Şunun için etiket arşivi: çocuk gelişimi

Bilerek ya da kazayla iki çocuğun yaş farkının az olması aile içinde bazı olumsuzlukları ve zorlukları beraberinde getirebilir. Peki ikinci çocuk için ideal zaman ne zamandır? İki çocuk arası yaş farkı…

Oldum olası kalabalık evleri seviyor ve odaların çocuk sesleriyle dolup taşmasını istiyorsanız, elbette kendinizi hazır hissettiğinizde ikinci bir çocuğa sahip olmayı düşünebilirsiniz. Tek çocuk yetmiyor daha fazla çocuğumuz olsun düşüncesindeyseniz muhtemelen eşinizle birbirinize en sık danıştığınız soru ‘Ne zaman?’ olacaktır. Aslına baktığımızda bu sorunun cevabı her çift için farklı olabilmektedir. Pedagoji açısından baktığımızda ilk iki yıl, bebeklerde anne ye karşı güvenli bağlanma duygusunun yaşandığı dönemdir. Emzirme dönemi olduğu için anne devamlı olarak bebeği ile yakın temasta olmak zorundadır. Böyle bir dönemde anne diğer çocuğuna onun istediği kadar vakit ayıramayacağı için bu çocukta kıskançlığa sebep olabilen bir durum olarak görülür. Bazı uzmanlar ise ikinci çocuk için minimum dört yaşın doğru bir aralık olduğunu öne sürebiliyor. Peki hangisi doğru?

İKİ ÇOCUK ARASI YAŞ KAÇ OLMALI? İKİ KARDEŞ ARASI İDEAL YAŞ…

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi evrensel anlamda kesin bir şekilde kardeşlerde şu kadar yaş farkı olmalı diyemeyiz. Çünkü bu durum direkt olarak ailenin deneyimlerine ve tercihlerine bağlı cevap verilmesi gereken bir durumdur. Eğer anne tıpkı bir anaokulu öğretmeniymişçesine birden fazla çocukla ilgilenip onlara yetebileceğini düşünüyorsa kardeşler arasındaki yaş farkını uzatmasa da olur.

İKİ KARDEŞ ARASI YAŞ FARKININ YAKIN OLMASININ FAYDALAR:

EĞİTİM HAYATI: Gelişim aşamalarından olan çocukluk-ergenlik-yetişkinlik evreleri hemen hemen aynı dönemlere denk geleceği için benzer yetiştirme sağlayabilirsiniz.

ARKADAŞLIK: Çocuklarınız evde güzel geçinirse birbirlerini her daim koruyup kollayan ve birbirlerine güven duyan iki sıkı arkadaş, dost gibi olurlar. Birçok aktiviteyi tek başına değil de kardeşiyle beraber yapabilir. Yaşça büyüdüklerinde, arkadaş gruplarını bile paylaşabilirler.

RUTİN İŞLERDE KOLAYLIK: Özellikle de bebeklik döneminde anneliğe yeni yeni alışan kadınlarda ikinci hamilelik kısa süre sonra gelirse yeni düzenlerine alışmışken bunu sürdürmek daha kolay olur.

İKİ KARDEŞ ARASI YAŞ FARKININ AZ OLMASININ ZORLUKLARI:

İŞLER X2 ZORLAŞIR: İki ya da daha fazla çocuğa aynı zamanlarda sahip iken görevleriniz artar. 

BÜTÇE DAHA KOLAY AZALIR: İlk bebeğinizde giydirdiğiniz kıyafetleri hemen peşinden gelen bebeğinizde giydirmeniz sıkıntılı olabilir. Özellikle de ikiz hamileliklerde böyle bir durum söz konusu değildir, her şeyden aynı anda çifter çifter almak gerekir.

KISKANÇLIK ARTAR: Çocukların yaş farkı az olduğunda ve kendi istedikleri şey, kardeşine alındığında kıskançlık duygusuna elverişlidir.

Bilerek ya da kazayla iki çocuğun yaş farkının az olması aile içinde bazı olumsuzlukları ve zorlukları beraberinde getirebilir. Peki ikinci çocuk için ideal zaman ne zamandır? İki çocuk arası yaş farkı…

Oldum olası kalabalık evleri seviyor ve odaların çocuk sesleriyle dolup taşmasını istiyorsanız, elbette kendinizi hazır hissettiğinizde ikinci bir çocuğa sahip olmayı düşünebilirsiniz. Tek çocuk yetmiyor daha fazla çocuğumuz olsun düşüncesindeyseniz muhtemelen eşinizle birbirinize en sık danıştığınız soru ‘Ne zaman?’ olacaktır. Aslına baktığımızda bu sorunun cevabı her çift için farklı olabilmektedir. Pedagoji açısından baktığımızda ilk iki yıl, bebeklerde anne ye karşı güvenli bağlanma duygusunun yaşandığı dönemdir. Emzirme dönemi olduğu için anne devamlı olarak bebeği ile yakın temasta olmak zorundadır. Böyle bir dönemde anne diğer çocuğuna onun istediği kadar vakit ayıramayacağı için bu çocukta kıskançlığa sebep olabilen bir durum olarak görülür. Bazı uzmanlar ise ikinci çocuk için minimum dört yaşın doğru bir aralık olduğunu öne sürebiliyor. Peki hangisi doğru?

İKİ ÇOCUK ARASI YAŞ KAÇ OLMALI? İKİ KARDEŞ ARASI İDEAL YAŞ…

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi evrensel anlamda kesin bir şekilde kardeşlerde şu kadar yaş farkı olmalı diyemeyiz. Çünkü bu durum direkt olarak ailenin deneyimlerine ve tercihlerine bağlı cevap verilmesi gereken bir durumdur. Eğer anne tıpkı bir anaokulu öğretmeniymişçesine birden fazla çocukla ilgilenip onlara yetebileceğini düşünüyorsa kardeşler arasındaki yaş farkını uzatmasa da olur.

İKİ KARDEŞ ARASI YAŞ FARKININ YAKIN OLMASININ FAYDALAR:

EĞİTİM HAYATI: Gelişim aşamalarından olan çocukluk-ergenlik-yetişkinlik evreleri hemen hemen aynı dönemlere denk geleceği için benzer yetiştirme sağlayabilirsiniz.

ARKADAŞLIK: Çocuklarınız evde güzel geçinirse birbirlerini her daim koruyup kollayan ve birbirlerine güven duyan iki sıkı arkadaş, dost gibi olurlar. Birçok aktiviteyi tek başına değil de kardeşiyle beraber yapabilir. Yaşça büyüdüklerinde, arkadaş gruplarını bile paylaşabilirler.

RUTİN İŞLERDE KOLAYLIK: Özellikle de bebeklik döneminde anneliğe yeni yeni alışan kadınlarda ikinci hamilelik kısa süre sonra gelirse yeni düzenlerine alışmışken bunu sürdürmek daha kolay olur.

İKİ KARDEŞ ARASI YAŞ FARKININ AZ OLMASININ ZORLUKLARI:

İŞLER X2 ZORLAŞIR: İki ya da daha fazla çocuğa aynı zamanlarda sahip iken görevleriniz artar. 

BÜTÇE DAHA KOLAY AZALIR: İlk bebeğinizde giydirdiğiniz kıyafetleri hemen peşinden gelen bebeğinizde giydirmeniz sıkıntılı olabilir. Özellikle de ikiz hamileliklerde böyle bir durum söz konusu değildir, her şeyden aynı anda çifter çifter almak gerekir.

KISKANÇLIK ARTAR: Çocukların yaş farkı az olduğunda ve kendi istedikleri şey, kardeşine alındığında kıskançlık duygusuna elverişlidir.

2 yaş sendromundan sonra anne-babalar için kabus gibi geçen dönemlerden birisi de 3 yaş sendromu evresidir. 2 yaş sendromundan biraz daha zor geçecek olan 3 yaş sendromu hakkında bilinmesi gerekenler haberin detaylarında. Çocuklarda 2 yaş ve 3 yaş sendromu farkları…

Çocuğun kendi özerkliğini ilan etmeye başladığı iki yaş dönemi, anne ve babaların en çok zorlandığı zamanlardır. Kendini yerden yere atma, dinmek bilmeyen ağlama nöbetleri, keçi gibi inatlaşmaların görüldüğü 2 yaş sendromunu öyle ya da böyle atlatıp rahatladığınızı düşünüyorsanız, çok sevinmeyin çünkü sıra 3. yaş sendromunda! 2 yaş sendromuna nazaran çıtanın biraz daha yükseldiği 3 yaş döneminde çocuk artık davranışlarıyla “Ben bir bireyim” demeye başlar. Kendi fikirlerinin olduğunu ve bu fikirlerin de kabul ettirilmeye çalışıldığı 3 yaş dönemde çocuklar tarafından sorulan en popüler soru “Bu nedir? neden? o kim? Hı..hı?” şeklindeki sorulardır. Devamlı olarak bir şeyler keşfetme ve merak duygularının hakim olduğu 3 yaş krizi nasıl atlatılır gelin beraber bakalım…

3 YAŞ SENDROMU BELİRTİLERİ! 3 YAŞ SENDROMU NASIL ANLAŞILIR?

Çocukların öğrenme algılarının en yüksek olduğu 3 yaş döneminde, aileler bu evrede çocuklarını geçiştirmeyip sorularına olabildiğince güzel ve tatmin edici cevaplar vermelidir. 2. yaşta başlayan her şey kendilerininmiş hissi 3 yaş evresinde de devam edebilir.

Çocuğa eğitimi, sabrı ve daha pek çok şeyi verebilecekleri 3 yaş dönemi, hem ebeveynler hem de çocuklar için zorlu bir süreçtir. Bu süreci sağlıklı ilerletebilmek, çocuğun zihinsel ve sosyal gelişimi için önemlidir.

3 YAŞ SENDROMU BELİRTİLERİ:

Giyinme ve soyunma becerilerine sahip olduklarından dolayı istediklerini giymek isterler.
Herhangi bir şeye karşılık alacakları ‘Hayır’ cevabı öfke patlamalarına sebep olabilir.
Bağımsız olmak isterler ve inatlaşırlar.
Kendilerini beden, zihin ve duygu bütünlüğü içinde görmektedirler.
Çoğu zaman gerçek ile hayali ayırt edemezler.
Uyuma istekleri gider, öğlen uykusuna yatmak istemeyebilirler.

2 YAŞ SENDROMU İLE 3 YAŞ SENDROMU ARASINDAKİ FARKLAR:

Çocuklar 2 yaşındayken çok az konuşurken, 3 yaşında susmak bilmezler.
2 yaşındayken sinirlerini ağlayarak, 3 yaşında eşyalarını atmaya başlarlar.
2 yaşındayken yemek yeme çeşitliliği daha fazlayken, 3 yaşındayken seçicilerdir. 2 yaşındayken bezlerini dilediğiniz zaman değiştirebilir iken, 3 yaşında ise tuvalet eğitimine başlanır ve her an her yer onun için tuvalet olabilir.

2 yaşındayken kıyafetlerini seçmenize izin verirler iken, 3 yaşında kendi kıyafetlerini seçmekte ısrarcı olurlar. 2 yaşındayken pislikten hoşlanma iken 3 yaşında kirlenmeyi severler. 2 yaşındayken sizi yönetmek akıllarına bile gelmez iken, 3 yaşındayken size tamamen sahip olurlar.

Büyüme çağındaki çocuklar için kas ve kemik gelişimini destekleyen besinlere öncelik verilmesi çocuğun gelişimi bakımından oldukça önemlidir. Sizde çocuğunuzun uzun boylu olmasını istiyorsanız, yedirdiğiniz gıdalara dikkat ederek boy gelişimine yardımcı olabilirsiniz. Basketbol boy oynamak boy uzatır mı? Çocuklarda boy uzatan yiyecekler ve en etkili boy uzatma önerileri…

Hemen hemen hepimiz ‘boy uzatma’ konusunda en etkili spor faaliyetinin basketbol oynamak ya da zıplamak olduğunu düşünürüz. Ancak zannedilenin aksine olduğun yerde zıplamak ya da basketbol oynamak, kişinin mevcut olan boyunun daha da artmasına yol açmaz. Bu yanıttan sonra aklınızda peki neden basketçilerin boyu hep uzun diye düşünebilirsiniz. Basketbolu hobi haline getirmiş insanların beslenmelerine ve sağlıklarına ekstra dikkat ettiklerinden dolayı büyümeleri olumlu yönde gelişir. Dolayısıyla basketbol oynayan kimselerin daha da uzaması ya da profosyonelleşmesi söz konusu değildir; aksine genetik ya da çevresel etkenlere bağlı olarak boyu uzun olan kimseler daha iyi basketbol oynayabilmektedir. Basketbol oynayan kişilerin uzun boylu olması, uzun boylu kimselerin basketbolu daha iyi oynadığı ile bağlantılıdır. Basketbol ile diğer etkinlikler arasından en belirgin detay bireyin potaya zıplamasıyla beraber kasların esneklik göstermesi ve böylelikle kan dolaşımını hızlandırmasıdır. Dolaşımın hızlanması da büyüme hormonunu uyarmada etkilidir.

NOT: Erken gelişim döneminde sağlıklı ve kaliteli beslenemeyen kişilerin ilerleyen zamanlarda kısa boylu olduğu görülmektedir.

HANGİ BESİNLER BOY UZATMAYA YARDIMCIDIR? BOY UZATAN GIDALAR…

Boy uzatan gıdaların temel içeriği bol miktarda mevcut olan kalsiyum minerali ve D vitamininden kaynaklanmaktadır. Eğer sizinde çocuğunuzun boyu kısa kalmışsa üzülmenize gerek yok! Bu besinlerin tüketimine önem göstererek boy gelişimine katkıda bulunabilirsiniz. Çocuklarda boy uzatan besinler…

-KALSİYUM DEPOSU: SÜT

Bebeklerde gün boyu tüketilecek olan 2 bardak süt, kemik yapısını kuvvetlendirerek boy atmasına yardımcı olacaktır.

-SÜT ÜRÜNLERİ

Çocuğunuz peynir ve yoğurt yemeyi sevmiyorsa pişirdiğiniz böreğin ya da herhangi bir yiyeceğin içine bir miktar peynir ilave ederek boyunun hızlı uzamasını sağlayabilirsiniz. 

-BROKOLİ

Vücudu dirençli kılan brokoli, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirecektir. Pek sevilmeyen bu sebzeyi püre olarak çorba şeklinde çocuğunuza verebilirsiniz.

-KURU MEYVE

Özellikle süt ile beraber tatlı gereksinimi ortadan kaldırmak için çocuğunuzu kuru meyve yemeye teşvik edebilirsiniz. Kuru kayısı, incir, kuru üzüm mutlaka tüketilmesi gerekir.

-SUSAM

Pişirdiğiniz böreklerin üzerine susam serpmeyi ihmal etmeyin. Simit, poğaça ve ekmeğin üzerindeki susamlarda çocuğunuzun boyunun uzamasına yardımcı olacaktır.

BOY UZATMAK İÇİN NE YAPILMALI? BOY UZATMAYI KOLAYLAŞTIRAN ÖNERİLER

Kahvaltıya yulaf ekleyin

Yulaf protein açısından oldukça zengin bir besin kaynağıdır. Yulaf aynı zamanda kas kütlesini artırır ve yağ miktarını azaltır. 

Ergenlik çağında nişasta

Nişasta pek önemsenmese de vücudun temel enerji kaynağı arasında yer alıyor. Sadece nişasta değil, B vitamini, lif, demir, magnezyum ve selenyum da enerji kaynakları arasında yerini alıyor. özellikle kalori bakımında kuvvetli oldukları için çocukların ergenlik döneminde düzenli tüketilmesine dikkat edilmeli. 

Tavuk, hindi ve kırmızı et boy uzatıyor

Hayvansal yiyecekler arasında tavuk, en çok protein kaynağıdır. Boy uzamasının en büyük faktörü proteindir. Tavuk ve hindi etindeki bu mineral, kas ve dokuların gelişimi için oldukça önemlidir. Aynı şekilde kırmızı et de bu etkiyi gösterir.

İnce motor becerilerini kazandırmaya yönelik uygulanan sanat etkinlikleri, çocuklarda özgüven duygusunun kazandırmasının yanı sıra el becerilerini de geliştirecektir. En eğlenceli okul öncesi sanat etkinlikleri neler? Evde sanat etkinliği ne yapılır? İşte evde çocuğunuzla yapabileceğiniz sanat etkinlikleri…

Okul öncesi dönemdeki çocuklara uygulayabileceğiniz sanat etkinlikleri ile çocuğunuzun gelişimine katkı sağlayabilir ve eğlenmesini sağlayabilirsiniz. Evde can sıkıntısından telefona ya da tablete saran çocukları teknoloji bağımlılığından korumak ve uzaklaştırmak için evde de tıpkı anaokulundaki gibi sanat etkinlikleri düzenleyerek keyifli vakit geçirmelerini sağlayabilirsiniz. Çocukların hem zevk alacağı hem de uğraşırken el kabiliyetlerini de geliştirebileceği sanat etkinliklerinden çocuğunuzun hoşuna gidebileceğini düşündüğümüz keyifli etkinlikleri bir araya getirdik. İşte evde çocukların kolaylıkla yapabileceği 3 sanat etkinliği…

KOLAY VE PRATİK EN GÜZEL OKUL ÖNCESİ SANAT EKİNLİKLERİ

1. YELPAZELİ KIZ YAPIMI

Malzemeler:

– Renkli karton

– Şönil çubuk

– İnce çubuk

– Oynar göz

– Yapıştırıcı ve lastik

Yapılışı:

İlk olarak kartonu istediğiniz boyutta dikdörtgen şeklinde kesin. Daha sonra kesilen kartonu ince ince ters-düz olacak şekilde kağıt bitene kadar katlayın. Başlangıç kısmına yakın bir bölgeden lastik geçirip, farklı bir kartondan yuvarlak yüz çizip yapıştırın. Oynar gözleri üzerine yapıştırdıktan sonra yüzün geri kalan kısımlarını kalemle çizin.

Yüzünü tamamladıktan sonra şönilin kenarlarını kıvırarak kol hizasında yapıştırın. Son işlem olarak ise ince çubuğu yelpazeye sabitleyin. İşte bitti bile…

2. GÖKKUŞAĞI ETKİNLİĞİ

Malzemeler:

– Beyaz karton

– Renkli kuru boya ya da pastel boya

– Yapıştırıcı

– Kalem

Yapılışı:

Gökkuşağı etkinliğini yapmak için çocuğunuzdan ilk olarak beyaz bir kartona bulut şekli çizmesini isteyin. Dilerseniz bulutun daha sevimli görünmesi için kartonun üzerine göz ve gülen bir ağız çizmesini isteyebilirsiniz.

Daha sonra kartonda cetvelle belli bir ölçü belirleyip 7 adet şerit çizin ve bunları tek tek kesin. Kesilen şeritleri bulutun altına yapıştırdıktan sonra gökkuşağı olabilmesi için çocuğunuzun hangi renklere boyaması için tahmin etmesini isteyin. Böylelikle çocuğunuz hem eğlenecek hem de öğrenecek.

3. KURBAĞA ETKİNLİĞİ

Malzemeler:

– Yeşil ve kırmızı karton

– Yapıştırıcı

– Makas

– Kalem

 Yapılışı:

Kurbağa yapmak için yeşil kartona büyük bir daire çizin. Daha sonra daireyi ortadan ikiye eşit bir şekilde katlayın ve içte kalan kısma kırmızı kartonu yapıştırın. Ardından yine kırmızı kartondan uzun bir şerit yapın ve kırmızı kartonun olduğu bölgeye ucunu yapıştırın. Yapmış olduğunuz bu dilin kıvrık durması için biraz parmağınızda yuvarlayın.

Beyaz kartondan ise çok küçük olmayacak şekilde yine daireler çizin ve katlı olan bölgenin üzerine yapıştırın. Gözlerin çini boyayıp burun çizdikten sonra kurbağanın şekli ortaya çıkacaktır.

Çocuğun kendini ispatlamaya çalıştığı ve sadece ‘ben’ merkezli davrandığı 2 yaş sendromu, pek çok ailenin en çok korktuğu ve zorluk yaşadığı evredir. Her dediğinizi yapan çocuğunuz artık size meydan okumaya başlamışsa ya da ‘benim çocuğum öyle şeyler yapmaz, uysaldır’ diye düşünüyorsanız 2 yaşına geldiğinde yapabileceklerine bir de yakından bakın! 2 yaş sendromu en kolay nasıl atlatılır?

Günümüzde çocuklu ailelere baktığımızda ebeveynlerin ciddi anlamda sıkıntı yaşadığı 2 yaş dönemini oldukça sık görmekteyiz. İnatlaşmanın ve bir nevi tutturmaların kendini gösterdiği 2 yaş döneminde kendi özerkliği ilan etmek isteyen çocuğunuz, istediği olmadığı zaman ayaklarını yere vura vura saatlerce ağlayabilir ya da inatlaşarak dediğini yaptırmaya çalışabilir. Her çocukta diyemesek de çoğu çocukta rastladığımız bu tip belirtiler, 2 yaş sendromu yani bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak karşımıza çıkar. Her türlü huysuzluk, agresifleşme, vurup kırma gibi davranışların baskın olduğu bu evrede; çocuğunuz eline geçen her şeyi fırlatarak dikkat çekmeye çalışıyor da olabilir. Çocuğun bu çıldırtan davranışları karşısında ne yapacağını bilemeyen aileler için öncelikli olarak bu dönemin sadece bir geçiş dönemi olduğunu düşünüp sakin kalmaya çalışmaları onlar için rahatlatıcı olabilir. Çocuğunuzun tüm bu davranışlarının gelişiminin bir parçası olduğunu bilerek ona göre davranmanız 2 yaş sendromunu kolay atlatmanıza yardımcı olacaktır. Peki 2 yaş sendromu en kolay nasıl atlatılır? 2 yaş sendromu nedir, 2 yaş sendromu belirtileri nelerdir? İşte 2 yaş sendromu ile başa çıkmanın yolları:

2 YAŞ SENDROMU NEDİR? 2 YAŞ SENDROMUNUN ÖZELLİKLERİ

Gelişim dönemlerine baktığımızda doğumdan itibaren ilk 28 günü kapsayan yeni doğan döneminden sonraki ilk iki yıl bebeklik, 3-6 yaş ilk çocukluk (oyun), ilkokul zamanlarını içine alan 7-11 yaş ikinci çocukluk, 12-18 yaş ergenlik dönemi olarak kabul edilir. Gelişim evrelerinde çocuklarımızda baskın olarak göreceğimiz ve yaşayacağımız 2 yaş sendromu, gerek çocuklar için  gerek de aileler için oldukça yorucu geçecek bir süreçtir. Dil gelişimi ve iletişimi tamamen tamamlanmayan bu çocuklar, kendi özerkliklerini ilk bu yaşlarda ilan etmeye çalışırlar. Kendini ispatlama dönemi olan 2 yaş evresinde ailelerin bilinçli ve dikkatli davranması oldukça önemli bir konudur. 

Saldırgan, şımarık ve inatçı davranışlarda bulunan çocuklar tamamen ben merkezli bir döneme girerek bunu başta anne-babaları olmak üzere tüm çevresindekilere göstermeye çalışırlar. Normalde gayet uysal ve sakin olan bir çocuğun bile 2 yaş sendromuna girdiğini rahatlıkla anlayabilirsiniz. Çünkü sessiz sakin olan çocuğunuz bu evrede eşyalarını fırlatmaya başlayacak, agresif davranışlar sergileyecek ve siz ne diyorsanız tam tersini yapmak için direnecektir. Biz yine de genel bir şekilde 2 yaş sendromu belirtilerine kısaca değinelim:

2 YAŞ SENDROMUNUN BELİRTİLERİ:

– Sürekli sinirlilik hali,

– Hep kendi dediğim olsun kafası,

– Söylenilenin aksini söyleme,

– Her şeyi tek başına yapmak isteme,

– Öfke anında etrafındaki oyuncakları ya da nesneleri fırlatma,

– Hırçınlık hali

– Aşırı hareketlilik (yerinde duramama)

– İnatlaşma ve tutturma gibi belirtiler 2 yaş sendromunu gösteren en belirgin özelliklerdir.

HER ÇOCUK 2 YAŞ SENDROMU GEÇİRİR Mİ? 2 YAŞ SENDROMU NEDEN OLUR?

Her çocuğun gelişimi kendine özel olduğundan dolayı hepsi 2 yaş sendromunu yaşar diyemeyiz ancak birçoğu gelişim aşamasında bu tarz davranışlar sergiler. 12-18. ay civarında ortaya çıkan bu sendrom genellikle 36. aya kadar devam eder. Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak adlandırılan bu sendrom öncesinde bebekler, her şeylerini anneleriyle beraber yapar ve kendilerini annelerinden ayrı bir kişi olarak göremezler.

Ancak 2 yaş döneminde artık kendisinin annesinden ayrı bir kişilik olduğunu keşfeder ve her şeyi kendi yapmak ister. Bu evrede görülebilecek tüm sorunlar, tıpkı çocukların ergenlik dönemindeki davranışlarına ve asileşmelerine benzetilebilir. Bu nedenle çocuğunuzun yaşadıklarını erken ergenlik olarak düşünebilirsiniz.

2 YAŞ SENDROMUNA GİREN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

İstenmeyen davranışlar karşısında anne ya da baba, çocuğunun dediğini yapmamakta kararlı olabilir ve ‘hayır’ demek isteyebilir. Bu noktada çocuğun özerkliğini engellemek için kullanılan hayır kelimesi, çocuk üzerinde olumsuzluğu daha da pekiştireceğinden dolayı pedagoglar, olumsuzluk çağrıştırıcı ‘hayır, me-ma’ gibi kalıpları kullanmayı uygun bulmaz. Bu durumda sergileyeceğiniz en güzel davranış, çocuğunuzu görmezden gelip olumlu ya da olumsuz tepki vermemek olacaktır.

Çocuğunun 2 yaş sendromu olduğunun bilincinde olup ‘‘Çocuğumun ayakta yemek yemesine izin vermem”, ”Ben ne dersem beni dinlemek zorunda” gibi büyük laflar etmemelisiniz. Çocuğunuzla direkt zıtlaşmak yerine onunla anlaşma yoluna gitmelisiniz.

Uyku vakti gelmesine rağmen uyumamakta ısrarcı olan çocuğunuza ‘Hemen yatağa gidip uyuyorsun’ gibi cümleler yerine ‘uyumak istemediğini biliyorum ninni mi söyleyeyim ya da kitap mı okuyayım ne istersin‘ gibi alternatifler sunabilirsiniz. Böylelikle hırçınlaşan çocuğunuzun kafası dağılacak ve kitap okumanız ya da ninni söylemeniz sayesinde çocuğunuzu mayıştırarak uykusunun gelmesini sağlayabilirsiniz. Her iki taraf da kazançlı çıkacaktır…

2 YAŞ SENDROMUNDAKİ BİR ÇOCUK NELER YAPABİLİR?

– İnadından dolayı annesi yemeğini yemesini istiyorsa önündeki yemeği redddebilir. İştahsızlık görülebilir.

– Kendisini bir yetişkin gibi görüp istediği vakitte yatmak isteyebilir…

– Ağlamayı ‘araç’ değil  ‘amaç’ olarak görür ve sebepsizce saatlerce ağlayabilir.

– Öfke anında yumruklarını sıkıp ayağını yere vura vura ağlama krizlerine girebilir.

ÇOCUKLARDA ATMA VE VURMA DAVRANIŞI!

Evdeyken eline geçen oyuncak ya da eşyayı alıp yere fırlatan bir çocuğunuz varsa, ciddi boyutta bir sabra ihtiyacınız olabilir. Çocuğunuzun neden böyle bir davranış sergilediğine anlam veremiyorsanız Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, bu durumu en güzel şu şekilde açıklamış: Dış dünyayı merak edip keşfetmek isteyen çocuklar için en kolay yol eşyalardan geçer. 2 yaşından küçük bebekler bile ellerine verilen eşyaları önce kavramaya sonra tutmaya çalışır ve daha sonra inceledikten sonra atma davranışı sergilerler.

ÇOCUKLAR NEDEN EŞYALARINI FIRLATIR?

Motor becerilerinin gelişimi için gerekli olan bu davranış ne zaman ki 2 yaş sendromundaki bir çocuğa geçer artık o zaman için ailelerde birtakım sıkıntılar görülür. 2 yaşına kadar sebep-sonuç ilişkisi kuramayan bebekler atma davranışları sonrasında sonucu normal olarak kestiremezler. Ancak bu durumun dışında biraz daha büyük çocuklarda atma davranışı öğrenme ve tanımanın dışında başka faktörleri beraberinde getirebilir. Çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz davranışı sırasında sus, ağlama, yapma gibi kalıplarınız çocuk üzerinde inadı ve tedirginliği arttıracaktır.

Çocuğunuz en sevdiği oyuncakları bile yeri geldiğinde fırlatıp havada uçuşmasına yol açıyorsa, bu davranışın sebebi sizin yetersiz iletişiminizden kaynaklanıyor olabilir. İlginizi yeterince gösteremiyorsanız dikkatinizi çekmek için bu yolu tercih ediyor olabilir. Bu durumu önlemenin en etkili yolu iletişim içerisinde olmak ve verimli vakit geçirmektir.

ÇOCUKLARDA ATMA DAVRANIŞI NASIL ÖNLENİR? OYUNCAK/EŞYA ATAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

İlk önce çocuğunuzun en sevdiği oyuncağı bile fırlatmasına sebep olan etkenin kaynağını bulmaya çalışın. İlgi çekmek için ya da keşfetmek için olabilir…

Atma davranışı gösterdiği oyuncak ve nesneler birine zarar vermiyorsa ceza yöntemine başvurmayın. Hangi eşyaları atıp hangilerini atmaması konusunda sınırlar çizebilirsiniz. Örneğin yumuşak top gibi oyuncakları için ayrı bir kutu yapıp onun içine atmasını bile isteyebilirsiniz. Böylelikle de oyun yoluyla sınırlarını öğrenmiş olacaktır.

Tepkileriniz konusunda dikkat edin. Me-ma kalıpları ile sürekli olumsuzu çağırmayın yıkıcı değil yapıcı olun. Zarar verecek bir şeyi atmaya devam ederse attığı oyuncağı elinden alın ve böyle davranmazsa vereceğinizi söyleyerek kararlılığınızı gösterin.

ÇOCUKLARDA VURMA DAVRANIŞI NEDENLERİ! VURAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

SABIR GÖSTERİN

Aşağılayıcı ve küçümseyici davranışlar çocuğunuzdaki saldırganlık duygusunu tetikleyebilir. Çocuğunuz size ya da başkasına vurduğunda onu güzel bir dil ile uyarın.

ÇOCUĞUNUZLA KONUŞUN

Yıkıcı değil yapıcı bir dil ile anne ve babası olarak onu karşınıza alıp konuşun. Böylelikle kendisine değer verildiğini anlayacaktır. Yaptığı bu davranış sebebiyle hiçbir şeyi yaptıramayacağını ve isteklerinin bu şekilde devam etmeyeceğini ona söyleyin.

TELEVİZYON VE TABLETTEN UZAK TUTUN

Çocuklara kötü örnek olacak çizgi film, oyun gibi etkenler saldırganlık duygularını harekete geçirebilir. Televizyon ve tabletlerdeki şiddet ögelerinden uzak tutun.

Çocuğun kendini ispatlamaya çalıştığı ve sadece ‘ben’ merkezli davrandığı 2 yaş sendromu, pek çok ailenin en çok korktuğu ve zorluk yaşadığı evredir. Her dediğinizi yapan çocuğunuz artık size meydan okumaya başlamışsa ya da ‘benim çocuğum öyle şeyler yapmaz, uysaldır’ diye düşünüyorsanız 2 yaşına geldiğinde yapabileceklerine bir de yakından bakın! 2 yaş sendromu en kolay nasıl atlatılır?

Günümüzde çocuklu ailelere baktığımızda ebeveynlerin ciddi anlamda sıkıntı yaşadığı 2 yaş dönemini görmekteyiz. İnatlaşmanın ve bir nevi tutturmaların kendini gösterdiği 2 yaş döneminde kendi özerkliği ilan etmek isteyen çocuğunuz, istediği olmadığı zaman ayaklarını yere vura vura saatlerce ağlayabilir ya da inatlaşarak dediğini yaptırmaya çalışabilir. Her çocukta diyemesek de çoğu çocukta rastladığımız bu tip belirtiler, 2 yaş sendromu yani bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak karşımıza çıkar. Çocuğun bu ısrarlı çabaları karşısında ne yapacağını bilemeyen aileler için bu dönemin sadece bir geçiş dönemi olduğunu kabul etmesi rahatlatıcı olabilir.

Çocuğunuzun tüm bu davranışlarının gelişiminin bir parçası olduğunu bilerek ona göre davranmanız 2 yaş sendromunu kolay atlatmanıza yardımcı olabilir. Peki 2 yaş sendromu en kolay nasıl atlatılır?

2 YAŞ SENDROMUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Sürekli sinirlilik hali,

– Hep kendi dediğim olsun kafası,

– Söylenilenin aksini söyleme,

– Her şeyi tek başına yapmak isteme,

– Öfke anında etrafındaki oyuncakları ya da nesneleri fırlatma,

– Hırçınlık hali

– Aşırı hareketlilik (yerinde duramama)

– İnatlaşma ve tutturma gibi belirtiler 2 yaş sendromunu gösteren en belirgin özelliklerdir.

2 YAŞ SENDROMU HER ÇOCUKTA OLUR MU? 2 YAŞ SENDROMU NEDEN OLUR?

Her çocuğun gelişimi kendine özel olduğundan dolayı hepsi 2 yaş sendromunu yaşar diyemeyiz ancak birçoğu gelişim aşamasında bu tarz davranışlar sergiler. 12-18. ay civarında ortaya çıkan bu sendrom genellikle 36. aya kadar devam eder. Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak adlandırılan bu sendrom öncesinde bebekler, her şeylerini anneleriyle beraber yapar ve kendilerini annelerinden ayrı bir kişi olarak göremezler.

Ancak 2 yaş döneminde artık kendisinin annesinden ayrı bir kişilik olduğunu keşfeder ve her şeyi kendi yapmak ister. Bu evrede görülebilecek tüm sorunlar, tıpkı çocukların ergenlik dönemindeki davranışlarına ve asileşmelerine benzetilebilir. Bu nedenle çocuğunuzun yaşadıklarını erken ergenlik olarak düşünebilirsiniz.

2 YAŞ SENDROMUNA GİREN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

İstenmeyen davranışlar karşısında anne ya da baba, çocuğunun dediğini yapmamakta kararlı olabilir ve ‘hayır’ demek isteyebilir. Bu noktada çocuğun özerkliğini engellemek için kullanılan hayır kelimesi, çocuk üzerinde olumsuzluğu daha da pekiştireceğinden dolayı pedagoglar, olumsuzluk çağırıştırıcı ‘hayır, me-ma’ gibi kalıpları kullanmayı uygun bulmaz. Bu durumda sergileyeceğiniz en güzel davranış, çocuğunuzu görmezden gelip olumlu ya da olumsuz tepki vermemek olacaktır.

Çocuğunun 2 yaş sendromu olduğunun bilincinde olup ”Çocuğumun ayakta yemek yemesine izin vermem”, ”Ben ne dersem beni dinlemek zorunda” gibi büyük laflar etmemelisiniz. Çocuğunuzla direkt zıtlaşmak yerine onunla anlaşma yoluna gitmelisiniz.

Uyku vakti gelmesine rağmen uyumamakta ısrarcı olan çocuğunuza ‘Hemen yatağa gidip uyuyorsun’ gibi cümleler yerine ‘uyumak istemediğini biliyorum ninni mi söyleyeyim ya da kitap mı okuyayım ne istersin‘ gibi alternatifler sunabilirsiniz. Böylelikle hırçınlaşan çocuğunuzun kafası dağılacak ve kitap okumanız ya da ninni söylemeniz sayesinde çocuğunuzu mayıştırarak uykusunun gelmesini sağlayabilirsiniz. Her iki taraf da kazançlı çıkacaktır…

2 YAŞ SENDROMUNDAKİ BİR ÇOCUK NELER YAPABİLİR?

– İnadından dolayı annesi yemeğini yemesini istiyorsa önündeki yemeği redddebilir. İştahsızlık görülebilir.

– Kendisini bir yetişkin gibi görüp istediği vakitte yatmak isteyebilir…

– Ağlamayı ‘araç’ değil  ‘amaç’ olarak görür ve sebepsizce saatlerce ağlayabilir.

– Öfke anında yumruklarını sıkıp ayağını yere vura vura ağlama krizlerine girebilir.

Tatil günlerinde evde çocuğunuzla keyifli vakit geçirmek için yapabilecekleriniz aktiviteleri ve ailecek izleyebileceğiniz en güzel animasyon filmlerini sizler için bir araya getirdik. En güzel çocuk animasyonları hangileri? Evde çocuklarla ne yapılabilir? Sömestr tatilinde ne yapılır? İşte çocuklarla verimli bir zaman geçirmenin yolları…

Özellikle de kış aylarında soğuk havalardan dolayı ev içerisine hapsolan çocuklar, dışarıda kendilerini bahçeye atamayacakları için bir zamandan sonra evde sıkılmaya başlayacaklardır. Hem can sıkıntısını gidermek hem de evde geçen bu boş vakitleri değerlendirmek açısından siz ebeveynlere büyük görev düşüyor. Büyüme çağındaki bir çocuğun gelişiminde önemli bir yere sahip olan oyun, çocuğun hayal dünyasını zenginleştirmesinin yanı sıra sosyalleşmesini de sağlar.  Bu nedenle evde sadece vakit geçirmek için değil aynı zamanda gelişimini desteklemek için faydalı aktivitelere yönelmekte fayda var. Peki çocuklarla boş vakitler en güzel nasıl değerlendirilebilir? Evde çocuklarla neler yapılabilir? Tatil günlerini evde dolu dolu geçirmenize yardımcı olacak bazı püf noktalar…

EVDE ÇOCUKLARLA NE YAPILABİLİR? TATİL GÜNLERİNİ DEĞERLENDİRMENİN EN KEYİFLİ YOLLARI

1- En basitinden yediğiniz bir meyvenin tohumunun nasıl oluştuğu hakkında çocuğunuzla konuşabilirsiniz. Beraber araştırmalar yapıp, tohumların fotoğrafını bulup meyve resimlerinin altına yapıştırıp meyve panosu oluşturabilirsiniz.

2- Çocuğunuzun kelime dağarcığını genişletmek için küçük yaşlardan itibaren kitap okutma alışkanlığını sevdirerek kazandırmalısınız.

3- Çocuğunuza eğitici şarkılar dinleterek, okul dönemine hazırlık yapabilirsiniz.

4- Can sıkıntısını gidermek adına çocuğunuzla birlikte “Yönerge oyunları” oynayın. ”Bana masadaki kalemi getirir misin?”, “Oyuncağının yanındaki kutuyu uzatır mısın?”, “Odandan çekmecenin üstündeki kitabı getirir misin?” gibi kuracağınız cümleler mekan-nesne ilişkisini kavramayı kolaylaştıracaktır.

EVDE ÇOCUKLARLA HANGİ TÜR OYUNLAR OYNANABİLİR?

FİZİKSEL OYUNLAR

Çocukların bitmek bilmeyen enerjileri göz önünde bulundurulduğu zaman onlar için en ideal oyun türü hareketli olanlarıdır. Örneğin; 2-3 yaşında bir çocuğunuzun eline renkli bir kurdele vererek, arkasında sallandıracak şekilde koşturun.

GİYSİ DEĞİŞTİRME

Özellikle de kız çocukları için giyinip kuşanmak oldukça eğlenceli aktivitedir. Sizde çocuğunuza kendi gardırobunuzdan şapkalar, güneş gözlükleri, bilezikler, kıyafet ve ayakkabıları kullanarak onu mutlu edebilirsiniz.

KİRLETME OYUNLARI

Ortalığı dağıtmaktan zevk alan çocuğunuzun kendini özgür bir şekilde ifade etmesine izin vermelisiniz. Su, boya, kum, çamur ve maket tasarlama oyunları çocuğunuzu mutlu edecek oyunlar arasında yerini alır.

EVCİLİK OYUNLARI

Çocuklar için en verimli oyunlardan birisi de evciliktir. Sanki gerçek hayatta ev işi yapıyormuş gibi iş yaptırmak, çocukların hem öz güvenlerini geliştirecektir hem de rutin hayatında bazı sorumluluklar almalarını sağlayacaktır. 

AİLECEK İZLENEBİLECEK ÇOCUK FİLMLERİ

Hafta sonunu ailecek keyif içerisinde geçirmenin en kolay yolu hep beraber izlenebilecek film seçmekten geçiyor. İşte hem büyüklerin hem de küçüklerin zevkle izleyebilecekleri animasyon filmler…

Up (Yukarı Bak)

2009 yılında vizyona giren film hala popülerliğini koruyor. Komedi – dram – macera türlerindeki filmin konusu 78 yaşındaki baloncu Carl Fredricksen’ın hayatı boyunca gitmek istediği Güney Amerika’ya seyahatini anlatıyor. Evine balonlar bağlayarak istediği yolculuğa çıkmayı başaran Carl, en büyük kabusu 8 yaşındaki fazla iyimser Russel’ı da yanında götürdüğünü çok sonraları fark edecektir.

Ice Berg (Buz Devri serisi)

Buz Devri serisi vizyona ilk olarak 2003’te girdi. Seri devam filmleriyle izleyici kitlesini sıkmadan ekrana bağlamaya devam ediyor. Film, buzul çağının gelmesiyle bu şartlarda yaşamaya başlayan hayvanların maceralarını konu alıyor.

Monster (Sevimli Canavarlar)

Film, herkesin aşina olduğu çocukluk korkularını ele alıyor. İnsanların olmadığı kendi dünyasında yaşayan sevimli canavarlar, gerekli enerjiyi küçük çocukları korkutarak sağlar. Ta ki küçük bir kız çocuğu yanlışlıkla onların dünyasına girene dek…

Aslan Kral

1994’te gösterime giren Aslan Kral, animasyon film severler için kült filmlerdendir. Afrika kıtasında hayvanların yaşantısını anlatan film Simba’nın hayatına odaklanır.

Evlilik ve Aile Uzmanı Saliha Erdim, ‘Diriliş Postası Gazetesine’ bugünkü verdiği köşe yazısında “Kızım çok açık giyiniyor, yanında utanıyorum” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Günümüz annelerine ışık tutacak aynı zamanda yol haritası çizecek olan yazıya mutlaka göz atmalısınız.

Diriliş Postası köşe yazarlarından Evlilik ve Aile Uzmanı Saliha Erdim, annelerin çocukların özgüvenini kıracak davranışlardan kaçınmaları gerektiğini aynı zamanda küçük yaştan itibaren yeteneklerini fark edilmesi gerektiğini vurgulayan bir yazı yazdı. 

İŞTE SALİHA ERDİM’İN KÖŞE YAZISI;

“Kızım o kadar açık giyiniyor ki, yanında yürümeye utanıyorum. Onunla sokağa çıkmadığımda, ‘Sen benden utanıyorsun’ diye krize giriyor. “Evet utanıyorum diyorum. Biraz daha kapalı giyin, herkesi sana bakmasından çok utanıyorum diyorum, ‘Herkes böyle giyiniyor, ben giyinirsem ne olmuş’ diyor. Çok üzgünüm, nerede hata yaptık bilemiyorum. Kızıma nasıl engel olabilirim?”

İnsanı hareket ettiren saikler (kaynağı akıl olan güdüler) vardır, buna göre hareket ederler. Her insanda bir onay alma ve ona göre hareket ihtiyacı vardır. Çocuk bir şey yapar gözümüze bakar, “Aferin” dersek devam eder. Rabbimiz bize iyi hareketlerimiz için “Cennet var” diyor. Yani devam etmesini istediğimiz şeyler, takdir ve farkındalık suyu ile beslenmeli. Her insanda ortaya çıkınca, başkalarının gözlerini kamaştıracak kabiliyetler var fakat biz bunları küçük yaşta fark edip beslemediğimiz ve en küçük hatasını hoş görmek yerine çocuğu değersizleştirecek sözlerle kafasını karıştırdığımız için, ortaya çıkmaya fırsat bulamıyor. Çocukların yetenekleri ortaya çıkarsa, sanal mutluluk kaynağı aramazlar ve mutlu olurlar. Becerileri artarsa özgüvenleri de artar ve sosyal rüzgârlara karşı daha dirençli olurlar. Bunlar için basitçe yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz;

Eli kaşık tutmaya başladığında, bırakalım döke saça kendisi yemeye çalışısın, bir yandan da kaşıkla biz verebiliriz.
Bizden iş istediklerinde verelim ve mutlaka yaptıklarını takdir edelim.
Kucağımıza alıp sevelim, başını okşayalım, sevgi sözleri söyleyelim.
Hep olumlu yönlerini görüp takdir edelim, yapamadıklarını ise, “Şöyle şöyle yaparsan daha kolay olabilir, yine de gayet iyi yapıyorsun aferin” diyelim.
Nereye gidersek yanımızda götürelim ve merak ettiği şeyleri sabırla açıklayalım, anlamasına ve düşünerek idrak etmesine yardımcı olalım.
Bir yetişkin gibi saygı duyarak dinleyelim ve benlik saygısı oluşması için katkıda bulunalım. Biz ona saygı duymazsak hayattaki saygınlığın anlamını kavraması gecikir.
Bir insana, bir hayvana, bitkiye hatta cansız eşyalara bile, nezaketle yaklaşmasını telkin edelim.
Birisine zarar vermesi söz konusu olduğunda, asla taviz vermeden engelleyip, özür diletelim ve bir daha yapmaması için tedbir alalım.
Yeteneklerinin açığa çıkması için, çocuğun el ve akıl becerilerini harekete geçirecek ne varsa kullanması için teşvik edelim.
Yaptığı güzel davranışları, fark ettirmeden aile bireylerine söyleyip doğal olarak fark ettirmiş gibi yapıp takdir etmelerini sağlayalım.
Mutlaka bir hobisi olsun. Onunla vakit geçireceği, kendisine has üretimler yapabileceği ve “Ben şunu başardım” diyebileceği becerileri olsun. Bu zihnin başarı kaydetmesi anlamına gelir ki, bu adeta duyguların ve cesaretin gıdasıdır. Oradan özgüven ve yüksek kendilik algısı oluşur.
Okula gidince, bir en iyi dersine, bir de en zayıf dersine takviye aldıralım. Birisi okul çapında en iyi olmasıiçin, diğeri ise ortalama seviyeye çıkabilmesi için.
Küçük yaşta utanma ve edep öğretelim, kıyafetlerine dikkat edelim, odasına kapı tıklatmadan girmeyelim.

Çocuğun kendini ispatlamaya çalıştığı ve sadece ‘ben’ merkezli davrandığı 2 yaş sendromu, pek çok ailenin en çok korktuğu ve zorluk yaşadığı evredir. Her dediğinizi yapan çocuğunuz artık size meydan okumaya başlamışsa ya da ‘benim çocuğum öyle şeyler yapmaz, uysaldır’ diye düşünüyorsanız 2 yaşına geldiğinde yapabileceklerine bir de yakından bakın!

Günümüzde çocuklu ailelere baktığımızda ebeveynlerin ciddi anlamda sıkıntı yaşadığı 2 yaş dönemini görmekteyiz. İnatlaşmanın ve bir nevi tutturmaların kendini gösterdiği 2 yaş döneminde kendi özerkliği ilan etmek isteyen çocuğunuz, istediği olmadığı zaman ayaklarını yere vura vura saatlerce ağlayabilir ya da inatlaşarak dediğini yaptırmaya çalışabilir. Her çocukta diyemesek de çoğu çocukta rastladığımız bu tip belirtiler, 2 yaş sendromu yani bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak karşımıza çıkar. Çocuğun bu ısrarlı çabaları karşısında ne yapacağını bilemeyen aileler için bu dönemin sadece bir geçiş dönemi olduğunu kabul etmesi rahatlatıcı olabilir.

Çocuğunuzun tüm bu davranışlarının gelişiminin bir parçası olduğunu bilerek ona göre davranmanız 2 yaş sendromunu kolay atlatmanıza yardımcı olabilir. Peki 2 yaş sendromu en kolay nasıl atlatılır?

2 YAŞ SENDROMUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Sürekli sinirlilik hali,

– Hep kendi dediğim olsun kafası,

– Söylenilenin aksini söyleme,

– Her şeyi tek başına yapmak isteme,

– Öfke anında etrafındaki oyuncakları ya da nesneleri fırlatma,

– Hırçınlık hali

– Aşırı hareketlilik (yerinde duramama)

– İnatlaşma ve tutturma gibi belirtiler 2 yaş sendromunu gösteren en belirgin özelliklerdir.

2 YAŞ SENDROMU HER ÇOCUKTA OLUR MU? 2 YAŞ SENDROMU NEDEN OLUR?

Her çocuğun gelişimi kendine özel olduğundan dolayı hepsi 2 yaş sendromunu yaşar diyemeyiz ancak birçoğu gelişim aşamasında bu tarz davranışlar sergiler. 12-18. ay civarında ortaya çıkan bu sendrom genellikle 36. aya kadar devam eder. Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak adlandırılan bu sendrom öncesinde bebekler, her şeylerini anneleriyle beraber yapar ve kendilerini annelerinden ayrı bir kişi olarak göremezler.

Ancak 2 yaş döneminde artık kendisinin annesinden ayrı bir kişilik olduğunu keşfeder ve her şeyi kendi yapmak ister. Bu evrede görülebilecek tüm sorunlar, tıpkı çocukların ergenlik dönemindeki davranışlarına ve asileşmelerine benzetilebilir. Bu nedenle çocuğunuzun yaşadıklarını erken ergenlik olarak düşünebilirsiniz.

2 YAŞ SENDROMUNA GİREN ÇOCUĞA NASIL YAPILMALI?

İstenmeyen davranışlar karşısında anne ya da baba, çocuğunun dediğini yapmamakta kararlı olabilir ve ‘hayır’ demek isteyebilir. Bu noktada çocuğun özerkliğini engellemek için kullanılan hayır kelimesi, çocuk üzerinde olumsuzluğu daha da pekiştireceğinden dolayı pedagoglar, olumsuzluk çağırıştırıcı ‘hayır, me-ma’ gibi kalıpları kullanmayı uygun bulmaz. Bu durumda sergileyeceğiniz en güzel davranış, çocuğunuzu görmezden gelip olumlu ya da olumsuz tepki vermemek olacaktır.

Çocuğunun 2 yaş sendromu olduğunun bilincinde olup ”Çocuğumun ayakta yemek yemesine izin vermem”, ”Ben ne dersem beni dinlemek zorunda” gibi büyük laflar etmemelisiniz. Çocuğunuzla direkt zıtlaşmak yerine onunla anlaşma yoluna gitmelisiniz.

Uyku vakti gelmesine rağmen uyumamakta ısrarcı olan çocuğunuza ‘Hemen yatağa gidip uyuyorsun’ gibi cümleler yerine ‘uyumak istemediğini biliyorum ninni mi söyleyeyim ya da kitap mı okuyayım ne istersin‘ gibi alternatifler sunabilirsiniz. Böylelikle hırçınlaşan çocuğunuzun kafası dağılacak ve kitap okumanız ya da ninni söylemeniz sayesinde çocuğunuzu mayıştırarak uykusunun gelmesini sağlayabilirsiniz. Her iki taraf da kazançlı çıkacaktır…

2 YAŞ SENDROMUNDAKİ BİR ÇOCUK NELER YAPABİLİR?

– İnadından dolayı annesi yemeğini yemesini istiyorsa önündeki yemeği redddebilir. İştahsızlık görülebilir.

– Kendisini bir yetişkin gibi görüp istediği vakitte yatmak isteyebilir…

– Ağlamayı ‘araç’ değil  ‘amaç’ olarak görür ve sebepsizce saatlerce ağlayabilir.

– Öfke anında yumruklarını sıkıp ayağını yere vura vura ağlama krizlerine girebilir.