Sancılı bir doğum esnasında bebeğin anne karnından nasıl çıktığını ve hangi mucizelerin gerçekleştiğini sizler için araştırdık. Kuran-ı Kerim’de geçen yaratılış mucizesine ilişkin ayetler Allah (c.c)ûn ne kadar kudret sahibi olduğunu bizlere bir kez daha gösterilmektedir. Anne karnında adım adım bebeğin doğum anları…

İnsan yaratılışına dair pek çok mucizeyi kitabımız olan Kuran-ı Kerim ayetlerinde apaçık görmekteyiz. İnsan bedeninin her bir parçası kendi başına mucize ve hikmetlerle dolu iken kadının rahmine düşen bir can oluşum süreciyle de bizleri derinden etkilemektedir. ”Şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (sperm), sonra alakadan (kadının aşılanmış yumurtası), sonra uzuvları (önce) belirsiz, sonra belirli canlı et parçasından yarattık ki size gücümüzü gösterelim. Dilediğimizi belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz, sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız.” (el- Hac, 21/5) Anne karnındaki gelişim süreci ile ilgili sahih hadis-i şerifte ifade edilenlere göre ruh üflendiği zaman meleğe 4 kelime emredilir:Doğacak çocuğun rızkını, yaşama süresini, işleyeceği amellerini, şaki mi ( cehennemlik mi?) yoksa said mi (cennetlik mi?) olacağını yazması. Çocuğun anne karnındaki oluşum sürecinde aynı zamanda kader programı da belli olmaktadır. Hatta Peygamber Efendimiz (SAV), ömür boyu cennete  girmeye sebep olan  amelleri işleyip sonunda cennete bir arşın kalmışken cehenneme götüren amelin, sonucu değiştirebildiği gibi tam tersinin de yaşanabileceğini belirtmektedir.

ANNE KARNINDAKİ BEBEK NASIL DOĞAR? BEBEĞİN OLUŞUMU…

İnsan vücudundaki en önemli organlardan birisi de beyindir. Hamilelik döneminde olası bir ihtimalle beyinde gerçekleşebilecek olan hasar, direkt olarak bebeğin gelişimi etkileyeceğinden dolayı dış etkenlere karşı muhafaza edilmesi önemlidir. Vücudun diğer organlarına kıyasla daha büyük olan baş bölgesinin doğum kanalına ilk önce girmesi de yaratılış mucizelerinden biridir. Doğum esnasında bebeğin başının zarar görmemesi için ilk önce baş giriyor ve hasar görmeden doğum gerçekleşmiş oluyor.

Hamilelik döneminde ağrı olmadan yapılan kasılmalarla egzersiz yapan rahim, yavaş yavaş doğuma hazır hale geliyor. Rahimde kasılmaların şiddeti artınca bebeği aşağı doğru itmeye başlıyor. Kanalda döne döne ilerleyen bebeğin başı kemik çatıya en uygun yerini bulurken hasardan korunuyor.

Baştan sonra omuzların ve vücudun doğumu oluyor ve rahim şiddetli kontraksiyonlarla dış dünyaya geliyor. 

Bizlere en güzel örnek olan Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV), çocuk doğduktan sonra ne yapmamız gerektiğini kendi torunu doğunca yaptığı ritüel ile bize göstermiştir. İslam’ın ilk doğuşundan ahirete kadar uygulanabilecek bu durumu sizler için araştırdık. Peki yeni doğan bebeğe ne yapılmalı?

Her şeyden önce Allah’ın (c.c) bir lütfu olan evlatlarımız doğduktan sonra onlar için yapabileceğimiz en güzel şey anlamı güzel bir isim seçmektir. Çocuklarımız bir ömür boyu bu isimle yaşayacağı gibi daha da önemlisi mahşet günü bu isimleriyle Allah’ın huzuruna çağrılacaktır. Öyle ki Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadisinde, “Kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyle ise isimlerinizi güzel koyun.”(Buhari) demiştir. Eğer anne ve babalar, çocukları doğunca manasız bir isim verirse, o çocuklar büyüyünce isimlerini değiştirebilir. Hz. Aişe (ra) annemizin aktardıklarına göre: Resulullah (SAV) çirkin isimleri değiştirdi. (Tırmizi) İsim koymaya genelde bebek doğmadan karar verilir. Bazı anne ve babalar ise doğumu bekleyip öyle karar verirler. Her iki seçimde doğru ve güzeldir. Ama cennetten gelen bebeklerimize isim vermekte çok geç kalmamalıyız. İbnu Ömer (ra)’un bize rivayet ettiklerine göre: Hz. Peygamber (SAV) çocuğa doğumunun yedinci gününde isim konmasını, yıkanarak pisliklerin temizlenmesini ve akika kurbanı kesilmesini buyurdu.(Ebu Davud)

Cennetten gelen emanetlerimize Peygamber (SAV) dediklerinin ışığında isim seçtikten sonra onlara sünnet üzerine adlarını vermek için akla bali olan bir kişiyi seçeriz. O kişi abdest aldıktan sonra çocuğu kucağına alır. Ellerindeki yavrunun sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okur. Ardından Rabbimiz’in (CC) bize verdiği hediyenin sağ kulağına ismi okunur. Yarınların müminine İslam üzerine yaşaması ve bütün İslam kardeşlerine yardım etmesi için bol bol dua edilir.  

YENİDOĞAN BEBEĞİN KULAĞINA EZAN NASIL OKUNUR? İSİM DUASI…

BEBEĞİN SAĞ KULAĞINA OKUNACAK EZAN:

– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Eşhedû en lâ ilâhe illallah
– Eşhedû en lâ ilâhe illallah
– Eşhedû enne Muhammeden resulullah
– Eşhedû enne Muhammeden resulullah
– Hayya ale-salah
– Hayya ale-salah
– Hayya alel-felah
– Hayya alel-felah
– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Lâ ilahe illallah

BEBEĞİN SOL KULAĞINA OKUNACAK GAMET:

– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Eşhedû en lâ ilâhe illallah
– Eşhedû en lâ ilâhe illallah
– Eşhedû enne Muhammeden resulullah
– Eşhedû enne Muhammeden resulullah
– Hayya ale-salah
– Hayya ale-salah
– Hayya alel-felah
– Hayya alel-felah
– Kad kâmeti’s-salât
– Kad kâmeti’s-salât
– Allahu Ekber
– Allahu Ekber
– Lâ ilahe illallah

Türk mutfağının yıllardır değişmeyen ve en vazgeçilmezlerinden olan çayın yanına yapılan atıştırmalıklar, kadınların sık sık arayış içinde oldukları ve farklı tariflere göz gezdirdiği bir alandır. Sıradan tarif gibi görünen ancak yıllardır damaklarda iz bırakan ağızda eriyen enfes kurabiyenin tarifini sizlerle paylaşıyoruz.

Çayın yanına kısa sürede yapabileceğiniz kolay ve lezzetli bir kurabiye tarifi bugünkü yazımızda. Adından da anlaşılacağı gibi şekil vermeye uğraşmayacağınız ve ağızda eriyen bir kurabiye tarifi. Lezzeti muhteşem ağızda eriyen kurabiyelerinizi çocuklarınız dahil herkes çok beğenerek tüketecek. En zor zamanlarınızda kurtarıcınız olacak kurabiyenizin tarifini elinizin altında bir yerlerde mutlaka bulundurun.

AĞIZDA ERİYEN KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

Yarım su bardağı sıvı yağ
250 gram tereyağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 adet yumurta
2, 5-3 su bardağı un
200 gram toz şeker

YAPILIŞI

Öncelikle mikserle şekeri, yağı ve yumurtayı güzelce homojen kıvama gelene kadar karıştırın.

Daha sonra un, kabartma tozu ve vanilyayı karıştırarak yumurtalı karışımın içerisine ekleyin.

Güzelce yoğurduktan sonra istediğiniz şekli vererek yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

165 derece fırında kızarana kadar pişirin. Şekil verirken bazılarının içine küçük elma dilimleri koyabilirsiniz. Bu adım kurabiyelere farklı bir tat verecektir.

Afiyet olsun…

Kadınların gündelik olarak en fazla kullandıkları bu bileklikler fiyatıyla da en çok satın alınan bileklik modelleridir. 22 ayar altın bileziklere göre daha uygun olan yeşil altın bileklikler daha modern olduğu içinde genç hanımlar tarafından daha çok tercih ediliyor. Peki birçok farklı alternatifi bulunan yeşil altın bileklik modelleri neler, en uygun yeşil altın bileklikler hangileri? Gelin hep birlikte bakalım:

Yüzyıllardır insanların kullandığı altın zaman içerisinde birçok farklı türde ve tarzda çeşitleri yapılarak satışa sunuldu. Altın; Sarı altın, pembe altın, yeşil altın ve kırmız altın olarak piyasada kuyumcularda yerini alıyor. Altın fiyatlarının değişkenlik gösterdiği bu dönemlerde birçok insan altına yatırım yapıyor. Ama kadınlar daha çok şık ve zarif olan aynı zamanda gündelik ve şık ortamlarda takmak için tercih ediyor. Son dönemin favori altın çeşitlerinden olan yeşil altında en çok bileklikler beğeniliyor. Sizde sadeliği ve şıklığı seviyorsanız taşsız altın bileklikleri tercih edebilirsiniz. Dilerseniz de taşlı ve gösterişli yeşil altın bileklerini satın alabilirsiniz.  Halka altın bileklik fiyatları altın ayarına ve ürünün gramına göre belirlenmekte olup, her bütçeye göre modeller bulunuyor. 

EN GÜZEL YEŞİL ALTIN BİLEKLİK MODELLERİ

Yeşil altın bileklik modellerinde bazı ayarlar bulunuyor. Bu ayarlara göre de yeşil altın bileklik modellerinin fiyatları değişiyor. 18 ayar 14 ayar da bulabileceğiniz bileklikler ne kadar ayarı yükselirse fiyatı da o kadar artıyor. 

Yeşil altın bilekliklere dilerseniz kendi isminizi yazdırabilir ya da sevdiklerinizin ismini yazdırabilirsiniz. Ayrıca sade olarak da satın alabileceğiniz bu bileklik modellerinin ucunda nazar boncuklu minik dokunuşlar yapılmış olanları da tercih edebilirsiniz. 

Şık ve estetik görünmek için güzel bir kombini tamamlayıcı aksesuar ürünleri arasında yeşil altın bileklikler bulunuyor.

Bu sezon genelde kolyelerde gördüğümü zincirleri bileklik modellerinde de rastlıyoruz. Ayrıca aynı modellerde 22 ayar altın olarak da bulabilirsiniz. 

Gemici Kilitli Spor Altın Bileklik ALTINPLAZA
FİYAT:1,563.96 TL

Yeni Toplu Zincir Altın Bileklik ALTINPLAZA
FİYAT: 3,017.71 TL

14 Ayar Çok Geçişli Altın Bayan Bilekliği ALTINPLAZA
FİYAT: 4,598.24 TL

Üçlü Nazar Boncuklu Altın Bileklik ALTINPLAZA
FİYAT: 2,873.44 TL

Altın Bileklik Renkli Taşlı Modeli ALTINPLAZA
FİYAT: 2,092.49 TL

Hürriyet köşe yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugünkü yazısında okulların açıklamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Söz konusu okullar, daha doğrusu eğitim olduğunda salgın koşullarını sonuna kadar zorlamamız lazım diyen Müftüoğlu, Bakan Ziya Selçuk ile görüşmesinden de bahsetti.

Milyonlarca öğrenci, bir o kadar da ailenin beklediği o önemli günün düğmesine ciddi bir aksilik olmaz ise yarın basılıyor.

“Yüz yüze eğitimde başlama vuruşu” aslında bugün yani 1 Mart’ta gerçekleşecekti ama doğru ve yerinde bir kararla yarına, 2 Mart’a bırakıldı. Bugün yapılacak kabine toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı açıklamayı milyonlarca çocuk ve aile nefeslerini tutmuş, heyecanla bekliyor. Başlama kararında en etkili faktörün Sağlık Bakanı’nın kabinede yapacağı sunum ve o sunumda vereceği il bazlı haftalık rakamlar olacağı kesin. Anlaşılan o ki çoğu ilde yüz yüze eğitime izin çıkacak. Doğrusu da bu zaten. Zira eğer biraz daha geç kalırsak bugün ekonomide yaşadığımız sıkıntılardan çok daha önemlisi ve fazlasını yarın “eğitim”de yani “geleceğin ekonomik gücü”nde yaşayacağız.

BANA GÖRE
OKULLAR NEDEN SÜRATLE AÇILMALI

Söz konusu okullar, daha doğrusu eğitim olduğunda salgın koşullarını sonuna kadar zorlamamız lazım. Nedenlerine gelince…

VARAN 1: Araştırmalar, okul öncesi ve ilkokul yaş grubundaki çocukların pandemide öncelikli risk grubunda olmadıklarını net ve açık olarak gösterdi. Basit bazı kurallara dikkatle uyulduğunda okullarda öğrencilerin bir araya gelmesi, ne öğrenciler ne de öğretmenlerde ciddi bir “ek risk” yaratmıyor. Özellikle çocuklara birer “süper bulaştırıcı” gibi bakmak da ortak bir yanlış.

VARAN 2: Uzmanlara göre eğitime verilen aranın uzaması çocuklarda “IQ kaybı”na da yol açabiliyor. Bazı uzmanlar bu kaybın 1 yıllık sürede 1-5 IQ puanı kaybı anlamına bile gelebileceğini iddia ediyor. Ama bilelim ki mesele sadece IQ kayıplarıyla da sınırlı değil.

VARAN 3: Evdeki hareketsiz yaşam çocuklarda “kaygı problemi”ne yol açıyor. Arkadaşlarından uzaklaşma, endişelerini büyütüp ruh sağlıklarını da bozabiliyor.

VARAN 4: Evde kalma süresi uzadıkça, mecburi hale gelen hareketsiz yaşam “çocuk obezitesi” problemini de bir çığ gibi büyütüyor.

VARAN 5: Diğer bir tehlike de yine evdeki hareketsiz yaşamın getirdiği “kas ve kemik kaybı” konusu. Kısacası okuldan uzaklaşmak çocuklarımızın sadece eğitimlerini aksatmıyor, beden ve ruh sağlıklarını da bozuyor.

ÖNEMLİ
ZİYA SELÇUK KARARLI VE İSTEKLİ

GEÇTİĞİMİZ hafta sonu Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile pandeminin eğitim süreçlerimizde daha da önemlisi çocuklarımızın ruhsal, bedensel sağlığında ve eğitimlerinde oluşturduğu, oluşturabileceği sorunlar ve hasarlar üzerine samimi ve uzun bir sohbet fırsatı buldum. Peşinen belirteyim: Mütevazı ama iddialı, eğitim süreçlerini çok iyi bilen, tecrübeli, pandeminin çocuklarımız ve gençlerimizde oluşturabileceği sorunlar hakkında derinlemesine bilgi sahibi “mükemmel bir eğitimci” ile karşılaştım. Aklımızdaki pek çok soruya da cevap alma fırsatı yakaladım. İşte o sohbetten bazı kesitler…

SÖZ BAKANIN
ZİYA SELÇUK NELER ANLATTI

MİLLİ Eğitim Bakanı ile öncelikle yaklaşık 10 aydır süren “uzaktan eğitim”i konuştuk. Bakan EBA’da başarılı olduklarını söylüyor, “Eksiklerimiz olmakla birlikte EBA üzerinden günde 3.5 milyon ders yapılabiliyor. Bu süreçte TRT EBA kanalında 10 bin ders içeriği ürettik. 800 binin üzerinde öğretmene de dijital eğitimler verdik. Neticede eğitimi aksatmamaya, öğretmenlerimizin dijital becerilerini de arttırmaya çalıştık” diyor ve ekliyor: “Aynı süreçte imkânlarımızın el verdiği ölçüde ihtiyacı olan öğrencilere tablet dağıtımı yaptık, okullar için yarım milyar liralık hijyen malzemesi üreterek okullarımıza ulaştırdık. Okullar hijyen bakımından her türlü ekipmanla donatıldı.”

Hemen belirteyim: Sayın Bakan da bu süreçte “eğitimde fırsat eşitsizliği” meselesinin önemli bir sorun haline geldiği fikrine katılıyor, “Elimizdeki imkânlarla bu fırsat eşitsizliğini minimuma indirmeye gayret ettik ve edeceğiz” diyor ve ayrıca şunları ekliyor: “Beni endişelendiren önemli konulardan biri de şu: EBA programına katılan öğrencilerimizdeki heves ve gayrette giderek artan bir azalma ve isteksizlik hali var. Çoğu öğrenci programı savsaklıyor. Aslında bunu uzayan belirsizlik halinin doğal bir sonucu olarak da kabul edebiliriz. Sadece bu veri bile okulları neden bir an önce açmamız gerektiğinin etkili bir kanıtı.

İYİ HABER 1
HAZIRLIKLAR TAMAM

MEB’in sürecin bundan sonrasına, özellikle de uzun süredir ara verilen “yüz yüze eğitim aşaması”na ciddi hazırlıklar yaptığı anlaşılıyor. Bir taraftan okul yöneticileri ve öğretmenleri için bilgilendirme kılavuzları hazırlanmış, diğer taraftan da veliler ve öğrenciler için son derece mükemmel detaylandırılmış rehber kitapçıklar devreye sokulmuş. Dikkatle incelediğim o kitapçıkları çok değerli buldum. İçinde yazılanların yarısı bile yapılsa mesele hallolur!

İYİ HABER 2
O REHBERLERDE NELER VAR

VARAN 1: ÖĞRENCİ BİLGİLENDİRME REHBERİNDEN…

Öğrenci bilgilendirme rehberi eksiksiz bir eğitim içeriğiyle dolu. Bazı başlıklarda şunlar var:

“Yeterli ve kaliteli UYURUM.

Her gün düzenli EGZERSİZ yaparım.

Sağlıklı ve dengeli BESLENİRİM.

Sorunlarımı, kaygılarımı ailem ve öğretmenlerimle PAYLAŞIRIM.

Kişisel temizliğime ve HİJYEN kurallarına dikkat ederim.

MASKESİZ dışarı çıkmam.

Okula gitmeden önce ATEŞİMİ ölçtürürüm.

HALSİZ ve YORGUNSAM ailemle paylaşırım…”

VARAN 2: VELİ BİLGİLENDİRME REHBERİNDEN…

“Okullarımızı özlem ve heyecanla yeniden açıyoruz. Hazırlıklarımız tam ve eksiksiz. Şimdiye kadarki ilginiz ve işbirliğiniz bize güç verdi. Şimdi bir kez daha desteğinize ihtiyacım var” cümleleriyle başlayan bu rehberde ailelere “evde, servislerde ve okulda uyulması gereken bilgiler” detaylı olarak açıklanmış. Özellikle de “hijyenik önlemler” üzerinde ısrarla durulmuş.

İYİ HABER 3
EBA ALTYAPISI AVANTAJ OLDU

Bakan Selçuk’un anlattığına göre pandemi öncesinde etkin bir “uzaktan eğitim” yapılanmasına sahip olmamız, süreçte daha bir ay bir dolmadan EBA üzerinden uzaktan eğitime süratle geçmemizi sağlamış. Çoğu Avrupa ülkesinde bile bugün bile bulunmayan bu avantaj, Sayın Bakan’a göre eğitimde son derece önemli bir farklılık yakalamamızın başlıca nedeni olmuş. Anladığım kadarıyla “Nasıl ki salgın öncesinde sahip olduğumuz güçlü sağlık altyapısı salgınla mücadelemizi kolaylaştırmışsa, uzaktan eğitim altyapısı da eğitim meselesinde bize ciddi bir avantaj sağlamış”. Bakan diyor ki: “Eğer biraz daha ekonomik imkân sağlayabilirsek, devlet/kamu imkânlarını biraz daha Milli Eğitim alanına kaydırabilirsek bu çok endişe ettiğimiz ‘eğitimde kayıp meselesi’ni telafi etmemiz kolaylaşacaktır.”

NETİCE ŞUDUR
OKULLAR AÇILMALI

Yarın pandemi hayatımızda yeni bir sürecin başlayacağı kesin. Gelin bu süreçte de önceki hataları tekrarlamayalım. Her şeyden önce sürece “NORMALLEŞME” sözcüğünü asla bulaştırmayalım. “Normalleşme” yerine “KADEMELİ ESNETME” yaklaşımını kullanalım. İllerdeki vaka sayılarını esas alarak esnek bir program uygulamaya ve gelişebilecek yeni değişimlere bakarak, okulları kapatmak yerine programları farklılaştırmak yoluna gidelim. Kanaatime göre aynı stratejiyi bir an önce açılması arzulanan restoran, kafe ve benzeri yapılar içinde uygulayabiliriz.

Hemen hemen her kadının ergenlik çağı itibariyle yaşadığı adet dönemi biyolojik bir durumdur. Rahmin işlevselliğine başladığı adet döngüsü kanamalı geçer. Ancak bu kanama bir sağlık sorunu değil. Tam tersi sağlıklı olduğunun gösterir. Adet döngüsüne ait merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Adet belirtileri nelerdir? Adet gecikmesi neden olur? Adet sancısını azaltan doğal yollar

Doğurganlık için kadınların belli bir yaş itibariyle yaşadıkları duruma adet denir. Rahim içinde doğum için hazırlık başlar. Ancak herhangi bir etken olmadığında  iç kasılmalar ve beynin sinir hücreleri aracılığı ile verdiği komutla rahimde oluşan doku ve yapılar parçalanır. Kan yolu ile vücuttan atılarak temizlenir. Bu süre ile ilk belirtiler ortaya çıkar. Her kadının biyolojik yapısına göre bu süreç değişim gösterir. Adette yaşanan belirtilerin bazıları farklı hastalıklarla aynıdır. Ancak adet görmeye başlayan kadın bunu  hesaplamasını yaptıktan sonra adet yaklaştıkça yaşadıklarının bunun göstergesi olduğunu bilir. Nadiren de olsa hava, çevre ve beslenme koşulları bazen belirtileri değiştirir. Bu durum aynı zamanda adet süresini de etkiler. 

ADETİN İLK BELİRTİLERİ NELERDİR?

Her kadında sıralama aynı olmaz ancak vücudun biyolojik yapısındaki değişim sinir hücrelerini etkilediğinden baş ağrısı ve mide bulantısı gibi durumlarla başlar. Özellikle kan değerleri düşük kadınlar bu süreci biraz zor geçirir. Düşük tansiyon rahatsızlığına benzeyen baş dönmesi ve göz kararması yaşanabilir. Metabolizmasına göre değişir bazı kadınlarda bu dönemlerde kabızlık bazılarında ise ishal görülür. Göğüs kenarları ve karın üstünde şişlik yaşanır. Ayrıca kaslarda şiddetli kasılma ve ağrılar başlar. En yaygın belirti ise ruhsal değişimlerdir. Duygu değişiminin nedeni bu süreçte hormon bezlerinin hızla çalışmasıdır. Hatta bu süreçte kadınlar hızlı terler ve bu terlemeler genellikle kokulu olur. Kadınlık hormonlarının harekete geçmesi asabiyet, depresyon ve stres gibi ruhsal durumlara yol açar. Adet belirtileri adet yaşanmada 3 ya da 4 gün önce başlar. kemik ağrıları en sık görülen belirtilerdir. Örneğin diz, sırt ve ayak ağrıları…

ADET GECİKMESİ NEDEN OLUR?

Adet gecikmesi bazen strese bağlı ortaya çıkabiliyor. Ancak bazı uzmanlar özellikle hava değişimi ve beslenme alışkanlığının buna neden olabileceğinin de altını çiziyor. Fakat adet gecikmesi aslında normal bir durum değil bunun altında farklı nedenlerde olabilir. Evli olan kadınlarda hamile olasılığı olduğundan gecikme yaşanabilir. Ancak evli olmadığı halde gecikme yaşayan kadınların bir uzmana başvurmasında fayda var. Çünkü rahim bölgesinde yaygın olarak görülebilen kist oluşumu da bu durumun yaşanmasına yol açabilir. Gecikmenin yanı sıra erken olan kişilerinde bunu sık sık yaşaması akabinde hemen bir uzmana başvurmasında fayda var. 

ADET SANCISINI AZALTAN DOĞAL YOLLAR

– Sıcak su torbası akla ilk gelen doğal yoldur.

– Papatya çayı sinirleri yatıştırdığından ağrı hissini azaltabilir.

– Ilık bir duş sonrası anason ya da haşhaş çayı içmek

– Sırt ve karın bölgesine masaj yaparak

– Bitter çikolata özellikle hormonları dengeler ve sinirlerin azalmasına yardımcı olabilir. Psikolojik olarak vücudun rahatlamasına yol açar. 

Şerbetli tatlıların en sevilenlerinden biri olan enfes bir portakallı revani tatlısına hayır demek pek de kolay değildir. Peki tatlı krizi bastırıldığı zaman revaniyi yemek kilo aldırır mı? Bunun için sizlere daha az kalorili light revani tarifi! Evde kolay revani yapılışı ve kalorisi:

Osmanlı döneminden kalma günümüze kadar uzanan ve Türk mutfağının enfes tatlılarından biri olarak ön sıralarda yerini alan revani tatlısı, hoş tadı ile damakta lezzet şöleni yaşatmaktadır. Bazı yörelerde sünger veya yoğurt tatlısı olarak geçen revani yapılışı bakımından zahmetli olmadığı için pratik olarak tercih edilebilen tatlıdır. Sünger gibi pofuduk, görünümüyle ağızları sulandırmaya yetecek bu mükemmel tatlıyı yapmak her ne kadar basit olsa da diyet yapan kimselerin kafasını karıştıran bir tariftir. Yoğun şekerden yapılan şerbetli tatlılar diyette önerilmeyeceği için revani konusunda da temkinli yaklaşılmalıdır. Peki her şeyi diyete uygun tarifi var iken revaninin yok mu? İşte normal ev revanisi ile diyette Light revani tarifi…

DİYET REVANİ TATLISI TARİFİ! EVDE LİGHT REVANİ NASIL YAPILIR?

MALZEMELER:

4 dilim için
1 Su bardağı süt
1 kuru hurma
3 yemek kaşığı kuru dut
2 yemek kaşığı tam buğday unu
1 yumurta
Vanilya çubuğu
Hindistan cevizi rendesi

YAPILIŞI:

Dut kurusu ile hurmayı rondodan geçirip 6 yemek kaşığı süt, yumurta ve unla güzelce harmanlayın. 170-180 C’de 20 dakika kadar pişirip arda kalan sütü hafif ısıtıp içine vanilya çubuğunu açarak kekin pişmesini bekleyin. Piştiğini düşündüğünüzde fırından çıkartıp minik kesikler atın. Biraz soğuduktan sonra vanilyalı sütü içindeki çubuğu kaldırıp karışıma ekleyin ve iyice emmesini bekleyin. Üstüne Hindistan cevizi rendesi serperek servis edin. 

REVANİ NASIL YAPILIR? REVANİ TATLISI PÜF NOKTALARI

 

MALZEMELER:

KEK İÇİN;

3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı yoğurt
(daha da süngerimsi olmasını istiyorsanız,
 sulu tarafını alabilirsiniz)

1 su bardağı irmik
1 su bardağı un
1 adet portakal
1 paket şekerli vanilin
1 paket kabartma tozu
1 çay bardağı sıvı yağ

ŞERBET İÇİN;

3 su bardağı su
3 su bardağı seker
Yarım limon suyu

REVANİ YAPILIŞI

Revani tatlısını yapmaya başlamadan önce şerbeti hazırlamalısınız. İçi derin bir tencerede şeker ve su kaynatılır. (Bu aşamada sürekli karıştırılmalı yoksa şekerlenebilir) Kaynayan suya tatlının şekerlenmemesi için  birkaç damla kadar limon suyu eklenip 1-2 dakika daha kaynatılıp ocaktan alınarak soğumaya bırakılır.

Revaninin keki için şekeri ve yumurtayı güzelce çırpın. Üstüne de yoğurt, sıvı yağ ve irmik koyup güzelce çırpın. Revani yerken damağa hoş bir aroma gelmesi için portakal kabuğu dilimleyip karışıma katabilirsiniz. Son aşamada kabartma tozu, un ve vanilyayı ilave edip çırpın. Yağlanan fırın borcamına kek hamurunu döküp ortalama 30 dakika pişirin. Minik delikler açıp fırından çıkardıktan sonra sıcak kekik üstüne ılıyan şerbet dökülür. 1-2 saat bekletildikten sonra afiyetle tüketilebilir.

NOT: Orta boy bir porsiyon revaninin kalorisi ortalama 700 kaloridir. Normal ev revani tarifine göre light revani tarifini uygulamak diyet açısından daha uygundur.

Geçtiğimiz günlerde şarkıcı Hadise’nin açıklamasıyla merak edilen bir rahatsızlık olan uyku felci hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Hemen hemen herkesin hayatında bir kez yaşadığı bu durum aslında bir sağlık sorunudur. Felç denilmesinin nedeni ise kişi bu sorun esnasında hareket etme gücünü yitirir. Peki Uyku felci neden olur? Uyku felci belirtileri nelerdir? Uyku felcinin tedavisi var mıdır?

Halk arasında karabasan olarak tabir edilen uyku felci tamamen psikiyatri alanına ait bir rahatsızlıktır. Bu konuda metafizik uzmanları da oldukça ilgilenmiştir. Ancak yapılan araştırmalarda birçok psikiyatri uzmanı bu rahatsızlığın tamamen beynin işlevselliğiyle alakalı olduğuna dair çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bilim literatüründe Hipno pampek felç olarak geçen uyku felci kişinin uykuya geçmeden önce fiziksel hareketlerini kontrol etmez. Rem sırasında yani uyku durumundan kalkmaya başlamasıyla ise beyin uyanmasına rağmen bedensel bir hareketsizlik başlar. Uzun süre devam eden bu durum tekrarda edebilir. Bedenin hareketlerini kaybetmesi durumunda beyin daha çok panikler ancak sinir sinyalleri alamaz. 

UYKU FELCİ NEDEN OLUR?

Yapılan araştırmalarda beynin pons denilen hareket yani motor bölümünde yaşanan sistematik bir deformasyon sonucu yaşanabileceği ortaya konulmuştur. Bunun yanı sıra melatonin hormonu vücutta fazla oluştuğunda motor sistemine hasar verebilir. Sinirlerin işlevselliğini azalttığından beyin uyansa bile hareket merkezine hükmedemez. Psikiyatri uzmanları uzun stres ve yoğun bir şekilde yaşanan depresyonun sinir sisteminde hasara neden olabileceğini bununda uyku durumunda bu tarz olaylara zemin hazırlayabileceğini vurguluyor. Bunun yanı sıra:

– Sürekli olarak sırt üstü uyuyarak vücudun sabitlenmesine neden olunur.

– Uyku saatlerinde sürekli olarak düzensizlik olması

– Uyku öncesi melatonin miktarını artıracak besinler tüketmek

– Yoğun iş temposu nedeniyle artan stres

– Duygusal çökme sonucu oluşan depresif hal

– Fobik korkuların fazla olması örneğin karanlık

– Uykuya dalmadan önce korkunç şeyler düşünme 

– Doğru yapılmayan nefes egzersizleri nedeniyle vücuda yeteri oranda oksijen alınmaması gibi nedenler de uyku felcine zemin hazırlar.

UYKU FELCİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Uyku sırasında ya da sonrasında görülen kas sisteminde kasılma

Uyku sonrası sık sık halisülasyon görme

Rüya sırasında yaşanan duygusal tepkilerin gerçekte tam tersi olması 

Uykunun sürekli olarak bölünmesi

Yataktan sıçrayarak uyanma

Uyanma sırasında zorluk çekme 

Gerçeklik ve rüyayı ayırmada güçlük çekme 

Yorgun ve bitkin uyanma

Kalp atışlarında düzensizlik

UYKU FELCİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Genellikle uyku bozukluğunda alınan ilaçlar verilir. Bu durumu sık sık yaşayan kişilerin destek alarak uzmanların söylediklerini uygulayarak uykuya dalması gerekir. Bunun yanı sıra günlük yaşamda ruhsal durumları kötü etkileyen her türlü durumdan uzak durmak gerekir. Tehlikeli olmamasına rağmen sık sık tekrarlandığında sinir sistemine zarar verir. Bu da kalıcı hasarlara neden olabilir. Bu yüzden bir uzmana erkenden danışmakta fayda var. 

Pürüzsüz ciltleri ve göz kamaştıran parlak saçlarıyla çok beğenilen İranlı kadınların günlük uyguladıkları bakım rutinlerini duyunca çok şaşıracaksınız. Kusursuz güzellikleriyle dikkat çeken İranlı kadınlarının cilt bakımlarını ve makyajlarını nasıl yaptıklarını sizler için araştırdık. İşte İranlı kadınlarının güzellik sırları…

İran’lı kadınlar güzelliklerine oldukça düşkün kadınlardır. Bakım yapmak makyaj yapmak güzel kokular sürmek onların vazgeçemeyecekleri zaafları olsa da sonunda güzel görünmek için çak farklı yöntemleri kullanırlar. Bu konuda oldukça başarılı olduklarını göre bilirsiniz. Pürüsüz Bir cilte sahiplerdir. Göz çevresi bakımı, Kaş, Kiprik, İstenmeyen tüyler için temizlik, El ve ayak bakımı ruj seçimi, makyaj malzemesi seçiminde oldukça seçiciler. İslam ülkeleri arasında en çok bakım yapan ülkeler arasında İran’lı kadınlar ilk sırada yer alırlar. 

GÜR KAŞLARININ SIRRI

Yoğun göz makyajı ile gür kaşlarını ön plana çıkaran İranlı kadınlar, Hindistan cevizi yağı ile her gece yatmadan önce mutlaka tarayarak kaşlarının hem bakımlı hem de muntazam görünmesini sağlıyorlar.

KUSURSUZ CİLTLERİNİN SIRRI

İranlı kadınlar, ölü deniz tuzu ile masaj yaparak cildinin pürüzsüz hale gelmesini, süt banyosu yaparak da kırışıklığın önüne geçmeyi başarıyor.

BADEM GÖZLERİNİN SIRRI

Badem gözleriyle ünlü İranlı kadınların gözlerini güzel göstermek için çok çaba sarf etmesine gerek yok… Gözlerindeki kahverengiyi daha ön plana çıkarmak için koyu renk far ve kalem kullanmak yeterli oluyor. Transparan bir farı göz kapağına uygulayıp ıslak eyeliner kullanmayı tercih ediyorlar. 

PARLAK SAÇLARININ SIRRI

Genelde sıkça saç rengi değiştiren İran’lı kadınlar saçları dolgun ve gür canlı bir görünüme sahiptir. Bu canlı ve gür saçların sırrı uyguladıkları bakımlar sonucunda elde ederler. Doğal olarak saçlar için üretilen yağlar ile bakım yaparlar. Bu yağlar arasında Argan yağı kullanarak düzenli periyodik aralıklar ile saçlarına argan yağı ile bakım yaparlar. Bunun sonucunda saçları gür ve parlak dolgun canlı bir görünüme kavuşur.

En Fazla Kullandıkları Doğal Bakım Yağları

– Susam Yağı
–  Hindistan Cevizi
–  Argan Yağı
–  Badem Yağı

2021 kış eşarp koleksiyonunda birbirinden güzel eşarp modelleri yer alıyor. Bu sezon en çok tercih edilen eşarplar arasında ipek eşarplar bulunuyor. Sezonun gözdelerinden olan eşarp modelleri renk çeşitliliği ve kumaşının parlaklığıyla dikkat çekiyor. 2021 sezonunda trend olacak 5 eşarp modellerini sizlere sunuyoruz. Gelin hep birlikte bakalım…

Muhafazakâr giyim için eşarp ve şallar olmazsa olmaz parçalar arasında yer alıyor. Tesettür modasında son zamanlarda hem kullanışlı hem de şık eşarp modeller daha fazla seviliyor. Her mevsime uygun olan ipek eşarplarda üretimi yapılan bu kumaş türünde çoğunlukla soft renkler tercih edilir. Bu eşarp modellerinde hareketlilik katmak için çiçek desenleri kullanılır. Ancak 2021 kış sezonunda daha çok Twill, fitilli yani kabartmalı kumaş tercih ediliyor. İslami kurallara uygun örtülen eşarplar, tesettür kombinlerine uygun bir şekilde seçilmektedir. 2021 kış sezonunda en çok tercih edilen eşarp modellerini sizlerin beğenisine sunuyoruz:

2021 EN GÜZEL EŞARP MODELLERİ

Günlük, resmi, spor, şık, abiye gibi ortama göre uygulayacağınız stillere göre eşarpları seçmek gerekir. 2021 eşarp trendleri ve markaların her sezon yenilediği eşarp modelleri ile stilinizi özelleştirebilir, eşarp koleksiyonunuzla daima iyi görünebilirsiniz.

Tesettür giyimde kadınlar şık ve sade görünmek için eşarplar da ipek ve fitilli eşarplar uyumu yakalamaya çalışıyor. 

Eşarplardaki zenginlik, yeni modeller, kumaşlardaki doku farklılıkları, eşarpların özellikleri eşarp kullanımını doğrudan etkiliyor.

Armine Twill İpek Eşarp 
164,90₺

Armine İpek Eşarp Tivil
180,00 ₺

Silk Home Twill Ipek Eşarp İl
139,90 TL