Kur’an-ı Kerim’de adı geçen en faydalı meyveler arasında adı geçen hurmanın vücut sağlığına olan faydalarını bilmeyen yoktur. Ramazan sofralarının vazgeçilmezi olan hurma genellikle oruç açmak için tüketilir. Aslında hurma sadece Ramazan’da değil, yılın her ayında sofralarımızda bulunması gereken besinler arasında yer alıyor. Neden mi? Çünkü hurma hem cilde hem de vücuda birçok faydalarıyla uzmanların önerdiği besinler arasında. Peki hurmanın cilde ne gibi faydaları bulunuyor? Hurma cilde nasıl uygulanır? Merak ettiğiniz tüm soruların yanıtı yasemin.comda!

Genellikle Ramazan ayı boyuncu bolca tüketilen hurma, Palmiyeler gibi tropikal, ılıman ve çöl ikliminin görüldüğü yerlerde yetişir.Hurma leziz tadı ve yüksek besin değeriyle aslında yüzyıllardır hem gıda hem de tıbbi amaçlı kullanılan bir meyve. Faydaları saymakla bitmeyen hurma mineral ve vitamin bakımından çok zengin, iyi bir enerji, doğal şeker ve lif kaynağı. İçerdiği kalsiyum, fosfat ve mineraller sayesinde kemiklerin zayıflamasını önlüyor ve kemik erimesine iyi geliyor.Çoğumuz Peygamber Efendimizin sünneti olduğu için Ramazan sofralarından hurmayı eksik etmeyiz. Uzmanların yaptığı bir açıklama göre hurma yalnıza vücuda değil cilt sağlığına da birbirinden farklı faydaları bulunuyor. Peki bu faydalar neler? Hurma cilt bakımında nasıl kullanılır? Hurma maskesi nasıl yapılır?

Hurma içerisinde bulunan yüksek C vitamini sayesinde cildin pürüzsüz ve nemli olmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda cilde ihtiyacı olan nemi geri kazandırarak daha elastik bir yapıya kavuşmasını sağlıyor.

Dokular serbest kaldıklarında cilt hücrelerinin zamanından daha önce yaşlanmasına sebep olurlar. Erken yaşta ortaya çıkan kırışıklık ve ince çizgilerin sebebi genellikle bu sorundur. Düzenli olarak tüketilen hurma, (özellikle siyah ve kırmızı renkli olanlar) bu sorunla başa çıkmanıza yardımcı olacak.

Ramazan bolca tüketilen hurma yalnıza o ayda değil, sık sık ve düzenli olarak tüketilmelidir. Çünkü içerisinde bulunan B vitamini sayesinde cilt problemi ortadan kaldırıyor. Hatta yapılan bir araştırmaya göre B vitamini, ciltteki birçok problemin tedavisi için en etkili çözümlerden birisi olarak gösteriliyor. Özellikle ciltteki iz ve tahribatın giderilmesinde, yani cildin yenilenmesinde daha etkili olduğu düşünülüyor. Eğer, sivilce izi ya da çatlaklar gibi cilt problemleri yaşıyorsanız, bunlarla sadece iki malzemeye sahip bir maskeyle savaşabilirsiniz. Hurmayı ezin ya da hazır satılan hurma ezmelerinden kullanın. Ve içerisine bal katın. Bu karışımı izlerinizin üzerine haftada bir uygulayın.

Cilt hücrelerinin yenilenmesine destek olan hurma, bu sayede cildi genç ve dinamik kalmasını sağlıyor. 

HURMANIN SAÇLARA FAYDALARI NELER?

Her gün düzenli olarak tüketeceğiniz yalnızca 3 hurma saçlarınızın daha güçlü ve sağlıklı bir şekilde uzamasına yardımcı olur. İçerisindeki mineraller sayesinde saç foliküllerinin ve tellerinin güçlü ve sağlıklı kalmasını sağlar.

İçerisinde bulunan demir ve B vitamini sayesinde saç dökülmesini engeller. Düzenli olarak tüketilen hurma saç köklerinizin güçlenmesini ve kalınlaşmasını sağlar.

Saçlarınıza ve derisine düzenli bir şekilde hurma yağı ile masaj yaparsanız, saç derisinin ihtiyacı olan mineralleri kısa sürede sağlayabilirsiniz. Sürekli olarak ideal nem oranını korumasına yardımcı olur. Bu da saç tellerinizin daha uzun süre sağlıklı kalmalarını ve daha kalın bir yapıya kavuşmalarını sağlar.

Türk sinemasının en önemli yüzlerinden biridir Türkan Şoray. Onun kendisiyle özdeşleşen rengi kırmızı’dır. Öyle ki Ağustos ayının en dikkat çeken rengi olarak da dikkat çekiyor. Şoray’ın ikonikleşen karakterlerinin kostümlerinde başrolde olan kırmızı, hem aksesuar hem de giyim açısından 2019 yaz modasında oldukça tercih ediliyor. Sizlere Türkan Şoray kırmızısını yansıtan 2019 Ağustos yaz modasını derledik.

Türkan Şoray, Türk sinemasının en ikonikleşmiş isimlerinden birisi. Rol aldığı film sayısıyla Dünya rekoru da kıran sanatçı, filmlerinde giydiği kıyafet ve aksesuarlarla da oldukça ilgi görüyor. Balıkçı kız başta olmak üzere birçok ikonikleşmiş karakterinde kırmızı rengi tercih eden sanatçı, bugün halen daha katıldığı özel davet ve toplantılarda, kırmızı rengin asil ve göz alıcı yanını üzerinde taşımaya devam ediyor. Nitekim 2019 yaz modası trendlerinde de, kırmızı rengin göz alıcığı ön plana alındı. Oldukça sıcak geçirdiğimiz Ağustos ayında, kırmızı rengin ihtişamı ünlü markaların trend parçalarında kendisine yer buluyor. Gördüğümüz anda akla Türkan Şoray kırmızısı tabirini getiren elbise, bluz, etek gibi giyim modelleri ve çanta gibi aksesuar parçalarını sizler için bir araya getirdik. İşte Ağustos ayının öne çıkan kırmızı modelleri:

2019 YAZ MODA RENKLERİ

Koton, Zara, H&M, Machka gibi markaların en çok tercih edilen modellerinde tercih edilen renk, kırmızı oluyor. Ayrıca çanta ve terlik gibi aksesuarlarda da kırmızı ile birlikte farklı desenleri görüyoruz. 

ZARA: 330 / 170 TL

H&M: 100 / 40 TL

Balıkçı kız rolü için giydiği çizgili kırmızı elbise, bugün halen daha en çok sevilen ve tercih edilen modeller arasında. Nitekim H&M kataloglarında da halen daha kendisine yer buluyor.

H&M: 30 TL

MACHKA: 695 / 2.295 TL

KOTON: 26 / 70 TL

Görme ve konuşma bozukluğuna neden olan pıhtı atmasının ne olduğunu biliyor musunuz? Vücutta çeşitli morluklara neden olan bu pıhtı atmasına dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında pıhtı atması hakkında her şeyi bulabilirsiniz. Peki pıhtı atması neden olur? Pıhtı atmasının belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır?

Beyindeki damarların tıkanması sonucu yeteri miktarda kan akışının sağlanamaması ve belirli bir yerde kanın toplanması ile ortaya çıkan kan toplanmasına pıhtı atması denir. Vücudun işlevselliğini bozan bu durum ciddi rahatsızlıklara neden olur. Zor bir tedavisi olan pıhtı atması, zamanında teşhis edilmediğinde kalıcı hasarlar oluşabilir. Pıhtı atması, tıkanan damarlara göre değişir. Kalp damarları tıkandığında kalp hastalıklarına, ana damarlar tıkandığında kol ve bacaklarda morluklara, tıkanan diğer damarlarda ise vücut hareketlerinde bozukluğa sebebiyet verir. Yüksek tansiyon ve diyabet bu hastalığı tetikleyen iki önemli hastalıktır. Damar yapısını bozan hastalıklar belirtilerin de yavaş ilerlemesine neden olur. Yüksek tansiyonla beyne aniden giden kan pıhtının beyne yerleşerek ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden bu iki hastalığa sahip olan kişilerin uzman kontrolünde sürekli damar yollarına ve pıhtı ihtimali olup olmadığını kontrol etmeli.

PIHTI ATMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vücudun belirli bölgelerinde felç

Motor bozuklukları

Görme kaybı

Bilinç eksikliği 

Bacak ve kollarda morluklar

Sürekli baş dönmesi ve ağrıması

Göğüs sıkışması

Kalp ritim bozukluğu

Ani bayılma

Tanısı zor konulan hastalığın belirtileri durumunda bir uzmana başvurmakta fayda var. Pıhtı atması erken fark edildiğinde hemen müdahale edilebilir. Müdahale ile beyin dokuları zarar görmeden pıhtı çıkartılır. Belirtiler bazen beyin kanaması ile karıştırılır. Ancak bu durum kötü gibi görülse de erken müdahale için önemli rol oynuyor. Fizik tedavi pıhtı atmada en önemli uygulamadır. Hareket halinde olan vücut pıhtının kan akışı ile giderilmesini sağlayabilir. 

PIHTI ATMASINI ÖNLEYECEK DURUMLAR

Düzenli spor

Saat başı oturuş pozisyonunu değiştirme

Günlük ihtiyaç olan suyu gerekli miktarda karşılama

Özellikle kol ve bacak egzersizlerini artırma

PIHTI ATMASININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtilerden sonra uzman doktor pıhtının kalıcı hasta neden olmaması için cerrahi operasyona girişir. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde bu hastalığa müdahale etmek her ne kadar kolaysa bir o kadar da kayıp yaşanması zorlaşır. Pıhtı beyin damarında ise bu operasyon daha hızlı yapılır. Aksi halde kalıcı hasarlara örneğin felç ya da motor mekanizmasının işlevinde dönüşü olmayan durumlar ortaya çıkarabilir. Uzmanlar aile öyküsünde bu hastalığı olan kişilerin bol bol antioksidan bakımından zengin olan besinler tüketmesini öneriyor. Ayrıca uzun süreli oturma, uzanma ya da durma pozisyonunun sık sık değiştirilmesinin gerektiğini belirtiyor. 

Hamilelikte görülen preeklampsi nedir? Gebelik zehirlenmesi neden olur? Eklampsi nöbetlerinin sakıncaları neler? Tedavisi nasıl olmalı? İşte bu soruların cevabı…

Hamilelik döneminde tansiyonun birdenbire zirveye çıkmasıyla görülen preeklampsi yani zehirlenme durumu çoğunlukla 20. haftadan sonra görülür. Anne adayının epilepsi rahatsızlığına sahip olan kimselerdeki gibi sara nöbetine benzer krize girmesi ise eklampsi olarak tanımlanır. Kriz sırasında kol ve bacaklarda kasılma, geçici şuur kaybı gibi belirtilerin yaşanması sebebiyle anne adayının sağlığı ciddi anlamda riske girebilir. Vücudun bazı gölgelerinde görülen şişlikler, idrarla protein atma gibi etkenler hamilelik zehirlenmesinin belirtilerini gösterirken, bir yandan rahatsızlığın ortaya çıkış nedenini de ortaya koyuyor olabilir. Her anne adayında aynı seviyede görülmeyen bu durum fark edilir edilmez doktor müdahalesinde bulunulmalıdır.

EKLAMPSİ KRİZİNİN NEDENLERİ

Çoğunlukla preeklampsi sonucu kendine gösteren eklampsi, yüksek kan basıncı ve idrarda protein bulunmasıyla ortaya çıkar. Eklampsinin ilerlemesi halinde beyin bu durumdan etkilenir ve nöbet ortaya çıkar.

EKLAMPSİNİN BELİRTİLERİ

Anne adaylarında şiddetli baş ağrısı, ödem, karın ağrısı, idrarda azalma, göz hastalıkları gibi rahatsızlıklar eklampsi krizlerinin belirtileri arasında yer alır.

EKLAMPSİNİN TEDAVİSİ

Hamilelik sürecinde görülen eklampsi nöbetlerinde yapılması gereken ilk şey doktora gitmek olacaktır. Doktor gerekli işlemleri yaptıktan sonra asıl amaç anne adayının uygun bir zamanda doğumunu gerçekleştirebilmesidir. Eğer nöbet ileri safhalara ulaşmışsa bebek 8 hafta öncesinde prematüre olarak dünyaya gelebilir. Anne adayının bu krizi tekrar yaşamaması için magnezyum sülfat tedavisi uygulanabilir.

Genellikle 30 yaşlardaki kadınlarda görülen ayak başparmağındaki kemiğin çıkıntısının neden olduğunu biliyor musunuz? Peki bu hastalığa ne yol açar? İşte ayak başparmağı çıkıntısı hakkında bilinmesi gerekenler…

Ameliyat sonrası dikkat edilmediğinde nadir olarakta Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ayak başparmağındaki kemiğin çıkıntısı Birinci tarak kemiğinin anormal bir şekilde yumuşak dokuların gerilme ve uzaması ile ortaya çıkar. Kemik dışarı doğru çıktıkça eklem şekli bozulur. Bu da ayakların taşıma fonksiyonularını olumsuz etkiler. 

AYAK KEMİĞİ ÇIKINTISI BELİRTİLERİ

Bilim adı halluks valgus hastalığı genetiksel ve çevresel faktörlerden kaynaklı ortaya çıkar. Dar ve yüksek topuk ayakkabıların yanı sıra spor ayakkabıları bile bu hastalığa sebep olabilir. Aynı zamanda ayak içe basma hastalığının da bu hastalığa neden olabilir.

Eklemler gevşedikçe şiddeti artan bu rahatsızlık zamanla dize kadar ağırlara neden olur. İlerledikçe de yürüme bozukluğu gibi ciddi sorunlara sebebiyet verir. Gözle görülebilir bir hastalık ancak bazen yavaş yavaş ilerlediğinden hemen fark edilmez. Tomografi sonuçları ile tespit edilen çıkıntının şiddeti ise ultrasonla bakarak anlaşılır. 

AYAK KEMİĞİ ÇIKINTISI TEDAVİSİ

Şiddetine göre tedavi yöntemi de değişir. İlk evlerininde olan kemik çıkıntısı için ortopedik  bir alet kullanılır. Bu alet gece yatarken parmağa takılır. Uzmanlar genellikle bu hastalar için ayak numarasından bir beden büyük içeriğinde ortopedik taban olan ayakkabılar tercih etmelerini öneriyor.

Bu uygulamalar eklemleri sıkılaştırarak gevşemesi be büyümesini engellemenin yanı sıra yerine doğru oturmasını da destekler. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen geçmeyen çıkıntı için uzmanlar ameliyata başvurur. Ameliyat sonra dikkat edilmediğinde nüksedebilir.

Görüntü olarak lavantaya benzeyen karabaş otu, Akdeniz bölgesinde yetişen bitki, sinir hücrelerini yatıştırmada oldukça etkilidir. Peki karabaş otunun faydaları nelerdir? Karabaş otu nasıl kullanılır? Lavantanın çok yakın akrabası olan karabaş otu hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Haberin detayında karabaş otuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

Lavanta ailesine ait olan karabaş otu, Türkiye’de yalancı lavanta, gargan, keşiş otu gibi isimlerle adlandırılır. Özellikle Osmanlı devrinde koleranın yayılmasına karşı kullanılan karabaş otu, altertatif tıpta sıkça kullanılan bir bitkidir. Anti-bakteriyel etkisi olan karabaş otu, ballıbabagillerden gelir. Ülkemizde Batı Anadolu bölgesinde sıkça yetişen karabaş otu, dünyada Orta Avrupa’da yetişir. Yaz aylarında çiçek açan karabaş otu, taze ya da kurutularak da tüketilebilir. Ege Bölgesi’nde ise reçeli yapılır. Nadiren beyaz renkte olan karabaş otu mor ve mavi renklerde daha sık bulunur. Sivri uçlu ot uçlarında çiçekler bulunur. Kuraklığa karşı oldukça dayanıklı olan ot, nötr ve bazik toprakları tercih eder. Güçlü antioksidan olan karabaş otu, üst solunum yolu hastalıkları için birebir fayda sağlar.

KARABAŞ OTU FAYDALARI NELERDİR? 

Kötü kolesterol seviyesini dengeleyerek kalp damar hastalıklarını engeller.

Yapılan araştırmalarda kanserli hücrelerin büyümesini önleyerek tümörlerim oluşumunun önüne geçer.

Bağışıklık sistemindeki serbest radikalleri azaltarak hastalıklara karşı vücut direncini artırır.

Sık sık kuru öksürük şikayeti olanların düzenli karabaş otu tüketerek balgam yolu ile boğazdaki iltihabı atar. Göğüs ağrılarını azaltan karabaş otu, sigara içenlerde tıkanan bronşları açmada etkilidir.

Sinir hücrelerinin deforme olmasını engeller. Vücudu rahatlatarak sakinleştirir. Yorgunluk ve stres gibi psikolojik rahatsızlıkları iyileştirir.

Kaynatılıp suyu ile yaralar dezenfekte edebilir. Cildin hızla iyileşmesini sağlar. 

Aşırı yemek tüketiminden kaynaklı oluşan gaz problemini gidermede etkili olan karabaş otu, bağırsakları ve böbrekleri de temizler. 

Üst solunum yolları hastalıklarına karşı etkilidir. 

Taze olarak ezilip içerisine zeytinyağı eklendiğinde krem kıvamına getirilir. Vücudun hızla ter atılan yerlere sürüldüğünde vücutta terin neden olacağı kötü kokuyu engeller. 

KARABAŞ OTU NASIL KULLANILIR?

Kurutulan karabaş otu, 7 dakika boyunca kaynatılır. İçerisine zerdeçal, bal, zencefil ve limon eklenir. Karışım güçlü bir antioksidan etkisi gösterdiği için vücudu temizlemede de oldukça etkilidir. 

Hem bağırsakla ilgili sağlık problemlerinin tedavisi için kullanılan hem de kolay sindirimi ile kilo vermeyi kolaylaştıran GAPS diyetinin nasıl yapıldığını ve bu diyette dikkat edilmesi gereken noktaları sizler için derledik. Sağlıklı zayıflatan GAPS diyeti nedir, GAPS diyeti nasıl yapılır? İşte sağlıklı beslenme ile örnek GAPS diyeti listesi…

Çağımızın en büyük problemlerinden biri olan şişmanlamaya yönelik aranılan çeşitli yollar arasında kilo vermeyi sağlıklı yollardan sağlayacak beslenme programları ile öne çıkan GAPS diyeti, bağırsaktaki rahatsızlıkların çözümü olurken zayıflamayı da destekliyor. ‘İkinci beyin’ olarak karşımıza çıkan en önemli organlarımızdan biri olan bağırsak sindirim sisteminin odak merkezi olduğundan doğru ve sağlıklı beslenmeyle bağırsak sağlığı korunabilir. Zayıflamak için uygulanan diyet programlarından farkı otizm rahatsızlığından muzdarip kimseler üzerinde denenmiş olmasıdır. Sadece otizmde olmayığ bazı önemli hastalıkların tedavisi içinde önerilen beslenme programı olan GAPS diyeti, düşük karbonhidratlı olması ve bağırsak hareketlerini hızlandırması nedeniyle tercih edilebilir ideal beslenme çeşitlerindendir. Mutlaka doktor kontrolü ile uygulanması gereken GAPS diyetinde dikkat edilmesi gerekenleri sizlere derledik.

GAPS DİYETİ NE İŞE YARAR? GAPS DİYETİ NASIL YAPILIR?

Bağırsakta meydana gelmiş bozulmaları iyileştirmek, hasarlı ya da sızıntılı bölgeyi tedavi etmek için tercih edilebilecek doğru beslenme programıdır. Dışarıda işlenmiş olarak satılan gıdaların yerinin olmadığı GAPS diyetinde probiyotik destekli fermente edilmiş besinler tercih edilir.

ÖRNEK GAPS DİYETİ LİSTESİ:

İLK BÖLÜM:

Toplamda 6 bölümden oluşan diyetin ilk bölümlerinde ruhsal ve bedensel semptomları engeller. Bağırsakta sıkıntı oluşturabilecek gıdalar diyetten çıkartılır ve bağırsak duvarının onarımı gerçekleştirilir.

İKİNCİ BÖLÜM:

Gaps diyetinin ikinci bölümündeki diyet programında bağırsak florasının düzelmesi sağlanır. İlk bölüme göre hastalar GAPS diyeti ile daha da uyumlulardır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:

Hastalığın oluşturduğu ruhsal ve bedensel bulgular ortadan kalkar.

GAPS DİYETİNDEN ÇIKIŞ:

Dengelenen bağırsak florası, duvarı ve epitelyum dokusu iyice düzelmiştir. Yavaş yavaş diyetten çıkılabilir.

GAPS diyeti için 9 önemli besin

Bu programa başlamak için mutlaka alanında uzman bir beslenme uzmanına danışılması gerekir. Sağlıklı bir bağırsak içinde bu besinlerin tüketilmesi gerekir:

1. Kemik suyu 2- Ev yapımı yoğurt 3-  Ev yapımı turşu 4- Hindistan cevizi yağı 5- Avokado 6- Tatlı patates 7- Bal kabağı 8- Kırmızı pancar 9- Yer elması.

2019 ilkbahar ve yaz sezonuna veda etmeye sayılı günler kaldı. İlkbahar ve yaz dönemine damgasını vuran en şık parçalar, stil önerileri ve yeni tarzlar… 2019 ilkbahar ve yaz modasına damga vurmuş olan, halen daha sahil ve plajlarda gördüğümüz trendleri sizler için derledik. 2019 ilkbahar ve yaz döneminde hangi parçalar moda? Sezonun trendleri nelerden oluşuyordu? İşte 2019 ilkbahar ve yaz modası trendleri!

İlkbahar ve yaz sezonu için artık son dönemdeyiz. Ağustos ayı sonrasında sonbahar ve kış sezonu için hazırlık yapmaya başlıyor olacağız. Ancak bu dönemde 2019 ilkbahar ve yaz modasının son esintilerinin etkisini yaşıyoruz. Peki 2019’da ilkbahar ve yaz döneminin en belirgin trendleri nelerdir? İlkbahar ve yaz döneminde en çok karşılaştığımız, yazlık yerlere damgasını vuran parçalar ve stil, kombin önerileri nasıldı? Bu tarz birçok soruya yanıt bulabileceğiniz bir içerikle karşınızdayız. Sizler için 2019 ilkbahar ve yaz modasını belirleyen trendleri derledik. Sezonun son döneminde; hangi parçalar moda? Sezonun trendleri nelerden oluşuyor?

Ağustos ayının son zamanlarını sahil, yazlık yerler vb. alanlarda geçiren kişiler çoğunlukla spor parçaları tercih ederler. Ancak hem spor hem de klasik modelleri bir arada bulundurabileceğiniz modeller trendler arasında.

Klasik havayı oluşturmak için blazer ceketleri tercih edebilirsiniz.

Renk konusunda parlak tonlar, yazın son dönemlerinin sahip olduğu canlılığı yansıtmak konusunda etkili olacaktır. Parlak pantolonlar, etekler ve elbiseler, yaz sezonunun en göze çarpan parçaları.

MORHİPO: 170 / 150 TL

Yağ yakıcı özelliğiyle hızlı kalori yakmaya yarayarak sağlıklı yollardan zayıflamanıza yardımcı olacak acı biber kürü ile hızlı bir şekilde kilo verebilirsiniz. Hızlı kilo verdiren acı biber diyeti ile yağ yakımını kolay yoldan sağlayabilirsiniz. Acı biber yiyerek nasıl kilo verilir? Acı biber ile kilo vermenin püf noktaları neler? Kilo verdiren acı biber diyeti ile etkili zayıflama…

İnsan vücuduna sunduğu olumlu etkilerin yanı sıra kilo ermek isteyen kadınlarında diyetleri boyunca kolay bir şekilde yağ yakmasını sağlayan acı biber, acı sever kimselerin severek yiyebilecekleri ve kısa zamanda fayda görecekleri ideal bir besin kaynağıdır. Vitamin bakımından en az turunçgiller kadar yararlı olan acı biberin özellikle de kırmızı renkte olanları B, C ve K vitamini bakımından zengindir. Hem kilo vermeyi hızlandıran hem de yağ yakıcı özelliklere sahip olan acı biberi fazla tüketmek bağırsakta problemlere sebep olabileceği için ölçülü miktarda tüketilmelidir. Vücut direncinin de artmasını sağlayan acı biberi diyette nasıl tüketebileceğinizi merak ediyorsanız haberimizin detaylarını inceleyebilirsiniz. Zayıflamak için acı biber nasıl tüketilmeli? Acı biber diyeti nasıl yapılır? Acı biber yemenin faydaları neler? Acı biber ile kilo vermenin sırları…

ACI BİBER YİYEREK NASIL KİLO VERİLİR?

Vücuttaki oksijenin artması konusunda etkili olan acı biber, metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olan en ideal besinlerden biridir. Düzenli tüketildiği takdirde bağırsakların düzenli çalışmasına yarayan ancak fazla tüketildiğinde de zararı dokunan acı biber, içerisindeki kapasisin maddesiyle damakta acılık hissi bırakır. Oldukça düşük bir kalorisi olan ve kolay sindirilebilen biber tüketimi ile vücut ısısını arttırabilir, kalori yakma hızını sağlayabilirsiniz.

Midesinden hassas olan, hemoroit ya da ülser gibi sıkıntısı olan kişilerin acı biber tüketmesi bazı sorunlara yol açabilir. Bu kimseler ancak doktor kontrolü içerisinde ölçülü miktarda tüketebilir.

KİLO VERDİREN ACI BİBER KÜRÜ TARİFİ

Hemen hemen her evde kolaylıkla bulunabilecek malzemelerle hazırlayabileceğiniz acı biber kürü ile yağ yakımını destekleyebilirsiniz. Sindirim sisteminin düzene girmesini sağlayan ve yağların erimesini kolaylaştıran acı biber kürü ile kilo vermeyi hızlandırabilirsiniz. Günlük olarak taze taze tüketmeniz gereken acı biber kürünün tüketiminde toplam 3 bardak kadar içilebilir. Peki acı biber kürü nasıl hazırlanır? İşte yapılışı…

MALZEMELER:

3 tatlı kaşığı acı kırmızı pul biber
3 tane taze limonun suyu
3 su bardağı kaynatılmış sıcak su

YAPILIŞI:

Yukarıda bahsedilen malzemeleri boş bir kapta karıştırıp günlük 3 bardak tüketin. Her gün muhakkak taze tüketilmesi gereken acı biber kürünün yanında günlük 2,5-3 litre kadar su tüketimine gayret gösterin.

Afiyet olsun…

ACI BİBERLE KİLO VERME ÇEŞİTLERİ NELER? ACI BİBER NASIL TÜKETİLMELİ?

Acı biber yiyerek zayıflamak istiyorsanız tüketebileceğiniz en sağlıklı öneriler şunlardır:

– Her gün spor egzersizleri uygulamadan yarım saat önce acı biber tüketin. Böylelikle yağ yakımı 2 kat daha hızlanacaktır.

– Özellikle öğlenleyin ve akşamleyin tüketebileceğiniz acı biber kilo vermeyi kolaylaştıracaktır.

– Yemek ve salata gibi yiyeceklerle beraber acı biber tüketimini arttırabilirsiniz.

ACI BİBER ÇAYI NASIL YAPILIR? YAĞ YAKICI DESTEKLİ ÇAY TARİFİ

MALZEMELER:

-1 çay kaşığı kırmızı acı biber

-1 diş ezilmiş sarımsak

-1 tutam biberiye otu

-1 dilim limon

-1 bardak sıcak su 

YAPILIŞI:

Kaynamış bir bardak suyun içine sarımsak, acı biber ve biberiye otunu ilave edin. 5 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzüp isteğe göre limon koyun. Çayı biraz daha tatlandırmak için bal koyulabilir. Günde 2 bardak kadar tüketebilirsiniz.

İnsan vücudunun ihtiyacı olan birçok vitamin ve minerali içeren kırmızı et, uzmanların şiddetle tüketmesini tavsiye ettiği besinler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak kırmızı etinde kendine göre çeşitleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları faydaları bazılarının zararları vardır. Özellikle kronik hastalıkları olan kişilerin kırmızı et tüketirken dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunuyor. Peki kırmızı etin faydaları nelerdir? Haftada kaç gün kırmızı et tüketilmelidir? Haberin detayında bu soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

Demir, kreatin, çinko, fosfor ve B vitamini kompleksi bakımından zengin olan kırmızı et, ayrıca çok güçlü bir lipolik asit kaynağıdır. Kırmızı et üzerinde yapılan araştırmalarda etin insan sağlığına hem yararı hem zararlı olduğu gözlenmiştir. Uzmanlar bu konuda özellikle işlenmiş etin yağ oranının artığını bu yüzden damar tıkanıklığı, kötü kolesterol düzeyinin artığına neden olduğunu belirtirken diğer bir yandan işlenmemiş saf etin kanser hücrelerini azaltığını ve hücre yapısını güçlendirdiği vurgulanıyor. Ülkemizde kırmızı et tüketimi oldukça fazladır. Özellikle Doğu Anadolu’da salamurası yapılan kırmızı et, Dünya ülkelerinde de en az tüketime sahip olanlar ise Asya ülkeleridir. Kırımız et üzerinde birçok çalışma halen devam etmektedir. Gelişme çağındaki çocukların ihtiyacı olan proteinleri tek seferde karşılayan kırmızı et, vücudun enerji oranını da yükseltir. Kırmızı etler arasında yağ oranı en az olan dana eti uzmanların tüketimi tavsiye edilen çeşididir. Aksi halde koyun etinin içerdiği hayvansal yağ oldukça fazla olduğundan ciddi hastalıklara davetiye çıkarır. Tüm bunların yanı sıra tüketilmesi her ne kadar tavsiye edilse de belli aralıklarla tüketilmesinin daha uygun olduğunu hemen hemen her uzman vurgular. Hafta da ortalama 3 gün 100 gram tüketilmesi vücut sağlığının ihtiyacı olanı karşılayacaktır.Medipol Hastenesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Diyetisyen Canel Öner Yasemin.com editörlerine kırmızı et konusunda merak edilenleri açıkladı:

KIRMIZI ETİ KİMLER NE KADAR TÜKETMELİDİR?

100 GRAM KIRMIZI ETİN BESİN DEĞERLERİ;

Protein / 27 gram

Yağ / 8 gram

Kolesterol / 86 miligram

Potasyum / 220 miligram

Sodyum / 60 miligram

Kalsiyum / 20 miligram

Demir / 3 miligram

KIRMIZI ETİN FAYDALARI NELERDİR?

Kırmızı et herhangi bir besinle beraber tüketilmediğinde vücudun ihtiyacı olan demirin yüzde 35’ini sağlar. Vücudun demir emilimini sağlamasının en etkili yolu ise kırmızı etin içerdiği yağın çok az olması gerekir. Demir oranı düşük olan kişilerin haftada en fazla 3 gün aralıklı kırmızı et tüketerek bu oranı dengeleyebileceklerini vurguluyor.

Gelişim çağındaki çocukların daha sağlıklı büyümesi için ihtiyaçları olan kalsiyum ve çinko bakımından oldukça zengindir. Düzenli olarak tüketildiğinde kaslarda bulunan keratin seviyesini dengeler. 

İçerdiği yağ nedeniyle kalp damar hastalıklarını kötü etkilediği bilinir. Ancak uzmanlar yağ oranı az ve doğru koşullarda pişirilen etin kalp ve damar rahatsızlıklarını engellediğini hatta kan seviyesini dengelediğinden kalbin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olduğunun söylüyor.

Sinir sistemi vücudumuzda bağışıklık sisteminden sonra en çok hasara uğrayan bölgedir. Kırmızı et içerdiği zengin kalsiyum maddesi sayesinde bu hücrelerin sağlığını korur. Alzheimer gibi ileri yaşlarda görülen hastalıkların da ortaya çıkmasını engellediği gözlemlenen kırmızı eti uzmanlar özellikle hafıza için tüketilmesi gerektiğini vurgular.

Keratin saçın ihtiyacı olan en önemli maddelerden biridir. Bazı koşullarda vücudumuzda azalan keratin saç dökülmesine yıpranmasına neden olur. Uzmanlar bu durumun engellemenin en sağlıklı yolunun ise kırımız et tüketimini artırmaktan geçtiğini vurguluyor.

B vitamini kompleksi bakımından en zengin besin olan kırmızı et, bağışıklığı güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun direncini artırdığı söyleniyor. B vitamini kompleksi bağışıklığın yanı sıra sindirim sistemindeki organların fonksiyonlarını da iyileştirerek, sindirim hastalıklarına zemin hazırlayan durumları azaltır. 

Sindirimi düzenlendiğinde diyet listelerine rahatlıkla eklenebilir. Ancak yağsız olan ve yanında yeşillik tüketilmesi tavsiye edilir. Aksi halde kırmızı et aşırı derecede karbonhidrat ve protein içerdiğinden et bir besinle beraber bu özelliklerini yitirir. Bu yüzden uzmanlar etin tek başına tüketilmesinin daha fazla fayda sağlayacağınız vurguluyor.

AŞIRI TÜKETİLEN KIRMIZI ETİN ETİLERİ VE KOYUN ETİNİN ZARARLARI NEDİR?

Dana etine oranla koyun etinin yağ oranı fazladır. Bu yüzden aşırı tüketildiğinde kötü kolesterol düzeyini artırır.

Damarların duvarlarında yağ birikmesine neden olur. Hem damar tıkanıklığı ham damar sertleşmesi gibi hastalıklara davetiye çıkarır.  Bu da kalp hastalıklarının yaşanma riskini artırır.

Sindirime faydası olduğu kadar fazla tüketildiğinde sindirim organlarındaki hücrelerin mutasyonları ile oynayarak kanserli hücrelere ya da bu organların fonksiyonlarının zayıflamasına neden olur.

Aşırı tüketilen koyun eti kan basıncının seviyesini artırarak yüksek tansiyona davetiye çıkarır.