Şunun için etiket arşivi: kadın sağlık

İnsan sağlığı için en faydalı besinlerden biri olan yumurta, protein bakımından da en zengin yiyecektir. Anne sütünden sonra tüketilmesi gereken besinler arasındadır. Yumurta bazı insanlarda ciddi derece de alerjiye neden olur. Özellikle Ramazan aylarında uzmanların önerdiği bu besin bazıları için kabusa döner. Yumurtanın faydaları nelerdir? Sahurda yumurta yemek ne işe yarar? Yumurta alerjisi nedir?

Yumurta dişi hayvanlardan elde edilen bir besindir. Ancak her düşü hayvanın yumurtası yenmez. En fazla tüketilen ise kümes hayvanlarınındır. Tavuk ve ördeğin yumurtaları ise en sık tüketilendir. Dünyanın hemen hemen her yerinde tercih edilen yumurta hakkında yapılan araştırmalarda anne sütünden sonra en zengin besin seçildi. Yumurta; A, B2, B5 ve B12 vitaminlerinin yanı sıra fosfor, folat ve selenyum gibi maddeler içermektedir. Protein kaynağı olan yumurta, insanlık tarihinden beri vardır. Birçok çeşitte tüketilen yumurta, sağlık açısından inanılmaz faydalar sağla. Uzmanlar özellikle hamile kadınların folat eksikliği için ya da gelişim çağındaki bir çocuk için olmazsa olmaz besinlerden biri olduğunu vurguluyor. İlk kez ne zaman kim tarafından keşfedildiği bilinmeyen yumurta, pişirilerek tüketildiği gibi çiğ halde de içilebilir. Mutfakta hemen her alanda kullanımı vardır. Başlı başında bir yemek olabiliyorken bazende bir yemek için malzeme olarak kullanılabilir. Vücut sağlığı için ihtiyaç olan D vitaminini tek seferde karşılar. Ancak bu kadar faydalı olan besin bazıları için hastalıklara yol açar. İçerdiği yüksek protein bağışıklık sistemindeki antikorlarla savaşır. Bu da alerjik hastalıklar arasında en yaygın olan yumurta alerjisine yol açar. 

SAHURDA YUMURTA YEMEK NE İŞE YARAR?

Tok tutan besinler arasında en etkilisi ola yumurta Ramazan aylarında sahur sofralarının vazgeçilmezidir. Ertesi günkü uzun süreli açlık ve susuzluk için fayda sağlayan yumurta, vücudun günlük ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri de karşılar. Oruç süresinde yaşanma ihtimali olan halsizlik, uykusuzluk ve baş ağrısını da önler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Ancak uzmanlar yumurta alerjisi olanlar için eğer alerji şiddetliyse hiç tüketmemelerini vurgular. Bunun yanı sıra hafif geçirenler için ise iki günde bir tüketmelerini önerir. 

YUMURTA ALERJİSİ NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çocuk yaşta daha yaygın görülen yumurta alerjisi, yetişkinlerde de görülür. Alerji genellikle yumurtayı tükettikten bir kaç saat sonra yaşanır. Bağışıklık sistemindeki antikorlar yumurtadan gelen proteinlerin fazla olmasını tehdit olarak algılar. Bu yüzden vücut komplikasyonlarında değişimler yaşanır. Erken müdahale edilmediğinde “anafilaks” denilen ciddi sağlık sorununda yol açar. Nadirende olsa ölüme neden olur. Yumurta alerjisinin belirtileri hafif başlar. Önce ateşlenme ile başlayan alerji daha sonra vücutta kaşıntı ve iltihaplı sivilcelere sebebiyet verir. Bu süreçte bağışıklık zayıfladığından alerjik rinite de zemin hazırlar. Alerji sinir ve sindirim sisteminde de deformellere neden olur.

YUMURTANIN FAYDALARI NELEDİR?

İYİ KOLESTEROLÜ YÜKSELTİR

Kötü kolesterolün yükselmesi; inme, kalp krizi ve felç gibi sağlık sorunlarına yol açar. Bu durumun önüne geçmek için vücudun iyi kolesterol oranını artmasını sağlayacak besinler tüketmemiz gerekir. Yumurta bu sorunları engelleyecek en iyi besinler biridir.

GÖZ SAĞLIĞINI KORUYOR

Yaş ilerledikçe sık yaşanan sağlık sorunlarının başında göz bozuklukları gelir. Yumurta barındırdığı lutein ve zeaksatin gibi maddelerin sayesinde gözün retinasını korur ve sağlıklı çalışmasını sağlar.

DEMİR SEVİYESİNİ ARTIRIR

Vücudun demir oranının az olması; baş ağrısı, sinirlilik ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara neden olur. Demir seviyesini artırmak için yumurtanın beyaz kısmı düzenli tüketilmelidir. Çünkü yumurtanın sarı kısmı bazı kişilerde sivilceye ve alerjiye neden olabilir.

TOK TUTAR

Kahvaltıda tüketilen yumurta gün boyu tokluk hissi verir. Bu özelliği sayesinde diyet listelerinin olmazsa olmaz besinleri arasında yer alıyor.

BEYİN SAĞLIĞINI KORUR

Yumurtanın içinde bulunan kolin maddesi hafızayı güçlendirmenin yanı sıra beyni sağlığını korur. Ayrıca yumurta alzheimer riski taşıyan hastaların tüketmesi gereken besinlerden biridir.

KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİR

Gelişim çağındaki çocukların kemik gelişimini destekleyen yumurta, vücudun ihtiyacı olan D vitamini eksikliğini de giderir. Özellikle kış aylarında yumurta tüketimine dikkat edilmelidir. Bu aylarda yaşanabilecek enfeksiyon hastalıkları oranını düşürmede yardımcı olan besinlerin başında yumurta gelir.

MEME KANSERİ RİSKİNİ ÖNLER

Yapılan bilimsel araştırmalarda haftada altı yumurta tüketen kadınların meme kanserine yakalanma riski yüzde 45 oranda azaldığı görülmüştür.

Omega-3 yağ asidi bakımından en zengin besin olan balık özellikle beyin fonksiyonlarını olumlu etkiler. Bu yüzden uzmanlar haftada 1 ya da 2 defa düzenli tüketilmesini öneriyor. Aynı zamanda bağışıklık sitemine de inanılmaz faydalar sağlar. Özellikle virüs ve bakterilere karşı güçlenmesini destekler. Peki Balığın faydaları nelerdir? Balık en sağlıklı nasıl tüketilir? Omega-3 yağ asidinin vücuttaki görevleri nedir?

Deniz canlıları arasında insan sağlığına inanılmaz faydası olan balık, hemen hemen dünyanın yaratılışından beri doğada bulunmaktadır. Ciddi bir geçim kaynağı olan balık özellikle kayadan uzak suyu çok olan insanlar için aynı zamanda güçlü bir besindir. Günümüze kadar milyon defa değişen balığın milyonlarca çeşidi bulunmaktadır. Bu çeşitleri yarısı insan sağlığı için tehdit oluştururken yarısı ile olumlu destek sağlar. Özellikle omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan balık vücut gelişiminin olmazsa olmazlarındandır. İlk insandan beri tüketilen balığın en çok tüketim alanı Norveç ve Asya ülkeleridir. Bu ülkelerde yaşayan insanlar çiğ halde bile balık tüketiyor. Beyni güçlendirdiği bilinen balık ülkemizde ise kızartılarak ya da mangalı yapılarak tüketilir. Yapılan araştırmalarda insan sağlığının ihtiyacı olan omega-3 yağ asidini tek seferde karşılayabilecek en etkili besindir. İnsan vücudu omega-3 yağ asidi üretmez. bu yüzden dışarıdan takviyeye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç anne karnında başlar. Bu yüzden uzmanlar hamile kadınların aksatmadan tüketmesini tavsiye eder. Ancak bu besininde tüketilme oranı vardır. Aksi halde ihtiyaçtan fazla protein alan bağışıklık sitemi antikor üreterek alerjik reaksiyona sebebiyet verir. 

BALIĞIN BAĞIŞIKLIĞA ETKİLERİ!

Yaklaşık 5 aydır tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemesinden korunmanın en sağlıklı yolu vücut direncini güçlendirmektir. Bağışıklığı ve akciğerleri sağlıklı olan kişilerin bu hastalığı daha hafif seyirlerle atlatıyor. Bağışıklığı güçlendirmenin en temel noktasında beslenme alışkanlığıdır. Dünya Sağlık Örgüt’nünde verilerine göre bağışıklığı güçlendirmede etkili maddeler ise protein, kalsiyum, B vitamini kompleksi, A vitamini ve Omega-3 yağ asitleridir. Bütün bu maddeleri barındıran nadir besinlerden biri ise balıktır. Balık sadece koronavirüsü değil tüm hastalıklara karşı vücut direncini artıran bir besindir. Hücrelerin yapısını koruyarak kanser hastalıklarının oluşmasının önüne geçer. Kardiyovasküler sistemi yenileyerek herhangi bir kalp ve damar hastalığının ortaya çıkmasını önler. Metabolizmayı düzenler. Omega-3 yağ asidi yani en faydalı olan yağı doğal yolla vücudun almasını sağlar. 

HANGİ BALIKLAR DAHA FAYDALIDIR?

Her balık türü insan sağlığına olumlu etkiler bırakmaz. Bu yüzden yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar; somon, uskumru, ton balığı, alabalık, hamsi ve morina gibi türlerin daha sağlıklı olduğunu vurguluyor. Bu balıklar diğerlerine oranla omega-3 yağ asidi bakımından daha zengindir. Vücudun ihtiyacı olan E vitamini sağlayarak cilt ve saç sağlığına olumlu etki sağlar. Özellikle yaşlanmayı geciktirerek vücudun direncini artırır.

BALIĞIN FAYDALARI NELERDİR?

En yaygın faydası zeka gelişimini desteklemesidir. İçeriği yağ asidi beyindeki deforme hücrelerini azaltarak beynin depolama bölümünü kuvvetlendirir. 

Kötü kolesterol oranının düşürerek iyi kolesterolü yükseltir. Kanda bulunan serbest yağları da düşürerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Böylece kalbin kanı daha iyi pompalamasını destekler. 

Kılçığı yenilebilen balık kalsiyum bakımından en zengin balık türleridir. Kemik gelişiminde de etkili olan kalsiyum miktarını vücudumuzda dengelemek için uzmanlar haftada en az 3 gün balık yemeği tüketmeyi öneriyor. 

Hayvansal yağların aksine doymuş yağ asitleri bakımından zengin olan balıklar gözümüzdeki sarı noktanın görme işlevini artırır. Aynı zamanda göz hastalıkları riskini azaltır. Bunun nedeni de omega-3 yağ asitleri zararlı hücreleri yok ederek genç hücrelerin sayısını hem korur hem artırır.

Özellikle kış aylarında bolca tüketmemiz gereken balık üst solunum yolu enfeksiyonları hastalıklarına karşı vücut direncini artırır. Yapılan araştırmalarda balık bağışıklık sitemini de güçlendirerek kansere hücrelerini azaltır. 

BALIK EN SAĞLIKLI NASIL TÜKETİLİR?

Uzmanlar her ne kadar bu konuda kesin yanıt vermezse de çoğu uzmana göre en sağlıklı balık fırında kendi yağında pişendir. Onun dışında mangalda pişen balık gereğinden fazla ısıya maruz kaldığından tüm değerleri ölebilir. Aynı zamanda trans yağlarla tavada kızartılan balıkta aynı sebepten ötürü faydasını kaybeder. Taze balıkların dillendirilmesi ve tam pişirilmesi gerekir. Tam pişmeyen balıktan et yiyen bakteriler ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bu yüzden balıkların tam pişmesinde fayda var. Ayrıca hem lezzetini hem sağlığını artırmak için kekik, fesleğen ve defne yaprağı gibi baharatlarla harmanlanması önerilir.

OMEGA-3 YAĞ ASİDİNİN VÜCUTTAKİ GÖREVLERİ NEDİR?

En etkili faydası kötü kolesterol oranını düşürerek kalp ve damar sağlığını korur.

Kemik ve kasların oluşma yapısını güçlendirerek romatizmal hastalıkların önüne geçer.

Kan akışını kolaylaştırarak pıhtılaşmasını ve damar tıkanıklığı, anevrizma gibi rahatsızlıkların yaşanmamasını sağlar. 

Hamile kalma oranını güçlendirir. Hamilelik sürecinde de düşük riskini azaltır.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserli hücrelerin oluşumunu engeller.

Yağ asitleri sinir hücrelerini güçlendirerek ruhsal hastalıkların önüne geçer. Uzmanlar özellikle depresyona meyilli kişilerin düzenli tüketmesini öneriyor. 

– Göz hastalıkları arasında en yaygın olan sarı noktayı güçlendirerek görme kaybını engeller.

En eski çağlardan beri tüketilen besinlerden biri olan soğanın beyazın yanı sıra yeşil ve mor renkleri de bulunur. İçeriğindeki sulfosid madde sayesinde mor rengini alan mor soğan antioksidan bakımından oldukça zengindir.Alternatif tıp uzmanları özellikle sütle beraber kaynatılıp tüketildiğinde üst solunum hastalıklarına doğal ilaç olduğunu vurguluyor. Mor soğanın faydaları nelerdir?

İnsanlık tarihiyle neredeyse aynı olan soğan önceleri zambakgillere mensup olduğu iddia edilmişse de yapılan araştırmalarda soğanın koku ve tadı bakımından başlı başına bir tür olduğu kanısına varılmıştır. Toprağa gömülen tohumların toprak altına büyümesinden dolayı soğan yetiştiği toprağın tüm özelliğini alır. Bu sayede güçlü maddeler içerir. Beyaz, yeşil ve mor soğanın yanı sıra arpa soğan tarzında da boyutuna göre çeşitleri vardır. Besin olarak tüketilen soğan aynı zamanda alternatif tıpta ve bilimsel tıpta da ilaç yapımının ham maddesinde kullanılır. İltihap temizlemede etkili olan soğan çeşitleri arasında antioksidan bakımından en zengini mor soğandır. Mor soğan vücutta ödem tutmaz. Serbest radikal hücreleri de kısa sürede vücuttan atılmasını sağlar. Mor soğan genellikle Meksika ve Şili gibi ülkelerde tüketilir. Anavatanı her ne kadar tam olarak bilinmezse de Hindistan’dan İpek yolu aracılığıyla yayıldığı tahmin edilir. Pizza ve makarna yemeklerinin soslarında kullanılan mor soğan, beyaza göre daha yumuşak bir yapıya sahiptir. Ancak acılık bakımından da oldukça keskindir. İçerisindeki sulfosid güçlü bir antioksidan görevi görür. Bazı alternatif tıp uzmanlar özellikle kalp çarpıntısı yaşayan hastalara mor soğan suyunu önerir. 

MOR SOĞANI SÜTLE KARIŞTIRIP İÇERSENİZ NE OLUR?

Alternatif tıp uzmanlarının araştırmalarına göre mor soğanı süt ile kaynatılıp tüketildiğinde özellikle yüksek tansiyonu düşürmede fayda sağlar. Bunun yanı sıra vücuttaki iltihabı atar. Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan idrar yolu enfeksiyonlarını bitirmede etkilidir. Ancak uzmanlar yine de bu tarz karışımları mutlaka bir doktora başvurarak yapılmasını tavsiye eder. Güçlü bir antioksidan özelliğe sahip olan mor soğan, üst solunum yolları hastalıklarından etkilenen boğaz ve sinüs yollarının temizlenmesini destekler. Bağışıklık sistemindeki antikorların düzensiz çalışmasını önler.

MOR SOĞANIN FAYDALARI NELERDİR?

Mor soğan içerdiği bileşikler sayesinde kan oranını dengeleyerek andaki faydalı hücrelerin oranını artırır. Uzmanlar kansızlık sorunu yaşayan kişilerin günde bir bardak mor soğan suyu içmesini öneriyor.

Tendürdiyot görevi olan mor soğan suyu yanık ve yaraların mikrop kapmasını önler. Şiddetli burun kanamaları esnasında mor soğanı ikiye bölün ve koklayın. Bu uygulama kanamayı kesmede yardımcı olacaktır. Aynı zamanda adet döneminde şiddetli yaşanan sancılar içinde birebirdir. 

Çabuk kırılan tırnaklarınızın çabuk uzamasını istiyorsanız. Bir mor soğanı kaynatın içerisine bir diş sarımsak ekleyin ve su soğuduktan sonra elinizi su da 10 dakika bekletiniz. Hem tırnaklarınızı iyileştirir hem de çabuk uzamasını sağlar.

Böbrek ve safra kesesindeki taşları kuma döndürerek acı çekmeden idrar yolu ile vücuttan atar. Bunun için bir mor soğanı kaynatın ve sabahları aç karna içiniz.

Vücutta oluşan ödemleri atmak içinde mor soğan suyunu aç karna tüketmenizde fayda var. Mide kanamaları ya da karın ağrıları için ise mor soğanı dilimleyiniz. Bir bardak ılık süt ile beraber tüketiniz. 

Boğazda biriken iltihabı atmak için ise mor soğan suyunun içerisine bir yemek kaşığı bal karıştırarak tüketebilirsiniz. 

Birçok kişi boğaz ağrısı ile doktora başvurduğunda aldığı genel cevap, bademcik iltihabı olur. Bademcik iltihabı özellikle çocukken sıklıkla yaşanan daha sonra ise cerrahi operasyonla alınır. Peki bademcik iltihabı nedir? Bademcik iltihabının belirtileri nelerdir? Bademcik iltihabına ne iyi gelir? Sıklıkla yaşanan günümüzde erişkinlerde bile görülen bademcik iltihabı hakkında bilmeniz gerekenler haberin detayında:

Dilin arkasındaki boğazın iki yanında bulunun ve vücuda hava, yemek ve su yoluyla giren zararlı mikroorganizmaları tutan organa bademcik denir. Bademcikler mikropları öldüren bazı maddeler üretmektedir. Lenfoma sistemi gibi bademciklerde bağışıklık sistemini korur. Enfeksiyonu temizlerken enfeksiyona yakalanma oranı da olan bademcik, bebek ya da çocukken şişme olasılığı mevcuttur. Bazı bağışıklığı zayıf vücutlarda bademcikler bu zarar toksinlerle savaşamaz böylece bademcikler kızarız ve şişmeye başlar sonuç olarak da bademcik iltihabı ortaya çıkar. Bademcik enfeksiyonuna tonsilit denir. Bademciklerin iltihap kapması ileri yaşlarda üst solunum yollarına ve böbreklerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle çocukken yaşanılan bademcik iltihabı sonucunda, bademcikler alınır. Ancak ileri yaşlarda da yaşanma oranı artan bademcik iltihabında bademcikler alınması tehlikeli olur. Çünkü çocukken bağışıklık bademciğin kendisini korumasına alışmadığından alındığında çok büyük sağlık sorunlarına neden olmaz. Onun yaptığı görevin aynısını bağışıklık sistemi de yapar. Erişkin yaşta alındığında ise bağışıklık birden zayıflayabilir. 

BADEMCİK HASTALIKLARI NELERDİR?

En yaygın olanı akut bademcik iltihaplanmasıdır. Titreme ve boğaz ağrısıyla başlar. Eklem ve baş ağrısıyla devam eder. En fazla 7 gün sürer.

Nadiren görülen bademcik rahatsızlığı ise difteridir. Difteri ses kısıklığı ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Dilin arka kısmında benekler şeklinde görülür. En şiddetli bademcik iltihabıdır. Bu rahatsızlığın adı isekızıldır

Direk bademciği değil çevresini olumsuz etkileyen hastalığa ise bademcik çevresi apsesi denir. Kusma, salya akması ve konuşmada zorluk çekme gibi belirtiler görülür. Antibiyotik tedavi yöntemiyle apse boşaltılır.

Her hastalıkta olduğu gibi bademcik rahatsızlıklarında da kronik bademcik iltihabı vardır. Sürekli olarak lenf bezlerinin şişmesine neden olur. Çok sık tekrarlanır. 

BADEMCİĞİN İLTİHABININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Beyin hücrelerinin hasara uğraması sonucu ortaya çıkan baş ağrısı ve dönmeleri,

Boğazın iltihaplanması ile gelişen semptomların kulak borusunda iltihaplanmalara neden olması,

Kas ve kemik sistemlerinde şiddetli ağrılar,

Sürekli kusma ve iştahsızlık,

Ses tonunda ciddi bir değişiklik,

Yüksek ateş ve yutkunma zorluğu gibi belirtilerle kendini gösterir.

BADEMCİK İLTİHABINA NE İYİ GELİR?

Bu süreçte ağız bakımı ve vücuda alınması gereken su miktarı oldukça önemlidir. Antiseptik gargaralarla ağız içi sürekli temiz tutulmaya çalışılmalıdır. Antibiyotik ilaçların yanı sıra antibiyotik bakımından zengin olan besinlerden de bol miktarda tüketilmelidir. Örneğin zeytin, sarımsak, soğan ve domates gibi besinler;

Bir çay bardağının yarısına kadar bal doldurun. İçerisine iki adet sarımsak doğrayın bir gün bekletin. Bu karışımı ertesi gün ılık bir bardak suyun içerisine koyarak tüketin. Bademcik iltihabı geçene kadar günde bir defa için.

Bir tatlı kaşığı zencefil bir çay kaşığı karabiber ve fesleğeni bir bardak su ile cezvede kaynatın. Bu karışım enfeksiyonla mücadele etmede oldukça etkilidir. İçerisine bir tatlı kaşığı bal koyarak ılık tüketin.

Günde 3 defa tuzlu su ile boğaz gargarası yaparak bademciklerde enfeksiyon oluşumunu önleyebilirsiniz.

Tavuk suyunun içerisine bir sarımsak bir çay kaşığı karabiber ve yarım limon sıkın. Günde bir kase ılık şekilde tüketin. Bu çorba boğaz ve bademciklerdeki enfeksiyonları vücuttan idrar yolu ile atar. 

Kadınlarda erkeklere oranlara daha sık görülen varis, toplardamarların genişlemesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Estetik açıdan görünüm bozukluğuna neden olan varisler, uzmanlar nasıl değerlendiriyor ve varislerin giderilmesi için neler yapılmalıdır? En etkili varis gideren yöntemleri sizlerle paylaşıyoruz.

Varis, kalıtsal faktörlerden dolayı ortaya çıkan ciddi olmayan fakat görüntü bozukluğuna neden olan bir rahatsızlıktır. Mavi renkte, genişlemiş ve kıvrımlar yapmış olarak görülen varis, başlangıçta damarların genişlemesiyle de kendini gösterebilir. Çoğunlukla görüntü rahatsızlığı verse de daha sonra ağrıya yol açabilir. Varisin oluşmasına “gebelik, şişmanlık, uzun süre ayakta kalmak, bazı meslekler, kadın olmak, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri, dar giysiler giymek, kabızlık, yaşlılık ve genetik faktörler” neden olmaktadır. Gündelik yaşantıyı olumsuz şekilde etkileyen bu rahatsızlık kılcal damar varisleri, retiküler varisler ve büyük toplardamar varisleri olarak üçe ayrılır. Kılcal damar varisleri, gebelik ve hormon kullanan genç kadınlarda sıkça görülür. Telenjiektazi olarak da adlandırılan varis, görüntü olarak örümcek ağına benzerler. Retiküler varisler, diz arkası ve ayak bileği çevresinde görülen ciltten hafif kabarık ve mavi renklidir. Büyük toplardamar varisleri ise bacaktaki safen ven denilen büyük toplardamarın yetmezliği sonucunda oluşur. Ciltten oldukça kabarık ve yeşilimsi olurlar. Özellikle bacaklarda görülen bu rahatsızlığın riskini azaltmak için uzmanlar bazı önerilerde bulunur.  

VARİSİN EN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ ŞUNLARDIR;

– Bacaklarda  mavi mor şişlikler
– Ağrı
– Bacaklarda ağırlık hissi
– Bacaklarda şişlik
– Bacaklarda uyuşukluk

VARİS RİSKİNİ AZALTAN ÖNERİLER NELERDİR?

Sıcak su, hamam sauna ve bitkisel sıcak sular varis riskini artırır. Bunun için soğuk kompres uygulamak varis şişkinliklerini indirir.

Varis en çok masa başı çalışanlarında görülür. Bu yüzde 30 dakikada bir kalkıp bacak egzersizleri yapılmalıdır. Aksi halde hareketsiz bacaklarda oluşan kan basıncı birden damarlara akınca damarların genişleme ihtimali yükselir. 

Hareketsiz insanın yanı sıra kilolu insanında bu rahatsızlığa yakalanma oranı yüksektir. Öğünlerinizde bol lifli besinler tüketmeye özen gösteriniz. Biriken zararlı mikroplardan kurtulmak içinde gün içerisinde bol miktarda su tüketiniz.

Yüksek topuklar yerine yüksek tabanlı ayakkabılar tercih ediniz. Dar kıyafetler yerine de bir beden büyük kıyafetler giyiniz. Uzmanların sizin için önerdiği varis çoraplarını da giymeyi ihmal etmeyiniz. 

VARİS GEÇİREN EN ETKİLİ YÖNTEMLER

Üzüm güçlü bir antioksidan olduğundan vücudun ödem birikmesine izin vermez. Ayrıca kan akışını da dengelediğinden varis gibi rahatsızlıkların riskini azaltır.

MAYDANOZ SUYU İLE VARİS GİDERME

Maydanoz çayı sıvı tutulması ve iltihaplanmayla ilişkili problemler için iyi bilinen bir tedavidir. Bir yemek kaşığı taze maydanozu bir bardak kaynar suya ekleyin ve 15 dakika bekletin. Karışımı süzün ve servis yapın. Sabahları aç karna ve isteğe göre öğleden sonra bir bardak daha için.

ADAÇAYI İLE VARİS GİDERME

Adaçayı, damarlarda meydana gelen iltihaplanmaları azaltarak dolaşımı artıran idrar atıcı özelliklere sahiptir.Bir bardak su kaynatın ve üzerine adaçayı yapraklarını ekleyin. Bu karışımı 2 dakika daha kaynatın ve servis etmeden önce uygun bir sıcaklığa ulaşana kadar bekleyin. Haftada 3 kere 2 bardak için.

AT KESTANESİ İLE VARİS GİDERME

At kestanesi yakıcı maddeler içeren bir besin olduğundan kan toplanmasını engelleyerek ödemi azaltır.

İŞTE AT KESTANE YAĞININ YAPIMI;

Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülen ödem, vücudun belirli bir bölgesinin çeşitli sebeplerden ötürü şişmesidir. Kılcal damarlardaki sıvının kana karışması ya da kanda aniden kimyasal maddelerin yükselmesi sonucu oluşan ödem hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki ödem nedir ve neden olur? Ödem belirtileri nelerdir? Ödem ve şişkinlik vücuttan nasıl atılır? İşte tüm soruların yanıtı…

Ödem vücudun bazı faktörlerden dolayı sıvı birikmesine denir. Genellikle ilik doku arasında biriken bu sıvı şişliğe neden olur. Kadınlarda regl dönemlerinde oluşan bu rahatsızlık  bazı doğal yollarla atılır. Ancak dikkat edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Yüz, el ve ayakta daha yaygın görülür. Tuzlu yemek, hamilelik, hormonal hastalıklar, magnezyum, B6 vitamini, böbrek ve karaciğer gibi rahatsızlıklar sırasında ya da sonrasına ortaya çıkar. Tuzlu yemekler ve az su tüketimi bu rahatsızlığı tetikler. Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülen ödem yaşam kalitesini düşüren bir sağlık sorunudur. 

ÖDEM NEDEN OLUR?

Konjestif kalp yetmezliğinden dolayı kan dolaşımı yeterli miktarda yapılmadığında kan ayak veya bileklerde birikmeye neden olur.

Vücuttaki iltihabı biriktirip atma görevi olan karaciğer bu işlevselliğini yitirdiğinde karın boşluğunda iltihap birikmesi ortaya çıkar.

Böbrek üstü bezleri vücuttaki toksinli sıvıyı idrar yoluyla atmadan kana karışması da ödem birikmesine yol açar. 

Vücudun neredeyse tüm yükünü taşıyan bacaklardaki damarlarda ya da kemiklerde ortaya çıkan hasarda iltihap birikmesine yol açar.

Vücut geliştikçe yaşanan değişim sonucu hormonlar bozulur. Bozuk hormonlar vücuttaki diğer fonksiyonların düzgün çalışmasını önler. 

ÖDEM BELİRTİLERİ NELEDİR?

Vücudun belirili bölgelerinde bozukluklar görülmesi

Şişkinlik, ağrı

Şişkinliğin olduğu bölgeyi kullanmada zorlanma

Nefes almada zorlanma 

Baş ağrısı ve cilt bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösterir. 

ÖDEM NASIL AZALTILIR?

Düzenli spor ve beslenme

Dolaşım için günde 15 dakika boyunca ayakları yukarıda bekletme

Sürekli aynı pozisyonda kalmamak 

Boya göre kilonun fazla olmaması gerekir.

ÖDEM ATMAYA YARDIMCI YİYECEKLER

Nar içerdiği çözücü maddeler sayesinde biriken ödemi vücuttan idrar yolu ile atar. 

Her sabah iki dal maydanoz tüketerek oluşan ödemi gün içerisinde atmanıza yardımcı olur.

Detoks besinlerinde en etkili olanı ananastır. Ananas vücuttaki iltihaplı hücrelerin oluşumunu azaltır. Aynı zamanda vücut sıvı oranını dengeleyerek ödem oluşumunu azaltır.

– Salatalık günlük su ihtiyacın yüzde 50’sini karşılayan en etkili besinlerden biridir. Salatalık vücuttaki ödemi atmanın yanı sıra mide ülserine de iyi gelir. 

Ev de yapılan yoğurt markette satılan yoğurda oranla ödem atmada yüzde yüz daha etkilidir.

PROF. DR. SARAÇOĞLU ÖDEM ATAN KÜR

İki bardak suyun içerisine 35 adet kurutulmuş kiraz sapı atınız 5 dakika kaynatınız. Süzdükten sonra tüketiniz. Bir hafta boyunca kahvaltıdan 2 saat sonra bir kez öğle yemeğinden 2 saat sonra tüketiniz. 

DR. ENDER SARAÇOĞLU ÖDEM ATAN KÜR

3 su bardağı suyun içerisine bir tutam mısır püskülü, 5 tane kurutulmuş kiraz sapı, 6 adet kurutulmuş maydanoz, bir çay kaşığı kuru yeşil çay yaprağı ve 2 adet karanfil atınız. 6 dakika kaynatınız. Dört dakika bekledikten sonra süzüp içiniz. En ideal saatler ise kahvaltıdan ve akşam yemeklerinden bir saat önce bir bardak tüketilmesidir. 

NAR SUYU

Doğadaki en etkili antioksidanlardan biri nar suyudur. Uzmanlar ödem olsun ya da olmasın bu sudan her gün bir bardak öğün fark etmeksizin tüketilmesini tavsiye ediyor. Ancak şeker hastası olan kişiler nar suyu tüketiminde uzmanlarına danışmalarında fayda var. 

Sedef ciddi bir deri hastalığıdır. Genetik ya da çevresel faktörlerden kaynaklı ortaya çıkar. Bazı kimselerde yıllarca süren sedef hastalığı bazılarında ise birkaç yıla geçer. Derideki lezyonların hasar alması ile ortaya çıkan sedef hakkında bilinmesi gereken her şeyi sizler için derledik. Peki sedef hastalığı nedir? Sedef hastalığı bulaşıcı mıdır? Sedef hastalığı belirtileri nelerdir? Haberin detayında sorularının yanıtını bulabilirsiniz.

Ölü hücrelerin bir araya gelmesiyle cilt renginden farklı bir tonda ortaya çıkan sağlık sorununa sedef hastalığı denir. Genetik olan bu hastalık anne ve babadan çocuğa geçebilir. Aynı zamanda psikolojik rahatsızlıklar ya da bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi durumlardan sonra da görülebilir. Bazı uzmanlar kandaki beyaz hücrelerin oranının artmasını da bu hastalığın ortaya çıkmasına neden olabileceğini vurguluyor. Ancak bu hastalığın nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Ayrıca sedef hastalığı herhangi bir virüs ve enfeksiyondan kaynaklanmadığı için bulaşıcı değildir. Dört çeşit sedef hastalığı vardır; 

En sık karşılaşılan sedef hastalığı plak tipi olandır. Bu hastalık genellikle dirsek ve dizlerde görülen kızarıklık, pullarla oluşur.

Genellikle derinin katlanma bölgelerinde görülen çeşide ters sedef denir. Bazen görüntüsü nedeniyle egzama ile karıştırılır.

Ciltteki sıvı dengesizliği ile ortaya çıkan eritrodermik sedef kızarıklık ve deri dökülmesi belirtileri ile kendini gösterir. En nadir görülen çeşittir.

Çocuklarda sıklıkla rastlanan damla tipi sedef, tüm vücuda yayılabilir.

SEDEF HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR?

Sinirsel bozukluklardan ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklar 

Vücutta ciddi miktarda ortaya çıkan D vitamini

– Bademcik ve idrar yolu iltihabı

Dişlerin enfeksiyon kapması

Deri yolunun kaşıntı ile hasar alması

Kronik ilaçların yan etkileri

Daha önceden ortaya çıkan cilt problemleri de sedefe zemin hazırlar.

SEDEF HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vücudun her yerinde kırmızı leke veya beyaz pul gibi şekiller

Cildin yüksek oranda tahriş olması

Tırnaklarda kalınlaşma, deri döküntüsü, çatlaması ve kaşınması 

Nadiren de olsa eklem ve kemiklerde görülen tutulma

SEDEF HASTALARININ DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Güneş ve deniz lekeleri azaltıcı özelliği vardır. Bunun nedeni ise D vitamini eksikliğinin giderildiği için lekeler iyileşme gösterebilir. Deniz suyunda da bulunan çözücü mineraller lekelerin giderilmesini destekler.

Kış aylarında yaşanan deri kuruluğuna karşı önlemler alınmalıdır. Çünkü kuru cilt sedef hastalığını tetikleyen ve artıran önemli bir faktördür. Bunun için su bazı yüksek olan kremler kullanılmalıdır.

Düzenli banyo yapmak lekelerin şiddetini yatıştırır.

Stres ve depresyon gibi hastalıkların yaşanmaması için kendinizi mutlu hissettirecek yönelmeler yapılması gerekir.

DR. FERİDUN KUNAK’TAN SEDEF HASTALIĞINA DOĞAL ÇÖZÜM!

SEDEF HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Tanısı zor bir hastalıktır. Deriden alınan parçalarla lekelerin sedef olup olmadığı teşhis edilir. Sedef hastalığı kimi hastalarda sadece bir bölgede ortaya çıkarken bazı hastalarda tüm vücudu kaplar. Dermotologlar bu duruma göre tedavi yöntemi uygular. Çünkü tüm vücuda yayılmış sedef, ilerleyen zamanlarda hastanın bağışıklığını tamamen çökerterek, kemik iltihaplanmasına neden olur. İlaç tedavisi olan bu hastalık tamamen yok olmaz. Nükseden sedef hastalığı için uzmanlar hastalara kaşıntı ve dökülmeye karşı nemlendirici krem verir.

Birçok kişi boğaz ağrısı ile doktora başvurduğunda aldığı genel cevap, bademcik iltihabı olur. Bademcik iltihabı özellikle çocukken sıklıkla yaşanan daha sonra ise cerrahi operasyonla alınır. Peki bademcik iltihabı nedir? Bademcik iltihabının belirtileri nelerdir? Bademcik iltihabına ne iyi gelir? Sıklıkla yaşanan günümüzde erişkinlerde bile görülen bademcik iltihabı hakkında bilmeniz gerekenleri haberin detayına ekledik.

Dilin arkasındaki boğazın iki yanında bulunun ve vücuda hava, yemek ve su yoluyla giren zararlı mikroorganizmaları tutan organa bademcik denir. Bademcikler mikropları öldüren bazı maddeler üretmektedir. Lenfoma sistemi gibi bademciklerde bağışıklık sistemini korur. Enfeksiyonu temizlerken enfeksiyona yakalanma oranı da olan bademcik, bebek ya da çocukken şişme olasılığı mevcuttur. Bazı bağışıklığı zayıf vücutlarda bademcikler bu zarar toksinlerle savaşamaz böylece bademcikler kızarız ve şişmeye başlar sonuç olarak da bademcik iltihabı ortaya çıkar. Bademcik enfeksiyonuna tonsilit denir. Bademciklerin iltihap kapması ileri yaşlarda üst solunum yollarına ve böbreklerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle çocukken yaşanılan bademcik iltihabı sonucunda, bademcikler alınır. Ancak ileri yaşlarda da yaşanma oranı artan bademcik iltihabında bademcikler alınması tehlikeli olur. Çünkü çocukken bağışıklık bademciğin kendisini korumasına alışmadığından alındığında çok büyük sağlık sorunlarına neden olmaz. Onun yaptığı görevin aynısını bağışıklık sistemi de yapar. Erişkin yaşta alındığında ise bağışıklık birden zayıflayabilir. 

BADEMCİK HASTALIKLARI NELERDİR?

En yaygın olanı akut bademcik iltihaplanmasıdır. Titreme ve boğaz ağrısıyla başlar. Eklem ve baş ağrısıyla devam eder. En fazla 7 gün sürer.

Nadiren görülen bademcik rahatsızlığı ise difteridir. Difteri ses kısıklığı ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Dilin arka kısmında benekler şeklinde görülür. En şiddetli bademcik iltihabıdır. Bu rahatsızlığın adı isekızıldır

Direk bademciği değil çevresini olumsuz etkileyen hastalığa ise bademcik çevresi apsesi denir. Kusma, salya akması ve konuşmada zorluk çekme gibi belirtiler görülür. Antibiyotik tedavi yöntemiyle apse boşaltılır.

Her hastalıkta olduğu gibi bademcik rahatsızlıklarında da kronik bademcik iltihabı vardır. Sürekli olarak lenf bezlerinin şişmesine neden olur. Çok sık tekrarlanır. 

BADEMCİĞİN İLTİHABININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Beyin hücrelerinin hasara uğraması sonucu ortaya çıkan baş ağrısı ve dönmeleri,

Boğazın iltihaplanması ile gelişen semptomların kulak borusunda iltihaplanmalara neden olması,

Kas ve kemik sistemlerinde şiddetli ağrılar,

Sürekli kusma ve iştahsızlık,

Ses tonunda ciddi bir değişiklik,

Yüksek ateş ve yutkunma zorluğu gibi belirtilerle kendini gösterir.

BADEMCİK İLTİHABINA NE İYİ GELİR?

Bu süreçte ağız bakımı ve vücuda alınması gereken su miktarı oldukça önemlidir. Antiseptik gargaralarla ağız içi sürekli temiz tutulmaya çalışılmalıdır. Antibiyotik ilaçların yanı sıra antibiyotik bakımından zengin olan besinlerden de bol miktarda tüketilmelidir. Örneğin zeytin, sarımsak, soğan ve domates gibi besinler;

Bir çay bardağının yarısına kadar bal doldurun. İçerisine iki adet sarımsak doğrayın bir gün bekletin. Bu karışımı ertesi gün ılık bir bardak suyun içerisine koyarak tüketin. Bademcik iltihabı geçene kadar günde bir defa için.

Bir tatlı kaşığı zencefil bir çay kaşığı karabiber ve fesleğeni bir bardak su ile cezvede kaynatın. Bu karışım enfeksiyonla mücadele etmede oldukça etkilidir. İçerisine bir tatlı kaşığı bal koyarak ılık tüketin.

Günde 3 defa tuzlu su ile boğaz gargarası yaparak bademciklerde enfeksiyon oluşumunu önleyebilirsiniz.

Tavuk suyunun içerisine bir sarımsak bir çay kaşığı karabiber ve yarım limon sıkın. Günde bir kase ılık şekilde tüketin. Bu çorba boğaz ve bademciklerdeki enfeksiyonları vücuttan idrar yolu ile atar. 

Mutfaklarda sıklıkla kullanılan ve siyah beyaz gibi çeşitleri olan susamın insan sağlığına faydaları vardır. Yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan susamın aynı zamanda yağı çıkartılarak cilt güzelliğinde de tüketilir. Sizler için susam hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki susamın faydaları nelerdir? Susam hangi hastalıklara iyi gelir? Susam yağının bilinmeyenleri nedir? Tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Eski çağlardan beridir mutfakların bir köşesinde yer edinen susamın birçok hastalığa iyi geliyor. İçerdiği zengin vitamin ve mineral bakımından diyabetten tutunda anemi hastalığına kadar iyi gelen susamın mucize faydalarını sizler için derledik. Asya topraklarında yetiştirilen susam tohum olarak kullanılır. Aynı zamanda susamdan hem yağ hem de baharat elde edilir. Susamın dış kabuğu hayvan yeminde kullanılır. Tıpta susamın yağı çözücü olduğundan ilaç yapımında kullanılır. Özellikle saç, kirpik, kaş ve cilt bakımında kullanılır. Susam işlem gördüğünde içeriğindeki asit oranı artığından mide rahatsızlığı olanlar için tüketilmesi tavsiye edilmez. Ancak tahin olarak tüketilebilir. Uzmanlar gelişim çağındaki ve hamile kadınların susam oranı çok olan tahin ve yoğurt karışımının düzenli tüketilmesini tavsiye eder. 

SUSAMIN FAYDALARI NELERDİR?

İçerdiği doymamış yağlar damarları temizleyerek kötü kolesterol seviyesini düşürür. Bu sayede kalbe giden damarların daha sağlıklı olmasını destekler. Arter hastalığına yakalanma ve felç geçirme riskini azaltır.

Siyah susam içeriğinde bol miktarda demir maddesi barındırır. Bu madde kan yapıcı hücreleri artırarak anemi riskini ortadan kaldırarak, yorgunluk ve halsizlik hislerinin düşürülmesinde yardımcı olur.

Susam fitatin maddesi yani anti kanser bileşenleri içerir. Düzenli olarak tüketilen susam kolorektral tümör hücrelerini azaltır.

Lif açısından da oldukça zengin olan bu besin sindirimi kolaylaştırarak bağırsaklardaki toksinleri temizler. Ayrıca kilo vermede yardımcı olur.

Kan damarlarını ve kemikleri güçlendirerek romatoid artrit hastalığının neden olduğu ağrılara iyi gelir. Aynı zamanda ödemlerin oluşumunu önler.

Susamın aynı zamanda ağız ve diş sağlığına da faydası olduğu bilinir. Özellikle yağının dişleri beyazlattığı yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır.

Susam yağını cildi ve saçları yenilemede ve ölü hücrelerin oranını azaltmada etkilidir.

Geleneksel Çin tıbbında karaciğerdeki toksinleri temizlemede ve gözdeki bozuk hücreleri yenilemede de etkili olduğu bilinir.

DİŞ BEYAZLATAN SUSAM KÜRÜ

MALZEMELER

1 yemek kaşığı susam yağı 

1 yemek kaşığı limon suyu

UYGULANIŞI

İki malzemeyi iyice karıştırınız 5 dakika bekleyiniz. Daha sonra gazlı bez yardımıyla dişlerinize ve diş etlerinize masaj yaparak uygulayınız. 2 dakika bekledikten sonra ağzınızı iyice durulayınız. Hafta da 2 defa bu karışımı dişlerinize uygulayınız.

SUSAM YAĞININ BİLİNMEYEN MUCİZEVİ FAYDALARI

Susamın kendisinden çok yağında doymamış yağ asitleri bulunuyor. Bu yaş asitleri kötü kolesterol seviyesini düşürüyor. Ayrıca bazı besinlerden dolayı tıkanan damarların temizlenmesini sağlayan susam yağı, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Yapılan bazı araştırmalarda susam yağını kaynamış papatya çayının içine damlatılıp tükletildiğinde akciğerlerin temizlenmesi sağlar. Aynı zamanda astım gibi hastalıklara iyi gelir.

Cilt ve saç sağlığı için E vitamini önemlidir. Özellikle hücre yenilenmesini sağlayan E vitamini kuruma çatlama yıpranma gibi saç ve ciltte görülen belirtilerin şiddetinin artması vücutta E vitamini eksikliğinin olduğunu gösterir. E vitamini eksikliğini gidermede en etkili besin susam yağıdır. Susam yağını saçınıza sürüp yarım saat bekledikten sonra durulayınız ve şampuan yerine organik sabun kullanınız. Cilt içinde hem tüketebilir hem de direk olarak yüzünüze maske olarak uygulayabilirsiniz. Banyoda son durulma suyuna ekleyebilirsiniz. 

Sinir hücrelerinin deformasyona uğraması baş ağrısı ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara neden olur. Bu rahatsızlıkların akabinde genellikle uykusuzluk gibi problemlerin ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Ancak susam yağının sinir hücrelerini yatıştırıcı özelliği bulunmaktadır. Uyku problemi yaşayan kişiler için uzmanların önerdiği susam yağı, konsantre eksikliği ve unutkanlık gibi rahatsızlıklara da iyi gelir.

Yapılan bir çalışmada susam yağı kullanan kişilerin hücrelerinin dış etkilerden etkilenme oranlarının kullanmayanlara göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu sayede düzenli tüketenlerin kansere yakalanma riskinin hemen hemen hiç olmadığı ortaya çıkarılmıştır. 

Karaciğeri toksinlerde arındırdığı ve damar sertliğini önlediğinden susam yağı özellikle Asya ülkelerinde mucize besin olarak çokça kullanılır. 

Günümüzün en yaygın hastalıklarından biri olan depresyon, mevsimden mevsime değişir. Özellikle kış aylarında artan depresyon hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Zamanında tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açan depresyon, yaşam kalitesini düşüren ruhsal hastalıkların başında gelir. Peki depresyon nedir? Kış depresyonuna nasıl yakalanılır? Depresyon belirtileri nelerdir? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen depresyon ciddi bir sorunudur. Çeşitli sebeplerden ötürü ortaya çıkan ve gidişatı tedavi ile kontrol altına alınamadığında başka sağlık sorunları da beraberinde getirir. Depresyon düşünme, hareket etme hatta günlük yaşamda nasıl davranılması gerektiğini bile etkileyecek güçlü bir ruhsal hastalıktır. Depresyon duygusal çöküş sonrası ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Uzmanlar depresif halin kişinin günlük yaşamında yaşadığı duygusal durumlardan kaynaklı yaşandığını söyler. Ancak sağlıksız beslenme, yoğun iş temposu ve hareketsizlikte depresyonu tetikleyen unsurlar arasında yer alır. Hasta sürekli olarak hem fiziksel hem de ruhsal yorgunluk yaşar. Bununla beraber hasta günlük yapması gereken ihtiyaçları da aksatmaya başlar. Zamanında müdahale edilmediğinde intiharla sonuçlanabilecek ciddi bir duruma da gelebileceğinden uzmanlar hastanın, belirtileri ortalama 10 gün içinde atlatmadığında profesyonel destek alması gerektiğini vurguluyor. 

KIŞ DEPRESYONUNA NASIL YAKALANILIR?

DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Hasta olmamasına rağmen sürekli yorgun ve uykulu hissetme

– Beslenme de değişimler ya fazla yeme ya da az yeme

– Motor hareketlerinde yavaşlama

– Gün boyu yalnız ve karanlık bir ortamda durma isteği

– Sese ve ışığa karşı hassas olma

– Yaşamdan bıkkınlık intihara sürükleme

– Kişinin kendine karşı suçlu hissetmesi gibi durumlar belirtiler arasında yer alır. 

YÜZME DEPRESYON RİSKİNİ AZALTIYOR!

Bunların başında spor faaliyetleri geliyor. Düzenli yapılan spor ve egzersizler beyindeki hormonların sağlıklı çalışmasını destekleyerek kişinin ruhsal bunalıma girme oranını azaltır. Özellikle yüzme aktivitesi bu durumu yüzde 80 azaltır. Ofis ortamında çalışanlarda daha sık görünmeye başlayan bu rahatsızlığı önlemek için dinlenme zamanlarını iyi değerlendirmek gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu saatler arasında bol bol temiz hava alınmasını da belirtiyor. 

DOĞRU BESLENMENİN DEPRESYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Diğer önemli konu ise doğru beslenmedir. Yeterli miktarda potasyum, kalsiyum ve vitamin alınarak vücudun direncini artırmak gerekir. Alınan bu ek takviyeler kas, sinir ve bağışıklık sistemlerini güçlendirerek vücudu ileri yaşlara hazırlamış olur. Sağlıksız beslenme beraberinde birçok hastalık getirir. Depresyonu tetikleyen bu rahatsızlıkların başında şişkinlik ve baş ağrısı gelir. Bu gibi rahatsızlıkların riskini azaltmak için yağlı ve karbonhidratlı besinlerin yanı sıra trans ya içeren market ürünlerinden de uzak durmakta fayda var.