Görünüşüyle revani tatlısını andıran ancak Balkan ülkelerinde de çok sevilen slatka tatlısının tarifini bugün sizlerin beğenisine sunuyoruz. Evde farklı lezzetler denemeyi sevenler için muhteşem olacak slatka tatlısının tarifi yazımızda.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Boşnak tatlısı olarak bilinen ve Balkan ülkelerinde de çok sevilen slatka görünümü ile revaniye benzemektedir. Hindistan cevizi ile tatlandırılmış ve şerbet ile ıslanmış slatka, yumuşak bir kıvamdadır. Çay saatlerinde sunulan slatka, vanilyayla aromalandırılır.  Karıştırma kasesinde tüm malzemeler hazırlanıyor, fırında sünger gibi kabarıyor ve çıktığında şerbet ile buluşuyor. Slatka tatlısının tam kıvamında ve lezzetli olması için yumurta ve şekerin krema kıvamına gelinceye kadar mikserle çırpılması gerekmektedir. Peki Slatka tatlısı nasıl yapılır? Slatka Boşnak tatlısı tarifi…

SLATKA TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı un
1 su bardağı yoğurt
3 adet yumurta
1 su bardağı irmik
1/2 çay bardağından biraz fazla Hindistan cevizi tozu
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
1 paket vanilya
Tereyağı

Şerbeti için;

3 su bardağı toz şeker
2,5 su bardağı su
1 paket vanilya
1 tatlı kaşığı limon suyu

YAPILIŞI

Şerbet için, toz şekeri ve suyu bir tencereye alarak şeker eriyene kadar kaynatın.

Şeker eriyince vanilya ve limon suyunu ilave edin ve altını kapatarak, oda sıcaklığında soğumaya bırakın.

Yumurta ve şekeri bir kaba alın ve krema kıvamına gelene kadar mikserle karıştırın.

Daha sonra yoğurdu ekleyin ve mikserle karıştırmaya devam edin.

Un, irmik, kabartma tozu, vanilya ve Hindistan cevizini ayrı bir kaseye alarak karıştırdıktan sonra yoğurtlu harcın içine ekleyin.

Bir spatula veya kaşık yardımıyla harcı üstten alta doğru karıştırın.

Fırın tepsisini veya 28×28 cm’lik bir kare cam tepsiye tereyağı ile yağladıktan sonra hazırladığınız harcı dökün ve önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında 35 dakika pişirin.

Piştikten sonra üzerine soğuk şerbeti dökün ve şerbeti emdikten sonra dilimleyin.
Hindistan cevizi tozu ile süsleyerek servis edin.

Afiyet olsun…

Pastane usulü tuzlu kurabiye yapılışına dair püf noktaları bilirseniz bu kurabiyeleri evde de rahatlıkla yapabilirisiniz. Pastane usulü tuzlu kurabiye nasıl yapılır? İşte size lezzeti ve kıvamıyla pastaneden aldıklarınızı aratmayacak pastane usulü tuzlu kurabiye tarifi…

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Uzun süre bayatlamayan, ikramlık tabakların vazgeçilmezi olan pastane tuzlu kurabiye tarifi en çok sevilen kurabiyeler arasında yer alıyor. Pastane kurabiyelerini evde yapmayı denediğimizde genelde aynı lezzeti tutturamamaktan ya da kıvamının pastaneden aldığımız gibi kıyır kıyır olmadığından şikayet ederiz. Eğer siz de sevdiklerinize hazırlamak için pastane tuzlu kurabiye tarifi arıyor ya da pastane tuzlu kurabiyesi nasıl yapılır merak ediyorsanız “Pastane tuzlu kurabiye tarifi, pastane tuzlu kurabiyesi nasıl yapılır?” haberimize göz atabilirsiniz. 

PASTANE USULÜ TUZLU KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet yumurta
125 gram tereyağı
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı mahlep
Yarım limonun suyu
Aldığı kadar un

YAPILIŞI

Çukur bir kaba bir yumurta ile bir yumurtanın akını koyun.

Üzerine diğer malzemeleri ekleyin ve yoğurmaya başlayın.

Kıvamı tutturabilmek için unu azar azar ekleyin.

Hafif ele yapışan kıvamda bir hamur elde edince, elle şekil vererek yağlı kağıt serilmiş tepsiye 2-3 santimetre aralıklarla dizin.

Üzerine yumurta sarısı sürün ve susam serperek, 180 derece önceden ısıtılmış fırında iyice kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun…

Yüksek karbonhidratlı bir sebze olan patatesin bir gün trend haline gelip sağlıklı gıdalar kategorisine girebileceğini düşünmüş müydünüz? Raporlara göre, patateslerden elde edilen süt, 2022 yılında trend belirleyici olacak.

Yapılan araştırmalar ve yayınlanan son raporlara göre 2022 ve sonrasında yiyecek,  trendleri değişiyor. Yapılan araştırmaya, yeniliklerin peşinden koşmaya ve seçenekler sunmaya devam eden markalar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. İsveç menşeili Dug isimli markanın yeni buluşu ise patates sütü. Sunduğu formülün içerisinde D vitamini, B12 vitamini, folik asit, bezelye proteini ve omega-3 açısından zengin kolza yağı bulunuyor. Vücuda sağladığı yararların yanı sıra bir de işin sürdürülebilirlik kısmı var.

Ayrıca raporlar, patates sütünün doymuş yağ ve şeker bakımından düşük olduğunu ve dünyanın dört bir yanındaki insanlar tarafından tercih edilmesinin en büyük nedeni olduğunu söyleniyor.

patates sütü

PATATES SÜTÜ NEDİR?

Lund Üniversitesi’nden akademisyen Profesör Eva Tornberg tarafından geliştirilen DUG markası, yulaf sütünü yerinden etmeye aday. İsveç’te üretilen bu ürünü artık çoğu bitki bazlı süt gibi İngiltere’deki mağazalardan ve internetten satın alabiliyorsunuz. Çoğu bitki bazlı süt gibi, patates sütü de bitki bazlı ürünün (yani bu durumda patatesin) ve kolza tohumu yağının emülsiyonundan üretiliyor.

Original, Barista ve Unsweetened versiyonları mevcut olan patates sütü, kendisinden önceki yulaf sütü markaları Oatly ve Minor Figures gibi, kahve tutkunu genç bir kalabalığa hitap ediyor. 

PATATES SÜTÜ TARİFİ:

Patatesleri küp küp bölün ve haşlamak için tencereye alın. Haşlanmış patatesleri ve tencereden ayırdığınız patates suyunu blendera ekleyin ve yaklaşık 5 dakika yüksek devirde karıştırın.

Ardından patates karışımını tülbentten geçirerek pürüzsüz bir sıvı elde edin. En az iki saat soğuduktan sonra süt içilecek kıvama ulaşacaktır.

Eğer içeriğindeki vitamini artırmak isterseniz, içerisine badem, fındık gibi ürünler ekleyebilir, vegan olmayanlar için ise bal kullanabilirsiniz. Böylelikle patates sütü daha sağlıklı ve lezzetli bir hale gelecektir.

Afiyet olsun…

Taraklı ayak problemi birçok kişide görülebilmektedir. Özellikle kadınların topuklu ayakkabı giydiklerinde gündelik yaşamını etkileyen taraklı ayak problemi neden olur konusunda sizler de nasıl geçer diye araştırma yapıyorsanız mutlaka haberimizi incelemelisiniz.

Ayak başparmağının eğikliği olarak bilinen Halluks Valgus hastalığı, genellikle estetik bir problem gibi düşünülse de, ağrılı hale geldiğinde mutlaka dikkat edilmesi gereken bir sorun olarak tanımlanıyor. Ayakların taraklı olması durumu erkek ya da kadın olarak ayrım yapılmaksınız belirli sağlık problemlerine sebebiyet verirken estetik açıdan da zorluk yaşanabilir. Taraklı ayağa sahip olan kişilerin nasıl bir ayakkabı giyeceği merak edilen bir konudur. Taraklı ayağın nasıl olduğunu merak eden kişiler bazı araştırmalar yapıyor. Taraklı ayak nedir? Taraklı ayak için nasıl ayakkabılar önerilmektedir? İşte, merak edilen tüm detaylar.

Halluks Valgus hastalığı olarak adlandırılan taraklı ayak yapısı, ergenlik itibarıyla her yaşta görülebiliyor. Ancak çoğunlukla 25-40 yaş arası kadınlarda kendini gösteriyor. Taraklı ayak sorununun oluşma nedenleri:

  • Genetik faktörler 
  • Yanlış ayakkabı seçimi 
  • Dar, topuklu ayakkabı kullanımı 
  • Ayak kırıkları, zedelenme ve kazalar 

Taraklı ayakların oluşma sebebi, tarak kemiklerinin uzun olması durumudur. Tarak kemikleri uzun olduğunda, ayaklar her zaman daha geniş görünür. Bu durum da görsel olarak insanları rahatsız edebilir. Kişiler ayaklarının geniş olmasını yapısal bir bozukluk olarak değerlendirir. Ayakkabı seçiminde de oldukça sorun yaratan bu durum, kişilerin gündelik hayatta sorun yaşamasına neden olabilir.

PEKİ TARAKLI AYAK NASIL İNCELİR?

Ayağım taraklı diyenler bu sorundan kurtulmak istiyorlarsa cerrahi müdahale tek seçenektir. Diğer tüm yöntemler geçici çözümleri oluşturacaktır. Oldukça basit bir ameliyat olan bu işlemlerde kemik belirli oranda törpülenebilir ya da bir miktar konumu değiştirilir. Her iki işlem de oldukça basittir ancak direkt olarak kemiğe müdahale olduğundan cerrahi operasyon sınıfında yer almaktadır.

Taraklı ayak ameliyatı genel olarak lokal anestezi ile birlikte yapılmakta ve ameliyat sonrası ayakta tarak problemi kolaylıkla çözüme kavuşturulmaktadır. Sonrasında birkaç günlük dinlenme ile birlikte hastalar normal hayatlarına geri dönebilmektedir.

Portakal, kış mevsimin en sevilen ve c vitamini kaynağına sahip meyvelerden biridir. Bağışıklık sistemini destekleyen portakal bizi hastalıklardan korur. Diyetisyenlerinde beslenme programında yer verdiği portakalın kaç kalori olduğu internette merak ediliyor. Peki portakal kaç kalori? Portakal yemek kilo aldırır mı? Portakal ile ilgili merak ettiğiniz soruların cevabı yasemin.com’da

Portakal Turunçgiller ailesinden gelen ve sağlığa birçok faydası bulunan meyveler arasında yer alıyor. İçeriğinde bulunan yüksek oranda C vitamini, potasyum, folik asit ve sitrat bulunan portakal hücre hasarını engelleme, kansere neden olan serbest radikaller ile savaşma, bağışıklık sistemini desteklemede birebirdir. Birçok hastalığa karşı koruyucu kalkan görevi gören portakal içerdiği lif sayesinde sindirim sistemini olumlu yönde etkiler ve uzun süre tok tutar. Portakal, taze meyve olarak tüketiminin yanı sıra;  taze sıkılmış suyu ve kurutulmuş haliyle de günlük beslenmede oldukça yer tutan meyvelerden birisidir. Peki portakal kaç kalori? İşte cevaplar…

PORTAKAL KAÇ KALORİ? 

  • 1 dilim portakal 14 kalori
  • Küçük boy portakal 47 kalori
  • Orta boy portakal 103 kalori ve 3.1 gr lif içerir. 
  • Büyük boy portakal 141 kalori içeriyor.

portakal kaç kalori

PORTAKAL ZAYIFLATIR MI?

Portakalın kilo alıp aldırmadığı birçok kişi tarafından merak ediliyor. Diyetisyenler tarafından ara öğün olarak tavsiye edilen portakal, düşük kalorisi ve içerdiği yüksek C vitamini sayesinde diyet yaparken hastalanmanızı önler. Ayrıca lifli bir meyve olduğu için sindirimi kolaylaştırır. Yüksek C vitamini oranına sahip olduğu için de, yağ yakımını kolaylaştırır. Ama bilindiği üzere her meyve gibi şeker oranı yüksek olduğundan, fazla tüketmemek gerekiyor. Genelde diyet listelerinde 1 porsiyon meyve hakkı olarak verilmektedir. 

portakal zayıflatır mı

PORTAKAL SUYU KAÇ KALORİDİR?

Özellikle kış aylarında hareketsiz olduğumuz için beslenmemize daha dikkat eder,  porsiyonları küçültürüz. Sabah kahvaltılarında çay yerine yer verdiğimiz portakal suyunun kaç portakaldan yaptığınız çok önemlidir. Portakal suyu hazırladığınız zaman kalorisinin 100-150 kaloriyi geçmeyecek şekilde olması gerekiyor. Hem c vitamini hem de B ve E vitamini kaynağı olarak da bilinen portakal suyu portakala göre daha fazla lif içerir. Bu yüzden diyetisyenler direk portakalı tüketmeniz daha doğru olacağını dile getiriyor.

portakal suyu kaç kalori

  • 200 ml ölçüdeki bir bardak portakal suyu 120 kaloridir.
  • Orta boy bardak 90 kaloridir.
  • Yarım su bardağı 60 kaloridir.
  • Çeyrek su bardağı 30 kalori içeriyor.

Yumuşak mayalı poğaça tarifi arıyorsanız, adı gibi yumuşacık olan, puf puf kabaran, pofuduk poğaça tarifimizi hazırlayabilirsiniz. Peki, pamuk poğaça nasıl yapılır? Her lokmasında ayrı lezzet alacağınız pamuk poğaça tarifi, yapılışı, hazırlanışı, gerekli malzemeler, püf noktası…

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

“Tarifte nasıl yazıyorsa, komşu nasıl yapıyorsa aynısını yapıyorum ama benim poğaçalarım pamuk gibi ve lezzetli olmuyor” diyorsanız burada sizi anlayan aynı şeyleri yaşamış biri var, yalnız değilsiniz. Bu tarif ve yöntemlerle sizin de poğaçalarınız pamuk gibi ve lezzetli olacak . İster kahvaltıda isterseniz de 5 çayında yiyebileceğiniz pamuk poğaça tarifi, hem kolay hem de yumuşacık bir tarif.  Kuru mayalı poğaça tarifi genellikle göz korkutur ve sanki yeterince güzel kabarmayacak, piştiğinde sert olacak gibi endişelere sebep olur. Hiç merak etmeyin, eğer tarifi adım adım uygularsanız  istediğiniz gibi kabarmış, yumuşak mayalı poğaça yapabileceksiniz. 

Pamuk Poğaçanın hamurunun kıvamı, farklı tarifler hazırlamak için de çok uygun. Kalabalık misafirleriniz için dilerseniz Pamuk Poğaça Tarifini daha fazla hazırlayıp, farklı şekiller vererek  aynı anda daha fazla çeşit hazırlayabilirsiniz. 

PAMUK POĞAÇA TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
1 su bardağı sıvı yağ
5 çorba kaşığı toz şeker
1 çorba kaşığı tuz
1 paket instant kuru maya
3-3,5 su bardağı un
1 kalıp kadar beyaz peynir
Yarım demet maydanoz
1 yumurta sarısı

YAPILIŞI

3 su bardağı unu hamur yoğurma kabına koyun. Kuru mayayı, tuzu, şekeri koyup çırpma teliyle karıştırın.

Sonra kuru karışımın ortasını açın ve süt, su ve sıvı yağı ekleyip yumuşak bir hamur elde edecek şekilde yoğurun.

Yoğurduğunuz hamurun üzerini poşet ve bir mutfak beziyle örtüp yarım saat kadar mayalanması için bekletin.

Bu arada maydanozu ince ince doğrayın ve beyaz peynirle birlikte iyice karıştırın.

Mayalanan hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp iki kez katlayarak ve parmaklarınızla açarak iç malzemesinden koyun, kapatın ve elinizde yuvarlayın.

Poğaçaları fırın tepsisine dizdikten sonra tekrar üzerini örtüp 15-20 dakika bekletin.

Üstlerine yumurta sarısı sürüp susam ve çörek otu serperek 180 derece ısınmış fırında üstleri kızarana kadar yaklaşık 20 dakika pişirin. 

Afiyet olsun…

Ülkemizde tüketimi çok yaygın olmayan ancak süslü restoranlarda pahalı fiyatlara satılan geyik eti hakkında merak edilen birbirinden farklı sorular var. Geyik eti yenir mi? Geyik eti nereden bulunur, nasıl pişirilir? Geyik eti nasıl yenir? İşte, İskandinav ülkelerinde çok popüler olan geyik etini tüketme yöntemleri:

Geyik eti, avlanması yasal olan ülkelerde yemeklerde kullanılır ve Alaskalılar bu ete adeta hayrandır. Süt danasına benzeyen açık pembe renkte bir et olan geyik eti  İzlanda, Finlandiya, Kanada, Alaska ve Sibirya ülkelerinin mutfak kültürlerinde bol miktarda bulunuyor. Ülkemizde geyik avı yasal değildir. Bu sebeple geyik eti tüketimi de yaygın değildir. Ülkemizin de alıştığı bir et kültürü değildir. Geyik avının yasal olduğu ülkelerde, etler çeşitli şekillerde tüketicilerle buluşur. Geyik eti tanımı teknik olarak geyik ailesindeki bir hayvandan herhangi bir et türünü, karibu, antilop, ren geyiği ve elk etini de içerir. Geyik eti seçerken, en iyi gastronomik özelliklerin, sonbaharın sonlarında yakalanan bir yaşın altındaki ren geyiği eti ile ayırt edildiği unutulmamalıdır. Bu dönemde, hayvanın vücudu en çok besini içerir. 

GEYİK ETİ YEMEK HELAL Mİ?

Koyun, sığır, kuzu ve kümes hayvanlarına alışkın bir kültür olduğumuz için “geyik eti helal mi” sorusu akılları karıştırmaktadır. İslam dininde eti yenilen ve yenmesi yasaklanan bazı hayvanlar vardır. Diyanet İşleri Bakanlığı’nın yayımladığı Dini Bilgiler İlmihali’nde 2. Ciltte 34. sayfada yer aldığı gibi, geyik eti helal kabul edilen kara hayvanları arasında yer almaktadır.

GEYİK ETİNİN FAYDALARI VAR MI?

Yağda ve kalorilerde sığır etinden daha düşük olmasının yanı sıra, geyik eti de tüm gün için ihtiyacınız olan iyi miktarda niasin, çinko ve B12 vitamini sağlayan geniş bir besin listesine sahiptir.

Geyik eti vücuttaki dokuları inşa etmek ve onarmak için gerekli olan protein bakımından yüksektir. Protein kemikler, cilt, kıkırdak ve kaslar için bir yapı taşı olarak kabul edildiğinden kas kütlesi kazanmak istiyorsanız, diyetinizde yeterli miktarda protein almak da önemlidir. 

kemikli geyik eti

PEKİ GEYİK ETİ NASIL PİŞİRİLİR?

  • Geyik eti sığır ve koyun eti gibi her türlü pişirime uygundur.
  • Özellikle geyik eti kavurması lezzetli bulunur.
  • Butlarını ızgarada pişirerek nefis bir ızgara keyfi yapabilirsiniz.
  • Dilediğiniz baharatlar ile yanmaz ve yapışmaz tavanızda pirzola gibi kızartmak da bir pişirme tercihi olabilir.
  • Etini kıyma şeklinde çektirip sucuk da yapabilirsiniz. Elde edilen sucuklar kahvaltılarınızı lezzetlendirebilir.
  • Oldukça lezzetli bir et olan geyik eti, haşlama yemekler için de uygundur.

TERBİYELİ GEYİK ETİ TARİFİ:

Lezzetli bir geyik eti hazırlamak istiyorsanız, geyiğin omuz kısmından alınan eti kullanmalısınız.

Terbiye sosu için ise; malzemelerinize kızılcık reçeli eklemek iyi bir tercih olacaktır.

Kızılcık reçeli ekşi ve mayhoş tadı ile geyik etini daha da lezzetlendirecektir.

Ayrıca kızılcık reçelinin tam bir C vitamini kaynağı olduğunu da unutmamak gerekir.

Doğranmış havuç, kereviz, soğan ve sarımsak ile tuz ve karabiber gibi baharatları harmanlayarak sebze sosunu hazırlayabilirsiniz.

Bu malzemeleri biraz kısık ateşte soteleyip etiniz ile buluşturabilirsiniz.

Dilerseniz fırında veya tavada pişirebilirsiniz. Etin sosunda kullanacağınız defne yaprağı etinize hoş koku verirken, sindirimini kolaylaştıracaktır.

Tavada geyik eti kavurması yapmak istediğinizde ise, biberiye ve zeytinyağı ile etinizi birkaç saat dolapta bekletmelisiniz.

Marine sosuna biraz limon dilimlerseniz hafif mayhoş bir tat verecektir. Kırmızı etlere birkaç damla limon eklendiğinde, et içindeki demirin alınması daha da kolaylaşır.

Afiyet olsun…

Şu ara balık yemek için güzel bir zaman. Ben de bugün sizlere çocukların da balık yemesini daha kolaylaştırmanızı sağlayabilecek çok lezzetli bir fish fingers tarifini veriyoruz. Görünüşü çok lezzetli olan Fish fingers hazırlayıp dolaba da atabilirsiniz. Peki fish fingers nedir ve nasıl pişirilir?

Fish fingers balık çubukları, ezilmiş veya pane edilmiş morina balığı, hake, mezgit balığı veya pollock gibi beyaz balık kullanılarak yapılan işlenmiş bir besindir. Genellikle süpermarketlerin dondurulmuş gıda bölümünde bulunurlar. Beyaz lop etli yumuşacık mezgit fileto,özenle temizlendikten sonra, çıtır çıtır özel kaplamasıyla oluşturulan Fish Finger, çocuklara balık yemeyi eğlenceli hale getiriyor. Çocuk menülerinin vazgeçilmezi Fish Finger’ı anneler gönül rahatlığıyla pişirirler. 

Tarifin bence en kritik kısmı, çıtır çıtır olan dış kaplaması. Bunun en iyi yolu, bazı marketlerde bulunan panko ekmek kırıntısı kullanmak. 

FİSH FİNGERS TARİFİ:

MALZEMELER

400 gram mezgit fileto 
Bir tutam kıyılmış dereotu
Tuz
1,5 su bardağı un
1 adet yumurta sarısı
2 yemek kaşığı su
4-5 yemek kaşığı sıvıyağ (kızartmak için)

YAPILIŞI

Mezgit filetoyu parmak şeklinde dilimleyin.

Dilimlenmiş mezgit filetoyu tuzlayın. Sonrasında 20 dakikalığına buzdolabında dinlendirin.

Yayvan bir tabağa 1,5 su bardağı un dökün.  Dolaptan çıkarılan mezgit filetoları unlayın. Filetoları sallayarak üzerindeki fazla un giderin.

Bu aşamada başka bir kap içine 1 yumurta sarısı ve 2 yemek kaşığı su koyarak çırpın. Filetoları bu karışıma batırın.

Un içine bir tutam kıyılmış dereotu (ya da kıyılmış maydanoz)  ekleyin. Mezgitleri yumurta içinden çıkarılarak un+dereotu (maydanoz)  karışımıyla unlayın ve bir tabağa alın.

Tavaya 4-5 yemek kaşığı sıvıyağ eklenerek kızdırın ve balıkları tavaya alın.

Maşa yardımı ile çevrilerek bütün kısımlarının pişmesi sağlayın.

Yeşil bir salata, sade bir bulgur pilavı, patates kızartması ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Evlenmeyi düşünen çiftlerin gündeminde olan kan uyuşmazlığı hakkında en çok merak edilen, kan uyuşmazlığı nedir ve tedavisi var mı sorularını, hangi kan gruplarında uyuşmazlık olur sorusu takip ediyor. Yeni evlenecek olan çiftler için araştırdığımız kan uyuşmazlığıyla ilgili detayları haberimizde bulabilirsiniz.

Evlenmeyi düşünen özellikle ileride anne ve baba olmayı isteyen çiftlerin arasında merak konusu olan ve bebek için hayati önem taşıyan kan uyuşmazlığının, hafife alınmaması gerekir. Bu nedenle evlenen çiftler arasında kan uyuşmazlığı varsa bebek sahibi olmadan önce tedavisi yapılmalıdır. 

KAN UYUŞMAZLIĞI NASIL OLUR?

Gebe anne Rh(-) negatif kan grubuna sahip ise babanın kan grubuna mutlaka bakılması gerekir. Baba, Rh(+) pozitif kan grubuna sahip ise aralarında kan uyuşmazlığı var demektir.

KAN UYUŞMAZLIĞI HANGİ GRUPLARDA OLUR?

Uzmanlar, baba Rh pozitif anne ise Rh negatif kana sahipse ve annenin ilk hamileliğiyse genellikle bir sorun olmayacağını söylüyor. Bunun nedeni de ‘bebeğin, hamilelik sırasında annenin dolaşım sistemine girmemesi’ şeklinde açıklanıyor.

Rh negatif bir kadın ve Rh pozitif bir erkek, bebek sahibi olursa fetüs (bebek), babadan miras kalan Rh pozitif kana sahip olabilir. Rh negatif anne ve Rh pozitif babadan doğan çocukların yaklaşık yarısı Rh pozitif olacaktır. Ancak, doğum sırasında bebeğin vücudundaki Rh(+) pozitif alyuvarlar annenin dolaşım sistemine karışabilir. Yaşanabilecek bu durumda:

Annenin vücudunda bebeğe karşı reaksiyon oluşmaktadır. Buna karşın annenin vücudunda bebekten karışan alyuvarlara karşı antikor üretimi başlar. İlk bebek Rh(+) pozitif olsa bile annenin dolaşım sistemine girmeyeceği için üretilen antikorlardan etkilenmez. Fakat ikinci hamilelikte anne vücudundaki antikorlar bebeğin, Rh(+) pozitif olması durumunda alyuvarlarını parçalayarak zarar görmesine neden olur. 

KAN UYUŞMAZLIĞI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Öncelikle babayla kan uyuşmazlığı olan gebe bir annenin vücudunda bebeğin alyuvarlarını parçalayarak yok edecek antikorların mevcut olup olmadığının tespiti, anneden alınan kan ile yapılmalıdır. Eğer yapılan test sonucu negatif yani anne vücudunda bebeğin alyuvarlarını parçalayarak yok edecek antikor yoksa, gebelik sırasındaki olası kanama nedeniyle anne vücudundaki antikor oluşumunun önlenmesi için 28. gebelik haftasında, kan uyuşmazlığı iğnesi uygulanır. Doğumdan sonra bebeğin belirlenen kan grubu Rh(+) ise doğumu takiben ilk 72 saatte tekrar kan uyuşmazlığı iğnesi yapılır. Böylece anneye uygulanan aşı sayesinde, antikor üretiminin engellenmesi gerçekleşecek ve kan uyuşmazlığı ikinci bebeği etkilemeyecektir. 

Sibirya’dan gelen soğuk hava dalgası tüm ülkemizde etkisini gösterirken tipi şeklinde başlayan kar yağışı ve beraberindeki ihmalkarlıklar vatandaşların çoğunu zor durumda bıraktı. Soğukta yürümek zorunda kalan vatandaşları uzmanlar uyardı. Hipotermi olasığına karşın uzmanlar gösterilen bazı belirtiler durumunda acilen sağlık ekiplerine haber verilmesini tavsiye etti. Hipotermi (Donarak ölmek) nedir?

Sağlıklı bir vücudun ısısı 37 derece olmalıdır. 35 derecenin altına düşmesi haline hipotermi kendini göstermeye başlar. Vücut bulunduğu ortama ısı oranını aktarabilme özelliğine sahiptir. Isı aktarımı arttıkça vücudun ısısı düşer ortam ısısı artar bu da ani vücut sıcaklığının değişmesine neden olur. Kan dolaşımı böylece dengesizleşir. dengesizleşen kan dolaşımında öncelikle beyin etkilenir. Beyin kötü sinyalleri ile bilinç kaybı yaşar. Ancak kalp atışı halen devam etmektedir. Sıcaklık dengesizleştikçe organların sağlıklı çalışma olasılığı da düşer. Vücut ısısı 35 ve 32 derece altına düşmeye başlayınca kalp atışı durur ve ölüm gerçekleşir. Bu rahatsızlık genellikle rakımı yüksek tepelerde aniden düşen hava sıcaklığında ortaya çıkar. Hasta ısınmaya çalıştıkça ısısının ortama geçtiğinden habersiz olduğundan ölümü daha hızlı gerçekleşir.

soğukta kalmış birinin önce el ve ayakları üşür

HİPOTERMİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Öncelikle vücuttaki en zayıf halka olan el ve ayaklar üşümeye başlar. El ve ayaklardaki ten rengi yavaş yavaş kırmızılaşır. 

Genel ten rengi ise soluk bir hal alır. 

Vücut ısı kaybettikçe sinir sistemi sinyaller verir bu da vücudun kontrolsüz titremesine neden olur.

Beyin fonksiyonel olarak motor hareketlerini kontrol edemez. Bu da yavaş konuşmaya yol açar. 

Ses tellerinin enfeksiyon kapması nedeniyle kısılma görülür.

Vücut direncinde düşüklük yaşanır.

soğukta kalan birine sıcak şeyler yerine ılık bir şeyler içirin

SOĞUKTA KALAN BİRİNE NASIL MÜDAHALE EDİLMELİ?

Öncelikle sağlık ekibi çağırılması en faydalı hareket olacaktır. Onun dışında üzerindeki eşyalar çıkartılıp etrafta varsa kuru giysi ya da battaniye örtülmeli. Hemen hemen her araçta ilk yardım için bu anlarda alüminyum folyo örtü olmasında bu anlar için fayda var. Çünkü bu örtü kişin vücut ısısını içeri hapseder. Sıcak bir şey içirmek kesinlikle zararlıdır. Bunun yerine ılık bir şeyler tüketmek daha faydalı olacaktır. Bununla beraber en faydalı şey bitter çikolatadır. Bir parça bitter çikolata kan akışını hareketlendirir.