Bölgesel zayıflamada etkili olan egzersiz hareketleri ile spor yapmayı hem eğlenceli bir hale getirebilir hem de fit bir vücuda sahip olabilirsiniz. Suda yapılabilecek basit ve etkili egzersiz hareketleri ile son derece fit bir karna sahip olabilir, istediğiniz bölgedeki fazlalık yağları hızlı bir şekilde eritebilirsiniz. Peki suda spor yapmak gerçekten zayıflatır mı? Havuzda yapılabilecek en etkili egzersiz hareketleri neler? Yazın yapabileceğiniz su egzersizleri…

Bunaltıcı sıcak havalarda kendinizi buz gibi derin sulara atacağınız tatil mekanlarında hem keyif dolu dakikalar geçirmek hem de etkileyici bir vücuda sahip olmak istiyorsanız ekstra vakit harcamanıza gerek kalmadan suda yapabileceğiniz hareketleri sizler için ele aldık. Suyun gücü ile birlikte bölgesel zayıflama konusunda etkisini daha çabuk görebileceğiniz işe yarar 3 hareket ile fit bir bedene sahip olabilirsiniz. Uzun zamandır hayal ettiğiniz ince ve kıvrımlı bir bele sahip olmak için düzenli uygulamanız gereken hareketleri ihmal ettiyseniz bir de suyun içinde deneyerek formunuzu koruyabilirsiniz. Suyun içinde hem yapması kolay hemde eğlendirerek zevk almanızı sağlayacak 3 etkili egzersiz hareketi şu şekilde yapabilirsiniz:

1- YÜZME TAHTASIYLA AYAK ÇIRPMA HAREKETİ

Simit, kolluk, can yeleği, yatak ya da kum-kova setleri gibi deniz ürünlerini kolaylıkla bulabileceğiniz dükkanlarda yüzme tahtası ile spor yapabilirsiniz. Yüzme tahtasını tutup kollarınızı öne doğru uzatarak ayaklarınızı çırpın. Bu sırada göbeğin omurgaya ve havuzun dibinden yukarı, uzağa doğru çektiğinizi düşünün. Gücünüz yettiğince bu egzersizi denemeye çalışın.

2- KOL VE KARIN EGZERSİZİ

Ayaklarınız yere basacak şekilde dizleri göğsünüze kadar yani yukarı doğru çekin. Kendinizi geriye bırakıp iki bacağınızı da düz pozisyonda tutarak pike pozisyonu oluşturun. V şeklinde olan vücudunuzu 3 sn. kadar tutmaya çalışın. Karın kasları için bu hareket çok önemlidir. Daha sonra kollarınızdan güç alıp ayakta durun. 10 defa bu egzersizi uygulayın.

3- YAN KARIN ÇALIŞTIRMA HAREKETİ

Simit bölgesi çevresindeki yan karın kaslarındaki yağları eritmek için ayaklarınızı omuz mesafesinde açın. Ardından dirseğiniz suya batıncaya kadar yana eğilin. Yavaşça dik pozisyona gelip ayakta durunca karın kaslarınızı sıkmaya dikkat edin. Aynı hareketi diğer bölge için tekrarlayıp toplamda 8 defa uygulayın.

GÖBEK ERİTMENİZE YARDIMCI OLACAK KÜR TARİFİ:

Kilo verirken en zor eriyen yağlar karın bölgesinde bulunur. Eğer karın bölgenizde bulunan yağları kolaylıkla eritmek istiyorsanız size vereceğimiz bu kür tarifini uygulayabilirsiniz. 

Malzemeler:

Yarım bir limonun suyu
3 Yemek kaşığı kadar yarım yağlı yoğurt
1 çay kaşığı pul biber (Pul biber yerine zencefil veya zerdeçal)

Hazırlanışı ve uygulanışı:

Tüm malzemeleri bir kabın içinde karıştırın. 

Gece uyumadan önce bir kase karışımdan tüketin. 

Bu kürü 2 hafta boyunca aralıksız olarak uygulayın. 

Ailenizle beraber umre yapmak istiyor fakat küçük çocuğunuzla zorlanacağınızı düşünüyorsanız, bu önerilere mutlaka göz atmalısınız. Çocuklu ailelerin umre yaparken zorlanmamaları için yol gösterici püf noktaları sizler için derledik. Kutsal topraklara ayak basmadan önce umre ziyareti ile ilgili bilinmesi gerekenler…

Allah katında en kıymetli ibadetlerden biri olan umre ibadetini gerçekleştirmek için kişinin Müslüman olması, akli dengenin yerinde olması, maddi durumun yeterli olması, seyahat etme engelinin olmaması, mahremiyet şartlarının uygun olması, can ve mal güvenliğinin sağlanmış olması gerekir. Tüm bu özellikleri kendisinde bulunduran Müslüman kişiler, umre ibadetini yerine getirebilirler. Umre yapmak isteyen ailelerin tedirgin oldukları konulardan birisi de küçük yaştaki çocuklarıyla orada rahat ibadet edip edemeyeceklerinden emin olmamalarıdır. Özellikle de okul öncesi dönemdeki çocuklar, ailelerinden uzak kalıp annelerinden ayrılacakları için ayrılık kaygıları yaşayabilmektedir. Bu nedenden ötürü çocuklarını da kendileriyle beraber kutsal topraklara getiren aileler bazı noktalara dikkat etmelidir. İşte kutsal topraklarda dikkat edilmesi gerekenler…

ÇOCUKLARLA RAHAT BİR UMRE YAPMAK İÇİN TAVSİYELER

Kutsal topraklara yolculuk yapmadan önce çocukların uyumlu ve sakin olmaları için özel dualar yapılmalıdır.

Umre esnasında yetişkinlerin daha rahat ve kolay ibadet yapabilmeleri için imkan varsa anneanne, babaanne, teyze ve hala gibi yardımcılar götürülmelidir.

Ebeveynler, kendilerini ibadete yoğunlaştırmak için kendilerine aşırı yoğun bir program yapmayıp, çocuklarının da yanlarında olduklarının bilinciyle ‘Ne kadar yapabilirsem’ düşüncesiyle hareket etmelidir.

Seyahat çantasının içerisine çocuklarının en sevdikleri oyuncakları, kitapları, defterleri ve sıkılmalarını önleyecek yeni nesneleri bulundurmalıdır.

Eğer çocuklar çok küçük değilse ve ilkokul çağına ulaşmışsa ibadet yapmaları teşvik edilmelidir.

Tavaf alanı aşırı kalabalıksa aile üyeleri sırayla tavaf etmelidir. Geride kalan kişi çocuğun yanında kalmalıdır.

– Umre ziyareti sırasında ve döndükten sonra çocukların yolculuk boyunca gösterdikleri güzel davranışlardan dolayı onlara teşekkür edilmeli ve ödüllendirilmelidir.

Hint mutfağında geleneksel festival ve kutlamalarında yapılan bu kolay tatlı olan besan ladoo tarifini sizler için araştırdık. Peki besan ladoo tarifi nedir? Haberin detayında pratik yapılışına kadar her detayı bulabilirsiniz.

Hint mutfağının vazgeçilmez lezzeti olan Besab Ladoo tarifinin en pratik yapılışını sizler için araştırdık. Farklı baharatlarla yapılan bu lezzet hem damak zevkine hemde göz zevkine hitap ediyor. Temel malzemesi nohut olan tatlıyı özel misafirleriniz için hazırlayabilirsiniz.

MALZEMELER

100 gram saf yağ
1 tatlı kaşığı toz kakule
300 gram un
20 adet badem
25 gram Antep fıstığı
200 gram pudra şekeri

HAZIRLANIŞI

Bir tavada saf yağı eriterek içine toz kakuleyi ekleyelim.

Tavaya unu ekleyerek karıştırarak kavuralım.

Rengi değişen una parçaladığımız bademleri ve Antep fıstıklarını ekleyerek karıştıralım.

Hazırladığımız unlu karışımı bir kaba alarak soğumaya bırakalım. 

Ilıyan una pudra şekerini ekleyerek karıştıralım.

Hazırladığımız undan ceviz büyüklüğünde parçalar yaparak servis edelim.

Hemen hemen her mevsim tüketilen kendine has lezzeti olan bamyanın insan sağlığına faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Peki bamyanın faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Bamya tohumu ne işe yarar? Sizler için alternatif tıpta da sıkça kullanılan içeriğinde yüksek miktara lif barındıran bamya hakkında merak edilen her şeyi haberin detayına ekledik.

Günlük tüketilen 100 gram bamya vücudun ihtiyacı olan folik asit miktarının yüzde 20’sini karşılar. Bamya lif, demir, magnezyum, kalsiyum minerallerinin yanı sıra A ve C vitaminleri bakımından da oldukça zengindir. Yapılan araştırmalarda bamyanın içeriğinde şeker oranı düşük, enerji oranı yüksek maddelerin de bulunduğu ortaya çıkmıştır. Ebegümeci ailesine ait olan bamya ılık iklimlerde yetişir. İçerdiği yüksek lif sayesinde mide ve sindirim hastalıklarına fayda sağlar. Kızartması, salatası ve yemeği yapılan bamya bazı yörelerde kurutularak da tüketilebilir. Yapılan araştırmalarda idrar dökmede etkisi olduğu ortaya çıkan bamyanın çiçekleri ezilerek çay yapılır. Akdeniz iklimine ait olan bu sebze Japonya ve Hindistan’da sıklıkla tüketilir. Ülkemizde Ege ve Marmara’da yetiştiriciliği yapılan bamya kültürel bir sebzedir. Uzmanlar yaz aylarında haftada bir kez tüketilmesini tavsiye ediyor. Zengin mineralleri bakımından hem vücudun sıvı oranını artırıyor hem de vücut için gerekli olan vitamin ve mineralleri sağlıyor. Bu yüzden haftada en az 3 gün tüketilmesi gereken önemli besinler arasında yer alıyor. 

BAMYANIN TOHUMLARI NE İŞE YARAR?

Bamyanın içinde bulunan minik toplara bamya tohumu denir. Bu tohumlar toplanarak kurutulur. İçeriğinde yüksek miktarda çinko ve demir maddeleri barındıran tohumlar eski çağlardan beridir alternatif tıpta tüketilirmiş. Merak edilen sorulardan biride bu tohumlar nasıl tüketilir? Bir su bardağı dolu bamya tohumunu temiz bir tülbente koyun. Bir bardağın arkası ile iyice ezin. Toz haline gelen tohumları bir kaseye alın. İçerisine bir buçuk yemek kaşığı bal ve bir çorba kaşığı zeytin yağı koyup karıştırın. Karışımı bir gece dolapta beklettikten sonra her gün bir kaşık tüketiniz. Bu karışım;

Bağışıklık sitemindeki hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Vücuttaki tüm toksinleri atar. 

Kan şekerini dengeleyerek diyabet gibi hastalıkların önüne geçer.

İçerdiği yüksek K vitamini sayesinde kanın pıhtılaşmasını destekler.

Diz ağrısı, kireçlenme ve menüsküs gibi vücutta azalan sıvı kaybıyla ortaya çıkan inanılmaz ağrılara neden olan hastalıklara bitirmeden adeta en etkili doğal ilaçtır.

Ayrıca bamya tohumu düzenli tüketildiğinde reflü ve gastrit gibi mide hastalıkların yaşanmasını da önler. 

Lif oranı yüksek olan bu karışım düzenli her gün tüketildiğinde tokluk hissi vererek kişinin abur cubur ve fazla yemek yeme isteğini azaltır. 

BAMYANIN FAYDALARI NELEDİR? HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

İçerdiği bol miktarda C vitamini sayesinde ciltte deforme olmuş hücrelerin yenilenmesini destekler. Aynı zamanda ciltte bulunan genç hücrelerin oranını artırarak yaşlanmayı yavaşlatır.  

Saçların kabarmasını önlemek için bamyadan faydalanabilirsiniz. 100 gram bamyayı kaynatıp suyunu soğumaya bırakın. Daha sonra bu suyu kullandığınız şampuana  ekleyiniz. Bamya içerdiği zengin mineraller sayesinde saçınızın kabarmasını engelleyerek, hacmini ve parlaklığını arttıracaktır.

Böbrek hastalığı olan kişilerin sıvı oranı yüksek besinler tüketmeleri gerekir. Bu yüzden böbrek hastalarının su oranı yüksek bamya sebzesini düzenli tüketmelerinde fayda vardır.

Üst solunum yolları hastalığına yakalanmamak içinde bamya, tüketilmesi gereken besinlerden biridir. Zararlı hücrelere karşı bağışıklığı güçlendirerek kansere yakalanma riskini azaltır. 200 gram bamyayı 30 dakika boyunca kaynatın. Elde ettiğiniz bamya suyuna bir diş sarımsak ve iki yemek kaşığı limon suyu ekleyerek 15 dakika dinlenmeye bırakınız. Hafta da bu sudan bir bardak içebilirsiniz.

Güçlü antioksidan özelliği de vücutta oluşan ödemleri idrar yoluyla kolayca atmaya yardımcı olur.

Yüksek lif içeriği sayesinde sindirimi kolaylaştıran bamya, vücuttaki atık yiyeceklerin kalıcı hasarlar vermeden kolayca vücuttan atılmasını sağlar. Ayrıca uzun süreli tokluk sağlayarak vücuda gerekli enerji desteği verir.

Bazı yiyecekler midedeki asit oranının dengesini bozar. Bamya suyu bu oranı dengeleyerek oluşma ihtimali olan ülser rahatsızlığını önler.

Tropik bir meyve olan hindistan cevizi içinde hem tüketilebilen süt hem de et barındırır. Yüksek oranda lif içeren hindistan cevizinin içindeki sıvı aynı zamanda ilaç yapımında kullanılır. Şişmanlatıcı özelliği olmasına rağmen vücuda tek seferde gerekli enerjiyi sağlar. Peki hindistan cevizi suyu ne işe yarar? Hindistan cevizinin faydaları nelerdir? Haberin detayında hindistan cevizine dair merak edilen her şeyi bulabilirsiniz.

Antimikrobiyal özelliği sayesinde vücudu iltihaptan kolayca arındıran hindistan cevizi yüzyıllardan beridir bitkisel tedavide kullanılıyor. Hindistan cevizi anne sütünde de bulunan laurik asit ve MCT adı verilen orta zincirli yağ asitlerini barındırır. Tropik iklimde yetişen hindistan cevizi, palmiyegiller ailesine aittir. Dışı lifli kalın bir katmanla kaplı olan meyvenin eti ve sütü içerisinde bulunur. Tüketilebilir bu iki besini içeren hindistan cevizi ayrıca yüksek oranda yağ içerir. Bu yağ doymuş yağ asidi çeşitlerindendir. Ancak ağır bir yağdır. Bu yüzden az miktarda tüketilmesi tavsiye edilir. İçindeki etli meyve çıkartılıp toz haline getirilerek pasta ve kek yapımında kullanılır. Ağacı 100 yıl yaşar. 60 yılında ise meyve verir.  Potasyum, sodyum, magnezyum ve kükürt gibi maddeler içeren hindistan cevizi hem fiziksel hem de kimyasal birçok faydası vardır. Sindirim hastalıkları için birebir faydası olan hindistan cevizi; hazımsızlık, kolit, mide ülseri, ishal, kusma, gaz ve dizanteri gibi hastalıklarına zemin hazırlayan durumları ortadan kaldırır. Özellikle kusma ve mide bulantısını önler. 

HİNDİSTAN SUYU NE İŞE YARAR? 

Bazı besinlerden dolayı böbreklerde biriken ve taş kum oluşuma neden olan asidi vücuttan atamak için hindistan cevizi suyu önerilir. Ayrıca bu su böbrek üstü bezlerinin çalışmasını destekler. 

Kronik hale gelmiş ve mide krampının özelliğinin yitirilmesine neden olan kusma ve bulantılara doğal ilaçtır.

Midedeki pH değerleri yükselterek besinlerin daha iyi öğütülmesini sağlar. Metabolizmayı hızlandırır.

Hindistan cevizi suyu bağışıklık sitemini temizleyerek özellikle mevsim geçişlerinde artan grip gibi hastalıkların önüne geçer. 

İçerdiği potasyum ve sodyum sayesinde vücudun fonksiyonlarının daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Kan basıncını dengeler. Kolesterolü azaltarak kalp damar hastalıklarına iyi gelir.

 HİNDİSTAN CEVİZİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Yapılan araştırmalarda hindistan cevizi yağının obeziteyi ve buna bağlı  gelişen rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltığı gözlemlenmiştir.

Hindistan cevizi yağının en yaygın faydalarından biri cilde verdiği nemlendirmedir. Ayrıca ciltte deforme olmuş hücreleri de yenileyen yağ, karaciğere bağlı gelişen akne ve sivilce oranını azaltmada da faydalıdır.

İçerdiği MCT yağları sayesinde sinir sitemindeki deforme olmuş hücreleri yeniler. Aynı zamanda beyin sağlığını da olumlu etkileyerek unutkanlık seviyesini düşürür. Böylece Alzheimer hastalığına yakalanma oranını azaltır.

– Serbest radikalleri azaltarak oluşma ihtimali olan tümörleri engeller. Bağışıklığı da güçlendirerek kanserli hücrelerle savaşmasını destekler. 

Antifungal maddesi bakımından zengin olan hindistan cevizi yağı mantar hastalıklarına yakalanma riskini azaltırken mantar tedavisi sürecinde kullanıldığında ise daha hızlı iyileşmesini yardımcı olur.

Sabah uyandığınızda hindistan cevizi yağı ile gargara yaparsanız. Hem diş sağlığınızı korur hem de dişlerinizin beyazlamasını sağlar.

Kahvenizin içerisine bir tatlı kaşığı hindistan ceviz yağı eklerseniz gün boyu daha zinde ve tok olmanıza destek olur.

Anneye ve bebeğe mucizevi faydaları olan anne sütü, ilk altı ay boyunca tüketilmesi gereken en mükemmel besinlerden biridir. Bebeğin beslenmesinden vücut sağlığına, annenin zayıflamasından hücrelerin yenilenmesine kadar şifa dolu olan anne sütünden en etkili şekilde yararlanmak için bilmeniz gereken bazı püf noktaları sizler için derledik. Peki anne sütünün önemi nedir? Anne sütünün faydaları neler? Anne sütü arttırmanın yolları neler? Anne sütünün bebeğe ve anneye faydaları…

Anne sütü, yeni doğan bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmeleri için vücutlarının ihtiyaç duydukları enerji, sıvı ve besin ögelerini bir arada bulunduran çok önemli bir besin kaynağıdır. Doğum sonrası emzirme ile birlikte gelen sütün, başta anne ve bebekte olmak üzere psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan birçok mucizevi faydaları vardır. Annen sütünün faydalarını göz önünde bulundurduğumuzda özellikle de prematüre (erken doğan) bebekler için mükemmel bir besin kaynağı olduğunu vurgulayan Dünya Sağlık Örgütü, tüm bebeklerde ilk altı ay yalnızca anne sütü alınmasının gerektiğinin önemi üzerinde duruyor. Altıncı aydan sonra ek gıda dönemi olarak nitelendirilen süreç, aslında anne sütünün bırakılmadan ek besinlerle çeşitlendirilmiş evresidir. Dolayısıyla 6. aydan sonra da en az 2 yaşına kadar anne sütü alınması gerekir. Her annenin göğsünden gelen sütün yalnızca kendisine ve bebeğine özel olması, anne sütünün ne kadar mucizevi bir yapıda olduğunun göstergesidir. Zamanından önce doğan bebeklerin diğer bebeklere göre daha sık rahatsızlandığı görülmektedir. Tamda bu nokta da bebeklere ilaç gibi gelecek olan kendi annesinin sütü, ihtiyaç duyulan tüm besin değerlerini özel olarak karşılamaya yetecektir.

Çeşitli nedenlere bağlı olarak değişebilen anne sütü miktarı, annenin sağlıklı ve doğru besinlerle beslenmesi ile direkt bağlantılıdır. Sütün içerisindeki maddelerin farklılığı da annenin özellikleri ile bağlantılı olsa da hamilelikten bebeğin yaşına kadar birçok etken farklılığa yol açabilmektedir. Anne sütünün yerine geçen tek bir besin kaynağı olmasa bile tadı ve yapısı bakımından inek sütü benzer özellikler taşımaktadır. İnek sütü alerjisine karşılık doktor onayı almadan tüketilmemelidir.

ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI NELER? ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ…

Allah (c.c)’un vermiş olduğu en büyük mucizelerden biri olan anne sütü, vücudun ihtiyaç duyduğu maddeleri tek başına taşıyan inanılmaz bir kaynaktır. İlk altı ay boyunca uzmanlar tarafından sadece anne sütünün alınmasının gereği de tek başına tüm faydalı besin ögelerini kendisinde bulundurmasından dolayıdır. Özellikle de doğumdan sonra gelen ilk süt (kolostrum), bebeklerde muhakkak ziyan edilmemesi gereken bir kaynaktır. Bebeğin hayatı boyunca hastalıklara karşı mücadele etmesinde ilk önemli aşısı yerine geçen anne sütünün faydaları protein, yağ, demir, vitamin gibi şifa deposu kaynaklarla saklıdır. İçerisinde koruyucu maddeler bulundurması nedeniyle enfeksiyonlara kapalı hale gelen bebek, sağlıklı bir şekilde büyüme ve gelişim gösterebilecektir. Tavsiye edilen emzirme aralığında iki yılın belirtilmesinin sebebi ise, hızlı büyüme ve gelişim aralığının temellerinin bu evrede atılmasından dolayıdır. Günümüzdeki diğer memelilerin sütlerine göre çok daha fazla nükleotid içeren anne sütü, büyüme hormonları üzerinde etkili bir işlevi vardır.

Anne sütünün faydaları arasında pişik, kabızlık ve karın ağrısı gibi rahatsızlıkların daha seyrek görüldüğü içerisindeki yeterli demir miktarının kansızlığı önlediği de bilinmektedir.

EMZİRMENİN/ ANNE SÜTÜNÜN ANNEYE FAYDALARI:

Sadece bebeklerde olmayıp anneler üzerinde de sayısız faydası olan anne sütünün sağlık ve psikolojik anlamda ele alacak olursak şu şekilde inceleyebiliriz:

– Annelik duygusuna adapte olmada etkilidir.

– Ten tene temas halinde olan anne ile bebek arasındaki sevgi ve iletişim bağı güçlenir.

– Emzirme esnasında anne enerji harcayacağından dolayı süt üretiminde yağ dokusu kullanılarak kilo kaybı kolaylaşır.

ANNE SÜTÜNÜN BEBEĞE FAYDALARI:

– Her şeyden önce bebeğin fiziksel, ruhsal ve zeka gelişiminin olumlu yönde ilerlemesinde etkilidir.

– Biberonla beslenen bebeklere göre ilerleyen dönemlerde Tip 1 Diyabet rahatsızlığına yakalanma riski daha fazladır.

– Orta kulak enfeksiyonuna yakalanma riski daha azdır.

– İçerisindeki etkili maddeler sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir ve böylelikle hastalıklara karşı vücut daha dirençli olur.

ANNE SÜTÜ NASIL OLUŞUR? ÖZELLİKLERİ NELER?

Hamilelik döneminde fıtratları gereği kadınların göğsünde çoğu yağ dokusundan olmak üzere bazı salgı bezleri bulunur. Bu bezlerden ve sütün en temel yapı taşlarından olan laktoz ile proteinler süt üretiminin başlamasında büyük bir işlev görür. Ancak, anne sütü olarak nitelendirdiğimiz besinin asıl gerçekleşmiş hali bebeğin dünyaya geldikten sonra meydana gelir.

Alveollar hücresinden gelen süt, süt kanallarından geçerek göğüse kadar ilerler ve depolanır. Daha çok meme başı veresinde biriken süt doğru ve etkin bir emzirme yöntemi ile bebeğe verilir. Anne sütünden en iyi şekilde yararlanabilmek için bebeğin doğru emzirilmesi çok önemlidir. Bu esnada annenin ve bebeğin kendini rahat hissedebileceği pozisyonda olması ve memeyi tutuş şekli ideal emzirmenin ilk şartlarındandır.

ANNE SÜTÜNÜN EN ETKİLİ ÖZELLİKLERİ İSE..

Anne sütünün özelliklerine gelecek olursak; sindirimi kolay, taze ve her daim bebeğe verilebilecek temiz besin kaynaklarından biridir. Bebekler için mucizevi bir nitelikte olan anne sütünün en önemli özelliği bebeğin ihtiyaç duyduğu besinlere ve yaşına göre değişim gösterebilmesidir. Doğum eyleminin beklenilen zamandan daha erken meydana gelmesi prematüre bebekleri beraberinde getirirken bu bebekler ile zamanında yani sağlıklı doğan bebeklerin aldığı süt farklılıkları ilk aydan sonra eşitlenir.

İlk zamanlarda göğüsten gelen ağız sütü; daha kıvamlı, proteinli ve yağsız olması ile bebeği enfeksiyonlardan korur iken 15 gün sonra sütün özellikleri de değişir. Omega-3 bakımından zengin olan anne sütü, doymamış yağ gruplarından olup vücut için gerekli olan maddeyi barındırır.

Anne sütünün içindeki faydalı antikorlar; kolera, rotavirus, streptokok, stafilokok, pnömokok, fligella ve pertussis’e karşı koruyuculuk gösterir.

Anne sütünün besin değerleri:

Porsiyon miktarı: 100 gram

Kalori değeri: Yaklaşık 70 kcal

İçerisindeki toplam yağ: 5,0 gram

Laktoz: 7.0 gram

Protein: (%) 7.0

Laktoz: (%) 42.0

KOLOSTRUM İLE ANNE SÜTÜNÜN FARKI NEDİR?

Yağ ve laktoz oranı olgun süte göre daha az olan kolostrumu anne sütünden ayıran en belirgin özellik; protein, mineral, antikor ve lökositleri çok bulundurup yağları az bulundurmasıdır. Kesinlikle boşa gitmemesi gereken kolostrum (ilk ağız sütü), bebek için o kadar faydalı ki günümüzde kolostruma sıvı altın bile denilmektedir. Hamilelikte süt üretiminin başladığı 4. veya 5. aylarda gelmeye başlayan kolostrum koyu ve kıvamlı bir halde iken yaklaşık 10. günün sonunda şeffaflaşması ile kendini gösterir.

YENİ DOĞAN BEBEĞİN ANNESİ DIŞINDA BİRİNDEN SÜT EMMESİ MEKRUH MU?

Dinimiz açısından ele alacak olursak ortada hiçbir neden yok iken üstelik bebeğin kendi annesinin sütü onu doyurmaya yetiyorken bir başkasında emmesi doğru değildir. Helal ya da haram olmamasıyla birlikte uygun görülmeyen bu durumda çocuğun ilerleyen zamanlarda süt annesinin çocuğu ile evlenme gibi bir durumu yoktur, dolayısıyla riskli bir durum söz konusu olabilir.

ANNENİN GÖĞSÜ BOZULMASIN DİYE BEBEĞİNİ EMZİRMEMESİ VEBAL MİDİR?

Annenin sırf kendi güzelliğini düşünmesinden dolayı bebeğini vücuduna alması gereken sütten mahrum bırakması vebal sayılır. Çünkü Allah (c.c)’un öyle büyük bir mucizesi vardır ki bu durum hiçbir şeye benzemez. Her canlının sütü ancak kendi bebeğine yetecek ve ona özel olarak vitamin, mineral, protein değerlerini karşılayacak ölçüde üretilir. Dolayısıyla annenin sütü her bebeğe aynı şekilde etki etmez, aksine iyi bile gelmeyebilir. Hz. Musa (a.s)’ın süt annesini reddetmesi gibi…

ANNE SÜTÜNÜ HANGİ BESİNLER ARTTIRIR?

Strese, üzüntüye, depresyona ya da bunun gibi etkenlere bağlı olarak değişebilen anne sütü miktarı, bebek için yetersiz kalıyorsa tüketilecek olan sağlıklı besinlerle sütü arttırmanız mümkündür. Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere, süt üretimini destekleyen bazı besinlerin tüketimi halinde süt çoğaltılabilir. Peki anne sütünü arttıran besinler neler? İşte anne sütünü arttırmada etkili 3 mükemmel besin…

KİMYON: Süt üretimini hareketlendirmeye yarayan kimyon, doğum sonrasında annenin kendini güçlü hissetmesi için önemli bir demir kaynağıdır.

YEŞİL SEBZELER: Bebeklerdeki nöral tüp defektlerde bir sıkıntı oluşmaması için hamileliğin planlanmasından 3  ay önce ve hamilelikte de devam edilmesi gereken folik asit kullanımı bebeğin gelişimi için çok önemlidir. Folik asit bakımından zengin olan yeşil ve koyu renkli sebzelerde folik asiti arttırır aynı zamanda anne sütünün çoğalmasında da etkilidir.

KIRMIZI VE TURUNCU SEBZELER: Beta-karoten bakımından zengin havuç, verimli bir anne sütü için gerekli olan besin kaynaklarındandır.

DR. ÜMİT AKTAŞ’TAN ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN KÜR TARİFİ

MALZEMELER:

– 1 tatlı kaşığı kimyon

– 1 tatlı kaşığı ısırgan

– 1 tatlı kaşığı anason

– 250 cc kaynar su

YAPILIŞI:

Yukarıda bahsedilen malzemeleri fincana koyup üstüne kaynar su ekleyerek 10 dakika demleyin. Günlük 3 fincan kadar tüketilmesi önerilen bu çayı doktor onayı almadan uygulamayın.

Afiyet olsun…

ANNE SÜTÜ BOZULMADAN NASIL SAKLANIR?

Dışarıda işiniz olduğunda ya da bebeğinizi emzirirken sütünüz arttığında bunu nasıl muhafaza etmeniz gerektiğini biliyor muydunuz? İşte anne sütünü saklamanın yolu…

Sağılan anne sütünün bozulmadan saklanabilmesi için kullanılan saklama kabı çok önemlidir. Bu nedenle sütünüzü bebeğinizin sağlığı için cam kavanozda ya da saklama torbasında muhafaza etmelisiniz.Süt saklamak için kullandığınız kabın tüm parçalarını kaynar suda sabun ile iyice yıkayın. Ardından kurumasını bekleyin.

Sağılan anne sütünü, oda sıcaklığında, buzdolabında ya da derin dondurucuda saklayabilirsiniz. Eğer anne sütünü oda sıcaklığında bekletecekseniz (19-26°C) 3 saat, buzdolabında bekletecekseniz (0-4°C) 3 gün, derin dondurucuda bekletecekseniz (-18°C) 3 ay boyunca saklanabilmektedir. 

BEKLETİLEN ANNE SÜTÜNDE BUNLARA DİKKAT!

Anne sütünü 3 saat boyunca oda sıcaklığında beklettiyseniz, hiçbir müdahalede bulunmadan bebeğinize verebilirsiniz. Ancak sütü derin dondurucuda sakladıysanız, bunu bebeğinize vermeden 1 gün önce buzdolabına almalısınız.

Bilmeniz gereken bir önemli nokta da derin dondurucudan çıkarıp çözülmesini sağladığınız sütü yeniden dondurmamanız gerektiğidir.

ANNE SÜTÜ İLE İLGİLİ EN ÇOK MERAK EDİLEN SORULAR

Hamilelik dönemiyle ilgili kafa karıştıran konulardan birisi de anne adaylarının eşleriyle ilişkiye girmesinin bebeğe bir zararı olup olmadığıdır. Peki hamilelik döneminde cinsel ilişkiye girilebilir mi? Hamilelikte cinsel ilişki bebek için zararlı mı? Kaçıncı aydan sonra hamilelikte ilişkiye girilmemeli? İşte soruların yanıtı…

Hamilelik dönemiyle ilgili en çok merak edilenler arasında beslenmeden tutun bakıma, bakımdan sağlığa kadar daha birçok konu var. Normal zamanların dışında anne adayının daha da temkinli davranması gereken hamilelik evresinde, bebeğin sağlığı için uzak durulması gereken bazı durumlar var iken yapılması tavsiye edilen birtakım hususlar da var. Halk arasında kafa karıştıran konulardan biriside hamilelik döneminde eşlerle yakın temas halinde bulunmanın bebeği olumsuz etkileyip etkilemediğidir. Yeteri kadar bilgisi olmayan anne adaylarının hamilelik dönemi boyunca gönlünün rahatlaması için bu evrede cinsel ilişkiye girilip girilemeyeceğini sizler için araştırdık. Peki hamilelikte ilişki zararlı mı? Hamilelikte kaçıncı aya kadar ilişkiye girilmeli ve kaçtan sonrası sakıncalı? İşte yanıtı…

Ne olursa olsun hamilelik döneminde girilen ilişki bebek için sakıncalı bir durumdur algısı riskli hamilelikler dışında doğru değildir. Hamilelik döneminde ilk trimester denen ilk üç ayda ilişki içerisinde olmak, düşük riskini çözmek için çoğunlukla doktorlar tarafından uygun görülmememektedir.

Hamilelik şikayetlerinin sık görülmeye başlandığı ilk üç ayda fiziksel rahatsızlanmalardan dolayı ilişki isteği gitmiş epey derecede azalmış olabilir. Nadirde olsa isteği olan anne adaylarının ilk üç ay dışında ilişkiye girmesi uygun görülebilir. Ancak bazı haller müstesna! İşte hamilelikte ilişkiye girilmesini engelleyen durumlar…

– Düşük tehlikesi yaşayan hamileler

Bebeğin rahim duvarında tutunması zor bir süreç olabilir, ani hareketler yapmak ya da yorulmak düşüğü tetikleyebilir. Dolayısıyla bu hamileler ilişkiye girmemelidir.

– Kanaması olan hamileler

Farklı sebeplerden dolayı görülen kanamalar ilişki için tehlikeli bir durum olabilir.

– Erken doğum

Beklenen zamandan daha erken zamanda doğum yapma ihtimali varsa doktorlar ilişkiyi yasaklayabilmektedir.

– Hamileliğin son ayında olan kadınlar

Hamileliğin dokuzuncu ayında ve ikiz hamilelikleri olan kişilerin son üç ayında ilişkiye girmesi önerilmez.

HAMİLELİKTE HANGİ AYLARDA İLİŞKİYE GİRİLEBİLİR?

İlk üç ayın dışında ve karnın büyümesinden dolayı daha zor yaşanacağı için hamileliğin son zamanlarında uygun görülmeyen ilişki, hamilelikte beklenmeyen sıkıntıları beraberinde götürebilir.

Doktorun sakınca görmediği durum ve zamanlarda ilişkiye girmek, rahimdeki bebeğin Amniyon sıvısı içerisinde olması ve mukoid tıkacıyla korunması sebebiyle zarar vermez.

Yumuşak tadıyla yiyenleri kendine hayran bırakan Kıbrıs tatlısını evinizde denemek isterseniz bu tarif tam size göre… Misafirleriniz için çay saatlerinde kolayca yapabileceğiniz enfes Kıbrıs tatlısı sunumuyla da çok şık bir tatlı. Peki evde Kıbrıs tatlısı nasıl yapılır?

Kıbrıs tatlısı, Yunan tatlısı olarak da bilinen hem şerbetli hem de adeta pasta gibi olan bir tatlı tarifidir. Ülkemizde son yıllarda çok severek yapılan Kıbrıs tatlısı, pratik olmasıyla da kadınların hazırlamaktan keyif aldığı bir lezzet. Sizlerde sık sık misafir ağırlıyor ve farklı lezzetleri misafirlerinize sunmak istiyorsanız mutlaka Kıbrıs tatlısını da denemelisiniz. 

KIBRIS TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yumurta
yarım su bardağı şeker
yarım su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı galeta unu
1 su bardağı kırılmış ceviz
1 su bardağı hindistan cevizi
1 paket kabartma tozu

Kreması için;

1 litre süt
1 su bardağı nişasta
Yarım su bardağı şeker
1 paket vanilya
1 paket krem şanti

Şerbeti için;

2 su bardağı su
1.5 su bardağı şeker
1 paket vanilya

YAPILIŞI

İlk önce şerbeti hazırlayın.Kekini hazırlamak için yumurta ve şekeri köpürtün. Daha sonra diğer malzemeleri de ekleyerek tahta bir kaşıkla karıştırın. 

Bir borcamı yağlayın. Hazırladığınız kek karışımını borcamın içine dökün ve 180 drecede 30 dakika pişirin. 

Kremasını hazırlamak için krem şanti için diğer malzemeleri bir tencereye koyun. Karışımı kıvam alana kadar karıştırın. 

Karışım kıvam alınca ocaktan alın ve krem şantiyi toz halinde ekleyerek mikserle çırpın. 

Pişen kekin üzerine şerbeti ekleyin.  Daha sonra üzerine kremayı ekleyin. 

Tatlıyı buzdolabında 2 saat bekletin. Daha sonra dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Yaz aylarında vücudumuz ihtiyacı olan D vitaminini bol bol karşılıyor. Bununla beraber özellikle tatile çıkanların en çok araştırdıkları konular arasında hızlı bronzlaşmak için ne yapılır ve kızarmadan bronzlaşmanın yolları nelerdir soruları var. Bugünkü yazımızda merak ettiğiniz bu soruların yanıtını araştırdık. Kısa sürede sağlıklı bir şekilde bronzlaşmak için yapılır? Kızarmadan bronzlaşmak için ne yapılmalı? öğrenmek için yazımıza göz atabilirsiniz.

Yaz geldiği zaman birçok kadının, özellikle de beyaz tenli kadınların akıllarına gelen ilk şey bronzlaşmak olur. Ancak açık tenli kadınlarda koyu renk pigmentleri az olduğundan dolayı güneşlenerek bronzlaşmak çok zor olur. İlk aşamada kıpkırmızı olup daha sonra kararırlar ama bu kararma bir türlü bronzluk derecesine gelmez. Sıcak havaların kendini yoğun bir şekilde gösterdiği şu günlerde doyasıya güneşlenmek ve yaz aylarının tadını çıkarmak isteyenler için hızlı ve sağlıklı bir şekilde bronzlaşmanın yollarını araştırdık.

ŞAPKA

Güneşlenirken en büyük dostunuz şapkanızıdır. Güneş gözlüğü yerine şapka tercih etmeniz gözlerinizi korumakla birlikte, güneşten gelen ışığın hipotalamus bezini uyarmasıyla melanin üretimini artırarak bronzlaşmanızda artı etki gösterir. Bu yüzden hem başınızı korumak hem de sinir bozucu gözlük izlerinden kaçınmak için şapka doğru bir korunma tercihi olacaktır.

GÜNEŞ YANIĞI NASIL GEÇER? Deniz sonrası yanıklar için kolay çözümler

ÖLÜ DERİLERDEN ARININ

Cildinizin üzerinde oluşan ölü deriler hızlı bronzlaşmanızın önünde engel oluşturur. Bir çok kozmetik firması tarafından sunulan cilt temizleyici aynı zamanda peeling etkili losyonlar sayesinde cildinizi ölü hücrelerden arındırmalısınız.

KAHVE YÖNTEMİ İLE BRONZLAŞMA

Hazırlayacağınız kahve kürünü cildinize sürerek evde doğal bir bronzluk için gereken her şeye sahip olabilirsiniz. Üstelik kahve kürü selülitlerinize de iyi gelecektir.

Malzemeler:

Bir fincan kahve tozu
2 çorba kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı:

Edindiğiniz kahve tozu ile birlikte zeytinyağını macun kıvamı elde edene kadar karıştırın. Bu karışımı yüzünüz, bacaklarınız ve kollarınız öncelikli olmak üzere tüm vücudunuza uygulayın. Bu karışım yaklaşık 15 dakika boyunca cildinize bırakın. Ilık su ile yıkayın.

LİMON İLE BRONZLAŞMA

Limon suyu cildin güneş ışığına duyarlılığını artırabileceğinden aynı yöntemi güneşlenirken uygulamanız önerilmemektedir.Uygulanması kolay olan bu yöntem, taze limondan sıktığınız limon suyunu cildinize uygulamanız ile yapılır. Bu uygulamayı yaptıktan sonra 15 dakika bekleterek ılık su ile yıkamanız önerilir.

VAZELİN İLE BRONZLAŞMA

Vazelin kuru olan bölgelerinizi nemlendirmek için oldukça ideal bir seçenektir. Bronzlaştırıcı kreminizi uygulamadan önce vazelin uygulayın. Böylece vazelin bronzerın cildinize daha iyi yayılmasını sağlayacak ve güzel bir bronzluk sağlayacaktır.

KIZARMADAN BRONZLAŞMANIN YOLLARI

Beyaz tenli ve hassas ciltli kişiler, güneşe çıkmadan önce çok dikkat etmelidir. Gün ışığından zarar görmemek için kısa aralıklarla güneşe çıkmalıdırlar.

Tatilin ilk zamanlarında, öğle saatlerinde dışarıda olmak yerine 5-10 dakikalık aralıklarla gün ışığına çıkılmalı ve bu süre tatil boyunca uzatılmalıdır.

Beyaz tenli kişilerde güneş yanıklarının oluşma riski diğer ciltlere göre daha fazladır. Bu yüzden 50 faktörlü güneş kremi kullanarak cildinizi koruyabilirsiniz.

Beyaz tenli kişiler saat 16:00’dan sonra 30 dakikayı geçmeyecek şekilde güneşlenmelidir.

Kumral tenli kişilerde güneşlenirken beyaz tenli kişiler kadar dikkat etmeli ve bronzlaşma süresini kademeli olarak arttırmalıdır.

Mutfakta sıklıkla kullanılan kekiğin suyu sayesinde inanılmaz derecede hızlı zayıflayabilirsiniz. Keskin ve hoş kokusu ile severek tüketilen kekik suyu ile nasıl zayıflayabileceğinizi sizler için ele aldık. Yağ yakıcı özelliğiyle bilinen kekik suyunun hazırlanışını ve zayıflamada ki etkisini öğrenmek için haberimizin detayını okuyabilirsiniz. Kekik suyu ile nasıl zayıflanır? Kekik suyunun faydaları neler? Kekik suyu ne işe yarar? Doğal yollarla zayıflamanızı sağlayacak kekik suyu ile kilo verme yöntemi…

Fazlalık kilolarından kurtulmak amacıyla yapılan diyet ve egzersiz hareketleri kadar bitkilerin kilo vermeye etkisi de göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Vücudun kimi yerlerinde biriken yağ deposu sarkık görüntülere neden olarak kişide rahatsızlık hissi uyandırır. Buradaki yağların yakımını hızlandırmak için kullanılabilecek olan biberiye ya da tarçın gibi yağların dışında yemeklere yemeklere aroma katması için kullanılan kekikte işe yarayacaktır. Kilo problemi ile karşı karşıya olan kadınların kekik suyu içerek yakın zamanda kilo verebilecekleri öne sürülmektedir. Yağ yakımını kolaylaştırmasının yanı sıra metabolizmayı da hızlandıran kekik suyunun yapılışı ise oldukça basit! Dışarıda kolayca bulabileceğiniz kekik suyu ile nasıl zayıflanır? Kekik suyunun kilo verdirici etkisi nedir? Kekik suyu ile sağlıklı kilo verme yöntemi…

KEKİK SUYU ZAYIFLATIR MI? KEKİK SUYUNUN KİLO VERDİRİCİ ETKİSİ…

Kilo verdirme konusunda destek sağlayan şifalı bitkilerden biri olan kekik suyu, vücuttaki kan dolaşımının hareketlenmesine sebep olarak metabolizmanın daha hızlı çalışmasına yardımcı olur. Günümüzde bölgesel zayıflama yönteminde esas alınan bölgedeki yağları eritmeye yönelik uygulanan yöntemler arasında işinize yarayacak kekik baharatı ile yağları enerjiye dönüştürüp yakılmasını sağlayabilirsiniz.

Kekik suyunun zayıflamaya katkı sağladığı ve kilo verme sürecini desteklediği bilinmektedir. Sağlıksız olmaması şartıyla ekstra düzenleme yapma gereği duyulmayan kekikle zayıflama yönteminde özellikle de sindirim rahatlamaktadır. Sorun görülmeyen sindirim sisteminde vücut kolaylıkla yağ yakabilecek ve fazlalık kilolar eritilebilmektedir.

KİLO VERDİREN KEKİK SUYU NASIL YAPILIR?

Geniş bir tencerenin içine 1-2 bardak su, küçük bir tencereye de 2-3 tutam taze kekik koyun. Küçük tencereyi geniş tencerenin içine koyun ve tencere kapağını tersten koyarak, suyu ateşte 1 saat kaynatın. Kaynadıktan sonra kekik suyunuz hazır olacak.

NOT: Hazırlanan kekik suyunun tadı acı olacağı için bu tattan hoşlanmayacak kişiler kekiğin içine limon ve 2 adet domates ekleyebilir. İlk önce domatesleri ekleyip sonra limon sıktıktan sonra 5 dakikada suyun karışmasını bekleyin. Bekleme işlemi bittikten sonra tüketebilirsiniz.

KEKİK SUYU NE ZAMAN VE NASIL TÜKETİLMELİ?

Zayıflatıcı kürler arasında en etkili karışımlardan biri olan kekik suyu öğün aralarında aç karna tüketilmelidir. Yemekten hemen önce içilmemesi gereken bu karışımı içtikten yarım saat ya da 1 saat sonraya kadar bir şey tüketilmemelidir. Gün içerisinde yalnızca 1 fincan kadar tüketilmesi önerilen karışım fazla miktarda tüketilirse reflü, mide bulantısı gibi rahatsızlıklara yol açabilir.

KEKİK SUYU AÇ KARNA MI YOKSA TOK KARNA MI İÇİLMELİ?

Kekik suyu ile kilo verme yöntemini deneyen kimselerin metabolizmasına bağlı olarak görebileceği etki süresinde ortalama 3 kilo zayıflama ile başlanılabilir. Aydan aya fark eden kilo verme hızında 1 ayda toplam 7 kilo verilebildiği gözlemlenmiştir. Güne başlamadan önce karnınız aç iken tüketebileceğiniz kekik suyunu kahvaltıdan 30 dakika önce tüketin. Sabahleyin karnınız açken içemiyorsanız gece uyumadan yarım saat önce içebilirsiniz.

KEKİK İLE YOĞURDU BERABER TÜKETİRSENİZ…

Zayıflamaya yardımcı yağ yakıcı baharatlardan biri olan kekiği yoğurt ile beraber tüketerek kilo vermeyi kolaylaştırabilirsiniz. Boş bir kasenin içine bir çay kaşığı kadar nane, kekik, pul biber ve kimyon ekleyip karıştırınız. Bu karışım hem açlığınızı yatıştıracak hem de yağ yakmayı kolaylaştırabilirsiniz.

 2 çay kaşığı kekiğin besin değerleri ise şu şekilde :

– Günlük kalsiyum ihtiyacının % 5’i
– Günlük K vitamini ihtiyacının %60’ı,
– Günlük lif ihtiyacının % 4’ü
– Günlük magnezyum ihtiyacının % 11’i,
– Günlük demir ihtiyacının ise % 20’si 3 gram kekik ile sağlanır.

Yoğurdun besin değerlerini şu şekilde inceleyebiliriz:

– Porsiyon miktarı: 100 gram
– Kalori: 59
– Toplam yağ: 0,5 gram
– Doymuş yağ: 0,1 gram
– Çoklu doymamış yağ 0
– Kolesterol 6 mg
– Şeker 3,6 gram