Şunun için etiket arşivi: güzellik haberleri

Cildinize kusursuz, parlak ve uygun bir makyaj yapmak istiyorsanız öncesinde mutlaka bir bakım aynı zamanda hazırlık uygulamak şart. Güzellik uzmanları makyajın cilde tam oturması için mutlaka bakım yapmalısınız. Peki bu bakımda neler yer alıyor? Detaylar haberimizde saklı…

Dudaklarınıza uygulayacağınız bir krem ya da makyaj öncesi süreceğiniz nemlendiriciye dikkat etmek gibi ufak detaylar, gün boyu muhteşem adeta pürüzsüz bir cilde sahip olmanızı sağlar. Aslında sağlıklı görünen bir cilt sandığınız kadar uzak değildir. Az ürünle canlı, genç ve lekesiz bir görünüme kavuşmak isteyenlere özel makyajdan önce mutlaka  uygulaması gerekenleri adım adım listeledik.

DUDAKLARIN PÜRÜZSÜZ OLMASI ŞART

Dudaklarınızın pürüzsüz aynı zamanda rujunuzun parça parça durmaması için mutlaka peeling tarzında bir bakım yapmalı, sonrasında nemlendirici uygulamalısınız. En kolay yöntem ise diş fırçasıyla fırçalamak olabilir. 

CİLDİNİZİN YUMUŞAMASINI SAĞLAYIN

Özellikle soğuk kış aylarında cilt rüzgarın etkisiyle kuruyup makyajın kalıntılı görünmesine neden olabilir. Bu yüzden makyajdan saatlerce önce peel off formüllü, yumuşatıcı, ferahlatıcı özellikli bir ürünle cildinizin dokusunun yenilenmesini sağlayın. Bu adım makyajın cildinizde homojen bir şekilde kalmasını da sağlayacaktır.

CİLT MASAJINI ATLAMAYIN

Cildinizdeki şişlik, ödem gibi sorunlar varsa, yapacağınız kontür yüzünüze tam oturmayacaktır. Yüz hatlarını belirginleştiren ve fazla ödemi uzaklaştıran masaj aletleriyle cildinizi makyaja hazırlayabilirsiniz. En etkili masaj aletlerini öğrenmek için tıklayabilirsiniz: EN ETKİLİ CİLT BAKIM ALETLERİ

NEMLENDİRİCİLERİN İÇERİĞİNİ KONTROL EDİN

Makyaj yapmadan önce ya da klasik olarak kullandığınız cilt bakım rutinlerinizden bir tanesi haline gelen nemlendiriciyi seçerken içerisinde yer alan maddeleri mutlaka kontrol edin. Bazı maddeler makyajın ciltle bütünleşmesini, ürünlerin homojen bir şekilde dağılmasını engelleyebilir. 

GÖZ ALTI BAKIMI

Bir gün öncesinden uykusuz ve yorgun olmak göz altlarınızda koyu halkalara veya lekelere sebep olabilir. Makyaja başlamadan yarım saat önce soğutucu-ferahlatıcı özellikli, şişkinlik giderici eye-patch’ler ile göz altlarınıza ekstra bakım yapın. Şişkinliği azaltın, göz çevrenizi gerginleştirin ve morlukların önüne geçerek concealerınızdan daha aydınlık bir sonuç elde etmenizi sağlayacaktır.

Son günlerde kullanımı artan ve herkes tarafından merak edilen makyaj spreyi nedir ve ne işe yarar, sizler için araştırdık. İşte gün boyu bozulmadan aynı güzellikte kalan makyajın sırrı, makyaj spreyleri hakkında bilmeniz gereken her şey…

Makyaj spreyleri, özellikle yaz aylarında sıcaktan terleyen yüzde makyajın akmaması ve sürekli olarak tazelemenizi gerektirmeden gün boyu aynı makyajın sabit kalması için kullanılan ürünlerdir. Kısaca makyaj spreyleri, koruyucu ve yapıştırıcı görevi görerek makyajınızı bozulmadan ve güzelliğini kaybetmeden cildinizde kalmasını sağlar. Her ne kadar işe yaramaz diye düşünülse de bu ürünler oldukça işe yarıyor ve dünyaca ünlü birçok güzel de makyajlarının gün boyu sabit kalması için bu ürünlerden kullanıyor.

MAKYAJ SPREYİ NASIL KULLANILIR?

Makyaj spreyi kullanımı sanıldığı kadar zor değil aksine çok basittir. Makyajınızı yaptıktan sonra, 20 – 30 cm kadar uzaktan yüzünüzün her yerine gelecek şekilde makyaj spreyini sıkın ve kuruması için biraz bekleyin. İşte bu kadar kolay. Sizde bu sayede yaz aylarında makyajınızın bozulup bozulmadığını dert etmek ve sürekli makyaj tazelemek zorunda kalmayacaksınız. 

Sevdiklerinizle bir arada özel bir davete giderken ya da eşinizle romantik bir yemeğe gideceğiniz anlarda kuaföre gitmek yerine evde ışıl ışıl görünen aynı zamanda kusursuz bir makyaj yapmak istiyorsanız sizler için hazırladığımız önerilere göz atabilirsiniz. Peki özel günlerde pratik makyaj nasıl yapılır? Tüm ayrıntılarıyla haberimizin detaylarında görebilirsiniz.

Bazen hafif bir ruj, bir rimel, kimi zaman da allıklar, göz farı, eyeliner… Makyaj biz kadınların vazgeçilmezleri arasındadır. Sokağa dolaşmaya çıkarken, akşam bir yemeğe giderken ya da işe yetişmeye çalışırken mutlaka yüzümüze renk, canlılık katacak birkaç küçük dokunuşta bulunuruz. Gündelik hayatta kullandığınız makyaj malzemeleri özel günlerde istediğiniz etkiyi vermeyebilir. Özel davetlerde veya özel bir günde evde makyaj yaparken kullandığınız ürünlerin ışıltılı ve uzun süre kalıcı olması çok önemlidir. Örneğin eşinizle birlikte evlilik yıl dönümünüzde şık bir mekanda yemek için hazırlanırken; makyaja başlarken ışıltılı bir baz kullanmalısınız. Peki özel bir günde evde hazırlanırken pratik bir şekilde makyaj nasıl yapılır? Nelere dikkat gerekir ve pratik teknikler nelerdir? Ayrıntıları haberin detaylarında…

Özelikle makyaja bir baz kullanarak başlayın. Baz makyajın cildinizde kusursuz görünmesini hem de uzun süre kalıcı olmasını sağlar. Cildinizdeki tüm gözeneklerin dolmasına yardımcı olur.

Makyaj bazının ardından fondöteninizi ıslatılmış bir sünger yardımcıyla tüm yüzünüze eşit olacak şekilde yayın. Hafif kuruduktan sonra göz altı morluklarınızı kapatmak cildinizdeki kusurları örtmek için cilt tonunuzdan daha açık bir kapatıcı sürün ve güzelce yayın. Göz kapaklarınızı da bu adımda kapatabilirsiniz. 

Kapatıcı işlemi bittikten sonra toz bir pudra ile makyajınızı sabitleyin. Fondötenin çizgilere dolmasını engellemek için en önemli adımlardan biridir.

Sonrasında göz makyajınızı yapabilirsiniz. Kıyafetinizle uyumlu bir far uygulayarak çift kat maskara sürün. Gözlerinizin büyük görünmesini istiyorsanız gözlerinizin içine beyaz kalem ve göz pınarlarına aydınlatıcı uygulayın.

Kaşlarınızı da kendi stilinize uygun doğal bir şekilde doldurtan sonra açılı fırçayla allık sürüp, elmacık kemiklerinize uygulayın.

Ardından dudaklarınızı da kalemle çerçeveleyerek, rujunuzla makyajınızı tamamlayabilirsiniz.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Doç. Dr. Ali Balevi, “Farklı kolajen tiplerinin de farklı dokularda farklı yoğunlukta oldukları biliniyor. Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturuyor. Bu durumda eğer kolajeni cildinize destek için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını özellikle de tip 1 kolajen tercih etmeniz lazım” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Doç. Dr. Ali Balevi, vücut ve cilt sağlığının vazgeçilmezi kolajene ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Balevi, kolajenin hareket sisteminin yapı taşlarını, özellikle kemik, kıkırdak, lif ve eklemleri oluşturan protein olduğunu belirterek “Bu protein birbiri üzerine sarılmış üç alfa zincirinden meydana gelir. 30 tane değişik tipi tanımlanmış olup, tip 1, tip 2 şeklinde isimlendirilir. Bu çeşitlilik moleküler yapıdan kaynaklanmaktadır. Fonksiyonel bir bileşen olan kolajen hidrolizatı, çoğunlukla içecek sektöründe kemik ve cilt sağlığını düzenlemek amacıyla kullanılan bir bileşendir. Kolajen hidrolizatı, vücutta kolajen yapımını arttırması sebebiyle kemik ve cilt sağlığını düzenleyici gıdalarda kullanılan popüler bir bileşen haline gelmiştir. Son dönemlerde cilde kaybettiği kolajeni kazandırmak için takviye olarak tablet, kapsül, toz, sıvı ve hatta sakız şeklinde satışa sunulan ürünler sıkça tercih ediliyor. Ancak bu ürünlerin mutlaka uzman kontrolünde, bilinçli bir şekilde kullanılması önem taşıyor” dedi. 

CİLT KADAR KEMİK SAĞLIĞINI DA KORUYOR

Son yıllarda fonksiyonel gıdalar ve besin destekli gıdaların üretiminde kolajen hidrolizatının kullanıldığına dikkati çeken Doç. Dr. Balevi, şöyle devam etti: Yapılan klinik çalışmalarda kolajen hidrolizatının eklemleri hasarlardan koruduğu, güçlendirdiği ve osteoartiritis, romatizma gibi rahatsızlıklarda oluşan ağrıları azalttığı, kemik yoğunluğunu önemli düzeyde arttırdığı ve cilt sağlığını düzenlediği gözlenmiştir. Kolajen peptit olarak da bilinen kolajen hidrolizatı sığır, domuz ve balık derisinden elde edilmektedir. Kolajen asit ve enzim hidrolizi ile yıkıma uğramakta olup besin destekli gıdalar ve kozmetik uygulamalarında bir protein katkısı olarak yaygın biçimde kullanılır. 

KOLAJEN NİÇİN TAKVİYE OLARAK ALINMALI?

Doç. Dr. Balevi, kolajen ile kolajen peptit arasında çok büyük bir fark bulunduğuna değinerek, şu bilgileri verdi: Kolajen dediğiniz şey tek ve büyük bir yapı. Ancak peptitler, kolajenin kesilmiş haldeki parçaları. Kolajen hem vücutta var hem de dışarıdan takviye ile alıyoruz. Ağızdan takviye olarak aldığınız kolajen önce midenize, sonra bağırsaklarınıza ulaşacak, bağırsakların içinde emilecek ve buradan da kana karışacak. İşte o emilme sırasında küçük küçük hücrelerin arasından geçmesi lazım çünkü bağırsak yapımız böyle. Kolajen büyükken kolay sindirilemediği için bunlar küçük küçük parçalara ayrılıyor ve daha rahat vücutta emilebiliyor. Kolajenin tamamında yani bütününde bir etki yok aslında. Belli bölümlerinde, küçük parçalarında etki var. Bu peptit dediğimiz şey, o küçük parçaları yakalayıp kesiyor, sadece o etki eden parçaları vücuda vermiş oluyor. O nedenle örneğin balığı yemek ile o peptit parçasını almak aynı olmuyor. Balığın etkisi yok değil ama emilimi çok zayıf. İşte peptitte de kolajenin etkili olan kısmı kesiliyor ve asıl etki eden kısmı vücuda vermiş oluyoruz. Yani kolajenin tamamını almak ile etkili olan kısmı almak arasındaki fark çok büyük. Bu nedenle kolajeni takviye olarak almak daha yararlı olacaktır. 

KOLAJENİ AMACA GÖRE SEÇİP, KULLANIN

Kolajenin farklı tipleri bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Balevi, kolajen seçerken dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde açıkladı: Farklı kolajen tiplerinin de farklı dokularda farklı yoğunlukta oldukları biliniyor. Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturuyor. Bu durumda eğer kolajeni cildinize destek için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını özellikle de tip 1 kolajen tercih etmeniz lazım. Saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için de kolajen lazım. Onları desteklerken de tip 1 ve tip 3 kolajen karışımlarından faydalanabilirsiniz. Tendonların yani kasların kemiğe tutunduğu kiriş yapıların da yüzde 100’ü tip 1 ve 3 kolajenin karışımı. Bu nedenle tendon desteği olarak da yine tip 1 ve 3 karışımlarından istifade etmeniz en iyi olur. Eklem kıkırdaklarını oluşturan kolajenin yüzde 60’ını tip 2 kolajen oluşturuyor. Bu nedenle eklem kıkırdaklarına destek söz konusu olduğunda tip 1 ya da 3 değil, tip 2 kolajeni seçmeniz gerekiyor. Molekül ağırlığı 2000 dalton olan, vücut tarafından emilime hazır kolajen peptitleri tercih edin. Vücut kolajeni, proteinli besinlerle kazandığımız aminoasitlerden üretir. Dolayısıyla aminoasit yönünden zenginleştirilmiş hap içerikleri tercih edilmelidir. Kolajen üretmeye yardımcı olan temel besin maddeleri C vitamini, prolin, glisin, glutamin, arginin gibi amino asitler ile çinko ve bakırdır. Etkinliğini arttırabilir, kolajen takviyesi daha çok emilebilmesi ve yüksek biyolojik yararlanımının sağlanabilmesi için düşük molekül ağırlıklı (3000 dalton civarında) kolajenlerin tercih edilmesi doğru bir seçim olacaktır. Önemli olan vücutta proteinin üretilmesine yardımcı olmaktır. 

CİLDİNİZ İÇİN BALIK KAYNAKLI KOLAJEN TERCİH EDİN

Doç. Dr. Balevi, kolajen seçiminde içeriği deniz ürünleri mi ya da sığır eti olanların mı daha etkili olduğunu ise şöyle değerlendirdi: Araştırmalar gösteriyor ki kolajenin etkinliğinin görülebilmesi için molekül büyüklüğünün maksimum 2000-2500 dalton seviyelerinde olması gerekmektedir. Yapılan klinik çalışmalar, her iki kolajen çeşidinin de aynı etkinlikte olduğunu gösteriyor. Tercihinize göre balık ya da sığır kolajen kaynağını seçebilirsiniz. Örneğin, sığır etine alerjiniz var ise balık tercih edebilirsiniz. Sığır kolajen takviyeleri en yaygın olanıdır ve kolajen tip 1 ve 3’ten oluşur; bunlar saç, cilt ve tırnak sağlığı için popüler bir şekilde tanıtılır. Popülerliği giderek artan balık kaynaklı kolajen, öncelikle tip 1 kolajen içerir. Yapılan çalışmalarda balık kaynaklı kolajenlerin cilt için en etkili kolajen kaynağı olduğu ve diğer kolajenlere kıyasla vücut tarafından 1.5 kat daha fazla biyoyararlanım sağladığı belirtilmiştir. Ayrıca balık kolajeni sığır kolajenine kıyasla daha küçük peptit moleküllerinden oluşmaktadır. Bu da vücutta kolay emilim ve daha hızlı etki manasına gelmektedir. 

KEMİK SUYU, FASULYE, YUMURTA, BALIK TÜKETİN

Doç. Dr. Balevi, kolajen kaybına karşı şu tavsiyelerde bulundu: Egzersiz, kolajen yapımına destek veren en etkili yoldur. Düzenli egzersiz yapın. Sağlıklı ve dengeli beslenerek; protein, vitamin ve mineralleri gerçek gıdalardan almaya çalışın. Kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler bu konuda idealdir. Kolajen üretimini artırmak ve var olanı korumak için etkili yollardan biri de bir vitamin A türevi olan retinol kullanmaktır. Retinol yanında vitamin C serumlar da antioksidan etki ile kolajen yıkımını azaltır. Cildinizi kolajen yıkımından korumak için sigarayı bırakın, güneşten mutlaka korunun, düzenli ve yeterince uyuyun, şeker ve rafine edilmiş ürün tüketmeyin. Deride kolajen üretimini uyaran lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), dermapen, dermaroller, PRP uygulamaları bir dermatoloji uzmanı tarafından yaşa ve ihtiyaca göre seçilerek düzenli olarak uygulanmalıdır. 

GEBELER, DİYABET HASTALARI DİKKATLİ OLMALI

Kolajenin bilinçsiz kullanıldığında yararı kadar zararı da bulunabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Balevi, şu şekilde açıkladı: Doğru kullanıldığında kolajen cilt sağlığının iyileşmesine, eklem ağrılarının hafifletilmesine yardımcı olur. Osteoporoz gibi kemik bozuklukları riskini azaltmaya yardımcı olur. Yaşa bağlı kas kütlesi kaybı olan kişilerde kas büyümesine ve gücünün artmasına yardımcı olur. Ateroskleroz gibi kalp rahatsızlıkları ile ilişkili risk faktörlerini azaltmaya yardımcı olur. Beyin, kalp ve bağırsak sağlığının gelişmesine, kilonun kontrol edilmesine, saç ve tırnakların sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Ancak kolajen takviyesine başlanmadan önce doktora danışılması çok önemlidir. Bazı takviyeler balık, kabuklu deniz ürünleri ve yumurta gibi yaygın gıdalardan elde edilir. Özellikle hamileler, emziren anneler, deniz ürünlerine, sığır-tavuk etine alerjisi olanlar ve diyabet hastaları da bu ürünler nedeniyle istenmeyen etkilerle karşılaşabilmektedir. Bu gıdalara alerjisi olan kişiler, alerjik reaksiyonları önlemek için bu bileşenlerle yapılan kolajen takviyelerinden kaçınmalıdır. Bu kişiler için kolajenin bazı potansiyel yan etkileri şunlardır; ağızda kalıcı bir kötü tat bırakabilir. Dolgunluk ve mide ekşimesi gibi sindirim yan etkilerine neden olma potansiyeline sahiptir. 

SİGARA, HAVA KİRLİLİĞİ, C VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Doç. Dr. Balevi, kolajen üretiminin azalması ve üretilen kolajenin kalitesizleşmesinin en önemli nedeninin yaşlanma olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: İlerleyen yaş, sigara kullanımı, aşırı stres, hava kirliliği ve hareketsizlik cilde esneklik ve canlılık veren kolajenin azalmasına neden oluyor. Bağ ve bağ dokularını oluşturan kolajen miktarı insan vücudu yaşlandıkça azalmaya başlar ve bir süre sonra yetersiz hale gelir. Yaşlanma ile artan kolajen kaybı cilt kuruluğu, kırışıklık, selülit, eklem rahatsızlıkları gibi sorunlara sebep olur. Genç yaşlarda vücut tarafından sık üretilen kolajen, yalnızca yaşın ilerlemesi ile değil sağlıksız beslenme, stres, sigara, güneşe fazla maruz kalma ve C vitamini eksikliği gibi nedenlerle de azalır. Kolajen içerikli besinler ve düzenli olarak kullanılacak kolajen takviyesi ile cilt, eklem ve kaslara kolajen desteği vermek mümkündür. 

BU BELİRTİLERİ CİDDİYE ALIN

Doç. Dr. Balevi, kolajen takviyelerini şu durumlarda kullanılması gerektiğini açıkladı: Kolajen eksikliğinin en önemli belirtilerinden biri eklem ağrılarıdır. Aynı zamanda tırnak ve saçlarda kırılma, hareket kayıpları, yüz ve gözde çukur görünüm, diş eti kanaması, cilt yüzeyinde kırışıklık, selülit oluşumu, vücutta ortaya çıkan morluklar, burun kanaması ve aşırı yorgunluk belirtilerdendir. Kolajen eksikliği yukarıdaki sorunlara ek olarak bağ dokusu, eklem ve kıkırdak ile beraber cilt görünümünü olumsuz yönde etkiler. Cilt yüzeyindeki kolajen eksikliği belirtileri ise nem dengesinin bozulması, cilt kuruluğu, sarkma, kırışıklık, renk eşitsizliği, yanık, kesik ya da yaralanma halinde iyileşme sürecinin uzaması, solgun cilt görünümü ve kazayağı oluşumu şeklindedir. Eklemler, kıkırdak ve bağ doku üzerinde kolajen eksikliği belirtileri de kas kütlesinde azalma, spor yaralanmalarından sonra iyileşme sürecinin uzaması, kemik yapısında güçsüzlük, kıkırdak dokuda yıpranma, hareket sırasında eklem ağrıları olarak sıralanmaktadır. Saç ve tırnak sağılığı da bu proteinin eksikliğinde ciddi anlamda zarar görür. Saçın uzama süresi artarken saç dökülmeleri de başlar. Ayrıca tırnakların soyulması ve kırılması gibi durumlar da yaşanabilir.

Kış aylarında tüm caddeleri saran mis kokusuyla 7’den 70’e herkesin severek yediği aynı zamanda mevsiminin sağlıklı besinleri arasında yer alan kestanenin cilde birçok faydası olduğu ortaya çıktı. Uzmanların araştırmaları sonrasında cildi beslediği ortaya çıkan kestanenin bilinmeyen faydalarını bugünkü haberimizde bulabilirsiniz.

Sokak lezzetlerinin başında gelen kestane, tam bir lif, mineral, iyi yağ asitleri, vitamin, besleyici ve antioksidan deposudur. Kışın en çok tercih edilen besinler arasında listenin başında yer alan kestane, vücut sağlığı açısından birçok faydası bilinse de cildi güzelleştirdiğini ve kusursuz hale getirdiğini de biliyor muydunuz? Son yapılan araştırmalara göre her gün tüketilen 1 tane kestane ya da düzenli olarak yapılan kestane maskesi birçok cilt problemini ortadan kaldırıyor. Kokusu ve hafif lezzetiyle küçük büyük demeden herkesi akşam çay saatinde bir araya toplayan kestane, kozmetik dünyasının da dikkatini çekmeyi başardı.

Kestane içerisinde bulunan mineraller sayesinde ciltteki ödemi veya şişkinlikleri kolayca indirir. Kestaneyi püre haline getirip şiş bölgeye uyguladığınızda kısa sürede değişimi fark edeceksiniz.

Yeterli miktarda tüketilen kestane, vücuttan toksinleri atarak cildin genç ve parlak görünmesine yardımcı olur. Özellikle detoks etkisi sayesinde serbest radikallerle savaşarak ciltteki yorgun görünümü ortadan kaldırır.

Güzellik uzmanlarından alınan bilgilere göre; cildin alt tabakasında bulunan elastik özelliğin güçlenmesini sağlayan kestane, cildin yaşlanmasını geciktiriyor.

İltihap önleyici bir besin kaynağı olan kestaneden cilt bakı maskesi yaparak sivilcelerin kolayca kurumasını sağlayabilirsiniz.

Uzman doktorların kızamık sonrasında kalan lekelerin giderilmesi için kullanılmasını uygun gördüğü de alınan bilgiler arasında.

CİLDİ NEMLENDİREN KESTANE MASKESİ TARİFİ

MALZEMELER

1 cezve kadar su
3 adet çiğ kestane
1 yemek kaşığı bal
1 yemek kaşığı badem yağı
1 çay kaşığı kadar süt

YAPILIŞI VE UYGULANIŞI

Kestaneleri cezvede kaynayan suyun içerisinde haşlayın. Daha sonra kestaneleri püre haline getirin. Diğer malzemeleri de ilave ederek güzelce karıştırın.

Parmak uçlarınızla cildinize masaj yaparak 15 dakika boyunca uygulayın.

Ilık su ile durulayabilirsiniz.

Kırılan saç uçlarınızı onarmak ve eski haline geri getirmek için özel şampuanlar kullanmanızda fayda var. Düzenli kuaför randevuları ile kırıklardan kurtulmak kolay olsa da saçlarını uzun tutmak ve daima bakımlı görünmek isteyenlerdenseniz var olan kırıklarınızı pürüzsüzleştirecek ve saçlarınızı güçlendirerek yeni kırıkların oluşmasını engelleyecek en güzel şampuanları sizlerle paylaşıyoruz.

Saç kırığı, nemini kaybeden ve hasar gören saçların uçlarının kırılarak kopmasıdır. Saçlarımız birçok sebeple nemini yitirebilir: çok ısıtmak, çok sıcak suyla yıkamak, güneşten gelen morötesi ışınlar, çok fazla saç düzleştirici veya maşa kullanmak, boyamak ve perma yaptırmak gibi. Hatta saçlarınız kurumaya meyilliyse yanlış şampuan kullanmak bile yeterli sebep olabilir. Sonunda kuruyan saç kolayca kırılıp kopacaktır. Böylece kırık saç uçları ortaya çıkar. Sürekli ısılı işlemler saç şekillendirmek ya da yanlış bakım ürünlerini kullanmak saç uçlarının kırılmasına hatta yıpranmış ve bakımsız görünmesine yol açabilir. Oluşan bu saç kırıkları saç uzamasını engelleyerek, zamanla cansız ve ince görünmesine de neden olabilir. Sizin de saçlarınızda kırıklar var ise özel şampuanlarla bu kırıkları kısa sürede yok edebilirsiniz.

KIRIK SAÇ UÇLARINA ÖZEL ŞAMPUAN ÖNERİLERİ

– KERASTASE Resistance Bain Force Architecte / 341 TL

– Dove Saç Bakim Kürü Kirik Uçlara Karşi Etkili / 50 TL

– Gliss Oil Nutritive Kolay Kırılan Saç 400 ml Şampuan / 44 TL

– Zigavus Uzamayan ve Kırılan Saçlar için Nar Ekstraklı Şampuan 450ml / 60 TL

– Blendax Şampuan Isırgan Özlü Kırılan Saçlar 600 Ml / 19,90 TL

– Uzarken Kırılan Saçlara Özel Caffeine / 48 TL

Son zamanlarda özellikle sosyal medya platformlarında ve kadınların buluştuğu form sitelerinde adını sıkça duyduğumuz Arap kızı kremi, aslında yüzyıllardır bilinen bir üründür. Yeniden popüler olan Arap kızı kremi hakkında daha önce hiç bir bilgisi olmayanlara için merak edilenleri araştırdık. Arap kızı kremi ne işe yarar? Arap kızı kremi nasıl kullanılır? sorularının yanıtı sadece yasemin.com’da!

Adını ilk kez duyanların şaşırdığı ancak kullanan kişilerin olumlu etkilerle karşılaşması sonucunda adeta dillerden dillere dolaşan Arap kızı kremi, çok eski yıllardan itibaren kadınlar tarafından biliniyor. Yapılan tüm işlemlere rağmen cilt lekelerinden kurtulamayanlar için mucizevi etkiler sağlayan Arap kızı kremi, yan etkisi bulunmadığı için herkes tarafından gönül rahatlığıyla kullanılıyor. Cilde uygulandığı andan itibaren kılcal damarları uyararak hızlıca harekete geçiren bu krem hakkında merak edilenleri cevaplayacak bir içerik hazırladık. Etken maddesi sayesinde cildi besleyerek cilt hücrelerini yenilerek cildi onaran bir kremdir. 

Yapılan bazı araştırmalara göre; Osmanlı döneminde saray sultanlarının sıklıkla kullandığı biliniyor. İki farklı seçenekle bilinen Arap kızı kremi pembe ve Arap kızı kremi kırmızı olarak Arabistan bölgesinde “hevadiye kremi” olarak satılıyor. 

 ARAP KIZI KREMİ NE İŞE YARAR?

Leke kremi olarak bilinen bu krem aslında farklı alanlarda olumlu etkileri bulunmaktadır. Tüm vücudunuza gönül rahatlığıyla uygulayabileceğiniz Arap Kızı kremi, sivilceleri gidermede ve cildi beyazlatmada oldukça etkilidir. 

ARAP KIZI KREMİ NASIL UYGULANIR?

Piyasada bulunan diğer kremlere göre kullanımı oldukça basit bir üründür. Gün içerisinde kullanıma uygun olan bu krem günde 1 defa sorunlu bölgeye uygulamanız yeterlidir. 

Öncelikle kremi uygulayacağınız bölgeyi temizleyip, akşam yatmadan önce uygulayıp masaj yaparak emilmesini sağlayın.Sabah uyandığınızda cildinizi ılık su ile durulayın ve gerekirse uygun bir nemlendirici krem sürün.

ARAP KIZI KREMİ FİYATI NEDİR?

Genellikle internette fiyatı değişiklik gösteren bu kremin fiyatı 5 ile 50 TL arasında değişiyor. N11 sitesinde en güncel satış fiyatı 13,40 TL‘dir.

Birçok kadının korkulu rüyası haline gelen çatlaklar, görünüm itibariyle can sıkıcı bir hal alabilir. Bacağınızda oluşan çatlakları evde hızlıca gidermenin doğal yöntemleri ve doğadan gelen mucizevi kaynaklar bulunuyor. Yapımı ve uygulaması oldukça basit olan, düzenli uygulandığında bacak çatlaklarını pratik bir şekilde gideren kürler haberimizin detaylarında…

Aşırı kilo alıp verme, düzensiz spor, yağlı yiyecekleri fazla tüketme hatta bazen genetik olarak da görülebilen bacak çatlakları, genellikle kadınların hamilelik dönemlerinde sık karşılaştıkları bir tür vücut sorunlarından biridir. Tıpta adı Xerosis Kutis veya Asteatosis olarak bilinen bacak çatlakları yapılan bir araştırmaya göre, cildin aşırı kuru olmasından dolayı da kaynaklanıyor. Bacak çatlakları her mevsim olabileceği gibi her yaşta her insanda görülebilir.Peki bu çatlaklar nasıl geçer? Bacak çatlaklarını gidermenin en etkili yolu nedir? Evde çatlak giderme yöntemleri nelerdir? Tüm merak ettiğiniz soruların yanıtı haberimizin detaylarında…

ZERDEÇAL İLE BACAK ÇATLAKLARINI GİDERME

Zerdeçalın içerisindeki antioksidanlar sayesinde cilt parlatıcı ve bazı sorunları gidermede kullanılabilen bir yöntemdir. 1 yemek kaşığı zerdeçal ile 1 yemek kaşığı yoğurdu güzelce karıştırın. Daha sonra çatlakların üzerine uygulayıp 15 dakika kadar bekletin. Etkili sonuç almak istiyorsanız her gün aynı saatte 2 kez çatlakların üzerine uygulayın.

KAHVE İLE BACAK ÇATLAKLARINI GİDERME

Kahve, yüksek biyolojik aktivitesi aynı zamanda kafein içerdiği için kan akışını hızlandırarak cildin canlı ve parlak olmasına yardımcı olur. Aynı zamanda cildin deri altındaki hücreleri de uyarır. Kahve telvesini suyla karıştırın. Çatlakların üzerine uygulayın. 5 dakika dairesel şekilde masaj yaptıktan sonra temizleyin. Hemen sonrasında zeytinyağıyla da ovalayın ve temizleyin.

ARGAN YAĞI İLE BACAK ÇATLAKLARINI GİDERME

Argan yağı, kozmetik ürünlerinin içerisinde bol miktarda bulunan bir yağdır. E vitamini ve antioksidan bakımından oldukça zengin olan argan yağı ile bacak çatlaklarının rengini azaltabilirsiniz. Organik argan yağıyla çatlakların üzerine masaj yapın. Günde 2 defa kadar uygulayabilirsiniz.

ÇATLAK OLUŞMASINI ÖNLEYEN KÜR

Atkuyruğu (zemberek otu), yaygın olarak tıbbi amaçlarla kullanılan yabani bir bitkidir. 100 gram atkuyruğu yaprağını, sekiz damla limon suyu ve bir litre %20 oranındaki alkole batırıp bir ay bekletin. Bir ay geçtiğinde, kullanacağınız kadar karışımın içine bu miktarın yarısı kadar su ekleyip karışımı seyreltin ve sorunlu bölgeye günde iki kez uygulayın.

Konuk olarak katıldığı programlarla gündeme gelmeye devam eden Şems Arslan, cilt lekelerini gideren maske tariflerini izleyenlerle paylaştı. Şems Arslan cilt lekelerini geçirmek için paylaştığı tariflere geçmeden önce cilt lekelerinin belirtileri, türleri ve nedenlerine haberimizin detaylarından göz atabilirsiniz.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Cilt lekeleri genetik faktörler, kimyasal ürünlerin kullanımı, ilaçlar, doğum, solaryum gibi bronzlaşma yöntemleri nedeniyle ortaya çıkıyor. Yaygın olarak lekeler, yanak, çene, alın gibi bölgelerde sık oluşmakla birlikte yüzde oluştuklarında cildi pürüzsüzlükten uzaklaştırır ve daha solgun bir görünüm verir. Ancak dekolte bölgesinde, sırt, ve ilerleyen yaşla birlikte ellerde de görülebilir. Cilt lekelerini gidermeniz için en akıllıca davranış aşırı güneşlenmekten kaçınmak ve güneş kremi kullanmaktır. Cilt lekelerinin oluşumuna neden olan başlıca sebep olan güneş ışınlarına maruz kalmamak için yaz, kış fark etmez korunmak ve koruyucu krem kullanılmalıdır. Şems Arslan lekeler için pek çok doğal tedavi yöntemi ve maske tarifiyle gönlümüzü fethetmeye devam ediyor. Leke tedavileri söz konusu olduğunda, nereden başlayacağınızı bilmek zor olabilir. 

Şems Arslan cilt lekeleri için harika bir maske tarifini bizlerle paylaşıyor. Şems Arslan muhteşem maske ve formülleri sayesinde pek çok cilt hastalığını doğal yollarla tedavi etmek mümkündür. Eğer cildinizde koyu lekeler varsa kesinlikle solaryuma girmekten uzak durmalısınız. En az SPF 30 güneş kremi ve güneş gözlüğü kullanmalısınız. A vitamini veya peeling yapan bir ürün kullanıyorsanız, cildiniz güneşe karşı daha hassas olacaktır bu nedenle yüzünüzü mümkün olduğunca kapatmalısınız.

Şems Arslan Lekelere Karşı Domates Maskesi

1 domatesi rendeleyin ve bir kaseye alın. 4 küp şekeri içine ekleyin ve tamamen eritin. Kaymaklı ve tatlı yoğurttan 1 tatlı kaşığı kadar kasenin içine ekleyin. 1 yemek kaşığı hindistan cevizi tozu ekleyin. İsterseniz biraz da hindistan cevizi yağı ekleyebilirsiniz. 1 yemek kaşığı bebek pudrası ekleyin ve tüm malzemeleri iyice karıştırın. Koyu ve yoğun bir kıvamı olmalı. Eğer sıvı olursa biraz daha bebek pudrası ekleyebilirsiniz. 

İlk önce cildinize buhar banyosu yapın. Ardından peeling yapın. Daha sonra, üçüncü aşamada bu maskeyi uygulayın. Bu maskeyi cildinize fırça yardımıyla uygulayın. Bu maskeyi hafif kuruyunca bir kez daha uygulayın. Hafif kuruyunca bir kat daha uygulayın. Yani toplam bu maskeyi 3 katman olarak sürmeniz gerekir. 30 dakika sonra cildinizi ılık suyla durulayın. Nemlendiricinizi uygulayın. Bu maskeyi gece yatmadan önce uygulamalısınız. 

Şems Arslan Lekeler İçin Maydanoz Suyu Maskesi Tarifi

Yarım çay bardağı maydanoz suyu, yarım çay bardağı bal ve yarım çay bardağı limon suyu cam bir kasede karıştırın. Gazlı bezi, bu maskenin içine batırın ve yüzünüze tampon olarak uygulayın. Son olarak gazlı bezi tekrar maskeye batın ve yüzünüze koyun. 7 dakika bekleyin. Gazlı bezi, yüzünüzden alın. Maden suyu ile cildinizi yıkayın. Bu maskeyi haftada 4 kez düzenli olarak uygulamalısınız.

Genelde 9 -12 ay arası bebeklerde görülen pişik, kremlerle kısa sürede çözülebiliyor. Popolin markasının pişik kremi de yıllardır önde gelen markalar arasında. Artık yetişkinlerin de kullandığı Popolin pişik kremi cildi yenileme özelliği sayesinde tüm annelerin dikkatini çekiyor. Gelin Popolin kremle ilgili detayları sizlerle paylaşalım:

Bebeklerin cildinin iyi bir şekilde hava almasına dikkat etmezsek, sık sık bezini değiştirmemek ve bebeğin bezinin kesinlikle çok sıkı olmamasına dikkat etmemek kısa sürede pişik sorununa yol açacaktır. Bebeklerde pişik problemi meydana gelmişse en hızlı şekilde tedavisinin sağlanmasının çok büyük bir önemi bulunuyor. Piyasada binlerce pişik kremi mevcut. Popolin pişik kremi bu kremlerin başında geliyor. İçeriğinde yer alan yüksek seviyedeki çinko asit sayesinde cilt üzerinde çok kısa zaman dilimleri içerisinde etkili bir onarım oluşturması sağlanabiliyor. Bununla birlikte bebeklerin üst derisinde onarıcı etki oluşturarak, hasarlı üst derinin onarımına yardımcı oluyor. Bununla birlikte içeriğinde bebekler için güvenle kullanılabilecek niteliklerdeki lanolin, ıhlamur ekstresi ve vazelin gibi güvenilir ve faydalı ürünlerden oluşan özel bir formüle sahip olması sayesinde bu Popolin pişik kremi bitkisel bir yapıya sahiptir. Böylelikle de ebeveynler tarafından gönül rahatlığı ile kullanımı gerçekleştirilebilmektedir.

Bebeklerin kasık ve popo bölgelerinde önemli oranda görülen ve bu konuda son derece güçlü etkiler oluşturmakta olan Popolin pişik kremi cildin beslenmesine yardımcı olarak pişik probleminin daha meydana gelmeden önlenmesine yardımcı olmaktadır.  İçeriğinde yer alan Camomile ve lanolin maddeleri ile ciltte besleyici etkiler oluştururken, gerginleşen ve sertleşen cildin yumuşamasına da yardımcı olur. 

POPOLİN PİŞİK KREMİ NASIL KULLANILIR?

Pişik problemlerinin giderilmesi noktasında son derece etkili sonuçlar sağlamakta olan Popolin pişik kremi kullanımı son derece pratiktir. Özellikle de tüm bebeklerin hassas cilt yapısına uyumlu olması sayesinde gönül rahatlığı ile kullanımı gerçekleştirilebilmektedir. Aynı zamanda da her bebek alt bezinin değiştirilmesi sırasında da kullanıma uygundur. Böylelikle bebeklerin cildi için pişik problemine karşı ciddi düzeyde bir koruyucu etki oluşturur.