İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, katıldığı bir programda yine ezberleri bozan açıklamalara imza attı. Karatay, ekmeğin uyuşturucu etkisi olduğunu beyni olumsuz etkilediği yönünde açıklamalarda bulundu.

Adıyaman Gastronomi Günleri’ne katılan doktor Canan Karatay, Belediye Konferans Salonu’nda ‘Karatay Mutfağı’ adlı söyleşide açıklamalar yaptı. Karatay, faydalı bildiğimiz bazı gıdaların vücudumuza fark etmeden zarar verdiğini söyledi. Özellikle ekmeğin uyuşturucu kadar zararları olduğunu vurguladı. Ayrıca lahmacun yediği anların fotoğrafını çekip yanlış yorumlarda bulunanlar için ise “Ekmekler yangını başlatır, beyni uyuşturur, kafa bulanıklığı yapar, uyuşturucu gibi bağımlılık yapıyor. Yangını alevlendirmeye başlatır. Adıyaman’ın kavurmalı hıtabı ekmek değildir. Ben fırın ekmeklerinden bahsediyorum. Lahmacun da ekmek değildir. Ben lahmacun yedim diye fotoğrafımı çektiler, kıyametler koptu. Lahmacun ekmek değildir” açıklamasını yaptı.

TARIM İLAÇLARI VE MEYVE FRUKTOZU KARACİĞERİ YAĞLANDIRIR!

Meyve ve sebzeleri zararlı böceklerden korumak için sıkılan bazı tarım ilaçlarının ayrıca besinlerin içerdiği fruktoz miktarlarının ciddi derecede zararlı olduğunu belirtti. Bunların karaciğeri yağlandırdığı şekeri olumsuz etkilediğini söyledi. Karatay, “Meyve de yenmeyecek çünkü şekerleri yükseltiyor. Meyvedeki fruktoz, meyvelere sıkılan tarım ilaçları çok tehlikeli; alkol gibi karaciğeri yağlandırır. Doğal yağlar, kırmızı etler, zeytinyağı veya tereyağı, vücuda ve kana yağ olarak geçmez. O parçalanıyor ve gerekli yerlere asit olarak gidiyor. Yumurtanın kolesterolü 260 miligrammış günlük  kolesterol diye bir şey yok insan vücudu her gün 3 gram kolesterol üretiyor. Hayatımız ona bağlı, sindirim sitemimiz ona bağlı, beynimiz ona bağlı, gözümüz ona bağlı, hatta beyinde kolesterol üreten hücreler var. Karaciğer bozulursa kolesterollerin üretmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Genellikle üst solunum yolları hastalıkları ile yaşanan öksürük hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Yaşam kalitesini düşüren öksürüğün altında aslında birçok hastalığın yattığını biliyor muydunuz? Peki öksürük neden olur? Öksürük nasıl geçer? Öksürüğe neden olan hastalıklar nelerdir? Tüm sorunların yanıtı haberin detayında…

Solunum yolları ya da boğazda yaşanan herhangi bir deformasyon nedeniyle yaşanan duruma öksürük denir. Genellikle hastalık olarak görüle öksürük aslında solunum yollarını korur. Öksürük iki farklı nedenden dolayı ortaya çıkar. Balgamın geldiği öksürük kronik kabul edilir. Bu durum üç haftadan fazla sürer. Nezle, sinüzit, farenjit ve akciğere yabancı bir cismin kaçması ile oluşur. Kuru öksürükte ise balgam meydana gelmez Bazı uzmanlara göre öksürük psikolojik nedenlerden ötürüde yaşanabilir. Bunların dışında kronik kulak hastalığı, uzun süreli kullanılan ilaçlar ve sigara gibi kötü alışkanlıklar da neden olabilir. Süresi ve şekli öksürüğün ortaya çıkma nedenine işarettir. 

ÖKSÜRÜĞE NEDEN OLAN HASTALIKLA NELERDİR?

– Sigara nikotin bakımından zengin olduğundan akciğerlerdeki hava süzmelerini kapatmaya neden olur. Bu da akciğerde bakterilerin ve mikropların birikmesine zemin hazırlar.Balgamın oluşmasına neden olan bu ortam öksürüğün yaşanmasını sağlar. Böylece vücut rahatsızlıkla oluşan balgamı öksürük yoluyla atar.

– Mide asidinin artması ve kaslarının düzgün çalışmamasıyla oluşan reflü yemek borusundan ağza kadar gelmesine neden olur. Bu acı ve yanma nedeniyle öksürme başlar.

– Mevsimsel geçişlerden dolayı genizde iltihap birikir. Bu iltihabı artmak için refleks olarak öksürüğe neden olur. Ancak uzun süreli öksürme boğaz tahrişine ve ses tellerinde hasar oluşturur. Aynı zamanda öksürme ile iltihabın kulağa ve sinüs kanallarına yerleşme durumu olur.

– Uzun süreli kronik öksürükler ise akciğer kanserineişaret olabilir. Yani akciğer kanseri öksürüğe zemin hazırlayan hastalıklar arasında yer alır. Aynı zamanda koah ve astımda öksürüğün yaşanmasını sağlar.

– Yapılan bazı araştırmalarda ilaçlar inatçı öksürüğe neden olur. Psikolojik durumlarda da vücutta iki tip öksürme yaşanır. Biri alışkanlık diğeri ise tik olarak bilinir. Kendiliğinden ortaya çıkar. Uyku sırasında görülmez.

– Öksürüğün yaşanmasına neden olan en sık durum ise alerjidir.Alerjik rinit, alerjik bronşiyal, atopik dermatit ve besinler öksürüğe zemin hazırlar.

ÖKSÜRÜK NASIL GEÇER?

Uzun süreli öksürüklerde mutlaka bir uzmana danışılması gerekiyor. Çünkü öksürüğe neden olan bir çok hastalık vardır. Bu yüzden öncelikle öksürüğe neyin neden olduğu tespit edilir. Tedavi süreci ona göre başlar. Normal mevsim geçişlerin iltihaplanma gibi hastalıklar durumunda evde doğal yollarla tedavi edilir. Bunun dışındaki durumlarda boğaz tahribatının artmaması için bir uzmana görülmesinde fayda var. Öksürüğü önlemek için;

– Tozlu ve kirli kapalı ortamlarda uzak durmak gerekir.

– Düzenli spor ve yürüyüş yapmak ciğerleri temizler.

– Kafein ve nikotinden uzak durmak.

– C vitamini tüketimini artırmak düzenli ve dengeli beslenme

– Gün içinde 3 litre su tüketmek ancak su kesinlikle soğuk olmamalı

– Elma ve ayva kabuklarının içine bir tatlı kaşığı ıhlamur ekleyerek iyice kaynatın. Bu karışımı önceden sıkılmış yarım bardak limon suyuna ekleyip tüketin. 

– Kuru yasemin çiçeği, iki diş karanfil, bir çay kaşığı zencefil ve portakal kabuklarını kaynatın. 10 dakika kaynattıktan sonra süzüp içine bal ya

Yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan safra çiçeğinin faydalarını hiç duydunuz mu? Birçok hastalığa şifa kaynağı olan bu çiçeğin inanılmaz faydalarını sizler için derledik. Karaciğeri temizlemede etkili olan ve kraliçe çiçek olarak geçen safran hakkında merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz. Peki safran çiçeğinin faydaları nelerdir? Safran çayı nasıl yapılır?

Dünyanın en pahalı ama bir o kadarda şifalı çiçeği safranın sağlığımıza birçok faydası vardır. Kurutularak tüketilen bu bitki yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılmıştır. Osmanlı dönemindeki kadınların güzellik amaçlı kullandıkları bu bitkiye aynı zamanda kraliçe çiçek denir. Süsengiller ailesine ait olan safran diğer çiçeklerin aksine sonbaharda açıyor. Soğanlı bir cinsi olan safran kurutulup baharat olarak kullanılırdı. Mor yaprakları olan çiçek gıda boyası ve tatlandırıcı olarak da tüketilir. İspanya’da üretilmeye başlayan safran çiçeği, Fransa, İtalya, İran ve Türkiye’de de yetiştiriciliği yapılıyor. Ancak safranın anavatanı Güneybatı Asya topraklarıdır. Yaz aylarında toprak altında yetişen bitki sonbahara aylarında toprak üstüne doğru çıkıyor. İçeriğinde boya verici maddeler olan safranın üreticiliği bu yüzden önemlidir. Yağmur artıkça toprak altından çıkma sayısı artar. Uçucu yağ içeren safran geleneksel tedavi yönteminde kullanılan güçlü bir doğal çiçektir. 

SAFRAN ÇİÇEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– Tüketilen besinler çevresel etki ve sağlıksız yaşam tarzı gün geçtikçe kanser hastalıklarına yakalanma riskin i artırır. Ancak safran çiçeği içerdiği antikanseroen maddeler bağışıklıktaki antikorları artırarak hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Aynı zamanda sinir sistemini yeiler.

Yapılan araştırmalarda safran çiçeğini düzenli tüketen kişilerin kilo verdikleri gözlemlenmiştir. Aynı zamanda obeziteyi engelleyen en etkili alternatif bitkilerden biri olan safra kesesi antioksidan maddeler sayesinde vücudu yağlanmaya neden olan bakterilerden arındırır.

Bazı besinlerin ve duygu durumlarının ortaya çıkardığı sinir hastalıklarına da iyi gelen bu çiçek günde bir bardak çay olarak tüketildiğinde hem iştah açar hem de stresi azaltır.

Karaciğerde bazı besin ve diş faktörlerden kaynaklı ortaya çıkan yağlanmayı tedavi eder. Bu durum aynı zamanda cilt hastalıklarına da iyi gelir. Karaciğer kaynaklı yaşanan; sivilce ve akne gibi problemlerin yaşanma ihtimalini neredeyse sıfırlar. Bunun yanı sıra 250 gram safran çiçeğini, bir diş sarımsağı ve 3 yemek kaşığı zeytin yağını iyice ezin daha sonra bu karışımı temiz yüzünüze sürün. 30 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayınız. Bu karışım ciltteki yağlanmayı engeller ve gözenekleri sıkılaştırır.

Yaş ilerledikçe gözümüzdeki sarı nokta da güçsüzleşir. Bu da görme bozukluklarına neden olur. Ancak haftada bir de olsa düzenli tüketilen safran çayı göz rahatsızlıkalrı riskini azaltır.

Karaciğeri temizlediği gibi kandaki zararlı hücreleri de temizleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Safran çiçeği kalp kaslarını kuvvetlendirerek kalp hastalıklarına yakalanma oranını düşürür.

SAFRAN ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kaynatılmış suyun içerisine 500 gram kurtulmuş safranı ekleyin 30 dakika boyunca bekleyin. Daha sonra süzgeçten geçirip tüketebilirsiniz. 

Şiddetli karın ağrısına neden olan gaz sıkışmasının neden olduğunu biliyor musunuz? Beraberinde sindirim hastalıklarını da getiren gaz sıkışması özellikle yaşam kalitesini düşürür. Peki gaz sıkışmasına ne iyi gelir? Gaz sıkışmasının belirtileri nelerdir? Gaz sıkışmasına ne iyi gelir? Sizler için gaz sıkışmasına dair her şeyi araştırdık.

Gaz sancısı yemek yerken havada olan bakterilerin mide ve bağırsaklara yerleşmesi ile oluşur. Bu durum normal sindirim dolaşımında meydana gelen bir faktördür ancak havanın atılmaması durumunda burada birikir ve sıkışır bu da şiddetli sancılarla kendini belli eder. Her yaşta her cinste görülür. Gaz sıkışması çok fazla ciddiye alınmayan bir rahatsızlıktır. Ancak gaz vücuttan atılmadığında ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Utanç verici olarak bakılan bu durum aslında sağlık açısından oldukça faydalıdır. Gaz çıkarmayan kişilerde sindirim hastalıkları meydana gelir. Ayrıca bu gaz kramplara ve şiddetli kasılmalara neden olur.

GAZ SIKIŞMASININ NEDENLERİ NELERDİR?

Karbonhidrat ve yağlı yiyeceklere bağlı gelişen bağırsakların yavaşlaması ile ortaya çıkan kabızlık gaz sıkışmasına neden olan temel faktördür. 

Bazı besinlere karşı hassasiyet gösteren mide ve bağırsaklar hazımsızlık sorunu yaşar. Bu durum sonucunda sindirim sistemi rahat hareket edemez.

Özellikle hızlı yemek yiyenler hava alışverişini vücudun ihtiyacından fazla yaparlar. Böylece vücutta fazla hava birikir. Bu hava da gaz oluşumuna neden olur.

Kuru fasulye, lahana, soğan, karnabahar, enginar, mercimek, kuru üzüm, brokoli, soğan, erik kurusu ve elma bu besinlerde fazla karbonhidrat olduğundan fazla gaza neden olur. Ayrıca patates, makarna ve pirinç gibi yiyeceklerde tekrardan ısıtılınca gaz oluşumunu artırır. 

Huzursuz bağırsak sendromu ve bağırsak iltihaplanması dışkılama sistemini olumsuz etkiler. Bu gibi durumlarda içeride biriken gaz rahat hareket edemediğinden sıkışır. Bu rahatsızlıklara; bulantı, halsizlik ve yüksek ateş gibi durumlar eşlik eder.

Regl döneminde rahim de oluşan kasılma ve sancılar alt karını olumsuz etkilediğinden burada gaz birikmesi daha kolay olur. 

GAZ SANCISININ BELİRTİLERİ?

Dışkılama da zorlanma ve ağır koku

Şiddetli karın ağrısı ve kasılma

Kasılmalara bağlı gelişen nefes alıp vermede zorluk çekme

Kaslarda ağrı

Terleme ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterir.

GAZ SIKIŞMASI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Belirtiler sonrası bir uzmana görünmekte fayda var. Uzmanlar ilk belirtilerde ve hafif ilerleyen gaz sıkışmasında genellikle ilaç tedavisi uygular. Aynı zamanda alerjik testi yapılır. Bazı besinlere karşı hassas olan kişilere özel diyet programı hazırlanır. Ayrıca daha yavaş ve tane tane yemek yenilmesi önerilir. 

GAZ SIKIŞMASINA NE İYİ GELİR?

Zencefil içerdiği gingerol maddesi sayesinde gaz sıkışmasına neden olan hazımsızlık ve mide nezlesine iyi gelir. Gaz sıkışması yaşayan kişi yemekten önce bir bardak zencefil çayı tüketmelidir. 

Yatıştırıcı özelliği olan papatya, gaz sıkışmasını önleyerek rahat bir dışkılama sağlar. Ayrıca papatya sadece gaz sıkışmasına değil depresyon ve strese de iyi gelir.

Kimyon tohumu çiğnendiğinde ağız içerisinden mideye kadar olan yerlerde biriken bakterileri temizler. Böylece gaz sıkışmasını önler. Özellikle sık sık gaz sıkışması yaşayan kişiler yemeklerden sonra bu yöntemi uygulamasında fayda var. 

1 tatlı kaşığı kabartma tozu ile bir bardak ılık suyu karıştırın.Günde bir bardak tüketin. Sancıya ve gaz sıkışmasına sebep olan midedeki fazla asidin azalmasında yardımcı olur.

Gaz sıkışması sırasında yavaş yavaş bir bardak ılık su içerek, sancının olduğu yere masaj yapınız.

Gaz sıkışmasını sık sık yaşıyorsanız. Dar giyinmekten kaçınınız. 

Sabah kahvaltılarında ya da çay saatlerinde atıştırmalık olarak severek yenilen kruvasanın en kolay tarifini denemek isterseniz bu haber tam size göre. Dünya mutfağının özellikle de İngilizlerin sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi olan kruvasanını denemek istersiniz mutlaka hazırladığımız tarifi denemelisiniz.

Kruvasan, ürkçe “ay çöreği, hilal açması” anlamına gelen Avusturya kökenli, hilal şeklinde olan bir hamur işidir. Dışı hamur, içi ise çikolata ile kaplı olan kruvasanın içerisindeki isteğe göre değişebiliyor. Sadece tereyağıyla yapıldığı için açma ile farkı oldukça büyük olan kruvasan kahve yanına çok yakışıyor. Fransız’ların milli unlu mamulu olan ‘croissant’, Avrupa’da özellikle Fransa’da kahvaltılarda mutlaka kruvasan çeşitlerini görebilirsiniz. Osmanlı döneminde İmparatorluğu’un Viyana’yı kuşattığı 1683 yılında Viyanalı pastacıların işgalden kurtulmaları adına Türklere ithafen yaptıkları bir çörek olan bu enfes lezzet, biçimini Osmanlı bayrağındaki ay şeklinden alıyor. Yapılış şekli itibarıyla milföy hamuruna benzeyen kruvasan, ince hamur ve yağ tabakasından oluştuğu için pişilirdiğinde 8-10 misli kabarabiliyor. Ağızda kolayca dağılan kruvasanı siz de denemek istiyorsanız mutlaka hazırladığımız tarifi incelemelisiniz.

KRUVASAN TARİFİ:

MALZEMELER

Bir paket milföy hamuru 
Sürülebilir çikolata 

Üzeri için;

Yumurta sarısı

YAPILIŞI

Kare şeklinde olan milföy hamurlarını üçgen şeklinde kesin ve 2 adet üçgen elde edin. 

Üçgenlerin içine çikolatayı sürün. İçine çikolata sürülen üçgenleri rulo şeklinde sarın. 

Kenarlarını ay çöreği şeklinde içe doğru kıvırın. 

Üstlerine yumurta sarısı sürün ve 180 derecede üzeri kızarana kadar pişirin. 

Afiyet olsun…

Diyet menülerinin baş tacı olan yulaf, uzmanların yaptığı açıklamalara ve araştırmalara göre cildi güzelleştirerek birçok sorunu ortadan kaldırıyor. Birçok kadın tarafından bilinmeyen yulafın bu faydalarını ve cilde nasıl uygulanması gerektiğini derledik. İşte yulaf ezmesinin cilde bilinmeyen faydaları…

Yulaf besin değeri oldukça yüksek hem besleyici hem de dok tutan lifli gıdalar arasında yer alır. Çok lezzetli, hazırlanması kolay ve vücudumuzun gün içinde ihtiyaç duyacağı pek çok besin maddesine sahip yulaf, kahvaltı ve ara öğünlerde tüketildiğinde vücudun metabolizmasının hızlanmasına hatta uzun süre tok tutan özelliği de vardır. Vücut sağlığına bu kadar faydalı olan yulaf, yapılan araştırmalara göre, cilde ve saçlara da faydası bulunuyor. Tüm detayları haberimizin ayrıntılarında görebilirsiniz…

 Yulaf, cildinizi sivilcelerden temizlemek için ideal bir besin kaynağıdır.

 Bir çok kozmetik ürünü doğal yulaf içerir. Yulaf anti-enflamatuar yapıdadır ve cildinizle en iyi şekilde uyum sağlar. Ciltte kaşıntı ve batma gibi sorunlar yaşayan kişiler, evde yulaf maskesi yapabilirler.

 Yulaf, cilt tonunu iyileştirmede ve cilde parlaklık kazandırmada faydalı bir besindir. Cilt bakımı için güzellik maskelerinin olmazsa olmazlarındandır. Aynı zamanda ciltteki lekeli bölgelerde daha iyi bir görünüm kazandırmada yardımcı olur.

 Yulaf ezmesi vücut losyonları, sabun ve peeling kremleri gibi bir çok bakım ve kozmetik ürününde kullanılmaktadır.

– Yulaf, sapoinler olarak bilinen doğal cilt temizleyicileri içerir. Gözeneklerin içerisine yerleşmiş istenmeyen yağ ve bakteri artıklarını temizlemeye yardımcıdır. Aynı zamanda cilde doğal bir yumuşaklık kazandırır.

 Kolayca ılık bir su içerisinde bekletilmiş yulaf ile yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Ardından yulaf bulunmayan suyla tekrar durulamayı unutmayınız.

Muskatın mutfaklarımızda pek yeri olmazsa da aslında soslara eklenen oldukça lezzetli bir besindir. Tropik ağaçlarda yetişen muskat Uzakdoğu ülkelerinde sıklıkla kullanılır. Özellikle alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılan muskatın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki muskatın faydaları nelerdir? Muskat hangi hastalıklara iyi gelir? Nasıl kullanılır? Haberin detayında muskata dair merak edilen her şeyi bulabilirsin.

Hint cevizi olarak da bilinen muskat portakal ağacına benzer bir cinsteki ağaçta yetişir. Hindistancevizi ile herhangi bir akrabalığı ve benzerliği yoktur. Karayipler’de yetişen bu besinin tohumları baharat olarak kullanılır. Tohumların içinde uçucu yağ ve rezin bulunur. Etli kısmı yoğun tatlı olan muskatın koyu bir rengi olduğundan yemeklere çok az miktarda konulur. Özellikle Endonezyalılar muskatın etli kısmı ile palmiye şekerini karıştırıp güneşte kurutarak tüketiyorlar. Aşırı tatlı bir tadı var. Bu yüzden şeker hastalarına asla tavsiye edilmez. İştah açıcı özelliği olan muskat, Hindistanda tohumu öğütülerek tüketilir. Avrupa’da ise daha çok et ve patates yemeklerinde tatlandırıcı olarak eklenir. Japonya’da köri sosunun içine eklenir. Sütle beraber alındığında sin,r sistemini deforme eder. Kişinin baygınlığına neden olabilir. Uzmanlar bu baharatın kesinlikle yüksek dozda tüketilmesini tavsiye etmez. Bağırsaklarda gaz salınımını artırır. 

MUSKATIN FAYDALARI NELERDİR?

Yemeklerden sonra sıklıkla hazımsızlık yaşayan kişiler için adeta doğal ilaç görevini görür. Besleyici yapısı vardır. Yüksek dozda tüketilmedikçe bağırsak hareketlerini kolaylaştırır.

Rahat gaz çıkartmayan kişilerin rahatlamasını sağlar. Ancak uzmanlar fazla abartılmadan tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Çocuklarda ve depresyon döneminde olan kişilerde yaygın olarak görülen iştahsızlık problemine doğal çözümdür.

Yüksek dozda tüketilmedikçe sinirleri yatıştırmada etkilidir. Sıklıkla stres ve depresyon gibi ruhsal durumlar yaşayan kişilerin bir çay kaşının ucu kadar yemeklerine katmaları faydalı olur. 

Tatlı ve aromatik bir tadı olduğundan tükürükteki hücrelerin kokmasını sağlar. Bu da ağzı kokan kişiler için doğal bir çözümdür. 

Adet dönemlerindeki kasık sancılarına adet kanamaları sırasındaki yüksek ağrıları dindirmede de etkilidir.

C vitamini bakımından zengin olduğundan antioksidan özelliği bulunana muskat bağışıklık sistemini temizler. Serbest radikalli hücrelerin atılmasında etkili olur. İdrar yolu ile tüm toksinleri atar. 

Özellikle kış aylarında antiseptik özelliği sayesinde grip ve soğuk algınlığına karşı vücudun direncini artırır. 

Bulantı ve kusma şikayeti olan kişilerin kısa zamanda bu rahatsızlıklarından kurtulmalarını sağlayan doğal ilaçtır.

Uzmanlar çocuk yapmak isteyen genç çiftlerin tüketmesini tavsiye eder. Hamile kalma olasılığını yükseltir. 

MUSKAT NASIL KULLANILIR?

En çok baharat olarak kullanılan muskat, kremi ve çayı da yapılır. Mutfaklardaki yerini almaya başlayan muskat, sos, kurabiye ve yemeklerin ham maddesidir. Değişik tadı olan muskatı diyette olanlar salatalarına ekleyebilir. Muskat vücudun direncini ve enerjisini artırarak diyetin daha sağlıklı geçmesini destekler. 

Mevsim geçişlerinde ve tozlu ortamlarda sürekli hapşırıp öksürüyorsanız dikkat sizde de alerji olabilir. Peki alerji nedir? Alerjik rinit belirtileri nelerdir? Kaç çeşit alerji vardır? Çevresel faktörlerden sıklıkla etkilenen alerjik reaksiyon durumları hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Haberin detayında alerji hakkındaki tüm soruları bulabilirsiniz.

Toz, besin, polen, hayvan tüyleri ve solunumla alınan maddelere kaşı vücudun korumaya geçtiği duruma alerji denir. Hemen hemen her yaş grubunda ve cinsiyette ortaya çıkan alerji farklı belirtilerle ortaya çıkar. Alerji kelimesi latinceden dilimize geçmiştir. Tıpta bu rahatsızlığa vücudumuza izinsiz giren maddelere karşı oluşturduğu ciddi olmayan bir rahatsızlık olarak adlandırılır. Ancak bünyeden bünyeye bu durum değişir. Vücuda alına  maddelere karşı bağışıklık aşırı antikor ürettiğinden ilk olarak vücut ısısında değişim görülür. En sık karşılaşılan alerjiler ise polen ve ev alerjileridir. Polen durumu genellikle mevsim geçişlerinde artar. Polen alerjisi nisan ayından yaz aylarının sonuna kadar yaşanır. Ev alerjileri ise; kimyasal temizlik malzemeleri, toz, gıda ve hayvan tüylerinden kaynaklı yaşanır. 

ALERJİK RİNİT NEDİR? ALERJİK RİNİT KİMLERDE GÖRÜLÜR? ALERJİK RİNİT BELİRTİLERİ NELERDİR?

Nezle ve grip benzeri belirtilerle kendini gösteren alerjik rinitte kişinin bağışıklığı düşmez. Dirençli gibi görünse de hapşırma, öksürme ve geniz akıntısı gibi durumlar yaşar. Alerjik rinitte ateşlenme olmaz. Ateşlenme nezlede olur. Yüksek ateş ise gripte ortaya çıkar. Alerjik rinitte ateşlenme dışında diğerleri hepsi yaşanır. Alerjik rinit genetiksel bir hastalıktır. Kişinin aile öyküsünde bulunan alerjik reaksiyonlar, alerjik rinit yaşama olasılığını artırır. Alerjik rinit şiddetine göre ayrılır. Kimisinde orta düzeyde geçerken kimisinde ise şiddetli ağrılara neden olur. Şiddetli olarak geçen rinitte kişinin yaşam kalitesi düşer. Sosyal aktivite yapamayacak kadar kendini yorgun hisseder. Ayrıca alerjik rinit, mevsimsel ve yıl olarak değişir. Mevsimsel yaşanan alerjik rinitler genellikle coğrafya ve iklime bağlı gelişir. Yıl boyu süren ise toz, mantar ve hayvanlardan kaynaklıdır. Hapşırma, iştah kaybı, öksürme, burun akıntısı, geniz akıntısı,gözlerde sulanma, baş ağrısı, eklem ağrısı ve göğüs ağrıları gibi belirtilerle kendini gösterir. 

ALERJİK RİNİTİ OLANLAR İÇİN KORUNMA YOLLARI NELERDİR?

Toz ve polen gibi maddelerden etkilenmemek için maske ile dolaşmak

Bulundukları ortamın sürekli hava akımını değiştirmek ve hijyenik tutma

Uyuduğu ortamı sürekli havalandırma, yatakları kokusuz maddelerle 3 günde bir yıkamak

Temizlik sırasında maske ile dolaşmak

Düzenli meyve, süt tüketerek sağlıklı beslenme ve tempolu yürüyüşlerle yapmak hastalığa iyi gelir. 

ALERJİK RİNİT TANISI NASIL KONULUR? TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Görülen belirtiler ardından bir uzmana başvurmak gerekir. Muayene sırasında uzman doktor mukoz örneği alır. Kişinin ateşi ölçülür. Kan testi ile vücuttaki enfeksiyon seviyesi ölçülür. Buna göre alerjik rinit mi, grip mi, nezle mi olduğu ayırt edilir. Burun etindeki büyüklüğe bakılır. Burun eti genellikle alerjik durumlarda yaşanır. Alerji testi yapılmaz. Herhangi bir şeye karşı olan alerjik durum ile alerjik rinit aynı rahatsızlık değildir. Bu tetkikler sonucunda uzman doktor tanıyı koyar. Daha sonra kişinin kortizona karşı yan etkisi olabileceğinden ilaç tedavisinden önce doğal yollar önerilir. Doğal çaylar bu durumda en çok tavsiye edilen tedavi yöntemidir. Alerjik rinit zamanında tedavi edilmediğinde astıma dönüşebilir. Bu yüzden uzmanlar kişinin temiz oksijen alışverişinde bulunmasını tavsiye eder. Akıntının azaltılması için sprey önerilir. Sinüs kanallarının temizlenmesi de bu spreyler sayesinde yapılır. 

‘Ölümsüzlük meyvesi’ olarak da adını duyduğumuz muhteşem bir enerji kaynağı olan Hünnap meyvesi, tepeden tırnağa kadar her alanda çok faydalı! Sonbaharda olgunlaşan Hünnap meyvesi ile kilo verme sırrını biliyor muydunuz? Metabolizma hızlandıran Hünnap çayı nasıl yapılır? Hünnap meyvesi nedir, hünnapın faydaları neler? Hünnap sirkesi ne işe yarar? Hünnap meyvesi nerede yetişir? Hünnap meyvesinin diyette şaşırtıcı faydaları…

Cehrigiller familyasından günümüze kadar uzanan Hünnap meyvesi, normalde 4-5 metre kadar bir yüksekliğe çıkabilen ağaçta dikenli dal özelliğine sahiptir. Sonbahar mevsiminde olgunlaşmaya başlayan Hünnap meyvesi, görünüm olarak iğdeye benzerliğiyle dikkat çekiyor. Hem sağlıklı hem de kilo vermeye yardımcı olan Hünnap meyvesi sayesinde zararsız ve doğal yollardan sağlıklı beslenme gerçekleştirebilirsiniz. İnce ince kabuğumsu bir meyve olan Hünnap Çin ülkesinde en çok tüketilen meyveler arasındadır. Kalori değeri oldukça az olan Hünnap’ı diyette beslenme listenize ekleyebilir, fit bir görünüm elde edebilirsiniz. A, C vitamini bakımından zengin olan Hünnap, zayıf olan bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanı sıra diyette spor yapanlara da olumlu etkiler sunuyor. Peki diyette Hünnap meyvesi nasıl yenir? Karışık meyveli Hünnap çayı nasıl yapılır? Hünnap meyvesinin yararları neler?

HÜNNAP DİYETİ! HÜNNAP NASIL ZAYIFLATIR? HÜNNAP NEDİR, FAYDALARI…

Enerji deposu sağlayan Hünnap meyvesi görünüşte küçük gibi dursa da faydası bakımından oldukça büyüktür. Hazım sorunu görmeyeceğiniz hünnap meyvesi tüketiminde olgun iken yenildiğinde vitamin, kalsiyum, magnezyum ve fosfor ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı oluyor.

Bilhassa zayıflamak için düzenli spor yapan kimselerin tükettiği Hünnap, aynı zamanda düşen enerjiyi geri toplamak için antrenman sonrasında yeniyor. Vücuda olan faydaları saymakla bitmediği gibi kabızlık derdiyle karşı karşıya olan kimseler için ilaç niteliğinde bir mucize! 

Antioksidan bakımından değerli bir besin olan Hünnap, karaciğer sıkıntılarından kansere kadar çeşitli hastalıkların dermanı haline geliyor. Manav, pazar ya da aktarlardan bulabileceğiniz Hünnap meyvesinin tüketimi ise oldukça kolay! İster çiğ bir şekilde elinizde ısırarak ister reçel halinde kahvaltılarda ister de çay formunda tüketebilirsiniz.

HÜNNAP KAÇ KALORİ? HÜNNAP ÇAYI İLE NASIL ZAYIFLANIR?

1 Porsiyon yani 4 tane Hünnap meyvesinin kalori olarak 47 kcal’e tekabül ettiği meyve Ender Saraç gibi ünlü uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir. Hünnap meyvesini kurutarak elde edeceğiniz Hünnap çayı ile kilo vermeyi kolaylaştırabilirsiniz. Hünnap çayını evde yapmak için…

MALZEMELER: 1 kilogram hünnap, çubuk tarçın, 1 tane limon, 1 tane dilimlenmiş armut, yarım çay kaşığı taze zencefil.

YAPILIŞI: Tencereye dökeceğiniz üç litre suyu kaynattıktan sonra zencefili koyun. Ardından armudu ve tarçın kabuklarını ilave edin. Limon ile Hünnapı da koyduktan sonra 3 saat kısık ısıda kaynamaya bırakın. Karışımı güzelce süzünce  biraz soğutup cam şişeye koyun. Bu şekilde uğraşmak istemiyorsanız Hünnap çayını hazır halde de tüketebilirsiniz.

HÜNNAP ÇAYI TARİFİ (VİDEOLU):

HÜNNAP SİRKESİ NASIL YAPILIR? HÜNNAP SİRKESİNİN FAYDALARI

Diyette metabolizma hızlandırmaya yardımcı olacak Hünnap sirkesi ile diyetinizi destekleyebilirsiniz. Doktor onayı almadan uygulamamanız gereken diyet kürleri arasında Hünnap sirkesini de göz önünde bulundurmalısınız. İşte metabolizma hızlandıran Hünnap sirkesi tarifi…

HÜNNAP SİRKESİ NASIL YAPILIR? EVDE TAZE HÜNNAP SİRKESİ TARİFİ

MALZEMELER:

500 gram taze hünnap
2 litre su
1 çay bardak sirke
1 tatlı kaşığı doğal tuz

HAZIRLANIŞI:

Hünnap meyvelerini güzelce ezdikten sonra cam kavanozun içine yerleştirin. Üstüne sirke, su ve tuzu katıp tahta kaşıkla karıştırın. Karıştırma işlemine her gün düzenli olarak devam edin. İşte sirkeniz hazır!

Muskatın mutfaklarımızda pek yeri olmazsa da aslında soslara eklenen oldukça lezzetli bir besindir. Tropik ağaçlarda yetişen muskat Uzakdoğu ülkelerinde sıklıkla kullanılır. Özellikle alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılan muskatın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki muskatın faydaları nelerdir? Muskat hangi hastalıklara iyi gelir? Nasıl kullanılır? Haberin detayında muskata dair merak edilen her şeyi bulabilirsin.

Hint cevizi olarak da bilinen muskat portakal ağacına benzer bir cinsteki ağaçta yetişir. Hindistancevizi ile herhangi bir akrabalığı ve benzerliği yoktur. Karayipler’de yetişen bu besinin tohumları baharat olarak kullanılır. Tohumların içinde uçucu yağ ve rezin bulunur. Etli kısmı yoğun tatlı olan muskatın koyu bir rengi olduğundan yemeklere çok az miktarda konulur. Özellikle Endonezyalılar muskatın etli kısmı ile palmiye şekerini karıştırıp güneşte kurutarak tüketiyorlar. Aşırı tatlı bir tadı var. Bu yüzden şeker hastalarına asla tavsiye edilmez. İştah açıcı özelliği olan muskat, Hindistanda tohumu öğütülerek tüketilir. Avrupa’da ise daha çok et ve patates yemeklerinde tatlandırıcı olarak eklenir. Japonya’da köri sosunun içine eklenir. Sütle beraber alındığında sin,r sistemini deforme eder. Kişinin baygınlığına neden olabilir. Uzmanlar bu baharatın kesinlikle yüksek dozda tüketilmesini tavsiye etmez. Bağırsaklarda gaz salınımını artırır. 

MUSKATIN FAYDALARI NELERDİR?

Yemeklerden sonra sıklıkla hazımsızlık yaşayan kişiler için adeta doğal ilaç görevini görür. Besleyici yapısı vardır. Yüksek dozda tüketilmedikçe bağırsak hareketlerini kolaylaştırır.

Rahat gaz çıkartmayan kişilerin rahatlamasını sağlar. Ancak uzmanlar fazla abartılmadan tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Çocuklarda ve depresyon döneminde olan kişilerde yaygın olarak görülen iştahsızlık problemine doğal çözümdür.

Yüksek dozda tüketilmedikçe sinirleri yatıştırmada etkilidir. Sıklıkla stres ve depresyon gibi ruhsal durumlar yaşayan kişilerin bir çay kaşının ucu kadar yemeklerine katmaları faydalı olur. 

Tatlı ve aromatik bir tadı olduğundan tükürükteki hücrelerin kokmasını sağlar. Bu da ağzı kokan kişiler için doğal bir çözümdür. 

Adet dönemlerindeki kasık sancılarına adet kanamaları sırasındaki yüksek ağrıları dindirmede de etkilidir.

C vitamini bakımından zengin olduğundan antioksidan özelliği bulunana muskat bağışıklık sistemini temizler. Serbest radikalli hücrelerin atılmasında etkili olur. İdrar yolu ile tüm toksinleri atar. 

Özellikle kış aylarında antiseptik özelliği sayesinde grip ve soğuk algınlığına karşı vücudun direncini artırır. 

Bulantı ve kusma şikayeti olan kişilerin kısa zamanda bu rahatsızlıklarından kurtulmalarını sağlayan doğal ilaçtır.

Uzmanlar çocuk yapmak isteyen genç çiftlerin tüketmesini tavsiye eder. Hamile kalma olasılığını yükseltir. 

MUSKAT NASIL KULLANILIR?

En çok baharat olarak kullanılan muskat, kremi ve çayı da yapılır. Mutfaklardaki yerini almaya başlayan muskat, sos, kurabiye ve yemeklerin ham maddesidir. Değişik tadı olan muskatı diyette olanlar salatalarına ekleyebilir. Muskat vücudun direncini ve enerjisini artırarak diyetin daha sağlıklı geçmesini destekler.