Ayva, nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar için tam bir doğal ilaçtır. Taze tüketilebildiği gibi çayı ve reçeli de yapılır. Özellikle akciğerleri temizlemede etkili olan ayva hoşafı tarifini de sizler için araştırdık. Peki ayvanın faydaları nelerdir? Ayva yaprağı çayı nasıl yapılır ve ne işe yarar? Haberin detayında ayvaya dair her şeyi bulabilirsiniz.
Tezgahlarda görülmeye başlanan ayva meyvesinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Uzmanlar vücudun gün boyu daha dinç ve tok hissetmesi için mevsiminde her gün bir ayva tüketilmesini tavsiye ediyor. Yapılan araştırmalarda kabuğu ve yaprağındaki vitamin ve minerallerin özünden daha fazla olduğu gözlenmiştir. Yaprağı fenolik bileşik maddesi bakımından oldukça zengindir. Bu maddenin antimikrobiyal özelliği vardır. Bu yüzden kabukları soyulmadan tüketilmesi tavsiye ediliyor. Ayva Anadolu’dan Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya ve tüm dünyaya yayılmıştır. Yapılan bir diğer araştırmaya göre metal kesici aletlerde bulunan brenthill maddesi ayvada bulunan pektin ve organik asit maddelerinin özelliğini bitirdiği gözlemlenmiştir. Bu yüzden ayva direk olarak tüketildiğinde içerdiği faydaları yüzde yüz karşılar. Özellikle sindirim problemlerine iyi gelen ayva, kabızlık gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler. Kabuğu ile beraber tüketildiğinde metabolizmanın daha sağlıklı işlemesi destekler. Gülgillerden olan ayva, C vitamini bakımından oldukça zengindir.
AKCİĞERLERİ TEMİZLEYE AYVA HOŞAFI!
Yasemin.com Instagram hesabına konuk olan sunucu İlkbal Gürpınar, yüzyıllardır Anadolu’da yapılan ve şifa amaçlı yapılan ayva hoşafının tarifini verdi. Son günlerde artan koronavirüsüne karşı koruma sağlayan bu doğal ilacın özellikle akciğerlerin işlevselliğini artırarak bağışıklığı güçlendirdiğini söyledi.
3 orta boy ayva
Bir buçuk litre su
4 keçiboynuzu
2 kök zencefil
2 çubuk tarçın
4-5 tane karanfil
Ayvaları iyice yıkayıp küp küp kesin. Tencereye koyup üzerine suyu koyun kaynarken içine keçiboynuzlarını kırıp atın. Daha sonra zencefili doğrayıp ekleyin. Ardından çubuk tarçın ve karanfilleri koyun iyice kaynasın. Hoşaf kıvamına geldiğinde ocaktan alın. Bardaklara boşaltıp günde 2 defa tüketin.
AYVANIN FAYDALARI NELEDİR?
– 100 gramı 40 kalori içerdiğinden kış diyet listelerinde ilk sırlarda yerini alır. Glimsemik indeksi düşük olduğundan kan şekerini yükseltmez. Bu bakımdan diyabet hastaları da rahatlıkla tüketebilir.
– Fitokimyasallar sayesinde bağışıklığı direncini hastalıklara karşı güçlendirir. Vücudun günlük ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 30’unu karşılar. Böylece patojenler, virüsler ve bakteri hücrelerini vücuttan barınmadan idrar yolu atar.
– Kan içerisindeki oksijeni artırarak kan dolaşımını sağlar. Böylece saç diplerine kadar giden sağlıklı kan hücrelerin saçların daha parlak ve güçlü olmasını destekler.
– Bu özelliği aynı zamanda ciltteki genç hücrelerin sayısını da artırarak kırışıklığı engeller.
– Yüksek antioksidan sayesinde vücutta dolaşan serbest radikalleri ve kanserli hücreleri azaltır.
– Kan basıncını düşürerek yüksek tansiyon riskini azaltır. Böylece kalp ve damar sağlığını da korur.
–Gaz problemi için haşlanmış ayva tercih edilebilir. Sindirimi kolaylaştırmanın yanı sıra mide ve bağırsaklardaki fazla toksinleri de idrar yolu ile atarak vücudun toksin biriktirmesini engeller.
– Mideyi temizlediğinden mide kaynaklı yaşanan ağız kokusunu da gidermiş olur. Ayrıca ağız içerisindeki bakterilerin çoğalmasını engeller ve tükürük içerisinde biriken mikropları da temizleyerek kötü kokuyu engeller.
AYVA YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR VE NE İŞE YARAR?
Bir demlik kaynayan suya 20 kurumuş ayva yaprağı koyunuz. 5 dakika böyle kaynatınız. Daha sonra yapraklardan süzüp tüketiniz.
– Kilo vermek isteyenler için ideal çay olan ayva yaprağı çayı, metabolizmayı düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. İçerdiği yüksek lif sayesinde bağırsakların fonksiyonlarını artırır. Ancak kabızlığa neden olabileceğinden fazla tüketilmesi önerilmez.
– İçeriğinde C vitamini, çinko, potasyum, bakır, demir barındıran ayva yaprağından elde edilen çay hücrelerin yenilenmesini destekler. Özellikle kanser ve tümör oluşumunun önüne geçer.
– Üst solunum yolları hastalıklarında artan boğaz ağrıları ve enfeksiyonun neden olduğu durumları en aza indirir. Vücuttaki serbest radikalli hücreleri atarak bağışıklığı güçlendirir. Boğaz tahrişlerinde yatıştırıcı etkisi vardır.
Sabahları ilk uyanır uyanmaz vücudu gevşetme hissi hemen hemen herkesin yaşadığı doğal gelişen bir durumdur. Peki kas gerginliği neden olur? Kas gerginliğine iyi gelen doğal yöntemler neledir? Sizler için çok ciddi gibi görünmese de aslında bazı sağlık sorunlarının habercisi ve bazı hastalıklara da zemin hazırlayan kas gerginliği hakkına merak edilenleri araştırdık.
Kas vücudun genişlemesi ve büyümesini sağlayan aynı zamanda birçok organın hareket mekanizmasını oluşturan bir dokudur. Hücrelerden oluşan bu doku hareket edilip düzelebiliyor. Özellikle kemiklerin daha rahat hareket etmesini sağlıyor. Kısaca vücudun hareket ve güç durumunun temel mekanizmasıdır. Kaslar vücudun şekil almasını destekler. Kasılıp gevşeme eylemini gerçekleştiren kaslar, çizgili, düz ve kalp kası olmak üzere 3’e ayrılır. Çizgili kaslar, isteğimiz doğrultusunda çalışan kaslardır. Düz kaslar isteğimiz dışında çalışır. Kaslar aynı zamanda sinir hücrelerin beyne ulaşmasını sağlar. Kalp kası da bir çizgili kas olmasına rağmen, isteğimiz dışında çalıştığı için, kalp kası denir.
KAS GERGİNLİĞİ NEDEN OLUR?
Ani hareket, darbe, vitaminsizlik ve yaşanan herhangi bir deformasyon kasların gerginleşmesine ve hareket gücünü kaybetmesine enden olur. Duruş bozukluğu, iltihaplı hastalıklar, şiddetli darbeler, karbonhidratlı besinler, ağır yük kaldırma ve bazı ilaçların yan etkilerinin yanı sıra anksiyete bozukluğu da kas gerginliğine neden olur. Aynı zamanda vücudun 5 saatten fazla aynı pozisyonda durması da kas gerginliğine sebebiyet verir. Bunun en genel örneğini sabahları uyanırken gerilme ihtiyacı sırasında anlayabilirsiniz. Bu durumlar sonucunda kasın içindeki damarlar hasara uğrar veya kaslarda ödem oluşur. Genellikle sabahları hissedilen bu rahatsızlığa uzmanlarında önerdiği bazı doğal yöntemler vardır.
KAS GERGİNLİĞİNE İYİ GELEN DOĞAL YÖNTEMLER NELERDİR?
– Kas ağrılarının nedeni ödem toplama ise buz torbaları bu ağrılara iyi gelen doğal yöntemdir. Ağrının olduğu bölgeye 1 saat aralıklarla 15 dakika boyunca buz torbalarını bekletiniz.
– Gergin olan kası yumuşatmanın etkili yollarından biri de zeytin yağı ve nane yağı karışımıdır. Yarım çay bardağı zeytin yağına iki çay kaşığı nane yağı koyun iyice karıştırınız. Masajla ağrının olduğu bölgeye bu karışımı sürünüz. Eğer ağrının olduğu yere ulaşamıyorsanız vücudunuzu zorlamadan birinden yardım isteyin. Yarım saat bekledikten sonra ılık bir duş alınız.
– Kas gerginliği ağır yük taşımaktan dolayı ortaya çıkmış ise; ılık suda ıslatılmış bir havlu ile bu ağrıları azaltabilirsiniz.
– Aleo vera içerdiği antioksidan sayesinde vücut ağrılarını dindirir. Aleo vera yaprağındaki jeli çıkartıp içerisine lavanta yağı ekleyin. Ağrının olduğu bölgeye masaj yaparak bu karışımı uygulayın, böylece kaslar gevşemeye başlayacaktır. Bu uygulama sonrası yıkanmak zorunda değilsiniz.
Tezgahlardaki yerlerini almaya başlayan incirin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Hem ilaç hem kozmetik sanayinde ham madde olan incir hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Yaş olduğu gibi kuru halde de tüketilebilir. Güçlü bir lif kaynağıdır. Bu yüzden uzun süre tok tutar. Peki İncirin faydaları nelerdir? İncir sütü ne işe yarar? Kuru incirin faydası nedir?
Çoğunluk olarak kuru olarak da tüketilen incir; antioksidan, lif, mineraller ve vitaminler bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Kendine özgü sütü olan bu besin kozmetik ürünlerinin ham maddesinde kullanılır. Uzmanlar, zengin içeriğe sahip bu besini yaz aylarında düzenli tüketilmesinin, bağırsak hastalıkları riskini azaltığını vurguluyor. Bunun yanı sıra içerdiği az kalori ve yüksek enerjisi sayesinde de diyet yapanların listesinde ilk sıralarda yerini alınması gerektiğini öneriyor. Akdeniz ülkelerinde çoğunlukla bulunan incir, ağaçta yetişen meyve kategorisinde yer alır. Dutgiller ailesine ait olan incirin 800 türü bulunmaktadır. Yeşil olarak yetişen güneşte kaldıkça kızaran incir yüksek miktarda doğal şeker barındırır. Dünya’da üreticilik bakımından ülkemiz ilk sırada yer alır. Kurutulup kuruyemiş olarak tüketilen incir pasta ve tatlıları ham maddesidir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan zeytin ve incirin yaşlanmayı geciktirdiği ve vücudun hücrelerini yenilediği herkes tarafından bilinir. Japon bilim adamları da bu durumu keşfettikten sonra insanların bunu bir yaşam felsefesi olarak yapmalarını çünkü bu ikilinin birçok faydası olduğunun altını çizmiştir. Uzmanlar her gün düzenli bir şekilde 7 zeytin ve 1 incir tüketildiğinde ne gibi faydalar sağladığını açıkladı.
İNCİR SÜRÜ NE İŞE YARAR?
Olgunlaşmamış incirin yaprak ve kökü arasında çıkan beyaz sıvıya incir sütü denir. Asidik özelliği olan bu süt, aynı zamanda güçlü bir mikrop öldürücüdür. Eski çağlardan bu yana incir sütü cilt hastalıklarında kullanılmıştır. Özellikle siğil ve dolama gibi iltihaplı rahatsızlıklara doğal ilaçtır. Bunun yanı sıra kulak çevresine sürüldüğünde kulak etrafında biriken ihtimali olan bakterileri azaltır. Yapılan araştırmalarda incir sütünün cilt lekelerini açmada da etkili olduğu ortaya çıkarıldı. Parlaklığı artırarak cildin daha pürüzsüz olmasını sağlar.
KURU İNCİRİN FAYDASI NEDİR?
Yapılan araştırmalara göre kuru halinin yaş haline oranla daha faydalı olduğu tespit edilmiştir. Özellikle kalsiyum bakımından inanılmaz zengin olan kuru incir bağışıklık, sinir, sindirim ve kemik sistemi için oldukça fayda sağlar. Uzmanlar uzun süreli tok tuttuğundan sahurdan önce bir kaç tane kuru incir tüketilmesi gerektiğini tavsiye eder. Bu sayede oruç boyunca kişiye hem enerji hem de tokluk hissi verir. Antioksidan bakımından da zengin olması kalp ve damar hastaları içinde doğal ilaç görevi görür. Yapılan bazı diğer araştırmalarda kuru incirin özellikle meme kanserine zemin hazırlayan süreci ortadan kaldırdığı tespit edilmiştir.
İNCİRİN FAYDALARI NELERDİR?
– Doğal antibiyotik olan incir, bağışıklık sistemini zararlı hücrelere karşı güçlendirir. İçerdiği potasyum sayesinde günde tüketeceğiniz 4 tane incir yüksek tansiyonun yaşanma riskini azaltarak kalp sağlığını korur.
– K vitamini bakımından zengin olan incir kemikleri güçlendirerek kırılganlıklarını azaltır. Ayrıca kemik ve kas dokularında bulunan kolajen oranını dengeleme etkilidir. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik hastalıkları engeller.
– Yaz aylarının yanı sıra kış aylarında da tüketilmesi gereken incir, üst solunum yollarının neden olduğu vücut ağrılarına iyi gelir. Ilık bir bardak su, incir ve balı mikserden geçirerek tüketirseniz boğaz enfeksiyonunu büyük oranda azaltmış olursunuz.
– Kozmetik ürünler ve boyalardan kaynaklı zayıflayan saç köklerini güçlendirmek için incir faydalıdır. İçerdiği magnezyum sayesinde saçın hacmini artırır. Doğal yollarla yapılmış incir şampuanlarını kullanabilirsiniz.
– Vücuda olduğu kadar cilde de faydası var. İçerdiği antioksidan sayesinde ciltte oluşan akne ve sivilcelerin oranını azaltarak cilde daha sağlıklı bir görünüm kazandırır. Taze inciri mikserden geçirin, püre haline gelen inciri cildinize maske olarak uygulayınız. 20 dakika sonra soğuk su ile durulayınız.
7 ZEYTİN 1 İNCİR İLE ZAYIFLANIR MI? haberini okumak için
100 GRAM İNCİRİN İÇERDİKLERİ
Kalori – 1041
Protein – 3.30 gram
Kalsiyum – 162 miligram
Yağ – 0.93 gram
Karbonhidrat – 63.87 gram
Lif – 9.8 gram
Şeker – 47.92 gram
Magnezyum – 60
Potasyum – 680 miligram
C vitamini -1.2 miligram
B6 vitamin – 0.106 miligram
HER GÜN 7 ZEYTİN 1 İNCİR YERSENİZ NE OLUR?
– İki besinde çok güçlü antioksidan olduğundan vücudun gün boyu temizlenmesini destekler. Böylece vücudun genç hücrelerinin sayısını artırarak yaşlanmayı geciktirir.
– Zeka gelişiminde katkı sağlayarak beyin hücrelerinin sağlığını korur. Uzmanlar özellikle hamile ve gelişim çağındaki çocukların düzenli bir şekilde bu besinlerden tüketilmesini tavsiye eder.
– Sinir hücrelerini yenilediğinden ruhsal problemlerin yaşanma olasılığını da azaltır. Özellikle depresyon ve kişilik bozukluğu gibi sonu intiharla biten rahatsızlıklara iyi gelir.
– Laktoza alerjisi olan kişilerin kalsiyum maddesini depolamasının en doğal yolu bu ikilidir.
– Gün içerisinde yağ yakımını hızlandırarak kilo vermeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra gün içerisinde tokluk hissini de artırdığından kilo almayı da engeller.
– Günde 2 defa sabah kalkar kalkmaz ve gece yatmadan uygulanmalıdır. Bu zamanlar vücudun yenilenme saatleridir.
– Kan şekerini dengelediğinden şeker hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği bir ikilidir.
– Bağışıklığı güçlendirdiğinden kansere yakalanma oranını azaltır. Karaciğer, akciğer ve meme kanserlerinin hücrelerini azaltığı yapılan araştırmalarda ortaya konulmuştur.
– Bu uygulamada incirin kuru olup olmaması önemli değildir. Kür etkisini 21 gün sonra gösterir.
Yemeklerin yanında limon sıkıp salata olarak tüketilen dere otunun aslında insan sağlığına birçok faydası vardır. Asya kökenli olan dere otu aynı zamanda yoğurt ve sarımsakla tüketilerek zayıflamaya yardımcı olur. Güçlü kokuya sahip olan dere otu hakkında merak ettiklerinizi sizler için araştırdık. Peki Dere otunun faydaları nelerdir? 1 hafta boyunca dereotu tüketirseniz ne olur? İşte soruların yanıtı:
Yemeklerde ve salatalarda kullanılan dere otunun hem yaprak hem de tohum şeklinde tüketebilirsiniz. Yüzyıllar boyunca bu ot bitkisel tedavide kullanılmıştır. Özellikle eski Mısırlıların bu otu parfüm ve kozmetik ürünlerin yapımında kullanıldığı biliniyor. Eski Yunan tarihinde ise savaşta yaralanan askerlerin yaralarını iyileştirmek için kullanılırmış. Uzmanlar bu faydalı otun yararlarını anlamak için bir hafta boyunca düzenli tüketilmesi gerektiğini öneriyor. Ülkemizde genellikle dere otu kurutularak tüketilir. Maydanozgiller ailesine ait olan dereotu Bir kültür bitkisidir. Kendiliğinden yetişen dere otu tadı ve kokusu sayesinde cacık ve et yemeklerinde sıklıkla kullanır. Bazı yörelerde yağı çıkartılarak kullanılan dere otu içerdiği uçucu yağlar sayesinde vücuttaki toksinleri temizler. Anavatanı Asya olan dere otunun iki çeşidi bulunmaktadır. Yabani ve bahçe olan dere otunun ayrımı iyi yapılmalı aksi halde yabani dere otu zehirlenmelere yol açar. Ege mutfağında yemeklere hoş koku versin diye taze taze üzerlerine atılır.
DERE OTUNUN FAYDALARI NELERDİR? BİR HAFTA BOYUNCA DERE OTU TÜKETİRSENİZ NE OLUR?
– Yapraklarının ucunda uçucu yağ içeren bu ot safra ve sindirimdeki sıvı oranını artırır. Aynı zamanda bağırsaklardaki peristaltik maddeleri de hareketlendirerek kabızlık gibi rahatsızlıkların riskini azaltır.
– Flavonoidler ve B vitaminleri sinirlerdeki hücreleri azaltarak vücudun sakinleşmesini sağlar. Bu özelliği sayesinde melatonin hormonun daha fazla salgılanmasını sağlar ve gece uykularını düzene sokar.
– Dere otunun içerisindeki kalsiyum sütteki kalsiyum oranından daha fazladır. Bu özelliği sayesinde kemik gelişimine 2 kat daha faydası olan bu otu uzmanlar özellikle gelişim çağındaki çocukların ve hamile kadınların tüketmesi gerektiğini önerir.
– Yapılan araştırmalarda akarsulara yakın yetişen dereotunun antidepresan ve analjezik maddeler bakımından oldukça zengin olduğu tespit edilmiştir. Bu özelliği sayesinde dereotu depresyon gibi rahatsızlıklarda doğal ilaç olarak kullanılmıştır.
– Dereotu aynı zamanda kandaki insülin değerlerini de düzenlediğinden şeker hastalarının rahatlıkla tüketebileceği besinlerden biridir.
– Dereotunun kadınlara da oldukça faydası vardır. Özellikle ay başında yaşadıkları sancılara iyi gelen dereotu aynı zamanda bu ayn döngüsünü düzenler ve iltihaplı hücreleri de bu yolla atmalarında yardımcı olur.
– Eski çağlarda dezenfekte ilacı olarak kullanılan bu ot vücuttaki tüm mikrobu bir hafta boyunca vücuttan idrar yolu ile atar.
– Ağız ve diş sağlığını koruyarak, ağız kokusu ve diş iltihaplanmalarını da önler. Özellikle düzenli tüketildiğinde dişleri beyazlatır.
DERE OTU NASIL TÜKETİLİR?
Dere otunu isterseniz çiğ bir şekilde tüketebilirsiniz. Üzerine limon ve tuz döktüğünüz de iltihap söktürücü etkisi oluşturur. Ya da kurutulmuş dere otu yapraklarını çay gibi demleyebilirsiniz. Günde bir barda bu çaydan içerseniz uykunuzu düzenlersiniz. Çorbalarınıza ve yemeklerinize hem lezzet hem de şifa olarak katabilir.
Sıvı bakımından diğer besinlere oranla en zengini olan salatalık, vücudun ihtiyacı olan toksin atma ve hücreleri yenilemede de oldukça etkilidir. Uzmanların özellikle mevsim geçişlerinde tüketiminin artırılmasını önerdiği salatalık, vücut ısını da kontrol eder. A vitamini bakımından zengin olan salatalığa dair merak edilen her şeyi derledik. Peki Salatalığın faydaları nelerdir? 1 hafta boyunca salatalık yerseniz…
Serinletici ve rahatlatıcı etkisinin yanı sıra içerdiği mineraller sayesinde tüketilen favori sebzelerden biri salatalıktır. Hıyar olarak da bilinen salatalığın insan sağlığına saymakla bitmeyen faydaları vardır. Bunların başında vücudun sıvı oranını dengeleme gelir. Hindistan’da yetiştirilen burada yüzyıllar önce tüm dünyaya yayılan salatalık tıbbı ve kozmetik alanlarda kullanılmıştır. Bol sulak alanlarda rahatça yetişen salatalık, bazik su özelliğine sahip nadir besinlerde. Bu bazik su maddesi içerdiği antioksidan sayesinde bakterileri yok eder. Pantotenik asit kaynağı olan salatalık bakır, potasyum, manganez, C vitamini, magnezyum, biotin ve B1 vitaminlerini barındırır. Aynı zamanda fosfor ve folik asit bakımından zengin olan salatalık konusunda bazı uzmanlar uyarıda bulunur. Besin değeri yüksek olmadığından yan etkilerinin de olacağı mevcuttur.
SALATALIĞIN FAYDALARI NELERDİR?
– Yüzde 95 oranda sudan oluşan salatalık toksin atmada oldukça etkilidir. Özellikle diyet listelerinin ilk sıralarında yer alan salatalık kilo vermede de yardımcı olur. Uzmanlar kıştan ilkbahara geçerken tüketilmesini tavsiye ettiği besinler arasındadır. Vücudun sıvı oranını dengeleyerek, vücudu mevsim değişikliğine hazırlar.
– İçeriği çözücü asitler sayesinde diş aralarındaki enfeksiyonu ve tükürükteki bakterileri yok eder. Böylece ağız kokusuna neden olan durumları azaltır. Salatılık aynı zamanda mide asidini ve sıvısını dengeleyerek yanma ekşime gibi şikayetlerin yaşanmasını önler.
– Kemik ve kaslarda biriken toksinler zamanla tendonlara zara verir. Bu da şiddetli kemik ve kas ağrılarına neden olur. Salatalık içerdiği silis maddesi sayesinde kemik ve kas dokularını yenileyerek deforme olmalarını engeller.
– Vücudun hastalıklara karşı günlük B ve C vitamini alması gerekir. İki adet salatalık vücudun günlük ihtiyacı olan bu vitaminleri sağlayabilir.
– En etkili idrar söktürücüdür. Sindirim problemlerinin yaşanmasını önlemede etkili olan salatalık, zengin lif içeriği bakımından şişlik ve kabızlığı engeller. Böbrek üstü bezlerinin çalışmasını destekler. Böylece enfeksiyon kapma oranını azaltır.
– Mevsim geçişlerinde vücudun sıvı dengesini sağlayarak ısı oranını ayarlar. Terleme gibi günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen durumların yaşanmamasını sağlar. Ayrıca tırnak ve saç bakımından da etkilidir. Saç derisindeki hücreleri kuvvetlendirmede etkili olan salatalık tırnakların kırılmasını engeller.
SALATALIK YEMENİN YAN ETKİLERİ
– Kabuğundaki yüksek toksinler zehirlenmeye sebebiyet verir. Uzmanlar özellikle tadı acımsı olan salatalıkların cilt alerjilerine neden olabileceği konusunda uyarıyor.
– Çekirdeğinde bulunan cucurbitin adı verilen madde idrar söktürücü özelliğine sahiptir. Ancak salatalık aşırı tüketildiğinde vücuttan daha fazla sıvı atmaya neden olur.
– C vitaminine sahip salatalık antioksidan özellik gösterir. Fakat bir hafta boyunca çok fazla tüketilen salatalığın bu özelliği oksidan etkisi göstermeye başlar. Bu da vücuttaki serbest radikallerin çoğalmasına sebebiyet verir.
– Potasyum oranı yüksek besinlerden biri olan salatalık çok tüketildiğinde böbreklerin hızlı çalışmasına neden olur. Bu da ishal ve karın ağrısı gibi rahatsızlıkların riskini arttırabilir.
– Salatalık vücuttaki sıvı oranını yükselttiğinde diğer organlara olduğu gibi kalbe de zarar verebilir. Kan oranındaki sıvıyı artıran salatalık kalbin fazla kan pompalamasına neden olur. Bu da baş ağrısı ve nefes almada zorluk çekme gibi belirtilerle kendini gösterir.
– Yapılan araştırmalarda polen, karpuz, papatya çayı, muz ve ayçekirdeğine alerjisi olan kişilerin salatalığa da alerjileri olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat kişilerde salatalığın yaptığı alerji etkileri ilk başlarda gözle görülmez. İlerleyen zamanlarda cilt döküntüleri, ağız içi yaralar ve göz kızarıklıkları ile ilerlemeye başlar.
Omega-3 yağ asidi bakımından en zengin besin olan balık özellikle beyin fonksiyonlarını olumlu etkiler. Bu yüzden uzmanlar haftada 1 ya da 2 defa düzenli tüketilmesini öneriyor. Aynı zamanda bağışıklık sitemine de inanılmaz faydalar sağlar. Özellikle virüs ve bakterilere karşı güçlenmesini destekler. Peki Balığın faydaları nelerdir? Balık en sağlıklı nasıl tüketilir? Omega-3 yağ asidinin vücuttaki görevleri nedir?
Deniz canlıları arasında insan sağlığına inanılmaz faydası olan balık, hemen hemen dünyanın yaratılışından beri doğada bulunmaktadır. Ciddi bir geçim kaynağı olan balık özellikle kayadan uzak suyu çok olan insanlar için aynı zamanda güçlü bir besindir. Günümüze kadar milyon defa değişen balığın milyonlarca çeşidi bulunmaktadır. Bu çeşitleri yarısı insan sağlığı için tehdit oluştururken yarısı ile olumlu destek sağlar. Özellikle omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan balık vücut gelişiminin olmazsa olmazlarındandır. İlk insandan beri tüketilen balığın en çok tüketim alanı Norveç ve Asya ülkeleridir. Bu ülkelerde yaşayan insanlar çiğ halde bile balık tüketiyor. Beyni güçlendirdiği bilinen balık ülkemizde ise kızartılarak ya da mangalı yapılarak tüketilir. Yapılan araştırmalarda insan sağlığının ihtiyacı olan omega-3 yağ asidini tek seferde karşılayabilecek en etkili besindir. İnsan vücudu omega-3 yağ asidi üretmez. bu yüzden dışarıdan takviyeye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç anne karnında başlar. Bu yüzden uzmanlar hamile kadınların aksatmadan tüketmesini tavsiye eder. Ancak bu besininde tüketilme oranı vardır. Aksi halde ihtiyaçtan fazla protein alan bağışıklık sitemi antikor üreterek alerjik reaksiyona sebebiyet verir.
BALIĞIN BAĞIŞIKLIĞA ETKİLERİ!
Yaklaşık 5 aydır tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemesinden korunmanın en sağlıklı yolu vücut direncini güçlendirmektir. Bağışıklığı ve akciğerleri sağlıklı olan kişilerin bu hastalığı daha hafif seyirlerle atlatıyor. Bağışıklığı güçlendirmenin en temel noktasında beslenme alışkanlığıdır. Dünya Sağlık Örgüt’nünde verilerine göre bağışıklığı güçlendirmede etkili maddeler ise protein, kalsiyum, B vitamini kompleksi, A vitamini ve Omega-3 yağ asitleridir. Bütün bu maddeleri barındıran nadir besinlerden biri ise balıktır. Balık sadece koronavirüsü değil tüm hastalıklara karşı vücut direncini artıran bir besindir. Hücrelerin yapısını koruyarak kanser hastalıklarının oluşmasının önüne geçer. Kardiyovasküler sistemi yenileyerek herhangi bir kalp ve damar hastalığının ortaya çıkmasını önler. Metabolizmayı düzenler. Omega-3 yağ asidi yani en faydalı olan yağı doğal yolla vücudun almasını sağlar.
HANGİ BALIKLAR DAHA FAYDALIDIR?
Her balık türü insan sağlığına olumlu etkiler bırakmaz. Bu yüzden yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar; somon, uskumru, ton balığı, alabalık, hamsi ve morina gibi türlerin daha sağlıklı olduğunu vurguluyor. Bu balıklar diğerlerine oranla omega-3 yağ asidi bakımından daha zengindir. Vücudun ihtiyacı olan E vitamini sağlayarak cilt ve saç sağlığına olumlu etki sağlar. Özellikle yaşlanmayı geciktirerek vücudun direncini artırır.
BALIĞIN FAYDALARI NELERDİR?
– En yaygın faydası zeka gelişimini desteklemesidir. İçeriği yağ asidi beyindeki deforme hücrelerini azaltarak beynin depolama bölümünü kuvvetlendirir.
– Kötü kolesterol oranının düşürerek iyi kolesterolü yükseltir. Kanda bulunan serbest yağları da düşürerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Böylece kalbin kanı daha iyi pompalamasını destekler.
– Kılçığı yenilebilen balık kalsiyum bakımından en zengin balık türleridir. Kemik gelişiminde de etkili olan kalsiyum miktarını vücudumuzda dengelemek için uzmanlar haftada en az 3 gün balık yemeği tüketmeyi öneriyor.
– Hayvansal yağların aksine doymuş yağ asitleri bakımından zengin olan balıklar gözümüzdeki sarı noktanın görme işlevini artırır. Aynı zamanda göz hastalıkları riskini azaltır. Bunun nedeni de omega-3 yağ asitleri zararlı hücreleri yok ederek genç hücrelerin sayısını hem korur hem artırır.
– Özellikle kış aylarında bolca tüketmemiz gereken balık üst solunum yolu enfeksiyonları hastalıklarına karşı vücut direncini artırır. Yapılan araştırmalarda balık bağışıklık sitemini de güçlendirerek kansere hücrelerini azaltır.
BALIK EN SAĞLIKLI NASIL TÜKETİLİR?
Uzmanlar her ne kadar bu konuda kesin yanıt vermezse de çoğu uzmana göre en sağlıklı balık fırında kendi yağında pişendir. Onun dışında mangalda pişen balık gereğinden fazla ısıya maruz kaldığından tüm değerleri ölebilir. Aynı zamanda trans yağlarla tavada kızartılan balıkta aynı sebepten ötürü faydasını kaybeder. Taze balıkların dillendirilmesi ve tam pişirilmesi gerekir. Tam pişmeyen balıktan et yiyen bakteriler ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bu yüzden balıkların tam pişmesinde fayda var. Ayrıca hem lezzetini hem sağlığını artırmak için kekik, fesleğen ve defne yaprağı gibi baharatlarla harmanlanması önerilir.
OMEGA-3 YAĞ ASİDİNİN VÜCUTTAKİ GÖREVLERİ NEDİR?
– En etkili faydası kötü kolesterol oranını düşürerek kalp ve damar sağlığını korur.
– Kemik ve kasların oluşma yapısını güçlendirerek romatizmal hastalıkların önüne geçer.
– Kan akışını kolaylaştırarak pıhtılaşmasını ve damar tıkanıklığı, anevrizma gibi rahatsızlıkların yaşanmamasını sağlar.
– Hamile kalma oranını güçlendirir. Hamilelik sürecinde de düşük riskini azaltır.
– Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserli hücrelerin oluşumunu engeller.
– Yağ asitleri sinir hücrelerini güçlendirerek ruhsal hastalıkların önüne geçer. Uzmanlar özellikle depresyona meyilli kişilerin düzenli tüketmesini öneriyor.
– Göz hastalıkları arasında en yaygın olan sarı noktayı güçlendirerek görme kaybını engeller.
Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmez besini olan zeytin, yağından çekirdeğine yaprağına dalına kadar insan sağlığına inanılmaz faydalar sağlar. Peygamber Efendimiz (sav)’in de tüketilmesini tavsiye ettiği zeytin hakkında tüm merak edilenleri sizler için derledik. Peki zeytinin faydaları nelerdir? Zeytin çekirdeği yutmak ne işe yarar? Zeytin yaprağı nasıl tüketilir?
Hem yeşil hem de siyah olmak üzere iki çeşidinin bulunduğu zeytin, kalsiyum bakımından zengin besinlerden biridir. Aynı zamanda içeriğinde bol miktarda A, D, E ve K vitaminleri bulunur. Bu bakımdan uzmanlar günde beş zeytin yemenin vücudun ihtiyacı olan demirin yüzde 55’ini karşıladığını vurguluyor. Kozmetik ve ilaç sanayisinde kullanılan zeytin sarılıktan kansere kadar birçok hastalığın gelişmesini önlüyor. 2000 yıl boyunca yaşayabilen zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinin yanı sıra ağacın kabukları ve yaprakları da oldukça faydalıdır. Olgunlaşmamış hali yeşil, güneşte kaldıkça rengi siyah olur. yüzyıllardır kadınlar hem cilt güzellikleri için hemde sağlıkları için zeytini tüketir. Enerji verdiğinden zeytin eski yıllardaki insanlar için oldukça önemli bir besindi. Nedeni ise o yıllarda ilaç ya da teknolojik bakımlar olmadığından insanlar doğada bulunan en güçlü antioksidan olan besinleri tüketerek hastalıklardan korunurmuş. Zeytin bu besinlerin başında gelir.
ZEYTİNİN FAYDALARI NELERDİR? GÜNDE 5 TANE ZEYTİN YERSENİZ NE OLUR?
– İçerdiği polifenoller sayesinde beyindeki oksidatif stres oranını azaltarak, sinir hücrelerini korur. Böylece günde 5 tane tüketilen zeytin hafızanın güçlenmesine yardımcı olur.
– İçerdiği yüksek demir oranı sayesinde anemi hastalığına yakalanmayı önler. Kolesterolü azaltan zeytin damar tıkanıklığı ve kalp hastalıklarını yaşanmamasını sağlar.
– Yemeklerden sonra ortaya çıkan şişlik ve gaz sıkışması gibi durumların azalmasında yardımcı olur.
– Bağışıklık sistemindeki sağlıklı hücrelerin sayısını artırarak vücudun kanserli hücrelere karşı direncini artırır.
– Besinlerden dolayı azalan trombosit hücrelerin oranlarını dengeleyerek kanın pıhtılaşmasına yardımcı olur.
– Antioksidan bakımından da zengin olan zeytin, karaciğerde oluşan yağ bezlerinin oluşumunu önler. Ayrıca E vitamini yönünden de zengin olan bu besin cildin daha parlak ve ışıl ışıl görünmesini sağlar. Osmanlı dönemi sultanlarının dillere destan güzelliklerini zeytine borçlu oldukları rivayet edilir. Sadece cilde değil aynı zamanda saç sağlığını da destekler. Özellikle kepeklenme ve matlaşma gibi durumların azalmasını sağlar.
– Yemeklerden önce 5 tane zeytin yiyerek iştahınızın oranını azaltabilirsiniz. Zeytinde bulunan doyamamış yağlar beyne doyma hissini aktarır. Böylece vücut doyduğunu hissettiğinden fazla besin tüketme ihtiyacı duymaz. Zayıflamak isteyen kişiler bu yöntemi deneyebilir.
– Basur tedavisinde etkili olan zeytin basur memelerinin yumuşamasını ve ağrıya veya kanamaya neden olmasını önler. İyi bir ağrı kesici özelliği olduğundan aynı zamanda kemik ve eklem ağrılarının yaşanma riskini de azaltır.
ZEYTİN YAPRAĞININ FAYDALARI NELERDİR?
Yapraklar kurutularak tüketilir. Genellikle çayı yapılır. Bazı yerlerde ise yapraklardan hazırlanan su yemeklere eklenir. Kurutulmuş 10 zeytin yaprağını 2 su bardağı suda kaynatın. Demlendikten sonra tüketebilirsiniz. Eski çağlarda iyileştirici özelliği olduğundan yaraları dezenfekte etmede bu sudan kullanılırmış. Antibakteriyel özelliği olan zeytin yaprağından hazırlanan suyu cilt temizliğinde tonik olarak da değerlendirebilirsiniz. Kış aylarında ise bu yapraklardan hazırlanan su ile üst solunum yolları hastalıklarının riski azaltılabilir.
ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ YUTMAK NE İŞE YARAR?
Yapılan araştırmalarda zeytinin olduğu kadar zeytin çekirdeğinin de faydalı olduğu gözlemlenmiştir. Bir bütün olarak yutulabilen zeytin çekirdeğinin insan sağlığına birçok katkısı vardır.
– Yemek sonrası yaşanan mide yanması ve ülser gibi hastalıklara iyi geldiği söylenen zeytin çekirdeği içerdiği omega 3 yaş asitleri ve çözücü asitler sayesinde bilenin temizlenmesini hızlandırır.
– Kabızlık sorunu için zeytin çekirdeği birebir fayda sağlar. Ancak zeytin çekirdeğini toz haline getirip tüketildiğinde daha etkili olduğu uzmanlar tarafından vurgulanmaktadır.
– Sindirim sisteminin hızlandırılması da zeytin çekirdeğinin faydaları arasındadır. Özellikle sindirim sisteminde bulunan ağız, boğaz, yemek borusu, mide ve bağırsakların daha sağlıklı çalışmasını destekler.
– Uzmanlar zeytin çekirdeğini yutan kişilerde basur gibi makat hastalıklarının riskinin azaldığını vurguluyor.
– Zeytinin içerdiği anti-bakteriyel etkinin iki katı zeytin çekirdeğinde mevcuttur. Uzmanlar özellikle tümörlere neden olan virüslerin etkisinin zeytin çekirdekleri sayesinde azaltılabileceği belirtiyor. Ancak kesin bir çalışma sonucu olmadığından bir uzmana danışmakta fayda var.
NOT: Uygulamadan önce mutlaka bir uzmana başvurun.
Sürekli değişen duygu durumunuza bir anlam veremiyorsanız bir psikologa görünmenizde fayda var. Çünkü borderline kişilik bozukluğu olabilirsiniz. Genellikle ergenlik döneminde başlar ileri yaşlarda kalıcı hale gelir. Peki, borderline kişilik bozukluğu nedir? Sizler için borderline yanı sınırda yaşanan kişilik bozukluğunun belirtilerini araştırdık. İşte borderline kişilik bozukluğu olduğunuzu gösteren işaretler…
Borderline kişilik bozukluğu diğer psikolojik rahatsızlıklarla aynı belirtileri gösterdiğinden teşhis edilmesi zor bir hastalıktır. Bipolar ve depresyon gibi hastalıklar haftalar hatta aylarca sürer. Fakat borderline yani sınırda kişilik bozukluğu bir iki saat yoğun bir şekilde devam eder. Kaygı ve öfke gibi duyguların tetiklediği bu rahatsızlık hastanın kendine zarar vermesine kadar ilerleyebilir. Bu hastalık erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla görülür. Nedeni ise kadınlarda sık değişen hormonlardan kaynaklıdır. Hasta zihnindeki duygu durumunun akışını kontrol edemez. Bu da onu ani değişen duygulara sürükler. İlişki kurdukları insanlara öyle bir bağlanırlar ki en ufak bir kırgınlıkta dünyaları başlarına yıkılmış gibi hissederler. Uzmanlar bu tarz hastalara karşı bu yüzden hassas davranılması gerektiğini vurgular. Çünkü bu insanlarda nefret ve sevgi aniden ortyaa çıkabilir.
BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN SEBEPLERİ NELERDİR?
Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler sürekli terk edilme duygusunu hisseder. İstedikleri bir durum olmayınca ya da sinirlenince krizler geçirebilir. Bu durum genellikle çocuklukta ebeveyn sevgisi eksikliği yaşamış kişilerde görülür. Çünkü çocukluk çağlarında sahiplik hissetmeyen kişiler hep bir yerlerde bir şeylerin eksik ve yanlış gittiğini düşünür. Bu herkes de aynı değildir. Hastalık her zaman anne ya da babasını kaybetmiş çocuklarda görülmez. Bazı çocuklar ise anne ve babasının kardeşine daha çok sevgi gösterdiğini düşünür ve bu hislere kapılabilir. Borderline kişi ya bir kişiyi çok sever ya da sürekli farklı insanlar çevresinde görmek ister. Düzensiz bir sosyal çevresi olan borderlineler güvensizlik duygusu oluştururken bir diğer borderline hastası ise tek kişiye bağlanarak kimseye güvenmez. Tüm bu farklı ayrıntılar kişilerin bilinçaltına yerleştirdikleri kodlarla ortaya çıkar.
BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLDUĞUNUZU GÖSTEREN İŞARETLER
– Zihin duygu akışını kontrol edemediğinden duygularda ani yükselmeler ve inişler meydana gelir.
– Bir anda kişi kendini her şeyden soyutlarken belli bir dönem tamamen sosyal görünür.
– Kalabalık ortamlara girmeyi sever fakat en fazla bir saat kalır. Çünkü bir süre sonra ortamda beğenilmeme korkusu yaşayarak kaçmak ister.
– Ani değişen duygular aile, arkadaş ve çevreye karşı davranışlarını da etkiler. Çok güvenip ve sevdiği kişiye birden güvensizlik hissetmeye başlar. Bu hastaların korktukları tek durum terkedilmektir.
– Hasta birden bire kendini alışveriş yaparken ya da araba kullanırken bulabilir.
– Beyindeki sinirler hasara uğradığından bu hastalar bir süre sonra gerçeklik algısını yitirirler.
BORDERLİNE TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişileri uzman doktor hayata kazandırmak için grup terapileri uygular. Ancak bu tedavi ile hasta zihinsel olarak toparlanmadığında uzman doktor ağır vakalı psikolojik tedavi gören kişilere yapılan bilişsel davranış terapisini dener. Hastanın intihar teşebbüsünde bulunmaması içinde doktor bazı sakinleştirici ilaçlar verir.
Ayva, nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar için tam bir doğal ilaçtır. Taze tüketilebildiği gibi çayı ve reçeli de yapılır. Özellikle akciğerleri temizlemede etkili olan ayva hoşafı tarifini de sizler için araştırdık. Peki ayvanın faydaları nelerdir? Ayva yaprağı çayı nasıl yapılır ve ne işe yarar? Haberin detayında ayvaya dair her şeyi bulabilirsiniz.
Tezgahlarda görülmeye başlanan ayva meyvesinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Uzmanlar vücudun gün boyu daha dinç ve tok hissetmesi için mevsiminde her gün bir ayva tüketilmesini tavsiye ediyor. Yapılan araştırmalarda kabuğu ve yaprağındaki vitamin ve minerallerin özünden daha fazla olduğu gözlenmiştir. Yaprağı fenolik bileşik maddesi bakımından oldukça zengindir. Bu maddenin antimikrobiyal özelliği vardır. Bu yüzden kabukları soyulmadan tüketilmesi tavsiye ediliyor. Ayva Anadolu’dan Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya ve tüm dünyaya yayılmıştır. Yapılan bir diğer araştırmaya göre metal kesici aletlerde bulunan brenthill maddesi ayvada bulunan pektin ve organik asit maddelerinin özelliğini bitirdiği gözlemlenmiştir. Bu yüzden ayva direk olarak tüketildiğinde içerdiği faydaları yüzde yüz karşılar. Özellikle sindirim problemlerine iyi gelen ayva, kabızlık gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler. Kabuğu ile beraber tüketildiğinde metabolizmanın daha sağlıklı işlemesi destekler. Gülgillerden olan ayva, C vitamini bakımından oldukça zengindir.
AKCİĞERLERİ TEMİZLEYE AYVA HOŞAFI!
Yasemin.com Instagram hesabına konuk olan sunucu İlkbal Gürpınar, yüzyıllardır Anadolu’da yapılan ve şifa amaçlı yapılan ayva hoşafının tarifini verdi. Son günlerde artan koronavirüsüne karşı koruma sağlayan bu doğal ilacın özellikle akciğerlerin işlevselliğini artırarak bağışıklığı güçlendirdiğini söyledi.
3 orta boy ayva
Bir buçuk litre su
4 keçiboynuzu
2 kök zencefil
2 çubuk tarçın
4-5 tane karanfil
Ayvaları iyice yıkayıp küp küp kesin. Tencereye koyup üzerine suyu koyun kaynarken içine keçiboynuzlarını kırıp atın. Daha sonra zencefili doğrayıp ekleyin. Ardından çubuk tarçın ve karanfilleri koyun iyice kaynasın. Hoşaf kıvamına geldiğinde ocaktan alın. Bardaklara boşaltıp günde 2 defa tüketin.
AYVANIN FAYDALARI NELEDİR?
– 100 gramı 40 kalori içerdiğinden kış diyet listelerinde ilk sırlarda yerini alır. Glimsemik indeksi düşük olduğundan kan şekerini yükseltmez. Bu bakımdan diyabet hastaları da rahatlıkla tüketebilir.
– Fitokimyasallar sayesinde bağışıklığı direncini hastalıklara karşı güçlendirir. Vücudun günlük ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 30’unu karşılar. Böylece patojenler, virüsler ve bakteri hücrelerini vücuttan barınmadan idrar yolu atar.
– Kan içerisindeki oksijeni artırarak kan dolaşımını sağlar. Böylece saç diplerine kadar giden sağlıklı kan hücrelerin saçların daha parlak ve güçlü olmasını destekler.
– Bu özelliği aynı zamanda ciltteki genç hücrelerin sayısını da artırarak kırışıklığı engeller.
– Yüksek antioksidan sayesinde vücutta dolaşan serbest radikalleri ve kanserli hücreleri azaltır.
– Kan basıncını düşürerek yüksek tansiyon riskini azaltır. Böylece kalp ve damar sağlığını da korur.
–Gaz problemi için haşlanmış ayva tercih edilebilir. Sindirimi kolaylaştırmanın yanı sıra mide ve bağırsaklardaki fazla toksinleri de idrar yolu ile atarak vücudun toksin biriktirmesini engeller.
– Mideyi temizlediğinden mide kaynaklı yaşanan ağız kokusunu da gidermiş olur. Ayrıca ağız içerisindeki bakterilerin çoğalmasını engeller ve tükürük içerisinde biriken mikropları da temizleyerek kötü kokuyu engeller.
AYVA YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR VE NE İŞE YARAR?
Bir demlik kaynayan suya 20 kurumuş ayva yaprağı koyunuz. 5 dakika böyle kaynatınız. Daha sonra yapraklardan süzüp tüketiniz.
– Kilo vermek isteyenler için ideal çay olan ayva yaprağı çayı, metabolizmayı düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. İçerdiği yüksek lif sayesinde bağırsakların fonksiyonlarını artırır. Ancak kabızlığa neden olabileceğinden fazla tüketilmesi önerilmez.
– İçeriğinde C vitamini, çinko, potasyum, bakır, demir barındıran ayva yaprağından elde edilen çay hücrelerin yenilenmesini destekler. Özellikle kanser ve tümör oluşumunun önüne geçer.
– Üst solunum yolları hastalıklarında artan boğaz ağrıları ve enfeksiyonun neden olduğu durumları en aza indirir. Vücuttaki serbest radikalli hücreleri atarak bağışıklığı güçlendirir. Boğaz tahrişlerinde yatıştırıcı etkisi vardır.
En eski çağlardan beri tüketilen besinlerden biri olan soğanın beyazın yanı sıra yeşil ve mor renkleri de bulunur. İçeriğindeki sulfosid madde sayesinde mor rengini alan mor soğan antioksidan bakımından oldukça zengindir.Alternatif tıp uzmanları özellikle sütle beraber kaynatılıp tüketildiğinde üst solunum hastalıklarına doğal ilaç olduğunu vurguluyor. Mor soğanın faydaları nelerdir?
İnsanlık tarihiyle neredeyse aynı olan soğan önceleri zambakgillere mensup olduğu iddia edilmişse de yapılan araştırmalarda soğanın koku ve tadı bakımından başlı başına bir tür olduğu kanısına varılmıştır. Toprağa gömülen tohumların toprak altına büyümesinden dolayı soğan yetiştiği toprağın tüm özelliğini alır. Bu sayede güçlü maddeler içerir. Beyaz, yeşil ve mor soğanın yanı sıra arpa soğan tarzında da boyutuna göre çeşitleri vardır. Besin olarak tüketilen soğan aynı zamanda alternatif tıpta ve bilimsel tıpta da ilaç yapımının ham maddesinde kullanılır. İltihap temizlemede etkili olan soğan çeşitleri arasında antioksidan bakımından en zengini mor soğandır. Mor soğan vücutta ödem tutmaz. Serbest radikal hücreleri de kısa sürede vücuttan atılmasını sağlar. Mor soğan genellikle Meksika ve Şili gibi ülkelerde tüketilir. Anavatanı her ne kadar tam olarak bilinmezse de Hindistan’dan İpek yolu aracılığıyla yayıldığı tahmin edilir. Pizza ve makarna yemeklerinin soslarında kullanılan mor soğan, beyaza göre daha yumuşak bir yapıya sahiptir. Ancak acılık bakımından da oldukça keskindir. İçerisindeki sulfosid güçlü bir antioksidan görevi görür. Bazı alternatif tıp uzmanlar özellikle kalp çarpıntısı yaşayan hastalara mor soğan suyunu önerir.
MOR SOĞANI SÜTLE KARIŞTIRIP İÇERSENİZ NE OLUR?
Alternatif tıp uzmanlarının araştırmalarına göre mor soğanı süt ile kaynatılıp tüketildiğinde özellikle yüksek tansiyonu düşürmede fayda sağlar. Bunun yanı sıra vücuttaki iltihabı atar. Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan idrar yolu enfeksiyonlarını bitirmede etkilidir. Ancak uzmanlar yine de bu tarz karışımları mutlaka bir doktora başvurarak yapılmasını tavsiye eder. Güçlü bir antioksidan özelliğe sahip olan mor soğan, üst solunum yolları hastalıklarından etkilenen boğaz ve sinüs yollarının temizlenmesini destekler. Bağışıklık sistemindeki antikorların düzensiz çalışmasını önler.
MOR SOĞANIN FAYDALARI NELERDİR?
– Mor soğan içerdiği bileşikler sayesinde kan oranını dengeleyerek andaki faydalı hücrelerin oranını artırır. Uzmanlar kansızlık sorunu yaşayan kişilerin günde bir bardak mor soğan suyu içmesini öneriyor.
– Tendürdiyot görevi olan mor soğan suyu yanık ve yaraların mikrop kapmasını önler. Şiddetli burun kanamaları esnasında mor soğanı ikiye bölün ve koklayın. Bu uygulama kanamayı kesmede yardımcı olacaktır. Aynı zamanda adet döneminde şiddetli yaşanan sancılar içinde birebirdir.
– Çabuk kırılan tırnaklarınızın çabuk uzamasını istiyorsanız. Bir mor soğanı kaynatın içerisine bir diş sarımsak ekleyin ve su soğuduktan sonra elinizi su da 10 dakika bekletiniz. Hem tırnaklarınızı iyileştirir hem de çabuk uzamasını sağlar.
– Böbrek ve safra kesesindeki taşları kuma döndürerek acı çekmeden idrar yolu ile vücuttan atar. Bunun için bir mor soğanı kaynatın ve sabahları aç karna içiniz.
– Vücutta oluşan ödemleri atmak içinde mor soğan suyunu aç karna tüketmenizde fayda var. Mide kanamaları ya da karın ağrıları için ise mor soğanı dilimleyiniz. Bir bardak ılık süt ile beraber tüketiniz.
– Boğazda biriken iltihabı atmak için ise mor soğan suyunun içerisine bir yemek kaşığı bal karıştırarak tüketebilirsiniz.