Kış aylarının enfes lezzetlerinden biri olan tarhananın yapımı biraz zahmetli olsa da bittiği zaman emeğine değeceği mükemmel tadıyla gönülleri fethediyor. Peki evde tarhana nasıl yapılır? İşte en kolay haliyle evde tarhana yapımının tarifi…

Birçok hastalığın şifası olan ve günlük hayatta da severek tüketilen tarhananın tarifini sizler için derledik. İşte ev yapımı tarhana tarifi…

MALZEMELER

1 kg. domates
1 kg. kuru soğan
1 kg. kırmızı biber
1 kg. yoğurt
5 kg. un
3 yemek kaşığı tuz
Yarım demet maydanoz
Yarım kg. çiğ nohut

YAPILIŞI

Soğan, domates, biber, maydanoz ve taze naneyi güzelce yıkayıp incecik doğrayalım. 1 litre kadar suyu üzerine döküp ezilecek kıvamı yakalayana kadar pişirelim. Ardından haşlanmış nohutu ekleyerek, blenderdan geçirelim ve süzelim.

Karışımı geniş bir kaseye alıp, yoğurt ve tuzu dökerek karıştıralım. Elenmiş unla katı bir hamur yapıp cam kaba koyup üstünü kapatıp 1 hafta bekletelim. Her gün sabah-öğle ve akşam karıştırıyoruz. Daha sonra örtü üzerine küçük küçük ufalıyoruz. Son işlem olarak kevgirden geçirip kurutalım. Bez bir torbada muhafaza ediyoruz.

NOT: Tarhana bekleme süresi boyunca sulanırsa biraz un ekleyebilirsiniz. Tarhanayı ne kadar fazla bekletirseniz o kadar ekşiyeceğini de unutmayın.

Cildinizi güzelleştirmek ve bazı cilt problemlerini gidermek için saf gül yağını tercih edebilirsiniz. Son zamanlarda kozmetik ürünlerinin de içerisine eklenen gül yağı birçok cilt problemini ortadan kaldırarak, cildin sağlıklı ve güzel görünmesini sağlıyor. Peki gül yağının cilde nasıl sürülür ve hangi cilt sorunlarını giderir? Tüm bu soruların cevabı haberin detaylarında…

Isparta’nın gözdesi gelir kapısı olan gülün bin bir hali hem güzellik alanında hem de parfümlerde çokça kullanılıyor. Gülün yapraklarından elde edilen öze gül yağı deniliyor. Yalnızca 4 ton gül yaprağından sadece 1 kilo gül yağı uzun uğraşlar ve emek sonrası elde ediliyor. Kozmetik dünyasında belirli oranda suyla karıştırılarak satışa sunulan gül yağı,başta cilt hastalıkları olmak üzere birçok rahatsızlığa iyi geldiği uzmanlar tarafından kanıtlandı.

PEKİ GÜL YAĞININ CİLDE FAYDALARI NELERDİR?

Gül yağının içerisinde bulunan vitaminler ve mineraller sayesinde cildi kirden arındırarak, canlı ve genç görünmesine yardımcı olur.

Doğal makyaj temizleyici olarak kullanılması önerilen gül yağı, hücrelerin hızlı bir şekilde yenilenmesini sağlar.

Hamilelik döneminde kadınların en büyük sorunlarından biri haline gelen cilt lekelerini gidermek için kullanabilirsiniz.

– Alerjik cilt sorunları, egzama ve açık yaralarda tedavi edici rolü olan gül yağı, kuru cildin de adeta kurtarıcısıdır.

Özellikle kış aylarında oluşan kuru cildin gereken nemi alabilmesi için kullanabileceğiniz gül yağı aynı zamanda antiseptik özelliğinden dolayı mikropları öldürmekte etkilidir.

GÜL YAĞI NASIL KULLANILIR?

Gül yağını cildinize uygulamak istiyorsanız mutlaka su ile karıştırmalısınız. Vazelinin içerisine 7-8 damla gül yağı ekleyerek ellerinize ve yüzünüze uyguladığınızda nemlendirici olarak kullanabilirsiniz.

Aynı şekilde makyaj temizleyici olarak da kullanmak istiyorsanız, mutlaka su ile karıştırıp inceltmelisiniz.

SİVİLCELER İÇİN GÜL YAĞI MASKESİ

MALZEMELER

6 adet gül yaprağı
1 yemek kaşığı gül suyu
1 çay kaşığı uçucu gül yağı
2 yemek kaşığı bal

YAPILIŞI

Gül yapraklarını 3 saat boyunca suyun içerisinde bekletin. Daha sonra gül yapraklarını blender ile püre haline getirin. İçerisine gül yağı, bal ve gül suyunu da ilave ederek güzelce karıştırın. Ardından sivilcenizin üzerine sürüp, 10 dakika bekletin. Soğuk suyla temizleyebilirsiniz.

Türk sinemasının önde gelen kadın oyuncuları filmlerinde kullandıkları kıyafetleriyle de her zaman ilgi odağı olmayı başarmışlardır. Giyindikleri kıyafetler, taktıkları aksesuarlar dönemin modasını yansıtıyordu. Özellikle Hülya Koçyiğit, bunu oldukça iyi bir şekilde başaran aktrislerdendi. Günümüze baktığımızda popüler olan birçok parça, rol aldığı filmlerde giydiği parçaların aynısı. Sizler için Hülya Koçyiğit filmlerinde hayranlıkla gördüğümüz, geçmişten günümüze taşınmış, etkisini halen devam ettiren elbise, t-shirt, pantolon ve aksesuar modellerini derledik.

Moda hiçbir zaman çağını kaybetmeyen bir kavram. 10 yıl önce çıkmış olan bir model şu an bile zevkle giyilebiliyor. Ama biz sizleri 10 yıl öncesine değil 49 yıl öncesine kadar götürüyoruz. 1970’li yılların popüler olan ve bugün halen daha devam etmekte olan giyim ve aksesuar modalarını sizlerle buluşturuyoruz. Bunu da, Türk sinemasının sultanı, hanımefendisi, en büyük kadın oyuncularından biri olarak kabul edilen Hülya Koçyiğit ile yapıyoruz. 1963 yılından bu yana bizlerle olan, filmlerinde giydiği her kıyafeti ve aksesuarıyla göz dolduran Hülya Koçyiğit, geçmiş fotoğraflarına baktığımızda tam da bugüne yakışır şekilde giyindiğini gözler önüne seriyor. Hülya Koçyiğit stilinden günümüze taşınan elbise, t-shirt ve pantolon modelleri, sizlerin de gardırobunda kendisine yer buluyordur kuşkusuz. İşte geçmişten günümüze taşınan parçalar!

RENKLİ ASKILI BLUZ

Çoğunlukla beyaz renk pantolonlarda gördüğümüz askılı bluzlar, geçmiş yıllarda da önden bağlamalı modellerle karşımıza çıkıyordu.Hülya Koçyiğit üzerinde de bu parçaları, yeşil tonla görüyoruz. Sarı büyük kolyeler de oldukça tamamlayıcı.

ÇİZGİLİ BOĞAZLI KAZAK

Düz, boğazlı kazak modelleri yıllardır süre gelen ve modasını hiçbir zaman kaybetmeyen parçalardan. Hele ki mavi renk, her zaman ideal ve güzeldir. Çekik yapıdaki gözleri eyeliner ile daha da belirginleştirme modası da halen devam ediyor. Kazağınızı tıpkı Hülya Koçyiğit gibi tulum ve bandana ile de tamamlayabilirsiniz.

SAÇ BANDANALARI

Tıpkı kazaklarda olduğu gibi elbiselerde de saç bandanaları, aksesuar olarak hakimiyetini sürdürüyor. Belirgin çiçek desenlerine de dikkat edelim.

FÖTR ŞAPKA, BELİRGİN KİRPİK

Şapka modasında fötr şapkanın her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Nitekim 1970’li yılların başından bu yana da en çok tercih edilen modellerden. Göz makyajı için de, kirpikleri belirginleştirme modası halen aktif.

ÇİÇEK DESENLİ ELBİSE

Hülya Koçyiğit’im üzerinde gördüğümüz bu elbise, halen yaz ve sonbahar mevsimleri kombini olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor.

OVAL GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ

2019 ilkbahar yaz gözlük modasının başrol parçalarından biri olan oval, yuvarlak güneş gözlükleri, görüldüğü üzere 1970’li yıllarda da oldukça modaymış. Saçlar geriye yaslanmış ve klipsli bir tokayla toplanmış bir şekilde kullanılmakta.

Diyette en çok tartışılan konulardan birisi de pirincin mi yoksa bulgurun mu daha çok kilo aldırdığıdır. Gerek sağlık gerekse kilo açısından hangisinin daha faydalı olduğunu sizler için araştırdık. Peki pirinç mi bulgur mu kilo yapar? Pirincin ve bulgurun faydaları neler? Kilo vermeye çalıştığı için kalorili bir yemek olan pilavdan vazgeçmek zorunda kalan kişilerin gönlünü ferahlatacak o püf noktayı sizler için paylaştık. Hazırlayacağınız diyet pilavın içine 1 çay kaşığı Hindistan cevizi yağı koyarsanız kalori değeri düşüyor. İşte kilo aldırmayan diyet pilavın evde yapılışı…

Sofralarımızdan eksik etmediğimiz lezzetli mi lezzetli yemekler arasında her kadının evinde sık sık yaptığı bulgur ve pirinç pilavı gelir. Bulgur yemeğinde olmasa da özellikle de beyaz pirinç pilavını tüketirken dikkatli olunması gerektiği konusunda uzmanlardan birçok uyarı gelmiştir. Karbonhidrat ağırlıklı bir yemek olan pilav tüketiminin fazla tüketimi ile kolay yoldan kilo alınabilir. Dış görünümüne önem veren kadınların kafalarına taktığı kilo problemleri, sağlıklı ve doğal yollardan verilebilir iken beslenme esnasında ölçüyü kaçırmamakta yarar var. Gündelik yaşantımızda çoğu zaman tartışmaya konu olan durumlardan birisi de yemeklerde sıklıkla tükettiğimiz pirinç pilavının mı yoksa bulgurun mu kilo aldırdığıdır. Peki hem sağlık açısından hem de kilo almamak için hangisi tercih edilmeli? Bulgur mu pirinç mi kilo aldırır? Diyette pilav yenir mi? Bulgur ve pirinç pilavı kaç kalori? Kilo aldırmayan pilav tarifi…

BULGUR MU PİRİNÇ Mİ HANGİSİ DAHA SAĞLIKLI?

Soğuk soğuk yenildiğinde damakta enfes bir tat bırakan sütlaç gibi bir çok yemek tarifinde kullanılan pirincin, vücuda olumlu ya da olumsuz etkisinin bilinmesi önemlidir. Sağlık açısından faydalı olsa bile pirinç tüketimine fazla yer verilmemesi gerektiğini belirten uzmanlar, pirincin kilo aldırmada etkisinin en büyük nedenin hareketsiz geçen bir hayat standartının olmasına bağlamaktadır.

Bu uyarılardan yola çıkacak olursak pirinç pilavı yerine lif kaynağı bol olan bulgur tüketimine yer vermek daha önemlidir. ‘Bulgur mu yoksa pirinç mi kilo aldırır?’ sorusuna verilebilecek yanıt pirinçtir.

PİRİNCİN KİLO ALMADAKİ ETKİSİ:

Karbonhidrat değeri yüksek olan beyaz pirinç tüketiminde B vitamini, kalsiyum, fosfor, demir ve nişasta oldukça fazladır. Beyaz pirince göre içerisinde daha çok lif bulunduran kepekli pirinç, beyaz pirince göre daha az kalorilidir.

BULGURUN KİLO ALMADAKİ ETKİSİ:

Buğdaydan ortaya çıkan bulgur, lif bakımından faydalıdır. Bağırsakların hızlı bir şekilde çalışmasına yarayan bulgur, karında uzun süreli tokluk sağlar. Yapılan çalışmalardan elde edilen verilere göre, kolon kanserine karşı da oldukça etkilidir. Folik asit bakımından zengin olması nedeniyle hamilelikte tüketilmesi gereken besinlerden biri olan bulgur haftalık 2 defa tüketilebilir.

BULGUR KİLO ALDIRIR MI? BULGUR KAÇ KALORİ?

150 gramlık bulgur pilavının yaklaşık kalori değeri 488 kcaldir. İçerisinde bol miktarda posa bulunduran bulgur, kan şekerinin yukarı çıkmasını sağlayarak uzun süre tokluk hissettirir. Yemekte bulgur varsa 1 dilim ekmek yemek yerine 2 yemek kaşığı miktarında bulgur tüketilebilir. Bulgur tüketiminde kalori miktarını arttırmamak için az buğulama şeklinde pişirilebilir.

1 çorba kaşığı bulgur pilavı 11 kalori
Dolu dolu bir çorba kaşığı bulgur pilavı 23 kalori
Tepeleme çorba kaşığı bulgur pilavı 34 kalori
Büyük porsiyon ortalama 250 gramlık bulgur pilavı ise 286 kalori olacaktır.

BULGUR TÜKETİRKEN BUNLARA DİKKAT!

Pek çok kişi tarafından sevilerek tüketilen sarı bulgurun işlenme oranı arttıkça içerisindeki mineral özelliğini kaybediyor. Dolayısıyla bulgur seçiminde daha da dikkatli olunması gerekiyor. Bulgurun sarı renkli olabilmesi için  uzun süre boyunca buğdaya yüksek nem uygulamak, tanelerin birbirlerine yapışması sonucunda ikinci bir işlemi gerektiriyor.

Diğer bulgurlara göre daha kolay soyulabilen sarı bulgurun lif oranında önemli ölçüde kayıp yaşanıyor. B12 hariç, hemen hemen tüm B grubu vitaminleri, folik asit, E vitamini, çinko, magnezyum ve lif bakımından zengin olduğu bilinen bulgurun kehribar renginde olanlar tercih edilmelidir. Çünkü bu renkteki bulgurlar, lif ve besin değeri bakımından diğerlerine göre daha zengindir.

DİYET BULGUR PİLAVI TARİFİ

MALZEMELER:

1 su bardağı kepekli esmer buğday
1 adet kuru soğan
1 adet kırmızı biber
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz
Pul biber
2.5 su bardağı su

YAPILIŞI:

Zeytinyağını tencerede erittikten sonra incecik doğradığınız soğan ve biberleri ilave edin. Soğanları güzelce kavurduktan sonra 2 yemek kaşığı salça ekleyip güzelce karıştırın. Bol su ile yıkanan kepekli bulgurları tavaya ekleyip tuz, pul biber suyu ekleyip tencereyi kapatarak üstü kapalı şekilde yarım saat pişirin. Pilavı 5 dakika dinlendirdikten sonra servise hazır hale getirin.

PİRİNÇ PİLAVI KİLO ALDIRIR MI? DİYETTE PİLAV TÜKETİMİ…

Günlük hayatta sıklıkla tüketilen ve kilo aldırmaya elverişli olan pilavdan bir türlü vazgeçemiyorsanız, sizlere bir önerimiz var. Karbonhidrat ağırlıklı bir yiyecek olan pilavı kendinize yasaklamadan diyete devam etmenizi sağlayacak o püf noktayı sizler için araştırdık. Pilav için her zamanki gibi hazırlamış olduğunuz suyun içine bir çay kaşığı kadar Hindistan cevizi yağı koyarsanız, pilavın mevcut olan kalori değerini azaltmış olursunuz. Pilavı normal bir şekilde pişirdikten sonra 12 saat buzdolabında beklettikten sonra gönlünüz rahat bir şekilde pilavı tüketebilirsiniz. Hindistan cevizi yağı koymak istemezseniz bile 100 gramlık bir tabak pirinç pilavının 215 kcal değeri bulunur.

Zayıflamak için alınması gereken kalori miktarı her ne kadar kişiden kişiye değişse de istatistiklere baktığımızda, kadınların günde 2000 kcal, erkeklerin ise 2500 kcal alması gerekir. Sade bir pilav yemeğinin kalorisini 215 olacak şekilde hesap edersek geri kalan yiyeceklerin kalori miktarını hesaplayarak hareket etmeliyiz.

DİYET YAPANLAR PİLAVI NASIL YEMELİ?

MALZEMELER:

– 1 bardak beyaz pirinç,
– 2 bardak su,
– Limon,
– Nane,
– Zeytinyağı,
– Haşlanmış mısır

YAPILIŞI:

Pilavı yapmaya 2 bardak suyu kaynatmakla başlayın. Daha sonra 2 tatlı kaşığı miktarındaki tuzu bir bardak yıkanmış pirine ekleyin. Pirinçler 10-15 dakika hafif diri olacak gibi pişirin.O cağın altını kapattıktan sonra içine 1 bardak soğuk su döküp süzün. Öte yandan limonun suyunu sıkıp nane, zeytinyağı ve haşlanmış mısırı harmanlayın. Pilavın içine bu karışımı dökün ve afiyetle tüketin.

PİLAV NEDEN KİLO ALDIRIR? HANGİ PİLAVDA KAÇ KALORİ VAR?

İçerisindeki karbonhidrat ve yağ oranı yüksek olan pilav, lif değerleri bakımından oldukça düşüktür. Bu nedenle kan şekerinde ani düşmelere sebebiyet vererek çabuk acıkma ile sonuçlanır. Sadece acıkmakla kalmayıp aynı zamanda tatlı krizlerine de yol açabilen pilav tüketimi bu anlamda diyetteki kişilerin son derece dikkat etmesi gereken bir yemektir. Türk mutfağının vazgeçilemeyen lezzetleri arasında yer alan pilavlar tereyağlı, şehriyeli, nohutlu ve tavuklu yapılabiliyor. Peki burada kalori fark eder mi? Elbette!

İşte pilav çeşitlerine göre kalori miktarları…

1 orta porsiyon (170 gr) tereyağlı pirinç pilavı 283 kalori

1 orta porsiyon (270 gr) şehriyeli pirinç pilavı 462 kalori

1 orta porsiyon (220 gr) tavuklu pilav 336 kalori

1 orta porsiyon (230 gr) domatesli bulgur pilavı kalori

Çocukluk döneminde en yaygın görülen hastalıklardan birisi olan su çiçeği hastalığının belirtileri ve tedavisini sizler için araştırdık. Vücutta benek benek kırmızı noktacıklar halinde görülen su çiçeği hastalığı hakkında yeterli bilgiye sahip olmak için haberimizin detaylarını inceleyebilirsiniz! Çocuklarda su çiçeği nasıl anlaşılır? Bebeklik ve çocuklukta görülen su çiçeği hastalığı belirtileri neler? Su çiçeği hastalığı nasıl tedavi edilir? Su çiçeğine iyi gelen yiyecekler…

Tıp literatüründe varicella zoster isimli bir virüsten kaynaklanan su çiçeği hastalığı çocukluk döneminin görülen en yaygın rahatsızlığıdır. Vücudun belirli bölgelerinde içi su dolu sıvılarla beliren kızarıklıklar, beraberinde yüksek ateşlenme riskini de beraberinde getirmektedir. Yetişkinlik dönemine nazaran çocukluk döneminde daha kolay ve çabuk atlatılan su çiçeği hastalığı bazı önemli ipuçları ile erken dönemde fark edilebilir. Yetişkinlikte daha da tehlikeli bir hal alabilen su çiçeği hastalığı, bulaşıcı bir rahatsızlık olduğundan dolayı su çiçeği olan hastaların insanlarla bir arada bulunmaması gerekir. Döküntülü hastalıklar grubunda yer alan su çiçeği hastalığı her ne kadar kendiliğinden iyileşecek olsa da bu evrede tüketilecek olan besinlere ekstra dikkat edilmelidir. Hayatları boyunca 1 defa geçirilecek olan su çiçeği hastalığında uygulanan aşılar sayesinde toplum içerisinde hastalıktan korunma ihtimali artmaktadır. Çoğunlukla 5-10 yaş aralığındaki çocuklarda olmak üzere kış bitimi ve ilkbahar mevsiminde görülen su çiçeği hastalığı hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için araştırdık. Su çiçeği hastalığı belirtileri neler? Su çiçeği çocuklarda nasıl anlaşılır? Su çiçeği geçiren çocuklara ne yapılmalı? Su çiçeği olunduğunda dikkat edilmesi gerekenler…

SU ÇİÇEĞİ HASTALIĞI NEDİR? SU ÇİÇEĞİ NASIL ANLAŞILIR? İŞTE BELİRTİLERİ…

Kuluçka evresi yaklaşık 10-20 günü bulan su çiçeği hastalığı çocuklarda meydana gelmişse vücudun belirli bölgelerinde kızarmalar, içi su dolu kabarcıklar, halsizlik ve ateşlenme görülecektir. Kabarcıkların altındaki birikmiş su en geç 24 saat içinde kendini kabuklanmaya bırakacaktır. Yüksek miktarda kaşınmaya sebep olan bu su çiçeği hastalığında eğer vücutta kaşıma hareketi yapılırsa içi su dolu olan kabarcıklar patlar ve vücutta iz yapar.

Enfeksiyon riski bile olan bu durum çocukluk ve yetişkinlik döneminin haricinde 3. ayını doldurmayan bebeklerde bile seyrekte olsa rastlanan bir durumdur. Su çiçeği hastalığının beraberinde görülen ateşlenme ise 38,5°C-39°C arasıdır. 

SU ÇİÇEĞİ GEÇİRMENİN RİSKLİ OLDUĞU DÖNEMLER:

Yeni doğan bebeklerin ilk bir ayı,
28 haftadan önce dünyaya gelen bebekler,
2 hafta veya daha uzun kortizon tedavisi görenler,
Kanser hastaları,
Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler,
Hamilelik dönemindeki kadınların su çiçeği hastalığına yakalanması tehlikelidir.

SU ÇİÇEĞİ HASTALIĞINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ? SU ÇİÇEĞİ GEÇİREN NE YAPMALI?

Genellikle hafif bir şekilde atlatılan su çiçeği hastalığına sahip kimselerin beslenme programında tüketeceği gıdalara dikkat etmesi gerekir. Çocukluk dönemi hastalığı olarak bilinen su çiçeği rahatsızlığının iyileşme sürecini hızlandıracak bazı besinler vardır. Bu besinlerin tüketimi ile hastalık tamamen iyileşmez iken sadece iyileşme evresini hızlandırmaktadır. Dolayısıyla yapılması gereken ilk müdahale aslında doktora gitmek olacaktır. Her zaman olduğu gibi ölçülü bir şekilde tüketilmesi gereken şu besinleri doktor kontrolü ile tüketebilirsiniz:

SU ÇİÇEĞİ OLAN KİŞİLER NE YEMELİ, NE YEMEMELİ? SU ÇİÇEĞİNE DOĞAL ÇÖZÜMLER…

İster çocuklukta ister yetişkinlikte olsun ağır yağlı besinlerden, kızartmalardan ve fast food gıdalardan muhakkak uzak durulmalıdır. Bunların dışında tercih edebileceğiniz faydalı besin kaynakları ise şu şekildedir:

1- BAL

Cilt sağlığında önerilen doğal nemlendirici vazifesi gören bal, su çiçeğinden dolayı ortaya çıkacak olan kaşınmaları azaltarak, yaraların hızlıca iyileşmesini sağlayacaktır. Kabartı görülen yerlere bir miktar bal sürüp 20 dakika beklettikten sonra yıkayın. Sabah- akşam 2 defa uygulayın.

2- MİSKET LİMONU

İçerisinde antioksidan ve bol miktarda C vitamini bulunduran misket limonu iyileşme sürecini hızlandıracaktır. 1 bardak su ve 2 yemek kaşığı miktarında misket limon suyunu karıştırıp pamukla kaşıntı görülen yere nazikçe uygulayın. 2-3 dakika geçtikten sonra ıslak bezle temizleyip günlük 2 defa bu işlemi uygulayın.

3- HAVUÇ ÇORBASI

Su çiçeği rahatsızlığına sahip kimselerin tüketmeleri önerilen havuç çorbası, sağlık bakımından da faydalı bir besindir. Hem lezzetli hem yararlı olan havuç suyu çorbası su çiçeği hastalığında tüketilebilir.

SU ÇİÇEĞİ NASIL GEÇER? SU ÇİÇEĞİ TEDAVİSİ

Tehlikeli bir durum olmadığı sürece antibiyotik tedavisi uygulanmayan su çiçeği hastalığında çocuğun sıcak mekanlarda tutulmamasına özen gösterilmelidir. Çünkü sıcaklık artışına bağlı olarak görülebilecek olan terleme ile kaşıntı daha da artar. Ilık bir banyo ile vücudunun rahatlaması sağlanabilir. 1 haftayı bulan su çiçeği hastalığında 3 gün boyunca ateşlenme görülebilir. Kaşıntı ve bakteriyle beraber enfeksiyon oluşmaması için losyon ve kremler kullanılabilir. Yüksek ateşlenem ve bitkinlik varsa hap kullanımı tercih edilebilir. (Doktor onayıyla)

Su çiçeği tedavisinde kesinlikle aspirin kullanılmaz. Aspirin su çiçeği virüsüyle birleştiği zaman çocukta ya da yetişkinlikte komaya sebep olabilir. Su çiçeği geçiren bir kişiyle temas halinde bulunulduğu zaman ilk 72 saat içinde su çiçeği aşısı uygulanmalıdır.

SU ÇİÇEĞİ AŞISI NE ZAMAN YAPILMALI?

Bulaşıcı bir hastalık olduğu için çocukların muhakkak olması gereken su çiçeği aşısı, bebeklik döneminde 1 yaşından sonra yaptırılabilir. Herhangi bir olumsuz etkisi bulunmayan su çiçeği rahatsızlığında aşı yapıldıktan sonraki 6 haftalık dönem önemlidir. Bu dönemde aspirin gibi salisilat içeren ilaçlar kullanılmamalıdır.

Sağlık açısından son derece yararlı olduğu bilinen soğan suyunu düzenli tüketerek dilediğiniz kiloya kadar inebilirsiniz. 20 gün boyunca uygulamanız gereken kuru soğan suyu kürü ile en az 4 kilo zayıflayabilirsiniz. Prof. İbrahim Saraçoğlu ve Ahmet Maranki’nin önerilerine göre zayıflamak için önerilen soğan suyunun kilo verdirici etkileri muhteşem! Peki soğan suyu başka nerelerde kullanılabilir? Soğan suyunun faydaları neler? Soğan suyu zayıflatır mı? Soğan suyu kürü nasıl uygulanır? Kilo verdiren soğan suyu çorbası nasıl yapılır? İşte diyette kilo vermek için soğan suyu ile zayıflama yöntemi…

İçerisinde yoğun miktarda soğanın ağır bastığı soğan suyu kürü ile zayıflama taktiği, bazı bünyelere uygun olmadığından dolayı herkesin kolaylıkla yapamayacağı ve muhakkak uzman onayı dahilinde uygulanması gereken bir kilo verme kürüdür. Sağlıkta saç dökülmesinden sivilce gibi cilt sorunlarına kadar iyi gelen kuru soğan suyu, aynı zamanda kilo vermeye de birebir geliyor! Güçlü bir antioksidan özelliğiyle vücuttaki zararlı ve faydasız toksinleri arındırmaya yarayan soğan suyu, bedenin tertemiz kalmasını sağlayarak doğal ve sağlıklı yollarla zayıflamayı kolaylaştırıyor. Tamamen doğal bir antibiyotik vazifesi gören soğan suyu, toplum içerisinde bilinen ve öne çıkan uzmanlar arasında da çokça tavsiye edilen karışımlardan birisidir. Metabolizmanın hızını bir anda zirveye çıkarmaya yarayacak olan soğan suyu, yağ depolanmasının önüne geçerek kilo vermeyi kolaylaştıracaktır. Kan şekerindeki dengenin tutturulmasını amaçlayan soğan suyu ile zayıflama taktiğinde soğanın direkt olarak tüketilmesinden ziyade suyunun içilmesi daha büyük bir önem taşıyor. Metal bir ürünün soğana değmesi halinde besleyici değeri azalan bu faydalı sebzenin doğru ve sağlıklı tüketimi halinde fazla kilolarınızla vedalaşmaya başlayabilirsiniz! Peki soğan suyu başka neye iyi geliyor? Soğan suyunun faydaları neler? Soğan suyu zayıflatır mı? Soğan suyu ile kaç kilo verilir? Kilo verdiren soğan suyu kürü ve soğan suyu çorbası tarifi…

KİLO VERDİRMEYE YARDIMCI SOĞAN SUYU NASIL HAZIRLANIR?

Yapım aşamasında fazla malzemeye gerek duyulmayan soğan suyu kürü için tercih edeceğiniz soğanın türü çok önemlidir. Bunun için öncelikle soğanın kırmızı, mor ya da beyaz kabuklu olmamalarına dikkat etmelisiniz. Kahverenginde, orta büyüklükteki soğanlar işinizi görecektir. Manavdan ya da marketten alacağınız 5 adet soğanın kabuklarını soyun ve yumruk atarak parçalara ayırın. Ardından 2,5 litre suya atarak güzelce kaynatın. 10 dakika boyunca kaynattıktan sonra suyunu süzerek soğan suyunu içebilirsiniz.

İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN HER DERDE DEVA MUCİZE SOĞAN KÜRÜ YAPIMI

MALZEMELER:

Klorsuz su

Açık renkli kabuklu soğan

HAZIRLANIŞI:

Yarım litre suyu bir güzel kaynattıktan sonra içine 1 tane kabukları ayrılmış soğanı 4’e bölerek atın. 10 dakika daha kaynattıktan sonra elde edilen karışımı süzgeçten geçirerek suyun soğumasını bekleyin. Sabah uyanınca, gece uyumadan karışımı tüketin.

Afiyet olsun…

ZAYIFLAMAK İÇİN SOĞAN SUYU KÜRÜ NASIL TÜKETİLİR? SOĞAN SUYU İLE ZAYIFLAMA YÖNTEMİ

Kilo vermek isteyen kadınların düzenli olarak tüketmesi gereken soğan suyu kürünün her gün taze olarak içilmesi gerektiği unutulmamalıdır. 1 gün boyunca karışımın bitirilmesi önerilen kür ile beraber sıvı tüketimine de özen gösterilmelidir.  Alışmak ilk birkaç günde zor olsa da zaman geçtikçe daha kolay içilecektir. Yemek yemeden önce tüketmek daha etkili olacağından karnınız aç iken içmeniz önerilir.

Yemekten 20 dakika önce tüketmek iştahın kesilmesine yardımcı olacaktır. 20 gün periyodunda tüketilmesi gereken soğan suyuna uygulama sonrasında 20 gün mola verilmelidir.

AHMET MARANKİ VE İKBAL GÜRPINARDAN SOĞAN SUYU İLE ZAYIFLAMA KÜRÜ

Sunucu İkbal Gürpınar, program sunduğu zamanlarda hem tavsiye ettiği hem de kendisinin zayıflamasında işe yarar bir yöntem oalrak bulduğu soğan suyu ile zayıflama formülünü şu tarifle açıklamıştı:

Malzemeler: 4-5 adet kuru soğan, 2,5 lt su. Yapılışı: Kabuğu soyulmuş soğanları elinizle kırdıktan sonra düdüklü tencerede 10 dakika kaynatın. Ilıdıktan sonra temiz bir tülbent ya da süzgeçten yardım alarak süzün. 20 gün deneyip 20 gün ara vererek kürü uygulayın.

Ahmet Maranki’nin tarifine göre soğan suyu kürünün yapımı şu şekildedir:

Malzemeler: 2 adet beyaz soğan, 1 litre su. Yapılışı: Soğanları 7-8 parçaya ayırdıktan sonra 1 litre suda bekletip gece uyumadan önce 1 bardak için.

SOĞAN SUYU KAÇ KİLO ZAYIFLATIR? SOĞAN SUYUNUN FAYDALARI NELER?

Aksatmadan tüketildiği zaman en az 4 kilo vermenize yardımcı olacak olan soğan suyu kürü, uygulandıktan 20 gün sonra etkisini gösterecektir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, Ahmet Maranki gibi uzmanların önerilerine göre sağlık için tüketilmesi gereken soğan suyunun faydaları vücut açısından oldukça etkilidir. Genel anlamda sıralayacak olursak soğan suyunun faydaları şu şekildedir:

– Yağ parçalama hızını arttırarak metabolizmayı harekete geçirir. 

– Sık idrara çıkarması nedeniyle zararlı besinlerin sağlıklı yollarla dışarı çıkıp vücudun temizlenmesini sağlar.

– Vücut içerisinde biriken toksinlerin dışarı çıkmasına yardımcı olur.

– 20 gün kadar bir sürede 4 kilo kilo vermenizi sağlar. 

– Doğal ve sağlıklı yollarla zayıflama imkanı sunar.

– Zayıf olan bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.

– Tırnak mantarı ve kulak enfeksiyonu tedavisinde etkilidir.

– Saçların hızlı ve sağlıklı uzamasına yardımcı olur.

KALORİ DEĞERİ DÜŞÜK OLAN SOĞAN SUYU ÇORBASI TARİFİ

MALZEMELER:

4 adet soğan

2 çorba kaşığı un

1 yumurta sarısı

1 su bardağı light süt

Tuz ve karabiber

HAZIRLANIŞI:

Soğanları doğrayıp sıvı yağda iyice kavurun. Üzerine biraz un ekleyip yavaş yavaş 4 su bardağı su dökün. Tuz ve karabiberi serptikten sonra blenderdan geçirin. 1 yumurta sarısı ve 1 su bardağı yağsız sütü çırpıp, blenderla karıştırdığınız karışımla birleştirip kaynatın. Afiyetle içebilirsiniz…

KİLO VERDİREN SOĞAN ÇORBASI DİYET LİSTESİ

Sabah uyanınca: 1 bardak ılık suya 8-10 damla limon ve az miktar bal ilave edip açken için.
Saat 08:00’da Ilık olarak tüketilecek 1 kase kadar tarçınlı yeşil elmalı komposto.
Saat 10:00’da 1 kase kadar soğan çorbası.
Saat 12:00’da 1 kase soğan çorbası ile birlikte 1 dilim kadar kızarmış tam buğday veya çavdar ekmeği.
Saat 14:00’da 1 kase soğan çorbası ekmeksiz içilecek.
Saat 16:00’da 1 kase kadar elma kompostosu ile birlikte 2 adet yulaflı bisküvi.
Saat 18:00’da 1 kase kadar soğan çorbası ile kızarmış ekmek.
Saat 20:00’da 1 kase soğan çorbası ile birlikte 1 kase elma kompostosu ve 1 küçük avuç kadar leblebi.

Genital bölge temizliği tüm kadınların hassas ve özenli davranması gereken bir konudur. Aksi taktirde egzama ile başlayan ve sonrasında çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek olan bu temizliği doğru şekilde ve doğru ürünlerle yapmak gerekir. Peki genital bölge temizliği nasıl yapılır ve genital bölge temizliğinde nelere dikkat etmek gerekir? Tüm merak ettiğiniz soruların yanıtı haberimizin detaylarında.

Hijyen ve sağlık açısından son derece önemli bir konu olan genital bölge temizliği hakkında her kadının bilmesi gereken önemli noktalar bulunuyor. Genital bölge doğru bir şekilde temizlenmediği ve hijyen sağlanmaması durumunda yanma, kaşıntı, kötü koku gibi hoş olmayan, zor durumda bırakacak sorunlarla karşı kaşıya gelebilirsiniz. Rastgele kullanacağınız her ürün buradaki ortamın dengesinin bozulmasına ayrıca her türlü hastalıktan korumak için görevli olan iyi huylu bakteriler azaltarak çeşitli enfeksiyonlara açık hale getirmesine neden olur. Kadın hastalıkları uzmanların sık sık kadınlara bu konuda uyarılarda bulunmasının nedeni de budur. Anatomik açıdan bulunan asimetrik durumlar ya da sarkmalar ise temizlik ve bakımı zorlaştırır. Bu açıdan genital bölgeyi iyi tanımak ve bakıma önem vermek gerekir. Genital bölge temizliği hakkındaki önemli noktalara gelin birlikte göz atalım…

Terlemenin azaltılması için sentetik değil, pamuklu iç çamaşır tercihi önemlidir. Bu şekilde genital alanınız nefes alabilmektedir.  Ayrıca giydiğiniz pantolonların da sizi sıkmayacak, geniş ve rahat olması genital bölge sağlığınız için daha uygun olacaktır.

– Banyo sonrası iyice kurulamanız, hatta fön makinesi ile kurutmanız bazı bakteriyel ve mantar enfeksiyonlarından sizi koruyacaktır. Aynı durum havuz ve deniz sonrası için de geçerlidir. Ayrıca ıslak mayo ile uzun süre dinlenmeniz de enfeksiyon riskinizi arttıracaktır.

Alkali PH’a sahip sabunlar asit PH’daki genital bölgenizin florasını bozarak mantar enfeksiyonları başta olmak üzere bazı mikroorganizmaların kolonizasyonunu arttırır. O yüzden banyo yaparken dış genital alanınızı yalnızca su ile yıkayın, alkali PH’daki sabunları asla kullanmayın.

 İdrar veya büyük abdest sonrası su ile o bölgenin temizlenmesi önemlidir.  Temizlenme her zaman için önden arkaya doğru yapılmalıdır. Ancak bölgenin nemli kalmaması için taharet sonrası yumuşak, kokusuz ve beyaz renkli tuvalet kağıtları ile iyi bir kurulama yapılmalıdır.

Görünümüyle sunumu çok şık olan gül tatlısı adeta misafirlerinize ikram edilmek için yapılabilecek muhteşem bir tatlı. Özenle hazırlanmış olan kıvamı ve şerbetiyle ağızları tatlandıracak gül tatlısını isterseniz bayramlarda isterseniz normal zamanlarda da kolayca pişirebilirsiniz. Nefis ve pratik gül tatlısının tarifi haberimizin detaylarında.

Güle benzeyen şekli ile zahmetli gözükmesine rağmen oldukça pratik olan gül tatlısı, şipşak şekilde hazırlayabileceğiniz bir tarif. Ortasına konulan bütün fındık ile adeta çok seveceğiniz gül tatlısını özel günlerde mutlaka pişirmelisiniz. Hem göze, hem damağa hitap eden, çay ve kahvenin yanında sunabileceğiniz gül tatlısının tarifi bugünkü yazımızda.

GÜL TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
125 gram eritilmiş tereyağı
1 çay bardağı irmik
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2,5 su bardağı un

Şerbeti için;

3 su bardağı şeker
3 su bardağı su

YAPILIŞI

Tarife öncelikle şerbeti hazırlayarak başlayın. Tencereye su ve şekeri koyarak şeker eriyene kadar karıştırın.

Kaynayan şerbete limon suyunu ekleyerek soğuması için kenara alın.

Daha sonra bir kabın içerisine eritmiş olduğumuz tereyağı, sıvı yağı, yoğurt ve irmiği alarak çırpıcı ile çırpın. 

Ardından üzerine vanilya, kabartma tozu ve unu ilave ederek yumuşak kıvam alana kadar yoğurun.

Merdane ile kalın olmayacak şekilde hamuru açın. Açılan hamuru çay bardağı ile şekil verin.

Kestiğiniz daireleri yarım ay şeklinde üst üste gelecek biçimde 3 tanesini koyarak rulo yapın.

Ruloyu da bir bıçak ile ortadan ikiye keserek iki adet gül olacak şekilde dizin.

Tepsinin dibine yağ sürüp tatlıları güzelce dizin. Orta kısımlarına fındık batırarak 160 derece fırında kızarana kadar pişirin.

Tatlı sıcakken soğumuş şerbeti üzerine bolca gezdirin.

Yaklaşık 4 saat kadar dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.

Bu tariften 24 adet tatlı çıkmaktadır.

Afiyet olsun…

Eski çağlardan beri kadınların tıbbi tedavisinde kullanılan hayıt tohumu anne sütünü artırarak kadınları menopoz ve adet zamanlarındaki hormon bozukluklarını dengeler. Peki hayıt tohumunun faydaları neledir? Hayıt tohumu nasıl kullanılır? Hayıt tohumu ve bal karışımı ne işe yarar? Sizler için herkes tarafından bilinmeyen ancak mucize bir bitki olan hayıt bitkisini ve tohumunu araştırdık. Haberin detayında hayıt tohumuna dair bilmeniz gereken her şeyi bulabilirsiniz.

Hayıt tohumu, ülkemizde Güney Anadolu’da yetişir. Yaz aylarında mor renkli çiçekler açan ağaç kış aylarında yapraklarını döker. Güzel bir kokuya sahip hayıt tohumu parfüm sektörünün yanı sıra kişisel bakım ürünlerinde de kullanılır. Arıların bu bitkinin polenlerinden yaptıkları bal ise birçok hastalığa iyi geldiği hatta bağışıklık sistemini kanserli hücrelere karşı kuvvetlendirdiği bilinir. Kullanımı Antik Yunan’a kadar da uzanana hayıt tohumu tıbbı tedavi yönteminde doğal ilaç olarak kullanılır. Mine çiçek ailesine ait olan hayıt tohumu görüntü olarak lavantaya benzer. Deniz kenarı ve kayalık bölgelerde, genellikle tınlı bünyeli, nötr ve hafif alkali, kireççe fakir, tuzluluk etkisinin olmadığı, değisen miktarlarda organik madde içeren, azotlu ve azotça zengin, fosfor bakımından zengin, potasyumca eksik topraklarda yetişen bu bitki tam vitamin deposudur. Kökleri ip boyama sektöründe kullanılır. Çalı görünümde olan bitkiden toplanılan yaprak ve tohumlar kurutularak kullanılır.

HAYIT TOHUMUNUN FAYDALARI NELERDİR?

  Anne adaylarının tüketmesi tavsiye edilen bir bitkidir. Çünkü hayıt tohumu anne sütünü artırır. Aynı zamanda anne sütünün içindeki vitamin ve mineral değerlerini yükseltir. 

Özellikle kadınlarda sık sık yaşanan hormonal bozukluklara bağlı gelişen depresyon ve stres rahatsızlıklarının yaşanma olasılığını azaltır. Aynı zamanda menopoz dönemindeki durumların şiddetini azaltır. 

– Bazı kişilerde terleme adeta hastalık haline dönüşür. Hayıt tohumu ter bezlerinin daha doğru çalışmasını sağlayarak ortaya çıkan aşırı sıvı kaybını önleyerek vücudun kötü kokmamasını destekler. 

Yapılan bazı araştırmalarda çikolata kisti gibi yaygın olan kadın hastalıklarının tedavisinde en etkili doğal ilaçtır.

Zehirli hayvanların sokmalarına karşı panzehir özelliği bulunur.

İshale neden olan bağırsaktaki parazitlerin idrar yolu ile atılmasını destekler. Güçlü bir gaz gidericidir. 

Hemen hemen her kadının ay başınd ayaşadığı adet dolayısıyla ortaya çıkan dengesiz hormonlar birçok sağlık sorununa zemin hazırlar. Hayıt  tohumu bu dönemde ve sonrasında da düzenli tüketildiğinde hormonları dengeleyer. Aynı zamanda regl dönemlerinde yaşanan şiddetli ağrı ve sancılara iyi gelir.

Cilt sağlığı için de birebir etkisi vardır. Özellikle yağlı ciltlerde t bölgesinde artan siyah nokta oluşumlarını durur. Anti-aging etkisi sayesinde ciltteki akne ve sivilce problemlerini azaltır. Cildin sağlıklı görünmesini sağlar.

Yağlı ve karbonhidratlı yemekler sonrasında yaşanan hazımsızlığı giderir. Bunun yanı sıra sindirim fonksiyonlarını artırır. Bağırsak florasını dengeleyerek herhangi bir sağlık sorununun yaşanmasını önler.

Hayıt tohumu rahim duvarlarını güçlendirir. Bu özelliği sayesinde düşük riskini azaltır. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda kadınlardaki hamile kalma hormonunu artırarak gebelik oranını yükseltir.

Kadınların yanı sıra erkeklerde faydası vardır. Prostat kanseri gibi erkeklerde yaygın görülen kanser hastalığının oluşmasını engeller.

HAYIT TOHUMU VE BAL KARIŞIMI NE İŞE YARAR? 

Bazı bal üretim merkezlerinde arıların sadece hayır tohumundan aldıkları polenlerle bal üretilmesi desteklenir. Ancak bu bal oldukça pahalıdır. Güçlü bir vitamin ve mineral deposu olan bu balı alamayanlar için alternatif tıp uzmanları bir kavanoz bal ile 5 yemek kaşını dövülmüş hayıt tohumunu karıştırıp bir gün boyunca serin bir yerde muhafaza ettikten sonra tükettikleri taktirde aynı faydalardan yararlanabileceğini söylüyor. Bu bal bronş, boğaz iltihabından karaciğerlerin temizlenmesine kadar birçok hastalığa şifadır. Bu bal aynı zamanda sindirim sistemindeki hücrelerin herhangi bir deformasyona uğramasının önüne geçer. 

Ciddi bir rahatsızlık olmamasına rağmen yaşam kalitesini olumsuz etkileyen dolamanın nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Peki dolama nedir ve belirtileri nelerdir? İşte çıktığında ellerinizi kullanmaz hale getiren dolamaya dair bilinmeyenler ve doğal tedavi yöntemleri…

Dolama, parmakların uç boğumlarının enfeksiyon kapması sonucu ortaya çıkar. Hasara uğramış deri katmanlarının mikrop kapmasıyla meydana gelen dolama şişme ve morarma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu duruma stafilokok bakteri ve mantar hücreleri neden olur. Bakteriler; tuvalet, hava ve  toplu kullanılan alanlarda fazla bulunur. Mantar sonucu meydana gelen dolama da hasta doğal tedavi yöntemi uygulayarak bu rahatsızlıktan kurtulabilir. Ancak stafilokok bakteri sonucu ortaya çıkmış dolamalar için cerrahi müdahale şarttır. Çünkü bu bakterinin neden olduğu dolama aynı zamanda ciltle bütünleşerek sertleşmeye neden olur. Gün içerisinde 2 saatte bir ellerinizi dezenfekte etmenizde fayda var. Özellikle kesik olan bölgenizi yara bandı ile kapatmanız dolama rahatsızlığına yakalanma riskini azaltacaktır. Dolama büyük bir kitle ise cerrahi operasyonla kitle patlatılır ve iltihap boşaltılır. İltihaptan temizlenen bölgeye dikiş atılır. Mikrop kapmaması için pansumanla kapatılır. Antibiyotikle desteklenen tedavi yöntemi sonrası bir hafta içinde iyileşme gözlenir.

DOLAMA BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ortaya çıkan yerde zonklama ağrısı yaşanması

Genellikle ayak ve el baş parmaklarında görülür

Kızarıklık ve iltihaplı alanın çoğalması

Vücudun ani titremesi ve terlemesi

Sürekli yorgun ve ağrılar hissetme

Kemik ve kaslarda hassaslaşma

Cildin kabarması

DOLAMAYA İYİ GELEN DOĞAL ÇÖZÜMLER…

Dolama ağır iltihaplı değil ise doğal tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Uzmanlarında önerdiği doğal tedavi yöntemlerini sizler için araştırdık.

LİMON VE KARBONAT KARIŞIMI

Antibakteriyel özelliği sayesinde limon dolamaya neden olan enfeksiyonun azalmasını sağlar. Bir yemek kaşığı karbonat üç yemek kaşığı limon suyunu iyice karıştırın ve dolamanın olduğu bölgeye sürün. 10 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayınız. Bu karışımı dolama şişliği inene kadar uygulayabilirsiniz. 

PİRİNÇ UNU VE KETEN TOHUMU YAĞI

Dolamanın hızlı iyileşmesini istiyorsanız pirinç unu ve keten tohumu karışımından faydalanabilirsiniz. Pirinç unu ve keten tohumu yağını karıştırarak elde ettiğiniz hamurunu, dolamayı açık bırakmayacak şekilde parmağınıza sarınız. 15 dakika bekleyiniz. Bu karışımı her gün düzenli uygulayınız.