Şunun için etiket arşivi: çocuk haberleri

Akciğer sorunlarından biri olan balgam vücuttan atılmadığında şiddetli öksürüğe neden olur. Çocuklarda yaşanan bu durum ise yetişkinlere oranla daha risklidir. Çocuklar balgamı çıkartmak için uğraşırken akciğer ve boğazında hasara neden olabilir. Çocuklarda balgamlı öksürük neden olur? Çocuklarda balgamlı öksürüğe ne iyi gelir?

Vücutta doğal olarak bulunan balgam akciğer ve solunum yollarını koruyan bir mukus yapıdır. Üst solunum yolları virüslerinden kaynaklı bu yapı akciğerlere inebilir. Ayrıca oldukları yerde ise iltihaplı bir yapı oluşturur. Bu da solunum yollarının tıkanmasına yol açar. Öksürük refleksiyle atılmaya çalışılan balgam, zamanında tedavi edilmediğinde boğaz ve akciğerde hasara neden olabilir.

balgamlı öksürük çocuklar için risklidir

ÇOCUKLARDA BALGAMLI ÖKSÜRÜK NEDEN OLUR?

Genetik akciğer hastalığı varsa

Sigara içilen ortamda çok fazla kalıyorsa

Sık sık üst solunum yolları hastalığına yakalanıyorsa

Virüs ve bakterilere karşı hassasiyeti 

Ağır geçirilen bir gribal enfeksiyon sonrası kalan iltihap

balgamlı öksürüğe evde doğal tarifler

ÇOCUKLARDA BALGAMLI ÖKSÜRÜĞE NE İYİ GELİR?

  • Ciddi bir hastalıktan kaynaklı öksürük ve balgam oluşmamışsa evde bazı doğal kürlerle bu sorunu son verebilirsiniz.

TEREYAĞI, KARADUT PEKMEZİ VE KARABİBER

Akciğerlerin temizlenmesi vücutta bağışıklık sisteminin harekete geçmesi lazım. En sağlıklı uyarıcıda antioksidan ve antibiyotiktir. Bu iki etkiyi gösteren sağlıklı 3 besin karışımı hem öksürüğü hem de balgamı bitirecektir. Tereyağı, karadut pekmezi ve karabiber karışımı tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi çocuklardaki öksürüğe de fayda sağlar. Günde en fazla iki defa bu karışımı yapıp çocuğunuza içirebilirsiniz. Bir cezvenin içine Yarım çay bardağı karadut pekmezi ve yarım su bardağı su ekleyin. Daha sonra bir çay kaşığı kadar tereyağı ve çay kaşığı ucu kadar da karabiber ekleyip karıştırın. Kısık ateşte kaynayan karışımı yaklaşık 7 dakika sonra alıp ılık olmasını bekleyin. Ilık olan karışımı çocuğunuza içiriniz.

pekmez karabiber tereyağı karışım

NANE LİMON

Balgamlı öksürüğe iyi gelen en yaygın karışım ise nane limon karışımı çaydır. Hem çocuğun vitamin ve mineral oranı yükselir hem de virüslere karşı direnci daha güçlü olur. Çünkü limon ve nane tam bir mikrop yok edicidir. 

nane limon

AYVA YAPRAĞI ÇAYI

Ayva yaprağı tam bir virüs düşmanıdır. Özellikle geçmeyen öksürük ve balgam için en doğal kürlerden biridir. Ayva yaprağının akciğerleri temizlediği bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Kurutulmuş bir tutam ayva yaprağını bir su bardağı suyla beraber bir cezveye ilave edin. 5 dakika ocaktan alıp içerisine hakiki bir çay kaşığı bal ekleyin. Sıcak sıcakken çocuğunuzun tüketmesini sağlayın. Bu karışım uzun süre akciğer sorunlarını da ortadan kaldırır.

ayva yaprağı çayı

ELMA KABUĞU TARÇIN ÇUBUĞU

Lif kaynağı olarak kabul edilen elma vücut sistemi için muazzam bir besin kaynağıdır. Elmanın kabukları ve tarçın ise tam bir şifa deposudur. Bir bardak suyu koyduğunuz cezveye bir adet tarçın çubuğu ve dört tane kırmızı elmanın kabuğunu koyun. Kaynayan bu karışımı günde 3 defa öksüren çocuğunuza verebilirsiniz. Bu karışım aynı zamanda rahat bir nefes almasını sağlar. Gece uykunun bölünmemesi içinde mutlaka yatmadan önce bir bardak veriniz. 

kestane balı

KESTANE BALI

Balgamın ve öksürüğün gerçek düşmanı kestane balıdır. Kestane balı boğazda biriken balgamı atarak solunum yollarındaki mukus oranını dengeler. Akciğerlerin üzerindeki hava kapacıklarını ise virüsten arındırır. Boğazdaki tahribatı azaltarak hızlı bir iyileşme sağlar. Sıcak bir bardak suyun içine bir yemek kaşığı kestane balı koyup karıştırın. Bu karışımı günde iki defa yapınız. 

Dünyada en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kudüs, aynı zamanda İslam Dünyası için ise kutsal bir şehirdir. İlk kıblemiz olan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da Peygamber Efendimiz (s.a.v) tüm Peygamberlerle beraber namaz kılmıştır. Bu yüzden çocuklarımıza dinimizde önemli bir yeri olan Mescid’i Aksa’yı anlatmamız gerekiyor. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Kudüs’ü çocuklarımıza nasıl anlatmalıyız?

Günümüzde İsrail tarafından işgal altında olan Kudüs’ün İslamiyet tarihinde çok önemli bir yeridir. Öncelikle Kudüs Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Allah’ın huzuruna çıktığı Mescid-i Aksa’yı içinde barındırıyor. Mescid-i Aksa hem ilk kıblemiz gem ikinci mescidimiz hem de üçüncü haremimizdir. İsra Süresi’nde sık sık bahsedilen yer olan Kudüs’ü tıpkı Kabe gibi çocuklarımıza anlatmalıyız. Çocukluk yaşta yüreklerine bu sevgi ve bağın tohumlarını bırakmamız lazım. İslamiyet’i ve Müslüman olma kurallarını anlatırken Kudüs’ün önemini vurgulamamız şarttır. Kudüs, aynı zamanda en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bu yüzden bir çok dine ev sahipliği yaptı. Şimdi ise televizyonlarda sık sık Kudüs’ten bahsediliyor.

kudüsün önemi

KUDÜS’Ü DOĞRU ANLATMAMIZ ŞART!

Gelişen teknolojiyle çocuklarımız sıklıkla bu haberleri duyduklarından dolayı Kudüs’ün nerede olduğunu merak ediyorlar. Ancak İsrail tarafından işgal altında olduğundan ve orayı korumaya çalışan Filistinlilerin İsrail’in kontrolsüz şiddete maruz kalması haberleri çocukların bilincinde farklı yer etmesine neden olabilir. Savaş bölgesi gibi lanse edilse de Kudüs bilincini ve onurunu bu yaştan çocuklarımıza aşılamamız gerekiyor. 

çocuklarınıza kudüsü anlatın

İLK KİBLEMİZ MESCİD-İ AKSA’NIN BULUNDUĞU KUDÜS’Ü ÇOCUKLARIMIZA NASIL ANLATMALIYIZ?

  • Çocuk bilinci bambaşka bir dünyadır. Aslında hepimiz o evreden geçtik. O evrede bilincimize yerleştirdiğimiz her şey ileri yaşlardaki karakterimizi, hareketlerimizi ve düşüncelerimizi oluşturdu. Bu yüzden çocukluk çağda Kudüs’ün İslamiyet için bir onur olduğunu çocuklarımıza anlatmanın en kaliteli ve eğlenceli yolu görsellerdir.
     
  • Televizyonların yansıttığı savaş ortamının aksine Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın en güzel fotoğraflarını gösterip nerenin ne olduğunu anlatmamız gerekiyor. En önemlisi görselleri gösterirken Hz. Muhammed (s.a.v)’in namaz kıldığı yerler anlatılmalı.
     
  • Görsellerden ziyade çocukların bilincinde en çok anlatım yerleşir. Bir yeri kafalarında yer edinmesi için güçlü kelimeler seçerek hikayeler ve masallar anlatın. Halay gücü hareketlenen çocuk orada kendinin de olduğunu hissetmeli. Özellikle hikayelere Müslümanların Kudüs’te yaşadıkları anlatılmalı. 
     
  • Evde mutlaka bir köşede Kudüs, Kabe gibi mabetlerimizin önemini anlatan bir yer olması onları daha çok cezbedecektir. Bu alana her girdiklerinde kendilerini o muazzam atmosferde hissetmek için müzikler seçebilirsiniz. Bir gün bütün bunları onunla beraber o yerlere giderek de yapacağınızı söyleyerek yaşadıklarının sadece hayal gücünden ibaret kalmayacağını belirtmeniz daha faydalı olacaktır. 
     
  • Kudüs’le ilgili oyun kartları hazırlayın. Bazen siz onlara sorun bazen onların size sormasını sağlayın. Çocukla bu oyunları yaşına ve algılama durumuna uygun seçiniz. Sıkılmasına izin vermeden anlatınız ki çocuk öğrendiklerini çabuk unutmasın. 

Çocuklar aslında bebeklik evrelerinden beri algılama ve kavrama sürecine girer. Bu yüzden anne ve babalar bebeklik çağından itibaren örnek olmaları gerekiyor. Bir konu hakkında özellikle fikir verirken daha dikkatli olmaları lazım. Bu konulardan en önemlisi de Ramazan ayı ve ibadetlerdir. Çocuklara Ramazan ayı nasıl anlatılmalı? Ramazan ayını çocuklara sevdirmenin yolları

Hayatı ve etrafındakileri olup biterken öğrenmeye çalışan çocuklar bu süreçte en çok anne ve babalarını dikkate alırlar. Rol model olarak gördükleri anne ve babalarının sergiledikleri her davranış ileri zamanla oturacak olan karakterleri ve sergileyecek davranışları için önemli bir ayrıntıdır. Uzmanlar bu yüzden anne ve babaların çocuk yetiştirirken oldukça hassas davranmaları gerektiğinin bir kez daha altını çiziyor. En önemli süreçlerde Ramazan Ayı gibi kutsal zamanlarda yaşanır. Çocuklara İslamiyet’i anlatmak ve ibadetleri sevdirmek için bu gibi zamanları çok iyi değerlendirmek gerekir. İlahiyatçı yazar Adana Şensoy, bu konuda ebeveynlere düşen görevleri ve neler yapmaları hususunda örnekler vererek tavsiyelerde bulundu. Şensoy, en kolay yolun örnek olunması gerektiğinin bir kez daha altını çizdi. 

ÇOCUKLARA RAMAZAN AYI NASIL ANLATILMALI?

  1. Anne ve babalar özellikle Ramazan’ın güzelliklerini yansıtmaları lazım. Ramazan şuuru çocuk yaşta oturunca ileri yaşlar için kolay ve daha bilinçli olmaya başlar. 

    çocuklara ramazanı sevdirme

     

  2. Çocuklara bu zamanın vücudun dinlenirken aynı zamanda Allah’a olan bağlılığın artırılması anlatılmalı. Bununla beraber orucun özellikle insan vücudundaki etkileri örnek verilerek açıklanmalı.

    dua ve ibadetlerinizde onlarla beraber aynı ortamı paylaşın

     

  3. Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanında çocuklara oyuncaklar dağıtılırmış. Ramazan ayının eğlencelerle dolu bir süreç olduğunu göstermek için yapılırmış. Çocuklarla sık sık konuşarak orucun yorucu ya da aç kalarak halsizleşmeye neden olan bir süreç olmadığı aşılanmaya çalışılmalı.

    ramazanın güzelliklerini yansıtın

     

  4. Bu durum Osmanlı zamanında tekne orucuyla çocuğu da orucun şuuru kazandırılmaya çalışılırdı. Özellikle Ramazan’da etkinlikler artırılarak gün boyu aç kalmanın ödülünün akşam elma şekeri, Osmanlı macunu ve çeşitli etkinlikler olduğu benimsetilirdi. 

    hediyelerle onlara güzel bir ay geldiğini göstere

     

  5. Uzmanlar bu süreçte özellikle çocuklarla iletişim halindeyken “Oruçluyum bana dokunma, oruçluyum seninle oynayamam” gibi sert tavırlardan kaçınılması konusunda uyarır.
     
  6. Allah’ı anlatırken özellikle kelimeleri seçerken korkutucu olunmaması lazım. Ödüllü eğlenceli ve kazançlı kelimeler ve olaylar anlatılmalı. 

    etrafı süsleyin

     

  7. “Sen daha çocuksun tutamazsın” yerine onu sahura kaldırarak o süreci sevdirmek ve gün içinde acıktığında ise “demek sen bu kadar zaman tutabiliyorsun bir dahakine belki bizim kadar tutabilirsin” ifadelerine yer verin. 
     
  8. Hiç bir konuda zorlamadan belki anlatmadan sadece kendinizin hevesle ve istekle yaptığınızda çocuk bunu bile bilincine yerleştirebilir.

Çocukluk çağında görülen kabakulak aslında bir virüs hastalığıdır. Tükürük bezlerine tutunan bu virüsler çok ciddi komplikasyonlara neden olmaz ancak bağışıklığı düşük çocuklarda bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca kabakulak kendini fiziksel olarak da belli eder. Kabakulak nedir? Kabakulak virüsü nasıl bulaşır? Kabakulak belirtileri nelerdir?

Virüsler enfeksiyon yoluyla bulaştıktan sonra vücutta farklı alanlara tutulur. Bunların bir çeşidi de tükürük bezlerine tutunan ve sonucunda kabakulak olarak adlandırılan hastalığa yol açmasıdır. Çünkü tükürük bezlerine tutunan virüsler şişmeye başlar. İçerde artan iltihaplanma kulak altı ya da çene altında şişliğe neden olur. Bu nedenle kabakulak denir. Bu iltihaplanma miktarı artıkça sinir sistemini hasar alabilir. Çünkü tükürük bezleri sinirlere bağlanır. Özellikle omurilikten çıkan ilk sinir damarlarına bağlıdır. Bu yüzden burada iltihaplanma artıkça sadece kulağa ya da tükürük bezine değil aynı zamanda beyne ve omuriliğe de hasar verebilir. Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır. Çünkü hastalığa RNA virüsleri neden olur. Bu yüzden kabakulak olan kişinin kullandığı her şey dezenfekte edilip karantinaya alınmalı. Çocukluk çağı olmasının nedeni de iki haftada belirtilerini gösteren bir hastalık olduğundan çocuklar bu hastalığı okullarda ya da oyun parklarında hızla yayar. Yetişkinlik ve bebeklik döneminde nadiren yaşanır. 

kulak altında görülür bu yüzden adı kabakulaktır

KABAKULAK NASIL BULAŞIR?

Viral virüse maruz kalmış kişilerden kişilere kolayca geçer.

Hapşırma ve öksürme virüsün yayılmasını artırır. 

Ağzı ve burun yoluyla bulaştığından temas riski çoğaltır. 

Bunun yanı sıra hastanın kullandığı bütün eşyalarda virüs olabilir.

Hava yoluyla bulaşır.

virüslerin tükürük bezine yerleşmesiyle görülür

KABAKULAK BELİRİTLERİ NELERDİR?

  1. Virüse maruz kalmış kişide belirtiler 2 haftaya yayılarak ortaya çıkar. Önce ara sıra soğuk ya da sıcak titremeler yaşanır. 
     
  2. Vücudun sıcaklığı aniden yükselir ve düşer.
     
  3. Hasta sürekli yorgun ve stresli görünür.
     
  4. Sinirleri etkilediğinden asabi bir karakter giderek artar. Çocuklarda huysuzluğa neden olur.
     
  5. İdrar koyu renkte olurken dışkıda ishal meydana gelir. 
     
  6. Bütün kemik ve eklemlerde ağrı yaşanır.
     
  7. En yaygın belirti ise bir hafta sonra verir. Kulak ya da çene altında şişlik oluşur. Bu yüz yapısını bile bozabilir. 

kabakulak bebeklere nadir olarak görülür

KABAKULAK TEDAVİSİNDE NE YAPILIR?

Kesin bir tedavisi yoktur. Bunun için sadece normal gribal enfeksiyonda verilen ateş düşürücü ve ağrı kesici verilir. Düzenli bakım ve sağlıklı beslenme ile kısa sürede atlatılabilir. Ancak bağışıklığı düşük olanların mutlaka doktor kontrolünde olması gerekir. Çocuklukta ağır atlatılan kabakulak kısırlığa yol açabilir. Bu yüzden doktor kontrolünde tavsiye edilen bir tedavi uygulanmalı. 

Çocuklarla doğru ve sağlıklı bir iletişim kurmak için kurduğumuz cümlelerin önemini iyi kavramak gerekir. Sinir anında söylenen bazı cümleler gelişimlerini olumsuz etkilerle doğru cümlelerle kolaylıkla iletişim kurabilirsiniz. İşte çocuklara kurulmaması gereken 20 yanlış cümle…

Gündelik hayatımızda farkında olmadan sinirle kurduğumuz bazı cümleler, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. İlerleyen dönemlerde çocuğunuzla iletişim problemi yaşamak istemiyorsanız, doğru bir şekilde eğitmeli ve yanlış cümleler kurmaktan kaçınmalısınız. Peki çocuklarla doğru bir iletişim için nasıl cümleler kurmalı, hangi sözlerden uzak durmalıyız? İşte sağlıklı iletişimin örnekleri…

ÇOCUKLARLA SAĞLIKLI İLETİŞİM KURMANIN YOLLARI

1-Bebeğim, aşkım, bitanem, değil; 
İsmiyle hitap edilmelidir.

 2- Dur ben halledeceğim değil; 
Yapmak ister misin?

3-Hayır, asla! değil;
 Yapmamalısın; çünkü…

4-İzin vermiyorum değil;
Bunu şundan dolayı doğru bulmuyorum…

5-Git babana sor değil;
Babanla konuşup son kararımızı sana söyleyeceğiz.

6-Yapma düşersin değil; 
Dikkatli olursan yapabilirsin

7-Ne bileyim ben! değil; 
Bilmiyorum ama öğrenip sana bildireceğim

8-Ne meraklısın! değil;
Bende çok merak ettim beraber öğrenelim mi?

9-Kalk şu televizyonun başından! değil; 
Hadi beraber oynayalım

10-Kalk biraz kitap oku değil;
Sana güzel bir hikaye okumamı ister misin?

11-Yat uyu artık! değil;
Uyku saatin geldi galiba

12-Ayağımın altında dolaşma değil;
Bana yardımcı olmak ister misin?

13-Çabuk topla oyuncaklarını! değil;
Önce bebeklerini mi toplamak istersin yoksa toplarını mı?

14-Ahmet amcana hoşgeldin desene değil;
Misafir Hoşgeldin demeliyiz…

15-Yeter ki ağlama! değil; 
Ağlaman fikrimi değiştirmeyecek…

16- “Arkadaşına vurma!” değil;
Arkadaşına vurarsan canı yanabilir

17-Alışverişte kendini parçalasan da onu almayacağım! değil;
Hepsine yetecek kadar paramız yok

18-Hastayım rahat dur biraz değil; 
Biraz sessiz olur musun, başım ağrıyor

19-Onu kırarsan yenisini hiç almam! değil;
Bir süre daha oyuncak alamayabiliriz, dikkatli kullanırsan kırılmaz

20-Bunu sen mi yaptın! değil; 
Bunu kimin yaptığını biliyor musun?

Dünyada giderek artan aşı karşıtlığı nedeniyle özellikle bitme noktasına gelen kızamık ciddi biçimde kendini göstermeye başladı. Konuyla ilgili Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ozan Uzunhan Yasemin.com muhabiri Müge Çakmak’a açıklamalarda bulundu.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Dünyada giderek artan aşı karşıtlığı nedeniyle özellikle bitme noktasına gelen kızamık ciddi biçimde kendini göstermeye başladı. Türkiye genelinde 2018 yılında 716 olan vaka sayısı, 2019 yılında 2 bin 905’e yükseldi. Aşı; hastalıklardan korunmak için başvurulan güvenli ve etkili yöntemlerin başında geliyor. Sağlık Bakanlığı’nın resmî web sitesinde yapılan tanıma göre aşı; virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma karakterlerinden arındırılarak ya da bazı toksinlerin etkilerinin ortadan kaldırılarak geliştirilen bir biyolojik maddedir. Aşılama yöntemi sayesinde kişinin vücudu, söz konusu hastalığa yakalanmadan mikrobu tanıyor ve mikroba karşı antikor üreterek bir savunma mekanizması geliştirip mikropla savaşmayı öğreniyor. Böylelikle kişinin bağışıklık sistemi güçlendirilmiş oluyor. 

Aşı konusunda son yıllarda kaleme alınan birçok makalede, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde aşının reddedilmesi trendinden bahsediliyor. Aşı karşıtlığı; aşı etkinliğine ve aşı bileşenlerine duyulan şüpheden kaynaklanabildiği gibi aşı ile önlenebilir hastalıkların hafife alınması vb. tutumlar nedeniyle de ortaya çıkabiliyor. Örneğin aşı karşıtlarının sıraladığı argümanların başında, bulaşıcı hastalıkların çoğunun ölümcül olmadığı iddiası geliyor. Birçok aşı karşıtı, aşıyla önlenebilir hastalıkları yaşamın doğal bir parçası olarak görüyor. Ancak uzmanlar, artan aşılama yöntemleri sayesinde düşen hastalık görülme ve ölüm oranları nedeniyle bu hastalıklara dair korkuların toplumda unutulduğunu belirterek bu hastalıkların ölümle sonuçlanabileceğini ve bu nedenle yaşamın bir parçası olarak görülmemesi gerektiğini söylüyor. 

Aşı tereddütü, Dünya ülkelerinin yüzde 90’ından fazlasında rapor edilmiştir. Bu nedenle, birçok bölgede, kızamık-kabakulak-kızamıkçık aşılaması toplum bağışıklığı için gerekli olan yüzde 95 eşiğinin altına düşmüştür. Dünyadaki aşı reddi vakalarının son yıllarda hızla artması ve tehlikeli boyutlara ulaşması üzerine; Dünya Sağlık Örgütü 2019’da çözüme kavuşturmayı planladığı 10 küresel sağlık sorunun başında “aşı karşıtlığı”na yer vermiştir.  Dünyada giderek artan aşı karşıtlığı nedeniyle özellikle bitme noktasına gelen kızamık ciddi biçimde kendini göstermeye başladı. Konuyla ilgili Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ozan Uzunhan Yasemin.com muhabiri Müge Çakmak’a açıklamalarda bulundu.

Çocuğunu bezden kurtarmanın çaresini arayan ebeveynler, Pedagog Dr. Adem Güneş’in tuvalete eğitiminde üç gün kuralını uygulayabilir. Peki, tuvalette üç gün kuralı nedir? Çocuklara tuvalet eğitimi verirken nelere dikkat edilmeli? Çocuklara çiş eğitimi nasıl verilir? Tuvalet eğitimine ne zaman başlanmalı? Tuvalet eğitimi kaç yaşında başlar? İşte yanıtı…

Günümüz annelerinin bebeklerinde bezi bırakmaları için giriştikleri tuvalet eğitimi için en uygun aralığın genel olarak 18 aylık civarı olduğu düşünülse de bu durum her çocuk için geçerli değildir. Çocuğun tamamen kendi özerkliğini ilan etmesinde önemli bir adım olan tuvalet eğitimi sürecinde gerek fizyolojik gerek de ruhsal hazırlıklar önemlidir. Çocuğun tuvaletini tutabilme kapasitesinin tuvalet eğitimine başlamada önemli bir sinyal olmasının haricinde bezden rahatsız olma, kıyafetini çıkarmak isteme ve tuvalete merak duyma da tuvalet eğitiminde önemli işaretlerdir. Çocukta bu özellikler yavaş yavaş gelişmeye başladıysa artık bezi bırakıp tuvalet eğitimine alıştırılabilir. Bir çocuğu tuvaletini yapmak için lazımlık kullanması gerektiğini idrak etmenin en etkili yolu, çocuğun tuvaletini dura dura yapmasını fark etmektir. Ebeveynler bu belirtiyi gördükten sonra üç gün kuralına geçerek tuvalet eğitimine başlayabilir. Pedagog Adem Güneş’e göre tuvalet eğitiminde 3 gün kuralını ve hangi yaşlarda tuvalet eğitimine geçilebileceğini sizlere derlemeye çalıştık.

TUVALET EĞİTİMİNDE 3 GÜN KURALI NEDİR?

1. GÜN:

Bir nevi deneme kuralı olan bu üç günün birinci gününde sızdıran bez tercih edilmelidir. Çocuğun ‘ıslaklıktan dolayı rahatsızlık hissetmesi ve bir çare arayışına girmesi’ ile başladığı eğitimde ne kadar kaliteli ve sızdırmaz bez kullanılırsa, çocuk tuvalete gitmeyi o kadar geç öğrenecektir.

2. GÜN:

İkinci gün, çocuğun altına hiç bez bağlanmamalıdır. Siz ebeveyni olarak,“İstersen artık bez bağlamayayım” teklifinde bulunabilirsiniz. Bezsiz bir şekilde yalnızca külot ve pantolon giydirin. Çocuk tuvaletini altına yaptığında ıslaklığın verdiği rahatsızlığı daha çok hissedecek ve çözüm arayışları içinde olacaktır.

3. GÜN:

Sorunlarına yönelik çözümleri kendisi fark edecektir. Fark edemediyse de fark etmesine yardımcı olarak “Rahatsız oluyorsun değil mi? İstersen çişin geldiğinde tuvalete yapabilirsin. Gel beraber gidelim” diyebilirsiniz.

ÇOCUKLARA TUVALET EĞİTİMİ NASIL VERİLMELİ?

Tuvalet eğitiminin ilk başlangıcında çocuğunuzu karşınıza alıp onu gerekli ön hazırlığı verdikten sonra sen artık büyüdün kendi tuvaletini kendi başına yapabilirsin gibi cümlelerde bulunarak, bir tık arka plana çekilebilirsiniz. Burada vereceğiniz tek mesaj, ne olursa olsun onun yanında olacağınızı bilmesidir. Dolayısıyla da çocuğunuza ‘ben senin yanındayım ihtiyacın olunca çağırman yeterli’ mesajını vermeniz önemlidir. Tuvalet zamanlarını belirleyerek çocuğunuza tuvalet vaktini hatırlatabilirsiniz. Saatlerini, ne kadr sıklıkla tuvalete gidip gitmediğini bir çizelgede not tutun.

TUVALET EĞİTİMİNE KAÇ YAŞINDA BAŞLANMALI?

Çocuğa tuvaleti alıştırma süreci bazı ebeveynler için oldukça zor bir geçiş dönemi halini alabilmektedir. Özellikle tecrübesiz anne ve babalar bu konuda ne yapacaklarını bilmediklerinden dolayı oldukça endişelilerdir. Tuvalet eğitimi için en doğru yaş çocuğun kendini hazır hissettiği zamandır. Uzmanlar, tuvalet eğitimi için en uygun yaş aralığını 2 ya da daha sonrası olduğunu söylüyor. 

2 yaşından önce çocukları tuvalete gitmeleri için zorlamak çok yanlış bir davranıştır. 2 yaşındayken gündüz, 3,5-4 yaşlarında gece kontrolü sağlayarak tuvalet alışkanlığı kazandırılabilir. Çocuk 2 yaşına gelmediyse kas kontrolü gelişmediğinden dolayı tuvaletin geldiğini hissedemez  ve tuvaletini tutamaz. 

Mahmut Kaya tarafından kaleme alınan, Amentü duasının açılımından gelen ‘İslam’ın Amentüsü – Meraklı Çocuk İle Annesi’ kitabı animasyon olarak hazırlandı. Hazırlanan animasyonlar çocukların şiirsel bir dille ve basit bir anlatımla yapıldı.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

İslam’ın esasları olan Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine olan inancın anlatıldığı, ‘İslam’ın Amentüsü’ kitabında 14 şiirsel anlatım yer alıyor. Prof. Dr. Mahmut Kaya tarafından yazılan kitabın animasyon uyarlaması ise Kanal 7 Dijital Medya birimi tarafından gerçekleştirildi. Animasyonların tamamı Youtube’da yer alan Kanal7 Çocuk sayfalarında ve www.izle7.com’dan izlenebilecek.

BESMELENİN ÖNEMİ

İslam’ın Amentüsü – Meraklı Çocuk İle Annesi kitabının ‘İlk Söz’ hikayesinin animasyon filminde, Besmelenin önemi ve faydaları anlatılıyor.

Çocuklara faydalı olabilmenin koşullarını kavratan animasyon film; “Besmele nedir? Besmelenin önemi nedir? Besmele ile işler kolaylaşır mı? Bir işi kolaylaştırmanın yolu nedir? Bir işe başlamadan önce ne söylenmeli? Yemek yemeden önce ne yapılması gerekir?” sorularına cevap veriyor.

‘İlk Söz’ hikayesinin animasyon filminde, bir işi tam yapmanın, ona değer katmanın ilk şartının besmele olduğu, işi sağlama almanın Allah’ın adıyla olduğu ve böylece işin düzen bulduğu, işin sonunda ise Elhamdülillah ile şükretmenin doğru olacağı çocuklara yalın bir dille aktarılıyor.