En sevdiğiniz kıyafetler artık üzerinize olmamaya başladıysa ya da giyseniz bile çirkin durup göbeğiniz dışarı atlıyorsa üzülmeyin bununda çaresi var! Eritilmesi biraz zor olan ayva göbeğin oluşumunu engellemek için rutin hayatınızda bazı kriterlere dikkat etmelisiniz. Peki ayva göbekten nasıl kurtulunur? Ayva göbek nasıl eritilir? Evde ayva göbek eritme yöntemleri neler? İşte ayva göbek eriten kür ve bilinmesi gerekenler…

Kadın vücudunda yağların en çabuk ve kolay biriktiği göbek çevresi, bölgesel zayıflamada eritilmesi en zor yerlerden biridir. Sadece görüntü olarak değil sağlık açısından da bazı sıkıntıların olduğunu ele veren göbek yağlarını eritmek ne kadar zor olsa da düzenli spor ve sağlıklı beslenme ile bunu başarabilirsiniz.  Halk arasında ‘gitmeyen göbek’ olarak da adlandırılabilen ‘ayva göbek’, göbeğin hemen altında hafif bir yağlanma tabakasının oluşmasıyla ortaya çıkar.  Aslında her insanda az da olsa bulunan bu ayva göbek, mücadele edildiği zaman verilmeyecek bir şey değil.

AYVA GÖBEK NASIL GİDER? AYVA GÖBEĞİNİ ERİTMEK İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Öncelikli olarak beslenme alışkanlığımızı değiştirmekle işe başlayalım. Mesela ekstra şeker tüketimini hayatınızdan kaldırın. Meyvelerin içerisindeki şekerler bizim için yeterli olacaktır.

Dışarıda satılan ambalajlı içeceklerin içerisinde yapay tatlandırıcı bulunduğu için bu içecekleri tüketmemeye gayret gösterin.

Protein ağırlıklı beslenmeye özen gösterin. Böylece metabolizmanız daha hızlı çalışacak ve daha çok kalori yakmış olacaksınız.

Tamamen yasak getirmeden karbonhidrat tüketimini azaltın. (Beyaz unlu ekmek, pirinç ve patatesten uzak durun)

Lif miktarı fazla olan besinler iştah azaltır ve uzun süreli tokluk sağlar.

Akşam yemeklerinizde hazırlayacağınız salatalarda elma sirkesi kullanmayı ihmal etmeyin. Her gün 1-2 yemek kaşığı elma sirkesi içmek yağ yakmayı kolaylaştıracaktır.

EN ETKİLİ AYVA GÖBEK ERİTME KÜRÜ

MALZEMELER:

2 çorba kaşığı saf elma sirkesi

Yarım demet maydanoz

1 adet limon

500 ml. su

YAPILIŞI:

İnce ince kıyılan maydanozları kaynattığınız 500 ml. suya atıp 7-8 dakika kadar bekletin. Limonu ve elma sirkesini karıştırıp kaynatılan karışımın içine ilave edin. Göbek eritme kürünüz hazır! Her gün iki bardak kadar bu karışımdan içmeniz hem ödem atacak hem de yağ yakımını sağlayacaktır. Kürü 1 hafta aralıklarla uygulayınız.

GÖBEK ERİTME İÇİN DİYET LİSTESİ

1. GÜN

Sabah

Yağlı keçi sütü (1 bardak)
Sade müsli (3 yemek kaşığı)
Yulaf ezmesi (2 yemek kaşığı)
Öğütülmüş keten tohumu (1 tatlı kaşığı)

Ara öğün

Yeşil elma (1 adet)
Ceviz (3 adet)

Öğle

Izgara tavuk ya da hindi (1 porsiyon)
Bol yeşillikli salata (1 kase)
Az acılı biber (2 adet)

Ara öğün

Yağlı keçi sütü (1 bardak)
Kuru kayısı (4 adet)

Ara öğün

Çilek (6 adet)
Grissini (2 adet)
Rezene çayı (1 bardak)

Akşam

Semizotu yemeği (1 tabak)
Bol yeşillikli salata (1 kase)

Ara öğün

Yeşil elma (1 adet)

2. GÜN

Sabah

Buğday ekmeği (2 dilim)
Yağsız dil peyniri (1 dilim)
Az acılı biber (2 adet)
Maydanoz (6 tane)

Ara öğün

Kivi (1 adet)

Öğle

Balık fileto (1 porsiyon)
Semizotlu salata (1 kase)

Ara öğün

Armut (1 adet)
Rezene çayı (1 bardak)

Ara öğün

Yağlı keçi sütü (1 bardak)
Kavrulmamış badem (6 adet)

Akşam

Sebze çorbası (1 kase)

Ara öğün

Herhangi bir meyve (1 adet)

3. GÜN

Sabah

Buğday ekmeği (1 dilim)
Yağsız peynir (1 dilim)
Az acılı biber (2 adet)
Maydanoz (6 tane)

Ara öğün

Armut (1 adet)

Öğle

Yağsız köfte (4 adet)
Az acılı biber (4 adet)
Maydanoz ve rokalı limonlu salata (1 kase)

Ara öğün

Az yağlı yoğurt, 6 adet çilek, 2 çay kaşığı keten tohumu karıştırın (1 kase)
Rezene çayı (1 bardak)

Ara öğün

Diyet bisküvi (2 adet)
Bitki çayı (1 bardak)

Akşam

Pazı (6 kaşık)
Yeşil mercimek yemeği (1 tabak)
Bol yeşillikli salata (1 kase)

Ara öğün

Yeşil elma (1 adet)
Ceviz (3 adet)

4. GÜN

Sabah

Ananas (2 dilim)
Dilimlenmiş kivi (1 adet) üzerine ceviz içi (3 adet), tarçın (yarım tatlı kaşığı)
Az yağlı süt (1 bardak)

Ara öğün

Yeşil elma (1 adet)
Rezene çayı (1 bardak)

Öğle

Balık fileto (1 porsiyon)
Bol limonlu roka salatası (1 kase)

Ara öğün

Kuru kayısı (4 adet)

Ara öğün

Kızartılmış buğday ekmeği (1 dilim)
Erik ya da kuşburnu reçeli (1 tatlı kaşığı)

Akşam

Enginarlı sebze çorbası (1 kase)

Ara öğün

Herhangi bir meyve (1 adet)

5. GÜN

Sabah

Ananas (2 dilim)
Dilimlenmiş kivi (1 adet) üzerine ceviz içi (3 adet), tarçın (yarım tatlı kaşığı)
Az yağlı süt (1 bardak)

Öğle

Yumurta beyazı (3 adet)
1 adet yumurta sarısı ile hazırlanmış yeşil sebzeli omlet
Az acılı biber (2 adet)

Ara öğün

Yeşil elma (1 adet)
Rezene çayı (1 bardak)

Ara öğün

Yağsız yoğurt (3 yemek kaşığı)
Keten tohumu (2 çay kaşığı)

Akşam

Enginarlı sebze çorbası (1 kase)

Ara öğün

Armut (1 adet)

6. GÜN

Sabah

Buğday ekmeği (1 dilim)
Yağsız peynir (1 dilim)
Az acılı biber (2 adet)
Maydanoz (6 tane)

Ara öğün

Kivi (1 adet)

Öğle

Armut (1 adet)
Yağsız yoğurt (3 yemek kaşığı)
Keten tohumu (2 çay kaşığı)

Akşam

Sebze çorbası (1 kase)

Ara öğün

Herhangi bir meyve (1 adet)

7. GÜN

Sabah

Buğday ekmeği (1 dilim)
Yağsız peynir (1 dilim)
Az acılı biber (2 adet)
Maydanoz (6 tane)

Ara öğün

Erik ya da kuşburnu reçeli (1 tatlı kaşığı)
Tahinli pekmez ya da bal  (2 tatlı kaşığı)

Öğle

Yeşil elma (1 adet)
Ceviz (3 adet)
Bitki çayı (1 bardak)

Ara öğün

Kuru erik (3 adet)
Yağsız yoğurt (3 yemek kaşığı)
Keten tohumu (2 çay kaşığı)

Ara öğün

Çilek (6 adet)

Akşam

Izgara balık (1 porsiyon)
Bol limonlu rokalı salata (1 kase)

Ara öğün

Herhangi bir meyve (1 adet)

Eskiler “afakanlar” bastı diye kullandıkları tabir Osmanlıda “hafakanlar” adından bir hastalıktır. Özellikle genç kadınlarda görülen rahatsızlık kalp ritminin bozulması, ateş yükselmesi ve ani terleme gibi belirtilerle kendini gösterir. Günümüzdeki kırık kalp sendromuna benzer özellikleri vardır. Peki hafakanlar bastı nedir? Hafakanın belirtileri nelerdir? Hafakanın tedavisi var mıdır? Sizler için yıllarca söylenen Hafakanlar bastı rahatsızlığının bilinmeyenlerini araştırdık.

Hafakan kelime kökü itibariyle Arapça’dan gelir. “Kalp çarpıntısı, hızı ya da kalp titremesi” anlamına geliyor. Yıllardır “afakan” diye kullandığımız bu tabir aslında Osmanlıca tıp kitaplarında “hafakan” diye geçmektedir. Osmanlı yazmalarında rastlanan bu rahatsızlık kalp hastalıklarının genelini kapsamaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülen kalp çarpıntısı yani hafakan hastalığı, aşırı sinirli ve kansız kişilerde korku, heyecan, çok fazla kahve ve çay tüketimine bağlı olarak ortaya çıkar Osmanlı’da ruhsal hastalıklar olarak kabul edilen bu rahatsızlığın çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Özellikle doğal ilaçlar hazırlanarak hastalığın belirtileri azaltılmaya çalışılırdı. Günümüzde yaygın olarak görülen kırık kalp sendromunun eski çağlardaki adı olan hafakanlar bastı rahatsızlığı yürek zayıflığı gibi duygusal sorunlardan sonra görülür. Hastalık çay, kahve ve alkollü tüketimi sırasında artar. 

HAFAKAN HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Göğüs ağrıları

Vücut ısısının aniden değişmesi

Nefes darlığı 

Baş dönmesi

Sinir krizi geçirme

Aşırı terleme 

Eklem ağrıları gibi belirtilerle kendini gösterir.

HAFAKANIN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Bu hastalığın tedavisinde Osmanlı zamanında reyhan bitkisinin kullanıldığı biliniyor. Reyhan ve limon karıştırılarak hazırlanan içecekle hasta rahatlatılmaya çalışılırmış. Bir diğer kullanılan bitki ise naneymiş. Nane de içerdiği çözücü ve rahatlatıcı madde sayesinde kan düzeyini dengeleyerek kalp çarpıntısını önlemiş olur.

HAFAKANA İYİ GELEN BESİNLER NELERDİR?

ELMA

İçeriğinde sakinleştirici madde bulunduran elma, düzenli tüketildiğinde sinir hücrelerini kontrol eder. Bu sayede gergin sinirleri yatıştırarak kan basıncını dengeler. Uzmanlar günde en az bir tane tüketilmesini tavsiye ediyor.

NİLÜFER

Göllerde yetişen bu bitki içeriğinde lotus doymuş yağ barındırır. Bu yağ vücuttaki tüm toksinleri atar. Ayrıca içeriğinde B vitamini kompleksi barındıran nilüfer, hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Bağışıklığı güçlendirir. Hafta da bir bardak nilüfer çayı içerek bu faydasından yararlanılabilinir. 

Kem gözlü bakışlardan korunmak ve kendinizde de dahil olmak üzere kötü bakışlardan dolayı sevdiklerinize zarar gelmemesi için okuyabileceğiniz en etkili nazar dualarını bir araya getirdik. Dinimizde de nazarın var olduğuna değinen bilgiler doğrultusunda Peygamber Efendimiz (SAV)’in nazara karşı nasıl önlem aldığını ve tavsiye ettiği nazar dualarını öğrenmek için haberimizi inceleyebilirsiniz. Nazar değmeye en yatkın olan bebek ve çocuklara nazar değmemesi için neler yapılmalı? Nazara karşı okunacak dualar neler? Nazardan korunmak için dua var mı? İşte bebek ve çocuklarda nazara karşı okunacak dualar…

Gündelik yaşantı içerisinde birileri tarafından beğenilmek ve göze gelmek, kişi üzerinde her ne kadar güzel bir his uyandırsa da devamında getirebileceği maddi-manevi sıkıntılar bakımından korunulması gereken bir durumdur. Basit bir meseleymiş gibi algılanan ama kişiyi ölüme bile sürükleyebilecek etkileri olan kem bakışlar, insanı derinden etkileyebilecek iç sıkıntılarına, maddi çöküşlere veya işlerin bir türlü yerinde gitmemesi gibi çeşitli sorunların oluşumuna yol açabilmektedir. Batıl bir inanış olmayıp dinimizde de gerçekten nazarın insanı derinden sarsabilecek ölçüde etkili olduğu Peygamber Efendimiz (SAV)’in bazı hadis-i şeriflerinde belirtilmiştir. Alemlerin rahmeti olan Sevgili Peygamberimiz (SAV) göz, bakış ve bakma anlamına gelen nazarkavramı için “Göz değmesi gerçektir.” (Buhârî, Tıb, 36; Müslim, Selâm, 41) hadis-i şerifini buyurmuştur. Hatta rivayetlere göre Peygamber Efendimiz (SAV), yüzünde sarılık gördüğü bir kimse için “Buna dua okuyun, çünkü kendisinde nazar var” diyerek nazarın gerçek olduğunu vurgulamıştır. (Buhari, Tıbb, 34) 

Toplum içerisinde nazar değmeye yatkın olup başkalarının nakışlarından en çok etkilenen kimseler bebekler, çocuklar ve hamilelerdir. Özellikle şirinlikleriyle dilden dile dolaşan bebek ve çocuklar nazara karşı oldukça savunmasızdır. Peki aileler bu durumda ne yapmalı? Bebek ve çocuklar nazara karşı nasıl korunulur? İşte cevabı…

Peygamber Efendimiz (SAV)’in göz nuru olan biricik torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in nazardan korunması için dualar ettiği bilinmektedir.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN (SAV)’İN TORUNLARINI NAZARDAN KORUMAK İÇİN OKUDUĞU DUA:

ANLAMI: İkinizi de (Hasan ve Hüseyin r.a.) bütün şeytanların, zehirli mahlukatın ve nazarı isabet eden kötü gözden (göz değmesinden) Allâhü Teâlanın kelimât-ı tâmmesine (noksansız kelimelerine) sığındırırım.

Yine, Hz. Âişe (r.a) rivayetine göre Resulullah (SAV) şöyle buyuruyor: “Nazardan Allah’a sığınınız. Çünkü göz (değmesi) gerçektir” (İbn Mace, Tıb, 32; Buhari, Tıb, 36; Müslim, Selâm, 41).

BEBEK VE ÇOCUKLARI NAZARDAN NASIL KORUMALIYIZ?

– Çağımızın en büyük sorunu haline gelen gösterişli trend bebek partileri, etkinliğe katılacak olan davetlilerin ilgi ve dikkat odağını bebeğe çekecektir. Özellikle de bebeğinizin kırkı çıkmadan kalabalık mekanlarda gezdirmeyin.

– Sosyal medya hesaplarınıza bebek ya da çocuklarınızın fotoğraflarını yayınlamayın.

– Ayetel Kürsi, Fatiha, Felak ve Nas sureleri çocuğun üzerine okunup üflenebilir.

– Dua etmenin yanı sıra eve gelen misafirlere “maşaallah”, “barekallah” demelerini rica edin.

– Çocuğunuzu ya da bebeğinizi dikkat çekecek şekilde aşırı süsleyip gezdirmeyin.

– Kehf suresinin 39. ayetinde geçen “Bağına girdiğin zaman, ‘Maşaallah, Allah’tan başka kuvvet yoktur’ demen gerekmez miydi?” ifadesi güzel bir şey gördüğümüz zaman Maşaallah denilmesinin gerektiğini ifade eder.

Hamilelik sonucu pozitif çıksa bile anne adaylarının hiç farkında olmadan yaşayabileceği kimyasal gebelik durumu, sağlıklı embriyonun oluşamaması ve bu nedenle de bebeğin çok erken dönemde düşmesi ile kendini göstermesidir. Peki kimyasal gebelik dış gebelikle aynı mı? Kimyasal gebelik yaşayanlar bir sonraki hamileliklerinde bundan olumsuz etkilenir mi? Kimyasal gebelik oluşmaması için ne yapılmalı? Kimyasal gebelik nedir, nasıl anlaşılır? İşte Kimyasal gebelik sebepleri…

Hamilelik testi yapıldığı zaman pozitif sonuç verse bile pek çok anne adayının farkında olmadan erken dönemde düşürdüğü bebeğinin sebebi kimyasal gebelikten kaynaklanıyor olabilir. Laboratuvar testi ya da hamilelik testi yapmadan tespit edilemeyen kimyasal gebelik, ne yazık ki her zaman için sağlıklı bir hamileliğin göstergesi olmayabiliyor. Halk arasında ‘Sessiz düşük’ olarak da nitelendirilen kimyasal gebelik, çoğu zaman dış gebelik ile karıştırılsa da aslında birbirinden tamamen bağımsız iki ayrı durumdur. Dış gebelik olarak nitelendirdiğimiz durum embriyonun rahim dışında bir yere yerleşmesi iken, kimyasal gebelik yumurtanın döllenmesi ancak sağlıklı embriyoya dönemeyip rahme yerleşmeden atılması ile oluşur. Ayrıca kimyasal gebelikte ultrason kontrolünde plasenta, kalp atışı ve embriyo gibi belirtilerde görülmez. Günümüzde meydana gelen hamileliklerin hemen hemen yüzde 70 kadarının kimyasal gebelik ile son bulduğu öne sürülüyor. Ancak yine de ümitsizliğe kapılmayıp bunun doğal bir işleyişin parçası olduğunu düşünmeli, vücuttaki güçsüz yumurtanın dışarı atılarak ilerleyen dönemlerde daha sağlıklı ve yeni yumurtaların oluşumuna zemin hazırlayabilmektedir.

KİMYASAL GEBELİK (SESSİZ DÜŞÜK) NEDİR? KİMYASAL GEBELİK NASIL ANLAŞILIR?

Kimyasal gebelik, çiftlerin birleşmelerinden sonra döllenen yumurtanın sağlıklı embriyoya dönüşememesi ve bunun beraberinde de regl dönemindeki kanamaya benzer bir halde dışarı atılmasıyla oluşur. Birçok anne adayı bu durumu hiç farkında olmadan yaşar ve bebeğini çok erken bir dönemde düşürerek kimyasal gebeliği gerçekleştirmiş olur. Hamilelik 5. haftayı bulmadan ve bebeğin ultrasonda görünebilecek haftalarına gelmesine rağmen ortaya çıkan erken düşüklük durumu, vücudun HCG isimli kimyasal üretmesi nedeni ile bu şekilde adlandırılır.

Hamilelik öncesinde adet dönemi düzensiz olmayan kadınların regl dönemini 3-5 gün gecikmesiyle idrar ya da kan testleri ile belirleyebileceği hamilelik sonucunda doktor bebeğin kesesini ya da plasentasını ultrasonda göremezse kimyasal gebelik gerçekleşiyor olabilir.  Bu duruma ayrıyeten anne adayının çok sancılı bir şekilde regl dönemindekine benzer kanaması da eşlik edebilir.

Hamilelik testi yapıldığı zaman sonuç olumlu görünse bile hafif lekelenme ya da kanamanın görülmesi en belirgin kimyasal gebelik belirtisidir. Bebek çok erken dönemde düştüğünden dolayı parça düşürme görülmez, kandaki B-HCG hormonunun çok yükselmesi ile kesin tanı koyulur. 3-4 gün sonrada kanama tamamen kesilir.

KİMYASAL GEBELİK NEDEN OLUR?

Kesin bir cevabı olmamakla beraber bilinen en yaygın nedeninin kromozomal sebeplerden olduğu öne sürülmektedir. Eşlerin kendi taraflarından gelen genetik hastalık ya da kist oluşumları kimyasal gebeliğe sebep olabilir. Annenin diyabeti, tiroidi varsa veya tüplerde anormal bir durum söz konusu olduğunda kimyasal gebelik görülebilir.

KİMYASAL GEBELİĞİN OLMAMASI İÇİN NE YAPILMALI? DIŞ GEBELİKLE KİMYASAL GEBELİK AYNI MI?

Sessiz düşük olarak da tanımlanan kimyasal gebeliğin önüne geçmenin herhangi bir yolu yoktur. Tamamen kontrol dışı gelişen bu durum genellikle embriyodaki sorundan dolayı meydana gelmektedir. Ancak doktor kimyasal gebeliğin sebebini enfeksiyona bağlamışsa bunun için antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Kimyasal gebelik ile dış gebelik her ne kadar karıştırılsa da birbirinden farklı durumlardır.

Kimyasal gebelik görüldüğü zaman kandaki hamilelik hormonları az çıkar, ancak dış gebelikte yumurta sadece rahim dışı bir yere yerleşir kandaki hormonlarda artış ya da azalma görülmez. Anne adayının sağlığı için dış gebelik daha risklidir, fark edilmezse ve önlem alınmazsa ölüm bile olabilir. Kimyasal gebelikte böyle bir şey olmaz.

KİMYASAL GEBELİKTEN SONRA HAMİLE KALINIR MI?

Herhangi bir tedavi aşamasından geçmeden ya da tıbbi işlem gerektirmeden kendiliğinden sonlanan kimyasal gebeliğin ilerleyen dönemlerde meydana gelebilecek ya da gelme ihtimali olan hamilelikte olumsuz bir etkisi yoktur. Ancak yinede en az bir defa bile olsa kimyasal gebeliği yaşamışsanız doktora gidip bilgilenmeniz gerekir.

Saçlarınızı sık sık kökten uca boyamak, saçlarınızın kırılmasına ve yıpranarak yanmasına sebep olabilir. Oluşan bu kırılmalar ve yanların uzun süreli bir hata neden olduğunu bilmelisiniz. Peki dip boyası gelenler ne yapmalı, ne kadar sürede dip boyası yapılmalı? Tüm bu soruların yanıtı merak ediyorsanız haberimize göz atabilirsiniz. İşte dip boyası gelenler için çözüm önerileri…

Her kadın saçlarını boyattıktan sonra dip boyası konusunda oldukça sıkıntı çeker. Genellikle röfleli ya da saçlarının renginde büyük değişimler yapan kadınlar sık sık dip boyası yaptırma ihtiyacı duyar. Ancak dip boyası sandığınız kadar uygun fiyatlı bir uygulama değildir. Sizleri dip boyası yaptırmaktan kurtaracak aynı zamanda bütçenize katkı sağlayacak önerilerle karşınızdayız. Eğer boyama işleminden bir hafta sonra saç dipleri belirginleşen kadınlar arasındaysanız mutlaka hazırladığımız bu yazıya göz atmalısınız. İşte dip boyası gelenler için harika çözüm önerileri:

SAÇLARINIZA HACİM KAZANDIRIN

Dip boyasının geldiğini gizlemenin en iyi yolu saçlara hacim vermektir. Dip boyasını yaptıracak hem zamanınız hem de bütçeniz olmadığı zamanlarda kurtarıcı olacak en kolay öneri saçlarınıza dalgalı ya da kıvırcık şekiller vererek iyi bir hacim kazandırmak. Fırça tarak yardımcıyla ya da kurutma makinesiyle bu işlemi kolayca yapabilirsiniz.

SAÇINIZA BANT TAKIN

Gün içerisinde kullandığınız saç modelleri de örneğin at kuyruğu gibi, çıkan dip boyasını daha çok açığa çıkarır. Saç diplerini saklamak için fular ya da eşarbı bant şeklinde yapın ve modern bir hava katabilirsiniz.

KURU SAÇ BOYASI

Son yıllarda kozmetik dünyasında dip boyası gelenler için birbirinden farklı ürün bulunuyor. Ancak bunların hepsi istediğiniz etkiyi vermeyebilir. Sizlere önerebileceğiniz en güzel ürün ise kuru şampuanlar olacaktır. Kuru şampuanların içerisinden saç renginize uygun tonu bularak acil durumlarda kurtarıcı ürününüz olarak tercih edebilirsiniz.

Özellikle yabancı filmlerde kahvaltılarda tüketilen pankek son zamanlarda merak konusu olmuştu. Sizler için kolay pankek tarifini araştırdık. İşte evde pankek yapımı…

Günün en güzel öğünlerinden biri olan kahvaltıda içi yumuşacık ve enfes bir pankek hazırlamak ister misiniz? Yapılışı oldukça basit olan pankek, ister tatlı isterseniz tuzlularla beraber tüketebilirsiniz.

İŞTE KOLAY PANKEK TARİFİ…

MALZEMELER

2 su bardağı süt
2 adet yumurta
1 tatlı kaşığı şeker
3 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

YAPILIŞI

Önce yumurta ve şekeri güzelce çırpın. Daha sonra sütü ekleyerek karıştırmaya devam edin.

Ardından unu, vanilyayı ve kabartma tozunu eleyerek karışımın içerisine ilave edin.

Kek hamurun koyu bir kıvam alana kadar karıştırın.

Krep tavasına çok az bir yağ koyarak, kızmasını sağlayın.

Kepçeyle tavaya hamurdan kalın bir hamur pankek olacak şekilde dökün. Alt üst pişirdikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Şiddetli karın ağrısına neden olan gaz sıkışmasının neden olduğunu biliyor musunuz? Beraberinde sindirim hastalıklarını da getiren gaz sıkışması özellikle yaşam kalitesini düşürür. Peki gaz sıkışmasına ne iyi gelir? Sizler için gaz sıkışmasına dair her şeyi araştırdık. Haberimizin detayında gaz sıkışmasına dair her şeyi bulabilirsiniz.

Gaz sancısı yemek yerken havada olan bakterilerin mide ve bağırsaklara yerleşmesi ile oluşur. Bu durum normal sindirim dolaşımında meydana gelen bir faktördür ancak havanın atılmaması durumunda burada birikir ve sıkışır bu da şiddetli sancılarla kendini belli eder. Her yaşta her cinste görülür. Gaz sıkışması çok fazla ciddiye alınmayan bir rahatsızlıktır. Ancak gaz vücuttan atılmadığında ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Utanç verici olarak bakılan bu durum aslında sağlık açısından oldukça faydalıdır. Gaz çıkarmayan kişilerde sindirim hastalıkları meydana gelir. Ayrıca bu gaz kramplara ve şiddetli kasılmalara neden olur.

GAZ SIKIŞMASININ NEDENLERİ NELERDİR?

Karbonhidrat ve yağlı yiyeceklere bağlı gelişen bağırsakların yavaşlaması ile ortaya çıkan kabızlık gaz sıkışmasına neden olan temel faktördür. 

Bazı besinlere karşı hassasiyet gösteren mide ve bağırsaklar hazımsızlık sorunu yaşar. Bu durum sonucunda sindirim sistemi rahat hareket edemez.

Özellikle hızlı yemek yiyenler hava alışverişini vücudun ihtiyacından fazla yaparlar. Böylece vücutta fazla hava birikir. Bu hava da gaz oluşumuna neden olur.

Kuru fasulye, lahana, soğan, karnabahar, enginar, mercimek, kuru üzüm, brokoli, soğan, erik kurusu ve elma bu besinlerde fazla karbonhidrat olduğundan fazla gaza neden olur. Ayrıca patates, makarna ve pirinç gibi yiyeceklerde tekrardan ısıtılınca gaz oluşumunu artırır. 

Huzursuz bağırsak sendromu ve bağırsak iltihaplanması dışkılama sistemini olumsuz etkiler. Bu gibi durumlarda içeride biriken gaz rahat hareket edemediğinden sıkışır. Bu rahatsızlıklara; bulantı, halsizlik ve yüksek ateş gibi durumlar eşlik eder.

Regl döneminde rahim de oluşan kasılma ve sancılar alt karını olumsuz etkilediğinden burada gaz birikmesi daha kolay olur. 

GAZ SANCISININ BELİRTİLERİ?

Dışkılama da zorlanma ve ağır koku

Şiddetli karın ağrısı ve kasılma

Kasılmalara bağlı gelişen nefes alıp vermede zorluk çekme

Kaslarda ağrı

Terleme ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterir.

GAZ SIKIŞMASI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Belirtiler sonrası bir uzmana görünmekte fayda var. Uzmanlar ilk belirtilerde ve hafif ilerleyen gaz sıkışmasında genellikle ilaç tedavisi uygular. Aynı zamanda alerjik testi yapılır. Bazı besinlere karşı hassas olan kişilere özel diyet programı hazırlanır. Ayrıca daha yavaş ve tane tane yemek yenilmesi önerilir. 

GAZ SIKIŞMASINA NE İYİ GELİR?

Zencefil içerdiği gingerol maddesi sayesinde gaz sıkışmasına neden olan hazımsızlık ve mide nezlesine iyi gelir. Gaz sıkışması yaşayan kişi yemekten önce bir bardak zencefil çayı tüketmelidir. 

Yatıştırıcı özelliği olan papatya, gaz sıkışmasını önleyerek rahat bir dışkılama sağlar. Ayrıca papatya sadece gaz sıkışmasına değil depresyon ve strese de iyi gelir.

Kimyon tohumu çiğnendiğinde ağız içerisinden mideye kadar olan yerlerde biriken bakterileri temizler. Böylece gaz sıkışmasını önler. Özellikle sık sık gaz sıkışması yaşayan kişiler yemeklerden sonra bu yöntemi uygulamasında fayda var. 

1 tatlı kaşığı kabartma tozu ile bir bardak ılık suyu karıştırın.Günde bir bardak tüketin. Sancıya ve gaz sıkışmasına sebep olan midedeki fazla asidin azalmasında yardımcı olur.

Gaz sıkışması sırasında yavaş yavaş bir bardak ılık su içerek, sancının olduğu yere masaj yapınız.

Gaz sıkışmasını sık sık yaşıyorsanız. Dar giyinmekten kaçınınız. 

Günümüzün en trend şal modelleri arasında yer alan krep şal modelleri, yazın en çok tercih edilen şal modelleri arasında yer alıyor. Her renkte karşımıza çıkan krep şal modelleri için çeşitli bağlama stilleri ve kombinleme önerileri mevcut. Peki 2019 krep şal modelleri nasıldır? Krep şal modelleri nasıl kombinlenir? Krep şallar nasıl bağlanır? Krep şalların özellikleri nelerdir? İşte krep şallar için tüm bilinmesi gerekenler!

Yaz döneminin en trend şallarından olan krep modeller; beyaz, mor, gri, mavi ve siyah birçok renkle karşımıza çıkıyor. Tek omuzu kapatan bağlama stiliyle diğer şal modellerinden de bir adım öne çıkan krep şal modelleri için çeşitli kombin önerileri mevcut. Bunları uyguladığınız taktirde istediğiniz şıklığı elde etmeniz ve krep şalınızı daha ön plana çıkarmanız mümkün olacaktır. Modanisa ve Sefamerve gibi ünlü markaların koleksiyonlarında yer alan krep şallar, 2019 modelleriyle dikkat çekiyor. Öyleyse 2019 krep şal modelleri ve krep şal modellerini kombinleme önerileri!

2019 KREP ŞAL MODELLERİ! KREP ŞAL MODELLERİ NASIL KOMBİNLENİR?

Krep şalları kombinlerken ilk önce renklere öncelik verin. Ki aslına bakarsanız bunu tüm kombinlerde öncelik olarak almanız gerekir. Seçeceğiniz renk, giydiğiniz sezona uygun olmalı. Yazın çoğunlukla açık renkler daha uygundur. Koyu renkler kapalı gösterir bu nedenle krem, bej ve sarı tonları daha uygun olacaktır. 

MODA NİSA: 36 TL

MODA NİSA: 36 TL

Şalınızın daha sabit durabilmesi için bone takmayı kesinlikle ihmal etmeyin. Krep şallarınızı kombinlerken, tunikler tamamlayıcı parçalar olacaktır. Eğer mavi ve pembe gibi renkler kullanıyorsanız beyaz ve krem renkte bir tunik en ideali olacaktır.

SEFA MERVE: 60 TL

SEFA MERVE: 35 TL

N 11: 50 TL

N 11: 50 TL

Pantolon konusunda bol paça pantolonlar ve günümüzün trend modelleri arasında yer alan mom jeanler tercih edilebilir. Ayakkabı konusunda ise spor sandaletler şık ve rahat bir görüntü sağlayacaktır.

FRESHS CARFS: 40 TL

FRESHS CARFS: 40 TL

Son yıllarda özellikle güzellik sektöründe çığır açan aloe vera bitkisinin hem cilde hem de daha bir çok problemlere iyi geldiği uzmanlar tarafından araştırılarak öğrenildi. Peki aloe veranın cilde faydaları nelerdir ve Aloe Vera cilde nasıl sürülür? Aloe Vera ile ilgili bilinmesi gereken tüm detayları hazırladığımız bu yazıda görebilirsiniz.

Aloe Vera, 2008 yılında dünyaca ünlü bir tıp dergisinde yayınlanan makale ile ülkemizde popüler bir bitki olduğu öğrenildi. Doğal yaşam alanının Kuzey Afrika, Hindistan ve Akdeniz olmasına rağmen şimdilerde evinin balkonunda veya ofis masalarında yetiştirilebiliyor. Bir çok tıp alanında kullanılan aloe veranın içerisinde bulunan çok sayıda A,E ve C vitamini sayesinde cilde bakım yaparken içerisinde bulunan jel, B12,folat, potasyum, kalsiyum, selenyum, magnezyum ve sodyum gibi cilde iyi gelen vitaminleri de içerisinde barındırır.

Güçlü ve doğal bir nemlendirici olan Aloe Vera, uzmanlar tarafından yapılan bir araştırmaya göre, boyun ve yüz bölgesindeki kırışıkları da giderdiği test edilip onaylanmıştır. 

PEKİ, ALOE VERA NASIL KULLANILIR?

Aloe vera bitkisinin yaprağını kökünden keserek, üzerindeki yeşil olan kısmı ince bir şekilde bıçakla kesin.Daha sonra jel olan kısmı kullanabilirsiniz.

ALOE VERANIN CİLDE FAYDALARI NELERDİR?

Aloe veranın içerisinde bulunan yüksek miktardaki potasyum sayesinde ciltte oluşan yaraları kolayca iyileştirir. Tahriş ve kuruyan bölgelere de kullanabilirsiniz. 

Cildin yenilenmesine yardımcı olan aloe vera, yanıkları ve yanık izlerini de iyileştirmede birebir doğal üründür.

Aloe verada bulunan yüksek orandaki su ve mineral cildi besleyerek oldun ciltlerdeki yıpranmış ve solgun görünümü ortadan kaldırır.

Doğal antioksidan olduğundan iltihap kurutucu özelliği taşır. Böylelikle ağrılı sivilceleri yatıştırır ve sivilcelerin kurumasına yardımcı olur.

Zaman zaman ciltte oluşan kızarıklıkları gideren aloe vera aynı zamanda düzenli kullanıldığında cilt tonunu eşitler.

Aloe vera bitkisi aşırı yağlı ciltlerin sık sık yaşadığı parlama ve yağlı görünümü engelleyerek, yağ dengesini eşitler.

Sofraların zeytinyağlılar arasında en sık yapılanlardan biri olan kabak yemeği kısa sürede hemen yapabileceğiniz enfes bir tarif. Ana yemekler öncesinde ya da sofraların orta kısmına servislik hazırlayabileceğiniz kabak yemeği tarifini haberimizin ayrıntılarından öğrenebilirsiniz.

Bağışıklığınızı güçlendirmek için hafif yemekler arıyorsanız kabak yemeği tam size göre. Yazın muhteşem gidecek ve midenizi rahatsız etmeyecek kabak yemeğini isterseniz kıymalı isterseniz sadece domates soslu yapabilirsiniz. Yapımı oldukça basit olan kabak yemeği yanında bulgur pilavıyla enfes olacak.

KABAK YEMEĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

 5 adet kabak
 2 adet kuru soğan
 2 adet domates
 1 demet dereotu
 1 yemek kaşığı salça
 Yarım yemek kaşığı tuz
 Yarım çay bardağı zeytinyağı

YAPILIŞI

Geniş bir tencereye yağı ve soğanları alıp güzelce kavurun. Ardından kabakları kuşbaşı şekilde doğrayıp, kenara alın.

Sonrasında domatesleri ve salçayı da tencereye ekleyerek kavurmaya devam edin.

Doğranan kabakları ve tuzu da ilave ettikten sonra kısık ateşte 20 dakika pişirin.

Tencereyi hafifçe sallayın böylece karışmış olacak. 10 dakika kadar dinlendirip üzerine dereotu ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…