Hemen hemen herkesin yaşadığı ağız içi kaşıntı düzeyi artınca yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Aslında ciddi bir semptom olarak görülmese de ağız içindeki yaralar günlük yaşamsal aksaklıklara sebebiyet verir. Özellikle yeme ve içmeyi engeller. Ağız içi kaşıntı neden olur? Ağız içi kaşıntı neyin habercisidir? Ağız etrafında çıkan yaralar

Bazen basit gibi görünen bazı rahatsızlıklar yaşam kalitesini düşürür. Ayrıca basit gibi görünse de bazı ciddi hastalıkların habercisi de olabilir. Ağız içi kaşıntıda genellikle viral hastalıklara neden olan virüslere zemin hazırlar. Bunun yanı sıra bünyesi alerjik reaksiyonlara karşı hassas olan kişilerde de ağız içi yaralar ve kaşıntılar görülür. Bu duruma oral alerji sendromu denir. Ağrılı ve kaşıntılı geçtiğinden kişi herhangi bir besin tüketmek istemez. Bu da bağışıklığının virüse karşı daha güçsüz olmasına zemin hazırlar. 

ağız içi kaşıntılar farklı hastalıkların nedeni olabilir

AĞIZ İÇİ KAŞINTI NEDEN OLUR?

  • Üst solunum yolları hastalıkları sonrası görülebilir.
     
  • Tüketilen besinlerin neden olduğu alerjik sorunlar neden olabilir.
     
  • Yüksek ateş sonrası vücudun gösterdiği bir semptomdur.
     
  • Çevre kaynaklı toz ya da polen gibi alerjiler sonrası görülebilir.
     
  • Çocuk çağında maruz kalınan uçuk virüsünün bağışıklığın düştüğü anda ortaya çıkar.

ağız içi kaşıntı aft ve uçuklara neden olur

AĞIZ İÇİ KAŞINTI NEYİN HABERCİSİDİR?

  1. En yaygın durumu bağışıklık sisteminde bir sorunun olabileceğini gösterir. 
     
  2. Vücut ısısında ani değişimler olduğunun ya da yüksek ateşlenme geçirildiğinin habercisi olabilir.
     
  3. Kanda mikrop oranı artmış olabilir.
     
  4. Kısa zaman önce tüketilen bir besinin alerjik reaksiyona yol açtığına işaret olabilir. 
     
  5. Kadınlarda adet döneminden önce hormonlarda görülen değişimler.

sürekli devam eden ağız içi sorununu ihmal etmeyim

AĞIZ İÇİ KAŞINTI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kulak borusundan boğaza doğru giden bir kaşınma hissi

Ağız içindeki etlerin koyu kırmızıya dönmesi

Ağız içindeki besinlerin tadı farklılaşır

Ağızın iç ya da dış kısmında ödem ya da uçuk şeklinde şişkinlikler

Boğazda çabuk kuruma ve karıncalanma 

AĞIZ İÇİ KAŞINTISINA NE İYİ GELİR?

Bağışıklıkla ilgili bir sorun olduğundan uzmanlar bu sürede bol bol C vitamini içeren meyveler tüketilmesini tavsiye eder. Özellikle mandalina, portakal, kivi ve limon bu konuda doğal ilaçlardır. Öte yandan sebzeler kaynatılarak limon sıkılıp bol bol tüketilmeli. Bu süre içinde su tüketimi en az 3 litre olmasında fayda var. 

Ağız içi kaşıntı ortalama 7 gün üzeri şiddetli bir şekilde seyir etmesi durumunda doktora görünmekte fayda var. 

Üstü çıtır çıtır içi yumuşacık nefis pastacı kremalı lezzet şöleni olacak Creampuuf hazırlamaya ne dersiniz? Sunumu çok şık duran bu tatlının gerçek adı Cream Puff. Fransa mutfağının en meşhur tariflerinden biri olan Creampuuf mutlaka sizler de denemelisiniz.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Cream puff yapımında pataşu hamuru, craquelin ve mocha kreması kullanılır. Nermin Yazılıtaş’tan bugün sizlere muhteşem bir tarifin yapılışını adım adım veriyoruz. Cream puff Fransız eklerinin profiterol versiyonu. Güzel bir profiterol hamurunun üzerine tatlı bir çıtırlık katarak elde ediyoruz bu muazzam güzelliği. İlk ısırıkta dipten gelen çikolata sosunu üstündeki pastacı kreması tamamlıyor. Hem damaklara şenlik hem de gözlere… Mutlaka denenmesi gereken çok şık bir tarif. Gelin sizleri Creampuuf tarifiyle tanıştıralım.

CREAM PUFF TARİFİ:

MALZEMELER

Pâte à choux Hamuru için;

110 g un 
4 adet orta boy yumurta
90 ml su
85 ml süt
70 g tereyağı 
4 g şeker
1 tutam tuz 

Üzerinin kurabiyesi için (Craquelin);

80 gram tereyağı (Oda sıcaklığında)
40 gram esmer şeker
20 gram pudra şekeri
100 gram un

Üst kreması için;

2 paket soğuk krema (400 ml)
250 gram Mascarpone peyniri
2-3 yemek kaşığı pudra şekeri
Vanilya

Mocha krema için;

375 ml süt
125 g bitter çikolata
75 g toz şeker
60 ml krema
40 ml sert yapılmış kahve (Filtre, nescafe veya espresso)
20 g nişasta
4 adet yumurta sarısı
20 g tereyağı
Vanilya
Süslemek 
Pudra şekeri

YAPILIŞI

Süt, su ve tereyağını küçük bir tencere alın ve tereyağı eriyip karışım kaynayana kadar pişirin.

Sonra içerisine unu ilave ederek kavurun.

Biraz soğuttuktan sonra karışımı bir kaseye alarak çırpmaya başlayın.

Bir yandan çırparken diğer taraftan önce şekeri sonra da tek tek yumurtaları ekleyin ve tamamen yedirene kadar çırpın.

CREAM PUFF

Yıldız uçlu bir duy ile hamuru sıkma torbasına alın ve aralarında boşluk bırakacak şekilde bir tepsiye sıkın.

Tereyağı ve esmer şekeri bir kaba alarak krema kıvamına gelene kadar çırpın.

Üzerine un ve pudra şekerini de ekleyerek çırpmaya devam edin.

Elinizle toparlanacak hale gelince iki yağlı kağıt arasında 0.5 cm kalınlığında açın ve dinlenmesi için 30 dakika süreyle buzdolabına alın. 

Hamurdan tepsiye sıktığınız pate a choux hamurları boyutunda yuvarlaklar kesin ve bu kurabiyeleri sıktığınız hamurların üzerine koyun.

Önceden ısıtılmış 190 derecedeki fanlı fırında 15-20 dakika süreyle pişirin.

Daha sonra fırının ısısını 170 dereceye düşürerek üstü kızarana kadar pişirmeye devam edin. 

CREAM PUFF TARİFİ

Üst kreması için soğuk kremayı iyice kabarıp sertleşene kadar çırpın. İçine peyniri ve pudra şekerini ekleyin.

Tamamen karışana kadar çırpmaya devam edin ve buzdolabına alarak dinlenmeye bırakın.

Mocha krema için sütü bir kaba alarak kaynatın ve kaynama noktasına geldiğinde altını kapatın.

İçine çikolata ile kahveyi ekleyin ve kenara alın.

CREAM PUFF

Diğer tarafta yumurta sarısı, şeker ve nişastayı bir kaba alarak beyazlaşıp kabarana kadar çırpın.

Daha sonra sütlü karışımı yavaş yavaş ve sürekli çırparak yumurtalı karışıma ekleyin ve kıvam alana kadar karıştırarak pişirin.

Ocaktan alınca tereyağı ile vanilyayı ekleyin ve tereyağı eriyene kadar karıştırmaya devam edin.

Üzerine streç filmle kapatın ve buzdolabına alarak soğumaya bırakın. 

Her şey hazır olduktan sonra hazırladığınız hamurların tepesini şapka gibi kesin.

En alta mocha kremayı üzerine de üst kremayı ekleyin ve kestiğiniz kapakları kapatın.

Son olarak pudra şekeri serperek servis edin.

Afiyet olsun…

Koronavirüsün Omicron varyantı tüm dünyada hızla yayılmaya devam ederken Sağlık Bilimleri Üniversitesi Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yaprak Üstün, anne adaylarının bu süreçte izleyecekleri yol hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Son yıllarda hayatımızı olumsuz yönde etkilemeye devam eden koronavirüse karşı bazı önlemler almaya özen gösteriyoruz. Özellikle aşı ile hem kendimizi hem de çevremizdekileri korumaya çalışırken, birçok kişi konuya dair merak edilen detayları araştırmaya devam ediyor. 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yaprak Üstün, anne adaylarının koronavirüsün Omicron varyantından korunması için önemli açıklamalarda bulundu. Hamilelerin daha temkinli olması gerektiğini vurgulayan Üstün, şu ifadeleri kullandı:

“Anne gebeliğinin son 3 ayında hatırlatma dozunu yaptırdıysa, aşıları tamsa antikorlar anneden bebeğe geçerek bebeği de Kovid-19’a karşı korumaya devam ediyor. Omicron varyantı çok hızlı bulaşıyor, buna bağlı olarak da gebelerin önlemleri bir miktar daha artırması gerekiyor”

Bebeklerin özellikle ilk altı aya kadar anne sütü ile beslenmesini tavsiye eden uzmanlar bunun yanı sıra 6 aydan sonra bebeklere ek takviyeler de tavsiye eder. Annelerin ise en merak ettiği durumlardan biri de bu ek takviyeler arasında hangi besinlerin olduğudur. İçeriğinde yüksek oranda vitamin ve mineral barındıran lahana bebeklere fayda sağlar mı? Bebekler lahana yer mi? Bebeklere kaçıncı ayda lahana verilmeli?

Doğada en güçlü lif kaynaklarından biri olan lahana, sindirim sistemini sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu yüzden sadece çocuklara ya da yetişkinlere değil aynı zamanda bebeklere de fayda sağlar. Özellikle 6 aydan sonra anne sütüyle beraber ya da anne sütü kesilen bebeklere verilmesi konusunda uzmanlar öneride bulunur. Antibakteriyel maddeler içeren lahana böylece bebeklerin gelişimine katkısı olur. Turşusu ve yemeği yapılan lahana kış aylarında oldukça güçlü bir probiyotik etki sağlar. 

bebekler lahana verilebilir

BEBEKLERE KAÇINCI AYDA LAHANA VERİLMELİ?

Bebekler püre yemeği ya da çorbası yapılan lahanayı rahatlıkla tüketebilirler. Ortalama 6 aydan sonra bebeklere lahana verilebilir. Pirinç, patates ve havuçla beraber kaynatılıp püre haline getirildiğinde güçlü bir vitamin deposu oluşur. 6 aydan sonra halen anne sütü almasına rağmen bebeklere ek takviye olarak verilebilir. Ayrıca tamamen sütten kesilen bebekler için ise tamamlayıcı bir besin olur. 

lahana bebeklere kemik gelişimini destekler

LAHANANIN BEBEKLERE FAYDASI

  • Gelişmekte olan bebeklerin sindirim sistemlerini destekleyerek daha sağlıklı çalışmasına zemin hazırlar. Ayrıca hastalıklara karşı daha zayıf olan bebeklerin bağırsaklarındaki bakterileri dengeler. Kabız ya da aşırı ishal gibi sorunların yaşanmasını önler.
     
  • Yapılan bir çalışmada lahananın kan içindeki kolesterol seviyesini dengeler. Kolesterol insan vücudunda doğuştan itibaren olan bir sorundur. Beslenmeye dayalı değişir. Kötü kolesterol artınca bebeklerde stres ve huysuzluk durumu da artar. Ancak lahana çok güçlü kükürt içeren bir bileşik olan glukosinolat maddesine sahiptir. Bu madde kötü kolesterol seviyesini düşürür.
     
  • Bebeklerde en önemli süreç bağışıklık sistemidir. Lahana bağışıklık sistemini yenilemede oldukça faydalı bir besindir. Yapılan araştırmalarda bebeklik çağında tüketilen lahananın bağışıklıktaki vitamin ve mineralleri artırdığı ortaya çıkarıldı. 
     
  • Lahananın en büyük faydası ise C vitaminidir. Kas ve kemiklerin gelişimine katkı sağlar. Bu da ileri yaşlarda bebeklerin kemik ve kas sistemlerindeki hastalıkların yaşanmasını engeller. 

Toplumda neredeyse 4 kişiden 3’ünde görülen sağlık sorunlarının başında olan safra kesesi farklı belirti ve durumlar sergilediğinden oldukça geç fark edilir. Bu yüzden bazı hastalıklarını tetikler. Ancak hiç kimsenin bilmediği ve yaygın olarak görülen bir belirtisi hakkında uzmanlar açıklama yaptı. Yemekten sonra oluşan karın ağrısı neyin habercisi? Safra taşı karın ağrısına neden olur mu?

Koronavirüsle beraber değişen sağlık durumu bazı hastalıkların önemini unutturmak üzereydi. Bunlardan biri de safra ve böbrek sağlığıydı. Vücudumuzda en çok beslenmeden etkilenen bu iki organ zamanda çok çabuk deformeye uğrar. Bu yüzden uzmanlar beslenmenin öneminin altını çizer. Karaciğerin hemen altında bulunan ve vücuttaki karaciğerin enzimlediklerini depolayarak vücuda hasar vermelerini önler. Ancak sağlıksız beslenmeden kaynaklı, safra kesesi hasar alabilir. Depoladığı yağ oranı vücuda zarar verebilir. Özellikle safra kesesinde bu hasardan ve aşırı yağlanmadan ötürü taşlar oluşur. Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, safra kesesinde oluşan taşların geç tedavi edilmesindeki en büyük etkenin diğer hastalık belirtileri ile karıştırılmasından kaynaklı olduğunun altını çiziyor. 

yemek sonrası görülen şiddetli karın ağrısı safra taşının habercisi olabilir

YEMEKTEN SONRA OLUŞAN KARIN AĞRISI NEYİN HABERCİSİ?

Malya, safra kesesinin aslında çok keskin bir belirtisi olduğunun altını çizdi. Öncelikle safra kesesi taşının vücuda olan etkilerinden bahseden ünlü doktor “İçerisinde taşlar oluştuğunda bu taşlar sap bölümünü tıkarsa safra kesesi safrayı boşaltamaz ve şişerek iltihaplanır. Daha sonra bu taşlar ana safra kanalına düşerse sarılık ve pankreas iltihaplanmasına sebep olabilir. Tüm bunlar için ilk bulgu da karın sağ üst bölgesinde özellikle yemeklerden sonra olan ağrılardır. Bunlar öncelikle hafif olarak başlar. Sonrasında daha ciddi iltihaplanma tabloları gelişebilir. Bu sebeple ağrılar ilk başladıktan sonra artık bu safra kesesi hasta hale gelmiş kabul edilerek ameliyat önerilir” şeklinde konuştu. Kadınlarda safra kesesi taşı sorununun daha sık olduğunu belirten Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, bu durumun kadınlardaki yağ oranındaki hızlı değişiminden kaynaklandığını belirtti.

Öte yandan safra kesesi taşlarının aslında yemeklerden sonra şiddetli kasılmalara neden olduğunu ancak çoğu insanın bunu farklı şekilde yorumladıklarını şu sözlerle belirtti:

“Yemek yedikten sonra başlayan karın ağrısı safra taşının erken uyarısıdır. Karın ağrısı nasıl olsa geçer diye beklemek hastalığın ilerlemesinin yanı sıra ciddi sorunlara yol açabilir.”

safra kesesindeki yağ oranı artıkça taşlara neden olur

SAFRA TAŞI KARIN AĞRISINA NEDEN OLUR MU?

Vücut genelinde aşırı yağlanmaya neden olduğundan obezite ve dengesiz kilolara yol açar. Kızartma, hamur işleri ve işlenmiş şekerli gıdalar safra taşına yol açar. Karın bölgesinde şişlik, yemek sonrası artan hazımsızlık ve gaz problemlerine neden olur. Bu da sık sık karın ağrısına yol açar. Bu yüzden karın ağrısı sıklığı ihmal edilmeden bir uzmana görülmesinde fayda var. 

safra taşları şiddetli karın ağrısına yol açar

SAFRA KESESİNİN SAĞLIĞI İÇİN BOL BOL YÜRÜYÜN!

Uzmanlar vücuttaki bütün organların daha sağlıklı olması için sık sık yürümeyi tavsiye eder. Gün içinde en az bir saatlik yürüyüş organların daha sağlıklı çalışmasını destekler. Malya’da bu konu hakkında “Fiziksel aktivitemizi artırmamız ve günde en az iki buçuk litre su tüketmemiz olacaktır. Herhangi bir spor yapamasak bile asansör yerine merdiven kullanmak, gideceğimiz yerlere yürüyerek gitmek en azından eve giderken bir durak erken inip yürümek bile katkı sağlayacaktır. Fiziksel aktivitemizin artması ile metabolizmamız hızlanacak ve bu da arada yaptığımız küçük kaçamakların bile kolayca üstesinden gelmemizi sağlayacaktır” sözlerini sarf etti. 

Kereviz sapı detoksu ile vücudunuzda biriken ödemi atmaya ne dersiniz? Kök sebzeler arasında yer alan ve faydaları saymakla bitmeyen kereviz sapı kürü başta sporcular ve ünlüler olmak üzere çok fazla kişi tarafından tüketiliyor. Kereviz sapı suyu zayıflatır mı? Kereviz sapı detoksu kaç gün yapılır? İşte tığ gibi olmanızı sağlayacak kereviz sapı detoksu ile ilgili merak edilenler…

Gerek zeytinyağlı yemeklerde gerek çiğ haliyle salatalarda, tüketilen kerevizin, sağlık açısından birçok faydası bulunuyor. Karaciğer dostu olan kereviz vücudunuzdan toksinlerin atılmasını sağlayarak hızlı bir şekilde kilo vermenizi sağlar. Kök sebzeler arasında yer alan kerevizin sapı suyu beslenme uzmanları tarafından tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Vitamin ve mineralleri içinde barındıran kereviz sapı suyu sayesinde istediğiniz fit bir bedene kavuşmanız mümkün. Kereviz sapını atmadan sizlere vereceğimiz kereviz kürü tarifi ile kilolarınızdan hızlı bir şekilde kurtulabilirsiniz. 

KEREVİZ SAPI SUYU ZAYIFLATIR MI?

Hızlı ve etkili bir biçimde zayıflamak isteyenlerin gönül rahatlığıyla tercih edeceği sebzelerden biridir. Kereviz sapı suyu yağ yakımını desteklediği için diyetisyenler tarafından da tüketilmesi tavsiye edilmektedir. 21 gün boyunca düzenli bir şekilde kereviz sapı suyunu içerseniz güzel sonuçlar alabilirsiniz. Bir diğer dikkat etmeniz gereken şeylerden biri de paketli ürünlere ara vermektir. Ayrıca gün içerisinde bolca su tüketerek fazlalıklarınızla kolayca vedalaşabilirsiniz. 

kereviz sapı suyu detoksu nasıl yapılır

KEREVİZ SAPI SUYU NASIL HAZIRLANIR?

Malzemeler:

  • 1 tutam kadar maydanoz,
  • 4 kereviz sapı,
  • 1 tane limonun suyu,
  • 4,5 su bardağı kadar su

YAPILIŞI:

  • Kerevizden ayırdığınız kereviz saplarını güzelce yıkayın. 1 adet limonun suyu ayrı bir kapta suyunu sıkın. Maydanozları yıkayın.
  • Ardından bütün malzemeleri blendıra koyup karıştırın. Bütün malzemeler birbiriyle bütünleştikten sonra hazırladığınız karışımı bir tülbent yardımıyla süzün.
  • Kalan parçacıkları çıkardıktan sonra tüketebilirsiniz. 
  • İşte yağ yakımını hızlandıracak içeceğiniz hazır. Afiyet olsun…

kereviz suyu sapı tarifi

KEREVİZ SAPI SUYU DETOKSU NASIL YAPILIR?

⇒ Kereviz sapı suyunu her sabah aç karna bir bardak içmek tavsiye edilmektedir.

⇒ Etkisini görebilmek için kereviz sapının taze taze sıkılması gerekiyor.

⇒ Bu kürü 7 gün veya 21 gün bozmadan uygulamanız etki etmesi açısından önemli. 21 günden sonra mutlaka ara vermek gerekiyor.

kereviz sapı suyu faydaları

Orta boy bir kereviz sapı için belirtilen besin değerleri şöyledir:

  • Kalori: 10 kcal
  • Karbonhidrat: 1 gram
  • Protein: 0 gram
  • Yağ: 0 gram
  • Lif: 1 gram

Ordu’nun Fatsa ilçesi Yalıköy Mahallesi’nin ismiyle özdeşleşen “Yalıköy köftesi”ne coğrafi işaret tescil belgesi verildi. Son alınan ürünle kentteki toplam coğrafi işaretli ürün sayısı 7’ye yükseldi. Peki Yalıköy köftesinin özelliği ne? Nasıl yapılıyor? İşte tarifi:

Kıkırdak ve sinirlerden temizlenen ve küp şeklinde doğranan sığır etinin kullanıldığı Yalıköy köftesi için “Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün” başlığıyla Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvuru, 1 Şubat 2022 tarihinde kabul edildi. Büyükşehir Belediyesi Tarım ve Hayvancılık Hizmetleri Dairesi Başkanı Ahmet Ultav, özellikle il dışından gelen yolcuların ve turistlerin uğrak noktası olan Yalıköy Mahallesi’nde köftenin severek tüketildiğini söyledi.  Ultav, yeni coğrafi ürünler için başvurusunu yaptıkları melocan (diken ucu) kavurması, Ordu taflan turşusu ve Mesudiye kuru ekmeğinin (golit) ise inceleme aşamasında olduğunu aktardı.

Yalıköy köftesi ile Ordu’nun coğrafi işaret tescili yapılan ürün sayısı 7’ye yükseldi. 

Kızgın ve bol yağda pişirilen köftenin yapım aşaması içerisindeki baharatlar ise gizli tutuluyor.

yalıköy meşhur köfte

YAKIKÖY KÖFTESİ TARİFİ:

Yaklaşık 10 yıldır Yalıköy Mahallesi’nde köfte satışı yapan Halit Yılmaz, Yalıköy köftesini şöyle anlatıyor:

“Bu köftenin 55 yıllık bir mazisi var. Buraya özgü bir lezzet, bol ve kızgın yağda pişiriliyor. Günlük hazırlanır ve müşterinin talebine göre servis ediliyor.

Bu köfteyi baharatlar ile tatlandırıyoruz. İçerisinde de hiçbir katkı maddesi yok ve doğal bir ürün. Şuan yaz dönemi olduğu için talep çok ve hareketlilik var. Bu köftenin özelliği kızgın ve bol yağ, ızgarada pişmez. Şekli de değişiktir ve diğerlerine benzemez.” 

Afiyet olsun…

Ebevynlerin doğacak çocukları için isim araştırması yaparken karşılaştıkları Maysa ismi Google’da en çok tıklananlar arasına yerleşti. Dünyaya gelen kız çocuklarına verilen Maysa isminin anlamı ve hangi dilde olduğu da araştırılan konular arasında. Bugünkü yazımızda Maysa isminin anlamı nedir ve maysa ne demek? sorularının yanıtını bulabilirsiniz.

Fox TV ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Zuhal Topal’la Yemekteyiz programında haftanın konukları belli oldu. Yarışmacılar arasında yer alan  Maysa’nın kim olduğu merak ediliyor. Maysa Hudaykulyyeva Kaya bu hafta ilk gün yarıştı. İddialı olan yarışmacının hayatı araştırılıyor. 

MAYSA NE DEMEK?

Maysa her ne kadar kökeni Türkçeden gelse bile değişik diller üzerinden de farklı anlamlara gelmektedir.

– Yazın açan çiçek (Türkmen dilinde)

– Gururlu yürüyüş (Arapça)

– Zarif (Arapça)

Etkileyici anlamları ile beraber bir kız çocuğu için verilecek en güzel isimlerden biridir. Bu isim için kullanılan hangi anlamı beğendiyseniz ona uygun şekilde çocuğunuza bu adı verebilirsiniz. Üstelik tek başına kullanılabilecek olan bu isim eğer doğru isim bulunursa bir arada da değerlendirilebilir.

Her dilde güzel bir anlamı bulunan Maysa ismi son zamanlarda internetten en sık araştırılan adlardan biridir. Aynı zamanda telaffuzu ve okunuşu üzerinden de beğeni toplayan bu isim, zarif ve naif bir anlamı ile karakteristik özellik taşımaktadır.

Güzellik trendlerini takip ediyorsanız mutlaka ‘kaş laminasyonu’ duymuşsunuzdur. Hemen her yerde paylaşılan kaş laminasyonu kadınların gün boyu kaşlarını sabit olarak düzgün görünmesini sağlayacak bir yöntem. Peki kaş laminasyonu nedir ve ne işe yarar? Kaş laminasyonu ne kadar kalıcı?

Kaş laminasyonu diğer bir adıyla kaş liftingi, kaş kıllarının düzleştirilmesini böylece kaşların düz, tam ve doğru yönde yatmalarını sağlar. Kaş kılları düzelttiği için, kaşlarınız olduğundan daha kalın görünürler. Daha yakından inceleyelim… Yüz hatlarının, güzelliğin ve ifadenin merkezlerinden birisi olan kaşlarımızı günümüzde birbirinden farklı yöntemlerle kalın ve kusursuz görünmesini sağlayabiliriz. Özellikle aşırı kalın ve gür kaşlardan kurtulmak isteyenler için kaş laminasyonu şimdilerde çok trend. Kaşların yukarı taranarak şekillendirildiği bu işlem 3 aya kadar dayanabilen yarı kalıcı bir uygulama olduğu biliniyor. 

Rusya’da ortaya çıkan kaş laminasyonu hızla dünyaya yayılan bir trend haline geldi. Kaş laminasyonu dağınık veya incelmiş kaşlarınızı düzleştirirken aynı zamanda kıl köklerini daha dikey bir yöne doğru kaldırır. Sonuç, üzerinde kaş jeli varmış gibi görünen süper pürüzsüz kaşlar.

KAŞ LAMİNASYONU FİYATI NEDİR VE NE KADAR SÜRER?

kaş laminasyon öncesi

Kaş laminasyon işlemi üç adımda yapılır. İşlem; kaşlarınızı yukarıda tutmak için kaldırma ile başlar, ardından sabitlemek için bir nötrleştirici ve cilt tahrişini önlemek için besleyici bir yağ uygulanır. Kaş laminasyonunun ücreti ise nerede yaptığınıza göre değişir. Ancak ortalama 600 ila 1000 TL arasındadır.

PEKİ KAŞ LAMİNASYONU NASIL YAPILIYOR?

kaş laminasyonu nasıl yapılır

  • Kaş laminasyonunun ilk aşaması olarak bu işleme özel temizleyici ve sabunlar kullanılarak kaşlar iyice temizlenir.
  • Eğer alınması gereken kaşlar varsa, cımbız ya da ip ile kaşları alınır.
  • Kaşlarınızın kaldırılmasını sağlayan bir krem ya da losyon uygulanır.
  • Ardından kaşlarınız yukarıya doğru taranarak şekillendirilir.
  • Yapıştırıcı bir solüsyon ile şekillendirilen kaşlar sabitlenir.
  • Son adım olarak tahrişleri önlemek için besleyici bir yağ kullanılır.

KAŞ LAMİNASYONUNUN YAN ETKİLERİ VAR MI?

Kaş laminasyonu yan etkileri

Genellikle herkes için uygun olduğu söylenen kaş laminasyonu işlemi, hassas bir cildiniz ya da egzama gibi cilt problemleriniz varsa önerilmeyebilir. Ayrıca işlem sonrası kızarıklık, hafif şişlik ve kaşıntı gibi durumlar ile de karşılaşabilirsiniz. Bunun son derece normal ve geçici sorunlar olduğunu unutmayın. Eğer bu sorunlar birkaç gün devam ederse, laminasyonu yapan kişi ile görüşebilir ve bir dermatoloğa da danışabilirsiniz.

En yaygın görülen hastalıklardan biri olan fıtıktır. Fiziksel olarak vücudun çeşitli yerlerinde görülerek yaşam kalitesini düşürür. Sinsi sinsi ilerleyen fıtık en çok sinir sistemine hasar verir. Bu yüzden erken müdahale oldukça önemlidir. Op. Dr. Fatih Kırar ve ekibinin uyguladığı lazer ışınlarıyla yapılan tedaviyle fıtık ve omurga hastalıklarının sonu geldi. Fıtık nedir? Kaç çeşit fıtık var?

Birçok faktöre bağlı ortaya çıkan fıtık yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Gelişen teknoloji ile kolay tedavi edilen bu rahatsızlıkta bilinmesi gereken en önemli etken erken tedavidir. Çünkü ileri fıtık rahatsızlığı ciddi iskelet hastalıklarına neden olabilir. Fıtık iki kas dokusu arasından faydalanarak sinir damarlarının ya da her hangi bir organın o bölgeye doğru kayması ile yaşanır. Toplumun genelinin yüzde 5’inde görülen bu hastalık mide, kasık, bel, boyun ve göbek fıtığı gibi vücudun çeşitli bölgelerinde yaygın olarak görülür. Op. Dr. Fatih Kırar, uyguladığı lazer ışınlarıyla yapılan tedaviyle fıtık ve omurga hastalıklarının neredeyse sonunun geldiğini açıkladı. 

KAÇ ÇEŞİT FITIK VARDIR?

  • Bunların içerisinde en tehlikelisi boyun ve bel fıtığıdır. Bel fıtığı omurilikteki disklerin elastiki maddesini etkileyerek bacak sinirlerine kadar deforme eder. Bu da normal vücut hareketlerini azaltır.
     
  • Genellikle şiddetli bacak ağrısı ile kendini belli eden bel fıtığı ileri düzeyde olmadığı sürece ilaç tedavisi ile yatıştırılır. Ancak yürümeyi ve hareket yetisini engelleyen seviyede olan fıtık ameliyatla düzeltilmeye çalışılır. 
     
  • Boyun fıtığı başlangıcı ise uzun süre kısıtlı boyun hareketleri sonucu ortaya çıkar. Bu fıtık genellikle masa başı çalışanlarında görülür. Şiddetli baş ağrısına ve dönmesine neden olur. 
     
  • Mide fıtığı yaygın olmayan ama sinsi ilerleyen rahatsızlıklardan biridir. Bu rahatsızlık reflü belirtileri ile benzer özellikler gösterir. Rahatsızlığı tetikleyen en önemli etkenlerden biri aşırı kilo alma ve vermedir. Nüksetme oranı yüksek olduğundan bu rahatsızlığı yaşayan bir kişi kronik rahatsızlık gibi ömür boyu tedavi görür.

iki sert yapının arasında çıkarak şişmeye başlar

FITIK TEDAVİ YÖNTEMLERİ

  1. Doktorlar zayıf kas dokularının güçlenmesi için bazı ilaçlarla destekler. Bunun yanı sıra  beslenme alışkanlıkları değiştirilerek kas ve kemikleri güçlendiren kalsiyum magnezyum bakımından zengin olan besinler tüketilmelidir.
     
  2. Fıtığı zorlamadan fiziksel tedavi ile boşluğa doğru giden organ yerine yerleştirilmelidir. Sinir damarları bu süreçte daha da hassaslaşır. Bu durumu önlemek için uzmanlar damarlardaki basıncı dengeler. 
     
  3. Yapılan araştırmalarda her gün düzenli yürüyüşün bel fıtığını önlediği ortaya çıkarılmıştır. Uzmanlar güçlü kaslar için vücudun düzenli beslenme ve spora ihtiyacı olduğunu vurguluyor. 

fıtığın oluştuğu şekil

PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU KÜR 

10 gram at kuyruğu  otunu bir bardak suda 5 dakika kaynatınız. Ilıyan suyu birinin yardımı ile boyundan kuyruk sokumuna kadar masaj yaparak sürünüz. Diğer gün ise ardıç yağını fıtığın olduğu bölgeye yavaş hareketlerle masaj yaparak sürünüz.