Bebeklik döneminde sıklıkla karşılaşılan sağlık problemlerinden birisi de kabızlıktır. Bağırsakların normalden daha yavaş çalışması ve tüketilen besinlerin sindirilememesiyle ortaya çıkan kabızlık, doğru yöntemlerle uygulanabilecek bazı bitkisel yöntemlerle hafifletilebilir. Peki, bebeklerde kabızlık belirtileri neler? Kabız olan bebeğe ne yapılmalı? Bebeklerde kabızlık nasıl anlaşılır? Zeytinyağı kabızlığa iyi gelir mi? İşte tüm detaylarıyla bebeklerde kabızlığa bitkisel çareler…

Günümüzde yetişkin kimseler arasında yaygın olarak görülebilen sağlık problemlerinden birisi de kabızlık sorunudur. Biz yetişkinlerde bile oldukça sıkıntılı bir durum olan kabızlık, ne yazık ki cildi daha hassas yapıda olan bebeklik ve çocukluk döneminde de görülebiliyor. Genelde sindirim sorunlarına bağlı olarak gelişen kabızlığın bebeklik döneminde ortaya çıkmasının bir veya birden fazla sebebi olabiliyor. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, özellikle de ilk 4 aydan sonra görülen kabızlık problemlerine karşı 1 çay kaşığı miktarındaki keçiboynuzu pekmezinin sabah ve akşam verilmesinin kabızlığı önleme konusunda oldukça etkili olduğunu öne sürüyor. Özellikle de yeni doğan döneminde görülen kabızlık probleminde boşaltım sistemi gerektiği kadar gelişmediği için düzensiz kaka yapımı görülebilir. Burada dikkat edilmesi gereken asıl nokta, annenin bebeğinin gün içerisinde ne kadar sıklıkta kaka yaptığı ve kaka rengine göre bazı tespitlerin ortaya çıkabileceğini bilmesidir. Peki kabız olan bebeğe ne yapılmalı? Hangi bebeklerde kabızlık daha çok görülür? Bebeklerde kabızlık nasıl anlaşılır? Kabız olan bebeklere yapılması gerekenler…

Bebeğin gün içerisinde kaka yapma miktarı tüketilen besinlerle beraber günden güne değişebiliyor iken 3-4 günde çok zor bir şekilde kakasını yapıyorsa, kabızlık kendini gösteriyor demektir. Yeni doğan bebeğin dışkısı başlangıçta yeşilimsi ile siyahımsı bir renk arası iken sadece anne sütü alan bu bebeklerde haftada 1 defa kaka yapması normal karşılanabilir. Ek gıda dönemine geçmeyip sadece anne sütü alan bebeklerin dışkısı çoğunlukla sarı rengin hakimiyetinde olur. Peki bebeklerdeki kabızlığın nedeni nedir? İşte cevabı…

BEBEKLERDE KABIZLIK NEDEN OLUR? KABIZLIK NEDENLERİ

Kabızlığın ortaya çıkmasındaki en büyük sebep hiç kuşkusuz ki vücudun günlük alması gereken sıvı miktarının aşağı değerlerinde yer alması ile direkt bağlantılıdır. Belirli bir dönemlerinden sonra gün içerisinde yeteri kadar su tüketmeyen bebeklerde annelerin fark ettiği en büyük değişkenlik, kaka yaparken zorlanmaları ya da çok az dışkı çıkartabilmeleridir. Kusma, ishal ve huzursuz davranışlar bebeklere kabızlığı ele veren ilk işaretlerdir. Yine de katı gıdaya başlayanlara göre daha az yaşanılan anne sütü ile beslenen bebeklerde kabızlık daha seyrek görülür.

Bunun en temel sebebi ise ek gıda sürecinde bebeğin yeni yeni tatlara alışıyor olması ve beraberinde vücudun birçok farklı besini sindirmeye yeni yeni adapte olması ile ilgilidir. Bebeklerde kabızlık nedenlerini en temel haliyle sıralayacak olursak bunlar da şu şekildedir:

– Bağırsakta oluşan yapısal rahatsızlıklar,
– Genetiksel bağırsak yavaşlığı durumu,
– Çok fazla süt tüketen bebeklerde,
– Anne sütü alan bebeklerde hareket eksikliği ya da annenin yediği şeyler,
– Bebeğin devamlı katı yiyeceklerle beslenmesi gibi etkenler kabızlığa neden olabilir.

BEBEKLERDE KABIZLIK NASIL ANLAŞILIR? BEBEKLERDE KABIZLIK BELİRTİLERİ

Bebeğin kabız olup olmadığını fark edebilmenin en kolay yolu bebeğin tuvalet alışkanlıklarını takip etmekle gerçekleşir. Normalde her gün dışkı yapan bir bebek kakasını 2-3 günde yapmaya başladıysa, tuvaletini yaparken ıkınır gibi zorlanıyorsa ve ağlıyorsa kabızlık durumundan bahsedilebilir. Bebeğin dışkısını çıkartması sırasında annenin kan görmesi evde büyük bir paniğe neden olabilir. 

– Bebeğin karın kısmının gergin ve sert olması,
– Sürekli huzursuzluk halinde olması,
– Tanecik şeklinde dışkı,
– Siyah veya gri renkteki koyu dışkılar, bebeklerde bilinen kabızlık belirtileridir. Böyle durumlarda vakit kaybetmeden bebeğin doktor kontrolüne getirilmesi gerekir.

Bebeğiniz dünyaya geldikten sonraki haftalar içerisinde karşılaşacağı kabızlığın geçmesi için evde uygulayabileceğiniz bazı yöntemler mevcut. Müdahale edilmeyen kabızlık sorunu bebekte ameliyat gerektiren bağırsak tıkanmasına neden olabilir.

BEBEK KABIZ OLURSA NE YAPILMALI? BEBEKLERDE KABIZLIK NASIL GEÇER?

Beslenmesine bağlı olarak değişen kaka sayısı miktarında azalma olan bebekler kabızlık sorunuyla karşı karşıya olabilir. Eğer bebeğinizde kabızlık belirtilerine rastlamış ve kabız olduğundan şüpheleniyorsanız doktorunuza sorarak bebeklerde kabızlığa iyi gelecek bu yöntemleri uygulayabilirsiniz. Kabız olan bir bebeği rahatlatmak için bir çay kaşığı miktarında zeytinyağı içirebilir ya da mamasını yedirdikten sonra armudu güzelce rendeleyip 1 yaşından büyük bebeğinize verebilirsiniz.

Elmanın suyunu çıkartıp bebeğe vermenin de kabızlığı rahatlatacağına yönelik görüşler vardır. Elmanın içerisindeki zengin lifler bağırsakları hareketlendirecektir. Kabızlığın geçmesi için doktor onayı alarak kabızlık fitili kullanabilirsiniz. Kabızlığın geçmesi için bebeklere fitil şeklinde verilen bazı ilaçlar anüsten uygulanır. Eğer bebekte ciddi bir ateşlenme varsa ve şurup içmeyi kabul etmiyorsa fitil verilebilir. Anüs kaslarının uyarılmasında etkili olan fitiller uygulanmadan önce bölge ya kremle ya da zeytinyağı ile yumuşatılır. Dik bir şekilde anüs kanalından itilen fitil bebeklerde kendiliğinden içeri girer.

KABIZLIK İÇİN BEBEKLERDE FİTİL KULLANMAK ZARARLI MI? FİTİL NASIL UYGULANIR?

Bebeklerdeki kabızlık durumunun geçmesi için uygulanabilecek ilk tedavi seçeneği fitil olmamalıdır. Çünkü bebeklerde fitil kullanımı bazı riskleri beraberinde getirebilir. Özellikle de vaktinden erken doğan bebeklerde kalbin yavaşlamasına ve solunumun durmasına yol açabilir. Bebeklere fitil verirken bunu sert hareketlerle uygulamak anüs çatlaklığına neden olabilir. Bu esnada bebek büyük bir ağrı hissedebilir ve kakasını yapamaz duruma gelebilir.

BEBEKLERE FİTİL NEDEN VERİLİR?

Ağızdan şurup içmeyi reddeden ateşli bebeklerde ya da kabızlığın geçmesi  için dışkıyı yumuşatmak amacıyla verilen fitilde amaç bebeği rahatlatmaktır. Fitil şeklindeki ilaçlar kana karışarak kısa zamanda etkisini gösterme özelliğine sahiptir. Oldukça hassas ve narin yapıda olan anüs bölgesi kesinlikle zorlanmamalıdır.

Fitil vermeden önce krem ya da zeytinyağı sürüp yumuşatıldıktan sonra bacakları dikkatlice kaldırıp fitil yavaşça ileri itilmelidir. Fitilin geri çıkmaması için yine nazikçe poposunun iki yanında bastırılarak fitilin geri çıkması engellenmelidir. Doktor onayıyla 4-6 saatte bir kabızlık fitili kullanılabilmektedir.

BEBEKLERDE KABIZLIĞA KARŞI BİTKİSEL ÇÖZÜMLER

1- ANNE SÜTÜ

Kabızlığı geçiren en ideal ve sağlıklı yöntemlerden birisi de, bebeğin anne sütü ile beslenmesidir. Sert olan dışkının yumuşamasını sağlayan anne sütü, bağırsakları canlandırarak bebeklerdeki kabızlığın önüne geçecektir. Bu nedenle bebeğinizin anne sütü ile beslenmesini sağlayarak kabızlığa karşı önlemini alabilirsiniz.

2- ZEYTİNYAĞI

Temiz bir kulak çubuğunu zeytin yağına batırıp, kabız olan bölgeye çubukla ileri-geri ve dairesel hareketler yaparak zeytin yağının kabızlık önleyici etkisinden yararlanabilirsiniz. Fakat bu durum yeni doğan bebekler için tehlikeli olabileceğinden dolayı muhakkak uzman onayı alarak uygulanması önerilir.

3- MASAJ UYGULAMASI

Bebeği sırt üstü pozisyonda yatırıp göbek deliğinin olduğu yere, saat yönünde masaj uygulamak ağlayan bebeğinizin sakinleşmesini ve rahatlamasını sağlayacaktır.  Ardından aynı işlemi zıt yönde uygularsanız etkisini kısa zamanda görebilirsiniz. Tıpkı kabızlıkta olduğu gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilen kolik yani gaz sancısını da giderebilirsiniz. Fizyoterapist ve Ebe Ferda Saraçoğlu’ndan kabız bebeklere iyi gelen masaj uygulaması…

4-  BİSİKLET EGZERSİZİ

Sırtı yere yatacak şekilde duran bebeğin dizlerini hafifçe kıvırtıp, bisiklet pedalı çevirir gibi hareketler uygulamak bebeğinizi sakinleştirecektir. Rahatsızlığından dolayı ağlama nöbetine giren bebeğinizi hem susturabilir hem de rahatsızlığını giderebilirsiniz.

5- ILIK DUŞ ALDIRMA

Dışkı kanalının gevşemesine yardımcı olacak ılık duş yöntemi ile epey ölçüde bebeğinizin rahatlamasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca bebeğinizin uyku problemleri varsa gece uyutmadan önce aldıracağınız ılık duş ile mayışmasını, böylelikle de daha kolay bir uykuya geçiş evresi sağlayabilirsiniz.

6- SU TÜKETİMİ

Su tüketiminin ek gıdaya geçiş dönemindeki bebeklere yavaş yavaş verilebileceğini belirten uzmanlar, bunun katı besinlerdeki sıvı ihtiyacını karşılayacağına dikkat çekmiştir. Buradan yola çıkarak sıvı tüketerek bebeklerde kabızlık sorununun önüne geçebilirsiniz..

BEBEKLER İÇİN KABIZLIK ÖNLEYİCİ MASAJ YÖNTEMİ:

Bebekleri yatıştırma ve sakinleştirmede etkili olan masaj yöntemini sizde bebeğinizde uygulayabilir ve aynı zamanda kabızlık sorunu çözebilirsiniz. Avuç içlerinizi ısıtıp bebeğinizin karnına koyun ve yarım ay şekli vererek hareket ettirin. Bu işlem yavaşlayan bağırsak hareketlerini arttırarak kabızlığın önüne geçecektir.

BEBEKLERDE KABIZLIĞA İYİ GELEN MASAJ TEKNİĞİ

Yeni doğan bebeklerle ilgili en çok merak edilen konulardan biri de göz rengidir. Göz renginin anneye mi yoksa babaya mı çekeceğini ve renk oluşumunun ne zaman geliştiğini sizler için araştırdık. Bebeklerde göz rengi ne zaman kalıcı olur? Bebeklerde göz rengi farklılığı neden olur? Bebeklerde gri göz rengi hangi renge döner? Bebeklerde göz rengi nasıl oluşur? İşte bebeklerde göz rengiyle ilgili tüm detaylar…

Hamilelik döneminde anne ve baba adaylarının bebeklerinin dış görünüşüyle alakalı en çok merak ettikleri şeylerden birisi de göz renkleridir. Anne ve babanın göz rengine göre oluşacak olan bebeğin gözleri kısmen açık yakalandığında pek de anlaşılamayan ama genelde koyu grimsi bir renk ortaya çıkılabilir. Başlangıçta grimsi ya da koyu siyah gibi görünen göz renginin ilerleyen zamanlarda değiştiğini fark edenlerin sayısı ise oldukça fazla. Peki bebeklerde göz rengi kaçıncı aya kadar değişebilir? Bebeklerin göz rengi ne zaman netleşir? Bebeklerin göz ve saç renkleri neden değişir? Eğer sizde bebeğinizin göz renginin nasıl olacağını merak ediyorsanız elbette ki ihtimaller dahilinde göz renginize göre oluşabilecek renkleri sizlere derledik. İşte yeni doğan bebeklerde göz rengi hesaplama formülü…

BEBEKLERDE GÖZ RENGİ NASIL OLUŞUR? 

Hamilelikte ebeveynlerin doğacak olan bebekleriyle ilgili en çok merak ettiği şeylerden birisi de göz renginin anneninkine mi babanınkine mi benzeyeceğidir. Hamileliğin dördüncü haftasıyla beraber oluşan göz rengi, gözün ön tarafındaki kıvrımlı tabakanın pigment oranına göre farklılık gösterebilir. Buradaki pigmentler fazlaysa renk kahverengi, azsa yeşil hiç görülmüyorsa mavimsi gözükür. Yapılan çalışmalardan elde edilen bilgilere göre, pigment oranının fazla olması gözün kahverengi görünmesine bağlanıyor.

BEBEKLERDE GÖZ RENGİ KAÇINCI AYA KADAR DEĞİŞİR?

Yeni doğan bebeğin göz rengi başlangıçta lacivert ya da mavi gibi görünür. Ancak bu renkler bebeğin göz rengini belirleme konusunda oldukça yanıltıcı olabiliyor. Çünkü yeni doğan bebeklerin gözlerinde renk hücresi yoktur. Göze çarpan ışığın yansıması bebeklerde mevcut olan göz rengini ortaya çıkarması olarak düşünülebilir.  Doğum sonrasındaki 6-12 aylık dönemde bebeğin göz rengi kalıcı hale gelir. Bu aralıktan sonra genellikle bebeğin göz renginde değişme görülmez.

HANGİ BEBEKLERİN GÖZ RENGİ DEĞİŞMEZ?

Kahverengi göz rengi ile ya da koyu renkle dünyaya gelen bebeklerin hiçbir zaman göz rengi değişmez. Çünkü genetik anlamda ön görülen pigment oranı zaten avrdır. Gri ya da mavi göz ile dünyaya geldikleri görülen bebeklerde ise pigment oranı az olduğu için doğumdan ilk altı aya kadar pigment koyulaşmaya devam edebilir böylelikle göz rengi de değişmektedir.

KARANLIKTA PARLAYAN GÖZÜN RENGİ NASIL OLUR?

Halk arasında yaygın görünüşlere göre yeni dünyaya gelen bebeğin gözleri karanlık yerde parlıyorsa ilerde mavi gözlü olacağına yöneliktir. Bebeklerde göz renginin nasıl fark edilebileceği ile ilgili genelleme yapılacaksa,  gri göz çevresinde beyaz hare varsa bebeğin göz rengi yeşil, bariz bir lacivertlik varsa bebeğin göz rengi mavi olur.

BEBEKLERDE TAHMİNİ GÖZ RENGİ HESAPLAMA FORMÜLÜ

Yeşil-Kahverengi

Ebeveynlerin gözleri yeşil-kahverengi ise bebeğin göz rengi %50 kahverengi, %37,5 yeşil ve %12,5 mavi olma ihtimali var.

Mavi-Mavi

Her iki tarafın gözleri mavi ise bebeğin göz rengi %99 mavi, %1 yeşil olur.

Kahverengi-Mavi

Kahverengi ve mavi gözlü anne ve babadan doğacak bebeğin göz rengi %50 kahverengi, %50 oranında mavi olabilir.

Kahverengi-Kahverengi

Ebeveynlerin göz rengi kahverengi ise bebeklerde göz rengi % 75 kahverengi, %6,25 mavi ve % 18,75 oranında yeşil olabilir.

Mavi-Yeşil

Mavi ve yeşil gözlü anne ve babalarda, bebeklerin göz rengi % 50 mavi, %50 ise yeşil olur. 

Yeşil-Yeşil

Yeşil renkli anne ve babanın yeni doğan için göz rengi ihtimalleri %75 yeşil, %25 mavi olur. 

Sıklıkla ünlülerde görülen tükenmişlik sendromunun neden kaynaklandığını biliyor musunuz? Sizler için günümüzde giderek yaygınlaşan tükenmişlik sendromuna dair merak edilenleri haberin detayına ekledik. Peki ünlülerin yaşadığı tükenmişlik sendromu nedir? Belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? İşte yaşam kalitesini düşüren ve tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara neden olan tükenmişlik sendromuna dair her şeyi…

Ünlüler dünyasında sık sık karşımıza çıkan tükenmişlik sendromu herkesin yaşayabileceği bir ruhsal bunalım halidir. Günümüzde her dört kişiden en az 2’sinde ortaya çıkan bu sendromun tedavisi mümkündür. Ancak yoğun şekilde yaşayan ve tedavi görmeyen kişileri intihara meyili duruma bile getirir. Hastalık kişinin yoğun iş hayatında kendini çevresine göre daha başarısızı ve pasif hissetmesiyle ortaya çıkar. Buna paralel kişi de yorgunluk ve bitkin durumlar seyir olarak ilerler. Sinsi bir rahatsızlık olan tükenmişlik sendromu, yavaş yavaş ilerler aniden patlar. Hastalığın semptomları artıkça kişinin yaşam kalitesi daha fazla düşer. Dayanılmaz noktaya geldiğinde kişi çevresinden işinden uzaklaşmaya başlar. İlk olarak 1974 yılında Herbet Freudenberger tarafından kişinin yaşadığı duygusal çöküşün tükenmişlik sendromu olduğunu ortaya koymuştur. O yıllarda pek çok bilim insanı kişilerin yaşadığı bu durumlar farklı isimler vermiştir. Bunlardan biride Chirtina Maslach’tır. Maslach bu durumu herkesin yaşamadığını genel olarak iş ortamında olan insanların yaşadığını vurgulamıştır. Daha sonraki yıllarda Dünya Sağlık Örgütü bu sendromu hastalık listesine ekledi. 

TÜKENMİŞLİK SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sürekli olumsuz düşünme hali

Depresif ve pesimistlik 

Kolay işler karşısında bile çabuk yorulma

Toplum içinde kendini değersiz görme 

Kronik uykusuzlukla beraber bedensel ağrılar

Sinir hücrelerindeki deformasyon nedeniyle unutkanlık ve dalgınlık

Solunum güçlüğü, kalp ritim bozukluğu

Sindirim bozuklukları

İş ortamında güvensiz ve beceriksiz hissetme

Kalabalık yerlerde çabuk sıkılma

Sürekli karanlık yerlerde tek başına oturma

Uzun süreli düşünme hali gibi belirtilerle kendini gösterir. Ancak bu belirtiler hemen hemen her ruhsal hastalıkta mevcuttur. Tükenmişlik sendromu noktasında bu durumları sürekli ve şiddetli olması önemlidir. Kişi genellikle başkalarına Hayır diyemez. İş ortamının hep baskıcı olduğunu düşünür. Uzmanlara göre bu hastalığı çok fazla duygusal ve fedakar olan insanlar yaşar. 

TÜKENMİŞLİK SENDROMUNUN TANISI NASIL KONUR VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalığın tanısı için belirtilerin şiddetli kendini göstermesi gerekir. Bunun akabinde psikolog kontrolünde kişi tedavi sürecine başlar. Hastaya Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI) uygulanır. Bu testler sonrası sendromun seviyesi belirlenir. Burada en önemli durum doktorun tetkikleri dikkatli yapması gerekir. Çünkü yukarıda bahsedildiği gibi hastalık başka ruhsal rahatsızlıklarla aynı belirtileri gösterir. Öncelikle doktor tükenmişlik sendromundan tam emin olduktan sonra ruhsal süreci düzeltmeye yönelik tedavilere başlar. Hangi durumun hastalığı tetiklediği tespit edilerek öncelikle o çözülür. Hastanın daha öz güvenli olması için testler ve konuşmalar yapılır. Kişinin mutlu olduğu her şey daha fazla ağırlık vermesi istenir. Ayrıca sinir hücrelerindeki deformenin giderilmesi için doğal besinler önerilir. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve kişisel bakım bu noktada önemlidir. Tedavinin olumlu sonuç vermesi için kişinin de tedaviye karşı olumlu olması gerekir. 

İslam’ın Amentüsü – Meraklı Çocuk İle Annesi kitabının ‘Kandilleri Yakan Kim?’ hikayesinin animasyon filminde, yerin ve göğün mucizevi yaratılışı anlatılıyor.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Mahmut Kaya tarafından kaleme alınan, Amentü duasının açılımından gelen ‘İslam’ın Amentüsü – Meraklı Çocuk İle Annesi’ kitabı animasyon olarak hazırlandı. Animasyonlar şiirsel bir dille çocukların ilgisini çekecek basit bir anlatımla yapıldı.
İslam’ın esasları olan Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine olan inancın anlatıldığı, ‘İslam’ın Amentüsü’ kitabında 14 şiirsel anlatım yer alıyor. Prof. Dr. Mahmut Kaya tarafından yazılan kitabın animasyon uyarlaması ise Kanal 7 Dijital Medya birimi tarafından gerçekleştirildi. Animasyonların tamamı Youtube’da yer alan Kanal7 Çocuk sayfalarında ve www.izle7.com’dan izlenebilecek.

KANDİLLERİ YAKAN KİM?

Çocuklara faydalı olabilmenin koşullarını kavratan animasyon film; “Yer ve gök insanlar için mi yaratıldı? Yıldızları kim yarattı? Yıldızların yörüngesi var mı? Allah yıldızları nasıl yarattı?” sorularına yanıt veriyor.

‘Kandilleri Yakan Kim’ hikayesinin animasyon filminde, yerin ve göğün intizamlı bir şekilde insanlar için yaratıldığı aktarılırken, Allah’a sık sık şükretmenin doğru olacağının bilgisi de veriliyor. 

Doğada bulunan en iyi antibiyotik olan soğan hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Yüzyıllardır alternatif tıbbın vazgeçilmez ilacı olan soğan özellikle bağışıklığı güçlendirmede etkilidir. Saç dökülmesini önler. Kandaki şeker seviyesini düzenler. Hem çiğ hem de pişirilmiş olarak tüketilebilir. Uzmanlar mide rahatsızlığı olanların soğanı çiğ tüketmemeleri konusunda uyarıda bulunuyor. Peki soğanın faydaları nelerdir? Soğan hangi hastalıklara iyi gelir? Bir hafta boyunca soğan suyu içerseniz…

Zambakgiller ailesine ait acı bir tadı olan ve içeriğinde yüksek miktara asit bulunan soğan insan sağlığına inanılmaz faydalar sağlar. A, B6, B-Kompleks, C vitaminleri, demir, folik ve potasyum açısından zengin olan soğan birçok hastalığın semptomlarını önler. Uzmanlar düzenli tüketilen soğanın vücudumuzu zararlı bakterilere karşı koruduğu gibi vücudumuzda bulunan zararlı hücrelerin sayısın da azaltığını vurguluyor. Soğan yetiştiriciliği Antik Mısır’a kadar uzanıyor. Tıbbı tedavide alternatif olarak kullanılan soğan özellikle kaynatılıp suyu tüketilirmiş. Mide asidini dengeleyen, sindirimi kolaylaştıran ve idrar söktüren en etkili besindir.Çin ve Japonya ülkelerinde kuru soğan ilaç olarak görülür. Dünya genelinde ekilip tüketilir. 

SOĞANIN FAYDALARI NELERDİR? BİR HAFTA BOYUNCA SOĞAN SUYU İÇERSENİZ…

Kozmetik ürünlerin, ilaçların ve çevresel faktörlerin neden olduğu saç dökülmesini ve saç kıran hastalığını önler. İçerdiği B6 minareli saç dersinin hasara uğramış hücrelerini yeniler. Saç hacmini güçlendirerek ışıl ışıl bir görünüm kazanmasını sağlar.

Güçlü antioksidan ve antibakteriyel maddelere sahip soğan, vücudumuzda oluşma ihtimali olan enfeksiyon bakterilerinin neden olduğu üst solunum yolu hastalıklarının riskini azaltır. 

İçerisinde bulunan selenyum minareli bağışıklık sistemini güçlendirerek, kanser hücrelerine karşı savaşmasını destekler. Aynı zamanda alerjik durumların yaşanma olasılığını engeller.

Bir hafta boyunca düzenli tüketilen soğan suyu, karaciğerdeki yağ oranını azaltır. Böylece akne ve yağlı sivilcelerin oluşmasını önler. Aynı zamanda cildin alt katmanında bulunan dermis tabakasındaki gözenekleri temizleyerek cildin nefes almasını sağlar.

Yapılan araştırmalarda soğan suyunun kan basıncını dengelediğinden; damarı sertleşmesi, kalp rahatsızlıkları ve yüksek tansiyon gibi hastalıklarına yakalanma riskini aza indirdiği gözlenmiştir.

Soğanın içerisinde bulunan GPCS adı verilen madde kemiğin daha güçlü olmasını sağlar. Bu yüzden gelişim çağındaki çocukların, hamile kadınların ve yaşlıların düzenli tüketmesi gerekir. Ayrıca yapılan araştırmalarda soğan suyunun, kemik kırılmasını onarmada da yüzde 70 destek olduğu tespit edilmiştir.

Bazı kadınlarda adet sancıları oldukça yoğun geçer, bazılarında ise bir takım sağlık sorunlarından dolayı adeti gecikir. Düzenli tüketilen soğan suyu bu iki sorununda yaşanma olasılığını azaltır.

– Kanser hastalıklarını önlemede birebir etkisi vardır. Özellikle mide, bağırsak ve kolon gibi kanserler türlerini önler. Sindirim sistemindeki tüm hücreleri yenileyerek fonksiyonlarını geliştirir.

SOĞAN HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Ekim aylarının başında bir hafta düzenli soğan kürü tüketildiğinde kış boyu üst solunum yolları hastalıkları önler.

Prostatit hastalıkların yaşanmasının önüne geçer.

Bağırsaklardaki hücrelerin işlevselliğini artırarak hazımsızlık kabızlığı engeller. 

Hücrelerin yapısını yeniler.

Saç dökülmemesini sağlar. Saç köklerini güçlendirir.

Kalp ve damar hastalıklarını önler.

Kan şekerini kontrol eder.

Kemik ve kas yapısını güçlendirir.

Kronik uykusuzluğu önler.

Tiroid bezlerini düzenler. Hormonları dengeler.

Gün içerisinde daha kolay kalori yakmanızı sağlayan en önemli unsur metabolizmanın hızlı çalışmasıdır. Bizde diyette kilo vermenizi kolaylaştıracak metabolizma hızlandırıcı tarifleri sizlere derledik. Tok tutan kür nasıl yapılır? Metabolizmanın hızlı çalışması için ne yapılmalı? Metabolizma hızlandıran etkili bitki çayı tarifi nedir?

Fazlalık kilolarından kurtulmak için denemediği yol kalmayan kadınların işine yarayacak metabolizma hareketlendiren yöntemlerle doğal yollardan zayıflamak mümkün! Bağırsakların hızlı bir şekilde çalışmasına yarayarak, yağ yakımını kolaylaştıran sağlıklı kürler ile ince bir görünüm elde edebilirsiniz. Fiziksel görünümüne önem veren kadınların aksatmadan düzenli olarak uyguladıkları sağlıklı diyetlerin yanında egzersizlerin önemi de oldukça büyüktür. Diyette ilk ve en önemli kuralın sabır olduğunu düşündüğümüzde sindirim rahatlatıcı bitki çayları, metabolizma hızlandıran kür tarifleri ve diyete uygun sağlıklı atıştırmalıklarla olumlu sonuçlar elde edebilirsiniz. Peki bunun için ne yapılmalı? Metabolizma hızlandıran karışımlar neler? Sindirim rahatlatıcı bitki çayı nasıl yapılır? Evde metabolizma hızlandırmanın etkili yolları…

Metabolizma hızlandırma kilo vermeyi kolaylaştıran en önemli etkendir. Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek ve ara öğünlerde metabolizma hızlandıran besinler tüketerek hızlı kilo verebilirsiniz. Metabolizma hızlandıran besinler aynı zamanda uzun süre tok kalmanızı da sağlar.

ÇABUK DOYURAN SAĞLIKLI DİYET SALATA

İşte metabolizma hızlandıran diyet salata tarifi:

Malzemeler:

-1 paket ton balığı

-1 adet beyaz soğan

-1 adet sivri biber

-5 dilim greyfurt

-5 yaprak roka

-6 yaprak taze nane

-1 çay kaşığı zencefil

-1 tatlı kaşığı limon suyu

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri doğrayın ve bir kabın içerisinde karıştırın. Ton balığını, limon suyunu ve zencefili ekleyin. Bu salatayı ara öğün olarak tüketin.

YAĞ YAKAN VE TOK TUTAN SAĞLIKLI KÜR TARİFİ

Malzemeler:

4 yemek kaşığı yoğurt
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı çekilmiş keten tohumu
1 tatlı kaşığı kuru nane

Yapılışı:

15 günde 5 kilo verdirdiği öne sürülen bu tarifte yukarıda bahsedilen tüm malzemeleri karıştırın. Yemek sırasında ve gece uyumadan önce tüketilmesi gereken bu kür ile metabolizmanız son derece hızlanacak. Bu kürün yanında her gün düzenli su tüketimine ve egzersizlere dikkat etmelisiniz.

METABOLİZMAYI İKİ KAT HIZLANDIRAN ÇAY

İşte metabolizma hızlandıran çay tarifi:

Malzemeler:

– 1 yemek kaşığı yeşil çay,
– 1 çay kaşığı tarçın,
– 1 kök zencefil,
– 1 adet limon,
– 1 tatlı kaşığı bal,
– Karabiber

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri 500 ml kaynar suyun içerisine koyun ve iyice karıştırdıktan sonra demlenmeye bırakın. Demlendikten sonra tüketebilirsiniz.

Dünyanın hemen hemen her yerinde rahatlıkla yetişebilen hatmi çiçeğine birçok yörede farklı isimler verilmiştir. Hibiskus olarak da bilinen çiçek magnezyum ve demir bakımından oldukça zengindir. Ayrıca C vitamini de içeren çiçeğin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Sizler için özellikle ödem atmakta etkili olan hatmi çayı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki hatmi çiçeğinin (Hibiskus) faydaları nelerdir? Hatmi çiçeği (Hibiskus) hangi hastalıklara iyi gelir?

Devegülü, silindir, gül hatmi ve hire olarak da bilinen hatmi çiçeği Temmuz ve Ağustos aylarında çiçek açar. Ebegümeci ailesine ait olan hatmi çiçeği, bazı yörelerde hibiskus olarak geçer. Popüler kültürde özellikle kullanılan hibiskus çayı ödem atmada oldukça etkilidir. Sulak bölgelerde rahatlıkla yetişen hatmi çiçeği Akdeniz Bölgesinin iklimini sever. Çiçekler tam olgunlaştıktan sonra toplanıp kullanım alanlarına göre kurutulur ya da yağı çıkartılır. Hatmi çiçeğinin kök, yaprak ve tacına kadar her şeyi faydalıdır. Bilimsel adı althaea officinalis olarak bilinir. Yapılan araştırmalarda herhangi bir yan etkisine rastlanmayan hatmi çiçeği kozmetik ve ilaç sektöründe kullanılır. Hatmi çiçeği içeriğinde nişasta, sakaroz, galaktoz, pektin, yağ, tanen ve asparagin maddeleri barındırır. Halk arasında kuru öksürük şifası olarak bilinir. Enfeksiyonla mücadelede birebir fayda sağlayan hatmi çiçeği alternatif tıpta sıkça tüketilir. Mor ve pembe renklerinden oluşur. Hoş kokusu ile bazı yemeklere konulur. 

HATMİ ÇİÇEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Hatmi bitkileri kurutularak 150 gramı 3 bardak su ile kaynatılır. 10 dakika kaynadıktan sonra 10 dakika da demlenmeye bırakılan hatmi çiçeğinin suyu ile cildinize tonik uygulayabilirsiniz. Kurutulmamış hatmi çiçeği bir savanda iyice dövüldükten sonra içeriğine biraz zeytin yağı eklenip koltuk altına bileğe sürüldüğünde cildin terleme noktalarında vücuda hoş bir koku bırakır. 

Üst solunum yolları ile hatalıkları ile boğaza yerleşen enfeksiyonlu hücreleri bitirmeden etkilidir. İçerdiği asparagin maddesi sayesinde mutasyona uğramış ve boğazların şişmesine neden olan durumu azaltır. Genellikle üst solunum yolları ile ortaya çıkan kuru öksürüğü giderir. Aynı zamanda bronşit ve bronşiyal soğuk algınlığı hastalıklarına iyi gelir.

Kandaki besinlerden ötürü aniden yükselen şekeri düşürmede etkilidir. Ancak şeker hastaları kullanmadan önce doktorlarına danışmalarında fayda var. Sadece kan şekerini değil aynı zamanda kan basıncını da dengeler.

İdrar sökmede kullanılan ilk besinler arasında yer alır. Böbrek ve mesane torbasında taş kum oluşumunu önler. Böbrek üstü bezlerini çalıştırmada etkilidir. Vücudun sıvı oranını olumlu etkiler. 

Hatmi çiçeği aynı zamanda özel karışımlarla cilt hastalıklarını yatıştırmalarda kullanılır. Cilt yüzeyindeki deforme hücreleri onarırken aynı zamanda yaşlanmayı da geciktirir.

Ağız içinde gargara yapıldığında diş minesini güçlendirir. Düş yüzeyinde tartar oluşumunu önler. Diş etlerinin enfeksiyon kapmasını engelleyerek, uçuk ve aft oluşumunun önüne geçer. 

Tüketilen hatmi çayı bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun direncini artırır. 

HATMİ ÇİÇEĞİ ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kurutulmuş 200 gram hatmi çiçeğini kaynamış 3 bardak suya koyun. 3 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzerek tüketilebilir. 

Düzenli olarak sabahleyin aç karna içebileceğiniz limonlu su detoks karışımı hem kilo verme hem de sağlık açısından oldukça faydalıdır. Kilo vermek isteyen kimselerin fayda görebileceği limonlu su karışımı metabolizma hızını ikiye katlarken sindirime de yardımcı olmaktadır. Peki zayıflamak için aç karna limonlu su nasıl tüketilmeli? Metabolizma hızlandırıcı limonlu su nasıl yapılır? Zayıflamak için limonlu su ne kadar tüketilmeli? Limonlu suyun zararı var mı? Limonlu suyun faydaları…

Düzenli bir diyet programı ile fazlalık kilolarından kurtulmak isteyen kadınlar arasında oldukça popüler olup adını sıklıkla duyduğumuz detoks karışımlardan birisi de limonlu sudur. Yapımı oldukça basit ve etkili olan limon suyu detoksunu birçoğumuz sabah aç karna tüketilmesi ile sağlandığını biliriz. İçerisindeki yüksek miktardaki C vitamini aynı zamanda pek çok sağlık problemini iyileştirmeye yönelik olabiliyor. Gün içerisinde tüketilecek olan suyun içine iki dilim limon katarak hem vücudunuzu toksinlerden arındırabilir hem de kilo verme konusunda doğru adımlarla ilerleyebilirsiniz. Sabahleyin aç karnına ılık ya da sıcak limonlu su içmenin faydalı olduğunu savunanlar olduğu gibi yan etkilerinin de görülme riskinin fazla olduğunu öne sürenler de var. Peki zayıflamak için limonlu suyu nasıl yapmalıyız? Limonlu suyun zararları neler? Detoks niyetine içilen limonlu suyun faydaları neler? Aç karna limonlu su içme durumu ile ilgili bilinmesi gerekenler…

AÇ KARNINA LİMONLU SU İÇMEK KİLO VERDİRİR Mİ?

Sıcak, ılık ya da soğuk bir şekilde uygulanabilen limonlu su özellikle de İnternet ortamında kadınlar arasında sıklıkla araştırılan zayıflama detokslarından biridir. İçildiği zaman damakta keskin bir tat bırakan limon suyu evde ya da dışarıda iken çok kolay bir şekilde hazırlandığı için diyette tercih edilmesi oldukça ideal karışımlardan biridir. Limonlu su tüketimi bir yana sağlıklı bir ömür ve yaşam için olmazsa olmaz diyebileceğimiz ilk ve vazgeçilmez kuralımız su içmek olmalıdır.

Zayıflama ve sağlık açısından her gün düzenli olarak vücudumuzun su ihtiyacını karşılamalıyız. Limonlu su da hem bu durumu destekleyici hem de vücuttaki toksinleri arındırmamız için en büyük yardımcımız olacaktır. Dolayısıyla sabahları aç karna limon suyu tüketimi elbette ki yağ yakımını destekleyerek kilo vermeyi kolaylaştıracaktır.

DÜZENLİ LİMONLU SU İÇMENİN FAYDALARI NELER? LİMONLU SUYUN YARARLARI

 Güçlü bir antioksidan ve lif kaynağı olan limonlu su ile güne başlarsanız, her şeyden önce güne dinç başlarsınız. Gün içerisinde tüketeceğiniz gıdaların midede sindirilmesi görevini üstlenen sindirim sistemi daha hızlı çalışacak ve yediklerinizi daha kolay hazmedebileceksiniz. Turunçgiller ailesinden sıklıkla ve severek kullanılan limon gerek vücuda faydaları gerek de diyete olan yararları anlamında günlük hayatımızdan eksik edilmemesi gereken besinlerden biridir.

Sağlık alanında kalp damar dostu olan limon, kan damarlarını genişletici bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla kalp sıkıntısı olan kimseler için olumlu etkiler sunabilir. Her gün düzenli olarak içilen limon suyu ise bağırsakların hızlı çalışmasını sağlayarak diyete olumlu geri dönüş sağlar. Limon suyunun faydalarını genel olarak sıralayacaksak şunları diyebiliriz:

1- Her gün düzenli olarak limonlu su içmek bağışıklık sistemini güçlendirir

2- Doğal bir bal tüketimi le beraber içilecek olan limonlu su kilo vermeyi kolaylaştırır. 

3- Kış aylarında daha çok görülen boğaz ağrısını hafifletir.

4- İltihap oluşmasını önüne geçer.

5- Kanser hastalıklarına karşı ilaç niteliğindedir.

6- Böbrek taşlarına karşı kalkan vazifesi görür.

7- Karaciğer sağlığı üzerinde etkilidir.

8- Kabızlık sorununa iyi gelmektedir.

9- Ağızda oluşan aft yaralarından kurtulmaya iyi gelir.

10- Diş eti rahatsızlıklarını önler.

LİMONLU SU YAĞ YAKAR MI? LİMON SUYUNUN ZAYIFLATICI ETKİSİ:

Bağırsakların aktif bir şekilde çalışmasına yardımcı olarak sindirimi rahatlatan limonlu su detoksu, düzenli tüketildiğinde yağları çatır çatır yakmaktadır. Gün içerisinde tuvalete sık çıkamayan kimselerin sabah aç karna tüketmeleri ile direkt olarak tuvalete çıkabileceği limonlu su karışımı ile kilo vermek için vücutta biriken ödemler idrar yoluyla dışarı atılır.

Metabolizmanın hızlı bir şekilde çalışmasına yarayan limon suyu, yağ yakıcı etkisiyle kısa zamanda fazlalık yağlarınızdan kurtulmaya yardımcı olur.

ZAYIFLAMAK İÇİN LİMONLU SU NASIL YAPILIR? EVDE LİMONLU SU TARİFİ

MALZEMELER:

200 ml su
1 tane limon

YAPILIŞI:

Yukarıda belirtildiği miktardaki suyun içine limon sıkıp cezveye koyup kaynatın. Dilerseniz bu esnada limon kabuğu da içinde durabilir hatta daha da yararlı olabilir. Kaynama işlemi bittikten sonra ılık halde iken karışımı tüketebilirsiniz.

LİMON SUYU NEYE İYİ GELİR? LİMON SUYU GÖBEK ERİTİR Mİ

Limon suyu içmeyen kimselere göre iki kat daha hızlı çalışan metabolizma, tüketilebilir en sağlıklı karışımlardan bir tanesidir. Eğer etkili bir diyet uygulamak istiyorsanız düzenli olarak uygulamanız gereken limon suyu aynı zamanda göbek ve basen bölgesinde biriken yağların yakımını kolaylaştırır.

PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN YAĞ YAKICI LİMONLU KÜR TARİFİ

MALZEMELER:

15- 16 adet maydanoz

1 adet limon

1 bardak su

HAZIRLANIŞI:

Limon suyunu, klorsuz suyu ve maydanozları sapları ile beraber blenderdan geçirin. Ortaya çıkan yeşil karışımı sabahları karnınıza doyurmadan 10-15 dakika kadar önce tüketin. 15 gün boyunca düzenli olarak uyguladıktan sonra 3-4 gün mola verip bir 15 gün daha uygulayın. 

Afiyet olsun…

Vücudun en çok ihtiyaç duyduğu vitamin türlerinden biri olan B 12 vitamini hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Kan oluşumundan beyin sinirlerinin daha fonksiyonlu çalışmasına kadar birçok fayda sağlayan B 12 vitamini eksik olan kişiler de ise birçok hastalığa davetiye çıkarır. Peki B12 vitamini eksikliğinin belirtileri neledir? B12 vitamini hangi besinlerde bulunur? B12 vitaminin vücuda ne gibi faydaları vardır? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Vücudun üretmediği ancak en çok ihtiyaç duyduğu vitaminlerden biri olan B12 günümüzde de en çok şikayet edilen eksikliklerden biridir. Özellikle hamile kadınların alması gereken ek vitamin takviyelerinden biri olan B12 DNA yapısının oluşumu ve sinir sistemi için vazgeçilmez bir vitamindir. Hayvansal gıdalarda bulunan B12 vitamini et ve tavuk tüketmeyen kişilerde en çok yaşanan eksikliktir. Anemi (kansızlık), nörolojik ve ruhsal bozukluk gibi üç temel rahatsızlığa zemin hazırlayan B12 eksikliği zamanında tedavi edilmediğinde daha ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Bağırsaklarda bulunan bakterilerle sentezlenip su da çözülebilen B12 vitamini vücutta kırmızı kan hücrelerinin çoğalmasını destekler. 

B12 VİTAMİN EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bağırsakların daha fonksiyonel çalışması için flora sayısının dengeli olması gerekir. Bunun içinde B12 vitaminine ihtiyaç duyar. Besinlerin daha hızlı çözülmesini destekler. Böylece kabızlık, ishal ya da bağırsak düğümlenmesi gibi hastalıkların yaşanmasına zemin hazırlar. 

 Vücudun hemen hemen her yerini kaplayan sinir sistemindeki hücrelerin daha sağlıklı iletişimi için B12 vitaminine ihtiyaç duyar. Sinir hücreleri düzenli, iletim sağlamadığında kişinin motor ve beyinsel işlevlerinde aksaklıklar meydana gelir. Bu da stres, yorgunluk ve depresyon gibi ruhsal bunalımların artmasına sebep olur. 

Bağışıklık sisteminin virüs ve bakterilere karşı direncini artırmak için gerekli olan B12 vitaminin eksikliği sürekli üst solunum yolları hastalıklarına neden olur. 

Temel belirtiler ise saç dökülmesi, tırnak kırılması ve cilt solgunluğudur. Yukarıda bahsettiğimiz gibi sinir hücrelerin yenilenmesini destekleyen B12 eksildiğinde hücrelerin zayıflamasına zemin hazırlar. Hızlı kırışıklık ve yaşlanmaya yol açar. 

Vücudun enerjisi içinde gerekli olan B12 eksildiğinde kişi gün içinde hiçbir şey yapmazsa bile sürekli hasta ve yorgun hisseder. 

 Bazı kişilerde B12 eksikliği ateşlenmeye neden olur. Hızla çalışan ter bezleri özellikle geçe terleme gibi hastalıklara yol açar. 

 Unutkanlık, konsantre eksikliği ellerde ve ayaklarda sürekli karıncalanma ve yanma hissinin artması gibi durumlara da neden olur. 

B12 VİTAMİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Sindirimi daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 

Rahim ve yumurtalıkları güçlendirerek hamile kalma olasılığını yükseltir.

Yaşlanma ve kırışıklığı engellemek için hızla hücreleri yeniler.

Bağışıklığı güçlendirir.

 Vücuttaki sinir hücrelerini artırarak unutkanlık ve yorgunluk gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

B12 VİTAMİNİ HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

DENİZ ÜRÜNLERİ

Vücudun günlük B12 vitamini ihtiyacını karşılamada en etkili besinler deniz ürünleridir. Özellikle somon balığı bu türlerden en etkilisidir. Uzmanlar en az haftada iki defa balık ürünleri tüketerek vücudun temel ihtiyacı olan vitamin eksikliğinin giderilmiş olacağını vurgular.

ET

Hayvanlarda daha fazla bulunan B12 vitamini bakımından özellikle ciğerlerde bulunur. Uzmanlar ortalama bir inanın günlük 100 gram et dışında ciğer tükettiklerinde bu eksikliği fazlası ile giderileceğini belirtiyor.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLER

İçerisinde B12 vitamini fazla olan peynir tam bir kalsiyum ve potasyum deposudur. Aynı şekilde yoğurtta bu eksikliği gideren besinler arasındadır. Sütün içerdiği laktoz alerji yapısı nedeniyle sık tüketilmesi önerilmediğinden işlenmiş hali ile bu açığı kapatabilir.

MANTAR

Ayrıca hayvansal besinlerde yüksel bulunan B12 vitamini bitki olarak ise sadece mantarda fazla bulunur. Günlük bir tabak mantar ile bu eksiklik giderilebilir. 

Uzmanlar zayıflama konusunda su tüketiminin önemine vurgu yaparken bizde daha kolay kilo vermenize yardımcı olacak olan zayıflatıcı sulu karışımları sizlere derledik. Evde pratik bir şekilde hazırlayabileceğiniz yapımı en kolay metabolizma hızlandırıcı karışımlar nasıl yapılır? Metabolizma hızlandırmak için ne tüketmeli? Metabolizma hızı yaşa göre değişir mi? Su ile beraber tüketildiğinde kilo verdiren mucizeler…

Kişinin gün içerisinde herhangi bir fiili eylem yapmadan hareketsiz bir şekilde yaşamsal düzen için organlarının çalışmasıyla harcanılan enerji miktarı metabolizma hızını belirler. Eğer metabolizma hızlı bir şekilde çalışırsa kişi yiyip içtiği şeyleri daha çabuk ve kolay enerjiye dönüştürür. Harcanması daha kolay olan bu enerjilerde fazlalık alınan kalorileri yakmak için ihtiyacınız olan tek şeydir. Kişiden kişiye göre değişkenlik gösterebilen metabolizma hızını etkileyen faktörler arasında egzersiz, yaş, cinsiyet, hormonal durum gibi etkenler etkilidir. Metabolizmanın hızlı çalışması yaşın ilerlemesi ile doğrun orantılıdır. İleri dönemdeki her yaş grubunda yağ birikmesi artarken kas kitleleri azalır. Erkek vücudundaki kaslar kadınlara göre daha yüksek olduğu için onların metabolizması daha hızlı çalışır. İnsan vücudu için her gün en az 2,5-3 litre su tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlardan yola çıkarak suyun içine atıldığı zaman kilo vermeye bir adım daha yaklaştıracak olan karışımları sizler için bir araya getirdik. Peki su ile beraber tüketildiğinde zayıflatan şeyler neler? Metabolizma hızlandıran karışımlar neler? Evde metabolizma nasıl hızlı çalıştırılır? Zayıflamak için özel bitkisel karışım tarifleri…

ZAYIFLAMAK İÇİN METABOLİZMA HIZLANDIRAN BİTKİSEL KARIŞIMLAR

1. LİMON VE SU

Vücudun belirli bölgelerinde biriken yağları hızlı bir şekilde yakmaya yarayan limonlu su karışımı, sağlıklı kilo verme yolunda adını sıklıkla duyduğunuz en harika karışımlardan biridir. Sabahleyin aç karna içilmesi önerilen limonlu su detoksu ile vücudunuzu arındırabilir, düzenli egzersiz hareketleriyle beraber kilo verme yolunsa doğru adımlarla ilerleyebilirsiniz.

Kilo problemi yaşayan kadınların en büyük sıkıntısı olan fazlalık kalorilere karşı limonlu su işinize çok yarayacaktır!

2. TARÇIN VE SU

Spor hareketleri uygulamaya gücü yetmeyen kişilerin uyguladıkları diyet listeleriyle beraber düzenli olarak tüketeceği tarçınlı su kilo vermeyi kolaylaştırıyor. Metabolizma hızını arttıran tarçınlı su, tarçın maddesindeki özlerin suya geçmesi ile tüketilmeye başlanırsa daha iyi olabilir.

Kilo problemi ile başı dertte olan kimseler beslenme programlarına tarçınlı suyu ekleyebilir. Hem sağlıklı hem de doğal yollarla etkili zayıflama sağlayabilirsiniz.

3. ZENCEFİL VE SU

Toz halindeki zencefilin suya katılmasıyla beraber bu karışımı tüketerek zayıflamayı kolaylaştırabilirsiniz. Hazmı kolaylaştırarak sindirim sistemi içinde idealdir. Genelde kış aylarında grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara şifa niyetine kullanılan zencefil diyette yağ yakıcı bir görev üstlenir.

Su içerek de günlük sıvı alımını destekleyerek sağlıklı bir şekilde kilo verebilirsiniz. Ancak biz yinede doktorunuza sormadan uygulamamanız gerektiğini öneririz…