Susamın ezilerek elde edilen tahin diğer adıyla tahin insan sağlığına oldukça fayda sağlayan bir besindir. Kanserli hücrelere karşı vücudun direncini artıran tahine dair merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Peki tahinin sağlığa faydaları nelerdir? Günde 5 yemek kaşığı tahin tüketirsek ne olur? Tüm soruların aynı haberin detayında…

Tahin, susam tohumunun ezilmesi ile elde edilir. Kalsiyum kaynağı olan tahin genellikle kahvaltılarda tüketilir. Tahin bazı ülkelerde farklı amaçlarla da tüketilmektedir. Örneğin; Irak’ta susam yağı olarak kullanılan tahin, Hindistan’da ceviz ile karıştırılıp çerez olarak yenilir. İsrail ve Japonya’da ise genellikle sos olarak tüketilir. Ülkemizde ise genellikle tahin, pekmez ile kahvaltılarda tüketilir. Tahin içeriğinde kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum, demir, bakır ve çinko gibi minerallerle birlikte E vitamini de bulundurmaktadır. Bunların vücudumuza faydaları ise saymakla bitmez. Tahin nasıl yapılır? Susamın kabukları çıkartılarak 200 derece de kavrulur. 3 saat aralıksız kavurulan susamlar aniden ezilerek tahin haline getirilir. Kahvaltı sırasında bal veya pekmez ile karıştırılarak tüketildiğinde gün boyu vücuda enerji verir.

TAHİNİN SAĞLIĞA FAYDALARI NELER? 

Tahin içermiş olduğu omega 3 yağ asitleri sayesinde, kalpte iltihaplara bağlı olarak gelişen kardiovaskuler hastalıkları önler. Kolesterol seviyesini dengeler.

Tahin bağışıklık sistemini destekleyen demir, çinko, selenyum gibi minareler bakımından oldukça zengindir. Bu sayede 5 yemek kaşığı tahin tüketildiğinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.

Tahinin içerisinde bulunan yüksek kalsiyum kemik gelişimine katkı sağlar. Uzmanlar özellikle gelişim çağındaki çocuklar, adet zamanında ve hamilelerin tüketmesini öneriyor. İçerdiği amino asit sayesinde kemikleri geliştirirken kasları kuvvetlendirir. Bazı spor eğitmenleri kas yapanlara da tahin tüketmelerin etkili olacağını vurguluyor.

 Vücutta biriken toksin ve bakteriler bir süre sonra zehirlenme oranını artırır. Tahin içerdiği birleşenler vücuttaki tüm toksinleri atmada oldukça etkilidir. Günde 5 yemek kaşığı tahin, vücutta zehir birikmez idrar ve dışkı yolu ile atılır.

Beyin sağlığı için ek takviyelerin başında gelir. Hafızayı kuvvetlendirir. İçerdiği A ve B vitaminleri sayesinde beyindeki sinir hücrelerini güçlendirerek beynin bilgiyi tutan bölgesinin daha sağlıklı işlemesini sağlar.

– Tahin içerdiği demir maddesi sayesinde kandaki hemoglabin oranını artırarak anemi hastalığını önler. 

Aynı zamanda tahin saçların hücre yapısını kuvvetlendirir ve cilde sürüldüğünde ışıltı sağlar.

GÜNDE 5 YEMEK KAŞIĞI TAHİN TÜKETİRSEK NE OLUR?

İnsan vücudunun gün içinde ihtiyaç duyduğu maddelerden biri proteindir. İbrahim Saraçoğlu, et sevmeyen kişileri de oluşan bu eksikliğin ciddi hastalıklara davetiye çıkardığını belirtiyor. Bu yüzden Saraçoğlu, kahvaltılarda yüzyıllardır geleneksel olan tahinin tüketilmesini tavsiye eder. Düzenli olarak günde beş yemek kaşığı tahin tüketerek kemik ve kaslardaki ağrılar hafifletilir. Sinir hücreleri yenilenir. En önemli etkisi ise hafızayı güçlendirir ve kanserli hastalıklara zemin hazırlayan sorunları azaltır. Çikolata içerdiği maddeler nedeniyle şiddetli alerjiye neden olur. Ayrıca kandaki şeker oranını olumsuz etkiler. Ancak tahinin hiç bir alerjik durumu yoktur. Diyet yapanlar içinde hem kilo verip hem zinde kalmak istiyorlarsa salatalarına bir yemek kaşığı tahin dökerek ara öğün yapmaları tavsiye edilir. 

Kış mevsiminde tezgahlara gelen binbir çeşit lezzetli balıkları sofralarınıza getirmek için farklı yöntemleri deneyebilirsiniz. Sizler için hazırladığımız bu yazıda balıkla yapılan nefis ve yedikçe yemek isteyeceğiniz tarifleri bir araya getirdik. İşte balık ile yapabileceğiniz enfes hem de pratik tarifler:

Palamut, istavrit, hamsi ve daha lezzetli birçok balık… Bunların hepsi Kasım ayından itibaren balıkçılar tarafından toplanarak balık tezgahlarında yerini alıyor. Akşam yemeğine yanında muhteşem salatalarla beraber lezzetli bir balık hazırlamak istiyorsanız sizler için derlediğimiz balıklı tariflerini inceleyebilirsiniz. Omega 3 bakımından oldukça zengin olan balıkları pişirmek için ya da balık sevmeyen çocuklarınıza farklı farklı şekillerde sunabileceğiniz enfes balıklı çorbadan pilava kadar birbirinden enfes tarifler haberimizde.

BALIK ÇORBASI TARİFİ

Kış aylarında şifalı bir çorba tüketmek istiyorsanız balık çorbası tam size göre.Mevsimin en lezzetli balıkları arasında yer alan ve Omega 3 bakımından oldukça vitamin deposu levrekle hazırlayabileceğiniz enfes balık çorbasının tarifi tarifi için linke tıklayabilirsiniz: BALIK ÇORBASI TARİFİ

PALAMUT TAVA TARİFİ

Lezzetli ve vitaminleriyle sofralarda yerini alan palamut balığı doğru yöntemlerle pişirilmediğinde vitaminlerini kaybediyor. Türk mutfağının en sevilen balıklarından biri olan palamut en doğru şekilde nasıl pişirilir öğrenmek için linke tıklayabilirsiniz: PALAMUT TAVA TARİFİ

BALIK KÖFTE TARİFİ

Hem hafif hem doyurucu hem de balık sevmeyen bile çok beğeneceği muhteşem bir tarifle karşınızdayız. Yüksek besin değerleriyle bilinen enfes mezgit balığıyla hazırlanan balık köftesi, oldukça basit. Balık köftesinin tarifini öğrenmek için linke tıklayabilirsiniz: BALIK KÖFTESİ TARİFİ

FIRINDA SARDALYA BALIK TARİFİ

Kış aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden olan balık tariflerine hem kolay hem de tadı muhteşem olan sardalya balığını ekleyebilirsiniz. Fırında kolayca yapabileceğiniz sardalya balığını yapmak 15 dakikanızı bile almayacak. Enfes sardalya balığının tarifini öğrenmek için linke tıklayabilirsiniz: FIRINDA SARDALYA BALIĞI TARİFİ

HAMSİLİ PİLAV TARİFİ

Hamsinin pilav ile uyumu yakalayan bu tarif, özelikle Rize ve Trabzon ilinde çok sık yapılıyor. Ağızda dağılan muhteşem tadı ile yedikçe yemek isteyeceğiniz hamsili pilav tarifini öğrenmek için linke tıklayabilirsiniz: HAMSİLİ PİLAV TARİFİ

Dünya genelinde tüketilen yağın geneli ayçiçeğinden elde edilir. Papatya ailesine ait olan ayçiçeği en çok yağ çıkartılan besindir. E vitamini bakımından zengin olan ayçiçeği, insan sağlığına oldukça faydası vardır. Peki ayçiçeğin faydaları nelerdir? Ayçiçeği hangi hastalıklara iyi gelir? Sizler için ayçiçeğine dair merak edilen her şeyi araştırdık. Haberin detayında ayçiçeği hakkına her şeyi bulabilirsiniz.

Günebakan olarak da geçen ayçiçeği, yağ için yetiştirilen bir besindir. Ülkemizde yoğunluk olarak Marmara bölgesinde yetiştirilen ayçiçeği içeriğindeki tohumları gelişerek çekirdek elde edilir. Fabrikalarda işlenen ayçiçeği, yağ bitkileri arasında ilk sırada yer alır. Yağı karşılamada yüzde 70 oranda kullanılan ayçiçeği, çok az kişi tarafından bilinen sağlıksal amaçla da kullanılır. Zeytin, mısır ve kanoladan daha fazla tüketilen ayçiçeği posalı besinler arsasında en zengin olanıdır. Potasyum bakımından zengin topraklarda rahatlıkla yetişir. İçeriğinde bu sayede nitrat yüksek bulunur. Ayrıca fosfor ve azot maddeleri de barındıran ayçiçeği ilaç, kozmetik ve gıda sanayinde sıklıkla kullanılır. Ayçiçeği tüketilirken içindeki çekirdekler çıkartılır, kurutulur ve tüketilir. Sindirim sistemine iyi gelen ayçiçeği ilk kez Anadolu topraklarında üretimine başlanmıştır. Alternatif tıpta kullanılan ayçiçeği, çay ve kremi yapılır. Asitli topraklarda yetişmeyen ayçiçeği, bol su isteyen bir besindir. 

AYÇİÇEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Yüksek miktarda fosfor içerdiğinden kemik ve kas sağlığına fayda sağlar. 

Antioksidan içeriği sayesinde bağışıklık sistemini bakteri ve virüslerden arındırır.

İçeriğindeki şeker kan şekerini olumsuz etkilemediğinden şeker hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği bir besindir.

E vitamini vücut sağlığına katkı sağlar. Eksikliği ise ciltte ciddi deformelere sebep verir. Uzmanlar saç dökülmesi, yıpranması ve ciltteki bazı hastalıkların temelini E vitamini eksikliğine bağlar. Ayçiçeği E vitamini sağlamada etkili bir besindir.

Sinir hücrelerini yeniler. Böylece baş ağrısı, yorgunluk ve depresyon gibi rahatsızlıklara zemin hazırlayan süreçleri engeller. 

Posalı bir besin olduğundan bakteri ve virüslerin vücutta kalma sürecini hızlandırır. Bağırsakları temizleyerek kabızlık gibi sorunların yaşanması önler.

Yağı kolesterol bakımından fayda sağlamazsa da kendisi kolesterol seviyesini düşürür. 

Üst solunum yolları hastalıklarıyla ortaya çıkan yüksek ateş, öksürük ve balgam gibi sağlık sorunlarına ayçiçeği çayı iyi gelir. 

Hücreleri yenilediğinden beyin sağlığına da olumlu katkı sağlar. Hafızayı güçlendirir.

Ana vatanı Kuzey Amerika olan yer elması görünürde patates ve zencefile benzer. Tat olarak ise tatlı patates gibidir. Bir kök sebzesi olan yer elması sağlığa birçok faydası vardır. Uzmanlar özellikle kış aylarında herkesin mutfağında olması gerektiğini vurguluyor. Peki Yer elmasının faydaları nelerdir? Yer elması hangi hastalıklara iyi gelir? Nasıl tüketilir? Tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Papatya ve ayçiçeği ailesine ait olan yer elması toprağın yüzeyine sarı çiçeklerle çıkar. Ancak toprağın altında turp ya da patates benzeri bir sebzesi vardır. Yemek ve salata olarak tüketilen bu besinin tadı tatlıdır. Bitkinin kökü toprak altında çok hızlı gelişir ve büyür. Bu yüzden yetiştiği alanda birden fazla bulunur. Fransız kaşifleri bunu ilk bulduklarında tadını enginarla aynı olduğuna dair notlar almışlardı. Çok hızlı ve kendiliğinden yetişen bu besinin ana vatanı Kuzey Amerika olsa bile günümüzde Avrupa ve Türkiye’de üretimi de tüketimi de oldukça fazladır. Hem çiğ hem de pişmiş olarak tüketilebilir. Yapılan araştırmalarda şeker ve yüksek tansiyon hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği bir besin olduğu tespit edildi. Çok hızlı yara iyileştirdiğinden Amerika yerlileri bu besini kaynatıp krem haline getirerek doğal ilaç olarak kullanırmış. Ayrıca mide ve sindirim problemi olan kişilerin tüketmesi de tavsiye edilir. 

YER ELMASININ FAYDALARI NELERDİR? YER ELMASI HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

– Romatizma iltihabı giderek yaygınlaşan hastalıklar arasındadır. Bunun içinde çok az besin bulunur. Ancak yer elması pek bilinmezse de bu bakımdan faydalı bir besindir. Kas ve kemiklerdeki asit oranını düşürerek ağrıları azaltır. 

Cilt bakımı için en doğal yol anti aging yüklü besinlerdir. Anti Aging maddesi cildin daha diri ve genç kalmasını sağlar. Bu madde bakımından zengin olan yer elması cildin daha genç görünmesini destekler. Hücrelerin yenilenme hızını artırır.

Şeker hastaları kilo vermek için oldukça sıkı bir diyete girmeleri gerekir. Ancak diyet yaparken tüketmeleri gereken besin sayısı oldukça azdır. Bu yüzden uzmanlar kandaki şeker oranını etkilemeyen besinler tüketmelerini önerir. Yer elması ideal besinler arasında yer alır. 

Günümüzün korkulu rüyası olan kanserin önüne geçmek için antioksidan bakımından zengin besinler gerekir. Özellikle sindirim sistemindeki organlarda kanserin ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Bu yüzden sağlıklı besinlerle buradaki hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçmekte fayda var. Yer elması hücrelerin yenilenmesi desteklediğinden tümör oluşumunun önüne geçer.

Sadece şeker hastaları değil aynı zamanda kilo vermek isteyen sağlıklı kişilerinde bu besinle diyet yapabilir. İçerdiği yüksek lif sayesinde uzun süreli tokluk hissi verir. Ayrıca vücudun enerjisini de yükselterek yağ yakarken yorgunluk ve stres hastalıklarına zemin hazırlayan belirtileri önler.

Böbreklerin işlevselliğini artırarak taş ve kum oluşumunun önüne geçer. Böbrek üstü bezleri çalıştırarak da vücudun susuzluk çekmesini engeller. 

Yer elmasının haşlanmış suyuyla saçlarınızı yıkadığınızda saç köklerinin diplerini güçlendirir. Dökülme ve yıpranmayı önler.

Göğüs iltihaplanması ve ağrıları içinde ideal besindir. Sürekli öksürüğü keser. Akciğerlerin hasar almasının önüne geçer. Balgam yoluyla iltihabı vücuttan atar.

Basurun neden olduğu ağrıyı engeller. Bir tane yer elması haşlayın. İyice ezip basurun olduğu yere sürün. Bir süre bekledikten sonra ılık suyla yıkayın. 

YER ELMASI NASIL TÜKETİLİR?

Kaynatılıp haşlanarak tüketilebildiği gibi çiğ halde de limon sıkılıp tuzlanıp yenilebilir. Genelikle yemeği yapılır. Güçlü bir posası olduğundan kaynatılıp tüketilmesi daha çok tavsiye edilir. Kaynatıldıktan sonra kimisi yemeğini yapar. Kimisi de salata yaparak tüketir. 

Popüler zayıflama yöntemleri arasını adını altın harflere yazdıran acı çehre tohumu, zayıflamak isteyen kişilerin imdadına hızla yetişiyor. Kilo verip fazlalık yağlarını eritmek isteyen kadınların deneyip tecrübe etmek istedikleri acı çehre tohumunun kullanımını, faydalarını ve yan etkilerini sizler için gözler önüne sunduk. İşte zayıflatıcı acı çehre tohumu (otu) hakkında bilinmesi gerekenler…

Kilo vermek uğruna denenen en trend yöntemler arasında yerini zirveye bırakan acı çehre otu ve tohumu zayıflamaya yardımcı olurken şifa sağlamada da oldukça etkilidir. Adını bu zamana kadar hiç duymama ihtimalinin yüksek olduğu acı çehre tohumu, sabah, öğle ve akşam vaktinde yemeklerden en az yarım saat önce su ile içilmelidir. Kimyasal teknikler veya eczaneden alınan zayıflama haplarını kullanma konusunda tereddüt yaşayan kimselerin  tercih ettiği doğal zayıflama formülü acı çehre otu ya da bu bitkinin tohumudur. Peki acı çehre otu ve tohumu nedir, nasıl kullanılır? Acı çehre tohumunun yaraları neler? Yan etkileri neler?

ACI ÇEHRE OTUNUN ZAYIFLATICI FAYDALARI NELER? SAĞLIK AÇISINDAN YARARLARI…

Vücudun belirli bölgelerinde biriken yağ depolarını kısa zamanda yakmayı sağlayan acı çehre otu kanser gibi ölümcül bir hastalıktan kabızlığa kadar tüm problemlere iyi gelmektedir. Acı çehre otu tohumunun faydalarını kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:

Aniden bastıran tatlı krizlerinin önüne geçerek tatlı yeme ihtiyacınızı önleyecek.

Ara sıra tüketildiğinde yağ yakma özelliğine de sahip olabilen acı çehre otu tohumu her gün düzenli tüketilirse hızlı bir şekilde zayıflamaya yardımcı olmaktadır.

Ödemin sebep olduğu şişkinliği vücuttan hızlıca uzaklaştırarak fazlalık toksinleri yok eder.

Metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olarak kalori yakımını destekler.

Su kaybına yol açtığından dolayı şişkinliği önlüyor ve kabızlığa iyi geliyor. 

Erkeklerde görülen prostat kanserinin tedavisinde tüketilebilmektedir.

İştah kesicidir, kilo kontrolü sağlamada etkilidir.

ACI ÇEHRE TOHUMU NASIL KULLANILIR?

Tek bir kullanım şekli olmamakla beraber en ideal kullanımını sizlere şu şekilde bahsedebiliriz: 

Bir bardak sıcak suya 5-6 tane kurutulmuş acı çehre tohumu koyun ve 5-10 dakika demlenmesini sağlayıp süzülmüş şekilde çay olarak tüketin. Farklı bir yöntemle tüketmek isterseniz günde iki kez, tok karna 3-4 acı çehre tohumunu ılık su ile çiğneyin. (Tadı pek hoş olmadığı için ilk yöntem daha sık tercih edilir)

ACI ÇEHRE TOHUMUNUN YAN ETKİLERİ NELER?

Acı çehre otunu düzenli tüketmeye karar verdiyseniz yan etkilerinden kaçınmak için gün içerisinde çok fazla miktarda su tüketmeye gayret gösterin. Eğer hem bol su içip hem düzenli bu tohumu kullanırsanız yaklaşık 1 haftalık bir sürede 4 kilo kadar verebilirsiniz. Acı çehre tohumunun en büyük yan etkisi vücutta su kaybına yol açmasıdır.

Su kaybı yaşamamak için günde 2 buçuk litre su içmelisiniz. Fazla tüketildiği zaman ishal, grip ve nezleye yol açmasının haricinde besinlerdeki vitamin ve mineralin kaybolmasına sebep oluyor. 

Ayrıca karaciğerin yorulmasına, hızlı zayıflamanın beraberinde getirebileceği kalp çarpıntısı gibi ciddi sorunların oluşmasını tetikleyebiliyor.

Bol miktarda C vitamini içeren nar meyvesi, bağışıklık sitemini güçlendirmeden kanser hücrelerini yok etmeye kadar bir çok hastalığın önüne geçiyor. Son yıllarda kozmetik sektöründe adını sıkça duyduğumuz narın kabuklarını kesinlikle çöpe atmamalısınız. Saçları parlak ve sağlıklı görünmesine yardımcı olan nar kabuğunun daha birçok faydalarını sizler için mercek altına aldık.

Kuran-ı Kerim’de adı geçen meyveler arasında yer alan nar, yeryüzündeki en şifalı meyvelerden biridir. Uzmanların yaptığı açıklamalara göre kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen nar, B5, B6, C ve E, C, B1 ve B2 vitaminlerinin yanında zengin potasyum, magnezyum ve folat içeriyor. Bu içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde güzellik uzmanlarının da dikkatini çeken narın saça ve cilde faydaları saymakla bitmiyor. C vitamini bakımından zengin olan nar özellikle cildin kolajen yapısını destekleyerek her zaman sağlıklı ve parlak görünmesini sağlar. Siz de cildiniz ve saçlarınız için bakım yaparken hem nardan hem de nar kabuğundan faydalanabilirsiniz.

Omega-5 yağ içeren nar kuru ve hassas cildi onararak pürüzsüz görünmesine yardımcı olur. En güçlü nemlendiriciler arasında listenin ilk başında yer aldığı için saçları kökten uca kadar nemlendirerek, kuru ve cansız görünümünü ortadan kaldırır. Özellikle aşırı ısılı işlem sonrasında hasar gören saçların kurtarıcısı olan nar, içerisinde bulunan punicic sayesinde saçların hızlıca uzamasına olanak sağlar.

Saçları besleyen nar kabuğu, saç dökülmesini engelleyerek yeni saçların çıkmasına yardımcı olur. 

Sonbahar aylarında tezgahlara gelen nar meyvesi, içinde bulunan antioksidanlar nedeniyle serbest radikalleri yok etmekle kalmaz, aynı zamanda yaşlanma karşıtı özellik de taşır. Bu yüzden nar maskesi sayesinde istenmeyen kırışıklıklara, yaş lekelerine ve ince çizgilere veda edebilirsiniz.

Nar, en çok yağlı ve karma cilt türlerine iyi gelir. Anti-inflamatuar özellikleri, cildin hızlı iyileşmesini kolaylaştırır ve etkin cilt onarımına yardımcı olur.

Genellikle güneş kremlerinin içerisinde bulunan nar özü, serbest radikalleri ortadan kaldırarak, cilt kanserine sebep olacak nedenleri ortadan kaldırır. Narın önemli faydalarından biri ise saç derisinde oluşan sivilceleri kısa sürede geçirdiğidir. Sivilce olan bölgelerinize nar maskesi yapabilirsiniz.

SAÇ DÖKÜLMESİNİ DURDURAN NAR MASKESİ TARİFİ

MALZEMELER

1 bardak nar tanesi
2 bardak ılık su
1 poşet yaş maya
1 tatlı kaşığı toz acı biber
1 yemek kaşığı bal
1 tatlı kaşığı hint yağı

HAZIRLANIŞI VE UYGULANIŞI

Tüm malzemeleri bir kavanozun içerisine koyarak ağzını sıkıca kapatın. Daha sonra mayalanması için bir kenara bırakın. Hazır hale gelen karışımı sprey şişeye koyarak haftada 2 kez saç diplerinize 10 kere sıkın. Bone ile saçlarınızı kapattıktan sonra 45 dakika bekletin. Son olarak saçınızı yıkayabilirsiniz.

CİLDİ YENİLEYEN LİMON VE NAR MASKESİ

Taze hazırlanmış nar suyuna  birkaç damla taze sıkılmış limon suyu ekleyin. Tahta bir kaşık ile iyice karıştırın ve pamuk yardımıyla yüzünüze ve boynunuza uygulayın. Yaklaşık 30 dakika bekletin ve sonra soğuk suyla durulayın.

PARLAK CİLTLER İÇİN BALLI NAR MASKESİ

Taze nar hamuruna biraz kakao tozu ilave edin ve iyice karıştırın. Yüzünüze ve boynunuza uygulayın. Yaklaşık 20-25 dakika bekleyin ve daha sonra maskeyi durulamak için soğuk su kullanın.

Uzman mutfak şeflerinin özellikle pasta yaparken kullandıkları pandispanya keki nasıl yapılır tüm ayrıntılarıyla beraber araştırdık. Püf noktalarından ayrıntılarına kadar bulabileceğiniz pandispanya kekinin tarifi için haberimizin detaylarına göz atabilirsiniz. Özellikle sevdiklerinize pasta yapmak istediğinizde mutlaka klasik kek tarifi dışında denemeniz gereken pandispanya kekinin muhteşem tarifi bugünkü yazımızda.

Pandispanya yani pasta keki, pastanın en temel malzemeleri arasında yer alır. Bütün pastaların katmanlarını oluşturan pandispanyanın yüzeyi pürüzsüz ve yumuşak olan bu keki yapmak biraz marifet ister. Pandispanya un, yumurta ve şekerle yapılan, yumuşak, tatlımsı bir kek ismidir. Normal keklerden farkı daha yumuşak bir yapıda olmasıdır.Püf noktalarına ve ayrıntılara dikkat ederek yapıldığında muhteşem bir lezzete dönüşecek olan pandispanya keki ile evde profesyonel bir şekilde pastalar, tatlılar yapabilir. Tüm ayrıntılarıyla pandispanya kekinin yapımı haberimizin detaylarında…

PANDİSPANYA KEKİ TARİFİ:

MALZEMELER

4 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
 Yarım çay bardağı kadar ılık su
Çeyrek limonun suyu
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
2 su bardağı un
Limon kabuğu rendesi
1 fiski tuz

YAPILIŞI

Yumurtaların beyazını ve sarısını ayırın. Yumurtanın sarı kısımlarını toz şekerle beraber köpürene kadar hızlıca karıştırın. Daha sonra içerisine çeyrek limon suyu, kabartma tozu ve vanilyayı ilave ederek tahta kaşık yardımıyla sönmeden yavaş yavaş karıştırın.

Ayırdığınız yumurta beyazlarını tuz ile beyaz köpük olana kadar yüksek devirde çırpın.

Köpük köpük olan beyaz karışımı da diğer kabın içerisine ekledikten sonra kek karışımına ilave edip tahta kaşıkla karıştırıp altı tabanına ve kenarına fırın kağıdı yerleştirdiğiniz 22 cm kelepçeli kek kalıbına dökün.

Önceden ısıtılmış 180 derece fırına yerleştirdikten sonra fırının bir köşesine su dolu bir kase koyun bu işlem kekin daha yumuşak ve daha güzel gelmesini sağlar.

Üzeri iyice kızardıktan fırından alabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Mevsim geçişlerinde ve özellikle kış aylarında artan virüs ya da bakterilerden dolayı zayıflayan bağışıklık sistemi birçok hastalığa davetiye çıkarır. Vücudun temel taşı olan bağışıklığa dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki bağışıklık sisteminin zayıf olduğunu gösteren işaretler nelerdir? Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler hangileridir? Tüm bu soruların cevapları haberin detayında…

Bağışıklık sistemi vücudun koruma kapısına benzetilir. Bu sistem vücuda giren tüm bakteri, parazit ve hücreleri kontrol eder. Zararlı olanlara karşı harekete geçerek vücudun deforme olmasına izin vermez. Alerjik reaksiyonlara karşı oldukça hassas olan bu sistem vücudun koruma kalkanı olduğundan yeterli miktarda vitamin ve mineral depo etmelidir. Çünkü bağışıklık sistemi zayıfladığı an vücudun hastalıklı hücrelere karşı gardı düşer. Çok kısa sürede hastalanmaya başlar. Hatta kanser hastalıklarına bile zemin hazırlar. Ancak bağışıklığın zayıflaması gözle görülen bir durum değildir. Farklı belirtilerle ortaya çıkan bağışıklık sisteminin zayıflığı bazı hastalıklarında belirtileri ile aynıdır. Bu yüzden belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana başvurmakta fayda var. Aksi halde bağışıklık sistemi zayıflığı sanıldığı kadar normal bir sağlık durumu değildir. 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ZAYIF OLDUĞUNU GÖSTEREN İŞARETLER NELERDİR?

Sık sık tekrarlanan üst solunum yolu hastalıkları,

Mantar enfeksiyonun cilt yüzeyinde yaygınlaşması ayrıca cilt yüzeyinin hassas olması,

Kronik sendrom haline gelen yorgunluğun giderek artması,

El ve ayak soğukluğu,

Vücut organlarındaki fonksiyonlarının komplikasyonlarının azalması,

Düzenli beslenilmesine rağmen alınan vitamin ve minerallerin yeterli miktarda vücuda dağılmaması,

Ağız içerisinde artan enfeksiyon ve bakteri sağlıklı hücrelerin mutasyona uğrayarak tümöre yol açar. En hafif belirtisi aft ve uçuklar olmasına rağmen en ağırı ise kanserdir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NASIL GÜÇLENDİRİLİR?

Vücut yeterli miktarda dinlenmediğinde stres hormonları yüksek derecede çalışır. Bu da kişinin agresif ve yorgun olmasına neden olur. Akabinde ise bağışıklığın zayıflamasına ve hastalıklara karşı direnç azalır. Uzmanlar bunun için düzenli uykunun şart olduğunu vurguluyor. 

Yapılan araştırmalarda günlük 30 dakikalık egzersiz bağışıklığın güçlenmesinde etkili olduğu ortaya çıkarıldı. Aynı zamanda bu egzersizler iyi bir uyku ortamı için hormonların salgılanmasını da destekler.

Ruhsal hastalıklardan en tehlikelisi depresyondur. Çünkü depresyon kişinin kendini huzursuz hissetmesi ve bunun sonucunda da düzenli yaşan kalitesini olumsuz etkiler. 

Ayrıca uzmanlar günlük bazı besinlerin tüketilmesi gerektiğini ve bu besinleri alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini belirtiyor. 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİREN BESİNLER 

ZEYTİN

Bağışıklığı güçlendirmede en etkili besin zeytindir. Uzmanlar içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde zeytinin kolesterolden kan basıncına kadar hemen hemen tüm komplikasyonlara iyi geldiğini belirtiyor. Ayrıca demir oranı yükse olan zeytin bağışıklık sitemindeki zararlı bakterilerle savaşan hücreleri 3 kat daha güçlendirir. 

BADEM

İçerdiği alkali maddesi bağışıklık için oldukça önemlidir. Bu madde vücutta E vitamini etkisi yapar bu yüzden bağışıklığın güçlendirmenin yanı sıra hastalıklara savaşmasına yardımcı olur. Ara öğünde 10 tane tüketerek günün kalan kısmını daha dinç geçirmeye yardımcı olur.

YUMURTA

Alerji etkisi dışında yumurta vücudun ihtiyacı olan proteinin yüzde yüzünü karşılar. Kas ve kemik güçlendirmesinden beyin sağlığına kadar etkili olan yumurtayı uzmanlar düzenli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Amino asit bakımından zengin olan yumurta bağışıklık sistemini için vazgeçilmez besinler arasındadır.

YER FISTIĞI

Polifenol doğada bulunan en güçlü antioksidandır. Yer fıstığı bu madde bakımından oldukça zengin olduğundan uzmanların düzenli ama yeteri miktarda tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. Alerji testi yapıldıktan sonra her hafta bir avuç tüketebilirsiniz.

YOĞURT ZENCEFİL

Güçlü bir antioksidan olan zencefil, hücrelerin yapısını koruyarak bakteri ve virüslere karşı mutasyona uğramalarını engeller. Bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun direncini artırır. Enfeksiyonları önlemek için ideal besin olan zencefil, yoğurtla beraber tüketildiğinde etkisi daha da artar. Bir parça zencefili soyun yıkayın bir küçük kase yoğurtla beraber blendrdan geçirin. Bu karışımı günde bir kez tüketin.

Görünüşü itibariyle yeşil çileği andıran tarçın elmasının ne olduğunu biliyor musunuz? Tropik meyveler arasında en popüler olma yolunda ilerleyen tarçın elmasının faydalarını sizler için derledik. Peki tarçın elmasının (Graviola) faydaları nedir? Tarçın elması nasıl tüketilir? Vücudu adeta yenileyen bu mucize besin hakkında merak ettikleriniz haberin detayında bulabilirsiniz.

Guyabano, annona muricata ve griviola isimlerle yurt dışında popüler olan tarçın elması tropik iklimlerde yetişen ve vitamin mineraller bakımından oldukça zengin olan bir besindir. Ana vatanı Amerika ve Karayipler olan meyvenin ağacı yaprak dökmez. Tat olarak ananas ve elmaya benzer. İlk olgunlaşma evresinde asitli bir madde içerir. Bu yüzden tamamen olgunlaşınca tüketilmesi tavsiye edilir. İç kısmı bol etlidir. Bu et kısmında yüksek miktarda lif vardır. Kullanım alanları meyve suyu ve dondurmadır. Çiğ olarak da yenilebilen meyve olgunlaşma evresini hızla tamamlaması ve içindeki asidi bir nebze atması için dalından toplanıp gölgeli bir alanda tamamlanması beklenir. Dış kabuğunda sert dikenler olan bu meyve genellikle suyu çıkartılarak tüketilir. Bunun haricinde reçel, marmelat ve tatlılarda kullanılır. Sıvı oranı yüksek olan meyve sıralamasında ilk beşe giren tarçın elması yüksek miktarda C, B1 ve B2 gibi vitaminlerin yanı sıra magnezyum, potasyum ve demir bakımından zengindir.

KANSER TEDAVİSİNDE BİR NUMARA!

Yapılan araştırmalarda bu meyvenin kanser ilaçlarından bin kat daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Kemoterapi sırasında hastaların yüzde 80’inde sağlıklı hücrelerde yok olmaya başlar. Bu da hastada saç dökülmesine, zayıf bağışıklığa, kilo kaybına ve mide bulantısına neden olur. Ancak yapılan araştırmalarda her gün tarçın elması suyunu tüketen hastanın bu etkileri yaşamadığını aynı zamanda daha çabuk iyileştiği gözlemlenmiştir. Bunun nedeni ise tarçın elmasında yüksek miktarda antikorların bulunmasıdır. 

TARÇIN ELMASININ FAYDALARI

Hollywood yıldızlarının diyet listelerinin ilk sıralarında bu meyvenin olmasının nedeni yüksek miktarda lif içermesidir. Lif sindirimi hızlandırmanın yanında uzun süreli tok tutar. Bu tokluk hissi gün içerisinde yorgunluğa neden olmaz çünkü aynı zamanda tarçın elması vücuda enerji sağlar. Yorgunluk ve depresyon riskini azaltır. 

Vücuda belli faktörlerden dolayı giren ve çoğalan serbest radikalli kötü hücreler tümör hücrelerine neden olur. Bu hücreleri önleyen etkili besinler arasında tarçın elması bulunur. Tarçın elması içerdiği C vitamini yüksek miktarda antioksidan etkisi göstererek bu hücrelerin etkilerini azaltarak daha genç görünmelerini sağlar. 

– Bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden özellikle yüksek ateşlenmeler esnasında suyu çıkartılarak tüketilebilir. Bu bağışıklık sistemindeki  proteinlerin sinir hücrelerini deforme etmesini önler. Vücut ısısı korur. 

Antioksidan etkisi kanser ve tümörün yanı sıra cilt sağlığı içinde oldukça önemlidir. Anti-aging etkisi gösteren tarçın elması ciltteki deforme hücreleri azaltıp genç hücre sayısını artırarak yaşlanmayı ve kırışmayı önler.

Yapılan bazı araştırmalarda vücudun en çok vitamine ihtiyaç duyduğu fakat en az vitamine sahip olduğundan dökülme ve yıpranma yaşayan saçlar içinde en ideal besin olduğu ortaya çıkarıldı. 

Kabuğu kurutulup çay yapılır. Bu çay sinir hücrelerini yatıştırır. Depresyon ve stres gibi ruhsal hastalıklara iyi gelir. Bunun yanı sıra uykusuzluk problemine doğal ilaçtır.

TARÇIN ELMASI NASIL TÜKETİLİR?

Uzmanlar bu meyvenin ilacını yapmışlar ancak bir etkisinin olmadığını gözlemişler. Bu yüzden en sağlıklı yolun meyvenin özgün halini tüketmek olduğunu belirtmişlerdir. Sabah, öğlen ve akşam aç karana meyve halini yada suyu çıkartılarak tüketilebilir. Aynı zamanda kurutulmuş yapraklarından çay yapılarak da tüketilebilir. 

Ağız kısmının üst boşluğunda kaşıntı ve ağrıyla ortaya çıkan damak yarası, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Önüne geçilen bir rahatsızlık olmasına rağmen yaşandığı süre boyunca yeme ve içme gibi işlevselliği ağrılı bir hale getirir. Peki damak yarası neden olur? Damak yarası belirtileri nelerdir? Damak yarasına ne iyi gelir? Sizler için tüm bu soruların yanıtlarını haberi detayına ekledik.

Tam olarak nedeni bilinmese de bazı hastalıklar sonucu ortaya çıkan damak şişliği ya da yarası olarak adlandırılır.Ciddi bir hastalık olmamasına rağmen yaşam kalitesini düşüren ve ağızda ağrılara neden olan damak yarası genellikle ateşli hastalıklar sonrası ortaya çıkar.  Damak yarasını hemen hemen herkes hayatından bir ya da iki kez yaşamıştır. Geçici olan bir rahatsızlık olmasına rağmen bazı insanlar bu durumu sık sık yaşar. Uzmanlar bu gibi durumlarda mutlaka bir doktora başvurulmasını tavsiye eder. Kana yerleşen enfeksiyonlar bu bölgelerde şişli ve iltihaplı küçük kistlere ya da yaralara neden olur. Beyaz lekelere ortası delinmiş gibi duran bu yaralar ağız hareketlerinin yavaşlamasına sebebiyet verir. Sıcak ve baharatlı yiyecekler bu yaraları olumsuz etkiler. Ağız içi yara ve diş eti enfeksiyonuyla benzer durumlarla ortaya çıkar. Bu yaralara zamanında müdahale etmekte fayda var. Çünkü ağız içi sağlığı riske atar. 

DAMAK YARASININ NEDENLERİ

– Vücuttaki yüksek enfeksiyon yumuşak dokularda toplanır. Belirli yerlerde kist oluşur. 

Yumuşak bir dokusu olan damak tahribata uğraması yüksektir. 

Sıcak tüketilen gıdalarda dolayı yüzeyin deforme olması yenilemeye çalışan hücrelerin bu süreçte yaraya sebebiyet vermesi

Ağız içinde her hangi farklı bir noktada çıkan yaranın taşıyıcı özelliği varsa damağa da sıçrayabilir. 

Diş etindeki enfeksiyonlar ya da iltihaplanmalar

Aşırı streste damak yarasına yol açabilir. 

Bunun dışında içerdikleri maddeler bazı besinlerin ağız içi yaralanmalarına neden olabilir. Domates, çikolata, peynir, incir ve patlıcan bu besinlerin başında yer alır. 

DAMAK YARASI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ağız içi şiddetli sancı

Damakta şişlik 

Yüksek ateşlenme

Soğuk ve sıcak içeceklere karşı damağın ağrıması

Damağı rahat açamamak gibi belirtiler damak yarasına işarettir.

DAMAK YARASINA NE İYİ GELİR?

ALOE VERA

Aloe vera içerdiği güçlü antioksidan sayesinde enfeksiyonlu virüsleri kısa sürede yok eder. Aloe vera bitkisinin içindeki jeli çıkartarak bir bardak ılık suyun içerisine ekleyiniz. Bu karışımı her gün gargara yöntemi olarak kullanınız. 

SUMAK SUYU

Sumak içerdiği çözücü maddeler sayesinde aft ve damak yaralarına oldukça iyi gelir. Ilık bir bardak suyun içerisine bir yemek kaşığı toz sumak ekleyiniz bu karışımla da her gün gargara yapabilirsiniz.

LİMON SUYU

Tuz ve limonlu su da bu yaralara iyi gelen doğal yöntemlerden biridir. Ya da yarım çay bardağı limon ve yarım çay bardağı sirkeyi de karıştırarak elde ettiğiniz karışımla gargara yapabilirsiniz.