Yunan mutfağına ait lezzetli bir tarif olan avgolemono çorbası, tavuk çorbasının pirinç ve daha çok limon ile yapıldığını düşünün, ekşi ve çok güzel bir tadı var. Peki, Yunan usulü avgolemono çorbası nasıl yapılır? İşte, Avgolemono çorbası tarifi ve malzemeleri…

Yunanistan mutfağı yemeklerinden avgolemono çorbası sofralarımıza geliyor. Yunan usulü limonlu tavuk çorbası olan bu özel tat, kolay yapımı ve malzemeleriyle bizim mutfağımızdaki tavuk suyu çorbaya çok benziyor. İçerisinde bulunan aminoasitler ve mineraller, hastaların daha çabuk iyileşmesini sağlamaktadır. Bu çorba tatsız tutsuz kuru tavuk göğsünü daha lezzetli ve daha sağlıklı yemek için güzel bir opsiyon. Tavuk göğsünü tatlandırmak için bazen yağlı soslar kullanılıyor ve içi yine de tatsız oluyor. Çorbada tereyağı ve unu kullanma sebebi, çorbayı daha yoğun bir hale getirmek. İsterseniz kullanmayabilirsiniz.

avgolemono çorbası

 

AVGOLEMONO ÇORBASI TARİFİ

MALZEMELER

6 çorba kaşığı pirinç
3 su bardağı tavuk suyu
1 çorba kaşığı tereyağı

Terbiyesi için;

1 çorba kaşığı limon kabuğu rendesi
1 adet limonun suyu
2 adet yumurta
Karabiber
Tuz

avgolemono çorbası

YAPILIŞI

Öncelikle tavuk suyunu kaynatın ve yıkanmış pirinçleri ekleyin.

Pirinçler pişince, yağını, tuz ve karabiberi de ekleyin.

Ardından terciyesini hazırlamaya başlayın.

avgolemono çorbası

Terbiye için; limon suyu ve yumurtayı iyice çırpın, sıcak çorbadan alarak terbiyeye azar azar alarak ısıtın ve çorbaya karıştırarak ilave edin.

Terbiyeyle özdeştiğinde altını kapatın velimon kabuklarını serperek servis edin. 

Afiyet olsun…

Her derde deva olarak nitelendirilen incirin ara öğünlerde sabah aç karna en çok tüketilen meyvelerden biridir. En lezzetli yiyecekler arasında yer alan incir bağırsakları çalıştırdığı içinde kilo vermeye de yardımcıdır. Peki yaz aylarının en lezzetli meyvesi olan incir diyette yenir mi, Günde kaç incir yemeli? İncir ile ilgili en merak edilenleri sizler için sıraladık.

Dut familyasından gelen bir bitki olan incir yüzyıllardır severek tüketilen lezzetli meyvelerden biridir. Bütün dünyada sıklıkla üretilen bir meyve incir içerisinde diyet lifi, mineral, vitamin ve antioksidan barındırıyor. Hem taze olarak tüketilen hem de yaş olarak tüketilen incir daha çok Akdeniz bölgesinde yetiştiriliyor. Düşük kalorili besinler arasında yer alan inciri diyet listenize ekleyebilirsiniz. Sindirimi düzelterek daha hızlı kilo vermenizi sağlayan inciri günde kaç adet tüketmeli, incir kaç kalori? İşte lifli bir yapıya sahip olan incir ile ilgili bilmeniz gerekenler:

İNCİR KAÇ KALORİ?

  • 100 gram incir 74 kaloridir.
  • 1 adet orta boy incir 65 gram ve 48 kaloridir.
  • 1 adet büyük boy incir 80 gr ve 59 kaloridir.
  • 1 adet küçük boy incir 50 gr ve 37 kaloridir.
  • 1 su bardağı incir suyu 126 kaloridir.
  • 1 tatlı kaşığı incir reçeli 10 kaloridir.
  • 1 yemek kaşığı incir reçeli 15 kaloridir.
  • 100 gr incir reçeli 98 kaloridir
  • 100 gr kuru incir 249 kaloridir.
  • 1 adet kuru incir 50 kaloridir.

İncir kaç kalori

DİYETTE İNCİR YENİR Mİ?

Lif açısından zengin olan incir yaz mevsiminde taze olarak kış mevsiminde ise kurutulmuş bir şekilde ara öğünlerin en sağlıklı atıştırmalıklarından biridir. Diyetisyenlerinde önerdiği inciri gün içerisinde 2 veya 3 adet tükettiğiniz takdirde uzun saatler boyunca tok kalmanızı sağlayacaktır. Ayrıca son zamanlarda popüler olan ve oldukça etkili olduğu düşünülen incir ve zeytinyağı kürü sayesinde yavaşlayan metabolizmanızı hızlandırarak hem kilo verebilir hem de kabızlık problemini ortadan kaldırmak mümkün.

Diyette incir kilo aldırır mı

İNCİR VE ZEYTİNYAĞI KÜRÜ NASIL YAPILIR?

Küçük bir kavanozun içerisine kuru incirleri küp küp doğrayın. Kavanoza dolacak şekilde ayarlayın. Daha sonra üzerine hakiki doğal zeytinyağını ekleyin. Ağzına kadar doldurduktan sonra ağzını sıkıca kapatın. Her sabah aç karna 1-2 parça incir aldıktan sonra üzerine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı içebilirsiniz. İnanılmaz bir etki sağlayan bu kür sayesinde hem bağırsak sağlığınızı koruyup hem de sindirim problemlerinizi ortadan kaldırabilirsiniz.  Ayrıca zayıflayama etkisini de görmeniz mümkün. 

İncir ve zeytinyağı kürü nasıl yapılır

İNCİR KİLO VERDİRİR Mİ?

İçerdiği yüksek diyet lifi konsantrasyonu sayesinde besinleri daha iyi sindirilmesine ve göbek yağını daha hızlı kaybetmenize yardımcıdır.

İncirin içindeki ‘ficin’ enzim sayesinde göbek yağlarınız çok kısa sürede veda edebilirsiniz.

Kış mevsiminde günde 1 veya 2 adet kuru incir tüketerek sağlığınızı korumaya ve kilo vermeye devam edebilirsiniz.

İncir kilo verdirir mi

İNCİR KİLO ALDIRIR MI?

Diyetisyenler her zaman her yiyecek için ölçülü ve kontrollü yiyecek tüketmenin önemini vurguluyor. Bu yüzden tükettiğiniz her besinde olduğu gibi incirde de günlük tüketim miktarını abartmamak gerekiyor. Özellikle kuru inciri günlük fazla tükettiğiniz takdirde vücudunuza daha fazla şeker ve daha fazla kalori oranı gireceğinden kilo alabilirsiniz. Bu yüzden günde en fazla 2 veya 3 incir tüketmeniz daha sağlıklı ve faydalı olur. 

İncir kilo verdirir mi?

İnsanlar doğdukları andan itibaren çevresiyle uyumlu ilişkiler kurmaya çalışır. Bu uyum süreci ne kadar başarılı olursa, o kadar mutlu ve huzurlu oluruz. Çocuklarda sosyal uyum güçlüğü ve duygusal uyum güçlüğü olarak iki farklı uyumsuzluktan bahsedilir. Psikolojik olarak rahatsızlık olduğunu dile getiren uzmanlar açıkladı. Uyumsuz çocuk kimdir? Uyumsuz çocuğun özellikleri nelerdir?

İlk olarak uyum, insanın sahip olduğu özelliklerle kendi benliği ve içinde bulunduğu çevresi arasında dengeli bir ilişki kurmasına denir. Kısacası insanın kendisi ve çevresiyle barışık olmasını anlatmaktadır. Çocuğun dünyaya geldiği andan itibaren keşfetme ve çözümleme olayı devam eder. Bu süreçte çocuk toplum içine karışıp sosyalleşince uyum içerisine girmeye başlar. İşte tam bu nokta da da uyumsuzluk uyumun tam zıttıdır. Kendisiyle ve çevresiyle barışık olamayan, ilişki kurma konusunda sıkıntı çeker, olan ilişkileri devam ettirme güçlüğü çeken insanlar için kullanılmaktadır. Çocuklar arasında uyumsuz davranış olarak gösterilen, yaramaz, haylaz, sinirli, geçimsiz olarak adlandırılır. Hızlı büyüme ve gelişme içinde olan çocukta, her yeni gelişmeyle birlikte değişik şartlar ve güçlükler yeni bir uyum çabası gerektirir. Bu dönemde de geçici uyum bozuklukları görülebilir.

uyumsuz çocuk

UYUMSUZ ÇOCUK KİMDİR?

Çocukları uyumsuz olarak nitelendirmeden önce bazı noktaların incelenmesi gerekmektedir. Çocuğun gelişim çağı önemli bir faktördür. Belli dönemlerde yaşanan çocuklarla olan her duruma uyumsuz gözüyle bakılmaması gerektiğini belirten uzmanlar, bazı dönemlerle çocuğun gelişimsel dönemine denk geldiğini ve keşfetme sürecinde olan çocuğun ebeveynlere uyumsuz geldiğini belirtti. Mesela 2-4 arası çocuğun inatlaşması, uyumsuzluk değil, bireyselleşme çabasıdır. 3-6 yaş grubu da cinsel yönelimini keşfetme sürecinde olduğu için hırçın ve saldırgan özellikler gösterebilmektedir.

uyumsuz çocuk

Örnek üzerinden açıklayan uzmanlar, okul öncesi çocuğun yalan söylemesinin normal olduğunu çünkü hayali yalan dediğimiz onun için var olan ama gerçekte var olmayan şeyleri kabul ettiğini belirtti. Ya da etrafında bir kaçış olarak bunu görüp denemsi yine keşfetme içgüdüsüyle alakalıdır. Oysaki okuldan sonra yalan söylemeye devam ediyorsa çocuk, bunun bir uyumsuzluk belirtisi olduğu ve aslında bir problem yaşandığının görülmesi gerektiğinin işaretidir. 

uyumsuz çocuk

Bunun gibi tuvalet eğitimi aldıktan sonra bile sık sık altını ıslatması, saldırgan davranışlarına sürekli devam etmesi uyum problemi çektiğini kanıtlamaktadır. Mesela 5-6 yaşında bir çocuğun kardeşinin kıskanması normaldir ama gün geçtikçe azalmak yerine artarak devam ediyorsa, kıskanç çocuğun da uyum problemi yaşadığı görülür.

uyumsuz çocuk

UYUMSUZ ÇOCUK ÖZELLİKLERİ

  • Öğrenmede zihinsel, duyusal ya da sağlık etmenleriyle açıklanmayacak yetersizlik,
  • Yaşıtlarıyla ve öğretmenleriyle uygun ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik,
  • Normal durumlarda uygunsuz türde davranış ya da duygular,
  • Genel mutsuzluk ve çöküntü durumu,
  • Kişilik ya da okul problemleriyle ilişkili fiziksel belirti ve korku,
  • Algısal sapmalar,
  •  Dil ve konuşmada sapmalar ve diğer insanlarla ilişki kuramama,
  • Başkalarına yönelik saldırganlık

uyumsuz çocuk

ÇOCUK NEDEN UYUMSUZ OLUR?

Konuya göre uyumsuz çocuklar ikiye ayrılır; “duygu bozukluğu olanlar” ve “sosyal bozukluğu olanlar”. Çocuklarda uyumsuzluğa neden olan sebepler ise; çocuğun doğuştan taşıdığı biyolojik etmenler, çocuğun gelişim döneminde aile ilişkileri ve ailenin çocuğa gösterdiği ya da göstermediği ilgi, çocuğa okulda uygulanan aşırı sınır ve kurallar da aşağılayıcı, rencide edici davranışlar, sınıftaki çatışmalar örnek gösterilebilir.

uyumsuz çocuk

DESTEK ALINMALI!

Biyolojik olarak başlayan süreçte, ilk dünyayı ona öğreten aile ikinci faktör olarak uyumsuzluğu tetiklediğinde, bir de okulda küçük düşme, rencide durumlarına maruz kalan çocuğun hayatında problemler olacaktır. Uyumsuz olarak nitelendirdiğimiz özellikleri de taşıyorsa, bir uzman tarafından destek alınmalıdır. Çünkü çocuk bu şekilde mutlu olamazken, hayatı boyunca bir yük olarak da taşımayı tercih edecektir. Aksini bilmediği için, saldırgan tarafının ağır basacağını ve herkese karşı böyle davranacağını belirten uzmanlar, toplumdan dışlandıkça daha da körükleneceğini ve daha kötü hallere gelebileceğinin uyarısını yaptı. 

Hafta içi her gün TV8 ekranlarında yayınlanan Doya Doya Moda programında birinci ve elenen isim merak konusu oldu. Haftanın başı itibariyle puan toplayan yarışmacılar, her Cuma günü kolyenin sahibi olmak için kıyasıya çekişiyor. Peki Doya Doya Moda programında 2 Eylül’de en yüksek puanı toplayan isim kim oldu? Doya Doya Moda programında kim elendi?

TV 8 ekranlarında hafta içi her gün yayınlanarak izleyiciyi modaya doyuran Doya Doya Moda programında cıvıl cıvıl kombinlerle sahneye çıkan yarışmacılar arasından 2 Eylül’de en yüksek puanı alan yarışmacı merak konusu oldu. İşte Doya Doya Moda programının 2 Eylül tarihinde birinci ve sonuncu olan ismi…

Doya Doya Moda Tina Özdemir

DOYA DOYA MODA 2 EYLÜL PUAN DURUMU

Doya Doya Moda’da günün konsepti “Hayalimdeki gelinlik” oldu. Günün birinci ismi 40 puanla Tina oldu. Elenen isim ise Neslihan oldu.

Tina: 40

Zeynep: 40

Aleyna: 38

Nihan: 37

Hülya: 37

Esra: 37

Neslihan: 36

Doya Doya Moda Neslihan

DOYA DOYA MODA JÜRİ ÜYELERİ

Doya Doya Moda jüri koltuğunda Gülşah Saraçoğlu, Yasemin Yılmaz, Serdar Uzuntaş ve Uğurkan Erez yer alıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;

İzel-Çelik-Ercan konserinde büyük talihsizlik! Ünlü şarkıcı sahnede bayıldı

Ünlü oyuncu Esra Bilgiç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dikkatleri üzerine çekti. Güzel ve başarılı oyuncu tercih ettiği kıyafetiyle hayranlarından tam not aldı. İşte Esra Bilgiç’in gündem olan o kıyafeti…

Engin Altan Düzyatan ile başrollerini üstlendiği Diriliş Ertuğrul’da sergilediği performansla ününe ün katan, son olarak Murat Yıldırım ile Ramo dizisinde rol alan başarılı oyuncu Esra Bilgiç, güzelliğiyle yine ön planda. Ünlü oyuncu Twitter hesabından yaptığı paylaşımla dikkatleri üzerine çekerken, giydiği elbise moda severlerden tam not aldı. Özel ve farklı bir tasarımla kamera karşısına geçen Bilgiç, siyahın asilliğinin yanında beyazdan saf bir dokunuş sunmuş.

Esra Bilgiç

SOSYAL MEDYAYA DAMGA VURDU

Oyunculuğunun yanı sıra duru güzelliğiyle kendini sevdiren Esra Bilgiç, siyah ve beyaz özel tasarım bir elbiseyle kamera karşısına geçti. Siyah balık bir eteğe sahip olan elbisenin üst kısmı beyaz renkte büzgülü tasarlanmış. Elbise, arkadan bileklere kadar inen bu göz alıcı kocaman detayıyla adeta bir kuş figürünü andırıyor.

Ayrıca Bilgiç, kullandığı siyah taşlı kalp kolyesi ve iri yüzüğüyle bu tasarım harikası olan elbisesini tamamlamış.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;

İzel-Çelik-Ercan konserinde büyük talihsizlik! Ünlü şarkıcı sahnede bayıldı

Hafta içi her gün TV8 ekranlarında yayınlanan Doya Doya Moda programında birinci ve elenen isim merak konusu oldu. Haftanın başı itibariyle puan toplayan yarışmacılar, her Cuma günü kolyenin sahibi olmak için kıyasıya çekişiyor. Peki Doya Doya Moda programında 1 Eylül’de en yüksek puanı toplayan isim kim oldu?

TV 8 ekranlarında hafta içi her gün yayınlanarak izleyiciyi modaya doyuran Doya Doya Moda programında yarışmacılar önceki gün “Plajda yaza veda partisi” konsepti için hazırlandı. Cıvıl cıvıl kombinlerle sahneye çıkan yarışmacılar arasından 1 Eylül’de en yüksek puanı alan yarışmacı merak konusu oldu. İşte Doya Doya Moda programının 1 Eylül tarihinde birinci ve sonuncu olan ismi…

Doya Doya Moda Tina Özdemir

DOYA DOYA MODA 15 AĞUSTOS PUAN DURUMU

Doya Doya Moda’da günün konsepti “Plajda yaza veda partisi” oldu. Günün birinci ismi 20 puanla Tina oldu.

Tina 20 puan

Zeynep 17 puan

Aleyna 13 puan

Esra 10 puan

Hülya 9 puan

Nihan 6 puan

Neslihan 6 puan

DOYA DOYA MODA JÜRİ ÜYELERİ

Doya Doya Moda jüri koltuğunda Gülşah Saraçoğlu, Yasemin Yılmaz, Serdar Uzuntaş ve Uğurkan Erez yer alıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;

Gülşen’in ev hapsinin kaldırılması talebi mahkeme tarafından reddedildi

Akromegali hipofiz bezinden büyüme hormonu üretiminin artışı ile karakterize bir hastalık olduğunu bilinmektedir. Mesela yüzüğünüz dar geliyor ya da kolunuza taktığınız saatiniz artık sıkıyorsa dikkat etmeniz gerekebilir. Tedavi sonucu geçme olasılığı yüksek olan bu nadir hastalığı Prof. Dr. Sema Yarman açıkladı. Akromegali nedir? Akromegali hastalığı neden olur? Akromegalinin tedavisi var mı?

Akromegali, hipofiz bezinden büyüme hormonu üretiminin artışıyla görülen el ve ayak çeşitli uzuvlarda kabalaşma oluşturan bir nadir hastalıktır. Yüz hatlarında da bir kabalaşma belirtisi gösteren akromegali hastalığı her 100 bin kişiden 3’ünde görülen nadir bir türdür. Bu konuda Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sema Yarman akromegali hastalığını açıkladı.

akromegali hastalığı

AKROMEGALİ NEDİR?

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sema Yarman “Çok nadiren genetik geçişli olabilen akromegalinin nedeni çoğunlukla hipofiz bezinin büyüme hormonu salgılayan hücrelerinden çıkan ve kanser olmayan iyi huylu bir tümördür. Bu tümörden aşırı miktarda salgılanan büyüme hormonu diyabet, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, uyku-apne sendromu, eklem ağrısı, ellerde uyuşma ve güçsüzlük, kalın bağırsakta polip, tiroit tümörü ve çok daha nadir başka tümör oluşumlarına yol açabilir” açıklamasında bulundu.

akromegali hastalığı

AKROMEGALİ HASTALIĞI NEDEN OLUR?

Akromegali hastalığının en yaygın sebebi hipofiz bezinden büyüme artışına sebep olan iyi huylu tümörlerdir. Baş ağrısı, görme bozukluğu gibi belirtilerin bazıları tümöral dokunun yakındaki beyin dokularına bası etkisinden kaynaklandığı açıklandı.

akromegali hastalığı sonucu

AKROMEGALİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Prof. Dr. Yarman hatalığın belirtileri ifade ederken “En erken rastlanan belirtilerin başında ‘yumuşak doku artışına bağlı el ve ayaklarda büyüme’ geliyor. Diğer belirtiler ise kaş kemerlerinin öne doğru belirginleşmesi, alt çenenin öne doğru çıkması gibi yüz hatlarında kabalaşma, diş aralarının açılması, dudaklarda dolgunluk, burun ve dilde büyüme, ellerde uyuşma ve güçsüzlük, ciltte kalınlaşma ve yağlanmada artış, aşırı terleme, göğüsten süt gelmesi ve eklem ağrısı şeklinde sıralanıyor. Tümör büyüyerek çevresindeki dokulara baskı yaparsa baş ağrısına; görme sinirine (optik kiazmaya) baskı yaparsa da görmede azalmaya neden olabiliyor. Tümörün çok büyüyüp hipofiz bezinin diğer hormonları salgılayan sağlam hücrelerine baskı yapması halinde ise bu hormon eksikliklerine bağlı yorgunluk ve halsizlik, kısırlık, adet düzensizliği, erkeklerde cinsel güçte azalma ve isteksizlik gibi tablolara yol açabiliyor. “ sözlerini kullandı.

dar yüzük

Rahatlıkla gözlemlenebilen bu büyüme belirtileri, hastanın günlük hayatına yansıdığı için teşhiste sıkıntı yaşanmadığını belirten Yarman “Hasta uzun süre görüşmediği bir tanıdığının kendisine çok değişmiş ve irileşmiş olduğunu söylediğinde bu sorunu fark edebiliyor. Bu durumda hastanın yeni ve 7-8 yıl önceki fotoğraflarını karşılaştırması işe yarayabilir. Bazen tesadüfen karşılaştığı bir Akromegali hastasından duyarak kendisi de bu hastalığı taşıdığını düşünebiliyor. Ya da ailesinde kendisi gibi sonradan irileşen ve beyin ameliyatı geçirmiş kişilerin bulunduğunu öğrenebiliyor.” açıklamasında bulundu.

akromegali hastalığı

AKROMEGALİNİN TEDAVİSİ VAR MI?

Tedavi sürecinin çoğunlukla kolay geçtiğini ve olumlu sonuçlar alındığını belirten Yarman, tedavide ilk basamağın hipofiz ameliyatlarında deneyimli bir beyin cerrahı tarafından bulunan tümörün burundan girilerek çıkartılması olduğunu belirtti. Yarman “Genellikle küçük tümörlerin çıkarılması büyük olanlardan daha başarılıdır. Büyük tümörlerde ise ameliyat, baş ağrısının giderilmesinde ve görme bozukluklarının ortadan kaldırılmasında oldukça etkilidir. Ancak tamamen çıkarılması mümkün olamayan çok büyük tümörlerde ameliyat sonrası ilaç veya ışın gibi ek tedaviler gerekebilir” sözlerini kullandı.

Koronavirüsün sebep olduğu pandemi süreci her ailede köklü değişikliklere sebebiyet verdi. Bir çok çocuk ailesi dışında insan görmediği için, anneye yada babaya bağımlı hale geldi. Ailenin bu kadar yakın vakit geçirmesi iyi olurken, olumsuz durumları da peşinden getirdi. Anne bağımlılığı nasıl geçer? Çocuklarda anne bağımlılığına karşı 7 öneri!

Yanlış ebeveyn tutumları bazen çocuklarda anne bağımlılığına (bağımlı anne sendromuna) yol açabiliyor. Bu durum günlük hayatı zorlaştırırken, çocuğun kendi hayatını biçimlendirmesine de zorluk çıkartıyor. Özgüven problemi çeken çocuk, kendini keşfedemiyor ve sürekli olarak ileri yaşında da bağımlılıklarla uğraşıyor. Doğumdan sonra güçlenerek devam eden anne sevgisi aşırıya kaçtığında ortaya çıkan bağımlı anne sendromu aslında tam olarak özellikle 3 yaşında başlıyor. 3 yaşında dünyayı keşfetmeye çalışan çocuk bir taraftan da özgür olmak ister. Özgürlüğü bastırılmış çocuk ise anne bağımlılığı ile hayatına devam eder. Bunun ilerlemesiyle birlikte okul fobisini de ortaya çıkaran bu durum, çocukta ruhsal ve bilişsel gelişimi de engellediği görülmüştür.

anne bağımlılığı

ANNE BAĞIMLILIĞI NASIL GEÇER?

ÇOCUKLARDA ANNE BAĞIMLILIĞINA KARŞI 7 ÖNERİ!

1- NEDENİ GENELDE EBEVEYNLERDİR

İlk 3 yaşta sosyalleşme becerisi kazanan çocuk, bu döneme kadar anneye bağımlı bir halde hayatına devam eder. Temel ihtiyaçlarını gidermeye başlayan çocuk ise yavaş yavaş bu yaştan sonra dışarıya dönmek ister. Çocuk yaşının getirdiği beceri ve yetileri kazandıkça bu bağımlılık hali azalır. Kısacası bağımlılık halini bağlılık alır. Eğer çocuk bağımlı olmaya devam ederse, psikososyal gelişimleri ilerlemez ve birey olduğunu kabul edemez hale gelir. Bu da çocukta çok ciddi özgüven problemleri oluşturur.

çocuğunu ksııtlayan anne

2- AŞIRI KORUYUCU VE KISITLAYICI AİLE YAPISI

Çocuğun anneye bağımlı olmasında pek çok etken rol oynamaktadır. Özellikle pandemi sürecinde eve kapanan ailelerde çocuklar, ebeveynlerinin yaşadıkları kaygıyı hisseder. Ebeveynlerin bu kaygıları doğrultusunda kısıtlayıcı ve koruyucu olduğunu düşündüğü tutum ise çocukta “Annemsiz / babamsız bir şey yapamam” algısı oluşturur. Bağımlılığın devamını önleyecek olan en etkili kurallar ise çocuğun gelişen yetileri doğrultusunda yapabileceklerine izin vermek, onu onaylamak ve güven duymasını sağlamaktır.

okul fobisi

3- OKUL FOBİSİ ORTAYA ÇIKABİLİR

Anne bağımlılığı olan çocukta özgüven eksikliği ve beraberinde okul fobisi ortaya çıkar. Okulda uyum zorlanması, arkadaş ilişkilerinde problemler, çekingenlik, utangaçlık, hırçınlık gibi kendini gösterirken, annenin okulu sevdirmesi ve artık tek başına hayatına devam edebileceğinin algını oluşturması gerekiyor. Bunu yaparken de hiç bir zaman tek kalmadığını, sürekli yanında olduğunuzu ama bazen sizin olmamanız gereken yerler olduğunu idrak ettirmeniz gerekiyor.

annenin çocukla konuşması

4- NET OLUN

Çocuğa ne anlatırsanız anlatın, doğru ve net olmaya gayret gösterin. Çocuğunuz sizin netliğinizi anladığında davranışlarına ona göre şekil verecek ve olması gerektiğinin farkına varacaktır. Alternatif seçeneklerden ziyade herkesin yapmak zorunda olduğunu ama sizin yanınızda olduğunuzu tekrar tekrar vurgulamaktan kaçınmayın.

anne çocuk konuşma

5- ÖZGÜVENİ DESTEKLEYİN

Çocuğun anne bağımlılığına karşı kullanabileceğiniz en büyük silahınız ona kendi başına bir şeyler yaptırmaktır. Özgüveni yüksek olan çocuk bağımlı olmaz. Bu doğrultuda onun sevdiği şevk veren, eğlendiren işleri kendi başına yapmasına izin verin. Sokağın başındaki bakkaldan ekmek alması gerektiğini söylerken, onu onun görmeyeceği şekilde izleyebilirsiniz. Böylece onu tek başına yapmış olmasının verdiği mutluluktan da mahrum etmemiş olursunuz.

annesinden ayrılmayan çocuk

6- AYRILIKLARDA SOĞUKKANLI DURUN

Çocuk ne yaparsa yapsın, şuanda bunu yapmak zorunda olduğunu bilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla çocuğun ağlama krizlerine ve bağırmalarında iletişim kurmaya çalışırken oldukça soğukkanlılığınızı koruyun. Sabırlı olmanız, bu ayrışma sürecinde geri adım atmamanız çok önemli. Eğer işin içinden çıkamadığınızı düşünürseniz de bir uzmandan yardım almaya çalışın.

aşırı koruyan aile

7- AŞIRI KORUYUCU DAVRANMA

“Aman sana bir şey olur”, “Dur sen korkarsın ben bakayım”, yada “Sen onu yapamazsın ver ben yapayım” gibi sözlerden uzak durmaya çalışın. Bunu artık hayatınızın her alanında bırakmaya çalışın. Anne içgüdüsü “Aman çocuğuma zarar vermesin, kendine zarar verir” düşüncesiyle hareket etse de en büyük zararı bu şekilde veriyor olabilirsiniz. Çocuğun yardım istemeyi öğrenmesi için ilk önce sizin bırakmanız gerekiyor. Kendi denedikten sonra eğer işin içinden çıkamıyor veya yapamıyorsa o yardım istedikten sonra müdahalede bulunmaya çalışın. Ciddi bir zarar vereceği durum ortada yoksa sessizce bir köşeden izlemek çocuğun el becerilerinin gelişmesini sağlarken, özgüvenini de dengelemesine olanak sağlar.

İzmir’in en meşhur kahvaltı lezzetlerinden boyoz yapımı için aramadığınız tarif, sormadığınız pastane kalmamışsa işte tam da doğru adrestesiniz. Çıtır çıtır ağızda dağılan tadıyla tam kıvamında muhteşem boyoz tarifi bugünkü yazımızda.

İzmirlilerin 500 yıllık vazgeçilmez lezzeti boyoz, özellikle kahvaltı sofralarını şenlendirmeye devam ediyor. İspanyolca ‘bohça’ anlamına gelen ‘bollos’ kelimesinden türetilen boyoz, kente özgü bir damak tadı var. İzmirlilerin olmazsa olmazları arasında yer alan bu enfes lezzet, 1492 sonrasında İspanya’dan göç ederek kente yerleşen Sefarad Yahudileri tarafından İzmir mutfağına kazandırıldı.  Haşlanmış yumurta ve çay eşliğinde tüketilen boyozun nasıl yapıldığını merak eden vatandaşlar, en pratik boyoz tarifini internette araştırıyor. Peki, nasıl? İşte, 500 yıllık bir geçmişi olan boyoz için gerekli malzemeler ve boyozun yapılış aşamaları:

BOYOZ TARİFİ:

MALZEMELER

500 gram un
250 mililitre ılık su
Yarım tatlı kaşığı toz şeker
Çeyrek su bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tuz

YAPILIŞI

İşe unu elemekle başlayın. Elenmiş unu derin bir karıştırma kabına veya mutfak tezgahının üzerine alın.

Una toz şekerini ve tuzunu ilave edin. Toz karışıma yavaş yavaş ılık su ekleyerek hamuru yoğurmaya başlayın.

Hamuru 10 dakika kadar güzelce yoğurun. Kıvamı kulak memesi yumuşaklığından biraz daha sert olacak şekilde bir hamur elde edeceksiniz.

Bu hamurun üzerini hava almayacak şekilde streç filmle kaplayın ve 20 dakika kadar dinlenmeye bırakın.

Dilenen hamuru rulo şeklinde açın ve ceviz büyüklüğünde hamur bezelerine ayırın.

Bezelerin üzerini nemli bir bezle örtün ve oda sıcaklığında tekrar 20 dakika bekletin.

Dinlenen hamurları merdane kullanarak açın. Üzerlerine zeytinyağı sürün.

Açıp, yağladığınız bütün bezeleri üst üste dizin ve hamuru inceltebildiğiniz kadar açın.

Yağlı hamur açma işlemini, mümkünse mermer bir tezgahta yapmanız işinizi kolaylaştıracaktır.

Üst üste dizdikten sonra incecik açtığınız yağlı hamur katlarını zarf şeklinde katlayın.

Zarf şeklindeki hamuru rulo şeklinde sarın.

Yağlı hamur rulosunu son kez oda sıcaklığında 20 dakika kadar dinlenmeye bırakın.

Fırını 200 derecede ısıtmaya başlayın. Kullanacağınız fırın tepsisinin tabanını yağlı kağıtla kaplayın.

Dinlenen yağlı hamurdan dilediğiniz büyüklükte hamur parçaları kesin. Bu parçaları elinizle hafifçe yuvarlayın.

Yuvarladığınız hamur parçalarının orta kısımlarına parmağınızla bastırdıktan sonra aralıklarla fırın tepsisine yerleştirin.

Önceden 200 derece ısıtılmış fırında üzerleri güzelce kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun…

Hintlilerin meşhur tarifi olan dosa, Türk mutfağında kahvaltıların vazgeçilmezi olan krebe çok benziyor. İçerisinde kullanılan malzemelerden lezzetini alan dosa, ister ekmek niyetine isterseniz de tek başına tüketebilirsiniz. Peki dosa nedir ve nasıl yapılır? Hint mutfağının meşhur dosa tarifi nasıl hazırlanır?

Bazı ülkeler vardır ki, kültürüyle tüm dünyanın ilgisini çeker. Hindistan bu ülkelerden bir tanesidir. Çünkü müzikleriyle, filmleriyle, sokaklarıyla, insanlarıyla ve daha da önemlisi yemekleriyle, dünyada eşi benzeri bulunmayan bir yerdir. Hindistana gidip de mutfağına hayran kalmamak mümkün değil. Hindistanda vejetaryen olduğunuzu söylediğinizde lakto vejetaryen olduğunuz düşünülüyor, yani süt ve süt ürünleri tüketen vejetaryen. Hindistanda vejetaryenler yumurta yemedikleri için, her tür krep, pasta, tatlıların yumurtasız kabartma yöntemlerini biliyorlar. Bugün sizlere vereceğimiz daso tarifini de hint mutfağının spesyalitelerinden.  Bu krep, yemeklerin yanında yenebileceği gibi, tek başına (sambar ve hint ketcabı olan çatnilerle) kahvaltılık olarak da tüketilebilir.

DOSA TARİFİ:

MALZEMELER

3 ölçü kabı beyaz pirinç
1/4 ölçü kabı esmer pirinç
1 ölçü kabı kuru börülce
1 çay kaşığı çemen tohumu
1/2 ölçü kabı süt
1/2 limonun suyu
tuz
pişirmek için sıvı yağ

YAPILIŞI

Sütü cam bir kaseye alın ve limon suyunu ekleyip sütü kestirmek için kenarda bekletin.

Pirinçleri karıştırın ve sudan geçirerek, en az 2-3 saat suyun içinde bekletin.

Aynı şekilde börülceyi de ayrı bir kapta suyun içinde 2-3 saat çemen tohumuyla birlikte bekletin.

Daha sonra önce pirinci suyuyla, ardından çemenli börülceyi suyuyla ayrı ayrı robottan geçirip sıvı bir bulamaç haline getirin. Ardından bu iki ayrı bulamacı tek kapta birleştirin ve karıştırın.

Bulamaçla kesik sütü karıştırın. istediğiniz kadar tuz koyun. Daha sonra kepçeyle tavaya alarak tek tek pişirin.

Afiyet olsun…