli armuta benzeyen küçük bir organdır. Safra taşının işlevselliği ise tamamen karaciğere bağlıdır. Karaciğerin enzimlerini kontrol ederek vücuda giren besinler mideden önce buradan geçer. Safra aslında bir kanal görevi görür. Ancak kese kısmında besinlere ait atıklar kalabilir. Aşırı yağlı ve karbonhidartlı bir beslenmeye balı burada zararlı atıklar birikerek kristalleşir. Bu da safra taşlarını meydana getirir. Kan içinde artan kolesterol yani yağlı hücreler safra taşının oluşumunu hızlandırır. Safra taşı, ileri yaşlarda görülür. Yüksek kolesterol, fazla kilo, yetersiz beslenme ve egzersizler gibi durumlar oluşmasına zemin hazırlar. Ancak tek başına bunlar bir neden değildir. Bazı insanların vücutları kendiliğinden böbrek mesane ve safra kesesinde taş oluşturabiliyor. Bunun yanı sıra kalıtsal kan hastalıkları, enfeksiyonlar ve karaciğerin deformasyona uğramasına safrada taş oluşumuna neden olan etken hastalıklar arasında yer alır. Bazı uzmanlar yüksek oranda alkol tüketenlerde bu rahatsızlığın yaşanma riskinin yüksek olduğunu söylüyor. 

SAFRA TAŞI BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Karın üst bölgesinde sürekli şişlik hissi

– Yemeklerden sonra sık sık hazımsızlık yaşanması

– Kokulu geğirme

– Ağız içinde sürekli olarak atık kokusu gelmesi

– Ateş basması gibi ara ara sıcaklanma

– İştahsızlığa rağmen ishal yaşanması

– Göz beyazlığı ve cilt renginde sarılık oluşması 

– Çabuk yorulma kalp atışında hızlanma ve göğüs kafesi darlığı

– Ani nabız yükselmesi 

– Konsantre eksikliği

– Artan vücut ısısı sonrası kokulu terleme 

– Gece uykuda bile karın ağrısı yaşanması

– Gündüzleri uykudan yorgun uyanma 

SAFRA KESESİ TAŞI NASIL TESPİT EDİLİR? TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Safra kesesinin görüntüsü alınan kolesistografi çekilir. Ayrıca kan değerlerinde kolesterol seviyesine bakılır. Bunun yanı sıra endoskopik ultrason, CAT taraması ve ERCP yapılır. Şikayetler doğrultusunda yapılan tetkikler sonrası safra kesesinde bulunan taşlar doğal yol ya da verilen ilaçlarla gidilmediğinde cerrahi yola başvurulur.

SAFRA TAŞI AMELİYATI OLUNMALI MI?

Şikayetleri yüksek olan hastalar için uzmanlar genellikle cerrahi operasyonu önerir. 25 mm üzeri olan taşlar kanser riskine neden olacağından alınmaları sağlık açısından önemlidir. Bu ameliyatlarda genellikle safra keseside alınır. Nedeni ise safra kesesi karaciğer tarafından oluşan bir organ olduğundan sadece taşlar alındığında yeniden oluşa ihtimali olur. Bu yüzden keseyle beraber alınması önemlidir. 

İlkbaharın gelişini müjdeleyen çağla meyvesi ağacı şimdiden çiçeklenmeye başladı. Tuza banıp tüketilen bu eşsiz meyveye dair bilinmeyenleri araştırdık. Şeftali, kiraz ve erik ailesine bağlı çağla meyvesinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Özellikle güçlü bir probiyotik kaynağı olarak görülür. Bu da kemik sağlığı için oldukça faydalıdır. Peki çağla meyvesinin faydaları nelerdir?

Çağla meyvesinin bilinmeyen diğer adı badem ağacıdır. Badem ağaçlarının anavatanı İran ve Afganistan’dır. Ekşi bir tadı olan çağla meyvesi genellikle tuz ile beraber olarak tüketilir. İpek yolu ile tüccarlar ve seyyahlar tarafından Anadolu topraklarına getirilen çağla meyvesinin tarihçesi M.Ö yıllara dayanıyor. Soğuğa dayanıklı ağacı Mart ayının ilk günlerinden itibaren çiçeklenmeye başlar. Yeşil haldeyken ekşi bir tadı olan çağla olgunlaşmaya bırakıldıkça badem olur. Kahverengi topraklarda yetişen çağla meyvesi bu topraklardaki tüm vitamin ve mineralleri içerir. Bazı yörelerde yeşil badem olarak geçer. İçeriğinde bol bol fosfor, azot ve potasyum barındırır.

ÇAĞLA MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

İçerdiği E vitamini ile cilt sağlığına oldukça faydalıdır. Cilt dermisinin yenilenmesini destekleyen E vitamini sivilce ve akne oluşumunu önler. Ayrıca çağla meyvesinden elde edilen maske kırışıklığı ve yaşlanmayı azaltır.

Yüksek miktarda selenyum ve fosfor içeren çağla meyvesi, bağışıklık sisteminin kıştan ilkbahara geçişi esnasında güçlenmesini sağlar. Hastalıklara karşı kalkan oluşturan çağla meyvesi C vitaminin antioksidan etkisi ile vücutta biriken tüm serbest radikalleri idrar yolu ile atar.

Özellikle mevsim geçişlerinde vücutta yaşanan sıvı dengesizliği içinde birebir fayda saylar. Günlük su miktarının yüzde 40’ını sağlayacak sıvıya sahiptir. Bir tabak tüketerek vücudun bu ihtiyacını kolayca karşılar.

Zeytinyağında bulunan tekli yağ asitlerine sahip çağla, kalp ve damar sağlığını korumada yardımcı olmaktadır. Damarların tıkanmasını önleyen çağla kolesterol seviyesini dengeler.

Ayrıca metabolizmayı hızlandıran çağla, yüksek lif oranıyla da bağırsaklardaki yararlı bakterileri arttırarak probiyotik etki sağlamaktadır.

Çocukların kemik gelişiminde de etkilidir. İçeriğinde yüksek kalsiyum bulunan çağla meyvesi, diş ve diş etlerinin sağlığını korumaktadır.