Son yıllarda Türk pastanelerinin en çok satılan lezzetlerinden biri olan ve bir kez tdanın sık sık almak istediği Biscotti kurabiyesinin tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Ekmek gibi pişirilen enfes Biscotti, çay ve kahve saatlerinizin vazgeçilmezi olacak. Peki Biscotti nasıl yapılır? İşte tarifi:

İtalyan mutfağının kıtır lezzetlerinden biri olan biscotti, Türk mutfaklarına hızlıca yerleşti. Çok kalorili gözüken biscotti sandığınızdan daha hafif olabilir. Çay ve kahvenin yanında atıştırmalık olarak tüketebileceğiniz enfes biscotti, ara öğünleriniz için mükemmel bir seçenek olacaktır. Evde kolayca biscotti pişirmek istiyorsanız tarifi bugünkü yazımızda bulabilirsiniz.

BİSCOTTİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet orta boy yumurta
3/4 su bardağı toz şeker
3 yemek kaşığı tereyağı
Yarım su bardağı badem (irice kıyılmış, kabuksuz)
Yarım su bardağı kurutulmuş karışık meyve parçaları
3 su bardağı un
1,5 tatlı kaşığı kabartma tozu
Yarım çay kaşığı tuz
1 adet rendelenmiş orta boy portakal kabuğu

Üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
1/4 su bardağı  toz şeker

YAPILIŞI

Hazırlayacağımız bu tarif sıcak fırında pişmesi gerektiği için önceden fırını 170 dereye ayarlayın. 

Un, kabartma tozu ve tuzu ayrı bir kaba eleyerek hazır hale getirin.

Tereyağı ve toz şekeri derin bir karıştırma kabında krema halini alana kadar mikser yardımıyla karıştırın.

Tereyağlı toz şeker karışımına yumurtaları teker teker ekleyip karıştırma işlemini sürdürün. Rendelenmiş portakal kabuğunu katın. Arzuya göre kullanacaksanız vanilyayı bu aşamada ekleyin.

Unlu karışımı içerisine ilave ekledikten sonra biscotti karışımını tahta bir kaşık ya da spatula yardımıyla kıvam alana kadar karıştırın.

Badem kırıkları ve kurutulmuş karışık meyve parçalarını hamurun içerisine ekledikten sonra homojen kıvama gelene kadar karıştırın.

Hazırladığınız hamuru mutfak tezgahına aldıktan sonra hafifçe unlanmış bir zemin üzerinde yaklaşık 5-6 cm. eninde, üzeri hafif basık iki adet uzun rulo hazırlayın.

Ruloları, yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı olarak yerleştirin. Üzerlerine çırpılmış yumurta sarısı serip toz şeker serpiştirin.

Hamurları yaklaşık 30 dakika fırında pişirdikten sonra oda ısısında kısa süre bekletin.

Keskin bir bıçak yardımıyla verev şeklinde dilimleyin.

Dilimlenen biscottileri altı boş bir ızgara teli üzerine dizdikten sonra önceden ısıtılmış 150-160 derece fırında 20 dakika daha pişirerek kurutun.

Pişen biscottileri servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kokusu buram buram tüm mutfağı saracak, lezzetiyle adeta damaklarda iz bırakacak olan enfes sirkeli poğaçanın tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Misafirlerinizin çok beğeneceği kalabalık sofraların vazgeçilmezi olacak sirkeli poğaça cam kavanozda saklayabileceğiniz enfes bir tarif.

Çay saatlerinin vazgeçilmez lezzetleri arasında bulunan poğaça oldukça doyurucu bir tercihtir. İster kahvaltı vakitlerinde ister öğle veya beş çayı saatlerine yakışan poğaça tercihe göre mayalı, mayasız, sade, peynirli, zeytinli, yumuşak veya gevrek yapılabilir.  Hamur işlerine sirke eklemenin ne kadar etkili olduğunu ve tuzlu tariflere çok yakıştığı hazırladığımız bir yazıda söylemiştik. Dünyaca ünlü şeflerin kullandıkları bir sırrı olan sirkeyi bugün poğaçanın içerisine ekliyoruz. Yapımı oldukça kolay ve tadı enfes olan sirkeli poğaçanın tarifi yazımızda.

SİRKELİ POĞAÇA TARİFİ:

MALZEMELER

125 gram oda sıcaklığında tereyağı
3/4 su bardağı yoğurt
Yarım su bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tuz
1 adet yumurta
1 paket kabartma tozu
1 yemek kaşığı sirke
3 su bardağı un
1 adet yumurta akı

Üzeri için;

2 adet yumurta sarısı
1 yemek kaşığı çörek otu

SİRKELİ POĞAÇA

YAPILIŞI

Poğaçaları hazırlamaya geçmeden önce fırını 180 dereceye ayarlayın.

Unu derin bir kabın içerisine eleyin. Oda sıcaklığındaki tereyağını una yedire yedire karıştırın.

Yumurta akı, yumurta, yoğurt, zeytinyağı, tuz, kabartma tozu ve sirkeyi unlu tereyağlı hamura yedirin.

Homojen bir kıvam alıncaya kadar yoğurun ve hamuru 10-15 dakika dinlendirin.

SİRKELİ POĞAÇA

Hazırlanan hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar alarak kağıt serili fırın tepsisine şekil vererek koyun.

Yumurta sarısını üzerine sürüp, çörek otu serpin.

Fırına koyarak yaklaşık 25 dakika pişirin.

Pişen poğaçaları dinlendikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Sıcak havaların vazgeçilmez çorbalarından biri olan yoğurt çorbasının içerisine evelik otu ekleyerek yapıldığında hem şifa deposu hem de serinletici olur. Peki evelik otlu yoğurt çorbası nasıl yapılır? Sizler için hızlı bir şekilde yapabileceğiniz evelik otlu çorbanın tarifini araştırdık.

Kanda biriken toksinleri temizlemede etkili olan evelik otundan yapılan çorba ile mevsim geçişleri ve ani sıcaklık değişimine karşı vücut ısısını korumada etkilidir. İnsan sağlığına oldukça etkisi olan evelik otu özellikle yoğurt ile tüketildiğinde iki kat daha fazla fayda sağlar.

Oldukça şifalı bir bitki olan evelik otu su kenarlarında yetişmektedir. Sulak alanı seven evelik otu olgunlaşınca kahverengiye dönüşür ve tohum verir. Bu tohumlar ekilerek çoğaltılabilir.  Siz de evelik otu bulabilirseniz, tarifi oldukça pratik olan bu çorbayı evlerinizde deneyebilirsiniz. 

EVELİK OTLU YOĞURT ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

1 yemek kaşığı riviera zeytinyağı
30 gram süzme yoğurt
25 gram yoğurt
1 tatlı kaşığı un
1 su bardağı sıcak su
Evelik otu
Tuz
Karabiber
2 nane yaprakları

YAPILIŞI

Kısık ateşte unu yağda kavurun.

Başka bir kasede çırptığınız yoğurdu iyice koyup karıştırmaya devam ederken azar azar su ekleyin.

Diğer malzemeleri de ekleyip karıştırmaya devam edin.

Yarım saat sonra ocaktan alıp kaseye ekleyerek limon sıkıp servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Trakya mutfağının meşhur lezzetlerinden biri olan Hayrabolu tatlısının tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Lezzetiyle damaklarda iz bırakacak olan Hayrabolu tatlısı kıvamıyla da göz dolduruyor. Sofralarınıza Trakya mutfağından nefis bir tatlı servis temek isterseniz mutlaka tarifimizi denemelisiniz.

Tekirdağ’a özgü, Rumeli göçmenlerinin Trakya mutfağına kazandırdığı Hayrabolu tatlısı, tuzsuz taze peynirle yapılan ve tahinin sos olarak kullanıldığı aynı zamanda ilk bakışta Kemalpaşa tatlısına benzeyen yöresel bir tatlıdır. İlk ismi ‘‘kadı tatlısı” olan bu tatlı, orijinalinin yapılması için özellikle tuzsuz taze peynir kullanılması gerekiyor. Kemalpaşa tatlısını andırsa da, tek farklı hayrabolu tatlısın da daha çok yumurta kullanılmasıdır. Peki evde hayrabolu tatlısı nasıl yapılır? Gelin birlikte öğrenelim…

hayrabolu tatlısı

HAYRABOLU TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

Yarım kilo tuzsuz peynir
3 adet yumurta
2 su bardağı un
Yarım su bardağı irmik
1 çay kaşığı karbonat
Yarım çay kaşığı kabartma tozu

Şerbeti için;

4 su bardağı su
3 su bardağı şeker
3 damla limon suyu

Üzeri için;

Tahin
Fıstık

YAPILIŞI

Bir kabın içerisine peyniri alıp çatalla ezin. Daha sonra kalan malzemeleri içerisine ekleyip yoğurun.

Hazırlanan hamurdan parçalar alıp yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

150 derece fırında kızarana kadar pişirin. Bu sırada tencerede şerbeti hazırlayıp ılık olması için kenara alın.

Pişen tatlıları ılık şerbete bandırıp tabağa alın.

Üzerine tahin ve çekilmiş cevizle servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Moda tasarım öğretmeni olan Şerife Timurlenk, moda dünyasında bir ilke imza attı. Üretim hatası olan maskelerle gelinlik tasarlayan Timurlenk sayesinde Boyner, yeni bir iyilik hareketi başlattı. 500 medikal maske kullanılarak tasarlanan gelinlik, 17 Ağustos’ta sergiye çıktı. İşte moda harikası o gelinlik…

Moda dünyasında toplumsal bir konuya dikkat çekildi. Kırıkkale’de yaşayan moda tasarım öğretmeni Şerife Timurlenk, şimdilerde satışı çok olan gelinlikler üzerinde yeni bir tasarıma imza attı. Üretim hatası olan medikal maskelerden tasarlanan gelinlikle, yaklaşık iki yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan küresel salgın için farkındalık kazanmak ve sağlık bilimi öğrencilerinin eğitimine destek olmak hedeflendi.

Timurlenk, tasarladığı gelinlikte 500 üretim hatası medikal maske kullanırken, diğer malzemeleri de kullanım değeri yitirilmiş atıklardan seçti. Dolayısıyla gelinlik, tamamen atık-ileri dönüştürülmüş malzemelerden meydana getirildi.

500 medikal maskeyle tasarlanmış gelinlik

SAĞLIK BİLİMİ ÖĞRENCİLERİNİN EĞİTİMİNE DESTEK OLUYOR

Boyner, proje ile aynı zamanda Lokman Hekim Sağlık Vakfı aracılığıyla da sağlık bilimi öğrencilerinin eğitimine destek oluyor. İpliklerden iç astarına kadar tamamen atık ve ileri dönüştürülmüş malzemelerle hazırlanan gelinlik, 17 Ağustos’ta sergiye açıldı. Bu eşsiz tasarım 21 Ağustos’a kadar ziyaretçilere sunulacak.

Giyim tercihleriniz biyolojik yaşınızdan çok kendinizi hangi yaşta hissettiğinizi gösterir. 1965-1980 yılları arasında doğanlar X Kuşağı, 1980-2000 yılları arası doğanlar Y Kuşağı, 2000 yılı ve sonrasında doğanlar Z Kuşağı olarak adlandırılırken sen hangi kuşağa göre giymeyi tercih ediyorsun? Bu içeriğimizde, X-Y ve Z kuşağının giyim tercihlerini mercek altına aldık. işte giyim tercihlerine göre kuşaklar…

Her kuşağında döneminde moda sektörü değişkenlik gösterirken günümüze yansıttıkları geçmişin izlerini de taşıyor. Çoğu zaman gözler önüne serdiği akılalmaz tasarımlarında nostalji dokuları günümüze uyarlı modernize ediyor. Dolayısıyla giydiğimiz bir kıyafette kuşaklar arası yolculuk yapabiliriz. Aynanın karşısına geçtiğimizde bazen ruh halimize göre X kuşağıyken bir anda Z gençliğiyle karşı karşıya kalabiliriz. Ya da iki kuşaktan da kocaman birkaç yılın izlerini almış Y kuşağının gönlü X ve Z arasında kalabilir. Moda dünyası yalnızca renkleri ve ürünlerin tasarımlarıyla değil, tercihlerimizi ve nasıl hissettiğimizi gözler önüne sermeyle de ilgileniyor. Influencer Rabia Özkan, Sena Sever ve Hülya Aslan da tanıttıkları kombinlerle aslında kuşakların giyim tercihlerini gözler önüne seriyor. Biz de bu yüzden X-Y ve Z kuşaklarının giyim tercihlerini gözlemledik. İşte X-Y ve Z kuşaklarının giyim tercihleri…

X-Y VE Z GİYİM TERCİHLERİ! SEN HANGİ KUŞAKŞIN?

Renkli, sportif ve biraz umursamaz tavır: Z kuşağı;

Sena Sever

Hayat felsefesine özgürlüğü endeksleyen Z kuşağı, giyim tercihlerinde hem kişiliğini hem de bulunduğu dönemi net bir şekilde yansıtıyor. Uyumun olmasını umursamayan rahat ve salaş olmayı seven 20’li yaşların tesettürlü gençleri, karşımıza bazen simsiyah bazen de rengarenk çıkabilir. Bunun yanı sıra günümüzün ikonik trednlerini de takip etmekten uzak durmayan Z kuşağı gençleri, her daim özgür ve enerji dolu…

O halde bu parçalardan en az 5 tanesi sizin gardırobunuzda varsa tam bir Z kuşağısınız demektir: Pamuk ve penye şalların her rengi, bol paça jean, beyazından siyahına en canlısından desenlisine oversize gömlekler, denim jile, salopet ya da tulum, şirin yakalı tunikler, eşofman takımları, sneaker ya da Converse tarzı ayakkabılar.

Trend, şık ve modern tercihler: Y kuşağı;

Rabia Özkan

İki kuşağın arasında kalan Y kuşağı biraz daha olgunlaşan havasıyla vermek istediği mesaj Z kuşağına göre biraz daha farklı. Tabi bunda okuldan döneminden çalışma hayatına geçişin etkisi de var. Daha güçlü, hayatın içinden, ayaklarının üzerinde durabilen bir tavır sergiler. Bu sebeple her ne kadar rahat parçalar giymeyi tercih etse de şık ve modern görünmekten geri durmaz.

Sayacağımız bu parçaları Y kuşağını yansıtmaya yetiyor:

Birden fazla blazer ceket, pantolon – ceket takımları, bol yüksek belli krep pantolon, beyaz oversize gömlek, diz altı trençkot, A kesim gömlek elbise, pileli etek, orta boy topuklu stiletto, laofer, kalın tabanlı sneaker, el çantası, ipeksi görünen şal.

Kendini bilen, minimalist, ve rahat terihler: X kuşağı;

Hülya Aslan

Güçlü ve kendini bilen duruşuyla uçuk kaçık olmaktan kaçınan, her zaman minimalist görünüm takınan X kuşağının tesettürlü kadınları, ara ara yazlık ya da parlak renklerle gönül eğlendirebilirler. Ancak genellikle siyah, bej, beyaz gibi otoritesi yüksek tonlarla hayatı benimserler. Trendleri eskisi gibi takip etmeden demode olmayı da asla tercih etmeyen X kuşaı kadınları şık olmayı istediği kadar rahatlığı da hayatlarının odak noktasına koyar.

X kuşağını yansıtan en iyi parçaları da şu şekilde belirledik:

Maksi boy trençkot, giy – çık pardösü, oversize çiçek desenli elbise, bol pantolon tunik takımı, siyah kloş etek, ekoseli etek/ceket, geniş kalıp penye elbise, siyah takım elbise, krep tunik, stiletto, makosen, babet, el çantası, büyük gözlük, desenli eşarp ve şal.

Yurt dışında kurulan ve Türkiye’de de satış yapan 4moms isimli bir markanın bebek salıncakları bir bebeğin ölümüne sebep olurken başka bir bebeğin de boynundan yaralanmasına sebep oldu. 2 milyonun üzerinde bebek salıncağı sattığı öğrenilen 4moms, müşterilerine mail atarak ürünleri geri istedi. İşte habere dair tüm detaylar…

Merkezi yurt dışında olan 4moms isimli bir markanın satışa sunduğu bebek arabalarındaki büyük tehlike ortaya çıktı. Yanlış tasarlanma sonucu bir bebeğin ölümüne bir bebeğinse boynundan yaralanmasına yol açan bebek arabaları, firma tarafından tüm müşterilerden geri istendi. Markanın 2 milyondan fazla satışının gerçekleştirildiği  MamoRoo ve RockaRoo isimli bebek salıncakları satışı durduruldu.

EMEKLEYEN BEBEKLER İÇİN BÜYÜK TEHLİKE OLUŞTURUYOR

Salıncakların arka kısmında bulunan bağlama kayışlarının emekleyen bebekler için büyük tehlike oluşturduğu öğrenildi. Salıncakların kayışlarının bebeklerin boynuna dolanması halinde boğulma ve yaralanma gibi yeni kazalara sebep olabileceği açıklandı. Bunun ardından şirket yetkilileri ürünü satın alan müşterilere çağrı yaptı.

MamoRoo

“SALINCAKLARI BEBEKLERDEN UZAK TUTUN”

Müşterilere mail atan 4moms şirketi, salıncakların arkasında bulunan kayışların uzanmasını engelleyecek ücretsiz kayış bağlayıcıların şirket tarafından temin edileceğini bildirdi. Kayış bağlayıcı temin etmeyen müşterilerini uyaran şirket, salıncakların bebeklerin ulaşamayacakları yerde saklanması gerektiğinin de uyarısında bulundu.

bebek salıncaklarına dikkat

Öte yandan şirketin resmi sosyal medya hesabından konuya ilişkin şu şekilde açıklama yapıldı:

“ABD Tüketici Ürün Güvenliği Komisyonu (CPSC) ile koordinasyon halinde, 4moms bugün bazı MamoRoo ve RockaRoo bebek salıncakları ve rockçılarını geri çağırdı. Buna 4 anne MamaRoo bebek salıncağı ve tüm RockaRoo rockçılar dahildir. Bu yaz piyasaya sürülen ve 5 noktalı koşumu olan MamoRoo’nun yeni sürümü buna dahil değildir. Geri çağırılan salıncak veya sallayıcı kullanılmadığında, bağlama kayışları koltuğun altına sallanabilir ve emekleyen bebekler kayışlara dolanabilir. Şu anda bu salıncaklardan birine sahipseniz, salıncak veya sallayıcı kullanılmadığında kayışların koltuk altına uzanmasını engelleyecek ücretsiz kayış bağlayıcı almak için hemen bizimle iletişime geçmenizi rica ederiz. Daha fazla bilgi ve ücretsiz kayış bağlayıcı talep etmek için lütfen profilimizdeki bağlantıyı ziyaret edin. Emin olun, güvenlik 4moms’da en yüksek ömceliğimizdir. Bu yüzden müşterilerimizin ve ailelerinin güvenliğini sağlamak için bu çözümü tasarladık. Katılımınız için şimdiden teşekkür ederiz.”

İş insanı Serkan Kodaloğlu’ndan boşanan şarkıcı Petek Dinçöz, çocukluk arkadaşı işletmeci Nida Büyükbayrakdar ile nikah masasına oturdu. Dinçöz, düğünü için tercih ettiği gelinliğiyle tam not aldı. İşte Petek Dİnçöz’ün düğüne damga vuran gelinliği…

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

İş insanı Serkan Kodaloğlu 2014 yılında evlenip 5 ay önce yolları ayıran şarkıcı Petek Dinçöz, mutluluğu çocukluk arkadaşı işletmeci Nida Büyükbayrakdar’da buldu. Önceki gün Büyükbayrakdar ile dünyaevine giren Dinçöz, güzelliğiyle çok konuşulurken tercih ettiği gelinlik, tasarımıyla göz doldurdu. Adeta düğüne damga vuran gelinlik dillere dolandı.

Petek Dinçöz ve eşi Nida Büyükbayrakdar

GELİNLİĞİ TAM NOT ALDI

Büyükbayrakdar ile lüks bir otelde nikah ve düğün töreniyle evlenen Dinçöz’ün gelinliği davetliler ve hayranlarından büyük beğeni aldı.

Petek Dinçöz gelinliğiyle tam not aldı

Petek Dinçöz Büyükbayrak, balık kesim ve sade detaylı gelinlikle herkesin şahitliği eşliğinde, Nida Büyükbayrakdar ‘a evet dedi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;

Polonya’da “Barış” temalı NATO Konseri düzenlendi

Gastronomi yazarı ve TV programcısı gurme Vedat Milor kebapçıları gezerek çok konuşulacak bir açıklamada bulundu.

Vedat Milor kebapçıları gezerek yiyecekleri değerlendirdi. Milor, “lüks kebapçılarda lezzet yok. Salaş mekanlar daha başarılı.” dedi.

Gurme Vedat Milor, sosyal medyada anket düzenledi. Geçen yıllarda menemen soğanlı mı soğansız mı diyerek tartışma başlatan Vedat Milor bu kez kebapçıları eleştirdi.

Gittiği bir lokantada Adana yiyen ve özgüyle bahseden Milor, “lüks kebapçılarda lezzet yok.” diyerek pahalı kebapçıları eleştirdi.

Milor’un bu paylaşımına takipçilerinden binlerce yorum gelirken vatandaşlardan “Her işletme kafasına göre fiyat belirliyor. Mezelerin bile fiyatı yüksek. Porsiyonlar öyle küçük ki doymak mümkün değil.” eleştirileri geldi.

Halen ilaç yapımında antibiyotik özelliklerinden faydalanılan mantarlar arasında şimdilerde adını sıkça duyduğumuz cincile mantarı hakkında merak edilen tüm detayları bugün yazımızda veriyoruz. Cincile mantarı nedir ve cincile mantarı nasıl pişirilir? Cincile mantarından yapılan yemekler haberimizin detaylarında.

Kuzu göbeği sezonunun hemen ardından gelen zamanda, yaz başında çıkmaya başlayan daha çok köknar ve iğne yapraklı ağaçların yoğun olduğu bölgelerde yetişen cincile mantarı, yörenin özelliğine bağlı olarak Ekim ayına kadar bulunabilir. Türkiye’de en fazla Bolu ve Karaman çevresinde yetişen cincile mantarı, ebat olarak da oldukça ufaktır. Bu da toplamasını ve bulmasını zorlaştırır. Eti gri ve mavi renklere sahiptir. En belirgin özelliği ise koparıldığında yanık lastiğe benzer bir koku salmasıdır. 

cincile mantarı

CİNCİLE MANTARI NASIL TEMİZLENİR?

Cincile mantarı böcekleri ve sinekleri kendine çekmediği için, kolayca temizlenebilir. Topraktan sökülen veya satın alınan mantarın sap kısmı, şişkin olan tabandan kesilir. Şapkası ise fırça ile temizlenebilir. Temizlenen mantarlar fırında kurutulduktan sonra kavanozda veya buzlukta saklanabilir.

CİNCİLE MANTARI NASIL TEMİZLENİR?

CİNCİLE MANTARI NASIL PİŞİRİLİR?

Sert bir aromaya sahip olan bu mantar farklı tariflerde kullanılabilir. Keskin olan kokusunu engellemek için yemeğe eklenmeden önce haşlanmasında fayda vardır. Haşlandıktan sonra süzülmeli ve daha sonra tariflerde kullanılmalıdır. Salçalı ve sulu yemeklerin yanı sıra sote, salata, makarna ya da çorbalarda da kullanılabilir.

CİNCİLE MANTARI NASIL PİŞİRİLİR?

Cincile mantarını en kolay pişirme yöntemi fırında pişirmedir. Üzerine garnitür ve eklendikten sonra fırında pişirerek kolayca leziz bir yemek elde edilebilir. Mantar çorbası şeklinde de yapıldığında oldukça lezzetli olur.

CİNCİLE MANTARININ FAYDALARI:

  • Lif bakımından zengin olduğu için ani şeker yükselmesine neden olan insülin salınımını düzenlemektedir.
  • Uzun süre tokluk hissi verir ve zayıflamaya yardımcı olur.
  • İçerdiği selenyum minerali sayesinde kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir.
  • A, K, D ve B grubu vitaminleri açısından oldukça zengin olan mantar çeşidi kendine has lezzetiyle dikkat çeker.
  • Yüksek oranda demir içeren mantar çeşidi anemi hastalığının tedavisini destekleyici rol oynar.

CİNCİLE MANTARI YEMEĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

Yarım kilogram cincile mantarı
1 adet kuru soğan
2 adet sivri biber
1 çorba kaşığı salça
2 adet domates
Baharatlar ve sıvı yağ

CİNCİLE MANTARI YEMEĞİ TARİFİ:

YAPILIŞI

Mantarları bol su ile yıkanarak temizleyin. Temizlenen mantarları geniş bir tencereye koyularak üzerine su ekleyin ve birkaç dakika haşlandıktan sonra süzün.

Süzülen mantarları bir kenara alarak bekletin. Bir tencere içerisine piyazlık olacak şekilde soğanları doğrayın ve hafif pembeleşinceye kadar kavurun.

Daha sonra içine doğranmış biberleri ekleyin ve birkaç dakika daha kavurun.

Domateslerin kabuklarını soyarak küp küp doğrayın.

Doğranan domatesleri salça ile birlikte tencereye ilave edilerek kavurun.

Kavurma işleminden sonra baharatlar ve mantarlar da eklenerek karıştırın ve orta ateşte pişirin.

Afiyet olsun…