Cildiniz zaman zaman bazı nedenlerden dolayı solgun, cansız ve bakımsız görünebilir. Bu durum hem günlük hayatınızı hem de özel günlerinizi etkiyecektir. Evde yapacağınız birkaç yöntem ile solgun, cansız ve bakımsız görünen cildinizi: parlak, sağlıklı ve bakımlı bir hale getirebilirsiniz. Peki cilt neden solgun görünür? Solgun cildi canlandıran öneriler neler? Soruların yanıtı sadece yasemin.com’da!

Solgun, cansız ve mat cilt, cildin üst katmanındaki ölü cilt hücrelerinin temizlenmesi sürecine verilen addır. Genellikle stres, yoğun tempo, aşırı makyaj sonrası oluşan bu durum farklı nedenlerden dolayı da oluşabilir. Bu nedenlerden bazıları da değişen hava koşulları, sert rüzgarlar, yaşa bağlı olarak gelen solgunluk, demir ve A vitamini eksikliği, deride kolajen ve elastik liflerin özelliğini kaybetmesi gibi durumlarda da cilt solgun, mat aynı zamanda cansız bir hal alabilir. Cildinizde oluşan problem zamanla göz altı morluklarının artmasıyla bile sonuçlanabilir. Ancak sizleri bu durumdan kurtaracak hem de cildinizi olduğundan daha sağlıklı görünmesine yardımcı olacak önerileri bir araya getirdik. Uykusuz, yoğun iş tempolu ya da cildinizi yorgun hissettiğiniz anlarda yapabileceğiniz önerileri haberimizin detaylarında bulabilirsiniz. 

LİMON SUYU

Limon suyu cilde parlaklık kazandırmak için doğal ve oldukça etkili bir yöntemdir. Limon, bol miktarda C vitamini içermesiyle bilinir. C vitamini, cildin melanin salgısını düzenleme konusunda çok etkilidir. Cilde doğal rengini veren madde melanindir. Ayrıca, limon suyunda bulunan sitrik asit, hücre yenilenmesine yardımcı olur. Limonu bir dilim kesin ve doğrudan yüzünüze veya vücudunuzun iyileştirmek istediğiniz başka bir noktasına sürün. Ya da bir parça pamuğu limon suyuyla ıslatarak cildinize uygulayabilirsiniz.

SOĞAN

Soğan sütü yıl boyu sağlıklı bir cilde sahip olmanızı sağlayacak harika bir üründür. Soğan sütü istenmeyen sivilce izlerini, lekeleri ve kırışıkları gidermek için yalnızca harici olarak uygulanmalıdır. Bir adet kırmızı soğanı mutfak robotunda püre haline getirin ve bir parça pamuğu ortaya çıkan süte batırın. Bu sütü doğrudan kırışıklıkların ya da lekelerin üzerine uygulayın. 10 dakika boyunca bekletin ve soğuk suyla durulayın. Uyguladığınız bölge tahriş olmuşsa yanma hissi duyabilirsiniz. Bu durumda cildinizin soğan sütüyle temasını kesmelisiniz.

SÜT

Sütteki laktik asitte banyo yapmak ölü hücrelerden kurtulmaya yardım ederek daha temiz ve yumuşak bir cildin ortaya çıkmasını sağlar. Laktik asit aynı zamanda parlaklık katma özelliğine sahiptir. Bu nedenle düzenli kullanıldığında lekelerin azalmasına ve cildin daha sağlıklı bir renk kazanmasına yardım eder. Ilık süte batırdığınız bir pamuğu kullanarak kendi “yüz maskenizi” yapın.

SALATALIK

Genellikle, cilt bakımı sırasında gözlerin üzerine dilimlenmiş salatalık koyulur. Salatalığın barındırdığı yoğun nem, yorgun göz kapaklarını dinlendirmeye ve rahatlatmaya yarar. Salatalık, aynı zamanda E vitamini ve doğal yağlar yönünden de zengindir. Bu da onu cildi parlaklaştırmak için kullanabileceğimiz ürünlerden birisi yapar. Salatalık cildinize güzellik ve ışıltı katacaktır. Ayrıca, cildinizi yumuşatır ve lekelerle kırışıklıkları yok eder. Tek yapmanız gereken bir adet salatalığı soymak, çekirdeklerini çıkarmak ve macun kıvamına gelene kadar mutfak robotundan geçirmektir. Bu macunu 20 dakika boyunca cildinizde bekletip durulayın. Sonuçları neredeyse anında fark edeceksiniz. 

Genellikle ciltteki aktif bakterileri öldürmek amacıyla kullanılan ve yalnızca uzmanlar tarafından önerilmesiyle kullanılabilecek olan Fucidin krem hakkında merak ettiğiniz tüm soruların yanıtı sadece yasemin.com’da! Fucidin krem ne işe yarıyor? Fucidin krem nasıl kullanılır? Fucidin krem fiyatı ne kadar? Fucidin krem kimler kullanmalı? Fucidin krem yan etkisi var mıdır?

Fucidin krem, içerisinde  20 mg fusidik asit ve yardımcı madde olarak 0.04 mg butilhidroksianisol, 111 mg setil alkol bulunduran bir antibiyotik ilaçtır. İçerisinde bulunan fusidik asit sayesinde antibakteriyel etki sağlarken aynı zamanda bakterilerin sebep olduğu  cilt enfeksiyonları ortadan kaldırır. Fucidin krem, bakteri veya mantarların etkisiyle tırnak kıvrımında ortaya çıkan dolama, yara ve yanıklar, iltihaplı egzamalar, enfeksiyon kapmış iltihaplı sivilceler,  kıl kökünün iltihabı, genellikle gençlerde görülen kıl kökünde oluşan kıl dönmesi gibi çıkan sorunların tedavilerde kullanılır. İlacı kullanmaya başladığınızda etkilerini görüp hemen bırakmamalısınız. Bu krem hem antibiyotik hem de güçlü bir içeriğe sahip olduğundan dolayı uzman doktorunuzun mutlaka verdiği sürelerde kullanılmalıdır. Uygulamaya ara vermek cilt üzerinde yer edinen bakterilerde bağışıklık sistemini geliştirerek bir sonraki tedavi sürecinde etki alınmamasına neden olabilir.

Fucidin krem genelde ciltte oluşan sorunlar sonucundan kullanımı yaygınlaşan ve sosyal medyada popülaritesi artan bir üründür. Yaşanan sorunlar arasında yanık, kaşıntı, yaralar, sivilce ve benzeri şeyler vardır. Uzman doktorlar genellikle bu kremlerle hazırlanan karışımları tavsiye ederler. Siz de uzman doktorunuza danışarak bu şekilde yapılmasını isteyebilirsiniz. 

FUCİDİN KREM NASIL KULLANILIR?

Fucidin krem, mutlaka doktor tavsiyesi ile kullanılmaya başlanmalıdır. Bunun dışında kullanmak riski olabilir. Genellikle sivilce oluşumunu engellemek için kullanılan Fucidin, antibakteriyel özelliği sayesinde hem sivilceleri yok eder hemde ilerleyen süreçte tekrardan sivilce oluşumunu engeller. Bu krem kesinlikle gözle temas ettirilmemelidir. Cilde sürülmesi esnasında kesinlikle göze ve dudaklara yakın kısımlara sürülmemelidir.

FUCİDİN KREM YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?

Karın ağrısı, nefes almada güçlük, kurdeşen, yüzde, dudaklarda, dilde ve boğazda şişlik gibi bir durumda acilen doktorunuza bilgi vermelisiniz. Kremin kullanımına bağlı olarak uygulanan bölgede yaygın görülen herhangi bir yan etki bildirilmemiştir.

FUCİDİN KREM FİYATI NEDİR?

Fucidin kremin 2019 yılı fiyatı 17.26 TL’dir.

Genellikle tabak ve kavanoz altlarında gördüğümüz peynir sonrası kalan beyaz suyun peynir altı suyu olduğunu biliyor muydunuz? Peki peynir altı suyu nedir? Peynir altı suyun faydaları nelerdir? Sindirimi ve mideyi adeta yenileyen peynir altı suyu hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında peynir altı suya dair bilinmeyenleri bulabilirsiniz.

Peynirin yapım aşamasından sonra dinlenirken bıraktığı suya denir. Peynir altı su, özellikle ev yapımı peynirlerde elde edildiğinde daha sağlıklı olur. Yapılan araştırmalarda peynir altı suyun çok etkili bir antibiyotik olduğu tespit edilmiştir. Uzmanlar kanserin tedavisi için doğal besinleri araştırdıklarında fark ettikleri peynir altı suyun aynı zamanda vücuttaki tüm toksinleri atarak kanserli hücrelerin oluşumunu önlediği gözlemlenmiştir. Bağışıklığı hastalara karşı bir kalkana dönüştüren peynir altı suyu hakkında uzmanlar bazı uyarılarda da bulunuyor. Ev yapımı olan peynirlerin suyunun sağlıklı olduğunu ve laktoz alerjisi olanların kesinlikle bu sudan tüketmemeleri gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. 

PEYNİR ALTI SUYUN FAYDALARI NELERDİR?

Kanser önleyici özelliği olan peynir altı suyu kadınlarda daha çok görülen rahim ve göğüs kanserinin ortaya çıkma riskini azaltır.

İleri yaşlarda sıklıkla görülen kemik erimesinin nedeni vücudun bir süre sonra kalsiyum mineralini enzimlememesinden kaynaklanıyor. Ancak peynir altı suyu kalsiyumu hem artırır hem emilmesini sağlar. Bu özelliği sayesinde kemiklerin daha kuvvetli olmasını sağlar. Uzmanlar kemik suyu kadar etkili olan peynir altı suyunun kemik kırılması ve incinmesinde daha etkili olduğunu söylüyor. 

Kandaki şeker oranını dengeler. Böylelikle şeker hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği bir besindir.

–  Vücudun enfeksiyonlu hücre üretimini engeller. Bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasını sağlar. Uzun süre vücudun hastalanmamasını destekler. Kış aylarında ya da mevsim geçişlerinde içerisine bal ekleyerek tüketildiğinde üst solunum yolları hastalıklarının yaşanmasını önler. 

İçerisinde bulunan hylunorik asit cilt tabakasının yenilenmesini sağlar. Yaşlanmayı geciktirerek cilt sağlığını korur. Bazı özel yapım kozmetik ürünlerde ham madde olarak kullanılır.

– Gün boyu açlığa bağlı birden tüketilen yemekler nedeniyle mide de şişkinlik ve hazımsızlık gibi problemler ortaya çıkar. Ancak yemekten yarım saat sonra tüketilen bir bardak peynir altı suyu bu problemlerin yaşanmamasını sağlar. 

Yemeklerde ve hamur işlerinde su yerine kullanıldığında daha lezzetli olur. 

Düzenli spor yapanların, hamilelerin ve gelişim çağındaki çocukların tüketmesi gereken önemli bir besindir. İçerdiği yüksek kalsiyum sayesinde iskelet sistemini onarır güçlendirir.

Ekranın en popüler dizilerinde tercih edilen modeller, giyim tarzımıza da öncülük ediyor. Sezonun son trendlerini yansıtan modellerini tercih eden karakterler, giydiğimiz kıyafetler konusunda fikir oluşturuyorlar. Peki dizilerde en çok hangi kıyafetler tercih ediliyor? En popüler kadın karakterler nasıl tarzlarda karşımıza çıkıyorlar? Yaz stilini en iyi yansıtan tarzlar nasıl? İşte sizler için hazırladığımız en popüler modeller rehberi!

Yaz sezonunda az dense de ekranda birçok dizi var. Afili Aşk, Her Yerde Sen, Erkenci Kuş, Benim Tatlı Yalanım, Canevim… Hayranlıkla izlediğimiz bu dizilerin esas kadınları, kıyafetleri ile kendilerine büyük bir hayran uyandırıyorlar. Peki yaz dizilerinde en çok hangi parçalar, modeller tercih ediliyor? T-shirt, pantolon ve ceketlerde hangi modeller daha çok trend? Burcu Özberk, Demet Özdemir, Aslı Bekiroğlu ve Aybüke Pusat gibi isimlerin canlandırdığı karakterler, stilleriyle ön plana çıkıyorlar. Peki bunu nasıl başarıyorlar? İçeriğimiz içerisinde yaz sezonunda yayınlanan diziler içerisinde en çok tercih edilen modelleri ve kombin stillerini bir araya getirdik. 

BASKILI T-SHİRTLER

Yaz sezonunun en çok tercih edilen t-shirt modellerinden biri olan baskılılar, yaz dizilerinde de sıkça gördüğümüz modellerden. Çoğunlukla mom-jeanler ile kombinleniyor.

ZARA – T-SHİRTLER / 100 TL

MOM JEAN PANTOLON – PİLELİ ETEK

Belden oturtmalı, t-shirt ve gömleklerin içerisine sokulup kombinlendiği mom jeanler, diğer tüm pantolon modellerinden daha çok öne çıkıyor. Etekler konusunda ise pileli etek modelleri daha çok öne çıkıyor. 

KOTON – MOM JEAN PANTOLON / 59 TL

KOTON – PİLELİ ETEK / 98 TL

KOT CEKETLER

Yaz dizilerinde en çok tercih edilen modellerden biri de kot ceketler. Deri ceketler yerine her renkte karşımıza çıkan kot ceketler, askılı bluzlarla güzel bir uyum sağlıyor. Bu ceketleri, hareketli etekler ve düz renk pantolonlarla rahatlıkla bütünleştirebilirsiniz.

H&M – KOT CEKETLER / 119 TL

Gelişen teknoloji ile beraber anne karnında teşhisi konulabilen Down sendromu, günümüzde her ne kadar hastalık olarak düşünülse de aslında kromozom sayısındaki farklılıktan dolayı meydana gelmektedir. En sık görülen genetik bozulmalardan biri olan Down sendromunun belirtilerini sizler için derledik. Peki Down sendromu nedir? Yeni doğan bebeklerde Down sendromu nasıl anlaşılır? Hamilelikte Down sendromu nasıl anlaşılır? A’dan Z’ye Down sendromu…

Dışarı çıktığımızda kolaylıkla ayırt edebildiğimiz Down Sendromu, 21. kromozomdaki problemden dolayı ortaya çıkan genetik bir farklılıktır. Normalde sağlıklı bir insanın vücudunda 46 adet kromozom varken, bu kromozomlardan 21. sinin 2 değilde 3 tane olması Down sendromu tanısı olarak karşımıza çıkar. Anneden ya da babadan gelen sağlıklı ama fazla olan kromozom, vücudun gelişim dengesini bozarak birey üzerinde bazı farklı zihinsel ve bedensel özellikleri beraberinde getirmektedir. Kromozomlardaki düzensizlik sonucu ortaya çıkan yani 46 olması gereken kromozom sayısının 47’yi bulması ile beliren Down sendromunun bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, ülkemizde Down sendromu ile dünyaya gelen kimselerin sayısı ortalama 70 bini aşmaktadır. Down sendromu ile ilgili toplum içerisinde yaygın bilinen yanlışlardan bir tanesi de Down sendromunun hastalık olarak bilinmesidir. Halbuki Down Sendromu olan kişinin hastalığı değil sadece genetik farklılığı vardır. Peki, Down sendromu belirtileri neler? Anne karnında Down sendromu anlaşılır mı? Down sendromunun tedavisi var mı? İşte Down sendromu hakkında bilinmesi gereken temel bilgiler…

YENİ DOĞAN BEBEKLERDE DOWN SENDROMU NASIL ANLAŞILIR?

Down sendromlu bebeklere baktığımızda hepsinin birbirlerine ne kadar çok benzediğini düşünsek de aslında birbirleri ile benzerlik göstermezler. Tıpkı diğer bebekler gibi onlar da genetik özelliklerini yalnızca anne ve babalarından alırlar. Bunların dışında ekstra ortak özellikleri taşımaları da elbette mümkündür. Yeni doğan bebeklerde Down sendromu teşhisi için bazı fiziksel özelliklere bakılarak ipuçları yakalanabilir.

Ancak buradaki fiziksel özelliklerin diğer Down sendromu olmayan bebeklerde de görülebileceğidir. Bu nedenle yalnızca bedensel özelliklere bakarak tanı koyulmamalı ayrıca kromozom analizi yapılmalıdır.

Yinede yeni doğan bebeklerde Down sendromu belirtilerini sıralayacak olursak şunları sıralayabiliriz:

– Kasların yeteri kadar gergin olmaması

– Basık ve düz bir yüz ile minik burun

– Gözün iç kısımlarında deri kıvrımları

– Avuç içinde ortadan tek bir çizgi

– Elin serçe parmağında kemiğin olmaması

– Ayakta iki ilk iki parmağın arasında ayrıklık

– Dilin çok büyük olması.

DOWN SENDROMUNUN NEDENLERİ NELER?

Down Sendromunun ortaya çıkışında kesin bir neden tespit edilemese da bağlantılı olduğu düşünülen tek etken hamilelik yaşıdır. 35 yaş üzerinde hamile kalan kadınların bebeklerinde görülme riski fazla olan Down sendromu durumu günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte hamilelikte teşhis edilebiliyor. Anne adayından alınacak kan örneği ile nasıl bir yol izlenmesi gerektiği doktorlar tarafından belirlenebiliyor.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE DOWN SENDROMU RİSKİ NE KADAR?

Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerin son çare olarak görüp denemek istedikleri tüp bebek tedavisinde olumlu ya da olumsuz sonuçlar elde edilebileceği gibi olumlu olduğunda bebeğin ne kadar sağlıklı olacağı da muallaktır. Tüp bebek tedavisindeki asıl amaç yumurta üretimini zirveye çıkarmaktır. Doz aşıldığında ise yumurtalarda genetik bozulmalar görülür ve Down sendromu riski meydana gelir.

İleri teknoloji ve hassas işlemlerle hareket edilen genetik yöntem PGT eşliğinde uygulanmış tüp bebek tedavisi, down sendromu riskini epey ölçüde azalttığı bilinmektedir.

HAMİLELİKTE DOWN SENDROMU NASIL ANLAŞILIR? GEBELİKTE DOWN SENDROMU BELİRTİLERİ…

Anne adaylarını riskli ve tehlikeli hamileliklere karşı uyaran uzmanlar, Down sendromlu bebek dünyaya getirme riskinin en fazla olduğu 3 yaş ütü hamileler için bazı önemli bilgiler veriyor. Down sendromunun kesin çözümünün olmadığını dile getiren uzmanlar, anne karnındayken bebeğin Down sendromlu olup olmadığını erken teşhisle kolaylıkla tespit edilebildiğini açıklıyor. Bebeğe anne karnındayken Down sendromu tanısı koyulabilmesi için ikili test, üçlü test, dörtlü test ve ense kalınlığı gibi tarama testlerinin yapılması gerekir. Yapılan bu testler bebeklerin down sendromlu olup olmadıklarını yüzde seksen oranında ortaya çıkarmaktadır.

Anne karnındaki bebekte Down sendromu belirtileri ise şu şekildedir:

1- Kalp odacıklarında delikler oluşmuştur.

2- Ense kalınlığı; bebeğin boynunun koyu görülen kısmı ense kalınlığını ifade eder. Kalınlığı 3 mm’yi aşılması durumu ise fetal ense kalınlığı olarak kabul edilir. 

3- Bağırsaklar yeterince gelişmemiştir.

4- Kısa üst kol ve bacak kemiği vardır.

5- Kulakları kısadır.

6- Burun kemiği yok gibidir.

DOWN SENDROMU ÇEŞİTLERİ NELER? MOZAİK DOWN SENDROMU…

Günümüzde kromozom sayılarındaki farklılıklardan dolayı ortaya çıkan Down Sendromunun düzeyinin herkes tarafından eşit dereceli ve aynı olduğu zannedilmektedir. Ancak, gelişen teknolojiyle birlikte yeni yapılan araştırmalarda, kromozom sayılarındaki farklılıkların da kendi içinde bölümlere ayrıldığı tespit edilmiştir.

Down Sendromunun Trisomy 21, Translokasyon ve Mozaik olmak üzere 3 çeşit türü vardır. Mozaik Down sendromlu bireylerde zihinsel anlamda gerilik diğerlerine nazaran daha hafiftir. Normalde IQ değerleri 100 iken down sendromlu kişilerde IQ 50 dir. Mozaik down sendromlu kişilerde IQ oranı ise diğer down sendromlulara göre %30 daha fazladır.

MOZAİK DOWN SENDROMU TEDAVİSİ

Down sendromunun diğer türlerinde olduğu gibi bu çeşidinde de tedavisi yoktur. Ancak, Mozaik Down sendromlu bireylerin fiziki, duyusal ve motor becerileri diğerlerine göre daha fazla gelişmiş olacağından dolayı alacakları eğitimlerle daha verimli bir sonuç elde edebilirler.

Birçok nedene bağlı ortaya çıkan omurga eğriliği bilim literatüründe skolyoz olarak geçer. Omurganın sağa veya sola yatması ile görülür. Tedavi edilmediği taktirde ciddi sorunlara neden olur. Peki omurga eğriliği (Skolyoz) nedir? Omurga eğriliğin belirtileri nelerdir? Sizler için skolyoz hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında Dr. Feridun Kunak’ın skolyoz hakkındaki uyarılarını bulabilirsiniz.

Bilim dili skolyoz olarak bilinen omurga eğriliği, omurganın normalinden 10 derece üzerindeki eğilimidir. Sağlıklı bir omurga arkadan bakıldığında boyundan kalça kemiğine kadar düz bir hat şeklinde iner. Skolyoz da ise omurga sağa sola yan da kendi içindeki kemiklerin düzensiz görünmesidir. Gelişme çağındaki çocuklarda omurgada anormal yüklenme sonucu olarak omurlar deforme olur. Aynı zamanda doğuştan da ortaya çıkabilecek bu durum çocuk yaşta fark edilip doğru tedavi edildiğinde ciddi bir bozukluk önlenmiş olur. Üç boyutlu bozukluk olarak da adlandırılan omurga eğriliği zamanda vücudun hareketlerinin kısıtlanmasına neden olur. Skolyozda omurga 10 derece ya sağa ya da sola doğru eğri durur. Bu eğrilik sadece omurgada değil aynı zamanda göğüs kafesinde ve kürek kemiğinde de ciddi hasarlar ortaya çıkartır. 

OMURGA EĞRİLİĞİNİN (SKOLYOZ) BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Belde ve sırta asimetri,

– Omuzlarda duruş bozukluğu,

– Bir kürek kemiğinin diğerine oranla daha önde olması,

– Bacak boyları arasındaki dengesizlik,

– Göğüs kafesinin gövdeye göre daha sağ ya da daha sola doğru kayması,

– Eğilme esnasında kaburgalar arasındaki eğim,

– Elbiseler kişilerin üzerinde asimetrik duruyorsa omurga şekil bozukluğunun olabileceğini gösterir.

OMURGA EĞRİLİĞİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Ortopedi uzmanı MR görüntüsü sonucunda omurga eğriliğinin derecesine ve beraberinde getireceği ciddi sağlık sorunlarına öncelik verir. Omurga eğriliğinin şiddetine göre tedavi belirlenir. Tedaviler eğriliğin boyutuna göre üçe ayrılır.

GÖZLEM VE TAKİP: Hafif dereceli eğimlerde özel bir tedavi yoktur. Sadece 4 ve 6 ayda bir doktora görünülmesi tavsiye edilir.

KORSE: Orta dereceli omuz eğriliği olanlarda çocuğun yaşına göre korse tedavisi uygulanır. Korse tedavisinde omurga eğriliğini düzeltmekten ziyade ilerlemesini engellemek için yapılır.

CERRAHİ: İleri düzeyde olan omurga eğriliğini düzletmek için cerrahi operasyon yapılır.

Skolyoz rahatsızlığı ile ilgili Dr. Feridun Kunak önerileri;

Çekirdek denilince akla ilk yüzdeki sivilceler gelir. Aslında aşırı tüketildiğinde çekirdeğin zararları vardır. Ancak günde bir avuç tüketilen siyah çekirdeğin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Peki çekirdek çitlemenin faydaları nelerdir? Haberin detayında çekirdek hakkında merak edilenleri bulabilirsiniz. Özellikle ruhsal hastalıklara iyi gelen çekirdeğin diğer faydalarını sizler için araştırdık.

İçerdiği yüksek yağ oranı nedeniyle sivilceye neden olan çekirdeğin aslında günde yeterli miktarda tüketildiğinde vücudumuza inanılmaz faydaları vardır. Uzmanlar çekirdeğin vücudumuzda dolaşan serbest radikallerin sayısını azaltığını vurguluyor. Bu durumda sinir sistemini olumlu etkilediğinden depresyon ve stres gibi rahatsızlıkların riskini azaltır. Ay çekirdekleri tuzsuz tüketildiğinde içerdikleri fitosteroller kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp damar sağlığını destekler. Bilinenin aksine ay çekirdeği az miktarda tuzlu tüketildiğinde cildin ihtiyacı olan E vitaminini sağlar.

ÇEKİRDEK ÇİTLEMENİN FAYDALARI NELERDİR?

Ayçiçeğinden elde edilen çekirdek içerdiği yağ asitleri sayesinde tok tutma özelliğine sahiptir. Kalorisi yüksek olmasına rağmen günde bir avuç tüketildiğinde fayda sağlar. Ara öğün olarak tüketilebilir.

Bir avuç tüketilince vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri sağlayan çekirdek, besin değeri yüksek bir kuruyemiştir. Özellikle E, B1, B5 ve folik asit sayesinde vücudun enerji düzeyini yükseltir.

Ayçiçek beyaz çekirdekler kötü kolesterolü olumsuz etkiler. Ancak büyük siyah çekirdekler kötü kolesterolü düşürme etkisine sahiptir. Günde bir avuç tüketilen siyah çekirdek kalp ve damar sağlığını korur.

Yapılan bazı araştırmalarda siyah çekirdek tüketen kişilerin tüketmeyen kişilere oranla gün boyu daha dinç ve ruhsal olarak daha sağlıklı oldukları tespit edilmiştir. Özellikle depresyon ve panik atak gibi hastalar için oldukça fayda sağlayan çekirdek konusunda uzmanlar günde bir avucun geçilmemesi konusunda uyarıda bulunuyor.

Kandaki şeker oranını düşürmede etkili olan siyah çekirdek şeker hastaları tarafından da tüketilebilir. Vücuttaki en sık yaşanan problemlerden biri protein sentezidir. Özellikle ileri yaşlarda protein sentezinin yaşanma oranı düşer. Ancak çekirdek bu sentezi destekler. 

Tuz mineralleri sayesinde tiroid bezlerinin çalışmasını destekler. Düzenli çalışan tiroid bezleri vücuttaki hormonların daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Ayrı zamanda kas ve kemik ağrılarının oranını şaşırtıcı bir şekilde azaltma özelliğine de sahiptir. 

ÇEKİRDEĞİN ZARARLARI NELERDİR?

Yüksek yağ, vitamin ve minerallere sahip olduğundan aşırı tüketildiğinden ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Özellikle karaciğerdeki toksinleri olumsuz etkileyerek ciltte tahribata neden olur. Uzmanlar bu konuda bir avuç çekirdek tüketiminin geçmemesi konusunda uyarıda bulunuyor. Bazı araştırmalarda aşırı tüketimi ağız içi yaralara neden olur. Dudakların kuruması gibi kötü sonuçlara da zemin hazırlar.

2019 düğün sezonunda, tesettürlü gelinler için tasarlanan gelin başı modelleri oldukça dikkat çekiyor. İster bone şal modellerini, ister dantel modellerini tercih edin. Gelinlik başı modellerini, çiçek ve toka tarzı aksesuarlarla daha renkli hale getirebilirsiniz. 2019 tesettür gelin başı modelleri nelerdir? Tesettür gelin başı aksesuarları nasıl? Sizler için bu sezonun en beğenilen tesettür gelin başı modellerini araştırdık. İşte en beğenilen tesettür gelin başı modelleri…

Tesettür gelinlik modellerinde en çok dikkat çeken gelinlik başı modelleridir. Gelinlik başı modelleri, hem aksesuarları hem de tasarımlarıyla gelinliklere farklı bir anlam katıyor. 2019 tesettür gelin başı modellerinde en çok öne çıkan detay, yüz hatlarının belirgin bir şekilde öne çıkarılması. Bone şal modellerinden yola çıkılarak hazırlanan bu tasarımlar, eski gelin başı modellerinin tam zıttı olarak yalnızca baş bölgesini hakimiyeti altına alıyor. Böylelikle gelinlerin yüz hatları da olduğu gibi görünebiliyor. Bununla birlikte saçlarınızı da gelin başı modeline göre yapmanız, modelin daha ön planda ve daha şık olmasını sağlayacaktır. En çok tercih edilen basık olmayan saç topuzlarıdır. Eğer model basık olursa, yüzünüzde basık görünmüş olur. Peki sezonun trend gelin başı modelleri nelerdir? 

TESETTÜR GİYİMDE GELİN BAŞI MODELLERİ 2019

Gelinlik başınızı seçerken ilk önce gelinlik modelinizi ön plana alın. Gelin başınızın gelinliğinize uygun olmasına dikkat edin. 2019 tesettür gelinlik modellerinde en çok öne çıkan model, şapka modelleri.

Aynı zamanda aksesuar niyetine de kullanılan bu modeller, sade bir gelinlik tercih edenler için idealdir.

Şapka kullanmak istemeyenlerin tercihi ise çiçek aksesuarlarının hakim olduğu duvaklar olabilir. Bu modeller, düz bir şekilde inen gelin başı modelleri için bir hareketlilik katacaktır.

Bununla birlikte bone şal modelleri de tesettür gelinlik modasının en çok dikkat çekenleri arasında. 

2019 düğün sezonunda, tesettürlü gelinler için tasarlanan gelin başı modelleri oldukça dikkat çekiyor. İster bone şal modellerini, ister dantel modellerini tercih edin. Gelinlik başı modellerini, çiçek ve toka tarzı aksesuarlarla daha renkli hale getirebilirsiniz. 2019 tesettür gelin başı modelleri nelerdir? Tesettür gelin başı aksesuarları nasıl? Sizler için bu sezonun en beğenilen tesettür gelin başı modellerini araştırdık. İşte en beğenilen tesettür gelin başı modelleri…

Tesettür gelinlik modellerinde en çok dikkat çeken gelinlik başı modelleridir. Gelinlik başı modelleri, hem aksesuarları hem de tasarımlarıyla gelinliklere farklı bir anlam katıyor. 2019 tesettür gelin başı modellerinde en çok öne çıkan detay, yüz hatlarının belirgin bir şekilde öne çıkarılması. Bone şal modellerinden yola çıkılarak hazırlanan bu tasarımlar, eski gelin başı modellerinin tam zıttı olarak yalnızca baş bölgesini hakimiyeti altına alıyor. Böylelikle gelinlerin yüz hatları da olduğu gibi görünebiliyor. Bununla birlikte saçlarınızı da gelin başı modeline göre yapmanız, modelin daha ön planda ve daha şık olmasını sağlayacaktır. En çok tercih edilen basık olmayan saç topuzlarıdır. Eğer model basık olursa, yüzünüzde basık görünmüş olur. Peki sezonun trend gelin başı modelleri nelerdir? 

TESETTÜR GİYİMDE GELİN BAŞI MODELLERİ 2019

Gelinlik başınızı seçerken ilk önce gelinlik modelinizi ön plana alın. Gelin başınızın gelinliğinize uygun olmasına dikkat edin. 2019 tesettür gelinlik modellerinde en çok öne çıkan model, şapka modelleri.

Aynı zamanda aksesuar niyetine de kullanılan bu modeller, sade bir gelinlik tercih edenler için idealdir.

Şapka kullanmak istemeyenlerin tercihi ise çiçek aksesuarlarının hakim olduğu duvaklar olabilir. Bu modeller, düz bir şekilde inen gelin başı modelleri için bir hareketlilik katacaktır.

Bununla birlikte bone şal modelleri de tesettür gelinlik modasının en çok dikkat çekenleri arasında. 

Başta süt mısır dahil olmak üzere haşlanmış, közde, bardakta ya da patlatılmış olarak tüketilen mısırlar en sevilen atıştırmalık lezzetlerden biridir. Diyet yapan kimselerin kilo almamaları için mısır tüketirken dikkat etmeleri gereken noktaları derledik. Mısır kilo aldırır mı? En sağlıklı mısır pişirme yöntemi hangisi? Zayıflamak için mısır nasıl yenmeli? Mısır püskülü ile nasıl kilo verilir* Kilo verdiren mısır püskülü çayı tarifi nedir? Mısır püskülünün faydaları ve zararları…

Çoğunlukla sahil kenarları gibi açık alanlarda ya da işlek caddelerde rastlayabileceğiniz mısır arabaları, pek çok kimsenin görünce sevindiği ve lezzetine karşı kolaylıkla hayır diyemediği besinden dolayı en çok rağbet edilenler arasındadır. Haşlanmış, közlenmiş, patlamış ya da soslu bardak halinde tüketilebilen bu lezzetin besleyici değeri ne kadar yüksek olsa da kilosuna dikkat eden kişilerin yemeleri mi yememeleri mi gerektiği konusunda tartışmalar ortaya çıkabiliyor. Halk arasında en sevilen lezzetlerden biri olan mısırın doğru ve sağlıklı bir şekilde pişirilmesi kilo alma ya da verme durumunu net belirleyebilmektedir. Bol miktarda tuzla tüketilen mısırın, sade ve haşlama tekniği ile tüketilene göre kilo aldırmaya çok daha müsait olduğu anlaşılabilmektedir. Diyette mısır tüketiminin nasıl olması gerektiği konusunda fikir sahibi olmayan kimselerin bilmesi gereken bilgileri sizler için derledik. Diyette mısır tüketilir mi? Mısır yemek kilo aldırır mı? Mısır püskülü ile zayıflama nedir? Mısır püskülü ile nasıl zayıflanır, mısırın faydaları neler? En sağlıklı mısır pişirme…

EN SAĞLIKLI MISIR PİŞİRME ŞEKLİ HANGİSİ? KÖZDE Mİ HAŞLANMIŞ MISIR MI KİLO ALDIRIR?

Közde pişirilmiş haline göre kalori değeri bakımından daha düşük olan ve besleyiciliği yüksek olan haşlanmış mısır, en sağlıklı mısır pişirme yöntemidir. Mısır pişirirken haşlama yöntemi tercih edilmeyecekse pişirilmesi tavsiye edilen teknik patlatılmış olanlardır. Bu esnada tuz ve yağ kullanmamaya dikkat edilmesi önemlidir. Ne kadar sağlıklı olduğu bilinirse bilinsin diyet yapan kimselerin közlenmiş mısırdan uzak durmaları gerekir.

Yine aynı şekilde tuzu fazla olup yağ içinde pişirilen mısır da kilo alımına sebep olacaktır. Hedefinizi zayıflamak değil de kilo almak ise o zaman közlenmiş mısır tüketmeniz daha doğru olacaktır. Nedeni ise mısırın ateşle temas halinde olmasıyla nişastanın dışarı çıkmasıdır.

HAŞLANMIŞ MISIR KİLO ALDIRIR MI, 1 KOÇAN HAŞLANMIŞ MISIR KAÇ KALORİ?

Etrafa yaydığı mis gibi kokusuyla baş döndüren lezzetlerden olan haşlanmış mısır, atıştırmalık olarak en çok tüketilen yiyeceklerden biridir. Besin değeri bakımından zengin olan orta büyüklükteki bir haşlanmış mısır kalori bakımından 1 dilim ekmek ile eş değerdir. Lifli bir tahıl ürünü olan haşlanmış mısırın içerisinde 20.98 gr karbonhidrat, 3.41 gr protein, 1.5 gr yağ, 2.4 gr lif, 2 mg sodyum, 123 mg potasyum, 6 mg kalsiyum, 65 iu A vitamini, 0.59 oranında demir vardır.

Haşlanmış mısır kaç kalori?

1 koçan haşlanmış mısır (100 gram) haşlanmış mısır 96 kalori
1 orta bardak (100 gram) haşlanmış mısır 96 kalori
1 büyük bardak (200 gram) haşlanmış mısır 192 kalori
1 çorba kaşığı (10 gram) haşlanmış mısır 10 kalori.

MISIR DİYETİ NASIL YAPILIR? 1 GÜNLÜK MISIR DİYETİ…

Sabah uyandığınızda karnınız aç iken 1 bardak ılık su için. Ardından 30 dakika geçince küçük boy 1 tane haşlanmış mısır tüketin. Öğlen ise; 1 tane domates, 1 tane salatalık, 1 tane yeşil biber, 1 tane kırmızı biber ve yeşillikle beraber 1 tane orta büyüklükte haşlanmış mısır yiyin.

Akşamleyin yalnızca 1 tane büyük haşlanmış mısır, uyumadan önce de tarçın ve zencefil ile tatlandırılmış 1 bardak kefir tüketin.

 KİLO VERDİREN MISIR PÜSKÜLÜ ÇAYI NASIL YAPILIR? MISIR PÜSKÜLÜ İLE ZAYIFLAMA YÖNTEMİ

 

Sağlıklı yöntemlerle pişirildiğinde ve ölçüsü kaçırılmadığı müddet diyette mısır tüketmenin kilo aldırıcı bir etkisinin olmadığı gibi zayıflamaya yardımcı olduğu da bilinmektedir. Bol lifli yapısı nedeniyle aç hissettirmeyen mısır, diyet listelerinde ara öğün yerine geçebilir. Ara öğünde yiyeceğiniz 1 tane mısır en az 2 saat boyunca iştahınızı kapalı tutacaktır.

Akşam menüsünde yer alan salatalarda ya da yemeklerde mısır kullanımına yer vererek sağlıklı beslenme gerçekleştirebilirsiniz.

Ayrıca mısırın kilo verdirici etkisinden yararlanmak için sizlere bahsedeceğimiz muhteşem bir yöntemimiz daha var! Mısır püskülü çayı…

Fit bedene sahip olmak için uygulayabileceğiniz zayıflatıcı yöntemler arasında mısır püskülü ile kolay kilo vermeye başlayabilirsiniz. Son zamanlarda kilo verdiren en popüler yöntemler arasında yer alan mısır püskülü, mısır ile kabuk arasındaki sarı renkteki püsküllü kısımdır.

Birçok hastalığın çözümü için tüketilebilecek olacak mısır püskülü şu rahatsızlıklara iyi gelmektedir:

MISIR PÜSKÜLÜ ÇAYININ FAYDALARI NELER?

1- İdrar söktürmeye yarayan bir etkiye sahip olduğundan dolayı sık sık tuvalete çıkartır.

2- Prostat iltihaplanmasına karşı önerilen bitkisel içeceklerden biridir.

3- Diyabet tedavisinde kullanılır ve tansiyon düşürücü etkiye sahiptir.

4- Böbrek taşını düşürmeye yardımcı olur. 

5- Vücuttaki zararlı toksinleri atar ve fazlalık suyu atar.

KİLO VERDİREN MISIR PÜSKÜLÜ ÇAYI NASIL YAPILIR? MISIR PÜSKÜLÜ ÇAYI TARİFİ…

MALZEMELER:

1 yemek kaşığı kadar doğranmış mısır püskülü
1 büyük bardak içme suyu
İsteğe göre yarım kaşık doğal bal

YAPILIŞI:

Kilo verdiren mısır püskülü çayı için yapmanız gereken ilk şey, mısır püsküllerini güzelce yıkamak olacaktır. Daha sonra minik minik kesip önceden kaynattığınız 1 bardak suya ilave edin. 15 dakika dinlendirdikten sonra demlenmiş mısır püskülü çayını süzerek afiyetle tüketin. (Tatlandırmak için bal ilave edebilirsiniz.) Yemek yemeden 1 saat önce içmesi önerilir.

ZAYIFLAMAK İÇİN MISIR PÜSKÜLÜ ÇAYININ YARARLARI NELER? MISIR PÜSKÜLÜ ÇAYINI KİMLER İÇEMEZ?

Yukarıda bahsedildiği gibi kan şekerini dengelemede etkili olan mısır püskülü çayı, aynı zamanda iştah kapatıcı özelliğe sahip olduğu için diyette tüketilebilir. Fazla suyun dışarı çıkması ile daha sağlıklı ve zinde hissedebilirsiniz.

Aşırı içilmesi halinde bazı yan etkiler görülebilir. Mısır püskülü çayının zararları ise:

Mısır püskülünün içerisindeki kanın pıhtılaşmasını sağlayan madde ilaç kullanan kimseler de önerilmez. Diyabeti olanlar da doktor kontrolü dahilinde tüketebilir. Hamilelerin mısır püskülü çayını içmesi uygun görülmez.