Bir döneme danslarıyla damga vuran Tanyeli fazla kilolarından kurtulmak için bıçak altına yatarak tüp mide ameliyatı oldu.

Aldığı kilolarla görenlerin tanımakta zorluk çektiği ünlü oryantal Tanyeli sonunda çözümü tüp mide ameliyatıyla buldu. Eşi İlker Sünneli ile Avustralya’ya yerleşen Tanyeli, 99 kiloyu görünce mide ameliyatı olmak için Türkiye’ye geldi.

Tanyeli, ameliyatının başarılı geçtiğini sosyal medyada eşiyle yürüyüş yaparken çekilen fotoğrafını paylaşarak duyurdu:

“Bursa’dan sevgiler. Mide ameliyatımın üzerinden 20 gün geçti, en zorunu kolay atlattık. Ben artık her türlü sebzenin pürelerini yemeye başladım ve günlük yarım saatlik yürüyüşlerime devam ediyorum, bu fotoğraf karesi eşimle yaptığımız yürüyüşten. Bu ameliyattan sonraki süreci benim için kolaylaştıran en önemli şey, dualar oldu. Bu aralar dualarım bütünün ve bizlerin hayrı için.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;

Bahar Şahin’den fenomen annelere tepki: Çocuklarınızı 25-30 yaşındaki kadınlar gibi…

Teknolojinin her geçen gün daha da ilerlemesiyle, ebeveynlerde bu kavramın nimetlerinden yararlanmak istiyor. Anne ve babalar, daha sanatsal olarak bebeklerine fotoğraf çektirmek istiyorlar. Bunun için en uygun zamanının ne vakit olduğunu, yenidoğan fotoğrafçılığına dair bütün bilgileri sizler için derledik. Yenidoğan bebek çekimi nedir? Bebek çekimi ne zaman yapılır? Bebek fotoğraf çekimi zararlı mı?

Teknolojinin bu kadar ilerlemesiyle birlikte, ebeveynler dijital ortamda hem de çıkartıp bakmalık bebeklerinin güzel fotoğraflarının çekilmesini istiyorlar. Çocuklarının o hallerini sonsuza dek saklayabilmek adına güzel anıların biriktirilmesi için uğraşan ebeveynler yenidoğan fotoğrafçılığına ilgiyle yaklaşıyorlar. Yenidoğan fotoğrafçılığına ilişkin kafasında bir çok soru işareti barındıran ebeveynler, çocuklarını da nasıl insanlara emanet ettiklerini ve kime nasıl güveneceklerinin de merakı içerisindeyken, yenidoğan fotoğrafçılığına ilişkin tüm bilgileri derlediğimiz haberimize göz atmanızı tavsiye ederiz.

yenidoğan fotoğrafçılığı

YENİDOĞAN FOTOĞRAF ÇEKİMİ NEDİR?

İsminden de anlaşılacağı üzere yenidoğan fotoğrafçılığı doğumun ardından bebekle bebeğin ebeveynlerine yapılan oldukça özel bir çekim türüdür. Kulağa her ne kadar fotoğraf çekebilen herkesin yapabileceği bir şeymiş gibi gelse de; yenidoğan bebek fotoğrafçılığını yapacak kişinin eğitim almış olması ve bilinçli olması şarttır. Anne karnındaki bebeğin, dünyaya gelişinin ardından bebeğin doğal görüntüsünün süslü karelerde vurgulanması işi, hem bebeğin rahatını bozmadan hem de zarar vermeden yapılması çok önemlidir. Bu durum bazında yenidoğan fotoğrafçısının bebekler hakkında da rahatlatıcı teknikleri bilmesi ve uygulayabilmesi de oldukça gereklidir.

yenidoğan fotoğrafçılığı

BEBEK ÇEKİMİ NE ZAMAN YAPILIR?

Çekimin yapılabileceği en geç tarih de bebeğin 12 günlük olduğu zamandır. Çünkü bu zaman diliminde bebekler hala anne karnındaki davranışlarını devam ettirmektedir. Ayrıca 5 ve 12 gün arası süreçte (normal şartlarda) bebeklerin henüz bebek sivilceleri çıkmamıştır ve gaz sancıları da başlamamıştır. Bu sayede de fotoğraflarda daha keyifli pozlar verebilir. Ayrıca çekimi yapacak kişinin yeni doğmuş bebeklerin fizyolojik olarak anlatıldığı kurslara gitmesi gerektiği bir gerçektir.

yenidoğan fotoğrafçılığı

BEBEK FOTOĞRAF ÇEKİMİ İÇİN ÖNEMLİ NOKTALAR

  • Bebeklerin fotoğraf çekimi öncesinde tüm ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. (yemek, bez gaz vb.)
  • Ortamın yaklaşık 28 derece olması ve nem oranının %40 ila %60 arasında bulunması gerekmektedir.
  • Ortamın yeni havalandırılmış ve hijyenik olması gerekir.
  • Bebeğe değecek tüm eşya ve ekipmanın dezenfekte edilmesi konusunda fotoğrafçı uyarılmalıdır.
  • Bebeklerin retinalarının hassas olduğu bilinciyle flaş kullanılmaması gerektiği konusunda fotoğrafçı uyarılmalıdır.

yenidoğan fotoğrafçılığı

BEBEK FOTOĞRAF ÇEKİMİ ZARARLI MI?

Eğer bilinçli bir profesyonel fotoğrafçı ile çalışıyorsanız, hiç bir sıkıntı olacağını düşünmüyoruz. Bununla birlikte dikkat etmeniz gereken noktaları tekrar uyarısını yaparak çekimi gerçekleştirebilirsiniz. Fotoğrafçının çocuğa verdirdiği hareketlerden korkan anneler genelde zarar mı sorusunu sorsa da, bebeklerin elastik yapısının unutulmaması gerekmektedir. Daha çok verilen pozlarda anne karnındaki gibi bir duruş verdirilip bağlanır. Annelerin bu konuda rahat ve gönüllerini ferah tutması, anının tadını çıkartmasını tavsiye ederiz. 

Bebeklerini kucağına alan anne ve babalar, doğru bakımı uygulayabilmek adına bebekleri için pervane olurlar. Yenidoğan bebeğin hassas cildi ve bünyesine yönelik bakım şartlarını uzmanlar açıkladı. Yenidoğan bebeğin bakımı nasıl olur? Bebek bakımında nelere dikkat edilmelidir?

Taburcu edilmeden önce bebek hemşireleri tarafından temel yenidoğan bebek bakım eğitimi verilse de evde yenidoğan bebeğin bakımına ilişkin anne bireyleri heyecanlı ve endişeli olabilirler. Bununla birlikte “Acaba bebeğime bakarken nerede yanlış yapıyorum?” sorusu da annelerin korktuğu ve endişelendiği konular arasında yer alır. Yenidoğan bir bebeğin bünye ve cilt hassaslığı göz önünde tutulduğunda, dünyaya adapte olmaya çalışan bir birey olarak düşünülmeli ve ebeveynlerin uzmanların fikirlerine danışmaktan çekinmemesi gerekmektedir. Uzmanlar tarafından aktarılan yenidoğan bebek bakımı ve bebek bakımında dikkat edilmesi gereken konuları sizler için derledik…

yenidoğan bebek ve annesi

YENİDOĞAN BEBEK BAKIMI NASIL OLUR?

Yenidoğan bebek bakımı aslında ebeveynlerin düşündüğü kadar zor bir durum değildir. Birkaç hafta içerisinde oturacak düzenin başlarında biraz bocalansa da, yenidoğan bebeğin temel ihtiyaçları bellidir. Yenidoğan bebek adı altında ilk 28 günlük bebek tasvir edilir. Bebeğin bu ilk 28 günde önemli konular alt temizliği, göbek bakımı, cilt bakımı ve banyo gibi konularda bilgiye ihtiyaç duyulabilir. Bu konuda her anne baba acemilik çektiğini ve sorarak öğrendiği unutmamak en büyük meselelerden biridir. 

yenidoğan bebek emzirme

EMZİRME DÜZENİ

İlk haftalarda emzirme düzensiz ilerler, bebek her istediğinde emzirilmesi gerekmektedir. Her iki göğsü de eşit derecede emzirmek ve süt çıkarmak önemli bir konu olduğunu belirten uzmanlar, bir seferde birinden emdiyse, diğer seferde diğer göğüsün verilmesi gerektiğini belirtti. İlk 10 dakikadan sonra süt daha yağlı gelmeye başlayacaktır. Bebekte doygunluk hissi uyandıran yağlı anne sütü, ayrıca emzirdikçe annenin rahim ve vajinal kas sistemini tetikler ve iyileşmesine yardımcı olur. Bebek emmesiyle, sütü sağmanın aynı etkiyi oluşturmadığını belirten uzmanlar, bebeğin emme gücü ne kadar yüksekse annenin de kendini toplama hızının o kadar yüksek olduğunu belirtti. Günde yaklaşık 10 – 12 kere emmesi beklenen bebeklerde ilk 4 – 6 ay gece beslenmesi olması şarttır. Emzirilen bebeğe su vermenin zararlı olduğunu açıklayan uzmanlar, ek gıdalara kesinlikle 6 aydan sonra başlanılması hususunda da uyarıda bulundu.

yenidoğan altını değiştirme

DIŞKI VE İDRAR SIKLIĞI

Yenidoğan bebeğin ilk ayında dışkısının günde 6 ila 8 kez çıkabileceğini bildiren uzmanlar, anne sütüyle beslenene bebeğin dışkısının da cıvık ve sulu olacağını belirtti. Bu bağlamda sürekli endişelenen ve korkan annelerin rahat olması gerektiğini zaten herhangi bir katı gıda tüketmeyen bebeğin ihtiyacını karşılayabildiği için, korkulacak bir durum olmadığı açıklandı. Dışkı ilk günler yeşil tonlamasında olurken, daha sonraları altın rengine benzer bir tona bürünmektedir. 2 aydan sonra bebeğin günde iki ya da dört kere dışkılamasının da normal olduğu belirtildi.

yenidoğan bebek göbek bağı

GÖBEK BAKIMI VE ALT DEĞİŞTİRME

Bebeğin altı sık sık değiştirilmelidir. Ciltlerinin çok hassas oluşundan kaynaklı pişik ve yanık acılarından uzak tutmak için, olabildiğince organik ıslak mendillerle temizlenmesi gerekmektedir. Beslenmeyle bağırsak hareketleri artacağı için, beslenmeden sonra altının hemen pisleneceği bilinmeli ve değiştirilmelidir. Bebeğin altı çok kirli ise yıkanmasının daha doğru olduğunu belirten uzmanlar, göbek bölgesinin ekstra korunması gerektiğini de belirtti. Göbek bölgesinin kuru ve temiz kalması gerekmektedir. Henüz yeni doğanda kapanmayan göbek bağının çabuk enfeksiyon ve mikrop kapma olasılığı bulunmaktadır. Günde 1 – 2 defa alkollü bez ile göbek bağı bölgesini temizleyip kurulayın. İlk iki hafta kanama olmasının da normal olduğunu belirten uzmanlar, yine kanama durumunda alkolle temizlenebileceğini belirtti.

bebek temizliği

BEBEK BICI BICI SAATİ

Göbek düştükten 1 gün sonra bebeğin duş alındırabileceğini açıklayan doktorlar, göbek düşmeden önce su ve sabunla temizlenmemesinin daha doğru olduğunu belirtti. En uygun olanın yine bebekleri süngerle ya da yumuşak bir bezle silinmesi gerektiği açıklandı. Bunun dışında ağzı çenesi ve boyun kısmı özellikle katmanlı bölgelerinin sıklıkla temizlenmesi ve pişiğe karşı dikkatli olunması gerekmektedir. Sabun artığının da kalmaması bebeğin cildi için oldukça önemlidir. 

bebeklerde cilt bakımı

BEBEĞİN CİLT BAKIMI

Her banyo sonrası yağ ya da krem sürmenin gerekmediğini belirten doktorlar, bebek cildinin hassaslığı üzerinde durdu. Krem ve yağlar bebeğin terlemesini önlerse, ufak sivilce ve isilik tarzında döküntüler meydana gelebilir. Eğer cildi kurur da çatlak ve pullanma meydana gelirse bebek losyonu yada nemlendiricini günde 2 kez sürebilirsiniz. 

BEBEK İÇİN İDEAL ODA ISISI 21 İLA 24 DERECEDİR. ÜŞÜDÜĞÜNÜ ANLAMAK İÇİN BURNU VE ELLERİNE BAKMAK GEREKMEKTEDİR.

bebek

BEBEK BAKIMINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

  • İlk olarak ziyaretler ilk zamanlarda azaltılmalıdır. Yabancı insanların temasından kaçınılması gerektiğini belirten uzmanlar, daha dünyaya alışmaya çalışan bebeğin birden fazla bakteri ve virüse bulaşması enfeksiyon ya da hastalık kapmasına sebebiyet verebilir.
  • Araba koltuğu muhakkak bebek doğmadan önce temin edilmeli ve araba koltuğu olmadan araca bindirilmemelidir.
  • Bebek uyurken sürekli olarak pozisyonunu değiştirin, su kadar narin olan kafa bölgesinin yassılaşmaması ve gelişimsel olarak zarar görmemesi için, sağ ve sola sürekli sırtına destek yastık koyarak çevirmeye çalışın.
  • Yenidoğan bebeğin gözlerinde çok fazla çapak olabilmektedir. Bunları kaynamış soğumuş suya bandırılan pamuk ya da temiz yumuşak peçete ile temizleyebilirsiniz.
  • İlk 4 aylık bebeklerde gaz problemi oldukça yaygındır. Ağlama krizlerinde ya da huysuzlukta ilk yapılması gereken bebeğin gazını çıkartmaktır. 
  • Sizi yakından tanımasına olanak sağlayın, sürekli konuşun ve şarkılar söyleyin. İçeride duyduğu sesin size ait olduğunu anlayan yenidoğan bebekle hem iletişim daha kuvvetli bir bağ ile başlatılmış olur hem de çocuğun ileri de daha kolay konuşmasına yardımcı olduğu belirtilmiştir.

Günlük hayatımızda tercih ederken keyif aldığımız kıyafet ve aksesuarlar sağlığımızı tehdit edebilir. Bu sebeple şık görünmekten önce giyilen kıyafetlerin kumaşları, şekilleri ve takılan aksesuarların materyalleri önemlidir. Peki sağlığı etkileyen kıyafet çeşitleri nelerdir? İşte tüm detaylar…

Geçmişten günümüze her geçen gün gelişmekte olan moda, geniş ürün ve tasarım yelpazesiyle hayatımızın odak noktasında olmayı başardı. Moda deyince akla genellikle şık ve estetik bir görünüm gelirken bazı markalar, son yıllarda rahat parçalara şıklığı da dokuyarak insan sağlığı için tasarımlar yapmaya başladı. Ancak buna rağmen, dönem dönem vitrinlerde gördüğümüz dar pantolonlar yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Bu da büyük oranda ergonomik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bunun yanı sıra tasarımı ve rengiyle gönülleri çalan bazı kıyafetler, kumaşlarına bakılmaksızın alınıyor. Kumaşlar üzerinde mevsimine göre uygun olmayan tercihler, bir takım deri rahatsızlıklarının oluşmasına sebep oluyor. Buna imitasyon takıları da ekleyebiliriz. Peki insan sağlığını etkileyen kıyafet çeşitleri nelerdir?

SAĞLIĞI ETKİLEYEN KIYAFETLER!

  • Dar giyinmek;

Dar pantolon

Bazı dönemler varlığını unuttursa da hayatımızdan bir türlü çıkmayan aşırı dar pantolonlar, kan dolaşımını etkilediği için varise de sebep olabiliyor. Dar pantolonlar yalnızca kadınlarda eğil erkekler de büyük oranda olumsuz etkiler bırakabiliyor.

  • Yapay deriler;

Yapay deriler

Her sezon mutlaka mağaza reyonlarında ya da vitrinlerde gördüğümüz deri kıyafetler, yapısal olarak son derece önem verilmesi gereken ürünler arasında yer alıyor. Suni deri ürünler, uzun süreli kullanımlarda ciltte ciddi sorunlara neden olabiliyor. Kimyasal maddeler kullanılarak üretilen bu tarz kıyafetlerin hem kalitesiz hem de sağlıksız olduğu söylenebilir.

Hakiki deri ürünlerine oranla daha fazla tercih edilmelerinin nedeni, daha düşük fiyatları kapsaması ve tasarımlarda estetik bir detay verilmesi diyebiliriz.

  • Sahte gözlükler;

Sahte gözlükler

Bazı gözlükler ise ucuz üretim maliyeti nedeniyle optik cam kullanmak yerine mika ve plastik üretimden elde edilen taklit şeklinde piyasada yer alıyor. Bu gözlükler çerçeve ve camıyla her ne kadar şık görünüşe sahip olsa da göz sağlığını tehdit ediyor. Camlarda UV koruması olmadığı için güneş ışınlarının göze temasını hem engellenemiyor. Öte yandan bu ışınları daha zararlı bir hale getirebiliyor.

  • Topuklu ayakkabılar ve düz taban ayakkabılar;

Modanın önemli unsurlarından biri de ayakkabılardır. Genellikle görünüş bakımında giyilen ayakkabılar, yanlış tercihler sonucu ortopedik rahatsızlıklara sebebiyet verebiliyor. Dolayısıyla fazla yüksek topuklu ya da düz tabanlı ayakkabılar, ileriki zamanlarda kişide duruş bozukluğu, bel ve sırt ağrısı gibi sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle daha rahat ve ortopediye göre ayakkabıların tercih edilmesi şıklıktan önce gelmelidir.

  • Sahte takılar;

Sahte takılar

Kadınların vazgeçilmez aksesuarlarından olan takılardaki tercihler, cilt hastalıklarına sebep olmaması için gerçek üretimlerinden yana kullanılması gerekir. Aksi durumda imitasyon takılar, ciltte deri dökülmesinden kaşıntıya, alerjiden egzamaya kadar çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Günlük hayatımızda tercih ederken keyif aldığımız kıyafet ve aksesuarlar sağlığımızı tehdit edebilir. Bu sebeple şık görünmekten önce giyilen kıyafetlerin kumaşları, şekilleri ve takılan aksesuarların materyalleri önemlidir. Peki sağlığı etkileyen kıyafet çeşitleri nelerdir? İşte tüm detaylar…

Geçmişten günümüze her geçen gün gelişmekte olan moda, geniş ürün ve tasarım yelpazesiyle hayatımızın odak noktasında olmayı başardı. Moda deyince akla genellikle şık ve estetik bir görünüm gelirken bazı markalar, son yıllarda rahat parçalara şıklığı da dokuyarak insan sağlığı için tasarımlar yapmaya başladı. Ancak buna rağmen, dönem dönem vitrinlerde gördüğümüz dar pantolonlar yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Bu da büyük oranda ergonomik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bunun yanı sıra tasarımı ve rengiyle gönülleri çalan bazı kıyafetler, kumaşlarına bakılmaksızın alınıyor. Kumaşlar üzerinde mevsimine göre uygun olmayan tercihler, bir takım deri rahatsızlıklarının oluşmasına sebep oluyor. Buna imitasyon takıları da ekleyebiliriz. Peki insan sağlığını etkileyen kıyafet çeşitleri nelerdir?

SAĞLIĞI ETKİLEYEN KIYAFETLER!

  • Dar giyinmek;

Dar pantolon

Bazı dönemler varlığını unuttursa da hayatımızdan bir türlü çıkmayan aşırı dar pantolonlar, kan dolaşımını etkilediği için varise de sebep olabiliyor. Dar pantolonlar yalnızca kadınlarda eğil erkekler de büyük oranda olumsuz etkiler bırakabiliyor.

  • Yapay deriler;

Yapay deriler

Her sezon mutlaka mağaza reyonlarında ya da vitrinlerde gördüğümüz deri kıyafetler, yapısal olarak son derece önem verilmesi gereken ürünler arasında yer alıyor. Suni deri ürünler, uzun süreli kullanımlarda ciltte ciddi sorunlara neden olabiliyor. Kimyasal maddeler kullanılarak üretilen bu tarz kıyafetlerin hem kalitesiz hem de sağlıksız olduğu söylenebilir.

Hakiki deri ürünlerine oranla daha fazla tercih edilmelerinin nedeni, daha düşük fiyatları kapsaması ve tasarımlarda estetik bir detay verilmesi diyebiliriz.

  • Sahte gözlükler;

Sahte gözlükler

Bazı gözlükler ise ucuz üretim maliyeti nedeniyle optik cam kullanmak yerine mika ve plastik üretimden elde edilen taklit şeklinde piyasada yer alıyor. Bu gözlükler çerçeve ve camıyla her ne kadar şık görünüşe sahip olsa da göz sağlığını tehdit ediyor. Camlarda UV koruması olmadığı için güneş ışınlarının göze temasını hem engellenemiyor. Öte yandan bu ışınları daha zararlı bir hale getirebiliyor.

  • Topuklu ayakkabılar ve düz taban ayakkabılar;

Modanın önemli unsurlarından biri de ayakkabılardır. Genellikle görünüş bakımında giyilen ayakkabılar, yanlış tercihler sonucu ortopedik rahatsızlıklara sebebiyet verebiliyor. Dolayısıyla fazla yüksek topuklu ya da düz tabanlı ayakkabılar, ileriki zamanlarda kişide duruş bozukluğu, bel ve sırt ağrısı gibi sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle daha rahat ve ortopediye göre ayakkabıların tercih edilmesi şıklıktan önce gelmelidir.

  • Sahte takılar;

Sahte takılar

Kadınların vazgeçilmez aksesuarlarından olan takılardaki tercihler, cilt hastalıklarına sebep olmaması için gerçek üretimlerinden yana kullanılması gerekir. Aksi durumda imitasyon takılar, ciltte deri dökülmesinden kaşıntıya, alerjiden egzamaya kadar çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Tüm yılın yorgunluğunu geride bırakacağınız, ailece çıktığınız yaz tatilinde çocuğunuzun uzun yolculuklarda sıkıntı çıkarması olası durumlar arasındadır. Bir taraftan ebeveynler için heyecan oluştururken, bir taraftan da korku hissettiren çocuklarla yolculuklar önerilerini sizler için derledik. Uzun yolculukta çocuk nasıl oyalanır? Arabada çocukları oyalamak için tüyolar

Bir ebeveynin en özel ve en mutlu olduğu anlardan biri ailece çıkılan tatillerdir. Kocaman senede bir kaç gün ya da haftalık olan tatil iznini en iyi şekilde değerlendirmek isteyen anne babalar, çocuklarıyla belki de ilk tatil deneyimi için bir araya gelip arabaya binecekler. Bu durumda çocuğun huysuzluk yapması ve tatili zehir etmemesi beklenir. En önce arabaya binmeden tatil hazırlıklarından sonra çocuğun güvenliği kontrol edilmelidir. Çocukların güvenliğini sağladıysanız onların araba yolculuklarında sıkılıp ağlamaması, huysuzluk yapmaması için önerilerimize geçelim…

 

UZUN YOLCULUKLARDA ÇOCUKLAR NASIL OYALANIR?

ARABADA ÇOCUKLARI OYALAMAK İÇİN TÜYOLAR…

parmak kukla

PARMAK KUKLALAR

Çantada kolayca taşınabilen parmak kuklalar sayesinde her konuyu kuklalarla konuşabilir, sesinizi değiştirip anlatımlar yapabilirsiniz. Bu konuda hem psiko motor eğitimi için ideal bir aktivite olduğunu vurgularken, bir taraftan da etrafa gülücükler saçarak yolculuk eden çocuğunuzla güzel bağ kurma şansı yakalayacaksınız. Küçük masallar uydurup hareket ettirebilir, direksiyondaki babanın bile parmağına takarken, o konuşup oynamasa da araba süren bir babaymış gibi davranabilirsiniz.

çocukları arabada oyalamak

BEBEKLER İÇİN MASAL ŞARKI…

Araba yolculuklarında çocuklar genellikle uyur. Araba tutması ya da sallanması kaynaklı beşik etkisi oluştururken bebeğin dinlenmesi için ideal zamanlardır. O sırada açtığınız slow bir masal ya da ninni uykusunu getirecektir. Ama dikkat edin sizinki de gelmesin. Arada bezini kontrol edip, karnını doyurup tekrar araba koltuğuna yerleştirirken, müzikle hareket etmek hem ruh halini düzene sokar, hem de rahatlatır.

ÖNEMLİ NOKTA!

Yolculuğa çıkmadan çocuğun uyku düzenine göre bir çıkış saati ayarlarsanız, arabada daha rahat bir yolculuk yaparsınız.

çocukları arabada oyalamak

OYUN HAMURLARI

Araba içerisinde en zevkli aktivitelerden biri de oyun hamurlarıdır. Sallanan arabada daha da zor bir hal alan hamura şekil verme olayı, çocuğu da eğlendirirken, büyüklerinde kahkahalar eşliğinde ilerlemesine sebebiyet verir. Özellikle çevrede görülen şeylerin şekillerini tahmin edip oluşturmaya çalışmak verimli bir aktivite haline dönüşecektir.

çocukları arabada oyalamak

KONUŞAN KİTAPLAR

Eğer yolculuğun tadını bir taraftan sizde çıkarmak istiyor ama çocuğun da sıkılmaması için zorlanıyorsanız. En iyi çözümlerden biri de konuşan kitaplardır. Sayfaları değiştikçe anlatımını yapan kitaplar, hem maddesel olarak ilginç gelip dikkat çekerken, hem de anlattığı konu bakımından çocuğu oyalamaya yetecektir. Size önerimiz araba yolculuğuna çocuğunuzla çıkarken daha önce okumadığı yeni bir sesli kitabı yanınıza almanız olacaktır.

çocuklarla araba yolculuğu

CAMDAN DIŞARI BAKARAK HİKAYE UYDURMA

Çocuklar başka hayatlara dair bir tecrübe ve deneyim henüz geliştirmediği için, dışarıda görünen amcalar, teyzeler üzerinden hikayeler uydurarak anlatım sağlayabilirsiniz. Yeşilliklerin arasında kaç çiçek vardır tahminleri gibi ya da kırmızı arabaları saymak gibi konularda da sıkılmayan çocukların oyalanacağına emin olabilirsiniz.

çocuklarla uzun yolculuk

BOL BOL MOLA VERİN

Çocuğun her şeye rağmen huysuzlaşmasıyla aslında oldukça fazla sıkıldığının ve molaya ihtiyacı olduğunun sinyalini verir. Bol bol molalar verip, ona çevreyi göstermek oldukça etkili bir oyalanma şeklidir. Ayrıca tatilin en büyük keyfi de molalarla ara ara dinlenmelerle çıkar. 

Osmanlı Dönemi yüzyıllardır modaya ilham olmaya devam ediyor. Türk tasarımcılar, Osmanlıya ait antikadan mücevhere çeşitli kıymetli eşyaların ticaretinin yapıldığı bedestenlerden ilham alarak 2022 yaz koleksiyonlarına yeni bir bakış açısı kazandırdı.

Türk moda tasarımcıları Osmanlı döneminden ilham alarak tarihi stili, dijital çağa uyarladı. Seçkin yerel markaların bir arada olduğu LE BEDESTEN markası bu kez alıcılarına Osmanlı esintilerini sunuyor.

En yetenekli tasarımcıların çizgilerinin olduğu kıyafetler, bedestenden dokunuşları da barındırıyor. Osmanlı sultanlarının çok sık kullandığı motifler yeni çağa uyarlandı.

Her sezon farklı tasarımlarla kategorilerini güncelleyen moda dünyasında bulunan LE BEDESTEN, doğayı yansıtan renkler ve basic bir stille tanıtıma sunduğu heyecan verici modeller keşfedilmeye değer.

Anahtar parçalarla ve en zarif renklerin uyumuyla evdeki kıyafetlerle sezonun trend kombini oluşturulabilir. Bayramlarda, günlük aktivitelerde veya özel buluşmalarda para harcamadan gardıroptaki parçaları birleştirerek birbirinden güzel kombinlerle sokak stillerine karışabilirsiniz. Peki evdeki kıyafetlerle nasıl şık kombin yapılır? Yasemin.com ekibi cebinizi düşünerek sizler için uygun önerilerde bulunduk.

Her kadının gardırobu bir hazine kutusu gibidir. Bu kutuda olmazsa olmaz parçalar bulunurken bazen hangisini ne ile birleştirileceği konusu eziyet olabilir. Hemen her kadın bu duyguyu gardırobu açıp kıyafetlere bakarak “Ne giysem” dediğinde yaşamıştır. Özel günlerde, bayramlarda, arkadaş buluşmalarında ya da bir davette giymek için her defasında mağaza vitrinlerine göz atıp vakit kaybetmeye gerek yok. Moda dünyası her kadına mutlaka, vazgeçilmez ve olmazsa olmaz parçalarını belirlemesi için yardımcı olmuştur. Bu sebeple yeni bir kıyafet almak yerine modaya düşkün kadınların gardıroplarında mutlaka bir köşede bulundurdukları A kesim ya da belden kuşaklı elbiseler, etekler, tunikler, şallar ve topuklu ayakkabılar vardır. İşte bu parçalar renk uyumuna göre özel günlerde de bayramlarda da bir araya gelebilir. İşte evdeki kıyafetlerle yapılabilecek kombin önerileri!

EVDEKİ KIYAFETLERLE ŞIK KOMBİN NASIL YAPILIR?

Evdeki kıyafetlerle nasıl şık kombin yapılabilir?

Özel gün ya da bayram şıklığı için kontrast renk uyumu tercih edilebilir. İki zıt ve canlı tonun bir araya gelince yakaladığı iddialı görünüm için etek veya elbiseyle başörtü kombini yapılabilir. Özellikle tesettürlü kadınlar için trend listelerinin başında olan A kesim bir elbisenin üzerine krep şal bağlayarak şık kombin oluşturabilir, hafif topuklu stillettolarla iddialı bir görünüm sağlayabilirsiniz. Ayrıca evde bulunan aksesuarlarla şıklığınıza farklı dokunuşlar katabilirsiniz.

kombin önerisi

Baştan aşağı en trend ve hemen her kıyafetle kullanılabilen renklerle uyum yakalanabilir. Bunu elde etmek için de dolaplardan, aynı renkten iki ya da üç parçayla çekinmeden tarzınızı yeniden çizebilirsiniz. Örneğin pembe eteğiniz, pembe bluzunuz ve pembe babetleriniz varsa, bu üçlüyü seçip kombinleyerek monogram bir görünüm kazanabilirsiniz. Bu şıklığınıza ikonik bir detay katarak da sokak stillerine adınızı altın harflerle yazdırabilirsiniz.

Farklı şal bağlama stilleri

En sevdiğiniz siyah parçayı her dolabın gözdesi olan beyaz kıyafetlerle kombinleyebilirsiniz. Siyah bir maksi boy tuniğiniz varsa, beyaz bol pantolonlarla buluşturabilir yaz renklerini barındıran eşarplarla kombininize şık bir görünüm kazandırabilirsiniz.

Bunların yanı sıra kıyafetlerinizin uyduracağınız başörtü veya şalları alışılmadık şekilde bağlayabilirsiniz. 

Anahtar parçalarla ve en zarif renklerin uyumuyla evdeki kıyafetlerle sezonun trend kombini oluşturulabilir. Bayramlarda, günlük aktivitelerde veya özel buluşmalarda para harcamadan gardıroptaki parçaları birleştirerek birbirinden güzel kombinlerle sokak stillerine karışabilirsiniz. Peki evdeki kıyafetlerle nasıl şık kombin yapılır? Yasemin.com ekibi cebinizi düşünerek sizler için uygun önerilerde bulunduk.

Her kadının gardırobu bir hazine kutusu gibidir. Bu kutuda olmazsa olmaz parçalar bulunurken bazen hangisini ne ile birleştirileceği konusu eziyet olabilir. Hemen her kadın bu duyguyu gardırobu açıp kıyafetlere bakarak “Ne giysem” dediğinde yaşamıştır. Özel günlerde, bayramlarda, arkadaş buluşmalarında ya da bir davette giymek için her defasında mağaza vitrinlerine göz atıp vakit kaybetmeye gerek yok. Moda dünyası her kadına mutlaka, vazgeçilmez ve olmazsa olmaz parçalarını belirlemesi için yardımcı olmuştur. Bu sebeple yeni bir kıyafet almak yerine modaya düşkün kadınların gardıroplarında mutlaka bir köşede bulundurdukları A kesim ya da belden kuşaklı elbiseler, etekler, tunikler, şallar ve topuklu ayakkabılar vardır. İşte bu parçalar renk uyumuna göre özel günlerde de bayramlarda da bir araya gelebilir. İşte evdeki kıyafetlerle yapılabilecek kombin önerileri!

EVDEKİ KIYAFETLERLE ŞIK KOMBİN NASIL YAPILIR?

Evdeki kıyafetlerle nasıl şık kombin yapılabilir?

Özel gün ya da bayram şıklığı için kontrast renk uyumu tercih edilebilir. İki zıt ve canlı tonun bir araya gelince yakaladığı iddialı görünüm için etek veya elbiseyle başörtü kombini yapılabilir. Özellikle tesettürlü kadınlar için trend listelerinin başında olan A kesim bir elbisenin üzerine krep şal bağlayarak şık kombin oluşturabilir, hafif topuklu stillettolarla iddialı bir görünüm sağlayabilirsiniz. Ayrıca evde bulunan aksesuarlarla şıklığınıza farklı dokunuşlar katabilirsiniz.

kombin önerisi

Baştan aşağı en trend ve hemen her kıyafetle kullanılabilen renklerle uyum yakalanabilir. Bunu elde etmek için de dolaplardan, aynı renkten iki ya da üç parçayla çekinmeden tarzınızı yeniden çizebilirsiniz. Örneğin pembe eteğiniz, pembe bluzunuz ve pembe babetleriniz varsa, bu üçlüyü seçip kombinleyerek monogram bir görünüm kazanabilirsiniz. Bu şıklığınıza ikonik bir detay katarak da sokak stillerine adınızı altın harflerle yazdırabilirsiniz.

Farklı şal bağlama stilleri

En sevdiğiniz siyah parçayı her dolabın gözdesi olan beyaz kıyafetlerle kombinleyebilirsiniz. Siyah bir maksi boy tuniğiniz varsa, beyaz bol pantolonlarla buluşturabilir yaz renklerini barındıran eşarplarla kombininize şık bir görünüm kazandırabilirsiniz.

Bunların yanı sıra kıyafetlerinizin uyduracağınız başörtü veya şalları alışılmadık şekilde bağlayabilirsiniz. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilk maymun çiçeği vakasının ülkemizde görülmesinin ardından gözler hastalığa ilişkin bilgilere döndü. Uzmanların yaptığı araştırmalar sonucu maymun çiçeği hastalığının hamile annelerin karnındaki bebeğe ulaşabildiğini ortaya koydu.

Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu ve Prof. Dr. Levent Doğancı günümüzde merak konusu haline gelen “Maymun Virüsü” hakkında çarpıcı uyarılarda bulundu. Özellikle hamile anne adaylarını etkileyen haberde, anne adaylarının çok dikkatli olması gerektiğinin altı çizildi. 

hamile anne adayı

“TEMASTAN KAÇININ”

Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu maymun çiçeği virüsü hastalığının tanısına yönelik olarak yeni başlayan deri lezyonları ile ateş, kırgınlık ve vücudunun çeşitli yerlerinde lenf düğümlerinde büyüme olabileceğine dikkat çekerek, özellikle gebeleri dikkat etmeleri konusunda uyardı. Ayrıca Şerefhanoğlu, virüsün anne karnındaki bebeğe ulaşabileceğini de belirterek, hamile kadınlara dokunulmaması, temastan kaçınılması gerektiğini açıkladı.

maymun çiçeği hastalığı

“KİŞİDEN KİŞİYE BULAŞARAK ARTIYOR”

Hastalığın derideki yaralarda öncelikle ciltte düz bir lezyon olarak başladığını belirten Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu, sonrasında bunun kabarması, ardından içi su dolu keseciklerin iltihaplanmasıyla pik yaptığını ve son olarak kabuklanma ile iyileştiğini anlattı. Şerefhanoğlu “Şu an dünyada 50’den fazla ülkeye yayılmış durumda. Özellikle Avrupa ülkelerinde vakalar giderek artıyor. İlk vakanın nasıl olduğu konusu bilinmemekle birlikte, ülkeler arası seyahatlerdeki artışının etkili olduğu düşünülebilir. Şu an seyahat öyküsü bulunmamış kişilerde de hastalık görülüyor ve kişiden kişiye bulaş söz konusu” açıklamasında bulundu.

maymun çiçeği hastalığı

“KİŞİLERİN KENDİLERİNİ KORUMASI GEREKİYOR”

Uzmanlar pandemi döneminin geçmediğini özellikle son zamanlarda daha da artışta olduğunu vurgulayarak oldukça dikkatli ve titiz davranılması gerektiğini, maske kullanımına geri dönülmesinin önemli olduğunu, bu konuda insanların kendilerini koruması gerektiğini belirtti.