Kahvaltıda tüketilmesinin yanı sıra demir yapıcı özelliği yüzünden dolayı uzman doktorların önerdiği üzüm pekmezini hazır almak yerine siz kendi ellerinizle yapabilirsiniz. Evde yapacağınız üzüm pekmezi bildiğiniz tüm pekmezleri unutturacak. Peki evde üzüm pekmezi nasıl yapılır? Birlikte inceleyelim…

Özellikle kış aylarında çok fazla görülen öksürük, soğuk algınlığı gibi göğüs hastalıklarına oldukça iyi gelen pekmez, birçok meyveden yapılıyor. Uzmanların her sabah bir yemek kaşığı tüketilmesini önerdiği pekmez, binbir derdin devası. Anadolu’da her yaz sonunda yapılan pekmezler arasında özellikle doğal şekeri fazla olan üzüm, pekmez için en ideal besindir. Üzüm pekmezinin kan yapıcı özelliğinden, enfeksiyon riskini önlemeye kadar sağlık açısından birçok faydası bulunuyor. Kahvaltıda tahin pekmezi ile karıştırılan üzüm pekmezi bir de doğal olduğunda damak çatlatan bir tarif haline geliyor. 

ÜZÜM PEKMEZİ TARİFİ:

MALZEMELER

Üzüm
1 avuç beyaz toprak

YAPILIŞI

Pekmezi yapmaya başlamadan önce üzümleri güzelce yıkayın.Bez torbanın içerisine koyarak iyice ezin.

Çıkan suyu derin bir tencerenin içerisinde iki taşım kadar kaynatın.

Bir kabın içerisine pekmez toprağını koyarak yayın.

Üzerine kaynamış üzüm suyunu dökün. Karıştırdıktan sonra üzerini örtü ile kapatıp 24 saat dinlendirin. Bu aşamadan sonra leğenin üzerini kapatıp posasının toprağın üzerine çökmesini bekleyin.

Bu aşamadan sonra iki kez tülbent ile süzün. Dibine çökmüş olan şırayı üzerinden üzerinden yavaşça alıp sakın dibine kadar batırmayın.

Çıkan pekmezi güzelce kaynatın. Kaynamaya başladığı zaman üzerinde bir köpük birikecek bunu süzgü yardımıyla alın ve kaynamaya bırakın. Koyulaşınca kavonozlara alın kapağını güzelce sıkıp ters çevirin. 

Üzerine battaniye örtüp 1 gece beklettikten sonra afiyetle tüketebilirsiniz.

Afiye olsun….

Ünlü markalar yeni sezon trendlerini sunmak için birbirinden farklı isimleri marka yüzü yapıyorlar. Aslı Enver, Murat Boz, Bensu Soral bu isimlerden sadece birkaçı. Bu isimler sayesinde; markalara daha da yakınlaşmanız mümkün. Bu yöntemi deneyen markalar ise Koton, De Facto, Avva ve Mavi. 2019 – 2020 moda sezonunun tanıtım süreci, tüm detaylarıyla sadece yasemin.com’da!

Ünlü markalar yeni sezon trendlerini sunmak için hep daha iyisini sağlamaya çalışırlar. En günceli yakalamak mücadelesi, sadece modellerde değil modelleri taşıyan isimlerde de olur. Bu anlamda ünlü isimleri, marka yüzü yapma yoluna giden firmalar; popülerliği yakalamayı amaçlayan bir süreç içerisine girerler. Aslı Enver, Bensu Soral, Fahriye Evcen gibi isimler de bu amaçla seçilen kişilerden sadece birkaçıdır. Biz sizler için; 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzü olacak olan isimleri listeledik. Bakalım; Koton, De Facto, Mavi, Avva gibi büyük markalar moda konusunda hangi isimleri marka yüzü olarak kendilerine tercih etmişler? İşte 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzleri!

KOTON

Zannediyoruz bu alanda en çok söz sahibi olan marka Koton’dur. Aynı anda 3 marka yüzüne sahip olmasıyla dikkat çeken Koton; Bensu Soral, Melisa Şenolsun ve Burak Deniz ile amacına ulaşmış durumda. 

Uzun süredir Fahriye Evcen ile çalışan markanın tercihi artık Bensu Soral. Evcen ile 3 yıl süren çalışma oldukça başarılı olmuştu.

DE FACTO

Aras Bulut İynemli ve Hande Erçel işbirliğini Aslı Enver ile sürdürme kararı alan marka doğru bir karar aldı zira Enver’in ışığı markaya 2019’da da kazandırmaya devam ediyor. Öyle ki yeni sezon çalışmaları için sadece Aslı Enver’i görmeye başladık.

Aslı Enver, 2019 yılının en popüler marka yüzlerinden biri olarak dikkat çekmeye devam ediyor.

MAVİ

Organize İşler ve Çarpışma derken sezona damgasını altın harflerle vurmayı başaran Tatlıtuğ, yeniden Mavi markasının yüzü oldu. Bu zamana kadar ki en uzun soluklu Mavi yüzü olan Tatlıtuğ, 2019 – 2020 sezonunda da çıkışını sürdürüyor.

AVVA 

O Ses Türkiye jürisi olan ve son olarak Öldür Beni Sevgilim adlı bir tekli yayımlayan Murat Boz, Avva markasının yüzü olarak 2019 – 2020 sezonunda da karşımıza çıkıyor.

Patlıcan besin değeri oldukça yüksek bir sebzedir. En sağlıklı pişirme yöntemi ise közdedir. Marketlerden satın aldığınız közlenmiş patlıcan konservesini sağlıklı bir şekilde evinizde hazırlayabilirsiniz. Yapımı oldukça pratik olan közlenmiş patlıcan konservesinin tarifini yazımızdan inceleyebilirsiniz.

Kışlık hazırlıklarının bir çoğu bitmiş olsa da bazı konserveleri şimdi de hazırlayabilirsiniz. Çalışan kadınlarının işini kolaylaştıracak kış hazırlıklarına közlenmiş patlıcan konservesini de ekleyebilirsiniz.Közlenmiş patlıcan hem salata hem soğuk meze hem de farklı tariflerin içerisine yakışan bir lezzettir. Özellikle doyurucu özelliğinden dolayı vejetaryenler tarafından tercih edilen patlıcan, tam bir A vitamini deposudur. Aynı zamanda C,E ve K vitaminleri içermektedir. Sağlıklı bir şekilde patlıcanı tüketmek istiyorsanız közleyebilirsiniz. Közlenmiş patlıcanı uzun süre saklamak için ise konserve yöntemini deneyebilirsiniz. Şimdilerde tüm market ve bakkallarda satılan közlenmiş patlıcan konservesinin ev yapımı tarifi bugünkü yazımızda…

KOLAY KÖZLENMİŞ PATLICAN KONSERVESİ TARİFİ:

MALZEMELER

5 kilo topan patlıcan
5 adet yarım kiloluk kavanoz
Tuz
Zeytinyağ

YAPILIŞI

Patlıcanları bol suyun içerisinde güzelce yıkayın. Daha sonra bir kaç yerinden bıçakla çizin.

Fırın tepsisine ya da közmatikle patlıcanları hızlı bir şekilde közleyin.

Ardından kabuklarını soyup, küçük hale olacak şekilde doğrayın.

Doğranan patlıcanları bir miktar tuzla karıştırın.

Patlıcanlar tuzla özdeşleşirken, ilk kez kullanacağınız kavanozun kapaklarını bulaşık makinesinin içerisinde yıkayın. Bu adım kavanozların sıkı tutmasına yardımcı olacaktır.

Bir tencerenin içerisine 5 bardak suyu koyup kaynatın.

Tuzlanan patlıcanları kavanozun bitimine 1 parmak kalana kadar doldurun.Kalan 1 parmaklık kısma da zeytinyağı dökün.

Ardından kapaklarını sıkıca kapatın. Tüm patlıcanlar için aynı işlemi yaptıktan sonra kaynayan suyun içerisine kavanozu ters çevirip 15 dakika kadar bekletin.

Beklettikten sonra yine ters bir şekilde yerde ya da tezgahın üzerinde 1 gün beklettikten sonra hazır hale gelmiş demektir.

Afiyet olsun…

Yazın lezzetlenen ve tadına doyum olmayan domatesleri kış aylarında da yemek için ya da yemeklerde salça yerine kullanmak için domates konservesi yapmanın tam zamanı. Yapımı kolay olan ancak püf noktalarına dikkat edilmesi gereken domates konservesinin ev yapımı tarifini sizlerle paylaşıyoruz.

Yemeklerin vazgeçilmezi olan domatesin faydaları saymakla bitmez. Güçlü bir antioksidan özelliğine sahip domates konservesini sadece köyde yaşayan kadınlar değil şehirde yaşayan kadınlarda artık yapıyor.Kışın da domates yemek isteyenler için en sağlıklı ve pratik yöntem konserveler. Tüm yıl afiyetle tüketebileceğiniz nefis mi nefis domates konservesi tarifimizle karşınızdayız.Siz de evde kendi ellerinizle domates konservesi yapmak istiyorsanız mutlaka bu tarifi denemelisiniz.

DOMATES KONSERVESİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 kilo domates
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
yarım çay bardağı zeytinyağı

YAPILIŞI

Aldığınız domatesleri yıkayın iyice kurulayın ve küp şeklinde doğrayın.

Tencereye aldığınız domateslerin üzerine tuz, şeker ve zeytin yağını ilave edin.

Ocağa alın,tencere kaynamaya başlayınca tencereyi bir buçuk saat boyunca karıştırın.

Kavanozları ve kapaklarını kaynar suda yıkayın ve iyice kurulayın.Domatesler piştikten sonra tencereyi ocaktan almadan sıcak bir şekilde kavanozlara doldurup kapaklarını hemen kapatıp ters döndürün ve soğumaya bırakın.

Kavanozlar soğuduktan sonra güneş olmayan bir yerde saklayınız.

Afiyet olsun…

DOMATES KONSERVESİ YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Cam kavanoz kullanın ve kapakları mutlaka yeni olsun.

Kapağı sıcakken kapatın ve ters çevirerek soğumaya bırakın.

Eklediğiniz şeker bozulmasını engelleyecek.

Yaz aylarında uygun fiyata satılan kapya(kırmızı) biber, kış aylarında da tüketilmek için konserve şeklinde yapılarak saklanır. Anadolu’nun eşsiz lezzetleri arasında yer alan kırmızı köz biber konservesi ister meze olarak isterseniz de farklı şekilde sofralarda yerini alır. Siz de kırmızı biberden konserve yapmak istiyorsanız mutlaka hazırladığımız tarife bir göz atın.

Mutfakta kadınların kış hazırlıkları tam göz devam ediyor. Birbirinden enfes sebzeler şişlere koyularak özel soslarla buluşuyor. Biraz yapımı zahmetli olan bu konserveler kışın pratik bir şekilde hazırlanarak sofralara getiriliyor. Bu yapılan konserveler arasında közlenmiş kapya biber de var. Yoğurtla, salatalarda ya da sadece kendisini nefis bir şekilde tüketebileceğiniz kırmızı biber turşusunun tadı damağınızda yer edecek. Kahvaltılarda ve 5 çayına tüketebleceğiniz közlenmiş kırmızı biber turşusu tarifini denemenizde fayda var. Lezzetli olduğu kadar bir o kadar da sağlıklı olan közlenmiş biber turşusunun tarifini ve püf noktalarını bilmeyenler için hazırladık. 

NOT: Biberleri seçerken, koyu renk ve büyük olanları tercih edin. Bu tarz biberlerin közlenmesi daha kolay oluyor. Şekli ve rengi bozuk olanları közlememeye dikkat edin. 

KÖZLENMİŞ KIRMIZI BİBER TURŞUSU TARİFİ:

MALZEMELER

5 kilo büyük boy kırmızı (kapya) biber
2,5 su bardağı üzüm sirkesi
2 su bardağı sızma zeytin yağı
Yarım çay bardağı kaya tuzu
1 çay bardağı esmer şeker
2 baş sarımsak
1 demet maydanoz

YAPILIŞI

İlk olarak biberleri yıkayın ve kurulayın. Yakınlarınızda taş fırın var ise kırmızı biberleri tepsiye koyun ve fırına verin. Evdeki fırında yapacaksanız fırının ayarınız ızgara ayarına getirin. Biberleri tepsiye yerleştirin ve biberlerin her iki tarafını 20 dk közleyin. 

Daha sonra yıkadığınız sarımsak ve maydanozu ince doğrayın. Maydanozun saplarını da kullanın. Közlenen biberleri fırından çıkarır çıkarmaz bir buzdolabı poşetine koyun ve ağzını iyice kapatın. Böylece kabukları daha iyi çıkacaktır.

Biberlerin kabuklarını sıyırdıktan sonra 2 parmak kalınlığında dilimleyin. Bir kapta sirke, limon ve zeytinyağını birleştirin. 

Cam kavanoz kullanmaya dikkat edin. Cam kavanozlarını kaynar su içinde 5 dk sterilize edin. 

Daha sonra kavanozların en altına maydanoz saplarından birazını koyun, onun üzerine köz biberlerden birazını ekleyin, ardından sarımsak ve maydanoz en üste gelecek şekilde yerleştirin.  Kavanozların kapaklarını sıkıca kapatın. Karanlık bir ortamda saklayın. 10-15 gün sonra tüketebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

Yazın lezzetlenen ve tadına doyum olmayan domatesleri kış aylarında da yemek için ya da yemeklerde salça yerine kullanmak için domates konservesi yapmanın tam zamanı. Yapımı kolay olan ancak püf noktalarına dikkat edilmesi gereken domates konservesinin ev yapımı tarifini sizlerle paylaşıyoruz.

Yemeklerin vazgeçilmezi olan domatesin faydaları saymakla bitmez. Güçlü bir antioksidan özelliğine sahip domates konservesini sadece köyde yaşayan kadınlar değil şehirde yaşayan kadınlarda artık yapıyor.Kışın da domates yemek isteyenler için en sağlıklı ve pratik yöntem konserveler. Tüm yıl afiyetle tüketebileceğiniz nefis mi nefis domates konservesi tarifimizle karşınızdayız.Siz de evde kendi ellerinizle domates konservesi yapmak istiyorsanız mutlaka bu tarifi denemelisiniz.

DOMATES KONSERVESİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 kilo domates
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
yarım çay bardağı zeytinyağı

YAPILIŞI

Aldığınız domatesleri yıkayın iyice kurulayın ve küp şeklinde doğrayın.

Tencereye aldığınız domateslerin üzerine tuz, şeker ve zeytin yağını ilave edin.

Ocağa alın,tencere kaynamaya başlayınca tencereyi bir buçuk saat boyunca karıştırın.

Kavanozları ve kapaklarını kaynar suda yıkayın ve iyice kurulayın.Domatesler piştikten sonra tencereyi ocaktan almadan sıcak bir şekilde kavanozlara doldurup kapaklarını hemen kapatıp ters döndürün ve soğumaya bırakın.

Kavanozlar soğuduktan sonra güneş olmayan bir yerde saklayınız.

Afiyet olsun…

DOMATES KONSERVESİ YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Cam kavanoz kullanın ve kapakları mutlaka yeni olsun.

Kapağı sıcakken kapatın ve ters çevirerek soğumaya bırakın.

Eklediğiniz şeker bozulmasını engelleyecek.

Sivilce ve aknelerinden şikayetçi olanlar sık sık doktor kontrolünde kremler aynı zamanda karışımlar kullanıyor. Bu kremlerden bir tanesi de sadece eczanelerde satılan Benzamycin Topikal Jel. Son yıllarda oldukça popüler olan ve birçok kişinin merak ettiği Benzamycin Topikal Jel sivilceleri geçiriyor mu? Benzamycin Topikal Jel kullananlar memnun mu? Benzamycin Topikal jel hakkında merak edilen yanıtlar haberimizin detaylarında.

Benzamycin topikal jel, sivilce tedavisinde kullanılan, sivilcelere kesin çözüm olması için doktorlar tarafından hastalarına sıkça reçete edilen, en iyi sivilce kremi markaları arasında üst sıralarda yer alan bir üründür. Çok güçlü bir etkiye sahip olan krem düzenli kullanımda uzun vadeli etki edecek kadar başarılıdır. Dönemsel sivilceler olarak bilinen blu çağı yani ergenlik sivilceleri haricinde dış etkenlere bağlı sivilcelerle savaşmakta oldukça başarılı olan benzamycin krem kullanıcıları tarafından %95 oranına olumlu yorum almaktadır. Benzamycin topikal jel etken maddesi Benzoil Peroksit ve Aktif Eritromisin, olan jel kıvamında, antibiyotik bir topikal üründür. Sivilce, iltihaplı sivilce ve ergenlik dönemi sivilceleri (akne vulgaris) tedavisinde etkin şekilde kullanılır. Benzamycin krem, etken maddeleri ve içreğinde yer alan diğer bileşenleriyle sivilce oluşumuna neden olan ciltteki bakterilerin çoğalmasına engel oluyor.  

Uygulandığı bölgelerde cilt soyucu ve hafifi kurutucu bir etkiye sahiptir. Benzamycin sivilce kremi cilt soyma özelliği sayesinde ciltteki fazla yağ ve kirin atılmasını sağlar ve bu sayede yeni sivilce oluşumuna da engel olur.

BENZAMYCİN TOPİKAL JEL NASIL HAZIRLANIR?

Benzamycin kutusunu açtığınızda bir büyük ve 2 küçük tüp göreceksiniz. Küçük tüplerin bir tanesinde sıvı halde etil alkol, diğerinde ise toz halde eritromisin bulunur. Eritromisin toz tüpünü etil alkol içine dökün ve tamamen çözününceye birkaç dakika kadar sallayın. Çözünme işlemi tamamlandıktan sonra etil alkol eritromisin karışımını üzerinde benzamycin yazan büyük tüpün içine dökün.

Paketin içinden çıkan plastik karıştırıcı ile benzamycin kremi homojen bir karışım elde edinceye kadar birkaç dakika boyunca iyice karıştırın. Elde ettiğiniz karşımın üzerine tarih yazmayı ihmal etmeyin. Benzamycin kremi sürdükten sonra kapağını sıkıca kapatmayı ihmal etmeyin. Aksi halde krem katılaşıp kuruyacaktır.

BENZAMYCİN TOPİKAL JEL CİLDE NASIL UYGULANIR?

Benzamycin kremi kullanırken doğru kullanmak hem etkilerini görebilmek açısından hem de zarar görmemek açısından önemlidir.

Öncelikle kremin dozunu ayarlamak gerekir kremi doktorlar normal şartlarda kremi sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa tavsiye ederler ancak kremin yüzde beklemesi gerekir bu yüzden eğer işe veya okula gidiyorsanız sadece akşam kullanabilirsiniz.

Kremi uygulamadan önce yüzünüzü iyice yıkayın ve temiz bir havluyla hatta mümkünse bakteri taşımaması için bir kağıt havlu ile silin. Cilt nemli dahi kalmasın tamamen kuru ama temiz olsun.

Cildinizi kuru ve temiz hale getirdikten sonra sivilceli bölgeye ince bir katman halinde fazla ovalamadan tampon hareketlerle uygulayabilirsiniz.

Kremin etki edebilmesi için birkaç saat beklemesi ardından durulanması gerekir bunu göz önünde bulundurunuz.

BENZAMYCİN TOPİKAL JEL KREMİN FAYDALARI NELER?

Benzamycin kremin etki süresi kişiden kişiye, bünyeden bünyeye değişiklik gösterir. Benzamycin ilk etkisini 2 hafta içerisinde gösterir. Ancak dediğimiz gibi etki süresi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Tedavi sürecinin ilk günlerinde gözle görülür bir etki olmadı diyerek ürünü kullanmayı bırakmayın. Benzamycin topikal jel kullanırken en iyi sonucu almak için tam etki süresi 6 – 8 haftadır. Şiddetli yan etki olmadığı sürece ve doktorunuza danışmadan kullanmayı bırakmayın.

Doktorunuzun talimatları doğrultusunda kullanıldığında benzamycin kremin faydaları;

İltihaplı sivilceleri zamanla küçültür, kurutur ve yok eder
Yeni sivilce oluşumunu engeller
Yaptığı soyucu etkiyle cildin yenilenme sürecini hızlandırır
Soyma etkisiyle fazla yağın ciltten uzaklaştırılmasını sağlar
Ciltteki zararlı bakterileri yok eder.

BENZAMYCİN TOPİKAL JEL KREMİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Benzamycin topikal jel içeriğindeki herhangi bir maddeye alerjiniz olduğunu biliyorsanız kesinlikle kullanmayın. İlk kullanım sonrasında nadir de olsa benzamycin kremin yan etkileri görülebilir. Bunlar kuruluk, kaşıntı, kızarıklıktır. Ciltte kuruluk rahatsız edici boyutlardaysa benzamycin jel kullandıktan sonra nemlendirici krem kullanabiliriniz. Benzamycin kullanırken ciltte soyulma bir yan etki değil tedavi sürecinde olması beklenen sonuçtur.

Benzamycin kullandıktan sonra;

Şiddetli karın ağrısı
Nefes almada güçlük
Kurdeşen
Ağızda, dilde, yüzde şişme gibi etkiler görmeniz halinde ürün içeriğinde yer alan bir maddeye alerjiniz olduğu anlamına gelir. Bu gibi durumlarda tedaviyi derhal sonlandırarak durumu doktorunuza bildirin.

BENZAMYCİN TOPİKAL JEL KREMİN FİYATI NEDİR?

Benzamycin topikal jel  75.73 TL olarak satışa sunulmaktadır. Benzamycin jel reçeteli satılır bu fiyata K.D.V dahildir.

İnfluenza hastalığına dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Grip virüsü olan influenza birden ortaya çıkar. Ateşlenme ve solunum rahatsızlıkları ile beraber devam eder. Peki influenza hastalığının belirtileri nelerdir? İnfluenza hastalığından nasıl korunur? Haberin detayında influenza virüsüne dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Dünyada 500 bin insanın ölümüne neden olan influenza virüsü gribin en tehlikelisidir. Yaşamı tehdit eden ve bulaşma ihtimali olan influenza virüsü, solunum yollarına yerleşerek burada ürer. Diğer soğuk algınlığı hastalıklarına göre daha sert geçer. Bağışıklığı zayıf olan kişilerin ise bu virüsten kurtulma olasılığı oldukça düşüktür. Hava yolu ile bulaşma ihtimali olan influenza virüsü kulukça döneminden sonra şiddetli belirtilerle aniden ortaya çıkar. 2 haftadan uzun süren bu rahatsızlık, kronik hastalıklara davetiye çıkarır. 

İNFLUENZA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Aniden vücut ısısı değişir 

Şiddetli baş ağrısı

Boğaz kaşıntısı ve kuru öksürük

Göğüs ağrısı

Sinüs kanallarının iltihaplanma oranını artırarak burun akıntısı

Nöbet geçirme

Yorgunluk ve kas ağrıları

Karın ağrısında bağlı kusma ve ishal gibi belirtilerle kendini gösterir. 

İNFLUENZA HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana başvurulmalıdır. Aksi halde virüs bağışıklığa sıçradığında tedavi zorlaşır. Dinleme ve ilaç tedavisi öneren uzman doktor virüsün tamamen vücuttan atılması için ilaç tedavisini belirtiler azalmasına rağmen devam etmeyi önerir. Ayrıca vücuttan atılması için antioksidan içeren meyve ve sebze tüketiminin artırılması lazım. Sürekli ateşlenmeyi düşürmek içinde bol bol sıvı tüketilmelidir. Hastanın sürekli yatak ve giydiklerini değiştirmeli. Antibiyotikler bu virüse karşı etkili değillerdir. Bu yüzden uzman kontrolünde ilaç kullanılmalıdır.

İNFLUENZA VİRÜSÜNDEN KORUNMANIN YOLLARI

Toplum ortamlarda uzun süre kalınmamalı

Başkalarına ait eşyalar kullanılmamalı

Mevsim geçişlerinde artan virüs sayısına bağlı maske takılmalı

Sürekli eller yıkanmalı

Hasta olan kişilerin yanında sürekli limonlu ılık su tüketilmeli

Ortamlar sürekli havalandırılmalıdır. 

At kestanesi hemen hemen herkesin bildiği gibi cilde birçok faydası vardır. Ancak at kestanesinin aynı zamanda sağlığa da faydaları vardır. Güçlü bir antioksidan özelliği olan at kestanesi hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık. Peki at kestanesinin faydaları nelerdir? At kestanesine dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

1500’lü yıllarda ilk kez keşfedildiğinde alternatif tıpta kullanılmaya başlandı. Doğal ilaç olarak yapılan at kestanesi göğüs ağrısı ve varise iyi gelir. Bunun yanı sıra cilt yüzeyden deri altına kadar sinerek iyileştirir. Alternatif tıp uzmanları bu doğal ilacın varisli damarları ve basuru tamamen iyileştirdiğini tespit etmiştir. Kuzey Amerika ve Avrupa’da özel alanlarda yetiştirilerek ilaç firmalarına gönderilen at kestanelerinin tohumları çoğu soğuk algınlığı ilaçlarında ham madde olarak kullanılır. Süs bitkisi olarak yetiştirilen ağacı 30 metreye kadar yükselir. İçeriğinde  kalın yağ, aesculin, saponin, tanen, nişasta, şeker, albüminli maddeler, flovanlar, fitosterin, adenozin, fermentler,cumarin, B1, C, K ve P vitaminleri bulunur. Vücut ağrılarını dindirir. Kasları gevşetir. Dikenli bir kabuğu olan kestane çift katmandan oluşur. İçinde etli bir meyvesi vardır. Ağustos aylarında toplanır. Doğada P vitamini az besinde bulunur. Ancak at kestanesi P vitamini bakımından oldukça zengindir. İpek yolu ile topraklarımıza yüzyıllar önce gelip üretimi yapılan at kestanesi Osmanlı Saraylarındaki sultanların cilt bakımlarında kullandıkları etkili bir güzellik ürünüdür. Ezilerek çıkartılan yağı cildi yeniler. Yaşlanmayı geciktirir. Bu yüzden kozmetik sanayide de kullanılır. 

AT KESTANESİNİN FAYDALARI NELERDİR? HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Sağlıksız beslenme ve çevresel faktörlerden dolayı vücutta biriken iltihaplı enfeksiyonları kısa sürede atar. Yaşanma ihtimali olan hastalıkları önler.

İçerdiği büzücü maddeler sayesinde ter bezlerinden ya da sivilce ve akneden kaynaklı açılan gözenekleri kapatır. Aynı zamanda yaraları ve yara izlerini giderir.

Eklem ve kemiklerde romatizma ya da iltihaplanmada kaynaklı ortaya çıkan ağrıları dindirir.

Şah damarı, alın ve ayak tabanlarına sürüldüğünde vücuttaki kan dolaşımını düzenleyerek sinirlerin beyne daha iyi iletilmesini destekler. Kronik stres ve yorgunluğu önler. Bunun yanı sıra kan dolaşımını düzenlendiğinden damarların tıkanmasını önler.

Sürekli aynı pozisyonda oturmak ya da genetik sorunlardan dolayı oluşan kılcal damar çatlamasını giderir. Özellikle yüzde meydana gelen kılcal damar tedavisinde etkilidir.

İçerdiği apigenin sayesinde sarkan derileri toparlar. Kırışıklığı önleyerek yaşlılığı engeller.

Göğüse sürülen at kestanesi kremi bu bölgeyi yumuşattığından öksürüğün kısa sürede bitmesini sağlar. 

Özellikle varis, flebit ve hemoroit gibi hastalıklarda tonik etkisi oluşturarak iyileşmelerini hızlandırır. 

Koltuk altına sürüldüğünden terleme yapar. Bu terleme ile vücuttaki toksinleri atar. Böylece üst solunum yolu hastalıklarını önler. 

Makat bölgesinde oluşan basura da iyi geldiği bilinir.

Yağı saç dökülmesini önler. Ayrıca cildin yenilenmesini destekleyerek lekeleri giderir. 

AT KESTANESİ KREMİ NASIL HAZIRLANIR?

Yarım kilo at kestanesini soyup iyice dövünüz içerisine bir şişe elma sirkesi ekleyip güneş görmeyen bir alanda 20 – 25 gün bekletin. Daha sonra ağrıyan bölgenize uygulayabilirsiniz. At kestanesi günde en az bir kez uygulanır. Basur için ise; bir yemek kaşığı at kestanesi tozu, bir tatlı kaşığı kuşburnu tozu, 1 bir tatlı kaşığı kantoron yağı, 1 yemek kaşığı ozon yağı Tüm malzemeleri bir tencerede kaynatın. lapa haline gelen karışımı ılık halde basura sürünüz. 

AT KESTANESİ ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kabuğu kaynatılıp tüketilebilir. Ezilmiş kabuklardan bir yemek kaşığı 3 su bardağı su eklenerek kaynatılır. 2 saat bekletilen bu su süzülerek tüketilebilir. Ani ateşlenme, hazımsızlık, yemek borusu kanseri ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara iyi gelir.

Karbonhidrat oranı sıfır olan balık, Omega-3 yağ asidi bakımından ise oldukça zengindir. Beyin gelişiminde büyük katkısı olan Omega-3 yağ asidi anne karnından itibaren alınması gerekir. Uzmanlar haftada en az 2 defa tüketilmesini önerdiği balık hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki balığın faydaları nelerdir? Balık en sağlıklı nasıl tüketilir? Sağlıklı beslenme listeleirnd eilk sıralarda yer alan balığa dair her şey haberin detayında…

Deniz canlıları arasında insan sağlığına inanılmaz faydası olan balık, hemen hemen dünyanın yaratılışından beri doğada bulunmaktadır. Ciddi bir geçim kaynağı olan balık özellikle kayadan uzak suyu çok olan insanlar için aynı zamanda güçlü bir besindir. Günümüze kadar milyon defa değişen balığın milyonlarca çeşidi bulunmaktadır. Bu çeşitleri yarısı insan sağlığı için tehdit oluştururken yarısı ile olumlu destek sağlar. Özellikle omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan balık vücut gelişiminin olmazsa olmazlarındandır. İlk insandan beri tüketilen balığın en çok tüketim alanı Norveç ve Asya ülkeleridir. Bu ülkelerde yaşayan insanlar çiğ halde bile balık tüketiyor. Beyni güçlendirdiği bilinen balık ülkemizde ise kızartılarak ya da mangalı yapılarak tüketilir. Yapılan araştırmalarda insan sağlığının ihtiyacı olan omega-3 yağ asidini tek seferde karşılayabilecek en etkili besindir. İnsan vücudu omega-3 yağ asidi üretmez. bu yüzden dışarıdan takviyeye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç anne karnında başlar. Bu yüzden uzmanlar hamile kadınların aksatmadan tüketmesini tavsiye eder. Ancak bu besininde tüketilme oranı vardır. Aksi halde ihtiyaçtan fazla protein alan bağışıklık sitemi antikor üreterek alerjik reaksiyona sebebiyet verir. 

HANGİ BALIKLAR DAHA FAYDALIDIR?

Her balık türü insan sağlığına olumlu etkiler bırakmaz. Bu yüzden yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar; somon, uskumru, ton balığı, alabalık, hamsi ve morina gibi türlerin daha sağlıklı olduğunu vurguluyor. Bu balıklar diğerlerine oranla omega-3 yağ asidi bakımından daha zengindir. Vücudun ihtiyacı olan E vitamini sağlayarak cilt ve saç sağlığına olumlu etki sağlar. Özellikle yaşlanmayı geciktirerek vücudun direncini artırır.

BALIĞIN FAYDALARI NELERDİR?

En yaygın faydası zeka gelişimini desteklemesidir. İçeriği yağ asidi beyindeki deforme hücrelerini azaltarak beynin depolama bölümünü kuvvetlendirir. 

Kötü kolesterol oranının düşürerek iyi kolesterolü yükseltir. Kanda bulunan serbest yağları da düşürerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Böylece kalbin kanı daha iyi pompalamasını destekler. 

Kılçığı yenilebilen balık kalsiyum bakımından en zengin balık türleridir. Kemik gelişiminde de etkili olan kalsiyum miktarını vücudumuzda dengelemek için uzmanlar haftada en az 3 gün balık yemeği tüketmeyi öneriyor. 

Hayvansal yağların aksine doymuş yağ asitleri bakımından zengin olan balıklar gözümüzdeki sarı noktanın görme işlevini artırır. Aynı zamanda göz hastalıkları riskini azaltır. Bunun nedeni de omega-3 yağ asitleri zararlı hücreleri yok ederek genç hücrelerin sayısını hem korur hem artırır.

Özellikle kış aylarında bolca tüketmemiz gereken balık üst solunum yolu enfeksiyonları hastalıklarına karşı vücut direncini artırır. Yapılan araştırmalarda balık bağışıklık sitemini de güçlendirerek kansere hücrelerini azaltır. 

BALIK EN SAĞLIKLI NASIL TÜKETİLİR?

Uzmanlar her ne kadar bu konuda kesin yanıt vermezse de çoğu uzmana göre en sağlıklı balık fırında kendi yağında pişendir. Onun dışında mangalda pişen balık gereğinden fazla ısıya maruz kaldığından tüm değerleri ölebilir. Aynı zamanda trans yağlarla tavada kızartılan balıkta aynı sebepten ötürü faydasını kaybeder. Taze balıkların dillendirilmesi ve tam pişirilmesi gerekir. Tam pişmeyen balıktan et yiyen bakteriler ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bu yüzden balıkların tam pişmesinde fayda var. Ayrıca hem lezzetini hem sağlığını artırmak için kekik, fesleğen ve defne yaprağı gibi baharatlarla harmanlanması önerilir.

OMEGA-3 YAĞ ASİDİNİN VÜCUTTAKİ GÖREVLERİ NELERDİR?

En etkili faydası kötü kolesterol oranını düşürerek kalp ve damar sağlığını korur.

Kemik ve kasların oluşma yapısını güçlendirerek romatizmal hastalıkların önüne geçer.

Kan akışını kolaylaştırarak pıhtılaşmasını ve damar tıkanıklığı, anevrizma gibi rahatsızlıkların yaşanmamasını sağlar. 

Hamile kalma oranını güçlendirir. Hamilelik sürecinde de düşük riskini azaltır.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserli hücrelerin oluşumunu engeller.

Yağ asitleri sinir hücrelerini güçlendirerek ruhsal hastalıkların önüne geçer. Uzmanlar özellikle depresyona meyilli kişilerin düzenli tüketmesini öneriyor. 

– Göz hastalıkları arasında en yaygın olan sarı noktayı güçlendirerek görme kaybını engeller.