Soğuk kış günlerinde son dönemlerde en çok tercih edilen ve sizi sımsıcak tutan atkılar yepyeni modellerle karşımıza çıkıyor. Bu sene sokaklar renkli kombinler ile enerji kazanıyor. Bizde sizler için sokak modasında kadınlar tarafından en çok tercih edilen atkı modellerini bir araya getirdik.

Her sene olduğu gibi 2021’de de atkılar moda olmaya devam ediyor. Birbirinden güzel ve kalın olan atkı modellerini kabanlarınızla uyum sağlayacak şekilde kombinleyebilir güzel bir görünüm elde edebilirsiniz. Her kadın kışın soğukta bile güzel görünmek ister. Kış mevsiminde hem soğuk havalara karşı korunmak hem de güzel görünmek için ceketlerin, paltoların üstüne modaya uygun güzel ve son dönemde popüler olan ekose atkı modellerini tercih edebilirsiniz. Hem sıcak tutmaları hem de yumuşak dokularıyla iyi hissettirmeleri nedeniyle ekose atkılara gardırabunuzda yer vermeyi unutmayın. Bu tür aksesuarların modası uzun soluklu olduğu için birkaç sezon boyunca takabilirsiniz. 2021 kış sezonu için en iyi atkı modellerine bir göz atalım.

EN GÜZEL ATKI MODELLERİ

Özellikle ekose atkılar bu senede popüler olacak. Soğuk kış günlerinde tasarımcılar ekose atkı kullanmayı öneriyorlar. 

OXXO Çok Renkli Kareli Kalın Şal
99,95 TL

Farklı atkı modelleri, ekose modeller, değişik çizgiler, göze çarpmayan renkler gibi düz renkler seçin.

OXXO Çok Renkli Çizgili Kalın Şal
99,95 TL

OXXO: Çok Renkli Kalın Şal
99,95 TL

LC WAKİKİ Atkı
26,99 TL

LC WAKİKİ Ekoseli Atkı
49,99 TL

LC WAKİKİ Ekoseli Atkı
39,99 TL

Vücuda olan faydalarını saymakla bitmeyen incir, sofralara binbir çeşit lezzetle gelebilir. Tadı oldukça güzel olan incirle enfes bir kurabiye yapmaya ne dersiniz? Şimdilerde market raflarında olan incirli kurabiyeyi evde pratik bir şekilde pişirebilirsiniz. Nasıl mı? İşte incirli kurabiyenin ev yapımı tarifi:

İncir, ana vatanı Doğu Akdeniz ve güneybatı Asya olan bir bitki türü ve bu türün meyvesidir. İçerisinde yüksek oranda lif bulundurduğu için birçok sindirim sorunununda üstesinden gelen indir, sadece daldan toplandığı gibi tüketilmez. Kur’an-ı Kerim’de de geçen incir yüzyıllar boyunca hekimler tarafından tedavi amaçlı kullanılmıştır. Günümüzde Ağustos sonu Eylül başı gibi toplanan incirle muhteşem bir kurabiye yapabilirsiniz.

İNCİRLİ KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

125 gram oda sıcaklığında margarin
1 adet yumurta
Yarım su bardağı pudra şekeri
3-4 adet ince doğranmış kuru incir
2 yemek kaşığı hindistan cevizi
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı nişasta
Aldığı kadar un

YAPILIŞI

Büyük bir kasede margarin, pudra şekeri, yumurta, hindistan cevizi ve kabartma tozunu karıştırın.

İçine nişastayı ekleyerek yoğurun. Hamuru toplayana kadar un ekleyerek yoğurun.

Daha sonra içine incirleri ekleyerek karıştırmaya devam edin.

Hazırladığımız kurabiye hamuruna elinizle şekil verin. İsteğe göre arasına incir reçelinden koyabilirsiniz.

Hazırladığınız kurabiyeleri 180 derecede hafif kızarıncaya kadar pişirin.

Ilık hale geldiğinde servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kanal 7’nin yeni programı Nermin’in Enfes Mutfağı’nda pratik tarifler, lezzetli yemekler, şık sunumlar yer alacak. Program yemek yapmayı keyfe dönüştürürken, Nermin Gül pratik ve lezzetli yemeklerin sırlarını verecek.

Kanal 7 ekranlarında yepyeni bir program başlıyor. Yemek tutkunlarını buluşturacak olan Nermin’in Enfes Mutfağı izleyicisini yeni güne hazırlayacak. Sosyal medyanın sevilen ismi Nermin Gül, Nermin’in Enfes Mutfağı ile ekrandaki yerini alacak. Birbirinden lezzetli yemekler, hayatın içinden konular, sağlık dolu bilgiler Nermin’in Enfes Mutfağı’yla Pazartesi’den Çarşamba’ya evlere konuk olacak. Sağlıklı yemek tarifleri, yapımı kolay aperatifler, pratik lezzetler, şık sunumlar Nermin Gül’ün anlatımıyla ekrana taşınacak. Nermin Gül, her biri alanında uzman isimlerle birlikte izleyicinin kafasına takılan soruları canlı yayında ele alacak.

Nermin Gül’ün yıllardır sosyal medyada verdiği birbirinden nefis tarifler, gün sofralarının vazgeçilmez ikramlıkları ve muhteşem yemek menüleri Nermin’in Enfes Mutfağı’yla Kanal 7 ekranlarında olacak.

Nermin’in Enfes Mutfağı, 22 Şubat’tan itibaren Pazartesi’den Çarşamba’ya 09:50’de Kanal 7’de… 

Son dönemde adını daha sık duymaya başladığımız demirhindi, meşhur Worcestershire sosunun da hammaddesi. Demirhindi ağacı, Afrika’nın tropikal bölgelerine, özellikle de Sudan’a özgü olduğu için ülkemizde çok fazla kullanılmıyor. Biz de sizler için demirhindi nedir, demirhindi nasıl yenir gibi soruların cevaplarını sizler için araştırdık.

Osmanlı’da özellikle ramazan sofralarının vazgeçilmezi olan şerbetin yapımında kullanılan tamarind’in Türkçe adı demirhindi, Arapça “temr-i Hindi” yani “Hint hurması” ifadesinin değişe değişe günümüze gelmiş hali. Son dönemde yeniden keşfedilmiş olsa da aslında demirhindi, Osmanlı’da mutfaklarda en sık kullanılan baharatlardan biriydi. Marco Polo’dan Evliya Çelebi’ye gezginlerin eserlerinde adı sık sık karşımıza çıkan demirhindi Orta Çağ’dan bu yana hem lezzeti hem de şifası nedeniyle dikkatleri üzerine çekmiş.  Asıl doğal ortamı Afrika kıtası olan ve Sudan, Kamerun, Nijerya, Kenya, Zambiya, Somali ve Tanzanya gibi ülkelerde kendiliğinden yetişen demirhindi ağacı, buradan Arap ülkelerine ve Asya’ya, 16’ncı yüzyıldan itibaren de İspanyol ve Portekizli sömürgecilerin etkisiyle Meksika’ya ve Orta Amerika’ya taşındı. Günümüzde en büyük üretici Hindistan’ken tüketimde de Hindistan ve çevre ülkeleri ile Güneydoğu Asya ve Meksika başta olmak üzere Amerika ülkeleri önde gidiyor. 

DEMİRHİNDİ MUTFAKTA NASIL KULLANILIR?

Demirhindi ağacı, baklagiller ailesinin bir üyesi ve tıpkı fasulyeye benzeyen bir kabuk içinde tanecikli bir meyve veriyor. Bu meyveler kabuklarından ve çekirdeklerinden ayıklandıktan sonra püre haline getirilerek kullanılıyor. (Hindistan mutfağında ayrıca ağacın taze yaprakları da yemeklere katılıyor.)

Oldukça ekşi bir tadı olan demirhindi püresini şeker gibi tatlı bir malzemeyle harmanlayıp kullanmak gerekiyor. Demirhindi püresinin ekşiliği narenciyeyi andırıyor. Aynı şekilde hafif karamelimsi ve isli bir tada da sahip.

Tatlılardan et yemeklerine, turşulardan yukarıda da bahsettiğimiz şerbete birçok farklı tarifte kullanılabilen demirhindi püresi ya da demirhindi meyvesi, Türkiye’de de aktarlarda ve büyük marketlerde bulunabiliyor.

Güneydoğu Anadolu’nun leziz tarifini menülerinde görmek isteyen birçok kişinin merak ettiği ve aradığı Kilis Tava, bazı yörelerde tepsi kebabı olarak da biliniyor. İçerisinde yoğun miktarda kıyma bulunan Kilis tava hem pratik olmasıyla hem de lezzetiyle sık sık sofralarınıza getireceğiniz tariflerin arasında yerini alacak. Peki Kilis tava nasıl yapılır? Tarifi haberimizde…

Kilis tava adından da anlaşılacağı üzere Kilis mutfağına özgü bir yemektedir. Genellikle Hatay’ın tepsi kebabına benzetilen Kilis Tava, kuzu kıyma, sarımsak, domates, maydanoz gibi malzemelerden yapılıyor.  Sebzeler ve baharatlarla da bütünleştirilerek oluşturan bu tarif damak çatlatıyor. Kilis tava ya da diğer yörelerde bilinen adıyla Tepsi Kebabı, bu lezzeti tatmak isteyen herkesin severek yaptığı bir yemek. Sebzesinin bolluğuyla dikkat çeken Kilis Tava, asıl lezzetini odun fırınından alsa da evinizde kendiniz de yapabilirsiniz.  Peki, Kilis Tava nasıl yapılır? İşte, tepsi kebabı olarak da bilinen bu lezzetin kısaca tarifi…

KİLİS TAVA TARİFİ:

MALZEMELER

Yarım kilo yağlı kuzu kıyma
2 adet domates
1 adet büyük patlıcan
2-3 adet kırmızı biber
3-4 adet sivri biber
4-5 adet sarımsak
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı biber salçası
Yarım demet maydanoz
Karabiber
Pul biber
Tuz

YAPILIŞI

Patlıcanların kabuklarını güzelce soyun. Ardından ince uzunlamasına doğrayın. Soyulan patlıcanları tuzlu suyun içerisinde bekletin.

Bu sırada domatesi, biberleri, sarımsakları ve maydanozu hep birlikte ince ince kıyın.

Patlıcanların suyunu sıkıp tepsiye dizin. Kıydığınız sebzelerin üzerine salçayı, kıymayı, zeytinyağını, karabiberi, pul biberi ve tuzu ekleyip karışımı iyice yoğurun.

Hazırlanan köfte harcından avuç büyüklüğünde parçalar koparın ve elinizle yassılaştırıp tepsideki patlıcanların üzerine yerleştirin.

Kıymanın üzerine bastırarak dümdüz şeklini verin. Tepsinin kenarlarına dörde bölünmüş soğan, biber ve domates dizin.

Sonrasında 200 derece fırında güzelce pişirdikten sonra yanında bol köpüklü köy ayranı ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Öksürük ve soğuk algınlığı gibi birçok kış hastalığına şifa olarak kullanılan zencefili çorba şeklinde sofralarınıza getirebilirsiniz. Lezzeti damaklarda kalacak hem de tüm mikropları silip süpüren zencefil çorbasının tarifine bugünkü yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Her akşam aynı çorbaları içmekten sıkılanlar için enfes bir çorba tarifimiz var. Kışın soğuk algınlığı, öksürük, grip gibi hastalıklardan korunmak aynı zamanda mikropları vücudunuzdan temizlemek istiyorsanız zencefil çorbasını deneyebilirsiniz. Son zamanların gözdesi zencefil de en havuç kadar faydaları olan bir besin. Zencefil ve havucu birlikte kullanmak ise eve doktor çağırmaktan farksız! Çorbanın harcından su yerine tavuk suyu kullanırsanız şifa hanesine bir puan daha ekleyebilirsiniz. 

ZENCEFİL ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

2 yemek kaşığı zeytinyağı
2 adet soğan
5 adet havuç
1 adet patates
2 adet küp şeker büyüklüğünde taze zencefil
5 su bardağı su
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı iri çekilmiş karabiber

YAPILIŞI

Soğanı, patatesi ve havucu çok küçük bir şekilde doğrayarak yağın içinde kavurun. 

Sarımsak ve zencefili bir havanda dövün. 

Dövülen sarımsak ve zencefili sotelenen malzemeleri birleştirin. 

Malzemeler tamamen sotelenince üstlerine su dökün ve kaynatın. 

Daha sonra blenderdan geçirin ve servis edin. 

Afiyet olsun…

2021 yılının en popüler trendlerinden biri olan gömlek yakalar birçok kadının gardırobunda yerini aldı. Hem şık hem de sportif olan gömlek yakalı kıyafetler sweartshirtlerde çok fazla karşımıza çıkıyor. Moda tasarımcıları tarafından birçok farklı çeşidi yapılan gömlek yaka modelli kıyafetler zamansız şıklıkta muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Peki ama nasıl? İşte merak edilen sorunun yanıtı:

Kıyafetlerde yaka geçmiş yıllardan itibaren günümüze kadar yansıyan bir moda akımıdır. Bu moda akımını o dönemlerde okullara kadar yansımış önlüklerde görmüştük. Her dönem olduğu gibi bu yıl da geçmişten günümüze gelen moda akımlarından biri de yaka modeller oldu. Özellikle tesettür giyimde göreceğimiz yaka modelli kıyafetler şıklığınıza şıklık katacak. Her zevke ve her yaşa uyum sağlayan bu yakalar, jeanlarla ve spor ayakkabılarla kombinleyerek rahat bir stil oluşturabilirsiniz. İsterseniz ofis şıklığı için resmi olmanız gereken bir toplantıda tek başına ya da üzerine ceket alarak deneyebilirsiniz. Eğer uzaktan eğitimde online olarak katılıyorsanız da bir yakalı sweat ya da süveter giyip yakalarını öne çıkarabilirsiniz. 

EN GÜZEL YAKALI KIYAFET MODELLERİ

Bu sezon markaların en çok yer verdiği tasarımlardan biri, yakalı triko ve sweatshirtler, İster koyu tonlarda isterseniz de açık tonlarda bulabileceğiniz birçok model bulunuyor. 

Tesettür giyimde de kendini tuniklerle gösteren bu yakalı sweatshirtler bağımlılık yapacak gibi duruyor. Hem de koyu tonlarla değil, morlar, su yeşilleri, turuncularla oldukça enerji dolu fazlasıyla tatlılar

Tişörtlerden elbiselere, kazaklardan hırkalara her şeyde bu yakalar olacak.

Vücut tipinize ve tarzınıza en yakın olan siyah elbiseyi seçin ve senelerce gardırobunuzun en hayat kurtarıcı parçalarından biri haline gelsin. 

Birçok farklı yaka seçenekleriyle vitrinlerde yerini alan bu modelleri deri pantolonla kombinleyerek şık bir görünüm elde edebilirsiniz. 

Görüntü olarak tatlı patatese benzeyen yam sebzesi Afrika kıtasında bolca bulunur ve tüketilir. Enerji bakımından zengin olan yam sebzesinin 100’den fazla çeşidi bulunuyor. Peki yam sebzesinin faydaları nelerdir? Düzenli tüketildiğinde hücreleri yenileyerek kanseri önleyen yam sebzesi hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında tüketimi M.Ö yıllara dayanan yama dair her şeyi bulabilirsiniz.

Afrika, Asya, Avustralya ve Amerika’da yaygın bir şekilde yetiştirilen ve 100’den fazla çeşidi olan yam sebzesi, sert kabukları olan içi etlidir. Koyu kahve ve açık renklerde olan yam sebzesi, M.Ö 8000 yıllara dayanan bir yetiştiriciliği vardır. Yetiştiği bölgedeki insanların yaşam kaynağı olan yam, 6 ay boyunca saklanabilir. Yağmur mevsimleri öncesine kadar yetişen bu sebze, mangalda, ızgarada, fırında ve kaynatılarak tüketilebilir. Yumru hali genellikle beyaz, mor, turuncu ve pembe renklerde olur. Çok popüler olmazsa bile güçlü bir vitamin ve mineral deposudur. Patates gibi toprak altında yetişir. Yapılan araştırmalarda yam sebzesi, diyet lif ve antioksidan bakımından oldukça zengindir. Bu sayede özellikle kolon ve bağırsak kanserlerinin yaşanmasını önlediği tespit edilmiştir. Kemiklerin sağlıklı gelişmesini destekleyen yam sebzesi, güçlü bir C vitamini olduğundan vücudun ihtiyacı olan demir emilimini destekler.

100 GRAM BESİN DEĞERİ;

Kalori / 140
Karbonhidrat / 30 gram
Protein /  1 gram
Yağ / 0 gram
Elyaf / 3 gram
C Vitamini / GÜNLÜK % 18’i 
B5 Vitamini / % 9’u
Manganez / % 22’si
Magnezyum /  % 5’i
Potasyum / % 19’u
Tiamin / % 10’nu
Bakır /  21’i
Folat / % 5’i

YAM SEBZESİNİN FAYDALARI NELERDİR? DÜZENLİ TÜKETİLDİĞİNDE KANSERİ ÖNLÜYOR…

Diyet lif bakımından zengin olan yam sebzesi sindirim hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlayan olumsuz durumları önler. Bağırsak florasını dengeler. Ayrıca bu lif hücrelerin deforme olmamasını sağlayarak kolon kanserini engeller.

Vücudun kan hücrelerini artırmak için demir emilimi sağlaması gerekir. Bunun içinde C vitaminine ihtiyaç duyar. Yam sebzesi günlük yüzde 50 oranda C vitamini sağlar. 

Güçlü bir antioksidan etkisi gösteren yam sebzesi, vücuttaki toksinleri atarak iltihaplanmayı azaltır. 

Birçok organ vücuttaki dengesiz iltihaplanma ve asitten ötürü fonksiyonlarını yitirir. Bu da bazı riskli hastalıkların artışına sebep olur. 

Kronik inflamasyon vücuttaki bakteri seviyesidir. Bağışıklığı olumsuz etkileyen bu bakteri artışı, kalp, diyabet ve obezite gibi rahatsızlıkların ortaya çıkartır. Ancak yam sebzesi bu bakterilerin atılmasını sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirir.

Cildinizi kusursuzlaştırmak ve cilt problemlerinizi yok etmek için yalnızca kozmetik ürünler kullanmak yeterli olmayabilir. Kozmetik dünyasında bulunan bazı cilt bakım aletleri cilt problemlerini yok ederken aynı zamanda cildin kolajen üretimini arttırarak, pürüzsüz olmasına yardımcı olur. Peki cilt bakım aletleri nelerdir? Öğrenmek için içeriğimize göz atabilirsiniz…

Kozmetik ürünlerin içerisinde yer alan kimyasal maddeler cildinizin erken yaşlanmasına, zamanla deri altının incelerek yıpranmasına hatta cilt kanseri gibi kötü sonuçlarla karşılaşmanıza sebep olabilir. Bununla beraber gelen cilt problemleri de kaçınılmaz olacaktır. Yaşanan bu durumu engellemek isteyen kadınlar daha etkili bir yöntem arayışına girerler. Burada imdadınıza yasemin.com ekibi yetişiyor. Kozmetik dünyasında bulunan milyonlarca ürünü cildinizde deneyimleyerek büyük sorunların riskini almak yerine uzmanlar tarafından deneyimlenip, test edilerek onaylanmış cilt bakım aletlerini kullanabilirsiniz. Hazırladığımız bu yazıda sizler için hiç bir kimyasal madde içermeyen teknolojide son nokta olan cilt bakım aletlerini mercek altına aldık. Cilt bakım rutininizi değiştirecek en etkili cilt bakım aletleri:

1- Dr. Jart+ Liftra Shaper / 365,52 TL

İlerleyen yaşlarda oluşan cilt sarkmasını geçiren mucize masaj aleti Dr. Jart’dan. Kısa sürede kan dolaşımını hızlandırarak yüz hatlarının şekillenmesini sağlıyor. Özellikle her yaşa uygun olması dikkat çeken özellikleri arasında. Örneğin 20 yaşında da biri kullanabilir, 30 yaşındaki kırışıkları başlayan birisi de. Yüz zayıflatma merkezlerinde çok sık kullanılan bu cilt bakım aleti, krom kaplaması sayesinde cildi tahriş etmeden kasların rahatlamasını sağlar. Kış aylarında gerilen cildi yumuşatarak daha doğal bir görünüme kavuştururken yaz aylarında sarkan cildi muhteşem bir şekilde toparlar.

2- Foreo Luna2 / 845,85 TL

Cildinizdeki sivilce, akne, gözenek veya daha birçok sorunu ortadan kaldırmak istiyorsanız kullanacağınız muhteşem bir ürünle karşınızdayız. Foreo Luna2,cildine uzun uzun bakım yapmaya vakti olmayanların mutlaka denemesi gereken bir üründür. Aydınlık ve sağlıklı görünüme kavuşturmak isteyen kadınlar için mucize olacak Foreo, adeta ilaç gibi gelecek. 4 farklı renk seçeneğine sahip olan bu ürünün her rengi ayrı bir cildi ifade ediyor. Pembe olan normal cilt, yeşil yağlı cilt ve mor olan da hassas ciltler için üretilmiş. Bu ürünü kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli özelliklerden biri kesinlikle makyaj temizlenmemesidir.

3-Ying Yu Jade Facial Roller / 101,00 TL

Uzun yıllardır Çin’de ağrıları azaltmak ve vücuttaki toksinleri atmak için kullanılan yeşim taşının cilt üzerindeki etkilerini biliyor muydunuz?  İngilizcesi ‘Jade Rolling’ ,Türkçe karşılığı ‘yeşim taşı masajı’ olarak bilinen bu yöntem, cildin pürüzsüz olmasını ve parlak görünmesini sağlıyor. 

Hamilelik döneminde görülen plasenta kanaması anne adaylarının sıklıkla cevabını araştırdığı konulardan biridir. Peki hamilelikte gerçekleşebilen plasenta kanaması neden olur?

Gündelik yaşantı içerisinde bebeğin eşi olarak bilinen ‘Plasenta’ hamileliğin 3. haftasında bebeğin hareketlerini kısıtlamayacak şekilde ona bağlı oluşan bir organdır. Bu organın mucizevi hikmeti ise yalnızca hamilelik döneminde görülmesiyle anne ve fetüs arasındaki besin alışverişini sağlamasıdır. Anne adaylarının yediklerinin ve oksijenin bebeğe iletilmesini sağlayan plasenta, yapısı itibariyle esnek ve dayanıklıdır. Fetüsün ihtiyaçlarını tamamıyla karşılamaya yarayan plasenta, bariyer vazifesi görerek ilk üç ayda meydana gelebilecek enfeksiyonlara karşı bebeği korur. Daha bunun gibi nice faydası olan plasenta, göbek kordonu ile bebeğin göbeğine bağlanır. Peki Plasenta Previa nedir? Plasenta kanaması neden olur ve ne yapılmalı? Göbek kordonu ne zaman kesilmeli? Göbek bağı saklanmalı mı? Göbek bağı bakımı nasıl yapılmalı? İşte plasenta ve göbek kordonu ile ilgili bilinmesi gereken tüm ayrıntılar…

PLASENTA PREVİA NEDİR? PLASENTA PREVİA BELİRTİLERİ…

Bebeğin oksijen almasını ve beslenmesini sağlayan plasentanın anormal derecede büyümesi ve yerleşmesi plasenta previa durumunu meydana getirmektedir. Plasenta normalde rahmin hemen üzerinde ya da kenarında bulunurken plasenta previa rahmin aşağısında yer alıp, boyu ile rahmin bir bölgesini ya da bütününü kapatması ile kendini gösterir. Hamilelik döneminin ikinci yarısında vajina bölgesinde ağrısız bir şekilde görülen kanamalarla plasenta reviadan şüphelenilebilir. Eğer sigara kullanıyorsanız, çoğul gebe iseniz, 35 yaşından büyükseniz ve en az 1 kere doğum yapmışsanız plasenta revia ile karşılaşma riskiniz daha fazladır.

PLASENTA KANAMASI NEDEN OLUR? HAMİLELİK KANAMASINA DİKKAT!

Sağlıklı bir hamilelik döneminde rahmin üstünde ya da kenarında bulunan plasenta, aşağı kısımda yer aldığı zaman rahmi kapatacağı için plasenta previa durumunu meydana getirir. Hamileliğin son dönemlerine doğru artış gösteren kanamaların asıl sebebi olan plasenta previa yani bebeğin eşinin önde olması, plasentanın erken ayrılması ile sonuçlanır. Kenar bölgelerden ayrılmaya başlayan plasenta beraberinde vajinal kanamayı da oluşturmaktadır. Böyle durumlarda muhakkak doktor kontrolüne gidilmelidir.

PLASENTA YAPIŞIKLIĞI HAYAT KARARTIYOR!

Doğum esnasında plasentanın rahim duvarına yapışması, aşırı miktarda kanamaya sebep olarak anne adayının hayatını riske atıyor. Plasenta previanın görülmesiyle normal doğumun yapılmaması gerektiğini öne süren uzmanlar, plasenta yapışıklığının erken fark edilmesi ve önlem alınması ile doğumun gerçekleştirilebileceğini savunuyorlar.

Bu konuyla ilgili Prof. Dr. Dursun, plasentanın doğum sonrasında 30 dakika içinde kendiliğinden ayrıldığını belirterek, şu açıklamayı yaptı:

“Gebelikte, bebeğin eşinin rahim duvarına yapışması ve ayrılmaması durumu, 500 ile bin doğumda bir görülüyor. Normal şartlarda bebeğin eşi normal doğum sonrası yarım saat içinde sezaryen sırasında da plasenta doktor tarafından rahimden kolay bir manevra ile ayrılır. Eğer tanı konmazsa anne ve bebek açısından doğum sırasında hayati risk taşır. Annenin hayatı tehlikeye girer ve ciddi kanama oluşturabilir. Miyom ameliyatı, rahim düzeltme ve iki kez sezaryen doğum geçiren kişiler plasenta yapışması riskiyle karşı karşıya kalabilirler.” 

LOTUS DOĞUM NEDİR?

Bebeği plasentadan ayırmadan yapılan doğumlara denir. Lotus doğumda bebeğin göbek kordonu kendiliğinden kuruyup düşene kadar yani bu süre ortalama 3 ila 10 gün kadar plasentaya bağlı durmasıdır.