Arzum Onan, hem duru güzelliği hem de evliliği ve yapığı işlerle kendisine hayran bırakan bir isim. 2019 yaz modasının trendleri, Arzum Onan’ın stilinden yola çıkılarak hazırlandı. Machka markasıyla işbirliğine giden Arzum Onan, kendi tarzını yansıtan stil ve modelleri markanın yeni kreasyonuna ekledi. Kreasyonda yer alan her modelin, 2019 yaz modasında yer alan trend parçalar olduğunu görüyoruz. Sizler için, Arzum Onan’ın stilinden ilham alınarak hazırlanan 2019 yaz moda trendlerini bir araya getirdik.

1993 yılında Türkiye güzeli olarak hayatımıza giren, aynı yıl Avrupa güzeli seçilen Arzum Onan, 1996 yılında oyuncu Mehmet Aslantuğ ile yaptığı evlilikle kendisine daha sade bir hayat seçen Onan, heykeltraş olarak çalışmalarını sürdürüyor. Kendine has stiliyle daima beğeni toplayan Onan, sadeliğini kıyafetlerine de yansıtıyor. Öyle ki bu yönü 2019 yaz modasına da ilham vermiş durumda. O, bu sezonu marka yüzü olarak değil tasarımlar yaparak geçirdi. Machka markasıyla yaptığı işbirlik sonucunda Arzum Onan’dan alınan ilhamla kısa sürede 2019 yaz modasının trendleri oluştu. Bu içeriğimizde, hem 2019 yaz modasının en çok tercih edilen stillerine hem de bu yol üzerinden Arzum Onan’ın stiline yakından bakalım:

ARZUM ONAN’IN STİLİNDEN İLHAM ALINARAK HAZIRLANAN 2019 YAZ MODA TRENDLERİ

Tüm modellerde düz kesim ve sade desenler öne çıkıyor. Kahve ve siyah renkler, yaz sezonu için en çok tercih edilenler arasında demek mümkün. Belden oturtmalı modellerdeki detaylar, kemer ve düğme modelleri. 

MACHKA: 995 TL / 1.295 TL

Arzum Onan’ın Instagram hesabından paylaştığı bazı fotoğraflarda, beyaz gömlek siyah etek kombinlerini görüyoruz. İşte bu da etek model trendlerinde en çok öne çıkanlar arasında. Siyah, lacivert ve düz kesimli etekler…

MACHKA: 1.795 / 1.995 TL

Sadece siyah ve gri renkler değil elbette, beyaz ve krem renkler de sezonun en trend renkleri arasında yer alıyor. 

MACHKA: 695 / 1.595 TL

MACHKA: 795 / 995 TL

MACHKA: 1.295 / 1.195 TL

Mis gibi tarçın kokusu, ağızda dağılan kıvamı ve kıyır kıyır dokusuyla adeta kendine ilk tadımda hayran bırakan enfes tarçınlı lokmacık kurabiyenin tarifini sizlere veriyoruz. Çayın veya kahvenin yanına ikram edebileceğiniz tarçınlı kurabiyenin tarifini yazımızda bulabilirsiniz.

Uzun süre bayatlamayan aynı zamanda yapımı çok basit bir kurabiye tarifi görmeye hazır mısınız? Adeta çay saatleri için hazırlanmış olan tarçınlı tek lokmalık enfes bir kurabiye tarifi sadece yasemin.com’da! Mis gibi kokan aynı zamanda ağızda dağılan lezzetli tadı ile gönülleri fethedecek tarçınlı lokmacık kurabiye çocuklarında bayılacağı türden.

TARÇINLI LOKMACIK KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

250 gram oda sıcaklığında margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı pudra şekeri
1 su bardağı hindistan cevizi
1 aldığı kadar un
1 su bardağı tarçın
1 bardak pudra şekeri 

YAPILIŞI

Pudra şekeri ve tarçın hariç tüm malzemeleri derin bir kabın içerisinde güzelce karıştırın. Daha sonra unu kontrollü bir şekilde ilave ederek yoğurmaya başlayın.

Fındıktan biraz büyük parçalar alıp yuvarlayarak şekillendirin. Hamur bitene kadar devam edin.

Hazırlanan hamurları fırın tepsisine dizin. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında hafif pembeleşene kadar pişirin.

Fırından aldıktan sonra üzerine hemen tarçın serperek soğuduktan sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Sevdiklerinizi bir araya getirecek yapımı çok basit, ağızda dağılan kıvamıyla misafirlerinizin çok beğeneceği pamuk tarlası tatlısının tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Adından da anlaşıldığı üzere pamuk gibi yumuşacık iç harcıyla her daim yapabileceğiniz pamuk tarlası tatlısının tarifi yazımızda.

Çayın yanında ne yapsam güzel olur diye düşünenler için enfes bir tatlımız var. Yumuşacık, sünger gibi bir kek, üstünde nefis kıvamlı bembeyaz bir krema, onun da üstünde hindistan ceviziyle süslenen pamuk tarlası tatlısının yapımı çok pratik. İsmini tadından olan bu tatlı pamuk tarlası olarak anılıyor. Hem sütlü hem de hafif olan pamuk tarlası tatlısı yeni gelinlerin favorisi olacak türden. İstanbul’da belirli yerlerde satılan pamuk tarlası tatlısı kapış kapış gidiyor. Ülkemizde son yıllarda adını çokça duyduğumuz trileçeye rakip olacak pamuk tarlası tatlısını siz de kendi ellerinizle yapmak için geç kalmayın.

PAMUK TARLASI TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet yumurta
Yarım su bardağı toz şeker
Yarım kahve fincanı sıvı yağ
Yarım kahve fincanı su
Yarım su bardağı un
Yarım su bardağı buğday nişastası
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Islatmak için;

3/4 su bardağı süt

Kreması için;

500 ml. süt
Yarım su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı buğday nişastası
1 paket vanilin
1 paket krem şanti

Üzeri için;

1,5 çay bardağı hindistan cevizi

YAPILIŞI

Derin bir kabın içerisinde yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar yüksek hızla çırpın.

Ardından içerisine yağ, su, un, nişasta, vanilya ve kabartma tozunu da ekleyip çırpmaya devam edin.

Hazır hale gelen karşımı kare bir fırın kabını yağlayıp, içerisine aktarın.

180 derece fırında üstü kızarana dek yaklaşık 20 dakika pişirin.

Kek pişerken kremasını hazırlayabilirsiniz. Tencereye süt, şeker, un ve nişastastayı alıp karıştırın. 

Kaynayana dek sürekli karıştırın ve kaynamaya başladıktan sonra 3 dakika kadar daha karıştırarak pişirin ve altını kapatın. Vanilyayı ekleyip karıştırın.İçine krem şantiyi de koyun ve kabarana dek çırpma teli ile çırpın.,

Kek pişince fırından alın 5 dakika kadar bekledikten sonra üstüne sütü gezdirin. Kek biraz soğuduktan sonra, hazırladığınız kremayı üstüne yayın ve son olarak üstünü Hindistan cevizi ile kaplayın.

Buzdolabından soğuttuktan sonra dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Pek çok tatlıda kullanılan ve çok sevilen karameli evde kendiniz yaparak kullanmak ister misiniz? Özellikle Trileçe gibi tatlıları evde yaparken ihtiyacımız olan karamel yapmanın pratik tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Enfes karamel nasıl yapıl yapılır? Tarifi bugünkü yazımızda…

Karamel, şekerin yavaşça ısıtılması sonucu eriyerek moleküllerinde ortaya çıkan değişiklik sonucu kahverengi bir renk alması ve güzel bir lezzet kazanması yoluyla yapılan yiyecektir. Şekerin karamele dönüşmesi genellikle 170 °C civarında olur.İçindeki maddelerin birbiriyle oranına bağlı olarak yumuşak ya da katı olabilir. Sert ya da yapışkan olabilir. Şekere eklenen glikoz topaklanmayı önler. Ayrıca yoğunlaşmayı da glikoz sağlar. Tatlı olarak yenen karamelaya katılan süt hem tat verir, hem de şekerin yumuşak ve çiğnenebilir bir kıvam almasını sağlar. Türk mutfağındaki bazı tatlıların içerisine eklenen karameli evde kendi ellerinizle pişirmeye ne dersiniz? 

EVDE KARAMEL TARİFİ:

MALZEMELER

1,5 su bardağı toz şeker
Yarım su bardağı su
2 yemek kaşığı tereyağı
Yarım paket sıvı krema
4 damla limon suyu 

YAPILIŞI

Toz şeker, su ve taze sıkılmış limon suyunu bir tavanın içine alın ve ocağın üzerinde pişirmeye başlayın. 

Şeker karamelize olmaya başladığında içine tereyağını katarak erimesini sağlayın. 

Tereyağını erittikten sonra içine krema koyarak hızlıca karıştırın. 

Karamel, pişmeye başlayınca ocaktan alıp kullanmaya başlayabilirsiniz. 

Afiyet olsun…

Hamilelik döneminin özellikle de ilk aylarında gelen kahverengi lekelenmelerin tehlikeli bir durum olup olmadığı pek çok anne ve baba adayı tarafından merak ediliyor. Anne adaylarından gelen kahverengi lekelenmelerin (akıntıların) nedenlerini ve hangi renk akıntıların normal olduğunu haberimizin detaylarından okuyabilirsiniz! Peki hamilelikte lekelenme neden olur? Kahverengi akıntı düşük belirtisi mi? İşte hamilelik döneminde leke gelmesi…

Hamilelikte anne adaylarından sık gelen bir durum olan lekelenme, ilk görüldüğü zaman endişe uyandırabilir. Bu durum genelde tehlikeli bir durumun habercisi olsa da bazı zamanlarda normal bir durum olarak algılanabiliyor. Lekelenmeyi gördüğünüz an vakit kaybeden nedenini öğrenmek için doktorunuza gitmelisiniz. Düşüğün bile habercisi olabilen lekelenmede anne adaylarının bilmesi gereken bilgileri sizler için derledik. Peki hamilelikte kahverengi leke neden gelir? Lekelenmenin sebepleri neler? İşte cevabı…

Hamilelikte görülen durumlardan biri olan kahverengi lekeler (akıntılar), rahim ağzı sıvısıyla karışmış yeni olmayan bir kandır. Gelen pıhtılaşma ile beraber kanın rengi daha koyu bir renge, kahverengine ya da siyah gibi bir renge döner. Çoğu hamilelerin ilk trimesterında rastlanan bu durum hamilelik fark edilmediği zaman bile olabilir. Döllenen yumurta rahim astarına yerleşmeye çalışırken implantasyon kanaması ile görülen lekelenme, ikinci trimesterda daha da seyrekleşir. Yeniden ilk trimesterda olduğu gibi üçüncüsünde de daha sık rastlanır ve bu durum nişanın belirtisidir.

HAMİLELİKTE AKINTI NEDEN OLUR? KAHVERENGİ LEKELENME…

1- HORMONLARIN ETKİSİ: Hamilelikte kahverengi leke gelmesinin asıl sebebi östrojen hormonundan kaynaklanmaktadır. Zararsız olan bu akıntı açık renkte ya da kıvamı koyu olanlardır. Kötü kokulu ve ağrılı ise sistit gibi sorunlara işaret edebilir. Akıntıların en tehlikelisi kırmızı olanlardır. Düşüğün sinyali olarak karşımıza çıkan kırmızı akıntılarda bir yoğunluk ve pıhtılar varsa düşük gerçekleşmeye başlıyor demektir.

2- VAJİNAL ENFEKSİYONLAR: Vajina bölgesinin enfeksiyon kapması ile kahverengi akıntılar görülebilir.

3- DIŞ GEBELİK: Yumurta ile sperm hücresinin birleşmesi sonucu embriyonun rahim dışında bir yere yerleşmesi ile gerçekleşir. Dış gebelikle beraber kahverengi akıntı ya da kırmızı kanamalar olur.

4- KİLO DEĞİŞİMLERİ: Kısa zamanda kilo alıp vermek kahverengi lekelenmelerin sebebi olabilir.

5- İLİŞKİ DURUMU: Eş ile beraber fiziksel temasta bulunmasının sonucu akıntı görülebilir.

6- DÜŞÜK: Özellikle de ilk aylarda düşüğün habercisi olabilir.

HAMİLELİKTE AKINTI RENKLERİ NE ANLAMA GELİYOR?

ŞEFFAF VEYA SÜT BEYAZI

Hafif kokulu, şeffaf ya da süt beyazı renginde olan akıntılar doğal ve sağlıklıdır. Yoğunluğa ve rengine göre tehlike durumu değişir. Şeffaf akıntı suyun gelmesi ile karışabilir, erken doğumun habercisi olabilir.

BEYAZ VE PÜTÜRLÜ

Beyaz veya beyazımsı pütürlü bir vajina akıntısı mantar enfeksiyonu habercisi olabilir. Kaşıntı, yanma, ağrılı idrara çıkma veya ilişki esnasında ağrı yapabilir.

KAHVERENGİ

Hamileliğin belirtisi olarak karşımıza çıkabilen kahverengi akıntılar koyu ise doktor ile görüşülmelidir.

PEMBE VE KIRMIZI

Pembe; ilk zamanlar ve son haftalarda görülebilir. Düşük işareti ya da dış gebeliği tetikleyebilir. Parlak vajinal akıntı kırmızı ise direkt olarak doktorla görüşülmelidir.  Kramp ve karın ağrısı varsa düşük ya da dış gebelik belirtisi olabilir.

HAMİLELİKTE KAHVERENGİ AKINTI NE KADAR SÜRER?

Çoğu zaman normal bir durum olarak nitelendirilen kahverengi lekeler (akıntılar) ilk üç haftada ve ilk trimesterda görülür. Kısa aralıklarla süren akıntı birkaç haftayı geçiyorsa risk almamak için doktora gidilmelidir. Akıntı ile beraber kasıklarda ağrı, kötü koku, titreme ve ateş eşlik ediyorsa tehlikeli olabilir.

Günümüzün moda trendleri arasında çizgi karakterler görsellerinin basılı olduğu t-shirt, sweatshirt ve gömlekler yer alıyor. Bu trendler arasına şimdi de Harry Potter girdi. Büyülü yeni koleksiyon adıyla sunulan Harry Potter tasarımlı parçalar, yeni sezonda en çok dikkat çeken modeller arasında yer alıyor. Harry Potter tasarımlı yeni modellerle ilgili tüm detaylar içeriğimizde.

Harry Potter, bilim kurgu, Dünya edebiyat ve sinema tarihinin en kült eserlerinden biri. Üzerinden yıllar da geçse ilgisini ve hayranlarını asla kaybetmeyen Harry Potter, posterleri, defterleri ve aksesuarlarından sonra modaya da yön vermeye başladı. T-shirt, eşofman, hırka ve etek modelleriyle Harry Potter, hayranlarının üzerinde kendisine yer buluyor. Harry Potter hayranları için tasarlanan ‘büyülü yeni koleksiyon’ ismindeki yeni çalışmalar, özellikle üniversiteye giden genç hanımlar ve sosyal hayatında daha spor ve kendi ilgilerine yönelik bir stil belirlemek isteyenler için oldukça ilgi çekici. Hem kot pantolonlar hem de kot şortlarla rahatlıkla kombinleyebileceğiniz bu parçalara, gelin daha yakından bakalım:

HARRY POTTER YENİ SEZON MODELLERİ

Harry Potter deyince akla ilk gelen şey Hogwarts’dır. Hogwarts’ı temsil eden tasarımlar, sarı ve beyaz renklerle modellerin üzerine işlenmiş durumda. T-shirt haricindeki modellerde de bordo renk tercih ediliyor.

Birçok insanın yaşadığı ancak üzerinde durmadığı sağlık sorunlarından biri gece uykuda terlemedir. Peki gece uykuda terlemenin nedenleri nelerdir? Terlemeye ne iyi gelir? Erkeklere oranla kadınlarda sık sık yaşanan rahatsızlığa başka hastalıklar neden olmaktadır. Özellikle ruhsal hastalıklar ve hormonsal dengesizliğin neden olduğu gece uykuda terleme hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık.

Uyku  insan fizyolojisinin otomatik ihtiyaç duyduğu bir aktivitedir. Vücut özellikle bu süreçte kendini yenileme ve dinlenme fırsatı bulur. Bu yüzden uyku insan sağlığını da etkiler. Yaklaşık 85 uyku hastalığı vardır. Günümüzde giderek çoğalan kronik uykusuzluk bunların başında gelir. Uyku bozukluğunun birçok nedeni vardır. Bunlar arasında en yaygını ruhsal hastalıklardır. Özellikle 25 -40 yaş arasını tehdit eder. Uykusuzluk sanıldığı gibi basit bir rahatsızlık değildir. İntiharla bile sonuçlanan vakalar vardır. Uykusuzluğun yanı sıra uyku sırasında da yaşanan bazı olaylar ya da hastalıklar bir başka rahatsızlıklara zemin hazırlar. Bunlardan biri de gece uykuda terlemedir. Halk arasında gece terlemenin kötü rüyadan kaynaklandığı bilinse de aslına uyurken terleme tamamen bilimsel bir durumdur. Hatta bazı uzmanlara göre rahatsızlıktır. Vücudun gece yatarken yenilenmeye geçmesi gibi hastalanması da olası bir faktördür. Özellikle gün içerisinde biriken zararlı toksinler veya hücreler gece harekete geçerek hastalıklara neden olur. Gece terlemenin beraberinde halsizlik, kilo kaybı ve ağrılar yaşanır. 

GECE UYKUDA TERLEMENİN NEDENLERİ NELERDİR?

Değişen hormon miktarı terlemeye neden olan en önemli faktördür.

Üst solunum yolları ile vücuda giren virüslerde terlemeye neden olur.

Beyinin herhangi bir hasara uğraması vücut ısısını etkiler. Bu da özellikle baş bölgesinde terleme gibi belirtilerle kendini gösterir.

Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri de terlemeye yol açar.

Kandaki şeker oranının artması ter bezlerini harekete geçirir bu da genellikle bacak arası ve kolduk altında kokulu terlemeye neden olur. 

Böbrekleri üşütmek ya da böbrek üstü bezlerinin iltihaplanması da terleme yaşanmasına sebebiyet verir.

Nadiren de olsa kanser hastalıklarının ilk belirtisi arasında terleme vardır. 

TERLEMEYE NE İYİ GELİR?

Terlemeyi azaltmak için vücudun yeterli miktarda magnezyum ve B vitaminine sahip olması gerekir. Bu durum içinde;

Her sabah bir çay bardağı sıkılmış domates suyu içilebilir. Domates içerdiği antioksidan sayesinde ter bezlerine neden olan virüs ve hastalıkları idrar ve dışkılama yolu ile vücuttan atar.

Yeşil çayda yatıştırıcı maddeler içerdiğinden terlemeye neden olan zararlı hücrelerin sayısını azaltmaya yardımcı olur. Uzmanlar günde iki bardak yeşil çay tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.

 Bir çay kaşığı meşe ağacı kabuğu, okaliptüs ve ceviz yaprağını yaklaşık 1 litre suda kaynatınız. Karışımı süzdükten 1 litreye kadar soğuk su ekleyerek terleyen bölgeleri bu suyla temizleyiniz.

Günümüzün moda trendleri arasında çizgi karakterler görsellerinin basılı olduğu t-shirt, sweatshirt ve gömlekler yer alıyor. Bu trendler arasına şimdi de Harry Potter girdi. Büyülü yeni koleksiyon adıyla sunulan Harry Potter tasarımlı parçalar, yeni sezonda en çok dikkat çeken modeller arasında yer alıyor. Harry Potter tasarımlı yeni modellerle ilgili tüm detaylar içeriğimizde.

Harry Potter, bilim kurgu, Dünya edebiyat ve sinema tarihinin en kült eserlerinden biri. Üzerinden yıllar da geçse ilgisini ve hayranlarını asla kaybetmeyen Harry Potter, posterleri, defterleri ve aksesuarlarından sonra modaya da yön vermeye başladı. T-shirt, eşofman, hırka ve etek modelleriyle Harry Potter, hayranlarının üzerinde kendisine yer buluyor. Harry Potter hayranları için tasarlanan ‘büyülü yeni koleksiyon’ ismindeki yeni çalışmalar, özellikle üniversiteye giden genç hanımlar ve sosyal hayatında daha spor ve kendi ilgilerine yönelik bir stil belirlemek isteyenler için oldukça ilgi çekici. Hem kot pantolonlar hem de kot şortlarla rahatlıkla kombinleyebileceğiniz bu parçalara, gelin daha yakından bakalım:

HARRY POTTER YENİ SEZON MODELLERİ

Harry Potter deyince akla ilk gelen şey Hogwarts’dır. Hogwarts’ı temsil eden tasarımlar, sarı ve beyaz renklerle modellerin üzerine işlenmiş durumda. T-shirt haricindeki modellerde de bordo renk tercih ediliyor.

Türk mutfaklarının vazgeçilmez lezzeti olan patlıcanın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Nikotin bakımından oldukça zengin olan patlıcan aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan nikotinin yüzde 80’ini kolaylıkla karşılar. Peki patlıcanın faydaları nelerdir? Patlıcan saplarının çöpe atılmaması konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor. Özellikle basur hastalığında doğal ilaç olarak önerilir. Haberin detayında patlıcana dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

M.Ö. 5’inci yüzyılda ilk kez Hindistan’da yetiştirilmiştir. İpek yolu ticareti ile Afrika ve Doğu Avrupa’ya yayılan patlıcan, küçük bir ağaç kadar büyüyen çiçeklerden ortaya çıkar. İlk yetiştirildiği yıllarda süs bitkisi olarak kullanılan patlıcan yıllar içinde yiyecek olarak tüketilmiş ve çeşitlendirilmiştir. İçeriğinde çok az miktarda nitokin barındırmasına rağmen tüketilen tek besindir. 100 gram patlıcanın içinde kalori değeri 24, 1.1 gram protein, 2 gram yağ, ve 5.5 gram karbonhidrat vardır. Vitamin içeriği bakımından ise; 100 gramında 30 IU A vitamini, 0.4 mg B1 vitamini, 0.5 mg B2 vitamini ve 5 mg C vitamini bulunur. Ülkemiz birçok mevsimi yaşadığı için ve birçok toprak türüne sahip olduğu için patlıcan yetiştirmekte de diğer ülkelere göre ön sıralardadır. Ayrıca tüketiminde de diğer ülkelerden daha öndeyiz. Patlıcanın gövdesinin olduğu kadar sapı da faydalıdır. Sapı topraktan gelen tüm vitamin ve mineralleri barındırdığından saplar kaynatılıp tüketildiğinde başta hemoroid olmak üzere cilde, saçlara ve bağışıklığa kadar birçok fayda sağlar.

PATLICAN SUYU NE İŞE YARAR?

PATLICAN SAPLARINI SAKIN ÇÖPE ATMAYIN!

Patlıcan sapı içerdiği B2 ve A vitaminleri göz sağlığında oldukça etkilidir. Yüksek miktarda vitamin barındıran patlıcan sapı, 5 gün boyunca düzenli tüketildiğinde göz sinirlerinde deforme olmuş hücrelerin kısa sürede yenilenmesini destekler. Bunun yanı sıra çevresel faktörlerden dolayı zayıflayan korneanın da kuvvetlenerek görme kaybını ortadan kaldırır.

Güçlü bir lif kaynağı olan patlıcan sapı, sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar. Ayrıca içerisinde yağ oranı az olduğundan patlıcan sapı kaynatılıp tüketildiğinde zayıflamaya yardımcı olur. Doyurucu etki veren patlıcan suyu, kahvaltıdan önce tüketildiğinde kabızlık gibi yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıkları önler. Ayrıca bağırsaklardaki zararlı bakterileri vücuttan atar. Tüm sindirimi yenilemede etkili olan patlıcan, mide asidini dengelemede etkili olan besinlerden biridir. Bu özelliği sayesinde ülser, reflü ve gastrit gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler.

Ayrıca ıspanaktan sonra demir bakımından en zengin olan besin patlıcanın sapıdır. Demir maddesi vücuttan azaldığında kansızlık gibi rahatsızlıklara neden olur. Bu da yorgunluk, stres ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkları önlemenin yanı sıra kemiklerin genişlemesini sağlar. Patlıcan sapının suyunu uzmanlar, özellikle ergenlik, regl ve hamilelik dönemlerinde tüketilmesini öneriyor. 

Antioksidan bakımından zengin olduğundan vücuttaki tüm toksinleri idrar yolu ile atar. Özellikle karaciğerde biriken yağlı toksinlerin birikmesini önler. Bunun yanı sıra cilt hücrelerinin de yenilenmesinde etkili olan patlıcan, cildin daha parlak ve genç görünümlü olmasını destekler. 

Patlıcan sapı ayrıca insülin seviyesini de dengeleyerek şekerin aniden yükselmesini engelleyerek şeker hastalığının yaşanma riskini azaltır.

Günümüzde yaygın olan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hemoroid yani basur hastalığına iyi gelir. 4 adet patlıcan sapı ve 4 su bardağı su bir tencerede iyice kaynatın. iyice kaynayan bu suyun kapağını açmadan ocaktan alın ve soğumaya bırakın. Daha sonra soğuyan suyu süzgeçten geçirip suyu bir kaba koyup kaldırın. Sabah kahvaltılarından önce bir bardak tüketin. Bu sadece hemoroide değil yukarıda saydığımız diğer tüm hastalıklara iyi gelir.

PATLICANIN FAYDALARI NELERDİR?

Vücudun demir emilimini destekler. Anemi gibi ciddi sağlık sorunlarını önler.

Kalorisi düşük, lif oranı yüksek olan patlıcan kilo vermek isteyenler için ideal bir besindir. 

Ayrıca içerdiği lif sindirimi kolaylaştırdığından bağırsak hastalıklarının önüne geçer. Günümüzde giderek yaygınlaşan kolon kanserinin yaşanmasını engeller.

Sigara bırakmada en etkili besindir. Çünkü içeriğinde doğal nikotin barındırır. 

Anti bakteriyel etkisi sayesinde serbest radikallerden vücudu arındırır. 

İçerdiği C vitamini sayesinde cildin parlak ve canlı görünmesini sağlar. 

Beyindeki sinir hücrelerinin azalmasını engelleyerek, ileri yaşlarda görülme ihtimali olan unutkanlığı önler.

Denizlerde yaşayan beyni bulunmayan denizanası, herhangi başka bir canlı ile temas ettiği an, dokungaçlarındaki zehri koruma olarak saldılar. Bu durum denizdeki tüm canlıları ve denize giren insanları öldürebilecek kadar güçlü bir zehirdir. Peki denizanası sokmasında ne yapılmalıdır? Deniz anası hakkında bilinmesi gerekenler nelerdir? Sizler için deniz anaları hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında denizanasına dair merak edilen her şeyi bulabilirsiniz.

Medüz olarak da bilinen denizanası, beyni olmayan sistematik hareket eden bir canlı türüdür. Eşeysiz üreme şekline sahiptir. Yayvan ve kubbeli şapkası bulunan yumuşak yapılı dokungaçlı bir yapıya sahip olan denizanası kokulara karşı olan duyarlılığı sinir sistemindeki ışıkla sağlar. Denizdeki balıklarla beslenen denizanası kendini korumak için yüksek miktarda zehir barındırır. Başkasına temas ettiği an dışarı saldığı zehir ölümcüldür. Birçok çeşidi bulunan bu hayvanlar hakkında uzmanlar ciddi uyarılarda bulunuyor. Özellikle bu aylarda deniz altının soğuması üst kısımlarının sıcak olması nedeniyle yüzeye yükselen denizanası, insan sağlığı açısından tehlike arz ediyor. Binlerce çeşidi olan bu deniz anaları insan sağlığına sadece değdiği esnada değil aynı zamanda başka bir balığa temas ettiğinde ve bu balığı bir insan tükettiğinde geri dönüşü olmayan ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Uzmanlar bu yüzden bu aylarda tutulan balıklara dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.

DENİZANASI SOKMASI NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

Halk arasında denizanası çarpması, ısırması veya yanığı olarak da bilinen denizanası sokması erken müdahale edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Soktuğu yerde kaşınma, kabarma, kızarıklık, uyuşma veya ağrının tüm vücuda yavaş yavaş yayılması gibi belirtilerle kendini gösterir. Aynı zamanda bulantı, kusma ve şiddetli baş dönmesine bağlı bayılma gibi ciddi sorunları da beraberinde getirir. Denizanalarının türüne bağlı müdahaleler değişir. Ancak çoğu denizanası sokması vakasın da doğal yöntem kullanılır.

DENİZANASI SOKMASINDA NE YAPILMALIDIR?

Denizanası denizden çıktıktan sonra vücuttan çıkarılmalı aksi halde yeniden ve daha şiddetli ısırabilir. Denizanasının soktuğu bölgeye dokunulmamalı ve kaşımaktan sakınılmalıdır. Çünkü ısırılan bölgedeki enfeksiyon hızla yayılabilir. Isırılan bölgeye içme suyunu dökmek yanıcılığı artırabilir bu yüzden deniz suyu dökülmesinde fayda var. Üzeri herhangi bir şeyle asla örtülmemelidir. Enfeksiyon hava almadığında iltihaplanmaya döner. 

SİRKE

Denizanasının ısırdığı yeri sirke ile yıkayabilir ardından kalan dokunaçları temiz bir cımbızla alabilirsiniz. Sirkeyi daha etkili hale getirmek için içerisine biraz kaya tuzu koyabilirsiniz.

KARBONAT TUZ

Enfeksiyon ve kaşıntıyı azaltmak için 2 yemek kaşığı tuzu, 3 yemek kaşığı karbonatı ve bir buçuk bardak ılık suyu karıştırıp krem kıvamına getirisiniz. Ardından bölgenin olduğu yeri dokunaçlardan temizledikten sonra bu karışımı sürebilirsiniz.  beş dakika bekledikten sonra deniz suyu ya da sirke ile temizleyiniz.

DENİZANASI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER…

650 milyon yıl önce ortaya çıkmışlar. Denizlerin yanı sıra okyanuslarda da bulunur.

Beyin, bacak, kol ve kemik yapıları yoktur. Sinir ve sindirim sistemleri vardır.

Sudan çıkarılınca güneşin etkisi ile buharlaşır.

Suyun ısısına göre yaşam alanlarını değiştirirler.

Birçok çeşidi vardır. Çeşitlerine göre boyutu da değişiyor.

Işığı hissedebiliyor. Ayrıca ışık saçabiliyor.

En büyük deniz anası Stygiomedusa adı verilen türdür. Son yüz yılda sadece 17 defa görülmüştür. Tek seferde binlerce balığı öldürebilir. 6 insanı sokabilir.