Kış mevsiminin en gözde meyvesi olan mis gibi portakal sağlık açısından faydalı olduğu gibi kilo vermek açısından da oldukça faydalıdır. Turuncu diyet şeklinde de ifade edebileceğimiz 3 günde 2 kilo verdiren portakal diyeti listesini sizler için derledik. Portakal diyeti nedir, Portakal diyeti nasıl yapılır? Portakal diyeti ile kilo vermenin sırrı…

Özellikle de kış mevsimlerinde giderek artan hastalıklardan korunmak için beslenmemizde bolca yer vermemiz gereken meyvelerden birisi de portakaldır. Hem sağlık hem de diyet bakımından tüketilmesi tavsiye edilen portakal kilo vermek isteyenlerin de gözdesi! Portakal diyeti, zayıflamak isteyen tüm kadınların en çok araştırdığı diyetlerin başında geliyor. Beslenme alışkanlıklarında türlü türlü meyvelere yer kimselerin çok daha kolay bir şekilde uygulayabileceği portakal diyeti ile karşınızdayız! Kışın en gözde meyvelerinden biri olan portakallar kokusu ile etrafa mutluluk saçarken doğru ve uygun tüketimi ile zayıflatmaya yardımcıdır. Posasının ayrı bir şifa kaynağı olduğu Portakalda kabuğunun bile çeşitli kullanımları vardır. Her halinden yararlanılabilen Portakal meyvesinde fit görünmek isteyenlerin tercih edebileceği Portakal diyetinin nasıl uygulandığını sizler için derledik. Sizde Portakal yiyerek zayıflamak istiyor ve sağlıklı bedene sahip olmak istiyorsanız buyurun turuncu diyetin yapılışına…

Portakal ve süt ürünlerinin bir araya gelmesiyle az kalorili bir diyet programı olarak ortaya çıkan turuncu diyette gerek sağlığı zinde tutmak gerek de fazlalık kilolardan kurtulmak için uygulayabileceğiniz diyet listelerinden birisi de: 5 günde 6 kilo verdiren Portakal diyeti! Diyetisyeninizden onay almadan uygulanmaması önerilen Portakal diyeti listesi şöyle…

5 GÜNDE 6 KİLO VERDİREN PORTAKAL DİYETİ LİSTESİ!

1. GÜN

Kahvaltı:1 tane portakal, 1 tane diyet bisküvi ya da kepekli ekmek, 1 fincan çay ya da kahve

Öğle:1 tane haşlanmış yumurta, 1 su bardağı kefir ya da yoğurt, 1 tane portakal, 1 tane peynirli kepek ekmekli tost

Akşam:1 tane haşlanmış yumurta, 1 tane kepekli tost, 2 tane domates

2. GÜN

Kahvaltı:1 tane portakal, 1 tane diyet bisküvi ya da kepekli ekmek, 1 fincan çay ya da kahve

Öğle:1 tane portakal, 1 su bardağı kefir ya da yoğurt, 1 tane haşlanmış yumurta, 1 tane tost

Akşam:Haşlanmış kırmızı et, 1 tane portakal, 1 tane domates, 1 su bardağı kefir ya da yoğurt

3. GÜN

Kahvaltı:1 tane portakal, 1 tane diyet bisküvi ya da kepekli ekmek, 1 fincan çay ya da kahve

Öğle: 1 dilim light ton balığı, 1 tane portakal, 1 dilim kepek ekmeği

Akşam: Haşlanmış bir porsiyon kırmızı et, 1 tane portakal, 1 tane elma, 1 su bardağı yoğurt

4. GÜN

Kahvaltı: 1 tane portakal, 1 su bardağı kefir ya da yoğurt, 1 tane haşlanmış yumurta, 1 tane tost

Öğle: 1 dilim light ton balığı, 1 tane portakal, 1 dilim kepek ekmeği

Akşam: 1 tane haşlanmış yumurta, 1 su bardağı kefir ya da yoğurt, 1 tane portakal,1 tane peynirli kepek ekmekli tost

5. GÜN

Kahvaltı: 1 tane portakal,1 tane diyet bisküvi ya da kepekli ekmek,1 fincan çay ya da kahve

Öğle: 1 tane haşlanmış yumurta, 1 su bardağı kefir ya da yoğurt, 1 tane portakal, 1 tane peynirli kepek ekmekli tost

Akşam: 1 tane haşlanmış yumurta, 1 tane kepekli tost, 2 tane domates

3 GÜNDE 3 KİLO ZAYIFLATAN PORTAKAL DİYETİ NASIL YAPILIR?

Kahvaltı:

İLK GÜN : 1 dilim kızarmış ekmek veya peksimet, 50 gram peynir az zeytin, 1 adet orta boy portakal;

İKİNCİ GÜN : 1 dilim kızarmış ekmek veya peksimet, 100 ml portakal suyu, 1 adet haşlanmış yumurta, 1 tatlı kaşığı tere yağ veya margarin 1 adet haşlanmış yumurta tuzsuz;

ÜÇÜNCÜ GÜN : 50 gram yağsız peynir, 4 dilim kızarmış ekmek, 1 dilim kavun, 1 tatlı kaşığı tereyağ veya margarin 1 bardak portakal suyu .

Öğle:

1.GÜN : 150 gram marul ve 50 gr somon balığından oluşan salata (sosu: 2 t.k. light mayonez), 1 bardak yoğurt (1/2 t.k. bal eklenmiş), 2 ufak dilim kepek ekmeği ve 1 portakal;

2. GÜN : 150 gr haşlanmış kuru fasulye + kıvırcık, 1 dilim kızarmış ekmek /kepek ekmeği/ üstüne 1 t.k tereyağ sürülmüş, 1 portakal;

3. GÜN : 2 adet orta büyüklükte haşlanmış patates, domates, salatalık, 50 gr yağsız peynir, 2 t.k. tereyağ ya da margarin, 1 portakal.

Akşam:

1. GÜN : 75 gram ızgara ciğer, 75 gr mantar, 125 gr taze ahududu + 2 çorba kaşığı yoğurt, 100 gram taze fasulye, 1 portakal;

2.  GÜN : Üzerine kırmızı toz biber serpilmiş haşlanmış tavuk eti, 1 portakal, brüksel lahanası ve brokoli – 75 gram

3. GÜN : 75 gram yağsız kuzu eti /ızgara/, haşlanmış patates, kızartma kabağı ve havuç, 125 gr yoğurt, 100 gr ananas, 1 portakal.

Hemen hemen her çocuk, günlük ana öğünlerinin dışında bir de ara öğün yapma ihtiyacı duyar. Hatta bazen bu ara öğünü, abur cubur tüketmek için fırsat olarak değerlendirebilir.

Çocuğunun sağlıklı gelişimini her şeyden çok önemseyen ebeveynler içinse bu durum biraz endişeyle karşılanabilir. Oysaki doğru atıştırmalıklarla her iki tarafı da memnun etmek pekâlâ mümkün. Sağlıklı atıştırmalık seçiminde ebeveynlere rehber olacak püf noktalarını sizin için listeledik. 

Bilinçlendirin!
Her şeyden önce çocuğunuzun da bir birey olduğunu unutmayın. Zararlı atıştırmalıkları neden tüketmesini istemediğinizi, ona anlayabileceği dilde ve bolca örnek sunarak anlatmaya çalışın. Sağlıklı atıştırmalıkların ona sağlayacağı faydaları mümkün olduğunca ön plana çıkarın.

Rol model olduğunuzu unutmayın
Abur cubur adı verilen ve çoğunluğu zararlı olan besinlere karşı biz yetişkinler bile savunmasız olabiliyoruz. Ancak siz onları tüketirken ya da öğün atlarken çocuğunuzun sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesi pek kolay olmayabilir. Çünkü çocuklar çoğunlukla ebeveynlerin davranışlarını örnek alır. Bu nedenle; sağlıklı beslenmeyi ne kadar önemsediğinizi çocuğunuza hissettiren davranışlarda bulunmaya özen gösterin.

Yemek konusunda katı davranmayın
Çocuğunuzun sağlıklı gelişimini düşünerek sürekli sebze ve meyve yemesini isteyebilirsiniz. Ancak o çikolata yemek isterken siz brokoli yemesi için diretirseniz, normal zamanda severek yese bile o an brokoli yemeği reddecektir. Hatta ilerleyen zamanlarda bile istemeyecektir. Bu tip bir inatlaşmaya girmek yerine içeriğinde kakao ya da çikolata bulunan sağlıklı bir atıştırmalık tercih edebilirsiniz. Böylelikle hem iştahı kapanmaz hem de sağlıklı beslenmeye devam eder.

Besleyici olmasına özen gösterin
Sağlıklı atıştırmalıkları seçerken çocuğunuzun ilgisini çekecek ürünlere öncelikle vermeniz yerinde olur. Ancak doğru seçim yapabilmek için ürünlerin içeriklerine mutlaka bakmanız ve besleyici değeri yüksek atıştırmalıkları tercih etmeniz önerilir. Özellikle demir ve vitaminlerce zengin lifli atıştırmalıklar, çocuğunuzun sindirim ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynar.

Şeker tüketimine dikkat!
Şeker tüketimi, çocukların sağlıklı gelişimi açısından çok hassas bir konu. Bu nedenle özellikle paketli gıdalarda kullanılan şeker türüne dikkat etmenizde fayda var. İçeriğinde glikoz ve/veya fruktoz bulunan gıdalar, sürekli açlık hissi uyandırdığı için obeziteye davetiye çıkarabiliyor. Üstelik endişe, dikkat bozukluğu ve halsizlik gibi yan etkilere neden olabiliyor. Şekerli bir atıştırmalık tüketilecekse, şeker pancarı ile tatlandırılan ürünleri tercih etmeniz yerinde olabilir.

Kellogg’s Coco Pops, tam annelerin aklındaki gibi!

Mısır ve buğdayları öğütüp lif kaynağı bir hamur hazırlıyoruz. Kakao, 6 vitamin ve demir ekleyip fırınlıyoruz. Yüzde yüz pancar şekeri kullanıp koruyucu ve renklendiriciye izin vermiyoruz.

 

Dondurmaya benzeyen, sunumu dondurma gibi olan ve bu sebeple dondurma ile çokça karıştırılan sorbe esasen, meyve, meyve suyu ve meyve püresiyle; su, şeker ilave edilerek yapılan ve soğuk yenen sorbeye bayılacaksınız. Peki sorbe nedir ve sorbe nasıl yapılır? En kolay narlı sorbenin püf noktaları nelerdir? İşte tüm soruların yanıtı.

Sorbet tatlandırıcılı tatlandırılmış sudan yapılan donmuş bir tatlıdır. Granitalar ve diğer buzlar gibi, sorbet bir dondurma makinesi olmadan da yapılabilir. Donma noktasını düşürmek ve daha yumuşak sorbetesler yapmak için alkol, bal veya mısır şurubu eklenebilir. Köken olarak birbirine çok yakın olan bu kelime kimi kaynaklarda 15. yüzyılda Türklerin meşhur şerbet içeceğinin Venedikli tacirlerce ilgi ile karşılanması ve İtalyan mutfağına girmesiyle şerbetten sorbettoya dönüştüğünü belirtir. Dondurmadan en büyük farkı ise; içinde süt ve süt ürünleri, yağ, yoğunlaştırıcı veya kıvam arttırıcı bulunmamasıdır. Yani meyve, su ve şeker. Sorbenin en basit tanımıyla muhteviyatı budur. İçerdiği şeker oranı, dondurmalara oranla biraz yüksek olsa da, yağ içermediğinden rejim yapanlar için uygundur. Bugün sizlere narlı sorbe tarifini veriyoruz. 

NARLI SORBE TARİFİ:

MALZEMELER

4 su bardağı taze sıkılmış nar suyu
250 gr toz şeker
2-3 yemek kaşığı limon suyu
2 yemek kaşığı nar aromalı şurup

YAPILIŞI

Nar suyunun yarısını ve şekeri tencereye alın. Şeker eriyene kadar kısık ateşte ısıtın. Tencereyi ocaktan alıp kalan nar suyu, limon suyu ve nar şurubunu ekleyin.

Narlı karışımı iyice karıştırın. Hava geçirmeyen bir kaba (kapaklı çelik bir kaba) aktarıp buzlukta 6 saat bekletin.

Altı saat sonunda kabı buzluktan alıp sorbeyi çatalla ezin. Birer saat aralıklarla bu işlemi 4-5 kez tekrarlayın.

Kabı tekrar buzluğa yerleştirip 4-5 saat daha bekletin. Dondurma kaşığıyla şekil verip servis yapın.

Afiyet olsun…

Karadeniz mutfağında sık sık kullanılan pazı ile enfes bir çorba hazırlamak ister misiniz? Bolca vitamin deposu olan pazı çorbası tüm mikropları vücuttan atarak adeta detoks etkisi oluşturuyor. Gelin pazı çorbasını birlikte hazırlayalım…

Ülkemizde de sık sık tüketilen pazı, sağlık için inanılmaz faydalı. Diyabetten hemoroide kadar pek çok sağlık sorununa karşı vücudu koruyan pazı, salata ve yemek olarak tüketilebiliyor.  Besin değeri oldukça yüksek olan yemyeşil pazı yapraklarını doyasıya kullanmak için çok az vaktimiz kalmış olabilir. En çok kış mevsiminde lezzetlenen pazı yapraklarını kullanarak sadece sarma ya da yemek değil enfes bir çorba da hazırlayabilirsiniz. Peki pazı çorbası nasıl yapılır? Tüm detaylarıyla pazı çorbasının tarifi yazımızda…

PAZI ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

7-8 adet pazı yaprağı
3 yemek kaşığı arpa şehriye
3 su bardağı su
1 su bardağı yoğurt
1 adet yumurta
2 diş sarımsak
2 çorba kaşığı un
1 çay kaşığı tuz

Üzeri için;

1 yemek kaşığı tereyağı
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber

YAPILIŞI

Pazının yapraklarını güzelce bol suyun içerisinde yıkayın ve uzun şekilde doğrayın.

Sonrasında çorba tenceresine suyu koyun, kaynayınca arpa şehriyeleri içerisine ekleyin.

Arpa şehriyeler pişene kadar sosunu hazırlayabilirsiniz.

Yoğurt, yumurta ve unu tamamen karışana dek bir çırpma teli yardımıyla çırpın ve kaynayan arpa şehriyenin suyundan da biraz ilave ederek seyreltin.

Sarımsakların kabuğunu soyup, pişen arpa şehriyelerin içerisine rendeleyerek ilave edin.

Hazırladığınız yoğurtlu terbiyeyi çorbaya, sürekli karıştırarak ve azar azar ilave edin. Koyulaşana dek karıştırarak pişirin.

Koyulaşan çorbaya pazı yapraklarını ekleyin. hafif yumuşadığında ocaktan alarak kaseye servis edin. Üzerine isteğe göre tereyağı ve pul biberi yakarak sunum yapabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Yüzyıllardır severek yapılan kalburabastı tatlısı, hafif ve lezzetli tatlılardan birisidir. Yapımı zor gibi görünse de doğru malzemeler ve elinizin alışmasıyla kolayca yapabileceğiniz kalburabastının pratik tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Pratik kalburabastı tatlısı nasıl yapılır? Kalburabastının püf noktaları nelerdir? Öğrenmek için yazımıza göz atın.

İsmini şeklinden alan kalburabastı tatlısı, genellikle özel günlerde, bayramlarda yapılan bir tariftir. Şerbetli hamur tatlılarından olan kalburabastı adeta tadıyla kendine hayran bırakıyor.  Adıyla gözleri korkutsa da evde yapmak çok kolay. İçinde bulunan irmik ve cevizle birlikte ağızda dağılan yapısı sayesinde bir yiyen bir daha isteyecek.Evinizde şekli verecek bir kalbur yoksa kevgirle de kolayca bu şekli oluşturabilirsiniz. Bu akşam evdekilere, komşulara, misafire nefis bir kalburabastı tatlısı yapmaya ne dersiniz? Pratik yapılan hamuru ve şekliyle hızlıca pişirebileceğiniz enfes kalburabastı tatlısının tarifi haberimizin detaylarında.

KALBURABASTI TARİFİ:

MALZEMELER

100 gram oda sıcaklığında bekletilmiş tereyağı
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Bir tatlı kaşığı yoğurt
Yarım su bardağı süt
2,5 su bardağı un
1 yemek kaşığı irmik
Yarım çay kaşığı kabartma tozu
Yarım su bardağı ceviz içi

Şerbeti için;

1 su bardağı toz şeker
2 su bardağı su
Yarım tatlı kaşığı limon suyu

YAPILIŞI

Öncelikle şerbeti hazırlamak için derin bir tencerede şerbet malzemelerini karıştırıp kaynatın. Kaynayan şerbeti soğumaya bırakın.

Derin ve büyük bir kaba unu koyun. Tereyağını azar azar ilave ederek yoğurun. Diğer malzemeleri de içerisinde koyarak iyice yoğurun. 20 dakika dinlendirmeye bırakın. 

Daha sonra ceviz büyüklüğünde parçalara bölün. Parçaları bir rendeyi yağlayıp üzerine koyun. Şekil alan parçaları tepsiye dizin.

180 derece fırında 20 dakika kadar pişirin. Fırından çıkardıktan sonra sıcak kalburasbastının üzerine soğuk şerbeti dökün.

Dinlenen tatlıyı servis edebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

Et, burger ve mangalın yanına harika lezzetler katan çubuk patates bir devrim niteliğinde. Şimdilerde sokak lezzetlerinin başında olan çubukta patatesi evde de yapabilirsiniz. Üstelik fırın kullanarak yapacağınız çubukta patates, evde koku da oluşturmayacak. Gelin birlikte evde çubukta patates yapımını öğrenelim…

Patates Türk mutfağında çok fazla kullanılan neredeyse birçok yemeğin içerisine dahil edilen hem lezzet açısından çok sevilen bir sebzedir. Patatesle hazırlanan muhteşem bir lezzetin tarifini sizlerin beğenisine sunuyoruz. Tadı adeta cips gibi ancak yemesi yumuşacık olan çubukta patates, dışarıda pahalı fiyatlara satılıyor. Evde kendiniz de kolaylıkla yapabilirsiniz. Sağlıklı olarak pişirilen bu patateslere en çok çocuklarınız bayılacak. Eklendiği her yemeğe lezzet katan patatesin bu şekilde kullanılanı daha önce görmediğiniz çubukta patates nasıl yapılır? Detaylar yazımızda.

ÇUBUKTA PATATES TARİFİ

MALZEMELER

Ahşap bir şiş
Patates 
Bıçak
Tuz

YAPILIŞI

1. Aşama

Önce patates ve çubuğu yıkayın.

2. Aşama

Çubuğun ortasından patatesi geçirin.

3. Aşama

Bu şekilde olacak.

4. Aşama

Patatesin başını kesin.

5. Aşama

Patatesi bu şekilde dilimleyin. 

6. Aşama

Daha sonra dilimleri yavaşça aralayın.

7. Aşama

Metal bir fırın tepsisine koyun. İsteğe bağlı tuz, zeytinyağ, tereyağ ve baharat ekleyin. 

8. Aşama

320 derece fırında 30 dk pişirin.

9. Aşama

İşte bu kadar!

Afiyet olsun…

Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı 2300 ila 3000 rakımları arasında bulunan Anzer Yaylası’nda üretilen Anzer Balı’na coğrafi işaret belgesi verildi. Rize’nin Anzer yaylasında arıların 400’den fazla çiçeği dolaşarak öz suyunu toplaması ve bal haline getirmesiyle elde edilen mucizevi Anzer balı altın değerinde. Anzer balı nedir, nerelerde kullanılır? Anzer balının faydaları ve zararları nelerdir?

Anzer Balı Türkiye’de Rize’nin İkizdere ilçesi Ballıköy Anzer Yaylası ‘nda üretilen ve dünyada eşi emsali bulunmayan kır çiçek flora örtüsüne sahip olan, yapılan araştırmalarda 450-500 çeşit çiçek bulunan, bunların içinde 80-90 tane endemik çiçek yalnız Anzer Ballıköy de yetişmekte ve bu çiçeklerden arıların topladığı bal dertlere deva hastalıklara şifa dünyaca ünlü Anzer Ballıköyü Anzer çiçek balıdır.  Anzer Yaylası’nda bal üretimi Haziran ayının ilk haftasıyla birlikte kısmen karlı bölgelerde kardelenlerle birlikte bahara ve yeşilliğe ilk adımını atan Anzer, müthiş güzelliğini haziranla başlayıp temmuzda zirveye taşıyıp ağustosta tamamlar.

Anzer Yaylası’nda iklim şartlarına bağlı olarak ağustosun birinci yada ikinci haftasında sağılma (hasat edilme) denilen işlemle ballar kovanlardan alınır.

ANZER BALI NEDEN FARKLI?

Anzer balının rengi, tadındaki farklılıklar ve şeker dengesi toplandığı nektarlardan kaynaklanıyor. Anzer balı kokusunu, çiçeklerde bulunan aromalı volatil yağından alıyor. Bu yağ çeşidi, çiçeklerin kokmasını sağlayan yağ olarak da bilinir. Toplanan polen ve yağların sadece bir kısmı bala çevriliyor. Nektardan elde edilen balın miktarı ise, nektarların içindeki şeker konsantresine bağlı. Örneğin elma çiçeğinde çok fazla şeker bulunmadığı için, elma ağacından alınan nektarların çok az bir kısmı bala dönüştürülüyor.

ANZER BALININ FAYDALARI NELERDİR?

Özellikle kaliteli bir gıda olması nedeniyle, yüzme, dağcılık, atletizm, basketbol, futbol, halter, bisiklet yarışı gibi sporlarla meşgul olan kimselerce kullanılabilir.

– Ağrı ve sancılara iyi geliyor.
– Ağız yaralarını iyileştiriyor.
– Bademcik iltihabını yok ediyor.
– Bağışıklık sisteminizi düzenler ve kendinizi enerjik hissetmenizi sağlar.
– Bağırsak düzensizliklerini önler. Bu sayede metabolizmanızın çalışımını sağlar, kabızlığı önler.
– Enerji verir, kendinizi iyi hissetmenizi sağlar.
– Astım, öksürük gibi enfeksiyon hastalıklarına iyi gelir.
– Vitaminsizlikten doğacak olan hastalıkları önler.

ANZER BALI NASIL TÜKETİLİR?

Büyükler için anzer balı nasıl tüketilmeli?: Sabah ve akşam öğünlerinden bir saat önce, aç karna bir çorba kaşığı.

Küçükler için: Günde iki kez tüketilebilir. Sabah ve akşam öğünlerinden en az bir saat önce, aç karnına bir tatlı kaşığı tüketilebilir.

Bebekler için: Sabah ve akşam yemeklerinden minimum bir saat önce aç karna yalnızca bir çay kaşığı.

Not: İsteğe göre ılık su ve süt ile şerbet yapılarak da tüketilebilir.

İlkbaharın gelişini müjdeleyen çağla meyvesi ağacı şimdiden çiçeklenmeye başladı. Tuza banıp tüketilen bu eşsiz meyveye dair bilinmeyenleri araştırdık. Şeftali, kiraz ve erik ailesine bağlı çağla meyvesinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Özellikle güçlü bir probiyotik kaynağı olarak görülür. Bu da kemik sağlığı için oldukça faydalıdır. Peki çağla meyvesinin faydaları nelerdir?

Çağla meyvesinin bilinmeyen diğer adı badem ağacıdır. Badem ağaçlarının anavatanı İran ve Afganistan’dır. Ekşi bir tadı olan çağla meyvesi genellikle tuz ile beraber olarak tüketilir. İpek yolu ile tüccarlar ve seyyahlar tarafından Anadolu topraklarına getirilen çağla meyvesinin tarihçesi M.Ö yıllara dayanıyor. Soğuğa dayanıklı ağacı Mart ayının ilk günlerinden itibaren çiçeklenmeye başlar. Yeşil haldeyken ekşi bir tadı olan çağla olgunlaşmaya bırakıldıkça badem olur. Kahverengi topraklarda yetişen çağla meyvesi bu topraklardaki tüm vitamin ve mineralleri içerir. Bazı yörelerde yeşil badem olarak geçer. İçeriğinde bol bol fosfor, azot ve potasyum barındırır.

ÇAĞLA MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

İçerdiği E vitamini ile cilt sağlığına oldukça faydalıdır. Cilt dermisinin yenilenmesini destekleyen E vitamini sivilce ve akne oluşumunu önler. Ayrıca çağla meyvesinden elde edilen maske kırışıklığı ve yaşlanmayı azaltır.

Yüksek miktarda selenyum ve fosfor içeren çağla meyvesi, bağışıklık sisteminin kıştan ilkbahara geçişi esnasında güçlenmesini sağlar. Hastalıklara karşı kalkan oluşturan çağla meyvesi C vitaminin antioksidan etkisi ile vücutta biriken tüm serbest radikalleri idrar yolu ile atar.

Özellikle mevsim geçişlerinde vücutta yaşanan sıvı dengesizliği içinde birebir fayda saylar. Günlük su miktarının yüzde 40’ını sağlayacak sıvıya sahiptir. Bir tabak tüketerek vücudun bu ihtiyacını kolayca karşılar.

Zeytinyağında bulunan tekli yağ asitlerine sahip çağla, kalp ve damar sağlığını korumada yardımcı olmaktadır. Damarların tıkanmasını önleyen çağla kolesterol seviyesini dengeler.

Ayrıca metabolizmayı hızlandıran çağla, yüksek lif oranıyla da bağırsaklardaki yararlı bakterileri arttırarak probiyotik etki sağlamaktadır.

Çocukların kemik gelişiminde de etkilidir. İçeriğinde yüksek kalsiyum bulunan çağla meyvesi, diş ve diş etlerinin sağlığını korumaktadır.

En çok tercih edilen trüf mantarının bir çeşidi olan dolama halk arasında altınla eş değerdir. Toprak altında tıpkı patates ve soğan gibi yetişir. Şekli yuvarlak ancak düzensizdir. Yüksek besin değerleri içeren dolaman hakkında merak edilenleri araştırdık. Düşük oranda yağ içerdiğinden özellikle diyet yapmak isteyenler için idealdir. Peki Dolaman mantarının faydaları nelerdir? Dolaman mantarı nasıl tüketilir?

Aşırı yağış sonrası ortaya çıkan dolaman mantarı en faydalı besindir. İçeriğinde yüksek miktarda vitamin ve mineral maddeler olan dolaman mantarı ortalama 8 cm çapında şekilsiz bir yuvarlaktır. Aslında görünüş olarak patatesi andırır. Soluk sarı, kahve rengi gibi renkleri vardır. Siyah olanına trüf mantarı denir. Ağaç diplerinde olan dolaman mantarı ilkbahar sonrası görülür. Genellikle Mayıs ayında tezgahlarda görülür. Yağmur sonrası toprak üstüne çıkan mantarlar toplanır. Bilim literatüsünde ‘Tuberaceae’ ailesine aittir. Dünya üzerinde 70’ten fazla türü vardır. Protein açısından zengin olduğundan altınla eş değer tutulur. Bazı yörelerde dolaman mantarına keme mantarı da denir. Genellikle meşe ve kestane ağacı diplerinde bulunur. Ancak oldukça bilgili birinin toplamasında fayda var. Aksi halde zehirli olanları da yanlışlıkla toplanabilir. 

DOLAMAN MANTARININ FAYDALARI

Dolaman mantarı içeriğinde protein barındırır. 100 gram kırmızı etin içerdiği protein maddesinin aynısını bir tabak dolaman mantarından da elde edilebilir. Ayrıca dolaman mantarının içeriğinde düşük miktarda doymamış yağ asidi vardır. Doymamış yağ asidi kandaki iyi kolesterol miktarını yükseltir. Bu da kalp ve damar sağlığı için oldukça faydalıdır. Bunun yanı sıra kemikleri güçlendirdiğinden ileri yaşlarda görülme ihtimali olan hastalıkları engeller. Bilinen en faydalı özelliği ise afrodizyaktır. Ayrıca et tüketmeyen ve diyet yapanlar için ideal besindir. Lif bakımından da zengin olduğundan bağırsak fonksiyonlarını olumlu etkiler. Fayda açısından tıpkı trüf mantarına benzer. Güçlü bir antioksidan olduğundan vücuttaki serbeste radikalleri temizler. 

DOLAMAN MANTARI NASIL TÜKETİLİR?

Yerli halk genellikle ateş üzerinde pişirmeyi tercih eder. Ancak modern mutfaklarda salatalara eklenir. Sosu yapılarak makarnaya eklenir. Sotesi yapılarak tüketilebilir. Halk arasında şahtere otuyla beraber tüketildiğinde faydasının artığı bilinir. Ayrıca frenk maydanozu ve akdiken yaprağı ile lapası yapılarak tüketilir. Nadiren ve az miktarda bulunduğu için kilosu çok pahalıdır. 

Keratokonus oldukça nadiren görülen ve görme kaybına neden olan göz rahatsızlıklarından biridir. Göze gelen ışığın görme durumunu rahatsız etmesiyle görülen bu hastalık hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Kalıcı körlüğe bile neden olabilecek keratokonus erken müdahale edilerek çeşitli yollarla tedavi edilebilir. Peki Keratokonus nedir? Keratokonus neden olur? Keratokonus belirtileri nelerdir?

Korneanın koni şeklinde öne doğru çıkması rahatsızlığına keratokonus denir. Gözüne en ön kısmında bulunan ince tabakanın normal bir insan da kubbe şeklinde olması gerekir. Bu tabakadan yansıyan ışıklar görme için kırılır. Kubbe şeklinde olması nedeniyle doğrudan değil kırılarak gelen ışıklar doğru görmeyi sağlar. Ancak çeşitli sebeplerden ötürü öne doğru çıkan bu katman ışıkların doğru kırılmasını engeller. Görme sorununa neden olur. Bulanık ve bozuk bir görüşe yol açan bu şekil bozukluğu genellikle ergenlik döneminde başlar. 10 ve 20’li yaşlar arasında ortaya çıkma olasılığı artan keratokonus, hakkında yapılan araştırmalarda hastalığın am olarak neden yaşandığı bilinmiyor. Ancak anne ya da babadan çocuğa geçme durumu tespit edilmiştir. 

KERATOKONUS NEDEN OLUR?

Nadiren görülen keratokonsun küçük travmatik durumlar sonucu yaşandığı ortaya çıkar. Gözün sürekli olarak ovuşturulması keratokonusun yaşanmasında en büyük etkenlerden biri olarak görüldü. Bunun yanı sıra görme problemi yaşayan bir kişinin kalitesiz lens kullanma sonucu korneasının zarar görmesi ayrıca sıklıkla göz alerjisi ve gribal enfeksiyon yaşayan kişilerde de korneanın hasar almasıyla yaşanabilir riski fazladır.

KERATOKONUSUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Göz bebeği olan kısmın dışarı doğru çıkacak bir şekil alır. Göz kapağında sürekli olarak batma hissi olur. Keratokonusu olan kişi belli bir süre sonra bulanık ve uzağı net görmemeye başlar. Bunun yanı sıra göz yapısı bozulur. Sulanma ve kaşınma gibi sorunlarda ardı sıra görülür. Işığa olan hassasiyet artar. 

KERATOKONUS TANISI VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Tanısını koymak bazen yıllar sürer. Ancak şişme belirginleşince hasta fark eder etmez hastaneye gitmesi lazım. Muayene sırasında tespit edildiğinde yüzeyin durdurulması için bazı yöntemler kullanılır. Bunun yanı sıra bazı cerrahi müdahaleler vardır. Bunlardan biri de çapraz bağlama yöntemidir. Bunun yanı sıra kornea nakli de yapılabilir. Ancak en hafif yöntemler ise yumuşak lens kullanımıyla ilaçlarla sivrilme durdurulurken lenslerde görünüm düzeltilir.