Cildinizin alın, yanak ya da çene bölgesinde çıkan sivilce,cilt lekeleri, gül hastalığı, siyah noktalar ve daha birçok sorunlarla karşılaşan kişilerin doktor tarafından önerilen Azelderm Krem hakkında tüm merak ettiğiniz soruları yanıtlayan bir yazıyla karşınızdayız. Azelderm Krem ne işe yarıyor? Azelderm Krem nasıl kullanılır? Azelderm Krem fiyatı nedir? Azelderm Krem gerçekten işe yarıyor mu? Azelderm Krem yan etkileri var mıdır? sorularının yanıtı haberimizin detaylarında.

İlk bakışta ciltteki lekeleri silen Expigment kremle karıştırılan Alzelderm Krem, son günlerde merak edilen kremler arasında yer alıyor. Cildiye uzmanlarının sivilcelerle başı dertte olanlar çin önerdiği bu krem, içerisinde %20 Azelaik asit bulunduruyor. Bu sayede kısa sürede hem sivilceleri geçiriyor hem de lekelerinin görünümünü azaltıyor. Normal sivilce kremlerinin içerisinde bulunan Azelaik asitten bir tık daha fazla bulunan bu krem, 30 gramlık tüplerde satılan bir ilaçtır. İlk uygulandığında sivilceleri kurutarak yok eden bu krem, düzenli uygulamada etkili sonuçlar göstermektedir. Kullanan birçok kişinin memnun kaldığı Azelderm krem özellikle ergenlik döneminde görülen sivilcelerin geçmesinde büyük rol oynar. En az 15 gün kullanılması gereken Azelderm krem, iltihaplı sivilceleri yok etmedeki etkisi kanıtlanmış bir kremdir.

Kullanılmaya başlandığında büyük etkisi fark edilen Azelderm krem, sivilceleri yok ettiği kadar izlerini de siliyor. Yapılan araştırmalara göre akne, iltihaplı sivilce, rozase ( gül hastalı), içi iltihaplı ve pembe sivilceler, hafif ve orta dereceli sivilceleri gidermede oldukça etkili olan bu krem, mikrop oluşumunun da önüne geçmektedir. 

Mutlaka uzman doktor tarafından hem kontrol altında hem de önerilerek kullanılması gereken bu krem, doğal asitler sayesinde cildin hücrelerini yenileyerek cilt lekelerinin kısa sürede rengini açıyor. Kullanıldığında  kahverengi lekeleri önce kızarık sonrasında tamamen giderdiğini fark edeceksiniz.

Ciltteki hücrelerin yenilenmesini sağlayan bu kremi çukurlarınız için de kullanabilirsiniz.  Azelderm krem sadece sivilce izlerini değil bilinen pek çok yara, yanık, çizilme ameliyat izleri ve dikiş izlerini yok etmektedir. 

PEKİ AZELDERM KREM NASIL SÜRÜLÜR?

Azelderm kremi uygulamadan önce mutlaka bölgeyi suyla temizleyip dezenfekte etmelisiniz. Daha sonra kağıt havlu ile kurutup fındık büyüklüğünde uygulayın.

Ardından baskı yapmadan masaj yapabilirsiniz. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa sürmeniz yeterlidir.

AZELDERM KREM YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Birçok kremde olduğu gibi Azelderm kremin de yan etkileri bulunmaktadır. Aşırı kullanımda farklı yan etkiler gösterebilir. Bunların başında kızarıklık ve kaşında geliyor. Eğer şiddetli şekilde kaşıntı varsa ve diğer yan etkilerde bazılarını görürseniz hemen kremi kullanmayı bırakmalı ve doktorunuza danışmalısınız.

AZELDERM KREM FİYATI NEDİR?

Bu krem, doktorunuzun yazması doğrultusunda reçete ile satılan bir kremdir. Reçetesiz de alabileceğiniz bu krem, 42.82 TL’dir.

Küçükten büyüğe herkese bamya sebzesini sevdirecek hem de sağlıklı bir atıştırmalık tarifi arıyorsanız bamya kızartması tam size göre. Sosuyla ağızlara layık olacak hem de damaklarda iz bırakacak olan bamya kızartmasını pratik bir şekilde hazırlamak için mutlaka yazımıza göz atmalısınız.

Bamya, Ebegümecigillerden bir bitki olmak beraber kışın pişen yemeklerin vazgeçilmezleri arasındadır. İçeriğindeki yapışkan sıvı yerken birçok kişiyi rahatsız etse de farklı bir şekilde pişirebilirsiniz.  Birçok ülkede en çok tercih edilen bitkilerden biri olan bamya, Asya ülkelerinde yemeğinin yanı sıra tıbbi bir bitki olarak da tercih edilmektedir. Dünyanın her yerinde yetişme özelliğine sahip olan bamya, tam bir antioksidan kaynağıdır. İçerisinden çıkan yapışkan sıvıyı limon kullanarak yok edebilirsiniz. Bamyanın iyisini seçmek için çok fazla olgunlaşmamış olanları tercih etmek, yemeklerin ideal lezzetinde olmasını sağlayacaktır. Bamya ile enfes bir soğuk başlangıç hazırlamaya ne dersiniz? 

BAMYA KIZARTMASI TARİFİ:

MALZEMELER

Uzun bamya

Bulamak için;

Yumurta
karabiber
pulbiber
tuz

Mantolamak için;

Mısır unu

Kızartmak için;

Sıvı yağ

Servis için;

Yoğurt ve sarımsak

YAPILIŞI

Bamyaları bol suyun içerisinde yıkayarak saplarını kesin.

Daha sonra derin bir tabağa yumurtayı kırın. Ayrı bir tabağa ise mısır ununu koyun.

Yıkanan bamyaları önce yumurtaya sonra mısır ununa bandırıp kızgın yağda pişirin.

Servise hazır hale gelen bamyaların üzerine sarımsaklı yoğurt dökebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Çocuklar için oldukça sağlıklı ve besleyici, yapımı oldukça pratik ve kahvaltıların vazgeçilmezi olacak enfes tarifi sizlerin beğenisine sunuyoruz. Sütle çırpılmış yumurta ve üzerine kaşar rendesiyle herkesin seveceği bu tarifi misafirlerinize de sunabilirsiniz. Peki bu kadar överek anlattığımız sütlü yumurta nasıl yapılır? Gelin birlikte inceleyelim…

Geçtiğimiz akşam severek izlenilen ve reyting rekorları kıran bir yemek programında adını duyduğumuz sütlü yumurta aslında herkesin yıllardır bildiği bir lezzet. Ancak programda en iyisini yapmak için dakikalarca çabalayan yarışmacılardan sonra merak konusu olan sütlü yumurtanın en pratik ve leziz tarifini sizlerin karşısına çıkardık. Programı izledikten sonra evinizde mutlaka yapmak isteyeceğiniz sütlü yumurta kahvaltı sofralarının baş tacı olacak. Adete omlet yapar gibi pişirilen sütlü yumurtanın en güzel tarifini yazımızdan öğrenebilirsiniz.

SÜTLÜ YUMURTA TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet yumurta
Yarım çay bardağı süt
Tuz, karabiber, pul biber
Kaşar rendesi
1 tatlı kaşığı tereyağı

YAPILIŞI

Bir kaseye yumurtaları alıp güzelce çırpın.

Daha sonra içerisine sütü ekleyerek çırpma işlemine devam edin.

En son baharatları ekleyerek tavaya yağı alın.

Yağ eriyip hafif kızardıktan sonra üzerine yumurtalı karşımı dökün.

Kenarlarından içeriyle doğru alarak pişirin.

Tam pişmeye yakın kaşarları ekleyerek erimesini sağlayın.

Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Tadı mayhoş ama bir o kadarda lezzetli olan vişneleri pastalarda ve tatlılarda kullanmak için buzlukta saklayabilirsiniz. Dışarıda pahalı satılan dondurulmuş vişneyi kendi ellerinizle evde pratik bir şekilde yapmaya ne dersiniz? Hazırladığımız bu yazıda kışlık vişne hazırlığı hakkında tüm detayları bulabilirsiniz.

Vişne, yaz mevsimin en çok sevilen kiraza benzetilen ancak tadı daha ekşi olan bir meyvedir. Anavatanı Hazar Denizi civarı olan vişne en çok Balkanlar’da görülmektedir. Ancak son yıllarda en çok hasadı yapılan ülke Türkiye’dir. Anadolu’da özellikle reçeli, kahvaltı sofralarının olmazsa olmazıdır. En fazla 8 metreye kadar büyüyen vişne ağacı, ayırt etmeyi bilmeyenler için kirazla benzerlik göstermektedir. Kirazın meyveleri daha iri ve koyu renkli olurken; vişne daha küçük ve açık renklidir. Gülgiller (Rosaceae) familyasından olan vişne, yaklaşık 50 yıl ömrü olan bitkilerden biridir. Ülkemizde Temmuz ayı gibi toplanan ve sonrasında manav reyonlarında gördüğümüz vişne pasta, tatlı, kurabiye gibi birçok hamurişinin vazgeçilmez lezzetidir. 

Bağışıklık sistemini oldukça güçlendiren vişne, vücudun hastalıklarla daha rahat savaşmasını sağlamaktadır. Sağlıklı beslenmeyi desteklemesinin yanında kişinin kilo vermesini de kolaylaştıran vişneyi kışın da tüketmek için bazı yöntemleri deneyebilirsiniz. Bunlardan biri de buzlukta saklama yöntemidir.

Vişne saklama yöntemleri bir kaç şekilde olsa da en pratik olan yöntem dondurucuda saklama yöntemidir. İsterseniz konserve yaparak da saklayabilirsiniz. Ancak vişne çok hassas meyve olduğundan dolayı buzlukta saklamak en ideal saklama yöntemidir. 

PEKİ BUZLUKTA VİŞNE NASIL SAKLANIR?

Vişnelerin çekirdeklerini pratik bir yöntemle ayıklayarak soğuk suyun altında bol suda yıkayın. Bu adımda vişnelerin ezilmemesine dikkat etmelisiniz.

Temizlediğiniz vişneleri tek tek bir fırın tepsisinin ya da büyükçe bir kabın üzerine dizin.

Ardından tepsiyi üzeri açık bir biçimde derin dondurucuya koyun. Bu şekilde 1 saat dondurun. 1 saat kadar dondurduktan sonra buzdolabı poşetlerine pay edin. Yeniden buzluğa koyun. Bu şekilde vişnelerinizin şekli bozulmadan donmasını sağlayacaksınız.

VİŞNE KOMPOSTO TARİFİ:

MALZEMELER

2 kilo vişne
3 litre su
4 su bardağı şeker

YAPILIŞI

Vişneleri sap ve çekirdek kısımlarından ayırarak bol suyun içerisinde yıkayın.

Tencerenin içerisine alarak, üzerine suyu ilave edin.

Vişneler kaynadıktan tam 15 dakika sonra şekeri ilave ederek, 15 dakika daha pişirin.

Hazır hale gelen kompostoyu kavanoza koyup, ağzını sıkıca kapatın.

Ters çevirip 1 gece beklettikten sonra tüketebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Bitmeyen kalp pilini icat eden ünlü bilim kadını Dr. Canan Dağdeviren bir ilke daha imza attı. Sivaslı olan Dağdeviren katıldığı bir söyleşide meme kanserini erken teşhis eden sütyeni geliştirdiğini duyurdu. Yakın bir akrabasını meme kanserinden kaybeden ünlü bilim kadın buradan yola çıkarak kanseri erken teşhis etmeye çalışan bir icat geliştirdi. Peki Canan Dağdeviren kimdir?

5 yıl önce teyzesini meme kanserinden kaybeden dünyaca ünlü Dr. Canan Dağdeviren, teyzesine verdiği sözü tuttu. Dağdeviren teyzesine meme kanserini erken teşhis eden bir icat geliştireceğini söylemiş bunun üzerine de elektronik sütyen icadına imza attı. Önümüzdeki yılın başında tamamlayacağını söyleyen Dağdeviren, öncede dedesini kalp yetmezliğinden kaybettiğinde de bitmeyen kalp pilini geliştirmişti. Yaptıklarıyla ABD’nin prestijli dergilerinden Forbes’un “30 Yaş Altı Bilim İnsanı” listesine girmeyi başaran Dağdeviren, bunun yanı sıra, MIT (Massachusetts Institute of Technology) yayını Technology Review’ın her yıl açıkladığı ’35 yaş altı Mucitler Listesi’ne de adını yazdırmıştı.

BAŞARILARININ KAYNAĞI KÖTÜ TECRÜBELER VE AŞIK VEYSEL!

Başarlı genç bilim kadını geçtiğimiz gün memleketi olan Sivas’ta İmranlı Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen konferansın baş konuğuydu. Üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelen Dağdeviren, bir projenin oluşumu için bilimin bütün dallarından faydalandığını vurguladı. Başarılarının ilham kaynağı ve onu hedeflerine götüren hikayesini öğrencilerle paylaştı. Günümüzde yaygın olan obezite hastalığını önleyen “sindirilebilir sensör” icat etti.

Henüz genç yaşlarda dedesini kalp yetmezliğinden kaybettiğini bunun üzerine giyilebilir kalp pilinin icadına imza attı. Yaşadığı kötü tecrübelerin kendisine ilham kaynağı olduğunu ve bu süreçte de Aşık Veysel sözleri ile güç aldığını belirtti. İşte bu sözlerle anlattı: “Ben bitmeyen kalp piliyle ilgili çalışmalar yaptığım dönemde birden aklıma Aşık Veysel geldi. Aşık Veysel, ‘Ben ölümlü dünyada hakikati gördüm’ diyor. Aslında benim için de gerçekten öyle olmuştu. Fizik, kimya, matematik, biyoloji, elektrik-elektronik ve tıp gibi farklı bilimleri ortada birleştirip değişik bir proje hayal ettim. Bu proje aslında gerçekti. Kimsenin düşünmediği bir şeydi. Ama sonradan hakikate dönüştü ve ben o hakikati elimde tutabildim. Yine Aşık Veysel, ‘Ben gidersem sazım sen kal bu dünyada’ diyor. Benim de bir cımbızım var. Biz onu tutmak için kullanıyoruz. Mesela ben de bu dünyadan gittiğimde projelerim kalacak. O cımbız kalacak. Aşık Veysel’in sazı varmış, benim sazım da cımbızım. Mesela benim türkülerim de patentler. Yaptığım turneler, böyle konferanslar”

Her icadında doğadan ilham aldığını söyleyen Dağdeviren, Parkinson ve Alzheimer tedavilerinde beynin fonksiyonlarını geliştirecek iğne geliştirdi.

PEKİ CANAN DAĞDEVİREN KİMDİR?

4 Mayıs 1985 yılında İstanbul’da doğan Canan Dağdeviren, ilk ve orta eğitimini Kocaeli’den  tamamladı. Daha İstanbul’daki deprem esnasında Adana Seyhan ÇEAŞ Anadolu Lisesi’ne misafir öğrenci olarak gönderildi. Burada bilime dair olan tutkusu artan Dağdeviren İngilizcesini geliştirdi. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2009 yılında ise  Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programındaki yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2014 yılında ise doktorasını aldı. Dağdeviren, bilime olan tutkusunun etrafında yaşadığı acı tecrübeler olduğunu bildirdi. Ayrıca en büyük ilhan kaynağı ise Aşık Veysel’in sözleri olduğunu vurguladı. Dağdeviren, İstanbul’da doğmasına rağmen aslen Sivaslıdır. 

Trend okul saç modelleri arasında evde yapılabilecek çocuk saç modellerini sizler ve çocuklarınız için derledik. Pratik ve kolay okul saç modelleri nelerdir? Çocuklar için en güzel okul saç modelleri nasıl yapılır? Evde pratik yapılabilecek örgü modelleri neler? Uzun ve kısa saç modellerine özel yapılabilecek çocuk örgü modelleri…

Eğitim öğretim döneminin açılmasıyla beraber öğrenciler için okul maratonu başladı. Hem velileri hem de öğrencileri yakından ilgilendiren bir konu olan okul hayatında çocuğun derslerinin başarılı olabilmesi için okulu sevmesi ve alışması gerekir. Bunun için okula hazırlık süreci çok önemlidir. Çocuğun okula gitmek için heyecanlanması, arkadaşlarıyla vakit geçireceği için mutlu olması gerekirken ailenin gösterdiği baskılı davranışlar çocuğu hepten okuldan soğutup uzaklaştırabilir. Kimi ailelerde bu süreç kolaylıkla atlatılabiliyor iken kimilerinde biraz daha uğraştırıcı olunabiliyor. Bu gibi durumların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalı, okul hayatı sevdirilmelidir. Bunun için okul araç-gereçlerinden tutun okula giderken hazırlanmasına kadar yanında olduğunuzu hissettirerek, heyecanlanmasını sağlayabilirsiniz. Kız ve erkek çocuklarında okula giderken kolay ve pratik bir şekilde yapabileceğiniz okul saç modellerini sizlere derledik. Yapması basit olan okul saç modelleri ile çocuğunuzu hem heveslendirebilir hem de okula güzel bir şekilde gitmesini sağlayabilirsiniz. Evde çocuğunuza yapabileceğiniz okul saç modelleri neler? Okula yeni başlayanlar için pratik saç modelleri…

EVDE YAPILABİLECEK SAÇ MODELLERİ NELER? OKUL İÇİN KOLAY ÇOCUK SAÇ MODELLERİ

1- BOĞUMLU AT KUYRUĞU/ ÖRGÜ MODEL AT KUYRUĞU

Yapması çok basit olan bu iki saç modeli, hem zamandan tasarruf etmenizi sağlarken hem de hoş bir görünüm kazanmaya yardımcı olur. Uzun saç modellerine daha çok yakışacak bir model olan at kuyruğunda ihtiyacınız olacak tek şey lastikli tokalar. Belirli aralıklarla birden fazla bağlayacağınız boğumlu at kuyruğu modeli, örgüyle uğraşmak istemeyenler için en ideali.

Boğumlu at kuyruğu tercih edilmeyecekse iki yandan balık sırtı örgü girişiyle başlayıp at kuyruğuna başlayacağınız saç modeli çocuğunuzu oldukça havalı gösterecek!

2- EN KOLAY VE HIZLI ÇİFT ÖRGÜ MODELİ

Saçı ortadan ikiye ayırıp yüksekten toplayacağınız 2 at kuyruğunu çift örgü modeli ile şahlandırabilirsiniz. Çok basit bir örgü modeli olan çift örgüde tek bir at kuyruğunu ikiye ayırıp birbirine dolayarak halat görünümü verin. İşte çok kolay bir örgü saç modeli!

3-  ÇOCUKLAR İÇİN ÖRGÜ SAÇ MODELİ

Balık sırt örgü modelini iki farklı şekilde kullanabileceğiniz modelleri sizlere derledik. Saçları ortadan ayırıp düz balık sırtı örgü modelini olduğu gibi kullanabilir iken dilerseniz iki balık sırtından birini yana bağlayarak da kullanabilirsiniz.

4- ÇOCUKLAR İÇİN TOPUZ SAÇ MODELİ

Uzun saçların enseye değmeyip rahatsızlık vermemesi ya da sıcakta terletmemesi için kullanabileceğiniz en kolay saç modeli topuzdur. Sıradan topuz modelleri yerine örgü ile çevreleyebilir, daha farklı bir görünüm kazanmaya yardımcı olabilirsiniz.

Lahanagiller ailesine ait olan brokoli, küçük yumrulardan oluşan karnabaharın yeşil halidir. Avrupa kıtasında sıklıkla tüketilen brokoli kalın bağırsakların temizlenmesini sağlar. Güçlü bir lif kaynağı olan brokoli, hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki brokolinin faydaları nelerdir? Brokoli neye iyi gelir? Haberin detayında brokoliye ait her şeyi bulabilirsiniz.

Ana yemek, salata ev çorba olarak tüketilebilen brokolinin insan sağlığına birçok faydası olduğu ortaya çıktı. Lahanagiller olan brokoli yaprakları dışında her yeri tüketilebilir. Toprağın tüm vitamin ve minerallerini barındırdığından oldukça güçlü bir besin kaynağıdır. A, C vitaminlerinin yanı sıra folik asit, lif kalsiyum, sülfür ve antioksidan bakımından zengindir. İtalya topraklarıyla özdeşleşen brokoli, yüksek lif içerdiğinden diyet listelerinde ilk sırada yer alır. Romalı aşçıların çoğu yemeklerinde vazgeçilmez olarak brokoliyi kullanır. Dış görünüş olarak karnabahara benzer. Üretiminde şuan Çin ilk sıralarda yer alırken tüketiminde ise Avrupa ülkeleri ilk sıralarda yer alıyor. Uzmanların çoğu haşlanmış halinin en sağlıklısı olduğunu vurguluyor. İnsan sağlığına inanılmaz faydaları olan brokoli yapılan araştırmalarda kalın bağırsak kanserini önlerdiği tespit edilmiştir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu brokoli suyunun bin bir derde defa olduğunu bu yüzden ay da üç defa tüketilmesini öneriyor. 

BROKOLİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Yapılana araştırmalarda kanserli hücrelerin büyüme oranını yüze 70 azaltığını aynı zamanda oluşan hücrelerin ise sayısını küçülterek oluşumlarını tamamen engellediği tespit edilmiştir. Uzmanlar bu yüzden haftada bir iki kezde olsa brokoli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. 

Sülfür maddesi iltihap oluşumunu önleyerek damar duvarlarını genişletir. Bu da tıkanma gibi sağlık sorunlarını engeller. Kan akışı bu sayede normale döndüğünden kalp hastalıklarına yakalanma oranı da azalır. 

Nadiren bulunan B6 vitamini bakımından oldukça zengin olan bu besin kök hücrelerini yeniler. Özellikle deri altındaki hücreleri yenileyen bu vitamin deri ve saç dökülmelerini engeller. Hafta da 4 defa bir kase çiğ brokoli tüketerek sebum maddesinin salgılanması artılır. Sebum parlak ve pürüzsüz bir cilt ve saça sahip olmanızı sağlar. 

Vücuda yerleşen kalıntı ve atıklarla ortaya çıkan bu toksinler enerji oranını düşürür. Antioksidan bakımından da güçlü olan brokoli vücudun kısa zamanda toksinlerden arınmasını sağlar. Bu sayede de bağışıklık sistemini güçlendirir.

K vitamini kaynağı olan brokoli beyin sağlığını da destekler. K vitamini beynin kabiliyet ve kavrama bölümünü güçlendirerek. Unutkanlığı bunun yanı sıra stres ve depresyon oranını da azaltır. Uzmanlar düzenli tüketilen brokolinin ileri yaşlarda görülen hafıza kaybını da yüzde 80 azalttığı görülmüştür.

K ve B vitamini içeren brokoli cildi her türlü zararlı hücrelere karşı korur. Elastik yapısını güçlendirerek yaşlanmayı ve kırışıklıkları önler.

Gözün ihtiyacı olan A vitamini görme oranını artırır. Bunun yanı sıra gözün düşük ışıkta bile daha net görmesini sağlar.

Yüksek lif ve düşük kaloriye sahip olduğundan diyet listelerinde ilk sıralarda yerini alır. Aynı zamanda kalsiyum bakımından zengin olduğundan kemik gelişimini güçlendirir.

NOT: Brokoli yüksek oranda tüketilmesine dikkat edilmesi gereken bir besin özellikle mide rahatsızlığı çekenlerin doktor kontrolünde tüketmesi gerekir. Çünkü brokoli gaz, şişkinlik ve ekşimeye neden olur. 

Uyku sırasında yataktan kalkıp yürüyen biri ile karşılaştınız mı? Ya da uyuduktan sonra uyanma aşamasında kendinizi başka bir oda da buldunuz mu? Tüm bu duruma sebep olan uyurgezerlik hastalığına dair merak edilenleri sizler için derledik. Peki uyurgezerlik nedir? Uyurgezerliğin nedenleri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Tüm bu soruların yanıtlarını haberin detayında bulabilirsiniz.

Uykunun en derin anında beynin fonksiyonlarının azalmasına rağmen vücudun kalkıp faaliyete geçme durumuna uyurgezerlik hastalığı denir. Çocuk yaşlarda sıklıkla görülen hastalığın son yıllarda yetişkinlerde de görülme olasılığı artı. Tedavisi olan bu rahatsızlık erken teşhis edilip müdahale edilmelidir. Aksi halde ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Uyurgezerlik, uyur gezer ya da uykuda gezme gibi isimlerle adlandırılan parasomi kategorisine giren bir uyku bozukluğu hastalığıdır. Çocuk yaştaki travmatik bir durumda görülen rahatsızlık genellikle ergenlik dönemlerde kendiliğinden düzelir. Ancak ileri yaşlara rağmen yaşanan uyurgezerliğin altında başka nedenler olabilir. 20 yaşından sonra yaşanan uyurgezerlik de hastalar genellikle gece yarısı 2 ya da 3 saatlerinde kalkar. Bilim uyurgezerliği şöyle açıklıyor. Uykunun aşamaları vardır. Kişi önce hafif uyku haline geçer. Daha sonra tamamen derin uykuya dalar. Ancak işte uyurgezerlerde bu durum derin uyku sonrası uykunun tekrar hafiflemeye başlaması ile ortaya çıkar. Derin uyku denilen yani NREM evresine geçmeden vücudun kalkıp dolaşması ve beynin aktif olmasına rağmen kişi uyku halinden çıkmaz. Bilim insanlarına göre derin uyku evresinde yaşanan bir komplikasyon sonrası kişi uyurgezer olur. Ancak bunu tam olarak neyin tetiklediği bilinmese de bazı nedenler öne sürülür.

UYURGEZERLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?

Kişinin çocukken yaşadığı terk edilme korkusu, sevgisizlik, başkalarının başarısı ile kıyaslanma, ailede büyük bir kayıp yaşanması

Olduğu yerde kendini güvende hissetmemesi

Gün içinde yoğun iş temposu nedeniyle deforme olan sinir hücreleri

Stres, depresyon, panik atak, kaygı

Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri

Derin uykuya geçmede zorlanma

Melotonin hormonunun hiç çalışmaması gibi durumlar uyurgezerliği tetikler.

UYURGEZERLİK ŞİKAYETLERİ VE BULGULARI

Hasta uyku halinden yataktan kalkar ve dolaşır. Bilinç durumu kişiden kişiye değişir. Bazı kimseler yarı uyku halindeyken bazıları ise hiçbir şey hatırlamaz. Bu hastaların uykudan uyanması zordur ki çoğu uzmanlar hastaların uyandırılmasını istemez. Anlamsız hareketlerde bulunabilirler. Hatta bu sırada giyinir, yemek yer, diş fırçalar, konuşur ancak çevreden gelen tüm durumlara tepkisizdir. En tehlikeli bulguları ise kapıyı açıp dışarı çıkma, pencere açma, balkondan atlama veya ocak yakma gibi faaliyetlerde bile bulunabilir. Bu tip kişiler nadirende olsa kişilik bozukluğu yaşayan hastalarda da tetiklenebilir.  En hafif şikayet ise tüm evi dolaştıktan sonra tekrar yatağına dönüp uyumasıdır. 

UYURGEZERLİK TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Hasta yakınlarının bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Çünkü tedavisi olan bu hastalıkta uzmanlar kişinin hangi durumdan kaynaklı bu süreci yaşadığını tespit etmeye çalışır. Bu yönden geliştirilen tedavide derin uyku halini bozan durumlar azaltılmaya çalışılır. Uzmanlar hastalara genellikle öğle uykusunu önerir. Bunun dışında kişi uyku, davranış tedavisi uygulanır. Ataklar esnasında vücudun aniden terlemesi önlemek için uyumadan önce mutlaka tuvalet ihtiyacı giderilir. Melotonin hormonunu artıracak besinler tüketilmeli. Kısacası hasta psikolojik ve fizyolojik bir tedavi sürecinden geçer. 

Safra kesesinde ortaya çıkan taş oluşumuna gerekli müdahale edilmediğinde ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Özellikle karın boşluğunda artan şiddetli ağrılar gibi belirtilerle kendini gösteren safra kesesinde kanser oluşur. Peki safra kesesi kanseri nedir? Belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Sizler için safra kesesi kanserine dair merak edilenleri araştırdık.

Safra kesesinin duvarında ortaya çıkan tümörlere; safra kesesi iltihapları, obezite ve nitrozamin gibi durumlar neden olur. Kanser genelikle son evresinde ortaya çıktığından 50 ve 60 yaşları bulur. Bu durumda da tedavi edilmesi zorlaşır. Bu yüzden erken teşhis oldukça önemlidir. Safra kesesindeki taşları teşhis etmek oldukça kolaydır. Çünkü yaygın belirtilerle ortaya çıkar. Ancak duvarında oluşan kanser çok sinsi ilerler. Bu kansere yakalanma riski altına bulunan kişilerin başında ağır enfeksiyonlu hastalıklar geçirenlerdir. Ayrıca kesede daha öncede taş bulunan kişilerde de bu kanser türünün çıkma olasılığı fazladır. Sağlıksız beslenen kişilerde de safra kesesi kanseri sıklıkla görülür. Yüzde 80 oranda kadınlarda görülen safra kesesi taşların kansere neden olduğu tespit edilmiştir. 

PEKİ SAFRA KESESİNDEKİ TAŞLAR KESİN KANSER YAPAR MI?

Yapılan araştırmalarda erken alınmayan taşların kansere neden olabileceği tespit edilmiştir. Ancak bu kesin nedenler arasında değildir. Safra kesesi taşlar ve kanseri farklı nedenlerden ötürü ortaya çıkar. Kansere safra kesesi kanallarının kapanması ve enfeksiyonlar ilk olarak neden olur. 

SAFRA KESESİ KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Cildin ve göz çevresinin sararması

Şiddetli karın ağrıları 

– Sürekli kusma ve mide bulantısı

Sindirim problemlerinin sık sık yaşanması

Aşırı zayıflama

Dışkılamada beyaz alanların görülmesi

İdrarın daha koyu akması

Yemeklere karşı tahamülsüzlük

Karının iç kısımlarında büyük bir kitle hissetme gibi belirtilerle kendini gösterir.

SAFRA KESESİ KANSERİ TANI VE TEDAVİ SÜRECİ

Belirtiler ardından uzman doktora görülen hastadan öncelikle biyopsi alınır. MR görüntüleri, ultrason taramaları ve kan testleri yapılır. Uzmanlar hastanın yaşına ve cinsiyetine göre tedavi sürecini belirler. Daha önceden herhangi bir kanserin olup olmadığı için hastanın aile öyküsünde bakılır. Tüm bunların yanı sıra en doğru sonuç biyopsi ile alınır. Herhangi bir tümörün gelişip gelişmediği tespit edildikten sonra evresine bakılır. İlk evrelerde olan kansere ilaç tedavisi uygulanır. Ancak ilerlemiş safra kesesi kanserinin diğer organlara zarar vermemesi için kemoterapi ya da ameliyat sürecine başlanılır. 

SAFRA KESESİNE İYİ GELEN BESİNLER NELERDİR?

BİTKİLER

Nane yağı, rezene ve zencefil kökü safra kesesinde zararlı hücrelerin çoğalmasını engelleyen en etkili bitkilerdir. Bu bitkiler içerdikleri anti-inflamatur maddeler sayesinde toksinlenme riskini azaltır. Bu sayede safra kesesinde hem taş hem de tümör oluşumunu önlemeye yardımcı olurlar.

LİFLİ GIDALAR

Yüksek lif içeren besinler sindirimi kolaylaştırdığı için safra hastalıklarına yakalanma oranını azaltıyor. Yapılan araştırmalarda özellikle elma gibi yüksek lifli besinler yüzde 20 oranda ortaya çıkacak olan kanser ve taşların oluşumunu önler. 

MEYVE VE SEBZELER

Sebzeleri çiğ tüketmek safra hastalıklarına oldukça katkı sağlar. Sindirimi kolaylaştıran enzimlerden kolayca yararlanmak için özellikle lahana ve yoğurt karışımı düzenli tüketilmelidir. Bunların yanı sıra; maydanoz, zencefil ve yeşil yapraklı sebzeler tüketilebilir. 

Tarihin en eski ve en bilindik kremlerden biri olan Arko, neredeyse herkesin evinde bulunuyor. Genellikle el kremi olarak bilinen Arko krem, hakkında merak edilen bazı sorular yer alıyor. Arko krem yüze sürülür mü? Arko krem cilde faydalı mı? Arko krem ne işe yarıyor? ve bunun gibi daha fazlası… Hazırladığımız bu yazıda Arko krem hakkında merak edilen tüm soruları yanıtladık.

Arko krem, 1927 yılında Erzurum’da kurulan Evyap firmasının ilk üretimini sabun üzerine çıkardığı Mehmet Rıfat Evyap tarafından %100 Türk markası adına üretilen bir kremidir. O yıllardan itibaren tüm market, bakkal ve kozmetik satış yerlerinde yer alan küçük ambalajıyla taşıması kolay olan Arko krem, yıllar geçmesine rağmen popülerliğini koruyor. Elleri nemlendirmek için kullanılan Arko krem, mucizevi krem olarak da biliniyor. Kullanım alanı oldukça fazla olan arko classic krem sadece nemlendirme özelliği değil yara iyileştirme gibi faydaları da olduğu söyleniyor. Piyasada bulunan pek çok nemlendirici krem fiyatına göre oldukça düşük fiyata satılan Arko Krem, cilt kuruluğundan ev kazaları sonrası oluşan yaralara kadar problemi ortadan kaldırıyor. Peki Arko Krem yüze sürülür mü? Arko Krem yüzde tüylenme yapar mı? Arko Krem ne işe yarıyor? Hadi gelin birlikte öğrenelim…

Arko Krem, Balmumu içeren özel formülü sayesinde soğuk havanın etkisiyle veya güneşlenme sonrası ciltte meydana gelen kuruluk, pullanma, aşırı gerginlik hissi, çatlama gibi olumsuz etkilere karşı eşsiz bir bakım sağlar.

Cilde yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm kazandırır ve cildinizin kurumasını engeller.

Cildin kurumasına ve tahriş olmasına neden olan bir diğer faktör de tıraştır. Arko Classic Yağlı Krem tıraştan sonra kuruyan cildi besler, nemlendirir ve yumuşacık yapar. Tıraş keyfinin gün boyu sürmesini sağlar. Banyo sonrasında kuruyan cildi nemlendirerek, cildin doğal nem dengesini korur.

Suyla sık temas gerektiren işler, çamaşır, bulaşık, ev temizliği vs. cildin zamanla doğal nem dengesini bozarak cildin yıpranmasına neden olur. Özellikle eller için ideal olan Arko Classic Yağlı Krem kuruyan ve çatlayan diz, dirsek ve topuklar için de mükemmel bir cilt kremidir.

Arko Classic Yağlı Kremin en önemli özelliği ise içerisinde bulunan balmumunun antiseptik özelliği sayesinde mikropların üremesini ve enfeksiyon oluşumunu engellemesi ve cildin bakımını yapmasıdır.

Çocukların oyun oynarken tahriş olan diz ve dirsekleri için de rahatlıkla kullanabileceğiniz Arko Classic Yağlı Krem, bebeğinizin kuruyan cildi ve pişikleri için de ideal bir üründür.

Kirpik ve kaşların daha hızlı uzamasını sağlayan Arko Krem, sivilce, akne gibi sorunların ortadan kaldırılması konusunda oldukça etkilidir. 

ARKO KREM TÜYLENME YAPAR MI?

Yüzyıllardır kullanılan Arko Krem konusunda tüylenme yapıyor iddialarına yanıt veriyoruz. Cildi besleyen arko krem uzun süre kullandığında az miktarda tüylenmeye neden olmaktadır. Tüylenme gözle görülmeyecek seviyede ve çok azdır.

ARKO KREM NASIL KULLANILIR?

Kullanımı oldukça basit olan bu krem gün içerisinde ihtiyaç duyulduğunda kullanılması yeterlidir. Yüze yada cildinize sürebileceğiniz bu kremi yeterli miktarda sürüp cilt tarafından emilmesini sağlayana kadar parmak uçlarınız ile yedirmeniz gerekmektedir.