Kilo verdiren detoks tarifleri arasında oldukça popüler bir meyve olan kirazı, zayıflamak için nasıl tüketmeniz gerektiğini Ahmet Maranki’nin detoks tarifine göre sizler için araştırdık. Kilo verdiren kiraz detoksu nasıl yapılır? Zayıflamak için kiraz diyeti nasıl yapılır? Kirazın kilo verdirici etkisi…

Sapından çekirdeğine kadar şifa deposu olan kiraz, yaz mevsiminin en sevilen yiyeceklerinden biridir. Özellikle de sindirim probleminden dolayı rahatsız olan kişiler için önerilen kiraz tüketimi C, A, K vitaminleri ile fosfor, demir ve kalsiyum gibi mineralleri karşılaması bakımından yararlıdır. En az sağlıkta olduğu kadar kilo vermede de etkili olan kiraz, yazı fit bir fizik ile bitirmek isteyen kadınların destek alabileceği ideal meyvelerden biridir. Çöpe atmak yerine değerlendirebileceğiniz sapıyla bile kilo verme sürecini hızlandırabilir dilediğiniz hedefe kadar inebilirsiniz. Uzmanların diyetteki kimselerde tüketmek üzere önerdiği kirazı, beslenme programınızda doğru bir şekilde tüketerek sağlığınızı ve formunuzu koruyabilirsiniz. Dr. Ahmet Maranki’nin yöntemi ile kiraz ile zayıflamanın sırrını sizler için derledik. Kiraz yiyerek nasıl kilo verilir? Dr. Ahmet Maranki’nin kiraz detoksu nasıl yapılır? Kirazla zayıflama metodu…

KİRAZ ZAYIFLATIR MI? KİLO VERDİRİCİ ETKİSİ…

Küçükken hemen hemen hepimizin kulağına küpe olarak taktığı kiraz, hem sağlık hem de kilo verdirici etkisi ile muhakkak tüketilmesi gereken meyvelerin başında geliyor. İçerisindeki güçlü antioksidanlar ile birlikte vücuttaki zararlı toksinleri vücuttan uzaklaştıran kiraz, bol lifli yapısı özelliğiyle kilo vermeyi kolaylaştıracaktır.

Kalori değerleri bakımından düşük olan kiraz detoks şeklinde tüketerek formunuzu korumaya yardımcı olabilirsiniz.

3 GÜNDE 1 KİLO VERDİREN KİRAZ DİYETİ LİSTESİ:

Uyandıktan hemen sonra:

– 2 bardak ılık su

– 1 su bardağı kadar kiraz

Kahvaltı:

– 100 gram peynir

– 1 dilim kepek ekmeği

Ara Öğün:

– Yarım litre su

– 1 su bardağı kadar kiraz

Öğle:

– Peynirli salata

– 1 dilim çavdar ekmeği

– Ayran

Ara Öğün:

– Yarım litre su

– 1 su bardağı kadar kiraz

İkindi:

– Yarım litre su

– Yağsız peynirli tost

Akşam:

– 4 kaşık zeytinyağlı sebze

– 1 kase yoğurt

– Yağsız salata

Yatmadan önce ara öğün:

– Yarım litre su

– 2 su bardağı kadar kiraz

KİLO VERDİREN KİRAZ DETOKSU NASIL YAPILIR?

SABAH

3 bardak bitki çayı  (Kiraz sapları ile birlikte)
60-70 arasında kiloya sahip olanlar için 500 gram, 70’ten çok olanlar içinde 1000 gram kiraz yenmeli.

ÖĞLE 

3 bardak bitki çayı (Kiraz sapları ile beraber)
Kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, 70’ten fazla olanlar ise 1000 gram kiraz tüketmeli.

AKŞAM 

3 bardak bitki çayı  (Kirazın saplarını bitki çaylarının içinde olması gerekir)
Kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, 70’ten fazla olanlar ise 1000 gram kiraz tüketmeli.

3 gün aynı şekilde uygulanması gereken kiraz detoksunun yapılışında öğün başında en az 3 fincan yeşil çay veya (biberiye, karabaş, kantaron ve adaçayı) gibi bitki çayları PH seviyesi yüksek sular ile beraber bol miktarda içilmelidir. En az 1,5 – 2 litrelik bitki çaylarının içine tatlandırıcı amaçlı yalnızca çiçek bal tüketilmelidir.

NOT: Kiraz tüketiminde sarımsı olanları tercih edilmelidir.

Sarı renk, 2019 ilkbahar yaz sezonunun altın çağını yaşıyor. Çanta, elbise, pantolon, gömlek ve daha pek çok modelde en çok tercih edilen renklerden olan sarı ve tonları için çeşitli kombin önerileri mevcut. 2019 sarı renk modasının trend modelleri nasıl? Sarı renk kombinlemenin tüyoları neler? Ünlü Instagram fenomenlerinin de trend rengi haline gelen sarı modası hakkında tüm bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.

Sarı renk her kombinde dikkat çeken ve giyen kişilere her zaman şıklık katan bir renk. Parlak tonda olmasının yanında, farklı renklerle de rahatlıkla uyum sağlayan sarı renk, tüm sezonlarda karşımıza çıksa da asıl başrolünü 2019 modasında yaşıyor. Trendyol, Zara, Koton, Lc Waikiki ve Stradivarius gibi dünyaca ünlü markaların en dikkat çeken renklerinde tercih edilen sarı, kombinlenmesi de en zor görülen renklerden kabul edilir. Bu içeriğimiz içerisinde sizlere, sarı rengi kombinleme tüyolarını ve yeni sezon modellerini bir araya getirdik. İşte 2019 sarı renk modasıyla ilgili tüm bilinmesi gerekenler:

ZARA: 130 TL

ZARA: 130 TL

SARI RENK KOMBİNLEMENİN TÜYOLARI

Sarı renk kombinlerken bilinmesi gereken en önemli şey, renk için uyumlu olan tonu bulup ona göre bir kontras oluşturmak. Ana tonu ve pastel renkleriyle en çok tercih edilenler arasında yer alan sarı renk için en uygun ton; mavi, lila, mor, gri ve siyah olarak gösterilir.

STRADİVARİUS: 80 TL

KOTON: 65 TL

Ancak en çok önerilen koyu tonlardır. Çünkü koyu bir ton, sarının parlaklığını tümüyle kıracaktır. Aynı şekilde aksesuar konusunda da sarıya uygun renkler tercih edin. 

LC WAİKİKİ: 100 TL

LC WAİKİKİ: 20 TL

Yaz döneminde yapacağınız kombinlerde ise ayakkabı ve çanta renklerinde kahve vb. tonları kullanmanız daha şık ve uygun bir görüntü oluşturacaktır.

LC WAİKİKİ: 80 TL

LC WAİKİKİ: 40 TL

TRENDYOL: 13 TL

TRENDYOL: 40 TL

Bir elbiseyi tamamlayan en önemli parça takıdır. Elbise, t-shirt, pantolon ve etek gibi birçok parçanın kombinine ayrı bir şıklık katan takılar, farklı tarz ve trendlerle 2019 ilkbahar ve yaz sezonunda yer alıyor. Peki takı modasında neler etkili? 2019’un en çok tercih edilen takıları nelerdir? 2019 takı modasına ait tüm detaylar ve son trendlerin detayları yasemin.com’da!

Akseuar ve takı modası, her zaman kendini yenileyen, farklı model ve stilleri sunan bir vitrin. Her sezonu temsil eden tasarımları, renkleri ve kullanılış biçimleriyle diğer parçalardan bir adım öne çıkan takılar, bir kombini öne çıkartan en önemli parçadır. Bu içeriğimiz içerisinde 2019 aksesuar ve takı modasında karşımıza çıkan modelleri ve diyat aralıklarını sizlere sunuyoruz. Koton, H&M, Zara ve Trendyol gibi ünlü markaların yeni sezon modelleri nasıl? Bir takıyı kombinlerken nelere dikkat edilmeli? İşte 2019 aksesuar ve takı modasına dair tüm bilinmesi gerekenler:

ZARA: 100 TL

ZARA: 90 TL

2019’UN EN ÇOK TERCİH EDİLEN TAKILARI

Bir takı kombinlerken önem verilmesi gereken ilk detay; takının renkleridir. Eğer aldığınız renk, giyeceğiniz parçayla uyumlu bir renk taşımıyorsa, bu modeli seçmeyin. Ren karmaşası oluşturup da göz yoracak bir kombinden uzaklaşmış olursunuz.

H&M: 40 TL

H&M: 50 TL

Yine bununla birlikte renk konusunda uyumlu zıt renkleri de tercih edebilirsiniz. Her tonun kendisine ayrı bir uyum sağlayan bir zıt rengi bulunur. Aynı renk bir takı tercih etmek istemezseniz, uygun bir zıt renk sizin için ideal olacaktır.

H&M: 65 TL

H&M: 40 TL

Giydiğiniz parçanın hareketliliğine göre bir takı seçin. Hareketli – hareketli uyumu yerine, birini sade diğerini hareketli tutun. Bu en çok önerilen kombin stillerindendir. Eğer taktığınız takı, farklı renkleri içerisinde barındırıyorsa, giydiğiniz parçayı bu renklerden biriyle ortak tutabilirsiniz.

KOTON: 25 TL

KOTON: 25 TL

Ya da takıyı daha canlı tutmak için, kıyafetinizi daha soft bir renk seçebilirsiniz. Son olarak; altın rengi bir takı ise beyaz, krem ve bej tonlarıyla daha da ön plana çıkacaktır.

TRENDYOL: 12 TL

TRENDYOL: 20 TL

Cildinizdeki tüm kusurları kapatan bir fondöten arıyorsanız Max Factor markasının muhteşem 3’ü 1 arada olan ürününü kullanabilirsiniz. Sizler için Max Factor Facefinity 3’ü 1 Arada fondötenini detaylı bir şekilde inceledik. İşte Max Factor Facefinity 3’ü 1 Arada fondöten incelemesi…

“Yasemin.com” ekibi olarak sizler için son zamanlarda kozmetik dünyasında çok konuşulan Max Factor Facefinity 3’ü 1 Arada fondötenini kullanıcı yorumlarıyla birlikte inceledik. İşte Max Factor Facefinity 3’ü 1 Arada fondöteni hakkında bilinmesi gereken her şey…

L’oreal’in True Match fondötenine çok benzeyen bu ürün, yağlı ciltliler için uygun değildir. Yaz aylarında doğal ve parlak bir makyaj yapmak isteyenlerin ilk tercihleri arasında yer alabilir. Oldukça geniş bir renk skalasına sahip olduğu için, her cilt tonuna uygun renk bulabilirsiniz. Tek kat sürüldüğünde tüm lekelerin kapanmadığını göreceksiniz. Bu yüzden ikinci kat fondöteni uygulayabilirsiniz. Ürünün en çok sevilen özelliği ise içerisinde 20 SPF güneş koruması bulunmasıdır. Fondöteni kolayca uygulamak istiyorsanız makyaj süngeri kullanabilirsiniz. Kuru bir cildiniz varsa bu fondöteni kullanmadan önce mutlaka primer uygulayabilirsiniz.

Ürünün indirimsiz fiyatı 56,90 TL.

Tıp dilinde Hipoglisemi denilen kan şekeri düşmesi gizli gizli ilerleyen ve bazı çevresel faktörler sonrası birden ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Peki kan şekeri düşmesinin belirtileri nelerdir? Kan şekeri düşmesine ne iyi gelir? Son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel geçtiğimiz gün bir törende titremesi ile merak edilen hastalık oldu. Haberin detayında hipoglisemi yani kan şekeri düşmesi hakkında bilinmeyen her şeyi sizler için derledik.

Kandaki şekerin normal seyrinin altında olmasına hipoglisemi denir. Vücuda alınan besinler sindirim yolu ile parçalanır. Ortaya çıkan şeker ise kan şekeri olarak adlandırılır. Vücut bu şekeri karaciğerde depolar ve kanın ihtiyacı olduğu an salgılamaya başlar. Ancak bu salgılama dengeli bir şekilde gerçekleşmediğinde hipoglisemi hastalığının ortaya çıktığına işarettir. Kan şekeri düşmesi sinsi sinsi ilerleyen ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Genellikle herkeste sabah uyanıldığında bu seviye düşüktür. Ancak kimisinde bu durum kalıcı olarak seyrede işte bu da ciddi sonuçlara neden olur. kan şekerinin düşmesindeki temel etken beslenme alışkanlıklarıdır. Bu durum ileri zamanlarda şeker hastalığının başlangıç semptomu olur. 

ALMANYA BAŞBAKANI MERKEL’İN HASTALIĞI

Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni seçilen Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile görüşmek üzere Ukrayna’ya gittiği sırada aniden titremeye başlamıştı. Bu görüntüler herkesi korkutmuştu. Merkel’in sıcaktan etkilenerek kan şekerinin düşmesi ile fenalaştığı öğrenildi. 

KAN ŞEKERİNİN DÜŞME NEDENLERİ

Vücudun ihtiyacı olan karbonhidratı gün içerisinde yeterince almama

Düzensiz beslenip spor yapmak

Kısa zamanda hızlı kilo alma uya da verme

Böbrek üstü bezlerinin az çalışması bununa en büyük etkeni yetersiz sıvı alımı

Yoğun strese maruz kalma

Kan zehirlenmesi gibi hastalıkların yaşanması sonucu

Çok fazla kafein ve nikotin içeren maddelere maruz kalmak ve kan şekerini düşüren ilaçlar tüketmek kan şekerinin düşmesine neden olur. 

HİPOGLİSEMİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kan şekerinin düşmesine bağlı olarak davranış bozukluğu şiddetli baş ağrısı, beyinin hafızasının bozulması, konsantre eksikliğinin artması ve aşırı terleme gibi durumlar ortaya çıkar. Bu belirtilerin bazı hastalıkların belirtileriyle de aynı olduğundan hasta bu durumu önceleri ciddiye almaz. Bu durumun sonunda da hastalığın tedavisinden gecikme yaşanır ve vücutta ciddi tahripler oluşmaya başlar. Ayrıca el titremesi, dudaklarda istemsiz titreme, ani baş dönmeleri, sürekli depresyon hali ve rüyada kabus görerek ağlayarak uyanma da kan şekerinin düştüğünün göstergesidir. 

Bazı kişilerde gece aniden düşen kan şekeri ise saat 02:00 sularında anlaşılır. Bu hastalar sabah uyanma da güçlük çeker, yatak yada yastıkları terlemeden dolayı ıslanır, sürekli huzursuz hissederler, hava sıcak olmasına rağmene el ve ayakları soğuk olur, kalp ritim bozukluğunun başlangıcı olan ritim bozukluğu yaşarlar. 

HİPOGLİSEMİ TEDAVİSİ 

Hipoglisemi rahatsızlığının tedavisi şiddetine göre değişir. Hafif seyreden rahatsızlığa erken müdahale ile kontrol altına alınmaya çalışılır. Hastalığa neden olan durum tespit edildikten sonra uzman tavsiyesine göre tedavi şekillenir. Genellikle doktorlar bu hastalara beslenme önerilerinde bulunurlar ve belirtilerin nüksetmemesi için bazı ilaçlar verir. Hastalık ciddi boyutlarda değil ise hafifletmeye yönelik uzman doktor bazı uygulamalara önerir.

İŞTE O ÖNERİLER;

Omega – 3 içeren besinler haftada en az 3 kere tüketilmelidir.

Sabah zengin bir kahvaltı yapılmalı ara öğünde meyve tüketilmelidir.

Gün içerisinde sıvı takviyesi ihmal edilmemelidir.

Diyet listeleri uzman kontrolünde kan testi yapıldıktan sonra hazırlanmalıdır.

Spor ve egzersiz gibi durumlar kontrollü yapılmalıdır.

Her gün bir bardak kan seviyesini olumlu etkileyen kuşburnu zencefil gibi bitkilerin yaşları tüketilmelidir. 

KAN ŞEKERİ DÜŞMESİNE İYİ GELEN BESİNLER

DOMATES

Çiğ domates doğada bulunan en güçlü antioksidandır. İçerdiği sağlıklı bileşikler sayesinde kan seviyesini kontrol eder. Düşük şekerin ise yükselmesine yardımcı olur. Düşük kan şekerine sahip kişileri her gün tüketmesi gereken besinlerin başında gelir. Uzmanlar özellikle çiğ halde iki orta boy büyüklüğünde domates tüketilmesi gerektiğini vurgular.

ELMA

Kan şekerini dengede tutan petkin maddesi içerir. Bu madde düşen ya da yükselen kan seviyesini dengeler. Ayrıca elma tam bir vitamin deposu olduğundan bağışıklığı yüksek tutarak vücudun direncini artırır. Düşük kan şekeri ile seyreden semptomları azaltır.

BİTTER 

Kandaki şeker oranını hemen artırmayan bitter çikolata yavaş yavaş yükselmesini sağlar. Özellikle kakao oranı yüksek olan bitter çikolata, kan basıncını dengeleyerek bağ ağrısı ve dönmesini engeller. Yapılan araştırmalarda bitter çikolatanın kilo alma etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. 

Salatalarda sıklıkla kullandığımız terenin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Özellikle karaciğeri temizleyen bu mucize ot, turpgiller ailesine aittir. Peki terenin faydaları nelerdir? Tere hangi hastalıklara iyi gelir? Sizler için ülkemizde bol bol tüketilen tere ile ilgili merak edilen her şeyi haberimizin detayına ekledik.

Anavatanı Asya olan tere, turp ailesin aittir. Yağ yakımını hızlandırarak vücudun yağ tutmasını engeller. Bu yüzden tüketimi geniş bir bölgeye yayılır. İçinde bolca vitamin ve mineral olan terenin yabani olanına ıspatan denir. Ülkemizde bala yemekleri, cacık ve dolma da kullanılır. İlk keşfedildiği zamanlarda ise alternatif tıpta kullanılmıştır. Ödem atmada etkili olduğu fark edilen terenin güçlü bir söktürücü olmasından dolayı hamilelerin kullanması yasaklanmıştır. Günümüzde sigarayı bıraktırma kampanyalarında tüketilmemesi tavsiye edilir. Nahoş bir kokusu olan terenin tadı acımtıraktır. bu yüzden limon ve tuz ile tüketilmesi ya da her hangi bir yiyeceğe karıştırılarak tüketilmesi tavsiye edilir. Tere otu kurutulup çayı da yapılır. Yüksek miktarda protein, karbonhidrat, kalsiyum, demir, potasyum, kalsiyum ve demir içerir. 

100 GRAM TERE;

Kalori / 32 

Yağ / 7 gram

Kolesterol / 0

Sodyum / 14 miligram

Potasyum / 606 miligram

Karbonhidrat / 6 gram

Protein / 2,6 gram

Kalsiyum / 81 miligram

Demir / 1,3 miligram

B6 Vitamini / 0,2 miligram

Magnezyum / 38 miligram

C vitamini / 69 miligram

TERENİN FAYDALARI NELERDİR? TERE HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Günümüzde yetersiz beslenmede dolayı artan kansızlığı giderir.

Enfeksiyon kaynaklı oluşan akciğer hastalıklarını önler. Bunun yanı sıra sigarada tahrip olmuş akciğeri yeniler.

Vücuttaki toksinleri tek seferde atacak kadar güçlü antioksidan içerir.

İdrar söktürücü özelliği sayesinde mesane ve böbreklerde taş, kum gibi sağlık sorunlarının yaşanmasının önüne geçer.

Stres, yorgunluk ve uykusuzlukla gerginleşen sinir hücrelerini sakinleştirerek sinir siteminin deforme olmasını önler. Beynin konsantre gücünü artırır.

Bağışıklık sitemini yenileyerek hastalıklara karşı koruma kalkanı oluşturur. 

Tere kaynatılıp banyo sırasında son durulamada bu su ile yıkandığında saç dökülmesini ve derinin dökülmesini önler. Saç köklerini güçlendirerek daha parlak ve canlı olmasını sağlar.

Karaciğer vücudumuzun en önemli organıdır. Yaşanan herhangi bir rahatsızlık diğer tüm organları ve cildi etkiler. Tere karaciğerin fonksiyonlarını artırarak toksinleri atmasına yardımcı olur.

B vitamini kompleksi bakımından zengin olan tere metabolizmayı düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak florasını dengeler.

Tere çiğ olarak ezilip dilde sürüldüğünde cilt yüzeyindeki kızarıklıkları yatıştırır. Varsa yaraları iyileştirir.

Solunum şikayeti olanların 5 bardak suya 10 tane iyi yıkanmış tere ekleyip 3 dakika boyunca kaynatılır. Dinlenmeye bırakıldıktan sonra süzerek aç karna tüketilir. Bu uygulama beş gün boyunca yapılmalıdır. Kür solunum, böbrek, sigara bırakma gibi bir sürü hastalık için kullanılabilir. 

Ölümcül olmayan MS hastalığı hastanın yaşam kalitesini düşürerek vücudun fonksiyon işlevini bozar. Sinir sitemini etkileyerek ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayan MS hastalığı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Ms hastalığı nedir ve kimlerde görülür? MS hastalığının belirtileri nelerdir? Omuriliklerde bulunan bilgi iletme sisteminde görülen hasar sonucu ortaya çıkan MS hastalığına dair her şey haberimizin detayında…

Multipl Skleroz yani MS merkezi sinir sistemini (MSS) deforme eden bir rahatsızlıktır. MSS omurilik ve beyin arasında bulunur. MS, sinir liflerini deforme ederek  beyni vücuttan bağımsız hale getirir. Sinir hücreleri deforme oldukça vücuda yayılan izole görevi gören bütün sinir damarları da zarara uğrar. Bu hastalık beyinde bazı ataklara neden olur. Uzun süreli bir kronik rahatsızlık olmamasına rağmen kısa sürede vücudun çökmesine sebebiyet verir. MS rahatsızlığı kimilerine fiziksel kimilerinde de beyine hasarı verir. Öldürmeyen ama süründüren bir hastalık olan MS’nin henüz tam olarak neyden kaynaklandığı bilinmese de yapılan bazı araştırmalarda bağışıklığa yerleşen bazı virüslerin neden olduğu söylenmektedir. Virüs çocukluk ve genç yaşta zayıf bağışıklıkla vücudun tahribatına sebebiyet verir.Bazı uzmanlar üst solunum yolu hastalıklarında ciddi boyutta vücudun enfeksiyon kapması sonucu da görülme ihtimali olduğunu öne sürmüşlerdir. Merkezi sistemi alt üst eden MS hastalığı hastalıklara meyilli bir bağışıklığa zemin hazırlar. Genetiksel bir hastalık değildir. 

ÜNLÜ TÜRKÜCÜ MURAT KURŞUN’A MS TEŞHİSİ!

Serdar Ortaç’dan sonra şimdi de ünlü türkücü Murat Kurşun MS hastalığına yakalandı. Yürümekten zorluk çeken ünlü türkücü kızı bile oyun oynayamadığını söyledi. Hastalığı sol göz kapağının sürekli düşmesinden sonra bir uzmana görünerek ortaya çıktığını açıkladı. 

MS HASTALIĞI KİMLERDE GÖRÜLÜR?

En sık gençlerde ve kadınlarda

Bağışıklık sistemi zayıf olanlarda

Bazı kronik ilaçların vücut direncini kırıp virüslere karşı savunma mekanizmasını düşüren kişilerde,

Sinir hastalığı olanlarda görülme olasılığı yüksektir.

MS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bu hastalık kişiden kişiye göre değişir. Bazılarında bir saat sürerken bazılarında ise günlerce devam edebilir. Saatlerce sürmesi risk grubuna girmez ancak 24 saati geçen atakların fiziksel hasarlara yol açma ihtimali vardır.

Gözlerin ani kararması ve bulanık görme

Yutkunma zorluğu

Duyu eksiklikleri

Ellerde kavrama becerisi

Kol ve ayaklarda kısa süreli hareketlerde bile uyuşma

Uyuşukluk hali

Konuşma da bozukluk

Ruhsal hastalıklara meyilli

İdrar kaçırma

Vücut hareketinde güç kaybı

Migren atakları gibi baş ağrısı çekme

Dengesiz yürüme gibi belirtilerle kendini gösterir.

MS HASTALIĞININ TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?

En yaygın belirtisi olan atağı geçiren kişinin hemen bir uzmana başvurması gerekir. Aksi halde bu durum erken müdahale edilmediğinde ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açar. Tamamen bir tedavi biçimi olmazsa bile uzmanlar hastaya göre tedavi geliştirir. Uzman doktorlar genellikle MS akabinde gelişen belirtileri kontrol altına alır. MRI yöntemi ile beyin ve omurilikteki hasar tespit edilir. Bu alanlarda hastalıklı lezyonların artışı MS hastalığının göstergesidir. Ayrıca vücudun uyarılma hisleri ölçülür. Beyin omurilik sıvısındaki eksiklikler kontrol edilir. Şiddeti azaltmaya yönelik hem fiziksel hem de ilaç tedavisi uygulanır. Fiziksel aktivite ile sinir hücreleri güçlendirilmeye çalışılır.

Hayatımıza ünlü oyuncu Arda Kural ile giren psikonevroz ciddi bir ruhsal çöküş hastalığıdır. Ruhsal olarak kişinin kendini aciz, işe yaramaz, yorgun ve bitkin hissetmesi olarak ortaya çıkan bu sağlık sorunu intihara kadar götüren ciddi bir sorundur. Peki psikonevroz nedir? Psikonevroz belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Haberin detayında psikonevroza dair her şeyi bulabilirsiniz.

Lise defteri adlı gençlik dizisi ile ekranların jönü olan Arda Kural’da aniden ortaya çıkan psikonevroz hastalığı ciddi bir psikolojik hastalıktır. Kişinin farkına varmadan zaman içinde yaşadığı bu ruhsal bunalım, zamanında teşhis edildiğinde tedavi edilebilir. Kişinin duygularında ve düşüncelerinde yaşadığı çatışmalarla ortaya çıkar. Savunma mekanizması ile savaş halinde olan hasta kendisi sürekli aciz, yorgun hisseder. Yetersiz olduğunu düşünen kişi korku ve pişmanlık duygularının yanı sıra bazı durumlara karşı fobiler oluşturur. Ufak bir olay karşısında bile korku dolu bir çıkışla tepki verir. Akabinde kalp çarpıntısı, mide bulantısı, kusma ve terleme gibi fizyolojik belirtiler yaşar. Duygular arası kontrolleri kaybeden hasta, ağlama ve gülme gibi uç noktalı ki durumu ardı sıra yaşar. Sürekli tehlike altına olduğunu, herkesin kendisini terk edeceğini ya da birileri tarafından takip altında olduğunu hisseder. Şüphe bu hastalığın sürekli nüksetmesine sebep olan duygulardan biridir. 

PSİKONEVROZUN NEDENLERİ NELERDİR?

Metropol hayat yaşantısı içerisinde kişisel ihtiyaçları karşılayamama,

Çok sevdiği bir kişi tarafından terk edilmesi ya da o kişinin ölmesi,

Yıllarca ailesi ile yaşadıktan sonra aniden yalnız yaşamak zorunda kalanlar,

Sürekli olarak başarı kayıpları yaşayanlar,

Fiziksel durum olarak kendini yetersiz görenler,

Yaşının hızla ilerlediğini düşünenler,

Aniden şöhret olup belli bir süre sonra kendini yetersiz hissetmesi,

Uzun süreli kanser gibi hastalık nedeniyle tedavi görmek zorunda kalan kişilerde görülme olasılığı fazladır.

PSİKONEVROZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sosyal ortamlara çok çabuk adepte olamamak,

Boş vakitlerini evde geçirmek,

Sürekli aciz ve işe yaramaz hissetmek,

Herkesten fazla ilgi beklemek,

Olumsuzluklarla baş etmede sıkıntı çekme gibi durumlarla yavaştan kendini gösterir. en şiddetli olanları ise;

Aynı anda uçurum farkı olan duyguların yaşanması,

Ölmek istemesidir. 

PSİKONEVROZ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Bütün nedenler ve belirtiler hemen hemen diğer psikolojik hastalıklarla aynıdır. Bu yüzden bir uzmanın kişinin davranışlarını ölçmesi ve gözlem altına tutması gerekir. Gözlem altında doktor hataya psikonevroz teşhisi koyduktan sonra bazı terapiler uygular. Özellikle kişinin şikayetlerini dile getirmesini ve rahatlamasını sağlar. Sebepleri öğrenen psikolog böylece bir tedavi çizelgesi çizer. Her seansta en hafifinden başlayarak tedavi eder. Uzman doktor genellikle çözülmesi gereken sorunların hastanın kendi elinde olmasından dolayı kendi kendini tedavi etmesi için ufak uygulamalarda bulunur. Bazı durumlarda hasta kliniğe yatırılır. Bir takim sakinleştirici ilaçlar verilir. 

Çiçekli, benekli, geometrik ya da başka tasarımlar… Desenli gömlekler, her sezonunun en çok tercih edilen modellerinden. Hem pantolonlar hem de eteklerle rahatlıkla kombinlenebilen bu parçalar için stil önerileri ve kombin tüyoları bulunuyor. Desenli gömleklerle hangi aksesuarlar uyum sağlar? Pantolon seçerken hangi noktalara dikkat etmeli? Gömlek ve etek uyumu nasıl oluşturulmalı? Desenli gömlekler nasıl kombinlenir? Desenli gömlek modasına ait tüm detaylar yasemin.com’da!

Bazı parçalar her sezona ve modaya hitap etme gücüne sahiptir. Bu parçaları kombinlemek aynı zamanda bir sanat olarak da tanımlanabilir. Çünkü kendisine ait bir kombin matematiği bulunur. Bu parçalar arasında desenli gömlekler de bulunur. Desenli gömlekler, kombinleme nedeniyle giyimi en zor ve cesaret isteyen parçalardan gibi bilinse de aslında en kolay olanlarından denilebilir. Zor gösteren kısım; doğru kombini bulma noktasıdır. Ancak bunu bilirseniz, istediğiniz şıklığı oluşturmanız da mümkün olacaktır. Peki desenli gömlekleri doğru kombinlemenin püf noktaları nelerdir? Sizler için bu sorunun yanıtını ve Zara, Koton, Bershka, Trendyol, H&M gibi ünlü markaların yeni sezon desenli gömlek modellerini bir araya getirdik. İşte desenli gömlek kombinleriyle ilgili tüm bilinmesi gerekenler:

DESENLİ GÖMLEKLER NASIL KOMBİNLENİR? DESENLİ GÖMLEKLERİ KOMBİNLEMENİN PÜF NOKTALARI

Desenli gömlekleri kombinlerken, klasik bir gömlek kombinlemesinde uyguladığımız tüyoları uygulamamız yeterli olacaktır. Ancak bunun dışında uygulayacağımız birkaç ekstra da bulunuyor. Bunlara yakından baktığımızda karşımıza çıkacak olan noktalar şunlar:

BERSHKA: 46 TL

BERSHKA: 46 TL

– Ayakkabı seçimi yaparken desenlere yönelmeniz önerilir. Topuklu ayakkabılar, deseni ön plana çıkarmak konusunda etkili olur. Bununla birlikte bir diğer önemli nokta ise kilo kısmıdır. Yatay çizgiler ve desenler daha kilolu ya da kalın belli bir görüntü oluşturur. Bu nedenle eğer ince bir bel görüntüsü oluşturmak ve daha zayıf görünmek için dikey çizgiler ve desenler tercih edilmeli.

TRENDYOL: 50 TL

TRENDYOL: 50 TL

– Desenli gömlekler, hareketli parçalar oldukları için hareketliye hareketli bir parça göz yorulmasına neden olabilir. Bu nedenle düz bir parça ile tamamlanması önerilir. Hareketli bir gömleğe, düz renk bir pantolon ya da etek.

KOTON: 52 TL

KOTON: 52 TL

– Aksesuar konusunda gömleğin karmaşık renklerinden yararlanılması öneridir. Yani, sarı siyah tonlarında bir gömlek giyecekseniz, küpeniz de bu tonlardan biri olmalı. Böylelikle bir denge ve uyum sağlamış olursunuz.

H&M: 129 TL

H&M: 80 TL

ZARA: 300 TL

ZARA: 170 TL

ZARA: 170 TL

Maydanozgillerden olan rezene oldukça faydalı bir bitkidir. İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde insan sağlığını korur. Rezenenin faydaları nelerdir? Rezene çayı nasıl yapılır ne işe yarar? Özellikle rezene çayı, sürekli olarak bilgisayar kullanan insanlarda göz yorgunluğu ve kuruluğu gibi sağlık sorunlarının yaşanmasını önler. Uzun ömürlü olan bu bitki hakkındaki her şeyi haberimizin detayında bulabilirsiniz.

Hoş kokusu ve lezzeti ile yemeklerin vazgeçilmezi olan rezene eski çağlarda bitkisel ilaç olarak kullanılmıştır. Sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve fosfor gibi faydalı minerallerin dışında bolca A ve C vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Rezene yapraklarından çay yapılır. Tohumu ise kabızlık ve gaz gidermek için kullanılır. Ayrıca bu tohumdan yağ, sabun, merhem ve şurup yapılır. Flavonlar ve uçucu yağlar sayesinde birçok bitkisel ilacın ham maddesidir. Anavatanı Akdeniz ve Yakın Doğu olan rezene, yaprakları da tohumları da kurutularak kullanılır. Rezene tohumları protein bakımından oldukça zengindir. Kayalık ve kurak yerlerde yetişir. Yöresel olarak bazı yerlerde ekmek yapımına eklenir. Rezene bitkisinin en önemli faydası anne sütü yapmasıdır. Tohumu yetişince soğana benzer bir meyve ortaya çıkar.

REZENENİN FAYDALARI NELERDİR?

Yapılan bir araştırmada çiğ çiğnenen rezene tohumu tükürükteki nitrit maddesini artırır. Bu madde kana karıştığında kan basıncını düzenleyerek tansiyonu dengede tutar. Aynı zamanda potasyum bakımından zengin olduğundan vücuttaki sıvı bileşenlerini çoğaltır.

Toksinler vücuttan atılmadığında böbreklerde, bağırsaklarda ve idrar yolunda birikir. Bu birikim taş, kum ve iltihaplanmalara neden olur. Rezene bu birikimi olumsuz etkileyen en doğal ilaçlardandır.

– Esansiyel yağlar bakımından zengin olduğundan kandaki toksinlenmeyi azaltmada etkilidir. Bu toksinlenme kandaki hücre sayısını azaltarak kan basıncının yanı sıra demir eksikliği ile ortaya çıkan anemi hastalığına da sebep verir. Doğal yollarla rezene kansızlığı da önler. 

Sürekli bilgisayar başında çalışanlar için uzmanların önerdiği ve göz sağlığını korumda etkili olan besinlerin başında rezene gelir. A vitamini sayesinde göz tansiyonu ve kuruluğu gibi hastalıkları önler. Bir su bardağı kaynar suya bir tatlı kaşığı rezene tohumu koyun demlenmesini bekleyin. Ilıyan suya ped pamuk batırarak gözlerinizi temizleyiniz. 

Vücuttaki hormonları dengelemek için oksijen miktarının yeterli düzeyde olması gerekir. Bu dengeleme içinde selenyum maddesi yüksek bir besinle hücreler desteklenmelidir. Bu sayede sivilce ve akne gibi cilt rahatsızlıklarının yanı sıra diğer hastalıklara da iyi gelir. 

Gün içerisinde bir bardak tüketilen rezene çayı gün boyu tokluk hissi verir. Bu sayede çay zayıflamak isteyenler için idealdir. Aynı zamanda mide asidini dengeleyerek ülser ve reflü gibi ciddi mide hastalıklarının da riskini azaltır. 

Adet sırasında yaşanan kramplı sancılar içinde tüketilebilir. 

İltihap kurutucu etkisi sayesinde ağız ve dişlerdeki enfeksiyonlu bakterileri azaltır. Ağız kokusunu gidererek balgamla boğazdaki iltihabı temizler.

Anne adaylarının süt oranını artırır. 

Sinir hücrelerinin sayısını azaltarak melatonin hormonunu artırıp rahat bir uyku çekmenizi sağlar. 

REZENE ÇAYI NASILI YAPILIR?

Kaynar bir bardak suyun içerisine dövülmüş rezene tohumlarını ekleyiniz. 5 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzüp tüketiniz.

DİKKAT: Fazla gaz yaparak şiddetli sancılara neden olabilir. Bu yüzden uzman kontrolünde tüketilmelidir.