Şunun için etiket arşivi: güzellik önerileri

Seyrek ve kısa kirpikleri olanlar genelikle takma kirpik kullanmak için merak ederler. Ancak takma kirpikler köklere zarar verdiği için daha fazla dökülmesine sebebiyet verebilir. Takma kirpiklerin takılması zor olduğundan dolayı kozmetik dünyasında manyetikli kirpikler çıktı. Bu kirpikler hem takılışı kolay hem de kendi kirpiklerinize zarar vermeden uzun görünmesini sağlıyor. Peki manyetik kirpik nedir? Manyetik kirpik nasıl takılır? Yanıtı haberimizde…

Manyetik kirpik, görünümü normal takma olanlardan farklı olmayarak, mıknatıslı olanlara verilen isimdir. Son zamanlarda çok fazla merak edilen ve aranan ürünler arasında yer alan manyetik kirpikler, seyrek ve dökülen kirpik yapısına sahip olmak aynı zamanda da kirpikleri olduğundan daha fazla gür göstermek için kullanılan bir kozmetik üründür. Tüm kadınların dikkatini çeken manyetik veya mıknatıslı kirpikler, göze iki ayrı kirpik ile alt ve üstten tutturulup takılan bir kirpik çeşididir. Siz de mıknatıslı yani manyetik kirpikleri merak ediyorsanız detaylara göz atabilirsiniz.

Seyrek, kısa veya görünmeyen kirpiklerden şikayetçi olanların mutlaka kullanması gereken manyetik kirpikler, birçok markanın en çok satılan ürünleri arasında yer alıyor. Doğal görünümü sayesinde kendine hayran bırakan ve kullanımı çok kolay olan manyetik kirpikleri taktığınızda maskara veya başka bir ürün kullanmanıza gerek kalmayacak. Çok uygun fiyatlara özellikle internette birbirinden farklı modelleri bulabileceğiniz manyetik kirpiğin diğer takma kirpiklerden farkı içerisinde yer alan manyetik alanlarla kirpiklere takılıyor olmasıyla kolayca takılıyor. Kullanımı oldukça kolay olan mıknatıslı kirpik, bir çok kişi tarafından merak ediliyor ancak kullananların çoğu memnun kalmadıklarını, kullanımının takma kirpikten daha zor olduğunu belirtiyorlar.  

PEKİ MANYETİK KİRPİK NASIL KULLANILIR?

Mıknatıslı takma kirpik parlak ve gösterişli bir kutu içerisinde satılıyor.  Kutunun içerisinde mıknatıslı kirpikten 4 adet bulunuyor. İlk olarak 1. Parçayı alt kirpiğe uyguluyoruz. Daha sonra diğer kirpiği kirpinin üst tarafına uygulayarak altta kalan kirpikle birleşmesini sağlayın. Birbirine denk getirmesi zor olduğundan takarken oldukça dikkat edilmesi gerekiyor. 

Kimi bloggerlar tarafından beğenilen mıknatıslı takma  kirpik takarken herhangi bir yapıştırıcı kullanılmadığı içinde gözler kapalı olduğunda dahi kalın bir yapıştırıcı izi bulunmadığı için oldukça doğal durduğu söyleniyor. Ancak kullanan diğer makyaj bloggerları da tam tersi açıklamalarda bulunarak kirpikleri döktüğüne ve göz kapağına zarar verdiğini söyleyenler de var. 

Uzman doktorların kuru cilde sahip olanlar için önerdiği, kullananların da memnun olduğu Ürederm Hydro Losyon, kışın soğuk havalarda kuruyan cildinize çok iyi gelecek. Peki Ürederm Hydro Losyon nasıl kullanılır? Ürederm Hydro Losyon ne kadar? Öğrenmek için yazımızı inceleyebilirsiniz.

Ürederm Hydro Losyon’un etken maddesi Üre’dir. Cildin su tutma kapasitesini arttırarak nem seviyesini yükselten bu losyon, ölü hücrelerden oluşan derinin son tabakası olan boynuzsu tabakanın yumuşatılması, kronikleşmiş kuru cilt durumlarının eşlik ettiği deri hastalıkları ve balık pulu görünümündeki  kuru cilt hastalığının tedavisinde kullanılır.Hızlıca nemlendirme özelliği olan Ürederm Hydro Losyon, sıvı yapıya sahip olsa da akıştan değil, kremsidir. En kullanılan formülasyonı Urederm hyra% 10 100 mg 200 gr’dır. Dışarıdan sadece deri üzerine masaj yaparak uygulanan bu losyon, eczane dışında herhangi bir yerde satılmıyor. Uzman doktorların reçetesi üzerine kullanılması tavsiye edilen Ürederm Hydro Losyon’un bir de Lipo olanı vardır. Arasındaki fark yalnızca Lipo’nun daha yoğun nemlendirme özelliğinin olmasıdır. 

PEKİ ÜREDERM HYRA VEYA LİPO HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR?

Cildin herhangi bir bölgesinde kuruluk, ya da pul pul dökülme,aşınma var ise bu losyonu kullanabilirsiniz. Aynı şekilde kuru ciltli kişilerin mutlaka denemesi gereken bir losyondur. Balık pulu görünümünde deri sorunlarının tedavisinde kullanılabilen Ürederm Hydro Losyon, ayak tabanındaki ayakkabıdan dolayı oluşan deri sertleşmelerinde de kullanılabilir. Vücudunuzun herhangi bölgesinde kuru ve pul pul dökülme varsa kolayca uygulayabilirsiniz. 

ÜREDERM HYRA LOSYON NASIL KULLANILIR?

Mutlaka uzman reçetesi üzerine kullanılması gereken bu losyonun etken maddesi Üre’ye karşı hassasiyetiniz vara yan etkileriyle karşılaşabilirsiniz. Eğer bu losyonu uzman doktorunuz yazdıysa onun tavsiye ettiği şekilde uygulamalısınız. Bunun dışında;

Öncelikle uygulayabileceğiniz bölgenin temiz olmasına özen gösterin. Parmak ucunuza nohut büyüklüğünde alarak bölgeye hafif masaj yaparak yedirin. İlaç deri tarafından emildikten sonra isterseniz bandajla kapatabilirsiniz. Günde 1 ya da 2 defa sürmeniz yeterli olacaktır.

ÜREDERM HYRA LOSYON NE KADAR?

Sadece eczanelerde reçete ile alabileceğiniz Ürederm Hydro Losyon, 18.86 TL’den satılmaktadır. 

Su oranının en yüksek olduğu sebzeler arasında yer alan salatalık, hem vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı oluyor hem de diyet yapanlar için muhteşem bir atıştırmalık. İçerdiği vitaminlerle cildi besleyen salatalık maskesinin aynı zamanda göz altı morluklarına iyi geldiğini biliyor muydunuz? Hazırladığımız bu yazıda salatalığın cilde faydalarını ve salatalık maskesi evde nasıl yapılır sizlere sunuyoruz. Hadi gelin birlikte salatalık maskesinin cilde faydalarını ve maskenin nasıl yapıldığını öğrenelim…

Salatalık, dünyada ve Türk mutfağında en çok tercih edilen besinler arasında yer alıyor. Günlük ihtiyacınız olan birçok vitamini içeren salatalık sebzesinin tek bir tanesinde Vitamin B1, Vitamin B2, Vitamin B3, Vitamin B5, Vitamin B6, Folik Asit, Vitamin C, Kalsiyum, Demir, Mağnezyum, Fosfor, Potasyum ve Çinko barındırıyor. %95’i su salatalığı sevmeyen yoktur. Özellikle diyet yapanlar için mucizevi sebzeler arasında yer alan salatalığın yüzyıllardır bilinen bir faydası daha bulunuyor. Göz kapaklarının üzerinde görmeye alışık olduğumuz salatalık, tüm şişkinlikleri alarak kısa sürede nemlenmesini sağlıyor.

Uzmanların yaptığı açıklamalara göre salatalık, astringent yani büzücü etkisi sayesinde yüzdeki ve cildinizdeki genişlemiş gözeneklerin küçülmesine yardımı oluyor. C vitamini açısından oldukça güçlü olan salatalık, cildin canlı ve genç görünmesine olacak sağlıyor.

Vitamin ve mineral dolu yapısı olan bu sebze, cildin ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineralleri doğal yoldan karşılıyor. 

Salatalıkta bulunan askorbik asit ve kafeik asit maddeleri yüzde bulunan ödem gibi şişkinliklerin azalmasını sağlıyor.

Egzama, mantar ve pullanma gibi oluşabilecek cilt enfeksiyonlarının oluşumunu engelleyen salatalık, doğal cilt ağartıcı özelliği sayesinde güneşin neden olduğu cilt lekelerini yok etmekte önemli rol oynar.

PEKİ SALATALIK MASKESİ NASIL YAPILIR?

Salatalığı birkaç parçaya bölüp 5 tane nane yaprağıyla birlikte robotta çekin. 1 yumurta beyazını ilave edip karıştırın. Bu maskeyi yüzünüze ve boyun bölgenize sürüp 20 dakika bekletin.

– Yağlı cildinizi arındırmak için; 1çay fincanı yoğurt ve bir çay kaşığı süt tozunu soyulmuş ve dilimlenmiş salatalıkla birlikte robotta çekin. Bu peelingi uygulayıp 15 dakika bekletin. Ilık suyla durulayın.

– Eğer cildiniz kuruysa onu nemlendirecek ve besleyecek bu maskeyi mutlaka uygulayın. Yarım salatalığı rendeleyin. Yarım muzu ezin ve 4 yemek kaşığı limon suyu ve 1 yemek kaşığı balı ekleyin. Cildinize ince bir tabaka halinde sürüp 15 dakika sonra ılık suyla durulayın.

1 yemek kaşığı salatalık suyu ve 1 yemek kaşığı hindistan cevizi suyunu karıştırın. Bu toneri pamuk yardımıyla yüzünüze uygulayın. Cilt lekelerinden kurtulacak ve cildinizin ışıltısını geri kazanacaksınız.

Son yıllarda artan ve neredeyse bebek ve çocuklarda daha sık görülen egzama, bir cilt hastalığıdır. Yüzyıllardır bilinen bu hastalığı tedavi etmenin binbir türlü yolu üretilmiş, gerek sabunlar gerekse ilaçlar piyasada yerini almıştır. Ancak ne yaptıysanız egzama rahatsızlığından kurtulamıyor, saçlarınızda ya da cildinizdeki egzamalardan bir an önce kurtulmak istiyorsanız mutlaka hazırladığımız yazıyı incelemelisiniz.

Egzama, ülkemizde çok yaygın olarak görülen, farklı tipleri olan yaygın kaşıntılı bir cilt rahatsızlığıdır. Tıpta atopik dermatit olarak adlandırılan egzama, deride oluşan iltihabi olarak da bilinir. Birden fazla sebebe bağlı olarak görülebilen bu hastalığın kesin nedeni tam olarak belirlenememiştir. Egzamaya yol açan birden fazla etken olduğu gibi egzamanın da birçok çeşidi bulunmaktadır. Egzama belirtileri, çeşitlerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Deriden tırnağa, genital bölgeden ağız içi dahil olmak üzere egzama türünü vücudun her alanında görmemiz mümkündür. Kendisini çeşitli belirtilerle gösteren egzama kızarıklık, kaşıntı, cildin su toplaması, kuruması ve gerginleşerek çatlaması gibi durumlar da belirtiler arasındadır. 

PEKİ EGZAMANIN ASIL BELİRTİLERİ NELERDİR?

Deride su dolu kabarcıklarla kendisini gösteren egzama sonrasında kabarcıkların yerini kabuklanma ve kepeklenme alarak ciltte kalınlaşma ortaya çıkar. Gece şiddetlenen ve uykudan uyandırma seviyesine gelen kaşıntılar, egzama belirtileri arasındadır. Egzama tedavisinde erken teşhis, başarılı sonuçlar elde etmek için önemlidir.Görünürde herhangi bir leke olmasa bile vücuttaki kaşıntının egzama belirtisi olma ihtimali bulunduğu için vakit kaybetmeden uzmana görünmekte fayda vardır.

EGZAMA NEDEN OLUR?

Egzama genellikle sonradan ortaya çıkan, herhangi bulaşıcılığı olmayan bir rahatsızlıktır. Örneğin ev kadınların çok fazla çamaşır suyu kullanması sonrasında ortaya çıkabilir. En sık görülen temas egzamalarından biri kozmetiklerden ve saç boyasından dolayıdır. Güzellik müstahzarları, özellikle kokulu oldukları zaman, sayısız yüz egzamalarına neden olabilirler. Tırnak cilasının özel bir yeri vardır, tırnaklarda egzama yapmaz, ama göz kapaklarında yapar.

EGZAMAYA NE İYİ GELİR?

Egzamayı rahatlatmanın en iyi yollarından biri sık sık havalandırmaktır. Bunun dışında kesinlikle kaşımamalı ve banyo sıklığını mevsim değişikliğine göre ayarlamalıdır. Sert lifler ve keseler kullanılmamalı, çok sıcak suyla banyo yapılmamalıdır. Kışın yünlü giysiler direkt cilde temas ettirilmeden penye ya da içlik üzerine giyilmelidir. Yünlü, polar halı ve battaniye gibi toz çeken eşyalar özellikle yatak odasından uzak tutulmalıdır.

EVDE EGZAMAYA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

YULAF TOZU

İltihap ve tahriş önleyici etkiye sahip olan yulaf tozu evde egzama tedavisi için en çok tercih edilen malzemelerden. Kaşıntı ve acıyı azaltmak için küveti ılık suyla doldurun ve içine iki bardak yulaf tozu dökün. Bu suyun içinde 15-20 dakika durduktan sonra çıkın ve iyice kurulanın.

SALATALIK

İçerisinde bulunan bol su oranı sayesinde iltihap karşıtı özellikleri onu egzama tedavisinin aranan isimlerinden yapıyor. Bunun için dilimlere böldüğünüz salatalığı buz dolu bir kap içinde bir saat bekletin. Ardından suyu süzerek salatalık dilimlerini egzama olan bölgeye uygulayın.

ZERDEÇAL

İçinde yer alan kürkimin, iltihap ve bakteri önleyici özelliğe sahip. Bundan faydalanmak için yarım çay kaşığı zerdeçala macun kıvamına gelene kadar süt ekleyin. Bu macunu kaşıntı ve kızarıklıklar olan bölgelere günde 2 kez sürebilirsiniz.

Cildinizde bulunan sivilceler gün geçtikçe artıyor, kontrol sağlamada sorun yaşıyorsanız mutlaka bir uzmandan destek almalısınız. Genellikle hormonların çalışma düzenin değiştiği yani regl, ergenlik, hamilelik gibi dönemlerde artan sivilcelerinizi azaltmak ve kızarıklığını ortadan kaldırmak için kullanılan İmex kremi hakkında merak edilen tüm soruların yanıtını sizlerle paylaşıyoruz. İmex sivilce kremi kullananlar memnun mu? İmex krem nasıl kullanılır? İmex sivilce kremi ne kadar? ve daha fazlası yazımızda…

İmex krem; tüm eczanelerde kolaylıkla bulunabilen ve cilt üzerine sürülen bir tür antibiyotiktir. Son günlerde sivilce sorunu ile karşı karşıya kalanların merak edip araştırdıkları hatta sosyal medya da popülariteye ulaşan İmex sivilce kreminin içerisinde bulunan tetrasiklin hidroklorür maddesi sayesinde ciltteki bakterileri öldürme özellikliğe sahiptir. İltihapsız sivilcelerin tedavi edilmesinde kullanılan bu kremde kortizon bulunmaması nedeniyle birçok kişinin tercih ettiği kremler arasındadır. Düzenli bir şekilde kullanıldığında ciltte muhteşem etkilere sebep olan İmex krem, kullananlara göre sivilceleri en fazla 2 günde kurutuyor. Sivilce ve akne tedavisinde kullanılan İmex, çok etkili bir kremdir. Kısa sürede sivilcelerin köküne nüfus ederek kurumasını sağlayan bu kremin etkisi çok hızlıdır. 

Ciltteki leke ve siyah nokta gibi sorunların üzerinde faydası bulunmayan İmex krem yalnızca sivilcelerin üzerinde etki göstermektedir. Bunun dışında kullanamadan önce mutlaka uzman kontrolünde kullanılmalıdır. Özellikle güneşe çıkmadan önce kullanıldığında ciltte leke bırakıyor. Bu konuda dikkat etmekte fayda var.

İMEX KREMİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

İmex krem diğer ilaçlar gibi aşırı yan etkileri bulunmamaktadır. Yalnızca hassas cilde sahip olanlarda görülebilir yan etkiler bulunmaktadır;

Ciltte yanma hissi

Kaşıntı

Acı

Ciltte kızarıklık ve şişlik

Saç diplerinde kepeklenme, kuruluk ve yağlanma

Bu yan etkileri yaşayan kişiler mutlaka doktora başvurmalıdır.

İMEX KREM NASIL KULLANILMALI VE İMEX KREMİN FİYATI NEDİR?

Reçetesiz tüm eczanelerde kolaylıkla satılan alınabilen İmex krem, sivilce olan bölgeye günde 1-3 kez uygulanmalıdır. Krem cilde uygulanmadan önce mutlaka bol suyla temizlenmeli ve herhangi bir makyaj malzemesi kalmamış olmasına özen gösterilmelidir. Hafif masaj yapar gibi kremi sürüp üzerine gazlı bir bezle kapatabilirsiniz. Fondöten renginde olan İmex krem kıyafetlerinize bulaşabilir. Kremi uyguladıktan sonra durulamanıza ya da temizlemenize gerek yoktur. 

20 gr olan İmex kremin en güncel fiyatı 35,73 TL’dir.

Kozmetik sektörü her geçen gün büyüyor ve yeni ürünlerle dolup taşıyor. Şimdilerde de organik kozmetik ürünleri revaçta. Cildi ve gözleri tahriş etmeden tamamen doğadan gelen mucizelerle üretilen organik ürünlerin satışına başlandı. Fiyat olarak diğer ürünlere göre pahalı olan organik kozmetik ürünler sağlığını düşünenlerin ilgisini çekmeyi başardı. Peki organik kozmetik ürünleri nelerdir? Ürünlerin organik olduğu nasıl anlaşılır? Gelin birlikte öğrenelim…

Organik kozmetik hiçbir kimyasal girdi kullanmadan, üretiminden tüketimine kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Ürünlerin insan ve çevre sağlığını koruması amaçlanan bu üretim biçimi aslında bir yaşam biçimidir. Kadınların yüzyıllardır kullandığı kozmetik ürünlerin içerisine yeni bir soluk getiren organik ürünler, hem cilt sağlığını hem de doğal dengenin korunmasını sağlıyor. Organik sertifikalı kozmetikler insan bedenine tam uyumlu bileşenler içerir. Bu yüzden günümüzde saf ve doğal içerikli ürünler kullanımı artmıştır. Özellikle kadınların kullandığı bu ürünler yüze, vücuda sürüldüğü için cilt emiyor. Sağlıklı olmak için sadece yediklerimize değil kullandığımız kozmetik ürünlere de dikkat etmeliyiz. 

PEKİ ORGANİK KOZMETİK ÜRÜNÜ NASIL ANLAŞILIR?

Doğal içerikli ürünler olarak adlandırılan ve sertifikasız kozmetiklerin birçoğu sentetik veya petrol bazlı kimyasallar kullanılarak formüle edilmektedir. Özellikle paraben, parfüm, silikon gibi maddeler içeren bu ürünler uzun vadeli kullanımda cilt enfeksiyonlarına, cildin erken yaşlanmasına ve bedende toksik birikime yol açmaktadır. 

Bir ürünün organik olması için; içinde sentetik maddelerin olmaması gerekiyor. Sertifikası olmayan ürünler kesinlikle organik değildir. Ambalajları %100 geri dönüşümlü olmak durumundadır. 

ORGANİK KOZMETİK ÜRÜNLERİN SON KULLANMA TARİFİ NEDİR?

Organik ürünlerin içerisinde herhangi bir koruyucu maddesi olmadığı için 6 ila 12 ay arasında mutlaka tüketmeniz gerekiyor.

Kozmetik ve bakım sektörüne hızla giriş yapan ve akılda kalanlardan biri de kolajendir. Hem kırışıklık hem de pürüzsüz cildin sırrı olan kolajen aslında vücutta en bol bulunan proteinlerden biri. Cilt sağlığına önem verenlerin, bu konuda farklı ürünler keşfetmeyi, denemeyi sevenlerin adını sık sık duyduğu kolajen hakkında merak edilen soruların yanıtı bugünkü içeriğimizde…

Kolajen, her insanın dokularında bulunan fibroblastlar ve hücreler tarafından oluşturulan bir protein türüdür. Ana görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücudumuzun bütünlüğünü korumak olan kolajen cilde esneklik ve sıkılık kazandırmak, eklem, tendon ve organlarımızı bir arada tutmak gibi görevleri de bulunmaktadır. Cilt sağlığı konusunda önemli rol oynayan kolajen, vücutta oluşan çatlaklara da iyi geliyor. Tüm doku ve organlarımızın sağlıklı olmasına ve kalmasına yardımcı olan kolajen, güzelliğine önem verenlerin mutlaka bilmesi gereken bir proteindir. Kolajen bir bakıma kemik ve kaslarımızı birbirine bağlı tutan bir çeşit tutkal vazifesi görür. Yaşın ilerlemesi ve başka sebeplerden dolayı vücuttaki kolajen üretimi zamanla yavaşlar ve buna bağlı olarak da çeşitli kas ve kemik hastalıkları ortaya çıkar. Örneğin; sarkma, kırışıklık, çizgiler, gözeneklerin tıkanması ile cansız ve mat bir görünüm, gözaltı karamaları ve yaşlı görünen bir cilt yapısı…

Cilt sağlığının yanı sıra saç sağlığını da gözeten kolajenin göz ve eklem sağlığımıza da pek çok katkısı bulunur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz;

Kolajen ilerleyen yaşın kaçınılmaz sorunlarından biri olan selülit oluşumunu önleyerek, deri dokusunda iyileşme sağlar. Bağ dokusunu sıkılaştırarak, özellikle kadınlarda kalça ve bacaklarda kötü bir görünüme neden olan selülitleri hafifletir.

Tırnakları sık sık kırılan ya da sararmış görünenlerin kullanabileceği kolajen, tırnakları güçlendirir. Üstelik diş sağlığına da olumlu etkileri bulunuyor. Diş eti çekilmesi, diş eti kanamaları gibi sorunlarının görülme riskini düşürür.

Öncelikle daha sağlam ve güçlü saç köklerinin çıkmasını aynı zamanda gür ve hacimli saçlara sahip olmanıza olanak sağlar. Aynı zamanda saç dökülmesi, saç incelmesi problemlerinizi de tedavi edicidir. 

PEKİ HANGİ BESİNLERDE KOLAJEN BULUNUR?

Soya ve soya ürünleri: Soya fasulesi, soya sütü, ve soya fasulyesinden elde edilen tofu peyniri gibi, soya bazlı besinler kolajen üretimine oldukça katkı sağlar.

Yeşil yapraklı sebzeler: Yeşil yapraklı sebzeler vücuttaki kolajen oranını arttırmak için iyi bir yardımcıdır. Özellikle roka, ıspanak ve lahana kolajen üretimi için bol bol tüketilmelidir.

A vitamini içeren besinler: Zengin bir A vitamini kaynağı olan havuç, kavun ve haşlanmış patates gibi besinler, kolajen desteği açısından önemli besin besinlerdir.

Sülfür içeren besinler: Sülfür içeren gıdalar, vücuttaki kolajen üretimini destekler ve cildin yaşlanmasının yavaşlamasını sağlar. Sülfür içeren besinler, kereviz, salatalık, siyah ya da yeşil zeytindir.

Isırgan otu: Her derde deva olan ısırgan otu ve ısırgan otu yağı başlı başına bir kolajen kaynağıdır. Isırgan otu cildin elastikiyetini korur ve bağ dokusunu geliştir. Isırgan otu aynı zamanda cilt kırışıklıklarını gidermeye yarar.

Üzüm çekirdeği: Üzüm çekirdekleri her ne kadar ağızda acı bir tat bıraksada aslında çok iyi bir antioksidan ve kolajen kaynağıdır. Bir diğer faydası ise kan damarlarının genişlemesini sağladığı için kırışık oluşumunu engeller.   

Ispanak: Ispanak, bağ dokusunun güçlenmesini sağlar. İyi bir çinko ve demir kaynağı olan ıspanak, cildin zedelenmiş olan kolajen yapısının yenilenmesine yardımcı olur.

Ada çayı: Son derece yararlı bir bitki olan ada çayı, kan dolaşımının düzenlenmesini ve kolajen üretimini sağlamaktadır.

EVDE KOLAJEN NASIL HAZIRLANIR?

Cildinizin daha genç ve güzel görünmesi adına evinizde yer alan bazı malzemeleri kullanarak, etkili bir cilt maskesi hazırlayabilirsiniz. Cildinize belirli aralıklarla kolajenden zengin olan yumurta ve salatalık, avokado ve havuç gibi cilt maskelerinden birini uygulayarak, cildinizi güçlendirebilirsiniz.

YUMURTA MASKESİ
Yumurtanın beyaz kısmını köpürene kadar bir mikserle çırpın. Ardından maskeyi göz ve dudaklarınız dışında tüm cildinize sürün. 30 dakika bekleyin ve cildinizi bol ılık suyla durulayın. Haftada bir iki kez bu maskeyi cildinize uyguladığınızda daha ışıltılı bir görünüm elde edebilirsiniz.

 

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz balık yağı ve içerisinde bulunan krill yağı, deniz canlısından elde edilen bir vitamindir. Sağlıklı beslenme ve yaşam için gerekli olan omega yağlardan biri olan krill hakkında detaylı bilgilendirmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Peki nedir bu krill yağı, ne işe yarar? Gelin birlikte öğrenelim…

Krill, Antartika’da balinaların çevresinde dolaşan bir çeşit deniz canlısıdır. Balık olmayan bu canlı, Omega-3 bakımından oldukça faydalıdır.Bu canlıdan üretilen yağ, Krill yağı olarak adlandırılır. Birçok alanda popüler hale gelmesinin nedeni DHA yani (dokosahekzaenoik asit) ve EPA (eikosapentaenoik asit) omega 3 yağ asidi bakımından zengin olmasıdır. Krill yağının içerdiği omega 3 yağ asitleri diğer omega 3 yağ asitlerine göre daha kolay sindirilmektedir.Aynı zamanda krill yağında bulunan güçlü bir antioksidan olan astaksantin, vücudumuzu serbest radikallere karşı korumaktadır. Balık sevmeyen veya çeşitli nedenlerle balık tüketmeyen bireyler için takviyelerin kullanılması tavsiye edilmektedir. Balık yağından farklı olarak; krill yağındaki yağ asitlerinin yaklaşık %30-65’i fosfolipid formdadır. 

2011 yılında krill yağı üzerine yapılan çalışmalarda alınan sonuçlara göre; krill yağının çok düşük bir miktarı bile yüksek fayda sağlamaktadır. İç hastalıkları Uzmanı Canan Karatay tarafından da gündeme gelen bu yağ, özellikle kadınların mutlaka kullanması gereken bir takviyedir. 

PEKİ KRİLL YAĞININ CİLDE FAYDALARI NELERDİR?

Krill yağı, ilerleyen yaşla beraber canlılığını kaybeden cildin yenilenmesini ve yaşlılık belirtilerinin azalmasını sağlıyor.  Yapılan araştırmalara göre krill yağı, yaşlanmayı erteleyen ve belirtilerini kamufle eden faydalar sağlıyor. Kullanacağınız krill yağı sayesinde saç beyazlaması, kırışıklık ve direnç kaybı gibi sorunlar kısa sürede ortadan kalkacaktır. 

Eğer cildinizi kötü etkenlerden korumak, her daim dinamil ve genç görünmesini sağlamak istiyorsanız mutlaka krill yağına şans vermelisiniz. Yaralar ve ufak kesiklerin iyileşmesinde hızlı bir etki sağlıyor. 

Balık yağı yerine krill yapı tüketerek kalp sağlığına da destek olabilirsiniz. Metabolik faaliyetler de olumlu yönde ilerleyecektir. 

Krill yağı cildin görünümünü iyileştirip kırışıklıkların azalmasına yardımcı olurken aynı zamanda cilt kanserine karşı koruma sağlayabilir. Krill yağının bu etkisi henüz insanlar üzerinde denenmiş değil ancak Journal of Agricultural and Food Chemistry’de yayınlanan bir makaleye göre hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalardan olumlu sonuçlar elde edilmiş.

KRİLL YAĞI NASIL KULLANILIR?

Kapsüller şeklinde satışa sunulan krill yağı mutlaka uzman tavsiyesi tarafından alınmaktadır. Ancak serum şeklinde olanlarını saçlarınızın sağlığını sağlamak için kullanabilirsiniz. 

Krill yağını düzenli kullandığınızda cildin yenilendiğini, enerjinin yükseldiğini, dikkatin toplandığını ve stresin yok olduğunu görebilirsiniz. En fazla 3 ay kadar kullanımı tavsiye edilen krill yağını mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Cildinize bakım yapmak istiyorsanız limonun faydalarından yararlanabilirsiniz. İçerisinde bol miktarda C vitamini barındıran limon, hem hücreleri besliyor hem de genç ve dinamik kalmasını sağlıyor. Peki limon yüze nasıl uygulanır? Akne ve sivilce tedavisinde limon uygulamak doğru mudur? Tüm bu soruların yanıtı bugünkü yazımızda.

Limon, yıl boyunca büyümeyi sürdüren, kışın yapraklarını dökmeyen küçük bir ağaç türü ve bu ağacın meyvesidir. Sağlık için oldukça faydalı bir besin olan limon,  bağışıklığın kuvvetlendirmesiyle bilinir. Hoş kokusu ve ekşi tadı ile pek çok kişinin vazgeçemediği lezzetlerden biri olan bu meyve, özellikleri ve sağladığı faydalar ile tam bir şifa kaynağı niteliğindedir. Sadece mutfaktaki kullanımı ile sınırlı kalmayıp, ev temizliği ve cilt bakımı gibi pek çok alanda kullanılan limonun cilde faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Cilt bakımından parlatmaya, diş beyazlamasından saç rengini açmaya kadar birçok alanda etkisi olan limon nasıl uygulanır?

CİLDİ AYDINLATIR

Soluk bir cildiniz varsa ve koyu lekeler söz konusuysa limonu doğal parlatıcı olarak kullanabilirsiniz. Sabahları yüzünüzü yıkadığınız suya bir kaç damla limon ekleyebilirsiniz.

DİŞLERİ BEYAZLATIR

Pahalı diş macunu markalarını tercih etmek yerine, limonu kullanarak dişlerinizi beyazlatabilirsiniz. Limon suyu ve karbonatı karıştırarak diş macunu elde edebilirsiniz.

SİYAH NOKTALARI YOK EDER

Limon cildinizdeki yağı emer. Bir parça pamuğa bir kaç damla limon suyu sıkın ve uyumadan önce tonik olarak kullanın. Siyah noktalar için ise yarım limon suyunu bal ile karıştırıp siyah noktalı bölgeye uygulayın. 5 dakika bekleyip soğuk suyla yıkayın.

SAÇ RENGİNİ AÇAR

Saç renginizi açmak için kimyasal boyalar veya kozmetik ürünlerini değil, doğal yolları tercih edin. Limon suyunu saç bakım spreyinize ekleyin ve saç tutamlarına püskürtün. Güneşe çıktığınızda doğal gölgeleriniz olacak.

TIRNAKLARI GÜÇLENDİRİR

Sık oje sürüyorsanız, aseton ve oje sebebiyle tırnaklarınız güçsüzleşebilir. Bir yemek kaşığı zeytinyağına, bir kaç damla limon ekleyin ve karıştırın. Bu karışımı tırnaklarınıza sürün. En etkilisi gece yatmadan önce uygulamak ve eldiven giymek olacaktır. Sabah uyandığınızda elleriniz yumuşacık ve tırnaklarınız güçlenmiş olacak.

KURU CİLTLERİ NEMLENDİRİR

Saç derinizden dudaklarınıza, dizlerinizden dirseklerinize kadar limonun yarattığı harikalara inanamayacaksınız. Saç derisi için limon suyu, bal, zeytinyağı ve hindistan cevizi yağını karıştırıp saç diplerine sürün. 10 dakika bekletip yıkayın. Daha yumuşak bir cilt için ise bir parça limonu yatmadan önce cildin kuru bölgelerine sürün ve sabah kalktığınızda yıkayın.

AKNEYİ TEDAVİ EDER

Limonun içerisinde bulunan bolca sitrik asit, cilt problemlerini tedavi etmede çok etkilidir. Yarım limonu direkt olarak akneli bölgeye uygulayın. Gece yatmadan önce uygularsanız ve sabah kalktığınızda duruladığınızda daha etkili sonuçlar alabilirsiniz. 

Uzun yıllardır kadınların makyaj yaparken kullandıkları ürünlerden biri olan pudralar yeniden gündeme geldi. Birbirinden farklı formülasyonlarıyla dikkat çeken pudralar yağlı cilde sahip olanların hayatının vazgeçilmez bir parçası. Peki pudra nedir? En iyi pudra hangisi? Yağlı cilde sahip olanlar hangi pudraları kullanmalı? Bu soruların yanıtını merak edenler için yazımızda ele aldık.

Pudra, yıllardan beri kadınların makyaj çantasında olan bir üründür. Genellikle cildi pürüzsüz göstermek için kullanılan pudra, ciltteki kusurları gizleme konusunda oldukça başarılıdır. Fondötenin toz formundaki haline verilen pudra teni matlaştırmak, makyajı sabitlemek, aynı zamanda makyajın kalıcılığını arttırmaya yarayan bir malzemedir. Profesyonel makyaj uzmanlarının her makyajda mutlaka kullandığı pudra, ten makyajının kilit ürünlerinden biridir. İlerleyen yaştaki kişilerin yüzünde beliren çizgilere makyajın dolup, kötü bir görüntüye sebebiyet vermemesi için de kullanılan pudralar, günümüzde binbir çeşidiyle kozmetik mağazaların raflarında yer almaktadır. Özellikle yağlı cilde sahip olan kişilerin vazgeçilmez bir parçası olan pudra, daha mat gösterdiği için tercih ediliyor. Eğer siz de makyajınızı pürüzsüz yapmak isterseniz mutlaka pudra kullanmalısınız. 

Pudralar günümüzde birbirinden farklı şekillerde satılmaktadır. Bu pudra çeşitlerinin arasında en başarılı sonuçlar sergileyen ise toz pudralardır. Daha canlı bir sonuç bırakan toz pudra, yapısı sayesinde göz çevresi gibi hassas bölgelere daha kolay uygulanıyor. Baking uygulamasını kolayca yapabileceğiniz bu ürün, cildinizi daha pürüzsüz ve genç görünmesini sağlayacak. 

PEKİ YAĞLI CİLTLERE SAHİP OLANLAR HANGİ PUDRAYI KULLANMALIDIR?

 

– Clinique Anti- Blemish Pudra / 129 TL

– Loreal True Match Pudra / 38 TL

– Estee Lauder Double Wear Pudra / 240 TL

– Flormar Deluxe Multi Effect Powder Pudra / 30 TL

– Golden Rose 5 Pudra / 18 TL

– Max Factor Cream Puff Pudra / 34 TL