Şunun için etiket arşivi: faydaları

Çoğu kimsenin bilmediği ruşeym buğdayın tanesinin içinde bulunur. E vitamini bakımından zengin olan bu bölgeden özel un elde edilerek hamur yapılır. Bazı yörelerde ise ince buğday kıvamına getirilerek tüketilir. Bir ton buğdaydan sadece 1 kilo çıkartılabilen ruşeym B vitamini kompleksi kaynağıdır. Peki Ruşeym nedir ve nasıl elde edilir? Ruşeymin faydaları nelerdir?

İnsanlık tarihiyle hemen hemen aynı olan buğday besininden elde edilen ruşeyme buğday ruşeymi de denir. Karbonhidrat bakımından zengin olan buğday vücut sağlığı için gereklidir. Ancak bazı insanlara içerdiği gluten maddesi alerjiye neden olur. Tıpkı buğdaydaki gibi ruşeymde de bulunana glutenden dolayı uzmanlar çölyak hastalığı olanların uzak durması gerektiği konusunda uyarıyor. Çoğu insan ruşeymin ne olduğunu bilmiyor. Buğdayın en üst kısmında embiryo gibi görülen ruşeym eski çağlardan beri ayırtılarak tüketilir. Şimdilerde yeniden popüler olan ruşeym, buğdayın yeşermesi ve çoğalmasını sağlar. Doğru şartlarda toplanması gereken ruşeym yanlış bir toplamada hızla kaybolabilir. Çok küçük olan bu besinin içeriğinde protein ve magnezyum ciddi miktarda fazla bulunur. Doyurcu etkisi sayesinde bazı diyetisyenler tek öğün programlarda önerir. Buğdayda daha fazla lif içerdiğinden sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasını sağlar.  Ayrıca doymamış yağ asitleri içeren ruşeym kolesterol oranını düşürerek kalp ve damar hastalıklarının oluşmasını engeller. 

RUŞEYMİN FAYDALARI NELERDİR?

– E ve B vitaminleri bakımından zengin olan ruşeym cilt sağlığı için inanılmaz faydalar sağlar. Özellikle hücrelerin hızla yenilenmesini destekleyen ruşeym yaşlanmayı geciktirir. Bunun yanı sıra B vitaminleriyle organlardaki hücreleri de yenileyerek fonksiyonlarını artırır. Hücrelerin mutasyona uğramasını böylece tümör oluşumunu engeller.

– Kan basıncını ve şekerini dengeleyerek hızlı acıkmaların önüne geçer. Folik asit bakımından zengin olan tatlı gibi aniden gelen krizleri önleyerek kişinin aşırı yemek yemesini önler. 

– Güçlü bir karbonhidrat kaynağı olduğundan vücudun enerji oranını yükseltir. Sürekli enerjik hissetmenizi sağlar. Uzmanlar bu yüzden spor öncesi tüketilmesi gereken besin olduğunu vurgular.

– İçerdiği zengin minareller sayesinde saç dökülmesinin önüne geçer. Saç köklerini güçlendirdiği gibi tırnakları da güçlendirir. Tırnak ve saç kaybını önler. 

RUŞEYM NASIL TÜKETİLİR?

Buğdaydan ayrıştırıldıktan sonra genellikle ince bulgur gibi öğütülür. Bu yüzden kefir, ev yoğurdu ya da taze sütün içine eklenerek tüketilir. Sabah kahvaltılarında pişirilerek lapa kıvamına getirilerek de tüketimi tercih edilebilir. Ancak en sık şekil de ekmeği yapılır. Bazı diyetisyen uzmanları diyet yapanlar için hazırlanan ekmek yada kurabiyelerin içine eklenebileceğini öneriyor. 

Eski çağlarda toplanıp yaprakları kurutulduktan sonra çay olarak tüketilen ya da kaynatılıp yemek yapılan kazayağı otunun inanılmaz faydaları vardır. Yoğurtla beraber tüketilmesi önerilir. Peki kazayağı otunun faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Bağırsakları temizlemede etkili olan kazayağı otu hakkında bilmeniz gerekenleri araştırdık. Haberin detayında kazayağı otuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kazyak, gazyak ve deli maydanoz olarak da bilinen Kazayağı maydanozgillere ait bir ot türüdür. Yeşil, kahverengi ve kırmızı renklerinde görülür. Otun yaprak kısımları uçucu yağ bakımından zengindir. Ege yöresinde hemen hemen her yerde kendiliğinden yetişen kazayağı otu, görüntü olarak maydanoza benzer. Ancak maydanozun ucu gibi tam yapraklı değil daha kesik kesiktir. Çiğ olarak tüketilebilen tat olarak kazayağı otu acı ve farklı bir aromaya sahiptir. Genellikle zeytinyağı ile harmanlanıp baharatlanıp üzerine yumurta kırılarak tüketilir. Ya sa börek içi olarak hazırlanır öyle yenir. Bulgur ya da pirince konularak yemek yapılır. Diyetisyenler haşlanıp üzerine yoğurtlu sarımsak dökülerek ara öğünde olarak tüketilmesi tavsiye edilir. Bazı yörelerde ise turşusu yapılır. Kışın yetişmeye başlayıp Mayıs ayına kadar bulunan kazayağı otu insan sağlığına birçok fayda sağlar. 

KAZAYAĞI OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Antiseptik ve fosfor bakımından zengin olan kazayağı mide sağlığını korur. Özellikle mide duvarındaki hücreleri koruyarak kramp ve kasılmaları önler. Kusma rahatsızlığı her ne kadar basitmiş gibi görünse de aslında sık sık kusma yemek borusu kanserine bile neden olur. Kazayağı otu midedeki hücreleri yenileyerek kusmaya neden olacak komplikasyonları azaltır.

Kaynatılıp yoğurtla beraber tüketildiğinde uzun süre tokluk hissi verir. Bu özelliği sayesinde kilo vermede yardımcı besinlerden biridir. Vücudun enerji oranını yükselterek de gün içerisinde yorgunluk ve stres gibi durumların yaşanmasını önler.

Mide sağlığının yanı sıra tüm sindirim sistemine iyi gelir. Özellikle bağırsak florasını dengeleyerek kabızlığın yaşanmasını önler. Aynı zamanda gaz sıkışması gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen rahatsızlıkları da azaltır.

Antibakteriyel özelliği sayesinde vücuda giren bakterilerin etkisini azaltır. İdrar yolu ile atmaya yardımcı olur. Bağışıklığı güçlendiren kazayağı hastalıklara karşı kalkan oluşturur. Eski insanlar özellikle kış aylarında sıklıkla bu ottan yapılan yemekleri bol bol tüketirlermiş. Aynı zamanda kemik ve kasları güçlendirir.

Kaynatıldığında ortaya çıkan suyu ile cildinizi temizleyebilirsiniz. İçerdiği asidik özellik sayesinde cilt yüzeyindeki gözenekleri kirden arındırır ve sıkılaşmasını sağlar. Selilüt ya da çatlağın olduğu alanlarda da oldukça etkilidir. Eski zamanlarda kazayağı otunun suyu ile askerlerin yaraları temizlenirmiş. 

Saç derisini de sakinleştirerek kepek oluşumunu önler. Saçların daha parlak ve canlı olmasını destekler. 

Bağırsaklarda ortaya çıkan kurt ve tenya gibi vücudu olumsuz etkileyen bakterileri yok eder. 

Alternatif tıp uzmanlarının özellikle böbrek taşı düşürmek için önerdiği doğal ilaç gilaburun hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Yozgat ve Nevşehir’de yetiştirilen ekşimsi acı bir tadı olan gilaburu her alanda kullanılır. Halk arasında gilaburun suyunun her derde deva olduğunu bilinir. Peki Gilaburu faydaları nelerdir? Cevabı haberin detayında:

Yetiştirilme sırasında bol suya ihtiyacı olan gilaburunu son yıllarda popüler meyveler arasında yer alıyor. Kırmızı renkte ve nohut büyüklüğünde olan gilaburunu Kayseri’de sık tüketilir. Acı bir tadı olan gilaburunu arpa ile mayalanıp su ile şişelere kaldırılır. Daha sonra süzülerek ve sıkılarak çıkan su tüketilir. Yapılan testlerde bu suyun böbrek hastalıkları özellikle böbrek taşını düşürmede muazzam etkisi vardır. Halk arasında Frenk üzümü ve geleboru olarak da bilinir. Uzmanların programlarda doğal ilaç olarak bahsetmesi ile popülerliği artan gilaburunu Amerika’ya bol miktarda ihraç ediliyor. Yüksek miktarda C vitamini içeren Gilaburunu vücudu tamamen yeniler. Gün içerisinde bir bardak tüketilmesi gereken gilaburunu üst üste tüketildiğinde vücudun asit dengesi ile oynar. Bu da ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bilim literatüründe “Viburnum opulus” olarak bilinen gilaburun Adoxaceae familyasına aittir. Ekim ayında toplanıp mayalandıktan sonra kış boyu tüketilir. Mevsim geçişlerinde bağışıklığı güçlendirmenin yanı sıra böbrek ve mesanede oluşma ihtimali olan taş ya da kumu engeller. 

GİLABURUN SUYU NE İŞE YARAR?

Hazırlanan gilaburun suyu, cilt için tonik olarak kullanılabilir. Cilt yüzeyini temizler parlaklığını artırır ve siyah nokta oluşumunu önler. Ayrıca tüketildiğinde sinir hücrelerinin sakinleşmesini sağlar. Vücuttaki serbest radikalleri temizler. Kanserli hücrelerin oluşumunun önüne geçer. Güçlü bir idrar söktürücü olduğundan aynı zamanda böbrek ve mesanedeki birikmiş kristallerin taşa ve kuma dönüşmesinin önüne geçer. Hücrelerin deforme olmasının önüne geçerek hücrelerin yaşlanmasını engeller. 

GİLABURUNUN FAYDALARI NELERDİR?

İçeriğinde yüksek miktarda C vitamini olan gilaburunu vücudu toksinlerden arındırır.

Kadın hastalıklarından en sık yaşanan olan adet düzensizliği ve adet sancılarına iyi gelir.

Kemiklerin güçlenmesine ve vücut hareketlerinin daha sağlıklı olmasını sağlar. 

Sinir hücrelerini yenileyerek kişinin çabuk yorulmasını engeller.

Gün içinde yaşamsal faktörlerin sıklıkla neden olduğu stresin azalmasında yardımcı olur.

Böbreklerin içerindeki besin atıkları ve kristalleri idrar yolu ile atarak taş oluşumunu önler.

Oluşmuş böbrek taşlarının ufalanmasını ve dökülmesini sağlar. 

Karaciğer ve akciğerin besin atıklar, sigara gibi durumlardan etkilenmesini azaltır. Özellikle karaciğer yağlanmasının önüne geçer.

Antioksidan özelliği olan gilaburunu ciltteki toksinleri de temizleyerek akne ve siyah nokta oluşumunu engeller. Gözeneklerin sıkılaşmasını sağlar. Kırışıklık gibi yaşlanma belirtilerini azaltır.

Kötü kolesterol seviyesini düşürür. Kalp ve damar hastalıklarının engeller.

Vücudun sıvı oranını artırır. Bağışıklık sisteminin olumsuz etkilerini azaltarak vücudun ısı oranını da dengelemede etkilidir.

GİLABURUNU NASIL KULLANILIR?

Eczane ve aktarcılarda bulunur. Ancak evde kendi imkanlarınızla da yapabilirsiniz. Alınan gilaburunu meyvelerini iyice yıkayınız. Arpa ile beraber şişelere koyup üzerine su ekleyin. Bir kaç hafta bekledikten sonra Bu suyu süzüp içindeki gilaburunularıda iyice sıkınız. Bu sudan günde bir bardak tüketebilirsiniz. Gilaburunu yüksek asidik bir meyve olduğundan kronik hastalığı olanların ve düzenli ilaç kullananların bir uzmana danışmadan tüketmemesinde fayda var. 

Alternatif tıp uzmanlarının özellikle böbrek taşı düşürmek için önerdiği doğal ilaç gilaburun yani frank üzümü hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Yozgat ve Nevşehir’de yetiştirilen ekşimsi acı bir tadı olan frenk üzümü her alanda kullanılır. Halk arasında gilaburun suyunun her derde deva olduğunu bilinir. Peki Frenk üzümü (Gilaburu) faydaları nelerdir? Cevabı haberin detayında:

Yetiştirilme sırasında bol suya ihtiyacı olan gilaburunu son yıllarda popüler meyveler arasında yer alıyor. Kırmızı renkte ve nohut büyüklüğünde olan gilaburunu Kayseri’de sık tüketilir. Acı bir tadı olan gilaburunu arpa ile mayalanıp su ile şişelere kaldırılır. Daha sonra süzülerek ve sıkılarak çıkan su tüketilir. Yapılan testlerde bu suyun böbrek hastalıkları özellikle böbrek taşını düşürmede muazzam etkisi vardır. Halk arasında Frenk üzümü ve geleboru olarak da bilinir. Uzmanların programlarda doğal ilaç olarak bahsetmesi ile popülerliği artan gilaburunu Amerika’ya bol miktarda ihraç ediliyor. Yüksek miktarda C vitamini içeren Gilaburunu vücudu tamamen yeniler. Gün içerisinde bir bardak tüketilmesi gereken gilaburunu üst üste tüketildiğinde vücudun asit dengesi ile oynar. Bu da ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bilim literatüründe “Viburnum opulus” olarak bilinen gilaburun Adoxaceae familyasına aittir. Ekim ayında toplanıp mayalandıktan sonra kış boyu tüketilir. Mevsim geçişlerinde bağışıklığı güçlendirmenin yanı sıra böbrek ve mesanede oluşma ihtimali olan taş ya da kumu engeller. 

GİLABURUN SUYU NE İŞE YARAR?

Hazırlanan gilaburun suyu, cilt için tonik olarak kullanılabilir. Cilt yüzeyini temizler parlaklığını artırır ve siyah nokta oluşumunu önler. Ayrıca tüketildiğinde sinir hücrelerinin sakinleşmesini sağlar. Vücuttaki serbest radikalleri temizler. Kanserli hücrelerin oluşumunun önüne geçer. Güçlü bir idrar söktürücü olduğundan aynı zamanda böbrek ve mesanedeki birikmiş kristallerin taşa ve kuma dönüşmesinin önüne geçer. Hücrelerin deforme olmasının önüne geçerek hücrelerin yaşlanmasını engeller. 

GİLABURUNUN FAYDALARI NELERDİR?

İçeriğinde yüksek miktarda C vitamini olan gilaburunu vücudu toksinlerden arındırır.

Kadın hastalıklarından en sık yaşanan olan adet düzensizliği ve adet sancılarına iyi gelir.

Kemiklerin güçlenmesine ve vücut hareketlerinin daha sağlıklı olmasını sağlar. 

Sinir hücrelerini yenileyerek kişinin çabuk yorulmasını engeller.

Gün içinde yaşamsal faktörlerin sıklıkla neden olduğu stresin azalmasında yardımcı olur.

Böbreklerin içerindeki besin atıkları ve kristalleri idrar yolu ile atarak taş oluşumunu önler.

Oluşmuş böbrek taşlarının ufalanmasını ve dökülmesini sağlar. 

Karaciğer ve akciğerin besin atıklar, sigara gibi durumlardan etkilenmesini azaltır. Özellikle karaciğer yağlanmasının önüne geçer.

Antioksidan özelliği olan gilaburunu ciltteki toksinleri de temizleyerek akne ve siyah nokta oluşumunu engeller. Gözeneklerin sıkılaşmasını sağlar. Kırışıklık gibi yaşlanma belirtilerini azaltır.

Kötü kolesterol seviyesini düşürür. Kalp ve damar hastalıklarının engeller.

Vücudun sıvı oranını artırır. Bağışıklık sisteminin olumsuz etkilerini azaltarak vücudun ısı oranını da dengelemede etkilidir.

GİLABURUNU NASIL KULLANILIR?

Eczane ve aktarcılarda bulunur. Ancak evde kendi imkanlarınızla da yapabilirsiniz. Alınan gilaburunu meyvelerini iyice yıkayınız. Arpa ile beraber şişelere koyup üzerine su ekleyin. Bir kaç hafta bekledikten sonra Bu suyu süzüp içindeki gilaburunularıda iyice sıkınız. Bu sudan günde bir bardak tüketebilirsiniz. Gilaburunu yüksek asidik bir meyve olduğundan kronik hastalığı olanların ve düzenli ilaç kullananların bir uzmana danışmadan tüketmemesinde fayda var. 

Nikotin bakımından oldukça zengin olan patlıcan aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan nikotinin yüzde 80’ini kolaylıkla karşılar. Peki patlıcanın faydaları nelerdir? Patlıcan saplarının çöpe atılmaması konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor. Özellikle basur hastalığında doğal ilaç olarak önerilir. Haberin detayında patlıcana dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

M.Ö. 5’inci yüzyılda ilk kez Hindistan’da yetiştirilmiştir. İpek yolu ticareti ile Afrika ve Doğu Avrupa’ya yayılan patlıcan, küçük bir ağaç kadar büyüyen çiçeklerden ortaya çıkar. İlk yetiştirildiği yıllarda süs bitkisi olarak kullanılan patlıcan yıllar içinde yiyecek olarak tüketilmiş ve çeşitlendirilmiştir. İçeriğinde çok az miktarda nitokin barındırmasına rağmen tüketilen tek besindir. 100 gram patlıcanın içinde kalori değeri 24, 1.1 gram protein, 2 gram yağ, ve 5.5 gram karbonhidrat vardır. Vitamin içeriği bakımından ise; 100 gramında 30 IU A vitamini, 0.4 mg B1 vitamini, 0.5 mg B2 vitamini ve 5 mg C vitamini bulunur. Ülkemiz birçok mevsimi yaşadığı için ve birçok toprak türüne sahip olduğu için patlıcan yetiştirmekte de diğer ülkelere göre ön sıralardadır. Ayrıca tüketiminde de diğer ülkelerden daha öndeyiz. Patlıcanın gövdesinin olduğu kadar sapı da faydalıdır. Sapı topraktan gelen tüm vitamin ve mineralleri barındırdığından saplar kaynatılıp tüketildiğinde başta hemoroid olmak üzere cilde, saçlara ve bağışıklığa kadar birçok fayda sağlar.

PATLICAN SUYU NE İŞE YARAR?

PATLICAN SAPLARINI SAKIN ÇÖPE ATMAYIN!

Patlıcan sapı içerdiği B2 ve A vitaminleri göz sağlığında oldukça etkilidir. Yüksek miktarda vitamin barındıran patlıcan sapı, 5 gün boyunca düzenli tüketildiğinde göz sinirlerinde deforme olmuş hücrelerin kısa sürede yenilenmesini destekler. Bunun yanı sıra çevresel faktörlerden dolayı zayıflayan korneanın da kuvvetlenerek görme kaybını ortadan kaldırır.

Güçlü bir lif kaynağı olan patlıcan sapı, sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar. Ayrıca içerisinde yağ oranı az olduğundan patlıcan sapı kaynatılıp tüketildiğinde zayıflamaya yardımcı olur. Doyurucu etki veren patlıcan suyu, kahvaltıdan önce tüketildiğinde kabızlık gibi yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıkları önler. Ayrıca bağırsaklardaki zararlı bakterileri vücuttan atar. Tüm sindirimi yenilemede etkili olan patlıcan, mide asidini dengelemede etkili olan besinlerden biridir. Bu özelliği sayesinde ülser, reflü ve gastrit gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler.

Ayrıca ıspanaktan sonra demir bakımından en zengin olan besin patlıcanın sapıdır. Demir maddesi vücuttan azaldığında kansızlık gibi rahatsızlıklara neden olur. Bu da yorgunluk, stres ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkları önlemenin yanı sıra kemiklerin genişlemesini sağlar. Patlıcan sapının suyunu uzmanlar, özellikle ergenlik, regl ve hamilelik dönemlerinde tüketilmesini öneriyor. 

Antioksidan bakımından zengin olduğundan vücuttaki tüm toksinleri idrar yolu ile atar. Özellikle karaciğerde biriken yağlı toksinlerin birikmesini önler. Bunun yanı sıra cilt hücrelerinin de yenilenmesinde etkili olan patlıcan, cildin daha parlak ve genç görünümlü olmasını destekler. 

Patlıcan sapı ayrıca insülin seviyesini de dengeleyerek şekerin aniden yükselmesini engelleyerek şeker hastalığının yaşanma riskini azaltır.

Günümüzde yaygın olan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hemoroid yani basur hastalığına iyi gelir. 4 adet patlıcan sapı ve 4 su bardağı su bir tencerede iyice kaynatın. iyice kaynayan bu suyun kapağını açmadan ocaktan alın ve soğumaya bırakın. Daha sonra soğuyan suyu süzgeçten geçirip suyu bir kaba koyup kaldırın. Sabah kahvaltılarından önce bir bardak tüketin. Bu sadece hemoroide değil yukarıda saydığımız diğer tüm hastalıklara iyi gelir.

PATLICANIN FAYDALARI NELERDİR?

Vücudun demir emilimini destekler. Anemi gibi ciddi sağlık sorunlarını önler.

Kalorisi düşük, lif oranı yüksek olan patlıcan kilo vermek isteyenler için ideal bir besindir. 

Ayrıca içerdiği lif sindirimi kolaylaştırdığından bağırsak hastalıklarının önüne geçer. Günümüzde giderek yaygınlaşan kolon kanserinin yaşanmasını engeller.

Sigara bırakmada en etkili besindir. Çünkü içeriğinde doğal nikotin barındırır. 

Anti bakteriyel etkisi sayesinde serbest radikallerden vücudu arındırır. 

İçerdiği C vitamini sayesinde cildin parlak ve canlı görünmesini sağlar. 

Beyindeki sinir hücrelerinin azalmasını engelleyerek, ileri yaşlarda görülme ihtimali olan unutkanlığı önler.