Özellikle şimdiler sonbahara girmemizle birlikte hamile anne adaylarının en çok merak ettiği soruların başında, anne karnındaki bebeğin üşüyüp üşümemesidir. Her sesi ve tadı alan bebek, sıcak ve soğuğa karşı da bu şekilde duyarlı mı? Anne karnındaki bebek üşür mü? Soruların yanıtı haberimizde yanıtladık…

Hamilelik dönemi oldukça hassas ve temkinli geçer. özellikle anne adayları için heyecan verici olmasının yanında endişelerinde yer aldığı bu dönemde, soğuk yada sıcaktan bebeklerin nasıl etkileneceği merak konusu olur. Özellikle hamileliğin soğuk aylara denk gelmesiyle birlikte, anne karnındaki bebeğin son durumu hakkında açıklama yapan uzmanlar, merak edilenleri yanıtladı.

anne karnındaki bebek

ANNE KARNINDAKİ BEBEK ÜŞÜR MÜ?

Anne karnındaki bebek tatlardan yada kokulardan yüzünü buruşturabildiğini ve seslerden etkilendiğini açıklayan uzmanlar, anne karnındaki bebeğin ılık su ile duş alan annenin ruh halinden mutluluk duyduğunu ifade etti. Annenin ruh hali özellikle bebek için önemli faktörken, dışarıda değişen hava koşulları bebeği etkilemez. Annenin bunalması yada üşümesi durumunda sağlıksal problemi ortaya çıkarken, bebek anne karnında üşüyemez. Bu konuda açıklama yapan uzmanlar, hamilelerin özellikle ayaklarını üşütmemesi gerektiğini, üşüttüğü takdirde gaz olacağını ve olan gazın bebeği rahatsız edeceğini ifade etti.

Bununla birlikte hamileliğin son haftalarında bebeklerin daha duyarlı ve algılarının daha geliştiğini ifade eden uzmanlar, gün aşırı ılık duş alınmasını önerdi.

Ebeveynler doğacak olan bebekleri için anlamının en güzel olduğu isimleri seçmek ister. Bu konuda da sürekli araştırma yapan anne baba adayları için Kayra ismini araştırdık. Kayra isminin anlamı nedir? Kayra ismi Kur’an’da geçer mi? Kayra en demek?

Günümüzde birçok ebeveyn doğacak olan çocukları için unisex yani hem erkeğe hem de kıza koyulabilecek isim arayışına girdi. Şimdilerde popüler isimler arasında yerini alan Kayra ismi, hem kıza hem de erkeğe konulan ve en çok aratılan isimler listesinde yerini alıyor.

bebek

KAYRA İSMİNİN ANLAMI NEDİR?

Günümüzün popüler isimlerinden biri olan Kayra, saygın bir kimse tarafından yapılan iyilik, iyi niyet, özveri ve ihsan anlamını taşır.

Bir başka anlamı ise inançsal olarak Allah’ın koruyucu ve esirgeyici olması, Allah’ın insanı koruması şeklinde açıklanmaktadır.

Bir üçüncü anlamı ise şafak vaktinin kızıllığının güzelliği olarak bahsedilmektedir. 

bebek

KAYRA İSMİ KUR’AN’DA GEÇER Mİ?

Ebeveynlerin en çok merak ettiği konulardan biri de çocuklarına koyacakları ismin Kur’an’da geçip geçmediğidir. Kayra ismi Kur’an’ın herhangi bir bölümünde geçmemektedir. 

bebek

KAYRA TDK ANLAMI NEDİR?

Kayra ismi, Türkçe kökene sahip bir isim olmasıyla birlikte Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ise yüksek mertebeli, büyük bir kişiden gelen iyilik, saygınlık, lütuf ve ihsan anlamında geçtiğine dair açıklama yapılmıştır.

bebek

KAYRA İSMİNİN ÖZELLİKLERİ

Kayra ismini taşıyan insanların ortak noktası temizlik ve düzen olarak olduğu anlaşılmıştır. Kendi hayatlarında da planlı ve programlı hareket etmeyi sevdikleri, sorumluluklarının bilincinde oldukları ve kendileri gibi arkadaşlıklar kurdukları görülmüştür. Azimli ve hırslı yapılarıyla hayatlarında sürekli hedef koyar ve bu hedefe ulaşmak için ellerinden gelen emeği vermekten kaçınmazlar. Saygısız ve merhametsiz insanlara karşı tahammülleri yoktur. Dışarıdan bakıldığında fazla takıntılı ve düzenli gibi gözükseler de bu düzen içerisinde kendilerini mutlu hissederler. Arkadaşlık ve dostluk kavramları onlar için oldukça önemlidir.

Son yapılan araştırmalarla Miyofasiyal ağrı sendromu bir çok insanda görülmeye başlandı. Özellikle ofis ortamlarında çalışan bireylerde görüldüğü belirtilen sendromun, hareketsiz yaşamla ilgili olduğu ifade edildi. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Narangerel Tseveendorj, miyofasiyal ağrı sendromunu açıkladı. Ofis hayatının acı tarafı! Miyofasiyal ağrı sendromu nedir? Miyofasiyal ağrı sendromu neden olur?

Ofis ortamında çalışmak her zaman rahat ve konforlu gelir. Özellikle masanız ayrı rahat bir koltuğa da sahipseniz, bütün gün öylece çalışıp evinize gidebilirsiniz. Ama masa başı işler düşündüğünüz kadar masum olmayabilir. Son yapılan araştırmalar özellikle masa başı çalışan insanlar ortaya çıkan Miyofasiyal ağrı Sendromu, hareketsiz yaşamın getirisi olarak insanlarda sıklıkla görülmeye başlandı. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Narangerel Tseveendorj, Miyofasiyal Ağrı Sendromu hakkında merak edilenleri açıkladı.

ofis ortamı

MİYOSAFİYAL AĞRI SENDROMU NEDİR?

Dr. Narangerel Tseveendorj miyofasiyal ağrı sendromunu şu şekilde açıkladı: “İskelet kaslarının akut veya kronik travması sonucu oluşan bir hastalıktır. Vücuttaki yayılımı, mekanik bir yayılım şekilde olabileceği gibi lokalize bir problem olarak da kalabilir. Tedavi edilmediği takdirde kas yapısında mikro düzeyde harabiyet bulgularına rastlanabilir.”

miyofasaiyal ağrı

MİYOSAFİYAL AĞRI NEDEN OLUR?

Sözlerine devam eden Tseveendorj hastalığı tetikleyen ve sebep olan faktörler arasında ilk olarak hareketsiz yaşam olarak belirtirken “Masa başında uzun süre çalışmak, bilgisayar kullanmak, telefonu başla omuz arasına sıkıştırarak konuşmak, duruş bozuklukları, stres, ağır yük kaldırmak ve uzun süre ayakta kalmak” olarak ifade etti.

miyofasiyal ağrı

“KASIN OLDUĞU HER YERDE GÖRÜLEBİLİR”

Miyofasiyal ağrı sendromu genellikle bel, boyun ve sırt bölgesinde görüldüğünü ifade eden uzmanlar, aslında kas olan her yerde görülebileceğini belirtti. Dr. Tseveendorj “Trigger point, diğer adıyla tetik nokta (kulunç) kas fibrillerinin normal fonksiyonel ilişkisinin bozulduğu alandaki hassasiyetin bölgesel bir dağılım karakterlerinde olduğu ağrılı kas alanıdır. Bu noktalar, kası zayıf ve gergin hale getirerek etkiler ve kas grubunda güçlü kasılmalara neden olur. Devamlı kasılma halinde olan kaslar kemiklere de baskı uygulayarak komşu eklemlerde de bu belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur.” açıklamasında bulundu.

miyofasiyal ağrı tedavisi

MİYOFASİYAL AĞRI SENDROMUN​UN TEDAVİSİ MÜMKÜN

Şimdilerde ekonomik zorluklarla birlikte insanların daha fazla stres yaptığı dile getiren Tseveendorj, bu stresinde miyofasiyal ağrı sendromundaki rahatsız edici ağrıların sebebi olabildiğini belirtti. Bu konuda tedavinin var olduğunu ağrının azalması ve gitmesi için belirli sıcak-soğuk tedavileri, fizik tedavi ajanları, tetik nokta enjeksiyonları, kuru iğne tedavisi, nöralterapi, germe-gevşeme egzersizleri, ozon terapi ve manuel terapi seçeneklerinden hastaya uygun olanlar seçilerek tedavisi yapılması gerektiğini dile getirdi.

 MİYOFASİYAL AĞRI SENDROMUNA KARŞI NASIL ÖNLEM ALINMALI?

Ofis ortamında çalışan insanlara son olarak önerilerde bulunan Avrasya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Narangerel Tseveendorj şu maddeleri sıraladı;

•Bilgisayar kullanırken oturma ve vücut pozisyonunuza dikkat edin,
•Ergonomik eşyalar kullanmaya özen gösterin,
•Dinlenmek size çok iyi gelecektir. Bu sebeple dinlenmek için yeterli süre ayırın,
•İş yerinde çalışma koşullarınızı düzenleyin,
•Aşırı spor yapmaktan kaçının,
•Stres bu hastalığın en büyük düşmanı… Tam da bu sebeple stresten uzak durun,
•Özellikle aerobik ve germe ve gevşeme egzersizleri yapmaya özen gösterin,
•Kendiniz için sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturun,
•İyi bir uyku düzeni oluşturun.

Sünnet, erkek çocuğu olan aileler için önemli konular arasında yer alır. Sünnet erkek çocuğunun sağlığı için de oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple çocuğunun daha hatırlayamayacağı dönemlerde yaptırmak isteyen aileler, uygun zamanın ne vakit olduğu konusunda merak içerisinde. Bebekler en erken ne zaman sünnet edilmeli? Bebekler sünnet olduktan sonra kaç günde iyileşir?

Sünnet, gerek tıbbi gerekse dini açıdan büyük öneme sahiptir. Erkek çocukları üzerinde yapılan bu küçük operasyon için geç kalınmaması gerektiğini belirten uzmanlar, çocuğun sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi için de önemli olduğunun altını çizdi. Özellikle son dönemler ailelerin, çocuklarının hatırlamayacağı yaşlarda sünnet ettirme isteği oldukça fazla olduğunu açıklayan uzmanlar, bu konuda tüm merak edilenlere yanıt verdi.

sünnet töreni

BEBEKLER EN ERKEN NE ZAMAN SÜNNET EDİLMELİ?

Çocukların özellikle yenidoğan döneminde doğduğu günün ertesi gününden itibaren sünnet olabileceğini açıklayan uzmanlar, herhangi bir sağlık problemi olmayan çocukların erken dönemde sünnet ettirilmesiyle, iyileşme dönemi arasında bağlantı olduğunu belirtti. Ne kadar erken sünnet olursa çocuk, o kadar hızlı iyileşme gösteriyor. En ideal erken sünnet tarihi, eğer solunum sıkıntısı yoksa ve emme fonksiyonları çalışıyor, dışkılamada problem yoksa doğumdan ertesi günden itibaren ilk 30 günün olduğu açıklandı.

erkek çocuğu

BEBEKLER HANGİ YAŞTA SÜNNET ETTİRİLMEZ?

Uzmanlar bu konuda çocukların, yenidoğan vaktinin geçmesiyle birlikte 2 ile 7 yaş aralığında sünnetin uygun olmadığını belirtti. Bu dönemde çocukta psikolojik sıkıntılar oluşturabileceğinin altını çizen doktorlar, çocuğun en az tramva ile etkilenmesi için 7 yaşından sonra olmasının uygun olduğunu belirtti.

yenidoğan sünneti

BEBEKLER SÜNNET OLDUKTAN SONRA KAÇ GÜNDE İYİLEŞİR?

Yenidoğan bebeğe yapılan sünnet operasyonunda bebeğe dikiş atılmaz. Bu nedenle çocuk çabuk iyileşir ve ağrısız bir dönem yaşar. Ayrıca yenidoğan sünnetinde kanama oldukça az olmasıyla birlikte, enfeksiyon riski de oldukça azdır. 

yenidoğan sünnet

Operasyon sonrası konulan sargılar 48 saat sonra alınır. İlk bir kaç gün doktorunun verdiği ağrı kesiciler kullanılır ve sünnet sonrası iyileşme sürecinde dikişler kendi kendine düşer. Çocuğunun penisinin tamamen iyileşmesi ise 25 haftada normal görünümüne kavuşarak geçmektedir.

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz balık konusunda çok zengindir. Çeşitleri saymakla bitmeyen balıkların en güzellerinden biri olan Kolyoz balığı sağlık çerçevesinden bakıldığında çokça tercih edilir. Omega-3 deposu olan kolyoz balığının besin değeri oldukça yüksektir ve kalorisi düşüktür. Peki kolyoz balığı nasıl pişirilir ve kolyoz balığının pişirme teknikleri nelerdir?

Denizlerimizin incileri balıkların faydaları saymakla bitmez. Bu balıklardan biri olan kolyoz balığı sağlığa faydası yanında lezzetiyle de kendinden çokça bahsettiriyor. Balıkların hepsi olduğu gibi kolyoz balığı da Omega-3’ün baş kaynaklarındandır. Yağ oranı ve kalorisi oldukça düşük olan kolyoz balığı çok güçlü bir protein kaynağıdır. Diyetlerde de çokça tercih edilen balığın içerisinde A, C vitaminleriyle birlikte yüksek miktarda kalsiyum ve demir bulunur. Özellikle gelişmekte olan çocukların en az haftada iki kere balık yemeleri uzmanlar tarafından önerilir.   

  • Taze olarak alınan kolyoz balığı, oda sıcaklığında (20 °C) 20 saat kadar saklanabilmektedir. Buzdolabında (5 °C) 3 gün, buzlukta ise (0-5 °C) 14 gün boyunca muhafaza edilebilir.

KOLYOZ BALIĞI IZGARASI TARİFİ:

Kılçıklarından ayrılan kolyoz balığını soda ile marine edin.

Bu işlemi derin bir kabın içine balıkları ve sodaya koyarak yapabilirsiniz.

Una batırın ve kızgın yağda pişmeye bırakın.

Piştikten sonra tabağınıza alın.

 

PATATESLİ KOLYOZ TARİFİ:

MALZEMELER

5 adet büyük boy kolyoz balığı
2 orta boy patates
10 tane orta boy soğan

Sos için;

3 yemek kaşığı limon suyu
4 yemek kaşığı zeytinyağ
1/5 tatlı kaşığı kuru kekik
1/5 tatlı kaşığı pul biber
Tuz

Patatesi yağlamak için;

2 yemek kaşığı zeytinyağı

YAPILIŞI

Balıkları iyice yıkayın ve kılçıklarından ayıklayarak temizleyin.

Patatesleri soyun ve orta kalınlıkta halka halka doğrayın.

Patatesleri tepsiye teker teker dizin.

Sos malzemelerini bir kabın içerisinde karıştırıp hazırlayın.

Patateslerin üzerine soğanları ve balıkları yerleştirin.

Üzerine hazırladığınız sosu dökün.

Önceden 180 derece ısıtılmış fırına koyun. 

20-25 dakika pişirdikten sonra yemeğiniz hazır.

Zengin mutfağımızdan bir lezzetle daha karşınızdayız. Ülkemizdeki çoğu insan tarafından çok sevilen lahmacunu evde hazırlamak artık çok daha kolay. Lahmacunu bütün malzemeleriyle hazırladıktan sonra kapaklı bir tava içinde kısa bir süre pişirip yemek için sunabiliriz. Peki Tavada lahmacun nasıl yapılır? Tavada lahmacunun püf noktaları nelerdir?

Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinden, Şanlıurfa ilinden çıkıp bütün dünyaya namı yayılan lahmacun lezzetiyle en büyüğünden en küçüğüne kadar herkesin favori yemeklerinden biridir. İnce mayasız hamuru ve kıymalı harcı ile midelerin mutluluğuna vesile olan lahmacunun evde yapımı da mümkündür. Taş fırına ihtiyaç duymadan aynı lezzeti mutfağınızda yakalayabilirsiniz. Çok kısa sürede hazırlayabileceğiniz tavada lahmacun ile bazen yemek sofralarınızı bazen de ikindi çaylarınızı süsleyebilirsiniz. Tavada lahmacun malzemeleri nelerdir, tavada lahmacun nasıl hazırlanır, sorularının cevaplarına haberimizde yer verdik.

TAVADA LAHMACUN TARİFİ:

MALZEMELER

Hamuru için;

1,5 su bardağı süt
1 su bardağı ılık su
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 silme yemek kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
5-5,5 su bardağı un

İç harcı için;

3,5 su bardağı orta yağlı kıyma
1 tane orta soğan
3 tane yeşil biber
1 tane domates
5-6 dal maydanoz
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı acı biber salçası
2 yemek kaşığı sıvı yağ
Tuz

YAPILIŞI

Hamuru hazırlamak için ılık sütü kaba aldıktan sonra sıvı yağ ve tuz ekleyin.

Üzerine yavaş yavaş önce unu sonra suyu ekleyin.

Karışımı yoğurarak kıvamını almayı sağlayın. Gerekirse üzerine az az ılık su ekleyin.

Hamur ele yapışır hale geldikten sonra tezgahın üzerine alıp küçük bezeler halinde bölün ve üzerine nemli bez örtüp beklemeye alın.

İç harcı hazırlamaya başlayın. Önce kıymanın içine rondoda ince çekilmiş soğanı ve yeşil biberi koyun.

Domates ve maydanozu da çektikten sonra salça, tuz ve sıvı yağı katın ve karıştırın. Zevkinize göre baharat ekleyebilirsiniz.

Hazırladığınız her bir hamur bezesini tabak büyüklüğünde açın ve üzerine kıymalı harcı yayarak yerleştirin.

Lahmacunları tavaya teker teker alıp kapağını kapatın.

Ocağı yüksek derecede açın ve buharla birlikte pişmesine izin verin.

Sıra sıra piştikten sonra lahmacunları tabaklara alın.

Pişirmek için kapaklı bir tavaya tabak büyüklüğünde açılan bezeyi koyun.

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz balık konusunda çok zengindir. Çeşitleri saymakla bitmeyen balıkların en güzellerinden biri olan Kolyoz balığı sağlık çerçevesinden bakıldığında çokça tercih edilir. Omega-3 deposu olan balığın besin değeri oldukça yüksektir ve kalorisi düşüktür. Birçok vitamine sahip olan balığı doğru pişirince lezzet şöleni meydana geliyor.

Denizlerimizin incileri balıkların faydaları saymakla bitmez. Bu balıklardan biri olan kolyoz balığı sağlığa faydası yanında lezzetiyle de kendinden çokça bahsettiriyor. Balıkların hepsi olduğu gibi kolyoz balığı da Omega-3’ün baş kaynaklarındandır. Yağ oranı ve kalorisi oldukça düşük olan kolyoz balığı çok güçlü bir protein kaynağıdır. Diyetlerde de çokca tercih edilen balığın içerisinde A, C vitaminleriyle birlikte yüksek miktarda kalsiyum ve demir bulunur. Özellikle gelişmekte olan çocukların en az haftada iki kere balık yemeleri uzmanlar tarafından önerilir.            

KOLYOZ BALIĞI IZGARASI TARİFİ:

Kılçıklarından ayrılan kolyoz balığını soda ile marine edin. Bu işlemi derin bir kabın içine balıkları ve sodaya koyarak yapabilirsiniz.

Una batırın ve kızgın yağda pişmeye bırakın.

Piştikten sonra tabağınıza alın.

 

PATATESLİ KOLYOZ TARİFİ:

MALZEMELER

5 Büyük boy kolyoz

2 orta boy patates

10 tane orta boy soğan

SOS İÇİN MALZEMELER

3 yemek kaşığı limon suyu

4 yemek kaşığı zeytinyağ

1/5 tatlı kaşığı kuru kekik

1/5 tatlı kaşığı pul biber

Tuz

PATATESİ YAĞLAMAK İÇİN

2 yemek kaşığı zeytinyağı

YAPILIŞI

Balıkları iyice yıkayın ve kılçıklarından ayıklayarak temizleyin.

Patatesleri soyun ve orta kalınlıkta halka halka doğrayın.

Patatesleri tepsiye teker teker dizin.

Sos malzemelerini bir kabın içerisinde karıştırıp hazırlayın.

Patateslerin üzerine soğanları ve balıkları yerleştirin.

Üzerine hazırladığınız sosu dökün.

Önceden 180 derece ısıtılmış fırına koyun. 

20-25 dakika pişirdikten sonra yemeğiniz hazır.

 

 

Hamileliğin son dönemleri olarak adlandırılan 40. hafta doğum için hazırda beklenilen bir hafta olarak hazırlanılır. Hamileliğin 38. haftasından itibaren her an gerçekleşebilecek doğum için anne adayları özellikle 40. haftada dikkat ederler. Bazen de bu zaman dilimi tutmayabiliyor. Endişelenen anne adayları için araştırdık. Gebelikte 40 hafta geçerse ne olur? 40 haftadan sonra normal doğum olur mu?

Hamilelerde 40. hafta büyük bir beklenti ile işaretlenir. Sonunda beklenilen hafta gelse de beklenen bebek gelmez. Bu durumda telaşa kapılan anne adayları ne yapacağını bilemez halde doktor kapıları dolaşır. Uzmanlar 42. haftaya kadar normal doğumun gerçekleşmemesiyle birlikte suni sancılara vererek doğum yaptırır. Geciken doğum hakkında sizler için araştırdık.

gebe kadın

GEBELİKTE 40 HAFTA GEÇERSE NE OLUR?

Hamilelikte 40. haftada bebeğin boyu yaklaşık olarak 51 – 52 cm’i bulur. Bir karpuz büyüklüğünde olan bebeğin ağırlığı yaklaşık 3.500 kilo olarak hesaplanır. Gebeliğin 40. haftasında bebeğin doğumunun gerçekleşeceği hesabı yapılır. Fakat her zaman 40. haftada dünyaya gelmeyebilir. Bu konuda uzmanlar, anne adaylarının endişelenmemesi gerektiğini belirtti. Tıp literatürüne göre her şeyin yolunda olması kaydıyla 42. haftaya gelinceye dek bebeğin gelmesi beklenebilmektedir. Böyle bir durumda doktorun bebeği daha sık takip etmesi gerekmektedir.

hamile

Ülkemizde doğumu bekleme süresi genellikle 41 haftadır. Bu bekleyiş süresi doktordan doktora değişse de riske girmemek adında 42. haftada doğum gerçekleştirilir. Bunun için iki madde incelenir;

1. Bu gerçekten beklenen bir tarih mi?

Rahim büyüklüğü ve karın tepe noktası hesaplanır. Bebeğin anne tarafından hissedilen ilk hareketlerinin zamanı ve doktorun bebeğin kalp atışını ilk aldığı zaman hamileliğin süresi ile uyumlu olmasıyla doktor emin olur.

2. Bebek gelişimi sürdürüyor mu?

Birçok bebeğin 10. ayında da gelişime devam ettiği görülmüştür. Bazen bu durumda rahimde bir zamanlar güllük gülistanlık olan ortam kötüleşmeye başlar. Yaşlanan plasenta beslenmeyi ve yeterli oksijeni sağlayamadığı için bebeğin iyi halini sürdürmesi zor olur. Bu şekilde içeride zamanından fazla kalan bebeğe “geçgin bebek” denir.

41. haftada hamilelik

40 HAFTADAN SONRA NORMAL DOĞUM OLUR MU?

Bir çok kişi zamanının geçtiğini ifade etse de 41. haftaya kadar normal doğum gerçekleştirilir. Eğer anne adayında hala sancı yoksa 41. haftadan itibaren doktoru suni sancı uygulayarak anne adayını doğuma hazırlayabilir. Eğer sancı ile de doğum gerçekleşmiyorsa, anne adayı sezaryan için hazırlanır. Çünkü bebeğin anne karnında daha fazla kalması demek oksijen ve besinlerden uzak kalması anlamına gelir. Rahim ortamındaki plasenta ömrünü tamamlamış ve gücü yetersiz kalmaya başlamış demektir.

Sonbaharın gelmesiyle birden bastırabilecek yağmurlar için ayakkabı mağazaları vitrinlerini yenilemeye başladı. Yeni sezon koleksiyonunu sunan mağazalar, tasarımın da ön planda olduğu yağmur botlarını piyasaya sürdü. Biz de 2022 yılı sonbaharında revaçta olabilecek yağmur botlarını derledik. İşte 2022 yağmur botları modelleri…

Geçtiğimiz yıllara göre değişen ve gelişen moda, ön yargıları çürütmeye devam ediyor. Bazı parçaların belli ortama ait olduğu sanılırken her sezonda yenilenen moda, bu tezin değişmesini sağladı. Bazılarımıza göre en güzel mevsim olarak görülen sonbaharda o tahmin edilmeyen yağmurlar da attırmaya başladı. Mağazalar sezon geçişi tarifesini uygulamaya başlamışken de vitrinlerdeki, reyonlardaki ince ve serin ürünlerin yerini yağmurlar ve soğuk günler için giyilebilen ya da takılabilen kıyafetlere, aksesuarlara bıraktı. Son zamanlarda özellikle çok araştırılanlar arasında olan yağmur botları, ayakkabı düşkünlerinin radarına girdi. Biz de yağmuru seven ama maruz kalmak istemeyen moda severler için birkaç yağmur botu modelini ele aldık. İşte 2022 sonbaharına hitap edebilecek yağmur botu modelleri…

2022 YAĞMUR BOTLARI MODELLERİ

Siyah Tüy Baskılı Yağmur Çizmesi

LİMOYA / Siyah Tüy Baskılı Yağmur Çizmesi (23AHS101TÜY): 619,99 TL

Siyah Çorap Lastikli Yağmur Botu

LİMOYA / Siyah Çorap Lastikli Yağmur Botu (29PD80CS): 155,99 TL

Siyah Kedi Baskılı Yağmur Çizmesi

LİMOYA / Siyah Kedi Baskılı Yağmur Çizmesi (23AHS101KD): 619,99 TL

Yeşil Kadın Yağmur Çizmesi

DERİMOD / Yeşil Kadın Yağmur Çizmesi (21WFE1455PV): 549.99 TL

Limon Siyah-Sarı Kadın Yağmur Botu

BOYNER / Limon Siyah-Sarı Kadın Yağmur Botu: 296.99 TL

Ccway Kadın Pembe Uzun Yağmur Çizmesi

TRENDYOL / Ccway Kadın Pembe Uzun Yağmur Çizmesi (Z34003490002): 525 TL

Her kadının yaşayabildiği olaylardan biri olan doğum, iki şekilde meydana gelir. Bu şekillerin en yaygını olan doğum modeli ise normal (vajinal) doğumdur. Normal doğumda anne vajinası kesilir ve doğum sonrası dikiş atılır. Bebeğin rahat doğmasını sağlayan bu işlem hakkında uzmanlar anne adaylarının merak ettiklerini açıkladı. Normal doğumda dikiş kaç tane olur? Normal doğum dikişleri ne zaman düşer?

Anne adayı hamile kadınları iki farklı doğum yapma modeli vardır. Bunlar biri sezeryen dediğimiz karnın alt kısmından kesilerek oluşan doğum, ikincisi ise bir çok kadının tercih ettiği normal yani vaijnal doğumdur. Normal doğum bir kadın için en sağlıklı olan yöntem olmasıyla birlikte, en çok tercih edilen olması da ardında bir çok soruyu da beraberinde getiriyor. 

normal doğum

NORMAL DOĞUM DİKİŞLERİ NEREYE ATILIR?

Normal doğum sürecinde anne adayının istenmeyen yırtılmalarına engel olmak için, doğu sırasında doktorlar tarafından kesik atılır. Bu kesik doğum esnasında hissedilmez ve doğum sonrası dikilir. Bir çok anne bu olayla karşılaşırken, anne adaylarının da en çok merak ettiği konulardan biridir. Normal doğum dikişi atılmadan önce bölge uyuşturulur. Ardından uzman cerrah tarafından dikkatlice normal doğum dikişi atılır. Bu vajinanın giriş kısmında bulunan bölgeye uygulanır.

normal doğum

NORMAL DOĞUMDA DİKİŞ KAÇ TANE OLUR?

Normal doğum sırasında annede gerçekleşen açılmaya bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Cerrahın doğum sırasında gerekliği duyduğu açıklığına göre de dikiş sayısı değişiklik gösterir. 

doğumda anne

NORMAL DOĞUM DİKİŞLERİ NE ZAMAN DÜŞER?

Normal doğum dikişlerinin iyileşme sürecinin daha çok anne adayının derisine bağlı olduğunu belirten uzmanlar, genellikle bir hafta içerisinde dikişlerin iyileştiğini belirtti. İyileşmenin son derece hızlı ve kolay olarak geçmesi için anne adayının dikkatli olması gerekmektedir. Genellikle yedi gün içerisinde dikişlerinin kapandığını açıklayan uzmanlar, yaranın savdığını belirtti.

doğum sonrası anne

NORMAL DOĞUM DİKİŞİNİN İYİLEŞMESİ İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Normal doğum dikişlerinin iyileşmesi için, anne adayının doktorunun dediklerine harfiyen uyması gerekmektedir. İyileşmenin hızlı olması için yapılması gereken hususlar şunlardır;

  • Dikiş atılan bölge her zaman temiz olmalı
  • Dikiş bölgesi kuru kalmalıdır
  • Dikişlerin olduğu yer ağrıyabilir, bu normaldir
  • Ani hareketlerden kaçının
  • Uzun süre ayakta beklemeyin
  • Uzun süre oturmayın
  • Cinsel ilişkiden uzak durun
  • Doktorunuz verdiği ilaçları kesinlikle kullanın