Adını belki de bugüne kadar ilk defa duyacağınız Kore nar sirkesi ile fazla olan kilolarınızdan kurtulacağınızı biliyor muydunuz? Son zamanlarda Kore’de kilo vermeyi hızlandırmak için doğal bir çare olarak kullanılan en popüler zayıflama içeceği nar sirkesi nasıl tüketilmeli? Hızlı kilo vermek için Kore nar sirkesi nasıl yapılır? İşte detaylar…

Asyalıların kusursuz genç ve zayıf görünmesini sağlayan besinlerden bir de Nar sirkesi içeceğidir. Göbek yağlarınız azaltmaya yardımcı besinlerden biri olan nar sirkesi diğer sirkelere göre daha hafiftir. Günlük hayatta birçok sorunun çözümü olarak kullanılan nar sirkesi insan sağlığı açısından oldukça yararlıdır. Koreli araştırmacılara göre nar sirkesi göbekteki yağ birikimini azaltıyor. Sindirim sistemini düzenleyen bu sihirli içeceği düzenli kullandığınız takdirde fazlalıklarınızdan kurtulabilirsiniz. İşte nar sirkesi zayıflama ile ilgili tüm merak edilenler:

NAR SİRKESİ ZAYIFLATIR MI?

Nar sirkesi, sindirim sistemini düzenleyerek idrara çıkmayı daha kolay hale getiriyor. Bu yüzden zayıflama konusunda büyük rol oynuyor. Son günlerde Asyalı kadınlar tarafından çok fazla tercih edilen nar sirkesi kandaki yağ oranını etkileyerek zayıflamaya ve kan şekerini düzenlemeye yardımcı olmaktadır. Uzmanlara göre doğru bir diyet programı ve spor programı ile birlikte nar sirkesi ile istediğiniz fit bir görünüme kavuşabilirsiniz.

nar sirkesi ile zayıflama

NAR SUYU NE ZAMAN TÜKETİLMELİ?

Son zamanlarda etkili kürler arasında yer alan Kore nar suyundan en iyi sonucu almak için gün içerisinde 2 bardak şeklinde tüketmeniz tavsiye edilmektedir.

Uzmanlara göre nar suyu kürünü tüketirken beslenmenize de dikkat ettiğiniz takdirde daha hızlı sonuç alabilirsiniz. Daha çok yağsız proteinli gıdalar ve antioksidan bakımından zengin olan meyve ve sebzeleri tercih edebilirsiniz. 

nar sirkesi faydaları

KORE NAR SİRKESİ KÜRÜ NASIL YAPILIR?

  • 3 yemek kaşığı organik nar suyu
  • 1 yemek kaşığı beyaz sirke( en az 5 asetik asit) 
  • 1.5 bardak su veya maden suyu

YAPILIŞI:

Büyük bir bardağın içine 3 yemek kaşığı organik olarak hazırlanmış nar sirkesini koyun. Üzerine 1 yemek kaşığı beyaz sirkeyi ekleyin.

Daha sonra isteğe göre 1 buçuk su bardağı su veya maden suyunu ekleyin.

Son olarak da kalorisiz bir tatlandırıcı varsa biraz ekleyip güzelce karıştırın. 

Hazırladığını bu karışımı yaz mevsiminde tüketirken üzerine buz ekleyerek tüketebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

nar sirkesi zayıflama kürü tarifi

NAR SİRKESİ FAYDALARI

  • Nar sirkesi doğal bir antibiyotiktir.
  • En güçlü antioksidanlardan C ve E vitaminlerini, karotenoid, koenzim Q-10, flavonoidler, lutein, alfa lipoik asitlerini içinde barındırır. 
  • Fermente özelliği sayesinde kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. 

En güçlü kalsiyum içeren besinlerin başında gelen peynir hakkında uzmanlar, özellikle lohusalık dönemindeki etkilerinin bambaşka olduğunu açıkladı. Bebeklik döneminde en önemli kaynak olan anne sütünün zenginleşmesi için annenin lohusalıkta tüketmesi gereken besinlere dikkat etmesi gerekir. Emziren anne peynir tüketebilir mir? Peynirin emziren anneye ve bebeğe faydaları nelerdir?

Bebeklerin gelişimi için oldukça önemli olan lohusalık döneminde anne adayının tükettiği besinlere dikkat etmesi gerekir. Çünkü anne sütünün oluşumunda vücut annede bulunan vitaminlerden faydalanır. Bu sayede süt aracılığıyla bebeğin alması gereken takviyeler vardır. Emzirme döneminde en önemli vitamin ise kalsiyumdur. Annenin bu yüzden kalsiyum, protein ve magnezyum vitaminlerinin eksik olmaması gerekir. BU eksiklik bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Ancak bu yüzden anne adayları her besini tüketmek yerine kalsiyum içeren ve kilo aldırmayan peyniri tercih etmelerinde fayda var. Bebeklerin kemik ve kas gelişimi için faydası yüksek olan peynir, aynı zamanda annenin hamilelikte yaşadığı sağlık sorunlarını da tolere eder. 

emziren annenin beslenmesine dikkat etmesi gerekir

EMZİREN ANNE PEYNİR TÜKETEBİLİR Mİ?

Bir kadın anne adayı olmasından itibaren sağlık durumuna her zamankinden daha fazla dikkatli davranması lazım. Çünkü bilinçsiz bir beslenmeyle hem kendi sağlığı hem de bebeğinin sağlığı bu noktada tehlikeye girebilir. İnsan vücudu rahime düştükten itibaren sürekli gelişim sağlar. Bu gelişimde annenin tükettiği besinlerde oldukça önemlidir. Ancak anne adayları hem sağlıklı beslenmeli hem de kendi kilo oranlarına dikkat etmeli. Bunun içinde en sağlıklı çözüm uzman kontrolünde yapılan beslenmedir. Ayrıca beslenmeye ek olarak spordur. Kısa yürüyüşler ve hareketler sağlığı korur. Hamilelikte ve emzirmede annenin bol bol kalsiyum almasında fayda var. Kalsiyum sadece kemiklerin değil aynı zamanda organların yenilenmesi ve gelişmesini de destekler. Uzmanlar kalsiyumun en faydalı şekilde alınacağı besinin peynir olduğunun altını çizdi. 

peynir içeriğinde yüksek oranda kalsiyum barındırır

PEYNİRİN EMZİREN ANNEYE VE BEBEĞE FAYDALARI NELERDİR?

  • İçeriğinde güçlü oranda B2 vitamin kompleksini taşıyan peynir, özellikle kemik kütlesini etkiler. İleri zamanlarda bebeğin sağlıklı kemiklerinin olmasını sağlarken, hamilelik ve doğum sürecinde kemikleri hasar alan anne adayının da yenilenmesine sağlıklı bir zemin oluşturur.
     
  • Mayalama işleminden geçtiğinden içeriğinde antioksidan bakımından zengin maddeler barındırır. Bu maddeler anne adayındaki virüs ya da bakterilerin bebeklere zarar vermesini önler.
     
  • Sinir sistemini güçlendirerek vücuda beyinden giden komutları daha sağlıklı iletir. Böylece anne adayının lohusalıkta stres ya da depresyon gibi ruhsal sorunların yaşamasını önler. Bebeğe de bu etki olumlu olarak geçer. Bebekte de huysuzluk sorunlarını aza indirir.
     
  • Protein ve vitaminde içerdiğinden annenin de bebeğin de bağışıklığının güçlenmesini hastalıklara karşı daha dirençli olmasını destekler. 
     
  • Sindirim ve metabolizma sistemlerinin çalışmasını sağlar. Annenin kilo vermesini kolaylaştıran peynir, bebeklerin ise sık sık ishal gibi sorunlarla karşı karşıya kalmasını engeller. 

Uzun süren sağlıksız diyet uygulamalarında, süre ve kalori kısıtlaması şiddetine bağlı olarak pek çok sorun görülür. Böyle durumlarda karşınıza çıkabilecek sorunlar ve alınacak önlemleri öğrenmek için uzman diyetisyen Selahattin Dönmez’den sağlıklı beslenme ile zayıflama sırları…

Zayıflama diyeti uygularken temel kural besin gruplarının çeşitliliğinin sağlanması ve öğün düzenidir. Gün içinde öğünlerde planlanan zayıflama diyetinde mutlaka süt ve süt ürünleri, sağlıklı hayvansal protein içeren besinler (kırmızı veya beyaz etler, yumurta), taze sebze ve meyveler, rafine olmayan tahıllar, baklagiller, kuru yemişler, tam yağlı süt ürünleri ve sağlıklı yağlardan mutlaka yeterli miktarlarda bulunması gerekmektedir. Zayıflama diyetlerinin kilo verme fazlalığına bağlı olarak uzun süre uygulanacağı ve hedef kiloya gelinceye kadar bir az yeme davranışı devamlılığının tedavinin temeli olacağı düşünüldüğünde sağlıksız diyetlerin zayıflamadan çok ciddi hastalıklara neden olabileceği gerçeği unutulmamalıdır. Uzman diyetisyen Selahattin Dönmez; uzun süren sağlıksız diyet uygulamalarında süre ve kalori kısıtlaması şiddetine bağlı olarak görülen sorunları şöyle sıralıyor:

1) ELEKTROLİT BOZUKLUĞU: Bu birçok doğru diyet uygulamayan obez bireylerde görülen ilk klinik tablodur. Serumda kalsiyum, magnezyum ve fosfor azalması, sodyumun artması gözlenir. Bu durum susuzluk hissinin azalması, vücutta ödem, kardiyolojik sorunlar, böbrek fonksiyonlarında bozulmaya kadar giden tabloların oluşmasını tetiklemektedir.

2) ADETTEN KESİLME VE MENSTUREL DEĞİŞİKLİKLER: Sağlıksız zayıflama diyetleri ile şiddetli kilo kaybı kilolu kadınlarda mensturel sorunların ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bunun nedeni üreme fonksiyonlarını salgılatıcı hormonların kaybolmasına neden olmasıdır.
3) TİROİT HORMON DENGESİZLİKLERİ: Uzun süren sağlıksız diyetlerle zayıflamaya çalışmak T3 sendromu dediğimiz tiroit uyarıcı hormon normalken T3 ve bazen de T4 düzeylerinde düşme ortaya çıkabilmektedir.
4) KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞU BOZULUR: Özellikle kalça ve lomber vertebra düzeyinde beslenme bozukluğuna bağlı olarak kemik mineral yoğunluğunda osteopeni veya osteoporoz varlığı ortaya çıkabilir.
5) KALP ATIMINDA ARTIŞ: Zayıflayayım derken yeterli besin almamaya bağlı olarak önemli EKG bulguları ile karşılaşılabilmektedir.
Kalp atım hızında artış veya aritmi görülebilen ciddi klinik bulgular olarak karşımıza çıkmaktadır.

6) MİNERALLERİN EKSİKLİKLERİ: Erkeklerde 1500, kadınlarda 1200 kaloriden daha az kalorili zayıflama diyetleri ile birçok vitamin ve minerallerin yetersizliği de kolayca kendini göstermektedir. Saçlarda dökülme, tırnaklarda kuruma ve şekil bozuklukları, deride kuruma, yorgunluk, isteksizlik, motivasyon kaybı, konsantrasyonda bozulma ve uyku düzeninde bozulma görülebilmektedir. Kansızlık, B 12 vitamini eksikliği en sık görülen sorunlardır. Bu nedenle dengeli zayıflama diyeti uygulansa dahi az kalori alımına bağlı olarak mutlaka bir multivitamin desteği kullanılmalıdır.
7) ŞEKERLİ BESİNLERE AŞIRI DUYARLILIK: Genelde en önemli sorun olan ve zayıflamanın ilk ayından sonra karşımıza çıkan durum tatlı isteğinde aşırı duyarlılık görülmesidir. Sürekli yasak yiyecekler, besin kısıtlaması, lezzetli besinlerden uzak hazırlanan zayıflama diyetleri beyin kimyasında değişimlere neden olarak şekere karşı isteğin şiddetli bir şekilde ortaya çıkmasını tetiklemektedir.
8) SAFRA KESESİ TAŞLARI: Özellikle 800 kalorinin altında uygulanan zayıflama diyetleri ile safra taşı oluşumu görülmektedir. Bu durum genelde zayıflama süreci bittikten aylar sonra kendini göstermektedir.

9) METABOLİZMANIN YAVAŞLAMASI: Sık dengeli olmayan diyet uygulaması, sürekli daha fazla zayıflama için şok diyetler uygulanması ve kasların kaybolması bazal metabolizmanın yavaşlamasına, ileriki zamanlarda da genel metabolizmanın bozulmasına zemin hazırlamaktadır. Genelde zayıflama diyetlerinin ortalama yüzde 30, açlık diyetlerinin ise yüzde 50 kadar bazal metabolizma hızında azalmaya neden olduğu bilinmektedir.
10) HDL AZALMAKTA, TRİGLİSERİT ARTMAKTADIR: Özellikle yüksek karbonhidrat içeren ve yetersiz protein, yağ içeren zayıflama diyetleri ile açlık trigliserit düzeyi artıp akut pankreatite neden olurken HDL yani iyi huylu kolesterolün azalmasını sağlamaktadır. Öğünlerde fazla karbonhidrat tüketimi depolanmış yağların oksidasyonunu yani yanmasını azaltmaktadır. 60-90 g karbonhidrat içeren dengeli diyetlerde kısa ve uzun sürede kilo kaybı daha etkili olmaktadır. Çok düşük karbonhidratlı diyetlerde, kas krampları, ishal, halsizlik, kaşıntı, ağız kokusu, baş ağrısı ve kabızlık görülmektedir.

tok tutan dengeli diyet

TOK TUTAN DENGELİ DİYET
 

KAHVALTI:

  • 1 dilim peynir (Üzerine çörek otu serpin)
  • 1 adet yumurta
  • 5-6 adet zeytin
  • 1 ince dilim tam buğday ekmeği
  • Bol biber, maydanoz

ÖĞLE:

  • 3 köfte kadar yağsız kırmızı veya beyaz et
  • 1 küçük tabak baklagil yemeği veya bulgur
  • pilavı
  • Salata (1 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı
  • keten tohumu)

ARA:

  • 1 dilim peynir
  • 5 tam ceviz

AKŞAM:

  • 1 tabak sebze yemeği (etli veya etsiz)
  • 1 kase yoğurt
  • 1 dilim tam buğday, çavdar veya yulaf ekmeği
  • Salata (1 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı
  • keten tohumu)

ARA:
Yarım muz, 1 elma veya 1 portakal

En yaygın görülen hastalıklardan biri olan fıtıktır. Fiziksel olarak vücudun çeşitli yerlerinde görülerek yaşam kalitesini düşürür. Sinsi sinsi ilerleyen fıtık en çok sinir sistemine hasar verir. Bu yüzden erken müdahale oldukça önemlidir. Son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde fıtık çeşitlerinin bazıları ameliyatsız işlemlerle azaltılabiliyor. Fıtık nedir? Kaç çeşit fıtık var? Fıtık ameliyatsız geçer mi?

Birçok faktöre bağlı ortaya çıkan fıtık yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Gelişen teknoloji ile kolay tedavi edilen bu rahatsızlıkta bilinmesi gereken en önemli etken erken tedavidir. Çünkü ileri fıtık rahatsızlığı ciddi iskelet hastalıklarına neden olabilir. Fıtık iki kas dokusu arasından faydalanarak sinir damarlarının ya da her hangi bir organın o bölgeye doğru kayması ile yaşanır. Toplumun genelinin yüzde 5’inde görülen bu hastalık mide, kasık, bel, boyun ve göbek fıtığı gibi vücudun çeşitli bölgelerinde yaygın olarak görülür. Op. Dr. Fatih Kırar, uyguladığı lazer ışınlarıyla yapılan tedaviyle fıtık ve omurga hastalıklarının neredeyse sonunun geldiğini açıkladı. 

KAÇ ÇEŞİT FITIK VARDIR?

  • Bunların içerisinde en tehlikelisi boyun ve bel fıtığıdır. Bel fıtığı omurilikteki disklerin elastiki maddesini etkileyerek bacak sinirlerine kadar deforme eder. Bu da normal vücut hareketlerini azaltır.
     
  • Genellikle şiddetli bacak ağrısı ile kendini belli eden bel fıtığı ileri düzeyde olmadığı sürece ilaç tedavisi ile yatıştırılır. Ancak yürümeyi ve hareket yetisini engelleyen seviyede olan fıtık ameliyatla düzeltilmeye çalışılır. 
     
  • Boyun fıtığı başlangıcı ise uzun süre kısıtlı boyun hareketleri sonucu ortaya çıkar. Bu fıtık genellikle masa başı çalışanlarında görülür. Şiddetli baş ağrısına ve dönmesine neden olur. 
     
  • Mide fıtığı yaygın olmayan ama sinsi ilerleyen rahatsızlıklardan biridir. Bu rahatsızlık reflü belirtileri ile benzer özellikler gösterir. Rahatsızlığı tetikleyen en önemli etkenlerden biri aşırı kilo alma ve vermedir. Nüksetme oranı yüksek olduğundan bu rahatsızlığı yaşayan bir kişi kronik rahatsızlık gibi ömür boyu tedavi görür.

iki sert yapının arasında çıkarak şişmeye başlar

FITIK TEDAVİ YÖNTEMLERİ

  1. Doktorlar zayıf kas dokularının güçlenmesi için bazı ilaçlarla destekler. Bunun yanı sıra  beslenme alışkanlıkları değiştirilerek kas ve kemikleri güçlendiren kalsiyum magnezyum bakımından zengin olan besinler tüketilmelidir.
     
  2. Fıtığı zorlamadan fiziksel tedavi ile boşluğa doğru giden organ yerine yerleştirilmelidir. Sinir damarları bu süreçte daha da hassaslaşır. Bu durumu önlemek için uzmanlar damarlardaki basıncı dengeler. 
     
  3. Yapılan araştırmalarda her gün düzenli yürüyüşün bel fıtığını önlediği ortaya çıkarılmıştır. Uzmanlar güçlü kaslar için vücudun düzenli beslenme ve spora ihtiyacı olduğunu vurguluyor. 

fıtığın oluştuğu şekil

PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU KÜR 

10 gram at kuyruğu  otunu bir bardak suda 5 dakika kaynatınız. Ilıyan suyu birinin yardımı ile boyundan kuyruk sokumuna kadar masaj yaparak sürünüz. Diğer gün ise ardıç yağını fıtığın olduğu bölgeye yavaş hareketlerle masaj yaparak sürünüz.

Avukat Ezgi Esnik Günay, Yasemin.com okurlarının sosyal medya hesabından gelen ‘Velayet hakkı bağlamında çocuğun görüntüsünün sosyal medyada paylaşılması ve ortaya çıkabilecek hukuki meseleler’ hakkında bir köşe yazısı hazırladı.

Çocuklarının doğduktan sonra henüz göbek bağı kesilmemişken veya haberleri olmaksızın dijital arşivi oluşturulmadan önce bulanık, siyah-beyaz ultrason görüntüleri dahi paylaşılıyor. Takipçi sayısını arttırmak uğruna ebeveynlerin sosyal medyada bu nevi fotoğraflar paylaşmaları ve bu paylaşımlar üzerinden gelir elde etmeleri öteden beri uygunsuz olarak telakki ediliyor. Ancak bu mesele bilhassa son zamanlarda dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Çocuklarını reklam malzemesi yaparak ünlü olmaya çalışan ebeveynlerin artan sayısı karşısında, çocuklar nezdinde oluşturulan dijital ayak izlerinin uzun vadeli etkilerinin göz önünde bulundurulması önem arz ediyor. Avukat Ezgi Esnik Günay sosyal medya üzerinden de çok sorulan ‘Velayet hakkı bağlamında çocuğun görüntüsünün sosyal medyada paylaşılması ve ortaya çıkabilecek hukuki meseleler’ hakkında Yasemin.com’a özel bir yazı hazırladı. 

Çocuk 18 yaşına gelene kadar velayet hakkı anne ve babada olacaktır. Çocuğun sosyal medyada anne ve babası tarafından resimlerinin paylaşılmasını da velayet hakkı kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.

  • Medeni Kanunumuzun 339. Maddesinde genel olarak velayet hakkı kapsamı açıklanmış olup madde metnine göre;  Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları almak ve uygulamak zorunda olup çocuk da ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür. Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanımak,  önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutmak zorundadır.  

sosyal medya

Sosyal Medya kullanımı, bugün kullanıcı sayıları dikkate alındığında nerede ise herkesin hayatının bir parçası olmuş durumda, bugün çocukların sosyal medyada resimlerinin paylaşılmasının ötesinde videolarının paylaşıldığı ve hatta bu tarz videoların sürekli hale getirilerek para kazanma aracı halini aldığını görmekteyiz. Ebeveynlerin velayet hakkı kapsamında çocukların video ve resimlerini sosyal medyada paylaşmalarında ve bu videolar sayesinde para kazanmalarında hukuken bir engel bulunmamaktadır. Ama paylaşılan resim ve videoların içerikleri konusunda dikkatli olmak, çocuğu koruma görevi kapsamında velayet hakkı sahibi anne ve babanın sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır.

Anne ve babaya verilen velayet hakkı sınırları olan bir hak olup velayet hakkında asıl amaç ise çocukların korunmasıdır. 18 yaşına gelene kadar çocuğun yeterli olgunluk ve bilgi ile hareket edemeyeceği düşünüldüğü için çocuk için anne ve babaya velayet hakkı tanınmıştır. Velayet hakkı daha çok çocuğun mal varlığının yönetilmesi, çocuğun temsil edilmesi ve eğitim hayatı ile ilgili olmakla birlikte çocuğun sosyal hayatı ve sosyal hayatı içerisinde ki ilişkilerini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu çerçevede örneğin anne ve babanın çocuğun sosyal medya kullanımına izin vermemesi velayet hakkı kapsamında çocuğu korumak için anne ve babanın almış olduğu bir önlem olarak kabul edilecektir. Aynı şekilde yine anne babanın kendi sosyal medya hesaplarında çocuk ile ilgili yaptıkları paylaşımlarda da aynı sınırların ve çocuğu koruma ödevinin olduğu unutulmamalıdır.

“ÇOCUĞUN MENFAATİ TEHLİKEYE DÜŞÜYORSA DİKKAT!”

avukat ezgi esnik günay

Medeni Kanun 346. Maddesinde “Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.” hükmü yer almakta olup anne ve babalar sosyal medya üzerinden çocuk ile ilgili çocuğun menfaatlerini ve gelişimini zedeleyici paylaşımlar yapmamaları gerektiğini, çocuk ile ilgili paylaşım yapmadan önce bir ikinci kez düşünmeleri gerektiğini unutmamalıdır. Aksi halde anne ve babanın elinden velayet hakkının alınması dahi gündeme gelebilecektir. Özellikle anne ve babalar boşanmış ise velayet hakkına sahip olan ebeveynin yalnızca sosyal medya paylaşımları sebebi ile velayet hakkını, hak sahibi olmayan ebeveyne vermesi gündeme gelebilecektir.

Avukat Ezgi Esnik Günay

Vücut tipine göre nasıl giyinmesi gerektiğini bilmeyen kadınlar için alışveriş yapmak eziyet gibi gelebilir. Şık ve rahat kombin oluşturabileceğiniz tercihler için hangi vücut tipine sahip olduğunuz konusunda bilginizin olması alışverişlerinizde size kolaylık sağlayacaktır. Peki siz hangi vücut tipine sahipsiniz?

Günümüzde birçok kadın vücut tipine uygun olmayan kıyafet seçimlerinde bulunuyor. Tercih ettiğiniz kıyafetlerle göz kamaştıran bir görünüme sahip olmak istiyorsanız öncelikle vücut tipinizi çok iyi bilmeniz gerekiyor. Kıyafet seçiminde kolaylık sağlayan bu bilgi şık parçaları da bir araya getirmenizi sağlayabilir. Bu nedenle kadınların giyinmeden önce bilmesi gereken tek şey hangi vücut tipine sahip olduklarıdır. Genellikle her vücut tipine uygun olan uzun gömlek ve ceketler tesettür giyim için de uygun kombin oluşturabilecek parçalardır. Peki siz armut, ters üçgen, dikdörtgen, kum saati, elmas ve oval şekillerinden hangisine sahipsiniz? Yasemin.com ekibi olarak sizin için vücut tipinize uygun giyinme önerilerimiz var.

KADINLARA AİT VÜCUT TİPLERİ

Kadın vücut tipleri

  • Armut şekli vücut tipi;

Bu vücut tipine sahipseniz üst bölümünüz daha küçük ve alt kısmınız geniş olmasının yanı sıra ince uzun boynunuz ve ince kaburgalarınız vardır. Feminen olan mükemmel bir bel çevresine sahip olmanız moda dünyasında size bir şans sunabilir. Armut vücut tipine sahip olan kadınların çok dar olan kıyafetlerden kaçınmaları gerekirken, renkli veya baskılı tişörtlerle odak noktasını alt bölgenizden uzağa çekin. Büzgülü kemere sahip etek ve pantolonlar hatları yumuşak ve rahat hale getirir. Baskılı ve açık renkli pantolonlardan uzak durun. Özellikle koyu renkleri tercih edin. Armut tipi vücuda sahip olan kadınların uzak durması gereken bir kıyafet de büzgülü pantolonlar… Mümkün olduğunca giyineceğiniz pantolonun kumaşı akıcı olmalı. Üzerinize oturan üstleri tercih ederken ise bluzların ve ceketlerin uzun olmasına özen gösterin. Böylelikle tesettür giyimler için de uygun kombin oluşturabilirsiniz.

Kadın vücut tipleri

  • Ters üçgen şekli vücut tipi;

Vücut tipiniz ters üçgense ideal bir yapıda olup geniş omuzlarınızla birlikte normal bir bel yapısına sahipsiniz demektir. Bu sebeple ters üçgen şeklindeki kadınlara çok fazla süzülen kıyafetleri önermiyoruz. Geniş omuzlu ceketler yerine yamalı cepleri tercih edebilirsiniz. Aşağı doğru genişleyen etekleri ve pantolonları tercih edin. Düşük kemerli kıyafetler de görünümünüzü denge katar.

Kadın vücut tipleri

  • Dikdörtgen şekli vücut tipi;

Eşit bedenli olan kadınların alt kısmı düz ve incedir. Dikdörtgen vücut tipine sahipseniz üst bedeniniz için çok dar olmayan tişörtleri tercih edebilirsiniz. Özellikle V yakalı kıyafetlerin boynunuzu ince göstermesinin yanı sıra asimetrik etek uçları size zarif bir görünüm kazandırır. Etek tercihlerinizi düz kesimlerden yana kullanırsanız ceket veya gömlek kombini ile moda ikonlarına taş çıkarabilirsiniz.

Kadın vücut tipleri

  • Kum saati şekli vücut tipi;

Küçük kemik yapısıyla kum saati şekline sahip olan kadınlar zıt kemerleri kullanmalı… Büzgülü kıyafetlerin uygun olacağı kum saati vücut tipi, düşük bel pantolonlarını da kabul edebilir. Parlak renklerden uzak durun ve sade renkli kıyafetleri kuşanın. Özellikle seçtiğiniz kıyafetlerin alt bölgenizi kapatmasına özen gösterin.

Kadın vücut tipleri

  • Elmas şekli vücut tipi;

Elmas vücut şekline sahip kadınlar ince omuzlu ve sert görünümdedir. Karakter olarak armut şekliyle benzeyen elmas vücut tipi daha kavislidir. Bu vücut tipine sahip olan kadınların üst bedenleri incedir. Siz de bu vücut şekline sahipseniz arkasında detay olan pantolonlardan uzak durun. Aşağı doğru bollaşan ceket tercihinizi gömleklerle canlandırabilirsiniz. Renkli ve parlak tonları tercih etmenizin yanında pileli eteklerin yanından bile geçmeyin. 

Kadın vücut tipleri

  • Oval şekli vücut tipi;

Bu tip bir vücut şekline sahipseniz uzun gömlekler giymeye özen gösterin. Üst bedeniniz için V yaka kıyafetlerin boynunuzu ince göstermesinin yanı sıra yaka dökümünü ince ve küçük tutmanız size mükemmellik katacaktır.

Mide balonu kilo problemi yaşayanların yöntem arayışına girdiği şu dönemde tercih ettiği yöntemlerden biridir. Hayatı kişinin yaşamını olumsuz etkileyen obeziteyi tedavi etmek için uygulanan yöntemlerden biri olan mide balonu zayıflatır mı? Son zamanlarda yaygın olarak tercih edilen mide balonu ile ne kadar zayıflanır? Yasemincom ekibi olarak mide balonu hakkında tüm merek edilenleri araştırdı. İşte cevaplar…

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünyanın her yerinde zayıflamak için kullanılan cerrahi yöntemler bulunuyor. Fazla kilolarında kurtulmak ve daha kaliteli bir yaşama sahip olmak isteyen birçok kişinin başvurduğu yöntemlerden biri mide balonudur. Özellikle kendini durduramayan iştahlı olan kişilerin başvurduğu bu yöntem mideye balon yerleştirilerek uygulanan bir yöntemdir. Mide balonu uygulaması hastada ortalama olarak 20 ila 25 kilo vermeyi sağlar. Balon çıkarıldığında hasta beslenme konusunda istikrarlı davranmazsa süreç içerisinde verdiği kiloların tamamını geri alır. İşte mide balonu uygulaması hakkında merak edilen bilgiler…

MİDE BALONU NEDİR?

Çağımızın en önemli problemi obezite, 7’den 70’e tüm yaş gruplarını tehdit ediyor. Obezite’ye savaş açmak için uygulanan yöntemlerden biri de mide balonudur. Mide balonu zayıflamak amacıyla kullanılan, silikondan yapılmış bir balondur. Ameliyatsız olarak uygulanan bu yöntemin temel amacı kilo verdirmek ve iştahı kontrol altına almaktır. Ayrıca geri dönüşü olan bir yöntem olduğu için çoğu kişi tarafından tercih edilmektedir. İstendiği zaman balon çıkarılabilir ve hasta eski haline dönebilir.

mide balonu nedir

MİDE BALONU NASIL UYGULANIR?

Mide balonu uygularken hasta uyutulur. Endoskopla mideye girilerek balon yerleştirilir. Balon midenin içerisinde 500 ml sıvı ile şişirilir. Mideyi bir kese kâğıdı olarak düşünebilirsiniz; kese kağıdının üçte biri ya da yarısı balonla dolu oluyor. 

mide balonu kimlere uygulanır

MİDE BALONU KİMLERE UYGULANIR?

Mide balonu zayıflamak isteyen herkese uygulanmaz. 18-60 yaş arasında doktor tarafından obezite tanısı konulmuş kişilere uygulanır. Uygulanacak olan kişinin vücut kitle endeksine bakılır. Vücut kitle endeksi 30 – 40 arasındaysa, kişi zayıflamak istiyor ancak ameliyattan korkuyorsa mide balonu yöntemi uygulanır. 

Daha önce mide operasyonu geçirmiş ve mide hacminde küçülme yaşamış kişilerin için bu yöntem sakıncalıdır. Ayrıca yemek borusunda darlık, mide fıtığı veya midede ülser varsa bu kişilere mide balonu uygulanmaz. Midede varis dediğimiz damarlar ve vücudun herhangi bir yerinde bir kanser başlangıcı varsa yine bu uygulama yapılmaz.

mide balonu ile kaç kilo verilir

MİDE BALONU İLE KAÇ KİLO VERİLİR?

Mide balonu yöntemiyle kişi hem kilo verebilir hem de tansiyon gibi sağlık sorunlarından da kurtulabilir. Uzmanlara göre Mide balonu, 6 ayda yaklaşık 15-20 kilo verdiriyor.

MİDE BALONUN RİSKLERİ NELERDİR?

Mide balonunun olası komplikasyonları da bulunuyor. Baz durumlarda midede ülsere sebep oluyor. Bu durumda mide spazmları bulantı ve kusmalar yaşanabilir. Mide fıtığı ola kişilere uygulanmaz. 

mide balonu çıkarıldıktan sonra kilo alınır mı

BALONUNUN MİDEDE KALMA SÜRESİ NE KADAR?

Son dönemlerde farklı balon çeşitleri ve teknikleri bulunduğu için midede kalma süresi de değişmektedir. En çok kullanılan sıvıyla şişirilen silikon balon uygulamasında balonlar midede 6 ay kalmaktadır. 

mide balonu zararları

BALON ÇIKARILDIKTAN SONRA KİLO ALINIR MI?

Mide balonu çıkarıldıktan sonra kişi yediklerine dikkat etmezse kilo alabilir. Bu yüzden diyetisyen kontrolünde beslenme programına uygun devam etmesi gerekiyor. 

Güçlü bir ağrı kesici olarak bilinen karanfil, kadınlar ve erkekler için bambaşka faydaları da var. Ergenlik yaşta yaşanan hastalıklar ya da doğal yollarla etkilenen sperm ve yumurtalıklar olumsuz etkilenir. İlerideki yaşlarda doğurganlığın yaşanma ihtimali düşürür. Bunun için doğal yollardan biri de yüzyıllardır alternatif tıpta yer alan karanfil suyudur. Karanfil suyu gebe bırakır mı?

Günümüzde çeşitli nedenlerle dolayı gençler arasında artan kısırlık tüp bebek tedavisine yönlendirir. Zorlu tedavi süreçleri hem kadın hem de erkek için inanılmaz yorucu geçer. Ancak alternatif tıpta bu tarz rahatsızlık için etkili kürler vardır. Bunlardan biri de karanfil suyudur. Antibakteriyel etkisi yüksek olan karanfil vücuttaki kötü hücreleri atmakta etkilidir. Çok güçlü bir ağrı kesici ve toksin atıcı olan karanfil, çoğu kişi tarafından diş ağrıları için en etkili doğal ilaç olarak bilinir. En çok kullanılan baharatlardan biri olan karanfil, birçok mikroba ve bakteriye iyi gelir. Ancak yapılan bazı araştırmalarda karanfilden elde edilen suyu sakinleştirici etkisinden çok doğurganlıkta olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir.

karanfil hormonları artırır

KARANFİL SUYU GEBE BIRAKIR MI?

Alternatif tıpta güçlü bir ağrı kesici olarak kullanılan karanfil suyu yumurtalıkları ve testis sistemini yeniler. İçerdiği LH salgısı sayesinde rahim ve testislerdeki hücrelerin yenilenmesini sağlar. LH salgısı artıkça yumurtalıkların ve sperm sayıları da artar. Çünkü LH salgısı hormonların daha sağlıklı çalışmasını destekler. Alternatif uzmanların karanfil suyunu son adetten sonra bir sonraki yumurtalama sistemine kadar tüketilmesi tavsiye eder. Sabah akşam bir bardak yeterli olur. Bazı uzmanlar karanfil suyunun ikizlere gebe kalmaya yol açtığını belirtir. 

karanfil yumurtalık ve sperm sayısını artırır

KARANFİL SUYUNUN KADINLARA FAYDASI NEDİR?

  1. Karanfil suyu kadınlarda adet sürelerini düzenler.
     
  2. Kadınlarda daha sık görülen kansızlığa neden olan demir maddesini artırır. 
     
  3. Cilt bariyerindeki dermis tabakasındaki hücrelerin hızla yenilenmesini sağlar.
     
  4. Hormonların daha sağlıklı çalışmasını sağlayarak aşırı kıllanmayı ya da iltihaplı sivilcelerin oluşmasının önüne geçer.
     
  5. Karaciğer de biriken toksinlerin hızla vücuttan atılmasını sağlar. 
     
  6. Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan kas ve kemik ağrılarını dindirir.

karanfil kadınların hormonlarını düzenler

DOĞURGANLIĞI ARTIRAN KARANFİL SUYU NASIL YAPILIR?

3 adet karanfili ezin. Ezdiğiniz karanfilleri 2 bardak su ile beraber bir cezveye koyun. Yaklaşık 15 dakika kaynatın. Daha sonra ocaktan alıp süzerek bir bardağa boşaltın. Günde sadece 2 bardak tüketin. Ancak mutlaka bir uzmana danışın.

Mantı ağır geliyor diye tercih etmiyorsanız mutlaka buharda pişirme yöntemini deneyebilirsiniz. Klasik mantı dışında farklı mantı çeşitleriyle de sofralarınızı zenginleştirebilirsiniz. Buharda mantı pişirme yöntemini çok seveceksiniz.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Mantı, çeşitli baharatlarla çeşnilendirilen kıymanın, küçük hamur parçalarının içine konulması ve bu hamur parçalarının suda haşlanması ile yapılan yemektir. Türk mutfağının olduğu kadar diğer Orta Asya mutfaklarının da bir parçası olan mantı, eski SSCB ülkelerinde de popüler bir yiyecektir. Çin mutfağının en gözde yemekleri arasında bulunan Çin mantısı, pişirme yöntemi olarak da farklılık gösteriyor. Bizim geleneksel mantımıza göre farklı baharatları da içinde bulunduran Çin mantısını evde deneyebilirsiniz. 

BUHARDA MANTI TARİFİ:

MALZEMELER

500 gr kıyma 
250 gr un
130 ml su
50 gr taze soğan
20 gr tuz
40 gr taze maya
15 gr zencefil
20 ml istiridye sosu 
10 gr karabiber
10 gr karışık baharat 
10 ml koyu soya sosu
10 ml susam yağı

YAPILIŞI

1. Aşama:

Buharda mantı yapılışı

Mayayı ılık suda eritin. Unun içerisine koyun ve dinlenmesi için 2 saat bekletin.

Soğan ve zencefili ince ince doğrayın.

2. Aşama:

Buharda mantı nasıl pişirilir?

Hamurunuz dinlendikten sonra yoğurun.

Bir kapta, tuz, karabiber, baharat, soya sosu, istiridye sosu, susam yağı, kıyma, taze soğan ve zencefil ekleyerek karıştırın. 

3. Aşama:

Hamuru 15 eşit parça yaparak her birini orta büyüklükte açın.

Açtığınız hamurun içerisine kıymalı harcınızı koyarak bohça şeklinde kapatın. 

4. Aşama:

Buharlı tencerenin üzerine mantı hamurlarınızı yerleştirin ve 30 dakika kadar pişirin.

Tenceresi olmayanlar için ise; bir tencereye su koyun ve üzerine sepet koyun.

Mantı hamurlarınızı da bu şekilde de pişirebiliriz.

Afiyet olsun…

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen 25. Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm Fuarı’nda (EMITT) Balıkesir’in Yağcıbedir kültürü ve Yağcıbedir motifleri ünlü mankenlerin defilesi ile moda dünyasında görücüye çıktı. Podyumların bilinen yüzleri Gizem Özdilli ve Ece Gürsel ile tanıtılan Yağcıbedir motiflerini gören oyuncu İlker Ayrık da “El sanatları bu kadar güzel insanların hemşehrisi olmak gurur verici” şeklinde konuştu.

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yüzyıllardır işlenen Yağcıbedir kültürüne ait motifler 25. Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm Fuarı‘nda boy gösterdi. Balıkesir’de açılan fuar ziyaretçilerin ilgi odağı haline gelse de Sındırgı standı adete yıldızlar geçidine döndü. Davetliler arasında aslen Balıkesirli olan oyuncu İlker Ayrık Sındırgı’da yüzyıllardır yapılan el işçiliğini inceledi.

Balıkesir fuarı

YAĞCIBEDİR MOTİFLERİYLE MODAYA YOLCULUK

Balıkesir’de Emitt Turizm Fuarı’nda ünlü mankenler Gizem Özdilli ve Ece Gürsel tarafından tanıtılan 3 bin yıllık motiflerinden, Anadolu’nun gelenekleri ve yöresel güzelliklerinin modernize edilerek tasarlanan kıyafetleri, ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Modaya yön verecek Yağcıbedir motiflerini barındıran tasarımlar kırka yakın kadının emekleriyle ortaya çıktı. Sındırgı Belediye Başkanı ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Turizm Tanıtma Komisyon Başkanı Ekrem Yavaş Anadolu’nun değerlerinden bahsederken konu hakkında, “Ülkemizin Anadolu’nun çok kıymetli değerleri var. Yağcıbedir halısı Balıkesir’in Sındırgı ilçesine ait çok özel bir halı 3000 yıllık bir halı. Coğrafi işareti Sındırgı’ya ait olan bir halının desenlerini günümüzde kullandığımız ürünlerde kullanmak üzere bir proje geliştirdik. Yani bugün sahne kıyafetlerinde, bir sürü farklı alanlarda Avrupai dediğimiz işler kullanılıyor. Ama Anadolu’nun, özellikle annelerimizin sandıklarında, kızlarımızın sandıklarında çok özel ürünler var. İşte o Yağcıbedir desenlerini ve yöresel değerleri bugün sahne kıyafetlerinde buluşturmak için ‘Yağcıbedir’den Modaya Yolculuk’ adlı bir proje gerçekleştirdik. Büyükşehrin desteği ile beraber o desenlerin her birisi altı aydan beri 40 kadın tarafından işleniyor. Mustafa Şahin stilist arkadaşımız onlara yön veriyor. Bir kıyafet, aşağı yukarı 15 günden aşağı bitmiyor. Bugün de dedik ki Emitt turizm fuarında özellikle ünlü mankenler Gizem Hanım ve Ece Hanım üzerinde nasıl duracak diye mini bir defile yaptık. Şu anda bir baktık ki hakikaten harika bir ortam oluştu” şeklinde konuştu.

Sındırgıdan modaya yolculuk

GÜÇLÜ KADINLARIN ELİNDEN ‘ELİ BELİNDE’ VE ‘NAZAR BONCUĞU’ TASARIMLARI

Emitt 2022 fuarın iki önemli ‘Eli Belinde’ ve ‘Nazar Boncuğu’ tasarımları kadınların gücü ve azmiyle ‘Yağcıbedir’den Modaya Yolculuk’ çalışmasıyla ziyaretçiler karşısına çıktı. Fuarda ‘Eli Belinde’ isimli tasarımın tanıtımı yapan Ece Gürsel, “Bütün zahmet, emek bunu yapan kadınlarımızda. Bize sadece giymesi düşüyor. Bu kıyafet kadının gücünü temsil ediyor. Eli belinde ismini koymuşlar buna. Benim de elim belimde gördüğünüz gibi. Kadının gücünü sembolize ediyorum” ifadelerini kullanırken, kıyafetlerin de oldukça rahat olduğunu dile getirdi.

Bir diğer önemli tasarım ‘Nazar Boncuğu’ isimli kıyafeti tanıtan Gizem Özdilli projede yer almaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek duygularında, “Benim desenimin adı nazar boncuğu. 3000 yıllık bir desenle bugün karşınızdayım. Yağcıbedir halılarının 3000 yıllık deseni can buldu bu fuarda. Gerçekten fikir çok güzel, emekler çok güzel. Gerçekten çok teşekkür ederim ben kendi adıma. Hem turizme hem kültüre desteklerinden dolayı. Çok mutlu oldum ki böylesine güzel bir projenin içindeyim. Modacımız Mustafa zaten mükemmel ellerine sağlık. Kimin aklına gelir ki bir halı deseninden böyle bir tuvalet hazırlamak, gece kıyafeti dikmek. Gerçekten çok başarılı. Çok beğendim” ifadelerine yer verdi.

Sındırgıdan modaya yolculuk

“YAĞCIBEDİR’İN MOTİFLERİYLE 40 PARÇA ÜRÜN ÇIKARDIK”

Bu projeye destek veren Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a teşekkürlerini ileten Yağcıbedir motiflerinin ön plana çıkması için çalışan stilist Mustafa Şahin duygularını aktarırken, “Aslında çok bir şey söylememe gerek yok. Yağcıbedir 3000 yıllık bir kültür. Yağcıbedir’in desenlerini kullanarak, 40 parça bir koleksiyonumuz var. Tabi her bir kıyafet yaklaşık 2 ayda işleniyor. Şu anda eli belinde ve nazar boncuğumuz. Bu arada nazar boncuğu kıyafetimizde gördüğünüz bir masa örtüsü. Bu masa örtüsünün üzerine nazar boncuğu tamamen elle işlendi. Tülle zenginleştirdik. Aslında her biri iki kıyafet. İçi abiye. Kaftanı çıkardığın zaman abiyeyi de kullanabilir. Kaftanı giydiği zaman düğüne gidebilir” şeklinde konuştu.