Uzun uğraşlar sonucunda işe yaramayan diyetleri yapmak yerine sağlığınızı olumlu yönde etkileyecek lezzetli mi lezzetli ton balığı diyetini uygulayabilirsiniz. Doğal ve sağlıklı kilo verdiren diyet listelerinin bir türü olan ton balığı ile 3 günde 1,5 kilo vermeniz mümkün! Hafif tadı ile midenize ağır gelmeden yapacağınız ton balığı diyeti hakkında merak edilenleri sizlere araştırdık. Peki ton balığı yiyerek nasıl zayıflanır? Ton balığı kaç kalori? Ton balığı diyeti nasıl yapılır? Ton balığı ile şok diyet…

Akşam yemeklerinde sofraya çeşitlilik katarak hem gözümüzü hem de midemizi doyuran ton balıklı salata, kilo vermek isteyen kadınların tüketebileceği en ideal ve lezzetli besinler arasında yer alıyor. Yüksek kalori bulundurmaması nedeniyle kilo aldırmaya elverişli olmayan ton balıklı salata, besleyici ve tok tutucu olması ile gönül rahatlığıyla yenebilecekler arasında. Bol limonlu ve hafif tadıyla tüketilebilecek olan ton balığını kilo vermek isteyen kimseler ya direkt olarak kendisi ya da farklı tarifiyle beraber tüketebilir. Peki zayıflamak için ton balığı diyeti nasıl yapılır? Ton balığı ile şok diyet kilo verdirir mi? Ton balığında kaç kalori var? İşte diyette ton balığı tüketimi ile ilgili bilinmesi gerekenler…

TON BALIĞI KAÇ KALORİ?

Ton balığındaki kalori miktarı balığın yağına ya da satın alınan markaya göre değişkenlik gösterebilir. Yağı az olan 100 gramlık ton balığının kcal değeri 174’e denk gelir. Orta boy porsiyonun 120 kcal’a denk geldiği düşünülürse, orta porsiyon ton balığının kcal değeri ortalama 210’dur. Ton balığı kalori miktarıyla diyetteki ana öğünler için tercih edilmelidir.

KİLO VERMEK İÇİN TON BALIĞI NASIL TÜKETİLMELİ?

Diyette ton balığı tüketimindeki en önemli nokta pişirilme şeklidir. Ton balığı ile yapacağınız yemekleri buğulama ya da fırınlama yöntemi ile pişirmelisiniz. Konserve ton balığını tercih edecekseniz direkt olarak salatalara ekleyebilirsiniz.

İçerisinde kendiliğinden yağ bulunduran ton balığa pişirme sırasında ilaveten yağ dökmenize gerek yoktur. Ton balıkla yapabileceğiniz tarifler arasında kepekli makarna, ton balıklı sandviç, ton balıklı karnabahar tariflerini deneyebilirsiniz.

TON BALIĞI İLE ŞOK DİYET LİSTESİ! ZAYIFLATAN…

İlk gün:

KAHVALTI

– 1 bardak kahve ya da çay

– Yarım greyfurt ya da meyve suyu

– 1 dilim fıstık ezmeli tost ekmeği

ÖĞLE YEMEĞİ

– 1 bardak çay ya da kahve

– 100-150 gram roka, domates salatası

AKŞAM YEMEĞİ

– 1 bardak kahve ya da çay

– 100 gram ton balığı ya da haşlanmış sığır eti

– 200 gram yeşil fasulye

– 1 adet elma

ikinci gün

KAHVALTI

– 1 bardak kahve ya da çay

– 1 adet muz

– 1 tost ekmeği

– 1 haşlanmış yumurta

ÖĞLE YEMEĞİ

– 200 gram ton balığı

– 5 tane kraker çubuk

– 1 bardak kahve ya da çay

AKŞAM YEMEĞİ

– 1 adet muz

– 100 gram pişmiş havuç

– 100 gram vanilyalı puding

– 1 bardak kahve ya da çay

Üçüncü gün:

KAHVALTI

– 5 kraker

– 1 adet elma

– 1 bardak kahve ya da çay

– 30 gram peynir

ÖĞLE YEMEĞİ

– 1 dilim tost ekmeği

– 1 bardak kahve ya da çay

– 1 haşlanmış yumurta

AKŞAM YEMEĞİ

– 1 bardak kahve ya da çay

– 100 gram vanilyalı puding

– 1 tane armut

– 100 gram pişmiş karnabahar

– 200 gram ton balığı

Gündelik yaşantınızda mutfağınızdan balığı eksik etmiyorsanız hamilelik döneminde göz önünde bulundurmanız gereken kriterleri kesinlikle atlamamalısınız! Hamilelikte balık tüketimi ile ilgili en sık sorulara sizler için haberimizde yer verdik. Peki hamilelikte balık tüketiminde nelere dikkat edilmeli? Hamilelikte balığın faydaları neler? Hamilelikte hangi balıklar yenmeli, hangileri yenmemeleri? Balık zehirlenmesi nedir, balık zehirlenmesi belirtileri neler? İşte hamilelerin balık yerken dikkat etmesi gereken noktalar…

Eylül ayının gelmesiyle beraber balıkların üreme ve büyüme dönemleri dikkate alınarak getirilen avlama yasağı nihayet sona eriyor. Tatlı ve tuzlu sularda görülen birbirinden lezzetli ve faydalı balık çeşitleri, tüm balık severlerin en gözde zamanı! Hem sağlıklı hem de enfes tadı ile balıktan vazgeçemeyen kimselerin evlerinde ya da dışarıda yediği balıklarda dikkat edilmesi gereken bazı önemli kriterler olduğu gibi hamilelik döneminde balık tüketimiyle ilgili ekstra bilinmesi gereken hususlar da var. Hamile kalmadan önce balık tüketimi es geçmeyip sık sık yiyen kadınların, hassas oldukları bu dönemlerinde balık tüketimi ile ilgili bilinmesi gereken noktaları sizlere derledik. İçerisinde cıva olan balıkların fetusun beyin ve sinir gelişimine zarar verdiği iddialarının üzerine balık yemekten korkan hamilelerin dikkat etmesi gereken noktaları sizler için araştırdık. Peki hamilelikte hangi balıklar tercih edilmeli? Hamilelikte balığın faydaları neler? Balık zehirlenmesi nedir, belirtileri neler? Hamilelikte balık tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler…

HAMİLELİKTE BALIK TÜKETİMİNE DİKKAT! O BALIKLARI SAKIN YEMEYİN…

Balık tüketiminin insan sağlığı açısından her ne kadar faydalı olduğu bilinse de araştırmalardan elde edilen verilere göre, içerisinde cıva bulunan balıkların hamilelik döneminde bebek için sakıncalı olduğu öğrenilmiştir. Bebeğin beyin ve sinir sistemine zarar verdiği tespit edilen yüksek miktardaki cıvalı balıkların haricinde uzmanlar somon, ton balığı, sardalya, beyaz balık, alabalık ve uskumrunun yenilebileceğini öne sürüyor. Doğru balık tüketimi sağlandığı takdirde hamilelikte muhakkak alınması gereken besin değerlerini bulunduran balıkta diğer hayvan etlerinden ayırt edilir derecede özellikleri vardır.

İçerisinde bol cıva bulunan balıklar vücutta emildiği zaman direkt olarak bebeğin oksijen almasını sağlayan plasentaya geçer. Bu durumda bebeğin motor becerileri, bilişsel becerileri, dil becerileri ve görme yeteneği kısmen de olsa olumsuz etkilenebilmektedir.

HAMİLELİKTE HANGİ BALIKLAR YENMELİ?

Derin denizlerde bulunan en riskli ve tehlikeli deniz ürünü ağır metalleri tutma durumu aşırı olduğu için midye olduğu bilinmektedir. Midyenin haricinde yine derin sularda bulunan levrek, mezgit, lüfer, barbunya gibi balıkların tüketiminde de dikkatli olunmalıdır. Bu gibi balıkların avlandıkları suyun temiz olması şartı aranmalıdır. Eğer hiçbir şekilde riske girmek istemiyorsanız, yüzey balıkları tercih edebilirsiniz.

Her balığın içinde az da olsa cıva vardır ancak buradaki miktar önemli olduğundan her balık her bünyede olumsuz durum teşkil etmez. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan sardalya, somon balığı, ton balığı gibi faydalı balık çeşitleri hamilelikte tüketilebilir.

HAMİLELİKTE BALIK YEMENİN MUCİZEVİ FAYDALARI

– Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan balık çeşitlerinden cıva oranı düşük olan balıklar tüketildiği zaman bebeğin beyin ve göz gelişimi olumlu etkilenir.

– Hamilelik döneminde anne adayının hafıza gelişiminde olumlu rol üstlenir.

– D vitamini bakımından bol olan balıklar kansızlık problemlerine iyi gelebilmektedir. Hamilelikte muhakkak alınması gereken folik asit ve demir takviyesinin önemli olduğu bilinmelidir.

– Anne adayının kalp atışlarının sağlıklı görülmesi sağlanır.

– Bebeğin kemik gelişimine yardımcı olarak sağlıklı etki sağlar.

– Anne sütünün artmasına yardımcı olur.

BALIK ZEHİRLENMESİ NEDİR? BALIK ZEHİRLENMESİ BELİRTİLERİ…

Balığın hava şartlarındaki sıcaklığa bağlı olarak toksinlenerek zehirlenmesi balık zehirlenmesi dediğimiz durumu beraberinde getirir. Bekletildiği takdirde toksin oranının artması ile doğru düzeyde ilerleyen balık zehirlenmesi ne yazık ki ölümcül vakalarla da sonuçlanabilmektedir.Pişirilmesinin haricinde çiğ tüketilen balıklarda da zehirlenme riskinin fazla olduğu görülen bilgilere göre, balık tüketiminde ekstra hijyen ve dikkat gerekir. Balık yedikten sonra zehirlendiğinizden şüpheleniyorsanız şu belirtilere bakabilirsiniz:

Kusma
İshal ve / veya karın (mide) krampları
Baş ağrısı, yorgunluk ve bayılma
Ağız, parmak ve ayak parmaklarının çevresinde karıncalanma
Ağır vakalarda koma
Ağız çevresinde karıncalanma ve yanma
Yüz kızarma ve terleme
Mide bulantısı, kusma ve ishal
Baş ağrısı
Çarpıntı ve baş dönmesi
İsilik

BALIK ZEHİRLENMESİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Yukarıda bahsettiğimiz balık zehirlenmesi belirtileri varsa ilk olarak doktora gitmelisiniz. Doktorun önereceği ilaçlar sizi tedavi etmeye yarayacaktır ancak eğer ağır vaka bir zehirlenme yaşıyorsanız bu durumda midenizin temizlenmesi için mide yıkaması gerekebilir. Daha hafif durumlarda ise serum ve ilaçlarla zehirlenme ortadan kaldırılmaya çalışılır. 

Kış aylarında şifalı bir çorba tüketmek istiyorsanız balık çorbası tam size göre. Mevsimin en taze balıkları arasında yer alan levrek ile lezzetli bir çorba hazırlayabilirsiniz. Vücudun bütün Omega 3 ihtiyacını bir kase çorbada karşılamak istiyorsanız mutlaka balık çorbası tarifi denemelisiniz.

Balık çorbası, içerisinde bolca vitamin ve mineral barındıran genellikle levrek balığından yapılan enfes bir çorbadır. Akşam yemeğinde balık ya da deniz ürünlerinden biri olduğunda yapılan balık çorbası, içindeki sebzelerin ve yumurtalı terbiyenin de katkısıyla muhteşem bir tada dönüşüyor. İlk adını duyanların şaşırdığı bu enfes çorba, çok fazla bilinmeyen, dolayısıyla evlerimizde çok da sık pişmeyen bir yemek. Deniz ürünlerini sevenlerin çok severek yediği balık çorbası, sizlerinde vazgeçilmezi olacak. Bağışıklık sistemini güçlendiren balık çorbasını hazırlamak için siz de geç kalmayın.

BALIK ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

6 adet levrek balığı
6 su bardağı su
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet kuru soğan
1 adet büyük boy havuç
1 adet kereviz sapı
1 diş sarımsak
1/2 demet maydanoz
1 adet defne yaprağı
1/2 çay kaşığı zerdeçal
1/2 çay kaşığı kişniş tohumu
1 çay kaşığı tane karabiber
1 çay kaşığı tuz
1/2 adet limonun suyu

Terbiyesi için;

1 adet limonun suyu
1 adet yumurta sarısı

YAPILIŞI

Balıkları güzelce suyun içerisinde yıkadıktan sonra ayıklayın. Daha sonra tencerenin içerisine koyup üzerine soğuk suyu ilave edin.

Kereviz sapı,havuz ve soğanları doğrayarak tencerenin içerisine ekleyin. Doğranan sebzelerin üzerine maydanoz, tane karabiber, sarımsak, defne yaprağı, limon suyu, zerdeçal, kişniş tohumu ve tuz ile birlikte tencereye aktarın. Ardından zeytinyağını da ilave edin.

Orta ateşte kaynattıktan sonra çorbayı süzgeçten geçirin. Haşlanan balıkları kenara ayırın ve süzülen çorbanın içerisine küçük parçalar halinde ekleyin.

Son olarak balığın terbiyesini hazırlayarak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Eski zamanlardan günümüze kadar gelen balıktan sonra tahin helvası tüketilmesinin aslında vücuda birçok faydası olduğunu biliyor musunuz? Herkesin son yıllarda merak ettiği sorulardan biri olan ‘balıktan sonra neden tahin helvası yenir?’ cevabını uzmanlara sorduk. Herkesi bilgilendirecek ve tüm sorulara cevap olabilecek içeriğimize mutlaka göz atın.

Çok eski yıllardan itibaren Karadeniz yöresinde meşhur olan “balıktan sonra helva yiyin ki balık öldüğünü anlasın!” sözünü duymuşsunuzdur. İster evde ister dışarıda balık yediğinizde menülerde sıcak helva mutlaka olur. Özellikle balık ve deniz restoranında fırında kızartılarak servis edilen helva, vazgeçilmez bir ikili olmuş. Günümüzde hala devam ettirilen bu balık-helva ikilisi sosyal medyada merak konusu haline geldi. Peki balık yedikten sonra neden helva servis edildiğini biliyor musunuz? Merak edilen bu soruyu mercek altına aldık. Gelin birlikte öğrenelim…

Omega-3 bakımından oldukça zengin olan balık, aynı zamanda yüksek oranda iyot, demir, çinko gibi mineraller içeriyor. Balık yedikten sonra oluşan hafif mide rahatsızları, halsizlik ve şişkinliğin asıl sebebi de balığın kan şekerini düşüyor olması. 

Bu kan şekerini önlemek için ise balığın bayat olmasına karşılık sütlü tatlıların yenilmesini önerilmediğinden, en ideal tatlının tahin helvası olduğu söyleniyor. Hem sağlıklı hem de şekerini dengeleyen tahin helvası, balıktan sonra vücutta oluşabilecek ağır metalleri sıfırlayarak, vücuttaki fosfor miktarını düzenleyerek midedeki asit dengesi normalleştiriyor.

İşte bu kadar!

Bunu öğrendiğimize göre, nefis mi nefis sıcacık bir helva yemeğe ne dersiniz?

FIRINDA HELVA TARİFİ:

MALZEMELER

300 gram tahin helvası
1 yemek kaşığı limon suyu
1,5 tatlı kaşığı tereyağı
1 çay bardağı sütü

YAPILIŞI

Helvaları küp şeklinde doğrayın ve toprak kaselerin içerisine yerleştirin. 

Ardından oda sıcaklığında olan sütü, limonu ve tereyağını karıştırarak kaselerin içerisine eşit bir şekilde yerleştirin.

190 derece fırında üzeri kızana kadar pişirin. Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kış mevsimin çok sık tüketilen besinlerinden biri olan balığı, yanında enfes bir salata ile tüketmek adeta midenizin bayram ettirecek. Hazırladığımız bu yazıda bu akşam menüsünde balık olanlara özel enfes salata tarifleri bulunuyor. Balığın yanına yakışan birbirinden farklı balık tarifleri için hazırladığımız haberimizi inceleyebilirsiniz.

Her yemeğin yanına yakışan salatalar hemen her gün mutlaka sofralarda yer alan lezzetlerden biridir. Aynı zamanda salata çeşitlerinin hepsi sağlıklı olduğu için diyet listelerinde de yer almaktadır. Ancak salatalar en güzel balığın yanına yakışıyor. Birbirinden faydalı yeşilliklerle hazırlanan salatalar hem vücut hem de mide hastalıklarına adeta şifa oluyor. Siz de bu akşam yemekte mevsimin en leziz balıklarıyla muhteşem bir sofra hazırlıyorsanız mutlaka aşağıda listelediğimiz tariflere göz atmalısınız. Hem doyurucu hem de sağlıklı salatalar hazırlamak istiyorsanız doğru yerdesiniz. 

BALIĞIN YANINA EN ÇOK YAKIŞAN FARKLI SALATA TARİFLERİ:

NARLI ROKA SALATASI TARİFİ

İçerisinde bulunan C vitamini sayesinde hem besleyici hem de bağışıklık sistemini güçlendirecek olan roka, balığın yanında adeta vitamin deposu haline gelir. Narlı roka salatasının tarifine

LÜBNAN SALATASI TARİFİ

Dünya mutfağındaki lezzetli salata çeşitleri arasında yer alan Lübnan salatası, enfes lezzetiyle sofraların baş tacı olacak. Lübnan salatasının tarifine ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz.

MISIRLI LAHANA SALATASI TARİFİ

Hem doyurucu hem de şuan tam mevsimi olan beyaz lahana ile mısırın buluştuğu lezzetli salata tarifi balığın yanına çok yakışacak. Tarife ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz.

ISPANAK SALATASI TARİFİ

Ispanak salatası, magnezyum ihtiyacımızı karşılayan en önemli besinlerin başında gelir. Çiğ şekilde tüketildiğinde vücuda demir depolayan bu salatanın tarifine ulaşmak

Sabah kahvaltılarını farklı tarifler deneyerek adeta bir lezzet şölenine çevirmek ister misiniz? Evde ekmek yoksa ve yumuşacık ve sıcacık bir ekmek pişirmek istiyorsanız mutlaka vereceğimiz tarifi denemelisiniz. İçerisine ister bir şeyler koyarak sandiviç yapın isterseniz de sabah kahvaltılarının baş tacı olan menemene banın. Karşınızda kahvaltılık pofuduk ekmek tarifi:

Günün en önemli öğünü olan sabah kahvaltılarında özel lezzetler sevdiklerinize mutlu etmek istiyorsanız bu tarif tam size göre… Türk mutfağımızın en vazgeçilmez özelliği uzun uzun geçen ve birden fazla çeşitli lezzetli sofraların hazırlandığı kahvaltılardır. Hafta sonları bu kahvaltılar sevdiklerinizle bir araya gelince daha keyifli oluyor. Siz de bu hafta sonu kahvaltıya lezzetli ekmekler pişirmeye ne dersiniz? Yapımı oldukça basit olan bu ekmeklere herkes bayılacak. 

POFUDUK EKMEK TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı ılık su
Yarım su bardağı süt
Yarım çay bardağı sıvı yağ
1 paket instant maya
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı toz şeker
4 su bardağı un

Üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
1 tatlı kaşığı yoğurt
Susam
Çörek otu

YAPILIŞI

Ilık su, toz şeker ve mayayı bir kabın içine alın ve karıştırmaya başlayın. 

Un hariç diğer malzemeleri ekleyerek bir süre daha yoğurun. 

Karışımın içine azar azar unu ekleyin ve yoğurmaya başlayın. 

Hamurun yoğurma işlemi bittikten sonra mayalanması için bir saat kadar bekleyin. 

Mayalandıktan sonra hamurdan avuç büyüklüğünde parçalar kopararak tepsiye dizin. 

Yumurta sarısı ve yoğurdu karıştırarak hamurların üzerine sürün, üzerine susam ve çörek otu ekleyerek 120 derecede 30 dakika pişirin. 

Afiyet olsun…

Günlük bir kombin oluştururken uyguladığınız bir çok hata bulunur. Bu hatalar, özellikle mevsim geçişleri sırasında fazlasıyla görülür. Sonbahara geçiş yaptığımız şu dönemlerde, günlük kombinlerimizde de değişikliğe gitmeye başlıyoruz. Sizler için sonbahar döneminde kullanabileceğiniz birbirinden havalı ve rahat günlük kombin önerileri derledik. Bu kombin önerilerini uygulayıp geçmişte yaptığınız hataları bıraktığınız zaman, istediğiniz şıklığı elde etmiş olacaksınız. Sonbahara özel birbirinden şık kombin önerileri, tüm detaylarıyla sadece yasemin.com’da!

Sonbahar döneminde kombin hazırlarken en büyük problemlerden biri, hem rahat ve doğal hem de şık bir kombin oluşturmayı aynı anda başarmaktır. Baskılı t-shirtler, bol desenli etekler, uzun etekler, kazaklar, desenli elbiseler ve hırkalar… Bu sezonun en çok öne çıkan modelleri, bir cümle öncesinde saymış olduğumuz parçalar oluyor. Ancak bu parçalarla kombin hazırlarken, çeşitli hatalara düşülür. Sonbahara girdiğimiz şu dönemlerde, uygulayabileceğiniz kombinleri oluştururken; ‘Bluzlar ve gömlekler, pantolonlarla nasıl uyum yakalar?’, ‘Spor ayakkabılar her parçaya uygun mudur?’ gibi soruları kendinize sorarsınız. Peki sonbahar şıklığını yansıtacak bir günlük kombin oluştururken nelere dikkat edilmeli? Bu soruya, Instagramın en çok takip edilen isimlerinden biri olan, Rabia Sena Sever’in stilinden yola çıkarak yanıt veriyoruz. İşte sonbahara  özel birbirinden şık kombin önerileri! 

GÜNLÜK KOMBİN OLUŞTURURKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Günlük bir kombin oluştururken dikkat edilmesi gereken küçük kombin tüyoları bulunur. Bu detaylara kısaca bakalım:

Sonbahar; serin havanın hakim olduğu bir dönem. Bu sebeple şıklıktan ziyade rahatlık düşünüleceği için spor ayakkabı ve bot tarzı ayakkabı modelleri tercih edilir.

Fakat sonbahara özel bir kombin oluştururken, topuklu modelleri spor tarzdaki modelleriyle rahatlıkla kullanabilirsiniz. Uzun eteklerle topuklu bot ve çizmeler oldukça şık duracaktır.

SONBAHARDA GİYİLEBİLECEK KIYAFETLER

Bir gömlek, kazak veya bluz kombinlerken,sizi terletmeyecek modelleri seçmeniz en doğru seçim olacaktır. Bol, geniş yakalı ve terletmeyen kumaşlar önceliğiniz olsun.

Baskılı t-shirtlerinizi pantolon yerine hareketli desenlere sahip eteklerle kombinleyip iki hareketli parçadan tatlı bir uyum yakalayabilirsiniz. Bu da bir diğer uygulanması gereken kombin önerisidir.

Ev içerisinde çocuğunuza özel düzenleyebileceğiniz etkili ders çalışma odası ile dikkatini toplamasına yardımcı olabilir, başarılı olmasını sağlayabilirsiniz. Çocuklar için çalışma odası dekorasyon fikirlerine göz atmak için haberimizi inceleyebilirsiniz! Çocuklar için çalışma odası nasıl düzenlenir? Etkili der çalışma odası için tüyolar…

Çalışma odaları her ne kadar kişinin kendi zevk ve düzenine bırakılmış olsa da bazı önemli noktalara dikkat edildiğinde son derece verimli ve etkili bir sonuç alınabilir. Özellikle de okula giden çocuklarından yüksek performans bekleyen aileler, ev içerisinde yapabilecek bazı düzenlemelerle dikkatlerini toplamalarına yardımcı olarak etkili bir ders çalışma ortamı sunabilir. Çalışma ortamının ders çalışmaya elverişli olması, çocuğun derse olan ilgisini ve verimini arttıracağı için oda dizaynı yaparken dikkat edilmesi gereken noktalardan birisidir. Çocuğa yeni bir çalışma ortamı sunarken ebeveynler, mutlaka çocuklarının fikirlerini almalıdır. Böylece çocuk hem odayı sevecek, hem de sizin ona vermiş olduğunuz değeri hissedecektir. Özellikle de sınava hazırlanan çocuklar, gününün büyük bir çoğunluğunu okuldan sonra çalışma odasında geçireceği için estetik olarak hoş görünüp sakinlik vermesi ve rahat hissettirmesi önemlidir. Peki çocuklar için çalışma odası nasıl düzenlenmeli? Çalışma odasını dizayn ederken dikkat edilmesi gerekenler…

ÇOCUKLAR İÇİN DERS ÇALIŞMA ODASI NASIL DÜZENLENMELİ?

RENKLERİN ÖNEMİ…

Çocukların çalışma odalarında tercih edilen renklerin çocukların ruh sağlığını etkilediğini belirten Psikolog Yeşim Yaşa Görgülü, ders çalışılacak ortamın berrak, açık ve pastel renklerde olması gerektiği, yeşil ve mavinin tonların kullanılabileceğini söyledi.

Sakinliği yansıtan mavi rengi çalışma odasında kullanıldığı takdirde çocukların ufkunu açacaktır. Eğer çocuğunuz mavi renginden hoşlanmıyorsa yeşil rengini tercih edebilirsiniz.

Doğru tonda kullanılan yeşil, enerjisi ile odaklanmayı arttırır. Özellikle Yosun ve Ada çayı tonlarındaki yeşilleri kullanarak çalışmalarını verimli bir şekilde gerçekleştirmesini sağlayabilirsiniz.

ETKİLİ ÇALIŞMA ORTAMI İÇİN TÜYOLAR…

1- Odada tercih edilecek renklerin açık mavi ya da açık yeşil gibi pastel tonlarda olmasına dikkat edin. Aksi halde koyu renkler, çocuğun gözünü yoracaktır.

2- Dikkat dağınıklığına neden olacak teknolojik aletler oda içerisinde bulundurulmamalı.

3- Ders çalışma masası cam kenarında olmamalı. Eğer olursa, dışarıdaki en ufak bir şey çocuğun dikkatini dağıtmaya yetecektir.

4- Yumuşak minder ve koltuklar çocuğun uykusunu getireceğinden dolayı normal bir sandalye bulundurulmalı.

5- Masa üzerinde mutlaka bir çalışma lambası bulundurulmalı.

6- Odanın sıcaklığı ne aşırı soğuk ne de aşırı sıcak olmalı.

7- Duvarın kalabalık olmamasına dikkat edilmeli.

Pekmez, üzüm, dut ve keçiboynuzu gibi besinlerin ezilerek çıkan suları kaynatılıp elde edilir. Vitamin ve mineral değeri oldukça yüksek olan pekmez, boğaz enfeksiyonları bakımından oldukça güçlü bir besindir. Koyu bir kıvamı olan pekmez, kahvaltıları süsler. Tahin ile beraber tüketilen pekmezin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki pekmezin faydaları nelerdir? Pekmezin içine tereyağı ekleyip içerseniz ne olur? Sizler için pekmez hakkında merak edilen her şeyi haberin detayına ekledik.

Kimin tarafından ne zaman keşfedildiği bilinmese de Anadolu topraklarında ilk kez yapıldığı söyleniyor. İnsanların dut, şeker kamışı, üzüm ve keçiboynuzu gibi besinleri ezip çıkardıkları suyu ile beraber yüksek ısıda kaynatıp ortaya kahvaltıları süsleyen pekmez çıkmıştır. Yoğun kıvamlı ve şeker şurubu gibi olan pekmez aynı zamanda çok güçlü bir antioksidan ve antibakteriyeldir. B vitamini grubu bakımından zengin olan pekmez insan sağlığında özellikle vücuttaki demir emilimini artırır. Bu sayede kandaki kan yapıcı hücreleri artırır. Aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan karbonhidratı enerji olarak yayılmasını sağlar. Bir kasesi vücudun ihtiyacı olan birçok maddeyi ortalama yüzde 50 karşılar. Yapılan araştırmalarda pekmezin barındırdığı thiamin ve riboflavin maddeleri baldan on kat daha zengindir. Ayrıca bebeğin gelişimine destek sağladığından uzmanlar hamilelikte tüketilmesini özellikle tavsiye eder. 

KAÇ ÇEŞİT PEKMEZ VARDIR VE FAYDALARI NEDİR?

PEKMEZİN FAYDALARI NELERDİR?

Sindirim hastalıklarına doğal ilaçtır. Bağırsak florasını düzenler. Mide asidini düzenler. Aynı zamanda sindirim fonksiyonlarını artırır.

Karaciğer ve akciğer organları vücudun olmazsa olmazlarıdır. Herhangi bir sorun yaşadıklarında ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarır. Ancak pekmez içerdiği güçlü maddeler sayesinde antibakteriyel etki gösterir. Hem akciğerin hem de karaciğerin derinlemesine temizlenmesini destekler. 

Kemiklerin gelişmesi ve güçlenmesinde etkili olan potasyum, kalsiyum, magnezyum, kalsiyum ve bakır açısından oldukça zengindir. Uzmanlar kemik kırılması ya da incinmesi gibi durumlarda kemik suyu kadar tüketilmesini öneriyor. 

Üst solunum yolları nedeniyle boğazlarda artan enfeksiyon yutkunma, nefes alma gibi fonksiyonların doğru işlemesini engeller. Bu da kişinin hastalığının şiddetini artırır. Uzmanlar bu gibi rahatsızlıklar esnasında pekmezin karabiber ile kaynatılıp tüketilmesini tavsiye eder. Boğazları bakterilerden arındırarak sinüs yolların açılmasını destekler.

Kanda azalan maddeler nedeniyle kan basıncı azalır ya da yükselir. Bu da yüksek tansiyon ve felç gibi rahatsızlıklara davetiye çıkartır. Pekmez kan basıncını dengeleyerek bu gibi durumların yaşanmasının önüne geçer.

Bağışıklığı güçlendiren doğal bir ilaçtır. Özellikle alerjik durumlarda harekete geçen bağışıklığın neden olacağı şiddeti azaltır. Hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirir. İyileşme sürecine olumlu katkı sağlar. 

TEREYAĞLI PEKMEZ NASIL YAPILIR?

MALZEMELER

1 yemek kaşığı tereyağı

1 su bardağı pekmez

YAPILIŞI

Keçiboynuzu ya da üzüm fark etmez bir su bardağı pekmeze yarım çay bardağı içe suyu da katarak bir çezvede kısık ateşte kaynatınız. Daha sonra tereyağını içine katınız. Katı hale gelen bu karışımı ılık halde sabah akşam olmak üzere birer yemek kaşığı tüketiniz. Karışım boğazın yumuşamasını sağlamanın yanı sıra mikroplarında sayısını azaltarak iltihabı önler. Aynı zamanda bu karışım sadece boğaza değil tüm vücuda fayda sağlar. Yemek borusu, mide ve bağırsaklarıdaki zararlı toksinleri idrar yolu ile atmanıza yardımcı olur. 

Çocukların okul döneminde yaygın olarak yaşadıkları ayrılık kaygısına bağlı olarak ortaya çıkan okul fobisine karşı etkili çözüm önerilerini derledik. Sizde çocuğunuzun okulun ilk günüde kabus yaşamasını istemiyorsanız, okula uyum sağlamasını ve sevmesini sağlayacak tüyolara göz atabilirsiniz! Peki okul fobisi nasıl geçer? Okul fobisi ile okul korkusu aynı şey mi? Okul fobisi olan çocuğa nasıl yaklaşılmalı? Okula yeni başlayacak öğrencilere öneriler…

Bilimsel araştırmalardan elde edilen bilgilere, 7-12 yaş civarındaki çocukların en büyük endişeleri arasında okul gelmektedir. Çocuğun belkide ilk defa ailesinden uzaklaşıp hiç tanımadığı yetişkinlerle bağ kuracağı okul ortamında ödev zorunluluğu, sınavlara hazırlanma gibi sorumlulukların olması endişelenmenin ana nedenlerindendir. Çocuğun endişesiyle beraber velilerde de artan okul telaşı, aileleri en çok sıkıntıya sokan sorunlardan biridir. Özellikle de çocuğunu ilk defa okula gönderecek ailelerin çocuklarının bir an evvel adapte olabilmesi yani okula kolay uyum sağlayabilmesi için öncesinde birtakım manevi rahatlatmalar yapmalı, çocuğuna destek olmalıdır. Aksi takdirde çocuklarda okul fobisinin görülmesi kaçınılmaz olacaktır. Okula dair olumsuz düşüncesi olan ya da mutlu olamayan çocuklarda görülen okul fobisine en çok okulların açılmaya başlandığı eylül aylarında rastlanmaktadır. Peki okul fobisi nedir? Çocuklarda okul fobisi nasıl önlenir? Okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranılmalı? Çocukların okula uyumu nasıl kolaylaşır? Okulun ilk günü kabus gibi geçmemesi için öneriler…

OKUL FOBİSİ NEDİR? ÇOCUKLARDA OKUL FOBİSİ NEDENLERİ…

Eğitim öğretim sezonunun açılmasına kısa bir vakit kala, en az öğrenciler kadar ailelerde de telaş artmaya başlıyor. İlk defa okula gidecek olan çocuklarda yaşanabilecek olan bazı adaptasyon sorunları yeniden gündem haline geliyor. Toplumsallaşmanın ilk ve en önemli adımlarından biri olan okul, çocuğun gelişimi üzerinde büyük bir rol oynamaktadır. Özellikle de küçüklüğünden beri ailesi tarafından her şeyden korunan, kural tanınmayan ve duygusal anlamda yaşının olgunluğu verilmemiş tüm çocuklarda okul dönemi daha zor olmaktadır.

Anne ve babadan uzak kalma başta olmak üzere çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilen okula gitme korkusu, okul fobisi ya da okul reddi gibi tanımlar, okula gitmek istemeyen çocuklar için kullanılır. Yalnızca ilkokul çocuklarında değil okul öncesinde de görülebilen ancak o zamanki okul korkusunun gelişimin bir parçası olduğu göz ardı edilmemelidir.

OKUL FOBİSİ İLE OKUL KORKUSU AYNI ŞEY DEĞİL! İŞTE FARKLARI…

Hemen hemen her dönemde görülebilecek olan ayrılık kaygısına bağlı yaşanan okul fobisi ya da okul korkusu durumu, çocukluk çağında yaygın olarak görülebilen kaygı bozuklarındandır. Daha çok 7-9 yaş aralığında görülen bu sorun yaşın büyümesiyle beraber azalmaktadır. 5 yaşına kadar doğal bir durum olarak görülen, devamında ise birtakım psikolojik sorunların habercisi olarak görülen okul fobisi, okul korkusuna göre çok daha şiddetlidir. Okul korkusu, çocuğun ne olduğunu kavrayamadan yaşadığı bir duygu olmakla beraber verdiği normal bir tepkidir. Okul fobisi ise çocuğun okula gitmeyi reddetmesidir. Okul korkusu 1 haftayı aşkın bir sürede görülürken, manevi desteklere rağmen çözüme kavuşturulamıyorsa okul fobisi vardır.

ÇOCUKLARDAKİ OKUL FOBİSİ NASIL AŞILIR? OKUL FOBİSİ OLAN ÇOCUĞA…

Okul maratonuna başlayacak olan öğrencilerde ilk defa yaşanacak olan bu deneyim kimi zaman tatlı heyecan oluştururken kimi zaman okul fobisi gibi stresli durumlara sebep olabiliyor. Karın ağrısı, mide bulantısı gibi gerekçelerle okula gitmek istemeyen çocuklardaki bu durum hem kendilerinde hemde ailelerinde sıkıntılı bir hal alabiliyor.

Okul fobisine sahip olan çocuklarda bu durumun önlenmesi için veliler öğretmen değiştirme, okul transferi ya da farklı bir sınıfa alma gibi davranışlara yönelebiliyor.

Okul fobisi olan çocuğa karşı öfkeli ya da sinirli davranmak sorunu daha da işin içinden çıkılmaz hale getirir. Suçlamadan, sevildiğini ve değer verildiğini hissettirerek fobiye neden olan etkenleri tespit etmek okul fobisi çözümünün ilk aşamalarındandır. Bu durumun her çocukta olabilecek bir şey olup halledilebilir olduğu izah edilmeli, gerekli güven sağlanmalıdır.

Okulu sevdirme ve uyum sağlama konusunda yapılabilecek şeylerden birisi de İlk günlerde okulun bahçesine, sonra okul içine, daha sonra sınıfa götürülme gelebilir.

OKULA UYUM NASIL KOLAYLAŞTIRILIR?

1. OKULU BERABER ZİYARET EDİN

Okulların açılması yaklaştığı zaman, ebeveyni ile beraber çocuğun okulunu ziyaret etmesi; bahçeyi, sınıfları, kütüphaneyi görmesi ve öğretmenleriyle tanışması, okula uyumu kolaylaştırır.

2. OKUL HAKKINDA BİLGİ VERİN

Okulda nasıl davranması ve okul kurallarının neler olduğu, teneffüs saatlerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği gibi konularda konuşmak çocuğun okulda karşılaşacağı değişiklikler hakkında bilgi edinmesi sağlanır.

3. İLK GÜN BİRLİKTE GİDİN

Okulun başladığı ilk gün anne ve babanın çocuğuna eşlik etmesi onu rahatlatır. Fakat anne ve babaların okul içerisinde uzun vakit geçirmesi, çocuğu olumsuz etkiler.

4. UZMAN DESTEĞİ ALIN

Okul fobisi olan çocukların, okula uyum sağlamasını hızlandırmak için uzaman desteği almak önemlidir. Özellikle anne ve babaların çocuklarıyla vakit geçirebileceği yeterli vakti yoksa çocukların akademik başarısı açısından uzman desteği şart.