Yüz şeklini doğru bir şekilde analiz etmek bazı konularda bize yardımcı olur. Özellikle makyaj yaparken yüz şeklinizi göz önünde bulundurursanız kusurlarınızı kapatıp güzel yanlarınızı ortaya çıkarabilirsiniz. Yüksek Topuklar ekibi olarak sizler için, yüz şekline göre makyaj yapımı hakkında bilgiler veriyoruz. Sizin için bir araya getirdiğimiz makyaj önerileri bu konuda size yardımcı olacaktır.

Oval yüz şekline göre makyaj

Eğer oval yüze sahipseniz, yanaklarınız daha düzdür ve alnınızla çeneniz birbirini dengeler. Bu nedenle, diğer yüz şekillerine göre daha avantajlı olan oval yüzlüler gölgelendirme işlemine daha az gereksinim duyarlar. Allığı elmacık kemiğinden kulağa doğru yatay bir şekilde sürerek yüzünüzde daha derin bir ifade bırakabilirsiniz. Yüzünüzü köşeli değil, yuvarlak gösterecek makyaj yapmak sizin için daha doğru bir tercih olacaktır. Göz makyajınız ve ruj seçiminizde yüzünüzdeki dengeyi bozmayacak şekilde hareket etmelisiniz. Koyu tonlarda bir göz makyajını koyu bir rujla bir araya getirmelisiniz. Eğer göz makyajınızda hafif tonlar tercih ettiyseniz, dudaklarınızda sade bir parlatıcı kullanarak dengelemelisiniz.

Köşeli yüz şekline göre makyaj

Sert görünümlü hatlara sahip olan bu tarz yüzler, köşeli çeneleri ve çıkık alınlarıyla ön plana çıkarlar. Köşeli bir yüze sahipseniz, fondöteni sürerken yüzün orta kısmına yoğun, dışa doğru daha hafif uygulamaya dikkat etmelisiniz. Sert görünümlü hatlarınıza yumuşak bir görünüm kazandırmak için koyu renkli bir fondötenin üzerine “belirgin olmasını istediğiniz bölgeleri aydınlatacak” açık renk bir fondöten kullanın. Allığı, elmacık kemiklerinizden şakaklarınıza doğru uygulayarak yüz hatlarınıza yumuşak bir görünüm kazandırabilirsiniz. Aydınlatıcıyı daha çok göz altlarınızda ve çenenizde kullanmaya özen gösterin. Şakaklarınızı ve çene kemiklerinizi gizlemek için bu bölgelere bronzlaştırıcı allık sürebilirsiniz. Canlı renklerde rujlar kullanarak dikkatleri dudaklarınıza çekebilir, çenenizin göze batmamasını sağlayabilirsiniz. Yüzünüzde vurgulamak istediğiniz noktayı iyi belirlemelisiniz. Gözünüzde koyu renk bir ton kullanacaksanız, dudaklarınızda daha doğal renkler tercih etmelisiniz. Dikkat çekici bir ruj sürüyorsanız sade bir göz makyajı yaparak dengelemelisiniz.

Yuvarlak yüz şekline göre makyaj

Eğer yuvarlak bir yüze sahipseniz çene ve elmacık kemiklerini belirgin hale getirmeye çalışın. Öncelikle ten renginize uygun bir fondöten uygulayın, daha sonra gizlemek istediğiniz bölgelerin üzerinden koyu renk bir fondötenle geçin. Allığı elmacık kemiğinden gözün dış ucuna doğru, yanak çukurunda bir üçgen oluşturacak şekilde sürün. Yuvarlak yüzlerde baskın özellikler olmadığından belirgin olmasını istediğiniz bölgeyi makyajla ortaya çıkarırsınız. Eğer yuvarlak yüze sahipseniz; fondötenin ardından, göz altları, burun ucu ve ağız kenarlarına aydınlatıcı kullanarak hatlarınızı belirginleştirmelisiniz. Şakaklarınıza ve çene kenarlarınıza bronzlaştırıcı sürerek yüzünüzün daha uzun gözükmesini sağlayabilirsiniz. Gözlerinize ve dudaklarınıza vurgu yaparak yüzünüzün daha oval görünmesini sağlayabilirsiniz. Gözler ve dudaklar arasında mutlaka bir uyum yakalamalısınız. İkisi de benzer tonlarda olmalı.

Üçgen yüz şekline göre makyaj

Üçgen şeklinde bir yüze sahipseniz, yüzünüzde dengeli bir görünüme kavuşmak için elmacık kemiklerinizi ve çenenizi ön plana çıkarmalı ve alnınızda gölgelendirme yapmalısınız. Çene bölgeniz dar olup, alın bölgeniz geniş ise, fondöten yardımıyla alın bölgenizi gölgeleyerek dar görünmesini sağlayın. Öne çıkmasını istediğiniz kısımları ise açık renk fondötenle aydınlatın. Allığı, elmacık kemiği üzerinden gözün uç bölümüne doğru yuvarlak şeklinde uygulayın. Eğer alın bölgeniz dar, çene bölgeniz geniş ise alın bölgenizi belirgin hale getirin. Çene bölgesini koyu renk bir fondötenle gölgeleyerek, dar görünmesini sağlayın.Makyaj yaparken fondöteni yüzünüzün her yerine eşit dağıtarak uygulamalısınız. Yanağınıza aydınlatıcı pudra sürerek gözlerinizi öne çıkarabilirsiniz, ancak aydınlatıcıyı çenenize uygulamanız daha önemli. Çenenize uyguladığınız aydınlatıcı bu bölgenin daha geniş göstermesini sağlar. Şakaklarınıza biraz bronzlaştırıcı allık sürerek de alnınızı daha ince gösterebilirsiniz. Elmacık kemiklerinizin güzelliğini ortaya çıkarmak için ise onları şeftali tonunda bir allıkla renklendirebilirsiniz. Gözlerinizde daha açık tonlar kullanmaya özen göstermelisiniz, asıl olarak yüzünüzün orta kısmı dikkat çekmeli.

Uzun yüz şekline göre makyaj

Eğer uzun bir yüz şekline sahipseniz yüzünüzün daha oval ve kısa görünmesini sağlamalısınız. Ten renginize uygun bir sıvı fondöten ve fondöteninizden bir iki ton koyu pudra yardımıyla bu görünümü yakalamak mümkün. Elmacık kemiklerinizi ve çenenizi ön plana çıkarmak için pudra kullanarak, yüzünüzün daha kısa görünmesini sağlayabilirsiniz. Allığı çene kemiklerinizden şakaklarınıza doğru sürmeniz de benzer sonuca ulaştıracaktır. Özellikle “kedigözü” gibi belirgin bir göz makyajı ile de daha oval bir yüz görünümüne kavuşabilirsiniz. Alın ve çene bölgenizi gölgelendirmek için teninizden 1-2 ton koyu fondöteni, yatay şekilde kullanabilirsiniz.

Kalp yüz şekline göre makyaj

Bu tip yüzler çene kısmına doğru daraldığından yapmanız gereken şey, bu bölgelerin daha geniş görünmesini sağlamak. Çenenize daha açık tonlarda bir kapatıcı uygulayarak bunu başarabilirsiniz. Kalp şeklinde yüzlerde elmacık kemikleri belirgin haldedir. Elmacık kemiklerinizi daha da ön plana çıkarmamak için allığınızı yoğun kullanmamaya özen gösterin. Alın bölgenizde, ten renginizden birkaç ton daha koyu bir fondöten kullanarak da dikkatleri yanağınızdan uzaklaştırmanız mümkün.

Kısa ve orta boylu kadınların bir kombin oluştururken önemsedikleri en dikkat çekici durum boy kavramıdır. Birçok kişi bilmese de, giyecekleri kıyafetlerle boylarını uzun tutmaları mümkün. Peki bunu nasıl başarabilirsiniz? Doğru kombin hazırlama teknikleri nelerdir? Boyu uzun göstermek için en uygun ayakkabı ve elbise modelleri nedir? Sizler için boyu uzun göstermenin püf noktalarını derledik. Detaylar haberimizde.

Bir kombin hazırlarken dikkat edilmesi gereken birçok nokta bulunuyor. Bunlar herkes tarafından bilinen ve uygulanan noktalardır. Ancak herkesin net olarak bilmediği ve yalnızca küçük detaylarla uygulanabilecek önemli kombin önerileri de mevcut. Bunlardan biri, yaptığınız kombinlerle boyunuzu uzatma fırsatıdır. Evet, yanlış okumadınız… Uygulayacağınız birkaç küçük kombin detayı ile kendinizi olduğunuzdan daha uzun gösterebilirsiniz. Peki bunu sağlamanız ne derece mümkündür? Boyu uzun göstermek konusunda hangi ayakkabı, elbise ve çanta modellerini tercih etmeniz gerekir? Sizler için boyunuzu olduğundan daha uzun göstermenizi sağlayacak püf noktalarını bir araya getirdik. Bilinmesi gereken her şey için haberimize yakından göz atın! İşte tüm detaylar:

BOYU UZUN GÖSTERMENİN PÜF NOKTALARI

İster kısa boylu olun ister orta boylu… Amacınız kendinizi hem şık hem de olduğunuzdan daha uzun göstermek ise, uygulayacağınız birkaç küçük tüyo var. Öyleyse şimdi bu tüyolara yakından bakalım:

ZARA – PANTOLON: 120 TL

ZARA – BLUZ: 120 TL

– Renk cümbüşünden uzak durun. Tek bir renkle kombinlerinizi tamamlayın. Örneğin; düz siyah bir elbise, mavi kot pantolon ve gömlek kombini gibi.

– Bol parçalardan uzak durun. Uzun boylu bir görünüm elde etmek için vücudunuza oturan modelleri kullanın.

BAMBİ: 120 TL

BAMBİ: 60 TL

– Topuklu ayakkabı tercih ediyorsanız, kombin konusunda elbise ve etek en uygun model olacaktır. Yine yüksek platform bir spor ve sandalet ayakkabı da işinizi görecektir.

– Yatay çizgiler her zaman kilolu gösterir. Bu nedenle bu çizgilerden olabildiğince uzak durun. Boyunuzu uzun tutabilmek için dikine çizgiler tercih edin.

– Çanta konusunda belden biten modeller kullanın.

BAMBİ: 50 TL

BAMBİ: 50 TL

Kadınlarda daha sık rastlanan topuk dikeni hakkında merak ettiklerinizi sizler için araştırdık. Yaşam kalitesini kötü etkileyen topuk dikeni ayak kemiğinden dolayı ortaya çıkar. Peki topuk dikeni nedir? Topuk dikeni neden olur? Topuk dikeninin belirtileri nelerdir? Topuk dikeni tedavisi nasıl yapılır? Topuk dikenine iyi gelen kürler hangileridir? Sizler için tüm bu soruların yanıtlarını haberimizin detayında bulabilirsiniz.

Sık yaşanan ayak hastalıklarından biri olan topuk dikeni, kemiklerdeki kalsiyumun kemiğin en al kısmında birikmesi ile ortaya çıkar. Bu sert çıkıntı ayağın fonksiyonunun bozar. Genellikle hastalar bıçak batması olarak tabir ettikleri topuz dikeni, tabanı sert ve uzun süre kullanılan ayakkabılardan dolayı yaşanır. Yumuşak dokuların, kasların ve plantar fasyanın kronik olarak gerilmesi buraya yapılan baskı ile yırtılmasından kaynaklı iltihap birikir. Kemik bu birikimle zivrilerek tabana basar. Bileği zorlayan topuk dikeni yürümeyi ve yere basmayı engeller. Kemikleri deformasyona uğratır. Bu hastalıkta erken tedavi oldukça önemlidir. Aksi hale uzuv kaybına bile neden olabilir. Hastalık genellikle uzun koşu ve atlama yapan sporcularda görülür. Topuk dikeni erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülür.

TOPUK DİKENİ NEDEN OLUR?

Ayaktaki sinirleri deforme edecek yürüyüş bozuklukları

Sert yüzeylere uzun süre basma 

Kemer desteksiz tabanları rahatsız edici ayakkabılar

Ayaklara ve bileğine baskı yapacak kadar kilolu olma

Uzun süre ayakta kalma

Yanlış ayak egzersizleri yapma

Düz taban ya da topuk eğriliği gibi hastalıklar

Kalsiyumun vücutta düzensiz emilmesi 

TOPUK DİKENİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sabahları ayak tabanında ve bileğinde şiddetli ağrı,

Yürürken ayakta batma hissinin olması,

Topukta sıklıkla yanma şikayeti yaşanması,

Dizlere kadar kemiklerin ağrıması,

Yürümekte zorlanma,

Ayak bileğinde ödem gibi şişliklerin ortaya çıkması gibi belirtilerle kendini gösterir.

TOPUK DİKENİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Belirtiler kendini gösterdikten sonra bir ortopedi uzmanına başvurulur. Gözle görülebilir bir çıkıntı olmasına rağmen farklı bir durum olup olmadığına bakmak için uzman doktor röntgen çeker. Kemiğin sinirlere ciddi hasra vermesinden dolayı yaşanan his kaybını yeniden yerine getirilmesi için nöral terapi yapılır. Bu terapide sinir ağının incelmiş alanlarına lokal anestetik enjeksiyonlar yapılır. Daha sonra hasarlı dokuları iyileştirmek için proliferant solisyon enjekte edilir. Son olarak fizik tedavi ile süreç sonlandırılır.

TOPUK DİKENİ TEDAVİSİ SIRASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Topuk dikeni tedavisi sırasında tabanı yumuşak ayakkabı ya da terlikler tercih edilmelidir. 

Topuz dikeni tedavi sürecinde ilk önce cerrahi yöntem önerilse de aşamalı olan tedavinin uygulanması daha sağlıklıdır.

Ağırının artığı noktaya ağrı kesici yapılmalıdır.

Bu süreçte beslenmeye dikkat edilmelidir.

Kilolu bir kişide çıkan topuk dikeni için kişinin tedavi sürecinde kilo vermesi de gerekir. Çünkü vücut ağırlığı artıkça topuk dikeninin iyileşme olasılığı azalır.

Masaj ve buz kompresi yapılarak da ağrının şiddeti azaltılabilir. Ayrıca yürürken topuğun yerle teması aza indirgenmelidir. 

TOPUK DİKENİNE İYİ GELEN KÜRLER 

Sülfat bakımından zengin olan epsom tuzu, topuk dikenindeki iltihaplanmayı azaltmada etkilidir. Bir kova sıcak suya epsom tuzu ekleyin. İçerisine ayaklarınızı koyup masaj yapınız. Bu uygulamayı her gün 1 saat yapınız.

Biberiye ve lavanta gibi iki antioksidan bakımından zengin yağ topuk dikeninin neden olduğu ağrıyı azaltır. Topuğun olduğu kısma masaj yaparak yağları uygulayabilirsiniz.

Kalsiyumun topukta birikmemesi için etkili olan elma sirkesini ılık bir suya ekleyiniz. Hazırladığınız karışıma temiz bir havlu batırıp topuk dikenin olduğu bölgeye koyun ve bekleyin her 10 dakikada bir değiştiriniz.

Karbonattın antiinflamatuar etkisi sayesinde topuk dikenin ağrısı azaltılabilir. Bir tatlı kaşığı karbonat ile yarım tatlı kaşığı ılık suyu karıştırın topuk dikenin olduğu yere masaj yaparak sürün. 

2 yemek kaşığı siyah üzüm ile iki yemek kaşığı acı pul biberi bir havanda iyice eziniz. Karışıma biraz zeytin yağı ekleyip gece yatmadan ayağınıza sürüp gazlı bezle kapatınız. Her gece bu uygulamayı yapabilirsiniz. 

‘Kırmızı çay’ olarak da nitelendirilebilen Rooibos çayı, tamamen doğal olması nedeniyle kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Üstelik tatlı bir aromaya sahip olduğu için ekstra tatlandırıcıya gerek duymadan fazla kalori alımını önlemiş ve zayıflamayı kolaylaştırmış olabilirsiniz. Rooibos çayı nedir? Rooibos çayı ile nasıl kilo verilir? Rooibos çayının faydaları neler? İşte kilo verme destekli Rooibos çayının diyette kullanımı…

Son zamanların en dikkat çeken bitkilerinden biri olan Rooibos çayı, içerisindeki güçlü bileşenler sayesinde zayıflamaya yardımcı oluyor. Kafeinsiz olması ve antioksidan bakımından zengin yapısı ile kilo vermeyi kolaylaştırırken sağlığı korumaya yardımcı oluyor. Kendinden şekerli tadı ve az kalorisi özelliğiyle diyette çay ve kahve yerine geçebiliyor. Rooibos çayı iştahı keserek gün boyu tok durmanızı sağlar. Bu durumda ise fazla öğün miktarından ve kalori alımından kurtulmanıza yardımcı olur.

Ayrıca içerisindeki antioksidan ve diğer maddeler ile metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını hızlandırır. Uyku kalitesini artırır ve bu sayede uykuya bağlı açlık krizlerini de önler. Sizde günde bir fincan Rooibos  çayı içerek zayıflamaya başlayabilirsiniz.

ZAYIFLATICI: ROOİBOS ÇAYI NEDİR?

Güney Afrika’da yetişen ve Aspalathus linearis ağacından faydalanılan bitkisel çay, kilo verme konusunda etkili olduğu kadar birtakım rahatsızlıklara karşı da iyi gelmektedir. Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre Rooibus çayı bağışıklık sistemini güçlendiriyor aynı zamanda zayıflamayı hızlandırıyor.

İçerisinde herhangi bir yağ ya da karbonhidrat bulundurmayan doğal bitki çayı çayı, vücutta yağ birikimine izin veren hormonun oluşumunu önlüyor.

ROOİBOS ÇAYI İLE NASIL KİLO VERİLİR?

Zayıflama çayları arasında popüler olduğu bilinen Rooibos, tatlı bir aromaya sahip olduğundan ekstra tatlandırıcıya ihtiyaç duyulmaz. Oksidatif maddesi stres, göbek etrafında yağ birikimini tetikleyebilir.Ancak, Rooibos çayı yeşil çay gibi oksidatif stres durumunu azaltarak kilo kaybetmeyi kolaylaştırır.

Tek başına yeterli olmayıp diyet listelerinde destek amaçlı tüketilen Rooibos, formunuzu korumayı sağlayacaktır.

ROOİBOS ÇAYININ YARARLARI NELER?

– Rooibos çayının neredeyse yok denecek kadar az kalori içermesi diyette tüketecek kişiler için idealdir. Dolayısıyla günlük hayatta sütlü kahve ve şekerli çaya göre daha fazla tercih edilmelidir.

– Antioksidan bakımından oldukça güçlü bir kaynaktır.

– Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.

– Daha etkili ve kaliteli bir uyku geçirmenizi sağlar.

– Metabolik rahatsızlıkların önüne geçer, sağlığı olumlu etkiler.

ROOİBOS ÇAYI NASIL DEMLENİR?

Malzemeler: Kaynamış su, 1 tatlı kaşığı Rooibos çayı.

Yapılışı: Bir fincan kaynamış suyu 2-3 dakika beklettikten sonra biraz ılıklaşmaya yakın içine 1 tatlı kaşığı rooibos çayı koyun. 5-6 dakika kadar beklettiğinizde çayınız bitecektir.

ZENCEFİLLİ ROOİBOS ÇAYI TARİFİ

1 fincanlık zencefilli Rooibos çayı hazırlamak için 2 dilim zencefil, 1 tatlı kaşığı rooibos işinizi görecektir. Kaynamış suya 2 dilim zencefil koyup bir taşım kaynatın.

Ardından ocağın altını kapatıp 1 tatlı kaşığı rooibos ekleyin ve 7 dakika demlenmesine izin verin. Süzdükten sonra ılık ya da sıcak şekilde tüketebilirsiniz. (Özellikle de kolesterolü dengelemek için faydalıdır.)

Bazı meyve ve sebzelerin kırmızı renginin neden oluştuğunu biliyor musunuz? Peki likopen nedir ve hangi besinlerde bulunur? Likopenin faydaları nelerdir? Likopen insan vücudunun ihtiyaç duyduğu bir elementtir. Özellikle toksin atarken ve göz sağlığı için gerekli olan beta karoten ve antioksidan bakımından zengin olan likopen hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında likopene dair her şeyi bulabilirsiniz.

Besinlere kırmızı renk veren likopen maddesi güçlü bir antioksidan özelliğine sahiptir. Pembe ve kırmızı renkleri sağlayan bir pigmenttir. Günlük hayatta tükettiğimiz domateste oldukça çok bulunan bu madde özellikle kansere karşı vücudu korur. Vücudun kendini yenilemesi için gerekli olan antioksidanları sağlayan likopen günlük tüketilmesi gereken bir maddedir. Bazı besinlerle vücutta biriken serbest radikaller organların komplikasyonlarını bozar. Bu durum ciddi hastalıklara davetiye çıkarır. Serbest radikalleri temizlemek için vücudun antioksidana ihtiyacı vardır. Likopneli besinler bu bakımdan iddialı besinlerdir. Likopen aynı zamanda boya sanayisinde kullanılan bir maddedir. Likopenin en güçlüsü kırmızıdan pembeye doğru gider. 

HANGİ BESİNLERDE LİKOPEN BULUNUR?

DOMATES

Likopen bakımından en zengin  besin domatesdir. Yapılan araştırmalarda 3 çiğ domates, günlük vücudun ihtiyacı olan antioksidanı sağlar. Domates kalp ve damar hastalıklarını  önler. Cildi yeniler. Eski çağlardan beri yaşlanmayı önleyen mucize besin olarak bakılır.

KARPUZ

Doğadaki en güçlü sulu besindir. İki dilim karpuz vücudun ihtiyacı olan günlük vücudun yüzde 30’unu karşılar. Likopen domatese oranla karpuzda daha az bulunur. Bunun nedeni de karpuzun domatese göre daha açık renkte olmasından kaynaklanır. 

KUŞBURNU

Likopeni yüksektir. Enfeksiyon oluşumunu önleyerek daha önce enfeksiyonun neden olduğu hasarları önler. Kan şekerini ve basıncını dengeler. Yapılan araştırmalarda kuşburnu Bağırsaklardaki kurtçukların dökülmesinde ve mesanede kum oluşmasını engeller.

GREYFURT

Acımsı bir tada sahip olan greyfurt, antioksidan ve lif bakımından zengindir. C vitamini bakımından güçlü olan greyfurt, bağışıklık sisteminin hastalıklara karşı direncini artırır.

LİKOPENİN FAYDALARI NELERDİR?

Sağlıksız beslenme, havasız ortam ve yoğun çalışma hormonları dengesizleştirir. Bu durum oksidatif stresine neden olur. Stres artıkça bağışıklık azalır. Bazı hastalıklara davetiye çıkarır. Ancak likopenli besinler bu durumu azaltarak vücudun enerjisini artırır. 

Damarların daralması ve tıkanması kalp ve kan hastalıklarına zemin hazırlar. Vücut kendiliğinden antioksidan üretmediğinden besinler aracılığı ile vücuda antioksidan alarak damarları temizler.

Sinir sistemindeki hasar ileri yaşlarda unutkanlığa ve alzheimer gibi hastalıkların yaşanmasını sağlar. Ancak likopenli besinler sinirleri onarır. Böylece hem sinir sitemini güçlendirir hem ruhsal hastalıkları önler.

Ürik asit artığında kemik ve kas ağrıları olumsuz etkilenir. Likopenli besinler bu asidin oranını azaltır. 

Likopenli besinler aynı zamanda sıvı oranları da fazladır. Hem antioksidan hem sıvı oranı yüksek olan bu besinler cildin yenilenmesini sağlarken sağlıklı hücrelerin sayısını da artırır.

Türk mutfağının en leziz ve vazgeçilmezleri arasında yer alan dereotlu poğaça çay saatlerine eşlik eden en doyurucu tariftir. Sadece bir tanesi bile doyurucu özelliği taşıyan dereotlu poğaçanın enfes ve pratik tarifi bugünkü yazımızda ele aldık. Ev yapımı dereotlu poğaça yazımızda.

Çay ve poğaça muhteşem bir ikilidir. Peki, daha önce dereotlu poğaça denediniz mi? Kahvaltıda en çok tercih edilen poğaça türü genellikle dereotlu poğaça oluyor! Dereotlu poğaçayı evde kendi ellerinizle yapmanız mümkün. Hem çok zor bayatlayan hem de uzun zaman yumuşaklığını koruyan dereotlu poğaça, aynı anda maya ve kabartma tozunun kullanılması bu durumu sağlar. Peynirli dereotlu poğaça şeklinde hazırlayabilirsiniz. Peynir ya da patates çok çok yakışacaktır. Bu poğaçaya aynı zamanda pastane poğaçası da denilir. Tek başına çay eşliğinde bir kahvaltıya bile yetecek kadar doyurucu bu yumuşacık dereotlu poğaçaları mutlaka siz de denemelisiniz. Peki dereotlu poğaça nasıl yapılır?

DEREOTLU POĞAÇA TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet yumurta
1/2 su bardağı eritilmiş tereyağ
1/2 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
2 su bardağı un
1 adet kabartma tozu
1 tutam dereotu
1 kase beyaz peynir
1 tatlı kaşığı tuz

YAPILIŞI

İlk olarak fırını 160 derecede ısıtın. 

Bir kaba eritilmiş tereyağ, sıvı yağ, yoğurt, yumurtanın biri ve ikincinin beyazı, tuzu koyun ve yoğurun. Daha sonra dereotunu ilave ederek karıştırın. 

Unu üzerine ekleyerek yumuşak bir kıvama gelene kadar yoğurun. Hazırladığınız hamuru küçük küçük parçalara ayırıp ve açarak içine ezmiş olduğunuz peynir harcını koyup hamuru kapatın. 

Hamurların üzerine yumurta sarısını sürün ve fırına verin. Kızarmaya başladıktan sonra fırından çıkartın.

İsterseniz sıcak isterseniz de soğuk bir şekilde servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kafelerde sıklıkla yediğiniz aynı zamanda kahve ve muhallebinin buluştuğu içi yumuşacık olan tiramisu tatlısını evde pratik bir şekilde hazırlayabilirsiniz. Misafirlerinize pratik bir şekilde yapabileceğiniz enfes tiramisunun tarifi yazımızda. İşte pratik tiramisu tatlısının tarifi:

Son yıllarda özellikle kafe ve restoranların en çok satış yaptığı tiramisu tatlısı, kafe tadını yoğun bir şekilde sevenlerin beğendiği tatlılar arasında. Hazır olarak market raflarında da yerini alan tiramisuyu kendi ellerinizle yapabilirsiniz. Lezzetli kremasıyla kendini diğer tatlılardan farklı kılan tiramisunun asıl yapıldığı yer İtalya’dır. Kelime anlamı olarak “neşelendir beni” olarak adlandırılan tiramisu tatlısı, gerçekten yiyene keyif veriyor. Peki evde pratik bir şekilde tiramisu hazırlamak ister misiniz?

TİRAMİSU TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

1 paket sade pandispanya keki
1 adet üçü bir arada kahve
Kakao

Muhallebisi için;

2, 5 bardak süt
200 gr labne peyniri
3 tepeleme yemek kaşığı un
3 tepeleme yemek kaşığı toz şeker
1 paket vanilya

YAPILIŞI

Tatlıyı hazırlamaya öncelikle muhallebisini yaparak başlayın. Derin bir tencerenin içerisinde süt, un ve toz şekeri bir tencerede karıştırarak kaynayana kadar pişirin.

Kabarcıklar oluşunda ocaktan alıp içerisine vanilyayı ilave edin. 15 dakika kadar soğumaya bıraktıktan sonra labne peynirini ekleyip çırpın.

Kahveyi bir su bardağının içerisinde sıcak su ile eritin. Pandispanya kekini hazırladığınız kahveli su ile ıslatın.

Soğuyan muhallebinin yarısını 1 tane pandispanyanın üstüne dökerek yayın. Diğer pantispanya kekini üzerine koyarak kalan muhallebiyi de üzerine dökün ve güzelce yayın.

Tatlının en üst kısmına istediğiniz miktarda kakao serpin ve soğuduktan sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…