Ülkemizde son yıllarda popülaritesi artan ve adını sıkça duyduğumuz özellikle sosyal medyada merak konusu olan cold brew kahve “yazın kahve mi içilirmiş, soğuk bir şeyler getirin” diyenlerin çok seveceği bir içecek. Cold brew nedir? Cold brew kahve nasıl yapılır? Cold brew kaç saatte yapılır? Tüm merak ettiklerinizi yazımızdan öğrenebilirsiniz.

Cold Brew, 1600 yıllardan itibaren Japonya’da bulunan Hollandalı tüccarlarca kullanılan bir tür kahve pişirme yöntemidir. “Dutch” ya da “Kyoto” tarzı demleme olarak da bilinen cold brew dünyaca ünlü kahve mağazalarından biri olan Starbucks’ın bu yaz en çok satan içeceği haline geldi. Cold brew, soğuk su ve yüksek miktarda kahveyle karıştırılarak buzdolabında 12-20 saat arası bekletilmesiyle yapılan bir içecektir. Bu içecekte kahve soğuk suyla ile yapıldığı için sıcak ile yapıldığı kadar yoğun bir asidit içermez. Bu nedenle daha az keskin tada sahip bir içecek elde edebilirsiniz. Aynı zamanda kahvenin uzun süre suyun içerisinde bekletilmesi, suya daha fazla kafein salgılamasına yardımcı olarak kafein oranını arttırır.

Eğer dışarıda cold brew içecekseniz tadı, yüksek miktarda kafeinli soğuk ve şekersiz bir kahve ile karşılaşacaksınız.Peki evde clod brew nasıl yapılır?

COLD BREW KAHVE TARİFİ:

MALZEMELER

1 litre soğuk su
120 gram kahve

YAPILIŞI

Taze çekilmiş olan kahveyi sürahinin içerisine koyun. Daha sonra üzerine soğuk suyu koyarak güzelce karıştırın.

Hazırlamış olduğunuz karışımı tam 12 saat boyunca buzdolabında bekletin.

Ardından tel süzgeç yardımıyla cam bir kaba süzdürün. Kahveyi koyacağınız edeceğiniz sürahinin ağzına kağıt bir filtre kağıdı yerleştirin.

Pütür kalmaması için; son bir kez kahve karışımını süzün.

Servis edeceğiniz bardaklara buzu koyarak, üzerine kahveyi ekleyin.

İsteğe göre soğuk süt ekleyerek, servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Doğayı çok sevenlerden misiniz? O halde çiçek desenli etek modelleri tam size göre. LC Waikiki, Mudo, Adl, De Facto, Roman ve Koton gibi ünlü markaların kataloglarında görmeye başladığımız çiçek desenli etekler, sonbaharın esinti ve yansımalarını üzerinde taşıyor. Şu sıralar Her Yerde Sen adlı dizide oynayan Aybüke Pusat, sezonun trend çiçek desenli etek modellerine kombininde en çok yer veren isimlerden. Peki Aybüke Pusat bu kombinleri uygularken nasıl bir yol izliyor? 2019 sonbahar sezonunda nasıl etek modelleri hakim? Sonbaharı üzerimizde taşıdığımız sezonun trend çiçek desenli etek modelleriyle ilgili tüm detaylar haberimiz içerisinde.

Sonbaharın gelişini büyük bir coşkuyla karşıladığımız şu günlerde, mevsimi yansıtan doğa temalı çizgiler ve renkler, modellerin üzerinde hayat buluyor. Peki 2019 çiçek desenli etekleri nasıl? Uzun boy modellerin karşımıza çıktığı etekleri, model olarak daha ön plana çıkarmak için neler yapılabilir? Bu soruların hepsine yanıt vereceğiz. Ancak bunu oyuncu Aybüke Pusat ile sağlayacağız. 2014 yılında Türkiye 3. güzeli olarak hayatımıza giren, sonrasında dizi oyunculuğuna başlayan balerin, oyuncu Aybüke Pusat, tarzıyla modaya etki eden isimlerden. Şu sıralar Her Yerde Sen adlı dizide rol alan Pusat, sezonun trend çiçek desenli etek modelleriyle uyumlu kombinler oluşturmaya çoktan başladı. Peki Aybüke Pusat, bir çiçek desenli eteğe nasıl kombin uyguluyor?

                                 

AYBÜKE PUSAT STİLİYLE ÇİÇEK DESENLİ ETEK KOMBİNLEME

Aybüke Pusat’ın üzerinde gördüğümüz kombin, yaz aylarına ait. ‘Çizme mi o?’ dediğinizi duyar gibiyiz. Eğer konu şıklıksa, her şey her sezona uygun. Aybüke’nin stilinde de bu etkin.

Üzerine boğazlı kısa kollu bir bluz, ya da desensiz düz bir gömlek oldukça uyumlu olacaktır. Hareketli = hareketli uyumlu bir birliktelik oluşturmayacaktır. Nitekim Aybüke de bu uyumla hareket etmiş durumda.

ÇİÇEK DESENLİ ETEKLER NASIL KOMBİNLENMELİ?

Aslına bakarsanız bu, kanıksanmış bir moda kuralı. Her zaman için hareketli hareketli kombininden uzak durulması gerekir. Ekstra bir hareketlilik, aksesuar ve çanta ile sağlanmalı.

Üst tercihi için boydan kısa t-shirt ve gömlekleri kullanın ancak uzun model kullanırsanız da etek içerisine kombin yapın. Aksesuar olarak ince zincirli bir kolye ve bileklik kullanın. Etekleriniz uzun olacağı için ayak bileğinize takacağınız aksesuarlar gölgede kalacaktır. Bu sebeple aksesuar için boyun ve el bileklerinizi tercih edin.

2019 SONBAHAR ÇİÇEK DESENLİ ETEK MODELLERİ

Haydi gelin şimdi; 2019 ilkbahar ve yazının en çok dikkat çeken çiçek desenli etek modellerine ve fiyat aralıklarına bakalım.

KOTON: 55 / 98 TL

H&M: 199 / 229 / 279 TL

BERSHKA: 130 TL

PULL AND BEAR: 120 TL

İtalyan mutfağının en sevilen lezzetlerinden olan ve ülkemizde de mutfaklarda çok sık yapılan lazanya son günlerde en çok araştırılan yemek tarifler arasında. İlk bakıldığında kıyma soslu makarnaya benzeyen ancak çok farklı olan lazanya adeta bir dilimi bile doyurucudur. Peki lazanya nedir? Lazanya nasıl yapılır? Lazanya yapmanın püf noktaları nelerdir? Lazanya kilo aldırır mı? Öğrenmek için tıklayın…

Bir makarna çeşidi olan lazanya akşam yemeği için hem çok pratik hem de farklı bir alternatif.  İtalya asıllı bir yemek olan lazanya, peynir, domates sosu veya ragu ile yapılır. Farklı katmanlarda ve farklı şekillerde yapılabilen yemeğe, ricotta veya mozzarella peyniri eklenebilmektedir. Market raflarında hazır halde satılan lazanyayı farklı soslar ve baharatlarla damak zevkinize göre değiştirebilir, kaşar ya da değişik peynir çeşitleri kullanarak da sofralarınıza getirebilirsiniz. İlk bakışta yapımı zor gibi görünen ancak bir kez tadına bakanların hayran kaldığı lazanyanın en pratik tarifi bugünkü yazımızda bulabilirsiniz.

LAZANYA TARİFİ:

MALZEMELER

10 adet lazanya 
200 gram kaşar peyniri rendesi

Kıymalı harç için;

300 gram kıyma
1 adet kuru soğan
2 adet biber
1 adet domates
6-7 dal maydanoz
1 yemek kaşığı biber salçası
Tuz
Karabiber
Zeytinyağı

Beşamel sos için;

1 yemek kaşığı tereyağı
2 su bardağı süt
2 yemek kaşığı un

YAPILIŞI

Lazanyaları geniş bir tencerede haşlayın.  Haşlanan lazanyaları kırılmalarını önleyerek bir cam tepsinin içine yerleştirin. 

Daha sonra kıymalı harcı hazırlayın. Bunun için; soğanı çok ince doğrayın ve yağın içinde soteleyin. 

Soğanların içine kıymayı ekleyerek kavurmaya devam edin. 

Maydanoz, domates ve biberi çok ince doğrayarak karışımın içine atın. 

Son olarak baharatları ve salçayı da ekleyerek harcı bir süre daha kavurun. 

Başka bir tavanın içinde beşamel sosu hazırlayın. Unu ve tereyağını çok fazla olmamak şartıyla kavurun. Daha sonra sütü ekleyerek hızlıca karıştırın. Muhallebi kıvamına gelince altını kapatın. 

Haşlanan lazanyaları borcamın içine dizin. Üstlerine kıymalı harcı ekleyin. Tüm lazanyalar bitene kadar bu işleme devam edin. 

Beşamel sosu üzerine dökün. Fırına vermeden önce üzerine kaşarları ekleyerek 200 derecede 20 dakika pişirin. 

Dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Saç örgüsü şeklinde olan görünümü hem tatlı hem de tuzlu pişirilen lezzetiyle pastanelerin ve fırınların mis gibi kokan paskalya çöreği evde çayın yanına yapabileceğiniz enfes bir lezzet. Sevilen hamurişlerinden biri olan paskalya çöreğini evde pişirmek isteyenler için mutlaka hazırladığımız tarife göz atmalısınız.

Paskalya çöreği,  Osmanlı-Türk mutfağında yaygın olarak pişirilen bir hamuruişidir. İsmini Paskalya yumurtasından alan bu çörek, damakta bıraktığı tat kadar görüntüsüyle de ilgi odağı oluyor. Osmanlı toplumunda özellikle İstanbul’da Hristiyan ailelerinin, komşularına bu çörekten getirmeleri adettendi. Hem tatlı hem de tuzlu olarak yapılan paskalya çöreğinin en çok tüketilen çeşidi tatlı olandır. İçerisinde kuru yemişlerle kendi has bir tadı olan paskalya çöreği çay beraber tüketildiğinde vazgeçilmez bir tada dönüşen paskalya çöreğini evde yapabileceğiniz enfes tarifi sizlerin beğenisine sunuyoruz.

PASKALYA ÇÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağından 1 parmak eksik ılık su
1 su bardağından 1 parmak eksik ılık süt
Yarım paket yaş maya
Yarım yemek kaşığı toz şeker (mayalanması için)
1 çay bardağı un (mayalanması için)
1 su bardağından 1 parmak eksik toz şeker
yarım yemek kaşığı mahlep
2 adet küçük yumurta
125 gram tereyağ
Aldığı kadar un (yaklaşık 6,5 su bardağı)

Üzerine sürmek için;

1 adet yumurta sarısı
1 tutam pudra şekeri
bir miktar fındık ya da badem kırığı

YAPILIŞI

Öncelikle mayanın çözünmesini sağlayarak tarife başlayın. Maya ılık su ve toz şekeri 10 dakika mayalanması için bırakın.

Daha sonra ılık sütü ve 1 çay bardağı unu içerisine ilave ederek hafif karıştırın. 15-20 dakika kadar kabarmasını bekleyin.

Bu sırada derin bir kasenin içerisine paskalya yumurtalarını koyarak güzelce şekerle beraber çırpın.

Hazır hala gelen mayayı içerisine ekleyerek karıştırın. Daha sonra sırasıyla eritip ılımış olan tereyağı, mahlebi, unu ilave ederek karıştırın.

Kulak memesi kıvamına gelen hamurun ağzını kapatıp 1 saat kadar dinlendirin. 

Hazır hale gelen hamurdan örgü şekillerini verip yağlanmış tepsiye dizin. 15 dakika da tepside dinlendirdikten sonra üzerine yumurta sarısı sürüp, fındık serpin.

180 derecede 20 dakika kadar pişirip dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Farklı ve sunumu şık poğaçalar ile sofralarınızı süslemek ve misafirlerinizi şaşırtmak istiyorsanız sarmal poğaçanın tarifini deneyebilirsiniz. Enfes tadı, kolay yapımıyla çok beğeneceğiniz sarmal poğaça, çay saatlerinizin vazgeçilmezi haline gelecek. Peki sarmal poğaça nasıl yapılır? Püf noktaları nelerdir? Tarifi yasemin.com’da!

Kruvasan şekline benzeyen sarmal poğaça,  bildiğimiz mayalı hamurdan yapılıyor. Fakat sonradan bezeleri açıp her bir katına sürdüğümüz margarin ile birleştirilip tekrar açılıyor ve piştiğinde kat kat nefis bir görüntü oluşuyor. Bu tarif çay saatlerinizin vazgeçilmez poğaçası olmaya aday. Siz de çayın yanında enfes bir tarif hazırlamak istiyorsanız sarmal poğaçayı deneyebilirsiniz.

SARMAL POĞAÇA TARİFİ:

MALZEMELER

1 paket yaş maya
1 su bardağı süt
125 gram margarin
1 su bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı toz şeker
2 çay kaşığı tuz
4 su bardağı un
1 adet yumurta

Üzeri için;

2 yemek kaşığı susam

YAPILIŞI

Öncelikle maya, toz şeker ve sütü geniş bir kase karıştırarak, yaş mayayı eritin.

Derin bir kabın içerisinde yumurta akı, tuz ve sıvı yağı karışımın içerisine alın ve karıştırın.

Karışıma yavaş yavaş unu ekleyerek yoğurmaya başlayın.

Ele yapışmayan bir hamur elde ettiğinizde, üzerine nemli bir bez sererek yaklaşık 30 dakika mayalandırın.

Bekletilen hamurdan 24 parça beze yaparak, bezeleri küçük daireler olacak kadar açın.

En üste koyacağınız hamur hariç, her birinin üzerine eritilmiş margarini sürüp, 6 adet üst üste koyup tekrar büyük bir daire olacak şekilde açın.

Açılan hamuru  8 adet üçgen dilim olacak şekilde dilimleyin ve geniş kısmından ince kısmına doğru rulo yaparak ay şeklini verin.

Ay şeklini verdiğiniz rulo hamurlarınızı, yağlı kağıda serin ve üzerilerine yumurta sarısını sürün.

Üzerine susamları da serpiştirerek 190 derece fırında kızarana kadar pişirin.

Sıcak bir şekilde servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Özellikle genç yaştaki insanlarda sık sık görülen halsizlik dikkate alınmayan bir hastalıktır. Ancak uzmanlar halsizliğe ciddi hastalıkların neden olabileceğini söyledi. Peki halsizlik neden olur ve belirtileri nelerdir? Halsizliğe iyi gelen besinler nelerdir? Sizler için günümüzde yaygın olan hastalıkların başında gelen halsizlik hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Uzmanlardan halsizliği önlemenin yollarına dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Hava kirliliği, düzensiz beslenme, vitaminsizlik, uzun saat aralıklarında çalışma ve ruhsal bunalımlar halsizliğe neden olur. Bu ileri seviyelere ise kronik yorgunluğa dönüşür. Sürekli uyuma isteği 8 saatten fazla uyumasına rağmen uykusuzluk çekme gibi durumlarla görülen halsizlik farklı etkenlerle oluşur. Sinir sisteminindeki çöküşün neden olduğu halsizlik basit bir sağlık sorunu gibi gelse de aslında doğru tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara zemin hazırlar. Bazı bilim adamların vücudun enerjisinin düşmesinin de halsizliği getirdiğini vurguluyor. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen halsizlik beraberinde yaşam isteğinin azalmasını getirir. Bu tür hastalar asosyal ve iş yapmama durumları yaşar. Uzun süreli aç kalan vücutta da görülen halsizlik için uzmanlar bazı besinlerden uzak durulması gerektiğini belirtiyor. 

HALSİZLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?

Az uyku ya da dengesiz uyku

Bağışıklık sisteminde vitaminsizliğe bağlı bozulma

Düzensiz beslenme

Hormonlarda bozukluk 

Stres oranını artıracak iş ortamı

Güne kahvaltı yapmadan başlama ve ağır yağlı besinler tüketme

Az su içme

Kafein içeren içecekleri fazla tüketme

HALSİZLİĞİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Cildin sarı renkte olması

Sürekli baş ve göz ağrısı çekme

Uyku sonrasında bile kas ve kemik ağrısı

İdrarda koku ve renkte koyuluk

Şeker hastası olma

İştahın aratması

Cilt ve dilde kuruluk

Böbrek ağrısı ve böbrek taşı oluşması gibi durumlar halsizliğin belirtilerindendir.

Uzmanlar Ramazan aylarında artan halsizliğin, nedenini ise sahurda ve iftarda tüketilen bazı besinlerden kaynaklı olduğunun altını çiziyor. Daha enerjik ve sağlıklı bir Ramazan geçirmek için uzmanlar mutlaka sahur yapılması gerektiğini vurguluyor. Bunun için de bazı besinlerin tüketilmemesini bazıların ise daha sık tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

HALSİZLİĞİ ÖNLEMENİN YOLLARI NELERDİR?

HALSİZLİĞE İYİ GELEN BESİNLER NELERDİR?

KURUYEMİŞ

Çiğ badem, ceviz ve çiğ fındık gibi besinler magnezyum bakımından oldukça zengindir. Magnezyum özellikle sinir hücrelerinin çalışmasını destekler. Bağışıklık sistemindeki hücreleri yenileyerek vücudun enerji oranını artırır. Akşam yemeği sonrasında birer saat aralıklarla bir avuç tüketilmesi uzmanlar tarafından kabul edilen miktardır.

SU

Günlük ortalama 2,5 litre su tüketilmelidir. Özellikle sıcak günlere denk gelen Ramazan ayını daha rahat atlatmak için bu 2,5 litre ortalamasını iftar sonrasından sahura kadar yapılması gerekir. Ayrıca sıvı oranı yüksek, domates salatalık ve karpuz tüketimininde artırmak gerekir.

KOMPOSTOLAR

İftarda kayısı, vişne ve erik gibi meyvelerin kompostolarını tüketerek hem halsizlik giderilir hem vücudun ek sıvı oranı karşılanır. Ayrıca bu besinlerin zengin posası sayesinde sindirimi kolaylaştırdığından Ramazan’da kabızlık gibi sağlık problemlerinin yaşanmasını da engeller. 

SÜT VE SÜT ÜRÜNLER

Süt ve sütten yapılan diğer besinleri tüketilerek vücudun ihtiyacı olan kalsiyum  ve antioksidanları karşılayarak gün içerisinde daha dinç olmasını sağlarsınız. Lif zengini olan süt ürünlerinden özellikle yoğurt hem sinir hem de sindirim sistemlerini yeniliyor. 

Yüzyıllardır tıbbi tedavilerde doğal ilaç olarak kullanılan karanfilin ağız kokusu dışında insan sağlığına birçok fayda sağladığını biliyor muydunuz? Peki karanfilin faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Düzenli karanfil suyu içerseniz… Sizler için sindirim problemlerine iyi gelen karanfil hakkında her şeyi araştırdık. Haberin detayında karanfile dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Restoran çıkışlarında ikram edilen karanfil çubukları ağzı kokusunu gidermek için verilir. Ayrıca sindirimi kolaylaştıran bu mucize Asya ülkelerine özgü baharlardan biridir. İlaç ve kozmetik fabrikalarından ham madde olarak kullanılan karanfil, 13. yüzyılda  tüm dünyada yayılmıştı. İçerdiği anti-mutajenik ve anti-mikrobik maddeleri sayesinde birçok hastalığa iyi gelir. Aynı zamanda bazı hastalıklarında tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılır. Küçük ağaç dalları görünümüne sahip karanfil kullanım alanına göre toz olarak da tüketilir. Bazı uzmanlar özellikle sindirim problemi yaşayan kişilere karanfil suyunu önerir.

DÜZENLİ KARANFİL SUYU TÜKETİRSENİZ…

KARANFİLİN FAYDALARI NELERDİR? HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Yemeklerden sonra sık sık sindirim problemi yaşan kişiler karanfil suyunu tüketerek bu şikayetlerini azaltabilir. İçerdiği antimikrobik madde sayesinde ağızdan başlayıp bağırsaklara kadar tüm sindirim sisteminde bulunan zararlı bakterileri idrar yolu ile atmaya yardımcı olur.

Karaciğer vücutta yağ ve toksin depolanmasına izin vermeyen nemli bir organdır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı deforme olan karaciğere destek amaçlı karanfil suyu tüketilebilir Karanfil fazla yağlanmayı ve toksinlenmeyi atmada karaciğere büyük fayda sağlar. Aynı zamanda cildin yenilenmesi konusunda da önemli bir baharattır. 

Hidro-alkollü ekstraktları, öjenol ve flavonlar, izoflavonlar ve flavonoidler gibi maddeler içeren karanfil kemik sağlığına birebir etki sağlar. Özellikle bu maddeler ileri yaşlarda yaşanma sıklığı artan kemik erimesini önler. Kemiklerin içerdiği kalsiyum ve potasyumu depolayarak daha güçlü olmasını destekler.

Güçlü bir antioksidan olduğundan bağışıklığa da olumlu etkileri vardır. Beyaz kan hücrelerini de artırarak hastalıklara karşı vücudu adeta bir koruma kalkanı haline getirir. Beyaz kan hücrelerinin artması aynı zamanda kansızlığın azalmasını da sağlar. 

Yapılan bir deneyde karanfilin içerdiği anti-inflamatuar maddesinin ağrıyı saniyeler içerisinde azaltığı tespit edilmiştir. Bitkisel uzmanlar özellikle baş ağrısı ya da üst solunum yolları hastalıklara bağlı gelişen ağrılarda karanfil suyunu  tavsiye eder. Karanfil suda kaynadığı sırada çıkan buharda 10 dakika bekleyerek baş ağrısını azaltabilirsiniz. Ayrıca diş eti ve aft gibi hastalıklarında neden olduğu ağrıyı dakikalar içerisinde azaltır. Karanfil suyu ile düzenli gargara yaparak hem bu hastalıkları önlemiş olursunuz hem de bu hastalıkların faktörlerini azaltmış olursunuz.

Yapılan diğer bir araştırmada karanfilin akciğer kanserinin ilk evresinde oldukça etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda kandaki şeker dengesini koruyan karanfil şeker hastalarına da faydası vardır. 

Karanfil suyu saça ya da cilde direk olarak uygulandığında buralarda yaşanan deformasyonları azaltır. Yıpranmış, dökülen ve kepeklenmiş saçlara uygulandığında daha canlı ve parlak bir etki sağlar. Cildin yenilenmesini destekleyerek kırışmasını ve yaşlanmasını önler. 

Sosyal medya fenomeni, blogger… Şimdilerde ise Kuaförüm Sensin adlı yarışmanın jüri üyesi. Sosyal medyada moda ve güzellik üzerine yaptığı paylaşımlarla fenomen haline gelen Sebi Bebi, asıl adıyla Sebile Ölmez, o çok beğenilen Instagram paylaşımlarını hazırlamak için oldukça emek sarf ediyor. Peki bunu nasıl yapıyor? Sizler için Sebi Bebi’nin Instagram paylaşımlarında uyguladığı stil ve duruşlardan yola çıkarak Instagram’a özel kombin oluşturma yollarını hazırladık.

Sebi Bebi, hayatımıza blogger olarak girdi. Yazdığı blog yazılarında; ilgili olduğu moda ve güzellik alanlarında bilgilerini aktarıyor. Zamanla bu alanda ilerleyen Sebi Bebi, çalışmalarını YouTube’a taşıdı. Kombinleri, stili ve seçtiği mekanlarla Instagram paylaşımlarında oldukça beğenilen Sebi Bebi’nin bunu nasıl başardığı hep merak konusu oluyor. Yüksek beğeniler alan bu fotoğraflar, Instagram’ın en çok beğenilen tarzları arasında. YouTube’de 1 milyon aboneye sahip olan Sebi Bebi, bu konu hakkında bir videoda hazırlamıştı. Biz sizlere, Sebi Bebi’nin en çok beğenilen fotoğrafları üzerinden yola çıkarak, Instagram’a özel kombin oluşturma önerilerini derledik. Bu önerileri uyguladığınız taktirde, istediğiniz fotoğraf kombinini oluşturmanız mümkün olacaktır.

INSTAGRAM’A ÖZEL KOMBİN OLUŞTURMA

– Öncelikle ön plana çıkarmak istediğiniz detayı belirlemeniz gerekir. Elbise mi yoksa mekan mı? Eğer mekansa, elbiseyi çok dikkat çeken bir model olarak belirlemeyin. Tam tersi ise, elbiseyi olabildiğine dikkat çekici bir renk ve desen detayında kullanın.

– Fotoğrafınızı çekerken bir konseptiniz olmasına özen gösterin. Örneğin tarihi dokusu olan mistik bir alanda çekim yapacaksanız, kıyafet ve aksesuar kombininizi de buna göre yapın. 

– Aksesuar konusunda bonkör olun. Bu sıralar oldukça trend olan tak-takıştır modasına uyun ve bileklerinizde birden fazla takıya yer verin. Bunlar olabildiğince dikkat çekmenizi sağlar.

– Filtrede doğallıktan yana olun. Bariz bir filtre uygulandığını hissetirmemeye çalışın. Yok gibi makyaj akımını filtrede de yok gibi efekt düşüncesiyle uygulayın.

Hamilelikte sıklıkla görülen ödem probleminin asıl kaynağını ve şişkinliğe iyi gelen yöntemleri sizler için araştırdık. Hamilelikte ödem nasıl kolay atılır? Hamilelikte ödem neden olur, belirtileri neler? Hamilelikte el ve ayak şişmesine doğal çözümler hangileri? Hamilelikte ödem önleyen besinler ve etkili yöntemler neler? İşte hamilelik döneminde ödem atan kesin çözümler…

Hamilelik döneminde fizyolojik olarak meydana gelecek bazı değişimler kimi zaman anne adaylarını ve bebeğe sıkıntıya sokabilir. Bu değişimlerin sonucunda hamilelikte sıklıkta meydana gelebilen rahatsızlıklardan birisi de sıvı miktarının hücreler arasında birikmesi ile ortaya çıkan ödem problemidir. Vücudun olduğundan daha fazla kiloluymuş gibi görülmesi ile beliren ödeme, hamileliğin son aylarında ve yaz mevsiminde daha fazla rastlanır. Damarların içerisinde dolaşan kan miktarına ihtiyaç hamilelikte daha fazla artacağından dolayı damarlarda genişleme ile beraber fazla sıvı doku hücrelerinde birikir. Hamilelik dönemi ilerledikçe rahim büyür ve normalin aksine bacaklardan kalbe giden kanın akışı sağlanamaz. Damara giriş sağlayamayan kan damar dışına kaçarak özellikle de el ve ayak bölgelerinde şişkinliğe yani ödeme neden olur. El ve ayak bölgesinin haricinde yüzde bir şişlik hissediliyorsa bu durum hamilelik zehirlenmesinin yani preeklampsinin belirtisi olabilir. Peki bunun dışında hamilelikte ödem ile ilgili neler bilinmeli? Hamilelikte ödem neden olur, belirtileri neler? Hamilelikte el ve ayak şişmesi neden olur? Hamilelikte ödem atmak için doğal çözümler…

HAMİLELİKTE ÖDEM NE ZAMAN GÖRÜLÜR?

Kilo artışına bağlı olarak görülen ödem genellikle hamilelik döneminin sonlarına doğru belirgin olarak görülür. Vücudun su tutması şeklinde nitelendirilebilen ödem problemi yalnızca hamilelik döneminde değil normal yaşantı içerisinde de meydana gelebilir. El ve ayakta başta olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde de görülebilen ödem, kimi zaman anne adaylarını özellikle de ayakları su toplamış olan kadınları epey zora sokarak yürümelerini bile sıkıntıya sokmaktadır.

Sağlıklı bir beden için vücudun sahip olduğu su miktarı ile ihtiyaç duyulan su miktarının birbiri ile doğru orantılı olması gerekmektedir. Gündelik yaşantı içerisinde sağlıklı her insanın günlük en az 2 litre su tüketmesi önerilir. 8 su bardağı suya tekabül eden bu miktar normal zamanlarda herhangi bir probleme işaret etmez iken hamilelikte bu ihtiyaç iki kat daha artar.

Gerekli sıvı tüketimi ile anne rahmindeki bebeğin beslenmesi sağlanır ve pelvik eklemlerini geliştirerek doğuma hazır hale gelinmesi sağlanır.

HAMİLELİKTE ÖDEM BELİRTİLERİ NELER? HAMİLELİKTE ÖDEM NEDEN OLUR?

Ağrısız bir şişkinlik sonucu ortaya çıkan ödem sorununun en büyük olumsuz etkisi gereğinden fazla şişkinlik sebebiyle yürümede zorlanma ya da el bileklerindeki şişlikler sebebiyle sinirlerin sıkışması yani Karpal tünel sendromu gibi rahatsızlıklardır. Fazla kiloya sahip olan anne adaylarının zayıf anne adaylarına göre daha çok karşılaşma ihtimali olan ödem riskinde; fazla miktarda tuz tüketimi, ikiz hamilelik, uzun süre hareketsizlik ve ayakta uzun süre durma gibi etkenler hamilelikte ödemi tetikleyen etkenler arasındadır.

Hamilelikte ödemin oluşmasında bir diğer faktörde yanlış beslenmeden kaynaklanmaktadır. Yapılan çalışmalara göre, yeterli miktarda protein alınmayan vücutta ödem ile daha fazla karşı karşıya kalınmaktadır.

HAMİLELİKTE ÖDEM NASIL ATILIR? ÖDEM ATAN BESİNLER

Hamilelik dönemindeki kadınların en fazla şikayetçi oldukları durumlardan birisi de ödemdir. Ödemi önlemenin her ne kadar kesin bir çözümü olmasa da yapılabilecek bazı bitkisel ve doğal yöntemlerle ödem şişliği azaltılabilir. Bunun için kolay sindirilebilen probiyotik yoğurtlar, ananas, kivi, nar gibi meyvelerin haricinde bol miktarda sıvı tüketilmelidir.

Karbonhidrat ve şeker miktarı çok olan besinler beslenme programından çıkartılmalıdır. Ödem söktüren besinlerden olan ancak hamilelik döneminde tüketilmemesi gerekenler gıdalardan birisi de kiraz sapı ve maydanozdur. Ödem söktürücü ilaçların bu dönemde kullanılması kesinlikle önerilmemektedir. Ödem atmak için ılık su banyosunun haricinde tuzlu su ile ovularak ödem azaltılabilir.

-Her gün kısa süreli yürüyüşler yapılmalıdır.

-Damarlardaki sıvının damar dışına çıkmasını önlemeye yarayan protein ağırlıklı beslenme listesi ödemi hafifletecektir.

-Tuzlu ve bol şekerli gıdaların tüketiminden uzak durulmalıdır.

-Ayakları yukarı bakacak şekilde kaldırılarak dinlenilmelidir.

HAMİLELİKTE EL VE AYAK ŞİŞMESİ NEDEN OLUR? ÖDEMİ AZALTAN TAVSİYELER

Hamilelik dönemindeki anne adaylarının bedenlerinde görülen farklılıklardan birisi de damarda taşınan kan miktarıdır. Genelde 3. trimesterde ortaya çıkan ödem problemi, özellikle de el ve ayaklarda şişmeyi beraberinde getirir. Buna bağlı olarak hamilelikte yürüme hatta hareket etme bile zorlaşır.

El ve ayak şişmelerini rahatlatacak tavsiyeler ise şunlardır:

Uzun süreli ayakta kalmamaya özen gösterin.

Dışarıda vakit geçirilecekse topuklu ayakkabı kullanımından kaçının.

Ölçülü olmak kaydıyla protein bakımından zengin gıdalar tüketin.

Ödeme en iyi gelecek yollardan birisi de günlük bol su tüketimidir. Bol bol su tüketin.

Hamilelik egzersizlerini düzenli yapın.

Ayak taban desteği olan pamuklu çoraplar giyin, naylon çorapları tercih etmeyin.

İçerdiği sıvı miktarı bakımında doğada bulunan en güçlü besindir. Karpuz vücudun sıvı oranını fazlasıyla karşılamakta oldukça etkilidir. Sadece sıvı bakımından değil aynı zamanda karpuzun vücuda daha birçok faydası bulunmaktadır. Peki karpuzun faydaları nelerdir? Karpuz çekirdeği yenir mi? Karpuz suyu ne işe yarar? Yapılan araştırmalara göre karpuz suyu kısa zamanda sindirimi düzenleyerek toksinleri idrar yolu ile atar. Haberin detayında karpuz hakkında merak edilenleri bulabilirsiniz.

Karpuz içerdiği farklı minareller ve vitaminler sayesinde saçtan tırnağa kadar insan vücudunun birçok bölgesine fayda sağlamaktadır. Aynı zamanda yüzde 92’si sudan olduğu için serinletici ve rahatlatıcı etkisi vardır. Özellikle sıcak havalarda tüketilen karpuz, yaz aylarının vazgeçilmez meyvesidir. Kabakgiller ailesine ait olan karpuz bir bitkinin meyveye dönüşmesi ile ortaya çıkar. Yerde olgunlaşan karpuz dilimize Farsçadan geçti. Susuz tarım yönteminde kökleri her en kadar az salsa da sulu tarımdan daha iyi ürün elde edilir. Yağ ve kolesterol bakımından sıfır içeriğe sahipken şeker bakımından oldukça zengindir. Dünyada domatesten sonra sonra en çok üretilen besindir. Ülkemizde en iyi karpuz Diyarbakır’da yetiştirilir. Kabukları hayvanlara yem olarak verilir. Çekirdekleri her ne kadar bazı yörelerde atılsa da aslında kuruyemiş olarak yapılan yörelerde vardır. Kapuz kalp ve cilt sağlığı için mükemmel bir besin kaynağıdır. 

KARPUZ SUYU NE İŞE YARAR?

KARPUZ ÇEKİRDEKLERİ YENİR Mİ? 

Karpuz tohumu olan karpuz çekirdekleri çiğ olarak tüketilmez. Ancak haşlanarak ya da kavrularak tüketilebilir. Toplanılan karpuz çekirdekleri öncelikle kaynatılır. Pişen karpuz çekirdekleri daha sonra tuz ile kavrulur. Bazı yöntemlerde çömleklerde tuza bastırılıp fırınlanırken bazılarında ise tavada tuzla kavrulur. Uzmanlar karpuz çekirdeğinin içindeki yağın zararı olmadığını ancak tuz ile kavrulduğudan vücudun tuz oranını artırabilir. Aynı zamanda bir avuç karpuz çekirdeği 2 litre su ile kaynatılır. Kaynatılan suyun içerisine dilimlenmiş karpuz ekleyip blendrendan geçiriniz. Sabahları aç karna bir bardak tüketildiğinde; kan şekerini, sindirimi, kan basıncını, kötü kolesterolü ve kemiklerdeki ürik asidi düzenler. 

KARPUZUN İÇİ BÖYLE GÖRÜNÜYORSA SAKIN TÜKETMEYİN!

Yaz aylarında serinlemek için en çok tercih edilen karpuzun iyisi ve kötüsünü iyi bilmek gerekir. Yapılan araştırmalarda ve uzmanların uyarılarına göre karpuzun içerisindeki çatlaklar ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Meyve ve sebzelerin daha hızlı olgunlaşması için enjekte edilen forchlorfenuron maddesi bazı ülkelerde onaylanmıştır. Ancak bu madde o kadarda masum değildir. Vücuda girdiği takdirde hücrelerin deformasyona uğramasına neden olur. Bu da kanser hastalıklarını tetikler. Büyüme hormonu olarak da bilinen madde karpuza enjekte edildiğinde hızlı büyümeye ve karpuz içerisinde çatlamalara neden olur. Gözle görülür bu durum aynı zamanda karpuzun kokusu ve tadını da bozar. Yayvan bir tadı olan karpuz, karpuzun şekerli kokusunu yok eder. Ayrıca hızlı büyüyen ve bu maddeyi içinde barındırdığını karpuzu anlamak içinde normal karpuza göre daha kuru olur. 

KARPUZUN FAYDALARI NELERDİR?

A vitamini deposu olan karpuz, gözlerin retina pigmentleri üretmesine yardımcı olur. Aynı zamanda beta karoten bakımından da zengin olan karpuz, gece körlüğüne yakalanma oranını azaltır.

Kapruz, C vitamini bakımından da zengin bir meyvedir. Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek, kanserli hücrelere karşı korur. Yapılan bazı araştırmalarda karpuz içerdiği laykopen maddesi, sayesinde kanserli hücrelerin oluşumunu engeller. 

Potasyum bakımından zengin olan karpuz, sinir sisteminin dokularını güçlendirir. Aynı zamanda kas ağrılarına ve uykusuzluk problemlerine doğal bir besin kaynağıdır. 

İdrarda oluşan enfeksiyonları önler. Su oranı yüksek olduğundan böbreklerin daha iyi çalışmasına destek olur. Vücudun su ihtiyacını gideren karpuz, karaciğer ve ciltte yağ bezlerinin oluşmasını engeller.

Uzmanlar, sıcak havalarda 4-5 dilim karpuz tüketmenin ani beyin kanamalarına ve kalp sorunlarına iyi geldiğini vurguluyorlar. Ayrıca kan seviyesini düzenleyerek inme ve felç risklerini de azaltır.

Karpuz bol miktarda B6 vitamini içerir. Bu vitamin beyinde bulunan serotinin hormonunu üretirimini sağlar. Böylece karpuz yiyen kişinin depresyona girme ihtimalini düşürür.

– Kalbin daha sağlıklı çalışması için potasyuma ihtiyaç duyar. Ancak sıcak havalarda vücut potasyum oranını daha fazla düşürür. Karpuz potasyum bakımından zengin bir meyvedir. Bu yüzden sıcak havalarda karpuz tüketerek vücudun ihtiyacı olan sıvı dışında potasyum oranını da giderir. 

– Yazın kilo vermek isteyenler için de ideal bir besin olan karpuz, yüksek lif sayesinde uzun süre tokluk sağlar ayrıca bağırsakların daha rahat çalışmasını destekler. Sindirim problemlerin başında gelen bakteri ve enfeksiyonları temizler.

– Özellikle uzmanlar tarafından Ramazan aylarında iftar ve sahurlarda tüketilmesi tavsiye edilir. Hem uzun süre tokluk hem uzun süre tok tutmanızı sağlar. 

KARPUZ VE PEYNİR İKİLİSİNE DİKKAT!

Peynir ve karpuz çoğu kişinin vazgeçilmez ikilisidir. Ancak bazı diyetisyen uzmanları aşırı tüketilen peynir ve karpuzun kiloya neden olabileceğini vurguluyor. İki dilim karpuz ve iki dilim peynir tüketimini fazla aşılması önerilmez.