Şunun için etiket arşivi: Kadın

Türk mutfaklarının vazgeçilmez lezzeti olan patlıcanın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Nikotin bakımından oldukça zengin olan patlıcan aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan nikotinin yüzde 80’ini kolaylıkla karşılar. Peki patlıcanın faydaları nelerdir? Patlıcan suyu ne işe yarar? Patlıcan saplarının çöpe atılmaması konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor. Özellikle basur hastalığında doğal ilaç olarak önerilir. Haberin detayında patlıcana dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

M.Ö. 5’inci yüzyılda ilk kez Hindistan’da yetiştirilmiştir. İpek yolu ticareti ile Afrika ve Doğu Avrupa’ya yayılan patlıcan, küçük bir ağaç kadar büyüyen çiçeklerden ortaya çıkar. İlk yetiştirildiği yıllarda süs bitkisi olarak kullanılan patlıcan yıllar içinde yiyecek olarak tüketilmiş ve çeşitlendirilmiştir. İçeriğinde çok az miktarda nitokin barındırmasına rağmen tüketilen tek besindir. 100 gram patlıcanın içinde kalori değeri 24, 1.1 gram protein, 2 gram yağ, ve 5.5 gram karbonhidrat vardır. Vitamin içeriği bakımından ise; 100 gramında 30 IU A vitamini, 0.4 mg B1 vitamini, 0.5 mg B2 vitamini ve 5 mg C vitamini bulunur. Ülkemiz birçok mevsimi yaşadığı için ve birçok toprak türüne sahip olduğu için patlıcan yetiştirmekte de diğer ülkelere göre ön sıralardadır. Ayrıca tüketiminde de diğer ülkelerden daha öndeyiz. Patlıcanın gövdesinin olduğu kadar sapı da faydalıdır. Sapı topraktan gelen tüm vitamin ve mineralleri barındırdığından saplar kaynatılıp tüketildiğinde başta hemoroid olmak üzere cilde, saçlara ve bağışıklığa kadar birçok fayda sağlar.

PATLICAN SUYU NE İŞE YARAR?

PATLICAN SAPLARINI SAKIN ÇÖPE ATMAYIN!

Patlıcan sapı içerdiği B2 ve A vitaminleri göz sağlığında oldukça etkilidir. Yüksek miktarda vitamin barındıran patlıcan sapı, 5 gün boyunca düzenli tüketildiğinde göz sinirlerinde deforme olmuş hücrelerin kısa sürede yenilenmesini destekler. Bunun yanı sıra çevresel faktörlerden dolayı zayıflayan korneanın da kuvvetlenerek görme kaybını ortadan kaldırır.

Güçlü bir lif kaynağı olan patlıcan sapı, sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar. Ayrıca içerisinde yağ oranı az olduğundan patlıcan sapı kaynatılıp tüketildiğinde zayıflamaya yardımcı olur. Doyurucu etki veren patlıcan suyu, kahvaltıdan önce tüketildiğinde kabızlık gibi yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıkları önler. Ayrıca bağırsaklardaki zararlı bakterileri vücuttan atar. Tüm sindirimi yenilemede etkili olan patlıcan, mide asidini dengelemede etkili olan besinlerden biridir. Bu özelliği sayesinde ülser, reflü ve gastrit gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler.

Ayrıca ıspanaktan sonra demir bakımından en zengin olan besin patlıcanın sapıdır. Demir maddesi vücuttan azaldığında kansızlık gibi rahatsızlıklara neden olur. Bu da yorgunluk, stres ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkları önlemenin yanı sıra kemiklerin genişlemesini sağlar. Patlıcan sapının suyunu uzmanlar, özellikle ergenlik, regl ve hamilelik dönemlerinde tüketilmesini öneriyor. 

Antioksidan bakımından zengin olduğundan vücuttaki tüm toksinleri idrar yolu ile atar. Özellikle karaciğerde biriken yağlı toksinlerin birikmesini önler. Bunun yanı sıra cilt hücrelerinin de yenilenmesinde etkili olan patlıcan, cildin daha parlak ve genç görünümlü olmasını destekler. 

Patlıcan sapı ayrıca insülin seviyesini de dengeleyerek şekerin aniden yükselmesini engelleyerek şeker hastalığının yaşanma riskini azaltır.

Günümüzde yaygın olan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hemoroid yani basur hastalığına iyi gelir. 4 adet patlıcan sapı ve 4 su bardağı su bir tencerede iyice kaynatın. iyice kaynayan bu suyun kapağını açmadan ocaktan alın ve soğumaya bırakın. Daha sonra soğuyan suyu süzgeçten geçirip suyu bir kaba koyup kaldırın. Sabah kahvaltılarından önce bir bardak tüketin. Bu sadece hemoroide değil yukarıda saydığımız diğer tüm hastalıklara iyi gelir.

PATLICANIN FAYDALARI NELERDİR?

Vücudun demir emilimini destekler. Anemi gibi ciddi sağlık sorunlarını önler.

Kalorisi düşük, lif oranı yüksek olan patlıcan kilo vermek isteyenler için ideal bir besindir. 

Ayrıca içerdiği lif sindirimi kolaylaştırdığından bağırsak hastalıklarının önüne geçer. Günümüzde giderek yaygınlaşan kolon kanserinin yaşanmasını engeller.

Sigara bırakmada en etkili besindir. Çünkü içeriğinde doğal nikotin barındırır. 

Anti bakteriyel etkisi sayesinde serbest radikallerden vücudu arındırır. 

İçerdiği C vitamini sayesinde cildin parlak ve canlı görünmesini sağlar. 

Beyindeki sinir hücrelerinin azalmasını engelleyerek, ileri yaşlarda görülme ihtimali olan unutkanlığı önler.

Sihirli Annem dizisinin yıldızı Zeynep Özkaya, hem oyunculuğu hem de stiliyle beğeni topluyor. Sosyal medyada ve bulunduğu ortamlarda tarzını yansıtmayı başaran Zeynep Özkaya, gündelik yaşamda dolabınızda hep bulabileceğiniz parçalardan kendi giyim kimliğini oluşturmayı başarıyor. Peki Sihirli Annem dizisinin yıldızı Zeynep Özkaya, kombin oluştururken hangi parçalara yer veriyor? Sizler için, hali hazırda üniversite öğrencisi olan Zeynep Özkaya’nın stilinden yola çıkarak günlük bir üniversite kombini oluşturduk.

Zeynep Özkaya, herkesin Sihirli Annem’in Çilek’i olarak kabullendiği ancak bu proje dışında Hürrem Sultan, İki Aile, Eyvah Halam ve Doktorlar gibi dizilerde de rol alan yetenekli bir genç kız. Ancak hayatında şu anda oyunculuk oldukça geri planda. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğrencisi olan Özkaya, derslerinde gösterdiği başarının dışında, kurmuş olduğu YouTube kanalında da makyaj ve kendisi üzerine çektiği videolarla oldukça hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip. Giyim tarzıyla da oldukça dikkat çeken Özkaya, üniversite öğrencileri için birbirinden şık kombin önerilerini tarzıyla sunmuş oluyor.

ZEYNEP ÖZKAYA STİLİ

Düz renk bir üst parçada, kollarda uygulanacak yırtık desen stili kombine hareketlilik katar. Bu parçayı klasik bir jean ile bütünleştirmek gayet şık olacaktır.

Mavi ve siyah rengin kontrastından yararlanıp özellikle kış ayları için renkli bir kombin oluşturabilirsiniz. İçteki sıyah bir bluz, üzerine kot ceket ve aksesuar olarak mavi renkte bir şal.

Kış deyince akla gelen renklerden biri kahvedir. Bu tonda bir palto veya kabanı, yeşil bir gömlekle, kahvenin var olan nostaljik havası kırılabilir.

Her ne kadar koyu bir ton olsa da, siyah renkten bir ton sür ton uygulayabilirsiniz. Bunun için bir elbise, çanta yeterli olacaktır. Yok ben ton sür ton uygulamam derseniz, altın renkli bir aksesuar şık duracaktır.

Ve son olarak… Yine siyahın gücünden yararlanıp beyaz ve kırmızı tonlarını ekleyerek, bir blazer ceket pantolon kombini oluşturabilirsiniz.

Uğruna kilometrelerce gidebileceğiniz, yanına tatlı/tuzlu ne koysan yakışan enfes pişinin kolay yapılan mayasız yöntemini sizler için derledik. Sadece bir bardak sütle haızrlayabileceğiniz tarifi de bulabileceğiniz bu yazıda pişi hazırlamak için vakti olmayanlar yaşadı. En kolay pişi tarifi bugünkü yazımızda.

Pişi, Anadolu’da pek çok yöre yapılır ve genellikle kolaç, lokma, keçi ayağı ve mayalı hamur kızartması şeklinde anılır. Ülkemizin tüm şehirlerinde farklı isimler ve farklı yöntemlerle yapılan pişi bir bardak sütle bile yapılabiliyor.  Mayalı hamurun kızgın yağda pişirilmesi ile yapılan pişi, çocukların da en sevdiği atıştırmalık. Zengin Türk kahvaltısının en güzel parçalarından biri olan pişi farklı yörelerde bişi, bavırsak veya bavursak deniliyor. Sizin için mayalı, mayasız ve sadece 1 bardak sütle hazırlanabilen bir pişi tarifini hazırladık. Pratik ve lezzetli pişi tarifi ile kahvaltıda ailenize, misafirlerinize puf puf kabarmış lezzetli pişiler hazırlayabilirsiniz. 

1 BARDAK SÜTLE PİŞİ TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı süt (250 ml su bardağı ile)
3 buçuk su bardağına yakin un (200 ml su bardağı ile)
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz

YAPILIŞI

Öncelikle sütü tuzu ve kabartma tozunu yoğurma kabına alıp karıştırın.

Üzerine yavaş yavaş unu  ilave edip yumuşak bir hamur elde edin.

10 dakika üzerini kapatıp dinlendirin.

Dinlenen hamuru merdane yardımıyla dikdörtgen olacak şekilde açın.

Rulet yardımıyla küçük kareler olacak şekilde kesin.

Kızgın yağda arkalı önlü kızartıp servis edebilirsiniz.

MAYASIZ KOLAY PİŞİ TARİFİ:

MALZEMELER

1,5 çay bardağı yoğurt
1 adet yumurta
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
2 çay kaşığı tuz
2,5 – 3 su bardağı un
3-4 damla limon suyu

Kızartmak için;

1/2 su bardağı sıvı yağ

YAPILIŞI

Derin bir kabın içerisinde yoğurt ve yumurtaları koyup güzelce çırpın.

Daha sonra kabartma tozunu ekleyip limon sıkın. Yavaş yavaş unu da ekleyerek karıştırdıktan sonra kıvamı koyu ele yapışmayan bir hamur elde edin.

Hafif unlanmış tezgahın üzerinde iki-üç beze halinde merdane yardımıyla orta kalınlıkta açın. Ardından şeritler halinde kesin.

Kızgın yağın içerisinde hamurları hızlıca pişirin. Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Çayın yanında en güzel giden atıştırmalık börektir. Yörelere ve damak lezzetine göre değişen börek tariflerine bir yenisini daha eklemek ister misiniz? Soğanlı tadı damaklarda kalacak yumuşacık böreğin yapımı da oldukça pratik. Gelin birlikte soğanlı böreğin tarifini hazırlayalım…

Soğanlı börek, Arnavut mutfağında çok fazla yapılan bir tariftir. Klasik peynir ve patatesli börek tarifinden uzak olan soğanlı börek sofralara çok yakışacak. Tavada sotelenen soğanın incecik yufkaların arasına eklenmesiyle yapılan bu tarifi pişirmek için siz de geç kalmayın. Tavada hızlıca hazırlanabilen soğanlı böreği misafirlerinize hazırlayabilir, bazen akşam yemeğinde yanında buz gibi bir ayranla da servis edebilirsiniz. Peki soğanlı börek nasıl yapılır? Soğanlı börek kaç derecede pişirilir? Soğanlı böreğin püf noktaları nelerdir? Öğrenmek için yazımızın detaylarını inceleyebilirsiniz.

SOĞANLI BÖREK TARİFİ:

MALZEMELER

2 tane yufka
Sıvı yağ
3 tane soğan
Beyaz peynir
1 tatlı kaşığı domates salçası
Karabiber
Pul biber
Tuz

Sosu için;

1 yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı süt
3 yemek kaşığı su

YAPILIŞI

Tarife öncelikle böreğin sosunu hazırlayarak başlayabilirsiniz. Bir kasede yumurta, sıvı yağ, süt ve suyu karıştırın.

Soğanları elma dilimi şeklinde yassı olarak doğrayın. Tavaya alıp yağda güzelce karamelize edin.

Baharatları da ekleyip iyice kavurun. Daha sonra yağlanmış herhangi bir börek tavasında ilk yufkayı alın.

Sosu döküp üzerine gelişi güzel olacak şekilde bir tane daha yufka koyun.

Üstüne soğanlı iç harcı eşit bir şekilde dökün. Aynı işlemi bir kere daha tekrarlayın.

En son olarak tavada altlı üstlü kızarana kadar kapağı kapalı bir şekilde kısık ateşte pişirin.

Sıcak bir şekilde dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Son bir aydır hastanelerde artan vakalar nedeniyle Sağlık Bakanlığı domuz gribine dair ciddi uyarıda bulundu. Yüksek ateşe neden olan hastalık normal gribin iki katı ağır geçiyor. Sonbahar ev kış aylarında yaygın olan Domuz gribine neden olan H1N1 virüsü hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Kıtalar arası hızla yayılan ve gerekli önlem alınmadığında ölüme neden olan Domuz gribine geçtiğimiz günlerde şarkıcı Sertap Erener’de yakalandı. Erener, günlerce neler yaşadığını anlattı. Peki Domuz gribi nedir? Domuz gribinin virüsü belirtileri nelerdir? Domuz gribi tedavisi var mıdır?

Son olarak artan grip hastalıkları ile halk arasında en merak edilen virüsü H1N1 oldu. Bu virüse halk arasında domuz gribi denir. Viral bir hastalık olan domuz gribi ilk olarak Meksika ve Amerika’da görülmüştü. Tüm dünyaya daha sonra yayılan virüs bağışıklık sistemini oldukça olumsuz etkilemektedir. Hava yolu ile bulaşma ihtimali olan virüs mevsimsel griplerle aynı süreçte ve aynı döngüde başlar. Ancak diğer griplere nazaran daha ciddi olan domuz gribi bağışıklığı tamamen güçsüz hale getirerek vücudun direncini kırar. Erken müdahale edilmediğinde hastada ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açar. En belirgin belirtisi ise yüksek ateştir. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında domuz gribi olduğunu duyuran Sertap Erener 6 gün hastalıkla boğuştuğu anları anlattı.Yoğun bir konser temposunda hastalığa yakalanan şarkıcı önceleri faranjit yaşadığını sandığını ancak geçmeyince bir uzmana görülerek domuz gribi olduğunu öğrendi. Ayrıca Erener, toplu taşıma alanları ve araçlarının hastalıklarla dolu olduğu bu yüzden bol bol dezenfekte ve C vitamini önerdi. 

DOMUZ GRİBİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

Hastalık insanlarda gerginliğe neden olduğundan domuz gribi olarak adlandırılmıştır. Hastalığa neden olan H1N1 virüsü bağışıklığı tamamen ele geçirir. Virüs domuzlarda görülen bir hastalıktır. Daha sonra mutasyona uğrayan virüs diğer hayvanlara son olarak da insanlara bulaşmaya başladı. İlk olarak 2009 yılında Meksika’da görülen domuz gribi, hızla yayıldı. Virüs domuz eti tüketenlerde sıklıkla görülse de yaygınlaşması solunum yoluyla medyana gelir. İslam ülkelerinde domuz eti tüketilmemesi ancak hastalığın yaygınlaşmasının nedeni de bundan kaynaklıdır. Özellikle kıtalar arası yolculuk yapan bireyler tehlike altındadır. Ülkemizde 2019 yılının Kasım ayında başlayan vakalar da geçtiğimiz günlerde ciddi bir artış yaşandı. Uzmanlar toplu alanlar konusunda uyarıda bulundu. Ayrıca Sağlık Bakanlığı maske ile dolaşılmasını tavsiye ediyor. 

DOMUZ GRİBİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Göğüs ağrısına bağlı nefes darlığı

En yaygın belirtisi yüksek ateş

Tüm vücutta ağrı ve halsizlik

Baş ağrısı akabinde gelişen bilinç kaybı

Şiddetli boğaz iltihabı ve koyu renkte burun akıntısı

İltihaba bağlı gelişen kuru öksürük

Vücut ısısında ani değişimler ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterir.

Bağışıklığı hastalıklara karşı daha önceden zayıf olan kişilere yerleşen virüs daha ciddi sonuçlara neden olabilir. Yakın zamanda yoğun bakımına alınan şarkıcı Serdar Ortaç’ın kardeşinde görüldüğü gibi ciddi boyutlara yol açar. 

DOMUZ GRİBİNDEN NASIL KORUNUR?

İlk olarak Sağlık Bakanlığının da önerdiği domuz gribi aşısından yapılmalıdır. Toplu alanlarda sıklık eller dezenfekte edilmelidir. Gün içerisinde sürekli vitamin tüketilerek bol bol dinlenmeli ayrıca güzel bir uyku çekilmelidir. Bulunan alanlar havalandırılmalı ya da hava alınmaya çıkılmalıdır. Gribin belirtileri ile beraber hemen bir uzmana görünmelidir. 

DOMUZ GRİBİ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Virüs oldukça tehlikelidir. Çünkü vücuttaki tüm hücre ve DNA’ların genleriyle oynayarak bozulmalarına neden olur. Bu yüzden hafif belirtilerde bile bir uzamana danışılması gerekir. En belirgin belirtisi ateşlenme olan hastalık, burundaki mukuzdan örnek alınarak tespit edilir. Bağışıklığı ele geçirdiğinden tekrardan nüksetme olasılığı yüksek olan virüsü önlemek için ilaç tedavisine başlanır. Ancak uzmanlar bununla beraber hastaların kesinlikle C vitamini takviyesine başlanması gerektiğini vurguluyor. 

Kraliçe Elizabeth, yeni yıl portresi için tahtın 3 varisiyle birlikte poz verdi. En küçük varis Prens George’nin giydiği 50 strenlik ekoseli pantolon, kısa sürede yok sattı.

İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in 95 yaşında tahtı, oğlu Prens Charles’e devredeceği iddia edilmişti. 93 yaşındaki Elizabeth, tahtın 3 varisiyle beraber yeni yıl pozunu verdi. Fotoğrafa, Prens Charles’in torunu Prens George’nin giydiği pantolon damgasını vurdu.

İlk kez şort yerine pantolon giyen Prens George, ekose parça pantolonuyla büyük beğeni topladı. Trotters marka 50 sternlik pantolon, yok sattı. Bununla birlikte, artık Prens’in üniforması haline gelen ve üzerinde mavi şeritler bulunan gömlek, 5 yıldır ülkenin en popüler çocuk ürünü olarak dikkat çekiyor.

Kış mevsiminde bayıla bayıla tükettiğimiz ve artık adeta milli içeceğimiz haline gelen salep içeceği vücuda hem çok tesirli hem de yapımı oldukça basit enfes karışımlardan biridir. İçerisinde bazı maddelerden dolayı kilo alımına müsait olacağımız salep tüketimini kilo almadan gerçekleştirmek istiyorsanız Prof. Dr. Ender Saraç’ın hazırladığı diyet salep ile kışın keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz. Kalorisiz salebin tarifi için haberimizi okuyabilirsiniz! Salep kilo aldırır mı? Evde diyet salep nasıl yapılır? Salep hangi bitkiden elde edilir? Salep bitkisi ne zaman toplanır? Ender Saraç’tan kilo aldırmayan salep yapımı…

Sonbaharın bitmesinin ardından birdenbire havaların buz kestiği soğuk kış günlerinde içimizi sımsıcak tutacak olan sıcak çikolata ve salep gibi yapımı basit içecekler gönlümüze taht kuran karışımların en başında geliyor. Özellikle de tarihi çok eskilere dayanan ama kış aylarında her zamankinden daha fazla rağbet gören ev yapımı salepler, ağızda bıraktığı enfes tat sayesinde diğer hiçbir içeceğe şans bırakmıyor. Lapa lapa yağan karın altında evinizde cam kenarında karın tane tane yere düşüşünü izlerken keyfinizi ikiye katlayacak olan nefis bir salebi evinizde hazırlamak üstelik çok kolay! Hem içinizi ısıtmaya yarayacak hem de kilo vermenizi kolaylaştıracak diyete özel tariflerle salep bağımlısı bile olabilirsiniz. Herkesin bildiği sıradan salep tariflerine alternatif olarak evde çok kolay bir şekilde hazırlayabileceğiniz zayıflatıcı salep ile dilediğiniz görünüme sahip olabilirsiniz. Bunun için Prof. Dr. Ender Saraç’tan kilo verdiren salep tarifine göz atabilirsiniz! Peki salep hangi bitkiden yapılıyor? Diyette salep nasıl içilir? Salebin kilo verdirici etkisi nasıldır?

SALEBİN İÇİNDE NE VAR? SALEP HANGİ BİTKİDEN YAPILIR?

Orkideler familyasına ait olup çeşitlerinin bulunduğu toprak altı yumrularından oluşan tozdan yaptığımız salep özünde otsu bir bitkidir. Kök tarafında 2 adet yumrusu olan ve bu yumruları nişastaya benzer bileşikler bulunduran bitkinin çiçek hali salkım ya da başak görünümündedir. Çam çiçeği, salep orkidesi ya da yalnızca orkide gibi isimlerle nitelendirilir. Su ve sütle beraber tüketildiğinde şiştiği için dondurma ham maddesi olarak kullanılabilmektedir.

Toprağın alt tarafındaki yumrular toplandıktan sonra haşlanılır ve gölgede kurutulup un ufak tozlaştırılır. Ardından kişinin damak zevki ve isteğine göre tarçınla karışıp sütle beraber uzunca bir sürede kaynatılır ve hazır hale getirilir.

SALEP NASIL ELDE EDİLİR? SALEP BİTKİSİ NE ZAMAN TOPLANIR?

 

Kışın evimizde sıcacık iken içmeye bayıldığımız salebin toz olarak meydana getirilmesi oldukça meşakkatlidir. Köklerinin zarar görmeyeceği şekilde topraktan çıkarılan yabani orkidenin yumruları Mayıs ve Haziran aylarında toplanıp yıkandıktan sonra suyla ya da sütle açılarak kaynatılır.

Ardından ipe dizilip gölgede kurutularak değirmende tozlaştırılır. Bir kilo miktarında salep tozu elde etmek için 1000-4000 yumru lazımdır.

BOZA VE SALEBİN SAĞLIK AÇISINDAN İNANILMAZ FAYDALARI…

KIŞIN FAVORİ İÇECEĞİ SALEBİN KALORİSİ VE BESİN DEĞERLERİ

Salebin içerisindeki besin değerleri er ne kadar türüne, markasına ve yapısına göre farklılık gösterse de evde yapılana göre hazır ambalajlı şekilde satılan saleplerin kalorisinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. 200 ml. kadar bir hazır salep ortalama 300 kcal’e denk gelir iken orta büyüklükteki salep 180 kcal, Türk kahvesi fincanında ise 165’tir.

Eğer formunuzu koruyarak, kilo kontrolünüzü bozmadan salep tüketimine devam etmek istiyorsanız küçük bir fincan boyutu sizin için en ideali olacaktır.

Dışarıda satılan hazır saleplerin içerisinde şeker olacağı için ev yapımı sıfır şekerli salepler daha uygundur. Kalsiyum, protein, soyum ve karbonhidrat bakımından değerli olan salepte 72 gr civarında karbonhidrat, 366 mg sodyum, 800 mg civarında kalsiyum, 1,5 gr yağ, 15 mg kolesterol, 7’şer gr kadar A ve C vitaminleri bulunuyor. Toz salep besin değeri de neredeyse aynıdır.

DİYETTE HANGİ SALEP NASIL İÇİLMELİ?

Diyetinizi bozmak istemiyor ve sağlıklı yollarla ince görünmek istiyorsanız hazır saleplerden uzak durmalısınız. İçerisinde nişasta ve şeker olan bu gibi içecekler yüksek miktarda bir kaloriye sahip olduğu için kilo alımına müsait olabilmektedir. Diyet formülündeki salep tarifleri zayıflamak amaçlı tüketilmek isteniyorsa üzerine mutlaka ve mutlaka tarçın ilave edilmelidir.

Kan şekerini dengede tutarak daha uzun sürede acıkmanızı sağlayacak olan salep içerisindeki glikomannan maddesi bağırsaklardaki suyu emerek diyetteki kabızlığın da önüne geçecektir.

EVDE DİYET SALEP NASIL YAPILIR? KİLO ALDIRMAYAN SALEP YAPIMI

Toz salep paketinin 4’de birine, 100 ml. kadar laktozsuz diyet süte de 1 çay kaşığı miktarında tarçın eklemek işinizi görecektir. Tencerenin içine light sütün tümünü döküp sütü ısıtmaya başladıktan sonra salebi yavaş yavaş içine ilave edin.

Toz salebi hızlıca koyup  devamlı karıştırmanız halinde salebiniz ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bir müddet sonra karıştırmayı bırakıp biraz kıvamlı katılaşmasını sağlayarak tarçın ekleyebilirsiniz.

SALEP NASIL YAPILIR? EV YAPIMI GERÇEK SALEP TARİFİ

Malzemeler:

Yarım çay kaşığı salep

1 çay kaşığı toz tarçın

1 çay kaşığı toz zencefil

1 çay kaşığı bal ya da hurma şurubu (İsteğe bağlı)

1 su bardağı süt

Hazırlanışı:

Türk kahvesi pişirir gibi kısık ateşte süt ve salebi karıştırın. Kaynamakta olan süt kıvamını aldıktan sonra zencefil ve tarçını ilave edip güzelce karıştırın. Bir taşım kaynattıktan sonra ocağın altını kapatın.

Salebin ağzınıza tatlı gelmesini istemiyorsanız 1 çay kaşığı bal ya da hurma şurubu ilave edin.

Afiyet olsun…

EVDE KOLAY VE PRATİK SALEP TARİFİ…

SALEBİN ZAYIFLATICI ETKİSİ NASIL ARTTIRILIR?

Her gün içeceğiniz 2 fincan kahve yaklaşık 13 kcal’dır. Diyetteki insanların günlük tüketmesi gereken kalori miktarı 1500 olması gerektiği için bu durumda salep hem az kalorili hem de besleyicidir. Salebin zayıflatıcı etkisini arttırmak için de düzenli egzersiz hareketlerine devam edebilirsiniz.

SALEP ÇEŞİTLERİ KAÇ KALORİ?

1 su bardağı (200 ml) salep 188 kcal
1 fincan (200 ml) salep 188 kcal
1 kahve fincanı (150 ml) salep 141 kcal
250 ml salep 235 kcal .
1 paket (17 gr) toz salep 65 kcal .
1 fincan sütlü salep 188 kcal.

Akdeniz Bölgesi’nde yaygın olarak tüketilen görüntüsü lokuma benzeyen cezeryenin ne olduğunu biliyor musunuz? Vitamin ve mineral deposu olan cezerye birkaç besin değerinin bir araya gelmesiyle yapılır. Vücudun enerjisini artıran cezerye hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Cezeryenin faydaları nelerdir? Cezerye nasıl tüketilir? Tüm soruların detayı haberin detayında…

Arapçada Havuç anlamına gelen Cezerye, havuç, toz şeker ve Hindistan cevizi ile yapılan bir tatlı türüdür. İçerisine Antep fıstığı, fındık veya ceviz eklenebilir. Omega-3 ve A vitamini bakımından zengin olan besinlerin bir araya gelerek yapılan bu tatlı türü özellikle kış aylarında ortaya çıkan hastalıklara fayda sağlar. Havuçlar rendelenip kaynatılır. İçerisine toz şeker eklenir. İyice kaynatılır. Bu esnada içerisine isteğe bağlı yukarıda sayılan kuruyemişleri eklenebilir. Daha sonra belli işlemlerden geçirilir. Bazı yörelerde tüm işlemler yapıldıktan sonra ateşte kavrularak da tüketilir. Akdeniz Bölgesin’de sıklıkla yapılır. Mersin yöresinde adım başı her yerde var. Arap kültüründen yüzyıllar önce kültürümüze girdi. Kahve ya da çay gibi içeceklerle beraber ikram edilir. Bunun dışında yöre halkı misafirlerine ikram ederek onlara değer verdiklerini gösterir. Buraları ziyaret eden turistlerin ise hediyelik olarak tercih ettiği tatlı çeşididir. İçeriğinde havuç bulunduğundan besin değerleri aynıdır. Bunun yanı sıra içerisine fındık, ceviz ya da Antep fıstığı konulduğunda bu değer iki kat artar. 

CEZERYENİN FAYDALARI NELERDİR?

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığı için birebir fayda sağlayan ideal bir besindir. Uzmanlar havucu direk tüketemeyenler için önerir. Özellikle ileri yaşlarda görülen katarak hastalığının önüne geçer. Eğer içeriğinde ceviz varsa aynı zamanda gözlerin görme oranını artırır.

İçeriğinde fındık içeren cezerye cildin yenilenmesini destekler. Hücrelerin oluşumunu koruyan fındıklı cezerye saçların daha daha gür çıkmasını sağlar. Anti aging etki göstererek yaşlanmayı geciktirir.

Tüm çeşitleri kronik yorgunluğu ortadan kaldıracak en doğal besindir. Sinir hücrelerin yapısını korur. Bu sayede ruhsal hastalıkların yaşanma olasılığını da azaltır. Metropollerde yaşayanlar için uzmanlar, günde en az ortalama iki dilim tüketmesi gerektiğini vurguluyor.

Lif bakımından zengin olan cezerye kötü kolesterolü düşürerek kalp ve damar sağlığına fayda sağlar. Bunun yanı sıra sindirimi düzenler hem kabızlığı hem de ishalin oluşmasını önler. Aynı zamanda diyet yapanlar için ideal bir tatlı çeşididir. Aşırı tüketilmedikçe kilo vermede yardımcı olur.

Yüksek vitamin ve mineral içerdiğinden vücudun enerjisini yükseltir. Geleneksel olarak yeni evlenen çiftler tüketir. Hem yumurtalığı korur hem de erkeklerdeki sperm oranını artırır.

Sinir hücrelerini güçlendirdiğinden beyne de fayda sağlar. İleri yaşlarda görülen unutkanlık ve alzheimer gibi hastalıkları önler.

Bayat ekmekleri değerlendirebileceğiniz hem yapımı kolay hem de lezzeti muhteşem bir tarifle karşınızdayız. Çerkesler tarafından yapılan bir meze olarak sunulan çerkes tavuğu adeta sofraları farklı bir boyuta taşıyor. Kıvamı ve damaklarda bırakan iziyle çok seveceğiniz çerkes tavuğunun en kolay tarifine yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Çerkez tavuğu ya da Çerkes tavuğu olarak bilinen bir meze tarifini sizlerle tanıştırıyoruz. Unlu ve cevizli olmak üzere iki türde yapılan çerkes tavuğu, 7’den 70’e herkes tarafından çok seviliyor. Cevizli olanı tavuk ve ceviz içi ile yapılan bir tür yemektir. İçine ayrıca sarımsak, yağ, biber, tuz ve karabiber eklenir, bu malzemeler biraz farklılık gösterebilmektedir.Türk mutfağının Kafkasya kökenli yemeği, pek çok kişi tarafından afiyetle tüketiliyor. Peki Çerkez tavuğu nasıl yapılır? Çerkez tavuğu hazırlamak için hangi malzemeler kullanılır?

ÇERKES TAVUĞU TARİFİ:

MALZEMELER

1 adet bütün tavuk
2 diş sarımsak
3 dilim bayat ekmek içi
1,5 su bardağı ceviz içi
1 su bardağı tavuk suyu

Sosu için;

Yağ
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber

YAPILIŞI

Bütün tavuğu suyun içerisinde güzelce haşlayın. Daha sonra derilerinden ayırıp didikleyin.

Daha sonra bayat ekmekleri tavuk suyuyla ıslatın. Cevizleri iyice ezin.

Cevizlerin yağını çıkarmak için tülbentle sıkıp sosun içerisine aktarmak için ayırın.

Ekmek içi, dövülmüş ceviz ve sarımsakları karıştırın. Bu malzemelere tavukları ilave edin.

Üzerine cevizin yağından, yağ ve pul biberi kızdırıp gezdirin.

En az 24 saat dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Doğada kendiliğinden yetişen kaparinin bir diğer adıyla gebre otu dikenli bir bitki türüdür. Peki kaparinin (Gebre otu) faydaları nelerdir? Kapari hangi hastalıklara iyi gelir? Küçük tomurcuklar şeklinde yetişen kaparinin genellikle turşusu yapılır. Sağlığa inanılmaz faydası olan kaparinin hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında kaparine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kebere, keper, gebere, gebre otu, kedi tırnağı, menginik, karga kavunu ve  hint hıyarı olarak da bilinen kapari Ege Bölgesinde daha fazla yetişir. Tomurcukken de tüketilebilen bu meyve doğada kendiliğinden yetişir. Kısa boylu yer bitkisi olan kapari 200 yıl rahatlıkla yaşar. Gıda sektöründe sıklıkla kullanılan bu meyve aynı zamanda kozmetik sanayinde de kullanılıyor. Dünya genelinde bu meyvenin turşusu bile yapılıyor. Ülkemizde yeni yeni tüketimi artan bu meyve Avrupa da garnitürü olarak tüketilmektedir. 200 gram çiçek tomurcuğunda 134 mg fosfor, 18 mg demir, 48 mg protein, 24 mg selüloz ve 4 mg lipid içerir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de bahsi geçen kapari tablet şeklinde de satılır. 

KAPARİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Antik Yunan çağlarında Aristo ve Hippokrat tarafından bazı hastalıklarda ilaç olarak kullanılmıştır. 

Flavonoid maddesi bakımından zengin olduğundan bu sayede yüksek oranda antioksidan etkisi gösterir. Bu özelliği sayesinde vücuttaki tüm serbest radikalleri idrar yolu ile atar. Ödem toplanmasını önler.

Lif oranı yüksek olduğundan sindirim rahatsızlıklarının yaşanmasını önler. Kilo vermede yardımcı olur. Özellikle turşu hali tüketildiğinde uzun süre tokluk hissi vermenin yanı sıra vücudu dinç tutan bir enerji de sağlar. Kronik yorgunluk gibi durumların yaşanma riskini azaltır.

Kalsiyum ve magnezyum deposu olan bu meyve kemik ve diş gelişimine katkı sağlar. Gelişimlerini desteklerken aynı zamanda daha güçlü olmalarına da destek olur. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan ciddi rahatsızlıkların riskini azaltmada vücuda destek olur.

Akciğer ve karaciğerin temizlenmesini destekler. Bu iki organda vücudun temel organları arasında yer alır. Özellikle karaciğer yağlanmasını önleyerek bölgesel kiloları ve cilt sağlığını olumlu destekler.

KAPARİ NASIL TÜKETİLİR?

Taze olanları önce tuzlu suda daha sonra sirkeli suda bekletilerek turşu yapılır.

Meyve olmadan tomurcuk hali de turşu yapılır. Genellikle pizza üzerine konulan malzemelerle beraber yer alır. 

Geleneksel olarak balık, beyaz et ve kırmızı et gibi yemeklerin yanına pişirilerek eklenir.

Kış ayları için yapılan domates soslarının tadını güçlendirmek içinde kullanılır.

KAPARİ ÇAYI NASIL YAPILIR?

Vücudun bağışıklığını güçlendirmek için tüketilen kapari çayı için aktarlardan işlenmiş hali alınır. 2 su bardağı su iyice kaynatıldıktan sonra ocak kapatılır. İçine bir tatlı kaşığı kapari otu atılır. 5 dakika demlenmeye bırakılır. Daha sonra ılık halde bir bardak tüketilir. Kapari çayı taze tüketilmelidir. Ayırca kaynatılan kapari çayı tonik olarak da kullanılabilir. Sivilce ya da yara temizlemede etkilidir. 

KAPARİNİN ZARARI VAR MIDIR?

Doğrudan tüketilmesi konusunda uzmanlar ciddi uyarılarda bulunuyor. Çünkü kapari otu zehirli bitkiler arasında giriyor. Bu yüzden kapari otunu aktarlardan işlenmiş hali alınması öneriliyor. Ayrıca çocuklar ve hamilelerin tüketmemesi gereken bir ottur. Kapari çayı fazla tüketildiğinde mide ağrısı, baş dönmesi ve halsizlik gibi sağlık sorunlarına neden olur.