Türk Mutfağı’nın en sevilen lezzetlerinden mantıyı bir de patatesli iç malzemesiyle deneyin. Hem çay saatlerinde hem de ana yemek olarak servis edebileceğiniz patates mantısı yoğurtla birleşince doyumsuz bir lezzete dönüşecek. Peki patates mantısı nasıl yapılır?

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Aileniz, sevdikleriniz, misafirleriniz için evde kendi ellerinizle hazırladığınız şahane sofralarla en lüks restoranları aratmamanız mümkün elbette. Her evde bulunabilecek patatesle harika bir önerimiz var. Sıcak ya da soğuk tüketebileceğiniz, beş çaylarından akşam yemeklerine kadar sofranızın başköşesinden ayıramayacağınız patates mantı çocukların da sevdiği türden. Tadı kadar görüntüsüyle de iştah açacak olan patates mantısı oldukça kolay. Bu tarifi dilerseniz misafir ağırlayacağınız sofralarda başlangıç olarak sunabilir, dilerseniz sıcak servis ederek, ana yemeğe dönüştürebilirsiniz. Çocukların da ilgisini çekip, tadına bayılacakları bu tarifi mutlaka denemenizi öneriyoruz.

PATATES MANTISI TARİFİ:

MALZEMELER

Mantı için;

5 adet orta boy patates
Yarım demet maydanoz
Bir çimdik tuz
İsteğe bağlı dereotu

Yoğurdu için;

1 kâse yoğurt
Bir çimdik tuz
1 diş sarımsak

Üzeri için;

1 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı pul biber

YAPILIŞI

Patatesleri soyun. 2-3 parçaya bölün. Bir tencereye alıp üzerini geçecek kadar su koyun.

Suya bir çimdik tuz ekleyin. Patatesler pişince suyunu süzün ve bir çatal yardımıyla püre haline getirin.

Pürenin içerisine ince ince kıydığınız maydanozları ve isterseniz dereotlarını ekleyin.

Elde ettiğiniz hamur kıvamında püreyi, içerisindeki tüm lezzetler birleşinceye kadar yoğurun.

Püreden ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayın ve parmağınızla ortasına bastırın.

Yoğurdunuzun içine tuz ekleyin ve rendelediğiniz sarımsakla birlikte krema kıvamı alana kadar çırpın.

Yuvarladığınız mantıların üzerine yoğurdu gezdirin.

Bir sos tavasına tereyağını koyup eritin.

Üzerine pul biberi ekleyin ve yağı hafifçe yakın.

Servis tabağına aldığınız yoğurtlu patates mantısının üzerine sosu gezdirin.

Dilerseniz mantıların üzerini taze nane veya dereotu ile süsleyerek sunum yapabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Asidik özelliği daha fazla olan yeşil elma özellikle sindirim sorunlarına iyi gelir. Kan şekeri ve kolesterolü de düzenleyen yeşil elma hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki yeşil elmanın faydaları nelerdir? Ayrıca uzmanların önerdiği elma ve salatalık suyu karışımının mucizevi faydasını da araştırdık. Haberin detayında bağışıklığı güçlendiren yeşil elmaya dair her şeyi bulabilirsiniz.

Severek tüketilen yeşil elma, protein, vitamin, mineral ve lif açısından diğer elma çeşitlerine oranla daha zengindir. Gülgiller ailesine ait olan elma, ilk olarak Kuzey Anadolu topraklarında keşfedildi.1000 farklı çeşidi olan elma tüm dünyaya Orta Asya topraklarından yayıldı. Besin değeri oldukça yüksek olan elmanın sarı, yeşil ve kırmızı türleri yaygındır. Malta eriği ve armut ile akrabalığı olan elmanın çeşitleri içeriğindeki besin değerini değiştirir. Yeşil elma sarı ve kırmızıya göre daha fazla asidik çözücü içerir. Sonbaharda tamamen olgunlaşan yeşil elma nemli ve yağışlı alanları sever. İçeriğindeki sıvı oranı oldukça fazladır.

sindirimi düzenleyen en sağlıklı besindir

♦ Ülkemizde Amasya elması oldukça yaygın tüketilir. Ancak sindirim sorunu yaşayanlar için uzmanlar genellikle yeşil elmayı önerir. Yeşil elma erik gibi ekşimsi bir sıvıya sahiptir. Bu sıvı aslında içerdiği asidikten alır. Bu asidik vücuda girdiğinde çözücü bir özellik sergiler. Özellikle serbest radikalleri idrar yolu ile vücuttan atarak bağışıklığı güçlendirir.

YEŞİL ELMANIN FAYDALARI NELERDİR?

  1. Yeşil elmada bulunan; siyadin, epikateşin ve C vitamini, antioksidan görevi görür. Bu sayede vücutta dolaşan zararlı serbest radikalleri azaltır. 
  2. Ayrıca yeşil elma kilo vermek isteyenlerin diyet listesinde ilk sırada yer alır. Sabahları aç karnına tüketilen yeşil elma, gün boyu tok kalma hissi verir.
     
  3. Uzmanların diyabet hastalarına önerdiği önemli besinlerden biri olan yeşil elma, aç karnına yenildiğinde kana karışan şeker oranını azaltır ve tüm gün kandaki şeker oranını dengede tutar.
     
  4. Yeşil elma aynı zamanda diş sağlığını da korur. Aç karnınaa tüketilen yeşil elmanın kabuğu, ağızda oluşan tükürükteki lif oranını artırır. Bu durum gün içerisinde dişlerin sararmasını önlerken, ağız kokusunun da önüne geçer.
     
  5. Vücut yeterli potasyum almadığında kalp atışları düzensizleşir. Bol miktarda potasyuma sahip olan yeşil elma aç karınana tüketildiğinde kalbin atışlarını düzenler.

yeşil elma vücudu arındırır

YEŞİL ELMA ÇAYI NE İŞE YARAR?

YEŞİL ELMA VE SALATALIK SUYU KARIŞIMI NE İŞE YARAR?

  • İçerdikleri sıvı yüksek olan bu iki besin böbreklerin fonksiyonlarını güçlendirir. Ayrıca mesane ve böbreklerde kum taş oluşumunu önler.
     
  • Boğazdaki bakterileri temizler. Mevsim geçişlerindeki üst solunum yolları hastalıklarını engeller.
     
  • Sindirim yollarında biriken besin atıklarını vücuttan atar. Mide duvarını güçlendirerek ülser ve reflü gibi sağlık sorunlarının yaşanmasını önler. 
     
  • Bağırsak florasını korur. Faydalı bakteri sayısını artırarak kanser gibi ciddi hastalıklara zemin olacak durumları ortadan kaldırır.
     
  • Kan şekeri ve basıncını dengeler. Şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkların şiddetini azaltır.
     
  • Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri karşılar. 
     
  • Güçlü bir C vitamini olduğundan hücreleri güçlendirir. Yüksek ateşlenmeler sırasında tüketilebilecek en faydalı doğal ilaçtır. 
     
  • Bir elma ve bir salatalık meyve sıkacağından beraber geçirilir. İçerisine bir yemek kaşığı limon suyu eklenerek tüketilebilir. Uzmanlar genellikle ara öğünlerde tüketilmesini tavsiye eder. 

Kış ve bahar mevsiminde pazar te

Cildinizin mat ve cansız hali, olduğunuzdan daha yaşlı görünmenize sebep olabilir. Bu yüzden cildinize doğal yöntemlerle bakım yaparak sağlıklı, parlak ve genç görünmesini sağlayabilirsiniz. İşte cildinizi genç görünüme kavuşturacak hurma maskesi…

Halk dilinde Trabzon hurması olarak bilinen yaş hurmanın içinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde kuru cildinize gerekli olan nemi ve parlaklığı kazandırdığını biliyor muydunuz?  Sizler için hurma maskesi nasıl yapılır araştırdık…

TRABZON HURMASI MASKESİ:

MALZEMELER

1 adet yaş hurma
1 yumurtanın sarısı
Yarım çay kaşığı kayısı yağı
Yarım çay kaşığı bal
1 çay kaşığı patates nişastası

YAPILIŞI VE UYGULANIŞI

Hurmanın kabuklarını soyup blenderda ezin üzerine diğer malzemeleri ekleyerek karıştırın.

Karışımı temiz yüzünüze 3 kat kalın bir tabaka halinde sürün ve 20 dakika kurumasını bekleyin.

Kuruyan maskeyi ılık su ile temizleyin. Bu maskeyi haftada 1 kez uygulayabilirsiniz.

Son yıllarda bebeklerde kalça ultrasonu, Sağlık Bakanlığı tarafından tarama yöntemi olarak kullanılmaya başlandı. Kalça ultrasonu bebeklerdeki kalça çıkığını erken teşhis etmek için oldukça önemlidir. Peki bebeklerde kalça ultrasonu ne zaman ve nasıl çekilir? Kalça displazisi tedavisi nasıl olur?

İnsanların yaşam kalitesini etkileyen bazı fiziksel rahatsızlıklar vardır. Bunlardan biri kalça çıkığıdır. Her rahatsızlıkta olduğu gibi kalça çıkığında da erken teşhis önemlidir. Yenidoğan bebeklerin ileriki yaşlarında hem fiziksel hem de psikolojik sorunlar yaşamaması için 1 ayları dolduktan sonra mutlaka kalça ultrasonu çektirilmeleri gerekir. Uzmanlar ebeveynlerin bu konuda hassas olmaları gerektiğine önemle vurgu yapıyor. Ülkemizde her 1000 bebekten ortalama 5 ila 15’inde gelişimsel olarak kalça çıkığı görülüyor. Uzmanlar kalça displazisine erken tanı konulduğunda genellikle tedavinin mümkün olduğunu söylüyor. Annelerin de merak ettiği kalça ultrasonu ne zaman ve nasıl çekilir sorusunun yanıtını bugünkü yazımızda tüm ayrıntılarıyla öğrenebilirsiniz.

KALÇA ULTRASONU NEDEN ÇEKİLİR?

Henüz yürümeyen bebeklerde kalça çıkığının anne ve baba tarafından fark edilmesi mümkün olmayabilir. Kalça çıkığı tedavi edilmediği taktirde bebek, ileriki yaşlarında hareket kısıtlamasına maruz kalabilir. Yaygın olarak karşılaşılan kalça çıkığı riskini değerlendirmek için bu tedbirin alınması ve gerektiğinde tedavinin başlaması gerekmektedir. Kalça ultrasonunun çekilme nedenlerini araştıran anneler için işte kalça ultrasonunun çekilme nedenleri:

  • Kalça ekleminin normal şekilde gelişip gelişmediğini anlamak
  • Kalça çıkığı bulunup bulunmadığını değerlendirmek
  • Ailede kalça çıkığı öyküsü bulunması durumunda riski tespit etmek

Bebek eğer makat pozisyonunda doğmuşsa, bebeğin gelişimi açısından kalça ultrasonu daha da önem kazanmaktadır. Ebeveynlerin bu sebepleri göz ardı etmemeleri hem kendileri için hem de bebekleri için sağlıklı bir adım olacaktır.

PEKİ BEBEKLERDE KALÇA ULTRASONU NE ZAMAN ÇEKİLİR?

Yenidoğan bebeklerin doğumunu takip eden 72 saat içerisinde muayenesi yapılır. Yapılan muayene herhangi bir fiziksel bir soruna rastlanmadığı taktirde, bebek 1 ayı doldurduktan sonra kalça ultrasonu çekilir. Fakat erken teşhis ve tedavi için 4 ayın geçilmemesi gerekir.

KALÇA ULTRASONU ÖNCESİ HAZIRLIKLAR NELERDİR?

Ultrason öncesi herhangi bir tıbbi hazırlık yapılmamaktadır. Çekim sırasında anne ve babanın bebeklerinin yanında olması, ona güvenli bir ortam sağlayacak, korkmasını ve ağlamasını önleyecektir. Ultrason esnasında bebeğin kıyafetlerinin bir kısmı çıkarılabilir. Ultrason için kullanılan jelin bulaşması durumunda ailenin, yanında yedek bebek bezi bulundurmasında fayda vardır.

BEBEKLERDE KALÇA ULTRASONU NASIL YAPILIR?

Bebek sırt üstü ya da yan tarafına doğru yatırılır. Radyoloji ya da sonografi uzmanı, bebeğin kalçasına ses dalgalarının iletilmesine yardımcı olan bir jel sürer. Ses dalgaları gönderen bir cihaz, jelin sürüldüğü bölgede gezdirilir. Ses dalgalarının geri dönüşü cihaz tarafından analiz edilerek görüntü elde edilir. Ultrason sırasında bebekte ağrı uyandıracak bir işlem yapılmaz. İşlem yaklaşık 20 dakika sürmektedir. 1 ya da 2 gün içerisinde sonuçlarda yer alan değerler çocuk doktoru tarafından değerlendirilir ve sonuçta kalça displazisi varsa erken tedaviye başlanır. Böylelikle bebek daha sağlıklı bir yaşama adım atmış olur.

ULTRASONDA SIRASINDA BEBEK RADYASYONA MARUZ KALIR MI?

Kalça ultrasonu sırasında bebek herhangi bir radyasyona maruz kalmaz.

Çay saatlerinin ve kahvaltılarının vazgeçilmezi peynirli poğaçalar herkesin en sevdiği sıcacık lezzetlerden biridir. Hamur işi sevenlerin sıklıkla tükettiği poğaçayı diyet yaparken de tüketmeniz mümkün. Son dönemlerde diyet listelerinde bile yer alan peynirli diyet poğaça nasıl yapılır? Saatlerde tok tutan peynirli poğaça yapmanın püf noktalarını sizlerle paylaşıyoruz…

Kahvaltı da atıştırmalık olarak tüketebileceğiniz çay saatlerinin olmazsa olmaz poğaça hamur işlerinde en öne çıkan lezzetlerden biridir. Genelde çalışan birçok kişi tarafından da tüketilen hamur işleri fazla tüketildiğinde kilo alımına sebep olur. Diyette olanlar ve formunu korumak isteyenler diyette peynirli poğaça tüketilir mi sorusuna cevap arıyorlar. Diyetisyenlere göre; peynirli poğaçayı diyet listesine eklemek isterseniz bunun için yaparken çavdar unu veya buğday unuyla yapmanız gerekiyor. Sağlıklı bir hale getirebileceğiniz peynirli poğaçayı yaparken dikkat etmeniz gereken bazı püf noktaları bulunuyor. İşte az kalori peynirli poğaça yapmanız detayları…

peynirli poğaça kaç kalori

PEYNİRLİ DİYET POĞAÇA TARİFİ

Malzemeler:

  • 3 su bardağı tam buğday yada çavdar unu (Çavdar unu kullanacaksanız hamurun sert olmaması için 3 bardaktan az kullanın.)
  • 2 adet yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • Yarım su bardağı zeytinyağı
  • 1 paket kabartma tozu
  • Bir tutam tuz
  • Bir tutam kıyılmış dereotu
  • İç malzemesi;
  • Lor peyniri
  • Bir tutam kıyılmış dereotu

peynirli diyet poğaça tarifi

Yapılışı:

  • Bir kabın içerisine 2 adet yumurtayı kırın. Bir yumurtanın sarısını mutlaka bir kasenin içine ayırın. (Poğaçanın üzerine sürmek için kullanın)
  • Daha sonra yumurtaların üzerine yoğurdu ve zeytinyağını ekleyin. Ve güzelce çırpın. 
  • Daha sonra kabartma tozunu ve unu azar azar harcın içine ekleyin. 
  • Bütün unu ekledikten sonra kıvam alana kadar hamuru yoğurmaya devam edin. 
  • Son olarak içine ince ince doğradığını dereotunu ekleyip hamuru dinlenmesi için bir kenara alın. 
  • Yaklaşık 15 dakika kadar dinlendirdiğiniz poğaça hamurundan 18- 20 adet bezeler çıkarın. Hepsini yuvarlayıp tezgaha dizin. 
  • Bir kasenin içinde peyniri ufalayıp dereotuyla karıştırın.
  • Güzelce yuvarladığınız hamurları elinizle açıp ortasına birer çay kaşığı peynirli karışımdan koyun ve güzelce kapatın.
  • Daha sonra yağlı kağıt serilmiş tepsiye hepsini dizin ve yumurta sarısını sürün.
  • Eğer isterseniz poğaçaların üzerine çörekotu serpebilirsiniz.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırına verin ve üzeri kızarana kadar pişirin.
  • Afiyet olsun…

PEYNİRLİ POĞAÇA KİLO ALDIRIR MI?

Çayın yanında en güzel giden poğaçaların kilo aldırıp aldırmadığı herkes tarafından merak ediliyor. Normalde kilo aldırmasıyla bilinen poğaça bir tanesinde (60 gramlık) toplam 230-300 civarı kcal değeri bulunur. Ama kalorisini biraz daha düşürmek için peynirli poğaça malzemelerinde beyaz un yerine çavdar veya buğday unu kullanarak diyete uygun hale getirebilirsiniz. 

peynirli poğaça kilo aldırır mı

Ayrıca kalori oranını dengelemek için spor yapabilir, fiziksel aktiviteleri artırabilirsiniz.

Askeri diyet son zamanlarda internette en çok araştırılan ve uygulanan diyetler arasında yer alıyor. Zayıflamak isteyen birçok kadının rahatlıkla uygulayabileceği diyetlerden biri ola askeri diyeti belirli kuralları bulunuyor. Peki kilo vermede etkili olan askeri diyet nasıl yapılır? Adıyla dikkat çeken askeri diyet hakkında tüm merak edilenler ve daha fazlası….

Son zamanların popüler diyetleri arasına giren askeri diyetin zayıflama konusunda çok etkili olduğu iddia ediliyor. Askeri diyet Military diyet olarak da bilinmektedir. Adından dolayı katı kuralları sahip bir diyet olarak düşünülse de hemen hemen herkesin rahatlıkla uygulayabileceği diyet programlarından biridir.  Kilo verdirdiği öne sürülen askeri diyet sayesinde en azından haftanın 2 günü kalori dengesini yerinde tutabilirsiniz. Sizlere önereceğimiz askeri diyette, bütün hayvansal gıdalar ya da tahıllar gibi besin türlerini dışında tutmaz.

ASKERİ DİYET NEDİR?

3 günlük diyet olarak da adlandırılan askeri diyet, haftada 4,5 kg’a kadar kilo vermenize yardımcı olan kısa süreli, hızlı bir kilo verme diyetidir.

Diyet planı, 3 günlük, kalori kısıtlı bir yemek planını ve ardından 4 gün ara tatili içerir. Diyetin takipçilerine haftalık döngüyü 1 aya kadar veya hedef kilolarına ulaşana kadar tekrarlamaları söylenir.

askeri diyet nedir

ASKERİ DİYET NASIL YAPILIR?

3 günlük askeri diyet 7 gün boyunca 2 aşamaya ayrılır.

Diyet, ilk 3 gün kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği için öğünler arasında atıştırmalıklar olmadan belirlenmiş bir yemek planı sağlar .

Bu aşamada, toplam kalori alımı günde yaklaşık 1.100-1.400 kaloriye çıkar ve bu da onu düşük kalorili bir diyet yapar – günde 800-1.200 kalori sağlayan bir diyet modeli olarak tanımlanır 

İzin verilen içeceklerle ilgili olarak, su veya bitki çaylarını tüketilmesi önerilir.

askeri diyet nasıl yapılır

ASKERİ DİYET 3 GÜNLÜK DİYET PROGRAMI

SABAH

Tost veya tuzlu kraker
Fıstık ezmesi
Greyfurt, elma veya muz
Haşlanmış yumurta veya çedar peyniri

ÖĞLE YEMEĞİ

Tost veya tuzlu kraker
Konserve ton balığı, haşlanmış yumurta veya süzme peynir

AKŞAM YEMEĞİ

Her türlü et, çöreksiz sosisli sandviç veya konserve ton balığı
Yeşil fasulye, havuç veya brokoli
Elma veya muz
Vanilya aromalı dondurma

KALAN DİĞER 4 GÜNDE İSE

⇒ Diyetin geri kalan 4 günü için sağlıklı beslenme düzenini takip etmenin dışında bir kural yoktur .

⇒ Bununla birlikte, kilo vermeyi daha da hızlandırmayı umanlar için daha az kısıtlayıcı, 1.500 kalorili bir menü sunulmaktadır.

⇒ Örneğin, bu günlerde atıştırmalıklara izin verilir, ancak porsiyon boyutlarınızı sınırlamanız önerilir.

haftada 4 kilo verdiren diyet listesi

ASKERİ DİYETTE TÜKETİLEBİLECEK BAZI GIDALAR:

  • Greyfurt, elma ve muz
  • Kepekli tost, tuzlu kraker
  • Ton balığı konservesi
  • Ekmek peyniri, sert çedar peyniri
  • Yumurta
  • Sosisli sandviç gibi işlenmemiş etler de dahil olmak üzere her tür et
  • Yeşil fasulye, brokoli, havuç
  • Fıstık ezmesi
  • Vanilyalı dondurma
  • Kahve (şekersiz ve kremasız) ve su

ASKERİ DİYETTE TÜKETİLMEMESİ GEREKEN GIDALAR

  • Belirtilenler haricinde meyve ya da sebzeler
  • Tahıllar, baklagiller ya da fasulye
  • Et ya da balık dahil ilave protein kaynakları
  • Tereyağ
  • Şeker ya da bal da dahil suni tatlandırıcılar
  • Kalorili içecekler.

Çocuklarda düzenli bir uyku, psikolojik ve fizyolojik olarak oldukça önemlidir. 2 yaşına kadar ortalama uyku süresi 14 saat iken, sonrasında 5 yaşına kadar 11 ila 13 saatleri arasındadır. Okul çağındayken bu süre 10 ila 11 saatlerine düşmektedir. Ancak bazı dönemlerde çocuklarda uyku problemleri ayuka çıkar. Çocuklarda uyku probleminin (Parasomnia) sebepleri nedir? Çocuklarda uyku problemine çözümler

Kâbus görme, sık sık uyanma ve gece yaşadıkları korkular, çocuklarda uyku problemine yol açabilir. Belirttiğimiz bu psikolojik sorunlar dışında çocukların, uyku problemi yaşamalarına sebep olacak fizyolojik durumlar da var. Bu fizyolojik durumlar, “astım, kolik sancılar, reflü, otizm, gece beslenme, diş çıkarma, uyku apnesi, dikkat eksikliği, obezite, hiperaktivite bozukluğu, akut üst solunum yolu enfeksiyonları, ve aile içi sorunlarolarak sayılabilir. Uzmanların araştırmalarına göre annede olan huzursuzluk ve stres de çocuklarda uyku probleminin yaşanmasına sebep oluyor. Yukarıda saydığımız psikolojik ve fizyolojik sorunlar çocuklarda, parasomnia ve uyku apnesi olarak bilinen uyku bozukluğunun ortaya çıkmasına sebep oluyor.

UYKU BOZUKLUĞU ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Uyku problemi olan çocuklarda önemli bir rahatsızlığın meydana gelebileceği unutulmamalı. Uzmanlar özellikle uykusu bölünen veya uykudan birden uyandırılan çocukların ebeveynleri tarafından takip edilmesinin önemine vurgu yapıyor. Sakarlık, davranış bozuklukları, duygusal sorunlar, hafıza ve öğrenme problemi, akademik sorunlar gibi rahatsızlıklar, çocuklarda yaşanan uyku probleminin kaçınılmaz sonucu olabilir.

ÇOCUĞA DÜZENLİ UYKU ALIŞKANLIĞI NASIL KAZANDIRILIR?

Bilindiği gibi çocuklar her konuda anne ve babalarını örnek alırlar. Onların uyku düzenlerinin oluşabilmesi için anne ve babalara önemli roller düşer. Öncelikle ebeveynler kendi arasında fikir birliğiyle kararlılık ve tutarlılık sağlamalıdır. Düzenli uyku için saat belirlemeli ve her gün düzenli bir şekilde uygulanmalıdır. Çocuk, yaşadığı uyku probleminden dolayı yalnız uyumayı reddedebilir. Bu gibi durumlarla karşılaşan ebeveynlerin, çocukları uyuyana kadar yanlarında beklemeleri önerilir. Çocuklarda yaşanabilen uyku problemlerinin çözümü için onların yardımına koşacak en önemli kişiler anne ve babalarıdır. Bu yüzden ebeveynler sakin kalarak çocukları için rol model olduklarını unutmamalıdır.

PARASOMNİA NEDİR?

Gece terörü olarak bilinen parasomnia çocuklarda yaşanan uyku problemleri arasında önemli bir yere sahiptir. Parasomnia rahatsızlığı karakteristiktir. Çocuk, korkuyla aniden uyanabilir, çığlık atıp ağlayabilir. Parasomnia rahatsızlığı çocuğun bulunduğu ortamı terk etmeyi istemesine de sebep olabilir. Bu rahatsızlık genellikle 18 aylıkken başlayıp 6 yaşına kadar devam edebilir. Parasomnia rahatsızlığını yaşayan çocukların kendine zarar vermemeleri için evin düzeni onlara göre yapılmalıdır. Uyku düzenleri oluşana kadar da gerekli önlemlerin alınması önerilir.

ÇOCUKLARDA BİR DİĞER UYKU BOZUKLUĞU DA UYKU APNESİDİR?

Uyku sırasındaki nefes alınamama durumu uyku apnesi olarak adlandırılır. Horlamayı, nefes darlığını, tıkanmayı ve uykunun sıklıkla bölünmesini uyku apnesinin belirtileri arasında sayabiliriz. Uyku apnesinin önüne geçebilmek için öncelikte çocukta kilo kontrolünün sağlanması ve varsa alerjik rahatsızlıkların kontrol altına alınması gerekir. Bunların yanı sıra, nefes almayı etkileyecek durumların tespiti, uyku apnesi açısından oldukça önemlidir.

PEKİ UYKU PROBLEMİNİN ÖNÜNE NASIL GEÇİLEBİLİR?

Çocuklardaki uyku problemine çözüm bulabilmek için öncelikle çocukların düzenli bir uyku düzenine geçebilmeleri gerekir. Onların kendine ait odalarının olması düzenli uyku programlarını destekleyecektir.

Düzenli bir uyku için:

  • Çocuk uyumadan önce en sevdiği oyuncağını ve battaniyesini alabilir.
     
  • Ebeveynleri tarafından, çocukların sevdiği masallar veya şarkılar okunabilir.
     
  • Odanın ışığının loş olması, gürültülü bir ortam olmaması gerekir.
     
  • Uyuma ve uyanma saatlerinin her gün aynı olması çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştıracak, zamanla rutin hal alacaktır.
     
  • Gece uyanmalarında, çocuklar yalnız bırakılmamalıdır. Ebeveynler bu gibi durumlarda, her zaman çocuklarının yanında kendilerini hissettirmelidir.

Dünya genelinde vitamin ve mineral bakımından zengin olan kiwano yani boynuzlu kavun popüler olmamıştı. Ancak artan hastalıklar doğal ilaçlara yönlendirince boynuzlu kavun araştırmaya başlandı. Akdeniz iklimine sahip olduğumuz için ülkemizde de yetiştiriciliği artan kiwano güçlü bir antioksidandır. Boynuzlu Kavun (Kiwano) meyvesinin faydaları nelerdir? Boynuzlu kavun nasıl yenir?

Tropikal meyve olan boynuzlu kavunun gerçek adı Kiwano’dır. Ülkemizde dış kısmı kavuna benzetildiğinden bu isim koyulmuştur. İçeriğinde jölemsi ve çekirdek olan boynuzlu kavunun yüze 40’ı C vitamini içeriyor. Bunun yanı sıra protein, kalsiyum, demir, yüksek oranda besin lifi ve A vitamini de barındırıyor. Tadı muz ve salatalık arası bir lezzette olan boynuzlu kavun, öncelikle yeşil oluyor. Daha sonra rengi sarı ve turuncuya dönüyor. Yeni Zelanda ve Afrika gibi ülkelerde sıklıkla tüketilen boynuzlu kavun bundan 5 yıl önce ülkemizde popüler oldu. Alanya, Mersin ve Antalya gibi şehirlere uygun iklim koşullarında yetiştiriliyor. 

bu boynuzlu kavunun olgunlaşmamış halidir

BOYNUZLU KAVUN NASIL YENİR?

Olgunlaşmış boynuzlu kavunun lezzeti daha iyidir. Bu yüzden alırken turuncu renginde olmasına dikkat edin. Mersin, Alanya ve Antalya’dan tüm ülkemize dağıtılır. İnternet ortamında da satışı mevcuttur. İyice yıkandıktan sonra tam ortadan ikiye bölünerek içindeki jölemsi ve çekirdeklerin olduğu kısım kaşıkla tüketilir. Dış kabukları da kurutularak kış aylarında çay yapılabilir. Öte yandan reçel marmelat gibi tatlı yiyeceklerde üretilebilir. 

NOT: Kayda geçmiş herhangi ciddi bir yan etkisi olmayan boynuzlu kavunu, hamile ve kronik hastalığı olanlara çok önerilmiyor. 

 

boynuzlu kavun antioksidan bakımından zengindir

BOYNUZLU KAVUN (KİWANO) MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

  • İçerdiği C vitamini sayesinde güçlü bir antioksidan özelliği olan boynuzlu kavun, bağışıklığı güçlendirir. Hastalıklara karşı vücut direncini artıran boynuzlu kavun, sayesinde vücuttaki serbest radikallerde kısa sürede etkisiz hale gelir. Bu yüzden hücreler saha sağlıklı yenilenerek kanser riskini azaltır. 
     
  • Vücuttaki toksin oranını hızla azaltarak böbrek üstü bezlerinin çalışmasını sağlar. Mesanedeki atıkları idrar yoluyla atar. İdrar yolu enfeksiyonunu da böylece engeller. 
     
  • Protein bakımından zengin olduğundan kemik ve kas kütlesini artırır. Kas ve kemik ağrıları yaşan kişilerin tüketmesi tavsiye edilir. Özellikle romatizma ve eklem rahatsızlıklarına doğal fayda sağlar.
     
  • C vitamini sadece bağışıklığı güçlendirmez aynı zamanda ciltteki hücrelerinde hızla yenilenmesini sağlar. Böylece C vitamini sayesinde kırışıklık ve yaşlanmayı geciktirir. Tırnakların hızla yenilenmesini sağlar.
     
  • Saç ve saç köklerini güçlendirir. Saç derisinin yenilenmesini sağlar. Böylece kepeklenme ve dökülme sorunlarını ortadan kaldırır. 

Kız çocuklarında görülen Turner sendromu, hücredeki x kromozomlarından birinin eksik olmasıyla oluşan hormonal bir hastalıktır. Doğumsal bir rahatsızlık olan turner sendromunun belirtileri arasında “kısa boy, kemik erimesi, gebe kalamama, ergenlik gecikmesi” bulunuyor. Peki bu turner sendromu nedir ve tedavisi nasıl yapılıyor?

Kız çocuklarında kromozom anomalisi sonucu ortaya çıkan turner sendromunun tipik belirtileri: geniş ya da yele boyun, bebeklerde dışa dönük tırnaklar… Kromozom anomalisi, kromozomlarda meydana gelen yapısal ya da sayısal değişikliklerdir. Genellikle mayoz ve mitozdan oluşur. Bu hücrelerdeki X kromozomlarından birinin eksik olması turner sendromunun ortaya çıkmasına sebep olur. Kız çocuklarında görülebilen bu hormonal rahatsızlık, kısırlık sorunlarıyla da karşılaştırabilir.

Turner sendromuna maruz kalan kız çocuklarında hormon veya östrojen tedavisi ile yumurtalık gelişimi sağlanmazsa, sağlıklı bir ergenlik olmayacağı gibi gebelik de olmaz.

TURNER SENDROMUNUN TEDAVİSİ VAR MI?

Günümüzde Genetik hastalıklarının hemen hepsinde olduğu gibi turner sendromunda da hastayı tamamen sağlıklı yapacak bir tedavi yoktur. Semptomlara yönelik tedavi uygulanır. Her hastada farklı semptomlar ortaya çıkabileceği için tedavi aşamasında her hasta ayrı değerlendirilmelidir. Cinsel gelişim bozukluğu ve boy kısalığı için erişkin ya da çocuk endokrin hekimine başvurulması gerekir.

Peki turner sendromunun tedavi yöntemleri nelerdir?

Östrojen tedavisi: 11 yaş ya da 12 yaş civarında yaptırılması gereken östrojen tedavisi ile kemik mineralazyonu sağlanır. Bu tedavi hastada meme gelişimini destekler. Büyüme hormonuyla eş zamanlı başlatıldığında boyun uzamasına da katkısı olur. 

Hamilelik ve doğurganlık tedavisi: Hamilelik tedavisinde rahmi hamileliğe hazırlamak adına hormon tedavisine başlanır. Bazen de yumurta ve embriyo bağışlanması ile hastalar, hamile kalabilirler.

TURNER SENDROMUNUN ETKİLERİ NELERDİR?

Turner sendromunun asıl nedeni, anne ve babadan alınan genetik özelliklerinde anormallik olmasıdır. Araştırmalara göre “Normal şartlarda sağlıklı bir kız çocuğunda 2 adet X kromozomu bulunur. Anne ve babadan çocuğa geçen X ve Y kromozomları çocuğun cinsiyetini belirler ve cinsel gelişiminden sorumludur. Kızlar, bir adet X kromozomunu anneden diğerini ise babadan alır.”

Turner sendromu belirtileri:

Uzmanlara göre belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı belirtiler kız çocuklarında erken yaşlarda kendini gösterebilir. Bunlar: doğum öncesi, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemi şeklinde sıralanabilir.

Doğum öncesi belirtiler:

  • Kalp anormallikleri
  • Anormal böbrekler
  • Boyun arkasında sıvı toplanması ya da diğer anormal ödem oluşumları

Doğumda ve bebeklik döneminde görülen belirtiler:

  • Geniş veya yele boyun
  • Düşük kulaklar
  • Yutma güçlüğü
  • Kilo alma problemleri
  • Gelişme geriliği
  • Şişmiş el ve ayaklar
  • Bebeğin ortalamadan daha kısa doğması
  • Kafanın arkasında düşük saç çizgisi
  • Kısa el ve ayak parmakları
  • Düz ya da dışa dönük el ve ayak tırnakları
  • Hafif düşük göz kapakları

Yetişkinlerde görülen belirtiler

  • Hamile kalamama
  • Adet görememe
  • Erken menopoz
  • Osteoporoz

DİKKAT!

Turner sendromlu kadınların çoğunda yumurtalık yetmezliğine bağlı hamile kalamama, adet görememe ve hamilelikte düşük problemleri ortaya çıkabilir. Cinsiyet hormonlarının az salgılanması, hastanın erken menopoza girmesine sebep olabilir.

TURNER SENDROMLU ÇOCUKLARDA ZEKÂ PROBLEMİ OLUR MU?

Yapılan araştırmalara göre genellikle, turner sendromlu kız çocuklarının zekâsı normal olarak incelenir. Fakat görsel-uzaysal işleme, dikkat, konsantrasyon ve kısa dönem bellek sorunlarının görülebileceği söylenen hastaların sık sık mekânsal kavramlar ve matematik problemleri üzerine çalışmalara zorlanırlar. Hafıza problemleri yaşayabildikleri için amaçlarını ve kararlarını belirlemekte güçlük çekerler.

Herkesin günlük hayatında yaşayabileceği sağlık problemlerinden biri egzamadır. Bazen kaşıntılı bazense kabarcık şeklinde görülen egzamalara karşı uzmanlar binlerce kremler piyasaya sürmüştür. Bugün sizlere en etkili ve en iyi egzamayı geçiren eczanedeki kremleri araştırdık.

Egzama çeşitli kaşıntılı deri hastalıklarını kapsayan genel bir terimdir. En yaygın türleri atopik egzama, kontakt dermatit, seboreik egzama ve çocuk bezi egzamasıdır.  Egzamanın kesin bir nedeni yoktur. Genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu şeklinde geliştiği bilinir. Egzama bulaşıcı değildir. Ancak anne ve babalarda atopik hastalık varsa, çocukların egzama olması yüksek ihtimaldir. Ayrıca çevresel faktörler de egzama semptomlarına neden olabilir.  Genelde vücut üzerindeki etkileri kaşıntı olarak boy gösteren ve kremlerle tedavi edilen egzama, kişiler tarafından hızlı sonuca ulaşmak ve etkili tedavi yöntemi için en iyi egzama kremi araştırmaları başlanıyor.

En pahalı kremlerin en iyi olması gerekmez. Parfüm içermeyen ürünler kullanın. Sabah ve akşam olmak üzere yağlama yeterli olabilir, ama kaşıntılı, şiddetli kuru cilt olduğu takdirde daha sık yağlama gereklidir. El yıkarken ve duş alırken az sabun/ şampuan kullanımı tavsiye edilir. Kuru cilt halinde haftada 2-4 defa olmak üzere sıvı yağ banyosu iyi bir takviye olacaktır.

PEKİ EN ETKİLİ VE EN İYİ EGZAMA KREMLERİ HANGİSİDİR?

  • 1- EUMOVATE KREM / 22.28 TL

Özellikle egzama hastalığı ve birçok cilt problemi ile deri hastalıklarının tedavisinde kullanılan Eumovate krem son yıllarda satış rekorları kırıyor. Siz de bu ve benzeri hastalıklarınıza çare arıyorsanız, Eumovate krem nedir?, Eumovate krem ne işe yarar? sorularının cevabını yazımızdan öğrenebilirsiniz.

  • 2- DERMOVATE KREM / 23,17 TL

dermovate krem

Dermovate krem genellikle sedef ve egzama tedavisinde kullanılan, uzmanların en sık reçete ettiği bir ilaçtır. Egzama gibi rahatsızlıklarla başa çıkamayan kişilere adete mucize gibi iyi gelen Dermavote egzamaya bağlı oluşan kaşıntı ve kızarıklığı da kısa sürede giderir.

  • 3- SUDOCREM / 66,95 TL

Sudocrem

Sudocrem, yıllardır bebekler için pişik, kuruluk yada egzama gibi sorunları gidermek için uzmanlar tarafından önerilen bir kremdir. İrlanda’da üretilen ve 80 yıldır bebeklerin pişiklerini geçirmede etkin olarak kullanılan Sudocrem, koruyucu bir tabaka oluşturarak bebeklerde idrarın cilt ile temasını keserek pişik önler.

  • 4- ADVANTAN KREM / 14,78 TL

advantan krem

Egzama hastalığıyla ile uzun süredir baş etmeye çalışanların mucize ilacı olan Advantan krem uzman doktorların her türlü egzama için önerdiği bir kremdir. İlk bakışta tanıdık gelen Advantan krem hakkında bilinmeyen tüm soruları sizler için araştırdık.

Yasemin.com ailesi olarak geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz… Kullandıktan sonra mutlaka yorum yapın!