Şunun için etiket arşivi: erken doğum belirtileri

Hamilelik döneminde fazla tüketildiği takdirde bebeğe ya da anne adayına zararı dokunabilen bitki çaylarının tüketimi ile ilgili merak edilen tüm bilgileri haberimizde derledik. Peki hamillelikte hangi bitki çaylarından uzak durmalı, hangileri içilmelidir? Hamilelikte hangi bitki çayı neye iyi gelir? Hamilelikte düşüğe neden olan bitki çayı ve Erken doğumu tetikleyen bitki çayları…

Rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi olduğu bilinen bitki çayları, insan vücudundaki birtakım rahatsızlıklara karşı etkili olduğu bilinmektedir. Uyku bozukluklarına ‘Papatya’, mide ağrılarına ‘Rezene’, mesane enfeksiyonlarına ‘Mısır püskülü’, sindirim rahatlatmaya ‘Isırgan otu çayı’ gibi rahatsızlıklar için tüketilen daha bir çok bitki çayları anne adayları için bazı durumlarda risk taşıyabiliyor. Fazla miktarda tüketildiğinde düşüğe ve erken doğuma yol açan bitki çaylarının bu etkisi, anne adaylarının hamilelikte bitki çayı tüketiminde ekstra dikkat etmesi gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Geçmiş zamanlara dönüp baktığımızda sadece aktarlarda bulabildiğimiz bitki çayları artık market raflarında çok rahatlıkla bulunabiliyor. Hal böyle olunca elimizin altında bulunan ve çoğu zaman grip, nezle ile soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklarda direkt olarak ilaç kullanmak yerine bu bitkisel desteklerle iyileşme süreci hızlandırılmak istenebiliyor. Özellikle de ıhlamur ya da papatya gibi sakinlik veren bitki çayları hafif aromalara sahip olduğu için siyah çaya göre daha sık tercih edilebiliyor.Peki hamilelikte bitki çaylarının tüketimi ile ilgili nelere dikkat etmek gerekiyor? Hamilelikte bitki çaylarının tüketimi ile ilgili bilinmesi gerekenler…

HAMİLELER BİTKİ ÇAYI İÇEBİLİR Mİ? BİTKİ ÇAYI HAMİLELERE ZARARLI MI?

Vücudun sindirim ve bağışıklık sistemine direkt etki etme özelliğine sahip olan bitki çayları içerdiği maddeler bakımından çok güçlüdür. Dolayısıyla da içerisindeki maddelerin anne adayına ya da bebeğe zararının dokunma riski olan bitki çaylarının tüketilmemesi, fayda sağlayacak bitki çaylarının ise günlük 2 fincan bardağı geçmemesi gerekiyor. Ancak şu da bilinmelidir ki; hamilelik döneminde tüketilebilecek olan bazı bitki çayları, hastalıklara iyi gelebilir ya da sakinleştirici özellikleriyle bedenlerinde ve ruhsal sağlığında büyük rahatlamalar sağlayabilir.

Hastalıklar karşısında vücut direncini güçlü tutmamız için ilk seçenek ilaç kullanımı olmaması gerekir. Bu sebepten dolayı da hamilelikte bebeğe ve anne adayına iyi gelebilecek bazı bitki çaylarından da istifade edebilmek gerekir.

HAMİLELER İÇİN TAVSİYE EDİLEN BİTKİ ÇAYLARI:

Hamilelik dönemini stressiz ve sıkıntısız bir şekilde rahat ve kolay atlatmanın en sağlıklı yolu bitki çaylarından doğru miktarda yararlanmaktır. Peki anne adayları hamilelik döneminde hangi bitki çaylarını içilebilir? Hangi bitki çayı neye iyi geliyor? İşte madde madde etkileri:

Ihlamur: Bağışıklık sisteminizi güçlendirmesinin yanı sıra grip ve soğuk algınlığına karşı koruyucudur.

Papatya: Uykusuzluğa iyi gelir. Sakinleştirme özelliği de vardır.

Rezene: Emzirme sürecindeki süt oluşumunu artırır.

Zencefil: Mide bulantısının önüne geçerek şişkinliği azaltır.

Kuşburnu: Dirençli kılar. Ayrıca ödem söktürücü özelliği de vardır.

BU BİTKİ ÇAYLARINA DİKKAT! HAMİLELİKTE ZARARLI OLAN BİTKİ ÇAYLARI… 

Yeşil çay: Folik asit seviyesini olumsuz etkileyebilir. Emzirme dönemindeki annelerin bebeklerinde içindeki kafeinden dolayı uykusuzluk yapabilir.

Ahududu çayı: Fazla tüketildiği zaman doğum kasılmalarını arttırarak erken doğuma neden olabilir.

Adaçayı: Düşüğe neden olan bitki çaylarının başında gelen adaçayı özellikle de ilk trimeterda yani ilk üç ayda hamileler için çok sakıncalı olabilmektedir. İbrahim saraçoğlu’nun açıklamalarına göre ilk üç ayda anne adaylarının Adaçayından uzak durması gerekmektedir.

Kekik çayı: Her gün 2 bardak kekik çayı gebeliğin sonlanmasına neden olabilir.

Sarı kantaron çayı: Kanama riskini arttırabilir.

Yukarıda bahsedilen bitki çayı türleri hamileler tarafından fazla miktarda tüketildiği zaman düşük yapma riskini, hamilelikte kanamayı ve rahim kasılmalarını tetikleyerek erken doğuma yol açabilmektedir. Dolayısıyla da hamilelikte günlük 2 bardağı aşmamak gerekir. Doktorunuza sormadan bitki çayı tüketimine girmeyiniz.

Hamilelik döneminde fazla tüketildiği takdirde bebeğe ya da anne adayına zararı dokunabilen bitki çaylarını sizler için araştırdık. Peki hamilelikte hangi bitki çayları riskli? Hamilelikte bitki çaylarının zararı var mı? Hamilelikte bitki çayının faydaları neler? Hangi bitki çayı neye iyi gelir? Hamilelikte düşüğe neden olan bitki çayı hangisi? Erken doğumu tetikleyen bitki çayları ve riskleri:

Rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi olduğu bilinen bitki çayları, insan vücudundaki birtakım rahatsızlıklara karşı etkili olduğu bilinmektedir. Uyku bozukluklarına ‘Papatya’, mide ağrılarına ‘Rezene’, mesane enfeksiyonlarına ‘Mısır püskülü’, sindirim rahatlatmaya ‘Isırgan otu çayı’ gibi rahatsızlıklar için tüketilen daha bir çok bitki çayları anne adayları için bazı durumlarda risk taşıyabiliyor. Fazla miktarda tüketildiğinde düşüğe ve erken doğuma yol açan bitki çaylarının bu etkisi, anne adaylarının hamilelikte bitki çayı tüketiminde ekstra dikkat etmesi gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Geçmiş zamanlara dönüp baktığımızda sadece aktarlarda bulabildiğimiz bitki çayları artık market raflarında çok rahatlıkla bulunabiliyor. Hal böyle olunca elimizin altında bulunan ve çoğu zaman grip, nezle ile soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklarda direkt olarak ilaç kullanmak yerine bu bitkisel desteklerle iyileşme süreci hızlandırılmak istenebiliyor. Özellikle de ıhlamur ya da papatya gibi sakinlik veren bitki çayları hafif aromalara sahip olduğu için siyah çaya göre daha sık tercih edilebiliyor.Peki hamilelikte bitki çaylarının tüketimi ile ilgili nelere dikkat etmek gerekiyor? Hamilelikte bitki çaylarının tüketimi ile ilgili bilinmesi gerekenler…

HAMİLELER BİTKİ ÇAYI İÇEBİLİR Mİ? BİTKİ ÇAYI HAMİLELERE ZARARLI MI?

Vücudun sindirim ve bağışıklık sistemine direkt etki etme özelliğine sahip olan bitki çayları içerdiği maddeler bakımından çok güçlüdür. Dolayısıyla da içerisindeki maddelerin anne adayına ya da bebeğe zararının dokunma riski olan bitki çaylarının tüketilmemesi, fayda sağlayacak bitki çaylarının ise günlük 2 fincan bardağı geçmemesi gerekiyor. Ancak şu da bilinmelidir ki; hamilelik döneminde tüketilebilecek olan bazı bitki çayları, hastalıklara iyi gelebilir ya da sakinleştirici özellikleriyle bedenlerinde ve ruhsal sağlığında büyük rahatlamalar sağlayabilir.

Hastalıklar karşısında vücut direncini güçlü tutmamız için ilk seçenek ilaç kullanımı olmaması gerekir. Bu sebepten dolayı da hamilelikte bebeğe ve anne adayına iyi gelebilecek bazı bitki çaylarından da istifade edebilmek gerekir.

HAMİLELER İÇİN TAVSİYE EDİLEN BİTKİ ÇAYLARI:

Hamilelik dönemini stressiz ve sıkıntısız bir şekilde rahat ve kolay atlatmanın en sağlıklı yolu bitki çaylarından doğru miktarda yararlanmaktır. Peki anne adayları hamilelik döneminde hangi bitki çaylarını içilebilir? Hangi bitki çayı neye iyi geliyor? İşte madde madde etkileri:

Ihlamur: Bağışıklık sisteminizi güçlendirmesinin yanı sıra grip ve soğuk algınlığına karşı koruyucudur.

Papatya: Uykusuzluğa iyi gelir. Sakinleştirme özelliği de vardır.

Rezene: Emzirme sürecindeki süt oluşumunu artırır.

Zencefil: Mide bulantısının önüne geçerek şişkinliği azaltır.

Kuşburnu: Dirençli kılar. Ayrıca ödem söktürücü özelliği de vardır.

BU BİTKİ ÇAYLARINA DİKKAT! HAMİLELİKTE ZARARLI OLAN BİTKİ ÇAYLARI… 

Yeşil çay: Folik asit seviyesini olumsuz etkileyebilir. Emzirme dönemindeki annelerin bebeklerinde içindeki kafeinden dolayı uykusuzluk yapabilir.

Ahududu çayı: Fazla tüketildiği zaman doğum kasılmalarını arttırarak erken doğuma neden olabilir.

Adaçayı: Düşüğe neden olan bitki çaylarının başında gelen adaçayı özellikle de ilk trimeterda yani ilk üç ayda hamileler için çok sakıncalı olabilmektedir. İbrahim saraçoğlu’nun açıklamalarına göre ilk üç ayda anne adaylarının Adaçayından uzak durması gerekmektedir.

Kekik çayı: Her gün 2 bardak kekik çayı gebeliğin sonlanmasına neden olabilir.

Sarı kantaron çayı: Kanama riskini arttırabilir.

Yukarıda bahsedilen bitki çayı türleri hamileler tarafından fazla miktarda tüketildiği zaman düşük yapma riskini, hamilelikte kanamayı ve rahim kasılmalarını tetikleyerek erken doğuma yol açabilmektedir. Dolayısıyla da hamilelikte günlük 2 bardağı aşmamak gerekir. Doktorunuza sormadan bitki çayı tüketimine girmeyiniz.

Hamilelikte bebeğin sağlığı için istenmeyen bir durum olan erken doğum, 37. haftadan önce doğan bebeklerde gerçekleşir. Erken ve geç doğum olmak üzere aşamaları olan doğum eyleminde her anne ve baba adayının bilmesi gereken bilgileri sizler için araştırdık. Peki erken doğum nedir? Erken doğum belirtileri nelerdir, ne zaman başlar? Erken doğum olmaması için ne yapılmalı? Sağlıklı bebek kaçıncı haftada doğar?

Bebeğini kucağına almayı sabırsızlıkla bekleyen anne ve baba adayları, ilk defa anne ve baba olacak olmanın mutluluğuna erişmek isterken bu duruma bazen bebekler de eşlik etmek isteyebilir. Normal şartlar altında doktorun bebeğin doğum tarihi için hesapladığı tarih son adet dönemi tarihinin ilk gününden bu yana ki 280 gün yani 40 haftaya tekabül ettiği vakittir. Sağlıklı bir bebeğin doğumu 37-42 hafta aralığında gerçekleşirken riskli bebek grubu 37. haftadan önce erken doğum ile doğanlardır. Beklenen vakitten çok daha erken bir zamanda doğmak isteyen miniklerin bu durumu kulağa her ne kadar hoş gelse de bazı sağlık problemleri ile karşılaşmaları kaçınılmaz olacağı için uzmanlar tarafından önerilmemektedir. 37. haftadan önce dünyaya gelen bebeklerin dünyaya gelmesi erken doğum, 42. haftadan sonra doğmaları ise geç doğum olarak nitelendirilmektedir. Peki sağlıklı bir bebek tam olarak kaçıncı haftada doğmalı? Her hamilenin erken doğum riski ile ilgili bilmesi gerekenler…

ERKEN DOĞUM NEDİR? ERKEN DOĞUM BELİRTİLERİ NELERDİR?

İstatiksel verilere baktığımızda her 100 doğumdan 13’ünde erken doğumun olduğunu görüyoruz. Kadınlarda bu durumu tetikleyen faktörler arasında tüp bebek yönteminin yaygınlaşması ve beraberinde ise çoğul gebeliklerin artması gelmektedir. 37. haftadan önce doğan bebeklerin doğumuna erken doğum denir iken bu duruma eşlik eden erken doğum belirtilerini de iyi bilmek gerekir. Normal doğum zamanı ile aynı belirtileri gösteren doğumun erkenden olabileceğinin sinyallerini veren ilk işaretler…

Düzenli ya da devamlı olarak görülen sık kasılmalar (kasılmalar gittikçe şiddetlenir)
Vakitsiz bir şekilde ansızın görülen sırt ve bel ağrısı (özellikle sırt ağrıları)
Regl dönemindeki ağrıya benzer sancılar
Hafif karın krampları
Vajinal lekelenme ya da hafif kanamalar
Suyun gelmesi (bebeğin içinde olduğu ve çevresini saran kesenin zarı yırtılınca akan sıvı)
Vajinal akıntı tipinde değişiklik

ERKEN DOĞUM NEDEN OLUR? ERKEN DOĞUM RİSK FAKTÖRLERİ

Hamilelikte istenmeyen bir durum olan erken doğum bebekler için olumsuz durumları beraberinde getirebilecek bir problemdir. Bebeğin anne karnındaki yolculuğundan bu yana dış dünyaya adapte olabilmeleri için gerekli olan organların gelişimi tamamlanmalıdır. Organ gelişimi yetersiz olan bebeklerin dünyaya geldikten sonra hayatları boyu yaşayabilecekleri bazı sorunlar ya da çocukluk evresinde ortaya çıkabilecek öğrenme güçlükleri gibi durumlar kendini gösterebilecektir.

Erken doğumu tetikleyen riskli durumlar:

Anne adayının öncesinde erken doğum yapması,
Rahim ağzının kısa olması,
Geçirilen her iki hamilelik arasının kısa olması,
Rahim ya da rahim ağzında yapılan ameliyat,
Çoğul gebelik,
Kanamalar,
Yeterli kilo alımının sağlanamaması.

ERKEN DOĞUM NASIL ANLAŞILIR? ERKEN DOĞUM OLMAMASI İÇİN NE YAPILMALI?

Hamilik döneminde anne adaylarının karşılaşabilecekleri erken doğum riskinin teşhisi yalnızca doktorlar tarafından uygulanacak Vajinal muayenedeki rahim ağzı açıklığının ölçülmesi ile değerlendirilebilir. Herhangi bir yumuşama veya açılma oluşmuşsa,  bir süre doktor kontrolü ile sıkı takibe alınır. Bu takip sırasında rahim kasılmalarının şiddeti, sıklığı ve bebeğin kalp atımı izlenir. Anne ve baba adaylarının bilmesi gereken önemli bir konu da 37. haftadan önce görülen her kasılma ya da doğum eylemi erken doğumu beraberinde getirmez.

Doğum eylemi başlayan hamilelerin sadece  yüzde 10’luk dilimi durdurulamaz ve kendisini takip eden ilk haftada doğum meydana gelir. Ortalama yüzde 30’unda ise doğum kendiliğinden durur.

Erken doğumu önlemek için yapılabileceklerin başında magnezyum sülfat gibi ilaçların kullanımı idealdir. Bu ilaçlar kasılmaları durduracağı için erken doğum riskini de önler. Erken doğumu durdurmadaki asıl amaç kortizon tedavisinin bebeğin akciğerlerinin gelişimi için etkili olmasıdır. Kortizon tedavisi 24-34. hafta aralığında etkisini gösteren bu tedavinin dışında erken doğum belirtilerine saptanırsa derhal başlanmalıdır.

ERKEN DOĞUM NE KADAR ERTELENEBİLİR?

Kesin olarak ne kadar ertelendiği belli olunmayan erken doğumda bebeğin rahimde duracağı gün hem hayatta kalma hem de sağlıklı doğması için doğumu geciktirmek için müdahale edilmesi ile gerçekleştirilebiliyor. Erken doğum sinyali olarak kasılmalar başladıysa yatak istirahatinde bulunulabilir veya damardan sıvı enjekte edilebilir. Erken doğumu tetikleyen şeyin enfeksiyon olduğu düşünülüyorsa doktor antibiyotik verebilir.

Erken doğumun önüne geçilemiyorsa veya akciğerlerin gelişmesi isteniyorsa steroid verilebiliyor.

ERKEN DOĞUMDA YALANCI SANCI GÖRÜLÜR MÜ? BRAXTON KASILMASI NEDİR?

Hamilelik döneminde anne adaylarının karşılaşabildikleri Braxton kasılması yani yalancı kasılmalar genelde erken doğumla karıştırılır. Anne adayını normal doğuma hazırlayan ama erken doğumu getirmeyen bu kasılma türünde gerçek sancılarla yalancı sancılar arasındaki farkları bilmek gerekir. Peki gerçek sancılarla yalancı sancılar hangi belirtilerle kendini gösterir?

 

Hamilelikte bebeğin sağlığı için istenmeyen bir durum olan erken doğum, 37. haftadan önce doğan bebeklerde gerçekleşir. Erken ve geç doğum olmak üzere aşamaları olan doğum eyleminde her anne ve baba adayının bilmesi gereken bilgileri sizler için araştırdık. Peki erken doğum nedir? Erken doğum belirtileri nelerdir, ne zaman başlar? Erken doğum olmaması için ne yapılmalı? Sağlıklı bebek kaçıncı haftada doğar?

Bebeğini kucağına almayı sabırsızlıkla bekleyen anne ve baba adayları, ilk defa anne ve baba olacak olmanın mutluluğuna erişmek isterken bu duruma bazen bebekler de eşlik etmek isteyebilir. Normal şartlar altında doktorun bebeğin doğum tarihi için hesapladığı tarih son adet dönemi tarihinin ilk gününden bu yana ki 280 gün yani 40 haftaya tekabül ettiği vakittir. Sağlıklı bir bebeğin doğumu 37-42 hafta aralığında gerçekleşirken riskli bebek grubu 37. haftadan önce erken doğum ile doğanlardır. Beklenen vakitten çok daha erken bir zamanda doğmak isteyen miniklerin bu durumu kulağa her ne kadar hoş gelse de bazı sağlık problemleri ile karşılaşmaları kaçınılmaz olacağı için uzmanlar tarafından önerilmemektedir. 37. haftadan önce dünyaya gelen bebeklerin dünyaya gelmesi erken doğum, 42. haftadan sonra doğmaları ise geç doğum olarak nitelendirilmektedir. Peki sağlıklı bir bebek tam olarak kaçıncı haftada doğmalı? Her hamilenin erken doğum riski ile ilgili bilmesi gerekenler…

ERKEN DOĞUM NEDİR? ERKEN DOĞUM BELİRTİLERİ NELERDİR?

İstatiksel verilere baktığımızda her 100 doğumdan 13’ünde erken doğumun olduğunu görüyoruz. Kadınlarda bu durumu tetikleyen faktörler arasında tüp bebek yönteminin yaygınlaşması ve beraberinde ise çoğul gebeliklerin artması gelmektedir. 37. haftadan önce doğan bebeklerin doğumuna erken doğum denir iken bu duruma eşlik eden erken doğum belirtilerini de iyi bilmek gerekir. Normal doğum zamanı ile aynı belirtileri gösteren doğumun erkenden olabileceğinin sinyallerini veren ilk işaretler…

Düzenli ya da devamlı olarak görülen sık kasılmalar (kasılmalar gittikçe şiddetlenir)
Vakitsiz bir şekilde ansızın görülen sırt ve bel ağrısı (özellikle sırt ağrıları)
Regl dönemindeki ağrıya benzer sancılar
Hafif karın krampları
Vajinal lekelenme ya da hafif kanamalar
Suyun gelmesi (bebeğin içinde olduğu ve çevresini saran kesenin zarı yırtılınca akan sıvı)
Vajinal akıntı tipinde değişiklik

ERKEN DOĞUM NEDEN OLUR? ERKEN DOĞUM RİSK FAKTÖRLERİ

Hamilelikte istenmeyen bir durum olan erken doğum bebekler için olumsuz durumları beraberinde getirebilecek bir problemdir. Bebeğin anne karnındaki yolculuğundan bu yana dış dünyaya adapte olabilmeleri için gerekli olan organların gelişimi tamamlanmalıdır. Organ gelişimi yetersiz olan bebeklerin dünyaya geldikten sonra hayatları boyu yaşayabilecekleri bazı sorunlar ya da çocukluk evresinde ortaya çıkabilecek öğrenme güçlükleri gibi durumlar kendini gösterebilecektir.

Erken doğumu tetikleyen riskli durumlar:

Anne adayının öncesinde erken doğum yapması,
Rahim ağzının kısa olması,
Geçirilen her iki hamilelik arasının kısa olması,
Rahim ya da rahim ağzında yapılan ameliyat,
Çoğul gebelik,
Kanamalar,
Yeterli kilo alımının sağlanamaması.

ERKEN DOĞUM NASIL ANLAŞILIR? ERKEN DOĞUM OLMAMASI İÇİN NE YAPILMALI?

Hamilik döneminde anne adaylarının karşılaşabilecekleri erken doğum riskinin teşhisi yalnızca doktorlar tarafından uygulanacak Vajinal muayenedeki rahim ağzı açıklığının ölçülmesi ile değerlendirilebilir. Herhangi bir yumuşama veya açılma oluşmuşsa,  bir süre doktor kontrolü ile sıkı takibe alınır. Bu takip sırasında rahim kasılmalarının şiddeti, sıklığı ve bebeğin kalp atımı izlenir. Anne ve baba adaylarının bilmesi gereken önemli bir konu da 37. haftadan önce görülen her kasılma ya da doğum eylemi erken doğumu beraberinde getirmez.

Doğum eylemi başlayan hamilelerin sadece  yüzde 10’luk dilimi durdurulamaz ve kendisini takip eden ilk haftada doğum meydana gelir. Ortalama yüzde 30’unda ise doğum kendiliğinden durur.

Erken doğumu önlemek için yapılabileceklerin başında magnezyum sülfat gibi ilaçların kullanımı idealdir. Bu ilaçlar kasılmaları durduracağı için erken doğum riskini de önler. Erken doğumu durdurmadaki asıl amaç kortizon tedavisinin bebeğin akciğerlerinin gelişimi için etkili olmasıdır. Kortizon tedavisi 24-34. hafta aralığında etkisini gösteren bu tedavinin dışında erken doğum belirtilerine saptanırsa derhal başlanmalıdır.

ERKEN DOĞUM NE KADAR ERTELENEBİLİR?

Kesin olarak ne kadar ertelendiği belli olunmayan erken doğumda bebeğin rahimde duracağı gün hem hayatta kalma hem de sağlıklı doğması için doğumu geciktirmek için müdahale edilmesi ile gerçekleştirilebiliyor. Erken doğum sinyali olarak kasılmalar başladıysa yatak istirahatinde bulunulabilir veya damardan sıvı enjekte edilebilir. Erken doğumu tetikleyen şeyin enfeksiyon olduğu düşünülüyorsa doktor antibiyotik verebilir.

Erken doğumun önüne geçilemiyorsa veya akciğerlerin gelişmesi isteniyorsa steroid verilebiliyor.

ERKEN DOĞUMDA YALANCI SANCI GÖRÜLÜR MÜ? BRAXTON KASILMASI NEDİR?

Hamilelik döneminde anne adaylarının karşılaşabildikleri Braxton kasılması yani yalancı kasılmalar genelde erken doğumla karıştırılır. Anne adayını normal doğuma hazırlayan ama erken doğumu getirmeyen bu kasılma türünde gerçek sancılarla yalancı sancılar arasındaki farkları bilmek gerekir. Peki gerçek sancılarla yalancı sancılar hangi belirtilerle kendini gösterir?

Hamilelikte bebeğin sağlığı için istenmeyen bir durum olan erken doğum, 37. haftadan önce doğan bebeklerde gerçekleşir. Erken ve geç doğum olmak üzere aşamaları olan doğum eyleminde her anne ve baba adayının bilmesi gereken bilgileri sizler için araştırdık. Peki erken doğum nedir? Erken doğum belirtileri nelerdir, ne zaman başlar? Erken doğum olmaması için ne yapılmalı? Sağlıklı bebek kaçıncı haftada doğar? Erken doğumu önlemek için kullanılan ilaçlar neler?

Bebeğini kucağına almayı sabırsızlıkla bekleyen anne ve baba adayları, ilk defa anne ve baba olacak olmanın mutluluğuna erişmek isterken bu duruma bazen bebekler de eşlik etmek isteyebilir. Normal şartlar altında doktorun bebeğin doğum tarihi için hesapladığı tarih son adet dönemi tarihinin ilk gününden bu yana ki 280 gün yani 40 haftaya tekabül ettiği vakittir. Sağlıklı bir bebeğin doğumu 37-42 hafta aralığında gerçekleşirken riskli bebek grubu 37. haftadan önce erken doğum ile doğanlardır. Beklenen vakitten çok daha erken bir zamanda doğmak isteyen miniklerin bu durumu kulağa her ne kadar hoş gelse de bazı sağlık problemleri ile karşılaşmaları kaçınılmaz olacağı için uzmanlar tarafından önerilmemektedir. 37. haftadan önce dünyaya gelen bebeklerin dünyaya gelmesi erken doğum, 42. haftadan sonra doğmaları ise geç doğum olarak nitelendirilmektedir. Peki sağlıklı bir bebek tam olarak kaçıncı haftada doğmalı? Her hamilenin erken doğum riski ile ilgili bilmesi gerekenler…

ERKEN DOĞUM NEDİR? ERKEN DOĞUM BELİRTİLERİ NELERDİR?

İstatiksel verilere baktığımızda her 100 doğumdan 13’ünde erken doğumun olduğunu görüyoruz. Kadınlarda bu durumu tetikleyen faktörler arasında tüp bebek yönteminin yaygınlaşması ve beraberinde ise çoğul gebeliklerin artması gelmektedir. 37. haftadan önce doğan bebeklerin doğumuna erken doğum denir iken bu duruma eşlik eden erken doğum belirtilerini de iyi bilmek gerekir. Normal doğum zamanı ile aynı belirtileri gösteren doğumun erkenden olabileceğinin sinyallerini veren ilk işaretler…

Düzenli ya da devamlı olarak görülen sık kasılmalar (kasılmalar gittikçe şiddetlenir)
Vakitsiz bir şekilde ansızın görülen sırt ve bel ağrısı (özellikle sırt ağrıları)
Regl dönemindeki ağrıya benzer sancılar
Hafif karın krampları
Vajinal lekelenme ya da hafif kanamalar
Suyun gelmesi (bebeğin içinde olduğu ve çevresini saran kesenin zarı yırtılınca akan sıvı)
Vajinal akıntı tipinde değişiklik

ERKEN DOĞUM NEDEN OLUR? ERKEN DOĞUM RİSK FAKTÖRLERİ

Hamilelikte istenmeyen bir durum olan erken doğum bebekler için olumsuz durumları beraberinde getirebilecek bir problemdir. Bebeğin anne karnındaki yolculuğundan bu yana dış dünyaya adapte olabilmeleri için gerekli olan organların gelişimi tamamlanmalıdır. Organ gelişimi yetersiz olan bebeklerin dünyaya geldikten sonra hayatları boyu yaşayabilecekleri bazı sorunlar ya da çocukluk evresinde ortaya çıkabilecek öğrenme güçlükleri gibi durumlar kendini gösterebilecektir.

Erken doğumu tetikleyen riskli durumlar:

Anne adayının öncesinde erken doğum yapması,
Rahim ağzının kısa olması,
Geçirilen her iki hamilelik arasının kısa olması,
Rahim ya da rahim ağzında yapılan ameliyat,
Çoğul gebelik,
Kanamalar,
Yeterli kilo alımının sağlanamaması.

ERKEN DOĞUM NASIL ANLAŞILIR? ERKEN DOĞUM OLMAMASI İÇİN NE YAPILMALI?

Hamilik döneminde anne adaylarının karşılaşabilecekleri erken doğum riskinin teşhisi yalnızca doktorlar tarafından uygulanacak Vajinal muayenedeki rahim ağzı açıklığının ölçülmesi ile değerlendirilebilir. Herhangi bir yumuşama veya açılma oluşmuşsa,  bir süre doktor kontrolü ile sıkı takibe alınır. Bu takip sırasında rahim kasılmalarının şiddeti, sıklığı ve bebeğin kalp atımı izlenir. Anne ve baba adaylarının bilmesi gereken önemli bir konu da 37. haftadan önce görülen her kasılma ya da doğum eylemi erken doğumu beraberinde getirmez.

Doğum eylemi başlayan hamilelerin sadece  yüzde 10’luk dilimi durdurulamaz ve kendisini takip eden ilk haftada doğum meydana gelir. Ortalama yüzde 30’unda ise doğum kendiliğinden durur.

Erken doğumu önlemek için yapılabileceklerin başında magnezyum sülfat gibi ilaçların kullanımı idealdir. Bu ilaçlar kasılmaları durduracağı için erken doğum riskini de önler. Erken doğumu durdurmadaki asıl amaç kortizon tedavisinin bebeğin akciğerlerinin gelişimi için etkili olmasıdır. Kortizon tedavisi 24-34. hafta aralığında etkisini gösteren bu tedavinin dışında erken doğum belirtilerine saptanırsa derhal başlanmalıdır.

ERKEN DOĞUM NE KADAR ERTELENEBİLİR?

Kesin olarak ne kadar ertelendiği belli olunmayan erken doğumda bebeğin rahimde duracağı gün hem hayatta kalma hem de sağlıklı doğması için doğumu geciktirmek için müdahale edilmesi ile gerçekleştirilebiliyor. Erken doğum sinyali olarak kasılmalar başladıysa yatak istirahatinde bulunulabilir veya damardan sıvı enjekte edilebilir. Erken doğumu tetikleyen şeyin enfeksiyon olduğu düşünülüyorsa doktor antibiyotik verebilir.

Erken doğumun önüne geçilemiyorsa veya akciğerlerin gelişmesi isteniyorsa steroid verilebiliyor.

ERKEN DOĞUMDA YALANCI SANCI GÖRÜLÜR MÜ? BRAXTON KASILMASI NEDİR?

Hamilelik döneminde anne adaylarının karşılaşabildikleri Braxton kasılması yani yalancı kasılmalar genelde erken doğumla karıştırılır. Anne adayını normal doğuma hazırlayan ama erken doğumu getirmeyen bu kasılma türünde gerçek sancılarla yalancı sancılar arasındaki farkları bilmek gerekir. Peki gerçek sancılarla yalancı sancılar hangi belirtilerle kendini gösterir?

Bebeğinize kavuşmaya günler, belkide saatler kala göreceğiniz işaretlerle doğumun yaklaşıp yaklaşmadığını anlayabilirsiniz. Doğum zamanının yaklaştığı son üç ayda ortaya çıkan yalancı sancılar ile gerçek doğum sancıları arasındaki farklarını sizler için mercek altına aldık. Doğum sancısı neye benzer? Doğum belirtileri neler? Doğumun yaklaştığını gösteren işaretler neler? İşte sıklıkla karıştırılan yalancı sancılar ile gerçek doğum sancıları özellikleri…

Anne ve baba adaylarının bebeklerinin olacağını öğrendiği ilk andaki hissiyatını tarif etmek hiçbir zaman mümkün değildir. Her iki taraf içinde oldukça duygusal ve zorlu bir dönem olan hamilelikte, değişen hormon değişimlerinden dolayı anne adayı gün içerisinde farklı hissiyata bürünebilir. Bir anda nedensiz bir şekilde mutlu olurlarken, bilinmeyen bir sebepten dolayı bunalıma girip üzüntü içerisinde olabilirler. Ruhsal farklılıkların haricinde bedensel olarak yaşayacakları belirtilerde ilk aylardan sonra sancı görülmeye başlanır. Doğum vaktinin yaklaştığı aralıklarda daha sancılı ve sık görülen sancılar, anne adaylarını zora sokan bir durum olabilmekle beraber ailenin en minik üyesinin de gelme ihtimaline karşılık herkesi heyecanlandırabiliyor. 9 aylık bir bekleyişten sonra beklenen günün çatmış olma ihtimaline karşılık gelen sancıların doğacak olan bebeğin habercisi mi olup olmayacağını yoksa yalancı sancı denen durumun işareti mi olduğunu anlamak gerekir. Peki doğum sancısı neye benzer? Doğumun yaklaştığı nasıl anlaşılır? Doğum sancısı nasıl anlaşılır? Normal doğum sancısı kaçıncı haftada başlar? Normal doğum ile yalancı doğum arasındaki farklar neler?İşte doğum sancısıyla ilgili bilinmesi gerekenler…

DOĞUM SANCISI NASIL ANLAŞILIR? DOĞUM SANCISI KAÇINCI HAFTADA BAŞLAR?

Her anne adayında aynı olmamakla beraber görülen sancı sızlamaları diğerlerinden farklıdır. Günlük hayat içerisinde görülebilen bel ve sırt ağrılarından belirgin olarak fark edilebilecek sancının hangi tarafta hissedildiği önemli bir detaydır. Sancının üst karın bölgesinde görülmesi daha hafif iken alt karında görülen sancılar daha şiddetli ve ağrılıdır.

Doktorun hesaplamalarına göre belirlenen tarihten yaklaşık 4 hafta önce gelmeye başlayan doğum sancıları ile bebek yavaştan aşağı inmeye başlar. Rahimde kasılmaların olması 10-15 dakikalık sürelerle gerçekleşmesi ile doğumun yaklaştığı ön görülebilir.

DOĞUM SANCISI NEYE BENZER? ADET SANCISI İLE DOĞUM SANCISI AYNI MI?

Her ay başında kadınlarda görülen adet kanamasının ilk günleri oldukça şiddetli ağrı ve kramplarla geçmesi doğum anında görülen sancıyla benzetilmektedir. Her ikisi de rahimde gerçekleşen bir durum olduğundan dolayı her ne kadar benzetilseler de kimileri bu durumu desteklerken kimileri doğum kasılmalarının bambaşka bir durum olduğu öne sürülüyor.

NORMAL DOĞUM BELİRTİLERİ NELER? DOĞUMUN YAKLAŞTIĞINI GÖSTEREN İŞARETLER

Nişan gelmesi; Vajinadan kanlı bir sıvının gelmesi olarak tanımlanan nişan gelmesi, doğumun ilk evrelerinde görülen bir olaydır. Doğum gerçekleşmeden 2 veya 3 gün önce beliren nişan kanaması; düzenli ağrıların görülmesi veya suyun gelmesi ile netleşir.

Suyun gelmesi; Bebeğin içinde bulunduğu su kesesinin yırtılarak hasar görmesi ile suyun boşalmasının gerçekleştiği durum en yaygın doğum belirtilerinden biridir. Genellikle akıntı ile karıştırılsa da ikisini ayırt etmek son derece önemlidir.

Şiddetli kasılmalar; 5 dakikada bir şiddetle görülen rahim kasılmaları doğumun yaklaştığının belirtileri olabilir.

YALANCI SANCI NEDİR? YALANCI DOĞUM SANCISI BELİRTİLERİ

Tıp literatüründe ”Braxton Hicks kontraksiyonlar” olarak tanımlanan yalancı doğum sancıları, hamileliğin son zamanlarında görülen ve gerçek doğum sancısı ile karıştırılan bir durumdur. Hamileliğin üçüncü trimester’ında yani son üç ayında ortaya çıkan bu sancılar, anne adaylarının doğum zamanının geldiğinin düşünmeleri gerekçesiyle telaşlanmalarına neden olabilmektedir. Gerçek doğum sancısı ile yalancı doğum arasındaki temel farklar…

”DOĞUMUN YAKLAŞTIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER”haberini okumak için

YALANCI SANCI İLE GERÇEK SANCI ARASINDAKİ FARKLAR

Anne adayına bir anda gelen sancılar yalancıdır. Aşama aşama olarak gelen sancılar ise gerçektir.

Şiddeti giderek artmayan sancılar yalancıdır. Başlangıçta hafif olup gittikçe artan sancılar ise gerçektir.

Hamile kadının pozisyon değiştirmesi ve hareket etmesiyle düzelebilen sancı yalancıdır. Ne yapılırsa yapılsın dinmek bilmeyen sancılar ise gerçektir.

Görülen sancısının herhangi bir süresi olmayan yalancıdır. Fakat 30- 60 sn. arasında görülen sancılar gerçektir.

Rahimde yumuşama ve açılma olmuyorsa yalancı, oluyorsa da gerçektir.

Hamilelik döneminin sonlarına doğru görülen suyun gelmesi durumu doğumun normalden daha erken görüleceğinin habercisidir. Peki anne adaylarında su neden gelir? Hamilelikte suyun geldiği nasıl anlaşılır? Suyun gelmesi ile vajinal akıntının farkları neler? Hamilelikte suyun gelmesi ile ilgili merak edilen tüm bilgiler haberimizde!

Anne adaylarının doğuma yaklaştığı haftalarda yaygın olarak görülebilen ‘suyun gelmesi’ ya da ‘zarın erken yırtılması’ sorunu, erken doğumun en önemli sebeplerinden biridir. Çoğunlukla 38. haftadan sonra meydana gelen bu durum zamanında doğacak olan bebekler için sıkıntı oluşturmaz iken prematüre bebeklerde birtakım sorunlara neden olabiliyor.

HAMİLELİKTE SUYUN GELMESİ NEDİR? NASIL MEYDANA GELİR?

Anne karnındaki bebeğin amniyon kesesinde yer aldığı sıvı, bebeği içinde yüzüyormuş gibi göstererek rahat hareket etmelerini sağlar ve kas gelişimlerine yardımcı olur. Doğum sırasında yırtılması beklenen amniyon kesesindeki zarların, erken dönemde yırtılmaya başlaması sonucunda akan amniyon sıvısı ‘suyun gelmesi’ olayıdır. Anne adaylarının su olarak gördüğü şey, aslında amniyon sıvısıdır.

”DOĞUMUN KOLAY GEÇMESİ İÇİN OKUNABİLECEK DUALAR” İÇİN TIKLAYIN

SUYUN GELDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?

Her anne adayında aynı şekilde su gelmez. Kimilerinde birdenbire gelir iken kimilerinde hafif akıntı gibi gelir. Suyun gelme şeklinin değişkenlik göstermesi zarın yırtılmasına bağlıdır. Zar rahmin üstünden yırtılırsa sıvı seyrek ve yavaş gelir. Anne adayı bacaklarının arasından gelen sıvıyı akıntı ile karıştırabilir.

Devamlı olabileceği gibi belirli zamanlarda da gelebilen sıvıya kasılmalar eşlik ediyorsa hazır olun doğum zamanı geliyor demektir!

”AYAKTA DOĞUM NASIL YAPILIR?” ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN

SUYUN GELMESİ İLE AKINTI FARKI NASIL AYIRT EDİLİR?

Vücudunda ıslaklık hisseden anne adaylarının bu akışkanlığın akıntıdan mı yoksa suyun gelmesinden mi kaynaklandığını anlamaları için bazı özelliklere dikkat etmesi gerekir. Akıntı ne kadar yoğun olursa olsun asla bacağa su dökülmüş gibi hissettirmez.

Amniyon sıvısının gelmesi ile sonuçlanan suyun gelmesi durumunda ise aynı normal su gibi berrak ve akışkandır. Eğer bebek kakasını yapmışsa koyu kahve ya da yeşil renkleri de gözlemlenebilir.

SU GELDİKTEN NE ZAMAN SONRA DOĞUM GERÇEKLEŞİR?

34. haftadan önce gelen su, doğumun erken zamanda meydana geleceğini gösterir. Suyun gelmesini takip eden 2 gün içinde doğum gerçekleşecektir. Suyun geldiğini fark ettiğiniz an doktorunuza gitmek en doğru yöntem olacaktır. Hastanede yapılan tetkikler sonucu doktor doğum zamanının geldiğini haber verirse anne adayına yapay sancı vererek 24 saat içinde doğumun gerçekleşmesini sağlar.