Şunun için etiket arşivi: güzellik sırları

Çok eski yıllardan itibaren eczanelerde satılan Voltaren krem, adeta kas ağrılarını hızlı bir şekilde gideren ilaçtır. Her evde bulunan Voltaren krem hakkında merak ettiğiniz soruları bugünkü haberimizde yanıtlıyoruz. Voltaren krem ne işe yarar? Voltaren krem nasıl kullanılır? Voltaren krem fiyatı nedir? Öğrenmek için tıklayabilirsiniz.

Burkulma, kemik ağrısı ya da bu tarz tüm rahatsızlıklar için uzman doktor tarafından reçete edilen Voltaren kremin etken maddesi Diklofenak dietilamonyum‘dur. Voltaren Emulgel Pomad, 50 gramlık tüplerde satışa sunuluyor. Sadece eczanelerde satışı bulunan Voltaren krem, jel formunda bir ilaçtır. Vücutta iltihaba ve ağrıya sebep olan biyolojik etkenleri azaltıcı etkisi ile uygulandığı yerlerdeki ağrıyı gideren Voltaren krem, hasar veya darbe sonucu etkilenen yerlerde ödemle birlikte görülen ağrılarda da oldukça başarılıdır. diz gibi yüzeysel eklemlerin kireçlenmesine (artroza) bağlı hafif derecedeki ağrılar, boyun, bel, sırt, bacak ağrısı gibi ani gelişen ağrılar ve tendinitis-Bursitis vb. iltihabi veya iltihapsız romatizmada gözlenen ağrı ve şişliğin giderilmesi için uzman doktorlar tarafından Voltaren krem reçete ediliyor. Bilinçsiz kullanımda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek olan Voltaren krem hap, tablet, voltaren emulgel, voltaren kas gevşetici, voltaren krem ve voltaren retard olarak piyasada 6 farklı çeşidi mevcuttur.  İlaçların kullanımları farklı olsa da tümü aynı işlevleri görüyor. 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmaması gereken bu kremi uygulamadan önce uzman doktorunuza danışmalısınız.

VOLTAREN KREM NASIL KULLANILIR?

Doktorunuz bu kremi nasıl uygulamanız gerektiğini reçete ettiyse o şekilde kullanmalısınız. Bunun dışında size verilen dozlardan dışında fazlasını da kullanmak iyileşme sağlamayacak aksine ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Voltaren Pomadı tedavi edilecek yere sürülecek kadar sıkıp, hafif  hareketlerle masaj yaparak yedirin. Gün içerisinde 3-4 kere hasar almış deri bölgesine ince bir tabaka halinde sürebilirsiniz.  

Voltaren kremi sürdükten sonra ellerinizi sabun ve bol su ile iyice yıkayın. Voltaren pomadı uyguladıktan sonra en az bir saat banyo veya duş yapmayın. 

VOLTAREN KREM FİYATI NEDİR?

Eğer sigortanız varsa bir kısmını karşılamaktadır. Eğer direk eczaneden alacaksanız KDV dahil fiyatı 19.48 TL‘dir.

VOLTAREN KREM YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Voltaren Pomadın nadiren rastlanan yan etkileri: Işık duyarlılığı, deride kaşınma ve kızarma.

Güneş ışınları veya yapay UV ışınlarından uzak durunuz. Çünkü Voltaren Pomad güneş ışıklarına karşı sizi daha hassas bir hale getirebilir ve cildinizde yanık izleri gelişebilir.

Günümüzde istenmeyen tüyleri almak için kullanılan yöntemlerden biri de tüy dökücü kremlerdir. Daha çok ilk zamanlar kullanılan tüy dökücü kremlerin kılları yoğunlaştırdığı için çok fazla tercih edilmez. Tüy dökücü kremleri kullanırken nelere dikkat etmek gerekir? Tüy dökücü kremler zararlı mı? Tüy dökücü krem nasıl kullanılır? En iyi tüy dökücü krem hangisi? sorularına bu haberimizden cevap alabilirsiniz.

İstenmeyen tüylerden kurtulmanın en pratik ve acısız yollarından biri olan tüy dökücü kremler içerisinde bir çok kimyasal barındırır. İçeriğindeki kimyasallar sayesinde tüy ve kılların koparak dökülmesine sebep oluyor. Bir çeşit depilasyon yöntemi olan bu uygulama, bir nevi kılın protein yapısını bozarak dökülmesini sağlar. Kozmetik dünyasında binbir çeşidi bulunan tüy dökücü kremler, 4-10 dakika boyunca cildinize uyguladıktan sonra, bir parça bezle temizleyerek tüylerinden kurtulmuş oluyorsunuz. Hesaplı bir yöntem olmayan tüy dökücü kremler, genellikle dudak üstü, bikini bölgesi ve koltuk altı gibi daha küçük bölgelerde kullanılır. Kısa sürede kolayca tüylerinizden kurtulmak istediğinizde tüy dökücü kremleri tercih edebilirsiniz. 

Tüy dökücü kremlerin bilinen bir zararı yoktur. Çok sık rastlanmasa da alerjik yapılı kişilerde bazı reaksiyonlara sebep olabilir. Genital bölgede kulanılan tüy dökücü kremler, işlem sonrasında yanmaya neden olabilir. 

– Tüy dökücü kremlerin uygulanacağı bölge, yoğun kıl yapısına sahipse işlem sonrası kızarıklık oluşabilir. 

– Tüy dökücü krem kullanmadan önce, herhangi bir alerjik reaksiyon oluşturmaması için kremi ilk olarak vücudunuzun ufak bir kısmında test edin. Kızarıklık ya da kaşıntı gibi bir durum söz konusu değilse, tüy dökücü kremi rahatlıkla kullanabilirsiniz.

– Tüy dökücü kremleri kullandıktan sonra yeterince temizlenmediğini düşünüyorsanız, işlemi bir iki gün erteleyin. Kısa olduğu için alınmayan tüyleriniz de bu süre zarfında uzayacak hem de cildinizi tahriş etmemiş olacaksınız. 

– Tüy dökücü kremi kullandıktan sonra, krem uygulanan bölgeler soğuk su ile iyice yıkanmalı ve iyi bir nemlendirici ile nemlendirilmelidir.

TÜY DÖKÜCÜ KREM NASIL KULLANILIR?

EN İYİ TÜY DÖKÜCÜ KREM HANGİSİ

1- Veet Tüy Dökücü 2 x 90 ml Naturals Shea Yağı 90ml / 39,90 TL

Yeni formülasyonu sayesinde cildinizin nemlenmesine aynı zamanda pürüzsüzlüğe kavuşmasını sağlayan Veet Naturals Tüy Dökücü Krem, sadece tüyleri yok etmenize yardımcı olmaz aynı zamanda doğadan ilham alan yenileyici kokusuyla sadece 5 dakika içerisinde, cildinizi göz alıcı parlaklık ve pürüzsüzlüğe ulaştırıyor.

2- Veet Tüy Dökücü Krem Sprey Bacak&Vücut Bölgesi 150ml – Normal Ciltler / 43,90 TL

 

Smooth & Fresh teknolojisine sahip bu tüy dökücü krem,  istenmeyen tüylerinizi etkili bir şekilde alırken; hem cildinizi 24 saate kadar nemlendirir, hem de yeni koku teknolojisi sayesinde cildinizde kötü koku bırakmaz. 

Kadınların her ay düzenli olarak yaşadıkları regl döneminde en iyi ve sağlıklı pedi kullanmaları çok önemlidir. Üreme sağlığını etkileyen ped seçimi konusunda hala karar veremediyseniz ve en iyisinin hangisi olduğunu merak ediyorsanız bu içeriğimiz tam size göre. En iyi, sağlıklı ve organik ped hangisi mercek altına aldık.

Kadınların ortalama olarak 8-16 yaşlarından başlayan ve 45-55 yaşlarına kadar süren üreme hormonlarının salgılanmasına oluşan kanama sürecine regl dönemi adı veriliyor. Bu dönemlerde baş ağrısı, yorgunluk, ruh hali değişiklikleri, yemek yeme isteği, göğüs ağrısı gibi belirtiler görülmesi çok normaldir. Diğer adı ile menstrüasyon olan regl dönemi, rahim içinde oluşan dokuların kan şeklinde vücuttan dışarı atılmasıdır. Bu dönemde genellikle annelerin izledikleri yolları takip edenler ped seçiminde de aynı yola başvururlar. Halk arasında adet, aybaşı gibi isimlerle anılsa da regl; utanmayı, sosyal yaşamda toplumdan saklamayı gerektiren bir durum değildir. Bu yüzden mutlaka en sağlıklı pedin hangisi olduğunu öğrenmeli ve üreme sağlığınızı da etkileyen bu sorunun yanıtını araştırmalısınız. Bazı kadınlarda 2 ila 7 gün, bazılarında ise hastalıklara göre 10 gün arasında süren regl döneminde sağlıklı pedi kullanmak istiyorsanız yazımızı inceleyebilirsiniz.Ancak unutmamalısınız ki hangi pedi kullanırsanız kullanın en fazla 4 saat sonra değiştirmelisiniz.

1- YENİ ORKİD PLATİNUM İPEKSİ KANATLAR PED

Yıllardır adını duyduğumuz ve mutlaka her kadının bir defa bile olsa kullandığı Orkid ped, yumuşaklığı ve pamuksu dokusuyla ilk günden itibaren rahatsız etmeyen bir yapısı var. Orkid, sevilen ürünlerinden Platinum’u yeniledi.Yeni ipeksi kanatları sayesinde, 1000 mikro yastıktan gelen güçlü korumasını daha iyi yumuşaklık ile birleştirerek tüketicilere, ped seçerken, yumuşaklıktan veya korumadan ödün vermeleri gerekmediğini gösteriyor. Dünyada ilk kez Türkiye’de satışa sunulan yeni Orkid Platinum ipeksi kanatları ile kadınlara alışılmışın ötesinde konforlu bir deneyim sunuyor.  Ayrıca koku hapsetme teknolojisi ile, kokuları maskelemekle kalmaz ve doğrudan hapsediyor. Sızıntıyı engelleyen ve geliştirilmiş formülü sayesinde 6 bölgede farklı kanatları bulunuyor. En önemlisi ise  hızlı emici olmasıyla sağlığınızı korur. Dermatolojik olarak test edilip onaylanan Orkid, gece de gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Gün içerisinde 3 mm özelliğiyle hiç rahatsız etmiyor. 

2- KOTEX ACTİVE SİNGLE PED

Yine çok bilinen Kotex markasını kullanmayan yoktur. Gün içerisindeki kullanımıyla oldukça rahat olan Kotex markası herhangi bir koku ve sızdırma yapmıyor. Yumuşak yapısı sayesinde gün boyu kullanıldığında adeta yok gibi rahatlık sağlıyor. Ancak kullananların yorumlarına göre yapışkanlarının kaliteli olmaması nedeniyle özellikle gece kayma yapıyor. Yumuşak olduğu için cildi tahriş etmiyor.

3- MOLPED ULTRA ANATOMİK TEKLİ NORMAL PED

Molped Ultra Normal Hijyenik Ped, öncelikle ambalajıyla dikkat çekiyor. Pembe olmasıyla raflarda ilk göze çarpan Molped’in diğerlerinden en önemli özelliği çok uzun olması. Gece kullanıma uygun olan Molped, pamuksu yumuşaklıkta olduğu için de rahatsız etmiyor. İç çamaşırınızı tam saran özel üçlü geniş kanatlarıyla asla kayma ve sızdırma yapmayan Molped 2 mm inceliktedir. 

4- NATRACARE ORGANİK PED ULTRA EKSTRA SUPER PED

%100 organik pamuk sertifikalı olan bu pedi daha önce duymamış olabilirsiniz. Ancak tüm kozmetik marketlerde bulabilirsiniz. Az ve orta yoğunluktaki regl günlerinizde rahatlıkla kullanabileceğini bu ped aşırı regl olduğunuzda sızdırma yapabilir. 3 mm inceliğiyle size rahatlık hissi veren bu ped, plastikten ve parfümden arındırılmıştır.

PED SEÇERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 3 HUSUS

Ped kutularının üzerinde genellikle pamuk olduğu yazar. Ancak kadın sağlığı açısından pamuğun %100 doğal yani tarladan hiç işlem görmeden kullanılması çok önemlidir.

Kokulu ürünlerin alerjik reaksiyon oluşturacağını bilmelisiniz. Bu yüzden içeriğini iyi okumalı ve gerekirse kokusuz ürünler tercih etmelisiniz.

Annelerin, regl olan çocuklarının ped seçimiyle bizzat ilgilenmesi ve onları bilgilendirmesi de önemli bir ayrıntıdır.

Kuru bir cilde makyaj yapmak sandığınız kadar olay olmayabilir. Aynı zamanda cildinizde makyajın pul pul, parça parça durmasına neden olabilir. Bu durumu ortadan kaldırmak için kuru cildinize bazı bakımları yapmanız şart. Peki kuru cilde nasıl bakım yapmalıdır? Öğrenmek için yazımızı inceleyebilirsiniz.

Kışın rüzgarlı havanın etkisi, az su içme veya genetik olarak kuru cilde sahip olan kadınlar özellikle soğuk havalarda dikkat etmesi gerekir. Cildi yıpratmadan, kırışıkların artmasına hatta cildi yaşlandıran en büyük etkenlerden biri olan kuruluğun mutlaka önlemini almalı, cildinizin yapısına uygun hem kozmetik hem de bakım ürünleri tercih etmelisiniz. İyi nemlendirilmiş cilt her zaman daha sağlık, daha genç ve daha parlak görünür. Bu sebepten de yola çıkarak bugünkü hazırladığımız yazıda kuru cilde sahip olanların yapması gereken 4 temel kuralı mercek altına aldık. Her daim genç ve güzel görünmek isteyen kadınların ilgisini çekecek olan bu yazıda kuru cilde dair tüm detayları görebilirsiniz.

CİLT TEMİZLİĞİNİ ÖZENLİ BİR ŞEKİLDE YAPIN

Sağlıklı ve parlak görünen bir cildin sırrı iyi temizlenmiş hem de doğru bakımı uygulamış olmaktan geçer. Cildinizdeki makyajı iyi bir şekilde temizleyemediğinizde kalıntılar cildin hava ile temasını keserek kurumasına yol açacaktır. Bu yüzden adım adım makyajınızı temizlemeli, sonrasında yüz yıkama jeli ile yüzünüzü yıkayarak derinlemesine temizliği sağlamalısınız. Bu temizliği cilt bakım rutininize eklerseniz makyaj yapmadığınız zamanlarda da kolaylık uygulayabilirsiniz.

YOĞUN NEM SAĞLAYAN BAKIM ÜRÜNLERİNİ DENEYİMLEYİN

Cildinizdeki kuruluğu gidermek için iyi bir nemlendirici kullanmak gerekir. Kullandığınız nemlendirici ürün bir süre sonrasında cildinizden uçup gidiyorsa mutlaka ürünü değiştirmeli, uzun süre kalıcı ve yoğun nem veren bir ürün tercih etmelisiniz. Soğuk havalarda cildin nem seviyesi de azaltığı için  cildiniz normal günlük bir nemlendiriciden çok daha fazlasına ihtiyaç duyar. Kalın yapıda nemlendirici ürünler bu işi çok güzel bir şekilde başarır.

CİLDİNİZİN DOKUSUNU YENİLEYİN

Cildinizin üst tabakasında biriken ölü deriler, makyajınızın ‘pütürlü’ olmasını neden olur. Bu durumu ortadan kaldırmak için ölü derileri arındırmak gerekir. Cildiniz ekstra kuru ve hassas ise cildinizi tahriş etmeden arındırmak için mikro tanecikli yumuşak bir peeling kullanmanız.  

SIK SIK NEM MASKELERİ UYGULAYIN

Cildinize bakım uygulayacak vaktiniz olmadığında  kısa sürede nemlendiren ve kaybettiği enerjiyi geri kazandıran nem maskelerini deneyebilirsiniz. Şimdilerde birçok kozmetik mağazasında bulunan nem maskeleri güçlü içerikleri sayesinde dakikalar içerisinde nem seviyesini artırabilir. Kısa sürede cilt bakımı yapmak isteyenlerin her daim tercih etmeleri gereken ürünlerin mutlaka içerisinde bulunan maddeleri de incelemeli, kuru ciltler hassas olduğundan dolayı kızarık veya egzama gibi sorunları önlemiş olabilirsiniz.

CİLT KURULUĞU NASIL ENGELLENİR?

– Cildin kurumasını engellemek için yapılabilecek en önemli nokta bol su tüketimidir. Cilt kuruluğunu engellemenin bir diğer yolu ise sürekli olarak bulunduğunuz ortamları nemli olmasına dikkat etmektir. Bunun için tek yapmanız gereken etrafa su dolu kaseler koymak ya da bitki almaktır.

– Gece yatmadan önce makyajınızı temizleyin, ardından mutlaka güçlü bir nemlendirici krem uygulayın.

Tıp dilinde alopesi areata denilen saçkıran hastalığı, yakalanan kişinin saç, kirpik ya da kaşlarının bir kısmının kelleşmesine deniliyor. İlk bakışta ciddi bir rahatsızlıkmış gibi görünen saçkıranın bir tedavisi bulunuyor. Peki saçkıranın belirtileri neler? Hangi sebepler saçkırana yol açıyor? Saçkıran nasıl tedavi edilir? Evdeki yöntemler saçkırana iyi gelir mi? Tüm bu sorularınızın yanıtı haberimizin detaylarında.

Kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülen ve 40 yaşın altından itibaren başlama olasılığı olan saçkıran, bir deri yani cilt hastalığıdır. Öncelikle oval ve tüysüz bölgelerle kendini gösteren saçkıran hastalığı ile karşılaşan kişiler mutlaka en yakın hastanedeki Dermatoloji bölümünden randevu almalılar. En temel nedeni bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesi sonrasında kendini gösteren saçkıran, her 100 kişiden 70 ila 80’i 40 yaşın altındadır. Erkeklerde kadınlardan daha fazla oranda görülür. Önce saçın cansızlaşması sonrasında ise koparak dökülmesiyle tamamen belli bölgelerde kellik olması saçkıran olduğunuzu gösterir. 

SAÇKIRANIN KESİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kirpik, kaş, koltuk altı, sakal ve kasık tüyleri dahil her türlü saçlı deri saçkırandan etkilenebilir. Bu yüzden normal bir saç dökülmesinin dışında daha fazlasını görüyorsanız saçkıran olmuş olabilirsiniz. Bu dökülmelerin yanı sıra tırnaklarınızda şekil bozukluğu da görülebilir. Saçkıran hastalığının görünümü kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hastalığın gidişatı öngörülemez ve bazen kronik olarak tekrarlayan yapıdadır.

SAÇKIRANIN NEDENLERİ NELERDİR?

Uzmanların yıllardır yaptığı araştırmalarda saçkıranın henüz kesin bir nedeni bulunmamıştır. Ancak otoimmün hastalıkları saçkırana neden olabiliyor. Otoimmün hastalıklar, vücudun kendi hücre ve dokularını yabancı olarak tanıması ile ortaya çıkıyor. En sonunda ise bağışıklık hücreleri saç köklerine saldırarak saçın uzamasını durdurur ve saç dökülmesine yol açar. Saçkıran olan hastaların merak ettiği soruların başında gelen nedenlerin başına genetik faktörlerin olduğunu söyleyebiliriz. Aileden geçme olasılığı yaklaşık 3 ila 6 kat daha fazladır. 

SAÇKIRAN HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Saçkıran olan kişinin tedavi sürecine cildiye uzmanı karar verir. Hastalığın hangi evresinde olduğu anlaşıldıktan sonra bir plan dahilinde hastalığın ilerlemesi engellenir. Bu aşamada belirtilerin şiddetini azaltmaktan başka yapılacak bir şey yoktur. Hafif derecede ve erken aşamadaki vakalardan bazılarında herhangi bir tedaviye gereksinim olmadan saçlar kendi kendine tekrar çıkabilir.

SAÇKIRAN İÇİN ETKİLİ DOĞAL YÖNTEMLER

Soğan: Saç kırandan kurtulmak için en etkili çözümlerden biri soğanın suyunu çıkarıp saçsız kalan bölgeye sürmektir. Bu işlem her gün yapılmalıdır.

Sarımsak: Sarımsak yüksek oranda kükürt içerir ve saç oluşmasına olumlu yönde katkı sağlar. Sarımsak saç kıran için en bilinen tedavidir. Ayrıca sarımsak saç oluşumu için temel madde olan kolejinin artmasına yardımcı olur. Her gün bir diş sarımsağın suyunu çıkarın ve kelleşen bölgeye sürün. Bu işlem saçlarınızın eski haline dönmesini sağlayacak.

Hindistan cevizi yağı: Hindistan cevizi yağı da saç oluşumunu destekleyen maddeleri içerir. Her gün hindistan cevizi yağı ile yapılacak masaj saçların çıkmasına yardımcı olacak.

Yeşil çay: Yeşil çayı demleyin ve bir pamuk yardımı ile saçınıza sürün. Yeşil çay saç köklerinin hareketlenmesine ve saçların daha çabuk çıkmasına yardımcı olacak. 

Tıp dilinde alopesi areata denilen saçkıran hastalığı, yakalanan kişinin saç, kirpik ya da kaşlarının bir kısmının kelleşmesine deniliyor. İlk bakışta ciddi bir rahatsızlıkmış gibi görünen saçkıranın bir tedavisi bulunuyor. Peki saçkıranın belirtileri neler? Hangi sebepler saçkırana yol açıyor? Saçkıran nasıl tedavi edilir? Evdeki yöntemler saçkırana iyi gelir mi? Tüm bu sorularınızın yanıtı haberimizin detaylarında.

Kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülen ve 40 yaşın altından itibaren başlama olasılığı olan saçkıran, bir deri yani cilt hastalığıdır. Öncelikle oval ve tüysüz bölgelerle kendini gösteren saçkıran hastalığı ile karşılaşan kişiler mutlaka en yakın hastanedeki Dermatoloji bölümünden randevu almalılar. En temel nedeni bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesi sonrasında kendini gösteren saçkıran, her 100 kişiden 70 ila 80’i 40 yaşın altındadır. Erkeklerde kadınlardan daha fazla oranda görülür. Önce saçın cansızlaşması sonrasında ise koparak dökülmesiyle tamamen belli bölgelerde kellik olması saçkıran olduğunuzu gösterir. 

SAÇKIRANIN KESİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kirpik, kaş, koltuk altı, sakal ve kasık tüyleri dahil her türlü saçlı deri saçkırandan etkilenebilir. Bu yüzden normal bir saç dökülmesinin dışında daha fazlasını görüyorsanız saçkıran olmuş olabilirsiniz. Bu dökülmelerin yanı sıra tırnaklarınızda şekil bozukluğu da görülebilir. Saçkıran hastalığının görünümü kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hastalığın gidişatı öngörülemez ve bazen kronik olarak tekrarlayan yapıdadır.

SAÇKIRANIN NEDENLERİ NELERDİR?

Uzmanların yıllardır yaptığı araştırmalarda saçkıranın henüz kesin bir nedeni bulunmamıştır. Ancak otoimmün hastalıkları saçkırana neden olabiliyor. Otoimmün hastalıklar, vücudun kendi hücre ve dokularını yabancı olarak tanıması ile ortaya çıkıyor. En sonunda ise bağışıklık hücreleri saç köklerine saldırarak saçın uzamasını durdurur ve saç dökülmesine yol açar. Saçkıran olan hastaların merak ettiği soruların başında gelen nedenlerin başına genetik faktörlerin olduğunu söyleyebiliriz. Aileden geçme olasılığı yaklaşık 3 ila 6 kat daha fazladır. 

SAÇKIRAN HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Saçkıran olan kişinin tedavi sürecine cildiye uzmanı karar verir. Hastalığın hangi evresinde olduğu anlaşıldıktan sonra bir plan dahilinde hastalığın ilerlemesi engellenir. Bu aşamada belirtilerin şiddetini azaltmaktan başka yapılacak bir şey yoktur. Hafif derecede ve erken aşamadaki vakalardan bazılarında herhangi bir tedaviye gereksinim olmadan saçlar kendi kendine tekrar çıkabilir.

SAÇKIRAN İÇİN ETKİLİ DOĞAL YÖNTEMLER

Soğan: Saç kırandan kurtulmak için en etkili çözümlerden biri soğanın suyunu çıkarıp saçsız kalan bölgeye sürmektir. Bu işlem her gün yapılmalıdır.

Sarımsak: Sarımsak yüksek oranda kükürt içerir ve saç oluşmasına olumlu yönde katkı sağlar. Sarımsak saç kıran için en bilinen tedavidir. Ayrıca sarımsak saç oluşumu için temel madde olan kolejinin artmasına yardımcı olur. Her gün bir diş sarımsağın suyunu çıkarın ve kelleşen bölgeye sürün. Bu işlem saçlarınızın eski haline dönmesini sağlayacak.

Hindistan cevizi yağı: Hindistan cevizi yağı da saç oluşumunu destekleyen maddeleri içerir. Her gün hindistan cevizi yağı ile yapılacak masaj saçların çıkmasına yardımcı olacak.

Yeşil çay: Yeşil çayı demleyin ve bir pamuk yardımı ile saçınıza sürün. Yeşil çay saç köklerinin hareketlenmesine ve saçların daha çabuk çıkmasına yardımcı olacak. 

Kuru bir cilde makyaj yapmak sandığınız kadar olay olmayabilir. Aynı zamanda cildinizde makyajın pul pul, parça parça durmasına neden olabilir. Bu durumu ortadan kaldırmak için kuru cildinize bazı bakımları yapmanız şart. Peki kuru cilde nasıl bakım yapmalıdır? Öğrenmek için yazımızı inceleyebilirsiniz.

Kışın rüzgarlı havanın etkisi, az su içme veya genetik olarak kuru cilde sahip olan kadınlar özellikle soğuk havalarda dikkat etmesi gerekir. Cildi yıpratmadan, kırışıkların artmasına hatta cildi yaşlandıran en büyük etkenlerden biri olan kuruluğun mutlaka önlemini almalı, cildinizin yapısına uygun hem kozmetik hem de bakım ürünleri tercih etmelisiniz. İyi nemlendirilmiş cilt her zaman daha sağlık, daha genç ve daha parlak görünür. Bu sebepten de yola çıkarak bugünkü hazırladığımız yazıda kuru cilde sahip olanların yapması gereken 4 temel kuralı mercek altına aldık. Her daim genç ve güzel görünmek isteyen kadınların ilgisini çekecek olan bu yazıda kuru cilde dair tüm detayları görebilirsiniz.

CİLT TEMİZLİĞİNİ ÖZENLİ BİR ŞEKİLDE YAPIN

Sağlıklı ve parlak görünen bir cildin sırrı iyi temizlenmiş hem de doğru bakımı uygulamış olmaktan geçer. Cildinizdeki makyajı iyi bir şekilde temizleyemediğinizde kalıntılar cildin hava ile temasını keserek kurumasına yol açacaktır. Bu yüzden adım adım makyajınızı temizlemeli, sonrasında yüz yıkama jeli ile yüzünüzü yıkayarak derinlemesine temizliği sağlamalısınız. Bu temizliği cilt bakım rutininize eklerseniz makyaj yapmadığınız zamanlarda da kolaylık uygulayabilirsiniz.

YOĞUN NEM SAĞLAYAN BAKIM ÜRÜNLERİNİ DENEYİMLEYİN

Cildinizdeki kuruluğu gidermek için iyi bir nemlendirici kullanmak gerekir. Kullandığınız nemlendirici ürün bir süre sonrasında cildinizden uçup gidiyorsa mutlaka ürünü değiştirmeli, uzun süre kalıcı ve yoğun nem veren bir ürün tercih etmelisiniz. Soğuk havalarda cildin nem seviyesi de azaltığı için  cildiniz normal günlük bir nemlendiriciden çok daha fazlasına ihtiyaç duyar. Kalın yapıda nemlendirici ürünler bu işi çok güzel bir şekilde başarır.

CİLDİNİZİN DOKUSUNU YENİLEYİN

Cildinizin üst tabakasında biriken ölü deriler, makyajınızın ‘pütürlü’ olmasını neden olur. Bu durumu ortadan kaldırmak için ölü derileri arındırmak gerekir. Cildiniz ekstra kuru ve hassas ise cildinizi tahriş etmeden arındırmak için mikro tanecikli yumuşak bir peeling kullanmanız.  

SIK SIK NEM MASKELERİ UYGULAYIN

Cildinize bakım uygulayacak vaktiniz olmadığında  kısa sürede nemlendiren ve kaybettiği enerjiyi geri kazandıran nem maskelerini deneyebilirsiniz. Şimdilerde birçok kozmetik mağazasında bulunan nem maskeleri güçlü içerikleri sayesinde dakikalar içerisinde nem seviyesini artırabilir. Kısa sürede cilt bakımı yapmak isteyenlerin her daim tercih etmeleri gereken ürünlerin mutlaka içerisinde bulunan maddeleri de incelemeli, kuru ciltler hassas olduğundan dolayı kızarık veya egzama gibi sorunları önlemiş olabilirsiniz.

CİLT KURULUĞU NASIL ENGELLENİR?

– Cildin kurumasını engellemek için yapılabilecek en önemli nokta bol su tüketimidir. Cilt kuruluğunu engellemenin bir diğer yolu ise sürekli olarak bulunduğunuz ortamları nemli olmasına dikkat etmektir. Bunun için tek yapmanız gereken etrafa su dolu kaseler koymak ya da bitki almaktır.

– Gece yatmadan önce makyajınızı temizleyin, ardından mutlaka güçlü bir nemlendirici krem uygulayın.

Jiletle tıraş olmanın vücuttaki tüyleri arttırdığı ve kalınlaştırdığı konusu yıllardır tartışılan bir konu. Uzmanlar bu konuda geniş çaplı bir araştırma yaptı. Araştırmanın sonucunda ise jiletin tüyleri arttırmadığı kanısına varıldı. Peki jiletle tüyler nasıl alınmalı? Jilet tüyleri ne zaman arttırır? Piyasadaki en iyi kadın jileti hangisidir? Öğrenmek için yazımızı inceleyebilirsiniz.

Vücudumuzun koltuk altı, genital bölge, bacak ve yüz gibi bölgelerindeki tüyleri temizlemek için birden çok yöntem bulunuyor. Bu yöntemlerin arasında hem kolay hem acısız hem de yüzyıllardır uygulanan jilet, bazı kadınların hormonel problemleri nedeniyle tüylerinin kalınlaşarak daha fazla çıkmasına neden oluyor. Hal böyle iken bu haberleri duyan kadınlarda jilet konusunda kararsızlık yaşıyor. Tüm sorularınıza cevap olacak bir araştırma yapıldı. Sizler de jilet kullanma konusunda kararsızlık yaşıyorsanız mutlaka haberimizin devamını okumalısınız.

JİLET TÜYLERİ ARTIRIR MI?

Jilet tabiatı gereği keskin bir alet olduğu için tüyleri keserken yana doğru eğimli bir şekilde kesiyor ve kılların ucu mızrak gibi oluyor. Tüyler tekrar uzamaya başladığında bu yüzden, sanki daha kalınlaşmış ve fazlaymış gibi görünür. Yani jiletle tüy almanın kıl köklerini kalınlaştırdığı rivayeti tamamen asılsızdır. Asıl önemli olan tüy yapınızdır. Çünkü tüy yapısı kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve tıraş bıçağına vereceği tepki de farklıdır.

EN İYİ KADIN JİLETİ HANGİSİ?

– Gillette Venus Swirl Kadın Tıraş Makinesi / 60,00 TL

– Gillette Simply Venus 3 Tıraş Makinesi / 22,90 TL

– Gillette Venus Riviera 2’li / 27,90 TL

Genital bölgenizdeki tüylerini azaltmak ve kalıcı bir çözüm arıyorsanız bu haber tam size göre! Acısız ve ağrısız bir şekilde bikini bölgesindeki tüylerini güzelce temizlemenin 5 farklı yöntemini bu haberimizde sizler için derledik.

Genital bölgedeki tüy temizliği, bacak, koltuk altı ya da yüz gibi bölgelerden daha hassas aynı zamanda özen gerektiren bir bakımdır. Ayda bir defa ya da kişiye göre iki defa yapılan bu temizlik saatlerinizi alıyor, yaparken canınız yanıyorsa farklı yöntemleri deneyebilirsiniz. Bunlar jilet, eldiven, epilasyon aleti, lazer makinesi ve ağda olmak üzere 5 farklı yöntemden oluşur. Hatta bu kategorilerin içerisine tüy dökücü kremleri de ilave edebiliriz. Ancak tüy dökücü kremler o anlık bir temizliktir. Sonrasında tüylerin artmasına hatta sıklaşarak can sıkıcı bir hale dönüşmesine neden oluyor. Bu yüzden tüy dökücü krem yöntemlerini kesinlikle önermiyoruz. Bikini yani genital bölgenizdeki tüyleri alırken kesinlikle çok özenli olmalısınız. Yapacağınız en ufak bir hata mantar oluşmasına kaşıntı ve sonrasında egzama gibi durumları da beraberinde getirecektir. Gelin birlikte tüy alma yöntemlerini inceleyelim, bu yöntemlerin arasından kendinize en uygun yöntemi bulup kullanabilirsiniz.

1- JİLET İLE TÜY ALMA

Günümüzde birçok kadının uyguladığı ve kolaylık olsun diye tercih ettiği jiletle tüy alma, tüylerinizin zamanla daha fazla çıkmasına neden olabiliyor. Bu kişiden kişiye değişen bir şeydir. Bazı kadınların tüylerinin artmasına neden olurken bazılarının ise azalmasına destek oluyor. Yapılan araştırmalarda da bu yönde sonuç elde edilmiş. Günlük hayatınızda pratik ve geçici yöntem arıyorsanız jilet kullanabilirsiniz. Jileti her kullanımdan önce ıslatın. Jileti bastırmadan cildinize hassas bir şekilde uygulayabilirsiniz. Bu adımda dikkat etmeniz gereken en önemli adım hijyendir. Acısız olduğu için jilet yöntemi ülkemizde en çok tercih edilenler arasındadır.

2-AĞDA İLE TÜY ALMA

Tarihi çok eski dayanan ağda yöntemi kadınların ilk çağlardan beri uyguladıkları bir tüy alma şeklidir. İster sıcak isterseniz soğuk ağda bantlarını kullanarak bikini bölgenizi temizleyebilirsiniz. Eğer acısız bir sonuç elde etmek istiyor aynı zamanda cildiniz hassas kızarmasın diyorsanız kesinlikle bu yöntemi tercih etmemelisiniz. Ağda da kullanacağınız bezin “ağda kağıdı” olmasına özen gösterin. Diğer bezler tahrişe ve hatta cildinizin kızarmasına neden olacaktır. Küçük parçalar halinde tüyleri almak acıyı daha aza indirecektir. Ağdayı tüylerin çıkış yönüne doğru uygulayın ve olabildiğince ince bir tabaka halinde sürün. Bezi yapıştırıp bir iki saniye sonra çekebilirsiniz.

3- EPİLASYON MAKİNESİ İLE TÜY ALMA

Kılları kökünden alarak uzun süreli pürüzsüzlük elde etmek istiyorsanız cımbızlı epilasyon makinelerini kullanabilirsiniz. Bu cihazların döner diskleri istenmeyen tüyleri kökünden alır ve yaklaşık 3 hafta boyunca epilasyon yapmanızı gerektirmeyecektir. Epilasyon makinesi ile tüy almak acı oranı kişiden kişiye değişir. Ancak yaparken cildi germek, tüylerin çok uzun olmadığından emin olmak, eğer cihaz uygunsa duşta kullanmak acı ve tahrişi azaltacaktır. 

4- ELDİVEN İLE TÜY ALMA

Son yılların en çok kullanılan epilasyon yöntemlerinden biri de ameliyat eldiveni ile tüy almadır. Hem pratik hem de tüylerin azalmasını sağlayan eldivenle tüy almak biraz uzun sürebilir. Bu yüzden herkes tarafından çok fazla tercih edilmez. Çok etkili bir yöntem olduğu için 4 haftaya kadar epilasyon yapmanızı gerektirmiyor. Detayları

Kadınların her ay düzenli olarak yaşadıkları regl döneminde en iyi ve sağlıklı pedi kullanmaları çok önemlidir. Üreme sağlığını etkileyen ped seçimi konusunda hala karar veremediyseniz ve en iyisinin hangisi olduğunu merak ediyorsanız bu içeriğimiz tam size göre. En iyi, sağlıklı ve organik ped hangisi mercek altına aldık.

Kadınların ortalama olarak 8-16 yaşlarından başlayan ve 45-55 yaşlarına kadar süren üreme hormonlarının salgılanmasına oluşan kanama sürecine regl dönemi adı veriliyor. Bu dönemlerde baş ağrısı, yorgunluk, ruh hali değişiklikleri, yemek yeme isteği, göğüs ağrısı gibi belirtiler görülmesi çok normaldir. Diğer adı ile menstrüasyon olan regl dönemi, rahim içinde oluşan dokuların kan şeklinde vücuttan dışarı atılmasıdır. Bu dönemde genellikle annelerin izledikleri yolları takip edenler ped seçiminde de aynı yola başvururlar. Halk arasında adet, aybaşı gibi isimlerle anılsa da regl; utanmayı, sosyal yaşamda toplumdan saklamayı gerektiren bir durum değildir. Bu yüzden mutlaka en sağlıklı pedin hangisi olduğunu öğrenmeli ve üreme sağlığınızı da etkileyen bu sorunun yanıtını araştırmalısınız. Bazı kadınlarda 2 ila 7 gün, bazılarında ise hastalıklara göre 10 gün arasında süren regl döneminde sağlıklı pedi kullanmak istiyorsanız yazımızı inceleyebilirsiniz.Ancak unutmamalısınız ki hangi pedi kullanırsanız kullanın en fazla 4 saat sonra değiştirmelisiniz.

1- YENİ ORKİD PLATİNUM İPEKSİ KANATLAR PED

Yıllardır adını duyduğumuz ve mutlaka her kadının bir defa bile olsa kullandığı Orkid ped, yumuşaklığı ve pamuksu dokusuyla ilk günden itibaren rahatsız etmeyen bir yapısı var. Orkid, sevilen ürünlerinden Platinum’u yeniledi.Yeni ipeksi kanatları sayesinde, 1000 mikro yastıktan gelen güçlü korumasını daha iyi yumuşaklık ile birleştirerek tüketicilere, ped seçerken, yumuşaklıktan veya korumadan ödün vermeleri gerekmediğini gösteriyor. Dünyada ilk kez Türkiye’de satışa sunulan yeni Orkid Platinum ipeksi kanatları ile kadınlara alışılmışın ötesinde konforlu bir deneyim sunuyor.  Ayrıca koku hapsetme teknolojisi ile, kokuları maskelemekle kalmaz ve doğrudan hapsediyor. Sızıntıyı engelleyen ve geliştirilmiş formülü sayesinde 6 bölgede farklı kanatları bulunuyor. En önemlisi ise  hızlı emici olmasıyla sağlığınızı korur. Dermatolojik olarak test edilip onaylanan Orkid, gece de gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Gün içerisinde 3 mm özelliğiyle hiç rahatsız etmiyor. 

2- KOTEX ACTİVE SİNGLE PED

Yine çok bilinen Kotex markasını kullanmayan yoktur. Gün içerisindeki kullanımıyla oldukça rahat olan Kotex markası herhangi bir koku ve sızdırma yapmıyor. Yumuşak yapısı sayesinde gün boyu kullanıldığında adeta yok gibi rahatlık sağlıyor. Ancak kullananların yorumlarına göre yapışkanlarının kaliteli olmaması nedeniyle özellikle gece kayma yapıyor. Yumuşak olduğu için cildi tahriş etmiyor.

3- MOLPED ULTRA ANATOMİK TEKLİ NORMAL PED

Molped Ultra Normal Hijyenik Ped, öncelikle ambalajıyla dikkat çekiyor. Pembe olmasıyla raflarda ilk göze çarpan Molped’in diğerlerinden en önemli özelliği çok uzun olması. Gece kullanıma uygun olan Molped, pamuksu yumuşaklıkta olduğu için de rahatsız etmiyor. İç çamaşırınızı tam saran özel üçlü geniş kanatlarıyla asla kayma ve sızdırma yapmayan Molped 2 mm inceliktedir. 

4- NATRACARE ORGANİK PED ULTRA EKSTRA SUPER PED

%100 organik pamuk sertifikalı olan bu pedi daha önce duymamış olabilirsiniz. Ancak tüm kozmetik marketlerde bulabilirsiniz. Az ve orta yoğunluktaki regl günlerinizde rahatlıkla kullanabileceğini bu ped aşırı regl olduğunuzda sızdırma yapabilir. 3 mm inceliğiyle size rahatlık hissi veren bu ped, plastikten ve parfümden arındırılmıştır.

PED SEÇERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 3 HUSUS

Ped kutularının üzerinde genellikle pamuk olduğu yazar. Ancak kadın sağlığı açısından pamuğun %100 doğal yani tarladan hiç işlem görmeden kullanılması çok önemlidir.

Kokulu ürünlerin alerjik reaksiyon oluşturacağını bilmelisiniz. Bu yüzden içeriğini iyi okumalı ve gerekirse kokusuz ürünler tercih etmelisiniz.

Annelerin, regl olan çocuklarının ped seçimiyle bizzat ilgilenmesi ve onları bilgilendirmesi de önemli bir ayrıntıdır.