Alman mutfağından gelen tadı muhteşem, sunumu ise adeta kendine hayran bırakan tuna dalgası tatlısını mutlaka denemelisiniz. Çayın ya da kahvenin yanında dilim dilim servis edebileceğiniz yapımı biraz zahmetli ancak yapımı kolay olan tuna dalgası tatlısının tarifi bugünkü yazımızda.

Tuna dalgası tatlısı, bu zamana kadar yediğiniz kekleri unutturacak türden. Bir kısmı kakaolu bir kısmı vanilyalı üstelik vişne tadını da doyasıya alacağınız bu tatlı vazgeçilmeziniz olacak.16 farklı eyaletin bulunduğu Almanya’nın tüm pastanelerinde vitrinlerde göze çarpan tuna dalgası tatlısı, çayın yanında yiyebileceğiniz enfes bir atıştırmalık. En son üzerine gezdirilen çikolata sosu ile servis edilen tuna dalgası, üç kat olması dalga dalga büyüleyen görüntüsü ve yumuşacık keki ile misafirlerinizin de dikkatini çekecek. Peki tuna dalgası tatlısı nasıl yapılır? Tuna dalgası tatlısı püf noktaları nelerdir? Gelin birlikte öğrenelim…

TUNA DALGASI TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

Keki için:

4 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
2,5 su bardağı un
2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
3 yemek kaşığı süt (kakaolu kek hamuru için)
2-3 yemek kaşığı kakao
1 kavanoz vişne konservesi

Kreması için;

3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı mısır/buğday nişastası
1 paket vanilya veya 1 adet çubuk vanilya özü
1 su bardağı toz şeker
1 litre süt
100 gram yumuşak tereyağ

Üzerine;

1 kutu sıvı krema
160 gram bitter çikolata

YAPILIŞI

Tatlıyı hazırlamaya öncelikle keki yaparak başlayın. Bir kabın içerisine yumurta ve şekeri alarak 10 dakika boyunca çırpın.

Daha sonra süt, sıvı yağ ve yavaşça elenmiş unla kabartma tozunu ilave ederek düşük hızda çırpın.

En son vanilyayı da ekleyerek çırpmayı sonlandırın. 

Büyük dikdörtgen ve cam bir tepsiyi çok az yağlayıp kek hamurundan bir su bardağı ayırarak kalan hamuru eşit olacak şekilde dökün. 

Kenara ayırdığınız hamura süt kakao ilave edip, göz kararı tepsinin üzerine dökün.

Çekirdekleri alınmış vişneleri hazırladığınız tepsiye dizip, hafifçe bastırın.

180 derecede yaklaşık 30 dakikada pişirip, kürdanla kontrol edin.

Bu sırada muhallebisini hazırlayabilirsiniz. Bir tencereye un, nişasta, vanilya, toz şeker ve sütü alıp güzelce karıştırın.

Koyulaşınca kenara soğuması için kenara alın.Muhallebi soğuduktan sonra üzerine tereyağını ilave edip mikserle çırpın.

Sıcağı çıkan kekin üzerine muhallebiyi döküp eşit miktarda yayın.

Kremayı ısıtıp, içerisine çikolataları ekleyin. Çikolata hafif donmaya başladığında muhallebinin üzerine yayın ve istediğiniz şekli verin.

Şekil verdikten sonra dilimleyerek dolaba koyun.

Biraz dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Suudi Arabistan’da yaşayan kralların ve sultanların özel misafirlerine ikram ettiği ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli içeceklerinden biri olan “Mırra” kahvesi nedir, nasıl içilir ve faydaları nelerdir sizler için inceledik. Vücuda olan faydalarını duyunca çok şaşıracağınız kakule bitkisinden yapılan mırra kahvesine dair tüm detaylar yazımızda bulabilirsiniz.

Yüzyıllardır Arap coğrafyasına özgü olarak bilinen Mırra kahvesi, Türkiye’de özellikle Mardin, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi Güney Doğu Anadolu Bölgeler’inde oldukça fazla tüketilen bir kahve çeşididir. Bu kahveyi diğerlerinden ayıran özelliği ise oldukça acı ve ağır olmasıdır. Kahvenin ismi de aslında buradan gelir. Arapçada “mur” kelimesi “acı” demektir. Mırra kahvesi hepimizin bildiği gibi Türk kahvesi fincanlarında servis edilmez. Acı ve ağır bir tadı olduğundan minik ve özel kulpu olmayan fincanlarda ikram edilir. 

Yapım aşamasında kakule bitkisinin tohumlarından faydalanılan mırra kahvesine aroma veren kakuledir. Şifası oldukça fazla olan kakule çörekotu gibi kullanılacağı zaman öğütülmelidir, besin değerleri bu şekilde muhafaza edilir, aksi takdirde faydası gözlemlenemeyecektir. 

TIKLA OKU: KAKULENİN DİĞER FAYDALARINA ULAŞMAK İSTİYORSANIZ MUTLAKA TIKLAYIN…

PEKİ, MIRRA KAHVESİ NASIL YAPILIR?

Mırra kahvesini hazırlarken özellikle tercih edilmesi gereken bir kahve çeşidi yoktur. Mırra kahvesi aslında bir kahvenin hazırlanma ve pişirme şeklidir. İstediğiniz kahve ile Mırra’yı yapabilirsiniz. Bu kahveyi diğerlerinden ayıran özelliği ise ‘dibek’ adı verilen bir havanda çok inceltilmeden dövülmedisidir.

Mırra kahvesini pişirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; kaynatma evresidir. Mırra kahvesini uzun uzun kaynatmanız gerekir. Kahveyi hazırlamak için öncelikle kahvenin telvesi ayırılıp karışıma su eklenir. Yani çekilmiş kahvenin üzerine su eklenir ve kaynatılır. Bir kıvama gelen kahvenin tortusunu ayırmak için süzerek “mutbak” denilen özel bir kaba aktarılır. Mutlaka konulan kahveye su eklenir. Kahve telvesinden ayrılana kadar bu işleme devam edilir. Telvesinden ve tortusundan ayrılan kahveye su eklenerek tekrar mutbaktan geçirilir.

Yapımı oldukça zor olan bu kahvenin sunumu geleneksel olarak kulpsuz bir fincanda verilir. Fincanın yarısına kadar doldurulan Mırra, misafirlere ikram edilir. 

MIRRANIN FAYDALARI NELERDİR?

Aşırıya kaçmadan tüketilen mırra kahvesi; vücudun direncini arttırarak, yorgunlukları gideriyor.

Dikkat toplamada ve konsantrasyon arttırmada oldukça başarılı olan mırra kahvesi, karaciğer hastalıklarının da önüne geçiyor.

Geçmiş yıllarda baş ağrılarını tedavi etmek için kullanılan bu kahve, selülitleri de ortadan kaldırıyor.

Ülkemizin en vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan su böreği adeta günün tüm saatlerine uyum sağlıyor. Doyurucu özelliğiyle çocukların da büyüklerinde severek yediği su böreğini pratik bir şekilde hazırlamak istiyorsanız tavada yapılan tarifi deneyebilirsiniz. Peki tavada su böreği nasıl yapılır? Öğrenmek için tıklayın..

Su böreği, kadın günlerinin kahvaltıların hatta 5 çayının en vazgeçilmez lezzetlerinden biridir. Kaynayan suyun içerisinde haşlanan yufkaların özenle dizilerek arasına peynir koyularak en üstü yumurtalanmış bir şekilde fırınlanarak yapılan su böreği oldukça zahmetlidir. Ancak su böreğini çok seviyor ve kısa sürede hazır alınmış gibi yapmak istiyorsanız mutlaka tavada yada kek kalıbında olan tarifi denemelisiniz. Yanında bir bardak çayla muhteşem uyumu yakalayan su böreği, lazanyaya da benzetilmektedir. Ağzının tadını bilenler ve su böreği deyince gözleri kalpli emoji gibi parlayanlar için enfes bir su böreği tarifini paylaşıyoruz. Daha önce su böreği yapmayı denediğiniz tarifleri bir kenara ayıracak olan tavada su böreği tarifine göz atmalısınız. 

TAVADA SU BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yufka
2 kaşık kadar tereyağı

İç harcı için;

200 gram kadar beyaz peynir
1 kase kadar rendelenmiş kaşar peyniri
İsteğe göre içine bir tutam dereotu yada maydanoz

Sosu için;

1 çay bardağı erimiş soğumuş tereyağı
1 tane yumurta
1 şişe sade maden suyu
1/2 çay bardağı süt

YAPILIŞI

Tarifi hazırlamaya öncelikle sosundan başlayabilirsiniz. Süt, yağ, maden suyunu ve yağı bir kabın içerisinde güzelce karıştırın. 

Böreği pişireceğiniz tavaya ilk yufkayı güzelce serin. Daha sonra diğer yufkayı küçük parçalar halinde yaparak, tavaya serin.

Hazırladığınız sosu üzerine gezdirip, ıslanmasını sağlayın.

Ufalanmış peyniri gezdirip. Yufka serin. Aynı şekilde soslayarak diğer yufkayı da serip üzerine peynirden gezdirin.

En son kalan parçaları yerleştirerek kenarlarda kalan kısmı da kapatın.

Bir gece boyunca buzdolabında beklettiğiniz böreği, sabah kısık ateşte alt üst yaparak pişirebilirsiniz.

Kullandığınız tencerenin deri olmasına özen gösterin.

Dilimleyerek servis edebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

Pastanelerde satılan içinde ne olduğunu bilmeden aldığınız kurabiyeler yerine pratik kurabiyeleri evinde hazırlamak isteyenlere özel güzel bir tarifimiz var. Kıyır kıyır ağızda dağılan tadıyla tüketenlerin çok beğeneceği kurabiyenin yapımı da çok pratik. Peki kıyır kıyır kurabiye nasıl yapılır? İşte cevabı…

Sıradan un kurabiyesine rakip olacak aynı zamanda sık sık yapmak isteyeceğiniz özellikle annelerin püf noktasını asla söylemediği ağızda dağılan yani “kıyır kıyır” bir kurabiye tarifini sizler için araştırdık. Komşularınıza, özel misafirlerinize çayın yanında ikram edeceğiniz bu kurabiyenin yapımı çok kolay. Klasik un kurabiyesinden sıkılanlar için ideal bir tercih olabilir. Kıyır kıyır un kurabiyesi nasıl yapılır? Püf noktaları nelerdir? Öğrenmek için yazımıza göz atabilirsiniz.

KIYIR KIYIR UN KURABİYESİ TARİFİ:

MALZEMELER

125 gram oda sıcaklığında margarin ve tereyağı
5 yemek kaşığı pudra şekeri
4 hafif tepeleme yemek kaşığı buğday nişastası
1 fincandan 1 parmak eksik sıvı yağ
1 paket vanilya
Ele yapışmayacak yumuşak bir hamur olana kadar un

Üzeri İçin;

Pudra şekeri

YAPILIŞI

Derin bir karıştırma kabının içerisine un hariç tüm malzemeleri alın ve krema kıvamına gelene kadar karıştırın.

Üzerine unu ilave ederek üzerini kapatın. 30 dakika bekletin.

Beklettiğiniz hamurdan istediğiniz şekli verip yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

Önceden ısıtılmış 180 derece fırında altı hafif kızana kadar pişirin.

Üzerine pudra şekeri serperek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kestirdikten sonra pişman olduğunuz kısa saçlarınızı evde yapacağınız yöntemlerle 1 haftada kolayca uzatabilirsiniz. Uzmanların da önerdiği saç uzatan mucize kürleri derleyerek saçlarının bir an önce uzamasını isteyen kadınları mutlu etmeye geldik. Birbirinden doğal saç uzatan kür tarifleri haberimizin detaylarında…

Yapılan araştırmalar genel olarak bir saç ömrünün 3-4 yıl kadar aktif bir süreç içinde olduğunu ve bu dönemden sonra birkaç gün içinde geçiş dönemine girdiği sonrasında ise üç ay kadar bir dönem içinde dinlenme evresine girdiğini söylemekteler.Saçlar günde 1/3 mm (ayda yaklaşık 1cm) kadar uzamakta ve günde dökülen saç miktarı 100 tel civarında olmaktadır. Elbette saça doğru bir bakım uygulayarak ve olumsuz faktörlerin etkilerini ortadan kaldırarak bu uzama hızını artırabilirsiniz.

Saçlarınızı sağlıklı, parlak ve canlı bir şekilde uzatmak için doğal yöntemleri kullanabilirsiniz.Doğal yöntemler saçları yıpratmadan ve özüne zarar vermeden saçların uzamasına yardımcı olurken kimyasal içerikli ürünler saç köklerinin zayıflamasına aynı zamanda yıpranarak kırılmasını sağlayabilir. Siz de saçlarınızın 1 haftada sağlıklı bir şekilde uzamasını istiyorsanız hazırladığımız doğal yöntemleri deneyebilirsiniz.

BİBERİYE YAĞI

Eski zamanlardan beri kullanılan biberi yağı, saç derisini besleyerek aynı zamanda saç dökülmesine de birebir iyi geliyor. Uzmanlar tarafından da önerilen biberiye yağı, içerdiği anti-inflamtuar sayesinde tıkanan saç köklerini açarak hızlıca uzamasına yardımcı oluyor.

MALZEMELER

1 tatlı kaşığı biberiye yağı
2 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

YAPILIŞI

İki malzemeyi bir kasenin içerisinde güzelce karıştırın. Daha sonra saç derinize ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. Bir gece boyunca saçınızda bekleterek uyandığınızda yıkayın. Biberiye yağını saç kremi ya da şampuanınızın içerisine de ekleyebilirsiniz. Bu uygulamayı hafta 2 veya 3 kez yapabilirsiniz.

SOĞAN SUYU

Son yıllarda popüler olan soğan suyu; saç uzatma, saç dökülmesini önleme, yeni saç çıkarma, beyaz oluşumunu engellemek gibi saç problemlerini tedavi etmek için kullanabilirsiniz. Soğanın içerisinde bulunan kükürt, kan dolaşımını arttırarak hızlı saç uzatma etkili sağlar. Siz de saçlarınızın hızlıca uzamasını istiyorsanız, sizler için hazırladığımız soğan suyu kürünü yapabilirsiniz.

MALZEMELER

2 adet büyük boy soğan
Pamuk

YAPILIŞI

Soğanı ortadan ikiye bölerek suyunu çıkarın. Daha sonra pamuk yardımıyla saç köklerinize masaj yaparak uygulayın. 15 ile 20 dakika arası beklettikten sonra şampuan ile saçınızdan arındırabilirsiniz. Bu yöntemden hemen etki almak istiyorsanız haftada bir kaç kez uygulayabilirsiniz.

BİOTİN

Son yıllarda güzellik sektöründe sıkça kullanılan Biotin, karaciğer yağlanması ve B vitamini eksiliği gibi hastaları tedavi etmek için kullanılan bir vitamin çeşididir. Ancak güzellik uzmanları tarafından yapılan izlenimlere göre biotinin saçları uzattığı ve saç köklerini besleyerek saç dökülmesine de birebir iyi geldiği biliniyor.

MALZEMELER

2 adet biotin tablet
Arzuya göre zeytinyağı veya hindistancevizi yağı

YAPILIŞI

Biotin tabletini ezip yağ ile hızlıca karıştırın. Pürüzsüz kıvama gelen karışımı masaj yaparak saç köklerinize uygulayın. Bir gece beklettikten sonra su ile durulayabilirsiniz. Bu karışımı haftada 2 kez uyguladığınızda zamanla etkisini siz de fark edeceksiniz.

ELMA SİRKESİ

Doğal ev yapımı elma sirkesi saçların pH değerini dengeleyerek saç uzamasını hızlandırır. Aynı zamanda saçların parlak ve sağlıklı görünmesine de yardımcı olur.

MALZEMELER

1 çay bardağı elma sirkesi
4 su bardağı su

YAPILIŞI

Saçlarınızı şampuan ile güzelce yıkayın. Daha sonra su ile sirkeyi bir kabın içerisinde karıştırarak temiz saçlarınıza durulama suyu olarak uygulayın. Saçlarınızı her yıkadığınızda bu suyu uygulayabilirsiniz.

Vücudun güneş ışınları yardımıyla ürettiği bir besindir. D vitamini hücrelerin güçlenmesi için olmazsa olmazlarındandır. Vücutta eksik olan D vitamini ciddi bazı hastalıklara neden olur. Peki D vitamini eksikliği hangi hastalıklara yol açar? Hangi vitaminlerde D vitaminlerde D vitamini bulunur? Sizler için depresyona, yorgunluğa ve cilt problemlerine neden olan D vitamini eksikliği hakkında her şeyi araştırdık. Haberin detayında D vitaminine dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Vücut, güneş ışınlarını sentezleyerek D vitaminine dönüştürür. D vitamini, kalsiyumun emilimini arttırarak vücuttaki birçok organın ve sistemin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Bu yüzden, D vitamini eksik kişilerde bazı hastalıkların ortaya çıkma riski daha fazladır. Kalsiferol denilen yağda çözülen D vitamini organların zarlarında depolanır. Genellikle güneş ışınlarından alınan D vitamini bazı besinler aracılığıyla da vücuda alınır. Karaciğer ve böbreklerde sentezlendikten sonra vücuda gerekli alanlara dağılır. Özellikle bebeklerin ve çocukların ihtiyacı olan D vitamini, kalsiyum ve fosforun sindirim yollarında emilir. Vücutta D vitamini tek başına bir işlev sağlamaz bunun için kalsiyum ve fosfor olması gerekir. En sağlıklı D vitamini güneş ışınları ile alınır. Besinlerden alınan Provitamin şeklinde alınır ve D vitaminine dönüşür. Kemik ve diş gelişimi ve güçlendirilmesinde oldukça fayda sağlar. Az alındığında; Ciddi kemik ve diş hastalıklarına neden olur. Fazlası ise; böbreklerin fazla çalışmasına ve vücudun aşırı su kaybına sebebiyet verir. 

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Gün içerisinde sürekli yorgun ve hasta hissedilmesi

Hastalıklara karşı bağışıklığın dirençsiz olması

Kemiklerde ve vücut hareketlerinde kuvvetsizlik

Beyin hücrelerinin zayıflaması ile baş ağrısı, yürümekte zorlanma, vücutta dengesizlik ve uykusuzluk

Eklem ve kemiklerde şiddetli ağrılar

Saç dökülmesi ve ciltte kızarıklık ve dökülme

El ve ayakta üşüme 

Sürekli hararetli ateşlenme

Göz altı morluklarında artma ve ciltte erken kırışma

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ HANGİ HASTALIKLARA NEDEN OLUR?

Güneşten yeterince D vitamini alınmadığında ciltte; Çölyak, egzama, mantar ve uçuk gibi sağlık sorunları ortaya çıkar. 

D vitamini eksikliği, aynı zamanda kemik büyümesi, kanın geç pıhtılaşması ve bağışıklık sisteminde bazı sağlık sorunlarına neden olur.

Sinir sisteminde D vitamini eksikliği, zararlı bakterilerin çoğalmasına neden olur. Bu durum sinir sistemini hasara uğrattığından dolayı psikolojik rahatsızlıkların yaşanma riski artar.

D vitamini kandaki şekerin düşmesine neden olur. Bu da şeker hastalığına yol açarken kan basıncındaki ani değişiklikler yüksek tansiyona ve kap rahatsızlıklarına da davetiye çıkarır.

Hücreleri güçlendiren D vitamini, vücutta eksildiğinde hücrelerin kendilerini yenilemesini engeller. Mutasyona uğrayan hücreler tümöre ve kanser hastalığına neden olur. Yapılan araştırmalara meme kanseri olan kadınların yüzde 40’ında D vitamini eksikliği olduğu görülmüştür.

D vitamini, vücudun enfeksiyonlara karşı direncini arttırır. Ancak vücutta eksik olan D vitamini; kaslarda güçsüzlük, halsizlik ve gece ani kramplara neden olur. Bazı uzmanlar ise, kanserli hücrelerin vücutta artmasının nedenlerinden birinin de D vitamini eksikliğinden kaynaklı olduğunu belirtiyor.

D VİTAMİNİ HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

BALIK YAĞI

Omega-3 bakımından zengin olan somon, uskumru ve ton balığı vücudun D vitamini eksikliğini karşılamakta doğada bulunan en güçlü besinlerdir.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ

Süt içerdiği yüksek kalsiyum sayesinde vücuda alınan D vitaminini sentezleyerek kemik, kas, diş ve organ dokularında rahatça emilmesini sağlar.

TAHIL ÜRÜNLERİ

D vitamini bakımından en düşük besinlerdir. Ancak vücudun ihtiyacı olan D vitaminin yüzde 20’sini karşılayabilir. Çocukların bol bol tüketilmesi tavsiye edilse de  kilo almaya neden olduğundan 25 yaş ve üzeri kişilerin çok tüketilmesi önerilmez. 

ISIRGAN OTU

D vitamini eksikliğini gidermezse de eksikliğin vücutta neden olacağı durumları azaltır. Örneğin kemik ve kaslardaki ürik asidi azaltarak güçlenmelerini destekler. Kan dolaşımını sağlayarak kan basıncının ya da kalp hastalıklarının yaşanmasını önler.

TAVUK CİĞERİ

Çok fazla kişi tarafından tüketilmese de tavuk ciğeri D vitamini bakımından oldukça zengin bir besindir. Tavuk güneşten aldığı D vitaminlerini ciğerde depoladığından uzmanlar tüketilmesini tavsiye eder. Uzmanlar ortalama haftada bir tabak tüketilmesini vurguluyor.

MAYDANOZ

Fotosentez sayesinde güneşten aldığı vitamin ve minareleri köklerine kadar içinde barındıran maydanozun metal değmeden kesilip tüketilmesi gerekir. Böylece içeriğindeki tüm vitaminlerden daha sağlıklı yararlanılır.

Yüzyıllardır alternatif tıpta ilaç olarak kullanılan ekinezyanın toplamda dört çeşidi bulunur. Aynı zamanda kirpi otu olarak da bilinen ekinezya hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki ekinezyanın faydaları nelerdir? Ekinezya çayı nasıl yapılır? Kemik iltihaplanmasını önleyen mucize besin ekinezyaya dair merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Kuzey Amerika’dan tüm dünyaya yayılan bu eşsiz bitki tam bir doğal ilaç deposudur. Keşfedildiği tarihten itibaren ilaç olarak kullanılan bitki özellikle kuru öksürük ve iltihaplanmaları önlediği bilinir. Kır çiçeği olan ekinezya papatya ailesinden gelir. Kirpi otu olarak da bilinir. Araştırmalara konu olan bitki günümüzdeki birçok ilacın ham maddesidir. Mevsim geçişlerinde çayının tüketilmesi tavsiye edilir. Boğaz enfeksiyonlarını önler. Amerika yerlileri tarafından keşfedilen bitki diş ağrıları sırasında çiğneyerek ağrının azaltılması sağlanırdı. Bazı alternatif tıp uzmanları ekinezyanın kaynatılıp suyunun yaraları temizlemede tonik olarak kullanılabileceğini vurguluyor. 1930 yıllarında popüleritesi artan bitkinin yetiştirilme alanları da genişledi. Deri hastalıklarına karşı etkili olduğu gözlemlenen bitki ilaç sanayisi için özel üretilir. Ancak uzmanlar özellikle kronik ilaçlar kullanan kişilerin bu bitkiyi tüketmeden bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çiziyor. Faydası oldukça fazla olan ekinezya yüksek dozda tüketildiğinde mide bulantısı ve baş ağrısına neden olur.

EKİNEZYANIN FAYDALARI NELERDİR?

– Güçlü antiviral ve antimikrobiyal etkisi olan ekinezya vücuttaki virüsleri ve bakterileri temizler. Bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi hastalıkların yaşanmasını engeller.

Ağrı kesici etkisi olduğundan migren atakları sırasında yaşanan şiddetli baş ağrısını önler.

– Vücuttaki asitlenmeyi azaltarak kas ve kemik sistemini güçlendirir. Özellikle ileri yaşlarda görülme ihtimali olan hastalıkların önüne geçer. Uzmanlar kronik vücut ağrısı çeken hastalarına doğal ilaç olarak ekinezya çayı öneriyor.

Vücutta en fazla hasara uğrayan cildin yenilenmesini destekler. Yaşanan sivilce, egzema ve sedef hastalıklarının şiddetini azaltır. 

Çeşitli sebeplerden ötürü vücutta artan mantar hem cilt hem bağırsak hem de idrar  hastalıklarına zemin hazırlar. Ancak ekinezya bitkisi içerdiği antifungal maddeler sayesinde mantar hücrelerinin vücuttan atılmasını destekler.

Ruhsal hastalıklar yorgunluğa neden olur. Bu da kişinin yaşam kalitesini düşürür. Birbirini tetikleyen bu durumun önüne geçmek için uzmanlar vücudun mutluluk ve uyku hormonlarının eşit şekilde artması gerektiğini vurguluyor. Ekinezya bu açıdan etkili bir doğal ilaçtır. 

EKİNEYZA ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kurutulmuş bir yemek kaşığı ekinezya bitkisi kaynamış suyun içerisine ilave edilir. 15 dakika ağzı kapatılarak bekletilen çay süzülerek tüketilebilir. Acımsı bir tadı olacağından içerisine zencefil, tarçın veya ada çayı da ekleyebilirsiniz. Bu karışım sinüs yollarını da açmada etkilidir. Günde bir iki bardak tüketilebilen çay, 10 günde bir iki gün ara verilmelidir.

Görüntü olarak tatlı patatese benzeyen yam sebzesi Afrika kıtasında bolca bulunur ve tüketilir. Enerji bakımından zengin olan yam sebzesinin 100’den fazla çeşidi bulunuyor. Peki yam sebzesinin faydaları nelerdir? Düzenli tüketildiğinde hücreleri yenileyerek kanseri önleyen yam sebzesi hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında tüketimi M.Ö yıllara dayanan yama dair her şeyi bulabilirsiniz.

Afrika, Asya, Avustralya ve Amerika’da yaygın bir şekilde yetiştirilen ve 100’den fazla çeşidi olan yam sebzesi, sert kabukları olan içi etlidir. Koyu kahve ve açık renklerde olan yam sebzesi, M.Ö 8000 yıllara dayanan bir yetiştiriciliği vardır. Yetiştiği bölgedeki insanların yaşam kaynağı olan yam, 6 ay boyunca saklanabilir. Yağmur mevsimleri öncesine kadar yetişen bu sebze, mangalda, ızgarada, fırında ve kaynatılarak tüketilebilir. Yumru hali genellikle beyaz, mor, turuncu ve pembe renklerde olur. Çok popüler olmazsa bile güçlü bir vitamin ve mineral deposudur. Patates gibi toprak altında yetişir. Yapılan araştırmalarda yam sebzesi, diyet lif ve antioksidan bakımından oldukça zengindir. Bu sayede özellikle kolon ve bağırsak kanserlerinin yaşanmasını önlediği tespit edilmiştir. Kemiklerin sağlıklı gelişmesini destekleyen yam sebzesi, güçlü bir C vitamini olduğundan vücudun ihtiyacı olan demir emilimini destekler.

100 GRAM BESİN DEĞERİ;

Kalori / 140
Karbonhidrat / 30 gram
Protein /  1 gram
Yağ / 0 gram
Elyaf / 3 gram
C Vitamini / GÜNLÜK % 18’i 
B5 Vitamini / % 9’u
Manganez / % 22’si
Magnezyum /  % 5’i
Potasyum / % 19’u
Tiamin / % 10’nu
Bakır /  21’i
Folat / % 5’i

YAM SEBZESİNİN FAYDALARI NELERDİR? DÜZENLİ TÜKETİLDİĞİNDE KANSERİ ÖNLÜYOR…

Diyet lif bakımından zengin olan yam sebzesi sindirim hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlayan olumsuz durumları önler. Bağırsak florasını dengeler. Ayrıca bu lif hücrelerin deforme olmamasını sağlayarak kolon kanserini engeller.

Vücudun kan hücrelerini artırmak için demir emilimi sağlaması gerekir. Bunun içinde C vitaminine ihtiyaç duyar. Yam sebzesi günlük yüzde 50 oranda C vitamini sağlar. 

Güçlü bir antioksidan etkisi gösteren yam sebzesi, vücuttaki toksinleri atarak iltihaplanmayı azaltır. 

Birçok organ vücuttaki dengesiz iltihaplanma ve asitten ötürü fonksiyonlarını yitirir. Bu da bazı riskli hastalıkların artışına sebep olur. 

Kronik inflamasyon vücuttaki bakteri seviyesidir. Bağışıklığı olumsuz etkileyen bu bakteri artışı, kalp, diyabet ve obezite gibi rahatsızlıkların ortaya çıkartır. Ancak yam sebzesi bu bakterilerin atılmasını sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirir.

2019 sezonunun sonbahar – kış sezonunda hangi renkleri tercih edeceksiniz? Size bu konuda yardımcı olmamız mümkün. Dünya renk otoritesi Pantone, sonbahar kış döneminin popüler renklerini belirledi. Pantone’ye göre öne çıkan renkler biber kırmızısı, koyu bordo ve toz pembe oldu. Ünlü markaların yeni sezon modellerinde bu tonları görmek mümkün. İşte 2019 sonbahar kış sezonunun popüler renkleri…

2019 modasının sonbahar kış sezonu kapıyı çaldı. Dolaptaki kışlıkları ön plana alma vakti. Peki geçtiğimiz senenin popüler renkleriyle şimdikiler aynı mı dersiniz? Tabii ki hayır. Dünya renk otoritesi Pantone, 2019/2020 sonbahar kış döneminin popüler renklerini belirledi. Pantone’nin açıklamasına göre en çok öne çıkan renkler; biber kırmızısı, koyu bordo ve toz pembe oldu. Sonbaharın ve kışın cıvıl cıvıl yansıması giydiğiniz sweat-shirt, gömlek ve kazaklarda sizleri karşılıyor. Öyle ki bunu Zara, H&M, Koton, Bershka gibi ünlü markaların yeni sezon modellerinde de görmek mümkün. İşte 2019 sonbahar kış sezonunun popüler renkleri:

2019 2020 PANTONE SONBAHAR KIŞ RENKLERİ

1 – BİBER KIRMIZISI

Kırmızı renk, Pantone’nin açıkladığı renklerin başında geliyor. Gömlek ve kazaklar için tercih edilen bu renk, sonbahar ve kış sezonu için oldukça ideal. 

2 – TOZ PEMBE

Pembe rengi çok sevenlerdenseniz, bu yılki moda sezonu tam size göre. Pembenin bir alt tonu olan toz pembe, hem sweatshirt hem de pantolonlar da sıkça kullanılıyor.

3 – HARDAL SARISI

Hardal sarısı, bu sezonda da hep tercih ediliyor. Pantone, 2019 – 2020 sezonunda kazakların vazgeçilmez rengi oluyor.

4 – AÇIK KAHVERENGİ

Ben açık renkleri sevmem diyenlerdenseniz, kahverengi tonunu seçebilirsiniz. Bu ton, Pantone listesinin trend koyu renkleri arasında.

5 – YEŞİL

Yeşilin huzur veren havası, 2019-2020 kış sezonunda karşımıza çıkıyor. Elbise ve etek modelleri, yeşil rengi en çok ortaya çıkaran modeller arasında.

Öğrenci evlerinin ve bekarların en pratik yemeklerinden biri olan makarnanın nasıl yapıldığı en çok arananlar listesinde yerini aldı. “Yasemin.com” ekibi olarak sizler için makarna nasıl yapılır ve püf noktaları nelerdir? araştırdık. İşte lezzetli makarnanın sırrı…

Küçükten büyüğe herkesin severek tükettiği makarna, en kolay yemekler arasında başı çekiyor. Son zamanlarda ilk defa yemek yapacaklar, üniversite öğrencileri ve yeni evlenenlerin Google’da en çok arananlar listesi arasında yer alan makarna nasıl yapılır ve makarnanın püf noktaları nelerdir? sorularının yanıtını sizler için araştırdık. İşte dışarıda yediklerinizi aratmayacak enfes makarna tarifi…

MALZEMELER

8 su bardağı su
1 silme yemek kaşığı tuz
250 gram makarna(yarım paket)
3 yemek kaşığı sıvı yağ
Makarna süzgeci

YAPILIŞI

Öncelikle tencereye 8 bardak soğuk suyu ekleyin. 

Kaynayan suyun içerisine tuzu ve sıvı yağı ekleyerek kaynaya kadar kapağı kapalı bir şekilde bekleyin.

Daha sonra içerisine makarnayı ekleyerek, ara ara karıştırın ve pişene kadar ocaktan almayın. Bu adımda tencerenin kapağını sakın kapatmayın, taşabilir.

Pişireceğiniz makarna çubuk ise sık sık karıştırın ki birbirine yapışmadan güzel şekilde pişsin.

Makarnanın piştiğini anlamak için tahta kaşığın üzerine alıp çatala batıp batmadığını kontrol edebilirsiniz.

Pişen makarnaları süzgeçten geçirin ve üzerine soğuk su tutun. Bu adımda makarnanın hamur kıvama gelmesini önleyecektir. 

Tekrar tencereye koyduğunuz makarnayı afiyetle tüketebilirsiniz. 

PEKİ, LEZZETLİ MAKARNANIN SIRRI NEDİR?

Makarnayı pişireceğiniz tencere derin ve büyük olmalıdır. Bu sayede makarnaların birbirine yapışıp, hamur kıvamına gelmesini önleyebilirsiniz. Aynı zamanda az suda pişen makarna lezzetsiz olur ve suyu da taşabilir.

Makarnanın suyuna tuz ve sıvı yağ, su kaynadıktan sonra ilave edilmelidir. 5 bardak suya 1 yemek kaşığı tuz gelecek şekilde bol miktarda atılmalıdır.

Makarnaları suya atmadan önce mutlaka fokurdaması beklenmelidir. Kısık ateşte değil, orta ateşte hızlıca pişirilmelidir.

Soslu makarna yemeyi seviyorsanız, makarnayı süzmeden önce 1 bardak içerisinden alın ve sosun içerisine ekleyin. Bu makarnanın sosuna lezzet ve kıvam verir.

SALÇALI MAKARNA TARİFİ İÇİN TIKLAYIN…