Şunun için etiket arşivi: islamda evlilik

Dinimize göre haramdan sakınmanın en etkili ve önemli bir yolu olan evlilikteki asıl amacın ne olması gerektiği ve mutlu yuva kurmanın nasıl gerçekleştirilebileceğine sizler için değindik. İslamiyete göre mutlu ve huzurlu bir yuvanın temelleri nelerdir? Mutlu evlilik nasıl yapılır, evlilikte eşlerin birbirine yaklaşımı nasıl olmalı?

Dinimizin büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu ve Peygamber Efendimiz (SAV)’in de ümmetine tavsiye ettiği evliliğin amacında pek çok hikmet vardır. İnsanın çift yaratılışındaki gaye; yalnızlığın giderilmesi, beraberlikle birlikte hataların düzeltilmesi, dünya ve ahiret hayatının mutlu bir şekilde sürdürülmesi gibi etkenlere bağlıdır. Evlenen eşleri birbirini bağlayan iki unsur olarak gören Allah (c.c), Araf suresinin 189. ayetinde, ”Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile sükunet bulsun diye eşini de ondan var edendir.” buyuruyor. Yuva kuracak olan çiftlerin temel taşı ise nikah akdi ile gerçekleşir. Bu akid, eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri sözlerden ibarettir. Başlangıçta verilen bu sözü nedensiz bir şekilde bozmak yani boşanmak,dinimizce en sevimsiz helal olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizlerde gelip geçici şu fani hayatta Allah (c.c)’un rızasına uygun bir şekilde yaşayabilmek için onun istekleri doğrultusunda hareket etmeliyiz. Dolayısıyla da işi boşanma raddesine getirmeden eşlerin birbirlerine karşı büyük bir hoşgörü ve saygı göstermesi aralarındaki anlaşmazlıkları giderme konusunda büyük bir etkendir. Karşılıklı sevgi ve saygının açamayacağı bir kapı yoktur çünkü. Peki mutlu evliliğin sırrı nedir? Kadınların ve erkeklerin evlilikte yaptıkları hatalar neler? İşte evliliğin ömrünü uzatacak altın niteliğinde tavsiyeler…

TIKLA OKU: ÇOCUĞA BOŞANMA NASIL ANLATILMALI? PSİKOLOJİK ETKİSİ:

Peygamber Efendimiz (SAV) ümmetinin çoğalması için evlenmeyi teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:

”Nikah (evlenmek) benim sünnetim (yolum)dur. Kim benim bu yolum ile amel etmezse (bundan yüz çevirir) ise benden değildir. Ve evleniniz çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim.” – İBN MACE, NİKAH,1

“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (BUHARİ, NİKAH, 15, MÜSLİM, RADA, 53)

“Eşi kendisinden razı olarak ölen mü’min kadın cennete girer.” (TİRMİZİ, RADA,  10. III/466. No: 1161.İBN MACE, NİKAH, 4. I/595. No: 1854)

MUTLU EVLİLİK İÇİN ALTIN KURALLAR

1- Namusu tek taraflı yüklenilmesi gereken bir durum değildir. Kadınlar ve erkekler namuslarını korusun.

2- Herkesin evde olduğu bir zaman diliminde karşılıklı sohbet edin.

3- Kendi ailenize verdiğiniz kıymeti eşinizin ailesine de gösterin.

4- Eve girerken bereket olması için selam verin.

5- Evdeki herkesi ilgilendiren konularda istişare edin.

6- Herhangi bir anlaşmazlık karşısında ‘en az onun kadar benimde hatam vardır’ diye düşünün.

7- Karı koca olarak birbirinizi takdir edin.

8- Eşinize ve çocuklarınıza zaman ayırın. (Meşgul olsanız dahi)

Son zamanlarda boşanan çiftlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Aile içerisindeki şiddetli geçimsizlik, iletişim kopukluğu, maddi ve manevi problemler bireyleri ne yazık ki boşanmaya kadar götürebilmektedir. Bunlardan en sık yaşananı ise eşlerin zaman ilerledikçe birbirleriyle anlaşamamalarından kaynaklanıyor. Peki bu anlaşamamazlıkta kadın ve erkekler hangi hataları yapıyor? İşte kadın ve erkeklerin yaptığı yanlışlar…

EVLİLİKTE KADINLARIN YAPTIĞI 5 HATA

– Kalabalık ortamlarda eşini küçük düşürücü cümleler kurmak

– Sürekli geçmiş konuları açmak

– Suçlayıcı tarzda konuşmak

– Çok konuşup sadede gelememek

– Söylediklerinin duyulmadığını düşünerek sık sık dile getirmek.

EVLİLİKTE ERKEKLERİN YAPTIĞI 5 HATA

– Değer verdiklerini yeterince belli edememek

– Önemli günleri unutmak

– Kayınvalideyi eleştirir gibi konuşmak

– Akrabalarını ya da diğer kimseleri daha çok ön planda tutarak eşini umursamıyor gibi davranmak

– Empati yapamamak, düşüncesiz konuşmak.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN ‘TELEFONUN DEĞİL, EŞİNİN YÜZÜNE BAK!’ MESAJI…

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Twitter hesabında yayınladığı aile videosunda teknoloji bağımlılığı yüzünden mahvolan aile ilişkilerine vurgu yapıldı. “Telefonun değil, eşinin yüzüne bak!” başlığıyla atılan videoda, kadının eşine elinde tepsiyle kek ile çayı servis ettiği sırada, erkeğin telefonu ile meşgul olduğu ve hanımına teşekkür etmeyi bırakın yüzüne bile bakmadığı yansıtılıyor.

Eşinin kendisiyle ilgilenmediğini gördükten sonra bu defa şansını mesajdan yana kullanıp eşinin telefonuna ‘Birazda eşinle ilgilensen’ mesajını atıyor. Mesajı okumasıyla erkek hanımıyla iletişime geçiyor. Videonun bitimine doğru arka fondaki seste, “Sanal mutlulukları geride bırak. Önemli olan gerçek hayatta mutlu olmak. Telefonun değil eşinin yüzüne bak” sözleri duyuluyor.

İŞTE O VİDEO:

KAVGA ETMEMEK İÇİN KULLANILMAMASI GEREKEN KELİMELER!

Eşinizle ya da çevrenizdeki kişilerle eften püften sebeplerle kavga ediyor ve bu durumun asıl olarak kimden ve neyden kaynaklandığını bulmaya çalışıyorsanız kendinizde bakmanız gereken ilk şey kullandığınız kelimelerdir

İŞTE ANLAŞMAZLIKLARIN SEBEBİ…

Karşıdaki kimseyi ne derecede etkileyeceği düşünülmeden sinirli anlarda söylenen bazı ağır kelimeler ilişkilere kalıcı zararlar verebilmektedir. İlişkileri yalnızca ağır söz ve hakaretler değil sıradan günlük yaşantımızda kullandığımız kelimeler bile zedelemeye yetebilir. Uzmanlar, konuyla ilgili bilinçsizce söylenen ‘hep veya hiç’ kelimelerinin karşı tarafta savunma mekanizmasını harekete geçirdiği ve ilişkideki empatiyi yok ettiğini vurguluyor.

Empatiden yoksun kalan basit bir anlaşmazlık bir anda ciddi ve sonu olmayan bir tartışmaya kolaylıkla dönüşebiliyor.

Dinimize göre haramdan sakınmanın en etkili ve önemli bir yolu olan evlilikteki asıl amacın ne olması gerektiği ve mutlu yuva kurmanın nasıl gerçekleştirilebileceğine sizler için değindik. İslamiyete göre mutlu ve huzurlu bir yuvanın temelleri nelerdir? Mutlu evlilik nasıl yapılır? Evlilikte eşlerin birbirine yaklaşımı nasıl olmalı?

Dinimizin büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu ve Peygamber Efendimiz (SAV)’in de ümmetine tavsiye ettiği evliliğin amacında pek çok hikmet vardır. İnsanın çift yaratılışındaki gaye; yalnızlığın giderilmesi, beraberlikle birlikte hataların düzeltilmesi, dünya ve ahiret hayatının mutlu bir şekilde sürdürülmesi gibi etkenlere bağlıdır. Evlenen eşleri birbirini bağlayan iki unsur olarak gören Allah (c.c), Araf suresinin 189. ayetinde, ”Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile sükunet bulsun diye eşini de ondan var edendir.” buyuruyor. Yuva kuracak olan çiftlerin temel taşı ise nikah akdi ile gerçekleşir. Bu akid, eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri sözlerden ibarettir. Başlangıçta verilen bu sözü nedensiz bir şekilde bozmak yani boşanmak,dinimizce en sevimsiz helal olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizlerde gelip geçici şu fani hayatta Allah (c.c)’un rızasına uygun bir şekilde yaşayabilmek için onun istekleri doğrultusunda hareket etmeliyiz. Dolayısıyla da işi boşanma raddesine getirmeden eşlerin birbirlerine karşı büyük bir hoşgörü ve saygı göstermesi aralarındaki anlaşmazlıkları giderme konusunda büyük bir etkendir. Karşılıklı sevgi ve saygının açamayacağı bir kapı yoktur çünkü. Peki mutlu evliliğin sırrı nedir? Kadınların ve erkeklerin evlilikte yaptıkları hatalar neler? İşte evliliğin ömrünü uzatacak altın niteliğinde tavsiyeler…

Peygamber Efendimiz (SAV) ümmetinin çoğalması için evlenmeyi teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:

”Nikah (evlenmek) benim sünnetim (yolum)dur. Kim benim bu yolum ile amel etmezse (bundan yüz çevirir) ise benden değildir. Ve evleniniz çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim.” – İBN MACE, NİKAH,1

“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (BUHARİ, NİKAH, 15, MÜSLİM, RADA, 53)

“Eşi kendisinden razı olarak ölen mü’min kadın cennete girer.” (TİRMİZİ, RADA,  10. III/466. No: 1161.İBN MACE, NİKAH, 4. I/595. No: 1854)

MUTLU EVLİLİK İÇİN ALTIN KURALLAR

1- Namusu tek taraflı yüklenilmesi gereken bir durum değildir. Kadınlar ve erkekler namuslarını korusun.

2- Herkesin evde olduğu bir zaman diliminde karşılıklı sohbet edin.

3- Kendi ailenize verdiğiniz kıymeti eşinizin ailesine de gösterin.

4- Eve girerken bereket olması için selam verin.

5- Evdeki herkesi ilgilendiren konularda istişare edin.

6- Herhangi bir anlaşmazlık karşısında ‘en az onun kadar benimde hatam vardır’ diye düşünün.

7- Karı koca olarak birbirinizi takdir edin.

8- Eşinize ve çocuklarınıza zaman ayırın. (Meşgul olsanız dahi)

Son zamanlarda boşanan çiftlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Aile içerisindeki şiddetli geçimsizlik, iletişim kopukluğu, maddi ve manevi problemler bireyleri ne yazık ki boşanmaya kadar götürebilmektedir. Bunlardan en sık yaşananı ise eşlerin zaman ilerledikçe birbirleriyle anlaşamamalarından kaynaklanıyor. Peki bu anlaşamamazlıkta kadın ve erkekler hangi hataları yapıyor? İşte kadın ve erkeklerin yaptığı yanlışlar…

EVLİLİKTE KADINLARIN YAPTIĞI 5 HATA

– Kalabalık ortamlarda eşini küçük düşürücü cümleler kurmak

– Sürekli geçmiş konuları açmak

– Suçlayıcı tarzda konuşmak

– Çok konuşup sadede gelememek

– Söylediklerinin duyulmadığını düşünerek sık sık dile getirmek.

EVLİLİKTE ERKEKLERİN YAPTIĞI 5 HATA

– Değer verdiklerini yeterince belli edememek

– Önemli günleri unutmak

– Kayınvalideyi eleştirir gibi konuşmak

– Akrabalarını ya da diğer kimseleri daha çok ön planda tutarak eşini umursamıyor gibi davranmak

– Empati yapamamak, düşüncesiz konuşmak.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN ‘TELEFONUN DEĞİL, EŞİNİN YÜZÜNE BAK!’ MESAJI…

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Twitter hesabında yayınladığı aile videosunda teknoloji bağımlılığı yüzünden mahvolan aile ilişkilerine vurgu yapıldı. “Telefonun değil, eşinin yüzüne bak!” başlığıyla atılan videoda, kadının eşine elinde tepsiyle kek ile çayı servis ettiği sırada, erkeğin telefonu ile meşgul olduğu ve hanımına teşekkür etmeyi bırakın yüzüne bile bakmadığı yansıtılıyor.

Eşinin kendisiyle ilgilenmediğini gördükten sonra bu defa şansını mesajdan yana kullanıp eşinin telefonuna ‘Birazda eşinle ilgilensen’ mesajını atıyor. Mesajı okumasıyla erkek hanımıyla iletişime geçiyor. Videonun bitimine doğru arka fondaki seste, “Sanal mutlulukları geride bırak. Önemli olan gerçek hayatta mutlu olmak. Telefonun değil eşinin yüzüne bak” sözleri duyuluyor.

İŞTE O VİDEO:

KAVGA ETMEMEK İÇİN KULLANILMAMASI GEREKEN KELİMELER!

Eşinizle ya da çevrenizdeki kişilerle eften püften sebeplerle kavga ediyor ve bu durumun asıl olarak kimden ve neyden kaynaklandığını bulmaya çalışıyorsanız kendinizde bakmanız gereken ilk şey kullandığınız kelimelerdir

İŞTE ANLAŞMAZLIKLARIN SEBEBİ…

Karşıdaki kimseyi ne derecede etkileyeceği düşünülmeden sinirli anlarda söylenen bazı ağır kelimeler ilişkilere kalıcı zararlar verebilmektedir. İlişkileri yalnızca ağır söz ve hakaretler değil sıradan günlük yaşantımızda kullandığımız kelimeler bile zedelemeye yetebilir. Uzmanlar, konuyla ilgili bilinçsizce söylenen ‘hep veya hiç’ kelimelerinin karşı tarafta savunma mekanizmasını harekete geçirdiği ve ilişkideki empatiyi yok ettiğini vurguluyor.

Empatiden yoksun kalan basit bir anlaşmazlık bir anda ciddi ve sonu olmayan bir tartışmaya kolaylıkla dönüşebiliyor.

Geçtiğimiz gün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi Twitter hesabında paylaştığı ‘Aile’ videosu en çok izlenenler arasına girdi. Sosyal medya hesaplarında giderek yayılmaya devam eden videoda teknoloji bağımlılığının eşler arasındaki iletişimi ne kadar etkilediği gözler önüne serildi. Bizde anlamlı bir mesaj içeriği olan videodan yola çıkarak, dinimize göre haramdan sakınmanın en etkili ve önemli bir yolu olan evlilikteki asıl amacın ne olması gerektiği ve mutlu yuva kurmanın nasıl gerçekleştirilebileceğine değindik.

Dinimizin büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu ve Peygamber Efendimiz (SAV)’in de ümmetine tavsiye ettiği evliliğin amacında pek çok hikmet vardır. İnsanın çift yaratılışındaki gaye; yalnızlığın giderilmesi, beraberlikle birlikte hataların düzeltilmesi, dünya ve ahiret hayatının mutlu bir şekilde sürdürülmesi gibi etkenlere bağlıdır. Evlenen eşleri birbirini bağlayan iki unsur olarak gören Allah (c.c), Araf suresinin 189. ayetinde, ”Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile sükunet bulsun diye eşini de ondan var edendir.” buyuruyor. Yuva kuracak olan çiftlerin temel taşı ise nikah akdi ile gerçekleşir. Bu akid, eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri sözlerden ibarettir. Başlangıçta verilen bu sözü nedensiz bir şekilde bozmak yani boşanmak,dinimizce en sevimsiz helal olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizlerde gelip geçici şu fani hayatta Allah (c.c)’un rızasına uygun bir şekilde yaşayabilmek için onun istekleri doğrultusunda hareket etmeliyiz. Dolayısıyla da işi boşanma raddesine getirmeden eşlerin birbirlerine karşı büyük bir hoşgörü ve saygı göstermesi aralarındaki anlaşmazlıkları giderme konusunda büyük bir etkendir. Karşılıklı sevgi ve saygının açamayacağı bir kapı yoktur çünkü. Peki mutlu evliliğin sırrı nedir? Kadınların ve erkeklerin evlilikte yaptıkları hatalar neler? İşte evliliğin ömrünü uzatacak altın niteliğinde tavsiyeler…

Peygamber Efendimiz (SAV) ümmetinin çoğalması için evlenmeyi teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:

”Nikah (evlenmek) benim sünnetim (yolum)dur. Kim benim bu yolum ile amel etmezse (bundan yüz çevirir) ise benden değildir. Ve evleniniz çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim.” – İBN MACE, NİKAH,1

“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (BUHARİ, NİKAH, 15, MÜSLİM, RADA, 53)

“Eşi kendisinden razı olarak ölen mü’min kadın cennete girer.” (TİRMİZİ, RADA,  10. III/466. No: 1161.İBN MACE, NİKAH, 4. I/595. No: 1854)

MUTLU EVLİLİK İÇİN ALTIN KURALLAR

1- Namusu tek taraflı yüklenilmesi gereken bir durum değildir. Kadınlar ve erkekler namuslarını korusun.

2- Herkesin evde olduğu bir zaman diliminde karşılıklı sohbet edin.

3- Kendi ailenize verdiğiniz kıymeti eşinizin ailesine de gösterin.

4- Eve girerken bereket olması için selam verin.

5- Evdeki herkesi ilgilendiren konularda istişare edin.

6- Herhangi bir anlaşmazlık karşısında ‘en az onun kadar benimde hatam vardır’ diye düşünün.

7- Karı koca olarak birbirinizi takdir edin.

8- Eşinize ve çocuklarınıza zaman ayırın. (Meşgul olsanız dahi)

Son zamanlarda boşanan çiftlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Aile içerisindeki şiddetli geçimsizlik, iletişim kopukluğu, maddi ve manevi problemler bireyleri ne yazık ki boşanmaya kadar götürebilmektedir. Bunlardan en sık yaşananı ise eşlerin zaman ilerledikçe birbirleriyle anlaşamamalarından kaynaklanıyor. Peki bu anlaşamamazlıkta kadın ve erkekler hangi hataları yapıyor? İşte kadın ve erkeklerin yaptığı yanlışlar…

EVLİLİKTE KADINLARIN YAPTIĞI 5 HATA

– Kalabalık ortamlarda eşini küçük düşürücü cümleler kurmak

– Sürekli geçmiş konuları açmak

– Suçlayıcı tarzda konuşmak

– Çok konuşup sadede gelememek

– Söylediklerinin duyulmadığını düşünerek sık sık dile getirmek.

EVLİLİKTE ERKEKLERİN YAPTIĞI 5 HATA

– Değer verdiklerini yeterince belli edememek

– Önemli günleri unutmak

– Kayınvalideyi eleştirir gibi konuşmak

– Akrabalarını ya da diğer kimseleri daha çok ön planda tutarak eşini umursamıyor gibi davranmak

– Empati yapamamak, düşüncesiz konuşmak.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN ‘TELEFONUN DEĞİL, EŞİNİN YÜZÜNE BAK!’ MESAJI…

Geçtiğimiz gün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Twitter hesabında yayınladığı aile videosunda teknoloji bağımlılığı yüzünden mahvolan aile ilişkilerine vurgu yapıldı. “Telefonun değil, eşinin yüzüne bak!” başlığıyla atılan videoda, kadının eşine elinde tepsiyle kek ile çayı servis ettiği sırada, erkeğin telefonu ile meşgul olduğu ve hanımına teşekkür etmeyi bırakın yüzüne bile bakmadığı yansıtılıyor.

Eşinin kendisiyle ilgilenmediğini gördükten sonra bu defa şansını mesajdan yana kullanıp eşinin telefonuna ‘Birazda eşinle ilgilensen’ mesajını atıyor. Mesajı okumasıyla erkek hanımıyla iletişime geçiyor. Videonun bitimine doğru arka fondaki seste, “Sanal mutlulukları geride bırak. Önemli olan gerçek hayatta mutlu olmak. Telefonun değil eşinin yüzüne bak” sözleri duyuluyor.

İŞTE O VİDEO:

KAVGA ETMEMEK İÇİN KULLANILMAMASI GEREKEN KELİMELER!

Eşinizle ya da çevrenizdeki kişilerle eften püften sebeplerle kavga ediyor ve bu durumun asıl olarak kimden ve neyden kaynaklandığını bulmaya çalışıyorsanız kendinizde bakmanız gereken ilk şey kullandığınız kelimelerdir

İŞTE ANLAŞMAZLIKLARIN SEBEBİ…

Karşıdaki kimseyi ne derecede etkileyeceği düşünülmeden sinirli anlarda söylenen bazı ağır kelimeler ilişkilere kalıcı zararlar verebilmektedir. İlişkileri yalnızca ağır söz ve hakaretler değil sıradan günlük yaşantımızda kullandığımız kelimeler bile zedelemeye yetebilir. Uzmanlar, konuyla ilgili bilinçsizce söylenen ‘hep veya hiç’ kelimelerinin karşı tarafta savunma mekanizmasını harekete geçirdiği ve ilişkideki empatiyi yok ettiğini vurguluyor.

Empatiden yoksun kalan basit bir anlaşmazlık bir anda ciddi ve sonu olmayan bir tartışmaya kolaylıkla dönüşebiliyor.

Evlilik ve kader ilişkisi ile ilgili en çok merak edilen konu; kişinin evleneceği kimsenin kaderinde yazılı kişi ile mi yoksa kendi tercihi sonucunda seçeceği adayla mı evlendiğidir. Dini inançlarımızda ‘ibadetin özü’ olarak tanımlanan dua ederek kader değiştirilebilir mi? Evlilik ve kader ilişkisi nasıldır? Evleneceğimiz kişi ve zaman belli midir? Evlilik kader mi yoksa tercih mi? İşte İslam dinine göre evlilikte kader çizgisi…

Kaderin bilinmeyen sırlarına dair en çok merak edilen konulardan birisi de evlilikteki eş seçiminin kader ile bir bağlantısının olup olmadığıdır. Gündelik yaşantı içerisinde en çok kafa karıştırılan konulardan biri olan kader ve evlilik, bekar kimselerin evlilik hayatlarında yanlarında olacak hayat arkadaşlarının kendi tercihleriyle mi yoksa kaderinde yazılı olan kişilerle mi birleşecekleri düşüncesi hemen hemen herkesin en az bir kere bile olsa aklından geçirdiği bir konudur. Bu konuyla ilgili evliliğin Allah (c.c) tarafından kader olarak belirlendiği görüşünün yanı sıra kendi irademizle tercih edip evlendiğimiz kişilerin de aslında kaderin bir parçasının olup olmadığı sık sık gündeme gelen sorulardandır. Yine kader ilişkisine bağlı olarak dua etmenin hayatımızdaki rolüne sizler için haberimizde değindik. Peki dua etmek kaderi değiştirir mi? Evlilik kader midir? Evlilik ve kader ilişkisi nedir? Evleneceğimiz kişi belli mi? İşte kader ve evlilikle ilgili en çok merak edilenler…

‘Evlililik kader midir?’ konusunu incelemek için ilk önce kaderin ne olduğunu bilmekte fayda var. Günümüzde ‘kader’ olarak nitelendirdiğimiz kavram, tüm olayların yaşanmadan önce ve değişmeyecek şekilde Allah (c.c) tarafından düzenlendiğine inanılan ve bilinen bir takdirdir. Kaderin hükmünü veren ise yalnızca Allahtır. Allah (cc.), kulu üzerinde belirlemiş olduğu alın yazısını yani kaderini istediği zaman değiştirebilir, ancak zorlayıcı değildir. Burada belirleyici öge insandır. Mesela evlilik görüşmelerinde seçilecek olan eş ‘İnsanın tercihiyle’ beraber şekillenir.

DOĞRU BİR EŞ SEÇİMİ İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Eş tercihine yönelik önünüzde birkaç tane isim varsa ve bu isimlerden örneğin güzel ahlaklı olanı ya da parası çok olanı tercih edecek olursanız, sizin kaderinizdeki kişide o kişi olacaktır. Eş adayı olarak hayatınızı alacağınız bireyi kendiniz tercih ettiğinizden dolayı sorumluluğu da size ait olmuş olacaktır. Hayırlı birisini tercih etmek ya da öncelik vermek kaderinizi güzelleştirirken, kötü ve size zarar verecek insanı tercih etmekte kaderinizin olumsuz yönde şekillendirmenize sebep olur.

Dolayısıyla kişi kendi kaderinden mesuldür. Evlilikte eş seçimi yaparken dini inancımızdaki kriterlere göre ve anne babanın rızasını alan bir kişiyi aday belirlemek sizin için en doğrusu olacaktır.

EVLİLİK VE KADER NEDİR? EVLİLİKTE KADER İLİŞKİSİ…

Bekar kimselerin kendileri için seçecekleri eş adayının aslında kaderinde yazılı olan kişi ile mi yoksa kişinin şahsi tercihiyle mi alakalı olduğu pek çok kişinin kafasındaki soru işaretlerindendir. Gündelik yaşamda da olduğu gibi evliliğinde kader üzerine kurulu olduğunu, ancak kişinin tercihi ile kaderini şekillendirebileceği biliniyor.

Buradan çıkaracağımız sonuç ise, karşınıza ne kadar kötü insanlar çıkarsa çıksın bunu yalnızca Allah’tan dileyerek o kişinden korunmak ve hayatında yer edinmemesini istemek ile kader değişebilir. Tıpkı “Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır.”(bk. Heysemi, Mecmaü’z-Zevaid, III/63) hadis-i şerifinden yola çıkılarak Müslüman kişilerin akıllarında şöyle bir soru işareti kalabilir; ”Herkesin ömrü belliyse sadaka nasıl ömrü uzatabilir?”

Allah (c.c) kulları için belirli bir ömür ihsan eder ve isterse verilen bu sadakaya karşılık daha önce belirlediği ömrü uzatmaya vesile eder. Dolayısıyla ömrü uzatan sadaka değil yalnızca Allahtır, buradaki sadakanın işlevi ise yalnızca bir vesiledir.

Evlilik ve kader ilişkisi de tıpkı böyledir. Edilen samimi ve içten dualar sayesinde kişinin kaderi değişebilir. Değişmeyen kişilerde ise Allah (c.c) bu durumu bir imtihan olarak kuluna sunabilir.

Allah (c.c)’un kulunun duasının karşılığını dünyada değilde ahirette görmesini de sağlayabilir. Bu nedenle evliliğinde kulun imtihanı olabileceği unutulmamalıdır.

DUA ETMEK KADERİ DEĞİŞTİRİR Mİ? DUANIN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ…

”Dua, o ibadetin (özüdür) ta kendisidir.” hadis-i şerifinden anlaşılacağı üzere ibadetin aslı duada gizlidir. Rahmet kapılarının açıldığı dua vaktinde, Allah (c.c)’ya korku ve ümit içerisinde samimi bir şekilde yalvararak dua etmek en güzelidir. Kuran-ı Kerim’in pek çok yerinde geçen ‘dua’ ibadetinin önemine Furkan Suresi’nin 77. ayetinde şöyle değiniliyor:

”De ki: ”Sizin duanız olmasaydı, Rabbim size ne diye değer versin?”

Allah (c.c), ısrarla kullarının hatalarından dönüp cehennemliklerden olmamaları için rahmet kapısının açık olduğunu belirtmiştir. Dinimize göre günah işlemenin yaratılış gereği olduğu kabul edilmiş ve bundan korunmak için bazı yolların izlenmesi gerektiğine Kuran-ı Kerimde ve hadis-i şeriflerde yer verilmiştir.

“Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11)

“De ki: “Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları mağfiret eder. Çünkü O, çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır.” (Zümer, 39/53)

KADERİ DEĞİŞTİRMEK BİZİM ELİMİZDE Mİ?

Alın yazısı şeklinde de kullanılan ‘Kader’ kavramı, imanın şartlarından biri olup Allah (c.c)’un olmuş ve olacak her şeyi bilmesi olarak tanımlanır. Bu anlamda bakıldığı zaman kişinin kaderi belli ise dua etmenin ne gibi bir etkisinin olup olmadığı düşünülebilir. ‘Benim kaderim zaten belli dua etmek neyi değiştirebilir?’ tarzındaki akla oturmayan soru cümleleri şeytanın vesvesesi olabilir. Peygamber Efendimiz (SAV), bu konu hakkında şöyle buyuruyor:

”Kaderden sakınmak kaderi defetmez. Lakin salihlerin duası, nüzul etmiş ve edecek olan elem ve musibeti defetmeye ve kaldırmaya medar olur. İş böyle olunca ey Allah (c.c)’un kulları, dua ediniz.” (Tirmizi, Deavat, 101; İbn Hanbel, Müsned, V/224)

Buradan da anlaşıldığı gibi kadere iman etmek dua etmeye engel değildir. Çünkü dua etmekte kaderin bir parçasıdır, duanın neden olduğu musibetin kalkması da kaderin sonucudur.