Şunun için etiket arşivi: Kadın

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz özellikle Uzakdoğu mutfağına merak salanlar için muhteşem olacak ramen yemeği tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Kore ve Japonya’da çok sık yapılan ramen spagetti markanın tavuk ve baharatlarla buluşmasıyla yapılıyor. Bir kez denediğinizde çok seveceğiniz ramenin kolay tarifi yazımızda.

Ramen, Çin kökenli olan ve çorba içinde sunulan eriştenin Japon Mutfağı’ndaki adıdır. Basitçe “Raamen” diye okunan Uzakdoğu kökenli ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde  oldukça popüler bir yemektir. Çinlilerin uzunlamasına kesilmiş eriştesi üzerine genellikle et suyu ilavesi ile elde edilir. Bulabilirseniz özel ramen makarnasıyla, bulamazsanız normal bir noodle ya da spagetti makarnayla yapabileceğiniz ramen’i kendi ağız tadınıza göre soslandırabilirsiniz. Ramen içindeki besinler Uzakdoğu çatal bıçağı olan chopstiklerle yenir ve kalan suyu kaşıkla ya da kase kafaya dikilerek tüketilir.

KORE USULÜ RAMEN TARİFİ:

MALZEMELER

1 paket noodle
2 adet tavuk göğsü
1 küçük boy soğan
1 adet kırmızı biber
1 diş sarımsak
4 yemek kaşığı barbekü sos
Kırmızı biber
Karabiber
Acı pul biber
Tuz

YAPILIŞI

Geniş bir tavaya yağı alıp ısıtın. Ardından ince ince doğranan soğanları pembeleşinceye kadar kavurun.

Üzerine biberleri güzelce doğranmış biberleri ve sarımsakları ekleyerek kavurmaya devam edin.

En son tavukları ilave ederek güzelce kavurun. Kavrulan karışımın içerisine barbekü sosunu dökerek pişirin.

Ayrı bir tencerenin içerisine suyu koyup içerisine bulyon ve baharatları atıp kaynayınca noddleları atarak pişirin.

Derin bir kaba önce kaynadığı suyla beraber noddleları üzerine de tavuklu sosu koyarak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Son yıllarda güzellik uğruna yaptırılan botoks uygulamasının facia ile sonuçlanması Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Özellikle kadınların başvurduğu bu yöntem ile ilgili Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Aydın, Yasemin.com mikrofonuna botoks yaptıranların karşılaşacağı tehlikeleri teker teker açıkladı.

Botoks, günümüzde yüz bölgesinde oluşan kırışıklıkları ve ince çizgileri yok eden ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. “ClostridiumBotulinum” adlı bakteriden laboratuar koşullarında elde edilen maddeyi şırınga ile yüze enjekte edilmesiyle yapılan bu işlem son yıllarda talep patlaması yaşıyor. Estetik ameliyatı olmak istemeyenlerin tercih ettiği botoks, dudaklara da uygulanarak dolgun ve büyük görünmesini sağlıyor. Sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyerek uyardığı kaslar ya da ter bezleri arasındaki elektriksel iletimi geçici olarak durdurarak etkisini gösteren botoks,sistematik olarak aslında tüm kaslara etki etmiyor. İlk yapılış amacı göz tembelliği, blefarospazm (göz kapaklarını düzgün bir şekilde hareket ettirememe), servikal distoni hastalıklarının tedavisi olsa da artık farklı alanlarda kullanılıyor. Uygulama süresi 10-15 dakika arası olan botoks, etki süresi 4-6 ay civarındadır. 

PEKİ BOTOKS NASIL YAPILIYOR?

Uygulama yapılmadan önce bölgeye lokal anestezi kremi sürülüyor.  Uygulama bölgesi temizlendikten sonra toksin, ince uçlu iğneler yardımıyla bölgedeki kasların içine ufak dozlarda enjekte ediliyor. Kas dokuya enjekte edilen botulinum toksini, ortalama 24-72 saat sonrasında etkisini göstermeye başlıyor. azen nadir de olsa bu süre 5 ya da 7 güne kadar uzayabiliyor. 

BOTOKSUN TEHLİKELERİ NELERDİR? BİLİNMEYEN YAN ETKİLERİ

Botulinum toksini, dünyadaki en zehirli maddelerden biridir. Yanlış uygulamalar doğrultusunda solunum yetmezliği ve ölüme neden olabiliyor. amilelerin, emziren annelerin, kanı sulandıran ilaçlar kullananların ve pıhtılaşma sorunu olan hastaların bu uygulamadan kesinlikle uzak durmalılar. Botoks uygulamasını  sadece deneyimli dermatologlar ve estetik cerrahlar tarafından yapıldığına emin olmalısınız. Aksi takdirde aşağıdaki örnekler gibi sonuçlanabilir;

BOTOKSUN YAN ETKİLERİ İSE;

Enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı, kızarıklık, morarma ya da ödem,
Mide bulantısı,
Ateş, titreme,
Vücut genelinde kas zayıflığı,
Çift görme ya da görme bozuklukları,
Yutma güçlüğü,
Yakın kaslarda geçici felç,
Konuşmada güçlük ve kekeleme gibi kalıcı yan etkilerle karşılaşabilirsiniz.

En önemlisi ise nefes almada zorluk çekme, konuşma zorluğu, yutma güçlüğü, mesane kontrol kaybı (idrar kaçırma), görüş problemleri gibi ciddi yan etkilerle karşılaştığınızda mutlaka vakit kaybetmeksizin size en yakın hastanenin acil bölümüne görünmelisiniz!

Asma yapraklarını uzun süre saklamanın en kolay yolu salamura yapmaktır. Eskiden köylerde yapılan yaprak salamuralar artık her yerde satılıyor. Yaprakları uygun fiyata bulduğunuzda ya da bahçenizden topladığınızda tuzlu suyun içine basarak uzun süre saklayabilirsiniz. Peki yaprak salamurası nasıl yapılır? Pratik salamura tarifi nedir? Öğrenmek için tıklayabilirsiniz.

Salamura, sebze ve meyvelerin hatta kimi zaman da etlerin özel bir fermantasyon işleminden geçerek saklanmasına verilen isimdir. Genellikle yaz aylarında mevcut olan ürünlerin kışın da kolaylıkla tüketilmesi için yapılan salamura işlemi, Anadolu topraklarında sıkça uygulanan bir yöntemdir. Çok eski yıllarda buzdolabının olmadığı dönemlerde başlayan bu yöntem, sağlık açısından da zararı bulunmamaktadır. Günümüzde salamurası yapılan en çok besin ise asma yaprağıdır. Çerez gibi tüketilen zeytinyağlı sarmalar, lezzetli asma yaprağından yapılır. Asma yaprağı lezzetli tadının yanı sıra kalorisi çok düşüktür, vitamin içeriği C,E,A,K ve B6, demir, lif, kalsiyum, magnezyum, bakır, manganez gibi besin kaynakları bulunur. Toplardamarları güçlendirici etkiye sahip olan asma yaprakları bacak damarlarındaki şişmeler de, varis ve hemoroide faydalıdır. Rahim kanamalarını durdurmaya yardımcı olur. Bunun haricinde asma yaprağı ve kuru üzüm hafızayı kuvvetlendirir. Peki hem sağlığa faydalı hem de afiyetle yediğiniz yaprak salamura nasıl yapılır?

YAPRAK SALAMURA TARİFİ:

MALZEMELER

Yarım kilo kaya tuzu
2 litre su
2 kilo asma yaprağı
1 su bardağı kaya tuzu
Kavanoz

YAPILIŞI

İlk olarak geniş bir kaba su koyun ve yarım kilo kaya tuzunu bu suyun içine ilave edin, karıştırarak tuzu eritin. Yaprakları güzelce yıkayın ve kavanoza demetler halinde güzelce yerleştirin. Her demetin arasına bardakla kaya tuzunu ekleyin ve tekrar demetlerden koyun. Bu şekilde aralarına tuz atarak tüm yaprakları basın ve elinizle üstten sıkı bastırın.

Daha sonra tuzlu suyu içine yavaş yavaş ekleyin ve altlara inmesini sağlayın. Suyu tamamen kavanozu doldurduktan sonra en üstüne plastikleri, yaprağın yukarı çıkmaması için koyun. 

Plastikleri koyduktan sonra kavanozun ağzını sımsıkı kapatın. Serin yerde muhafaza edin ve arada kontrol edin. Suyu azalınca arada tuzlu su ilave edin.

Afiyet olsun…

Bilim literatüründe halluks valgusun olarak bilinen ayak parmak bozukluğu ya da parmak şekil bozukluğu hastalığı ciddi olmazsa bile kişinin hayatını olumsuz etkiler. Bazen yürümeyi bile zorlaştıran bu hastalığa dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki ayak parmak bozukluğu ve ayak baş parmağındaki kemik çıkıntısı nedir? Ayak parmak bozukluğu tedavi edilir mi? Haberin detayında tüm bu soruların yanıtını bulabilirsiniz.

Ayak parmağında şekil bozukluğu genellikle ilk parmaktaki kemik çıktısı olarak bilinir. Ancak yaygın olmazsa da tüm parmaklarda genetiksel ya da çevresel olarak bozukluk yaşanabilir. Kişinin yaşamını zorlaştıran bu bozukluk, zamanında ameliyat edilmediğinde daha da kötüleşebilir. İleri bir zamanda da uzuv kaybına neden olur. Hastalığın gelişiminde düz tabanlık hastalığı, ailevi yatkınlık, yaşanılan bir ayak travması ya da doğru olmayan bir ayakkabı seçimi de zemin hazırlar. İnsan vücudunda sürekli kullanılan bir uzuv olduğundan yaşadığı herhangi olumsuz bir durumda günlük yaşam aksaklığı yaşanır. Ayak parmak bozuklukları ya da kemik çıkıntısı ayakkabı giyilmesini bile zorlaştırır. Estetiksel bir durum da olan bu bozukluk cerrahi operasyonla düzeltilebilir. Bozukluk düzeltilse bile ileri zamanlarda kemik çıkıntısının tekrardan nüksetme olasılığı yüksektir. Bu yüzden bu hastaların özel ayakkabılar seçmeleri gerekir. 

AYAK KEMİĞİ ÇIKINTISI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bilim adı halluks valgus hastalığı genetiksel ve çevresel faktörlerden kaynaklı ortaya çıkar. Dar ve yüksek topuk ayakkabıların yanı sıra spor ayakkabıları bile bu hastalığa sebep olabilir. Aynı zamanda ayak içe basma hastalığının da bu hastalığa neden olabilir. Eklemler gevşedikçe şiddeti artan bu rahatsızlık zamanla dize kadar ağırlara neden olur. İlerledikçe de yürüme bozukluğu gibi ciddi sorunlara sebebiyet verir. Gözle görülebilir bir hastalık ancak bazen yavaş yavaş ilerlediğinden hemen fark edilmez.Tomografi sonuçları ile tespit edilen çıkıntının şiddeti ise ultrasonla bakarak anlaşılır. 

AYAK PARMAK BOZUKLUĞU TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Şiddetine göre tedavi yöntemi de değişir. İlk evlerininde olan kemik çıkıntısı için ortopedik  bir alet kullanılır. Bu alet gece yatarken parmağa takılır. Uzmanlar genellikle bu hastalar için ayak numarasından bir beden büyük içeriğinde ortopedik taban olan ayakkabılar tercih etmelerini öneriyor. Bu uygulamalar eklemleri sıkılaştırarak gevşemesi be büyümesini engellemenin yanı sıra yerine doğru oturmasını da destekler. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen geçmeyen çıkıntı için uzmanlar ameliyata başvurur. Ameliyat sonra dikkat edilmediğinde nüksedebilir.

Çay saatleri ya da altın günlerinde servis etmek, çat kapı gelen misafirlere kahvenin yanında ikram etmek, çocuklarla birlikte mutfağa girip biraz eğlenmek ya da sebebiniz her ne olursa olsun, herkese uygun bir kurabiye tarifi mutlaka vardır. Çikolatalı, meyveli, baharatlı gibi farklı kombinasyonlar ile hazırlayabileceğiniz lezzetli kurabiye tarifleri arasından, İdil Yazar sizler için 4 nefis kurabiye tarifini bir araya getirdi.

Çikolata severler için çikolatalı çatlak kurabiye, Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan un kurabiyesi, lezzetli aromaların buluştuğu tarçınlı ve zencefilli kurabiye, elmanın en nefis hallerinden biri olan elmalı pay tariflerini bu listede sizler için bir araya getirdim. Her biri mutfakta kolayca hazırlayabileceğiniz bu 4 nefis kurabiye tarifi ile, soğuk bir kış gününde mutfağı ve tüm evi nefis kokularla sarabilirsiniz. Hadi başlayalım!

TARÇINLI ZENCEFİLLİ KURABİYE

Zencefil ve tarçın, en nefis kurabiye kombinasyonlarından biridir. Zencefilin kendine has aroması, tarçının doğal ve tatlı lezzetini klasik kurabiye malzemeleri ile buluşturan, mutfakta kolayca hazırlayabileceğiniz, büyüklere çay ve kahvenin yanında, çocuklara da sıcak bir süt ya da sıcak çikolata eşliğinde servis edebileceğiniz bu tarçınlı zencefilli kurabiyeyi hazırlaması da oldukça kolaydır. Eğlenceli kurabiye kalıpları eşliğinde, bu kurabiyeleri hazırlarken çocuklarla birlikte mutfakta çok eğleneceksiniz!

MALZEMELER:

420 gram un
90 gram tereyağı
¾ bardak toz şeker (esmer şeker önerilir)
Yarım bardak pekmez (Üzüm pekmezi önerilir)
1 çay kaşığı zencefil
1 çay kaşığı tarçın
1 adet yumurta
Küçük bir parça taze zencefil

NASIL HAZIRLANIR?

Unu cam bir kasenin içerisine alın. Ardından tarçın, zencefil ve biraz da tuz ekleyip kuru malzemeleri karıştırın. Oda sıcaklığında beklettiğiniz tereyağını ayrı bir kaseye alın.

İçerisine şekeri de ilave edin ve malzemeleri güzelce çırpın. Islak malzemelerin içerisine yumurtayı da ekleyin ve biraz daha çırpın. Biraz vanilya özütü ve üzüm pekmezini de ekleyip çırpmaya devam edin.

Kuru malzemeleri de hazırladığınız karışıma dahil edin ve bir hamur kıvamı elde edene kadar karıştırın. Hamuru unlandığınız tezgahın üzerine alın.

Bir merdane yardımıyla hamuru bir parmak kalınlığında açın. Farklı kalıplar kullanarak hamurdan şekiller çıkarın. Kurabiye kalıbınız yoksa, hamura elinizle de şekil verebilirsiniz. Kurabiyeleri yağlı kağıt serili bir fırın tepsisine dizdikten sonra, 10 dakika buzdolabında soğutun.

Buzdolabından çıkardıktan sonra, tepsiyi önceden ısıtılmış 170 derece fırına verin ve kurabiyeleri 8-10 dakika pişirin. Tarifi için:

ELMALI PAY

İnternette gezinirken, zaman zaman farklı tatlıların popüler olduğunu görsek de, “elmalı pay” her zaman için bir vazgeçilmezdir. Özellikle de Amerikan mutfağında oldukça popüler olan ve tarihi aslında Ortaçağ dönemine kadar uzanan elmalı pay; hem hazırlaması kolay hem de son derece lezzetli bir tatlı. Pek çok farklı menüye de çok yakışıyor.

Lezzetli bir et yemeği menüsü ya da pratik bir çay saati menüsü ile birlikte servis etmek için, az malzemeli, ekonomik ve kesinlikle lezzetli bir tatlı seçeneği arıyorsanız, bu pratik elmalı pay tarifini deneyebilirsiniz. Misafirleriniz için hazırlıyorsanız, şık bir sunum için dilerseniz yanında dondurma ve üzerinde biraz da krem şanti ile birlikte servis edebilirsiniz.

MALZEMELER

1 bardak tereyağı (eritilmiş)
200 ml süt
1 tatlı kaşığı sirke
1 paket hamur kabartma tozu
4 bardak un
1 paket vanilya
5 çorba kaşığı toz şeker

İç kısmı için;

1 adet yeşil ve 3 adet kırmızı elma
1 çay kaşığı zencefil
1 tatlı kaşığı tarçın
5 çorba kaşığı esmer şeker
Yarım bardak ceviz
Vanilya

NASIL HAZIRLANIR?

Cevizleri tavada 1-2 dakika kavurun ve ardından rendelediğiniz elmaları ve esmer şekeri de ekleyin. Üzerine zencefil, tarçın ve biraz da vanilya ekleyip kısık ateşte ara sıra karıştırarak, elmalar hafif yumuşayana kadar pişirin.

Eritilmiş tereyağı mikserin içerisine alın.Toz şekeri ilave edin ve malzemeler güzelce karışana kadar çırpın.Sirke, süt ve biraz da vanilya özütünü ekleyip biraz daha çırpın.
Un ve kabartma tozu karışımını da yavaş yavaş ilave edin ve bir yandan çırpmaya devam edin.

Güzel bir un kıvamı elde edince, hamuru mikserden alın ve elinizde biraz toparlayın. Hamuru iki parçaya bölün ve parçalardan birini tezgahın üzerine alın daire şeklinde açın.
Biraz un serptikten sonra, hamuru bir merdane yardımıyla tart büyüklüğünde açın.

Tart kalıbını güzelce yağladıktan sonra, hamuru kalıbın tabanına yerleştirin ve kenarlara da güzelce yapışmasını sağlayın. Tabana yerleştirdiğiniz hamura, bir çatal yardımıyla delikler açın ve ardından, kalıbı buzlukta 5 dakika bekletin. Tezgahın üzerini yeniden unlayın ve diğer hamuru tezgahın üzerine alın.

Hamurun üzerine de biraz un serpin ve bir merdane yardımıyla, diğer hamura göre biraz daha ince olacak şekilde açın.Bir bıçağı unladıktan sonra, hamuru ince şeritler halinde kesin. Buzluktan çıkardığınız hamurun içerisine, hazırladığınız cevizli ve elmalı karışımı alın.

Üzerinden, şerit şeklinde doğradığınız hamurlar ile bir kafes oluşturun. Fırını 170 derecede ısıttıktan sonra, tart kalıbını fırına verin ve fanlı fırında 40 dakika pişirin. Tarifi için:

UN KURABİYESİ

Un kurabiyesi, Türk mutfağının geleneksel, vazgeçilmez lezzetlerinden biridir. Malzemelerinin az olması ve bir o kadar da lezzetli olması ile günün hemen her saatinde evdekilere ve misafirlere, çayın ya da kahvenin yanında ikram edebileceğiniz, ağızda dağılan lezzeti ile her zaman yapmak isteyeceğiniz bir lezzet.

Sadece un, tereyağı, hamur kabartma tozu, vanilya ve pudra şekeri kullanarak hazırlayacağınız, az malzemesine rağmen lezzeti bol bir kurabiye seçeneği olan un kurabiyesi, her mutfakta bulunan malzemeler ile hazırlanabildiğinden, çat kapı gelen misafirlere ikram etmek için de idealdir. Dilerseniz, sözü daha fazla uzatmadan bu nefis pratik un kurabiyesi tarifinin yapımına başlayalım.

MALZEMELER

Yarım bardak pudra şekeri
2.5 bardak un
250 gram tereyağı (oda sıcaklığında)
Vanilya özütü
1 paket kabartma tozu

NASIL HAZIRLANIR?

Un, pudra şekeri, kabartma tozu, vanilya özütü ve oda sıcaklığındaki tereyağını derin bir kasede birleştirin ve elinizle güzelce yoğurun.

Hamur ele yapışmayan bir kıvama geldiğinde, hamurdan parçalar kopararak şekil verin.
Kurabiyeleri yağlı kağıt serili bir fırın tepsisine dizin ve önceden 170 derecede ısıtılmış fırında 12-15 dakika pişirin.  Tarifi için:

ÇİKOLATALI ÇATLAK KURABİYESİ

Soğuk bir kış gününde, akşam yemeğinden sonra ikram edeceğiniz çayın yanında, evdekilere nefis bir sürpriz yapmaya ne dersiniz?

Bitter çikolata ve kakao lezzetini buluşturan, biraz da kahve ile lezzetini ikiye katlayan, fırında pişerken nefis kokusu, fırından çıktıktan sonraki muhteşem görüntüsü ve ağızda bıraktığı enfes lezzeti ile deneyen herkesin yeni favori kurabiyesi olacak!

Biraz ceviz, biraz çikolata ve biraz da kahve birleşiminin ne kadar lezzeti olabileceğini merak ediyorsanız, size de bu çikolatalı çatlak kurabiye tarifimi denemenizi öneririm. Hadi başlayalım.

MALZEMELER

180 gram esmer şeker
1 adet yumurta
170 gram un
50 gram kakao
50 gram bitter çikolata
80 gram pudra şekeri
4 çorba kaşığı tereyağı
3 çorba kaşığı süt
1 tatlı kaşığı kahve
1 avuç ceviz

NASIL HAZIRLANIR?

Oda sıcaklığındaki tereyağı bir kaseye alın. İçerisine esmer şekeri de ekleyin ve güzelce çırpın. Bitter çikolatayı eritin ve karışıma dahil edin. Ardından süt ve yumurtaları da ekleyip biraz daha çırpın.

Bir kasede birleştirdiğiniz un ve kakao karışımını da ekleyin ve malzemeler güzelce karışana kadar çırpmaya devam edin. Dövülmüş cevizleri ve kahveyi de ekleyip tekrar karıştırın.

Karışımı buzdolabında 30 dakika dinlendirin. Hamurdan parçalar koparın ve elinizle top şeklini verin ve pudra şekerine batırıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin.

Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 15 dakika pişirin. Tarifi için:

Afiyet olsun…

Kuş dili otunun ne olduğunu biliyor musunuz? Çoğumuz biberiye diye bildiğimiz otun diğer adı kuş dili otudur. İnce ve uzun bir yapısı olduğundan kuş diline benzetilen otun insan sağlığına inanılmaz faydaları var. Özellikler artan sıcaklıkla böcek ve sinek ısırmalarına karşıda inanılmaz faydası olan bu ota dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Biberiye (Kuş dili otunun) faydaları nelerdir? Biberiye (Kuş dili otunun) yağı ne işe yarıyor?Haberin detayında bulabilirsiniz…

Ballıbabagiller bitkisine ait olan biberiye otu bir diğer adıyla kuş dili otu ince yapraklı yeşil daha sonra suladıkça çiçek açar. Mor çiçek açan bu bitkinin içerisindeki yağı, yaraları hızla iyileştirmeye yaradığından alternatif tıpta kullanılır. Aynı zamanda kuş dili otu, özellikle böcek ve sivrisinek ısırıklarına ve haşeralara birebir yarar sağlar. Kozmetik sanayide kullanılan otun ispirtosu ve kolonyası yapılır. Cilt yüzeyindeki deformasyonlara da fayda sağlayan biberiye otunun çayı ise sindirim sistemine iyi gelir. Ayrıca biberiye otu bazı yörelerde kurutularak kırmızı eti marine etmede kullanılır. Ancak biberiye yağında yüksek esans bulunduğundan kronik hastalığı olanların bir uzmana başvurmasında fayda var. 

BİBERİYE (KUŞ DİLİ OTUNUN) FAYDALARI NELERDİR? BİBERİYE (KUŞ DİLİ OTUNUN) YAĞI NE İŞE YARIYOR?

Kan hücrelerinin ve sıvılaşmasını artırarak dolaşımı hızlandırdığından cildin dermis tabakasının deforme olmasını önler. Oluşma ihtimali olan sivilce ve aknelerin üzerine bir çay kaşığı biberiye sürerek oluşumu önleyebilirsiniz.

–  Cildin yanı sıra saç köklerini de güçlendiren biberiye yağını saç derisine masaj yaparak kullanabilirsiniz. Aynı zamanda bu yağ saçların beyazlaşmasını da engeller. 

Kronik baş ağrısı yaşayanlar içinde doğal çözüm olan biberiye yağı ile yarım saatlik bir masa yaparak ağrınızı azaltabilirsiniz. Bunun yanı sıra bayılma esnasında ya da mide bulantısı gibi durumlarda da koklatılarak bu rahatsızlıkların yaşanma riski azaltılır. 

Yapılan araştırmalarda biberiyenin kokusunun hafızayı güçlendirdiği oraya çıkarılmıştır. İçerdiği çözücü maddeler sinirsel hasarları azaltarak beynin hafıza gücünü artırır. Bazı bitkisel uzmanlar bu yağı evinizin koltuklarına ya da kıyafetlerinize birer damla damlatarak gün boyu yorgunluğu ve unutkanlığı azaltabileceğini vurguluyor. Özellikle stresli bir ortamda çalışanların biberiye yağını bileklerine ya da boyun kısımlarına sürerek rahatlayabilirler.

Karın bölgesine biberiye yağı ile yapacağınız masajla hem kalori yakabilir hem de kabızlığı önleyebilirsiniz. Bu yağı spor ve sağlıklı beslenme ile düzenli kullanıldığında kısa sürede yüksek oranda kalori yakabilirsiniz. Günde bir kaşık zeytin yağı tüketip ardından biberiye yağın ile alt karın bölgeye masaj yaparak da kabızlıktan kurtulabilirsiniz. 

Cildin alt derisi olduğu kadar üst derisinde de etkili olan biberiye yağını duş sonrası selülitlerin olduğu bölgeye sürerek deforme olmuş alanlardan kurtulabilirsiniz.

BİBERİYE YAĞI NASIL HAZIRLANIR?

Taze biberiye bitkisinden 6 dalı soğuk su ile iyice yıkayınız. Bir tavaya birer kaşık sırayla  zeytin, jojoba yağı ve tatlı badem yağlarını ekleyiniz. Daha sonra yıkadığınız biberiyeleri bu yağa atarak karıştırınız. 10 dakika sonra bir süzgeç kaşıkla biberiye bitkilerini tavadan alınız. Kalan yağı küçük bir cam kutuya boşaltarak kullanabilirsiniz. 

BİBERİYE ÇAYI NE İŞE YARAR?

Mide hastalıklarından en yaygın olan gastriti önler.

Sinir sistemindeki hücreleri yenileyerek zihinsel ve ruhsal hastalıkların önüne geçer. Hafızayı güçlendirir.

Üst solunum yolu hastalıklarına neden olan enfeksiyonu engeller. 

Vücudun direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kan basıncını dengeleyerek damar tıkanıklığının önüne geçer.

Serbest radikalleri ve toksinleri vücuttan atar.

Tonik olarak kullanılabilir. Cildin temizlenmesini sağlar.

Vücudun yağ yakımını hızlandırır.

Vücuttaki iltihaplı hücreleri atarak kas ve eklem sistemini rahatlatır. 

Ağız içi yaralara iyi gelir. Diş yapısını güçlendirir.

Sağlıklı beslenme listesi ile 15 günde 5 kilo verebileceğiniz bir öneri ile karşınızdayız! Peki sağlıklı diyet listesi nasıl uygulanır? Kesin kilo verdiren diyet listeleri neler? Sağlıklı ve kalıcı zayıflatan 15 günlük diyet listesi…

Toplumumuzun en büyük sorunlarından biri olan hareketsizlik ve kalitesiz beslenme, ne yazık ki şişmanlığı beraberinde getirmektedir. Bağırsak problemleri, mide rahatsızlıkları, yüksek kolesterol, kalp-damar rahatsızlıkları, insülin direnci gibi hastalıkların ortaya çıkmasında temel etken olan şişmanlık önüne geçilmediği zaman ölümcül olaylara yol açabiliyor. Şişman olan bir kişinin doktor kontrollerini düzenli yaparak kendine sağlıklı bir beslenme programı çizmesi gerekiyor. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları yerine bireyin yaşam standartlarını komple yenileyerek sağlıklı diyet listesi ile beslenmesi önemli bir konudur. Peki şişmanlığı önlemek için nasıl sağlıklı beslenilir? Örnek sağlıklı diyet listeleri…

SAĞLIKLI BESLENME İÇİN YASAK YİYECEKLER:

EKMEK

ŞEKER

İŞLENMİŞ ET

MISIR GEVREĞİ

NİŞASTALI SEBZELER

TUZ

MAKARNA

PİRİNÇ

MEYVE SUYU

SAĞLIKLI BESLENME İÇİN SERBEST YİYECEKLER:

YUMURTA

TAVUK

KIRMIZI ET

BROKOLİ

KARNABAHAR

BALIK

PEYNİR

KABAK

15 GÜNDE 5 KİLO VERDİREN DİYET LİSTESİ!

Zayıflamak isteyen kimseler için Diyetisyen Funda Özkan’ın hazırladığı 15 günlük sağlıklı beslenme listesi ile en az 5 kilo birden düşeceksiniz. Günlük 1 saat yürüyüşle beraber sağlıklı incelebileceğiniz beslenme listesi şöyle:

SABAH (08:00 – 09:00)

2-3 dilim tam tahıllı ekmek
1 dilim peynir ya da 1 tane haşlanmış yumurta
5 tane zeytin ile
Domates, Maydanoz
2 tane kuru erik veya 2 tane kuru kayısı

ARA ÖĞÜN (10:30 – 11:30)

1 bardak tarçınlı süt ve
10 tane badem

ÖĞLE (12:30 – 13:00)

2 dilim tam tahıllı ekmek
6-7 yemek kaşığı etsiz sebze yemeği
Salata ve 3-4 yemek kaşığı.yoğurt

ARA ÖĞÜN (15:00 – 16:00)

1 fincan yeşil çay
3 tane keten tohumlu diyet bisküvi ile
1 tane elma veya 2 tane mandalina

AKŞAM (18:00 – 19:00)

2 dilim tam tahıllı ekmek
5-6 tane köfte veya 6-7 yemek kaşığı kıymalı sebze yemeği ve
Salata
1 bardak kadar Kefir

MİDEYİ RAHATLATMA SAATİ (20:00 – 20:30)

1 fincan tarçınlı elmalı çay
1 tane grissini
1 yemek kaşığı kuru üzüm ya dabiraz yaban mersini 

Ünlü şarkıcı Demet Akalın, tarzında hep Versace, Fendi ve Iceberg tarzı markaları tercih ediyor. Hem konserleri hem de gündelik yaşamında tercih ettikleriyle daima lüks tarzdan yana olan Akalın, yüksek ücretler ödediği tarzıyla daima rüküş kabul ediliyor. Peki Akalın, tek bir günlük kombinine ne kadar harcıyor ve hangi markaları tercih ediyor? İşte Demet Akalın’ın rüküş kabul edilen stili!

Ünlü şarkıcı Demet Akalın, hem söylemleri hem de farklı tarzıyla her zaman dikkat çekmeyi başaran bir isim. Kendine özgü ve kural tanımaz stiliyle rakiplerinden bir adım öne çıkmayı başaran Akalın, yüksek bütçeli kıyafetler giyinmesine rağmen tarzıyla hep rüküş bulunuyor. Peki Akalın’ı rüküş kabul ettiren bu tarzı hangi parçalardan oluşuyor ve bu parçaların fiyatları kaça? Bu içeriğimizde, Demet Akalın’ın lüks kıyafetleriyle oluşturduğu ve rüküş kabul edilen tarzına iniyoruz. 

DEMET AKALIN STİLİ

Üzerindeki etek Zara mağazalarında 200 TL’ye satılan Akalın, Versace sweatshirt’i için 8 bin TL harcarken Hermes marka çantasına 30 bin TL ödedi. Fendi gözlüğü ise yalnızca 1.400 TL.

Üzerinde Balenciaga Paris ürünleri olan Akalın, bu gündelik sokak tarzı için 70 bin TL harcadı.

 

Giydiği zaman oldukça dikkat çeken Fendi marka tulum, tek başına toplamda 18 bin TL. 

Ve son olarak; yine gündelik yaşam stiliyle karşımıza çıkan Akalın, Iceberg marka eşofman üstüne 1.869 TL, altına ise 2.652 TL ödedi.

Podyumlardan sokaklara hızlı bir giriş yapan yeni trend ton sür ton giyim, herkesin ne olduğunu bilmek istediği ancak detaylı bir bilgiye sahip olmadığı moda kavramıdır. Özellikle Google üzerinde sıkça aratılan bir sorudur ton sür ton nedir sorusu. Biz de sizler için aynı soruları sorarak, bir ton sür ton bilgi rehberi hazırladık. Ton sür ton nedir? Nasıl kombinlenir? Ton sür ton modasında nasıl giyinilir? İşte yanıtı…

Dilimize Fransızca’dan giren ton sür ton kelimesi, çevrildiğinde “ton üzerine ton” anlamına gelmektedir. Birbirine zıt renklerin kullanıldığı “color blocking” akımının aksine, ton sür ton giyim akımında tek bir rengin tonları kullanılır. Sürekli kendini yenileyen ve ünlü tasarımcıların defilelerini süsleyen bu akımı, kendi stilinize tahmin ettiğinizden çok daha kolay bir şekilde uygulayabilirsiniz. İşte ton sür ton giyim tarzının püf noktaları:

TON SÜR TON NASIL KOMBİNLENİR?

Sade ve soft bir görünüm elde etmek istiyorsanız, pastel tonlarını kullanabilirsiniz. Birbirine uyum sağlayan açıktan koyuya birçok tonu, kombininizde kullanarak hem istediğiniz gibi sade hem de şık görünebilirsiniz.

Ton sür ton tarzı ile sade bir görünüm yakalayabileceğiniz gibi desenli kıyafetleri kullanarak da kombininizi zenginleştirebilirsiniz. Fakat kıyafetinizdeki renklerin birbiriyle uyumlu olması gerekir.

Kombininizde kullandığınız aksesuarlar da, seçtiğiniz rengin tonlarında olmalıdır. Mesela kemer, çanta ve ayakkabınızda koyu tonları kullanabilirsiniz.

Kaban ve paltolar sayesinde işinizi çok daha kolaylaştırabilirsiniz. Üzerinize giydiğiniz kabanı koyu, pantolon ya da elbisenizi açık tonda seçerek bu trendi stilinize yansıtabilirsiniz.

TON SÜR TON MODASINDA NASIL GİYİNİLİR?

Nadiren görülen hastalıklardan biri olan kalp kası iltihabı aniden ortaya çıkar. Gerekli önlem alınmadığında ölümle bile sonuçlanabilir. Kalp kasına yerleşen virüs kalbin gücünü olumsuz etkiler. Peki Kalp kası iltihabı (Miyokardit) nedir? Kalp kası iltihabının belirtileri nelerdir? Kalp kası iltihabının tedavisi var mıdır? İşte tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Kabakulak ve grip gibi hastalıklar nedeniyle vücuda giren virüsler kan yoluyla kalp kasına kadar çıkabilir. Burada kasa yerleşen virüsler iltihaplanmalara neden olur. Başlarda ciddi bir hastalık olmazsa bile zamanında tedavi edilmediğinde korkunç sonuçlar beraberinde getirebilir. Kalbinde yüzde 90’ı kastan oluştuğundan bu enfeksiyon hızla yayılır. Bu da kalp yetmezliğine ortam hazırlar. Ayırca vücutta yeterli miktarda kan dolaşımı sağlanamadığından çeşitli hastalıklara da yaşanabilir. Bu virüs kalp kasından tüm kaslara kolayca yayılabilir. Uzmanlar kalp ağrısında özellikle sol koldaki uyuşmayla nedeniyle hemen doktora başvurulmasını tavsiye eder. 

KALP KASI İLTİHABI NEDEN OLUR?

Vücudu birçok etkenden ötürü giren enfeksiyonlu virüsler

Kaslarda kalsiyum ve fosforun azalması

Vücuttaki toksin miktarında artış

Kalpte aile öyküsünde olan bir rahatsızlık

Kalp kaslarında zayıflama

Bağışıklık sisteminin virüslere karşı yeterli antikor üretememesi gibi durumlar kalp kası iltihabına ortam hazırlar. 

KALP KASI İLTİHABI BELİRTİLERİ 

Bu hastalığın en yaygın belirtisi kalp atışlarındaki düzensizlik ve buna bağlı gelişen göğüs ağrısıdır. Kalp atışları bozuldukça deforme oranları artar. Bu hasarlarda kalıcı kalma ihtimali yüksektir.

– Kalp düzenli atmadığından kalp kapakcıkların da şişme meydana gelir. Kalp bir bütünü ile birleşip atamadığından kan toplanıp damarlara geri akmaz. Bu da kalbi zorladığından değişik sesler çıkarmasına neden olabilir.

Kalbin pompalayamadığı kan akciğerde birikir. Bu birikim vücudun çeşitli yerlerinde ödeme neden olur. Genellikle bu ödemler en sık ayak bileklerinde görülür. 

KALP KASI İLTİHABI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Belirtilerle hastaneye giden hastayı öncelikle uzman detaylı tetkiklerden geçirir. Kalp kası iltihabının virüslerden kaynaklandığı tespit edildiğinde buna göre ilaç tedavisine başlanılır. Bu yöntemle vücuttaki virüsler azaltılmaya çalışılır. Kalp kası iltihaplanmış kişilerin beslenme ve günlük hareketlerine dikkat etmeli çok fazla tempolu yürüyüş bu hastaların ölümüne neden olabilir. Bu hastalığı en iyi gideren tedavi yöntemi ise aspirin ve yatarak dinlenmektir.