Cildinizin pürüzsüz olmasını istiyor, kısa sürede genç, dinamik ve canlı olmasını istiyorsanız sizlere mucize bir ürün tavsiyesinde bulunuyoruz. Roller Turkey markasının son zamanlar büyük ses getiren ürünü Jade Roller yani yeşim taşı masaj aleti hem cildinize hem de vücudunuza çok iyi gelecek. Peki Jade Roller nedir? Jade Roller nasıl kullanılır? Jade Roller fiyatı nedir? Jade Roller nereden alınır? öğrenmek için yazımıza göz atabilirsiniz.

Yeşim taşı, milattan önce 4000’den beri mücevherler, heykeller ve diğer çeşitli eşyaların yapımında kullanılan doğal bir taştır. Eski İngiliz Adalarında balta başları, bıçak ve silah yapmak için kullanılan yeşim taşı, parlatılması ve keskinlik verilmesi kolay olmasıyla biliniyor. Son yıllarda ülkemizde popülerliği artan ve özellikle faydalarıyla kendinden söz ettiren yeşim taşı, güzellik alanında satış rekorları kırıyor. Amerika ve İngiltere’de son zamanların en popüler cilt bakım uygulaması olan organik taşlar ile yüz masajı yapma akımı, çoğumuzun dikkatini üzerine topladı. Jade Roller ismi ile raflarda yerini alan, silindir şeklindeki yeşim taşlı yüz masaj aletleri, uygulanan serum ve yağların “roll” , yani bir çeşit yuvarlama hareketi ile yeşim taşının enerjisini bir araya getirerek cilde yedirilmesini sağlıyor.

Cilt masajı için farklı kristallerin ve doğal taşların enerjisinin de kullanılması mümkün olmasına rağmen, bu akımda özellikle yeşim taşı ve pembe kuvars öne çıkıyor.

JADE ROLLER CİLDE FAYDALARI NELER?

– ​​​Cildin esnekliğini arttırır.

Şişlik ve ince çizgilerin görünümünü azaltır.

Yüz kaslarının gerginliğini azaltır.

Kullandığınız ürünlerin daha iyi emilmesine yardımcı olur.

Kan dolaşımını hızlandırır.

Lenfatik drenajı arttırır.

Göz altı torbalarını ve morluklarının azalmasında etkilidir.

Toksin detoksuna yardımcı olur.

Gözeneklerin sıkılaşmasına yardımcı olur.

JADE(YEŞİM TAŞI) ROLLER NASIL KULLANILIR?

Sertifikalı rollerlarımız doğal yapısı gereği soğuktur ancak isterseniz buzdolabında soğutabilirsiniz. Yüzünüzü güzelce yıkayın. Tamamen sizin tercihiniz olup yüzünüzü nemlendirebilirsiniz. Masaja başlayabilirsiniz…

Yanaklar ve çene: Yeşim silindirinin büyük ucunu çenenize yerleştirin, orta basınç uygulayın ve kulağınıza doğru yuvarlayın. Aynı noktada 5 – 6 kez tekrarlayın, sonra yanağınız boyunca ilerleyin. Karşı tarafta tekrarlayın.

Alın: Sonra, alnınıza doğru gidin. Alnınızın ortasından başlayarak, kulağınıza doğru yuvarlanmak için büyük ucu kullanın. Aynı hareketi 5-6 kez tekrarlayın, ardından alnınızın diğer tarafına geçin.

Göz altları: Küçük ucu kullanarak, orta basınç uygulayın ve iç gözden dış köşeye doğru yuvarlayın. 10 – 15 kez tekrarlayın ve diğer göze geçin.

Kaşlar: Gözlerin hemen altındaki aynı yöntemi uygulayın.

Göz kenarındaki kırışıklıklar: Küçük ucu kullanın, orta basınç uygulayın ve silindirin küçük ucunu gözünüzün köşesinde hızlıca yukarı ve aşağı hareket ettirin. Diğer tarafta tekrar edin.

Çene: Çenenin birleşimine derinden ulaşmak için her zaman merdanenin küçük ucunu kullanın. İleri geri giderek sıkıca bastırın  sonra özellikle gergin hisseden noktalarda hızla yuvarlayın.

JADE(YEŞİM TAŞI) ROLLER NEREDEN ALINIR? JADE ROLLER FİYATI NEDİR?

Yeşim taşı ile cildinize masaj yaparak olumlu etkiler almak istiyorsanız satın aldığınız ürünün doğallığına, orjinalliğine ve nereden aldığınıza özen göstermelisiniz. Sahte olan doğal taşlar cildinizde hiç bir etki göstermez. Aksine cildinizi tahriş edere, egzama gibi sorunlara yol açacaktır. Türkiye’de satışa başlayan ve ürünlerinin sertifikalı olmasıyla orjinalliğini kanıtlayan Rollerturkey, size özel kutusunda gönderim sağlıyor. Ücretsiz kargo seçeneğiyle kısa sürede elinize ulaşan Rollerturkey sadece 189,00 TL’den satılıyor.

Son yıllarda ülkemizin en çok tüketilen tatlıları arasında yer alan cheesecake hem marketler de hem de kafelerde de satışı yapılıyor. Ancak Cheesecake evde yapıldığında hem kıvamı daha güzel oluyor, hem de daha sağlıklı. Peki evde Cheesecake nasıl yapılır? Evde Cheesecake yapmanın püf noktaları nelerdir? Pratik Cheesecake tarifi var mıdır? Tüm bu soruların yanıtını haberimizin detaylarında bulabilirsiniz.

Kelime anlamı  “peynirli kek” olan  Cheesecake,  dünya mutfağı için yeni bir lezzet değildir. Cheesecake’ler, yapımında kullanılan malzemelere ve üzerine dökülen soslara göre de oldukça farklılık gösterir ama değiştirilemeyecek tek bir malzeme vardır, o da peynirdir. Bununla birlikte kullanıldıkları ülkelere göre peynirler de farklılık gösterirler. New York stilinde genelde krem peynir, özellikle de Philadelphia marka krem peynir kullanılırken; İtalyan stilinde daha çok ricotta peyniri kullanılır. Almanlar ise quark peynirini tercih ederler. Ülkemizde de severek tüketilmeye başlanan Cheesecake labne peyniri ile yapılıyor. Yapımı sanıldığından kolay olan yalnızca özen gerektiren bu tatlı, hem çay saatlerine çok yakışıyor hem buzdolabında mutlaka olması gerekenler arasında. Peki Cheesecake pratik nasıl yapılır ve püf noktaları nelerdir?

CHEESECAKE TARİFİ:

MALZEMELER

500 gram labne peyniri
1 paket krema
1,5 su bardağı toz şeker
4 yemek kaşığı un
4 adet yumurta ve 1 yumurtanın sarısı
1 paket vanilya

Alt taban için;

2 paket burçak bisküvi
100 gram eritilmiş tereyağı
1 su bardağı toz gibi çekilmiş fındık
Yarım çay bardağından biraz az süt

Üzerinin sosu için;

250 gram frambuaz
5 yemek kaşığı şeker
2 yemek kaşığı mısır nişastası
1 su bardağı su
1 paket vanilya

YAPILIŞI

Öncelikle alt tabanını hazırlayarak tarife başlayın. Bisküvileri ve fındığı rondoda un gibi olana kadar güzelce çekin.

Ardından tereyağını eritip, sütü yavaş yavaş ilave ederek alt tabanı hazır hale getirin.

Sosunu hazırlayabilirsiniz; frambuaza şekeri ve suyu ilave edip dolapta bir saat bekletin. Ocağa alıp bir çay bardağı soğuk suyla mısır nişastasını eritip içine ilave ederek kaynatmaya başlayın.

Kaynayınca kısık ateşte 5 dakika daha kaynatıp ocaktan alın. Sonrasında hemen vanilyasını ilave ederek, ılık hale gelene kadar kabuk tutmaması için hafif karıştırın.Soğuması için kenara alabilirsiniz.

Kelepçeli kek kalıbının en altını güzelce yağlayın. En alt tabanı için hazırlanan  harcı eşit bir tabaka olacak şekilde yayın. Buzdolabına koyun.

Orta kısmı için labne peynirini bir kabın içerisine alıp 3 dakika kadar çırpıcı ile karıştırın. Kremayı da aynı şekilde ayrı bir kapta hafif katılaşana kadar çırpıp 2 sinide aynı kabın içine alıp içine şekeri ilave ederek karıştırın.

Yumurtaları da tek tek ilave edip yaklaşık 5 dakika çırpmaya devam edin. En son unu ve vanilyasını ilave edip dolaptaki harcı çıkarıp üzerine dökün.

Bu arada dökmeden önce kalıbın kenarını folyo ile sarın. Böylelikle uzun süre fırında kaldığı için kenarları yanmamış oluyor.

Kalıba hafifçe vurup içindeki hava kabarcıklarının dışarı çıkmasını sağlayıp önceden ısıtılmış fırında ilk 10 dakika 200 derecede, 10 dakika sonra 160 derecelik fırında pişirin.

Fırının kapağını 1 saat kadar hiç açmayın.Fırının içine mutlaka ısıya dayanıklı su dolu orta büyüklükte bir kap koyun.

Kapağı açtığınızda Cheesecake hafif sallayın. Eğer oynamıyorsa fırını kapatıp kapağını biraz aralayıp ılınmaya bırakıyoruz.

Ilındıktan sonra fırından çıkarıp 1 saat kadar soğuduktan sonra hazırladığımız sosu üzerine dökün. 

Dolapta 1 gece dinlendirip servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

CHEESECAKE YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Cheesecake yaparken kullanacağınız malzemelerin tamamının oda sıcaklığında olması gerekir. Malzemelerinizi cheesecake üzerinde çalışmaya başlamadan en az 2 saat önce buzdolabından çıkarıp tezgahın üzerinde ısınmalarını bekleyin. Böylece malzemeleriniz daha kolay karışır ve uzun süre çırpmanıza gerek kalmaz.

Cheesecake yaparken uzun süre çırpmak en büyük hatalardan biridir zira çok fazla çırpılan cheesecake dolgusunun içinde hava kabarcıkları oluşur. Bu da cheesecake’inizin pişme aşamasında üzerinde çatlaklar oluşmasına neden olur.

Cheesecake’inizi yerli tariflere göre yapıyorsanız belirtilen ölçüleri birebir takip etmediğiniz takdirde kıvam ve lezzet sorunu yaşayabilirsiniz. Eğer yabancı tariflerden faydalanacaksanız o durumda işiniz biraz daha zorlaşabilir. Çünkü listede belirtilen malzemelerin tamamını Türkiye’de bulamayabilirsiniz.

Cheesecake’i pişirme aşamasına geldiğinizde fırınınızı mutlaka önceden ısıtın. Kalıbı su dolu bir tepsinin içinde fırına vermelisiniz. Tepsinin içindeki su fırının içinde buhar yaparak kekinizin kurumasını ve çatlamasını önler.

Çivi batması gibi durumlarda hemen tetanoz aşısı yapılması tavsiye edilir. Peki tetanoz hastalığı ve aşısı nedir? Tetanoz hastalığının belirtileri nelerdir? Doğadan insan kanına karışan bulaşıcı olmayan ancak tehlikeli hastalıkların başında gelir. Sizler için google arama motoruna takılan tetanoz hatsalığı ve aşısına dair her şeyi araştırdık. Merak edilenleri haberin detayında bulabilirsiniz.

Kasılma anlamına gelen tetanoz, clostridium tetani denilen bir bakteriden kaynaklı ortaya çıkan hastalığın adıdır. Sinir sistemine yerleşerek ölümcül hastalıklara da zemin hazırlar. Milattan önce keşfedilen bu hastalığa dair bilgileri Antik Yunan dönemlerine ait yazılarda bulabilirsiniz. Virüs vücuda yerleştikten sonra kuluçka döneminden geçer. Bu da yaklaşık 8 gün sürer. Daha sonra sinirlere yapışarak, omurilik ve beyin köküne kadar ilerleyebilir. İlk belirtileri kişinin bağışıklığına göre değişir. Kimisinde 3 günde kimisinde ise 21 günde ortaya çıkar. Vücuda giren virüs metalloproteaz tetanospazmin adından bakterinin oluşmasına neden olur. Bu sinir sistemini bozarak kasların kasılmalarına sebep olur. Virüs hava yolu ile insan kanına ve sinir sistemine yerleşir. Toprak, iğne, çivi, ağacın insan cildinden içeri girmesi durumlarında yaşanır.

TETANOZ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Yüz bölgesinde sertlik 

Boyunca aşağı doğru vücudu hareket ettirmede zorlanma

Ağız ve çeneyi yemek içme gibi ihtiyaçlar dolayısıyla kullanamama

En hafif ışık ve sese karşı duyarlılığın artması

Nedensiz terleme ve ateşlenme,

Kan basıncında aniden yükselme

Kalp atışlarında dengesizlik

Kas sisteminde bozukluk

TETANOZ HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

TETANOZ AŞISI NEDİR?

Çevresel faktörlerden dolayı cilde temas eden ve yaraya neden olan bölge iyice dezenfekte edilmeli. Bunun için bir uzmana başvurulmalı kendi imkanı ile yeterince temizlenemeyen alan için uzman doktorun mutlaka görmesi gerekir. Kan testi yaparak kana bakterinin girip girmediği tespit edilir. Eğer kanda virüs varsa hemen bölge antioksidan ya da antibiyotik maddelerle temizlenerek tetanoz aşısı yapılır. Böylece virüse karşı kana karşıt bakteriler bırakılır. Geç müdahale de ise kişinin kasılma şiddetini azaltmak için kas gevşetici sürülür. Bununla beraber sinirlerden virüs temizlenmesi için ağız yolu ile alınacak antibiyotikler verilir. 

Özellikle kırmızı ete kattığı aroma nedeniyle mutfaklarda sık sık kullanılan kekiğin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Taze toplanıp kurutularakta tüketilen Peki kekik otunun faydaları nelerdir? Kekik çayı nasıl yapılır ve ne işe yarar? Böbrek hastalığını önleyen mucize ot hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında kekik otu çayı ve faydaları hakkında bilinmeyen her şeyi bulabilirsiniz.

Doğada birden fazla çeşidi olan kekiğin vücudumuza birçok faydası vardır. Arılarında bal üretiminde en çok kullandıkları kekik bağışıklık sistemini güçlendirmede en etkili bitkilerden biridir. Kendine has kokusu ile tarla ve çayırlarda kendiliğinden yetişen kekik otunun yapraklarından uçucu yağ elde edilir. Aynı zamanda yapraklar kurutularak çay yapılır. Yüzyıllardan beridir kullanılan kekik otu et yemeklerinde daha çok tercih edilir. Nedeni ise kendine haz tadı ile ete farklı bir tat verir. Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinde tıbbi tedavide kullanılan kekik otu yapraklarındaki uçucu yağların antiseptik özelliği sayesinde insan sağlığına inanılmaz faydalar sağlar. Nane ailesine bağlı olan kekik otu zeaksantin, lutein, apigenin, naringenin ve luteolin gibi maddeler içerir. Bunların yanı sıra B kompleksi, K, C vitaminleri ve folik asit bakımından zengindir. Doğada 350’den fazla kekik çeşidi vardır. 

KEKİK OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Yağlı ve karbonatlı yiyeceklerin midede neden olduğu gaz ve şişkinliğe birebir fayda sağlar. Antibakteriyel özelliği sayesinde vücuttaki serbest radikalleri vücuttan idrar yolu ile atar. Yemek borusu mide ve bağırsaklarda toksin birikimini önler. 

Mide ve yemek borusundaki toksinleri azaltmak için her gün bir bardak kekik çayı içilmesini öneren uzmanlar çayın aynı zamanda ağız kokusunu da önlediğini belirtir.

Böbreklerdeki sıvı oranını dengeleyerek zararlı bakterileri idrar yoluyla atar. Böylece kum ve taş oluşumunu azaltır. 

Antibakteriyel özelliği sayesinde cildi derinlemesine temizlemede oldukça etkilidir. Ciltteki bakterileri yok ederek cildin sıkılaşmasını sağlar. Ayrıca lekeleri gidererek cilde parlaklık sağlar.

Sporcuların sıklıkla yaşadığı kas ağrılarına da iyi gelen kekik içerdiği ayrıştırıcı bileşikler kasların gerginleşmesi ya da sıkılaşmasını önleyerek vücudun daha rahat hareket etmesini destekler. Ayrıca kan da bulunan trombosit hücreleri dengeleyerek iltihap ve ödem oluşumunu da engeller. İçerdiği K vitamini aynı zamanda kemiklerin büyümesini destekler.

Yapılan araştırmalarda günde bir bardak içilen kekik çayı ya da bir kase tavuk suyunun içerisine eklenen kekik beyinde bulunan dopamin ve serotinin mutluluk hormonlarının seviyesini artırdığı gözlemlenmiştir. Uzmanlar özellikle depresyona ya da strese meyilli kişilerin tüketmesi gereken önemli bir bitki olduğunu vurguluyor.

Saç derisinde yaşanan her hangi bir deformasyon saç dökülmesine ve yıpranmasına neden olur. Saçta azalan vitamin ve minerallerde aynı zamanda bu gibi sağlık sorunlarının ciddiyetini artırır. Ancak banyo sırasında son durulamada kekik suyu saçlara dökerek bu durumu azalmasını sağlar. Kekik içerdiği antiseptik özellik sayesinde saç derisini yatıştırır ve hücrelerdeki vitaminleri artırır.

KEKİK OTU ÇAYI NASIL YAPILIR?

Mevsim geçişlerinde sıklıkla yaşanan enfeksiyon ya da üst solunum yolları hastalıkları sonucu ortaya çıkan boğaz ağrısını da dindirmek için tüketilmesi gerekir. Kekik çayının bu hastalıklarda etkili olması için iki yemek kaşığı kekik 3 bardak su, bir diş sarımsak ve 6 damla limonu iyice karıştırıp 10 dakika kaynatıp tüketiniz.

Bitki şeklinde yetişen sumak topluluğu ayrıştırılarak kullanılır. Öğütülür ya da kurutularak baharat olarak tüketilen sumak içerdiği yüksek besin değerleri sayesinde insan sağlığına fayda sağlar. Peki sumağın faydaları nelerdir? Düzenli tüketilen sumak suyu ne işe yarar? Ekşi tadı olan sumak Anadolu yemeklerinin baş tacıdır. Haberin detayında sumağa dahi bilinmeyen her şeyi bulabilirsiniz.

Yabani otlar arasında yerini alan sumak meyvesi toplanır ve kurutularak toz haline getirildikten sonra baharat olarak kullanılır. Hemen hemen her toprakta yetişen bu otun toplamda 150 türü bulunmaktadır. Yalnızca iki çeşidi zehirsizdir. Ekşi tada sahip sumak, limonun olmadığı zamanlarda alternatif olarak kullanılır. Yapılan araştırmalarda limon gibi sumağın da antioksidan özelliği olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda uzmanlar üst solunum yolu hastalıklarında ilaç kullanmadan sumak suyu ile tedavi olunabileceğini vurguluyor. Türkiye’de özellikle Doğu Anadolu mutfağının vazgeçilmezi olan sumak, kuru dolma gibi yemeklerin yanı sıra ağız içi yararlarda kullanılan en güçlü doğal ilaçtır.  Tohum olarak toplanan sumak tuz ile havanda dövülerek kullanılır. Soğan gibi ağır kokuya neden olan besinlerle beraber yapılarak kokularının etkileri azaltılmaya çalışılır. 

SUMAĞIN FAYDALARI NELERDİR? DÜZENLİ TÜKETİLEN SUMAK SUYU NE İŞE YARAR?

Kandaki insülin oranını dengeler. Bu özelliği sayesinde diyabet ve yüksek tansiyon hastalarının tüketmesi gereken besinler arasındadır.

Antioksidan etkisi sayesinde üst solunum yolları hastalıklarında aniden meydana gelen yüksek ateşi düşürerek beyin sağlığını korur.

Hafta da bir bardak tüketilen sumak suyu, sinir sisteminde deforme olmuş hücrelerin sayısını azaltarak sağlıklı hücrelerin artmasına yardımcı olur. Yorgunluk, stres ve depresyon gibi rahatsızlıkların yaşanma riskini de azaltır.

Gıda zehirlenmesi esnasında sumak baharatını kaynatıp bir bardak içmeniz faydalı olacaktır. Hem midenizi hem de bağırsaklarınızı temizleyerek idrar ve dışkılamayla zehirlenmeye neden olan zararlı bakterileri vücuttan atar. 

Sumak suyu, sindirimi düzenlediği için zayıflamak içinde kullanabilirsiniz. Aynı zamanda gün içerisinde yarım çay bardağı tükettiğiniz sumak suyu hazımsızlık ve şişkinliği de önler.

İştahsızlık problemi yaşayan çocuğunuza sumak suyundan ayda bir kere içirmeniz de fayda vardır. Hem çocuğunuzun vücut direncini artırır hem de iştahını açarak daha sağlıklı beslenmesine yardımcı olur.

SUYUNDAN ELDE EDİLEN DİĞER YÖNTEMLER

Sumak, genellikle tırnak altlarında oluşan dolamanın iyileşmesi için de kullanılan doğal tedavi yöntemlerinden biridir. Kaynayan sumak suyunun içine sirke ve bal koyarak iyice kaynatın. Bu karışımı bir gün beklettikten sonra dolamanın üzerine sürünüz. 

Hücreleri yenileyici özelliği sayesinde cilde ve saça da faydası vardır. Kaynatılmış sumak suyunu tonik olarak kullanabilirsiniz. Sabah akşam düzenli olarak kullandığınız bu su hem sivilce ve akne oluşumunu engeller hem de yaşlanmayı geciktirir.

Bu sezon en şık parçalrı pareo modeller. Yaz sezonunun pareo elbiseler, plajların başrolü konumunda. Sizler için, bu yazı tiril tiril geçirmenizi sağlayacak pareo modellerini derledik. İşte 2019 yaz sezonu pareo modelleri! Pareo modelleriyle ilgili tüm detaylar haberimizde!

Pareo, yaz sezonunda tatil beldelerinin en çok tercih edilen ürünlerinden. Her renk, desen ve boyda karşımıza çıkan pareo modeller; çiçek desenleri, kurdele detayları, tül kumaş ve dantel detaylarıyla yaz sezonuna ayrı bir renk katıyor. İlkbahar ve yazın en güzel yansıtıcısı olacak olan pareo modellerini sizler için derledik. LC Waikiki, Trendyol, Hepsiburada ve Penti gibi markaların uygun fiyatlı seçeneklerle sunduğu pareo modelleri, minik kolyeler ve fötr şapkalarla şahane bir uyum yakalıyor. Çoğunlukla beyaz rengin kullanıldığı pareo modelleri, 2019 yaz sezonunda plajların başrolünde yer alıyor. Her bütçeye uygun olan birbirinden farklı pareo modelleri için içeriğimize yakından bakın:

SEZONUN EN ŞIK PAREO MODELLERİ

 

Son zamanlarda kadınların güzellik ve bakımları uğruna tercih ettiği en popüler yöntemlerden biri olan Lazer Epilasyon uygulamasıyla tüylerden kurtulmak mümkündür. İğneli epilasyon haricinde kesinlikle tüyleri tamamen bitirmeyen ama gözle görülür bir fark edilebilen tüylerde azalma ile son derece rahatlanılabilir. Peki kadınlar tarafından oldukça rağbet gören Lazer Epilasyon uygulaması her zaman yaptırılabilir mi? Hamilelikte Lazer Epilasyon yapılır mı? Lazer Epilasyon hamilelikte zararlı mı?

Güzelliği ve bakımı için saatlerce ayna karşısında kalan kadınların hem kendilerine hem de eşlerine ya da yakınlarına hoş görünmeleri için uyguladığı çeşit çeşit maskeler, bakım kürleri ve peelingler direkt olarak cilde temas edeceği için hamilelikte ekstra dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Güzel görünme ve fit kalma uğruna denenen yöntemlerin haricinde hormonların etkisiyle kendini gösteren bazı bölgelerdeki tüylenmelerden tamamen kurtulmak isteyen kişiler, çareyi epilasyonda bulabilir. Evinde uğraşacak vakti olmayan çalışan kadınların ya da kesin çözüm olarak güzellik merkezlerinde epilasyona başvuran kadınlar, gittiği merkezlere göre olumlu ya da olumsuz sonuçlar görebiliyor. Söz konusu cilt bakımı olduğu zaman doğru kişiye doğru yöntemlerin uygulanması büyük bir öncelik gerektirir. Dolayısıyla lazer epilasyona gitmeden önce kullanılan malzemelerin kontrolünün yapılıp yapılmadığına, ortamın hijyenik olup olmadığına ve sizin vücudunuz için en etkili makine yönteminin hangisinin olduğu konusunda yeterli bilgiye sahip olmanız önemlidir. Toplum içerisinde hamilelik dönemiyle ilgili hem çok ortaya atılan hem de kafa karıştıran konulardan biriside hamilelik döneminde lazer epilasyon uygulamanın bebek için zararlı olup olmadığıdır. Günlük hayatta kadınlar için kurtarıcı bir uygulama olan lazer epilasyon hamilelikte yapılır mı? Hamilelikte lazer epilasyon uygulaması…

HAMİLELİKTE LAZER EPİLASYON YAPILIR MI?

Hamilelik döneminden önce lazer epilasyona başlamasına rağmen plansız hamilelik sonucu bebek beklenildiği haberi alınmışsa anne adayları lazere devam edip etmeme konusunda kararsız kalabilir. Bebeğe herhangi bir zararının dokunup dokunmadığını kestiremeyen hamileler için lazer epilasyon hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.

Op. Dr. Banu Çiftçi’nin açıklamalarına göre, hamilelikte lazer epilasyon uygulamasının bebek açısından bilinen bir sakıncası yoktur. Lazerde kullanılan enerji ışık enerjisi olduğundan ve radyasyon içermediğinden dolayı doku yayılımı görülmez. Lazer epilasyonun bebek için bir zararı olmasa da tek dezavantajı tüyün yapısında oluşabilecek farklılıktır.

Hamilelikte uygulanan lazer epilasyon uygulaması kıllar üzerinde ters tepki oluşturacak ve dökülecek olan kılların aksine daha da güçlenmesine yardımcı olarak kıllanmayı arttırmaktadır.

Özellikle koltukaltı ve özel bölgede oluşabilecek renk koyulaşmasında lazer uygulaması daha az uygulanacağı için etkisi biraz daha az olur. Hem paranızın ziyan olmaması hem de en etkin sonucu alabilmek için lohusalık döneminin geçtiği yani 6. haftadan sonra hamilelik hormonların vücuttan uzaklaştığı, normal kıl yapısına döndüğünde epilasyona gitmek daha uygun olacaktır.

LAZER EPİLASYON ÇEŞİTLERİ NELER?

Lazer uygulamasında en çok tercih edilen 3 yöntemi açıklayacak olursak bunlar; Ndyag, Diode ve Alexandritedir. Peki bu yöntemlerin özellikleri neler?

Alexandrite Lazer Epilasyon: Lazer epilasyon uygulamasında popüler uygulamalardan biriside Alexandrite yöntemidir. Daha çok açık tenli kimseler için önerilen bu yöntemde tüylerin işlemden sonra zamanla dökülmesi beklenir.

Ndyag Lazer Epilasyon: Koyu ten rengine sahip kimseler için daha uygun bir yöntem olan Ndyag’ın diğer tekniklere göre daha da ağrılı olduğu bilinmektedir.

Diode Lazer Epilasyon: Dalga boyu diğerlerine göre daha uzun olduğu için koyu tenli kadınlarda bile uygulanmaktadır.

HAMİLELİKTE LAZER EPİLASYON ZARARLI MI? YAN ETKİLERİ…

Derideki dokulara geçen bu işlem, hormonal dengenin bozulmasına neden olarak leke riskini arttırabiliyor. Ayrıca lazer epilasyon yöntemi hamilelik sürecinde tercih edilirse birtakım cilt pigmentasyonu bozuklukları, yanıklar ve kıl büyümeleri görülebiliyor.

Hamilelik döneminin sonlarına doğru artan heyecan, kaygı ve korkuyla beraber anne adaylarında görülebilecek bazı doğum belirtileri bebeğin yolda olmasının habercisi olabilir. Doğumun yaklaştığını gösteren belirtilerle sizde hazırlığınızı ona göre yapabilirsiniz. Peki erken doğum belirtileri neler? Yalancı doğum nedir? Hamilelik döneminde neden su gelir? Doğumun yaklaştığı nasıl anlaşılır? İşte doğumla ilgili tüm merak edilen bilgiler…

Hamilelik evresinin sonlarına doğru anne adaylarında normal zamanlara göre kat kat artan heyecan, iyice doruk noktasına kadar ulaşır. Özellikle de ilk defa doğum yapacak olan anne adayları daha öncesinde böyle bir deneyim yaşamadıkları için kaygılanabilir veya korkabilir. Normal doğum yapmak isteyen ama sırf yalan yanlış söylentilerden dolayı buna cesaret edemeyen anne adayları en ufak bir ağrıyı bile doğum sancısı zannedip endişe duyabilir. Ancak anne adaylarında görülen her ağrı, doğumun yaklaştığının belirtilerinin göstergesi olarak karşımıza çıkmaz. Gerçekleşmesi beklenen doğum tarihinden yaklaşık 4 hafta önce gelmeye başlayan doğum sancıları, daha sık ve şiddetli görülmeye başlar. Ancak her hamilelikte olmasa da bazen bebek olması gerekenden daha erken zamanda ya da geç vakitlerde gerçekleşebilir. Peki erken doğum belirtileri neler? Doğumun yaklaştığı nasıl anlaşılır? Doğum hakkında bilinmesi gerekenler…

DOĞUMUN YAKLAŞTIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER NELER? ERKEN DOĞUM BELİRTİLERİ…

1- İDRARA AZ ÇIKMA

Hamilelik dönemi boyunca anne adayları, sık sık tuvalete gitmeye başlar. Bunun sebebi de bebeğin başının doğum kanalında bulunmasından kaynaklanır. Rahim idrar torbasına baskı uyguladığından dolayı tuvalete gitme ihtiyacı görülür.

Ancak doğum yaklaştığı zaman rahim aşağı doğru inmeye başlar ve idrar yapma durumu azalır.

2- ŞİDDETİ ARTAN SANCILAR

Çoğunlukla kasık ve karın bölgesinde artış gösteren ağrılar, halk arasında yalancı doğum olarak da bilinir. Doğumun yaklaşmasıyla bu ağrılar gittikçe dayanılmaz bir hal alarak şiddetini gösterir. Bu ağrılar 5 dakika da bir oluyorsa kesinlikle doktora gidilmelidir.

3- RAHİM AĞZI GENİŞLER

Rahim ağzı 10 cm kadar genişlemişse doğum zamanı yaklaşmış demektir.

4- DOĞUM SUYUNUN GELMESİ

Hamileliğin son haftalarına doğru artan ağrılarla beraber kasılmalardan dolayı bebeğin su kesesi patlayabilir. Patlayan keseden akan suyla beraber sancı görülmüyorsa bir an önce doktora gidilmelidir. Bu durum karşısında bebeğin enfeksiyon kapmaması için, önlem amaçlı 24 saat içerisinde doğum zamanı beklenir.

DOĞUM SANCISI NASIL HAFİFLETİLİR? 

Gerek hamileliklerinde gerek normal zamanlarda duyulan ağrı eşiği, herkeste bir olmaz iken hamilelik döneminde görülen doğum dalgalarının da şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterir. Tamamen geçirmemesi ile beraber uygulanabilecek bazı etkili yöntemlerle doğum sancısı hafifletilebilir.

POZİTİF DÜŞÜNMENİN ÖNEMİ

Doğum sancısı gelmeye başladığı zaman psikolojik olarak ne kadar olumlu düşünürseniz ağrı eşiğinizde o derecede iyi olacaktır. Strese ya da kaygıya bağlı görülebilecek olan gerginlik oranında her dalgayı hissettiğinizde bebeğinizin size daha da yaklaştığını düşünerek kendinizi motive edebilirsiniz.

NEFES EGZERSİZLERİNE DİKKAT!

Doğru ve sağlıklı yöntemlerle alınıp verilen nefes egzersizleri anne adaylarının hamilelik döneminde daha kolay bir doğum için öğrenmesi gereken bir bilgidir. Hem ağrının daha az hissedilmesine hem de bebeğe daha çok kan gitmesine yarayan nefes egzersizleri rahat doğum imkanı sunar.

SICAK- SOĞUK KOMPRESS

Direkt olarak vücuda alınan ısı sancıları azaltmada epey ölçüde etkilidir. Bu yüzden de doktorlar ağrı esnasında sıcak ya da soğuk kompres yapılmasını uygun bulmaktadır. Isı değişikliği kan dolaşımının artmasını sağlar ve sancı daha az seyredilir.

En sevilen sokak lezzetlerinin başında gelen kokoreci evde yapmayı hiç denediniz mi? Hem doyurucu hem de nefis olan kokoreci dışarıdan almak yerine evinizde hijyenij ortamlarda kolayca yapabilirisniz. Nasıl mı? Gelin birlikte evde kokoreç yapımını öğrenelim…

Kokoreç, Anadolu ve Balkanlarda, koyunun ince bağırsağından ve mumbardan yapılan, şişe sarılarak kor ateşte kızartılan bir çeşit sakatat yemeğidir. Çoğunlukla gece yenilen kokoreç, sevenlerin vazgeçmediği bir lezzettir. Kokoreç iki kısımdan oluşur, bunların birincisi iç kısım ikincisi ise dış kısımdır. İç kısmı olan mumbarı soğanlanmış ve baharatlanmış şekilde sarmak gerekir.Ardından dış kısım olan ince bağırsak sarılır. Bağırsaklar sarılırken aralarda yağ koyularak sarılır. Kokorecin olmazsa olmazı domates ve kekiktir. Fazla yenildiğinde zararlı olabilecek enfes kokoreci evde pratik bir şekilde hazırlamak istiyorsanız tarifimize göz atabilirsiniz.

KOKOREÇ TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet kapya biber
2 adet çarliston biber
300 gr. haşlanmış kuzu kokoreç
1 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Bol kekik, pul biber
2 adet yarım ekmek
Tuz

YAPILIŞI

Öncelikle tavaya yağı alıp inci ince kıyılmış biberleri güzelce kavurun.

Daha sonra ince ince kıyılmış kokoreçleri ilave edin.

Çok yapışırsa su ekleyerek kavurma işlemine devam edin.

Kokoreçler pişince tereyağı, baharatları ve tuzu ekleyerek karıştırın.

2 dakika kadar kavurduktan sonra kesme tahtasının üzerine alarak, satırla ince ince kesin.

İnce ince olan kokoreci tekrar tavaya alarak 5 dakika karıştırın.

Ekmeğin arasına alarak, pul biber ve kekik ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Doğu Anadolu kültüründe sofralardan eksik olmayan mumbar herkes tarafından merak edilir. Genellikle kokusu nedeniyle herkes tarafından çok sevilmese de düşkünleri vardır. Mumbarı evinizde pişirmek istiyorsanız hazırladığımız tarife göz atabilirsiniz.

Mumbar, bazı bölgelere göre adı bumbar olarak bilinen bir yemek ismidir. Koyunun kalın bağırsaklarının iç harç ile doldurulmasıyla yapılan mumbar, ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinin büyük çoğunluğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin bazı illerinde yapılmaktadır.Bir dolma çeşidi olan mumbar, sakatat denildiğinde ilk akla gelen lezzetlerdendir.  Adana’da sıkça tüketilen ve Adana’nın yöresel nitelikteki yiyeceğidir. Peki, evde mumbar dolması nasıl yapılır?

MUMBAR DOLMASI TARİFİ:

MALZEMELER

4 bağ mumbar
4 su bardağı bulgur
500 gram normal kıyma
2 yemek kaşığı domates salçası
2 yemek kaşığı biber salçası
2 orta boy ince doğranmış kuru soğan
8 diş ince doğranmış kuru sarımsak
Karabiber, tuz,
2 yemek kaşığı pul biber

YAPILIŞI

Bol suyun içerisinde yıkanmış ve temizlenmiş mumbarları derin bir kasenin içerisine limon tuzu koyarak bekletin. Daha sonra ovarak yıkayın.

İçerisinden bol su geçirdiğiniz mumbarları kenara alarak iç harcı hazırlayabilirsiniz.

İçerisine kolay bir şekilde iç harcı koymak için oyacak kullanabilirsiniz. İç harcı tamamen doldurma işlemini tamamlayın ve tencereye yerleştirin.

Hazırlanan mumbarın üzerine az geçecek şekilde kaynar su ve tuz ekleyip 1,5 saat pişmeye bırakın.

Piştiğinden emin olduğunuz mumbarların suyunu süzün. Tencerenin ağzını kapatıp yaklaşık yarım saat dinlendirin.

Tavada tereyağını kızartın. Mumbarı yiyeceğiniz zaman üzerine dökerek servis edebilirsiniz. 

Afiyet olsun…