Kendine has tadı, sıcacık köy ekmeğiyle buluşan tulum peyniri herkesin beğenisini kazanan bir besindir. Şimdilerde restoranlarda ana yemek gelmeden önce meze olarak sunulan tulum peyniri, sıcak lavaş ve tereyağı adeta vazgeçilmez bir lezzete dönüşüyor. Peki tulum peyniri nasıl yapılıyor? Tulum peyniri kaç günde yapılır? Tulum peynirinin püf noktaları nelerdir?

Tulum peyniri genellikle ismi Erzincan tulum peyniri olarak da geçse ülkemizin birçok ilinde özellikle Van, Sivas gibi bölgelerine yapımı yayılmıştır. Hayvan postunun içerisine basılarak yapılan ve 2-3 ay bekletilerek sofralara hazır hale gelen tulum peyniri Türkiye’nin çeşitli yerlerinde büyük farklılıklar gösterir. Özellikle yapımı uğraştırıcı olan  tulum peyniri, 2500 rakım yüksekliğindeki yaylalarda birçok farklı çeşitteki çiçekler ile otlatılan ve o tertemiz yayla suyundan içen koyunlardan alınan süt ile yapılır.İyi bir Erzincan tulumu elde etmek için elde yapılmış doğal maya kullanılmalıdır. İlkbaharda ilk çiçekler çıktığında otlatılan koyunlar tulum peyniri için kullanılmaz çünkü bu hayvanların sütü sulu olur. Sonbahara doğru zamanı geçen otlar sayesinde koyunların sütü daha yağlı olur bu da tulum peynirini daha lezzetli yapar.

İçerisinde bol miktarda A ve B vitamini bulunan tulum peyniri, kalsiyum, fosfor ve demir açısından da zengindir. 

PEKİ TULUM PEYNİRİ NASIL YAPILIR?

Geleneksel tulum peyniri üretiminde, süt çiğ olarak kullanılır. Çiğ süt bir bez parçasından süzülür ve sıcaklığı el ile dokunmak şartıyla kontrol edilir. Mayalama sıcaklığı her tür süt ürününde olduğu gibi, tulum peyniri için de çok önemlidir.

Mayalanan süt, yaklaşık bir saat sonra ince ve temiz bezden yapılmış süzeklere alınıp, peynir haline getirilir. Peynir bir gece geçtikten sonra mandıraya getirerek, şeker torbaları büyüklüğünde torbalara koyulur. Yaklaşık 1 hafta ya da 10 gün üzeri bezle örtülerek, suyunu tamamen çekmesi sağlanır.

10 gün sonrasında bakır tenekelere ufalanarak koyulan peynir kemah tuzuyla tuzlanır. Ardından yeni torbalara sıkı bir şekilde basılır ve torbaların ağzı dikilir..

10 gün beklemeden sonra suyu tamamen süzülen tulum peyniri, bidonlara ve deriye basılmak üzere soğuk hava depolarına gönderilir. Bidonlara ve deriye makinelerle veya elle basılan peynir, soğuk havada bir süre bekletilip kıvama geldikten sonra sofralara koyulmak üzere hazır duruma getirilir. 

Afiyet olsun…

Günümüzde ilk bakışta yapılan ultrason sonuçlarının hamileliğin ilerleyen zamanlarında farklılık göstermesi anne ve baba adaylarını şaşkına uğratabiliyor. Çeşitli etkenlere bağlı olarak görülebilen bazı durumlar sonucunda bebeğin cinsiyetinde yanılmalar olabiliyor. Peki, hamilelikte cinsiyet ne zaman belli olur? Bebeğin cinsiyeti anneden mi yoksa babadan mı gelir? Bebeğin cinsiyetini tahmin etmenin eğlenceli yolları var mıdır? Ultrason dışında cinsiyet nasıl öğrenilir? İşte yanıtı…

Toplum içerisinde hamileliğin oluşumuna dair en çok merak edilen konulardan birisi de bebeğin cinsiyetinin belirlenmesinde anne adayının mı yoksa baba adayının mı daha baskın olduğudur. Bizde bebek cinsiyetinin oluşumu ile birlikte, en net ne zaman anlaşıldığını ve bebeklerde cinsiyet tahmin etmenin en eğlenceli yollarını sizler için derledik. Ultrason kontrolüne giden çiftler, bebeklerinin cinsiyetlerini öğrenecekleri için heyecanın zirvesini yaşarken görüntüde ortaya çıkan sonuç doğrultusunda kız veya erkek olduğuna dair işaretler görülebilir. Ancak bu bebeğin cinsiyetinin kesin olarak kız ya da erkek olduğunun kanıtı olmayabilir. Çünkü bebeğin cinsiyetini kesin olarak öğrenebilmek için genital bölge organlarının tamamen gelişmiş olması gerekir. Bunun içinde bebeğin gelişiminin tamamlanması için belirli bir aralığa ulaşmış olması beklenmelidir.

Peki bebeğin cinsiyeti kesin olarak ne zaman belli olur? En erken cinsiyet öğrenme zamanı ne zaman? Bebeğin cinsiyeti tahmin edilebilir mi? Bebeğin cinsiyet oluşumu nasıldır? İşte cinsiyete dair tüm merak edilenler…

BEBEĞİN CİNSİYETİ NASIL OLUŞUR? CİNSİYETİ ANNE Mİ YOKSA BABA MI…

En erken 3. ayın sonunda tespit edilebilen bebek cinsiyetinin oluşumunda izlenen adımlar şu şekildedir:

İnsan vücudunda 23’er tane olmak üzere toplamda 46 kromozom mevcuttur. Erkeğin kromozomlarından 2 tanesinde bulunan kromozom, cinsiyeti belirler. (X,Y). Kadınlarda ise bu 2 kromozom türü (X,X)’tir. Hamileliğin oluşması için bu kromozomların yarılanması şarttır.Yani erkekteki (X,Y) kromozomu X ve Y olmak üzere ikiye ayrılıyor. Spermlerin bazıları X’te bazıları da Y’de taşınıyor. Kadınlarda da X ve X diye sınıflandırılıyor.

 Sperm ile birleşen yumurtadaki iki adet (X, X) kromozomuna erkekten gelen sperm hücresi cinsiyeti belirler. Burada X’in mi yoksa Y’nin mi dölleneceği şanstır. Buradan da anlaşılacağı gibi bebeğin cinsiyetini tamamen erkek yani baba adayı belirliyor. Kadının yumurta hücresinin kromozomundaki x, erkeğin sperm hücresindeki x ile döllenirse kız, y ile döllenirse erkek oluyor.

BEBEĞİN CİNSİYETİ NE ZAMAN BELLİ OLUR?

Anne karnındaki bir bebeğin cinsiyeti daha rahme düştüğünden andan itibaren bellidir. Ancak bunun dışarıdan anlaşılabilmesi için bebeğin belli bir büyüklüğe ulaşması ve organlarının gelişmesi gerekir. Ultrason cihazına bakılarak anlaşılan cinsiyet öğrenimi,en erken 3. ay sonunda yani ortalama 13. haftalarda belli olsa da kesin sonuç için 20. hafta civarı beklenmelidir. Bebeğin duruş şekli, anne karnında yoğun gaz, göbek bağının genital bölgeyi gizlemesi gibi faktörler bebeğin cinsiyetinde birtakım sürprizlere yol açabilir.13. haftalarda anne adaylarına uygulanan ikili tarama testi cinsiyet belirleme için uygulanmasa da bu işlemde bebeğin organları incelenir.

İKİLİ TARAMA TESTİ İLE CİNSİYET ANLAŞILIR MI?

Down Sendromu rahatsızlığının olup olmadığını belirleyen bu işlemde iskelet sistemine bakılırken bacak aralarındaki genital tüberküle bakılır. Genital tüberkül horizontal plana 45 dereceden daha yüksek açıdan görüntü veriyorsa erkek fetüs, 45 derecenin altında açı veriyorsa dişi fetüs olarak yorumlanır. Ancak yine de kesinliği yoktur.

CİNSİYET NASIL BELİRLENİR? ANNE KARNINDA CİNSİYET BELİRLEME YÖNTEMLERİ

Ultrason yönteminin dışında bebeğin cinsiyetini belirlemek için riskli hamileliklerde uygulanabilecek diğer yöntemler şunlardır:

Amniyosentez tekniği: Karın kısmının ön tarafından yapılan muayenede bebeğin etkilenmeyeceği noktadan özel iğne yapılarak sıvı alınır. Bu sıvı bebeğin cinsiyetini belirlemeye yararken ilerleyen dönemlerde ortaya çıkabilecek problemleri de erken dönemde fark edilmesini sağlar.

Koryon villus biyopsi tekniği: Karından veya rahim ağzından iğne yapılarak doku parçası alınır. Doku incelenmesi sonucu cinsiyet ortaya çıkabilir.

Kordosentez tekniği: Kromozom incelemelerinde bebeğin cinsiyeti kesin belirlenebilir.

BEBEĞİN CİNSİYETİNİ TAHMİN ETMENİN EĞLENCELİ YOLLARI

Bebek müjdesi alındığı zaman aile fertleri arasında heyecanla beklenen en özel an, bebeğin cinsiyetini tahmin etmek ya da bilmektir. Doğruluğundan emin olmasak da halk arasında en yaygın bilinen ve bazen tutan da cinsiyet tahminlerini sizler için sıraladık…

– KALP ATIŞI 

Özellikle de ilk haftalarda düşük riskine karşılık annelerin ultrason esnasında duyamadığında korktuğu kalp atışı, dakikada 140’ın üstüne çıkıyorsa bebeğin cinsiyeti kız olduğu tahmin ediliyor.

– KIRMIZI LAHANA TESTİ

Kış sebzelerinden biri olan lahanayı kaynatıp suyunu köşeye ayırın. Suyun içine birkaç damlalık idrarınızı bırakın. Eğer su mor olursa erkek, pembe olursa kız bebek olacağı tahmin ediliyor.

– YÜZÜK

Yüzüğünüzü ipe sarıp sırtüstü vaziyette uzanın. Farklı bir kişi ipinden tutarak göbeğe doğru sarkıtsın. Yüzük ileri-geri hareket ederse erkek, yuvarlak oluşturursa kız olacağı tahmin ediliyor.

– SARIMSAK

1 diş sarımsağı yedikten sonra cildinizde kokuyu çok ağır hissediyorsanız erkek, kalkmıyorsa kız olacağı tahmin ediliyor. Tüm bu yöntemler sadece bir ihtimaldir, kesinliği yoktur.

Herkesin bayıla bayıla içtiği kahveler, sağlık açısından olduğu kadar kilo verme bakımından da faydalıdır. Peki sabahları kahve içmek kilo verdirir mi? Kahve içmenin kilo verdirici etkileri neler? Türk kahvesi içerek zayıflanır mı? Diyette kahve tüketimi ve kalorileri hakkında bilinmesi gerekenleri haberimizin detaylarında bulabilirsiniz. Kahve içerek kilo verme yöntemi ve tarifi…

Güçlü bir antioksidan kaynağı olan kahvenin sağlık açısından pek çok rahatsızlığa iyi geldiği yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle de kolon ve karaciğer kanserine ve şeker hastalığına karşı koruyucu bir kalkan vazifesi gördüğü bilinen kahve, günümüzde pek çok kişide bağımlılık haline gelmiş bir içecektir. Sabahları uyanır uyanmaz gözü kahve arayan kimselerin dikkat etmesi gereken en önemli şey, gün içerisinde tüketilmesi gereken miktarı aşmamaktır. Aksi takdirde aşırı sinir, mide rahatsızlanması, kalp atışında hızlanma ve panik gibi rahatsızlıklar tetiklenebilir. Uygun miktarlarda tüketilen kahve sağlık açısından inanılmaz fayda sağlarken zayıflamaya da etkisinin olup olmadığı en çok merak edilenler arasında yer alıyor. Peki kahve içmek zayıflatır mı yoksa kilo mu aldırır? Diyette kahve içilir mi? Kahve tüketiminin kiloya etkisi…

Halk tarafından oldukça benimsenen kahve, kimilerinde bağımlılık yapacak kadar çok sevilmeye başlanmışken faydalarından ve kilo üzerindeki etkilerinden bahsetmekte fayda vardır. Siyah kahvenin (Türk kahvesi ya da filtre kahve, espresso) metabolizmayı harekete geçirdiği gözlemlenmiştir. İçerisine krema koyulmadığı ya da fazla şekerli içilmediği zaman kilo verdirici etkisi bulunan kahve kalp atışlarını hızlandırdığı için yağ ve şeker yakımına neden olabilir. Fakat bu her zaman için geçerli değildir. Fazla içildiği zaman kilo bile yapabilen kahvenin normal seviyesi 400 mg kafein kadar olmalıdır. Tek dozlar şeklinde 200 mg kadarı tavsiye edilebilir.

KAHVEYİ SABAH İÇMEK FAYDALI MI? KİLO VERDİRİR Mİ?

Kahvaltılarda genelde siyah çay tüketilse de bazıları tercihini kahveden yana kullanabiliyor. Kahvenin içindeki uyarıcı maddeler  gün içerisinde enerjik ve dinç yapıda olmayı sağlarken motiveli olmanıza da yardımcı olur. Sabahları kahve içmenin herhangi bir olumsuz etkisi bilinmese de midesi hassas olan kimselerde sabah kahve içmek, mide ağrısına yol açabilir. Kahvaltıda şekersiz kahve içmek sindirim sistemini hızlandırıp yağ yakımına neden olarak bölgesel zayıflamayı kolaylaştırır. Öğle menüsü sonrasında alınan kahve ise besinleri daha kolay sindirmeye yardımcı olarak kilo vermeyi kolaylaştıracaktır.

Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, kahve tüketmeyen kimselerin sabah 1 bardak kahve içenlere göre vücutlarında çok daha fazla antioksidan bulundurduğu ortaya çıkmıştır. 

SAKIN KAHVEYİ SUSUZ İÇMEYİN! KAHVEYİ SUSUZ İÇMENİN SAKINCALARI

Normal bir insanın günlük alabileceği kafein miktarı 300 miligram yani 3 fincandır. Fakat içerisinde şurup ve krema gibi tatlandırıcıların katıldığı kahveler, insan sağlığını tehlikeye atar ve kilo almaya neden olur. Kahve tüketirken kilo almamak ve kafeinin vücuda verdiği zararları azaltmak için her kahvenin yanında su tüketilmelidir. Kahve, iyi bir idrar söktürücü olması sebebiyle vücutta su kaybına neden olur. Vücuttaki fazla su kaybı ise sindirim sistemini bozar ve metabolizmayı yavaşlatır.

Kahveyi suyla beraber tüketmek kilo almanızı engeller ve zayıflamanıza yardımcı olur. Çünkü kafein metabolizmayı uyararak sindirim ve boşaltım sistemi sorunlarını giderir. Kahve, yağ yakımını hızlandırarak vücuttaki karbonhidratlar yerine yağların dışarı atılmasını sağlarken, yanında tüketilen su ise vücuttan atılan suyun tekrar alınmasını ve sağlıklı bir şekilde kilo vermenizi sağlar. 

TÜRK KAHVESİ İÇEREK NASIL ZAYIFLANIR?

1. Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi
Öğle: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, 2 adet haşlanmış yumurta, domates-lahana salatası
Akşam: 2 gram balık buğulama, lahana-yeşillik salatası

2. Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi ve 1 dilim tost ekmeği
Öğle: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, 200 gram ızgara balık, lahana-yeşillik salatası
Akşam: 200 gram yağsız haşlanmış kırmızı et ve 1 kase yoğurt

3. Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi
Öğle: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, 1 haşlanmış yumurta ve rendelenmiş haşlanmış havuç
Akşam: 2 yeşil elma

4. Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi
Öğle: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, haşlanmış sebze ve 2 yeşil elma
Akşam: 200 gram yağsız buğulama et ve lahana salatası

5.Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, 2 yeşil elma ve rendelenmiş haşlanmış havuç
Öğle: 400 gram balık buğulama ve 2 su bardağı domates suyu
Akşam: 200 gram folyoda pişmiş balık ve lahana salatası

6. Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi
Öğle: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, 200 gram tavuk fileto ve havuç-lahana salatası
Akşam: 2 haşlanmış yumurta ve havuç salatası

7. Gün:

Kahvaltı: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi
Öğle: 1 fincan şekersiz Türk kahvesi, 200 gram buharda pişmiş yağsız kırmızı et ve 2 yeşil elma
Akşam: 200 gram ızgara balık ve lahana-yeşillik salatası

YAĞ YAKAN KAHVE TARİFİ

Malzemeler: 

1 su bardağı süt 
1 adet çubuk tarçın 
1 tatlı kaşığı gold veya klasik kahve 

Hazırlanışı:

Yağ yakıcı kahve için sütü mutlaka geceden hazırlayın. Geceden sütü ve çubuk tarçını küçük bir tencereye alıp kısık ateşte kaynatın. Süt bir taşım kaynadıktan sonra ocaktan indirin ve sabaha kadar içinde tarçını ekleyip bekletin. Daha sonra afiyetle için.

HANGİ KAHVEDE NE KADAR KALORİ VAR?

Kahveler ne kadar sevimli ve zararsız görünse de bazılarının kalorisi fazladır. Bu sebepten günlük tüketilen kahvenin içindekilere dikkat edilmesi gerekir.

Ahududu-Beyaz Çikolatalı Frappe Creme 490 kcal

Espresso ve Karamel Frappe Creme 480 kcal

Karamelli Frappuccino 275 kcal

Frappe Latte 225 kcal

Buzlu latte 155 kcal

Çift Çikolatalı Krema Frappuccino 500 kcal

Normal doğum ile bebeğini dünyaya getirmek isteyene ya da doğum dikişleri hakkında yeterli bilgisi olmayan kimseleri aydınlatacak rehber bilgileri haberimizin detaylarından öğrenebilirsiniz. Doğum sonrası dikiş atması, bakımı ve hakkında merak edilenleri bir araya derledik. Peki normal doğumda uygulanan Epizyotomi, nedir? Epizyotomi nasıl yapılır? Doğum dikişleri bakımı nasıl yapılmalı? İşte normal doğum dikişleri…

Hem anne adayı hem de bebek için en sağlıklı doğum yöntemi olan normal doğum, halk arasında kaygı verici bir durummuş gibi algılansa da aslında şaşırtıcı birçok faydası vardır. Bebeğini en sağlıklı şekilde dünyaya getirmek istediği için kendini normal doğuma ikna eden anne adayları, olumsuz söylentilere hiçbir zaman kulak asmayıp kendini olabildiğince motive etmelidir. Doğum uzmanları anne adayını doğumhaneye aldığı zaman bebeğin daha kolay çıkması ve perine bölgesinin yırtılmaması için kesi işlemi (Epizyotomi) uygular. Doğum dikişleri şeklinde de tanımlayabileceğimiz Epizyotomi işleminin nasıl yapıldığını ve hakkında merak edilen tüm bilgileri sizler için ele aldık…

NORMAL DOĞUM DİKİŞLERİ NE ZAMAN DÜŞER?

Doğum sırasında doktor normal bir dikiş attıysa bunun düşmesi 1 ayı bulabilirken bazılarında daha uzun zamanı bulabilir. Eğer Epizyotomi (eriyen dikiş) atılırsa dikiş düşmeyecek kendiliğinden eriyecektir. 

EPİZYOTOMİ (DOĞUM DİKİŞİ) NEDİR, NASIL YAPILIR?

Doğumu en risksiz ve kolay şekilde gerçekleştirmek için vajinal açıklığın genişletilmesiyle uygulanan Epizyotomi, bebeğin başını ve kalçasını çıkartırken annenin perine tarafındaki gerilmeyi önleyerek yırtılmasının önüne geçmede etkilidir.

Genellikle ilk doğum yönteminde tercih edilen ve doğumun çok kolay geçmesini sağlayan Epizyotomiye bir sonraki doğumda ihtiyaç duyulmayabilir.

EPİZYOTOMİ ZOR BİR İŞLEM Mİ? CAN ACITIR MI?

Vajinadan rektuma kadar düz, ortadan ya da yandan açılan yarık ile gerçekleşen Epizyotomi, alınması şart olmayan emilebilir dikişlerle ayrı ayrı kapatılarak uygulanır. Epizyotomi sonrasında en sık karşılaşılan durum yaşanan ağrılar ve bunları dindirmektir.

Epizyotomi uygulanan bölgeye buz koymak ya da spreyli anestezik ilaçlar yararlı olabiliyor. Genital bölgenin Epizyotomi uygulanan yerinde kan toplandığını görürseniz bunun nedeni kan birikiminden kaynaklanmasıdır.

Tedavisi ise doğum kesisinin yeniden açılıp damarın tespitiyle dikilip kapatılması ile olur.

EPİZYOTOMİ NE ZAMAN İYİLEŞİR, BAKIMI NASIL YAPILMALI?

Hastaneden eve taburcu olmadan önce dikişlerin güzelce kontrol edilmesi ve pansumanı gerekmektedir. Hastane işleri bittiği zaman eve geçiş yapan anneler kendi rutin bakımına devam edebilir. Bu rutin bakımları arasında yer alması gereken Epizyotomi bölgesi için dikkat edilmesi gereken noktalar ise şu şekildedir:

– Epizyotomi bölgesi kuru ve temiz olmalıdır.

– Doktorun önerdiği antibiyotik ya da ağrı kesici varsa aksatılmadan kullanılmalıdır.

– Hijyenik pedleri en az 4 saatte bir değiştirmekte fayda var.

– Uzun süre oturmamalı ya da ayakta durulmamalıdır.

– Kabızlık riskine karşı bol meyve ve sebze tüketilerek sık sık su içilmelidir.

– Ağrıları dindirmek için gün içerisinde 2-3 defa ılık su dolu leğende oturulabilir.

– Doktor kesin bir ifade ile buz kullanılması gerektiğini önermediyse buz torbası gibi soğuk uygulamalar çok sık yapılmamalıdır.

– İlk 6 haftada cinsel ilişkide bulunulmaması gerekir. Ancak yinede en doğru cevap için doktora sorulmalıdır.

Yaklaşık 7-10 gün arasında dikişler kendi kendine eriyeceği için dikişleri yeniden alma operasyonu gerçekleşmez. Dikişlerden dolayı hissedilen ağrı ve rahatsızlık, günden güne azalacak ve haftanın bitimine doğru yok olacaktır.

Vücudu güçlendirmenin ve hastalıklarla baş etmenin en etkili yolu bağışıklığı güçlendirmedir. Peki bağışıklık nasıl güçlendirilir? Sofralarınızda yapacağını birkaç değişim ile kısa sürede bağışıklığınızı yenileyebilirsiniz. Bunun için sofranızdan eksik etmemeniz gereken besinleri ve uzman tavsiyelerinden 8 önemli bağışıklık güçlendirmenin yolunu araştırdık. Haberin detayında bağışıklığınızı güçlendiren ve sağlıklı beslenmeye dair her şeyi bulabilirsiniz.

Bağışıklık sistemi vücudun koruma kapısına benzetilir. Bu sistem vücuda giren tüm bakteri, parazit ve hücreleri kontrol eder. Zararlı olanlara karşı harekete geçerek vücudun deforme olmasına izin vermez. Alerjik reaksiyonlara karşı oldukça hassas olan bu sistem vücudun koruma kalkanı olduğundan yeterli miktarda vitamin ve mineral depo etmelidir. Çünkü bağışıklık sistemi zayıfladığı an vücudun hastalıklı hücrelere karşı gardı düşer. Çok kısa sürede hastalanmaya başlar. Hatta kanser hastalıklarına bile zemin hazırlar. Ancak bağışıklığın zayıflaması gözle görülen bir durum değildir. Farklı belirtilerle ortaya çıkan bağışıklık sisteminin zayıflığı bazı hastalıklarında belirtileri ile aynıdır. Bu yüzden belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana başvurmakta fayda var. Aksi halde bağışıklık sistemi zayıflığı sanıldığı kadar normal bir sağlık durumu değildir. 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ZAYIF OLDUĞUNU GÖSTEREN İŞARETLER NELERDİR?

Sık sık tekrarlanan üst solunum yolu hastalıkları,

Mantar enfeksiyonun cilt yüzeyinde yaygınlaşması ayrıca cilt yüzeyinin hassas olması,

Kronik sendrom haline gelen yorgunluğun giderek artması,

El ve ayak soğukluğu,

Vücut organlarındaki fonksiyonlarının komplikasyonlarının azalması,

Düzenli beslenilmesine rağmen alınan vitamin ve minerallerin yeterli miktarda vücuda dağılmaması,

Ağız içerisinde artan enfeksiyon ve bakteri sağlıklı hücrelerin mutasyona uğrayarak tümöre yol açar. En hafif belirtisi aft ve uçuklar olmasına rağmen en ağırı ise kanserdir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NASIL GÜÇLENDİRİLİR?

Vücut yeterli miktarda dinlenmediğinde stres hormonları yüksek derecede çalışır. Bu da kişinin agresif ve yorgun olmasına neden olur. Akabinde ise bağışıklığın zayıflamasına ve hastalıklara karşı direnç azalır. Uzmanlar bunun için düzenli uykunun şart olduğunu vurguluyor. 

Yapılan araştırmalarda günlük 30 dakikalık egzersiz bağışıklığın güçlenmesinde etkili olduğu ortaya çıkarıldı. Aynı zamanda bu egzersizler iyi bir uyku ortamı için hormonların salgılanmasını da destekler.

Ruhsal hastalıklardan en tehlikelisi depresyondur. Çünkü depresyon kişinin kendini huzursuz hissetmesi ve bunun sonucunda da düzenli yaşan kalitesini olumsuz etkiler. 

Ayrıca uzmanlar günlük bazı besinlerin tüketilmesi gerektiğini ve bu besinleri alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini belirtiyor. 

PEKİ BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİREN BESİNLER NELERDİR?

ZEYTİN

Bağışıklığı güçlendirmede en etkili besin zeytindir. Uzmanlar içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde zeytinin kolesterolden kan basıncına kadar hemen hemen tüm komplikasyonlara iyi geldiğini belirtiyor. Ayrıca demir oranı yükse olan zeytin bağışıklık sitemindeki zararlı bakterilerle savaşan hücreleri 3 kat daha güçlendirir. 

BADEM

İçerdiği alkali maddesi bağışıklık için oldukça önemlidir. Bu madde vücutta E vitamini etkisi yapar bu yüzden bağışıklığın güçlendirmenin yanı sıra hastalıklara savaşmasına yardımcı olur. Ara öğünde 10 tane tüketerek günün kalan kısmını daha dinç geçirmeye yardımcı olur.

YUMURTA

Alerji etkisi dışında yumurta vücudun ihtiyacı olan proteinin yüzde yüzünü karşılar. Kas ve kemik güçlendirmesinden beyin sağlığına kadar etkili olan yumurtayı uzmanlar düzenli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Amino asit bakımından zengin olan yumurta bağışıklık sistemini için vazgeçilmez besinler arasındadır.

YER FISTIĞI

Polifenol doğada bulunan en güçlü antioksidandır. Yer fıstığı bu madde bakımından oldukça zengin olduğundan uzmanların düzenli ama yeteri miktarda tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. Alerji testi yapıldıktan sonra her hafta bir avuç tüketebilirsiniz.

Ağrı kesici özelliği olan, uyku problemine iyi gelen ve kalp rahatsızlığı gibi bir çok hastalığı tedavi eden Molehiya bitkisinin lezzetli yemeği sağlık açısından oldukça faydalıdır. “Yasemin.com” ekibi olarak Molehiya yemeğinin tarifini sofralarınıza sunuyoruz.

Molehiya, kansızlığa, tansiyona, sindirim sistemine iyi gelmesi ile bilinirken Kıbrıs’ta oldukça favori olan bir yemektir. “Yasemin.com” ekibi olarak Molehiya yemeğinin tarifini sofralarınıza servis ediyoruz.

İşte, Kıbrıs’ın favori ‘Molehiya’ yemeği tarifi…

MALZEMELER

1 kilo kurutulmuş Molehiya ( yerine kurutulmuş ıspanak deneyebilirsiniz)
Yarım kilo et ( isterseniz tavuk)
1 yemek kaşığı kadar domates salçası
1 adet büyük boy domates
1 kilo su
1 büyük boy kuru soğan
1 veya 2 çay kaşığı tuz
1 veya 1,5 çay kaşığı karabiber

YAPILIŞI

Kurutulmuş molehiyaları (veya ıspanakları) sıcak suda ıslatınız ve suyunu süzmesi için süzgeçte bekletiniz. Bir tencereye büyük baş soğanı ince ince doğrayıp koyunuz ve rengi pembe olana kadar pişiriniz. Daha sonra içine eti veya tavuğu ilave ediyoruz. Etler (veya tavuk) ile soğanlar pişmeye yakın salça katınız. Tüm malzemeleri birlikte kavurduktan sonra molehiyaları (veya ıspanakları) ekliyoruz. Son olarak tuz ve karabiber ilave ederken su ekleyiniz. 1 saat 15 dakika pişirdikten sonra altını kapatınız.

Afiyet olsun…

Nadiren görülen sindirim bozukluklarından biri de mide felcidir. Peki mide felci nedir? Mide felcinin belirtileri nelerdir? Mide fonksiyonlarını durma noktasına getiren mide felci hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık. Ayrıca mide felcinden korunmanın yollarına dair merak edilenleri bulabilirsiniz. Haberin detayında mide felcinin kimlerde görülebileceği ve mide felcine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kaslardan meydana gelen ve gelişip daralan kasılmalarla vücuda alınan besinleri enzimleyen sindirim organlarından biri de midedir. Yemek borusu ve bağırsak arasında yer alır. Besinlerin enzimlenme işlemine kadar depolandığı alan olan mide içeriğinde asit barındırır. Bu asit sayesinde ve kasılmaları ile sürekli bir hareket halindedir. Genişlemeye ve daralmaya müsait olan mide yaşanan herhangi bir deformasyon sonucu bir işlevselliğini yitirir. Bozulan mide fonksiyonları depoladığı besinleri yeteri miktarda çözüp bağırsaklara göndermekte zorlanır. Bilim literatüründe gastroparezi denilen mide felci hastalığına yol açar. Mideye giden sinir ve kaslarda yaşanan bu sorun sonucunda midede besinler birikir. Uzun süre midede kalan besinler bakteri üretmeye başlar. Daha sonra kokulu kusmalara neden olur. 

GASTROPAREZİ (MİDE FELCİ) NEDENLERİ NELERDİR?

Vagus sinirleri mideye gider buradaki aksları uyararak hareket etmesini sağlar. Ancak vagus sinir hücrelerinin zarar görmesi fonksiyonları azaltır. Bu da gastropareziye neden olur. 

Kandaki şeker oranının yükselmesi bazı organların hasar almasını sebep olur. Ciddi fonksiyonel bozukluklara ortam hazırlayan şeker hastalığı midenin motor hareketlerini de yavaşlattığından gastroparezi görülebilir.

Reflü ve ülfer midedeki asit oranını artırır. Artan mide asidi mide duvarına zara verir ve kas sisteminin çalışmasını engelleyebilir.

Yeme bozukluğu ve dengesiz diyet programları da gastroparezinin yaşanmasına zemin hazırlar.

Bazı ilaçların yan etkileri de hastalığı tetikleyebilir.

Vücutta azalan kalsiyum da kasların yavaşlamasına neden olur. Bu kaslar arasında mide kasları da mevcuttur.

GASTROPAREZİNİN (MİDE FELCİ) BELİRTİLERİ NELEDİR?

Mide yanması ve şişmesi,

Sürekli yaşanan mide bulantısı,

– Ani başlayan iştahsızlık ve kilo kaybı,

Midede biriken besinler nedeniyle yaşanan ağız kokusu,

Kusma isteği ve sık sık gaz ağrısı,

Erken doyma gibi belirtiler mide felcine işaret eder.

MİDE FELCİNDEN KORUNMANIN YOLLARI…

GASTROPAREZİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Yaşanan belirtiler hemen hemen her hastalığın belirtileri ile aynıdır. Bu yüzden belirtiler görülür görülmez bir uzmana başvurmakta fayda var. Uzman doktor endoskopi ile mide içerisinde yaşanan fonksiyonel bozuklukların nedenine bakar. Daha sonra midenin boşalma durumu ölçülür. Mide kasları ve sinir tetkiklerinden sonra uzman doktor mide felcini teşhis ettikten sonra ilaç tedavisine başlar. Bu süreçte de diyet önerilerinde bulunan uzman doktor özellikle mide asidinin ve duvarının sağlığı için bazı besinleri ağırlıkta tüketmeyi tavsiye eder. 

Uzun yıllardır kadınların favorisi olan ve modası hiç eskimeyen platin saç rengi, hem havalı hem de dikkat çekici saçlara kavuşmanıza yardımcı olur. Oldukça zorlu bir süreç olan platin saç rengi özellikle koyu renk saçlara sahip olanların özenle ve çok dikkatli bir şekilde karar vermesi gereken bir konudur. Yapılan en ufak bir hata saçlarınızın görmek bile istemeyeceğiniz hale dönüşmesine neden olabilir. Peki evde platin sarısı saç nasıl yapılır? Platin saç boyarken nelere dikkat edilmelidir? Hangi saçlar platin renk olur? Öğrenmek için yazımıza göz atmalısınız.

Sarı saç yüzyıllardır biz kadınlar için vazgeçilmezidir. Özellikle 2019 yılında popülerliği artan platin sarı saç, güzel olduğu kadar yapımı zor, uğraştırıcı ve aşamaları olan bir uygulamadır. Usta kuaförlerin bile platin sarı saçı yaparken hata yapabileceği görülmüştür. Genellikle yapılan hatalar sonucu kişilerin saçlarının yandığı, koparak dökülmelerine neden olmuştur. Bu saçın yapısı ve boyanın saçta kaç dakika bekletildiği ile ilgilidir. Doğru adımlarla evde kendi ellerinizle bile platin sarı saç elde edebilirsiniz. Nasıl mı? Evde platin sarısı saç boyamaya dair tüm merek ettikleriniz yazımızda.

PLATİN SARI SAÇ ELDE ETMENİN PÜF NOKTALARI

Platin sarı saçlara sahip olabilmeniz için mutlaka saç açma işlemi uygulanması gerekmektedir.Saç açma işlemi yapılmadan platin rengi saç elde etmek mümkün değildir.
Saç açıcı muhakkak saç uçlarından diplere doğru uygulanmalıdır.

Saçta açma işleminden kaynaklanan farklılıkları önleyebilmek için saç açıcıyı aynı anda ve hızlıca tüm saça uygulamalısınız.

Saç açma işlemi doğal saç rengi üzerinde daha başarılı olmaktadır.

SARI SAÇLARIN BAKIMI NASIL YAPILIR? SARI SAÇLARA ÖZEL BAKIM ÖNERİLERİ NELERDİR? öğrenmek için tıklayın…

PEKİ EVDE PLATİN SAÇ RENGİ NASIL ELDE EDİLİR?

Platin sarısı saç boyamadan önce saç acıcı ile sac renginizi açmanız gerekmektedir. Renk açıcı kullanmadan platin sarısı saç rengi elde etmek imkansıza yakındır.

Saç rengini açabilmeniz için Koleston ‘un renk açıcısı ile 4 ile 5 ton kadar açabilmeniz mümkündür. Koleston içeriğinde saç rengi açıcısı yani oksidan ve mavi pudrası ile birlikte gelmektedir.

Saç yapısına bağlı olarak eğer saçınız kolay açılabilen saç tipi ise 20 dakika sizin için yeterlidir. Zor açılabilen saçlarda ise süre biraz uzamaktadır tahmini 45 dakikayı bulmaktadır.

Saçlarınızı platin yaptıktan sonra yeşil, turuncu veya bu renkleri tonları ile karşılaşırsanız mutlaka saç toneri kullanmalısınız. Saç toneri hakkında

Genelde saçlarımız güçlü ve saç rengimiz doğal ise bu açma işlemini uygulamak daha iyi bir karardır. Bu işlem sonucu başarılı olursanız çiğ bir sarı renk elde etmiş olacaksınız ve saçlarımız yumurta sarısı rengini alacaktır. 

Sonra saçlarınızı yıkamak için mutlaka doğal şampuan kullanarak yıkayınız.

Bu işlemden sonra son etap Palette markasının açık sarı renk 10-1 numaralı boyasını seçerek saçlarınızı boyamalısınız. Bu adımdan sonra istediğiniz sarı platin saçlara kolayca ulaşabilirsiniz.

Sağlıklı zayıflama formüllerinden biri olan ceviz suyu ile kilo verme sürecini hızlandırabilir, kolay yoldan zayıflayabilirsiniz. Kabuğunun bile ayrı bir şifa deposu olduğu cevizi gün içerisinde tüketerek fazlalık yağlarınızı eritebilirsiniz. Kilo vermek için ceviz suyu nasıl tüketilmeli? Ceviz suyunun faydaları neler? Ceviz suyu zayıflatır mı? Hızlı kilo verdiren sarımsak ve ceviz suyu nasıl hazırlanır? Hurma ile cevizi beraber tüketirseniz…

İçerisinde omega-3 yağlarını bulundurarak hem sağlık hem de diyet dostu bir gıda olan ceviz tüketimi genellikle çocuklarda zihin açıcı bir besin kaynağı olarak bilinse de yetişkinlik döneminde de vücuda inanılmaz etkiler sunuyor. Diyetten bıkmadan çok kolay ve hızlı bir şekilde  kilo verebileceğiniz bitkisel zayıflama yöntemi olan ceviz suyu ile hem gerekli vitamin ve mineralleri almış olacak hem de dilediğiniz kiloya kadar düşeceksiniz. Yapılması oldukça basit bir kür olan ceviz suyu ile düzenli zayıflama yoluna girebilir ayrıca kıyafetten fırlayan göbek probleminden de kurtulabilirsiniz! Yağ yakıcı etkisi ile bölgesel zayıflama sağlayan ceviz suyu kürünü İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Canan Karatay da önererek diyette tüketilebilecek etkili yöntemlerden biri olduğunu gösterdi. Peki kilo verdiren ceviz suyu nasıl hazırlanır? Ceviz suyu ile nasıl zayıflanır? Ceviz yemek kilo verdirir mi?

Kilonuzu vücudunuza yakıştırmıyor ve bunun içinde katı bir diyet uygulamak istemiyorsanız, yağ yaktıran kürleri deneyerek, zahmet çekmeden zayıflama sağlayabilirsiniz. Kolesterolü düşürmeye yarayan cevizi, sarımsak ile tükettiğinizde 1 ayda 16 kilo vermenin etkili yolları…

1 AYDA 16 KİLO VERDİREN SARIMSAK VE CEVİZ SUYU İLE ZAYIFLAMA

MALZEMELER:

– 2-3 adet ceviz

– 1 diş sarımsak

– Su

YAPILIŞI:

Cevizlerin içini ayıklayıp, soyduğunuz sarımsakları kavanozda birleştirin. Üzerine bir bardak kadar içme suyu ilave edin ve 1 gece boyunca bekletin. Sabah uyandığınızda karnınız aç iken karışımı tüketin. İçindeki cevizleri yiyip kalan suyu içtikten sonra sarımsağı küçük parçalar halinde yutun. Her gün 1 ay kadar tüketerek istediğiniz kiloya ulaşın.

CEVİZ SUYUNUN FAYDALARI NELER? CEVİZ SUYU KAÇ KİLO VERDİRİR?

Yağ yakıcı protein özlerini içerisinde barındıran ceviz, gün içerisinde tüketildiği zaman uzun süre tokluk hissettirerek yemekte ölçüyü kaçırmanın önüne geçerek diyette kilo verme sürecini hızlandırıyor. Cevizdeki tüm faydalı besin değerlerini suda bekleterek tüm bu yararlı özlerin suya geçmesi sağlanır ve düzenli tüketimi ile zayıflama süreci kolaylaşır. Evde çok basit bir şekilde şipşak hazırlanabilen ceviz suyu tarifi için şu adımları izleyebilirsiniz:

Geceden hazırlayacağınız bir bardak suya 1 adet bütün cevizi atın ve sabah olduğu zaman karnınız aç iken suyunu tüketin. Ceviz suyunu içtikten sonra arta kalan cevizini de afiyetle yiyin. Diyet bozmayan kahvaltı planı ile güne enerjik başlayın…

CEVİZ SUYUNUN FAYDALARI NELER? SUDA BEKLETİLMİŞ CEVİZDE…

Protein bakımından yağ yakıcı desteklidir.
Omega 3 yağları sinir sistemini korumaya yardımcıdır
Ara öğünde tüketilebilecek ideal besin kaynaklarından olup karnı tok tutar. 
Karaciğeri güçlendirip hormon seviyesini dengede tutar.
Etkili bir detoks kürü olup bedenin içini güzelce temizler.
Doymamış yağ bulundurduğu için kabızlık tedavisinde tüketilebilir.
Sporcuların kas yapmasını sağlar.
Damar tıkanıklığına karşı korur.
Kansere karşı kalkan vazifesi görür ve iyileştiricidir.

ZAYIFLAMAK İÇİN CEVİZ NASIL YENMELİ? GÜNDE KAÇ CEVİZ YERSEK…

Beyin sağlığı bakımından eksik edilmemesi gereken ceviz, kalori değeri yüksek olduğu için diyette dikkatli tüketilmelidir. Günlük en fazla 4 bütün ceviz yiyerek, hızlı kilo verme sürecini destekleyebilirsiniz. Günlük tüketeceğiniz cevizlerin yanında bol lifli hurma tüketimi ile aşağıdaki diyet listesini uygulayabilirsiniz. 10 günde 5 kilo verdiren hurma ve ceviz diyeti…

SABAH KAHVALTILARINDA: 3 adet hurma ile 3 adet ceviz

ÖĞLEN YEMEKLERİNDE: 3 adet hurma ile 3 adet ceviz

AKŞAM YEMEKLERİNDE: 3 adet hurma ile 3 adet ceviz.

Yalnızca 10 gün uymanız gereken diyet listesinde 8-10 bardak su tüketimi sağlayın.

Halk arasında son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Arnavut kremi diğer adı ile aklık kremi cildi beyazlatmak için Osmanlı döneminden günümüze kadar gelmiş, cilt kızarıkları için kullanılan bir kremdir. Osmanlı dönemindeki Balkan göçmeni kadınlar tarafından bulunduğu iddia edilen Arnavut kremi nedir? Arnavut kremi nasıl kullanılır? Arnavut kremi ne işe yarar? Arnavut kremi nereden alınır? Arnavut kremi fiyatı nedir? öğrenmek için haberimizin detaylarına mutlaka bakmalısınız.

Cildinin renk tonunu eşitlemek, tüm kızarıklık ve lekeleri gidermek isteyenlere müjde! Kadınların dikkatini çeken, Arnavut kremi çok eski yıllardan beri hem lekeleri gidermek hem de cildi beyazlatmada kullanılan bir bakım kremdir. Uzmanlar tarafından onaylanmış olan Arnavut kremi, cilt rengini açmak için tavsiye edilse de lekeleri yok etmede de başarılı olduğu için pek çok kişi tarafından kullanılmaktadır. Alınan bilgilere göre, Osmanlı dönemindeki Balkan göçmeni kadınlar tarafından keşfedilen Arnavut kremi, cilt güzellikleri ile meşhur Balkan kadınları sayesinde git gide tanınmış ve yaygınlaşmıştır.

Genellikle güneş sonrasında oluşan lekeler ve çil gibi problemleri kısa sürede gideren bu krem, dermokozmetik mağazalarda ve eczanelerde reçetesiz bir şekilde satılmaktadır. Ancak bu ürünü alırken mutlaka dikkatli olmalısınız. Özellikle içerisinde yüksek miktarda civa bulunan Arnavut kreminin internet üzerinde sahtesi de satılmaktadır. Kullanacağınız bu civa ciltte bir süre sonra yıpranmaya neden olacaktır. Hatta dişlerde çürüme, kanser gibi sorunlara da yol açabilir.

Cildi beyazlatmak için kullanıldığı için kadınların genelde aklık kremi olarak dillendirdiği Arnavut kremi aslında piyasaya sürülmesinin nedeni egzama ve sedef tedavisi içindir. İbni Sina’ya ait olan bu formül günümüzde geliştirilmiş ve içeriğine eklenen arbutin sayesinde etkisini göstermiştir. Doğal bir içeriğe sahip olan Arnavut kremini kırışlığa, cilt beyazlatmaya, sivilcelere, lekelere, cilt tazelemeye hatta cildin nemlenmesine yardımcı olarak daha bir çok alanda rahatlıkla kullanabilirsiniz.  

Arnavut kremi sürüldüğünde deri tarafından emilir ve alta tabakadaki renk pigmentlerine etki eder. Bu sayede cilt rengi açılır ve cilt lekeleri zamanla kaybolur. İnternet üzerinde orjinali oldukça pahalı olan Arnavut kremini evde de yapabilirsiniz.  İşte arnavut kremi tarifi;

MALZEMELER

Lanolin
Vazelin
Beyaz Kil
Arbutin Yağı
Neven Yağı
Portakal Suyu

HAZIRLANIŞI

Yarım çorba kaşığı lanolin ve vazelin eritilerek 2 tatlı kaşığı portakal suyu ve 1 yemek kaşığı beyaz kil ekleyerek karıştırın. Hazırladığınız karşıma Arbutin Yağı ve Neven Yağı ekleyerek bir kavanozun içerisinde soğuması için bekletin. Oda sıcaklığında soğuması gerekmektedir. Asla buzdolabına koymayınız.

ARNAVUT KREMİ NASIL KULLANILIR?

Cildiniz hassas ya da problemli ise mutlaka uzmana danışmalısınız. Arnavut kremi kullanımı kolay olan bir kremdir. Gün içerisinde kullandığınız nemlendirici gibi 2 defa kullanabilirsiniz. Ancak kullanırken dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Her gün aynı saatte kullanmaya özen göstermelisiniz. Ovalayarak emilmesini sağladığınız kremden sonra 2 saat yüzünüzü yıkayabilirsiniz. 

Düzenli kullanıldığında en az 2 ay sonra etkisini göstermeye başlayan bu kremi uzmana danışmadan kullanmamalısınız. 

ARNAVUT KREMİ FİYATI NEDİR?

Arnavut kreminin fiyatı 45,90 TL’dir.