Karadeniz yöresine ait muhteşem lezzetlerden biri olan bir tarifi daha sizlerle tanıştırıyoruz. Turlu kavurması, kokusu lezzeti ve yanında mısır ekmeğiyle afiyetle tüketebileceğiniz turşu kavurmasının pratik tarifine bugünkü yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Karadeniz’in vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan fasulye turşusu kavurması bir kez tadına bakanları kendine hayran bırakıyor. Karadeniz’de hemen hemen her evde sıkça yapılan, yerine göre akşamları ana yemek yerine yenilen, yerine göre ise kahvaltı sofralarının baş tacı olan turşu kavurması, çoğunlukla fasulye olarak biliniyor. İsteğe göre karışık turşunun da kavurması yapılabilecek bu enfes lezzet, günün her saatine uyum sağlıyor. Siz de evinizde Karadeniz mutfağından lezzetlerle sofralarınızı süslemek istiyorsanız mutlaka tarifimize göz atmalısınız.

TURŞU KAVURMASI TARİFİ:

MALZEMELER

Kavurmalık fasulye turşusu
2 adet soğan
Yağ

YAPILIŞI

Turşuyu çıkarıp, suyun içerisinde fazla tuzunun gitmesi için bekletin.

Daha sonra tavaya yağı alıp, kızartın. Üzerine piyazlık doğranmış soğanları ilave ederek, turşularla beraber kavurun.

Yarım çay bardağı suyla pişirin. 

Hafif kaynadıktan sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Uzun süredir bir ayağı İspanya’da olan popçu Gülşen önceki gün, eşi Ozan Çolakoğlu ve oğlu Azur ile Nişantaşı’nda bir hastane çıkışı görüntülenmişti. Gülşen öyle bir şey giydi ki hayranlarından “Ses var tarz yok’ yorumları yağdı.

Ünlü şarkıcı 2016 yılında aranjör Ozan Çolakoğlu ile evlenmişti. Gülşen, 2017’de oğlu Azur Benan’ı kucağına alan 44 yaşındaki Gülşen sosyal medya paylaşımlarıyla da oldukça iddialı. Uzun süredir bir ayağı İspanya’da olan şarkıcı Gülşen, eşi Ozan Çolakoğlu ve oğlu Azur ile önceki gün Nişantaşı’nda hastane çıkışı görüntülenmişti.

Sağlık durumlarının iyi olduğunu ve genel kontrole geldiklerini söyleyen Gülşen kalın kışlık çorapları ve terlikleriyle dikkat çekmişti.

Şarkıcı Gülşen sosyal medya hesabından öyle bir paylaşım yaptı ki bu görüntüsünü arattı.

Örgülü saçları ve salaş takımı ile poz veren Gülşen’e takipçilerinden “Ses var tarz yok’ yorumları yağdı.

Gülşen paylaşımına “İSTANBUL” notunu düştü. Gülşen tarzı ile hayranlarını ikiye böldü… Gülşen’in tarzına çok sayıda beğeni yorumu da geldi.

Su bitkisi olan yosunun insan sağlığına faydalı olduğunu biliyor muydunuz? Peki yosunun faydaları nelerdir? Yosun nerelerde kullanılır? Yosun çayı nasıl yapılır ve neye iyi gelir? Sizler için Asya ülkelerinde yemek ve kozmetik sanayinin vazgeçilmez ham maddesi olan yosun hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında yosuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

Su dibinde yetişen yüzeye varmak için içi boş bir gövdesi olan yosunlar, dalgalarla kıyılara vurur. Klorofil üreten yosunlar, asalak bitki türlerinde yer alır. Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerde ilaç, gıda ve kozmetik sanayinde kullanılır. İçeriğinde  A, B1, B2, B6 ve C vitaminleriyle niyasin, iyot, potasyum, demir, magnezyum ve kalsiyum barındırır. Hemen hemen her çeşidi tüketilen yosunun bağırsak kurtlarını dökmede, saçları kuvvetlendirme cildi pürüsüzleştime gibi faydaları vardır. Salata, çay ve ana yemeklerde ana maddedir. Fazla tüketildiğinde metabolizmayı bozar. Bu yüzden ishale neden olabilir. Bunun dışında zararı bilinmemektedir. Yosun ticaretinde en güçlü ülke Çin’dir. Çin’de okyanus diplerinden toplanan yosunlar, kayalara vurmuş yosunlardan daha kalitelidir. İnsan sağlığına faydası olan bu bitki örtüsü su dibinde yaşayan canlı hayvanların hem saklanma hem de besin ihtiyaçlarını giderir. 

YOSUNUN FAYDALARI NELERDİR?

İyot bakımından oldukça zengin olan yosun, trioid bezlerinin çalışmasını sağlar. Hormonları dengeleyen iyot, özellikle kadınsal hastalıkların yaşanmasını önler.

Güçlü bir vitamin deposuna sahip olan yosun, üst solunum yolu hastalıklarını önlemek için oldukça etkili bir besindir. Balgam söktürücü özelliği olan yosun boğazların tahribatını önler. Ayrıca akciğerde meydana gelen deformelerin de önüne geçer. 

Eski çağlarda yara ve yanık gibi durumlarda açık olan yerin enfeksiyon kapmaması için kullanılırmış. Cildin hasra aldığı alanı hızla iyileştiren yosun, aynı zamanda eklem, kas ve kemik ağrılarda da iyileştirme görevi görür. 

Cilt hem dış hem iç sağlık sorunlarından olumsuz etkilenir. Ciddi anlamda hastalıklara neden olan bu etkileri şiddetini azaltmada kullanılan yosun hücrelerin hızla yenilenmesini sağlar. Uzakdoğu insanlarının yaşlanmamasının sırrı olan yosun, çorba veya çay yapılarak tüketilir. Dıştan müdahalede ise direk olarak hasarın yüzeyine bırakılır. Ya da zeytin yağı, aleo vera ile karıştırılarak maske hazırlanır. 

Yosun çayı mide sağlığı için birebirdir. Mide asidini dengeler. Besinlerin öğütülmesi için mide kasını güçlendirir. Ayrıca reflü ve ülser gibi hastalıkları önler. Yapılan araştırmalarda yosunun halsizlik ve anoreksi gibi hastalıkları engellediği tespit edilmiştir. 

Yüksek antioksidan özelliği olan yosun vücudu serbest radikallerden arındırarak vücudun fazla asit yağ, toksin gibi hücreleri birikmesinin önüne geçer.

LDL kötü kolesterol seviyesinin yüksekliğine denir. Bu kolesterol yüksek oldukça kalp ve damar sağlığı olumsuz etkilenir. Bunu dengeleyen besinler tüketilmesi gerekir. Yosun bu kötü kolesterolü düşürmede etkili bir besindir. Yosunu çay, çorba ya da geleneksel yemeklerin içerisine eklenerek tüketilebilir.

Yosun uzun süre tok tutma özelliği olduğundan kilo vermede de etkilidir. Düşük kalorisi olan yosun, diyet listelerinde ilk sıralarda yer alır. 

YOSUN ÇAYI NASIL YAPILIR VE NEYE İYİ GELİR?

4 gram yosun

Bir adet limon 

Bir tatlı kaşığı bal

İki bardak su 

Yosunları bir kasede iyice öğütün üzerine rendelediğiniz limonu ve suyu ekleyip ortalama 5 dakika kaynatın. Ocaktan aldığınız bu karışımı süzüp balı ekleyip tüketin. Bu karışımım mide ağrılarına sindirim problemlerinden en çok yaşana kabızlığa iyi gelir. 

YOSUNUN ZARARI VAR MIDIR?

Aşırı derece de iyot içerdiğinden tiroid ilacı kullananlar için sakıncalı olabilir. Aynı zamanda yer altı sularındaki tüm vitamin ve mineralleri taşımanın yanı sıra metal da içerdiğinden vücudun metal zehirlenmesine yol açar. Bu yüzden tüketilmeden önce alternatif tıp uzmanına danışılması gerekir. Yosuna alerjinin olup olmadığı da test edilmeden tüketilmemeli. 

NOT: Yosunu aktarcılardan uzak doğu baharatları satılan yerlerden temin edebilirsiniz. 

Normal şartlar altında adet düzensizliği görülmemesine rağmen bir türlü adet olmayan kadınların şüphelendiği ilk konu hamilelik belirtisidir. Adeti geciken her kadın belki de sağlık probleminden bile önce hamile kaldığını düşünebilmektedir. Peki adet ne kadar gecikirse hamile olunur? Adet gecikmesi kesin hamilelik belirtisi mi? Adet gecikmesi nedenleri! Adet belirtisi ile hamilelik belirtisi arasındaki farklar…

Adet dönemi düzene oturmuş bir kadının kullandıkları bazı ilaçlar, stres, üzüntü ya da hava değişimi gibi bazı nedenlerden dolayı adeti gecikebilir. Böyle durumlarda genelde akla ilk gelen ya hamilelik şüphesi ya da herhangi bir sağlık probleminin olabileceğidir. Daha çok ilk seçenek düşünülür ve bunun için de kadınların en çok araştırdığı konu adet gecikmesinden ne kadar sonrasında hamile kalınabileceğidir. Adet gecikmesi durumunu konuşabilmek için ilk önce kaç günde bir adet görülür bunu bilmek gerekir. Bu yüzden her kadının muhakkak adet günlerini bir yere not etmesi tavsiye edilmektedir. Adet gecikmesinin hamilelik belirtisi mi olup olmadığı bir kenara herhangi bir sağlık sorununa işaret edip etmediği de önemlidir.Yalnızca stres ve üzüntü gibi duygusal faktörlerin etkili olmadığı aynı zamanda hava değişimlerinin de etkili olduğu adet döngüsünde uzun süreli bir gecikmede derhal doktora gidilmelidir. Eğer doktor herhangi bir sağlık sorunu tespit etmediyse işte bu durumda hamilelik şansı epey ölçüde artar. Son adet döneminden 35 gün kadar uzun bir vakit geçmişse artık hamilelik testi almanın zamanı gelmiş demektir.

ADET GECİKMESİ NEDEN OLUR? ADET GECİKMESİ SEBEPLERİ

Her ay başında bir görülen adet kanamaları ile ilgili yapılan araştırmalarda, her 4 kadından 1’inin adetinin farklı aralıklarda olduğu yani düzensiz olduğu görülmektedir. Adet gecikmesinde ilk şüphelenilen şey hamilelik belirtileri olsa da bazı etkenlerden de kaynaklanabilir. Adet gecikmesinin nedenlerine baktığımızda birçok farklı etkenin bu durumda etkili olduğunu söyleyebiliriz. Kişiden kişiye göre değişebilen bu durum daha çok hormonal farklılıklardan dolayı oluşan adet düzensizliği, diyabet, depresyon, dış gebelik, yumurtalık kisti ve menopozdan kaynaklanabilir. Doktor tarafından düzenli olarak kullanılması önerilen birtakım medikal ve bitkisel ilaçlar, bil hassa ertesi gün hapı ve doğum kontrol hapları menstrüel döngünün bozulmasına yol açar. Stres, üzüntü gibi duygusal değişimler de adet düzensizliği görülmesinde sık karşılaşılan bir faktördür.

ADET KANAMASI KAÇ GÜNDE BİR GÖRÜLÜR?

Hormonlarında herhangi bir sorun yaşamayan, stres yapmayan, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak duran bir kadının normalde 21-35 gün aralığında adet kanamasının görülmesi beklenir. Ergenlik ve menopoz süreçlerinde birtakım değişimler de yaşanabilir. Genel olarak baktığımızda her kadının senede 1-2 defa adet gecikmesi yaşaması anormal bir durum değildir. Ancak bu durumun sık sık kendini tekrarlaması veya gecikmenin uzun sürmesi hamileliğin ya da diğer durumların işaretidir. Bu konuyla ilgili muhakkak uzman görüşü alınmalıdır.

Genelde 28 günde bir görülen adet kanaması bazılarında 35 güne kadar uzayabilir. Bir önceki ayda görülen adet kanamasından 40 gün geçmesi ciddi bir durumdur, doktora gidilmelidir.

ADET GECİKMESİ HASTALIĞIN HABERCİSİ Mİ? 

Her kadının adet dönemi periyodunda senede 2’den daha fazla gecikme görülüyorsa ve bu gecikmeye de ağrı eşlik ediyorsa adet gecikmesinde tehlikeli bir durumdan şüphelenilebilir. 

ADET GECİKMESİ HAMİLELİK BELİRTİSİ Mİ?

Çeşitli nedenlere bağlı olarak görülen adet gecikmesi durumunda doktora gidilmişse ve herhangi bir sağlık problemi teşhisi konulmamışsa evde ya da hastanede hamilelik testi yapılmalıdır. Evinize yeni bir aile üyesinin gelip gelmeyeceğini merak ediyorsanız daha fazla beklemenize gerek yok! Adetiniz de geciktiği için hamilelik şansınız yüksek demektir. Bir önceki ayın üzerinden 35 gün geçmiş ve hala adet olmadıysanız anne adayı olup olmama durumunuzu netleştirin.

ADET ÖNCESİNDE VÜCUDUMUZDA NELER OLUR?

Adet dönemine yakın bir aralıkta vücudumuzda oluşan bazı değişimler tıpkı hamilelik dönemindekine benzer belirtiler ile kendini ele verebilir. Örneğin; memelerde hassaslaşma, ani ruhsal farklılıklar, şişkinlik hali ve sürekli idrara çıkma durumundan bahsedilebilir. Hamilelik belirtisine benzeyen ama hamilelikle alakalı olmayan işaretler ise şu şekildedir:

Yumurtlama oldukça progesteronda artış gözlenir. Bu durum ise hamileliğe benzeyen birtakım erken semptomların oluşmasına yol açabilir. Doğum kontrolünü daha yeni bırakmış kimseler bu belirtiler karşısında daha çok etkilenebiliyor, özellikle de ilk adet döngülerinde belirtiler daha sıklaşır.

” frameborder=”0″ allowfullscreen>

Doya Doya Moda, ekranların yeni moda programı olarak son dönemde en çok beğenilen programlar arasında yer alıyor. Doya Doya Moda’da kilolu ve büyük bedene sahip 7 kadın, en uygun ve şık kıyafetleri seçerek moda alanında kendilerini ifade etmeye çalışıyor. Doya doya moda 19 şubat puan durumu nedir? 19 Şubat Çarşamba Doya Doya Moda’da kim birinci oldu? Puan durumu nasıl?

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

TV8 ekranlarında gündüz kuşağında yer alan ve çok sevilen Doya doya yarışması tüm hızıyla bu dönemde fenomen olmaya devam ediyor. Televizyon ekranlarının ilgiyle izlenen fenomen yarışması Doya Doya Moda’da heyecan üst seviyede. Seray Sever, Uğurkan Erez ve Gülşah Saraçoğlu’nun jüri koltuğunda oturduğu Doya Doya Moda’nın her bölümüne televizyon dünyasından bir isim konuk jüri olarak katılıyor.  Doya Doya Moda gün birincisi kim oldu? Doya Doya Moda 19 şubat 2021 puan durumu nasıl? Doya doya moda yeni bölüm fragmanı yayınlandı mı gibi soruların yanıtları tüm izleyiciler tarafından merak konusu oldu. 

22 ŞUBAT DOYA DOYA YENİ BÖLÜM FRAGMANI 

19 ŞUBAT DOYA DOYA MODA GÜNÜN BİRİNCİSİ KİM?

Doya Doya Moda programında bu haftanın kazanan yarışmacı Rabia oldu.

Rabia: 28

Selin: 27

Birben: 27

Tuğçe: 16

Özde: 26

Rabia: 15

Erhan: 20

Ali Nail: 30

Mehmet: 29

Adnan: 17

Ahmet: 27

DOYA DOYA MODA JÜRİ ÜYELERİ

Gülşah Saraçoğlu

Uğurkan Erez

Seray Sever

Hande Demir Acar (Konuk jüri)

KEMAL DOĞULU DOYA DOYA MODA’DAN NEDEN AYRILIYOR?

Kemal Doğulu, Acun Ilıcalı’nın duyurduğu Exxen platformunda yeni bir projeye geçeceği için Doya Doya Moda programından ayrılıyor. Doğulu ayrılık haberini şu sözlerle duyurdu: “Üzülerek bu koltuktan feragat ediyorum. Buradan ayrılmak üzüyor beni elbette ama daha iyi bir şey yapmak için ayrılıyorum. Güzel projelerle çıkacağım tekrar karşınıza.” Yeni projesini sosyal medya hesabından duyuran Kemal Doğulu 1 Ocak’ta başlayacak olan Exxen’e geçecek.

Kemal Doğulu’nun yeni projesinin adı “Kemal Doğulu ile Büyük Değişim” olduğu düşünülüyor. İnstagram hesabından yaptığı paylaşım şu şekilde: “Kemal Doğulu ile Büyük Değişim Size “Bu ben miyim” dedirtecek büyük değişimler için hazır mısınız?Hikayelerinizle birlikte başvurularınızı bekliyoruz!”

Katmer Güneydoğu Anadolu bölgesinde özellikle Gaziantep ve civarına özgü bir tatlıdır. Çok sevilen ve meşhur olan katmer, Antep fıstığı, yumurta, yoğurt, sıvı yağ gibi malzemelerle yapılıyordu. Bu kez katmer tatlısını simitle buluşturdu. Peki Simit katmer nedir ve simit katmer nasıl yapılır? Simit katmerin püf noktaları nelerdir?

Uzun zamandır süren bahar havası bitti, beklenen kış geldi. Dışarıda soğuk hava eserken, evde içinizi ısıtacak bir tatlı yapmaya ne dersiniz? Gaziantep’in ünlü katmeri, tam da aradığınız lezzet. Çıtır çıtır hamurunun üzerinde bol Antep fıstığı ve kaymağıyla kendi hafif, tadı muhteşem katmeri evde de yapabilirsiniz. Onur İbili, Gaziantep’in bu muhteşem lezzetine farklı bir bakış açısı getirerek “Simit Katmer”i lezzet severlerin beğenisine sundu. En güzeli gidip yerinde tatmak ancak pandemi nedeniyle Gaziantep’e gidemeyen ve bu lezzetten mahrum kalmak istemeyenler için de tarifini paylaştı.

SİMİT KATMER TARİFİ:

MALZEMELER

Hamuru için;

250 gr un
100 gr su
10 gr tuz

İçinin malzemesi için;

100 gr toz fıstık
75 gr şeker
75 gr kaymak

YAPILIŞI

Önce derin bir kaba un, su ve tuzu koyup iyice yoğurun. Sonra hamurunuzu yumak haline getirip üzerini yağlayıp hazırlayın, bir gün boyunca dolapta dinlendirin.

Sonrasında hamuru incecik açın. Klasik bir katmer yapmak istiyorsanız içerisine malzemeleri koyup katlayın.

Simit katmer için ise hamuru katladıktan sonra yuvarlak rulo hale getirin, ucunu birleştirerek, simit formu oluşturun.

200 derece fırında 8 dakika pişirin.

Afiyet olsun…

Bentonit kili, Osmanlı döneminde ‘yaşayan toprak’ adıyla anılıyor ve salgın hastalıkların yayılmasını önlemek amacıyla kullanılıyordu. Koronavirüs salgını ile birlikte adı yeniden gündeme gelen bentonit kilinin bağışıklığı güçlü hale getirdiği belirtiliyor. Peki, bentonit kili nedir? Bentonit kili nasıl kullanılır? Bentonit kilinin faydaları nelerdir? İşte cevabı…

Son yıllarda oldukça popüler hale gelen bentonit kil, ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Detoks özelliği başta olmak üzere sağlığa birçok faydası bulunan bentonit kili, negatif yüklüdür, ancak sıvı ile aktive edildiğinde, pozitif yüklü iyonlarla dolar ve toksinleri çeker. Toksinlere bağlanır ve maske sayesinde toksinler hızla dışarı atılır.  Bentonit kili, hem dahilen (ağız yoluyla alınarak) hem de haricen (cilde sürülerek) kullanılabilir. Dahilen kullanımı, ‘içilebilir bentonit kil’in tüketilmesiyle olur. Ağız yoluyla alınan bentonit kil, vücuttaki zararlı patojenlere bağlanarak bu zararlı maddelerin bağırsaklardan kan dolaşımına karışmasını engeller ve vücuttan atılımını kolaylaştırır. Sıvı olarak tüketilebildiği gibi kapsül şeklinde de günde birkaç defa alınarak kolon temizliği, mide rahatsızlıklarının giderilmesi, mineral takviyesi ve detoks için kullanılabilmektedir.

BENTONİT KİLİN FAYDALARI NELERDİR?

– Başlıca faydası, bahsettiğimiz detoks etkisini sağlıyor olmasıdır. Toksinleri tutar, toplar ve vücut dışına atılmasına yardımcı olur.

– Homeostatik yapısı sayesinde vücudu dengeleme özelliği vardır.

– pH seviyesi 9’un üzerinde olduğu için, vücudun asitlik seviyesini de dengeler, vücudu alkalize eder.

– Vücuttaki kan akışını ve oksijen seviyesini arttırarak vücudu canlandırır ve hücre onarım hızını da arttırır.

– Cildi güzelleştirir.

– Bağırsakları temizleme özelliği sayesinde iyi bakteri olarak bilinen probiyotiklerin artışına katkıda bulunur.

– Bağışıklık sistemini güçlendirir.

 

BENTONİT KİLİ MASKESİ NASIL YAPILIR?

MALZEMELER

1 su bardağı bentonit kili
1 su bardağı su
Yarım su bardağı elma sirkesi
Metal olmayan kap ve kaşık

YAPILIŞI

Metal olmayan bir kaba 1 bardak bentonit kili koyun.  Kile suyu ekleyin. Metal olmayan bir kaşık kullanarak, kili ve suyu yumuşak bir kıvamda bir macun haline gelene kadar karıştırın. Gerekirse, biraz daha su ekleyin. Ardından yarım su bardağı elma sirkesi ekleyin. Malzemeleri tekrar karıştırın. Maskeniz kullanıma hazır. 

NASIL UYGULANIR?

Birikmiş kir ve yağı çıkarmak için saçınızı hafif bir şampuanla yıkayın. Saçlarınız hala nemliyken, hazırlanan bentonit kil saç maskesini uygulayın. Yavaşça köklerden uçlara doğru ilerleyin ve tüm saç tellerinin düzgün bir şekilde kaplandığından emin olun. Maskeyi 20 dakika kadar saçınızda bekletin.  20 dakika sonra saçınızı ılık suyla yıkayın ve tüm kilin yıkandığından emin olun. Maske sonrası saç kremi uygulayabilirsiniz. Bu saç maskesini ayda bir veya iki kez uygulayabilirsiniz. Elma sirkesi ile birlikte, bu bentonit kil maskesine aloe vera suyu, bal, zeytinyağı veya birkaç damla esans yağı da ekleyebilirsiniz. Saçınızın uzunluğuna bağlı olarak malzemelerin miktarını değiştirebilirsiniz.

Bentonit kili kullanırken metal kapların ve kapların kullanılmasından kaçınmak önemlidir. Her türlü metal madde kili kirletir ve etkinliğini düşürür. Sadece tahta, plastik veya cam bir kap ve kaşık kullanın.

Geleneksel Türk mutfağının lezzetlerinden biri olan peynir tatlısı ister fırında isterseniz direk pişirildiği gibi yenilebiliyor. Tadı muhteşem olan ve içerisinde olan tadımsı peyniri sayesinde damaklarda iz bırakacak peynir helvasının muhteşem tarifi bugünkü yazımızda bulabilirsiniz.

Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip çoban tatlısı olarak da bilinen ‘peynir helvası’, Türk mutfağının, vazgeçilmez lezzeti olmaya devam ediyor. 71 yıldır peynir helvası üreten ailenin 5’inci kuşak temsilcisi Süleyman Burak Batır (32), Gelibolu peynir helvasının, 1844 yılında Muhammed Kamil tarafından Kitabüt Tabbahin adlı ilk yazılı yemek yazmasında, Osmanlı saray mutfağında yer aldığını, bu lezzetin günümüze kadar ulaştığını söyledi.

Peynir helvası, ana malzemeleri olan peynir, un, şeker, su ya da süt, margarin ve sıvı yağ ile yapılmaktadır. Yağlı, tuzsuz koyun peyniri kullanılması önemlidir. Yine de yöreye göre peynir tercihi ve buna dayalı olarak yapılış biçimi farklılaşabilmektedir ama muhakkak peynirin tuzsuz olması gerekmektedir. Damak zevkine göre fırınlanarak dilimlenmiş bir şekilde servis edilebilen peynir helvasını evde kolayca pişirmek isteyenlere özel tarifini hazırladık.

PEYNİR HELVASI TARİFİ:

MALZEMELER

250 gram tuzsuz peynir
Yarım paketten biraz az margarin
1 tahta kaşığı un

Şerbeti için;

1 kase şeker
1 kase su

YAPILIŞI

Tavada yağı ve unu güzelce kavurun. Ardından şerbeti ayrı bir tencerede kaynatıp, kavrulan unun içine dökün.

En son üzerine peyniri ovalayarak karıştırın.

Yaparken sürekli karıştırmayı kesinlikle unutmayın.

Eğer tatlıyı fırında yapmak istiyorsanız, önceden ısıtılmış 200 derece fırında renk alana kadar fırınlayın.

Afiyet olsun…

Atv’nin efsane olmuş sevilen dizisi Kuruluş Osman’ın deri tasarımcısı Murat Boncuk, yıllarca pehlivanlar için kıspet üretmiş. Boncuk, dizideki deri tasarımlarının, zırhlarının dünyayı şaşırttığın ve bütün dünya tarafından takip edildiğini söylüyor.

İzleyenleri yüzyıllar öncesine götüren; setiyle, hikayesiyle, oyunculuklarıyla, kostümleriyle, deri ve zırh tasarımlarıyla sadece Türkiye’de değil dünyada ilgi uyandıran Kuruluş Osman dizisi adından her gün başka bir yönüyle söz ettiriyor. Atv’nin başarılı dizisinin o kadar çok gizli kahramanı var ki, işte Murat Boncuk da bunlardan biri. Dizinin deri tasarımı, kolçakları, zırhları ona emanet. Sabah gazetesine verdiği röportajda Anlı şanlı savaşçıların, Alplerin derimetal alaşımlı zırhları onun elinden nasıl çıktığını anlatıyor.

Boncuk kendini öyle hızlı geliştirmiş ki 11 yaşında, bir ortakla birlikte İzmir Fuarı’na yakın bir yerde ilk kıspet yapım dükkanını açmış. Yaş ilerleyince Manisa’ya taşınmışlar ailecek ve dükkanını burada açmış bu kez. Uzunca bir süre kıspet ustalığı yapan Boncuk’un maharetini duyan İstanbul’dan ünlü bir modacı, kıspet tarzı pantolonlar tasarlaması için kendisini yanına davet etmiş. Bu iş olmamış ama Boncuk o modacının yanında deri çantalar, kemerler tasarlamaya başlamış.

Bir gün, oyuncu bir arkadaşıyla TRT’nin çektiği tarihi bir dizinin setine gitmiş. Oradaki kostüm ustasının bir konuda sıkıştığını görmüş. Bir at eyeri hazırlaması gerekiyormuş ama bir türlü yapımın istediği gibi olmuyormuş. Boncuk dört-beş gün süre tanınan işi yarım saatte çözünce yapımcı ve yönetmenin dikkatini çekmiş ve sette çalışmaya başlamış. Bu sette atlara da merak saran Boncuk at binmeyi öğrenmiş. Sonra arkadaşlarıyla birlikte kurdukları bir çiftlikte atçılık ve okçulukla ilgilenmişler. Hatta yurt dışı festivallere ve yarışmalara bile katılmışlar okçulukla ilgili.

O sıralarda Bozdağ Film’in sahibi, yapımcı ve senarist Mehmet Bozdağ’la tanışan Boncuk’un hayatı değişmiş ve kendini Türkiye’nin en başarılı yapımlarının içinde bulmuş. Diriliş Ertuğrul ve ardından Kuruluş Osman dizileri onun deri ve zırh tasarımındaki ustalığını gösterme fırsatı vermiş.

Nasıl bir sistemde çalıştıklarını şöyle anlatıyor Boncuk: “İki tarih danışmanımız var. Önce onlara danışıyoruz kıyafetler konusunda. Sonra projenin yapımcısı, senarist, proje tasarımcısı ve aslen bir tarihçi olan Mehmet Bozdağ’dan onay alıyoruz. İlk işlerimizde daha çok oba kültürü hakimdi. Selçuklu dönemi… Kıyafetler daha sadeydi. Henüz metal ve deri, kıyafetlerde çokça yer almıyordu. Bir koyun postu, daha basit çizgiler… Ama Kuruluş Osman’da, Osmanlı’ya doğru gittikçe kıyafetler değişmeye, deri daha çok kullanılmaya, işin içine metal alaşımlar da girmeye başladı. Fetihler oldukça, başka kültürlerden esinlenmeler oluyor. Yani Kuruluş Osman için ustalık dönemim diyebilirim. Bir ekibimiz var. Her şeyimiz el emeği. Yaşanmışlık koksun istiyorum her tasarımım. O yüzden pırıl pırıl değil, kullanılmış gibidir tasarımlarım. Buna çok dikkat ediyorum.”

O sıralarda Bozdağ Film’in sahibi, yapımcı ve senarist Mehmet Bozdağ’la tanışan Boncuk’un hayatı değişmiş ve kendini Türkiye’nin en başarılı yapımlarının içinde bulmuş. Diriliş Ertuğrul ve ardından Kuruluş Osman dizileri onun deri ve zırh tasarımındaki ustalığını gösterme fırsatı vermiş.

Nasıl bir sistemde çalıştıklarını şöyle anlatıyor Boncuk: “İki tarih danışmanımız var. Önce onlara danışıyoruz kıyafetler konusunda. Sonra projenin yapımcısı, senarist, proje tasarımcısı ve aslen bir tarihçi olan Mehmet Bozdağ’dan onay alıyoruz. İlk işlerimizde daha çok oba kültürü hakimdi. Selçuklu dönemi… Kıyafetler daha sadeydi. Henüz metal ve deri, kıyafetlerde çokça yer almıyordu. Bir koyun postu, daha basit çizgiler… Ama Kuruluş Osman’da, Osmanlı’ya doğru gittikçe kıyafetler değişmeye, deri daha çok kullanılmaya, işin içine metal alaşımlar da girmeye başladı. Fetihler oldukça, başka kültürlerden esinlenmeler oluyor. Yani Kuruluş Osman için ustalık dönemim diyebilirim. Bir ekibimiz var. Her şeyimiz el emeği. Yaşanmışlık koksun istiyorum her tasarımım. O yüzden pırıl pırıl değil, kullanılmış gibidir tasarımlarım. Buna çok dikkat ediyorum.”

BURAK ÖZÇİVİT KOSTÜMLERİ VE ZIRHLARI HAKKIYLA TAŞIYOR

“Burak Özçivit gibi ata binen, kılıç kullanan aktör dünyada çok azdır. Ben bir yandan deri tasarımları ve zırhları oyuncuların nasıl taşıdığına da bakarım. Bu da çok doğal aslında benim için. Burak Özçivit müthiş oyunculuğunun dışında, rolünün hakkını veren; kostümlerini, zırh tasarımlarını layığıyla taşıyan bir oyuncu. Sanki yıllardır böyle bir hayattaymış, o zamanda yaşıyormuş gibi. Zaten kostüm, deri tasarımlar, dizinin çekildiği, ustaca kurgulanmış mekan ve atmosfer oyuncuya işe bir-sıfır önde başlama imkanı sunuyor. Bir de üzerine iyi oyunculuk eklenince iş bambaşka güzellikte çıkıyor. Bugün Kuruluş Osman oyuncuları dünyanın pek çok filminde, dizisinde oynayan oyuncudan daha fazla at, silah kullanma ve aksiyon, koreografi bilgisine sahip.”

OSMAN BEY’İN ZIRHLARINDAKİ DESENLER VE MOTİFLER ÇOK DİKKAT ÇEKİYOR

“Yaptığım işlerde sürekli kendimi aşmaya çalışıyorum her zaman. ‘Osman Bey’in zırhındaki desenler ve motifler çok beğenildi izleyici tarafından. Öyle bir kitle var ki, zırhların üzerindeki desenlere, motiflere çok dikkat ediyorlar. Bu desenlerle ilgili yüzlerce mesaj aldım. Yaptığımız işin detaylıca incelenmesi ve beğenilmesi beni gururlandırıyor.”